Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

503 5. 11. Sınıf Deneme Sınavi 03/Platin Serisi Hikaye anlatmayi, roman yazmayı çok severim. Anlattıklarımı iyi ifade etmeye, yazdıklanmi elinden geldiğince güzel kaleme almaya çalışırım. Yirmi yıldır bu yoldaki çalışmalarım, deneyimlerim bana bir yol yöntem kazandırmiştir. Insan olarak yapım, duygularım, yüreğim, çocukluğumdan beri edindiğim bilgileri süzgecinden geçirmiş, belli bir düşünceye ve dünya görüşüne götürmüş. Sizin toplumcu gerçekçilik dediğiniz akıma gireyim mi çikayım mı, bu akima daha neler ekleyeyim, bu akımdan neler çıkarayım diye ne yirmi yıl önce ne bugün bir şey düşündüm. Benim çabam toplumu, toplumun içindeki kişiyi, onun toplumla ilişkilerini, sorunlarıyla daha iyi, daha güzel anlatabilmektir. OP01-11.05DES03/Türk Dili Bu parçada yazar aşağıdaki sorulardan hangisine cevap vermektedir? B) Eserlerinizi kaleme alırken hangi kaynaklardan beslenirsiniz? Hikâye ve romanlarınızı yazarken nasıl bir yöntem izliyorsunuz? 7. (1) Ana caddenin köşesinde olan oda, olgún reigin cans gayretindeydi. (1) Delikan derin düşünceli gözlerini tavana dikmişti (1) Bab inanıyorum, sözü hep zi (IV) Evet, bu iş görüşm de inanmalrydi (V) Ca donanıma sahipti, bat de yanındaydı. Yazdıklarınızda içerik kaygısı mı yoksa üslup kaygısı mi öne çıkmaktadır? Yazdıklarınız kendi yaşamınızdan ne gibi izler taşımaktadır? E) Toplumcu gerçekçilik akımı mensubu olarak ona neler eklemek istersiniz? Bu parçadaki num virgül (,) benzer ga A) I you 0)||V 8.

8. Eskimolar, Kuzey Buz Denizi'nin kıyılarında, özellikle Amerika'nın ve Grönland Adası'nın kuzeyinde yaşarlar. Adları "çiğ et yiyen" anlamına gelen bu halk, fok hat- ta balina gibi denizde yaşayan memelileri avlayarak yaşamlarını sürdürürler. Yeryüzünde 200 ile 500 kişilik küçük gruplar hâlinde olan 50 bin kadar Eskimo yaşar. Tıpkı Moğollar gibi kısa ve yassı bir burun ile gözler bu halkın belirleyici özelliklerindendir. Kısa boylu olan Es- kimolarda boy ortalamasi 150 cm'yi geçmez. Erkekler ve kadınlar; ayı, fok, tilki kürklerinden yapılmış elbiseleri giyerler. Avrupalı kayakçılarda Eskimoların soğuğa karşı çok iyi koruyan anaroklarını kullanırlar. Evlerini taşlardan ya da balina kemiklerinden yaparlar, yılın bazı mevsim- lerinde kar ve buzdan yapılmış kulübelerde yaşarlar. Es- kimolar kendilerini kuzey soğuklarından, rüzgâr ve fırtı- nadan koruyan bu mükemmel sığınaklarda hayvanların iç yağlarını yakarak ısınırlar. ANTIKOR Bu parçadan Eskimolarla ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisine ulaşılamaz? A Beslenme ve giyim özelliklerine B) Fiziki özelliklerinin nasıl olduğuna Barınma ihtiyacını nasıl giderdiklerine BSoğuğa karşı çok dayanıklı olduklarına EYaşamlarını nerede sürdürdüklerine

4. Lale Devri'yle birlikte Osmanlı, yönünü Batı'ya döndü; Tanzi- mat ve Islahat Fermanlarıyla Batılı bir anlayışı benimsedi. Ba- tı ülkelerinden özellikle de Fransa'dan etkilenen ve geniş halk kitlesine ulaşmayı amaçlayan yazar ve şairler, ilk ürünleri Tan- zimat'ın ilanından 20 yıl kadar sonra vermeye başladı. Bu ürün- lerde Batılı düşünürlerin etkisi hissediliyordu. Şiirde; "hürri- yet, özgürlük, akıl" gibi kavramlara değiniliyor; Batı'da yaygın olan roman, hikâye ve makale gibi düzyazı türlerinde ilk ürün- ler veriliyordu. Bu dönemde günlük yaşamdaki değişim, ede- biyata da yansıyor; yepyeni bir edebiyat filizleniyordu. 1. Kültürel farklılaşmalar II. Dini-hayat ve din değişiklikleri M.Dildeki değişimler IV. Coğrafi değişiklikler Bu parçada Türk edebiyatının dönemlere ayrılmasındaki öl- çütlerden hangilerine vurgu yapılmıştır? At Yalnız I D) III ve TV ve III E) Yalnız IV C) II ve IV

O "Roman, hikâye, tiyatro gibi bir yazınsal yaratı için on yıl ne ki?" diyen Rilke'ye belki. Ancak söz konusu edilen şey bir edebî yapıt değil de bir dergi ise ve bu dergi on yıldır hâlâ her ay çıkıyorsa bunu gibi bir tavır içine giremez- siniz. Böylesine zor ve her sayısı hayati bir değere sahip olan derginin bir yılı bile geride bırakmış olmasına kimse dudak bükemez. Çünkü bir yıl demek -dile kolay- on iki sayı demektir. Bu parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdaki- lerden hangisi getirilmelidir? A) katılabilirsiniz - görmezden gelmek Böykünürsünüz - takdir etmemek itiraz edebilirsiniz - önemsememek B) karşı çıkarsınız - örnek almak duyarsız davranırsınız - dile getirmemek

17. Mantabir. (1) ---- Yazar: HW 7 / 41 A A) I. Çocukluk yıllarında neler yaşadınız? II. Yazarlığı ne zaman düşündünüz? B) I. İlk okuma deneyiminizi anlatır mısınız? I -Çocukluğum masallar, fıkralar, halk türküleri vb. ile geçti. İlkokuldayken okulun önüne gelen kitap otobüsü beni çok heyecanlandırırdı. Okumayı hep sevdim ama yazmak aklıma gelmemişti. Yakın arkadaşlarım ısrarla yazmamı söylediler. Ben de denemeye karar verdim. Geç kaldığımı düşünmüyorum. Belki de en doğru zamandır. Muhabir: (11) -- Yazar: 175% + II. Yazarlığı bir meslek olarak görüyor musunuz? D) I. Neden yazarlığa başladınız? ED - Benim için önemli olan, insanlara faydalı olmak. Yazdıklarım sayesinde birileri iyi zaman geçiriyor, mutlu oluyor, hayatına bir şeyler katıyorsa işimi iyi yapmışım demektir. Kendimi hiçbir zaman yazar olarak tanımlamadım. Bazı yazarlar gibi "Öncelikle kendim için yazıyorum." veya "Yazmasaydım ölecektim." türünden büyük sözler sarf etmek benim harcım değil. Bu işi para için yapıyor değilim ama para kazanacağım başka bir iş de yok. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdaki sorulardan hangileri sırasıyla getirilmelidir? II. İyi bir yazarda olması gerekenler nelerdir? E) I. İlk kitabınızda çocukluğunuzu mu anlattınız? II. Sizin için yazarlık ne ifade eder? II. Yazar olmasaydınız ne olurdunuz? C) I. İlk kitabınızı kırk yaşındayken yazdınız, sizce geç kalmadınız mı? TIM SAMSUNG

Goethe'nin, henüz yirmi beş yaşındayken yazdığı bu kitap kısa bir süre önce Charlotte adlı genç bir kadınla yaşadığı mutsuz ilişkiden yola çıkıyor. Edebiyat dünyasına, karşılıksız aşkıyla intihara sürük- lenen "romantik kahraman"ı armağan eden bu büyü- leyici mektup - roman, şiirselliği ve yaşama tutkulu bakışıyla okuyucuları mıknatıs gibi kendine çekmişti. Almanya'da bütün gençliği etkisi altına alan romanın, birçok intihara neden olduğu, Werther'in giydiği mavi frak, sarı yelek ve çizmelerin döneminde moda yarat- tığı, Napoleon'un bile kitabı sürekli yanında taşıdığı söylenir. Son derece duyarlı ve tutkulu bir genç ressam olan Werther'in, düşsel dostu Wilhelm'e yazdığı mektuplar- dan oluşan Genç Werther'in Acıları, edebiyata akılcılı- ğın yerini alan duygusallığın bir başyapıtıdır. Bu cümlelerden aşağıdakilerden hangisine ulaşıla- maz? A) Kitap ilgi çekici bir özelliğe sahiptir. B) Kitap birçok insanın hayatına yön vermiştir. C) Kitap, yazarın hayatından izler taşımaktadır. QONITELIK D) Gözlemin öne çıkarıldığı yapıtta anlatıda farklı teknikler- den yararlanılmıştır. E) Kitap duygu ve hayallerin ön planda olduğu bir yapıda- dır. ler, sayılar mamak ic tahmin et Bu parça aşağıdal A) Karşıl B) Tanık C) Ackl D) Tanın E) Tarti (1) Haya tapların humuzu (III) Nas tapta c kütüph duğum kitapla üzere komşu Bu pa min a A) I

AYT DENEME SINAVI B 14. (1) Alışkanlıklar, aynı koşullar ve durumlar altında belirli bir sıklıkla ve plansız biçimde kendiliğinden sergilenen davranışlardır. (II) Yeni bir alışkanlık edinme süresince de belirli bir süre bu alışkanlığın gerektirdiği davranışların düzenli olarak yapılması gerektiği düşü- nülür. (III) Genellikle bir davranışın alışkanlık haline gelmesi için 21 gün eylemin devam etmesi gerektiği ifade edilir. (IV) Bir plastik cerrah, yayımladığı kitabında ameliyat olan hastaların 21 günde yeni görüntülerine alıştıklarını belirtiyor. (V) Buradan da yola çıkılarak yeni bir alışkanlık edinmede etkili olduğu öne sürülen 21 günlük süre, bu konuda neredeyse bir kural gibi anılıyor. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede alışkanlıkların oluşmasını anlatan bir tanımlama ya- pılmıştır. B) II. cümlede alışkanlık edinmeye ilişkin yanlış bir kabul olduğu belirtilmiştir. C) III. cümlede davranışın oluşması için anlatılan zaman aralığı ve- rilmiştir. D) IV. cümlede bir cerrahın alışmaya dair elde ettiği sonuç ortaya konmuştur. E) V. cümlede cerrahın ortaya koyduğu sürenin genel ilkeye dö- nüştüğü bildirilmiştir.

31. "Warp motoru"nu veya "paralel evrenler" görüşünü önce sanatçıların mı, yoksa fizikçilerin mi dile getirdiğine karar vermek zordur. Bu konuda farklı görüşler olsa da Leonar- do dört boyutlu evrendeki güzel kadını, Picasso ise kübik kadınlarını çizerken eğer evrenimiz iki boyutlu olsaydı gü- zel kadının nasıl olabileceğini resmetmiştir. Picasso'nun zamanında, başlangıçta evrenimizin iki boyutlu olduğu, diğer boyutların sonra ortaya çıktığı bilgisi yoktu. Bir ihtimal, Picasso bunu sezinlemişti. Genelde sanatçılar hayal eder, bilim insanları da bu hayallerin matematiğini ortaya koyar ama bunun tam tersi de vardır. Edgar Allen Poe'nun Kuzgun şiirinde yüzyıllar önce bulunan "pi sa- yısı"nın gizli olması gibi. Onun bu şiirini yeniden yazan Michael Keith de şiirin başlığındaki harf sayısını 3,1415 olarak belirlemiştir. Bu parçada savunulan düşünceyi aşağıdakilerden hangisi özetler niteliktedir? A) Bilim ile sanatın birbirinden ayrılması uzun zaman al- mıştır. B) Bilim, ileri sürdüğü tezlerde kanıt aramasıyla sanat- tan ayrılır. C) Bilim insanları ve sanatçılar, karşılıklı olarak birbirleri- ni etkiler. D) Bilimin mi yoksa sanatın mı önce ortaya çıktığı tartış- malı bir konudur. E) Bilim insanlarıyla sanatçılar, aynı konu üzerinde ortak çalışmalar yapmıştır.

37) Neyi anlatırsa anlatsın, şiirin veya romanın biçimle kaynaşarak değerleneceği apaçık bir gerçektir. En derin düşünceler, en soylu duygular, en büyük davalar gerçek derinliklerini, büyüklüklerini ancak bir sanat biçimi içinde ifade edilmeleriyle kazanır. Bir eser yalnız konusuyla değerlenseydi Namık Kemal'in "Vatan" piyesi veya Barthoidi'nin New York önündeki Özgürlük Heykeli ile hiçbir sanat eseri yarışamazdı. Vatandan ve özgürlükten daha büyük, daha kutlu ne olabilir? Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Açıklayıcı anlatım biçimine başvurulmuştur. B) Niteleyici öğeler ağır basmaktadır. C) Tartışma tekniğine başvurularak bir sonuca ulaşılmak İstenmiştir. D) Ortaya atılan düşünce örneklendirilmiştir. E) Kişisel düşüncelere yer verilmemiştir. BNHSG9 Bi 40

A Türk edebiyatında roman türü ile farklı anlatılar oluşturabil- mek konusunda en tanınmış yazarlardan biri olan Adalet Ağaoğlu, Dert Dinleme Uzmanı'nda deneysel bir üslup kul- lanır. Romanın ilginç bir zaman yaklaşımıyla anlatılması ve kitaptaki hiçbir karakterin isminin belli olmaması gibi detay- lar, Dert Dinleme Uzmanı'nı da edebiyat anlayışı açısından Adalet Ağaoğlu'nun genel yazarlık özellikleri içinde değer- lendirmeyi mümkün kılar. Bu yönüyle yazarın, eserlerini oluş- turan duvara Adalet Ağaoğlu tarzı denilebilecek değerlen- dirmelere hak verecek bir tuğla daha eklediği rahatlıkla söy- lenebilir. Bu parçada söz edilen sanatçıyla ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? A) Roman sanatında, alışılmış kalıplarının dışına çıkan ör- nekler vermeye çalışmıştır. B) Roman türünde ortaya koyduğu özgün çalışmaları ile be- lirli bir üne sahiptir. CY Sıra dışı üslubu yüzünden kolay okunamayan yazarlar arasındadır. D) Yeni eserini de bilinen özelliklerine uygun bir yaklaşımla kaleme almıştır. E) Kendine özgü yönleri, belirli bir çizgi oluşturacak kadar nettir. **

MAESTRO 28. Bir grup Amerikalı bilim insanının araştırması, beynin belirli bölgelerindeki küçülme ile obezite arasında birtakım bağlan- tilar bulunduğunu ortaya koydu, Vücutta aşırı yağlanmayla bağlantılı olarak azalan gri maddenin, kişi üzerinde davra- niş ve diğer sağlık sorunları açısından ne gibi bir etkisi ola- bileceği henüz tam olarak belli değil. İlginç olan ise önceki çalışmalar, obezitenin demarisa karşı korunmaya yardımcı olabileceğini gösterirken bu çalışmanın; obezitenin, demans ve beyni etkileyen sağlık sorunları riskini artırdığını söyle- mesi. Bilim insanları; araştırmalarında geniş bir grubu ince- lediklerini ve özellikle karın bölgesindeki yağlanmanın kalp ve damar rahatsızlıklarını olağanüstü oranda tetiklemesi ya- ninda beynin küçülmesine de yol açtığını bulduklarını belir- tiyor. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisinin obezitenin neden olduğu sağlık sorunlarından biri olduğu söylenemez? A) Gri maddede azalmaya yol açması B) Beyinde küçülmeye neden olması C) Demans ihtimalini güçlendirmesi D) Kalp ve damar hastalıklarını aşın artırması E Davranış değişikliklerine sebep olması 29. Birey olmak; kendi durumunu ve yanlışlarını nesnel bir göz- le görebilmek, sorumluluk alabilmektir. Ama aynı zamanda unhilmek ve sonuçlandırabilmektir de. 30.

20. Evcil kediler islanmayı sevmiyor olsalar da suya karşı büyük ilgi duyuyorlar. Patilerini içine sokup etrafa su sıçratmak ya da banyodan gelen su sesine kulak kesilip hemen durumu araştırmak gibi bazı huyları var. Damlayan bir musluk gör- düklerinde de dayanamayıp oynamaya başlıyorlar. Kediyi henüz yavruyken yıkamaya başlarsanız zamanla bu deneyi- me alışıp sudan rahatsız olmamaya başlıyor. Buna rağmen genelde yıkanmayı sevdikleri söylenemez. Bu parçada kedilerle ilgili olarak I. Yabani olmayanların suya alaka gösterdiği II. Banyo yapmaktan rahatsızlık duydukları III. Genel olarak oynamayı sevdikleri numaralanmış ifadelerden hangilerine varılabilir? A) I ve'll D) Yalnız I B) ve III E) Yalnız III C) II ve III

Edebiyat ummani; hiç durmadan kendi sahilini döven, köpüklü dalgalarıyla meşhur bazı adaların varlığı ve bu varlığı besleyen, o kendine özgülüklerle anlamını buluyor. Böyle adaları barındırdığı müddetçe bir ummandan söz edilebilir zaten. Büyüklüğün, sınırlarını değilse bile derinliğini müstakil biriciklikler belirler. Panait Istrati; bu koca ummanda gizemli, coşkun ve kendi yalnızlığına ait biricik ada sayılabilir. Kendi dalgalarıyla kavga hâlinde, köpük köpük çoğalıyor. Sahilini tanıyor, ikametiyle barışmış değil. Kelimelerini cebine doldurup uzaklara doğru açılmaktan hiç çekinmiyor, yamalı heybesinde aşk ve dostluk var sadece. Nedense onun, edebiyat âlemindeki yerini tam olarak bulamamasını, listelere üst sıralardan girmemesini ya da dünya klasiklerinden bahsedildiğinde isminin hemen ilk anda akıllara gelmemesini seviyorum. 37. Bu parçaya göre edebiyat ummanının anlam bulmasını sağlayan, aşağıdakilerden hangisidir? A) Edebî metinlerin toplumsal hafızada karşılık bulması B) Edebî metinlerin birbirlerinden el alarak yazılmaları C) Yazarların ortak yaklaşımlar sergileyerek bütünlük oluşturmaları D Yazarların, kişisel farklılıklarını eserlerinde yansıtmaları E Her yazarın farklı bir edebî türde yoğunlaşarak edebiyatı geliştirmesi

MAESTRO 21. William Joyce'un Bay Morris Lessmore'un Uçan Fantastik Kitapları hikâyesinden uyarlanan animasyon filmi çok beğe- nildi ve eleştirmenlerden tam not alarak Oscar'a uzandı. Ya- zar, Türkçe karşılığı "Çok, azdır; az ise çok." anlamına ge- len "Morris Lessmore" ismini temayı yansıtacak biçimde bes- belli bilinçli seçmiş. William Joyce'un hikâyesi ilkin çocuk ki- tabı olarak basılmış, konu yönünden alelade görülüp çok il- gi çekmemişti. Ancak yönetmen, hikâyede bütün insanların yürek telini titretecek asıl özü bulup işlemeyi o kadar güzel başarmış ki ortaya çok güzel, bir yanıyla insanı hüzünlendi- ren bir yanıyla da izleyen herkesin içini umutla dolduran pa- muk şekeri tadında bir animasyon filmi çıkmış. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? C AV Izleyiciyle buluşmadan animasyon türü yapımların nasıl bir tepki alacağını kestirebilmek olanaksızdır. B) Duyarlı bir yaklaşımla, sıradan görünen bir hikâyede bi- le etkileyici ve evrensel taraflar yakalamak mümkündür. C) Sinema sanatının gerçek başarısı; izleyiciyi farklı, etki- leyici görsel zenginliklerle tanıştırabilmesine bağlıdır. D) Sinemada özgün eserler ortaya koyabilmek, ancak ya- zarla yönetmenin iş birliği yapması ile sağlanabilir. E) Herkese seslenebilen sanat eserlerinin ortak yanı, daha önce ele alınmamış bir temayı bulup işlemiş olmaktır. 22. 23.

21. Litosfer, sert ve mekanik özellikleri ile tanımlanan karasal tipte bir gezegenin veya doğal uydunun en dış kabuğudur. Gezegenin en dışta kalan bu katı kısmı, hareket eden katı levhalara yani kıtalara ayrılır. Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilirse "Gezegenin fiziki görünümünde zamanla bir değişiklik olma- diği" sonucuna ulaşılır? Bu kıtalar, ilk zamandan itibaren günümüzdeki hâliyle var olmady viskoz yapıda astenosfer üzerinde âdeta "kayar" gibi hareket ederek şekillendi B) Birbirini sıkıştıran bu levhaların yerkabuğundaki çökün- tülere ve kırılmalara neden olduğu anlaşılmıştır Farklı kayaç yapılarının oluşması için mükemmel bir baskı uygulayan levhaların farklı madenleri ve yeni coğ- rafi oluşumları ortaya çıkardığı düşünülüyor D) Bu levhaların birçok türün yaşayabileceği bir yapıya sahip olup olmadığı bilim insanları tarafından merak edilen bir konu ha gelmiştir Birleşme noktasında birbirinin üzerine binmeye başlayan levhalar, farkli yükselti türlerinin oluşmasını sağlamakta- dir

31. Bir düşünün, Romeo'nun yerinde Hamlet olsaydı ortaya Romeo ve Juliet'in hikâyesi çıkar mıydı? Hamlet'in ye- rinde olan Romeo ise o coşkulu yapısıyla çok açık görü- nüyor ki daha piyesin başında babasının intikamını alır, ortada oynanacak bir oyun kalmazdı. Piyesin önermesinin ispatlanması, çatışmanın piyesi ilerletecek güçte ve sağ- lamlıkta olması için karakterlerin her birine verilecek olan iyi kötü, erdemli ya da zayıf özellikleri titizlikle seçilmelidir, Bu parçanın sonuna X. bunlar yapılabilirse karakterlerin eylemlerindeki ne- denleri anlamak mümkün olur. II. bunu başaramayan bir oyun yazarının önermesini iz- leyiciye geçirebilecek bir örgüyü oluşturması imkân- sızdır. V I. bunun her sanatçıda yeni bir akımla ortaya çıktığını söyleyebiliriz. yargılarından hangilerinin getirilmesi düşüncenin akı- şına uygundur? ✓ Ai I ve II D) Hve H B) Yalnız II C)-Yalnız II- E), H ve H Diğer Sayfaya Geçiniz.