Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

sizlik iz- biliyor. Doğu sa- Jikte bırakılması anda toparlayı- istenen aşa- 6. mBu yazarın eserlerini okurken çok sıkılıyorum. Yazdıkla- 0009rını anlamakta epey zorlanıyorum. Bunda, onun eser- -60 lerinde, lügate sıkışıp kalmış kelimeleri kullanmasının u8 büyük payı var. ud s saim d Bu parçada geçen "lügate sıkışıp kalmış kelimeleri kullanmak" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdaki- vild lerden hangisidir? 01 stripe enue 18 sbximipibled -stel A) Sözlüğün zenginliklerinden yararlanmak us er almayan B) Sözlükte yer almayan kelimeleri kullanmamak C) Günlük yaşamda bulunmayan, sadece sözlükte yer alan kelimeleri kullanmak ipibless appliiig ninaysa ulo (8 D) Sözlükteki bütün kelimelerin anlamlarını en ince ay- nnallqsy 19sne8 rıntılarına kadar bilmek UKUR 8. Sözün ölmezli rum. Nice bas basına rağme Nyokluğa karı omgüne ulaşm yürüyor. Bi kapılardar ğun en ko Bu parça le anlat ob jell eigh ne E) Sözlüğe bağlı bir anlatımı sanat anlayışı olarak be- nimsemek pibemnelxeteeb anchessy (3 Vüs A) Ça B) Ka C) D D) E)

17. Okumayı sevmeyen biri olduğumu söylemiştim. Hemen linç etmeye başlamayın, bir durun! Okurken çok fazla seçen biriyim. Her yazılanı okurum, diyenlerden değilim. Fakat yazdıkça daha iyi yazabilmek için okumak gerektiğini, yazdıklarımın doğru kaynaklara dayanması gerektiğini, en önemlisiyse kalitenin artmasının bolca okumaktan geçtiğini fark ettiğimden beri okuyorum. Ama kılı kırk yararcasına seçerek okuyorum. Kitap kurduyum, diyenlere de şunu söylemek isterim: Kurt değil, insan olun; öyle her şeyi de yemeyin! Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Kişileştirmeye yer verilmiştir. B) Okura doğrudan hitap edilmiştir. C) Tartışmacı bir yol izlenmiştir. DQlumlu ve olumsuz yargılar vardır. E) Alıntı yapma söz konusu değildir. 1

orta boylu ama yakışıklı endamı, parlak sarı saçları, gür kaşları ile dikkat çekiyordu. İki omzunun ortasında benzersiz bir güven ve dinamizmle dimdik taşıdığı va- kur başı, insanı delip geçer hissi veren mavi bakışları da eklenince içeri girer girmez tüm bakışları üzerine çekti. Hiçbir kadını, hiçbir genç kızı, ilgisiz bırakmaya- cak dış nitelikleriydi bunlar onun.----- Yukarıdaki paragraf aşağıdakilerin hangisiyle ta- mamlanabilir? A) Buna karşılık, iç nitelikleri de dış niteliklerini aratma- yacak kadar zengindi. B) Bütün davranışlarından zeki bir insan olduğu anla- şılıyordu. C) Bir dâhiye yakışacak nitelikte eylemlerin adamı ol- duğu belliydi. D) Tavir ve davranışlarıyla karşısındaki insanı çok ça- buk etkiliyordu. E) Ses tonu da onun iç derinliğini yansıtıyordu.

Kimyon da diğer baharat türleri gibi Hint mutfağı başta olmak üzere diğer mutfaklarda da yaygın olarak kullanılır. Akdeniz ülkelerinde yetişen kimyon veya "Jeera" olarak adlandırılan bitkinin baharat olarak kullanılan ufak tohumunun rengi ve tadı oldukça otantiktir. Kimyonu sağlık açısından değerli kılan ise vücut sağlığı için hayati önem taşıyan vitamin ve mineraller içermesidir. Tam bir A vitamini olan kimyon C, E ve K vitaminle- rinin yanı sıra yağ ve diyet lifleri içermektedir. Ayrıca kalsiyum ve fosfor açısından çok zengin olup demir, bakır, magnezyum ve çinko içermektedir. Yüze yakın kimyasal bileşen içeren kim- yon; eski Mısır, Roma ve Yunan medeniyetleri tarafından da hastalıkların tedavisinde kullanılmıştır. Bugün bile kimyon hak- kında sayısız laboratuvar çalışması yapılmaktadır. 2. 1 Bu parçaya göre kimyonun en önemli özelliği aşağıdakile- rin hangisidir? A) Pek çok baharata oranla daha otantik bir tat ve renge sahip olması B) Sadece Akdeniz ve çevresinde yetiştirilebilmesi C) İçerdiği mineral ve vitaminler sayesinde eskiden beri birçok tedavide kullanılması D) Günümüzde de hakkında bilimsel araştırmalar yapılmaya devam edilmesi E) Dünya mutfağında çok yaygın bir baharat olarak kullanıl ması

6. Özlü anlatımıyla da tanınan sanatçı, kendi toplumunun kültürel değerlerinden beslenerek oluşturduğu benzersiz yapıtlarıyla de- ğişik ülkelerden okurların ilgisini çekmeyi başardı. Bu cümlede sözü edilen sanatçının hangi yönüne değinil- memiştir? A) Evrensellik D) Kalıcılık B) Özgünlük E) Ulusallik C) Yoğunluk

26. Senin kişiliğinden korkuyorum. En kestirme yolu seçemeyecek kadar insanlık sütüyle beslenmişsin. Yükselmek istiyorsun, içinde tutku yok değil ama onunla birlikte bulunması gereken kötülük eksik. Gönlünün çektiği yüksekliğe günah işlemeden erişmek istiyorsun fakat sahtekârlık etmek istemiyorsun yine de hakkın olmayan yere sahip olmak istiyorsun. Çabuk buraya gel de bütün gücüm söz olup kulaklarına aksin. Senin yazgın olan ve görünmez güçlerin de başına geçirmeye yardım ettikleri altın çelenkle arana giren bütün engelleri, dilimin gözü pekliği bir bir devirsin. Lady Macbet'in kocasına yönelik bir tiradından alınan bu parçada Shakespeare'in üzerinde durduğu konu aşağıdakilerden hangisidir? A) E) Yükselme tutkusunun yaptırmak istediği kötülükler sebebiyle yaşanan iç çatışma B) Kişinin yükselme hırsıyla yaptığı kötülükten doğan vicdan muhasebesi Ulaşılan bir makama layık olup olmadığını düşünen bir insanın ruhsal çatışması D) Başarıya ulaşmada yönteme sahip olmanın ve motivasyonun önemi Birine duyulan sevginin, insanı kişiliğine aykırı davranışlara yöneltmesinin pişmanlığı

27. Öğrencilerin neyi ne kadar anladığını öğrenmek, diğer bir deyişle bir dersteki başarı düzeylerini ortaya çıkarmak, derse karşı öğrencinin ilgisini artırmak ve üst düzey düşünme becerilerini artırmak amacı ile sorular kullanılır. Soru sormak, öğrenciyi öğrenme sürecine yönlendirmeni temel aracı olup öğrenme ve öğretme süreçlerini destekleyen bir tutumdur. Öğretim bir sanatsa soru sormak, bu sanatı icra etmede temel beceriler arasında yer alır. Soru sormak, öğrencinin problemi düşünmesini çözmesini sağlar; her zaman en temel öğrenme şekli ve merak gidermenin en önemli yöntemi olmuştur. Bu sözler aşağıdaki soruların hangisine karşılık söylenmiş olabilir? A) Eğitimde soru sormak, farklı bakış açılarının ortaya çıkmasında etkili bir yaklaşım mıdır? B) Soru sormak, öğrencinin gelişim sürecine hangi aşamalarda fayda sağlar? C) Bir konu hakkında soru sormak için hangi donanımlara sahip olmak gerekir? D) Soru sormak, eğitimde hangi amaç ve sonuçlara ulaşmak için kullanılır? E) Bilginin öğrenci zihninde kalıcı olmasını sağlamada soru sormak ne kadar etkilidir?

25. Gelecek planlarınız nelerdir sorusuna "Mutlu olmak istiyo- rum." "Çok para kazanmak istiyorum." "Başarılı olmak isti- yorum." yanıtları verilir. Bunların hiçbiri hedef değildir, bun- lar çok genel arzulardır. Arzular bu kadar genel olduğunda ona ulaşmak için ne yapılması gerektiğini seçmek zorlaşır. Hayallere ve arzulara ulaşılabilmesi için onları hedef haline getirmek gerekir. "Ne yaparsak başarılı olmak istiyorum?" "Ne şekilde para kazanmak istiyorum?" şeklinde sorularla istekler berraklaşmalı ve ne şekilde harekete geçeceği be- lirlenmelidir. Bu şekilde olmazsa hedef bizi başarıya ulaş- tırmaz. Ne şekilde, ne yaparak ve nasıl sorularına yanıtlar aramaya ihtiyaç duyarız. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Belirlenen hedeflerde önemli olan kişinin kendi sorula- rından ziyade hedefin sonucudur. B) Geleceğe yönelik İsteklerin tatminkâr olabilmesi için he- defin sorularla örtüşmesi gerekir. C) Kişinin koyduğu hedefte arzular ne kadar ulaşılabilir olursa hedefe ulaşmak o kadar kolaydır. D) ileriye dönük hedeflere ulaşma, kişinin arzularını net so- rularla hedef hâline getirmesiyle gerçekleşir. E Hayatı boyu başarıyı yakalamak isteyen bir kişi ilk baş- ta kendine bir hedef zinciri oluşturmalıdır. 28.

TYT / TÜRKÇE 5. (1) Gülün Adı adlı dev romanıyla bir anda dünyanın dört bir yanında ünlenen İtalyan yazar Umberto Eco, aslında çok yönlü bir bilim adamı. (II) İtalya'da Bologna Universitesinde öğretim üyesi, semiolog, tarihçi, filozof, estetikçi, Orta Çağ uzmanı ve James Joyce üzerine derin araştırmalar yapmış biri. (III) Umberto Eco'nun bu ilk romanı, 1980'de İtalya'da ilk yayımlanışından bu yana sayısız basım yaptı ve dünyanın pek çok diline çevrildi. (IV) Dünyada olağanüstü bir ilgi uyandıran bu büyük romanın yankıları hâlâ sürüyor (V) Filmi de dünyada büyük yankılar uyandıran bu roman başarısında, kuşkusuz, yazarın Orta Çağ konusunda deri ve dolaysız bilgisinin büyük payı var. B Bu parçada numaralanmış cümlelerde "Umberto Eco" ile ilgili aşağıdakilerin hangisi yanlıştır? X I. cümlede yazarın bilim adamı kimliğiyle ön plana çıktığı belirtilmiştir. II. cümlede birçok alanla ilgili çalışmalarının olduğu söylenmiştir. (R) E) III. cümlede yazdığı romanın çok ses getirdiği vurgulanmıştır. IV. cümlede romanın etkisinin devam ettiği ifade edilmiştir. V. cümlede romanın başarısının nedenine yer verilmiştir.

d ki §₁ n T. u =p Ik ik y- ya Bu in hel en A miz S canı 8 atır. ara M nun 8 için L A Deneme - 2 32. Aşağıdaki parçalardan hangisi "Bazı gerçekler, mantık kurallarının o kadar dışındadır ki onları yaşanılan biçimiyle anlatanları hayalperest bir yalancı ilan edebiliriz." düşün- cesine uzak düşmektedir? A) Dokuzuncu Hariciye Koğuşu adlı otobiyografik romani okurken Peyami Safa'nın kaderinin ağları can acıtarak biçimde ördüğüne tanık olursunuz, onun yaşadığı acıların yazarlığını nasıl beslediğini anlar, ruhunun haritasını çıkarırsınız. B) Şirzat Doğru'nun, Doğu Türkistan'dan Türkiye'ye doğru yıllar süren yolculuğunda yaşadıkları bir yapılsa "Yazar, biraz abartmış." diye düşünürsünüz; zaten onun için de yaşadıklarına inanmak güç geliyor. Ben hayal mi ve halisünasyon mu gördüm yoksa demekten kendini alamıyor? C) Fransız kütüphanesini bitirecek kadar çok okuyan, otuz yıllık Batı okumasının üstüne bir de Hint, İran ve Doğu okuması yapan ve görme yetisini yitirdikten sonra da kitapları kulağıyla okuyan Cemil Meriç'in işgal altındaki Hatay'da başlayıp istanbul'da devam eden sıra dışı yaşamında yaşadıkları, insanın hayal gücünün sınırla- rını zorlayacak kadar olağan dışıdır. D) Cengiz Dağcı'nın Korkunç Yılları'nı okuduğunuzda olayları ve tarihi realiteleri bilmiyorsanız uygun olma- yan yanları sebebiyle bazı yönlerinin törpülenmesi gerektiğini düşünebilirsiniz ama şunu belirtelim ki arada anlatılanlar tümüyle gerçekler ve Kırımlıların nasıl yurtsuz ve yaşamsız bırakıldıklarına ayna tutar. E) "Hayatım roman." diyenlerin çoğunun hayatı roman değil âdeta masal veya destan gibi fantastiktir, gerçek dışı bir gerçekliktir. Böylesini istisnai gerçekliği hayat olarak yaşamış bir kişi bilirim: Mehmet Akif. Onun insan aklının alamayacağı kadar akıl dışı olaylarla iç içe bir yaşamı vardır.

B Bu testte 30 soru vardir. 1. 2 Cevaplanınızı, cevap kâğıdının Türk Dili ve Edebiyab Tes son pens 1. B TÜRK DILI VE EDEBIYAT Edebiyatın en güzel tarafı, insanı içinde bulun- duğu hâlden uzaklaştırabilmek kudreti sanırım. Çünkü edebiyatın büyük ve özel malzemesi in- sandır. "Bir küllüğün bile öyküsünü yazabilirim." diyen Çehov bile şunu çok iyi biliyordu; aslında anlattığımız küllükten çok, insanın küllükle olan irtibatıdır. Her yazar, okuruyla bir irtibat kurar. Bu irtibat sayesinde okurla yazar arasında gizli, gizemli bir iletişim ağı kurulur. Ve bazı okurlar için bazı yazarlar daha özeldir. Bazı yazarlar da kendi okurunu var etmeyi ya da okurlarını kendi düzeylerine çıkarmayı çok sever. Bilge Karasu böyle yazarlardandır. Metinlerini yazarken gös- terdiği emek, okur tarafından da paylaşılacaktır çünkü. Bu parçanın anlatımı ile ilgili aşağıdakiler- den hangisi söylenemez? A Alıntılamaya başvurulmuştur. BY Ömeklendirme yapılmıştır. Neden-sonuç ilişkisine yer verilmiştir. kilem kilemelere yer verilmiştir. E Karşılaştırma vardır. tinda nede oyurian yur netmeye, ma sinda rol a saticiligra Misima, a roman ya düşkünlü büyük Z tişmiş. H yi kiska Bu par aşağ E)

37-38. eorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayiniz. A Bolg Jul - Türkiye Ge Ahmet Muhip Dwanas'in bu duyguyu anlatan s vor alma dizeleri g Aym siyah güneş, aynı siyah Ayni susayis aym koşu, ayni... Of Hep ayni qay, ayni şey, aynı şey Ayni, ayni, aynu, ayn ha uzun yaşamışız ha kisa, ne değişir ki?.. Neden böyle Günlerimiz, böylesi bir aynilaşmanın rengini taşıyorsa oluyor bu? Çağımızın insanı hurdalaştıran çilginca saynige daha çok kazanma, daha çok harcama tutkusu yol açıyor buna. Insan bu sayriliga bir yakaland güzellidere, şirselliklere kendini kapatıyor. Onu duygu mi yüreğinin kapısını, yaşamının içinde barındirdiği körleşmelerine uğratıyor. Ne karın ne yağmurun yağış, pe çiçeklerin apışı, ne günün doğuşu, ne güneşin bati /kisacası doğadaki hiçbir değişim onu etkilemiyor, onun yüreğinin ritmini bozmuyor. parinin qu 37. Bu parçada "bu duygu" olarak ifade edilen duygu aşağıdakilerden hangisidir? Kazanma hırsının insanda yarattığı doyumsuzluk ve mutsuzluk duygusu B) Tekdüze yaşayıştan kaynaklanan hayattan zevk almama duygusu amenns C) İnsanın yaşama enerjisini düşüren başarısızlık ve çaresizlik duygusu D) Insanın insanla kurduğu nitelikli ilişkilerin yok oluşundan doğan hayıflanma duygusu 38. Bu parçadan E) Kendini ifade edebilecek bir iletişim becerisinden yoksun olmanın verdiği yalnızlaşma duygusu D) I ve III Maddi konfor uğruna koşuşturmalar içinde yaşarsanız hayatın güzelliklerine karşı duyarsızlaşırsınız. II. Sanattan, şirden zevk almak için başkalarının yaşamına ayna olmayı sağlayan empati duygusuna sahip olmalısınız. Tekdüze bir yaşamın yeknesak işleyişi içinde rutinin robotu gibi yaşıyorsanız yaşamınızın uzunluğu veya kısalığı bir anlam ifade etmez. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız 1 B) I ve II C) Yalnız III E){ve ill Diğer Sayfaya Geçiniz.

rektirdiğine Selimiye Camii, Edirne'de XVI. yüzyılın ikinci yarısında kalliye şeklinde inşa edilmiştir/ Şehrin merkezinde eski saray alanında "Kavak Meydanı" olarak adlandırılan yerde Sultan II. Selim tarafından yaptırılan külliye büyük dikdörtgen bir avlu içinde ortada cami, güneydoğuda ve güneybatıda birer medrese ile batıda arasta ve sibyan mektebinden meydana gelmektedir./Cami, medreseler ve arastanın doğu yönündeki dükkânlar Mimar Sinan ta- rafından 1568-1574 yılları arasında inşa edilmiş olup aras- tanın batı yönündeki dükkânları, tonozlu üst örtüsü, dua kubbesi ve sibyan mektebinin II. Selim'in vefatından sonra III. Murat Dönemi'nde Mimar Davut Ağa tarafından ta- mamlanmış olduğu kabul edilmektedir. Bu parçada Selimiye Camii ve Külliyesi ile ilgili ola- rak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Hangi mimari üslupla yapıldığına B) ilk şeklinin ne olduğuna C) Kim tarafından yaptırıldığına D) Kaçıncı yüzyılda inşa edildiğine (E) Çevresinde neler bulunduğuna Diğer sayfaya geçiniz.

26. Muhabir: (1) Oyuncu: Bu soruya olumlu cevap veremeyeceğim. Maalesef Türkiyedeki yapımcılar tamamen el yordamıyla çalışan, kendi duygularıyla, hisleriyle çalışan kişiler. Hiç araş- tırma içinde değiller. Kimisine çekelim kararı verirken bir diğer senaryoya çekim kararı çıkmıyor. Kanallarda o şekilde, bir dizi üç bölüm oynuyor kalkıyor, bir dizi on sekiz bölüm. Neyin ne olacağı belli değil. Tamamen inisiyatiflerine kalıyor. Muhabir: (11) -- Oyuncu: - TÜRKÇE TESTİ Topluma hitaben söyleyecek sözünüz vardır. Bu piyano çalmak da olabilir, yazı yazmak da veya resim yapmak da olabilir. Şekil meselesi değildir. Tiyatro da diğer sanat dalları gibi topluma hitap eder. Söyleyecek sözü olan bunu iyi söylerse sanat olur. İyi iletemiyorsanız işte o zaman sanat olmuyor. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? 0 (1) Çoklu televizyon kanallarının, dizi senaryolarına etkisi ne durumda? (II) Sanat dediğimizde zihninizde nasıl bir şey canla- niyor? (1) Tiyatro sanatçılarının dizilerde oynamasını onay- liyor musunuz? (II) Televizyon dizilerini yetkin buluyor musunuz? C) (1) Dizi çekmek eskiden daha mı zordu? (II) Topluma söylemek istediğiniz bir şey var mı? DY (1) Tiyatro mu televizyon mu sizin için daha cazip? (II) Sanatçı olmak nasıl bir duygu? EX (1) Yapımcılar nasıl bir seçicilikle senaryoları seyir- ciyle buluşturuyor? (II) Sanat ne içindir? İnsan neden "sanat" yapar?

4. Gazeteci : Günümüz hikayesi içinde siz kendinizi nasıl bir yerde görüyorsunuz? Yazar: Yazdıklarımın günümüz hikayesinde nasıl bir yeri olduğunu tahlil edecek mütehassislığım yok benim, ihtisasım yalnız yazma üzerine, Gazeteci: Yazdıklarınız; "anı gibi bir anlatı", "biyografik hikâye" gibi başlıklar altında değerlendirili yor; siz hangisine yakınsınız? : Ben anlatının estetik boyutu, dil hâkimiyeti gibi noktalarına odaklanıyorum yazarken bir yazar olarak. Eğer anlatılarımın hangi türlere dâhil olması gerektiği işine bizzat kendim gi- rişirsem yazarlık gömleğimi çıkarmış, çizmeyi aşmış olurum. Yazar Aşağıdakilerden hangisinin bu diyalogdaki yazarın anlatmak istediğiyle örtüştüğü söylenebilir? A) Birtakım duyguları, olayları, durumları anlatmak için kelimeleri kullanıyor olmam; bir edebiyat tarihçisi gibi, tüm teknik konuları hâlletmiş bir eleştirmen gibi davranarak uzmanlık alanımın dışına çıkıp ahkâm ke- sebileceğim anlamına gelmiyor, gelmemeli. B) İnancım şu yönde: Samimiyetle anlatılan her yaşan- mışlık, muhatabını buluyor; samimi olmadığınız her metin ise bırakın muhatabına ulaşmayı daha ortaya çıkmadan bal kabağına dönüyor. C) Bir kişiye kendi yaşadığı hayatı anlatırken ilk şartınız sahici olmak olmalı, aksi takdirde sözleriniz tereciye tere satmak kadar beyhude kalır. D) Yazı yazmak, kısa mesafeli bir koşudur; yazmazsan bitersin. Mübalağa edelim, on saniye içinde bütün dünyayı ya da bir insanın kaderini koşman gerekir. E) Bir yazar, yaptığı işe kıyısıyla bucağıyla değil tüm da- lıyla budağıyla dâhil olmalıdır çünkü ancak bu şekil- de isminin önüne "usta" sanını alabilir kanısındayım.

LİMİT YAYINLARI 229 4. buldukça yanına giderdim. Bir köşeye oturur, kitaplar üzerine konuşur, sohbet ederdik. O, daha çok roman ve hikâye severdi. Bu hevesimden ona bahsettim. Bu parçadan, kendisinden böyle söz eden kişiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Özellikle bir dönemde şiire çok ilgi duyduğu B) Sevdiği şiirleri yazdığı bir defterinin olduğu C) Bir ara şimdi pek katılmadığı bir düşünce içine girdiği D) Yazdığı kimi şiirlerini yakın bir arkadaşıyla paylaştığı Şiir antolojisi çıkarma düşüncesini bir arkadaşına aktardığı Denemede yok yoktur. Bütün alanlarin; yani felsefe, sosyoloji, psikoloji, antropoloji, tarih, coğrafya, biyoloji... rahatlıkla girip çıkabileceği, bilgi bırakıp uzaklaşacağı en uygun tür denemedir. Bu onun hem avantajı hem de dezavantajıdır. Avantajıdır çünkü her renkten her sesten taşımadığı bir şey kalmaz. Dolayısıyla her renk ve sesten okuyucuya seslenebilir. Dezavantajıdır çünkü yazar denetleyemediği, kendini kontrol edemediği zaman ortaya darmadağınık, deli saçması denebilecek, kimsenin okumak istemeyeceği, sıkıcı bir yığın da çıkabilir. Bu parçadan yola çıkarak deneme ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Deneme yazarı anlattıklarını bilimsel verilerle desteklemelidir. 2 B) Bütün alanlar denemede yer alabilir.. C) Denemeye her türlü düşünce.girebilir. D) Denemede olmayan sanat dalı yoktur. ? E Geniş bir okur-kitlesine hitap eder. KRONOMETRE PARAGRAF SORU BANKASI