Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

26. Niye devam etsin ki? Niye devam ettirmek istiyorum ki?
Nedir bu güzel ama ürpertici anılar, üretemedikçe geri
geri adımlar? Bir daha asla olmayacağını bildiğimden mi-
dir nedir bu süklüm püklüm hâllerim? İnsan bir daha ol-
mayacak olandan korkmamalı. Yaşarken ne kadar gözü
karaysa o karalıkta sürdürmeli günleri. Tatsızsa tatsızdır.
Taramalı, yoklamalı kendini tepeden tırnağa ne kaldı
diye. İmla hatalarına devam etmekte inat etmeli. Işıkları
kapamayı unutmalı. Yakmayı da...
3
1
Bu parçada asıl anlatılmak istenene aşağıdaki yargı-
lardan hangisi anlamca daha yakındır? onafilor);
A) Kişi, yaşamına bir anlam katabilmek için üretim
odaklı olmalıdır.
B) Hayatta insanı yoran birçok şey varken umutsuz ve
karamsar olmak boşunadır.
C) Önceden planlanmamış işler zamanla önümüzde
bir dağ olur ve biz de "Boşver!" der, geçeriz.
D) Anılara sığınmak bizlerin ilerlemesini engeller ve ye-
rimizde saymamıza yol açar.
1
1
Insan cesaretli ve kararlı olduğu sürece neyi yap-
mak istiyorsa yapar ve değiştirir.
I
1
I
1
1
1
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
26. Niye devam etsin ki? Niye devam ettirmek istiyorum ki? Nedir bu güzel ama ürpertici anılar, üretemedikçe geri geri adımlar? Bir daha asla olmayacağını bildiğimden mi- dir nedir bu süklüm püklüm hâllerim? İnsan bir daha ol- mayacak olandan korkmamalı. Yaşarken ne kadar gözü karaysa o karalıkta sürdürmeli günleri. Tatsızsa tatsızdır. Taramalı, yoklamalı kendini tepeden tırnağa ne kaldı diye. İmla hatalarına devam etmekte inat etmeli. Işıkları kapamayı unutmalı. Yakmayı da... 3 1 Bu parçada asıl anlatılmak istenene aşağıdaki yargı- lardan hangisi anlamca daha yakındır? onafilor); A) Kişi, yaşamına bir anlam katabilmek için üretim odaklı olmalıdır. B) Hayatta insanı yoran birçok şey varken umutsuz ve karamsar olmak boşunadır. C) Önceden planlanmamış işler zamanla önümüzde bir dağ olur ve biz de "Boşver!" der, geçeriz. D) Anılara sığınmak bizlerin ilerlemesini engeller ve ye- rimizde saymamıza yol açar. 1 1 Insan cesaretli ve kararlı olduğu sürece neyi yap- mak istiyorsa yapar ve değiştirir. I 1 I 1 1 1
TYT/ Türkçe
1. Kalpteki temiz kanın tüm vücudu dolaştıktan sonra
kirlenip kanın kalbe geri dönmesine büyük kan dola-
şımı denir.
II. Küçük kan dolaşımı ise kalpteki kirli kanın akciğerler-
de temizlendikten sonra kalbe geri dönmesidir.
Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir bi-
çimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kalpteki temiz kanın akciğerlere gönderildikten sonra
tüm vücuda yollanmasına büyük kan dolaşımı denir.
B) Tüm vücudu dolaşan kirli kanın akciğerlerde temizle-
nerek kalbe gitmesine küçük kan dolaşımı denir.
Büyük kan dolaşımında kan tüm vücudu gezerek te-
mizlenirken küçük kan dolaşımında yalnızca akciğer-
leri dolaşarak temizlenir.
D) Büyük kan dolaşımıyla tüm vücutta temizlenen kirli
kan küçük kan dolaşımıyla akciğerlerde temizlenerek
kalbe ulaşır.
javadocon
6.
porn
Büyük kan dolaşımı sonrasında kirlenen kanın akci-
gerlerde temizlenerek tekrar kalbe yollanmasına kü-
çük kan dolaşımı denir.
n
ő
n
h
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT/ Türkçe 1. Kalpteki temiz kanın tüm vücudu dolaştıktan sonra kirlenip kanın kalbe geri dönmesine büyük kan dola- şımı denir. II. Küçük kan dolaşımı ise kalpteki kirli kanın akciğerler- de temizlendikten sonra kalbe geri dönmesidir. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir bi- çimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) Kalpteki temiz kanın akciğerlere gönderildikten sonra tüm vücuda yollanmasına büyük kan dolaşımı denir. B) Tüm vücudu dolaşan kirli kanın akciğerlerde temizle- nerek kalbe gitmesine küçük kan dolaşımı denir. Büyük kan dolaşımında kan tüm vücudu gezerek te- mizlenirken küçük kan dolaşımında yalnızca akciğer- leri dolaşarak temizlenir. D) Büyük kan dolaşımıyla tüm vücutta temizlenen kirli kan küçük kan dolaşımıyla akciğerlerde temizlenerek kalbe ulaşır. javadocon 6. porn Büyük kan dolaşımı sonrasında kirlenen kanın akci- gerlerde temizlenerek tekrar kalbe yollanmasına kü- çük kan dolaşımı denir. n ő n h
Fahri Işık, 1930'lu yıllarda Atatürk'ün "Yurt dışına gidin,
bu ilmin metodolojisini öğrenin, kendi toprağımızda
arkeolojiyi geliştirin; sizi bir kıvılcım olarak gönderiyorum
ama bir ateş olarak geri geleceksiniz." telkinleriyle Bonn
Arkeoloji Entitüsüne gittim, diyor. Sonra da ekliyor:
Oraya gidince kendimi Beydağı'ndan yere çakılmış gibi
hissettim. Almanya'da her şeyi sorgulayan bir eğitim vardı.
Bunu görünce "Oğlum Fahri ya köyüne dönüp mişmiş
(kayısı) yetiştireceksin ya kalıp çok çalışacaksın." dedim.
Sonuçta beş yıl dünyanın en iyi arkeologlarından Nikolaus
Himmelman'ın yanında yetiştim. Kıvılcım olarak gittim,
ateş olarak döndüm. 1973'te Atatürk Üniversitesinin yeni
açılan arkeoloji bölümüne atandım. Erzurum, benim bilgiyi
bulduğum yer oldu. Bölüm ilk mezunlarını verince yol
arkadaşlarımdan beşi Erzurum'u terk etti. Ön Asya ve
Prehistorya hocasız kalınca bu dersleri de ben üstlendim.
Her seferinde Erken Demir Çağı'nda bir şeyler ters gidiyor
diye düşündüm. Hitit ile Frig uygarlıkları arasında 400 yıllık
karanlık bir dönem vardı. Anadolu'ya uygarlığı İyonların
yani Yunanlıların getirdiği kabul ediliyordu. Düşündüm
ki nasıl olur da Frig uygarlığı MÖ 8. yüzyılda Midas
Dönemi gibi en parlak hâliyle birden ortaya çıkabilir. Bu
yöndeki iddialarım 1986'da "Anatolian Studies" dergisinde
yayımlandı. Tüm arkeoloji dünyasının tersine Frig Kybele
resimlerinin Yunan/lyon etkisiyle değil daha eski bir
dönemde tam da o karanlık denen yahut karanlık bırakılan
dönemde Yeni Hitit ve Frig etkisiyle ortaya çıktıklarını ileri
sürdüm ve kabul gördüm.
39. Bu parçada konuşan arkeoloğun genel kabul
gören bir yanlışı düzeltmesindeki hareket noktası
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Çok parlak bir uygarlığın aniden ortaya çıkamayacağı
ve bunun gerilere giden gelişme evrelerinin olması
gerektiği
B) Arkeolojide bilimin yayılmacı anlayışın bir aparatı
yapılabileceği ve bazı gerçeklerin bilinçli olarak
saklanabileceği
C) Ortaya atılan bir görüşün daha sonra sorgulamasız
bir biçimde doğru olduğunun tekrar edilmiş
olabileceği
D) Nesnel gerçekliklerin saptanması için uğraşmak
yerine toptancı bir yaklaşımla bir uygarlığın
yükseltilmek istenmiş olabileceği
E) Bazı milletlerin bazı coğrafyalarda hak iddia etmesine
zemin hazırlamak için arkeologların algı yönetme
çabasında olabileceği
S
R
M
A
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Fahri Işık, 1930'lu yıllarda Atatürk'ün "Yurt dışına gidin, bu ilmin metodolojisini öğrenin, kendi toprağımızda arkeolojiyi geliştirin; sizi bir kıvılcım olarak gönderiyorum ama bir ateş olarak geri geleceksiniz." telkinleriyle Bonn Arkeoloji Entitüsüne gittim, diyor. Sonra da ekliyor: Oraya gidince kendimi Beydağı'ndan yere çakılmış gibi hissettim. Almanya'da her şeyi sorgulayan bir eğitim vardı. Bunu görünce "Oğlum Fahri ya köyüne dönüp mişmiş (kayısı) yetiştireceksin ya kalıp çok çalışacaksın." dedim. Sonuçta beş yıl dünyanın en iyi arkeologlarından Nikolaus Himmelman'ın yanında yetiştim. Kıvılcım olarak gittim, ateş olarak döndüm. 1973'te Atatürk Üniversitesinin yeni açılan arkeoloji bölümüne atandım. Erzurum, benim bilgiyi bulduğum yer oldu. Bölüm ilk mezunlarını verince yol arkadaşlarımdan beşi Erzurum'u terk etti. Ön Asya ve Prehistorya hocasız kalınca bu dersleri de ben üstlendim. Her seferinde Erken Demir Çağı'nda bir şeyler ters gidiyor diye düşündüm. Hitit ile Frig uygarlıkları arasında 400 yıllık karanlık bir dönem vardı. Anadolu'ya uygarlığı İyonların yani Yunanlıların getirdiği kabul ediliyordu. Düşündüm ki nasıl olur da Frig uygarlığı MÖ 8. yüzyılda Midas Dönemi gibi en parlak hâliyle birden ortaya çıkabilir. Bu yöndeki iddialarım 1986'da "Anatolian Studies" dergisinde yayımlandı. Tüm arkeoloji dünyasının tersine Frig Kybele resimlerinin Yunan/lyon etkisiyle değil daha eski bir dönemde tam da o karanlık denen yahut karanlık bırakılan dönemde Yeni Hitit ve Frig etkisiyle ortaya çıktıklarını ileri sürdüm ve kabul gördüm. 39. Bu parçada konuşan arkeoloğun genel kabul gören bir yanlışı düzeltmesindeki hareket noktası aşağıdakilerden hangisidir? A) Çok parlak bir uygarlığın aniden ortaya çıkamayacağı ve bunun gerilere giden gelişme evrelerinin olması gerektiği B) Arkeolojide bilimin yayılmacı anlayışın bir aparatı yapılabileceği ve bazı gerçeklerin bilinçli olarak saklanabileceği C) Ortaya atılan bir görüşün daha sonra sorgulamasız bir biçimde doğru olduğunun tekrar edilmiş olabileceği D) Nesnel gerçekliklerin saptanması için uğraşmak yerine toptancı bir yaklaşımla bir uygarlığın yükseltilmek istenmiş olabileceği E) Bazı milletlerin bazı coğrafyalarda hak iddia etmesine zemin hazırlamak için arkeologların algı yönetme çabasında olabileceği S R M A
Yenikapı'da yapılan kazılar yine olağanüstü bir keşifle
kendini hatırlattı. Deniz seviyesinin altında bulunan 8
bin yıl öncesine ait ayak izleri, İstanbul için bir ilk ve
dünyada çok az rastlanan bir buluntu. İzlerin, suyla ta-
şındığı anlaşılan deniz kumuyla örtülmeden önce kuru-
duğu ve bu sayede korunageldiği görüldü. Anadolu
topraklarında Kula'dan sonra Yenikapı'da insana ait
ayak izlerine rastlanması kültür tarihi açısından ve tüm
arkeoloji dünyası için heyecan verici. Peki, 8 bin yıl ön-
cesinin ayak izleri bilim dünyasını nereye götürüyor?
Uzmanlar, görüldüğü kadarıyla, izlerin "sandalet" giy-
miş insanlara ait olduğu ancak çıplak ayakla bırakılmış
izlere de rastlanması durumunda daha fazla bilgiye ula-
şılabileceği görüşünde. Aynı uzmanlar, "Basış şeklin-
den yola çıkarak dönem insanının vücut ölçüleri ve mor-
folojisi hakkında somut verilere de sahip olabiliriz ve
böylece o insanlar gözümüzde etli, hacimli hâle gele-
bilir." diyorlar. İzlere bakarak sandaletlerin hasırı andı-
ran organik bir malzemeden yapıldığını düşünen uz-
manlar, "Belki de Neolitik Dönem insanının şimdiye ka-
dar yalnızca hayal edebildiğimiz giyimi kuşamı hakkın-
da bilgi sahibi olabileceğiz." diyorlar.
17. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabi-
lir?
A) Buluntuların mutlaka objektif bir bakış açısıy-
la değerlendirilmesi gerekir.
B) Yeni buluntular, söz konusu döneme ait bilgi-
lere yeni bir boyut kazandırmıştır.
Bir çalışma yapılırken ortaya çıkan buluntular
ana çalışmanın ertelenmesine yol açabilir.
D) Buluntuların, çıkarıldığı bölgeye göre sınıflan-
dirilip saklanması gerekir.
anması gerek
E Bilimsel kazılarda, elde edilenlerden beklenen
sonucun alınması için buluntuların ilk kez or-
taya çıkarılmış olması gerekir.
18. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han-
gisi yoktur?
B) Terimler
C) Alıntı
D) Koşula bağlama E) Nesnel veriler
A) Tanımlama
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Yenikapı'da yapılan kazılar yine olağanüstü bir keşifle kendini hatırlattı. Deniz seviyesinin altında bulunan 8 bin yıl öncesine ait ayak izleri, İstanbul için bir ilk ve dünyada çok az rastlanan bir buluntu. İzlerin, suyla ta- şındığı anlaşılan deniz kumuyla örtülmeden önce kuru- duğu ve bu sayede korunageldiği görüldü. Anadolu topraklarında Kula'dan sonra Yenikapı'da insana ait ayak izlerine rastlanması kültür tarihi açısından ve tüm arkeoloji dünyası için heyecan verici. Peki, 8 bin yıl ön- cesinin ayak izleri bilim dünyasını nereye götürüyor? Uzmanlar, görüldüğü kadarıyla, izlerin "sandalet" giy- miş insanlara ait olduğu ancak çıplak ayakla bırakılmış izlere de rastlanması durumunda daha fazla bilgiye ula- şılabileceği görüşünde. Aynı uzmanlar, "Basış şeklin- den yola çıkarak dönem insanının vücut ölçüleri ve mor- folojisi hakkında somut verilere de sahip olabiliriz ve böylece o insanlar gözümüzde etli, hacimli hâle gele- bilir." diyorlar. İzlere bakarak sandaletlerin hasırı andı- ran organik bir malzemeden yapıldığını düşünen uz- manlar, "Belki de Neolitik Dönem insanının şimdiye ka- dar yalnızca hayal edebildiğimiz giyimi kuşamı hakkın- da bilgi sahibi olabileceğiz." diyorlar. 17. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabi- lir? A) Buluntuların mutlaka objektif bir bakış açısıy- la değerlendirilmesi gerekir. B) Yeni buluntular, söz konusu döneme ait bilgi- lere yeni bir boyut kazandırmıştır. Bir çalışma yapılırken ortaya çıkan buluntular ana çalışmanın ertelenmesine yol açabilir. D) Buluntuların, çıkarıldığı bölgeye göre sınıflan- dirilip saklanması gerekir. anması gerek E Bilimsel kazılarda, elde edilenlerden beklenen sonucun alınması için buluntuların ilk kez or- taya çıkarılmış olması gerekir. 18. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han- gisi yoktur? B) Terimler C) Alıntı D) Koşula bağlama E) Nesnel veriler A) Tanımlama
B
B
B) II
TÜRKÇE TESTİ
12. Ünlü Alman şair ve düşünürü Goethe (1) “Okumayı
öğrenme (II) sanatların en zorudur (III)" demiştir.
Bu tartışma götürmeyecek kadar açık bir gerçektir.
Nitekim bir fakülte ya da yüksekokul bitirdiği hâlde
okuduğunu tam ve doğru olarak anlayamayanla-
rin (IV) sayısı oldukça fazladır. Bu konuda yapılan
araştırmalar yukarıdaki görüşü doğrulamaktadır (V)
Bu parçada parentezle () gösterilen yerlerden
hangisine herhangi bir noktalama işareti geti-
rilemez?
our
B
D) IV NE)
13. Yemekle şiirin bir ortak noktası var (5) Alışılmış
malzemeyle alışılmamış bir sonuca ulaşmak () Şi-
irde de yemekte de kimi eksikler ( yadırgatıcı bir
Ögeyle tamamlanabilir. Bir böreğin
içinde peynir,
15. Ke
işl
di
0
le
is
S
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
B B B) II TÜRKÇE TESTİ 12. Ünlü Alman şair ve düşünürü Goethe (1) “Okumayı öğrenme (II) sanatların en zorudur (III)" demiştir. Bu tartışma götürmeyecek kadar açık bir gerçektir. Nitekim bir fakülte ya da yüksekokul bitirdiği hâlde okuduğunu tam ve doğru olarak anlayamayanla- rin (IV) sayısı oldukça fazladır. Bu konuda yapılan araştırmalar yukarıdaki görüşü doğrulamaktadır (V) Bu parçada parentezle () gösterilen yerlerden hangisine herhangi bir noktalama işareti geti- rilemez? our B D) IV NE) 13. Yemekle şiirin bir ortak noktası var (5) Alışılmış malzemeyle alışılmamış bir sonuca ulaşmak () Şi- irde de yemekte de kimi eksikler ( yadırgatıcı bir Ögeyle tamamlanabilir. Bir böreğin içinde peynir, 15. Ke işl di 0 le is S
UI!
9. Aşağıdaki örneklemelerden hangisi yay ayraç
içerisinde verilen kavramla ilgili değildir?
TESI. L
A) Yüz sözcüğünün ilk anlamı "surat"tir. Ancak bu
sözcük, zamanla suyun yüzü (yüzey), evin ön
yüzü (cephe, taraf), yorgan yüzü (bir şeyin gö-
rünen bölümünü kaplamakta kullanılan kumaş)
anlamlarını da kazanmıştır. (Anlam genişleme-
si)
B) Eskiden "don kelimesi "elbise, giyim kuşamın
tümü" anlamındayken, günümüzde "iç çamaşı-
ri" anlamına gelecek şekilde kullanılmaktadır.
(Anlam kayması)
C) "Erik" sözcüğü şeftali, kayısı, zerdali anlamını
içerirken, sonradan sadece bir meyve için kul-
lanılmıştır. (Anlam değişmesi)
D) Türkçe sözlükler "keleş" için "iyi huylu, yakı-
şıklı" anlamlarını vermektedir. Ancak sözcük,
bu güzel anlamını yitirmiş ve sözcüğün temel
anlamını bilmeyenlerce aşağılayıcı anlamıyla
kullanılır olmuştur. (Anlam kötüleşmesi)
E) Eski Türk kavimlerinde "acı, eziyet" kavramla-
rina ad olan "emek" daha güzel, daha soylu bir
anlam içeriğine kavuşarak "alın teri gerektiren
iş" anlamını yüklenmiştir. (Anlam iyileşmesi)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
UI! 9. Aşağıdaki örneklemelerden hangisi yay ayraç içerisinde verilen kavramla ilgili değildir? TESI. L A) Yüz sözcüğünün ilk anlamı "surat"tir. Ancak bu sözcük, zamanla suyun yüzü (yüzey), evin ön yüzü (cephe, taraf), yorgan yüzü (bir şeyin gö- rünen bölümünü kaplamakta kullanılan kumaş) anlamlarını da kazanmıştır. (Anlam genişleme- si) B) Eskiden "don kelimesi "elbise, giyim kuşamın tümü" anlamındayken, günümüzde "iç çamaşı- ri" anlamına gelecek şekilde kullanılmaktadır. (Anlam kayması) C) "Erik" sözcüğü şeftali, kayısı, zerdali anlamını içerirken, sonradan sadece bir meyve için kul- lanılmıştır. (Anlam değişmesi) D) Türkçe sözlükler "keleş" için "iyi huylu, yakı- şıklı" anlamlarını vermektedir. Ancak sözcük, bu güzel anlamını yitirmiş ve sözcüğün temel anlamını bilmeyenlerce aşağılayıcı anlamıyla kullanılır olmuştur. (Anlam kötüleşmesi) E) Eski Türk kavimlerinde "acı, eziyet" kavramla- rina ad olan "emek" daha güzel, daha soylu bir anlam içeriğine kavuşarak "alın teri gerektiren iş" anlamını yüklenmiştir. (Anlam iyileşmesi)
3.
Sözlü Edebiyat Dönemi'nde yabancı etkilerden uzak bir
Türkçe vardır. Türklerin yazıya geçmeden önceki edebi-
yatıyla ilgili bilgilere sözlü edebiyat ürünlerinden ulaşılır.
Türkler, yazıya geçtikten sonra sırasıyla Kök Türk, Uygur,
Arap, Kiril ve Latin alfabelerini kullanmışlardır.
Bu parçadan,
I. Türkçenin ilk örneklerine sözlü kaynaklardan ulaşıldığı-
na
GİRİS
II. Türkler, ilk dönemlerde öz Türkçe kullandığına
III. Türkçenin ilk yazılı ürünlerinin Kök Türk alfabesiyle ya-
zıldığına
hangisine ulaşılabilir?
A) Yalnız I
D) I ve II
B) Yalnız II
C) Yalnız III
E) I, II ve III
4.
• Türkler, bu dönemde farklı devletlerde yeni kültür mer-
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
3. Sözlü Edebiyat Dönemi'nde yabancı etkilerden uzak bir Türkçe vardır. Türklerin yazıya geçmeden önceki edebi- yatıyla ilgili bilgilere sözlü edebiyat ürünlerinden ulaşılır. Türkler, yazıya geçtikten sonra sırasıyla Kök Türk, Uygur, Arap, Kiril ve Latin alfabelerini kullanmışlardır. Bu parçadan, I. Türkçenin ilk örneklerine sözlü kaynaklardan ulaşıldığı- na GİRİS II. Türkler, ilk dönemlerde öz Türkçe kullandığına III. Türkçenin ilk yazılı ürünlerinin Kök Türk alfabesiyle ya- zıldığına hangisine ulaşılabilir? A) Yalnız I D) I ve II B) Yalnız II C) Yalnız III E) I, II ve III 4. • Türkler, bu dönemde farklı devletlerde yeni kültür mer-
32. Kartpostali üzerinde kısa mesajlar bulunan ve postayla
gönderilen resimli, ince, dikdörtgen karton olarak tarif
14x9 cm ve etrafından oluşur. Kartpostalların ortaya
çıkışının arkasında haberleşmeyi daha ucuza yapabilmek
gibi bir amaç yatmaktadır. Avusturyalı ekonomi
profesörü Emanuel Hermann 1869 yılındaki makalesinde
ve kısa notlar
"Mektupların üçte biri gizli bilgi içermemekte
şeklinde. Bunlar zarfsız olarak posta kartlarına yazılır ve
daha ucuza gönderilebilir." der. Bu fikir benimsenir ve
posta kartlarına talep, hızla artar. Hatta üzerlerine pul
desenleri basılan antiyeler çıkar ortaya. Insanlar posta
kartını alırken pul parasını da ödemiş olur, üzerlerine
mesajlarını yazar ve açık olarak postaya verirler. Öyle
büyük bir talep patlaması yaşanır ki aynı yıl Avusturya-
Macaristan'da ilk üç ayda 3 milyon satılır. Bunu gören
Kuzey Almanya Federasyonu da antiye kullanımına geçer
ve ilk satışları 10 milyona ulaşır. Sonra da bu antiyeler,
dünyaya yayılır. 1884'te İngiliz Baron Raphael Tuck,
posta kartlarının üzerlerine resimler basar. Bu olay resimli
kartpostalların icadı olarak kabul edilir.
Bu parçada kartpostallarla ilgili aşağıdakilerin
hangisine değinilmemiştir?
A) Bazı standart özelliklerine
B) Ortaya çıkarılış gerekçesine
İşlevinin ne olduğuna
C)
D)
E)
Zamanla mektubun yerini aldığına
Çok fazla ilgi gördüğüne
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
32. Kartpostali üzerinde kısa mesajlar bulunan ve postayla gönderilen resimli, ince, dikdörtgen karton olarak tarif 14x9 cm ve etrafından oluşur. Kartpostalların ortaya çıkışının arkasında haberleşmeyi daha ucuza yapabilmek gibi bir amaç yatmaktadır. Avusturyalı ekonomi profesörü Emanuel Hermann 1869 yılındaki makalesinde ve kısa notlar "Mektupların üçte biri gizli bilgi içermemekte şeklinde. Bunlar zarfsız olarak posta kartlarına yazılır ve daha ucuza gönderilebilir." der. Bu fikir benimsenir ve posta kartlarına talep, hızla artar. Hatta üzerlerine pul desenleri basılan antiyeler çıkar ortaya. Insanlar posta kartını alırken pul parasını da ödemiş olur, üzerlerine mesajlarını yazar ve açık olarak postaya verirler. Öyle büyük bir talep patlaması yaşanır ki aynı yıl Avusturya- Macaristan'da ilk üç ayda 3 milyon satılır. Bunu gören Kuzey Almanya Federasyonu da antiye kullanımına geçer ve ilk satışları 10 milyona ulaşır. Sonra da bu antiyeler, dünyaya yayılır. 1884'te İngiliz Baron Raphael Tuck, posta kartlarının üzerlerine resimler basar. Bu olay resimli kartpostalların icadı olarak kabul edilir. Bu parçada kartpostallarla ilgili aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir? A) Bazı standart özelliklerine B) Ortaya çıkarılış gerekçesine İşlevinin ne olduğuna C) D) E) Zamanla mektubun yerini aldığına Çok fazla ilgi gördüğüne
TURKÇE
21. Uluslararası dil ansiklopedisi Ethnologue'un 15. baskısında
dünyada 6912 yaşayan dil olduğu bilgisi yer alır. İlk
baskıda ise 5687 rakamı verilmişti. Farklı kaynaklarda
başka rakamlarla da karşılaşmak mümkündür. Bu
belirsizliğin pek çok nedeni vardır. Her şeyden önce dünya
dilleri üzerindeki çalışmalar henüz tamamlanmamıştır
ve varlığı bile bilinmeyen dillerin bazılarının yok olduğu
tahmin edilmektedir. Bu dillerin çoğu dünyanın henüz
keşfedilmemiş bölgelerinde yer alsa da keşfedilmiş
bölgelerdeki dil çalışmaları bile bitirilmiş değildir. Çünkü
araştırmacılar, çoğunlukla kolay ulaşılan Batı Avrupa
dilleri üzerinde çalışmayı tercih etmektedir. 4000 kadar
dilin henüz doğru dürüst betimlenmemiş olduğu tahmin
edilmektedir. Ayrıca dillerden birçoğunun özel adı yoktur.
Örneğin Papua-Yeni Gine'deki Sare halkının dillerine
verdiği Sare adı sadece "konuşmak" demektir. İngiliz
Kolumbiyası'nda yaşayan Gitksan halkı kendi dillerinden
Sim'algaks "gerçek ya da doğru dil" diye söz ederler ama
komşu Nigşa ve Tsimşian lehçeleri de aynı adı kullanır.
Kimi dillerin ise birden çok adı vardır. Ethnologue, birbirinin
yerine kullanılan 39.000 dil ve lehçe adı verir. Ayrıca
araştırmacılar da bir dile hem o dilin konuşurlarından hem
de birbirlerinden farklı adlar vermiş olabiliyorlar. Yaşayan
ya da ölü diller konusunda da kaynakların verdiği bilgiler
her zaman tutarlı değildir.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?
A)
Günümüzde yeryüzünde konuşulmaya devam eden
bütün dillerin varlığı kayıt altına alınmıştır.
B) Birçok araştırmacı, Batı Avrupa dilleri dışındaki diller
üzerinde çalışmayı daha çok önemsemektedir.
C) Dünya üzerinde ne kadar etnik grup varsa o kadar da
dil vardır.
D)
Dil araştırmacıları bir dili adlandırırken o dili konuşan
halkın kültürel özelliklerinden yararlanmaktadır.
E) Yeryüzünde birbirinden farklı dillerin ortaya
çıkmasının tek bir nedeni yoktur.
+
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TURKÇE 21. Uluslararası dil ansiklopedisi Ethnologue'un 15. baskısında dünyada 6912 yaşayan dil olduğu bilgisi yer alır. İlk baskıda ise 5687 rakamı verilmişti. Farklı kaynaklarda başka rakamlarla da karşılaşmak mümkündür. Bu belirsizliğin pek çok nedeni vardır. Her şeyden önce dünya dilleri üzerindeki çalışmalar henüz tamamlanmamıştır ve varlığı bile bilinmeyen dillerin bazılarının yok olduğu tahmin edilmektedir. Bu dillerin çoğu dünyanın henüz keşfedilmemiş bölgelerinde yer alsa da keşfedilmiş bölgelerdeki dil çalışmaları bile bitirilmiş değildir. Çünkü araştırmacılar, çoğunlukla kolay ulaşılan Batı Avrupa dilleri üzerinde çalışmayı tercih etmektedir. 4000 kadar dilin henüz doğru dürüst betimlenmemiş olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca dillerden birçoğunun özel adı yoktur. Örneğin Papua-Yeni Gine'deki Sare halkının dillerine verdiği Sare adı sadece "konuşmak" demektir. İngiliz Kolumbiyası'nda yaşayan Gitksan halkı kendi dillerinden Sim'algaks "gerçek ya da doğru dil" diye söz ederler ama komşu Nigşa ve Tsimşian lehçeleri de aynı adı kullanır. Kimi dillerin ise birden çok adı vardır. Ethnologue, birbirinin yerine kullanılan 39.000 dil ve lehçe adı verir. Ayrıca araştırmacılar da bir dile hem o dilin konuşurlarından hem de birbirlerinden farklı adlar vermiş olabiliyorlar. Yaşayan ya da ölü diller konusunda da kaynakların verdiği bilgiler her zaman tutarlı değildir. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Günümüzde yeryüzünde konuşulmaya devam eden bütün dillerin varlığı kayıt altına alınmıştır. B) Birçok araştırmacı, Batı Avrupa dilleri dışındaki diller üzerinde çalışmayı daha çok önemsemektedir. C) Dünya üzerinde ne kadar etnik grup varsa o kadar da dil vardır. D) Dil araştırmacıları bir dili adlandırırken o dili konuşan halkın kültürel özelliklerinden yararlanmaktadır. E) Yeryüzünde birbirinden farklı dillerin ortaya çıkmasının tek bir nedeni yoktur. +
39
5.
A. 1938 tarihli Second Book of Marvels isimli kitabında
Richard Haliburton Çin Seddi'nin aydan görülebilen
insan yapımı olan tek şey olduğunu iddia etti.
II. Çin Seddi sadece en fazla 10 metre genişliğinde ve
çevresi ile aynı renktedir ve bu da onu bırakın
aydan, görmeyi, uydudan izlerken bile çıplak gözle
görmeyi imkânsız hâle getiriyor.
Yukarıda verilen II numaralı cümleyle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) I. cümlede ifade edilen konuyla çelişen bir yargı
bildirmektedir.
XB) 1. cümlede anlatılan durumun sebep olduğu bir
olumsuzluktan bahsedilmektedir.
XC) I. cümledeki ifadeyi bilimsel olarak ispatlamaktadır.
D) I. cümlede değinilen düşüncenin nedeni üzerinde
durulmuştur.
E) Tamamen bilimsel bir analizdir.
KRONOMETRE PARAGRAF SORU BANKASI
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
39 5. A. 1938 tarihli Second Book of Marvels isimli kitabında Richard Haliburton Çin Seddi'nin aydan görülebilen insan yapımı olan tek şey olduğunu iddia etti. II. Çin Seddi sadece en fazla 10 metre genişliğinde ve çevresi ile aynı renktedir ve bu da onu bırakın aydan, görmeyi, uydudan izlerken bile çıplak gözle görmeyi imkânsız hâle getiriyor. Yukarıda verilen II numaralı cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) I. cümlede ifade edilen konuyla çelişen bir yargı bildirmektedir. XB) 1. cümlede anlatılan durumun sebep olduğu bir olumsuzluktan bahsedilmektedir. XC) I. cümledeki ifadeyi bilimsel olarak ispatlamaktadır. D) I. cümlede değinilen düşüncenin nedeni üzerinde durulmuştur. E) Tamamen bilimsel bir analizdir. KRONOMETRE PARAGRAF SORU BANKASI
19. Kutup ayılarının fok avlayabilmeleri için Arktik Denizi'ndeki
buzullar hayati önemde. Dolayısıyla buzulların erimesi,
nesillerinin tükenmesi riskini de beraberinde getiriyor.
Ancak yeni yapılan bir araştırma, ----.
Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilirse
"kutup ayılarının hayatta kalmalarıyla ilgili bir risk olmadığı"
sonucuna ulaşılır?
A) küresel ısınma hızının yavaşlatılmaması durumunda
kutup ayılarının nesli tükenecek hayvanlar listesinin
başlarında yer alacağını gösterdi
B) kutup ayılarının taze su kaynaklarının olduğu
platformları -dağlardan kopan buzul parçalarını-
kullanarak avcılık yöntemlerini koşullara adapte
ettiklerini tespit etti
C) kutup ayıları hakkında ne kadar çok bilgiye sahip
olursak önümüzdeki 50 yıl içinde bu ayıların hayatta
kalmalarına yardımcı olabileceğimizi ortaya koydu
D) bu ayıların dünyanın diğer bölgelerinde yaşayan
ayılara oranla daha yavaş ürediklerini ve boyut olarak
da daha küçük olduklarını belirledi
E) yetişkin kutup ayılarının 255 güne kadar aç
kalabildiklerini fakat yavrularının açlığa uzun süre
dayanamadıklarını ortaya çıkardı
S
M
A
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
19. Kutup ayılarının fok avlayabilmeleri için Arktik Denizi'ndeki buzullar hayati önemde. Dolayısıyla buzulların erimesi, nesillerinin tükenmesi riskini de beraberinde getiriyor. Ancak yeni yapılan bir araştırma, ----. Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilirse "kutup ayılarının hayatta kalmalarıyla ilgili bir risk olmadığı" sonucuna ulaşılır? A) küresel ısınma hızının yavaşlatılmaması durumunda kutup ayılarının nesli tükenecek hayvanlar listesinin başlarında yer alacağını gösterdi B) kutup ayılarının taze su kaynaklarının olduğu platformları -dağlardan kopan buzul parçalarını- kullanarak avcılık yöntemlerini koşullara adapte ettiklerini tespit etti C) kutup ayıları hakkında ne kadar çok bilgiye sahip olursak önümüzdeki 50 yıl içinde bu ayıların hayatta kalmalarına yardımcı olabileceğimizi ortaya koydu D) bu ayıların dünyanın diğer bölgelerinde yaşayan ayılara oranla daha yavaş ürediklerini ve boyut olarak da daha küçük olduklarını belirledi E) yetişkin kutup ayılarının 255 güne kadar aç kalabildiklerini fakat yavrularının açlığa uzun süre dayanamadıklarını ortaya çıkardı S M A
Nesir sözcüğü, "yaymak, saçmak, dağıtmak" demektir. Bugün
"düz yazı" terimiyle karşılanmaya çalışılmaktadır, nesir
yazarlarına eskiden "nâsir" denirdi.
23.Aşağıdakilerden hangisi divan edebiyatı nâsirlerinden
değildir? (2012)
A)Lâtifi B)Sinan Paşa C)Gülşehrî D)Nergisî E)Naima
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Nesir sözcüğü, "yaymak, saçmak, dağıtmak" demektir. Bugün "düz yazı" terimiyle karşılanmaya çalışılmaktadır, nesir yazarlarına eskiden "nâsir" denirdi. 23.Aşağıdakilerden hangisi divan edebiyatı nâsirlerinden değildir? (2012) A)Lâtifi B)Sinan Paşa C)Gülşehrî D)Nergisî E)Naima
1815 yılının nisan ayında Endonezya'daki Tambora
Yanardağı'nda büyük bir patlama oldu. Yanardağın yakı-
nındaki yerleşim bölgeleri volkanik külle kaplandı, atmos-
fere milyonlarca ton toz ve volkanik kül karıştı. Yanardağ-
dan çıkan gazlar yoğunlaşarak aeorsol bulutları oluşturdu.
Bu bulutlar yeryüzünün soğumasına neden oldu. Küresel
sıcaklık düştü, iklimler geçici olarak değişti. 1816 yılında
Kuzey Yarım Küre'nin büyük bölümünde sıcak bir yaz
mevsimi yaşanmadı. Avrupa ve Kuzey Amerika'da soğuk
havanın ekinleri tahrip etmesiyle başlayan kıtlık nedeniyle
salgın hastalıklar baş gösterdi. Yeryüzündeki etkileri za-
manla azalsa da patlama, edebiyat ve sanat dünyası üze-
rinde kalıcı izler bıraktı. Patlamanın edebiyat dünyasına
kazandırdığı eserlerin başında ise Frankenstein adlı ro-
man geliyordu. 1816 yazında İngiliz yazar Mary Shelley,
bu doğa olayı yüzünden günlerce kapalı alanda yaşamak
zorunda kaldı ve 1818'de yayımlanan ünlü korku romani-
ni işte bu günlerde kaleme aldı.
Bu parçada Tembora Yanardağı'nın patlamasıyla ilgili
olarak aşağıdakilerden hangisine değinmemiştir?
A Kaltürel yaşama olan etkilerine
B Bazı bölgelerde neden olduğu kurakliga
C) Etkisinin hissedildiği coğrafi bölgelere
D) Dünyanın ısınması üzerindeki etkisine
E) Atmosferde yarattığı değişikliklere
(2018-TYT)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
1815 yılının nisan ayında Endonezya'daki Tambora Yanardağı'nda büyük bir patlama oldu. Yanardağın yakı- nındaki yerleşim bölgeleri volkanik külle kaplandı, atmos- fere milyonlarca ton toz ve volkanik kül karıştı. Yanardağ- dan çıkan gazlar yoğunlaşarak aeorsol bulutları oluşturdu. Bu bulutlar yeryüzünün soğumasına neden oldu. Küresel sıcaklık düştü, iklimler geçici olarak değişti. 1816 yılında Kuzey Yarım Küre'nin büyük bölümünde sıcak bir yaz mevsimi yaşanmadı. Avrupa ve Kuzey Amerika'da soğuk havanın ekinleri tahrip etmesiyle başlayan kıtlık nedeniyle salgın hastalıklar baş gösterdi. Yeryüzündeki etkileri za- manla azalsa da patlama, edebiyat ve sanat dünyası üze- rinde kalıcı izler bıraktı. Patlamanın edebiyat dünyasına kazandırdığı eserlerin başında ise Frankenstein adlı ro- man geliyordu. 1816 yazında İngiliz yazar Mary Shelley, bu doğa olayı yüzünden günlerce kapalı alanda yaşamak zorunda kaldı ve 1818'de yayımlanan ünlü korku romani- ni işte bu günlerde kaleme aldı. Bu parçada Tembora Yanardağı'nın patlamasıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinmemiştir? A Kaltürel yaşama olan etkilerine B Bazı bölgelerde neden olduğu kurakliga C) Etkisinin hissedildiği coğrafi bölgelere D) Dünyanın ısınması üzerindeki etkisine E) Atmosferde yarattığı değişikliklere (2018-TYT)
mak ve
en
mun
mi
3
la
yla
önce
in
A
or.
RCI
0
E-Gocuk
3D yayınları
çapını
4. Günümüzde çeviri üzerine yazmaya ve konuşmaya
niyetlenen, öncelikle bir dizi belaya bulaşma riskini göze
almış demektir. Çeşitli dillerden yapılan çevirilerin
hayal edebilmek için sadece edebiyat odaklı belli başlı
yayınevlerine bakmak bile yeterli olur. Her biri kendi
ve varlıklarını
başına düşünce okulu diyebileceğimiz
büyük eserlerin çevirisine adamış yayıncılar farkına
varmadan çeviriye ve sorunlarına yeni açılımlar getirecek
bir külliyat oluşturmuş durumda. Her şeyden önce bunun
en temel sebebi, bir dilden başka bir dile aktarma, kaynak
dildeki metni hedef dilde özgünlüğüyle var kılma sürecinde
karşı karşıya kalınan sorunların büyüklüğüdür. Şunu
belirtmek gerekir ki mezkûr riskler her dönem olageldi
çünkü çeviri âdeta bir yeniden yazımdır, hele edebiyat
çevirisi ise çevirenin beğenileri, bilgisi, dili, kelime tercihi,
orijinal eserdeki kelimelerin kullanım alanına hâkimiyeti,
üslubu mutlaka esere yansır.
Bu parçada üzerinde durulan aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Ceviri metinler
Çevirinin tarihçesi
Çevirinin zorlukları
Yayınevlerinin çeviriye zararları
E) Yazarların çeviriden uzak duruşları
6.
Iste
ne
al
d
C
C
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
mak ve en mun mi 3 la yla önce in A or. RCI 0 E-Gocuk 3D yayınları çapını 4. Günümüzde çeviri üzerine yazmaya ve konuşmaya niyetlenen, öncelikle bir dizi belaya bulaşma riskini göze almış demektir. Çeşitli dillerden yapılan çevirilerin hayal edebilmek için sadece edebiyat odaklı belli başlı yayınevlerine bakmak bile yeterli olur. Her biri kendi ve varlıklarını başına düşünce okulu diyebileceğimiz büyük eserlerin çevirisine adamış yayıncılar farkına varmadan çeviriye ve sorunlarına yeni açılımlar getirecek bir külliyat oluşturmuş durumda. Her şeyden önce bunun en temel sebebi, bir dilden başka bir dile aktarma, kaynak dildeki metni hedef dilde özgünlüğüyle var kılma sürecinde karşı karşıya kalınan sorunların büyüklüğüdür. Şunu belirtmek gerekir ki mezkûr riskler her dönem olageldi çünkü çeviri âdeta bir yeniden yazımdır, hele edebiyat çevirisi ise çevirenin beğenileri, bilgisi, dili, kelime tercihi, orijinal eserdeki kelimelerin kullanım alanına hâkimiyeti, üslubu mutlaka esere yansır. Bu parçada üzerinde durulan aşağıdakilerden hangisidir? A) Ceviri metinler Çevirinin tarihçesi Çevirinin zorlukları Yayınevlerinin çeviriye zararları E) Yazarların çeviriden uzak duruşları 6. Iste ne al d C C
bilmeyenlerdir.
D) Okuyan insan, çevresindekileri düşünceleri ile etkiler/
4)akuma alışkanlığının yerleştiği yerde düşünceye değer
2. Yazarın gerçek karşısında bir tutumu olacaktır elbet.
Gözünün önünde serili duran kaba gerçekleri görmezlikten
gelip, yalnız ve yalnız düşlerinin enginliğine signan.bir.
romancıya, bir oyun yazarına ne kadar acısak azdır.
Gerçekten kurtulmak isteyen yazar, hiçbir zaman sanat
eserinin ana konusu olan insanı bütün renkliliği, olanca
derinliği ile kavrayamayacaktır.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Gerçekten uzak duran yazar, insan gerçeğini her yönüyl
tanıyamaz.
B) Sanatçı gerçeği olduğu gibi almaz; değiştirir, küçültür,
büyültür.
C) Sanatçının yalnız kendi duygularına ve hayallerine
yönelmesi doğru değildir.
D) Her yazarın kendine göre gerçeğe yaklaşma biçimi vard
E Sanatçının gerçekten yararlanmaması kendisi açısından
olumsuz bir durumdur.
3. Haşim'in düz yazılarında belirgin nitelik-şiirlerinin
tersine- açıklıktır. Düz yazılarında dil alabildiğine sadedir,
Mantık ve zekânın imbiğinden süzerek özenli bir üslupla
düşüncenin mükemmel örneklerini ortaya çıkarmiştir. Düz
yazılarının şiiriyle yine çelişki durumunda olan ikinci özelliğ
fikir taşımasıdır. Haşirin, sadece süslü cümleler kurmak,
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
bilmeyenlerdir. D) Okuyan insan, çevresindekileri düşünceleri ile etkiler/ 4)akuma alışkanlığının yerleştiği yerde düşünceye değer 2. Yazarın gerçek karşısında bir tutumu olacaktır elbet. Gözünün önünde serili duran kaba gerçekleri görmezlikten gelip, yalnız ve yalnız düşlerinin enginliğine signan.bir. romancıya, bir oyun yazarına ne kadar acısak azdır. Gerçekten kurtulmak isteyen yazar, hiçbir zaman sanat eserinin ana konusu olan insanı bütün renkliliği, olanca derinliği ile kavrayamayacaktır. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Gerçekten uzak duran yazar, insan gerçeğini her yönüyl tanıyamaz. B) Sanatçı gerçeği olduğu gibi almaz; değiştirir, küçültür, büyültür. C) Sanatçının yalnız kendi duygularına ve hayallerine yönelmesi doğru değildir. D) Her yazarın kendine göre gerçeğe yaklaşma biçimi vard E Sanatçının gerçekten yararlanmaması kendisi açısından olumsuz bir durumdur. 3. Haşim'in düz yazılarında belirgin nitelik-şiirlerinin tersine- açıklıktır. Düz yazılarında dil alabildiğine sadedir, Mantık ve zekânın imbiğinden süzerek özenli bir üslupla düşüncenin mükemmel örneklerini ortaya çıkarmiştir. Düz yazılarının şiiriyle yine çelişki durumunda olan ikinci özelliğ fikir taşımasıdır. Haşirin, sadece süslü cümleler kurmak,
ygir
e tit-
-ban
Bir başka uçağın sesi gelmeye başladı. Bizim Ada, uçakların üstünden geçtikleri bir yol güzergâhı
olmalı ki, hep ya üstümden ya solumdan geçip gidiyorlar. Kedi sustu. Köpeğim gözünü kapadı. Karga
sesleri geliyor şimdi de. Vaktiyle bu Ada'ya bu zamanda kuşlar uğrardı. Civil Civil öterlerdi. Küme küme
bir ağaçtan ötekine konarlardı.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ygir e tit- -ban Bir başka uçağın sesi gelmeye başladı. Bizim Ada, uçakların üstünden geçtikleri bir yol güzergâhı olmalı ki, hep ya üstümden ya solumdan geçip gidiyorlar. Kedi sustu. Köpeğim gözünü kapadı. Karga sesleri geliyor şimdi de. Vaktiyle bu Ada'ya bu zamanda kuşlar uğrardı. Civil Civil öterlerdi. Küme küme bir ağaçtan ötekine konarlardı.