Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

18. Futboldaki cinsiyetçi dili ve erkek egemen anlayışı değiştirmek için yola çıkan Karşı Lig dört sene önce kuruldu. Kadın-erkek birlikte futbol oynanan, hatta kadınların oynamasını teşvik amacıyla sahada en az üç kadın oyuncunun yer almasını şart koşan lig, futbola yeni bir anlayış getirmenin peşinde. Endüstriyelleşmiş, büyük paraların döndüğü, hırsa ve sadece kazanmaya odaklı futbol yerine oyundan zevk almayı ve birlikte bir şey paylaşmayı esas alan, "fair play"in hâkim olduğu oyunu geri getirmeye çabalıyorlar. Selamsız Bandosu da işte bu Karşı Lig'de mücadele eden 16 takımdan biri. 2015'te kurulan takım farklı meslek gruplarından ve çevrelerden gelen kadın ve erkeklerden oluşuyor. Kadir Has Üniversitesi Spor İletişimi Sertifika Programı'nda tanışan, bir süre kendi kendilerine futbol oynadıktan sonra kadın- erkek beraber oynayabilecekleri bir lig arayışına giren ekip, eski yerli sinemaya olan hayranlıklarının neticesinde kendilerine Selamsız Bandosu ismini vererek Karşı Lig'in kurucuları arasında yer almış. Bu parçada sözü edilen "Karşı Lig" ve orada yer alan "Selamsız Bandosu" adlı futbol takımı ile ilgili aşağıda söylenenlerden hangisi yanlıştır? A) Karşı Lig'in amaçlarından biri, kadınların da futbolu erkekler kadar iyi oynayabileceklerini göstermektir. B) Ligin oluşumunda dünya görüşü ve siyasal bakış açısı etkili olmuştur. C) Lig amatör ruha uygun özellik ve kurallarla oluşturulmuştur. D) Selamsız Bandosu'nun üyeleri çeşitli ilgi ve bakış ortaklıklarına sahiptir. E) Karşı Lig, günümüz futbol endüstrisine eleştirel bir bakışla yaklaşmaktadır. 19.

21. Freud Günlük Yaşamın Psikopatolojisi'nde, kazayla yaralanmaların aslında "kaza" olmadığını ileri sürmüş "kazaya yatkın" kişilerin özelliklerini rasyonel açıdan değerlendirmeye çalışmıştır. Nitekim özgürlük ve irade kavramları bile modern dönemde nesnel zorunluluğu bilme ve bunu kullanma yeteneği şeklinde tanımlanmıştır: İnsan, doğanın ve toplumun zorunlu yasalarını tanıyıp öğrenmekle özgürlük kazanır; doğanın ve toplumun zorunlu yasalarını bilmediği sürece insan özgür değildir. Başka bir deyişle - ve Düşüncenin akışına göre bu parça aşağıdakilerin hangisiyle tamamlanabilir? A) insan, etrafını çeviren bu sınırlara karşı çıkabildiği oranda özgürleşir. Bu sınırları ortadan kaldırmak ise bilinçle ve örgütlülükle mümkündür. Özgür olmak isteyen insan öncelikle yıkması gereken sınırları tanimalı ve buna uygun bir strateji geliştirebilmelidir. B) insan özgürlüğü, içinde olduğu koşullarla ve uymak zorunda olduğu yasalarla belirlenir. Bir yandan evrenin fizik yasaları öte yanda içinde olduğu toplumun coğrafi, ekonomik, dinî, geleneksel kuralları onun özgürlük alanını belirler. Bunları bilen insan neyi yapıp neyi yapamayacağını da bilir. C) insan değişmek isterse kendini tanımalıdır, kendisinde neleri değiştirmek istediğini bilmeden bu değişimi başlatması olanaksızdır. İnsan özgürlüğünün anahtarı da bu nedenle kendini tanımaktır. Bunu başarabilen insan çevresini ve tüm dünyayı nasıl değiştirebileceğini de belirleyebilir. D) bizler evrenin işleyişini belirleyen temel yasalarla çevriliyizdir. Bu yasaları bilmek insanın ne kadar aciz bir canlı olduğunu da kavramamızı sağlar. Ancak bu kavrayış sonrasındadır ki elimizdekiyle yetinmeyi öğrenebiliriz. E) mutlak özgürlük, insanın iradesiyle elde edebileceği bir şeydir. Büyük özgürlük savaşçıları bu nedenle toplumun yasalarına karşı savaş başlatmışlardır. Özgür insan, yeni bir dünya yaratabileceğinin farkında olan insandır.

22. (1) 4. ve 10. yüzyıllar arasında Ortaçağ Hristiyan dünyası karanlık bir dönemden geçerken onların talip olmadığı Antik Yunan bilim ve felsefe mirasını Müslümanlar sahiplendi. (II) 8. ve 9. yüzyıllarda Müslümanlar Yunan biliminin büyük bir bölümünü Arapçaya aktarıp geliştirmeye çalıştılar. (III) Aslında ilk dönemlerde Hint astronomisi ile ilişkilenmişlerdi ama Yunan astronomisi ile tanışınca buradaki kıymeti hemen fark ettiler. (IV) Gözlemevleri kurarak pratik astronomiyi ve hesaplar, teoriler üzerinden de kuramsal astronomiyi ilerlettiler. (V) İlk gözlemevleri onlar tarafından kuruldu, gözlemlerin dakikliğini arttırmak için yeni gözlem araçları ve gözlem teknikleri geliştirdiler. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Astronomi de bu alanlardan biriydi." cümlesi getirilmelidir? A) I B) II C) III D) IV 24 E) V

A A 24. Yer altı kaynaklarının değerlendirilmesi, bir milletin kalkınmasında en önemli ögelerden biridir. Ancak son yıllarda artan çevre duyarlılığı nedeniyle bu kaynakların değerlendirilmesi amacıyla başlatılan her türlü çalışma çevreci örgütlerin ve yöre halkının tepkisiyle karşılaşmakta. Doğanın ve çevrenin korunması elbette hassasiyet gerektiren bir konu. Elbette çocuklarımıza iyi bir doğal çevre bırakmalıyız. Ama öte yandan ülkenin ve gelecek nesillerin refahını da düşünmek gerekiyor. Hem zenginleşelim hem de doğal çevreye zarar vermeyelim demek ne kadar gerçekçi? Hayatımızın her alanında enerjiye bağlı yaşadığımız halde enerji elde etmek için yapılan çalışmaları engellemek basit bir romantizmden öte bir anlam taşımıyor. Bu parçada aşağıdakilerin hangisine karşı çıkılmaktadır? A) Ülkenin kalkınması ve zenginliğin adil bölüştürülmesi elbette çok önemlidir, bu konuda atılacak adımları desteklemeye hazırız. B) Önemli olan kalkınmaktır; kalkınmış, insanları eğitimli bir toplum çevreyi bugün olduğundan çok daha fazla koruyacaktır. naribu ndo C) Birkaç şirketin zenginleşmesi adına doğayı talan etmeye kalkınma diyorlar, dünyayı yaşanmaz hâle getiriyorlar, buna izin veremeyiz. D)Ülkenin yer altı kaynakları bu kadar zenginken bunları değerlendirmemek çocuklarımızın geleceğine yapılacak en büyük haksızlıktır. E) Ekonomisi güçlü bir devlet her konuda olduğu gibi doğayı koruma konusunda da gerekenleri çok daha iyi yapacaktır.

20. Aşağıdakilerin hangisi "Bir şairin, edebiyat dergilerini takip etmesi, oralarda yazılanları okuması gerekli midir size göre?" sorusunun cevabıdır? A) Bunu kaçınılmaz bir zorunluluk olarak görmemek gerekir, çünkü şiirlerine dergilerde hiç rastlamadığımız ve birdenbire kitapla karşımıza çıkan çok şair biliyorum. B) Elbette, eleştirmenler olmasa yazdıklarımızın değerini anlayamayız; bu nedenle dergilerde ne kadar çok eleştiri yazısı yayımlanırsa bu, o kadar sevindirici olur. C) Tabii ki gereklidir. Tüm sanatçılar gibi şairin de yaptıklarını anlaması için bir eleştirel ortama ihtiyacı vardır. Bu ortam da en doğrudan biçimiyle dergilerde bulunabilir. D) Gerekli olmaz olur mu?.. Değişen hayatın nabzı sokakta atar; orayı yaşamayan şair, değişen hayatı nasıl yakalayacak? E) Hayır. Şiirin bir kısmı bilgi olsa da önemli bir kısmı sezgidir, bu nedenle şairin iyi bir eğitim almış olması gerekir düşüncesine pek katılamıyorum.

A Kitapçığı 22. (1) Denilebilir ki en eski çağlardan bu yana, neredeyse her dönemde, okumanın insan yaşamındaki yeri ve önemi üzerinde durulmuştur. (II) Bireyin; bireyselliğinin bilincine düşüncesini belli bir seviyeye getirmesi büyük ölçüde varması, üyesi olduğu toplumla ilişkilerini düzenlemesi, okuma gücünü kazanmasına bağlıdır. (III) Yeryüzündeki yerini, varoluş nedenini anlamasında da okumanın etkin bir yeri vardir. (IV) Nitekim Thomas Jefferson bir dostu na yazdığı mektupta, özgür insan, okuyan insandır, der, ardından da şunları ekler: "Çünkü okuma, bilgisizliği ve kör inançları yenen tek güçtür." (V) Bu gerçeği Voltaire şöyle dile getirir: "İnsanlığı yönetebilecek olanlar, okuma ve yazma gücüne sahip olanlardır." Bu parçada numaralanmış yerlerin hangisinden sonra "Çünkü düşünceyi besleyen, geliştiren ana kaynaklardan biri sayılmıştır okuma." cümlesi getirilebilir? A) I B) II C) III D) IV E) V TY 24. E

TYT/Türkçe 16. "Okumaya nereden başlasam? Hangi türden kitaplar oku- sam? Nasıl bir yol izlesem? Bana şöyle sıkıcı olmayan ama hafif de sayılmayacak kitap adian verebilir misi niz? Ne istiyorum, biliyor musunuz, okuyacağım kitap beni hem oyalasın, eğlendirsin hem de bana bir şeyler öğretsin. Bana böyle kitaplar önerir misiniz?" Bu tür- den sorulan yanıtlamada zorlanmişimdir hep. Bilirim ki söyleyeceklerimin öyle yönlendirici, okutucu bir işlevi de olmayacaktır. Her kitap, okurun okurluk yaşantisina. birikimine göre değişiklik gösterir. Birinin yüreğinde tit- reşimler yaratan, kan dolaşımını hızlandıran bir kitap, bir başkasının ruhunu karartir, esnetir, ağırlığı altında ezer onu. Bu yönden her kitabın herkes üzerinde aynı etkiyi bıraktığı söylenemez. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Her kitabin, her okurda ayni etkiyi uyandırmaması beklenemez. B) İnsanda değişiklik meydana getiren kitaplar, kusursuz bir yapıya sahiptir. C) Birine çarpıcı, renkli yaşantılar sunan bir kitap; bir diğerine bayağı, sıradan gelebilir. D) Kitapların kişiler üzerinde aynı etkiyi bırakmaması, doğrudan çevresel koşullarla ilgilidir. E) Kitap tavsiyesi alan okurlar, daha iyi ve etkili kitapları okuma olanağı yakalar.

19. 1. Bu sayede lityumun kimyasal geçmişi, spodumen ve petalit adlı alümina silikat minerallerin yardımıyla aydınlatılabilmiştir. II. Lityum ise 1817 yılında İsveçli kimyacılar Johan August Arfwedson ve Baron J. J. Berzelius tarafın- dan yeni bir mineral olan petalitin içerisinde bu- lunan ve daha önce bilinmeyen yeni bir element olarak keşfedilmiştir. III. Lityum ismi, Yunancada taş anlamında kullanılan "lithos" kelimesinden gelmektedir. IV. Bu mineraller, 19. yüzyılın başında Stokholm (İsveç) yakınlarındaki Üto Adası'nda, Brezilyalı Andrada Silva tarafından bulunmuştur. V. Elemente bu ismin verilmesinin nedeni, 1A gru- bunda yer alan ve bitkisel kaynaklarda keşfedilen sodyum ile potasyum elementlerinin aksine, lityu- mun mineral kaynağında ortaya çıkarılmasıdır. Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? A) I B) II C) III D) IV E) V SUP TG 22 TYT

Kültürlü olmak neye yarar? Mutlu olmaya. Yetin- memeye, "daha'yı istemeye, dolayısıyla aramaya, üretmeye, yaratmaya... İnsanın kendini bilmesine, sınırlarını görmesine, sınırlarını aşma çabasında ya- şamına anlam katmasına ve kişi olmasına... Bu parçaya göre kültürlü bir insan aşağıdakiler- den hangisiyle nitelendirilebilir? A) Çalışkan, kötümser B) Yeniliğe açık, duyarı C) Açık sözlü, öfkeli D) Şüpheci, araştırmacı E) Bilgili, duygusuz ...

kça yır! biz ara uk- in- ak ca- rla re in de bu O bl- √- Ş Paragrafta Konu ve Başlık Mizah süpürge sopası değildir, vurmak, dövmek, kaba kaba güldürmek için kullanılsın... Bu bir fırçadır, dimağımızın yo. rucu ilim ve hayat yollarında topladığı tozları alır; nazik, ince bir iştir. Mizah haşhaş yağı gibi yutulmaz, hazmolmaz, bu- lanık, sıvaşık bir sıvı da değildir, kirletmez, lekelemek için kullanılsın... Bu bir şuruptur, ağır yemeklerin üzerine nefis rayihasıyla yudum yudum içilir, tadına kanılmaz. Buruk bir muşmula gibi yüz ekşittiren tuhaflıklar, iğrenç bir koku gibi insanı tıkayan nüktedanlıklar ne zaman bir derece revaçtan geri kalırsa zevk hususunda da bir adım ileri gitmiş oluruz. Hangi ilmin, hangi fennin, hangi sanatın adı anılınca altın- dan, "Bende ondan da var!" diye fırlayan simaların azlığı matbuat için ferahlıktır. Mizahta da ehliyet, kabiliyet şarttır. Gazetecilikte de hepimiz yerimizi bilsek muhakkak daha ra- hat eder, daha iyi iş görürüz. Horozun bülbüllüğe, kedinin tilkiliğe merak salmasını aklım almıyor. 3. Bu parçanın oluşturulma amacı aşağıdakilerden hangi- sidir? A) Edebiyat dünyasında mizaha yönelmiş gençlere yol gös- termek + B) Yanlış anlaşılan bir kavramı açıklığa kavuşturup olum- suz bir durumu eleştirmek C) Yazarlığın kolay bir meslek olmadığını, yazarın hayatını da zorlaştırdığını anlatmak D) Gazeteciliğe heves edenlerin aslında gazetecilikten pek de bir şey anlamadığını ortaya koymak- E) Her işin kendine göre birtakım kuralları olduğunu, bunla- ra uyulması gerektiğini hatırlatmak pa

18 16 yaşındaki Rus Maksim Mikhilov, bir radyo programında bir orman pataloğunun ağaçların sağlık durumlarını tespit etmek için ne kadar çok çaba harcadığını dinleyince bu işi yapmanın daha kolay bir yolunu bulabileceğini düşünerek üniversiteden arkadaşlarıyla "Ormancı" adını verdiği bir robot geliştirdi. Dünya Robot Olimpiyatları'nda altın madalya kazanan Ormancı, ağaçların ormandaki konumunu kaydediyor, türlerini belirliyor, gövdelerinin boyunu ölçüyor ve ağaçların sağlıklı olup olmadığını tespit ediyor. Bunun için robot, ağaca hafif bir darbe vuruyor ve mikrofonları yardımıyla çıkan sesi kaydediyor ve bir veri tabanıyla karşılaştırıyor. Hasta ve sağlıklı ağaçların iç kısımlarındaki boşlukların büyüklüğü farklı olduğu için çıkan ses, ağacın sağlıklı olup olmadığı konusunda bilgi veriyor. Robot, ağacın fotoğrafını da çekiyor ve yapay sinir ağlarını kullanarak % 90 başarı oranıyla on ikiden fazla ağaç türünü tespit edebiliyor. Bu por ova göre Maksim Mikhiley'un bu çalışmayla III. Bir ekip TV Gelişmiş kameralarla donatılmıştır. Yukarıdakilerden hangileri Ormancı'yla ilgili olarak söylenemez? A) Yalnız I DI ve IV B) Yalnız II E) III ve IV vell 20. Ormancı'yla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? Benzerleri arasındaki yerine B) Sadece pataloglar tarafından kullanıldığına Çalışma yöntemlerine Kullanıldığı işteki başarısına Hangi soruna çözüm getirdiğine

A A 37 - 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap layınız. A Birlikte varoluş, bugünlerde hem insanlığın geldiği du- rumun bir gereği hem de sürekli geliştirmemiz gereken bir ideal olarak görülüyor. Bireysel ve ulusal açıdan ken- dimiz olarak da kalabilme kırmızı çizgisiyle, bugünkün- den daha vasıflı bir "birlikte var olma" anlayışını ortaya koyabilmeliyiz. Bir kişinin yaptıklarının herkes için hangi raddede etki yapabildiğine dair daha geniş bir farkinda- liğa sahibiz bugün. İklim değişikliği hepimizi kapsıyor, etkiliyor. Bir kişinin virüs taşıdığından haberi olmadan o virüsü başkalarına bulaştırabildiğini daha iyi anlıyoruz. Dahası, birlikte var olma meselesi sadece yakın komşu- larımızla nasıl geçindiğimizle alakalı değil artık. Küresel bir arzu, küresel bir amaç haline geldi. 37. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söy- lenemez? A) Birlikte varoluşun bir mecburiyet olduğu gün geçtikçe daha iyi anlaşılmaktadır. B) Birlikte varoluş anlayışının niteliği daha iyi bir sevi- yeye çıkarılmalıdır. g D) Birlikte varoluş, insanlığın geldiği nokta itibarıyla bir ülkü olarak düşünülmektedir. C) Birlikte varoluş ile ilgili ön koşullardan ve çekinceler- den uzak durulmalıdır. E) Birlikte varoluş ile ilgili alışılagelmiş sınırlar, daha fazla genişletilmek zorundadır. 38. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir? A) Zorluklarla birlikte başa çıkabilme fikri, ayrılıklarımızı ortadan kaldırabilir mi? B) Birlikte varoluş fikri, pratik olarak ne kadar uygulana- bilir? gi içinde bulunduğumuz koşullar birlikte var olabilmeyi zorunlu mu kılıyor? D) Birbiriyle mücadele içinde olan toplumları, zorluklar ne derece birleştirebilir? TYTÜD20221-2 E) Birlikte var olma düşüncesinin ve gerçekliğinin aşa- maları nasıl belirlenebilir? 39-40 layiniz. Çağinin J. Rousse mandi. 2 konusun gunu kö Gitilmas lerinden sayıda vaş ve tave Fl yazılıd kısım Okurle Üsteli 39. Bu sini A) BU 13 B) C) D E 40.

on bulu- en çok nimizde hücresi aşama dikkate sayıları ar hayli al içerik i bakı- parag- ? VI le A mlanmış şmaları bir cüm- IKS-2023 20. Gazeteci: "Aynılaşmaya hayır! Yinelemeye hayır! Aynılı- ğa hayır!" söylemine, "Hayır" adlı romanınızda sık sık yer verilmekte. Aysel'le dile gelen bu sözlerin, hayata bakışı- nızdaki temel yaklaşımı ve kişiliğinizi yansıttığı söylenebi- lir mi? Adalet Ağaoğlu: Kısırdöngü, bir örneklik, dün yaşana- nın aynen bugün de yaşanıp durması, tekrarlar beni fena hâlde yormakta hatta hırçınlaştırmakta. Bir giydiğimi er- tesi gün de giymek durumunda kalmışsam farklılık yara- tip eşarbi değiştirir ya da bunu yaka altıma farklı biçimde bağlarım. Romanlarımda da bu böyledir. Aşağıdaki şiir görüşlerinden hangisi, yazarın bu diya- logdaki roman anlayışıyla ters düşmektedir? A) Divan şiirindeki mazmunların çok büyük bir bölümü güzelin (sevgilinin) uzuvlarıyla ilgilidir. Örneğin sev- gilinin saçı söz konusuysa zülf, gîsû, mû, mûy, turra, kâkül, perçem vb. kelimeler kullanılır. Kelimeler farklı olsa da bu saç sevgiliye olan aşkı betimler. B) Benim tek bildiğim; güçlü, farklı bir şiir yazma çaba- sında olmaktır. Genç veya eski kuşak fark etmez, ra- hatsız olmayan şiir yazamaz. C) Şiir yazılıyorsa hâlâ, bugünün şiiri de yazılıyordur el- bet. Yazdığınız şiirin sıra dışılığı, yaşadığınız çağa adadığınız kelimelerde vücut bulur. D) Her devrin moda bir konusu vardır şiirde ancak şiiri şiir yapan, herkesin işlediğini kimsenin söylemediği şekilde ortaya koymaktır. E) Genç ya da yaşlı şair güce yani denge ve denetle- me ağına girdiği zaman, denetlenme çarkının dişlileri arasına girmeyi kabul ettiği an, hem kendini hem de şiirini yok eder.

3. (1) Ünlü ressam Pablo Picasso'nun Cezayirli Kadınlar tablosu New York'taki bir müzayededeki açık artırmada 179 milyon 365 bin dolara satılarak müzayede rekoru kırdı. (II) Tabloyu isminin açıklanmasını istemeyen bir alıcı telefonla satın aldı. (III) Daha önce bir müzayedede en yüksek fiyata satılan eser, "Francis Bacon'un" Three Studies of Lucian Freud adlı üç parçalı tablosu olmuştu. (IV) Picasso'nun 1954-1955 yılları arasında A'dan O'ya kadar sıraladığı 15'lik bir serinin parçası olan bu yağlı boya tablo, daha önce 1997'de 31 milyon dolara satılmıştı. (V) Endamlı, güzel cariyelerin kübist bir bakış açısıyla tasvir edildiği Cezayirli Kadınlar tablosu, çağdaş sanatın başyapıtlarından biri olarak kabul ediliyor. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi dü- şüncenin akışını bozmaktadır? A) I B) II C) III D) IV EV

usa da kaslarında ha- Yapılan bir çalışmada özelliğin insanlarda p olamayacağı araş- ey Amerika bozayıla- yıs arasını kapsıyor. nek tüketiyor; kasım wor. Bununla birlikte emleri başlıyor. Bu ları hızla düşüyor, tıyor ve insülin di- mnde idrar ve dışkı şekilde atlatması uşumu, psikolojik şılaşabileceği en pozayılarında ise wandıklarında ilk ir sağlık sorunu me uyum strate- ini çekiyor. isine ulaşıla amları vardır. sanlara fay- sorunun ya- da ayıların rülmekte- 19. - 20. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 32 13. yüzyılda Cengiz Han'ın torunu Kubilay Han, Japonya'yı geçirdi. Fakat Moğol gemileri, yolda 2 adet büyük tayfunla karşı- ele geçirmek için bir deniz donanmasını harekete laştı. Bu iki tayfun daha sonraları "Kutsal rüzgâr" ve "kami- kaze" olarak adlandırıldı. Japonya'daki birçok rahip, özellikle Shinto rahipleri, 1274 ve 1281'de Japonya'yı kurtaran iki doğa olayının duaları sonucu gerçekleştiğine inanıyorlardı. Tarihçiler ve bilim insanları, yüzyıllar boyunca kamikaze tayfunlarının var olup olmadıklarını sorguladılar. Birçoğu nihayetinde fırtınaların hikâye olduğuna inanmıştı. Fakat en bilim insanları bu tayfunları oluşturabilecek bir fiziksel neden buldular. Bu tayfunları Pasifik Okyanusu'ndaki El Nino Sali- nımları (küresel ölçekli bir okyanus- atmosfer olayı) oluştur- muştu. 19. Bu parçada iki büyük tayfun ile ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisine değinilmemistir? Tarihte uzun zaman gündem oluşturduğuna B Japonya tarihinin akışında etkili olduğuna Bilimsel izahının hâlâ yapılamadığına DDünya çapında bir atmosfer olayı sonucunda olduğuna Farklı isimlendirmelerin de yapıldığına n dikkat- P E 20 iki büyük tayfun sonrası Shinto rahiplerinin düşünceleri ile aşağıdaki sözlerden hangisi ilişkilendirilebilir? A) Dalgalar yükseldiğinde balıklar karıncaları yer, sular çe- kildiğinde karıncalar balıkları yer. B) Kendi hikâyesinde kibrit kadar ışıtmayan insanların başkalarının hikâyesine meşale olması düşünülemez. C) Yağmurdan korkanlar kadar güneşten korkanlar da var- dir ve hepsi bir şemsiye altında buluşur. D) Eski ozanlardan Dede Korkut öğretisi der ki: Alet işler el övünür, at işler er övünür. E) Güle sormuşlar neden dikenlisin? Gül demiş, beni ya- landan değil gerçekten seven tutabilsin. F Rah. veya eyle dürc geli tan bizi rim dır yer ka ģis ge

6. Karagöz oyunu, modern tiyatroda olduğu gibi per- delere ve sahnelere ayrılmaz. (II) Oyun, başlar kesintisiz olarak devam eder ve biter. (III) Kendi içinde dört bölüme ayrılır. (IV) Bunlar sırasıyla gi- riş, muhavere, fasıl ve bitiştir. (V) Giriş bölümün- de, önce sahneye sabit bir göstermelik konulur. (VI) Burada narake adı verilen kamıştan yapılmış bir düdüğün çıkardığı sesle göstermelik kaldırılır. (VII) Muhâvere ise, Karagöz ile Hacivad'ın arala- rında geçen bir konuşma bölümüdür. (VIII) Bu ko- nuşma genellikle asıl oyunda ele alınacak mevzu ile alâkalı olmayıp, Hacivat ve Karagöz'ün kendi kişiliklerini ortaya koyan herhangi bir konuşmadır. Bu parça iki paragrafa bölünmek istense, ikinci paragraf kaç numaralı cümle ile başlatılmalıdır? A) VIB) III C) V D) IV E) II