Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

1. İnsanın doğasında var olan hirs duygusu, insanın her şeyin en iyisini, en güzelini, en değerlisini ve en seçkinini üretmeye ve tüketmeye kodlanması- na yol açar. Bu duyguyu iyi tanımak, bazı yanlış anlaşılmaların önüne geçebilir. Olumsuz ben- lik algısından beslenen hirs duygusuna; kuşku, korku, mutsuzluk, tatmin olamama, karamsarlık, kıskançlık, kendini aşağı hissetme ya da üstün hissetme duygusu gibi ikincil duygular eşlik eder. Sürekli olmadığında etkileri ve zararları da daha sınırlı boyutlarda ortaya çıkabilir. Ancak sürekli bu boyutta yaşayan birisi dünyayı daha ziyade tehdit- ler ve imkânsızlıklar dünyası olarak algılar. Yukarıdaki parçada aşağıdaki sorulardan han- gisinin karşılığı yoktur? A) Insandaki hırs duygusunun ana kaynağı ne- dir? B) Hirs duygusu kontrol edilebilir mi? geaning C) Hirs duygusu, insanın hayatını ne gibi konu- larda etkiler? D) Kişi hirs duygusunu tanımladığında neler ge- lişir? umly unluslinden a bua E) Hirs duygusuna neden olan tali nedenler ne- lerdir?

5. Bir alışveriş merkezinin parkında Asli, Berat, Cevdet, Çınar, Deniz isimli kişiler sarı, mavi, kırmızı, beyaz ve si- yah renkli araçlarını soldan sağa doğru numaralandırılan park yerlerine yan yana park etmişlerdir. Araçların si- ralaması ile ilgili bilinenler şöyledir: . Bir numaralı park yerinde sarı araç vardır. . Cevdet aracını üç numaraya park etmiştir. • Siyah ve beyaz araçlar arasında iki araç vardır. • Aslı'nın aracı kırmızı renklidir. • Deniz aracını ne en sona ne de en başa park etmiştir. Bu bilgilere göre aşağıdakilerden hangisi kesin olarak söylenebilir? A) Deniz'in aracının rengi beyazdır. C) Berat'ın aracının rengi siyahtır. B) Çınar'ın aracının yanında sadece bir tane araç vardır. D) Beyaz araçtan sonra mavi araç vardır.

21 - 22. soruları aşağıdaki parçaya göre yanıtlayınız. Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne eğitim sistemimizin değiştirmek için büyük çaba sarf ettiği ezbere dayalı bilgi kazandıran, bilgiyi herhangi bir şekilde yorumla- yıp eleştirmeden kabul eden öğretim yaklaşımlarının izlerinin tümüyle silinemediği ülkemizde, 21. yüzyılın ilerleyen yıllarında da bu konu daha uzun süre gün demde kalacağa benzemektedir. Eğer hedef, Atatürk'ün dediği gibi "çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak, hatta bununla da yetinmeyip çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkabilmek"se, düşünen, bilgi üreten, öğrenir- ken sorgulayan, olayları basit sebep-sonuç ilişkisinin dışında çok yönlü bir bakış açısı ile irdeleyen, yaratıcı, kendine güvenli insanların yetişebileceği eğitim ortam- larını artırmak durumundayız. Bunun için aynı zaman- da bölgeler ve cinsiyetler arasındaki eğitim kalitesine yönelik farklılıkları da en aza indirmeliyiz. Özellikle yeni teknolojilerin kullanımının her geçen gün yaygınlaştığı günümüzde bu sanıldığı kadar da zor olmayabilir. An- cak eğer hâlâ "okulda sıra olmadan bilgisayar olmaz anlayışı" ile devam edilirse bütün okulların sıraları ta- mamlanıncaya kadar bilgisayarlar da çoktan erişilmesi çok güç değişikliklere uğrayabilirler. Oysa teknoloji ülkenin farklı bölgeleri için kaliteli programları her yere aynı anda götürebilir. Bu, teknolojinin yüz yüze eğitimin yerini alması değil; ona destek olmasıdır. 21. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? AEğitim materyalleri önceliğinde sorun yaşamaktayız. BÜlkenin her yerindeki eğitim kalitesinde eşitliği sağ- layamadık. Teknolojiye dayalı eğitim, yüz yüze eğitimin yerini alamaz. Çağdaş düzeye gelmemiz, eleştirel ve sorgulayıcı eğitimden geçer. EEzbere dayalı eğitim, eğitim sistemimizde iyileştire- mediğimiz yaradır UĞUR

13. Yıldız Teknik Üniversitesi, yayımladığı personel alımı ilanında sözleşmeli bilişim personeli kadrosunda istihdam etmek üzere personel alımı yapacağını açıkladı. Başvuru yapmak isteyen adayların 11 Temmuz-12 Ağustos 2019 tarihleri arasında Yıldız Teknik Üniversitesi Daire Başkanlığına başvuru yapmaları gerekmektedir. Adaylarda aranan genel şartlar şunlardır: Ge TÜRKÇE 1. Dört yıllık eğitim veren üniversitelerin yazılım mühendisliği, elektronik mühendisliği bölümlerinden mezun olmak. 2. Kamu Personeli Seçme Sınavı'ndan (KPSS) 70 ve üzeri puan almak. 3. KPSS'nin yapıldığı tarih itibariyle 40 yaşını doldurmamış olmak. 4. Son başvuru tarihi itibariyle 18 yaşını doldurmuş olmak. Murat, KPSS'den 85 puan almıştır ve mekatronik mühendisliği mezunudur. Bilgisayar mühendisliğinde okuyan Ayşe, 2018'in eylül ayında 18 yaşını doldurmuştur. •KPSS'den 70 alan Kerem, 26 yaşındadır ve 11 Ağustos'ta personel alımı ilanından haberdar olmuştur, elektronik mühendisidir. . • 1980 yılında doğan Mete, KPSS'den 75 almıştır ve yazılım mühendisidir. • 30 yaşındaki Arda, yazılım mühendisliği mezunudur ve KPSS'den 92 almıştır. • Bilgisayar mühendisi olan Ayşe KPSS'den 95 almıştır. Bu bilgilere göre aşağıdakilerden hangisi ilan için başvuru yapamaz? A) Murat ve Ayşe B) Kerem ve Mete C) Yalnız Murat 7 D) Arda ve Ayşe Diğer sayfaya geçiniz.

Kimi incelemecilere göre, Türk romanının doğuş döne- minde roman kişilerine örnek oluşturanlar arasında Ha- civat ve Karagöz tiplemelerinin olduğu da söylenebilir. Bu iki tip, modern yazarları oldukça etkilemiştir. Karagöz'ün, toplumsal rolleri üstlenen geleneksel kişinin; Hacivat'ın da Tanzimat'tan sonra sınıfını bulamamış alafranga tipin temsilcisi olarak örneksendiği düşünülebilir. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? O Geleneksel Türk tiyatrosu Türk romanının gelişimine yön veren bir etkiye sahip olmuştur. - BY Türk romanı tamamı ile yerli kaynaklardan beslenmiş- tir. Türk romancılarının her dönemde etkilendikleri bir an- layış olmuştur. D Geleneksel Türk tiyatrosu tipleri özlerini koruyarak ro- man türünde de karşımıza çıkmıştır. EXTanzimat romanında geleneksel Türk tiyatrosundan etkilenmelerin olduğu görülmektedir. 3. Dr M

1.40 29. Birkaç asır öncesinde kriptoloji çok az sayıda kişinin bilip katkı sağladığı özel bir alandı. Bugün ise günlük hayatımız dijital dünya ile o kadar iç içe bir hâle geldi ki dijital bir cihaz kullanmadan neredeyse bir gün bile geçiremez olduk. Her ne kadar farkında olmasak da televizyon, telefon, tablet ve bilgisayar gibi tüm cihazlar çalışmak için kriptografiye bel bağlamış durumda. Şifre bilimi olarak da bilinen kriptoloji; mesajların güvenlikli bir ortamda alıcıya iletilmesi ve iletilmiş mesajın deşifre edilmesi anlamına geliyor. İlk başta karmaşık ve fazla teknik bir alan gibi görünse de basit temeller üzerine inşa edilmiş bir bilim dalıdır. Kriptolojinin temellerini ve çalışma mantığını anlamak, günümüz dünyasında güvenli iletişim ve verilerimizi kötü niyetli kişilerden korumak için son derece önemli. Bu parçada kriptoloji ile ilgili aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir? A) Hangi durumlarda gereksinim duyulduğuna Nasıl bir süreç sonunda ortaya çıktığına C) Zaman içerisinde geçirdiği değişime D) Günlük yaşamın odağında yer aldığına E) Kişisel bilgilerin korunmasında kullanıldığına

6. Anadolu'nun en eski su yapıları incelendiğinde bunla- rin Hititler Dönemi'nde yapıldıkları görülür. Dünyanın en eski ve hâlen kullanılmakta olan ve günümüzde Gölpı- nar adıyla bilinen barajının Hitit Kralı IV. Tuthaliya tara- findan Tanrıça Hepat adına yaptırıldığı biliniyor. Ço- rum'un güneyinde bulunan Alacahöyük'ün önemli bir özelliği de ilk dönemlerden itibaren dışarıdan gelen ve buralara yerleşen halkın taş ve demir işçiliğindeki usta- lıkları ile ortaya çıkardıkları eserler ve mezar odalarıdır. Alacahöyük tarafında yapılan kazılarda toprağın içinde taşlarla örülü 13 kral ya da prens mezar odası bulun- muştur. I. Öznellik ağır basmaktadır. II. Tartışmacı bir havası vardır. III. Abartmalara yer verilmiştir. IV. Tanıklıklardan yararlanılmıştır. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak yukarıdakilerden hangileri söylenebilir? A) Yalnız I B) Yalnız II D) Il ve IV C) I ve III E) III ve IV

TYT. Türkçe 34. Otomobil, diğer tüketim ürünlerinin çoğundan fark- lılık göstermektedir. Öncelikle sergilenebilir, kulla- nıcısını sergiler. Sergilenebilecek farklı ortamlara gidebilir. Vasıflarını dış görünüşünde yansıtmada başarılıdır. Diğer bir taraftan buzdolabı gibi mut- fakta tek başına değil trafikte diğer araçlar ile be- raberdir. Bu ona diğerleri ile kıyaslanma imkânı tanır. Otomobil kullanılır. Tüketiciye bir masa lam- basından daha fazla fiziksel ilişki, yekvücut olma imkânı sunar. Genelde otomobilde sürücü dışında üç koltuk daha vardır. Dolayısıyla kullanıcısı kendi yaşadığı hazzı misafirlerine de yaşatma imkânına sahiptir. Bu parçaya göre otomobilin diğer tüketim ürün- lerinden farklılıkları arasında aşağıdakilerin han- gisi yoktur? A) Hem kendini hem de kullanıcısını teşhir etmesi B) Benzerleriyle karşılaştırılma olanağı tanıması C) Kullanıcısıyla bütünleşme olanağı vermesi D) Aynı keyfi başkalarına da yaşatması E) Kullanıcısına zamana hükmetme şansı vermesi

hez el kuzucağım avrucağım ir için aşağıd oluşan bir tür anlayışına u 2 dif ve yarım şiirdir. dil anlayış llanmış, b stir. eriyle ünlü cisidir. B) Bireysel bir kara rilmiştir. anik, gogadaki vanıklara ve- C) Kapalı istiare ve teşhise yer verilmiştir. D) Gerçekçi doğa betimlemelerine başvurulmuştur. E) Redif ve uyakla ahenk sağlanmıştır. Ne âlemdir bu âlem akl ü fikri bî-karår eyler, Hep i'câzât-ı kudret pîş-i çeşmimden güzâr eyler, Seråser nûrlardır renklerle istitår eyler, Semavi handelerdir gökyüzünden Hak nisår eyler. Çemendir, bahrdır, küh-sârdır, subh-i rebiidir. Bu yerlerde doğan bir şâir olmak pek tabiidir. (i'câzât-ı kudret: Allah'ın şaşırtıcı kudreti, mucizeleri; pîş-i çeşm: göz önü; güzâr: geçmek; serâser: baştan başa; istitâr: örtünmek; semavi: gökten inen; han- de: gülüş; nisâr: saçmak; bahr: deniz; küh-sår: dağ; subh-i rebiî: ilkbahar sabahı.) Abdülhak Hamit Tarhan'ın "Külbe-yi Iştiyak" şii- rinden alınan bu dizelerin teması aşağıdakilerin hangisi olabilir? A) Doğaya duyulan hayranlık B) Tabiatta insanın yeri C) Doğa - insan ilişkisi D) Tabiat karşısındaki çaresizlik E) Insanın doğaya uyumu 8 G S R L E) Tanzi Ekren bilir." 4. 103

ölüm Kolag Sanat, edebiyat ve eleştirinin kökeninin yakın dö- nemlere dayandığını iddia ederken resim, şiir ve müzik türlerinin izlerine daha önceki çağlarda rast- lanmadığını değil; bu türlere bakışımızın önceki dönemlerden farklı olduğunu ileri sürüyorum. Söz gelimi İlyada destanı 2000'li yıllarda Arkaik Çağ'da- kinden çok farklı işlevler görür. Modern okurlar için bir başyapıt olarak Batı edebiyatında önemli bir yeri vardır. Ama Antik Yunan'da yaşayanlar, onun edebiyat olduğunu düşünemezlerdi çünkü kavram- sal olarak henüz böyle bir sınıflama yoktu. Bu epik şiir, kurmaca olması yönüyle benzersiz bir yazın tarzı payesi almak şöyle dursun, toplumsal hayatla sıkı sıkıya bütünleşmişti; törenlerde okunuyor, öğ- retiliyor ve sık sık hukuksal anlaşmazlıkların karara bağlanmasında kullanılıyordu. Bu parçaya göre Antik Yunan'da İlyada desta- nının günümüzdeki gibi bir edebî yapıt olarak görülmemesinin nedeni aşağıdakilerden han- gisidir? A) Sözlü kültür geleneğinden beslendiği için toplu- mun ürünü olarak algılanması 3. B) Sosyal yaşamda bir amaca hizmet ettiği için faydacı yaklaşımla incelenmesi C) Hukuki metinlerin boşluğunu doldurduğu için estetik yönüne odaklanılmaması D) Yazınsal metin kategorisi oluşmadığından bu yönünün değerlendirilememesi E) içeriğinin, yazıldığı dönemin sosyal ve siyasal işleyişine yönelik tasarlanması (2022 - TYT)

Türkçede dilimize mâl olmamış yabancı kelimelere ödünçleme denilir. Aşağıdaki kelimelerden hangisi ödünçlemeye örnektir? 30210092 3021009 A. Program B. Arkeolog C. Check-in D. Paragraf 9092 30210092 3024009234

19. Şair, "Önde zeytin ağaçları/arkasında yâr" yerine "Önde zeytin ağaçları ve arkasında yâr var." ya da “Zeytin ağaçları ve yâr arka arkaya duruyor." diyebi- lirdi. Birincisi orijinal bir şiir dizesi ikincisi ve üçüncüsü sıradan bir cümle olurdu. Bunların arasındaki farkı ya- ratan, şairin ne dediği değil, nasıl dediğidir. Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Şiirde işlenen konuların duygusal olması gerektiği B) Şiirin etki gücünü, hayatla kurduğu bağın artırdığı COŞiirin söyleyiş güzelliğinin içeriğe dayandığı D) Şiirde yalın bir anlatımın tercih edilmediği Şiirin özgünlüğünün etkili söyleyişinden geldiği

1. Sanatın en önemli işlevi düşündürmek ve bilinçlendirmektir. Eğlendirirken yapar bunu. Sanat ürünleri; topluma, halk kitlelerine yöneldiği oranda kitlelerin bilinçlenmesine, top- lumsal gerçeklerin daha iyi anlaşılmasına vesile olur. Kişiyi yetiştiren, yönlendiren ve yetkin hâle getiren işlevleriyle ve taşıdığı antisavlarla da kişiye eleştirel bakış kazandırır. Onların içinde bulundukları durumları, sahip oldukları dü- şünceleri, yaşama biçimlerini, dünya görüşlerini ve ideolojik yaklaşımlarını irdeler ve dinamik yapısıyla değişime olan yatkınlığı ile toplumlara gelişmeye giden yolları açar. Bir iletişim aracı da olan sanat, kültürel yakınlaşmayı sağlar; bir toplumun geçmiş ve gelecek kuşakları arasında iletişim kurar. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi sanatın özel- liklerinden biri değildir? A) Sorgulayıcı C Kaynaştırıcı E) Yenilikçi B) Etkileyici B) Eğitici

2. (1) Gerçek olan, gerçekten var olan demektir. (II) Gerçek olan, gerçekten var olanın anlamı ya da ilkesi falan değil ta kendisidir. (III) Gerçekten var olanla bize var gibi geleni kesinlikle birbirinden ayırabilecek gücümüz var mı? (IV) Bunları birbi- rinden ayırmak istersek yerde gerçekçi bir tutum içindeyiz demektir. (V) Bunları birbirinden ayıra- bildiğimiz yerde gerçekçi olma istememizi yerine getirmişiz demektir Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede, tarım yapılmıştır B) II. cümle, cümlenin devamıdır. C) III. cümlede, sözde soru cümlesi vardır. D) W. cümle koşul sümlesidir. EV. cumle, neden-sonuç cümlesidir.

1. Bence şiir kelebek, öykü anı kuşu, roman hamal eşeğidir. Do- layısıyla şiir ve öyküde en az kelimeyle en çok şeyi söylemeye çalışmak gerekir diye düşünüyorum. Kelime ekonomisi yani. Her ikisinin de fazla yüke tahammülleri yoktur. Her şeyin çok hızlı yaşandığı bir çağdayız. Kısa öyküler çağın ruhuna daha uygun düşüyor sanki. İnsanların acelesi var. Kimse kimseyi uzun boylu dinlemiyor. Eski tip uzun tasvirler insanları sıkıyor. Hani bir tür "lafı uzatma, sadede gel" anlayışı. Beş altı cüm- lelik hikâyeler, istenirse birkaç sayfalık öykülere pekâlâ dō- nüştürülebilir. Yunus Emre'nin "Şurda bir garip ölmüş diye- ler" ile başlayan dörtlüğü muhteşem bir romandır bana göre fazlalıkları atılmış bir roman. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Şiir ve öykünün yoğun söyleyişler olduğuna B) Okuyucunun uzun tasvirlere tahammül etmediğine C) Kısa öykü yazmanın zor olduğuna D) Çağımız edebiyatının fazla söze gerek duymadığına E) Kısa hikâyelerin uzun hikâyelere dönüştürülebileceğine

38. Yapay zekâ yazılımcıları, dikte etmeyi öğrenme sanıyorlar. Öğrenmeyi, organizmanın bir ucundan verilerin girilip diğer ucundan "bilgi" adı verilmiş bir çıktıya dönüştürüldüğü bir otomasyon olarak görü- yorlar. Öğrenmeyi bilgiyle özdeşleştiriyorlar. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada yakınılan durumu desteklemektedir? A) Oxygene filminde başkahraman Liz'in, bir çeşit sanal rehberi olan Milo ile konuşmaları küçük "hınzırlıklar" barındırıyor. Sıkıştığı yerde korku, umutsuzluk ve kızgınlık gibi birçok ruh halinden geçen Liz, iletişimde olduğu tek varlık olan bu "akılla" zaman zaman organik sayılabilecek sö- zel etkileşimlere giriyor. B) Tron Efsanesi' filminin önemli kişilerinden olan Clu, filmin kötü karakteridir, ırkçı düşüncelere sahiptir, hırslıdır; kendisi bir program oldu- ğundan yaşlanmamıştır; amacı, gerçek dünya- ya gidip orayı ele geçirmektir. C) Yapay zekâ ile birleştirilen "teknolojik aşk", sinema sanatının önemli başlıkları arasında- dir; Fritz Lang'in kült filmi Metropolis'te Maria karakteri, fiziken kadın olduğu rahatlıkla anla- şılabilen bir yapay zekâ olarak kendisine âşık olunan bir sembol figürdür. D) Matrix dizisinde yer alan bir sahnede bir mo- tosiklete binmeyi öğrenmesi gereken Trinity, merkeze telefon edip operatöre motosikletin marka ve serisini bildiriyor ve işlem bitiyor. Tri- nity artık yılların motosiklet dünya şampiyonuna meydan okuyabilir. E) Alex Garland'ın yönettiği Ex Machina filminde, bir android olan Ava'yı canlandıran ve filmdeki kısa saçlı haliyle V. For Vanetta filmindeki Nata- lie Portman'a benzetilen Vikander Alicia, filmde ne insan ne robot olan davranışsal gösterimiyle filmin en başarılı karakterlerinden biridir.