Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

esi
e
ük
31-
le
ve
n
Bo
Günlük (günce); kişilerin yaşadıkları olayları, olaylarla
ilgili duygu, düşünce ve izlenimlerini, hayallerini günü
gününe tarih belirterek yazdıkları yazı türüdür. Günlük
türünün divan edebiyatındaki karşılığı ruznamedir.
Öğretici metinler içinde yer alan günlükler; yazarın iç
dünyasını, yaşadıklarını, tanık olduğu olayları yansıtır.
Bilim, sanat ve siyaset alanındaki tanınmış kişilerin
günlükleri tarihî olayların aydınlatılmasına yardımcı
olur. Günlükler, genellikle yazarın kendisiyle dertleşme
amacıyla yazdığı yazılardır. Günlüklerin çoğu yayımlan-
maz ancak yayımlatmak için günlük yazan sanatçılar
olduğu gibi yazarın ölümünden sonra yakınlarınca
yayımlanan günlükler de vardır. Günlükler birinci kişi
ağzından yazılır. Günlükte konuşma diline yakın bir dil
kullanılır, kısa ve özlü ifadelere yer verilir. Genellikle
öznel bir anlatım söz konusudur.
Bu parçadan hareketle "günlük" ile ilgili aşağıdaki-
lerden hangisine ulaşılamaz?
A) Divan edebiyatında da kullanıldığına V
B) Amacının insanlarla dertleşmek olduğuna
C) Tarihsel olayları gün yüzüne çıkardığına V
D) Genellikle yayımlanmamak üzere yazıldığına
Yazarının, olayın içinde olması gerekmediğine
m
。
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
esi e ük 31- le ve n Bo Günlük (günce); kişilerin yaşadıkları olayları, olaylarla ilgili duygu, düşünce ve izlenimlerini, hayallerini günü gününe tarih belirterek yazdıkları yazı türüdür. Günlük türünün divan edebiyatındaki karşılığı ruznamedir. Öğretici metinler içinde yer alan günlükler; yazarın iç dünyasını, yaşadıklarını, tanık olduğu olayları yansıtır. Bilim, sanat ve siyaset alanındaki tanınmış kişilerin günlükleri tarihî olayların aydınlatılmasına yardımcı olur. Günlükler, genellikle yazarın kendisiyle dertleşme amacıyla yazdığı yazılardır. Günlüklerin çoğu yayımlan- maz ancak yayımlatmak için günlük yazan sanatçılar olduğu gibi yazarın ölümünden sonra yakınlarınca yayımlanan günlükler de vardır. Günlükler birinci kişi ağzından yazılır. Günlükte konuşma diline yakın bir dil kullanılır, kısa ve özlü ifadelere yer verilir. Genellikle öznel bir anlatım söz konusudur. Bu parçadan hareketle "günlük" ile ilgili aşağıdaki- lerden hangisine ulaşılamaz? A) Divan edebiyatında da kullanıldığına V B) Amacının insanlarla dertleşmek olduğuna C) Tarihsel olayları gün yüzüne çıkardığına V D) Genellikle yayımlanmamak üzere yazıldığına Yazarının, olayın içinde olması gerekmediğine m 。
İncesi bol göndermeler, doğaçlama havası veren zekâ
ürünü sözcüğü bol diyaloglar, bizi bize anlatan temalar,
sağlam bir mizah anlayışı, defalarca izlemeye fırsat ve-
ren ve can yakıcı derecede güzellikle bağlanan detay-
lar... Komedinin tam ortasında insanı allak bullak eden
gerçek bir hüzün, özünü bizden alan özgün karakterler,
şarkılar, nesneler, mekânlar ve oldukça ayarında bir hi-
civ ile beklediğimden çok daha başarılı bir film üretmiş
Burak Aksak. Kapitalizmin bizi özümüzden kendimiz-
den uzaklaştırarak içimizde yarattığı boşluğu bize ait
olmayan masalları bize satarak doldurmaya çalışması-
na ve bizim bu mücadeledeki rolümüze komik, hüzünlü,
ince, derin, gerçek, hayali, sinemasal bir hicivle "Bana
Masal Anlatma" diyor bu film... Filmde derin derin analiz
edilecek o kadar çok şey var ki hepsini bir yazıda anlat-
mak hatta hepsini bir izleyişte fark etmek bile mümkün
değil.
18. Bu parçada eleştirilen "Bana Masal Anlatma" adlı
film ile ilgili aşağıdakilerden hangisi kesinlikle
söylenir?
A) Konusunun kapitalizm olduğu
B) Burak Aksak tarafından yazıldığı
C) Müzikal nitelik taşıdığı
D) Bir kere seyretmeyle kendini ele vermediği
E) Komedi türünde olduğu
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
İncesi bol göndermeler, doğaçlama havası veren zekâ ürünü sözcüğü bol diyaloglar, bizi bize anlatan temalar, sağlam bir mizah anlayışı, defalarca izlemeye fırsat ve- ren ve can yakıcı derecede güzellikle bağlanan detay- lar... Komedinin tam ortasında insanı allak bullak eden gerçek bir hüzün, özünü bizden alan özgün karakterler, şarkılar, nesneler, mekânlar ve oldukça ayarında bir hi- civ ile beklediğimden çok daha başarılı bir film üretmiş Burak Aksak. Kapitalizmin bizi özümüzden kendimiz- den uzaklaştırarak içimizde yarattığı boşluğu bize ait olmayan masalları bize satarak doldurmaya çalışması- na ve bizim bu mücadeledeki rolümüze komik, hüzünlü, ince, derin, gerçek, hayali, sinemasal bir hicivle "Bana Masal Anlatma" diyor bu film... Filmde derin derin analiz edilecek o kadar çok şey var ki hepsini bir yazıda anlat- mak hatta hepsini bir izleyişte fark etmek bile mümkün değil. 18. Bu parçada eleştirilen "Bana Masal Anlatma" adlı film ile ilgili aşağıdakilerden hangisi kesinlikle söylenir? A) Konusunun kapitalizm olduğu B) Burak Aksak tarafından yazıldığı C) Müzikal nitelik taşıdığı D) Bir kere seyretmeyle kendini ele vermediği E) Komedi türünde olduğu
nma
smin
çbir
ran
ile
na-
niş
in,
e-
ir.
e
u
Z
KALESİ YAYINLARI
Deneme
(39. 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.)
Kafka'nın 1915 yılında yayımlanan "Dönüşüm" adlı anlatısı,
yazarın anlatım sanatının gerçek anlamda doruklarına varmış
olduğu bir yapıttır. Gözü yükseklerde olan küçük burjuva
çevrelerindeki tiksindirici aile ilişkilerini en ince ayrıntılarına
kadar irdeleven anlatı. aynı zamanda genelde toplumun
kalıplaşmış, işlevini çoktan yitirmiş akışına bilinç düzeyinde
başkaldıran bireyin tragedyasını çarpıcı biçimde dile getirir.
Gregor Samsa'nın başkalaşması, bir böceğe dönüşmesi, salt
bir çarkın kaskatı dişlisi, eleştirmeyen ama yalnızca boyun
eğen bir toplum olmaktan çıkma anlamını taşır; böylece
böcekleşenin yazgısı, elbet toplumca dışlanmaktadır.
39. Parçaya göre aşağıdakilerden hangisi "Dönüşüm” adlı
eserin ele aldığı tema ile ilişkilendirilemez?
A) Zengin yaşantısına özenen orta sınıf insanlarını eleştir-
mesi
B) Topluma yabancılaşan ve bu yüzden farklılaşan bireyin
toplumca yadırganması
istemin bir parçası haline gelmekten kurtulma isteği
Sıradan insanın toplumsal yaşama ayak uydurması
E) Modern çağda insanın basmakalıp kurallara başkaldır-
ma güdüsü
40. Bu parçadan hareketle Kafka ile ilgili aşağıdakilerden
hangisk soylenemez?
Dününüm adlı eseriyle üslupta zirveye ulaşmıştır.
BENIM HOCAM AYT KIMYA VH
10. SINIF KONULARI
MATEMA
AYT
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
nma smin çbir ran ile na- niş in, e- ir. e u Z KALESİ YAYINLARI Deneme (39. 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.) Kafka'nın 1915 yılında yayımlanan "Dönüşüm" adlı anlatısı, yazarın anlatım sanatının gerçek anlamda doruklarına varmış olduğu bir yapıttır. Gözü yükseklerde olan küçük burjuva çevrelerindeki tiksindirici aile ilişkilerini en ince ayrıntılarına kadar irdeleven anlatı. aynı zamanda genelde toplumun kalıplaşmış, işlevini çoktan yitirmiş akışına bilinç düzeyinde başkaldıran bireyin tragedyasını çarpıcı biçimde dile getirir. Gregor Samsa'nın başkalaşması, bir böceğe dönüşmesi, salt bir çarkın kaskatı dişlisi, eleştirmeyen ama yalnızca boyun eğen bir toplum olmaktan çıkma anlamını taşır; böylece böcekleşenin yazgısı, elbet toplumca dışlanmaktadır. 39. Parçaya göre aşağıdakilerden hangisi "Dönüşüm” adlı eserin ele aldığı tema ile ilişkilendirilemez? A) Zengin yaşantısına özenen orta sınıf insanlarını eleştir- mesi B) Topluma yabancılaşan ve bu yüzden farklılaşan bireyin toplumca yadırganması istemin bir parçası haline gelmekten kurtulma isteği Sıradan insanın toplumsal yaşama ayak uydurması E) Modern çağda insanın basmakalıp kurallara başkaldır- ma güdüsü 40. Bu parçadan hareketle Kafka ile ilgili aşağıdakilerden hangisk soylenemez? Dününüm adlı eseriyle üslupta zirveye ulaşmıştır. BENIM HOCAM AYT KIMYA VH 10. SINIF KONULARI MATEMA AYT
4.
Sıra Sende
PARAGRAF
Bakın üstatlar; şiiri şiir yapan, bahsettiği
miz bu belirli kalıplardır. Yani kafiyedir, re-
Siz tüm
diftir, hece ölçüsüdür, aruzdur.
bu unsurları kullanmadan şiir oluşturdu-
ğunuzu mu düşünüyorsunuz. Hayır, hayır!
Sizin yazdıklarınız şiir değil, düzyazı ör-
nekleridir. Şiir dediğiniz, okuyunca veya
dinleyince insanı mest etmeli, kafada bir
musiki ezgisi bırakmalı, sözcükler şöyle
akıp gitmeli.
am Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki
şiirin bir özelliği değildir?
my
(A) Ölçülü ve kafiyeli olma
B) Yıllarca
C) Müzik ahengi yaratma
D) Okuyanda güzellik duygusu uyandırma
E) Özenle seçilmiş sözcüklerle yazılma
unutulmayacak etki bırakma
unutulmay
sani olekyol
ev inigingpaysa iniğillasp
yBoob
6.
Onun s
nnstleriyle
ublo Özelli
bezarın
Merdiyi şe
yand:
SE Zinsa
ledşağı
inne yaln
lece
Hey min
dör
bi ve
BM bir
BL
ra
m
A
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
4. Sıra Sende PARAGRAF Bakın üstatlar; şiiri şiir yapan, bahsettiği miz bu belirli kalıplardır. Yani kafiyedir, re- Siz tüm diftir, hece ölçüsüdür, aruzdur. bu unsurları kullanmadan şiir oluşturdu- ğunuzu mu düşünüyorsunuz. Hayır, hayır! Sizin yazdıklarınız şiir değil, düzyazı ör- nekleridir. Şiir dediğiniz, okuyunca veya dinleyince insanı mest etmeli, kafada bir musiki ezgisi bırakmalı, sözcükler şöyle akıp gitmeli. am Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki şiirin bir özelliği değildir? my (A) Ölçülü ve kafiyeli olma B) Yıllarca C) Müzik ahengi yaratma D) Okuyanda güzellik duygusu uyandırma E) Özenle seçilmiş sözcüklerle yazılma unutulmayacak etki bırakma unutulmay sani olekyol ev inigingpaysa iniğillasp yBoob 6. Onun s nnstleriyle ublo Özelli bezarın Merdiyi şe yand: SE Zinsa ledşağı inne yaln lece Hey min dör bi ve BM bir BL ra m A
Hikâye türü Türkiye'de Batı anlamında yenidir. Yeni ve
eski Türk şiiri arasında bütün değişmelere rağmen, bir
bağ bulunabilir ama hikâye için aynı şey söylenemez.
(1) Çünkü yeni Türk hikâyesinin kaynağı Batı'dır, Doğu
değil. (II) Türk edebiyatında 19. yüzyılda başlayan
hikâye türü, konusunu dış gerçeklerden almakla birlik-
te hemen her zaman gerçekle ilişkisiz, âdeta bir rüya
oyunu çeşnisindeydi. (III) Çoğu sevda yüzünden yatak-
lara düşen yirmi yaşındaki genç kızların, delikanlıların
romantik serüveniydi. (IV) Fransız edebiyatının etkisi
altında olan bu hikâyelerin çoğu trajikti. (V) Gelenekten
koptuğu için de -Ahmet Mithat'ı saymazsak- yerel
özellikler taşımıyordu. (VI) Eğlendirici bir yanı da bulun-
muyordu.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istenirse ikinci
paragraf hangi cümleyle başlatılmalıdır?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Hikâye türü Türkiye'de Batı anlamında yenidir. Yeni ve eski Türk şiiri arasında bütün değişmelere rağmen, bir bağ bulunabilir ama hikâye için aynı şey söylenemez. (1) Çünkü yeni Türk hikâyesinin kaynağı Batı'dır, Doğu değil. (II) Türk edebiyatında 19. yüzyılda başlayan hikâye türü, konusunu dış gerçeklerden almakla birlik- te hemen her zaman gerçekle ilişkisiz, âdeta bir rüya oyunu çeşnisindeydi. (III) Çoğu sevda yüzünden yatak- lara düşen yirmi yaşındaki genç kızların, delikanlıların romantik serüveniydi. (IV) Fransız edebiyatının etkisi altında olan bu hikâyelerin çoğu trajikti. (V) Gelenekten koptuğu için de -Ahmet Mithat'ı saymazsak- yerel özellikler taşımıyordu. (VI) Eğlendirici bir yanı da bulun- muyordu. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istenirse ikinci paragraf hangi cümleyle başlatılmalıdır? A) I B) II C) III D) IV E) V
11. Insan hayatı boyunca, çoğunlukla farkında olmaksızın
günlük beden dilini son derece etkili olarak kullanır. Ancak
bu arada bedenini kelimeleri kontrol ettiği gibi kontrol
edemez. Bedenimiz, olaylara veya durumlara karşı çok
daha fazla -kendiliğinden- doğal tepkiler verir. Gerçek
duygu ve düşüncelerimizi kelimelerin arkasına gizlemek
belki mümkündür ama beden dilimizi gizlememiz çok kere
mümkün değildir. Bu yüzden ---
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) beden dilini kelimelerin gerisinde tutmaya çalışmak
temel hedeftir
B) duygu ve düşüncelerin anlaşılmasında kelimeler değil,
beden dili esastır
C) insanlar kendilerini doğru ifade edebilmek için
kelimelerini özenle seçer
D) beden dilini etkili bir şekilde kullanmak, duyguları
gizlemede çok önemlidir
E) düşünceleri aktarmada beden dili değil, kelimeler önem
kazanır
49 Günde TYT Türkçe
136
13.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
11. Insan hayatı boyunca, çoğunlukla farkında olmaksızın günlük beden dilini son derece etkili olarak kullanır. Ancak bu arada bedenini kelimeleri kontrol ettiği gibi kontrol edemez. Bedenimiz, olaylara veya durumlara karşı çok daha fazla -kendiliğinden- doğal tepkiler verir. Gerçek duygu ve düşüncelerimizi kelimelerin arkasına gizlemek belki mümkündür ama beden dilimizi gizlememiz çok kere mümkün değildir. Bu yüzden --- Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) beden dilini kelimelerin gerisinde tutmaya çalışmak temel hedeftir B) duygu ve düşüncelerin anlaşılmasında kelimeler değil, beden dili esastır C) insanlar kendilerini doğru ifade edebilmek için kelimelerini özenle seçer D) beden dilini etkili bir şekilde kullanmak, duyguları gizlemede çok önemlidir E) düşünceleri aktarmada beden dili değil, kelimeler önem kazanır 49 Günde TYT Türkçe 136 13.
35.-36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevapla-
yınız.
Ağaç kelimesi eski çağlardan beri dilimizde yaşamakta-
dir. Orhun Yazıtlarında bile ağaçla karşılaşırız. Türk şi-
irinde ağaca karşı derin bir ilgi görülür. Memleketimizde
birçok yerin adı ağaçtan alınmıştır: Çamlıbel, Kirazlı Yay-
la, Kırkağaç...Bunlar halkın ağaca verdiği önemi göste-
rir. Bazı ağaçlarla ilgili yerlerin ayrıca bir tarihi de vardır:
Göynük'te bulunan "Beykavağı" adlı yere ad verilmesinde
Yıldırım'ın oğlu Süleyman'ın rolü olduğunu Âşık Paşaza-
de Tarihi yazar. Eskiden beri birçok Türk boyuna, birçok
kişiye ağaç adı verilmiştir. Yeni soyadı kanununa göre
pek çoğumuz soyadımızı ağaca bağlamış bulunuyoruz...
Bu da gösteriyor ki halkımız, ağaca karşı beslediği sevgiyi
hâlâ yüreğinde yaşatmaktadır.
36. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
yoktur?
A) Öznellik
C) Ömekleme
E) Çikan
B) Açıklama
D) Tanımlama
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
35.-36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevapla- yınız. Ağaç kelimesi eski çağlardan beri dilimizde yaşamakta- dir. Orhun Yazıtlarında bile ağaçla karşılaşırız. Türk şi- irinde ağaca karşı derin bir ilgi görülür. Memleketimizde birçok yerin adı ağaçtan alınmıştır: Çamlıbel, Kirazlı Yay- la, Kırkağaç...Bunlar halkın ağaca verdiği önemi göste- rir. Bazı ağaçlarla ilgili yerlerin ayrıca bir tarihi de vardır: Göynük'te bulunan "Beykavağı" adlı yere ad verilmesinde Yıldırım'ın oğlu Süleyman'ın rolü olduğunu Âşık Paşaza- de Tarihi yazar. Eskiden beri birçok Türk boyuna, birçok kişiye ağaç adı verilmiştir. Yeni soyadı kanununa göre pek çoğumuz soyadımızı ağaca bağlamış bulunuyoruz... Bu da gösteriyor ki halkımız, ağaca karşı beslediği sevgiyi hâlâ yüreğinde yaşatmaktadır. 36. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Öznellik C) Ömekleme E) Çikan B) Açıklama D) Tanımlama
akilerden
5.
I. Gerçek varlık dışındaki herkes ve her şey bir yansıma-
dır.
II. Tek gerçek varlık vardır, o da Allah'tır.
III. Kişi dünya (yokluk) ruh (varlık) olmak üzere iki bölüm-
den oluşur.
IV. Nefsi terbiye etmek için tene acı çektirmeye dayanır.
Numaralanmış cümlelerde, aşağıdaki tasavvuf terim-
lerinden hangisi açıklanmamıştır?
A) Vahdet-i Vücut
B) İnsan
C) Tecelli
D) Çile
E) Fenafillah
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
akilerden 5. I. Gerçek varlık dışındaki herkes ve her şey bir yansıma- dır. II. Tek gerçek varlık vardır, o da Allah'tır. III. Kişi dünya (yokluk) ruh (varlık) olmak üzere iki bölüm- den oluşur. IV. Nefsi terbiye etmek için tene acı çektirmeye dayanır. Numaralanmış cümlelerde, aşağıdaki tasavvuf terim- lerinden hangisi açıklanmamıştır? A) Vahdet-i Vücut B) İnsan C) Tecelli D) Çile E) Fenafillah
9. Bununla beraber, destan, tarih demek değildir. Destan,
kökü tarihe dayanan, ilhamını tarihten alan bir halk ede-
biyatı verimidir. Destanlar, halk şiirleri, saz şairleri tarafın-
dan, sazlarla birlikte söylenir bir sözlü edebiyat verimidir
ki umumiyetle aydınlar tarafından yazılan tarihler yanında
ve tarihî olaylar karşısında halk kitlelerinin duygu ve
düşüncelerini aksettirir. Bir başka söyleyişle destanlar,
halk gözüyle görülen, halk ruhuyla duyulan ve halk haya-
linde masallaştırılan tarihlerdir.
Nihat Sami Banarlı bu parçada destanlarla ilgili ola-
rak aşağıdakilerin hangisini vurgulamak istemiştir?
A) Tarihî olayları halkın düş gücüyle yansıttığını
B) Konuları yönüyle düşünce ve sanat hayatına kaynak
oluşlarını
C) Tarihleri çok eskilere uzanan milletlerin ilk çağlarını
nesillere aktardığını
D) Evrenselden ziyade ulusal nitelik taşıdıklarını
E) Sazla eşliğinde halk şairleri tarafından söylendikleri
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
9. Bununla beraber, destan, tarih demek değildir. Destan, kökü tarihe dayanan, ilhamını tarihten alan bir halk ede- biyatı verimidir. Destanlar, halk şiirleri, saz şairleri tarafın- dan, sazlarla birlikte söylenir bir sözlü edebiyat verimidir ki umumiyetle aydınlar tarafından yazılan tarihler yanında ve tarihî olaylar karşısında halk kitlelerinin duygu ve düşüncelerini aksettirir. Bir başka söyleyişle destanlar, halk gözüyle görülen, halk ruhuyla duyulan ve halk haya- linde masallaştırılan tarihlerdir. Nihat Sami Banarlı bu parçada destanlarla ilgili ola- rak aşağıdakilerin hangisini vurgulamak istemiştir? A) Tarihî olayları halkın düş gücüyle yansıttığını B) Konuları yönüyle düşünce ve sanat hayatına kaynak oluşlarını C) Tarihleri çok eskilere uzanan milletlerin ilk çağlarını nesillere aktardığını D) Evrenselden ziyade ulusal nitelik taşıdıklarını E) Sazla eşliğinde halk şairleri tarafından söylendikleri
ÁKÇE TESTI+
káhve ve çikolata
akaonun üretiminin
caklıkların giderek
ağaçlarının verimi-
karşıya bırakıyor.
inin 2019 başında
enelerde dünyada
yetiştirilen kahve
ukça etkileneceği
edilen, en kalite-
hvelerinin üretim
erek azalmasıyla
üşünülüyor.
atanın yok olma
değişikliği
zliği
masi
RSI
in olduğumu-
eklinde çeşitli
sine tam tersi
ldıkça ısı dü-
erik basıncın
niz seviyesin-
Idikçe bu ba-
erdeki gazları
laki gaz mo-
TYT DENEME SINAVI - 1
10. Sivrisinekler, diğer canlılar gibi genetik mirasını yeni nesil
lere aktarabilmek için hayatta kalmak zorundadır. Bunun
için de beslenmek ve kan emmek zorundadır. Sivrisinek-
lerin hassas kimyasal reseptörler içeren proboscis, labium
ve maxillary palp adı verilen çene kemiğine bağlı organ-
ları bulunur ve bu organlar sayesinde besin edinebilmek
adına ısıracakları insanları tespit ederler. Sivrisinekler,
vücudundan daha fazla miktarda ısı, karbondioksit ve lak-
tik asit salinan ince derili ve sık terleyen insanları tespit
ederler ve bu kişileri ısırmayı tercih ederler. Ayrıca sivri-
sineklerin kan grubu konusundaki ilk tercihleri 0+ ve A+
grupları, en az tercih ettikleri kan grubu ise AB- grubudur.
Sivrisinekler koyu renk giysileri daha çok severler. Açık
renkli giysiler tercih eden insanların ısırılma oranlarında
yarı yarıya düşüş gözlemlenmiştir.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Sivrisinekler besinlerini kandaki hassas kimyasallar-
dan edinir.
B) Her canlı yaşamını sürdürebilmek adına besin ihtiya-
cı duyar.
C) Canlılığın devamı için her varlık bir rol üstlenir.
D) Sivrisinekler de diğer emiciler gibi kana ihtiyaç duyar.
E) Uçan canlıların besin tayini çene yapıları ile gerçek-
leşir.
11. Çocuklarınız yalan söylüyorsa Ömer Seyfettin'in "Kaşağı"
hikâyesini okumanızı tavsiye ederim. Hikâyede kaşağıyı
kıran büyük ağabeyin suçunu küçük kardeşine atması, kü-
çük kardeşin o günlerde hastalanması üzerine vicdanında
2022/12/1 18:52
12. Sup
ma
ünl
lik
çık
you
ba
gö
ny
ole
CIR
SC
de
B
le
13.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ÁKÇE TESTI+ káhve ve çikolata akaonun üretiminin caklıkların giderek ağaçlarının verimi- karşıya bırakıyor. inin 2019 başında enelerde dünyada yetiştirilen kahve ukça etkileneceği edilen, en kalite- hvelerinin üretim erek azalmasıyla üşünülüyor. atanın yok olma değişikliği zliği masi RSI in olduğumu- eklinde çeşitli sine tam tersi ldıkça ısı dü- erik basıncın niz seviyesin- Idikçe bu ba- erdeki gazları laki gaz mo- TYT DENEME SINAVI - 1 10. Sivrisinekler, diğer canlılar gibi genetik mirasını yeni nesil lere aktarabilmek için hayatta kalmak zorundadır. Bunun için de beslenmek ve kan emmek zorundadır. Sivrisinek- lerin hassas kimyasal reseptörler içeren proboscis, labium ve maxillary palp adı verilen çene kemiğine bağlı organ- ları bulunur ve bu organlar sayesinde besin edinebilmek adına ısıracakları insanları tespit ederler. Sivrisinekler, vücudundan daha fazla miktarda ısı, karbondioksit ve lak- tik asit salinan ince derili ve sık terleyen insanları tespit ederler ve bu kişileri ısırmayı tercih ederler. Ayrıca sivri- sineklerin kan grubu konusundaki ilk tercihleri 0+ ve A+ grupları, en az tercih ettikleri kan grubu ise AB- grubudur. Sivrisinekler koyu renk giysileri daha çok severler. Açık renkli giysiler tercih eden insanların ısırılma oranlarında yarı yarıya düşüş gözlemlenmiştir. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Sivrisinekler besinlerini kandaki hassas kimyasallar- dan edinir. B) Her canlı yaşamını sürdürebilmek adına besin ihtiya- cı duyar. C) Canlılığın devamı için her varlık bir rol üstlenir. D) Sivrisinekler de diğer emiciler gibi kana ihtiyaç duyar. E) Uçan canlıların besin tayini çene yapıları ile gerçek- leşir. 11. Çocuklarınız yalan söylüyorsa Ömer Seyfettin'in "Kaşağı" hikâyesini okumanızı tavsiye ederim. Hikâyede kaşağıyı kıran büyük ağabeyin suçunu küçük kardeşine atması, kü- çük kardeşin o günlerde hastalanması üzerine vicdanında 2022/12/1 18:52 12. Sup ma ünl lik çık you ba gö ny ole CIR SC de B le 13.
Memet Fu
"Ben bu
un oyna
bir zart
im onu
gairin,
y, me-
an ilgi.
irden
rula-
la-
19-20. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayiniz
Ludwig van Beethoven, Almanya'nın Bonn şehrinde doğar.
Bütün çocukları engelli olan bir ailenin çocuğudur. lik müzik
ogretmeni babasıdır. Piyano eğitiminde ona çok acımasız
davrandığı bilinir. Mutsuz bir çocukluk geçiren Beethoven,
vaşlarda ailesinin geçimine katkıda bulunmak için pi
küçük
yano çalarak çalışmaya başlar. Mozart'la çalışmak umuduyla
hastalığı nedeniyle Bonn'a döner. Annesinin ölümünden son-
Viyana'ya gider. Onunla bir süre çalıştıktan sonra annesinin
Viyana'da klasik müziğin ünlü bestecisi Joseph Haydn'ın ya-
ra Viyana'ya geri döndüğünde Mozart'ın öldüğünü öğrenir.
edindiği prensipleri geliştirir, daha uzun ve tutkulu besteler
nında çalışır. Olene dek Viyana'da kalır. Haydn ve Mozart'tan
yapar. Op. 109 piyano sonatı, klasik müzikten romantik mű-
değil, piyanist olarak adını duyurur. Daha sonra yaptığı bes-
ziğe geçiş eseri olarak kabul edilir. Başlarda besteci olarak
Çocuk yaşta duymamaya başlamış; bu sorun, yaşamı bo-
telerle klasik müzik alanındaki müzisyenlerce örnek alınır.
yunca sürmüştür. Hayatının son zamanlarında hiç duyamaz
hâle gelmiştir. En çok takdir edilen eserlerini bu dönemde
bestelemiştir. Bunlardan en çok bilinen ve en çarpıcı olan
9. Senfoni, bugün Avrupa Birliği marşı olarak kullanılmaktadır.
ak
20.
19. Bu parçadan Ludwig van Beethoven ile ilgili olarak aşa-
ğıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Yaptığı bestelerle örnek aldığı müzik adamlarını aştığı-
na
B) Kurumsal temsiliyet özelliği kazanan bestesinin oldu-
ğuna
C) Bestelerinin sonraki müzik adamları tarafından örnek
alındığına
D) İşitme kaybı yaşadıktan sonra da ses getiren bestele
yapmaya devam ettiğine
E) Engelli bir yaşama sahip olmanın duygusal boyutun
bestelerine yansıttığına
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Memet Fu "Ben bu un oyna bir zart im onu gairin, y, me- an ilgi. irden rula- la- 19-20. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayiniz Ludwig van Beethoven, Almanya'nın Bonn şehrinde doğar. Bütün çocukları engelli olan bir ailenin çocuğudur. lik müzik ogretmeni babasıdır. Piyano eğitiminde ona çok acımasız davrandığı bilinir. Mutsuz bir çocukluk geçiren Beethoven, vaşlarda ailesinin geçimine katkıda bulunmak için pi küçük yano çalarak çalışmaya başlar. Mozart'la çalışmak umuduyla hastalığı nedeniyle Bonn'a döner. Annesinin ölümünden son- Viyana'ya gider. Onunla bir süre çalıştıktan sonra annesinin Viyana'da klasik müziğin ünlü bestecisi Joseph Haydn'ın ya- ra Viyana'ya geri döndüğünde Mozart'ın öldüğünü öğrenir. edindiği prensipleri geliştirir, daha uzun ve tutkulu besteler nında çalışır. Olene dek Viyana'da kalır. Haydn ve Mozart'tan yapar. Op. 109 piyano sonatı, klasik müzikten romantik mű- değil, piyanist olarak adını duyurur. Daha sonra yaptığı bes- ziğe geçiş eseri olarak kabul edilir. Başlarda besteci olarak Çocuk yaşta duymamaya başlamış; bu sorun, yaşamı bo- telerle klasik müzik alanındaki müzisyenlerce örnek alınır. yunca sürmüştür. Hayatının son zamanlarında hiç duyamaz hâle gelmiştir. En çok takdir edilen eserlerini bu dönemde bestelemiştir. Bunlardan en çok bilinen ve en çarpıcı olan 9. Senfoni, bugün Avrupa Birliği marşı olarak kullanılmaktadır. ak 20. 19. Bu parçadan Ludwig van Beethoven ile ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Yaptığı bestelerle örnek aldığı müzik adamlarını aştığı- na B) Kurumsal temsiliyet özelliği kazanan bestesinin oldu- ğuna C) Bestelerinin sonraki müzik adamları tarafından örnek alındığına D) İşitme kaybı yaşadıktan sonra da ses getiren bestele yapmaya devam ettiğine E) Engelli bir yaşama sahip olmanın duygusal boyutun bestelerine yansıttığına
Doğaya saygı duymuyor, hayvan haklarını önemsemiyo-
ruz. Dünyanın tek sahibi olmadığımızı, onu başka canlılarla
www.paylaştığımızı çabuk unutuyoruz. Bunun bize neleri kaybet-
tirdiğini biliyor muyuz? Kendi özümüzü, "insani vasıflarımı-
zı" değil mi? Peki, insanoğlu ne zaman kaybetti bu özelli-
ğini? Daha başlangıçta, hayvanı ötekileştirdi ve ona savaş
açtı. Bir süre sonra da "doğa"dan iyice uzaklaştı. Hayvan-
la doğru dürüst ilişkimizin olmayışını en iyi nerede görüyo-
ruz, biliyor musunuz? Edebiyatta. Bizim edebiyatımız bazı
konulara uzak kalmıştır. Çok az anlatılmıştır doğa ve hay-
vanlar. Yaşar Kemal'e bu konuda çok şey borçluyuz. Bü-
yük bir doğa anlatıcısıydı o; dağları, kırları, çiçekleri, çalı-
ları, atları, cerenleri, böcekleri, suları, bulutları onun gibi
anlatan başka bir yazar var mı? Bence yok.
6.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Sorularla akıcılık sağlanmıştır.
B) Öznel ifadelere yer verilmiştir.
C) Neden-sonuç ilişkisi kurulmuştur.
D) Sayıp dökmelerden yararlanılmıştır.
E) Konuşma havası içinde oluşturulmuştur.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Doğaya saygı duymuyor, hayvan haklarını önemsemiyo- ruz. Dünyanın tek sahibi olmadığımızı, onu başka canlılarla www.paylaştığımızı çabuk unutuyoruz. Bunun bize neleri kaybet- tirdiğini biliyor muyuz? Kendi özümüzü, "insani vasıflarımı- zı" değil mi? Peki, insanoğlu ne zaman kaybetti bu özelli- ğini? Daha başlangıçta, hayvanı ötekileştirdi ve ona savaş açtı. Bir süre sonra da "doğa"dan iyice uzaklaştı. Hayvan- la doğru dürüst ilişkimizin olmayışını en iyi nerede görüyo- ruz, biliyor musunuz? Edebiyatta. Bizim edebiyatımız bazı konulara uzak kalmıştır. Çok az anlatılmıştır doğa ve hay- vanlar. Yaşar Kemal'e bu konuda çok şey borçluyuz. Bü- yük bir doğa anlatıcısıydı o; dağları, kırları, çiçekleri, çalı- ları, atları, cerenleri, böcekleri, suları, bulutları onun gibi anlatan başka bir yazar var mı? Bence yok. 6. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Sorularla akıcılık sağlanmıştır. B) Öznel ifadelere yer verilmiştir. C) Neden-sonuç ilişkisi kurulmuştur. D) Sayıp dökmelerden yararlanılmıştır. E) Konuşma havası içinde oluşturulmuştur.
6. Denemeler, insanın içini döktüğü yazılardır. Yazar her
konuyu içinden geldiği gibi, rahatlıkla anlatır deneme-
de. Yani denemenin ne kuralı var ne de konu sınırla-
ması. Ama her yazarın yazdığı denemeler ölümsüz bir
eser olma niteliğine kavuşamaz. Çünkü ölümsüz bir
eserde dil kaygısı mutlaka güdülmelidir. Aynı zamanda
yazar kendini anlatıp kalıcı olmak istiyorsa bütün insan-
ları da düşünmelidir. Çağlar sonra Montaigne'i severek
okuyorsa herkes, elbette o kalıcı olmayı hak ettiği için-
dir. Kısacası herkes deneme yazabilir ama ölümsüz
eser yazamaz.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Herkes istediği her konuyu doğal bir anlatımla kalıcı
hale getirebilir.
B) Deneme yazarı dile önem verip evrensellik ilkesine
bağlı kalarak kalıcı olabilir.
C) Herkesin deneme türünde yazılar yazmasının nedeni,
denemenin kolay yazılmasıdır.
D) İnsanlar dilin inceliklerini iyi bildikleri için çok deneme
yazmışlardır.
E) Deneme türünün en başarılı örneklerini Montaigne
vermiştir.
8. M
"A
S
Z
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
6. Denemeler, insanın içini döktüğü yazılardır. Yazar her konuyu içinden geldiği gibi, rahatlıkla anlatır deneme- de. Yani denemenin ne kuralı var ne de konu sınırla- ması. Ama her yazarın yazdığı denemeler ölümsüz bir eser olma niteliğine kavuşamaz. Çünkü ölümsüz bir eserde dil kaygısı mutlaka güdülmelidir. Aynı zamanda yazar kendini anlatıp kalıcı olmak istiyorsa bütün insan- ları da düşünmelidir. Çağlar sonra Montaigne'i severek okuyorsa herkes, elbette o kalıcı olmayı hak ettiği için- dir. Kısacası herkes deneme yazabilir ama ölümsüz eser yazamaz. Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Herkes istediği her konuyu doğal bir anlatımla kalıcı hale getirebilir. B) Deneme yazarı dile önem verip evrensellik ilkesine bağlı kalarak kalıcı olabilir. C) Herkesin deneme türünde yazılar yazmasının nedeni, denemenin kolay yazılmasıdır. D) İnsanlar dilin inceliklerini iyi bildikleri için çok deneme yazmışlardır. E) Deneme türünün en başarılı örneklerini Montaigne vermiştir. 8. M "A S Z
A
v
/ TÜRKÇE
21. Uluslararası dil ansiklopedisi Ethnologue' un 15. baskısında
dünyada 6912 yaşayan dil olduğu bilgisi yer alır. İlk
baskıda ise 5687 rakamı verilmişti. Farklı kaynaklarda
başka rakamlarla da karşılaşmak mümkündür. Bu
belirsizliğin pek çok nedeni vardır. Her şeyden önce dünya
dilleri üzerindeki çalışmalar henüz tamamlanmamıştır
ve varlığı bile bilinmeyen dillerin bazılarının yok olduğu
tahmin edilmektedir. Bu dillerin çoğu dünyanın henüz
keşfedilmemiş bölgelerinde yer alsa da keşfedilmiş
bölgelerdeki dil çalışmaları bile bitirilmiş değildir. Çünkü
araştırmacılar, çoğunlukla kolay ulaşılan Batı Avrupa
dilleri üzerinde çalışmayı tercih etmektedir. 4000 kadar
dilin henüz doğru dürüst betimlenmemiş olduğu tahmin
edilmektedir. Ayrıca dillerden birçoğunun özel adı yoktur.
Örneğin Papua-Yeni Gine'deki Sare halkının dillerine
verdiği Sare adı sadece "konuşmak" demektir. İngiliz
Kolumbiyası'nda yaşayan Gitksan halkı kendi dillerinden
Sim'algaks "gerçek ya da doğru dil" diye söz ederler ama
komşu Nigşa ve Tsimşian lehçeleri de aynı adı kullanır.
Kimi dillerin ise birden çok adı vardır. Ethnologue, birbirinin
yerine kullanılan 39.000 dil ve lehçe adı verir. Ayrıca
araştırmacılar da bir dile hem o dilin konuşurlarından hem
de birbirlerinden farklı adlar vermiş olabiliyorlar. Yaşayan
ya da ölü diller konusunda da kaynakların verdiği bilgiler
her zaman tutarlı değildir.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?
A)
Günümüzde yeryüzünde konuşulmaya devam eden
bütün dillerin vadığı kayıt altına alınmıştır.
0:
B) Birçok araştırmacı, Batı Avrupa dillert dışındaki diller
üzerinde çalışmayı daha çok önemsemektedir.
Dünya üzerinde ne kadar etnik grup varsa o kadar da
dil vardır.
i
D) Dil araştırmacıları bir dili adlandırırken o dili konuşan
halkın kültürel özelliklerinden yararlanmaktadır.
E) Yeryüzünde birbirinden farklı dillerin ortaya
çıkmasının tek bir nedeniyoktur.
S
22. Mizahi c
ince, ke
R
okumalı
mizahçı
saydıkla
geçerlid
donanın
sadece
vardır m
mizahla
Bu pare
A) HE
he
B)
Ins
ka
C) Iyi
şe
Mi
mi
XE
G 23. Yaşımı
ihtiyarla
E) Bi
m
ilan etm
için yüz
vaşları
Belirli E
"Otuzu
kendi H
başlay
kırka. E
Bu pal
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
A v / TÜRKÇE 21. Uluslararası dil ansiklopedisi Ethnologue' un 15. baskısında dünyada 6912 yaşayan dil olduğu bilgisi yer alır. İlk baskıda ise 5687 rakamı verilmişti. Farklı kaynaklarda başka rakamlarla da karşılaşmak mümkündür. Bu belirsizliğin pek çok nedeni vardır. Her şeyden önce dünya dilleri üzerindeki çalışmalar henüz tamamlanmamıştır ve varlığı bile bilinmeyen dillerin bazılarının yok olduğu tahmin edilmektedir. Bu dillerin çoğu dünyanın henüz keşfedilmemiş bölgelerinde yer alsa da keşfedilmiş bölgelerdeki dil çalışmaları bile bitirilmiş değildir. Çünkü araştırmacılar, çoğunlukla kolay ulaşılan Batı Avrupa dilleri üzerinde çalışmayı tercih etmektedir. 4000 kadar dilin henüz doğru dürüst betimlenmemiş olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca dillerden birçoğunun özel adı yoktur. Örneğin Papua-Yeni Gine'deki Sare halkının dillerine verdiği Sare adı sadece "konuşmak" demektir. İngiliz Kolumbiyası'nda yaşayan Gitksan halkı kendi dillerinden Sim'algaks "gerçek ya da doğru dil" diye söz ederler ama komşu Nigşa ve Tsimşian lehçeleri de aynı adı kullanır. Kimi dillerin ise birden çok adı vardır. Ethnologue, birbirinin yerine kullanılan 39.000 dil ve lehçe adı verir. Ayrıca araştırmacılar da bir dile hem o dilin konuşurlarından hem de birbirlerinden farklı adlar vermiş olabiliyorlar. Yaşayan ya da ölü diller konusunda da kaynakların verdiği bilgiler her zaman tutarlı değildir. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Günümüzde yeryüzünde konuşulmaya devam eden bütün dillerin vadığı kayıt altına alınmıştır. 0: B) Birçok araştırmacı, Batı Avrupa dillert dışındaki diller üzerinde çalışmayı daha çok önemsemektedir. Dünya üzerinde ne kadar etnik grup varsa o kadar da dil vardır. i D) Dil araştırmacıları bir dili adlandırırken o dili konuşan halkın kültürel özelliklerinden yararlanmaktadır. E) Yeryüzünde birbirinden farklı dillerin ortaya çıkmasının tek bir nedeniyoktur. S 22. Mizahi c ince, ke R okumalı mizahçı saydıkla geçerlid donanın sadece vardır m mizahla Bu pare A) HE he B) Ins ka C) Iyi şe Mi mi XE G 23. Yaşımı ihtiyarla E) Bi m ilan etm için yüz vaşları Belirli E "Otuzu kendi H başlay kırka. E Bu pal
26. Meksika Müzesi'nde insan şeklinde tasarlanmış dört bin
yıllık bir Aztek seramiği sergilenmektedir. İki odacıklı ve
üst kısmından atardamarlar ile toplardamarların saçak-
landığı bu insan figürü bize üç boyutlu bir kalbi gösterir.
Yine Aztekler, hayatın kaynağı olarak gördükleri ve ilahi
vasıflar izafe ettikleri güneşe karşı yüksek piramitlerin ve
zirvelerin üstünde insan kurban ederek kalplerdeki kanı
akıtırlar, böylece güneşi beslediklerini düşünürlermiş.
Buna rağmen kalbi için insan kurban eden veya kalbin
önemini kavramış ilk toplumlar Aztekler de değildir. Daha
firavunlar çağında Mısırlılar, kalbi tanımlamak üzere yü-
reğe benzer bir hiyeroglif icat etmişler ve bütün yazılı me-
tinlerde kalbi o şekilde ifadelendirmişlerdir.
Bu parçaya göre aşağıdakilerin hangisine ulaşıla-
maz?
A) Kalp, farklı toplumlar için önemli bir organdır.
B) Bazı toplumlar kalbi tanımlamak için farklı yollar iz-
lemiştir.
C) Aztekler için güneş, ilahi bir varlıktır.
D) Mısırlılar, kalbi göstermek için özel bir heykel tasar-
lamıştır.
E) Bazı toplumlarda insanlar kalpleri için kurban edil-
miştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
26. Meksika Müzesi'nde insan şeklinde tasarlanmış dört bin yıllık bir Aztek seramiği sergilenmektedir. İki odacıklı ve üst kısmından atardamarlar ile toplardamarların saçak- landığı bu insan figürü bize üç boyutlu bir kalbi gösterir. Yine Aztekler, hayatın kaynağı olarak gördükleri ve ilahi vasıflar izafe ettikleri güneşe karşı yüksek piramitlerin ve zirvelerin üstünde insan kurban ederek kalplerdeki kanı akıtırlar, böylece güneşi beslediklerini düşünürlermiş. Buna rağmen kalbi için insan kurban eden veya kalbin önemini kavramış ilk toplumlar Aztekler de değildir. Daha firavunlar çağında Mısırlılar, kalbi tanımlamak üzere yü- reğe benzer bir hiyeroglif icat etmişler ve bütün yazılı me- tinlerde kalbi o şekilde ifadelendirmişlerdir. Bu parçaya göre aşağıdakilerin hangisine ulaşıla- maz? A) Kalp, farklı toplumlar için önemli bir organdır. B) Bazı toplumlar kalbi tanımlamak için farklı yollar iz- lemiştir. C) Aztekler için güneş, ilahi bir varlıktır. D) Mısırlılar, kalbi göstermek için özel bir heykel tasar- lamıştır. E) Bazı toplumlarda insanlar kalpleri için kurban edil- miştir.
29. Ulusların kuşaktan kuşağa geçerek günümüze değin gel-
miş masalları vardır. Masallar, bir ulusun ortak kazanım
ürünleridir. Bir ülke halkının kültürünü, yaşama biçimini,
töresini ve göreneklerini masallarından anlayabiliriz. Bu
bakımdan masallar; edebiyata, tarihe, sosyolojiye kay-
naklık eder.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilmemiş-
tir?
A) Masallar, nesilden nesile aktarılan edebî ürünler-
dendir.
B) Masallar, ait oldukları halkların yaşamlarından ve
kültürlerinden izler taşır.
C) Masallar, pek çok beşerî bilime katkı sağlar.
D) Masallar, yaşanması muhtemel olaylardan daha
çok beslenir.
E) Masallar sadece kişilerin değil, toplumun malıdır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
29. Ulusların kuşaktan kuşağa geçerek günümüze değin gel- miş masalları vardır. Masallar, bir ulusun ortak kazanım ürünleridir. Bir ülke halkının kültürünü, yaşama biçimini, töresini ve göreneklerini masallarından anlayabiliriz. Bu bakımdan masallar; edebiyata, tarihe, sosyolojiye kay- naklık eder. Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilmemiş- tir? A) Masallar, nesilden nesile aktarılan edebî ürünler- dendir. B) Masallar, ait oldukları halkların yaşamlarından ve kültürlerinden izler taşır. C) Masallar, pek çok beşerî bilime katkı sağlar. D) Masallar, yaşanması muhtemel olaylardan daha çok beslenir. E) Masallar sadece kişilerin değil, toplumun malıdır.