Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

4. Bir yandan egzotik ve cazibeli (alımlı, çekici), diğer yandan karmaşık ve gürültülü ancak her zaman sürprizlerle dolu Bangkok! Aynı gün içinde o kadar çok farklı deneyim (tecrübe) yaşatıp o kadar çok sahne # sergiliyor ki şaşırıp kalıyorsunuz: Batılı ve Doğulu, geleneksel ve modern, kaotik ve büyüleyici... İşte şehri asıl (esas) güzel kılan da bu alışılmadık (az görülen), IV beklenmedik (değeri belli olmayan) deneyim zenginliği. Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangisinin anlamı, ayraç içinde verilenle uyuşmamaktadır A)T B) II C) III D) IV E) V Diğer sayfaya geçiniz.

sine rağmen hâlâ eski önemini korumaktadır. 2) Kitapta anlatılanlar, hayal olmasına rağmen dün ve bugün yaşananlarla ilişkilendirilebilir. 20. Selçuklu Belediyesi tarafından turizme kazandırılacak olan Gevale Kalesi'nde ikinci etap çalışmaları tamamlandı. Restorasyon çalışmaları bittiğinde şehrin sembollerinden biri hâline gelecek olan tarihî Gevale Kalesi'nden tüm Konya, rahatlıkla izlenebilecek. Gevale Kalesi'nin ---- Bu parça aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanırsa "Gevale Kalesi'nin şehri panoramik biçimde görebilmeyi sağladığı" düşüncesi belirginleştirilmiş olur? A) Helen, Roma, Bizans, Selçuklu, Karamanoğlu ve Osmanlıya kadar binlerce yıllık birçok medeniyetin izlerini taşıdığı görülebiliyor. B) 1700 metre rakımdan Konya'nın 360 derece gözlemle- nebileceği bir konumda olduğu açıklandı. CY Antik Dönem'den itibaren bir kalenin bulunduğu önemli bir yerleşim alanıyla bütünleştiği ifade edilebilir. D bütün restorasyon etapları tamamlandığında şehrin turizm simgesi hâline geleceğine değinildi. E tarihte tanıklık eden yapısıyla kültür turizminin önemli destinasyonlarından biri olacağı söylenebilir. L G S A A M A L 22 7

6.2 B Bizden bu kadar uzak olan zamanlar hakkında bilgi edinmek için tabii ilk kaynak arkeolojidir. Son yirmi sene zarfında Çinli, Japon ve İsveçli arkeologlar tarafından yapılan kazılar sayesinde bugün, tarihten önceki E devirlerde Doğu Asya'nın muhtelif kültürleri hakkında oldukça mükemmel bir fikir edinebiliyoruz. Bu da karşılaşılan yeni kültürlerin, Türk kültürüne ait olmadığı hakkında bize kılavuzluk ediyor. Fakat arkeolojinin bize verebildiği her şeyde, büyük gedikler de kalmıştır. 5. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine verilmiş bir yanıt olabilir? A) Arkeoloji, çalışma yaptığı alan ile ilgili büyük gedikler bıraksa da sizce geçmişi görebilmemizde ilk kaynak mıdır? ...en B) İnsanlık tarihinin aydınlatılmasında en etkili araştırma yöntemi hangisidir? C) Geçmiş ile gelecek arasında köprü kurma işini üstlenen bir alan var mıdır? D) Eski Türk kültürü hakkında bilgi edinmek isteyen bir kişi, ilk olarak neyden faydalanmalıdır? E) Elimizde yazılı vesikalar olmayan bir zamana ait bir kültürün Türk kültürü olduğu nereden biliniyor? alon EN YAYINLARI 7. ● Tibilem n C a Bu by Söy A) B)

Ga 12-13. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. On iki hayvanlı Türk takviminin çıkışını Kaşgarlı Mahmut şu şekilde anlatır: Türk hakanlarından birisi, birkaç sene önce yapılmış bir savaşı öğrenmek istemiş ama o savaşın yapıldığı yıl konusunda bir anlaşma sağlanamamış. Bunun üzerine Hakan, ileri gelenlerle bir kurultay düzenleyerek "Biz bu tarihte nasıl yanıldıksa bizden sonra gelecek olanlar da yanılacaktır. Öyleyse şimdi göğün on iki burcu ve on iki ay sayısınca her yıla bir ad koyalım ve yaptıklarımızı bu yılların geçmesiyle anlayalım. Bu, aramızda unutulmaz bir anı olarak kalsın." deyince ulus bu öneriyi hemen onaylamış. Bundan sonra Hakan ava çıkmış ve beraberinde bulunan askerlerine yaban hayvanlarını Ilısu'ya doğru sürmelerini emretmiş. Askerler, hayvanları sıkıştırarak bu nehre doğru sürmüş. Hayvanlardan bazılarını avlamışlar, bazıları ise nehre atlayıp karşı yakaya yüzmüş. Karaya ilk defa sıçan çıktığı için birinci yıla sıçan yılı demişler; sıçandan sonra sırasıyla sığır, pars, tavşan, timsah, yılan, at, koyun, maymun, tavuk, köpek ve domuz karaya ulaşmışlar ve bu nedenle sonraki yıllara bunların adı verilmiş. Daha sonra bu yılların her birinde bir hikmetin olduğu düşünülerek fal tutulmuş ve kehanete başvurulmuş. Mesela sığır yılına girildiğinde savaşlar çoğalırmış çünkü öküzler sürekli olarak birbirleriyle vuruşur ve tos yaparlarmış. Tavuk yılında yiyecek çok olur ancak insanlar arasında karışıklık çıkarmış çünkü tavuğun yemi danedir ve tavuklar daneyi bulabilmek için çöpleri ve kırıntıları birbirlerine karıştırırmış. 12. Bu parçaya göre, "On iki hayvanlı Türk takvimi"nin çıkış nedeni aşağıdakilerden hangisidir? U. Geçmişteki önemli durumları karmaşaya yer bırakmayacak şekilde yeniden tarihlendirmek B) Türk kültürünün gelecek nesillere sağlıklı şekilde aktarılmasına yardımcı olmak 35 C) Yaşanacak olayların gerçekleştiği yılları netliğe kavuşturarak geleceğe ışık tutmak D) Geçmiş ile gelecek arasında köprü kurarak Türk toplumunun geçmişten ders çıkarmasını sağlamak E) Tarihe damga vuran olayların neden ve sonucunu gözler önüne sermek SESEN YAYINLARI Öyküle B) Açıklan Betimh D) Açıkla Öykül 14. Yazara g kontrols Oysa "d duygu v hareketl yöntem eylemin romanc tek öze müsaa oluştur hem de ilerler düşün İşte tü metin doğur Bu pa roma 1, k II. a III. IV. V. öze A)

6. Harap Mabetler'deki hikâye ve mensur şiirlerde hâkim olan temler; yalnızlık, terk edilmişlik, günahkârlık ve ölüm duygusudur. Buradaki "Ervah-ı Makamat" adlı hikâyede, Türk ve Batı musikisi karşılaştırılır. 1912 Balkan Savaşı ile birlikte Halide Edip'te ferdî problemlerin yerini millî duygular almaya başlar. "Dağa Çıkan Kurt" adlı hikâyede I. Dünya Savaşı sonunda yenik düşen Türklerin yaptığı Kurtuluş Savaşı'nı ihanete uğramış, yaralı bir kurdun kendinden çok güçlü hayvanlara kafa tutması şeklinde masalsı bir dille anlatır. Fil, burada Amerika'yı temsil eder. Aslanlar, ayılar, çakallar, yüz yıllık kartallar, yı- plaçlanlar, ceylanlar ve kara ormanlar hep bir devleti veya ülkeyi temsil eder. Yazar, II. Dünya Savaşı'ndan sonra yazdığı hikâyelerde ise Doğu-Batı sentezini arar. Onun "Kubbede Kalan Hoş Sada” kitabındaki “Seydalaa”adlı hikâyede köyden şehre göçün yarattığı, sosyal problem- ler dile getirilir. "Kubbede Kalan Hoş Sada" hikâyesinde ise Batı tekniğinin uygulanmasıyla meydana getirilen Türk operası konu edilir. "Ağızdan Çıktığı Gibi'de ise kuma sorununa ve çok liğe yönelir. Halide Edip'in öykücülüğün anlatıldığı bu paragrafta aşağıdakilerden hangisi dile getirilmemiştir? A) Dil ve anlatımının giderek yalınlaştığı plato B) Alegorik hikâyesinin bulunduğu C) Bireysel konulara da yer verdiği D) Kültür çatışmasını konu edindiği E) Toplumsal sorunlara karşı duyarlı olduğu stali 0 (0

☐ PIVA YAYINLARI B) II C) I D) IV A) Aklın Önemi B) Zıtlıklar ve Çelişkiler C) Şüphe Nedir? D) Septisizm E) Şüpheci Filozoflar E)V 7. Düşünce tarihine baktığımızda bazı düşünürler, doğru bilgiye ulaşabileceklerine kuşkuyla yaklaşmışlardır. Bu düşünürlere "kuşkucu”, oluşturdukları sisteme de "kuş- kuculuk” denir. Şüpheciler; kesin ve doğru bilginin müm- kün olmadığına, her zaman bilgiye şüpheyle yaklaşıl- ması gerektiğine, aklın zıtlık ve çelişki içinde olacağına inanırlar. Bundan dolayı kesin hükümler vermekten ka- çınılması gerektiği düşüncesindedirler. Şüphecilik İlk- çağ şüpheciliği ve 17. yy'da Descartes'ta görülen "me- todik şüphe" olarak analiz edilebilir. Bu parçaya konulabilecek en uygun başlık aşağı- dakilerden hangisidir? tekniği. hey şa- ak- ar.

12. Klasik öyküyü çok seviyordum. Bu biçimi, özellikle ilk kitabım için, bilinçli olarak seçtim. Bu tür kitapları ilk okuyuşumda, beğendiğim cümlelerin altını çizer, son- ra onları bir deftere yazar ve tekrar tekrar okurdum; bundan çok zevk alırdım. Sonra bir gün Knut Ham- sun'un Açlık adlı yapıtını okudum. Altı çizilecek tek bir satır bile bulamadım. Oysa kitabı çok beğenmiştim; beğenmek de ne kelime, çarpmıştı kitap beni. "Ne- rede bunun altı çizilecek satırları?" diye düşündüm. Aynı şeyi, sevdiğim öteki yazarların yapıtlarında da gördüm. ... Şimdi niyetim, altı çizilecek tek satırı bile olmayan bir kitap yazmak. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? A) Demek ki ben. kimsenin başaramadığını başar- mıştım. B) Artık okurken kitabın sonuna kadar dikkatimi canlı tutamıyordum. C) Sanatta ulaşmak istediğim özgünlüğü yakaladığı- mi o zaman fark ettim. D) Sonunda, özlü sözlerden çok, yalın anlatıma de- ğer verilmesi gerektiğini anladım. E) Söylenenlerin tersine, çağa ayak uyduramamış- tim.

Çağdaş romanlar, TV dizisi olarak çekilmeye çok uygu değildir. Bu romanlarda bilinç akışı iç monolog gibi farklı modern anlatım kalıplarının kullanılması, başka metinlere yapılan göndermeler içermesi, doğrusal bir zaman akışına uyulmaması, tip kavramının terk edilmesi; TV dizisi mantığına uygun düşmüyor. Derin meselelere açılan bir roman, entrikalarla dolu aşk hikâyelerini izlemeye alışık seyircilerin ne kadar ilgisini çekebilir? Çağdaş romanlarda anlatım okurun da katılımıyla şekillenir. Ama açıkçası okuyucudan katılım bekleyen metinleri TV dizisi yapamazsınız. İçerik olarak yoksulluğu, sokak çocuklarını, çeşitli sosyal yaraları aşırı gerçekçi biçimde işteyen, en azından iğneyi kendine batıran çağdaş bir roman da uygun değildir TV dizisi olmaya. DER 35. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi, çağdaş romanların TV dizisi olarak çekilmesini zorlaştıran özellikleri arasında gösterilemez? A) Sosyal eleştiri içermesi B) Çok yönlü, karmaşık olayları işlemesi C) Okurun metnin kurgusuna dâhil edilmesi (D) Farklı sosyal sınıflardan kişilere yer verilmesi E) Olayların anlatımında edilmemesi kronolojik bir sıranın takip EDERA 36. I. Yetimhanede büyümek zorunda kalan Emrah'ın acılarla dolu, çileli hayatı anlatılırken toplumun Vurdumduymazlığı eleştirilir. II. Garip bir kişiliği olan Kenan Bey'in yer yer geriye dönüşlerle, zaman atlamalarıyla sıra dışı tavırları ve iç dünyası aydınlatılmaya çalışılır. III. Düşman iki ailenin birbirini seven çocukları Kadir ve Züleyha'nın, tarafların tüm karşı çıkışlarına rağmen birbirine kavuşma serüveni işlenir. Bu parçaya göre yukarıda numaralanmış cümlelerde hakkında bilgi verilen romanlardan hangileri TV dizisi olmaya uygun değildir? A) Yalnız I B) Ave II D) Yalnız II E) Yalnız III C) I ve III ON

3 1 18. Suat Derviş'in "Afrodit Buhurdanında Bir Kadın, Türk dilinde ya- zılmış en iyi romanlardan biri." dediği roman ilk olarak 1937'de basılmıştır. Türk edebiyatında saygın bir yere sahip olan Derviş, eserin birçok yazarımıza göre de Türk edebiyatının temel taşla- rından biri olarak kabul edildiğini söylüyor. Ama eser herkeste aynı etkiyi uyandırmamış olacak ki içeşitli gerekçelerle basıldık- tan kısa bir süre sonra toplatılır. Hâlbuki yazarın bu eserinde sadece çalışan yoksul bir kadının yaşadığı çifte sömürü, çarpıcI bir şekilde tasvir edilmiştir. Hem de henüz feminizmin bilinme- diği bir ülkede "kadın" meselesini ve emek sömürüsünü daha önce kimsenin cesaret edemediği şekilde üstelik pekâlâ anlat- mıştır. Bu parçada Afrodit Buhurdaninda Bir Kadın ile ilgili aşağı- dakilerden hangisine değinilmiştir? OO A) Yetkili kişilerin eserde kendilerine yöneltilen eleştirilerden ra- hatsızlık duyduğuna B) Suat Derviş'in en beğenilen romanlarından biri sayıldığına C) Yazarının ele aldığı konuyu cüretkâr bir biçimde başarıyla iş- lediğine İşlediği probleme ilişkin çözüm önerileri getirdiğine EXTürk edebiyatında feminizmi ele alan ilk roman olduğuna /hizyayinlari /hizyayinlari 20. 7

şanılı e bu erine ağır ınır. aha ibar -dir. man en e- a- m BENIM HOCAM 7 ve 8. soruyu aşağıdaki metne göre cevaplandırınız. Bir eseri okurken karşılaşacağımız en olumsuz unsur dal- gınlıktır. Bu durum, yazının daha ilk cümlesinde yazarın bize vermeye çalıştığı düşüncenin tam tersinin de doğru olup olmadığını düşünmemize imkân bırakmaz. Hâlbuki bir yazı, içimizde uğradığı karşı koyma sonucunda fay- dalı olur. Okumak, her şeyden önce yazarla kıyasıya bir mücadeleyi göze almak olmalıdır. Yoksa yazar, anlayış ve vicdanımızı esir alarak uşak gibi kullanmaya başlar bizi. 7. Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağı- dakilerden hangisidir? A) Yazarın okura sosyal düzendeki yanlışları sorgulat- masi Edebî yapıtın yönlendirmeye açık bir yapıda olması Yazarın okuru etkisi altına alıp kendi fikirlerine yönlen- dirmesi Yeteri kadar dikkatli olmayan okurların eğitim seviyesi düşük bireyler olması Sanatçının okuru aykırı düşüncelerden uzaklaştırma- ya çalışması

B II. Sümerlerden sonra Akadlar, Elamlar, Hititler, Urar- tular ve Fenikeler gibi uygarlıklar da çivi yazısını geliştirip kullanmışlardır. III. Buradaki asıl amaç, depolardaki malların isimleri- nin belirlenerek birbirleriyle karışmasını önlemek olmuştur. İlk çivi yazısı örnekleri MÖ 3300 yıllarında Sümer- lerin Uruk şehrinde bulunmuştur. IV. "Sümer yazısı" ya da "çivi yazısı" adı verilen bu ya- zı, Sümer rahipleri tarafından tapınak ve depolar- daki malları kayıt altına almak amacıyla kullanıl- mıştır. V. Bu yazı tipi papirüsün icat edilmesiyle son bul- muştur. Numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluş- turması için hangilerinin birbiriyle yer değiştirme- si gerekir? A) II ile III B) II ile IV D) III ile V C) III ile IV E) IV ile V

28. Edebiyat sahası içinde kendi edebî gücünü oluş- turmuş romanları ve romancıları uzun zamandır araştırıyorum. Romanları ve romancıları eleştirdi- ğim doğrudur Edebiyat bilimi bağlamında yaptım eleştirilerimi/Hem doğruyu hem de yanlışı açıkça söyledim. Yazarlar beni pek dinlemedi. O yüzden bir romanın en iyi eleştiricisinin okuyucu olduğunu anla- Roman türünün gücü de okuyucuyla arasında oluşan yapmacıklıktan uzak bağlarda saklı. Bu bağı birçok romanda gördüm. Okuyucu romanda kendini bulabileceği bir karakter ya da gündelik bir olay içi- ne girebiliyorsa roman onu içine alıyor ve edebiyat sahasının en gizemli göstergelerinin izini okuyucuya gösteriyor dim/Roman O 1. Gerçekçi bir çerçevede yazılan romanların okuyucu gözündeki değeri + Edebî bir eserde yer verilen karakterlerin çok katmanlılığı III. Sanat eserinin derinliğindeki imgesel boyutu yansıtabilecek olan değişkenler Yukarıdakilerden hangileri bu sözleri söyleyen Kişinin çalışma alanına girer? A) Yanız I B) Yalnız D) I've III Ankara exive l 1,11 ve III 30

Sınav Kodu: L2922 TÜRKÇE TESTİ Bazı Avrupa şehirleri, "elektronik çit teknolojisi"ni otomobil- ler ve toplu taşıma araçları için denemeye başladı. Bu sistem, hareketli bir nesneyi coğrafi konum bilgisini kullanarak harita üzerinde işaretlenmiş bir alanda tutmak veya belli bölgeler- deki davranışını kontrol altına almak için kullanılıyor. Özellikle drone gibi araçların belirli alanlara girmesini engellemek için kullanılan bu teknoloji, otomobiller için de uygulanabilir. Belli alanlara girildiğinde otomobillerin hızının otomatik olarak dü- şürülmesi veya hava ve gürültü kirliliğinin önlenmesi için hib- rit araçların elektrik moduna alınması gibi uygulamalar plan- lanıyor. Bu teknoloji şimdilik deneme aşamasında ve yaygın- lık kazanmadı çünkü mevcut otomobillerin de dönüşmesi ge- rekiyor. 29. Bu parçada "elektronik çit teknolojisi"yle ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Kullanıldığı alanlara B) Kullanım amaçlarına C) Kullanan kişilerin niteliğine + D) Tasarım aşamasında olan uygulamalarına Otomobillerde yaygın olarak kullanılmama nedenine Poff -ür

DENEME-17 31. iş stresi farklı şekillerde ortaya çıkar ve vücudu çok etkiler. Ufak stresler, iş yapmak ya da telefonlara bakmak istememe gibi nedenlerle oluşabilir. Büyük stresler ise aşırı çalışmak- tan, iş olmamasından, verimsiz çalışmaktan, işleri yetişti- rememe korkusundan kaynaklanabilir. Ağır stres faktörleri insanların mutsuz ve işinde verimsiz olmasına neden olur. İş stresi, sağlık kadar ev yaşamını da etkiler. Stresin azı yara- tıcılığın ve kişisel gelişimin artmasına kapı aralarken yüksek stres tehlikelidir ve kronik hastalıkların artmasına ya da yeni rahatsızlıkların ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir A) Düşük düzeyde bir stresin insanın gelişimine katkıda bu lunduğuna B) iş stresinin çalışanların performansını düşürdüğüne C) Aşırı stresin ciddi hastalıklara yol açtığına D) Stresin, ev yaşamında tartışmalara sebep olduğuna E) İnsanth mutsuzluk kaynaklarından birinin de yüksek str olduğuna

L Bizim kuyruklu yıldız diye adlandırdığımız gök cisimleri aslinda buzla kaplı gök taşlarıdır, yani dev kar topu olarak da görülebi lir. Bu cisimler çeşitli sebeplerle yörünge değiştirerek Güneş'in yakınından geçerler. Güneş'e yaklaştıkça yüzeylerindeki buzlar erimeye başlar ve çok hızlı ilerlediklerinden bu eriyen buzlar bir kuyruk meydana getirir. Bu kar topu Güneş'e yaklaştıkça buz- ları daha çok erir ve kuyruğu uzar hatta milyonlarca kilometre uzunluğa ulaşabilir. Dolayısıyla kuyruğun en uzun olduğu an, cismin Güneş'e en yakın olduğu andır. Bu andan sonra kuyruk giderek kısalır ve görünmez olur. Bütün buzlar eridiğinde sade- ce merkezlerindeki kaya parçası kalır ve kuyruklu yıldız sıradan bir gök taşına dönüşür. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine bir karşılık olarak söylenmiş olabilir? augunu C A) Kuyruklu yıldızlar hangi sıklıkla Güneş Sistemi'ni ziyaret eder? B) Halk arasında kuyruklu yıldız olarak adlandırılan cisimlerin bilimsel adı nedir? C) Bir yıldızın kuyruklu yıldıza dönüşmesi hangi aşamalarla ger- çekleşir? D) Kuyruklu yıldızların Güneş'ten uzaklaştıkça parlak görünme- lerinin nedeni nedir? E) Kuyruklu yıldız diye adlandırılan gök cisimlerinin böyle gö- rülmesinin nedeni nedir? 3. ⒸOksijen Yayınları Felsen düşü lama Bat miz gi s tolo zar lar te B S

ek r DENEME-8 14. Hümanizma ruhunun ilk anlayış ve duyuş merhâlesi, in- san varlığının en müşahhas şekilde ifadesi olan sanat eserlerinin benimsenmesiyle başlar. Sanat dalları için- de edebiyat, bu ifadenin zihin unsurları en zengin olanı- dir. Bunun içindir ki bir milletin, diğer milletler edebiya- tını kendi dilinde, daha doğrusu kendi idrakinde tekrar etmesi; zekâ ve anlama kudretini o eserler nispetinde artırması, canlandırması ve yeniden meydana getirme- sidir. Dolayısıyla çeviri işini biz bu bakımdan önemli ve medeniyetimiz açısından etkileyici görmekteyiz. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Çeviri eserlerin toplum olarak benimsenmesi kültü- rel hafızamıza bir katkı demektir. B) Hümanist bir bakış açısıyla yazılan eserlere çeviri- lerde öncelik verilmelidir. C) Edebiyat, anlatı yönü ve etkileyiciliği en güçlü olan bir sanat dalıdır. 15. Müzik, gular v bestec da dök zik yap re not edebi buldu D) Diğer milletlerin yazın ürünlerini, aslını bozmadan d dilimize kazandırmak kolay bir iş değildir. E) Bir millet, edebiyatını yüceltmek istiyorsa anlayışı- na uygun yabancı eserleri tercüme etmelidir. AYINLARI Bu p hang A) B) C) D E