Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

3.
Dostluk ille de iç içe yaşamakla kökleşen bir bağ değildir. Dost-
lukta ille övgüler olmasına da gerek yoktur. Dostluk güzel, des-
tekleyici hatta okşayıcı sözlerle yürür görüşüne ise hiç katılmı-
yorum. "Dost acı söyler." sözü boşuna söylenmemiş. Nice dost-
luklar var ki koltuklamalarla başlamış, yermeyle ya da vefasızlık-
la bitmiştir. Böylesi dostluklar olacağına dostsuz kalmak daha
iyidir.
Bu parçada dostlukla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine de-
ğinilmiştir?
snem
A) Bazen çok küçük meseleler yüzünden yara aldığına
B) Yalnız övme üzerine kurulmaması gerektiğine
19001
C) Arkadaşlığın çok daha ötesinde anlam taşıdığına
D) Bazı sırların dostlarla bile paylaşılmaması gerektiğine
E) Çıkar kaygısıyla başlayıp zamanla sağlamlaştığına
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
3. Dostluk ille de iç içe yaşamakla kökleşen bir bağ değildir. Dost- lukta ille övgüler olmasına da gerek yoktur. Dostluk güzel, des- tekleyici hatta okşayıcı sözlerle yürür görüşüne ise hiç katılmı- yorum. "Dost acı söyler." sözü boşuna söylenmemiş. Nice dost- luklar var ki koltuklamalarla başlamış, yermeyle ya da vefasızlık- la bitmiştir. Böylesi dostluklar olacağına dostsuz kalmak daha iyidir. Bu parçada dostlukla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine de- ğinilmiştir? snem A) Bazen çok küçük meseleler yüzünden yara aldığına B) Yalnız övme üzerine kurulmaması gerektiğine 19001 C) Arkadaşlığın çok daha ötesinde anlam taşıdığına D) Bazı sırların dostlarla bile paylaşılmaması gerektiğine E) Çıkar kaygısıyla başlayıp zamanla sağlamlaştığına
SINA
33. - 34. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Üç elit matematikçinin onlarca senelik birikimlerini ortaya
döktükleri yüz sayfalık bir makalenin değerlendirme için önü-
penüze geldiğini düşünün. Makalede birçok yeni kavram ve yapı
ortaya atılmış. Üstelik makale, birçok matematikçinin yekunu
binlerce sayfa tutan eserine göndermede bulunuyor. Sizden
bu makaledeki teoremlerin doğruluğunu, şayet doğrularsa
verilen ispatların yeterliliğini onaylamanız, cevabınız evetse
neticelerin ve makalenin bariz, ilginç ve güzel olup olmadığı
konusunda bir hüküm vermeniz isteniyor. Bunun nasıl bir iş,
nasıl bir zorluk olduğu noktasında izaha gerek görmüyorum.
Ancak şunu belirtmek gerekir: Bir akademik derginin niteliğini
başka bir deyişle akademi dünyasında çıkan yazıların niteli-
ğini hakemler belirlemektedir. Bu da hakemlerin yüklendiği
sorumluluğun ağırlığını gösterir.
33. Bu parçaya göre,
1. Titiz ve sabırlı olma
II. Alanında yetkin olma f
III. İncelediği konuda makale yayımlamış olma
bilog sivas
niteliklerinden hangilerinin bir hakemde kesinlikle bu-
lunması gerekir?
A Yalnız I
BY Yalnız II
I ve II
C) Yalnız III
E) II ve III
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
SINA 33. - 34. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Üç elit matematikçinin onlarca senelik birikimlerini ortaya döktükleri yüz sayfalık bir makalenin değerlendirme için önü- penüze geldiğini düşünün. Makalede birçok yeni kavram ve yapı ortaya atılmış. Üstelik makale, birçok matematikçinin yekunu binlerce sayfa tutan eserine göndermede bulunuyor. Sizden bu makaledeki teoremlerin doğruluğunu, şayet doğrularsa verilen ispatların yeterliliğini onaylamanız, cevabınız evetse neticelerin ve makalenin bariz, ilginç ve güzel olup olmadığı konusunda bir hüküm vermeniz isteniyor. Bunun nasıl bir iş, nasıl bir zorluk olduğu noktasında izaha gerek görmüyorum. Ancak şunu belirtmek gerekir: Bir akademik derginin niteliğini başka bir deyişle akademi dünyasında çıkan yazıların niteli- ğini hakemler belirlemektedir. Bu da hakemlerin yüklendiği sorumluluğun ağırlığını gösterir. 33. Bu parçaya göre, 1. Titiz ve sabırlı olma II. Alanında yetkin olma f III. İncelediği konuda makale yayımlamış olma bilog sivas niteliklerinden hangilerinin bir hakemde kesinlikle bu- lunması gerekir? A Yalnız I BY Yalnız II I ve II C) Yalnız III E) II ve III
32
7. Üst üste yığılmış büyük bir kaya tepesinin en yükseğin-
deydi. Güneş vardı, hava sıcaktı ama çatlağa birikmiş az
topraklı yerde kök salıp yeşermiş bodur meşe çalısının göl-
gesi üstüne düşüyordu. Hem yüksekçe bir yerdeydi hem de
gölgede, bu yüzden oturduğu yer az da olsa serindi. Başını
eğmiş, gök gözleri dikili dizleri üzerindeki akıllı telefonun-
daydı. Bazen parmaklarını makineli gibi işleterek bir şeyler
yazıyor, bazen de gözlerini durmadan soldan sağa götürüp
tekrar sola getirerek bir şeyler okuyordu. Yalnızdı ama sanki
yanında birisi varmış da onunla konuşurmuş gibi arada bir
dudaklarını kıpırdatıyor, yüzünü hafiften yayarken büzüşen
burnuyla gözlerini yaklaştırarak ufak ufak gülümsüyordu.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söy-
lenemez?
A) Gözlemci bakış açısıyla yazılmıştır.
B) Betimlemeye yer verilmiştir.
C) Olay anlatımına başvurulmuştur.
D) Farklı kişilerden söz edilmiştir.
E) İkilemeden yararlanılmıştır.
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Modüler Soru Bankası
9.
k
C
ik
le
A)
B)
D)
E)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
32 7. Üst üste yığılmış büyük bir kaya tepesinin en yükseğin- deydi. Güneş vardı, hava sıcaktı ama çatlağa birikmiş az topraklı yerde kök salıp yeşermiş bodur meşe çalısının göl- gesi üstüne düşüyordu. Hem yüksekçe bir yerdeydi hem de gölgede, bu yüzden oturduğu yer az da olsa serindi. Başını eğmiş, gök gözleri dikili dizleri üzerindeki akıllı telefonun- daydı. Bazen parmaklarını makineli gibi işleterek bir şeyler yazıyor, bazen de gözlerini durmadan soldan sağa götürüp tekrar sola getirerek bir şeyler okuyordu. Yalnızdı ama sanki yanında birisi varmış da onunla konuşurmuş gibi arada bir dudaklarını kıpırdatıyor, yüzünü hafiften yayarken büzüşen burnuyla gözlerini yaklaştırarak ufak ufak gülümsüyordu. Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söy- lenemez? A) Gözlemci bakış açısıyla yazılmıştır. B) Betimlemeye yer verilmiştir. C) Olay anlatımına başvurulmuştur. D) Farklı kişilerden söz edilmiştir. E) İkilemeden yararlanılmıştır. 9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Modüler Soru Bankası 9. k C ik le A) B) D) E)
37
9.
Nice musonlar görmüş, bunlardan pek azını unutabilmiş olan
yol; cenaze meydanının birkaç metre ötesinden geçiyordu. Yol
kenarındaki yeşillikler arasından Batı'dan buralara gelen gez-
ginin kulağına sinsi tıslama sesleri geliyordu. Bu sesler, ona
yoldan bir yere sapmamasının daha iyi olacağını anlatıyordu
sanki. Az sonra kendini, cenaze grubunun arasında tatsız bir
geleneğe istemeden tanıklık etmeye hazır buldu.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi yan-
=
ması
liştır? Gağrışım Bir düşüncenin, görüntünün
ye de dovranışın bir başkasını hatırlat-
A) Doğa, devinim içinde verilmiştir.
-B) Sözcüklerin çağrışım gücünden yararlanılmıştır.
e) Duyu organlarıyla algılanabilecek ayrıntılar vardır.
D) Örneklemeye başvurulmuştur.
Niteleyici sözcüklere yer verilmiştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
37 9. Nice musonlar görmüş, bunlardan pek azını unutabilmiş olan yol; cenaze meydanının birkaç metre ötesinden geçiyordu. Yol kenarındaki yeşillikler arasından Batı'dan buralara gelen gez- ginin kulağına sinsi tıslama sesleri geliyordu. Bu sesler, ona yoldan bir yere sapmamasının daha iyi olacağını anlatıyordu sanki. Az sonra kendini, cenaze grubunun arasında tatsız bir geleneğe istemeden tanıklık etmeye hazır buldu. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi yan- = ması liştır? Gağrışım Bir düşüncenin, görüntünün ye de dovranışın bir başkasını hatırlat- A) Doğa, devinim içinde verilmiştir. -B) Sözcüklerin çağrışım gücünden yararlanılmıştır. e) Duyu organlarıyla algılanabilecek ayrıntılar vardır. D) Örneklemeye başvurulmuştur. Niteleyici sözcüklere yer verilmiştir.
Krallar
4. (1) Edebiyat ürünlerinin etkisi, derinliğine bir nitelik taşıdı
gibi aynı zamanda dolaylı bir nitelik de taşır. (1) Biz okudu
ğumuz romanlardan, öykülerden, şiirlerden ve oyunlarda
ayrımına varmadan bir şeyler öğreniriz. (III) Bu öğrendik
lerimiz bilgilenmemizin yanında duyarlığımızı da kuşatır
(1) Bizde birtakım özlemler, düşler, tutkular uyandırır.
(V) Diyelim ki okuduğumuz bir romanda ya da izlediğimiz
bir oyunda kahramanın eylemleri, düşünceleri büyülüyor
bizi; bir saygı uyandırıyor ve bunun etkisiyle onun kişiliği
nin etkisi altına giriyoruz.
Bu parçanın ana düşüncesi numaralanmış cümlelerin
hangisinde verilmiştir?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
6.
Bütür
Vari
Elve
Ta
B
C
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Krallar 4. (1) Edebiyat ürünlerinin etkisi, derinliğine bir nitelik taşıdı gibi aynı zamanda dolaylı bir nitelik de taşır. (1) Biz okudu ğumuz romanlardan, öykülerden, şiirlerden ve oyunlarda ayrımına varmadan bir şeyler öğreniriz. (III) Bu öğrendik lerimiz bilgilenmemizin yanında duyarlığımızı da kuşatır (1) Bizde birtakım özlemler, düşler, tutkular uyandırır. (V) Diyelim ki okuduğumuz bir romanda ya da izlediğimiz bir oyunda kahramanın eylemleri, düşünceleri büyülüyor bizi; bir saygı uyandırıyor ve bunun etkisiyle onun kişiliği nin etkisi altına giriyoruz. Bu parçanın ana düşüncesi numaralanmış cümlelerin hangisinde verilmiştir? A) I B) II C) III D) IV E) V 6. Bütür Vari Elve Ta B C
16:19
I. Günlük hayatta çevremizi renklendirmek için
kullandığımız boyalar ve pek çok organizmaya renk veren
pigmentler, üzerlerine düşen işığın bir kısmını soğurur
bir kısmınıysa geri yansıtırlar. Insan gözünün algıladığı
renklerin kaynağı, cisimler tarafından soğurulmayan,
yansıtılan ışıktır.
II. Bir cisim, üzerine düşen beyaz ışıktaki mavi ve kırmızı
renkleri soğurup yeşil rengi yansıtıyorsa yeşil; mavi ve
yeşil renkleri soğurup kırmızı rengi yansıtıyorsa kırmızı
görünür. Beyaz cisimler üzerlerine gelen beyaz ışığın
tüm renklerini geri yansıttığından beyaz görünür, siyah
cisimlerse üzerine gelen işığı yansıtmaz ve siyah görünür.
16. I numaralçadan sonra Il numar curleyi yazan
yazarın macşağıdakilerden hangidir? algiai
Aoz kuşu bilgivorünür hale getirmek
B) Biolaymuş aşamala ni anlatmak
Duyarla ilgili ay tilara yer vermek
DOlay ve durumları endi bakış açısıva açıklama
E) Sebep-sonuç ilişkisiyle ifadele birbirine ağlamak
17. Buna göre siyah renkli bir cisimle ilgili
I. Cisim üzerine düşen görünür ışığın tamamını
yansıtmaktadır
X
II. Cisim, üzerine düşen görünür ışığın tamamını
soğurmaktadır.
III. Cisim üzerine düşen görünür ışığa tepki
vermemektedir.
yargılandan hangileri kesinlikle söylenebilir?
A) Yalnız
B) Yalnız II
Dwell.
Çözümü nasıl buldun?
E) ve III.
C) Yalniz III
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
16:19 I. Günlük hayatta çevremizi renklendirmek için kullandığımız boyalar ve pek çok organizmaya renk veren pigmentler, üzerlerine düşen işığın bir kısmını soğurur bir kısmınıysa geri yansıtırlar. Insan gözünün algıladığı renklerin kaynağı, cisimler tarafından soğurulmayan, yansıtılan ışıktır. II. Bir cisim, üzerine düşen beyaz ışıktaki mavi ve kırmızı renkleri soğurup yeşil rengi yansıtıyorsa yeşil; mavi ve yeşil renkleri soğurup kırmızı rengi yansıtıyorsa kırmızı görünür. Beyaz cisimler üzerlerine gelen beyaz ışığın tüm renklerini geri yansıttığından beyaz görünür, siyah cisimlerse üzerine gelen işığı yansıtmaz ve siyah görünür. 16. I numaralçadan sonra Il numar curleyi yazan yazarın macşağıdakilerden hangidir? algiai Aoz kuşu bilgivorünür hale getirmek B) Biolaymuş aşamala ni anlatmak Duyarla ilgili ay tilara yer vermek DOlay ve durumları endi bakış açısıva açıklama E) Sebep-sonuç ilişkisiyle ifadele birbirine ağlamak 17. Buna göre siyah renkli bir cisimle ilgili I. Cisim üzerine düşen görünür ışığın tamamını yansıtmaktadır X II. Cisim, üzerine düşen görünür ışığın tamamını soğurmaktadır. III. Cisim üzerine düşen görünür ışığa tepki vermemektedir. yargılandan hangileri kesinlikle söylenebilir? A) Yalnız B) Yalnız II Dwell. Çözümü nasıl buldun? E) ve III. C) Yalniz III
A A
TİTANYUM / OP01-SS.34AYT03
TÜRK DİLİ VE ED. SOSYAL BİL.-1
5. Tarihte pek çok anlatı üretilmiştir. Bir olayı veya durumu
anlatan ya da gösteren anlatının ortaya çıkışı insanlık
tarihiyle eş zamanlıdır. Anlatı kelimesinin tanımı çeşitli
şekillerde yapılmış olsa da kavramın yapısalcılık
öncesi, yapısalcılık ve yapısalcılık sonrası gibi farklı
süreçlerle şekillendiği görülür. Yapısalcılık öncesi
dönemde anlatıyla ilgili öne çıkan isimler Platon ve
um Aristo'dur. Platon, Devlet'te "mimesis"i yani göstermeyi
karakterlerin sözlerinin dolaysız bir taklidi, "diegesis"i
yani anlatmayı da yazarın sözleri olarak tanımlar. Aristo
ise Poetika'da bütün sanatların kökeninde mimesisin
olduğunu belirtirken sanatçının "eylemde bulunanları"
taklit ettiğini ifade eder. Mimesiste karakterlerin eylem ve
düşünceleri gösterilirken diegesiste karakterlerin eylem
ve düşünceleri anlatıcı vasıtasıyla aktarılır. Anlatı bilimin
önemli tartışma başlıklarından olan mimesis-diegesis
ayrımı da buradan hareketle şekillenmeye başlar.
MNOX(A
ide
Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine
ulaşılabilir?
Time
18
A) Anlatının alıcıya ulaştırılmasındaki fark, aktarılma
> yönteminden kaynaklanmaktadır.
RY (O
B) Anlatının geçmişinde yer alan unsurlar, günümüz
anlatısının temelini oluşturmuştur.
C) Anlatı kelimesinin nesnel bir tanımı olmadığı için bu
kavram tam anlaşılmamıştır.
Qa
D)Anlatım, mimesis-diegesis karşıtlığı merkezinde yer
alan bir edebî kavramdır.
E) Platon ve Aristo, anlatı kavramının temellerini
felsefenin bünyesinde atmıştır.
192 ssa morieblo no T
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
A A TİTANYUM / OP01-SS.34AYT03 TÜRK DİLİ VE ED. SOSYAL BİL.-1 5. Tarihte pek çok anlatı üretilmiştir. Bir olayı veya durumu anlatan ya da gösteren anlatının ortaya çıkışı insanlık tarihiyle eş zamanlıdır. Anlatı kelimesinin tanımı çeşitli şekillerde yapılmış olsa da kavramın yapısalcılık öncesi, yapısalcılık ve yapısalcılık sonrası gibi farklı süreçlerle şekillendiği görülür. Yapısalcılık öncesi dönemde anlatıyla ilgili öne çıkan isimler Platon ve um Aristo'dur. Platon, Devlet'te "mimesis"i yani göstermeyi karakterlerin sözlerinin dolaysız bir taklidi, "diegesis"i yani anlatmayı da yazarın sözleri olarak tanımlar. Aristo ise Poetika'da bütün sanatların kökeninde mimesisin olduğunu belirtirken sanatçının "eylemde bulunanları" taklit ettiğini ifade eder. Mimesiste karakterlerin eylem ve düşünceleri gösterilirken diegesiste karakterlerin eylem ve düşünceleri anlatıcı vasıtasıyla aktarılır. Anlatı bilimin önemli tartışma başlıklarından olan mimesis-diegesis ayrımı da buradan hareketle şekillenmeye başlar. MNOX(A ide Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? Time 18 A) Anlatının alıcıya ulaştırılmasındaki fark, aktarılma > yönteminden kaynaklanmaktadır. RY (O B) Anlatının geçmişinde yer alan unsurlar, günümüz anlatısının temelini oluşturmuştur. C) Anlatı kelimesinin nesnel bir tanımı olmadığı için bu kavram tam anlaşılmamıştır. Qa D)Anlatım, mimesis-diegesis karşıtlığı merkezinde yer alan bir edebî kavramdır. E) Platon ve Aristo, anlatı kavramının temellerini felsefenin bünyesinde atmıştır. 192 ssa morieblo no T
9. "Kuzey Buz Denizi'nin 'Buz'u Gidip 'Deniz'i Kalıyor" baş-
lıklı bir yazıda ele alınan temel konunun, aşağıdakiler-
den hangisi olması beklenir?
A) Küresel ısınmanın Kuzey Buz Denizi üzerindeki etkile-
ri
B) Kuzey Buz Denizi'nde yaşayan canlı türleri
C) Kuzey Buz Denizi'ndeki petrol arama faaliyetleri
D) Kuzey Buz Denizi'ndeki besin zincirinde görülen mev-
simsel değişiklikler
E) Kuzey Buz Denizi'ndeki buzulların ve deniz suyunun
kimyasal özellikleri
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
9. "Kuzey Buz Denizi'nin 'Buz'u Gidip 'Deniz'i Kalıyor" baş- lıklı bir yazıda ele alınan temel konunun, aşağıdakiler- den hangisi olması beklenir? A) Küresel ısınmanın Kuzey Buz Denizi üzerindeki etkile- ri B) Kuzey Buz Denizi'nde yaşayan canlı türleri C) Kuzey Buz Denizi'ndeki petrol arama faaliyetleri D) Kuzey Buz Denizi'ndeki besin zincirinde görülen mev- simsel değişiklikler E) Kuzey Buz Denizi'ndeki buzulların ve deniz suyunun kimyasal özellikleri
37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Fahri Işık, 1930'lu yıllarda Atatürk'ün "Yurt dışına gidin,
bu ilmin metodolojisini öğrenin, kendi toprağımızda
arkeolojiyi geliştirin; sizi bir kıvılcım olarak gönderiyorum
ama bir ateş olarak geri geleceksiniz." telkinleriyle Bonn
Arkeoloji Entitüsüne gittim, diyor. Sonra da ekliyor:
Oraya gidince kendimi Beydağı'ndan yere çakılmış gibi
hissettim. Almanya'da her şeyi sorgulayan bir eğitim vardı.
Bunu görünce "Oğlum Fahri ya köyüne dönüp mişmiş
(kayısı) yetiştireceksin ya kalıp çok çalışacaksın." dedim.
Sonuçta beş yıl dünyanın en iyi arkeologlarından Nikolaus
Himmelman'ın yanında yetiştim. Kıvılcım olarak gittim,
ateş olarak döndüm. 1973'te Atatürk Üniversitesinin yeni
açılan arkeoloji bölümüne atandım. Erzurum, benim bilgiyi
bulduğum yer oldu. Bölüm ilk mezunlarını verince yol
arkadaşlarımdan beşi Erzurum'u terk etti. Ön Asya ve
Prehistorya hocasız kalınca bu dersleri de ben üstlendim.
Her seferinde Erken Demir Çağı'nda bir şeyler ters gidiyor
diye düşündüm. Hitit ile Frig uygarlıkları arasında 400 yıllık
karanlık bir dönem vardı. Anadolu'ya uygarlığı İyonların
yani Yunanlıların getirdiği kabul ediliyordu. Düşündüm
ki nasıl olur da Frig uygarlığı MÖ 8. yüzyılda Midas
Dönemi gibi en parlak hâliyle birden ortaya çıkabilir. Bu
yöndeki iddialarım 1986'da "Anatolian Studies" dergisinde
yayımlandı. Tüm arkeoloji dünyasının tersine Frig Kybele
resimlerinin Yunan/lyon etkisiyle değil daha eski bir
dönemde tam da o karanlık denen yahut karanlık bırakılan
dönemde Yeni Hitit ve Frig etkisiyle ortaya çıktıklarını ileri
sürdüm ve kabul gördüm.
38. Bu parçada konuşan arkeolog için aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Tabu kabul etmeyen, sorgulayıcı bir eğitimden
geçmiştir.
B) Dönemsel olarak büyük bir şaşkınlık yaşamıştır.
C) Akıl yürütmeyi bilimsel bir yöntem olarak
benimsemiştir.
D) Yurt dışındaki eğitimde yetenek ve bilgi açısından
kendini çok geliştirmiştir.
E)
Friglerin Yunan medeniyetinin kurucusu olarak kabul
edilmesine karşı çıkmıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Fahri Işık, 1930'lu yıllarda Atatürk'ün "Yurt dışına gidin, bu ilmin metodolojisini öğrenin, kendi toprağımızda arkeolojiyi geliştirin; sizi bir kıvılcım olarak gönderiyorum ama bir ateş olarak geri geleceksiniz." telkinleriyle Bonn Arkeoloji Entitüsüne gittim, diyor. Sonra da ekliyor: Oraya gidince kendimi Beydağı'ndan yere çakılmış gibi hissettim. Almanya'da her şeyi sorgulayan bir eğitim vardı. Bunu görünce "Oğlum Fahri ya köyüne dönüp mişmiş (kayısı) yetiştireceksin ya kalıp çok çalışacaksın." dedim. Sonuçta beş yıl dünyanın en iyi arkeologlarından Nikolaus Himmelman'ın yanında yetiştim. Kıvılcım olarak gittim, ateş olarak döndüm. 1973'te Atatürk Üniversitesinin yeni açılan arkeoloji bölümüne atandım. Erzurum, benim bilgiyi bulduğum yer oldu. Bölüm ilk mezunlarını verince yol arkadaşlarımdan beşi Erzurum'u terk etti. Ön Asya ve Prehistorya hocasız kalınca bu dersleri de ben üstlendim. Her seferinde Erken Demir Çağı'nda bir şeyler ters gidiyor diye düşündüm. Hitit ile Frig uygarlıkları arasında 400 yıllık karanlık bir dönem vardı. Anadolu'ya uygarlığı İyonların yani Yunanlıların getirdiği kabul ediliyordu. Düşündüm ki nasıl olur da Frig uygarlığı MÖ 8. yüzyılda Midas Dönemi gibi en parlak hâliyle birden ortaya çıkabilir. Bu yöndeki iddialarım 1986'da "Anatolian Studies" dergisinde yayımlandı. Tüm arkeoloji dünyasının tersine Frig Kybele resimlerinin Yunan/lyon etkisiyle değil daha eski bir dönemde tam da o karanlık denen yahut karanlık bırakılan dönemde Yeni Hitit ve Frig etkisiyle ortaya çıktıklarını ileri sürdüm ve kabul gördüm. 38. Bu parçada konuşan arkeolog için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Tabu kabul etmeyen, sorgulayıcı bir eğitimden geçmiştir. B) Dönemsel olarak büyük bir şaşkınlık yaşamıştır. C) Akıl yürütmeyi bilimsel bir yöntem olarak benimsemiştir. D) Yurt dışındaki eğitimde yetenek ve bilgi açısından kendini çok geliştirmiştir. E) Friglerin Yunan medeniyetinin kurucusu olarak kabul edilmesine karşı çıkmıştır.
can verici yolculuğuna çıkanların sayısı diğer türlere
edebiyatın, korkutucu ama heye-
oranla az.
II Gotik edebiyatın sinema ve dizi filmlerdeki uyarlama-
larına genç kuşağın ilgisi gittikçe artıyor.
Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru
biçimde birleştirilmiş hali aşağıdakilerin hangisidir?
A) Gotik edebiyatın beyaz perdeye uyarlanmasında
elde edilen başarıdan dolayı edebî bir tür olarak Go-
tik, pek tercih edilmemektedir.
B) Sinema ve dizi uyarlamalarına gençlerin ilgisinin
günden güne arttığı korku ve heyecan dolu Gotik
edebiyat, ülkemizde diğer türlere kıyasla daha az
tercih edilmektedir.
C) Ülkemizde Gotik edebiyata yeterince ilgi gösterilme-
diği için bu türün sinema ve dizi film uyarlamalarına
gittikçe artan bir ilgi vardır.
D) Gotik edebiyatın sinema ve tiyatroya başarılı bir şe-
kilde uyarlanması okuyucuların bu türe ilgisini kay-
betmesine neden olmuştur.
E) Ülkemizde Gotik edebiyatın hiç ilgi görmemesinin
nedeni bu türün sinemaya başarılı bir şekilde aktarı-
lamamış olmasıdır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
can verici yolculuğuna çıkanların sayısı diğer türlere edebiyatın, korkutucu ama heye- oranla az. II Gotik edebiyatın sinema ve dizi filmlerdeki uyarlama- larına genç kuşağın ilgisi gittikçe artıyor. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru biçimde birleştirilmiş hali aşağıdakilerin hangisidir? A) Gotik edebiyatın beyaz perdeye uyarlanmasında elde edilen başarıdan dolayı edebî bir tür olarak Go- tik, pek tercih edilmemektedir. B) Sinema ve dizi uyarlamalarına gençlerin ilgisinin günden güne arttığı korku ve heyecan dolu Gotik edebiyat, ülkemizde diğer türlere kıyasla daha az tercih edilmektedir. C) Ülkemizde Gotik edebiyata yeterince ilgi gösterilme- diği için bu türün sinema ve dizi film uyarlamalarına gittikçe artan bir ilgi vardır. D) Gotik edebiyatın sinema ve tiyatroya başarılı bir şe- kilde uyarlanması okuyucuların bu türe ilgisini kay- betmesine neden olmuştur. E) Ülkemizde Gotik edebiyatın hiç ilgi görmemesinin nedeni bu türün sinemaya başarılı bir şekilde aktarı- lamamış olmasıdır.
2. İnsanların manevi önderidir sanatçı. Bu düşünce,
sanatı yalnızca bir eğlence olarak gören soyluların
anlayışına karşı, yükselen kentsoyluluğun şairleri ve
eleştirmenleri tarafından ileri sürülmüştür. Goethe'ye
göre, şair, esinlenme gücüne sahip olduğu için, başka-
larının duyup da açıklayamadığı, büyük acı ve sevinç-
leri onlar adına dile getirebilir." Bu yaklaşımla birlikte,
bilinçdışının keşfinden önce bile yazar-özne olarak
sanatçının diğer insanlardan farklı biçimde kolektif
bilinçdışıyla bağ kurup oradan aldıklarını toplumun
geneline yansıttığı gerçeği ortaya çıkar.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisinde verilenler
arasındaki ilişkiden söz edilmektedir?
A) Sanatçı-toplum
C) Dil - toplum
E) Eser-dil
B) Sanatçı - dil
D) Eser - sanatçı
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
2. İnsanların manevi önderidir sanatçı. Bu düşünce, sanatı yalnızca bir eğlence olarak gören soyluların anlayışına karşı, yükselen kentsoyluluğun şairleri ve eleştirmenleri tarafından ileri sürülmüştür. Goethe'ye göre, şair, esinlenme gücüne sahip olduğu için, başka- larının duyup da açıklayamadığı, büyük acı ve sevinç- leri onlar adına dile getirebilir." Bu yaklaşımla birlikte, bilinçdışının keşfinden önce bile yazar-özne olarak sanatçının diğer insanlardan farklı biçimde kolektif bilinçdışıyla bağ kurup oradan aldıklarını toplumun geneline yansıttığı gerçeği ortaya çıkar. Bu parçada aşağıdakilerin hangisinde verilenler arasındaki ilişkiden söz edilmektedir? A) Sanatçı-toplum C) Dil - toplum E) Eser-dil B) Sanatçı - dil D) Eser - sanatçı
7.
BENIM HOCA'
Narsist kişinir
ler, kendiler
menfaatçi
Beklentil
mül er
Başk
ma
br
4.
çok bariz şeyler
söylüyorum: El yazmalarınızı yayımlayın, size her
iyi gelecek. Sözünü ettiğiniz tüm saplantılar da sizin için daha
az önemli olacak.
Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı yok-
tur?
A) Bir kişinin yazdıklarını yayımlaması onda nasıl bir ruh hali
yaratır?
B) Yayımlanmayan eserlerin henüz olgunlaşmamış olduğu
fikrine katılır mısınız?
Bir eser yayımlandığında eserin yazarı kendini rahatlamış
hisseder mi?
D) Konuşmanın ya da susmanın insan üzerinde nasıl bir
etkisi vardır?
E) Eser yayımlamanın önemli bir olgu olduğunu düşünüyor
musunuz?
Toplam yirmi yirmi beş bin sözcükten oluşan küçük bir
kitap tasarlıyordum. Bilgisayarım saydı, yaklaşık yirmi dört
bin sözcükle ortalamayı tutturmuşum. Bu arada sekiz harfli
sözcükler kullandığımı öğrendim. Cümleler gibi sözcükle-
rimi de kısaltmaya çalışıyorum. Okuma hızını kesmemek
keyfini bölmemek için dipnotlardan kaçındım. Metin içindeki
ve sonundaki kaynakları da konu sınırlı tutmaya çalıştım.
Bunlardan yedisi adımı taşıdığı için mahcubum. On tanesinin
çeviri, sadece beşinin yabancı dilde olması; kültürümüz açı-
sından övünç verici bir gelişme sayılır. Önerilen kaynaklardan
çoğunda yüzler ve yüzlerce yeni yerli kaynakla tanışmak
umudu çok heyecan verici bir duygu olmalı.
Bu parçada kitabından söz eden yazar aşağıdakilerden
hangisine değinmemiştir?
A) Yeni bir kitap yazmak için son hazırladığı kitabını yayım-
latmak istediğine
B) Kitabındaki kaynaklardan bazılarında kendi eserlerinin de
yer aldığına
Tavsiye ettiği kaynaklar arasında yerli eserlerin çoğunluk-
ta olduğuna
enimhocam
Kafasında yazmaya başlamadan önce kurduğu sözcük
sayısını tutturduğuna
E) Cümlelerini ve sözcüklerini okuma hızını bölmemek için
kısaltmaya çalıştığına
6.
72
cek
nişa
Bu
maz
A)
B)
D)
E
44
C
d
k
C
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
7. BENIM HOCA' Narsist kişinir ler, kendiler menfaatçi Beklentil mül er Başk ma br 4. çok bariz şeyler söylüyorum: El yazmalarınızı yayımlayın, size her iyi gelecek. Sözünü ettiğiniz tüm saplantılar da sizin için daha az önemli olacak. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı yok- tur? A) Bir kişinin yazdıklarını yayımlaması onda nasıl bir ruh hali yaratır? B) Yayımlanmayan eserlerin henüz olgunlaşmamış olduğu fikrine katılır mısınız? Bir eser yayımlandığında eserin yazarı kendini rahatlamış hisseder mi? D) Konuşmanın ya da susmanın insan üzerinde nasıl bir etkisi vardır? E) Eser yayımlamanın önemli bir olgu olduğunu düşünüyor musunuz? Toplam yirmi yirmi beş bin sözcükten oluşan küçük bir kitap tasarlıyordum. Bilgisayarım saydı, yaklaşık yirmi dört bin sözcükle ortalamayı tutturmuşum. Bu arada sekiz harfli sözcükler kullandığımı öğrendim. Cümleler gibi sözcükle- rimi de kısaltmaya çalışıyorum. Okuma hızını kesmemek keyfini bölmemek için dipnotlardan kaçındım. Metin içindeki ve sonundaki kaynakları da konu sınırlı tutmaya çalıştım. Bunlardan yedisi adımı taşıdığı için mahcubum. On tanesinin çeviri, sadece beşinin yabancı dilde olması; kültürümüz açı- sından övünç verici bir gelişme sayılır. Önerilen kaynaklardan çoğunda yüzler ve yüzlerce yeni yerli kaynakla tanışmak umudu çok heyecan verici bir duygu olmalı. Bu parçada kitabından söz eden yazar aşağıdakilerden hangisine değinmemiştir? A) Yeni bir kitap yazmak için son hazırladığı kitabını yayım- latmak istediğine B) Kitabındaki kaynaklardan bazılarında kendi eserlerinin de yer aldığına Tavsiye ettiği kaynaklar arasında yerli eserlerin çoğunluk- ta olduğuna enimhocam Kafasında yazmaya başlamadan önce kurduğu sözcük sayısını tutturduğuna E) Cümlelerini ve sözcüklerini okuma hızını bölmemek için kısaltmaya çalıştığına 6. 72 cek nişa Bu maz A) B) D) E 44 C d k C
E
S
25. Louise Glück; ilk kitaplarında, başarısız aşk ilişkileri, aile içi
çatışmalar ve varoluşsal umarsızlığın sonuçlarıyla boğuşan
kişilere yer veriyordu. 1968'de yayımlanan ilk şiir kitabı İlk
Çocuk (Firstborn); teknik kontrolü yüksek, soğuk ve yalı-
tılmış anlatımcı şiirleri bir araya getiriyordu. Şairin anlatıyı
âdeta şifrelediği şiirleri okuru metne katılmaya davet edi-
yordu. Glück; okurdan anlatıdaki boşlukları doldurmasını,
hayalî kişiler yerine kendini koymasını ve o dizelerin içinde
geçeceği bir senaryo oluşturmasını beklemektedir. Glück'ün
şiirinin gücü, bir ilgi nesnesi olarak "ben"in lirizminden uzak-
laşması ve öznel malzemelere ısrarla bir tarafsızlık disiplini
uygulamasından gelir.
Bu parçadan hareketle Louise Glück'ün şiirleri hakkında
aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
AOkuru duygudaşlık kurdurmaya yönelten, ucu açık bir
anlatıma sahip oldukları
B) Şairinin kişisel tutumlarını yansıtmada bir ayna görevi
gördükleri
C) İyisiyle kötüsüyle hayatı tam anlamıyla yansıttıkları
D) Her ne olursa olsun yaşama tutunmaya çalışan kişileri
anlattıkları
E) içten bir anlatımla okurlarının yüreğine hitap edebildikleri
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
E S 25. Louise Glück; ilk kitaplarında, başarısız aşk ilişkileri, aile içi çatışmalar ve varoluşsal umarsızlığın sonuçlarıyla boğuşan kişilere yer veriyordu. 1968'de yayımlanan ilk şiir kitabı İlk Çocuk (Firstborn); teknik kontrolü yüksek, soğuk ve yalı- tılmış anlatımcı şiirleri bir araya getiriyordu. Şairin anlatıyı âdeta şifrelediği şiirleri okuru metne katılmaya davet edi- yordu. Glück; okurdan anlatıdaki boşlukları doldurmasını, hayalî kişiler yerine kendini koymasını ve o dizelerin içinde geçeceği bir senaryo oluşturmasını beklemektedir. Glück'ün şiirinin gücü, bir ilgi nesnesi olarak "ben"in lirizminden uzak- laşması ve öznel malzemelere ısrarla bir tarafsızlık disiplini uygulamasından gelir. Bu parçadan hareketle Louise Glück'ün şiirleri hakkında aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? AOkuru duygudaşlık kurdurmaya yönelten, ucu açık bir anlatıma sahip oldukları B) Şairinin kişisel tutumlarını yansıtmada bir ayna görevi gördükleri C) İyisiyle kötüsüyle hayatı tam anlamıyla yansıttıkları D) Her ne olursa olsun yaşama tutunmaya çalışan kişileri anlattıkları E) içten bir anlatımla okurlarının yüreğine hitap edebildikleri
birey
KURUMLARI
7.
(1) Gustave Flaubert'in Madame Bovary romanında ana
karakter Emma; kapalı bir muhitte, hayata romantik ki-
tapların diliyle hazırlanan genç kızları temsil etmektedir.
(II) İçerisinde bulunduğu toplum, onun rahat hareket
etme ve dışa açılma şansını ortadan kaldırmıştır. (III) Bu
sebepledir ki Emma, bildiği her şeyi Don Kişot gibi kendi
kendine okuma yöntemiyle öğrenmiştir. (IV) Romanda
olayların geçtiği yerlerle Emma'nın duygu, düşünce ve
hareket tarzı arasında bir koşutluk söz konusudur. (V)
Romanda çok katlı bir piramidi andıran mekânsal dizilim,
Emma'nın tırmanmak istediği sosyal piramidi simgele-
mektedir.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, roman kahramanının yansıttığı kişilerin
özellikleri belirtilmiştir.
B) II. cümlede, çevrenin roman kahramanı üzerindeki
etkisinden söz edilmiştir.
C) III. cümlede, roman kişisinin kendisini yetiştirme biçi-
mi hakkında bilgi verilmiştir.
D) IV. cümlede, mekânlarla romanın başkişisi arasındaki
paralellikten bahsedilmiştir.
Va
E) V. cümlede, roman kahramanının hayat yolunda ge-
çirdiği aşamalar hakkında bilgi verilmiştir.
9.
11
L
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
birey KURUMLARI 7. (1) Gustave Flaubert'in Madame Bovary romanında ana karakter Emma; kapalı bir muhitte, hayata romantik ki- tapların diliyle hazırlanan genç kızları temsil etmektedir. (II) İçerisinde bulunduğu toplum, onun rahat hareket etme ve dışa açılma şansını ortadan kaldırmıştır. (III) Bu sebepledir ki Emma, bildiği her şeyi Don Kişot gibi kendi kendine okuma yöntemiyle öğrenmiştir. (IV) Romanda olayların geçtiği yerlerle Emma'nın duygu, düşünce ve hareket tarzı arasında bir koşutluk söz konusudur. (V) Romanda çok katlı bir piramidi andıran mekânsal dizilim, Emma'nın tırmanmak istediği sosyal piramidi simgele- mektedir. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede, roman kahramanının yansıttığı kişilerin özellikleri belirtilmiştir. B) II. cümlede, çevrenin roman kahramanı üzerindeki etkisinden söz edilmiştir. C) III. cümlede, roman kişisinin kendisini yetiştirme biçi- mi hakkında bilgi verilmiştir. D) IV. cümlede, mekânlarla romanın başkişisi arasındaki paralellikten bahsedilmiştir. Va E) V. cümlede, roman kahramanının hayat yolunda ge- çirdiği aşamalar hakkında bilgi verilmiştir. 9. 11 L
5.
Sanatsal metinler; öğretici bir amaç gütmeyen, amacı sade-
ce sanat olan yazılara ve metinlere verilen isimdir. Edebiyat
alanında metinler yazılış amaçlarına, gerçeklikle ilişkilerine
göre gruplara ayrılmıştır.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada verilen bilgi doğ-
rultusunda oluşturulmamıştır?
A) Kahveye yaklaşınca makinist gaza bastı, motoru büyük
bir gürültüyle çalıştırdı, egzozunu tüfenk gibi patlattı.
Kalabalık ürkerek açıldı, birçokları korkularını gizlemek
için kahkaha attı.
B) Bardak boştu. Boş muydu? Evet, boştu. "Öyleyse dol-
durmak gerek." diye geçirdi içinden. Bardağın doldurul-
masına karar verilmişti verilmesine de neyle doldurula-
caktı ki? Evet, bütün sorun buydu. Olmak ya da olma-
mak gibi bir şeydi bu.
C) Biz o güne kadar istasyona tren beklemeye, tren kar-
şılamaya hiç gitmemiştik. İlgili memurlara sorup bilgi
almak da gelmiyordu aklımıza. Bu sırada bir siren sesi
işittik, trenin istasyona girmekte olduğunu gördük.
D) Herkesin muhakkak en sevdiği bir kitap veya yazar
vardır. Bazı kitaplar daha çok iz bırakır okuyan kişide.
Ya anlatılan hikâye etkilemiştir bizi ya kendimizden bir
şeyler bulmuşuzdur. Birçok insan kitap okurken yanında
kalem veya küçük bir not defteri bulundurur.
E) Yazdıkların şiir değilse kalsın
Cennetse sevdan çık dışarı
Solgun ışıklar
Sessiz ağaçlar parklarla
O cümbüş gecesini de tak peşine
Yazdığın şiir değilse bırak bunları kalsın
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
5. Sanatsal metinler; öğretici bir amaç gütmeyen, amacı sade- ce sanat olan yazılara ve metinlere verilen isimdir. Edebiyat alanında metinler yazılış amaçlarına, gerçeklikle ilişkilerine göre gruplara ayrılmıştır. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada verilen bilgi doğ- rultusunda oluşturulmamıştır? A) Kahveye yaklaşınca makinist gaza bastı, motoru büyük bir gürültüyle çalıştırdı, egzozunu tüfenk gibi patlattı. Kalabalık ürkerek açıldı, birçokları korkularını gizlemek için kahkaha attı. B) Bardak boştu. Boş muydu? Evet, boştu. "Öyleyse dol- durmak gerek." diye geçirdi içinden. Bardağın doldurul- masına karar verilmişti verilmesine de neyle doldurula- caktı ki? Evet, bütün sorun buydu. Olmak ya da olma- mak gibi bir şeydi bu. C) Biz o güne kadar istasyona tren beklemeye, tren kar- şılamaya hiç gitmemiştik. İlgili memurlara sorup bilgi almak da gelmiyordu aklımıza. Bu sırada bir siren sesi işittik, trenin istasyona girmekte olduğunu gördük. D) Herkesin muhakkak en sevdiği bir kitap veya yazar vardır. Bazı kitaplar daha çok iz bırakır okuyan kişide. Ya anlatılan hikâye etkilemiştir bizi ya kendimizden bir şeyler bulmuşuzdur. Birçok insan kitap okurken yanında kalem veya küçük bir not defteri bulundurur. E) Yazdıkların şiir değilse kalsın Cennetse sevdan çık dışarı Solgun ışıklar Sessiz ağaçlar parklarla O cümbüş gecesini de tak peşine Yazdığın şiir değilse bırak bunları kalsın
2. Destan, henüz toplumdan ayrılmamış insanı; mesnevi dış
âlemden içe çekilen ferdi; roman ise dış âlem ve çevresiyle
çatışan ve ona, kendine göre yeni bir şekil vermek isteyen
şahsiyeti temsil eder.
Bu cümleden aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşıla-
bilir?
A) Edebiyatımızda bütün türler her zaman aynı ölçüde ge-
lişmemiştir.
B) Türk tarihinde sürekli savaşlar eski destan tipini devam
ettirmiştir.
C) Roman toplum içinde, çevresiyle savaşan insanı tasvir
eder.
D) Edebî türlerin tarihî ve sosyal şartlarla yakın ilişkisi var-
dır.
E) Destan devrinden sonra, destanın yerini ferdi his ve ha-
yalleri ifade eden şiir alır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
2. Destan, henüz toplumdan ayrılmamış insanı; mesnevi dış âlemden içe çekilen ferdi; roman ise dış âlem ve çevresiyle çatışan ve ona, kendine göre yeni bir şekil vermek isteyen şahsiyeti temsil eder. Bu cümleden aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşıla- bilir? A) Edebiyatımızda bütün türler her zaman aynı ölçüde ge- lişmemiştir. B) Türk tarihinde sürekli savaşlar eski destan tipini devam ettirmiştir. C) Roman toplum içinde, çevresiyle savaşan insanı tasvir eder. D) Edebî türlerin tarihî ve sosyal şartlarla yakın ilişkisi var- dır. E) Destan devrinden sonra, destanın yerini ferdi his ve ha- yalleri ifade eden şiir alır.