Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

ler dir. e k K B B B Türkçe 17. Madame de Stael, İsviçre kökenli Fransız bir siyasi aktivist, aydın ve yazın insanı. Fransız yazınını neok- lasisizmden romantizme ulaştıran köprüye kendi zama- nında örnek teşkil eden bir şahsiyetti. En güçlü döne- minde Napolyon'a karşı çıkmıştı. Kendisi gibi muhalif sanatçıların toplantılarına hamilik yapacak kadar gözü kara, savunduğu fikirlerle onları kendisine hayran bıra- kacak kadar zekiydi. Kitleleri harekete gecirecek kadar etkileyici ve düşünceleri dolayısıyla İsviçre'deki sürgün yıllarında, ekonomik sıkıntılar yaşamaya razı olacak ka- hinkodar samimiydi. Eserleri; başta edebiyat eleştirileri olmak üzere romanlardan, tiyatro oyunlarına, ahlaki ve siya- si makalelerden, tarih, otobiyografi hatta bir dizi şiiri de içeren bir çeşitliliğe sahipti. lolotgial obeyed Bu parçadan Madame de Stael ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? nd thites (A A A) Farklı türlerde eserler verse de edebiyat eleştirisi alanında öne çıkmıştır. Pen siminsiul ipsms 010) (0 B) Romantizm akımının Fransa'da karşılık bulmasında katkıları olmuştur. C) Döneminin önde gelen Fransız düşünürlerinin deste- ğini kazanmıştır. D) Toplumsal ve politik değişimler amaçlayan etkinlikler içinde bulunmuştur. E) Düşünceleri uğruna birtakım zorluklara katlanmak zorunda kalmıştır.

I. Oturum Temel Yeterlilik Testi 25. Yazar, toplumun bir parçasıdır. Yazar için, bilinmedik... binlerce kardesle uygunluk halinde olduğunu hissetmek kadar büyük bir sevinç yoktur. Başkalarının zevkine ulaş- ma onun kendi doğruluğunun garantisidir. Gerçek yazar- lanın biricik amacı, bizi eğlendirmek değildir. Yazanın ilk işi, kendini toplumun bir parçası saymak ve toplumun sorunlarıyla ilgilenmektir. Yazılarının toplumda yankılar uyandıracak nitelikte olmasını amaçlamak, karanlıkta yü- rüyenlere gücü yettiğince işık tutmak, gerçeği aramak, gerçeği bulmak ve gerçeği yazmak, yazarın görevidir. Parçada, yazarla ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz? A) Başkalarının zevklerine hitap etmesi, onun kendisini topluma kabul ettirdiğini gösterir. B Eserlerinde kendi kişiliğini gizlemeyip duygu ve dü- şüncelerine yer vermelidir. e Yazar kendini yaşadığı toplumdan soyutlamamalı, uyumlu bir beraberlik ortaya koymalıdır. D) Toplumun, biçimlendirilmesine gücü yettiğince katkı- da bulunmalıdır. E) Yaşadığı ortamı, toplum sorunlarını en iyi şekilde dile getirmelidir ? 0 27. Kemal Tai cılarımızd ilişkin me delemişt larda ara ne özgü Bu par ayrılar initrol aracın erdemlerini savuna- A) GO B) Ta C) O -D) F -EC Edufon

TÜRKÇE TE 30. Türk edebiyatındaki yerini öykücü ve çevirmen ola- rak tanımlayan yazar, küçük yaşlardan itibaren yerli ve yabancı seçkin yazarları okuyarak büyür. Bu du- rum, ona çeviri dünyasının kapılarını aralar ve kendi öykülerini yazacak olgunluğa geldiğine ikna olana kadar çeviri yapar. Ortaokuldayken ders kitapların- dan bazı metinleri Türkçeye aktararak başlayan çe- viri serüveni, Poe'dan yaptığı Altın Böcek çevirisiyle iyice ciddileşir. Zor bir metindir bu ve yazar bu öy- küyü çevirirken dikkatini yoğunlaştırma disiplini ka- zanır. Çevirirken en sıkıldığı metin, dil ve anlatımını bir türlü sevemediği için üzerinde dikkatle çalıştığı Nabokov'un Pnin adlı eseridir. Kaynak metnin ait olduğu kültürel özellikleri, Türkçenin inceliklerine uy- gun biçimde aktarmak için gösterdiği çaba ise satış rakamlarına yansımaz. Bu parçada söz edilen sanatçıyla ilgili aşağıdaki- lerin hangisine ulaşılamaz? A Çeviriyi, özgün edebiyat metinleri yazmaya ha- zırlık olarak görmüştür. BÜslubundan hoşlanmadığı eserleri de Türkçeye A kazandırmıştır. Y C) Çeviriye en uygun dil ve üslup arayışı içinde ol- ması okuru zorlamıştır. A D) Ceviride bire bir aktarım yerine dilin özelliklerini yansıtmayı gözetmiştir. EÇeviri yapmasının çalışma tarzının şekillenme- sinde etkisi olmuştur. I N L R 1

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlam kayması var- dir? A) Kurul üyelerinin yaptığı toplantıda büyüme kararı alın dı. L B) Sanayi üretimindeki köklü ve büyük değişim, önceki yüzyıl yaşandı. C) Ürünlerin satışında yeni yöntemler denenecek. D) Açık ve belirgin bir vizyon taşıyan işletmelerin başarılı olduğunu gördük. E) Reklamlar bir işletmenin tanıtımında önemli rol oynu- yor.

20. Celal Demir; yazısına, metaforların insanın dünya ile kur- duğu verili ilişkideki kurucu vasfını vurgulayarak başlıyor ve çeviride yaptığı kelime tercihlerini açıklayarak devam ediyor. Demir'in başarılı çevirisinin sırrı, örneğin "metafor"u "eğretileme" ya da "istiare" olarak çevirmemesinin, neden. basit bir "tercih meselesi" ya da bir "Türkçe özensizliği" olmadığını gayet net bir şekilde açıklamasında saklı Zira ona göre metafor ne iğreti bir dil kullanımı ne de sözlüksel (lexicographic) bir ariyet (ödünç) ilişkisinden kaynaklanır Metaforu kabaca "bir forma en az iki içeriğin sığdırılması" olarak tanımlayan Demir; klasik yaklaşımın metaforu dilsel bir arıza, dekoratif bir anlam kayması ya da kasıtlı bir artistik çaba olarak gören tutumunun karşısına bilişsel dil bilimin "kavram"ı merkeze alan zihinsel araştırmalarını koyarak genel bir girizgâh yapıyor. yes andb Bu parçada sözü edilen yazarın "metafor" anlayışıyla il- gili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Geçici bir dil kullanımı olduğu görüşünü benimsemedi- ğine B) Herkesin kolayca kullanabileceği bir olanak olmadığını düşündüğüne C) Sözcüğün geçici olarak başka anlama geldiği görüşü- ne karşı olduğuna D) Sanatsal bir çaba olarak görülmesi taraftarı olmadığına VE) İki anlamın bir kalıpta ifade edilmesi olarak gördüğüne

7. Söz diziminde, noktalamaya, sıfata, zarfa hayır! 1 10 • Fiil mastar hâlinde kullanılacaktır; çünkü yalnız * mastar hâlindeki fiil, bayatın sürekliliğini duyu rabilir. • Hep çift isim kullanılacaktır, yani isim arada her- hangi bir bağlaç olmaksızın kendine benzeyen başka bir isim tarafından izlenecektir. Bildirgesindeki bazı ilkeleri verilen akım aşağı- dakilerden hangisidir? A) Ekspresyonizm B) Sembolizm C) Kübizm D) Fütürizm E) Empresyonizm eis

27. Çevremizdeki tüm nesneler ısı yayar. Bir nesneden ya- yılan ısı, çevredeki diğer nesneler tarafından soğurul- duğu için aralarında fazla bir mesafe olmayan madde- ler, zamanla birbirlerini etkileyerek aynı sıcaklığa gelme eğilimi gösterir. Bugün belirli bir ortamı ısıtmak ya da so- ğutmak için kullandığımız soba, klima ve benzer cihaz- lar bir sıcaklık farkı oluşturmayı enerji tüketerek başarır. Ancak buna gerek kalmadan da bir malzemenin sıcaklı- ğı, ortam sıcaklığının altına düşürülebilir mi? Araştırma- cılar, çevresinden aldığı ısıyı uzaya gönderen boyalar, plastikler hatta ahşap malzemeler üretme çabasında. Bu malzemelerin üretilebilmesi ve enerji harcamadan sıcaklıklarını düşük tutmayı başarmaları hâlinde, yakın gelecekte elektrikli soğutma sistemlerinin rafa kaldırıl- ması gündeme gelebilir. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? A) Bazı cihazların, ortam sıcaklığını çevre sıcaklığından farklı hâle getirdiğine BY Enerji tüketmeden ortam sıcaklığının değiştirilmesi- nin gerçekleştirildiğine C) Gelecekte bugünkü soğutma sistemlerinin alternatif- Jerinin olabileceğine D) Yakın konumlanmış iki ayrı maddenin birbiriyle ISI alışverişi yapabildiğine E) Isıtıcı ya da soğutucuların enerji harcayarak ortam sıcaklığını değiştirdiğine

tonguç kampüs 14. Yeni nesil maaş değil, kariyer peşinde! Bir anket şirketi 15-25 yaş aralığındaki 1250 gençle yaptığı ankette gençlere "maaş ve kariyer" tercihine yönelik sorular yöneltmiştir. Anket sonucunda katılımcıların %55'inin "İş hayatında önceliğim kariyer değil maaştır." cevabını verdiği, %15'inin "İyi bir kariyerim yoksa aldığım maaşın benim için bir anlamı olmaz." görüşünü ifade ettiği, kalan %30'unun da "Maaşım yüksekse kariyer önemli değil." dediği belirlenmiştir. Anket sonuçları, son dönemlerde tekrar gündeme gelen kariyer planlaması açısından hem şirketlere hem de bireylere önemli geri bildirimler sunmuştur. Bu köşe yazısıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Bir araştırmanın sonuçlarına yönelik değerlendirme yapılmıştır. B) İstatistiki verilerin belirli gerçekleri esas aldığı ortaya konmaktadır. C) Toplumun benzer yaş grupları arasındaki bakış açıları kıyaslanmaktadır. D)) Güncel bir konuyla ilgili bireylerin tercihlerine değinilmiştir. E) Kendi içerisinde tutarlı ve yansız olarak kaleme alınmıştır.

ne 15. Kavga etmedi, izah etti. Bağırmadı, konuştu. Hiç kimseyi kırmadı hatta gönül aldı. Sade yaşadı, sade yazdı, sade öldü. Cenaze merasimine devletin en üst kademesi katıldı. Burada bir tezat yok bilakis ders niteliğinde bir manzara var. Çünkü o, çok yönlü bir şahsiyetti. Bos Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Bağlı cümle B) Sıralı cümle D) İsim cümlesi C) Birleşik cümle E) Fiil cümlesi 16. Sevim Hanım patronluk makamını Deniz'e devrettiğinden 18.

Newton'un Alan Turing, daha 16 yaşında Albert Einstein ve kuramlarının karşılaştırmasını özgün bir şekilde yazmış, 23 yaşında ise İngiltere'nin en eski ve köklü okullarından King's College'de gerçekleştirmiş olduğu bitirme tezi pro- jesi ile akademik üyeliğe seçilmiştir. Matematiğin efsane isimlerinden Kurt Gödel'in geliştirmiş olduğu formülleri ye- niden düzenleyerek yazdığı "Hesaplanabilir Sayılar" isimli makalesi ile matematik dünyasında kendini kabul ettirmiş çok önemli bir dehadır. Kendisinin en önemli özelliği sayılar arasında ilişki olarak adlandırdığımız örüntüler konusunda müthiş becerilere sahip olmasıdır. Sayı örüntüleri ve sayı- lar arasındaki ilişkileri kendine özgü bir tarzda yakalayabi- len Turing, hayvanların üstündeki beneklerin ve organların oluşumlarının bir örüntüsü olduğunu düşünerek morfogenez (biçimlenme) çalışmaları gerçekleştirmiş ve bilim dünya- sında fırtınalar koparmıştır. 23. Bu parçadan Alan Turing ile ilgili olarak 1. 21. yüzyılın en önemli matematikçisi olarak tarihe geçmiştir. Bazı bilim insanlarının çalışmalarını inceleyerek bu çalışmaları ileri taşımıştır. III. Uzmanlık alanı, örüntü adı verilen sayılar arası ilişkiler konusudur. II. IV. Doğada ve canlılarda matematiksel bir yapının oldu- ğunu düşünmüştür. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) I ve II B) II ve III D) I, II ve III CI ve IV E) II, III ve IV

su eri an un ki k- la -u Ş a 12. Valery'nin meşhur bir sözü vardır: "Şiir, fikirlerle değil keli- melerle yazılır." Bu söz, şiirsel musikiyi, ritmi yüceltmek için kullanılmış kimilerince. Kimilerince imgeyi, sanatlı söyleyişi baş tacı etmek için. Dillere pelesenk edilen bu sözü kalkan yapanlar, şiir bir şey söylemez noktasına bile varmışlar. Söylecek bir şeyi olmayanlar için şair olmanın zeminini hazırlamış bu söz böylece. Çarpıtılmış, manipüle edilmiş, bağlamından koparılmış bu söz ile şiire de şaire de haksızlık edilmiş ama en çok da yalancı tanık durumuna düşürülen Valery'ye, Valery'nin sözünden şiirin yalnızca fikirlerle yazılmayacağını, fikrin slogana dönüşmesinin şiiri öldüreceğini anlamak varken şiirin düşünceyle bağının olmadığını anlamak ne büyük, ne büyük bir şiir eşkıyalığı! Biz bestesi de güftesi de güzel şarkılar dinlemekten vaz- geçmeyelim. Bu parçanın yazarının aşağıdakilerden hangisini söy- lemesi beklenir? A) Şiir, ne bir doğrular topluluğu ne de bir hakikat haber- cisidir; şiir, nesre çevrilemeyen bir nazımdır. B) Şiirden anlam çıkarmak için onu düzyazıya dönüş- türmek, güzel ötüşleriyle yaz semalarını süsleyen bir kuşu bir lokmacık eti için boğazlamaktır. C) Şiirin kelimelerle yapılmış bir musiki olduğunu bilme- yenlerin şiiri amaç olmaktan çıkarıp araç yapmaları, şiiri öldürür. D) Sanat yoluyla düşüncelerini yaymak isteyenler için şiir değil düzyazı elverişlidir çünkü şiirde ileti, musikinin büyüsü içinde kaybolup gider. E) Şiirde ses ve düşünce bir madalyonun iki yüzü gibi bütünleşir, birinin diğerini yok etmesi kabul edilemez.

01 25. Türkler 12 hayvanlı Türk takvimi, hicri takvim, Celali takvim, Rumi takvim ve miladi takvimi kullanmışlardır. AYT DENEME SINAVI A A Türklerin kullandığı takvimlerin bu kadar çeşitlilik göstermesi aşağıdakilerden hangisiyle ilişkilendirilebilir? guiainne t A) Yazılı kültürlerinin geç oluşmasıyla 18 o M B Türk topluluklarının boylar hâlinde yaşamasıyla 10080 no108 2 C) Farklı kültürlerle etkileşim içinde olunmasıyla and fo siedmunoyib soyud riigi migulay nbrau) fomię D) Takvimlerin başlangıç tarihlerine katkı sağlanmasıyla bemn0200 lig hilisristic EGök Tanrı inancına sahip olunmasıyla hst inimilige sminys 2.Jesu velo svető ud idiped id nebriğilierst gmise xox

3. Bölüm Yardımcı Düş 5. Neden şiir yazar ki insan? Havasızlıktan boğulmak üzere olan evrende nefes alabilmek, yar olabilmek, elinde iyi kötü ne varsa dökebilmek için mi eteklerine? iç dünyasının dışarıyla olan kavgasında anlaşılabilir olma derdi midir kendini kanıtlamak ya da kanatmak? Şairler, görünenin ardındaki gizemleri ortaya çıkararak bize rehberlik mi ederler? Bu sözleri söyleyen kişiye göre şairlerin yazma nedenleri arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Yaşamın bunaltıcılığından sıyrılma Bendini, anlatarak ortaya koyma f Ruhsal durumuyla yaşam arasındaki çatışmayı yansıtma f Yalnızlaşmaktan kurtulma Waşamın, ayrımına varılmayan yönlerini duyumsatma A

TEST 7 € 8. Mimarlığın bir sanat olup olmadığı, sıradan in- sanlar için bile hayli kuşkulu. En iyimser değer- lendirmelere göre bile mimarlık, sanat ile za- naat arasında orta bir yerde. Çünkü mimarlık diğer sanatlara göre zevk ve yararın tam çatal ağzında duruyor. Bir resmin, bir şiirin, sanat dışı amacı yoktur. Oysa mimari barınak amaç- lıdır. Yarar sağlamak, onun en önemli amacı- dır. Güzel olması, yararlı olmasından her za- man sonra gelir. Bu da sanatın özüne aykırıdır. Bu parçanın yazarının aşağıdakilerden hangisini söylemesi beklenemez? Paragrafta Yardımcı Di A) Sanatı geçim aracı hâline getirmek, sana- tin sonunu hazırlamaya çalışmakla birdir. (BYarar sağlamak amacıyla ortaya konan bir yapıtın sanat değeri yoktur. C) Sanat, insanların sadece zevkine seslen- mek için şekil bulan bir çabadır. 9. Şiir, gere olar lant ların bile söz içer bir dille Y D) Sanatçının tek amacı, sanat değeri olan A yapıtlar ortaya koymaktır. R G E) En üstün sanat yapıtı, güzel olmanın ya- 1 ninda insanların bir gereksinimini de kar- şılayan yapıttır. YAYINLARI Bu çık A) B) D) E)

Güneş ufuktan yavaş yavaş batıyordu. Ortalığı koyu bir kızıllık kaplamıştı. Saçlarımız deniz kokuyordu. Ortalık serinlemişti. Yemeklerimizi yedikten kısa bir süre sonra üşümeye başladık. Üşüyünce ateşten uzaklaşmak gerekir, derler. Biz tam tersi şömineye yaklaştık. Günün yorgunluğu kuru odunların çıtırtısıyla birleşince uyku bastırdı. Yukarıdaki metinde anlatımı etkili kılmak için aşağıdaki duyulardan hangisinden yararlanılmamıştır? 1 2 3 4 5 İşitme Tatma Koklama Dokunma Görme

9. Dolmabahçe sarayına gelmiştik. Gerçekten çok heyecanlıydım. İstanbul'un Beşiktaş ilçesinde yer alıyordu, ulaşımı ise son derece kolaydı. Hemen gezmek istiyordum. Her yeri adeta tarih kokuyordu. İlk olarak öğrendim ki Abdülmecid Han tarafından yaptırılmıştı. Dolmabahçe Sarayı'nın mimarı ise Balyan ailesidir. Dolmabahçe Sarayı'na giriş için öncelikle iki büyük saltanat kapısından geçmek gerekiyor. Sonrasında sarayın içinde 6 tane daha kapı bulunmaktadır. Saray içerisinde 1 adet asansör bulunmaktadır. 43 salon, 600 metrelik rihtimi, 285 oda ve 6 hamamı vardı. Dolmabahçe Sarayı'nda Türklere özgü sanat motifleri de bulunmaktaydı. Sarayın dış cephesi oldukça sade ve özgündü iç mimarisi ise oldukça renkli, gösterişli, ve oldukça çekiciydi. Dolmabahçe Sarayın iç mimarisi ise rengârenk farklı çiçek motifleriyle süslenmiş idi. Her desen ve renklerden kaplanmıştı. Yukarıdaki metnin edebi türünü yazınız.(10p) Bu metnin türü gezi yazısıdır. Verilen cümlede yanlış verde jonlış yerck sözcük kullanımı vardı 10. "Çok telefonla ilgilenen kişiler mutlaka sirt ve boğrisi çekerier." cümiesindeki anlatım bozukluğunu düzeltiniz.(10P) Telefonla çok ilgilenen kişiler mutlaka boyun ve sirt oğinist cekerler. Olmoli G SINAV KOMİSYONU Sa GAMZE KARAKAYA GÜNDÜZ (AYIRTMAN) (Aseres. ASLI TUNÇ BORAN (AYIRTMAN GÖKHAN GÜRSOY (AYIRTMAN) Kolmes Batten CEBRAİL DURNA dil ald