Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

(1) Bence edebiyat gündelik hayatı satırlara ve misralara yansıtan bir sanat birikiminin adıdır. (II) Yazar duyar, görür, dokunur ve insan için değerli olan kazanımlanı işlemeye çalışır. (III) En büyük yardımcısı da dildir ki bu sayede sevgiyi, korkuyu, nefreti ve acıyı rahatça anlatmayı başarır. (IV) Sade ve aynı zamanda kusursuz olmayı amaçlayarak estetik denilen güzide yapılanmayı eserlerinde yansıtmak ister. (V) Bunu yaparken insanın sıradan ve basit yaşamını edebiyat zeminine yerleştirmeyi de gözden kaçırmaz. (VI) Bu sırada kimi zaman günlük yaşamdaki dili kullanırken kimi zaman da dil üst bir seviyede ilerler. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi ikisi aynı düşünceyi aktarmaktadır? > A) I ve III D) III ve IV B) I ve V E) IV ve VI C) II ve VI

karekök & dakika lanı aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Kişilik bozukluğu, hastanın sağlıksız düşünme ve sağlıksız davranış tarzına sahip olduğu bir tür zihinsel bozukluktur. Ki- şilik bozukluğu olan bir kişi, durumları ve insanian algılamakta veya ilişkilendirmekte zorlanır. Kişilik bozukluğu, hastanın iliş- kilerinde, sosyal aktivitelerinde, iş ve okulunda önemli sorunla- ra ve sınırlamalara neden olur. Bazı hastalar, kişilik bozukluğu olduklarının farkında olamayabilir çünkü düşünme ve davranış tarzı kendilerine son derece normal gelmektedir. Bu durumda hasta, karşılaştığı zorluklar veya olumsuzluklar için başkalarını suçlayabilir. Kişilik bozuklukları genellikle genç yaşlarda veya yetişkinlik döneminde başlar. Kişilik bozukluğunun birçok türü vardır. Bazı türleri, kişinin yaşının ilerlemesiyle birlikte daha az görülebilir. 39. Bu parçadan hareketle kişilik bozukluğu olan birey- lerle ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Çevrenin yanlış tutumundan dolayı bu duruma düş- müşlerdir. B) Insanian ve durumları algılamalan özgün olduğu için hasta sayılmaktadırlar. C) Davranış ve düşüncelerinden dolayı toplumdan dış- lanma veya sosyal olamama ihtimalleri vardır. D) Genellikle yaşlılıkta görülmesi, fiziksel değişimlerin sebep olabileceğini göstermektedir. E) Hasta olduklarını bilmediklerinden toplumda rahatça yaşamaktadırlar. Türkçe

Tuvalu ülkesi pek bilinmez. Ama "twitch.tv internet adresinin sonundaki "ty" ibaresi Tuvalu'ya aittir ve tv adanın en bü- yük para kaynaklarından biridir. Pasifik Okyanusu'nun ortasın- de dünyanın dördüncü en küçük ülkesi olan Tuvalu, yok olma hikesi altındadır. Küresel ısınma neticesinde deniz seviyesi sadece bir metre yükselirse deniz altında kalacaktır. Ada hal- ko buna sürekli çözüm üretmeye çalışmaktadır. Nüfusu 11.000 kişiden ibaret olmasına rağmen ileri görüşlü olan Tuvalu halkı, adamın beklenmedik şansının yardımıyla ülkelerini kurtarmak istemektedir. Tuvalular, kendi kültürlerini korumakta başarılı ol- duklan kadar bağımsızlıklarına da düşkündürler. Hayata karşı gerçekçi yaklaşımlanı ve küresel ısınma felaketine karşı ada- lanını kurtarma mücadeleleri takdire şayandır. 1995'te "tv'nin kullanım hakları şans eseri Tuvalu'ya verildiğinde Tuvalu'da internet yoktu. Tuvalu'da internet kullanımı hâlâ yaygın olmasa da "V" internet uzantısı satışından gelen gelir, adanın iyi yön- de değişmesini sağlamaktadır. Ülke, bu kullanım hakkından bir yılda beş milyon dolar kazanmaktadır. 37. Bu parçada Tuvalu ile ilgili aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir? A) Halkının özelliklerine B) Dünya üzerindeki konumuna C) Gelir kaynaklarının çeşitliliğine D) Küresel ısınmadan olumsuz etkilendiğine E) Internetin verdiği imkân sayesinde geliştiğine karekök & dakika f t

ştur. miş- 1 anlar Dow ara- esi IV Testokul 5. Ahmet Cemil ince parmaklarıyla yumuşak sarı saç- larını taradı; gözleri yarı kaybolmuş, bir sâniha dalgasıyla tutuşmuş kadar parlak çehresi Raci'ye yarı dönük, yarı muhatap bir vaziyette devam etti: "Siz şiirimizi bıraktıkları noktada sabit görmek isti- yorsunuz, amma buna imkân olmayacağına bir türlü inanmak istemiyorsunuz..." Raci'nin dudaklarında sanki istihfaf tebessümü don- muş, orada yapışmış gibi ne dağılıp ne açılıyordu. Ahmet Cemil'in yanaklarına hafif bir renk çıkıyor, dudaklarına bir ihtizaz geliyordu. Fakat sedası, saf bir ahenk kadar kulakları okşayan, ruha sıcaklık veren sedası -uçtukça pervaz kabiliyeti artan kırlan- gıçlar gibi- söyledikçe kuvvet buluyordu. Mai ve Siyah adlı romandan alınan bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylene- mez? A) Yazar, okuyucunun gözünde olayları ve karakter- leri canlandırmak istemiştir. B) Hâkim bakış açısıyla kaleme alınmıştır. C) Zaman ögesi belirtilmemiştir. D) Benzetmeden yararlanılmıştır. E) İç monolog tekniğinden yararlanılmıştır.

Kitapçık Türü 6. Medya sayesinde yakın ve uzak çevremizden, siyasi, ekonomik ve sosyal gelişmelerden haberdar olur; dünyadaki davranılır, hangi sinemada ne izlenir, toplumun geneli ne düşünüyor, olaylar karşısında insanların genel yaklaşımı yerimiz hakkında bilgi alır ve hava, yol durumunun nasıl olacağını öğreniriz. "Ben kimim, biz kimiz, nerede nasıl nedir?" sorularının cevaplarını da medyadan doğru bir şekilde öğrenmek isteriz. Ayrıca eğlenceli vakit geçirme, kamuoyu oluşturma amacıyla da başvurulan önemli bir araçtır. Bu metinde medya ile ilgili, 1. Medyanın günlük yaşamımızdaki yeri ve önemine nedir? II. Hangi medya araçlarını ne sıklıkla kullanıyoruz? III. Medyanın bireysel ve sosyal gelişimimize katkısı nedir? sorularından hangilerinin cevabına ulaşılabilir? A) Yalnız I B) I ve III v C) II ve III D) I, II ve III

6. İyi bir şairin şiirinde yerelden evrensele uzanan bir çizgiyi görmek, karanlıkta ilerleyen ışıklı bir arabayı fark etmekten farksızdır. Aşağıdakilerin hangisi bu cümlede anlatılmak istenenle anlamca aynı doğrultudadır? A) Nitelikli şiirler, iletisini okuruna fark ettirirken dolambaçlı bir yol seçer. B) Kaliteli bir şiirde, şairinin yaşadığı yerden insanlığa seslenişini algılamak, masmavi bir denizde bembeyaz bir geminin ilerlediğini anlamaktan zor değildir. C) Kendini kanıtlamış şairlerin şiirlerinde doğallığı, anlatımındaki samimiyette bulmak; bir annenin kendi bebeğini binlerce bebeğin arasından seçebilmesidir. D) Beğeni kazanmış her şiirde okurların kendi yaşadığı hayattan izler bulması, karla kaplı bir alanda siyah bir şeridi takip etmek kadar kolaydır. E) Başarılı bir şairin şiirini okurken insanlığa yayılan bir duyguyu belirlemek, ağacın dallarındaki kuşlardan gökyüzüne havalanan kuşu görmek gibidir.

tla 31 39-40. sorulan aşağıdaki parçaya görs cevaplayinez. 1912 yılında Dergah dergisinde Ahmet Haşim'in Bir Günün Sonunda Arzu adli giri yayımlanır, Edebiyat dünyasında büyük yankı uyandıran bu gir, herkesçe konuşulmaya başlanır. Şiir, simgeci bir anlayışın kapaldik özelliğini fazlasıyla hissettirmektedir. Anlattiği her şeyi gair, bu giirinde perde gerisinden vermiştir. Bu girinin ardından Gol Saatleri adhi eseri yayımlanır, Kitap bir yandan çok beğenilirken sahip olduğu kapalilik özelliğinden ve yeni bir anlayışı temsil etmesinden dolayı olumsuz eleştiriler de olmaktadır. 1926 yılında ise usta şair, Piyale adlı eserini çıkarır. Sanatçı bu dönemde düzyazı alanındaki başarısını da edebiyat dünyasına göstermektedir. Paris izlenimlerini anlattığı ve Ikdam gazetesinde yayımladığı yazılarını Bize Göre adı ile bastıran Ahmet Haşim, bir yandan da Akşam ve Dergâh'ta çıkan yazılarını Gurebahane-i Laklakan adıyla kitaplaştırır. Daha sonraki yıllarda sağlık sorunları için gittiği Frankfurt'u anlatan eserini Milliyet'te yayımlar. Bu yazılarını Frankfurt Seyahatnamesi adıyla kitaplaştırır. Onun şiiri âdeta bir tablo gibidir. Karamsarlık ve yalnızlık onun için vazgeçilmez konulardır. Onun şiirinde ahenk büyük bir öneme sahiptir. Şair kimi zaman söz konusu ahengi kelimeler ile yakalamaktadır. Divan kültürünü de şiirinde kullanan Ahmet Haşim, farklı bir şiir yaratarak birçok şairi etkilemiştir. Şiir dışında Ahmet Haşim; gezi yazılarında, denemelerinde ve fıkralarında sade bir dil kullanmıştır. Krallar Karması erden ğine ne Suna Biğina 39. Bu parçada, 1. Ahmet Haşim, şiir hakkındaki düşüncelerini hangi eserinde anlatmıştır? II. Ahmet Haşim, düzyazı alanında başarıyı yakalamış mıdır? III. Ahmet Haşim'in şiirlerinde hangi kavramlara daha çok rastlanır? sorularından hangilerinin cevabı yoktur? A) Yalnız Ita B) Yalnız II D) I ve II C) Yalnız III E) I ve III 40. Bu parçadan hareketle Ahmet Haşim ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Şiirlerinde kapalı anlatımı benimsediği B) Yeniliğe açık bir şair olduğu C) Farklı dergi ve gazetelerde eserlerini yayımladığı D) Birden fazla türde eser verdiği E) Bütün eserlerinde sade bir dil kullandığı TÜRKCE

32. Insanlık yıllardır virüslerle mücadele ediyor. Aşılar, enfeksiyonların yayılmasını önlese, antiviral ilaçlar hastaları iyileştirse de son aylarda tecrübe ettiğimiz gibi virüslerle mücadelede galip gelmemiz için almamız gereken daha çok yolumuz var. Son on yılda birçok virüs hayvanlardan insanlara geçti ve binlerce insanın hayatını tehdit eden ciddi boyutlardaki salgınları tetikledi. Örneğin 2014-2016 yılları arasında Ebola virüsünün Batı Afrika'da neden olduğu salgında enfekte olan hastaların %90'ı öldü. Marburg, Ebola, Kuduz, HIV, Çiçek, Hantavirüs, Dang, SARS-Cov, MERS-Cov aklımıza gelen ölümcül virüsler. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Bulunan aşıları halk için yaygınlaştırarak her türlü virüsle savaşmak ve onları yok etmek mümkündür. illar Karması B) Bugüne kadar görülen virüsler arasında en tehlikeli olanı Ebola olmuştur. C) Son on yıldan önceki dönemler daha temiz bir doğaya sahip olduğumuzdan virüslerin olmadığı günlerdi. D) Hayvanlar olduğu müddetçe hayvanlardan yayılan virüsler, insanlığı tehdit edecektir. E) Insanlar için tehlike demek olan virüslere karşı tam olarak zafere ulaşmak için henüz erkendir.

29. Öfke duygusunun etkisi altındaki bireyler, olayları olduğundan daha kötü görme eğilimindedirler. Gerçekleri olduğu gibi görme yetileri ádeta hasar görmüştür. Bilişsel yeniden yapılandırma adı verilen teknik; işlevsiz, yardımı olmayan olumsuz duyguların daha işlevsel olanlar ile yer değiştirmesine neden olur. Bu sözler aşağıdaki soruların hangisine karşılık söylenmiş olabilir? A) Öfke duygusu bakış açısını etkileyip değiştirir mi? B) Insanlar neden ve nasıl öfkelenir? C) Öfkelenen insanların davranışları nasıldır? D) Öfke hangi durumlarda ortaya çıkar? E) Öfke durumunda beyin işlevini yitirir mi?

31. Riskli oyun; belirsizlik, mücadele, heyecan, korku ve fiziksel yaralanma riski taşıyan ve çocukların güçlü-zayıf yönlerinin farkına varıp bu yönlerini test etmelerine, sınırlarını zorlamalarına fırsat veren bir oyun türüdür. Çocukların oyun oynarken ve çevrelerini keşfederken kontrollü risk durumları ile karşılaşmaları, onların bütünsel gelişimlerini desteklemektedir. Çocukların mücadele edebileceği durumlarla karşılaşabilecekleri, fiziksel risklerin bulunduğu açık alanlarda oynanan oyunlar, onların gelişimlerine önemli katkı sağlar. Riskli oyunlar; çocukların tüm gelişim alanlarını desteklemesinin yanında onların risk değerlendirme, risk yönetimi, problem çözme ve olumlu sosyal davranış gibi birçok becerilerini de geliştirir. Bu parçada anlatılanlardan hareketle aşağıdaki oyunlardan hangisi riskli bir oyun olarak değerlendirilebilir? A Kaybetme riskinin oldukça yüksek olduğu fakat doğru adımlarla sonuca ulaşılabilen dama oyunu B) Verilen problemleri çözdükçe oyuncuların ilerlemesine izin veren, yapay zekâ destekli bir matematik oyunu Takım hâlinde boya tabancalarıyla dağlık bir alanda oynanan ve kazanmanın, geliştirilen stratejiye bağlı olduğu paintball oyunu Bilgisayar başında oynanan, çeşitli savaş ve yakın dövüş bölümlerinin de yer aldığı, açık dünyalı bir macera oyunu 2) Sokakta, arkadaşlar arasında düzenlenen ve kaybedenin soğuk içecek almak zorunda olduğu yakan top oyunu

kiş 29 not A + 7. Genç biri için şiirin başlangıcında bireysel sızlanmalar şiire dâhil olabilir. Bu, şaire şiir yazma konusunda itici bir zemin de hazırlayabilir. Fakat şair şiirini geliştirdikçe öznellikten toplumsal olana doğru bir seyir içinde olmalıdır. Şiir, toplumun değişim ve dönüşümüne estetik bir katkı sunmak zorundadır. Bakmayın siz, şiiri toplumsal dayanaklarından soyutlamaya çalışarak yapay bir şiirin peşinde koşanlara. İnsanlıktan birazcık nasibini almış biri çağın dayattığı yıkımlar karşısında ben kendimi anlatıyorum diye insanlığa ve çağına karşı sorumluluklarından sıyrılamaz. Böyle konuşan eleştirmenin aşağıdaki görüşlerden hangisine karşı çıkması beklenir? A) Toplumsal sorunların şiirde işlenmesine karşı çıkan bir şairin gerçek anlamda sanatçı olması beklenemez. B) Şiirde biçimsel ve içeriksel bir denge kurmak, şiirin, kalıcı olmasında önemli bir rol oynamaktadır. C) Genç bir şairin yapması gereken ilk şey, içinde yaşadığı toplumun durumunu gözlemektir. D) insanlığın sorunlarına kendi dilince çözümler ve öneriler getirmeyen bir şairin yazdığı şiir kısa sürede unutulmaya mahkumdur. E) Bir şair için öncelik, kendi duygularını sanatsal bir dille ifade etmektir; dış dünyanın sorunlarına kafa yormak değil.

36-38. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Alison Gopnik, kariyerine şimdilerde gülünç bul- duğu bir deneyle başlıyor. Çocukların sözcükleri soyut kavramlarla nasıl ilişkilendirdiğini anlamak için 15 aylıktan itibaren dokuz çocuğu yılda bir kez ziyaret ediyor ve ağızlarından çıkan her şeyi kaydediyor. Yaklaşık dört yıl süren bu çalışması sonucunda Gopnik, çocukların sözcükleri kullan- ma biçimi ve ifade ettikleri anlamların, yetişkinle- rin konuşma veya düşünme tarzıyla örtüşmedi- ğini belirliyor. Gopnik bu sonuçlardan hareketle çocuklanı, yetişkinliğe başlangıç aşamasındaki bireyler olarak görmek yerine onların tamamen farklı olduklarını söyleyerek yetişkin bilişsel ön- celiğinin bir illüzyondan ibaret olduğunu vurgu- luyor. Bu görüşünü de çocukların öğrenmeye yetişkinlerden daha açık olmasına dayandırıyor. Çocuk beyninin boyut ve biçiminin yetişkinlerden farklı olması sadece öğrenmeye açıklık değil, odaklanma, plan yapma ve dürtülere hâkimiyet konularında da çocukları yetişkinlerden üstün kılıyor. Yetişkinlerin beyin sistemi yaratıcı düşün- meyi sınırlandırırken yeni sinirsel bağlantılarla sürekli gelişen esnek çocuk beyni, yeni durum- lara hemen uyum sağlayabiliyor. Bu nedenle ço- cuklar, gömlek düğmesi iliklemeyi beceremese- ler de soyut bulmacaları çözmede veya az bilgi- den yola çıkarak sıra dışı yöntemler geliştirmede daha başarılı oluyor. Örneğin bir telefonun nasıl çalıştığını kavradıktan sonra bu bilgiyi sokak ka- pısının sürgüsünü açmada kullanabiliyor. Farklı disiplinlerde ilgiyle karşılanan Gopnik'in bu ça- lışması, daha akıllı otomobiller üretmeye ve bil- gisayar oyunları geliştirmeye çalışan yapay zeka uzmanlarına esin kaynağı oldu. Araştırmasıyla son zamanlarda popüler olan Gopnik, çalışmaya başlarken çocukların nasıl bir öğrenme biçimi- ne sahip olduklarını tespit etmek gibi bir amacı olmadığını söylüyor. Hatta çocuklardan birinin ailesi taşınsaydı veya başka bir engel çıksaydı onca emek çöpe gidecekti, diye ekliyor. 36. Bu parçada Gopnik'in ara aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir A) Başlama gerekçesine B) Veri toplama yöntemine e) Farklı gruplarla tekrarlandığına X D) Sonuçlarının etkilediği alanlara E) Katılımcıların niteliklerine /yediiklimyayıncılık 37. Bu parçaya göre Gopnik'in calısmasıyla ilg aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Bebeklerin bilişsel yeteneklerini her yönüy ortaya koyarak yetişkinliğe geçişle ilgili yen argümanlar önermiştir. B) Ulaşmak istediği verilerin planlanan zama aralığında tamamlanabilmesi için yoğur çaba harcamıştır. e) Yetişkinlerin bilişsel becerilerinin, çocuklar nın gelişimi üzerinde doğrudan etkili olduğ sonucuna varmıştır. DY Belli bir yaş grubuyla gerçekleştirilmesinde kaynaklanan bir genelleme ve uygulanma sorunu yaşanmıştır. E) Başlangıçta belirlenen hedeflerin dışınd farklı alanlarda kullanılabilecek sonuçlan ulaşmıştır. 38. Bu parçada altı çizili sözle yetişkinler hakkın da anlatılmak istenen aşağıdakilerden hang sidir? A) Gerçeği kavramada zorluk yaşamaları B) Uyum sağlama becerisinde yetersiz kalmala [1 C) Ön bilgilerle yaratıcı düşünceyi köreltmeleri D) Tek tip düşünme biçimini benimsemeleri E) Yeni öğrenmelere direnç göstermeleri

A Sanatının zirvesinde bulunduğu B) Romana hizmet ettiği e) Genç yazarları desteklediği (D) Alanının en yetkin ismi olduğu E) Romanlarının çok beğenildiği 2. O Aristophanes ki sanatta demokrasinin ilk büyük söz- cüsü olmuş, tiyatrosunun büt ışığını yurt sorunlarına çevirmiş, gülmeyi demokrasinin en etkili eğitim aracı kılmayı bilmiş. O kadar ki Platon, Atina'nın yasalarını hangi kitaptan öğrenebileceğini soran bir yabancı krala Aristophanes'in komedyalarını salık vermiş. Oysa hiç de öğretir gibi konuşmaz, hiçbir öğretinin de sözcülüğünü etmez Aristophanes. Sanat, politikanın buyruğuna değil; politika, sanatın buyruğuna girer onda. B Bu parçadaki altı çizili sözü anlamca karşılayabile- cek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Başarıda çalışmanın öneminin yadsınamaz bir ger- çek olduğunu tüm kişisel gelişim uzmanları ifade et- mektedir. B) Ahlat Selçuklu mezarlıklarını ziyaret ettikten sonra, rotanızı Nemrut Krater Gölü'ne çevirmenizi tavsiye ediyorum. Türkiye, sağlık sistemi ve sağlık yatırımlarıyla tüm dünyaya örnek olmaya devam ediyor. D) Okuduğum kitaplar içinde beni en çok etkileyeni, fan- tastik kurgusuyla Üç Başlı Ejderha'ydı. E) Dağın ardındaki bulutlardan güneş yavaş yavaş ken- dini gösteriyor, cazibesiyle herkesi kendine çeki- yordu. TYTORBİTAL20221-2 ögrene nlarınız hesapra ? COLUL

21. Aşağıdaki parçalardan hangisi "Insanın dış görünüşüne bakılarak o insanla ilgili büküm verilebilir mi?" sorusuna verilmiş bir cevap olamaz A) Dövme yaptıranlar aykırı, gözlük takan öğrenci çalışkandır." gibi düşüncelere çoğu insan inanabiliyor. Bu gibi inanışlar insanların fiziksel görünümüne bakarak onlar hakkında fikir yürütmenin ne kadar kesin yargılara varabildiğini gösteriyor. B) İnsanların fiziksel görünümü ile ruhsal dünyaları ve kişilikleri hakkında bilgi edinme arzusu uzun zamandır merak uyandıran bir konu. Bu konu üzerine yapılan araştırma sonuçları insanların dış görünüşe göre karar verip tavır aldığı yönünde. C) Kişilerin dış görünümünün, ilk izlenime etkisi, iş görüşmelerinde oldukça önemli. Ancak dış görünüm derken kişilerin fiziksel özellikleri değil; iş ortamına uygun kıyafet seçimi saç şekli gibi tarafların dikkate alınması gerekir. D) Insanlar kendilerini ifade etmek için farklı yöntemler seçebilir. Kimi yazarak, kimi konuşarak kimi de davranışlarıyla kişiliği, karakteri hakkında bilgi verir. Bu yöntemin hangisinin bize uygun olduğunu ise ancak kendimizi tanıyarak karar verebiliriz. E) Bir kişiyi işe alacaksanız, karşılıklı alışveriş yapacaksanız veya biriyle yeni bir iş anlaşması yapacaksanız ve bu kişi fiziksel olarak çekici biriyse sadece bir görüşme ile yetinmemelisiniz. Bu kişiyi gerçekçi olarak tanımak için öncelikle farklı durumlara olan tutumuna bakmalısınız.

ir öykü anlatma, anlandırma sana- dinlan bu sanat den günümüze rşeyi anlatmak ullanırlar. Gös- irler. Sahneye r ya da mas- k de olabilir, bu gösteriler akta da ya- biri Fransız pandomim Dinçer'dir. avit, Ulvi mızdan- si Devlet Dalı"nda Paragraf Düzeyinde Anlam akiler- a ANTIKOR 4. ünite mak için kullandığı bir araç. Insanlar müziği her dönem- Müzik, eski çağlardan beri insanların duygularını anlat. geçtiğimiz yıllarda yaptığı bir araştırma, müziği neden de çok sevmişler. Kanada'daki bir grup bilim insanınm yapan bilim insanlan, sevdiğimiz bir şarkıyı dinlemenin sevdiğimize ilişkin bilgiler ortaya koyuyor. Araştırmay tıpkı sevdiğimiz bir yemeği yediğimizde olduğu gibi bize zevk verdiğini söylüyor. Çünkü bir şarkıyı ve bir yemeği sevmemizin biyolojik nedeni "dopamin" adı verilen bir kimyasal madde. Dopaminin müzikten hoşlanmamızla ne ilişkisi var? Beynimizde çok sayıda sinir hücresi bu- lunur. Bu hücreler arasında sürekli olarak bir iletişim var- dır. Bu iletişim, hem elektriksel hem de kimyasal yollarla birçok madde rol oynar. Bu maddelerden biri dopamin- gerçekleşir. İletişimin kimyasal olarak gerçekleşmesinde Sevdiğimiz bir yemeği yediğimiz sırada beynin bu böl- dir. Dopamin, beynimizde belirli bölgelerden salgılanır. gelerinde dopamin salgılanması artar. Beynimizde do- pamin arttığında kendimizi ödüllendirilmiş gibi hissede- riz. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilme- miştir? Ainsanların müziği sevip sevmemesi dopamin mad- desinin salgı oranına göre değişmektedir. Bopamin beynimizde iletişimin gerçekleşmesine yardım eden kimyasal bir yoldur. Yemekten aldığımız lezzet ile müzikten alınan lezzet aynı nedenden kaynaklanmaktadır. Dopamin salgılandığında kişi kendisini iyi hisset- mektedir. EX Müziği sevmenin nedeni biyolojik olarak açıklanabil- miştir. 4. 7.

5. 5. - 6. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Bu yaz muhakkak kulağınıza çalınmıştır, derin su kütlelerinde ve onun içerisindeki büyük canlı ya da cansız varlıklardan aşın derecede korkmak üzerine ortaya çıkan bir duygu durumu var. Hatta bu duygu durumunun literatürde bir de adi var: talassofobi yani derin su kütlelerinde kalmak korkusu. Bu korku, koyu renk denizlerde, insanları taşıyan büyük gemilerin çok az bulunduğu büyük okyanuslarda özellikle depreşen bir panik duygusuyla kendini belli ediyor. Hatta öyle ki bazen büyük su kütlelerinin içerisindeki insanların ya da diğer devasa canlıların ne kadar küçük kaldıklarını gösteren büyük resimler bile bu korkuyu tetikleyebiliyor. Bu parçaya göre talassofobi ile ilgili olarak Bilimsel adi olan bir duvau hâlidir. II. Görsel matervallerle bile harekete geçebilmektedir. II. Gerçek dünyada karşılığı olmayan bir korkudur. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I B) Yalniz II D) I ve III C) I ve II E) I, II ve III 7. 8. ba E 269