Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

33. İnsan sözcüklerin tadını alırsa ve onlardan geçe geçe
çok uzak zamanlara, uzak coğrafyalara ve insanlara yol
bulmayı öğrenirse sözlük okumak, iyisinden bir edebi-
yat eseri okumanın tadını verebilir. İngiliz şair Browning,
sözlüğü sayfa sayfa her kelimesini ayrı ayrı inceleyerek
okurmuş. Lincoln'ün sözlükle ilişkisi ise daha romantik bir
mecrada seyredermiş. Ay işığına oturup bir aşk mektu-
bunu okur gibi çevirirmiş sözlüğün sayfalarını. Amerikalı
öykücü Mark Twain ise ilk gençlik yıllarında Missourie
ile Nevada arasında işleyen posta arabasındaki sıkıcı
yolculuklarda yanında daima Webster'in sözlüğünü taşır,
zamanı onunla renklendirmeye çalışırmış.
Na
Bu parçada sözlükle ilgili anlatılmak istenen aşağı-
dakilerin hangisidir?
A) Nitelikli bir okumayla sözlükler insana bir sanat ya-
piti lezzetini verebilir.
B) Sözlükler yazın dünyasında anlatımı geliştirici bir
işleve sahiptir.
C) Sadece kelimelerin anlam evreni keşfedildiğinde bir
yapıttan haz alınabilir.
D) Her yazınsal yapıtın anlam derinliğinin bilinmesinde
sözlüklerin önemli bir yeri vardır.
E) Birçok yazar sözlüklerle sıkı bir dostluk kurarak
ölümsüz eserler bırakmıştır.
Pyn
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
33. İnsan sözcüklerin tadını alırsa ve onlardan geçe geçe çok uzak zamanlara, uzak coğrafyalara ve insanlara yol bulmayı öğrenirse sözlük okumak, iyisinden bir edebi- yat eseri okumanın tadını verebilir. İngiliz şair Browning, sözlüğü sayfa sayfa her kelimesini ayrı ayrı inceleyerek okurmuş. Lincoln'ün sözlükle ilişkisi ise daha romantik bir mecrada seyredermiş. Ay işığına oturup bir aşk mektu- bunu okur gibi çevirirmiş sözlüğün sayfalarını. Amerikalı öykücü Mark Twain ise ilk gençlik yıllarında Missourie ile Nevada arasında işleyen posta arabasındaki sıkıcı yolculuklarda yanında daima Webster'in sözlüğünü taşır, zamanı onunla renklendirmeye çalışırmış. Na Bu parçada sözlükle ilgili anlatılmak istenen aşağı- dakilerin hangisidir? A) Nitelikli bir okumayla sözlükler insana bir sanat ya- piti lezzetini verebilir. B) Sözlükler yazın dünyasında anlatımı geliştirici bir işleve sahiptir. C) Sadece kelimelerin anlam evreni keşfedildiğinde bir yapıttan haz alınabilir. D) Her yazınsal yapıtın anlam derinliğinin bilinmesinde sözlüklerin önemli bir yeri vardır. E) Birçok yazar sözlüklerle sıkı bir dostluk kurarak ölümsüz eserler bırakmıştır. Pyn
1.
24), Tarih-1 (25-34) ve Co
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türk Dili ve Edebiyatı-Sosyal Bilimle
Öğrenimden kazancımız daha iyi ve daha akıllı
olmaktır. Epiharmus (Pythagoras okulundan bir filozof)
der ki: "İnsan düşünce ile görür ve duyar; her şeyden
yararlanan, her şeyi düzene sokan, başa geçip yöneten
düşüncedir; geri kalan her şey kör, sağır ve cansızdır."
Şu kesin ki çocuğa kendiliğinden bir şey yapmak
özgürlüğünü vermemekle onu korkak biri durumuna
sokuyoruz. Retorika ve gramer üstüne, Cicero'nun şu
veya bu cümlesi üstüne öğrencisinin ne düşündüğünü
kim sormuştur? Bunları Tanrı sözü gibi belleğimize
basmakalıp yapıştırırlar; harfler ve sözcükler, anlatılan
şeyin kendisi hâline gelir. Ezber bilmek, bilmek değildir;
belleğimize emanet edilen her şeyi saklamaktır. İnsan,
kendiliğinden bildiği her şeyi ustasına bakmadan,
kitaptaki yerini aramadan istediği gibi kullanır. Tümüyle
kitaptan aktarılan bir bilgi, ne sıkıcı bilgidir! Böyle bir bilgi,
bir süs olarak kullanılsın ama temel olarak değil. Nitekim
Platon, gerçek felsefenin sağlam irade, inanç ve dürüstlük
olduğunu söyler.
Aşağıdaki cümlelerden hangisinin bu parçadaki altı
çizili bölümle anlamca özdeş olduğu savunulabilir?
A) Yaşam, açılmayı bekleyen kilitli bir kapıysa onu
açacak olan anahtar da akıldır.
B) Evreni derleyip toparlayan düşünce, insanın yaşamı
tüm yönleriyle algılamasını sağlayan yegâne ögedir.
e) Düşüncenin yön vermediği yaşamlar, farkında
olmadan uçuruma sürüklenir.
D) Düşüncelerini kitaplar aracılığıyla yönlendiren
insanlar, kitaplar olmadan hareket edemez hâle gelir.
E) Düşünceyi önemseyen insanlar, yaşamın tüm
hücrelerini önemseyen insanlardır.
2.
M
h
a
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
1. 24), Tarih-1 (25-34) ve Co 2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türk Dili ve Edebiyatı-Sosyal Bilimle Öğrenimden kazancımız daha iyi ve daha akıllı olmaktır. Epiharmus (Pythagoras okulundan bir filozof) der ki: "İnsan düşünce ile görür ve duyar; her şeyden yararlanan, her şeyi düzene sokan, başa geçip yöneten düşüncedir; geri kalan her şey kör, sağır ve cansızdır." Şu kesin ki çocuğa kendiliğinden bir şey yapmak özgürlüğünü vermemekle onu korkak biri durumuna sokuyoruz. Retorika ve gramer üstüne, Cicero'nun şu veya bu cümlesi üstüne öğrencisinin ne düşündüğünü kim sormuştur? Bunları Tanrı sözü gibi belleğimize basmakalıp yapıştırırlar; harfler ve sözcükler, anlatılan şeyin kendisi hâline gelir. Ezber bilmek, bilmek değildir; belleğimize emanet edilen her şeyi saklamaktır. İnsan, kendiliğinden bildiği her şeyi ustasına bakmadan, kitaptaki yerini aramadan istediği gibi kullanır. Tümüyle kitaptan aktarılan bir bilgi, ne sıkıcı bilgidir! Böyle bir bilgi, bir süs olarak kullanılsın ama temel olarak değil. Nitekim Platon, gerçek felsefenin sağlam irade, inanç ve dürüstlük olduğunu söyler. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin bu parçadaki altı çizili bölümle anlamca özdeş olduğu savunulabilir? A) Yaşam, açılmayı bekleyen kilitli bir kapıysa onu açacak olan anahtar da akıldır. B) Evreni derleyip toparlayan düşünce, insanın yaşamı tüm yönleriyle algılamasını sağlayan yegâne ögedir. e) Düşüncenin yön vermediği yaşamlar, farkında olmadan uçuruma sürüklenir. D) Düşüncelerini kitaplar aracılığıyla yönlendiren insanlar, kitaplar olmadan hareket edemez hâle gelir. E) Düşünceyi önemseyen insanlar, yaşamın tüm hücrelerini önemseyen insanlardır. 2. M h a
AYT/TDE-Sos-1
5.
Lund Üniversitesindeki araştırmacılar, denenen
pek çok tedaviye rağmen iyileştirilemeyen bir atın
bacağındaki yarayı, bal arısının midesinden alınan
laktik asit bakterilerinin kullanıldığı farklı bir tedavi
yöntemiyle iyileştirmeyi başardı. Taze bal, binlerce
yıldır hastalıklara karşı kullanılıyor. Taze balda bulunan
laktik asit bakterileri, mikroplara karşı etkili çok sayıda
madde üretiyor. Laktik asit bakterilerinin, laboratuvarda
aynı ortama konduklarında, hastalık yapan bakterilerin
hepsini etkisiz hale getirdiği görüldü. Uzmanlar, bu
eski tedavi yöntemini yeni bir düzeye taşıdıklarını ve
canlı laktik asit bakterilerinin bu tedavinin anahtar
bileşeni olduğunu söylüyor. Bu başarılı denemenin
tıp dünyasının küresel antibiyotik direnci probleminin
üstesinden gelmesine yardımcı olacağı düşünülüyor.
Araştırma ekibinin bir sonraki adımı, iyileşemeyen
yaraları olan insanlarda denemelere başlamak. Laktik
asit bakterilerinin kullanıldığı tedavide iyileşme süresi
8 gün ila 3 hafta arasında değişiyor. Bu süre içerisinde
devam eden tüm yaralar iyileşiyor. Lund Üniversitesinden
Alejandra Vasquez (Alehandra Vaskez), çalışmalarının
erken dönemlerinde bu kadar iyi sonuç beklemediklerini
ancak keşiflerinin artık antibiyotiğe alternatif olabileceğini
düşündüklerini belirtiyor.
6.
Bu parçada söz konusu edilen araştırmayla ilgili
olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Sağlık ekonomisine olumsuz etkilerinin olabileceği
B) Sonuçlarının tüm dünyayı ilgilendirdiği
CNIK denemelerin insanlar üzerinde yapıldığı
D) Antibiyotik direncine net bir çözüm sunduğu
E) Tek soruna katkı sunmasının öngörüldüğü
Demok
kokusu
kafası
nered
sofrac
istem
gülm
bal c
sıkıl
elin
kad
incl
Bö
ne
bi
O
a
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
AYT/TDE-Sos-1 5. Lund Üniversitesindeki araştırmacılar, denenen pek çok tedaviye rağmen iyileştirilemeyen bir atın bacağındaki yarayı, bal arısının midesinden alınan laktik asit bakterilerinin kullanıldığı farklı bir tedavi yöntemiyle iyileştirmeyi başardı. Taze bal, binlerce yıldır hastalıklara karşı kullanılıyor. Taze balda bulunan laktik asit bakterileri, mikroplara karşı etkili çok sayıda madde üretiyor. Laktik asit bakterilerinin, laboratuvarda aynı ortama konduklarında, hastalık yapan bakterilerin hepsini etkisiz hale getirdiği görüldü. Uzmanlar, bu eski tedavi yöntemini yeni bir düzeye taşıdıklarını ve canlı laktik asit bakterilerinin bu tedavinin anahtar bileşeni olduğunu söylüyor. Bu başarılı denemenin tıp dünyasının küresel antibiyotik direnci probleminin üstesinden gelmesine yardımcı olacağı düşünülüyor. Araştırma ekibinin bir sonraki adımı, iyileşemeyen yaraları olan insanlarda denemelere başlamak. Laktik asit bakterilerinin kullanıldığı tedavide iyileşme süresi 8 gün ila 3 hafta arasında değişiyor. Bu süre içerisinde devam eden tüm yaralar iyileşiyor. Lund Üniversitesinden Alejandra Vasquez (Alehandra Vaskez), çalışmalarının erken dönemlerinde bu kadar iyi sonuç beklemediklerini ancak keşiflerinin artık antibiyotiğe alternatif olabileceğini düşündüklerini belirtiyor. 6. Bu parçada söz konusu edilen araştırmayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Sağlık ekonomisine olumsuz etkilerinin olabileceği B) Sonuçlarının tüm dünyayı ilgilendirdiği CNIK denemelerin insanlar üzerinde yapıldığı D) Antibiyotik direncine net bir çözüm sunduğu E) Tek soruna katkı sunmasının öngörüldüğü Demok kokusu kafası nered sofrac istem gülm bal c sıkıl elin kad incl Bö ne bi O a
kazandır-
mi, benim için unutulmaz
mın ilk ödülünü
seslendirmeyle çekilmiş
kimi sırasında bu yüz-
yansıyan
ekim alanına
da çocukların sesleri)
çekiliyordu. Ayaşlı ve
rini yansıtan önemli
der, tiyatroculardan
üzel verdi.
dülden geçmez.
u dünya. Ama
andırır, yürek-
agimiz emeği-
dakilerden
tkilendiği-
akkında
urum-
cizce
ve
da
37 ve 38. soruları aşağıdaki parçaya göre
İngiliz polisiye yazarı Lindsay Ashford, İngiliz edebiyatının
ünlü ismi Jane Austen'in aile içinde zehirlenmiş olabilece-
önemli yapıtlarına imza atan yazarın son mektuplarını te-
ğini iddia etti. 17. yüzyılın sonunda romantik edebiyatın
mel alan iddia, Austen'in aile içinde bir cinayete kurban
gitmiş olabileceğini öne sürüyor. 1817 yılında 41 yaşın-
dayken gizemli bir şekilde son nefesini veren İngiliz ya-
zar, ölümünden kısa bir süre önce kaleme aldığı bir mek-
tupta "Şimdi birkaç gün önceye göre kendimi çok daha
kayboluyor." diye yazıyor. Ashford, yüzdeki renk değişi-
iyi hissediyorum. Yüzümdeki sarımsı soluk renk gitgide
minin pigmentlere bağlı olduğunu öne sürerek arseniğe
bağlı ölümlerin yavaş yavaş gerçekleştiğine vurgu yapı-
yor. Geçtiğimiz yüzyılın ortasında Jane Austen'den alınan
bir saç örneğine uygulanan analizde zehirli bir maddeye
ait izlere rastlanmış, ardından da yazarın bazı edebiyat
tarihçilerinin iddia ettiği gibi verem, kanser vs. hastalıklar
nedeniyle yaşamını yitirdiği iddiaları ortadan kalkmıştı.
Ashford, Jane Austen'in zehirli maddeyi o dönemde ro-
matizma tedavisinde önerilen bir madde aracılığıyla almış
olabileceğini öne sürüyor. Polisiye romanların yazarı Ash-
ford, Austen'in aile içindeki geçimsizlik nedeniyle kendisi-
ne düşman olan kişi ya da kişilerce zehirlenmiş olabile-
ceği iddiasından vazgeçmese de Austen araştırmacıları
Ashford'un iddiasını inandırıcı bulmuyor.
TYT/TÜRKÇ
cevaplayınız.
37. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi kesin
olarak söylenebilir?
A) Ashford, polisiye yazar olmasından ötürü Jane
Austin'in ölümüne şüpheyle yaklaşmıştır.
B) Ashford'un dikkati sayesinde Austin'in edebiyat tarih-
çilerinin kabul ettiği hastalıklar nedeniyle yaşamını
yitirdiği iddiaları ortadan kalkmıştır.
C) Austen araştırmacıları Ashford'un iddiasına ihtimal
verse de bunu kanıtlamanın imkânsız olduğu görü-
şündelerdir.
D) Austen günlüklerinde zehirlendiğine dair ipuçlarını
çaresizce yazarak ölümüyle ilgili ipuçları bırakmak
istemiştir.
E) Austen'in aile içindeki gerilimlerine dayanarak Ash-
ford zehirlenme iddiasının gerçekliğinden sıyrılama-
mıştır.
38. Aşa
ni d
A)
B)
C)
D)
E
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
kazandır- mi, benim için unutulmaz mın ilk ödülünü seslendirmeyle çekilmiş kimi sırasında bu yüz- yansıyan ekim alanına da çocukların sesleri) çekiliyordu. Ayaşlı ve rini yansıtan önemli der, tiyatroculardan üzel verdi. dülden geçmez. u dünya. Ama andırır, yürek- agimiz emeği- dakilerden tkilendiği- akkında urum- cizce ve da 37 ve 38. soruları aşağıdaki parçaya göre İngiliz polisiye yazarı Lindsay Ashford, İngiliz edebiyatının ünlü ismi Jane Austen'in aile içinde zehirlenmiş olabilece- önemli yapıtlarına imza atan yazarın son mektuplarını te- ğini iddia etti. 17. yüzyılın sonunda romantik edebiyatın mel alan iddia, Austen'in aile içinde bir cinayete kurban gitmiş olabileceğini öne sürüyor. 1817 yılında 41 yaşın- dayken gizemli bir şekilde son nefesini veren İngiliz ya- zar, ölümünden kısa bir süre önce kaleme aldığı bir mek- tupta "Şimdi birkaç gün önceye göre kendimi çok daha kayboluyor." diye yazıyor. Ashford, yüzdeki renk değişi- iyi hissediyorum. Yüzümdeki sarımsı soluk renk gitgide minin pigmentlere bağlı olduğunu öne sürerek arseniğe bağlı ölümlerin yavaş yavaş gerçekleştiğine vurgu yapı- yor. Geçtiğimiz yüzyılın ortasında Jane Austen'den alınan bir saç örneğine uygulanan analizde zehirli bir maddeye ait izlere rastlanmış, ardından da yazarın bazı edebiyat tarihçilerinin iddia ettiği gibi verem, kanser vs. hastalıklar nedeniyle yaşamını yitirdiği iddiaları ortadan kalkmıştı. Ashford, Jane Austen'in zehirli maddeyi o dönemde ro- matizma tedavisinde önerilen bir madde aracılığıyla almış olabileceğini öne sürüyor. Polisiye romanların yazarı Ash- ford, Austen'in aile içindeki geçimsizlik nedeniyle kendisi- ne düşman olan kişi ya da kişilerce zehirlenmiş olabile- ceği iddiasından vazgeçmese de Austen araştırmacıları Ashford'un iddiasını inandırıcı bulmuyor. TYT/TÜRKÇ cevaplayınız. 37. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi kesin olarak söylenebilir? A) Ashford, polisiye yazar olmasından ötürü Jane Austin'in ölümüne şüpheyle yaklaşmıştır. B) Ashford'un dikkati sayesinde Austin'in edebiyat tarih- çilerinin kabul ettiği hastalıklar nedeniyle yaşamını yitirdiği iddiaları ortadan kalkmıştır. C) Austen araştırmacıları Ashford'un iddiasına ihtimal verse de bunu kanıtlamanın imkânsız olduğu görü- şündelerdir. D) Austen günlüklerinde zehirlendiğine dair ipuçlarını çaresizce yazarak ölümüyle ilgili ipuçları bırakmak istemiştir. E) Austen'in aile içindeki gerilimlerine dayanarak Ash- ford zehirlenme iddiasının gerçekliğinden sıyrılama- mıştır. 38. Aşa ni d A) B) C) D) E
AYT/TDE-Sos-1
3.
Sinema, kültürün ve toplumsal yaşamın bir ürünüdür.
Filmler toplumsal bilinçaltıyla önemli ölçüde etkileşim
hâlindedir. Bireysel ve toplumsal bilinçaltı, sinema
filmlerinde tezahür eder ve aynı şekilde sinema da
bilinçaltını etkiler. Şehir ile bilinçaltı arasında önemli
bir ilişki mevcuttur. Şehirdeki fiziksel değişimler, şehrin
etik ve estetik değerleri, gelenek ve görenekler, nüfus
ve göç hareketleri, kültür ve dil, kısacası toplumun
yaşayış biçimi sinema filmleri aracılığıyla takip edilebilir.
Türk sinemasındaki farklı dönemlere bakıldığında
değişen toplumsal koşulların sinemayı da ciddi biçimde
etkilediği görülür. Toplumsal yaşamın yansıtıldığı
bir ayna olarak sinema; halkımızın değişen dünyayı
anlamlandırma çabasını, kimlik çatışmalarını, arayışlarını,
sosyal ve kültürel dönüşümlerini anlamak bakımından
önem taşımaktadır. Yeşilçam sinemasının doğduğu
1950'lerden itibaren Türkiye'de şehirler hızla dönüşmeye,
yeni anlayışlar ve değerler yaygınlık kazanmaya ve
toplumsal meseleler sinema filmlerinde kendine yer
bulmaya başladı. Bu canlılık, 1960'larda daha üst
seviyelere ulaştı. 1970'lerin ortalarına kadar devam eden
dönem, Türk sinemasının "altın dönemi" olarak kabul
edilir. Bu dönemde çekilen filmlerde mahalle kültürü
ve gecekondulaşma, çarpık kentleşme, gelenek ve
Batılılaşma, sanayileşme ve onun doğurduğu neticeler,
taşradan büyükşehirlere göç, sınıf atlama çabaları, aile
sorunları gibi meseleler ele alınan belli başlı temalar oldu.
Bu parçada sinemayla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
A) Topluma dair konuların filmlerde yer bulabildiğine
BY Sinema ve toplumsal şuuraltının etkileşimine
C) Toplumsal değişimin, filmler üzerinden takip
edilebildiğine
v
D) Toplumun sinemaya değil sinemanın topluma yön
verdiğine
E) Türk sinemasının en parlak döneminde işlenen belli
başlı konulara
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
AYT/TDE-Sos-1 3. Sinema, kültürün ve toplumsal yaşamın bir ürünüdür. Filmler toplumsal bilinçaltıyla önemli ölçüde etkileşim hâlindedir. Bireysel ve toplumsal bilinçaltı, sinema filmlerinde tezahür eder ve aynı şekilde sinema da bilinçaltını etkiler. Şehir ile bilinçaltı arasında önemli bir ilişki mevcuttur. Şehirdeki fiziksel değişimler, şehrin etik ve estetik değerleri, gelenek ve görenekler, nüfus ve göç hareketleri, kültür ve dil, kısacası toplumun yaşayış biçimi sinema filmleri aracılığıyla takip edilebilir. Türk sinemasındaki farklı dönemlere bakıldığında değişen toplumsal koşulların sinemayı da ciddi biçimde etkilediği görülür. Toplumsal yaşamın yansıtıldığı bir ayna olarak sinema; halkımızın değişen dünyayı anlamlandırma çabasını, kimlik çatışmalarını, arayışlarını, sosyal ve kültürel dönüşümlerini anlamak bakımından önem taşımaktadır. Yeşilçam sinemasının doğduğu 1950'lerden itibaren Türkiye'de şehirler hızla dönüşmeye, yeni anlayışlar ve değerler yaygınlık kazanmaya ve toplumsal meseleler sinema filmlerinde kendine yer bulmaya başladı. Bu canlılık, 1960'larda daha üst seviyelere ulaştı. 1970'lerin ortalarına kadar devam eden dönem, Türk sinemasının "altın dönemi" olarak kabul edilir. Bu dönemde çekilen filmlerde mahalle kültürü ve gecekondulaşma, çarpık kentleşme, gelenek ve Batılılaşma, sanayileşme ve onun doğurduğu neticeler, taşradan büyükşehirlere göç, sınıf atlama çabaları, aile sorunları gibi meseleler ele alınan belli başlı temalar oldu. Bu parçada sinemayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Topluma dair konuların filmlerde yer bulabildiğine BY Sinema ve toplumsal şuuraltının etkileşimine C) Toplumsal değişimin, filmler üzerinden takip edilebildiğine v D) Toplumun sinemaya değil sinemanın topluma yön verdiğine E) Türk sinemasının en parlak döneminde işlenen belli başlı konulara
aktan alır.
e iflas et-
centindeki
i dikerler.
Asterix,
irden al-
aynadığı
Oburix,
sahiptir.
bir halk
Hani şu
yi'nden
n bizim
n gelip
ölüm-
yapa-
leye-
içtiği
daha
kah-
inda
rolü
man-
tur,
yip
ok-
eri
nk
3.
Amerika Dayton'daki havacılık müzesinde ser-
gilenen bir uçağın sol kanadından küçük bir bez
parçası ve pervanesinden de yine küçük bir tahta
parçası koparılmıştır. Müze yetkilileri 1969 yılında
gerçekleşen bu olayı kılları bile kıpırdamadan sey-
rederler. Hem de yüzlerindeki duygusal ifadeyle!
16 Temmuz 1969, Ay'a ilk kez insan taşıyan Apollo
11'in dünyadan ayrıldığı gündür. O gün aynı za-
manda bir müzeden alınan parçaların da en uza-
ğa ve en yukarıya taşındığı tarihtir. Neil Amstrong
Ay'da yürürken Dayton Müzesindeki o uçaktan
aldığı kanat ve pervane parçalarını da yanındaki
çantada taşımaktadır. Ay'a götürülen, Wright kar-
deşlerin ilk uçuşunu gerçekleştirdiği uçağın par-
çalarıdır. Hayal gücü dar insanların acımasızca
eleştirdiği hatta alay ettiği Wright kardeşlerin yap-
tığı ilk uçağın parçaları, altmış yıl sonra Amstrong
tarafından Ay'a bırakılır.
Bu parçada sözü edilen Wright kardeşlerin
yaptığı ilk uçağın parçalarının Ay'a götürülüp
bırakılması aşağıdakilerden hangisi ile açıkla-
nabilir?
A) Ay'da yeryüzünden getirilen ürünlerden oluşan
bir müze oluşturma hayali
B) Ay'a ilk kez Amerikalıların ayak bastığını somut
olarak belgeleme isteği
Wright kardeşlerin adının sonsuza kadar unu-
tulmamasını sağlama çabası
Insanoğlunun havada uçabileceği gerçeğini,
yaptıkları ilk uçakla gösteren kişilere gösterilen
saygı
7
E) Neil Amstrong'un, astronot olmasında Wright
kardeşlere duyduğu hayranlığın etkisi
-
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
aktan alır. e iflas et- centindeki i dikerler. Asterix, irden al- aynadığı Oburix, sahiptir. bir halk Hani şu yi'nden n bizim n gelip ölüm- yapa- leye- içtiği daha kah- inda rolü man- tur, yip ok- eri nk 3. Amerika Dayton'daki havacılık müzesinde ser- gilenen bir uçağın sol kanadından küçük bir bez parçası ve pervanesinden de yine küçük bir tahta parçası koparılmıştır. Müze yetkilileri 1969 yılında gerçekleşen bu olayı kılları bile kıpırdamadan sey- rederler. Hem de yüzlerindeki duygusal ifadeyle! 16 Temmuz 1969, Ay'a ilk kez insan taşıyan Apollo 11'in dünyadan ayrıldığı gündür. O gün aynı za- manda bir müzeden alınan parçaların da en uza- ğa ve en yukarıya taşındığı tarihtir. Neil Amstrong Ay'da yürürken Dayton Müzesindeki o uçaktan aldığı kanat ve pervane parçalarını da yanındaki çantada taşımaktadır. Ay'a götürülen, Wright kar- deşlerin ilk uçuşunu gerçekleştirdiği uçağın par- çalarıdır. Hayal gücü dar insanların acımasızca eleştirdiği hatta alay ettiği Wright kardeşlerin yap- tığı ilk uçağın parçaları, altmış yıl sonra Amstrong tarafından Ay'a bırakılır. Bu parçada sözü edilen Wright kardeşlerin yaptığı ilk uçağın parçalarının Ay'a götürülüp bırakılması aşağıdakilerden hangisi ile açıkla- nabilir? A) Ay'da yeryüzünden getirilen ürünlerden oluşan bir müze oluşturma hayali B) Ay'a ilk kez Amerikalıların ayak bastığını somut olarak belgeleme isteği Wright kardeşlerin adının sonsuza kadar unu- tulmamasını sağlama çabası Insanoğlunun havada uçabileceği gerçeğini, yaptıkları ilk uçakla gösteren kişilere gösterilen saygı 7 E) Neil Amstrong'un, astronot olmasında Wright kardeşlere duyduğu hayranlığın etkisi -
sizce?
derece
esinde
28. Bir şirde üç bağıntı vardır: Şiirin evrensel çevirisi ile bağıntısı, şii-
rin kendi iç bağıntısı, şiirin okurla bağıntısı. Şair, her şeyden önce
evrensel çevirinin içindedir ve onun bir parçasıdır. Evrensel çeviriyi
biraz dar anlamda alırsak ona "yaşam" diyebiliriz. Birçok büyük
şairin yaşamla olan bağıntıları şiirlerinde pırıl pırıl parldar, birçok
kuşağa mutluluk kaynağı olurlar. Şiirin kendi iç bağıntısı ise ilk keli-
me ile başlar ve yalnız şiire özgü bir iç mantıkla gelişerek kurulur.
Kaosa meydan vermemenin en iyi çaresi de şairin okuyucu ile
bağıntı kurmaya çalışması olmalıdır. Şairin sınırsız olan özgürlüğü
iyi şairlerde okuyucuya bir şey anlatmak isteği ile frenlenir.
Bu parça ile ilgili olarak,
I. Evrensel çeviri şiirin hayat damarıdır.
II. Şiirin ilk kelimesi en önemli unsurudur.
III. Şair ile okuyucu arasındaki bağıntı şiire düzen getirir.
IV. Büyük şairler hayatla bağları sayesinde geleceğe seslenebilir-
ler ve sevinç yaşatırlar.
numaralanmış yargılardan hangisi ya da hangileri söylene-
mez?
A) Yalnız I
D) II ve III
O/uzmanyayinlari
B) Yalnız II
E) III ve IV
C) I ve II
N
51
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
sizce? derece esinde 28. Bir şirde üç bağıntı vardır: Şiirin evrensel çevirisi ile bağıntısı, şii- rin kendi iç bağıntısı, şiirin okurla bağıntısı. Şair, her şeyden önce evrensel çevirinin içindedir ve onun bir parçasıdır. Evrensel çeviriyi biraz dar anlamda alırsak ona "yaşam" diyebiliriz. Birçok büyük şairin yaşamla olan bağıntıları şiirlerinde pırıl pırıl parldar, birçok kuşağa mutluluk kaynağı olurlar. Şiirin kendi iç bağıntısı ise ilk keli- me ile başlar ve yalnız şiire özgü bir iç mantıkla gelişerek kurulur. Kaosa meydan vermemenin en iyi çaresi de şairin okuyucu ile bağıntı kurmaya çalışması olmalıdır. Şairin sınırsız olan özgürlüğü iyi şairlerde okuyucuya bir şey anlatmak isteği ile frenlenir. Bu parça ile ilgili olarak, I. Evrensel çeviri şiirin hayat damarıdır. II. Şiirin ilk kelimesi en önemli unsurudur. III. Şair ile okuyucu arasındaki bağıntı şiire düzen getirir. IV. Büyük şairler hayatla bağları sayesinde geleceğe seslenebilir- ler ve sevinç yaşatırlar. numaralanmış yargılardan hangisi ya da hangileri söylene- mez? A) Yalnız I D) II ve III O/uzmanyayinlari B) Yalnız II E) III ve IV C) I ve II N 51
metre Türkçe Denemeleri
dünya-
Özellikle
yazarla-
artışılmış.
sadece
azmışlar.
dece bir
ir çaba.
k ortaya
erip ver-
$ cümle-
E) V.
örtmek
eyerek
de atış-
Dinince
areket
Binanın
ni biraz
ni duy-
ardan
Yayınları
Limit
160
24. ve 25. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
(1) Edebiyat, yaşamın her alanına hitap eden bir este-
tiği ve toplumsallığı barındırır. (II) Felsefe ise insanın
insanı, hayatı ve evreni anlama çabasının bir ürünü
olarak ortaya çıkar. (III) Edebiyat ve felsefe arasındaki
derinlikli ilişki, bu noktada, hayatın edebiyatı ve felse-
feyi, edebiyat ve felsefenin de hayatı beslediği yaşa-
ma kültüründe karşılığını bulur (IV) Vefa Taşdelen,
"Felsefe Kültürü" başlıklı kitabında felsefeyi yaşamla
birleştirerek felsefe kültürünün sınırlarını ele aldığı
konular çerçevesinde çizmektedir. (V) Yedi bölümden
oluşan kitapta yazar, özellikle edebiyat ve felsefe
arasındaki ilişkiye yeni bir bakış açısıyla yaklaşarak
edebiyat felsefe açısından, felsefeyi de edebiyat
açısından yorumlamaktadır. (VI) Bu bağlamda, yaza-
rin üzerinde durduğu asıl konulardan birisi, felsefi
ortamımızın yeterli bir olgunluğa ulaşıp ulaşmadığı
sorunudur.
24. Bu parça iki paragrafa bölünmek istense ikinci
paragraf hangi cümleyle başlar?
A) II.
B) III.
C) IV.
B
25. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi-
ne başvurulmuştur?
A) Tartışma - karşılaştırma
B) Karşılaştırma - açıklama
D) V.
C) Açıklama - tanık gösterme
D) Örnekleme - öyküleme
açıklama
E) Betimleme -
E) VI.
Soru Bankası
Diğer sayfaya geçiniz.
DE
BIY
YouTuber
ocadan
02385
0100
0800-
0500-00
0700
-0025
0₂
ou
- 08
200-2300
0000
02⁰0
03%
05 20
123
14⁰°
Kafa Den
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
metre Türkçe Denemeleri dünya- Özellikle yazarla- artışılmış. sadece azmışlar. dece bir ir çaba. k ortaya erip ver- $ cümle- E) V. örtmek eyerek de atış- Dinince areket Binanın ni biraz ni duy- ardan Yayınları Limit 160 24. ve 25. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (1) Edebiyat, yaşamın her alanına hitap eden bir este- tiği ve toplumsallığı barındırır. (II) Felsefe ise insanın insanı, hayatı ve evreni anlama çabasının bir ürünü olarak ortaya çıkar. (III) Edebiyat ve felsefe arasındaki derinlikli ilişki, bu noktada, hayatın edebiyatı ve felse- feyi, edebiyat ve felsefenin de hayatı beslediği yaşa- ma kültüründe karşılığını bulur (IV) Vefa Taşdelen, "Felsefe Kültürü" başlıklı kitabında felsefeyi yaşamla birleştirerek felsefe kültürünün sınırlarını ele aldığı konular çerçevesinde çizmektedir. (V) Yedi bölümden oluşan kitapta yazar, özellikle edebiyat ve felsefe arasındaki ilişkiye yeni bir bakış açısıyla yaklaşarak edebiyat felsefe açısından, felsefeyi de edebiyat açısından yorumlamaktadır. (VI) Bu bağlamda, yaza- rin üzerinde durduğu asıl konulardan birisi, felsefi ortamımızın yeterli bir olgunluğa ulaşıp ulaşmadığı sorunudur. 24. Bu parça iki paragrafa bölünmek istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? A) II. B) III. C) IV. B 25. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi- ne başvurulmuştur? A) Tartışma - karşılaştırma B) Karşılaştırma - açıklama D) V. C) Açıklama - tanık gösterme D) Örnekleme - öyküleme açıklama E) Betimleme - E) VI. Soru Bankası Diğer sayfaya geçiniz. DE BIY YouTuber ocadan 02385 0100 0800- 0500-00 0700 -0025 0₂ ou - 08 200-2300 0000 02⁰0 03% 05 20 123 14⁰° Kafa Den
YGS
1. Bağlılığını şiirden yana yapmış, şiiri 'seçmiş' bir
şairin, artık hayatı boyunca şiir karşısında ihmal
ve ihanet içinde olması düşünülebilir mi? Elbette
hayır! Ya olursa? Daha doğrusu şöyle soralım:
Şair, şu veya bu şekilde, isteyerek ya da birtakım
zorunluluklar dolayısıyla şiirle arasına herhangi
bir mesafe koyarsa, ne olur? Şair hem kendine
hem de diline yazık etmiş olur! Ancak bu arada,
şiir, şairin ihmal ve ihanetini asla affetmez. Ne mi
yapar? Şairi, hem şiirin hem de hayatın kıyısına
atar; şairi "herkes"leştirir. Evet evet, şiir, bunu ya-
par.
Türkçe
Paragrafın Konusu
Bu parçada yazar aşağıdakilerden hangisini
vurgulamaktadır?
A) Şiire sırtını dönen şairin, sıradan bir kişi hali-
ne geleceğini
B) Şiirsel söyleyişi yakalayan şairin bu söyleyiş-
ten ödün vermemesi gerektiğini
C) Şairin, şiirin bir dil sanatı olduğunu göz ardı
etmemesi gerektiğini
D) Şiirin, şairin başka türlere göz kırpmasına as-
la izin vermeyeceğini
E) Şiirin, okuru sıradanlıktan çıkarıp, ona özel
bir konum kazandıracağını
3
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
YGS 1. Bağlılığını şiirden yana yapmış, şiiri 'seçmiş' bir şairin, artık hayatı boyunca şiir karşısında ihmal ve ihanet içinde olması düşünülebilir mi? Elbette hayır! Ya olursa? Daha doğrusu şöyle soralım: Şair, şu veya bu şekilde, isteyerek ya da birtakım zorunluluklar dolayısıyla şiirle arasına herhangi bir mesafe koyarsa, ne olur? Şair hem kendine hem de diline yazık etmiş olur! Ancak bu arada, şiir, şairin ihmal ve ihanetini asla affetmez. Ne mi yapar? Şairi, hem şiirin hem de hayatın kıyısına atar; şairi "herkes"leştirir. Evet evet, şiir, bunu ya- par. Türkçe Paragrafın Konusu Bu parçada yazar aşağıdakilerden hangisini vurgulamaktadır? A) Şiire sırtını dönen şairin, sıradan bir kişi hali- ne geleceğini B) Şiirsel söyleyişi yakalayan şairin bu söyleyiş- ten ödün vermemesi gerektiğini C) Şairin, şiirin bir dil sanatı olduğunu göz ardı etmemesi gerektiğini D) Şiirin, şairin başka türlere göz kırpmasına as- la izin vermeyeceğini E) Şiirin, okuru sıradanlıktan çıkarıp, ona özel bir konum kazandıracağını 3
Her geçen gün
200 yıl önce bir Alman doktor tarafindan icat edilen homeo-
pati, hastalan tedavi etmek için aynı semptomlan sağlke in-
sanlarda ortaya çıkaran maddelerin seyreltilmiş hallerini aç
olarak vermeyi içeriyor. ve eleştirenler, verilen ilaçiann
son derece seyreltilmiş olduğundan orijinal maddenin tek bir
molekülünü bile içermediğini söylüyor. Çoğu ana akım bilim
insani, homeopati ilaçlan alan hastaların plasebo nedeni ile
kendilerini iyi hissettiklerini söylüyor. Bu görüş 100 homeo-
pati tedavisiyle 100 ilaçlı tedaviyi karşılaştıran çalışmayla da
desteklendi.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi
getirilmelidir?
A) Bu oldukça tartışmalı bir konu
B) Denemekten hiç zarar gelmez
C) Doğru olduğu kanısı yaygındır
D) Haklı yönleri de yok değildir
E) Kesinliğinden şüphe edilemez
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Her geçen gün 200 yıl önce bir Alman doktor tarafindan icat edilen homeo- pati, hastalan tedavi etmek için aynı semptomlan sağlke in- sanlarda ortaya çıkaran maddelerin seyreltilmiş hallerini aç olarak vermeyi içeriyor. ve eleştirenler, verilen ilaçiann son derece seyreltilmiş olduğundan orijinal maddenin tek bir molekülünü bile içermediğini söylüyor. Çoğu ana akım bilim insani, homeopati ilaçlan alan hastaların plasebo nedeni ile kendilerini iyi hissettiklerini söylüyor. Bu görüş 100 homeo- pati tedavisiyle 100 ilaçlı tedaviyi karşılaştıran çalışmayla da desteklendi. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Bu oldukça tartışmalı bir konu B) Denemekten hiç zarar gelmez C) Doğru olduğu kanısı yaygındır D) Haklı yönleri de yok değildir E) Kesinliğinden şüphe edilemez Diğer sayfaya geçiniz.
a.
a-
t-
ç
af
Testokul
2
A) Insanl
B) Insanların yeniliklerden pek hoşlanmadığı
C) Yenilik fikrinin bu zamana özgü olmadığı
D) Değişimin kaçınılmazlığı
E) Gerçekten değerli fikirlerin geç kabul gördüğü
2. Sinema, çok kısa bir sürede herkes tarafından sevilir
hâle gelmiş ve bu sebeple tiyatro geri planda kalmıştır.
Tabii ki tiyatronun günümüzde de geçerliliğini inkâr
edemeyiz ama sinemanın tiyatronun tahtına yerleştiği
de bir gerçektir. Sinema daha geniş kitlelere ulaşma
imkânına sahiptir. Bu açıdan bakıldığında tiyatronun
sinema karşısındaki dezavantajı, sinema kadar geniş
kitlelere ulaşamamasıdır. Örneğin bir filmi, bir günde bin
kişilik bir salonda beş kere göstermeniz beş bin kişinin
seyrettiği anlamına gelir. Oysaki bir tiyatro salonunda
böyle bir şansınız yoktur.
Bu parçanın başlığı aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A Sinema ile Tiyatronun Etkileşimi
B) Tiyatronun Durgunluğu Sinemayı Güçlendiriyor mu?
C) Sinemanın Öteki Sanatlara Etkisi
D) Sinema Nasıl Tiyatrodan Daha Popüler Oldu?
E) Sinema Neden ve Nasıl Hızlı Gelişti?
ÖSYM'nin Gözünden
ÖSYM, paragraf konusunu, bir bütün olarak çok
önemsiyor; soru sayısı yirmilere ulaşıyor. Bu sebeple
paragrafı sınavın yarısı olarak görmeli, her noktasını
titizlikle kavramalıyız. Paragraf soruları, genellikle,
50-90 sözcüklük, bilimden sanata farklı konuları işle-
yen metinlerden oluşuyor.
si
velot
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
a. a- t- ç af Testokul 2 A) Insanl B) Insanların yeniliklerden pek hoşlanmadığı C) Yenilik fikrinin bu zamana özgü olmadığı D) Değişimin kaçınılmazlığı E) Gerçekten değerli fikirlerin geç kabul gördüğü 2. Sinema, çok kısa bir sürede herkes tarafından sevilir hâle gelmiş ve bu sebeple tiyatro geri planda kalmıştır. Tabii ki tiyatronun günümüzde de geçerliliğini inkâr edemeyiz ama sinemanın tiyatronun tahtına yerleştiği de bir gerçektir. Sinema daha geniş kitlelere ulaşma imkânına sahiptir. Bu açıdan bakıldığında tiyatronun sinema karşısındaki dezavantajı, sinema kadar geniş kitlelere ulaşamamasıdır. Örneğin bir filmi, bir günde bin kişilik bir salonda beş kere göstermeniz beş bin kişinin seyrettiği anlamına gelir. Oysaki bir tiyatro salonunda böyle bir şansınız yoktur. Bu parçanın başlığı aşağıdakilerden hangisi olabilir? A Sinema ile Tiyatronun Etkileşimi B) Tiyatronun Durgunluğu Sinemayı Güçlendiriyor mu? C) Sinemanın Öteki Sanatlara Etkisi D) Sinema Nasıl Tiyatrodan Daha Popüler Oldu? E) Sinema Neden ve Nasıl Hızlı Gelişti? ÖSYM'nin Gözünden ÖSYM, paragraf konusunu, bir bütün olarak çok önemsiyor; soru sayısı yirmilere ulaşıyor. Bu sebeple paragrafı sınavın yarısı olarak görmeli, her noktasını titizlikle kavramalıyız. Paragraf soruları, genellikle, 50-90 sözcüklük, bilimden sanata farklı konuları işle- yen metinlerden oluşuyor. si velot
14. yüzyıl gezginlerinden İbni Battuta (1304-1368) Fas'ın
Tanca şehrinde dünyaya geldi. Ailesi, Berberî Levate
kabilesine mensuptu. Bu şehirden çıktığı ve 28 yıl süren
gezileri boyunca Mısır, Arap Yarımadası, Irak, Iran,
Anadolu (başta Osmanlı Beyliği olmak üzere o dönemin
belli başlı beylikleri), Deşt-i Kıpçak, Doğu Roma
(İstanbul), Orta Asya, Hindistan, Maldivler, Çin ve
Endülüs'ü gezen İbni Battuta devlet ve toplum yapıları,
inanç ve âdetleri, doğal özellik ve ürünleriyle tanıttığı
bu ülke ve şehirlerin 700 yıl önceki durumlarını başarıyla
yansıtır. O, Marco Polo'dan çok daha fazla yol katetmiştir.
Yazarı tarafından Tuhfetü'n-Nuzzar fi Garabi'l-Emsar ve
Acaibi'l-Esfar diye adlandırılan, yaygın olarak Rıhle diye
bilinen ve Türkçede İbni Battuta Seyahatnamesi diye
anılan eser, özgün dili olan Arapçadan dilimize çevrildi.
Bu parçada anlatılanlardan hareketle İbni Battuta ile
ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Kendi kitabına birden fazla isim vermiş ve onun
tanınmasını sağlamıştır.
B) Kitabının dilimizdeki anlamı, orijinal içeriğini
yansıtmaktan uzaktır.
Çeyrek asırdan fazla süren gezilerindeki gözlemlerini
yazıya dökmüştür.
D) Kendi inancına mensup insanların çoğunlukta olduğu
yerleri gezmeyi tercih etmiştir.
llevi (a
E) Eserini kaleme alırken ana dilini kullanmayı tercih
etmiştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
14. yüzyıl gezginlerinden İbni Battuta (1304-1368) Fas'ın Tanca şehrinde dünyaya geldi. Ailesi, Berberî Levate kabilesine mensuptu. Bu şehirden çıktığı ve 28 yıl süren gezileri boyunca Mısır, Arap Yarımadası, Irak, Iran, Anadolu (başta Osmanlı Beyliği olmak üzere o dönemin belli başlı beylikleri), Deşt-i Kıpçak, Doğu Roma (İstanbul), Orta Asya, Hindistan, Maldivler, Çin ve Endülüs'ü gezen İbni Battuta devlet ve toplum yapıları, inanç ve âdetleri, doğal özellik ve ürünleriyle tanıttığı bu ülke ve şehirlerin 700 yıl önceki durumlarını başarıyla yansıtır. O, Marco Polo'dan çok daha fazla yol katetmiştir. Yazarı tarafından Tuhfetü'n-Nuzzar fi Garabi'l-Emsar ve Acaibi'l-Esfar diye adlandırılan, yaygın olarak Rıhle diye bilinen ve Türkçede İbni Battuta Seyahatnamesi diye anılan eser, özgün dili olan Arapçadan dilimize çevrildi. Bu parçada anlatılanlardan hareketle İbni Battuta ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Kendi kitabına birden fazla isim vermiş ve onun tanınmasını sağlamıştır. B) Kitabının dilimizdeki anlamı, orijinal içeriğini yansıtmaktan uzaktır. Çeyrek asırdan fazla süren gezilerindeki gözlemlerini yazıya dökmüştür. D) Kendi inancına mensup insanların çoğunlukta olduğu yerleri gezmeyi tercih etmiştir. llevi (a E) Eserini kaleme alırken ana dilini kullanmayı tercih etmiştir.
inde mülakata girdiği
kata girdiği
ca girdiği
man diliminde müla-
ukarıdaki bilgilerden
?
C) 1-11
Garsamb
Osman
Meroull
ilakata
ah
LAYINIZ
13. 16. SORULARI AŞAĞIDAKI BİLGİLERE
GÖRE BİRBİRİNDEN BAGIMSIZ OLARAK CEVAP-
All, Buket, Ceyda, Davut ve Emir adlı beş öğrenci, bir
vize bir de final sınavına girmiştir. Sınavlarda 25, 50
veya 100 alan öğrencilerin vize ve final notlarına ilişkin
kimi bilgiler şu şekildedir:
.
TASAR
Vize sınavında toplam iki, final sınavında ise sa-
dece bir öğrenci 25 almıştır.
Final sınavından toplam üç öğrenci 50 almıştır.
Sadece Emir vize sınavından 100 almıştır.
Buket ve Ceyda'nın vizeden aldıkları notlar fark-
lıdır.
tır.
Davut'un vize notu, final notundan yüksektir.
Emir vize ve final sınavından farklı notlar almış-
14. Aşağıdakil
tabloyu
Buket ve Emir'in final sınavından aldıkları notlar:
aynıdır.
kuramadım
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) Yalnız III
C) I ve II
E) I ve III
A) Ali ve 1
B) All ve
C) Ceyda
D) Buker
dir.
E) Allv
15. Aşa
TASARI EĞİTİM YAYINLARI
13. Buna göre
I. Ali,
II. Buket,
III. Ceyda
adlı öğrencilerden hangileri finalden 100 almış ola-
bilir?
A)
B)
C)
D
E
16.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
inde mülakata girdiği kata girdiği ca girdiği man diliminde müla- ukarıdaki bilgilerden ? C) 1-11 Garsamb Osman Meroull ilakata ah LAYINIZ 13. 16. SORULARI AŞAĞIDAKI BİLGİLERE GÖRE BİRBİRİNDEN BAGIMSIZ OLARAK CEVAP- All, Buket, Ceyda, Davut ve Emir adlı beş öğrenci, bir vize bir de final sınavına girmiştir. Sınavlarda 25, 50 veya 100 alan öğrencilerin vize ve final notlarına ilişkin kimi bilgiler şu şekildedir: . TASAR Vize sınavında toplam iki, final sınavında ise sa- dece bir öğrenci 25 almıştır. Final sınavından toplam üç öğrenci 50 almıştır. Sadece Emir vize sınavından 100 almıştır. Buket ve Ceyda'nın vizeden aldıkları notlar fark- lıdır. tır. Davut'un vize notu, final notundan yüksektir. Emir vize ve final sınavından farklı notlar almış- 14. Aşağıdakil tabloyu Buket ve Emir'in final sınavından aldıkları notlar: aynıdır. kuramadım A) Yalnız I B) Yalnız II D) Yalnız III C) I ve II E) I ve III A) Ali ve 1 B) All ve C) Ceyda D) Buker dir. E) Allv 15. Aşa TASARI EĞİTİM YAYINLARI 13. Buna göre I. Ali, II. Buket, III. Ceyda adlı öğrencilerden hangileri finalden 100 almış ola- bilir? A) B) C) D E 16.
TYT - Türkçe
25. Hikâye planlı, programlı ortaya konan bir ürün değil.
Başkalarına ulaşmak isteğiyle, öteki bilinçlerde nasıl bir
etki bırakır düşüncesiyle ilgisi yok belirirken. Genelde
dile gelmesi muhal olan bir hissi, anı ya da hâli kelime-
lere dökme çabası. Açıklaması olmayan bir hål... İnsa-
nın olanla olması gereken, var olanla hayal edilen ara-
sında salınıp duran bir meselesi, derdi varsa hikâye yaz-
maya başlayabilir. Çöp gibi sürüklenme ihtimaline kar-
şi kayıt altına almaya değer bir hikâyemizin var olduğu-
na inanmanın dışa vurumu. Belki de böyle bir ihtimalin
varlığını yoklama sanatı.
Bu parçada yazar, hikâye sanatına ilişkin aşağıda-
kilerden hangisine değinmemiştir?
A) Bir tasarıya bağlı olarak gün yüzüne çıkmadığına
B) Okurun beklenti ve isteklerinin göz önünde bulun-
durularak yazılmadığına
C) Anlatılması olanaksız olan bir hissi ya da durumu
sözcüklerle ifade etme gayreti olduğuna
D) Mevcut koşullardan bir rahatsızlığı olan kimsenin
hikâye yazabileceğine
E) Kurallar zinciri çerçevesinde ortaya konduğuna
2
LİMİT YAYINLARI
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT - Türkçe 25. Hikâye planlı, programlı ortaya konan bir ürün değil. Başkalarına ulaşmak isteğiyle, öteki bilinçlerde nasıl bir etki bırakır düşüncesiyle ilgisi yok belirirken. Genelde dile gelmesi muhal olan bir hissi, anı ya da hâli kelime- lere dökme çabası. Açıklaması olmayan bir hål... İnsa- nın olanla olması gereken, var olanla hayal edilen ara- sında salınıp duran bir meselesi, derdi varsa hikâye yaz- maya başlayabilir. Çöp gibi sürüklenme ihtimaline kar- şi kayıt altına almaya değer bir hikâyemizin var olduğu- na inanmanın dışa vurumu. Belki de böyle bir ihtimalin varlığını yoklama sanatı. Bu parçada yazar, hikâye sanatına ilişkin aşağıda- kilerden hangisine değinmemiştir? A) Bir tasarıya bağlı olarak gün yüzüne çıkmadığına B) Okurun beklenti ve isteklerinin göz önünde bulun- durularak yazılmadığına C) Anlatılması olanaksız olan bir hissi ya da durumu sözcüklerle ifade etme gayreti olduğuna D) Mevcut koşullardan bir rahatsızlığı olan kimsenin hikâye yazabileceğine E) Kurallar zinciri çerçevesinde ortaya konduğuna 2 LİMİT YAYINLARI
6. (1) Eserin, kendi iç hesaplaşmalarını büyük oranda
tamamlamış, durgun bir zihnin ürünü olduğu aşikâr.
(II) Metindeki tanımlayıcı ifadelerle örülü didaktik üslubun
hâkimiyetini de yine bu çerçevede değerlendirmek
mümkün. (III) Bununla beraber söz konusu üslup, 1
iyi niyetli bir deneyim paylaşımı arzusundan ileri gelir.
(IV) Esere daha yakından bakılacak olursa gelenek-
modern ikiliğinin kitabın kalbinde yer aldığı görülür.
(V) Buna karşın geleneğin hâkim olduğu zamanlardan
ziyade ondan kopma ve modernliğe kayma hissedilir.
P
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili
aşağıdakilerin hangisi söylenemez?
bagasrl nhal
A)/1. cümlede, açık ve net görüldüğüne inanılan bir
düşünce dile getirilmiştir.
B) I. cümlede, söz konusu eserin öğretici yönüyle ilgili bir
yargı söz konusudur.
III. cümlede, bir çıkarım yapılmıştır.
D) IV. cümlede, bir çatışma durumu ortaya konmuştur.
E) V. cümlede, geleneğe fazla bağlılığın sonuçları
açıklanmıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
6. (1) Eserin, kendi iç hesaplaşmalarını büyük oranda tamamlamış, durgun bir zihnin ürünü olduğu aşikâr. (II) Metindeki tanımlayıcı ifadelerle örülü didaktik üslubun hâkimiyetini de yine bu çerçevede değerlendirmek mümkün. (III) Bununla beraber söz konusu üslup, 1 iyi niyetli bir deneyim paylaşımı arzusundan ileri gelir. (IV) Esere daha yakından bakılacak olursa gelenek- modern ikiliğinin kitabın kalbinde yer aldığı görülür. (V) Buna karşın geleneğin hâkim olduğu zamanlardan ziyade ondan kopma ve modernliğe kayma hissedilir. P Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerin hangisi söylenemez? bagasrl nhal A)/1. cümlede, açık ve net görüldüğüne inanılan bir düşünce dile getirilmiştir. B) I. cümlede, söz konusu eserin öğretici yönüyle ilgili bir yargı söz konusudur. III. cümlede, bir çıkarım yapılmıştır. D) IV. cümlede, bir çatışma durumu ortaya konmuştur. E) V. cümlede, geleneğe fazla bağlılığın sonuçları açıklanmıştır.
12. Biçimi araç, vesile olarak görüyorum. Fakat doğru
seçilmediğinde yarı yolda bırakır. Varılacak yere
götürmez. Ne yazdığımıza dair yenilik içinde olma
ihtimalimiz yoktur, hemen her şey zaten söylen
miştir. Nasıl yazdığımıza dair yenilik içinde olma
1
11
MIKRO
Special Leads 697433 851204
B) II.
ihtimalimiz oldukça düşüktür. Öykü tarihine dikkatli
bir göz gezdirmemiz, bu konuda ayaklarımızı yere
bastıracaktır zaten. Ne anlattığımız ile nasıl anlat-
tiğimiz arasında doğru kurulmuş bir bag blz özgüne
daha fazla yaklaştıracaktır. Ne anlattığımız anlatının
HT
IV
varlık sebebinden ayrı düşünülemez. Ancak varlık
sebebini bütünüyle karşılamaz. Nasıl anlattığımızın,
V
anlatının varlık nedeniyle doğrudan ilgisi vardır fakat
bunu tamamen o da karşılamaz. Biçim, saplantı ya da
takıntıya dönüştüğünde öze zarar verir.
Bu parçadakı numaralanmış yargılardan hangisi,
yazarın asıl anlatmak istediğini belirten en kapsa-
yıcı yargıdır?
A) I.
Kronometre Türkçe Denemeleri
C) III. D) IV.
A) Vertime biçimi
Cicerigi
13. ve 14. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
E) V.
Bir edebiyat ödülü, toplumun sanat ve edebiyat orta-
minda motivasyon oluşturabilir, genç ilgileri yüreklen-
dirir, teşvik eder, adını duyurur, yazmasına devamlılık
sağlar. Adina, anısına verildiği edebiyatçıyı, ölümün-
den sonra bile okur ilgilerinin odağı yapmayı sürdürür,
eserlerini milletin edebiyat ortamında bir kültürel ve
sanatsal değer olarak diri kılar. Oluşmuş ve oturmuş
edebi değer ve kişilikleri takdir ederek destekler, ken-
dilerine bir sorumluluk yükler, onların eserlerine ilgiyi
taze tutar, okurun ilgisini ve dikkatini okunmaya değer
olana çeker ve böylelikle edebiyatın mesafe katetme-
sine, öncü ve kaliteli eserlerin çoğalmasına hizmet
eder.
E ilgi alanları
O
B) işlevleri
DÖlçütleri
14. Bu parçada edebiyat ödüllerinin sağladıkları ara-
sında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
13. Bu parçada edebiyat ödülleriyle ilgili olarak aşağı-
dakilerden hangisinin üzerinde durulmaktadır?
Yayınları
imit
75mm
0.5
2B
DENEME 19
A) Edebiyata ilgi duyan gençleri cesaretlendirme V
B) Edebiyat adamina yaşarlık kazandırma
Yazara ilgiyi canlı tutma
D) Yazara öz güven aşılama
E) Nitelikli yapita yönlendirme
187
15. Annem kitaplara olan düşkünlüğümü hep destekledi.
Açlık sınırında yaşamamıza ve çoğu zaman bir son-
raki öğünde sofraya ne yemek koyabileceğimiz belli
olmamasına rağmen kalem ve kâğıt istediğimde bana
"hayır" demezdi. Bir gün, ekin tarlasından aldığı bir
avuç buğday için, kâhyanın annemi kıyasıya dövmesine
şahit oldum. Yıllar sonra, annemle birlikte iken o adama
tekrar rastladık. Artık yaşlı bir adamdı. Yanına gidip onu
hirpalamak istedim. Yüzümü gören annem elini koluma
koydu ve "Beni döven adam ile bu adam aynı insan
değil oğul." dedi.
Bu parçada geçen annenin, bu sözüyle anlatmak
istediği nedir?
A) Adamın, yaptığından pişman olduğu
B) İnsanların fiziksel olarak değişebileceği
C) Düşünsel gelişmelerin insanları zamanla değiştir-
diği
D) Zamanın, insanlaria değer kattığı
E) Öc almanın insana bir yarar getirmeyeceği
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
12. Biçimi araç, vesile olarak görüyorum. Fakat doğru seçilmediğinde yarı yolda bırakır. Varılacak yere götürmez. Ne yazdığımıza dair yenilik içinde olma ihtimalimiz yoktur, hemen her şey zaten söylen miştir. Nasıl yazdığımıza dair yenilik içinde olma 1 11 MIKRO Special Leads 697433 851204 B) II. ihtimalimiz oldukça düşüktür. Öykü tarihine dikkatli bir göz gezdirmemiz, bu konuda ayaklarımızı yere bastıracaktır zaten. Ne anlattığımız ile nasıl anlat- tiğimiz arasında doğru kurulmuş bir bag blz özgüne daha fazla yaklaştıracaktır. Ne anlattığımız anlatının HT IV varlık sebebinden ayrı düşünülemez. Ancak varlık sebebini bütünüyle karşılamaz. Nasıl anlattığımızın, V anlatının varlık nedeniyle doğrudan ilgisi vardır fakat bunu tamamen o da karşılamaz. Biçim, saplantı ya da takıntıya dönüştüğünde öze zarar verir. Bu parçadakı numaralanmış yargılardan hangisi, yazarın asıl anlatmak istediğini belirten en kapsa- yıcı yargıdır? A) I. Kronometre Türkçe Denemeleri C) III. D) IV. A) Vertime biçimi Cicerigi 13. ve 14. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. E) V. Bir edebiyat ödülü, toplumun sanat ve edebiyat orta- minda motivasyon oluşturabilir, genç ilgileri yüreklen- dirir, teşvik eder, adını duyurur, yazmasına devamlılık sağlar. Adina, anısına verildiği edebiyatçıyı, ölümün- den sonra bile okur ilgilerinin odağı yapmayı sürdürür, eserlerini milletin edebiyat ortamında bir kültürel ve sanatsal değer olarak diri kılar. Oluşmuş ve oturmuş edebi değer ve kişilikleri takdir ederek destekler, ken- dilerine bir sorumluluk yükler, onların eserlerine ilgiyi taze tutar, okurun ilgisini ve dikkatini okunmaya değer olana çeker ve böylelikle edebiyatın mesafe katetme- sine, öncü ve kaliteli eserlerin çoğalmasına hizmet eder. E ilgi alanları O B) işlevleri DÖlçütleri 14. Bu parçada edebiyat ödüllerinin sağladıkları ara- sında aşağıdakilerden hangisi yoktur? 13. Bu parçada edebiyat ödülleriyle ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisinin üzerinde durulmaktadır? Yayınları imit 75mm 0.5 2B DENEME 19 A) Edebiyata ilgi duyan gençleri cesaretlendirme V B) Edebiyat adamina yaşarlık kazandırma Yazara ilgiyi canlı tutma D) Yazara öz güven aşılama E) Nitelikli yapita yönlendirme 187 15. Annem kitaplara olan düşkünlüğümü hep destekledi. Açlık sınırında yaşamamıza ve çoğu zaman bir son- raki öğünde sofraya ne yemek koyabileceğimiz belli olmamasına rağmen kalem ve kâğıt istediğimde bana "hayır" demezdi. Bir gün, ekin tarlasından aldığı bir avuç buğday için, kâhyanın annemi kıyasıya dövmesine şahit oldum. Yıllar sonra, annemle birlikte iken o adama tekrar rastladık. Artık yaşlı bir adamdı. Yanına gidip onu hirpalamak istedim. Yüzümü gören annem elini koluma koydu ve "Beni döven adam ile bu adam aynı insan değil oğul." dedi. Bu parçada geçen annenin, bu sözüyle anlatmak istediği nedir? A) Adamın, yaptığından pişman olduğu B) İnsanların fiziksel olarak değişebileceği C) Düşünsel gelişmelerin insanları zamanla değiştir- diği D) Zamanın, insanlaria değer kattığı E) Öc almanın insana bir yarar getirmeyeceği Diğer sayfaya geçiniz.