Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

3. "Sanat toplum için mi olmalı, sanat için mi olma- li?" sorusu yıllar önce Fransa'da tartışılırken şu sonuca varılmış: Bir adam çıkıp da ben Miche- langelo kadar mükemmel heykeller yapıyorum derse ona sorulacak tek soru heykellerini göre- bilir miyiz, olacaktır. Yani her sanat eseri topluma ya da bir kitleye sunulur ve çağın kültüründen, gündeminden mutlaka etkilenir. Benim sanatım tiyatro ve mizah, ben bunları topluma sunarım onlar değerlendirir. Bu işler hep böyledir. Bu parçadan çıkarılabilecek en genel yargı aşağıdakilerden hangisidir? A Büyük sanatçı olduğunu iddia edenlerin bunu eserleriyle ortaya koyması gerekir. B) Tüm sanat eserleri herhangi bir düşünce ta- rafından beğenilsin diye oluşturulur. CEleştiri yapacak kişiler, eleştirmenler değil; eserin sunulduğu grup olmalıdır. D) Sanatın hangi amaçla yapıldığının sanatçı- lar açısından hiçbir önemi yoktur. E) Sanatın hangi ilkeyle, hedefle yapıldığı ese- rin sunulduğu grup tarafından belirlenebilir.

5. Yeni bir sanat akımı yaratacak sürecin nasıl olması gerekti- ğine dair çeşitli görüşler var. Bu görüşlerden birine göre ye- ni bir sanatsal çalışma kabul görmek istiyorsa mevcut bir akımdan biraz farklılaşarak ortaya çıkmalıdır. Yani mevcut akımlara kopya denecek kadar benzemediği gibi onlardan tamamen kopuk da olmamalıdır. Genel Tarama Aşağıdakilerden hangisi bu parçada aktarılan görüşü destekleyen bir örnek olabilir? A) Toplumcu şairler, sembolist sanatçıların hayattan ve ger- çeklikten uzak şiir anlayışına karşı çıkmışlardır. B) Fecriati sanatçıları, içinden çıktıkları Edebiyatıcedide'yi, Batı'yı yeterince anlamamakla eleştirmişlerdir. C) İkinci Yeni şairleri, sürrealist yöneminden etkilendikleri Garipçileri, şiiri basitleştirdiklerixçin suçlamışlardır. DY Yedi Meşaleciler, kuru bir memleket edebiyatı yapmak- la eleştirdikleri Beş Heceofleri aşamadan dağılmışlardır. Tanzimat sanatçıları, toplum sorunlarını gündeme getir- dikleri eserleriyle divan edebiyatı sanatçılarından ayrılır. meşin yılda 300 gün sü **

B TÜRKÇE TEST 30. Ülkemizde mevcut demir madeni sahalarında demir cevheri oldukça azalmış, bazı sahalarda ise cevherin derinlere inmesi nedeni ile üretimler durdurulmuştur. Artan demir cevheri ihtiyacına karşılık ne yazık ki üre- timler her yıl görünür miktarda azalmaktadır. Demir Çelik Fabrikalarımızın yıllık yaklaşık 10 milyon ton cev- her ihtiyacına karşılık yurt içinde 5 milyon ton cevher üretilmektedir. Yurt içi demir cevheri üretimi entegre tesislerin cevher ihtiyacının ancak %50'sini karşılaya- bilmekte ve her yıl milyonlarca dolarlık cevher ithal edilmektedir. Bugünkü görünür cevher rezervi, Tür- kiye'nin yaklaşık 15 yıllık ihtiyacını ancak karşılayabi- lecektir. Bu durum karşısında demir cevheri arama- ları ülkemizin ekonomik durumu açısından büyük önem arz etmektedir. Bu parçadan "demir cevheri" ile ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisi çıkarılamaz? Çıkarılmasındaki zorluklar üretimi olumsuz etkile- mektedir. B) Türkiye'deki üretim miktarı ihtiyaç miktarının üs- tüne çıkamamaktadır. Demir cevheri ithalatı, yurt içi üretimin yarısı ka- dardır. D) Yeni cevher alanlarının keşfi, ithalatı azaltmak adı- na önemlidir. Ülke içi üretim miktarında her geçen yıl düşme yaşanmaktadır. YAYIN 32 B Ç m ri Ç Ö n Č ti is

B DİLİ VE EDEBİYATI-SOSYAL BİLİMLER-1 BİLGİ SARMAL "1-24), Tarih (25-34), Coğrafya (35-40) alanlarına ait toplam 40 soru vardır. Edebiyatı-Sosyal Bilimler-1 Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz. mun geçirmiş in değişmesi, akaların yaşa- gelecek yeni min sanatçısı nuları-gözlem izople. göre düzenle- âyesini yaza- Sait Faik'in nde kaldığını Sportajlarının öykülerinin dayanır. Sait im gibi gele- Orleştirmiştir. tarz hikâye: âyedir. la ilgili ola- yaşamına oluşturdu- na juna B L G 1 5 A B B M A L 2. Öğrencilerden ders çalışmanın dışındaki uğraşlarından ve hobilerinden söz etmeleri istenir. Ridvan, kaleme kâğıda sarılır ve şunları yazar: "Günlük ve haftalık programımıza uygun biçimde-ders- lerime çalışırım. Cumartesi günü benim derslerimle ilgili eksiklerimi giderme günümdür. Pazar gününü arkadaş- larımla basketbol ya da kültür merkezindeki koroda şarkı söyleyerek geçiririm. Uzun süreli tatillerimde ise bazen denize bazen yaylaya çıkıyorum. Yüzmeyi ve yürümeyi çok seviyorum." Öğrenciye verilen tavsiye: "---- " Öğretmenin tavsiyesinden sonra Ridvan, aynı cümleleri aşağıdaki gibi düzenler: "Günlük ve haftalık ders programima harfiyen uyarım. Cumartesi günü eksik olduğunu düşündüğüm konularıma ağırlık veririm. Pazar gününü bazen basketbol oynayarak bazen de kültür merkezindeki koroda şarkı söyleyip değer- lendiririm. Uzun süreli tatillerimde ise denize gidiyorum ya da yaylaya çıkıyorum. Yüzmek ve yürümek, hayatımın bir parçası." Bu parçadan hareketle öğrenciye verilen tavsiye aşağı- dakilerden hangisidir? A) Birden fazla özneyi veya tümleci ortak eylemlere ve eylemsilere bağlarken uyum problemi olup olmadığını denetle B) Anlatmak istediklerini zorlama benzetmelerle anlaşıl- maz hale getirmekten uzak dur C) Hobilerini anlatmanı isteyen birine asli görevlerini anlatma çabasına girmen yanlış D) Anlattıklarının inandırıcı olması için pekiştirich ifadeler- den yararlanman gerekir E) Neden-sonuç ilgisi ile açıklamadığın hükümler, bir değer taşımaz, bu ayrıntıya dikkat et DOO 666 60 86 00 YADI (A HA 36

Birleştirme, Cümle Tamamlama +- 8. Dostunuzdan ayrı düştüğünüzde üzüntüye kapıl- mayın çünkü dostunuzun en beğendiğiniz yanı, ondan uzak kaldığınızda daha bir belirginleşir. - Yukarıda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? A) Tıpkı güneşin en sıkıntılı anlarımızda bizi isit- ması gibi... B) Tipkı dağın, tırmanana değil; ovadan bakana daha açık ve görkemli görünmesi gibi... C) Tıpkı bizi kuşatan çılgın bir fırtınadan kurtul- mamız gibi... D) Tıpkı kendi gül bahçemizde bir an uykuya dal- mak gibi... E) Tıpkı kimsesiz bir çocuğa yardıma koşmak gibi...

2. Eskiler ---." derdi. Bu söz, aynı zamanda "ev" ile "kişilik" arasında doğrudan bir ilişki olduğu anla- mına gelirdi. Nitekim eski evler hep sahiplerinin adıyla anılır; bu nedenle eve gösterilen özen, ki- şiye verilen değerle bütünleşirdi. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Ev alma komşu al. B) Adan yatağından belli olur. Yurdun otlusundan kutlusu yeğdir. Ev sahibinin bir evi, kiracının bin evi var. Evine göre pişir aşını, erine göre bağla başını, TYT-Türkçe 5. Rom kad nab yak Bu BE ak m

B CAP/TYT-2/Türkçe Testi B 37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap- layınız. Hayatım, senin hayatın olmadan bir hiç olduğu için öte- kinin kendi hayatını sürdürme ve yaşama hakkı, beni kaçınılmaz olarak ilgilendirmektedir. Çünkü beden, her zaman için kendinin dışında bir bedendir, başkalarının dünyasında, kendisinin denetleyemediği bir uzamda- dır. Başkalarıyla karşılaşmam ve hayatımın devam edişi, temelde bu bedenin içinde yaşadığı toplumsal ve siyasal ağlar tarafından ne denli desteklendiğine bağlıdır. Başkaları tarafından nasıl görüldüğüme ve gördüğüm muameleye, bu gözlem ve muamelenin bu hayatı nasıl kolaylaştırdığına ya da nasıl yaşanılmaz hâle getirdiğine bağlıdır. Beden bir yandan hayatta kalmamın koşulu iken bir yandan da hayatımı ve ha- yatta kalabilirliğimi tehlikeye atan şeydir. Dolayısıyla salgın günlerinde kaçınılmaz olarak deneyimlediğimiz şey aynı zamanda bedenli varlıklar oluşumuzdur. Paragraf 37. Bu parçada geçen "beden, her zaman için kendinin dışında bir bedendir" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Kendine has özellikleri olan insan, diğer insanlar tarafından olduğu gibi kabul edilmezse kendini dış- lanmış hisseder. 39 40. sor layınız. Toplumların besteyen un alıcı ve ese olmuştur. N üretim ve zaman ese Aynı zam beklentiye beğeni ka Bu durum düşünül dan son dönem edilme nu bes B) İnsanın kendini algılayıp bilmesinin dışında bir de diğer insanlar tarafından kontrol edemediği bir al- gılanışı vardır. C) insanlar diğer insanları kendi dünya görüşlerine göre yargılar ve onları bu doğrultuda değiştirmeye çalışırlar. D) Güzellik göreceli olduğu için insan bedeni herkese göre farklı değerlendirilir, beğenilir ya da beğenil- mez. popogra 39. Bu F boy dak CAP E) İnsanın dış görünüşü diğer insanlara onun düşünce- leri, duyguları, zevkleri hakkında doğru bilgi vermez. (A) B) C 40.

----. Son zamanda onun gerçeküstücü öyküler yazdığını kabul etsek bile o öykülerinde de insanın yer aldığını; öykülerin, insan odağında yazıldığını söylememiz gerekir. İnsanın toplum içindeki olayların ve durumların dışında da bir yaşantısı elbette vardır. Sait Faik, insanı insan olarak almış ve toplumsal çatışmaların, sınıf kavgalarının dışında değerlendirmiş; insanın sorunlarını bu gibi kavgaların ve olayların dışında öyküleştirmiş, kişileştirmiştir. Ona göre, "İnsanı sevmekle başlar her şey." Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Sait Faik eserlerini, insanların sorunlarını anlatmada bir araç hâline getirmiştir B) Çehov tarzı öykücülüğün en önemli ismidir Sait Faik e Sait Faik, her şeyden önce insanın öyküsünü anlatmıştır D) Öyküleriyle farklı yaşam tarzlarını evimize kadar getirmiş bir sanatçıdır Sait Faik E Sait Faik'in tek tip öyküler yazdığını söylemek mümkün değil

4. Kâğıt üretiminden önce yazılar, taşlar üzerine yazılmıştır. Daha sonra ağaç kabukları, yapraklar ve fil dişi, yazı yazmak için kullanıldı. Kurutulmuş hayvan derileri, mum kaplanmış tahta parçaları, kil tuğlaların da yazı yazmak için kullanıldığı bilinmektedir. İlk kâğıt MÖ 2500-2000 yılları arasında, Nil Nehri kıyılarında büyüyen uzun saz ağaçlarından yapılmıştır. Buna "papirüs" adı verilmiştir. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı vardır? A) Kâğıt ilk nerede üretilmiştir? B) Kâğıt nasıl üretilmektedir? C)Yazı ilk nerede kullanılmıştır? DYazıyı kim bulmuştur? E "Papirüs" adı nereden gelmektedir? PARAGRAF

LUM 4 1. İki nesne, birbiri üzerine "kütle çekim" olarak bilinen bir çekim kuvveti uygular. Isaac Newton, üç hareket yasasını formüle ettiğinde iki nesne arasındaki kütle çekiminin niceliksel ifadesini yazmış oldu. İki cismi birbirine çeken kuvvet, cisimlerin kütlelerine ve birbirlerinden ne kadar uzak olduklarına bağlıydı. Dünya'nın merkezi sizi kendine doğru çekerken bile sizin kütle merkeziniz de Dünya'yı kendine doğru çekiyordu. Kütlesi çok büyük olan Dünya, sizin uyguladığınız çekimi çok hafif hissederken siz çok daha küçük kütleli olmanız nedeniyle Dünya'ya bağlı kalıyordunuz. Yine Newton'ın yasaları; kütle çekimin, cisimlerin kendi içlerinden kaynaklandığını ve belirli bir uzaklığa kadar etki edebildiğini varsayıyordu. Bu parçadan Newton'ın Kütle Çekim Yasası ile ilgili, 1. Bir elmanın; dalından koptuktan sonra yere düşmesini sağlayan şey, elmanın kütlesinin Dünya'nın kütlesinden küçük olmasıdır. + II. Bir insanın Dünya üzerindeyken yaşadığı kütle çekim Ay üzerindeyken yaşayacağı kütle çekimden daha büyüktür. III. Büyük bir boşlukta duran ve kendisinden daha büyük bir cismin kütle çekimine maruz kalmayan bir insan, yakınındaki cisimleri kendisine doğru çeker. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve Il E) I, II ve III C) Yalnız III ESEN YAYINLARI

12. (1) Kimi zaman, okurların okuma tercihlerini dinleme fırsatı buluyoruz. (II) Yazarın hayal gücüne dayalı romanlardan, hikâyelerden çok, gerçeğe dayalı kitapları tercih ediyor çoğu okur. (III) Bu tercih, bana göre gerçek olayları, gerçek kişileri mitolojiye dönüştürme eğilimini, arzusunu barındırıyor içinde. (IV) Mitolojiler, Eski Yunan'da geçmişte söylenenlerin tekrar edilmesi gibi bir anlam barındırmaktayken zamanla efsane anlamı kazanmıştır. (V) Konu olarak tanrıları, kahramanları ve doğaüstü varlıkları konu alan anlatılardır. (VI) Uyumlu bir sistem içerisinde düzenlenmişlerdir ve çoğunlukla geleneksel sözlü aktarım yoluyla yayılarak canlı kalırlar. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? A) II B) III C) IV D) V E) VI

7. Araştırmacı sanat eleştirisi yönteminde şu aşamalar bulunmaktadır: Betimleme (Tanımlama): Eserin üzerinde barındırdığı tüm ögeleri tek tek ortaya koyarak açıklama aşamasıdır. Bu aşamada herhangi bir duyguya yer verilmez sadece imgeler ortaya konulur. Bu aşamada eser üzerinde görülen her şey tarafsızca sıralanır. Çözümleme (Analiz): Sanat eserinin düzenlenmesi ya da imgelerin eser içinde organize edilmesi, temel sanat tasarım ögeleri ve ilkelerinin sanat eserinde nasıl kullanıldığının analiz edilerek çözümlenmesidir. Nesnel bir yaklaşım söz konusudur. III. Yorum: Sanat eserinin yapıldığı dönem ve sanat yapısı dikkate alınarak kullanılan renkler ve temadan hareketle sanat eserinde anlatılan fikir, duygu ve psikolojik sebeplerin incelenip sanat eseri üzerinde bir değerlendirmeye varılması. IV Yargı: Sanat eseri hakkında betimleme, çözümleme, analiz, yorum aşamalarında elde edilen tüm verilerin birleştirilerek eleştirmenin kendi yorumunu da katarak durumu bir sonuca ulaştırmasıdır. Buna göre aşağıdakilerden hangisi bir sanat eserinin eleştirilme sürecinde karşılaşılabilecek olası cümlelerden biri değildir? A) Bu resimde iki kelebek var; bunlar, kanatları açık vaziyette uçuyorlar. Gökyüzünden ve uzaktaki uçsuz bucaksız çöl görünümünden dolayı manzaranın dışarıda olduğu anlaşılıyor. Resimde turuncu ve mavi renk çok yoğun olarak kullanılmış. Sanırım bu, genel olarak ilginç ve özgün bir resim. EX Eser, çağdaşları arasında sağlam bir yer edinecek.

25. Hayata dair her şey. şairin yazdığı şiiri belirleyebilir. Okuduğu kitap, seyrettiği film, yaşadığı olaylar, hayalle- ri, umutları... Bununla birlikte hiçbir şiir, başlı başına yeni ve özgün sayılmaz. İçinde yaşadığımız çağa kadar ya- ratılmış bütün şiirler, kendi aralarında bir düzen ve bütün oluşturur. Bu bütün ve düzen sayesinde ortaya konmuş son şiir, bütünün de yeniden tanımlanmasını sağlar. Yeni eserin yaratılmasından önce eski bütünü oluşturan eserler, kendilerine son yazılanın katılmasıyla, en son hâline bürünür. İşte, buna şiir mirası diyoruz. Bu parçada şiirle ilgili anlatılmak istenen aşağıdaki- lerin hangisidir? 26. Aşağıdaki parg onun asıl ama maktir dü A) Her şiir, kendisinden önce ortaya konmuş birikimin üzerinde şekillenir. A) Cahit K yarlı c B) Şiiri oluşturan unsurlar, şairin içinde bulunduğu ko- şullara göre belirlenir. C) Bir şairin son şiiri, kendisinden önceki yazılanlarla belli bir uyum sergiler. D) Yeni şiir yoktur; her şiir, kendisinden sonra yazılana nispetle, eski kalır. m B) E) Şairler yeni bir şey yazmaz, var olanı yeni kurguyla yeniden ortaya koyar.

yüzyıl- a süre- a tapı- eme, B a en arih I ve ini- gin m- B B B 30. Bilim, eskiden seçkinlere özgü bir etkinlik olarak görü- lürdü. Son zamanlarda bilimle halkı birbirine bağlayan bir köprü olan "bilim iletişimi" çok önemsenen bir alan haline geldi. Bilim iletişimi sayesinde toplumun geri ka- lanı ile bilim, çeşitli yöntemler aracılığıyla buluşturuluyor. Son 30 yılda bilim insanlarıyla halk arasındaki maka- sin giderek artan bir ivmeyle kapandığı görülüyor. Bilim, sıradan insanın anlamakta zorlandığı alan olmaktan, uğraştığı bir alana dönüşüyor çünkü son yıllardaki baş döndürücü teknolojik ilerleme halkla teknolojiyi iç içe ge- çirdi. Bilim ve teknolojideki gelişmeler toplum yaşamının içinde, hemen hemen her alanda önemli bir yere sahip olmaya başladı. 32. Burası, en nabilir, Ka Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Bilimin seçkinlere özgü bir etkinlik olduğu görüşü, günümüzde geçerliliğini yitirmiştir. B) Sıradan insanlar içinden de bilim ve teknolojiye yat- kın insanlar ortaya çıkmıştır. C) Bilim iletişimi, bilimin halktan kopuk olmasının yan- lışlığı üzerine temellendirilmiştir. sobalarım zekler k guk, bi her k kuş D) Teknolojik gelişmelerde halkın beklentileri de dikkate alınmaya başlanmıştır. E) Bilimle halk arasındaki mesafe, son zamanlarda hızla azalma eğilimine girmiştir. B

TURKÇE ikle de Glama- m için müzü, hiçbir en baş erveti- . Öyle yaşa- çevri- labilir, sıkılır, gisini e ha- mizin Eden bile- erip niş- der- byle ğu- de birli ÇİTA YAYINLARI 35 ve 36. soruları aşağıdaki parçaya göre yanıtlayınız. Şair dediğimiz kişi; kuşkusuz doğa, toplum ve insan sorunlarına bilim insanlarından farklı bir şekilde bakıp yorumlamaya çalışır. Bu da var olana "Acaba?" soru- suyla, kuşkuyla yaklaşmayı gerekli kılar. Bir çocuk nasıl her şeyi sorular sorarak anlamaya çalışıyor ve kendince bir dünya kuruyorsa şairin yaptığı da bir bakıma buna benzer. Değil mi ki sözcükler en çok çocukları ve şairleri sever. Var olanı kendi özgün diliyle yeniden yorumlamak ister, şiirlerini bu şekilde kurgular; şair olmak bunu ge- rektirir. 35. Bu parçadan şairlerle ilgili, I. Sorgulayıcı ve şüpheci bir tutum sergilemek II. Var olanı kendine özgü bir üslupla aktarmak L III. Salt insan sorunlarına yönelik eserler yazmak çıkarımlarından hangileri yapılabilir? A) Yalnız I B) Yalnız II DI ve III CI ve II EI, II ve III

TÜRKÇE "İşte dü- yorulacak an!" diye- nsızlık ge- yürümek, iş ve ona dan yapa- bu evre- amaması kısıtlayıcı açar. Ço- ku duyar. uk ileride man birine ci olur. ulan dü- sel etkin- erini vic- rinin ha- temeden yan ço- KÖzellik- hareket ekli göz- areketler çocuğa milan bil- çıkarılıp ydedilen Kodlama mboller- lir. Tıpkı ümlerde bölüm- otoma- ÇİTA YAYINLARI 2 25. Modernleşme, geleneksel toplumların modern toplum- lara dönüşme sürecini; bu süreçte yaşanan bilimsel, ekonomik, teknolojik, endüstriyel, demografik ve politik değişimleri ifade eden bir kavramdır. Siyasal alanda de- mokrasinin temel kurum ve ilkeleriyle egemen olması, ekonomik alanda kapitalist üretim tarzının yerleşmesi, sosyal alanda kentleşme ve altyapı hizmetlerinin yaygın- laşması, haberleşme teknolojilerinin gelişmesi, gelenek- sel ilişkilerin çözülmesi modernleşmenin göstergeleridir. Modernleşmede; bilim, teknoloji, ekonomi vb. alanlarda daha ileri kabul edilen ülkelerin etkisi çok fazladır. Bu nedenle modernleşme daha ziyade gelişmiş ülkelerdeki yeniliklerin taklit edilmesi ya da benimsenmesi esasına dayanır. Daha çok yönetici elitler tarafından gerekli gö- rülen planlı bir toplumsal değişmedir. Bu değişim hem olumlu hem olumsuz olabilmektedir. Modernleşme sü- recinde az gelişmiş ülkelerin, ileri derecede endüstrileş- miş ülkeler modeline uygun biçimde değişmesi küresel- leşme olgusunu ortaya çıkarmaktadır. Bu parçada "modernleşme kavramı" ile ilgili aşağıda- kilerden hangisi söylenemez? Sonuçtan ziyade, bir geçiş sürecini ifade ettiği Tek bir alanda değil birçok alanda göstergesinin.ol- duğu Gelişmiş ülkelerdeki yeniliklerle ilişkilendirildiği D) Toplumun bir kesimi tarafından planlı yapıldığı EDKüreselleşme olgusuyla birlikte hız kazandığı 26. II. Dünya Savaşı, birincisine oranla her yönüyle daha kapsamlı ve yıkıcı oldu. Tüm dünya devletleri ve top- lumları, altı yıl boyunca savaşa dâhil olsun veya olmasın savaştan olumsuz etkilendiler. Sadece savaş sırasında değil savaştan sonra da bu etkiler devam etti. Ulusla- rarası arenada barış ortamı oluşturma ve savaşın sebep pormo onbaları sonucsuz kaldı. Küresel