Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

1. 2022-2023 öğretim yılından itibaren ortaokul 6, 7 veya 8. sınıflarda "çevre eğitimi ve iklim değişikliği" seçmeli ders olarak okutulacak. Ders, haftada iki ders saati olmak üzere toplam 72 saatlik olacak. Bu dersin müfredat hazırlıkları da tamamlanıp Talim ve Terbiye Kurulunun onayından geçti. Hazırlık çalışmalarında "insan ve doğa", "döngüsel doğa", "çevre sorunları", "küresel iklim değişikliği", "iklim değişikliği ve Türkiye", "sürdürülebilir kalkınma ve çevre dostu teknolojiler" olmak üzere altı ünite oluşturuldu. Bakanlık, geçen yıl şubat ayından itibaren Marmara Denizi'nde görülen müsilaj (deniz salyası) oluşumunu da bu dersin müfredatı kapsamına aldı. Ders kapsamında öğrenciler, iklim değişikliğinin Türkiye'deki etkilerini azaltmaya yönelik toplumsal farkındalık oluşturacak projeler de tasarlayacak. Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisidir? A) Çevreyle ilgili yeni bir dersin haftalık ders programındaki yeri BEğitim sistemine yeni eklenen bir dersin okullarda uygulanma şekli C) Içeriği çevreyle ilgili olan bir dersin önceki benzerlerinden farkı D) Yeni çevre dersinin uygulanmaya başlanacağı eğitim dönemi E) Ortaokul eğitim sistemine dâhil olan yeni bir ders ve içeriği

37. - 38. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız. İçimizden her birinin kendi kişiliği ve edebî beğeni- si var. Her birimizde farklı edebiyat etkilerinin izlerini bulmak mümkün. Kimimiz yoğun anlatımı yeğler, ki- mimize göre yazı, üstten bakıldığında derinde ne var- sa her şeyi gösteren su gibi olmalı. Keşke genç yete- nekler uzun ve anlaşılmaz cümleler kurarak "derin" olunamayacağını, yalınlığın derinliğe engel olmadığı- ni bir öğrenebilse... Stendhal ne demişti: "Romanda en iyi dil, zabit kâtibinin dilidir." Balzac da öyle yaz- mıştı, Dickens da Tosltoy da Flaubert de Hemingway de Steinback de. Çünkü hepsinin derdi, hikâyelerini iyi ve okunur bir biçimde anlatmak, bu yolla unutul- maz karakterler yaratmaktı. Bu genç yetenekler ken- di edebiyatımıza baktıklarında da aynı şekilde birçok örnek görecekler: Karacaoğlan, Köroğlu... Artık lügat paralama tuzağına düşmemeliler. 37. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangi- si söylenemez? A) Yanlı bir söylemle oluşturulmuştur. B) Yakınmalar dile getirilmiştir. LC) Amaç bildiren yargı vardır. D Sayıp dökmelere yer verilmiştir. E) Tartışmacı bir havası vardır.

08/12/22 4.-5. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. PARÇANIN ANLAMI VE Cumhuriyet öncesi edebiyatt Anadolu uzaktan uzağa konu edilir Yazılanlar Anadolu insanini tanımayan kalernlerin ürü- nüdür. Rıza Tevfik'in "Bilmem nerde böyle mutlu bir yer var" dizesi bu bakışı yansıtır. Ardından "Billur irmakları var / Ne hoş topraklan var" şeklinde romantik, iyimser, hayall Ana- dolu manzarası sürer gider. Bu anlayış Faruk Nafiz'in Hani Duvarlan'na kadar devam der. Bu şiir de diştan bakan bir kişinin izlenimleridir fakat sanatçılarımızın Anadolu insanry- la, Anadolu gerçeğiyle karşı karşıya geldikleri zamanki ruh halini sınırh da olsa yansıtır. Şair Anadolu'yu betimlerken duyduğu ezikliği ve suçluluğu da dize aralarında hissettirir. Bu durum şiirimizde yeni bir çığır açmıştır. Bu parçanın başlığı aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Şiirde Realizm X B Toplumcu Şiir X Şiirimizde Anadolu D) Türk Şiirinin Dönemleri E) Şiir ve Sosyal Gerçeklik Sonuç Yayınları 5. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? Bir dönem, şairlerimizin Anadolu gerçeklerini bilmeden Anadolu'yu konu edindiklerine Anadolu'dan çıkmış bir şair olan Faruk Nafiz'in gerçekçi bir bakışa sahip olduğuna Cumhuriyet öncesinde, genellikle iyimser bir Anadolu manzarası çizildiğine X Han Duvarları şiirinde Anadolu gerçeklerinin yansıtıldı- ğına E Han Duvarları şiirinin edebiyatımızda bir dönüm noktası olduğuna So yir ro g ki B C C

TÜRKÇE TESTİ 30. Çilli suratı, tombul vücudu ve şişe dibi gibi gözlük- lepyle Joanne, silik bir İngiliz çocuktu, belki de bu yüzden hep içine kapanıktı. Bu içe kapalı, silik çocu- ğun şaşılası bir iç dünyası vardı aslında. İlk öyküsü- nü henüz 6 yaşındayken kardeşi Di için yazmıştı ve öykünün adı "Tavşan'dı. Kendisini kendince "zekâsı en geri düzeyde olanların sırasına oturtan ilkokul öğretmeni Bayan Morgan'dan nefret etti. Okul ar- kadaşları onun tostoparlak görüntüsü ve bunu âdeta belgelemek için konulmuş soyadı Rolling (yuvar- lanan) ile alay ediyorlardı. Joanne'nin arkadaş ol duğu birkaç kişilik bir grup vardı, bu grupta Potter kardeşler de vardı, Joanne arkadaşlarının soyadı olan "Potter"e ise bayılıyordu. Joanne bütün eğitim yaşamı boyunca ve sonradan çalışmaya başladığı sekreterlik yıllarında gizli gizli hep yazdı. Yazdıkça yazıyor ama bir türlü yazdıklarını beğenmiyordu. İki romanını kimse görmeden imha etti. Bu arada ev- lendi, boşandı, yeniden evlendi ve bu iki evlilikten üç çocuğu oldu. Yazmak onun için dizginlenemez bir tutkuydu. Bir kafeteryada, yanında puset içinde çocuğu varken yazmaya başladığı Harry Potter ro- manlarının bir gün onu İngiltere Kraliçesinden daha zengin bir yazar yapacağını o gün kendisi de tahmin edemezdi. Bu parçada Joanne Rowling'le ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisi söylenemez? A) Yazarak bir servet sahibi olduğu B) Ünlü romanının soyadını bir çocukluk arkadaşı- nın soyadından aldığı Çok küçük yaşta yazmaya başladığ D) Sorunlu bir çocukluk ve eğitim yılları yaşadığı Hep ünlü bir yazar olma hayali ile yaşayıp bu ha- yalin onu motive ettiği 31. B b le E C

2. Sıkışmışlık bence yaşadığımız çağın genel duygusu. Sürekli, içinde yaşadığımız çemberin daraldığını hissediyoruz. Bu sadece gündelik siyasi olaylarla sınırlı değil. Doğayla, dünyayla kurduğumuz ilişkide de bu var. İnsanların kendi mikro çevrelerinde yaşadıkları ilişkilerle de var. Sürekli tehdit altında günümüz insanı. Terör, küresel iklim değişikliği, ekonomik krizler, demokrasi karşıtı söylemlerin yükselişi... Bu her zaman böyle değildi kuşkusuz. Örneğin 1960'lar tüm dünyada özgürleşmenin yükselişe geçtiği iyimser yıllardı. Şu anda tüm dünyanın daha karamsar bir yer hâline geldiğini düşünüyorum. Ama bir yandan da bu düşüncemin içinde bulunduğum orta yaşla ilgili bir durum olacağını da hesaba katmam gerektiği aklıma geliyor. Sonuçta 1980'lerde gençliğimi yaşarken de ülkemizde ve dünyada işler hiç parlak değildi ama ben umutluydum, geleceğin geçmişten daha iyi olacağını sanıyordum. Bu parçada kendisinden söz eden kişiyle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? Joze Özgürlüklerin gitgide daha da kısıtlandığını düşünmektedir. B) Umudu, karamsarlığa karşı bir güç olarak görmektedir. C) Orta yaşın insan yaşamındaki en kötü dönem olduğuna inanmaktadır. Günümüz yaşamında insan yaşamının birçok olumsuzlukla çevrelendiğini düşünmektedir. E) İyimser zamanların geride kaldığını düşünmektedir. 3D yayınları

TESTİ na işaretleyiniz. Bunu bir örnekle açıklayalım. Çember; merkez adı verilen sabit bir noktadan aynı uzaklık ve düzlemdeki noktalar kümesinin oluşturduğu kapalı noktalar kümesidir. Bu da, M merkezinden geçen tüm doğruların birbirine eşit olması demektir. Bundan dolayı, kapak ne kadar çevrilirse çevrilsin aşağı düşmez. Ayrıca yuvarlak kapakları çevirerek onlara kapama-açma özelliği kazandırabileceğimizi de unutmayalım. Gördüğünüz gibi matematik dersinde öğrendiğiniz kavramların hayatın hiç ummadığınız yerlerinde kullanımları var. Siz öğrenmeye devam edin, matematik ve hayatın daha ne kadar çok örtüştüğünü fark edeceksiniz. 2. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiştir? A) Tencere kapakları niçin kare değildir? B) Daire şeklindeki kapaklar niçin yere düşmez? C) Kapağın dikdörtgen veya kare olması önemli mi? D) Matematiğin diğer bilimlerle ilgisi nedir? Matematiğin günlük yaşamla bir ilgisi var mıdır?

27. Bir işletmenin verimli bir şekilde faaliyet göstermesi için üre- tim faktörlerinin iyi bir planlamaya ihtiyacı vardır. Üretim planı; ham madde, malzeme, iş gücü, sermaye gibi üretim faktörle- rini ayrı ayrı değil, kendi aralarındaki ilişkiler boyutunda ele alır. İşletme yöneticileri, üretim planlamasını gerçekleştirir- ken ilk olarak ürünlerin piyasada alabileceği durum ve gele- cekte ortaya çıkacak yeni alet ve araçların nasıl sonuçlar do- guracağı hususunda tespitler yapar. Üretim planlaması saye- sinde işletme, mevcut kaynaklarını en elverişli şekilde kulla- narak ve üretim kayıplarını en aza indirerek istenen düzeyde üretim yapma imkânına kavuşur. Üretim planı; üretim faali- yetlerini ayrıntılı olarak kapsarken değişen şartlara göre me- tot, iş gücü ve üretim araçları üzerinde değişiklikler içerebilir. Bu parçadan hareketle "üretim planlaması" ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Dinamik bir plan karakteri taşıdığı B) Ekonomik ve verimli bir üretimi öncelediği C) Üretim faktörlerinin bir bütün olarak ele alındığı D) Tüketici memnuniyetinin esas alındığı E) Olası teknolojik gelişmelerin dikkate alındığı 29. Kend yaşam niden Bulunur ve meldin Bu parçada aşağdakle A) Samimi ditemli etkile B Geamisten numlanmas C) Toplum D) Tarla reken bir land E) Topluma Weer en

21. Ben her okuduğum romanda asıl kendime yaklaştığıma inanıyorum. Her biri çok yanlı gerçeğimizi belli bir yandan açar bana. Ne- den söz ederse etsin beni, başkalarını, yaşa- mayı tanıtır. Romancılar varoluşumun neden- se benden gizli örtülerini bir bir kaldırır bana. Balzac, Eugenie Grandet'yi yazmasaydı ge- cem gündüzüm bencillerle geçtiği hâlde ne- reden bilecektim bencilliği? Robbe - Grillet, "Bak" demeseydi, doğduğum günden beri alışıp kullanageldiğim bin bir nesnenin ken- dinde bir varlığı olduğunu belki hiç göreme- yecektim. Bu parçanın anlatımında düşünceyi daha da belirginleştirmek için özellikle aşağıda- kilerin hangisine başvurulmuştur? A) Tanımlamaya C) Benzetmeye B) Örneklemeye Dr Alıntılamaya E) Karşılaştırmaya final yayınları

1. Ödüllü yazar Will Ferguson, kara mizahla örülü roma- nında hayatın karanlık ve aydınlık yanlarını bir potada eritiyor. Tüketim toplumunu sert bir şekilde eleştirirken yayıncılık sektörünü de iğneliyor ve kitapların mutlulukla olan ilişkisini düşündürüyor. Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağı- dakilerden hangisidir? hid A) Hayatın kötü yönlerini öne çıkararak iyi olanın değe- rini belirtmek B) Hayattaki benzer konuları ve sorunları birlikte değer- a lendirmek C) Eleştirileri için yeterli bilgi birikimine sahip olmak D) Toplumsal olanı kendi düşüncesinden hareketle eleştirmek Hayatla ilgili farklı görüşleri sentezleyerek yeni so- nuçlar elde etmek 3.

A Halk dilinde saklı kalan kelimeler, ekler, yazı dilinin en önemli kaynağıdır. Buradan yazı dili sözlüğüne Cumhu- riyet tarihi boyunca kelimeler alınmıştır. Omuz anlamında "çiğin" sözcüğü bunlardan biridir. Türkçe Sözlük'te "omuz" da var. Ancak halk ağzında yaşayan kelime, deyim, birle- şik kelime gibi pek çok türden söze henüz sıra gelmemiş- tir. "Yüzdeki istenmeyen kılları almak, makyaj yapmak" anlamında "yüz almak", Türkçe Sözlük'ün dışında kalmış- tır. Halk ağzında "zehir" anlamında geçen "ağu" kelimesi, yazı diline girememiştir. Bu kelime, terim olarak da kulla- nılmadı. Buna karşılık "hudut" Arapça diye Rumca "sınır" kelimesi öne çıkarıldı ve dilde sıklıkla kullanıldı. Verilen örneklerden anlaşıldığı gibi, halk dilinden yazı diline keli- me kazandırmada belirlenmiş bir tutumumuz yok. Bu parçada 1. Halk dilindeki sözcüklerin Türkçe Sözlük'e alınmasın- da ağır davranılması 11. Halk ağzındaki ifadelerin metinlerde geçtiği hâlde he- nüz Türkçe Sözlük'e alınmaması III. Türkçe Sözlük'e alınmayan Türkçe kelimeler dururken yabancı dilde bazı kelimelerin yerine yine yabancı dil- den başka kelimelerin kullanıma sokulması durumlarından hangilerinden yakınılmaktadır? A) Yalnız I B) Yalnız II Dve III E) II ve III C) ve II 25. karekök & dakika

7. I. UNESCO Yaratıcı Şehirler Aği Programi, 2004 yilinda latilmiştir. gelir seviyeler, II. Program; çeşitli bölgelerden farklı site ve nüfusa sahip şehirleri bir araya getirmiştir Bu programla UNESCO, şehirlerin ekonomik ve sonya tansiyelini geliştirmeyi hedeflemektedir. ON TYC Aşağıdakilerden hangisinde, bu cümlelerde ifade edile doğru bir biçimde birleştirilmiştir? başlatılan UNESCO Yaratıcı Şehirler Aği Program hirlerin ekonomik ve sosyal potansiyelini belirlemek için yıllar çeşitli bölgelerden farklı gelir seviyeleri, kapasiteve fusa sahip şehirleri bir araya getirmiştir. C B) UNESCO Yaratıcı Şehirler Aği Programı, çeşitli bölgele farklı gelir seviyeleri, kapasite ve nüfusa sahip şehirleri yılında bir araya getirip şehirlerin ekonomik ve sosyal tansiyelini geliştirmeyi hedeflemektedir. A NO RIYON C) UNESCO'nun 2004 yılında başlattığı Yaratıcı Şehirler Ağ Pr ramı'nın amacı; çeşitli bölgelerden farklı gelir seviyeler pasite ve nüfusa sahip şehirleri bir araya getirip onlanne nomik ve sosyal potansiyelini geliştirmektir. PİYON D) 2004 yılında UNESCO, şehirlerin ekonomik ve sosyal p tansiyelini geliştirmek amacıyla Yaratıcı Şehirler Aği Pro ramı'nı başlatarak farklı gelir seviyeleri, kapasite ve nüfus sahip şehirleri her yıl bir araya getirmiştir. E) UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı Programı sayesinde 2004 y lindan beri çeşitli bölgelerden farklı gelir seviyeleri, kape site ve nüfusa sahip şehirler bir araya gelerek ekonom ve sosyal potansiyellerini geliştirmiştir.

6. Gerçekçi bir eleştirmen, algılama ustası olarak sadece sanatı ve sanatçıyı tanıtan kişi değildir, aynı zamanda sanatı ve sanatçı- yı özel kılan koşulları saptar. Bilinçli tavır alarak belirli bir sanat olayı karşısında kendi yargısını dile getirir. Eleştirileriyle yeni ya- yımlanan eserleri inceleyip yorumlayan eleştirmen, yargılar geti- rirken cesareti kadar engin bir kültürel altyapıya da sahip olma- lidir. Eleştirilerinde yazar ya da okurların tepkisinden çekinmez. Böyle yapanlar ve basmakalıp eleştirmenliğe yönelenler zamanla yok olup giderler. Bugün artık eleştirmen, kullandığı eleştiri yak- laşımı ve yönteminden sorumludur; kendisine eleştirisi ile ilgili yöneltilen sorulara, kaynak ve kanıt göstermeksizin kurnazlığa kaçan cevaplar verememektedir. "Bence böyle, bundan dolayı" gibi sadece öznel algılama sözcükleri içeren ve sağlam daya- nağı olmayan eleştiriler ve yargılar kabul görmemektedir. Eleş- tirmen, incelemesi sırasında dile getirdiği yorumlarını sağlam kanıtlara dayandırmak zorundadır. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi, gerçek bir eleş- tirmenin davranışıyla tam bir uyum göstermez? A) Değerlendirmelerinde daha çok, kişisel eğilimlerini yansıtma B) Sanatçıyı ve yapıtını farklı yaklaşımlarla inceleme C) Okurun tepkisel düşüncelerine saygı duyma D) Değerlendirmelerini kanıtlarla destekleme E) Nesnel bir yaklaşım içinde bulunma 8.

dur. in içinde arma lüksü m-çözüm" e biricik dir. dur? arda ar ki um B a pazi m Clar Kafa Dengi Türkçe Testi 23. Üç tür gözyaşı vardır. Bunlardan bazal gözyaşının ve refleks gözyaşının işlevleri farklı olsa da kimyasal yapıları benzerdir. Bazal gözyaşı gözlerin sürekli kaygan ve nemli kalmasını sağlar. Refleks gözyaşı ise soğan doğradığımızda ya da gözümüzü avaladığımızda gözümüzün tahriş olmasını engellemek amacıyla salgılanır. Kimyasal bileşimi bazal ve refleks gözyaşının bileşiminden farklı olan duygusal gözyaşının işlevinin ne olduğu üzerine çeşitli görüşler olsa da nedeni hâlâ tam olarak anlaşılmış değildir. Bazı bilim insanları duygusal ağlamanın kimi zararlı maddelerden ve stresten kurtulmanın bir yolu olduğunu savunurken kimileri fiziksel, zihinsel ve duygusal problemlerle baş etmenin bir yolu olduğunu düşünüyor. Science dergisinde yayımlanan bir çalışma, duygusal acı ile fiziksel acının beynin aynı bölgesini etkinleştirdiğini gösteriyor. Bu, duygusal ağlamanın üzüntü, sevinç gibi duygusal durumların yanı sıra fiziksel acida da ortaya çıkmasını açıklıyor. Bu parçada anlatılanlardan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Gözyaşı, duygu durumundaki kimi değişimlerin etkisiyle ortaya çıkabilir. B) Gözyaşının içeriğinde vücuda zararlı kimi maddelerin varlığı tespit edilmiştir. C) Soğan doğramak, doğrayan kişilerde gözlerini ovalama isteği oluşturmaktadır. D) Gözyaşının türlerinin kimyasal yapısındaki farklılık, türlü adlarla anılmasına neden olmuştur. E) Fiziksel acı yaşayan kişiler, beynin aynı bölgesi etkinleştiği için aynı anda duygusal acı da yaşamaktadır.

1. • Atasözleri, günlük yaşamda yalnızca bir iletişim aracı ol mayip ayni zamanda bir edebiyat ürünü olarak da değer lendirilir. Türk şiirinde atasözleri Levni, Gedál, Naili, Dertli, Karacaoğlan, Emrah gibi birçok ozan ve şairin dili etkili kul- lanmasında da önemli bir görev üstlenmiştir. Türk şiirinde "darbimesel" ve "irsalimesel" adlarıyla birçok kez kullans- lan atasözleri, böylelikle sözlü gelenekte kalmayip şairle rin ve ozanların dilinde zamanla yazılı bir geleneğe dönüy müştür. ME SP Kültür değerlerimizi bize yüzyıllar önceden aksettiren, Türk dilinin anlam olarak çok zengin bir dil olduğunu örneklerie bizlere gösteren atasözleri, Türk düşünce tarihinde atala nimizin mantiğini tecrübe ve muhakeme sonunda ortaya çıkarmış kültür birikimleridir. Eğitim ve öğretim materyal- lerinde atasözlerine yer vermek, çocuklarımızın geçmis ten gelen milli değerleri kültür olarak kazanmasında etkili olacaktır. Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi s bilir? A) Farklı görüşlerin aslında birbirini desteklediğini göstermek- B) iki farklı konuya ilişkin ortak bir görüş olduğunu vurgula- maktadırlar. C) Ayni olguyu farklı yönleriyle değerlendirip ele almaktadır- D) Amaçlarını dikkate alarak farklı iki olgunun çelişen yönle- rine değinmektedirler. E) Farklı üsluplar kullansalar da konuyu benzer nedenlerle açıklamaktadırlar. OF NIYON MA NON NOXID

26-27. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Overthinking, aynı düşünceleri analiz ederek ve yorumlaya- rak tekrar tekrar düşünmeye dayalı bir problemdir. Bu fazla düşünme eğilimine yatkınlık gösterenler, genellikle harekete geçmektense sabit bir düzende kalarak yaşanan veya yaşa- nacak olayları defalarca düşünmeyi tercih ederler. Bu nedenle overthinkingin ikiye ayrıldığı söylenebilir: Biri, geçmişe dayalı pişmanlıkları düşünce yoluyla hafifletmeyi hedef alırken diğe- ri geleceğe dayalı tahmini olay veya durumları kurgulamaya odaklanır. Her ikisi de kişiye kaygı, stres, korku, mutsuzluk, tatminsizlik, depresyon ve performans düşüklüğü yaşatır. Faz- la düşünme özelliği, problem çözme davranışıyla karıştırılma- malıdır. Çünkü problem çözme, harekete geçmeyle ilişkiliyken overthinking, daha fazla dibe çökme psikolojisiyle bağlantılıdır ve problem çözmede çözüm üretemediği gibi, negatif düşün- celere kapılmaya ve motivasyonun azalmasına neden olur. 26. Bu parçadan hareketlé overthink ile ilgili aşağıdakile- rin hangisi söylenebilir? A) Sorunlar karşısında bireyi edilgen hâle getirerek ruh- sal problemlere yol açar. B) İkiye ayrılmasının nedeni olumlu ve olumsuz yanları- nın olmasıdır. C) Problem çözerken çözümü derinlemesine düşünmeye dayalı bir tutumdur. Insanların özverili düşünmesinden kaynaklanan dav- ranışsal bir sorundur. 28-29. sorular karekök & dakika - E) Sorunları çözmeye yardımcı olması nedeniyle olumlu yanları daha ön plandadır. İnsan türünün baktığımızda b cak bazı insan genellikle iyi g olduğunu söyle le eleştirilirler, nızlık durumu likturlar Her şe için yalnız olm ilişkili değildir. da başka bir yaşaması için 28. Bu pare tılmak A) Kal- B) Yod C) Yal S Ya olr

24. Yol nedir yolun neresindeyiz Dönüyor muyuz sonsuz bir dairede Tarifsiz telafisi olmayan bir gerilemede mi Fark edilmeyen ama ansızın fark edilecek olan İlerlemede miyiz hafif hafif birikip Birden patlayan Deprem dalgaları gibi gelip Bu dizelerde kaç sıfat-fiil kullanılmıştır? A) 2 B) 3 C) 4 D) 5 E) 6 25. Belleğinize duyduğunuz güven sizi yaya bırakmış- tır. Başını ve sonunu saptamadığınız parıltı za- manla solmuş, belleğin barındırdığı benzer pırıltı onlar arasına karısmıştır bile. Bundan sonra yapa-