Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

8. Asık suratlı insanlardan hoşlanır mısınız desem tabii bana gülersiniz. Zaten ben de biraz gülmeniz için söze
böyle başladım. Güler yüze ve gülmeye dair olan bu konuşmayı asık suratla dinlemenizi istemem tabii. Ko-
nuşurken söze başladığınız sırada karşınızdakinin kaşlarını çattığını, asık bir suratla sizi dinlediğini görürseniz
konuşmak hevesiniz kırılır. Lafı kısa kesip bu tatsız sohbeti bir an önce bitirmeye bakarsınız. Bir de karşınız-
dakinin sizi güler yüzle dinlediğini hatta araya biraz da tatlı söz karıştırarak sohbete renk verdiğini görecek
olsanız konuştukça konuşacağınız gelir. Güler yüz her şeyden önce insana cesaret verir. Çünkü güler yüzlü
insanlar her hatayı hoş gören, affeden insanlardır.
Aşağıdaki metinlerden hangisi bu metnin ana fikrine en yakındır?
A) Hayata dayanmanın en emin çaresi hayatı sevmektir. İnsan bir kere hayatı sevince onun bütün sıkıntılarına
katlanır, zorlukların hiçbiri ağır gelmez. Sizi çok seven anneniz nasıl sizin yüzünüze hep gülerek bakarsa siz
de hayata öyle güler güzle bakarsınız. Etrafnızdaki insanlara neşe verir, hayatın bir kat daha güzelleşmesine
hizmet edersiniz.
B) Dünyada ilk adımlarını yeni atmaya başlamış bir çocuğa herkes güler yüzle bakar. Onun her kusuru yapa-
bileceğini ve bütün bu kusurların affedilmeye layık olduğunu önceden kabul ettiğimiz için çocuk karşısında
gülümser bir yüz takınırız. Olgun insanlar yalnız çocuklara değil, herkese affedici, kusura pek aldırmayıcı bir
yüzle bakarlar. Bu dünya öyle çatık kaşla dolaşmaya, şunun bunun kalbini kırmaya değer bir dünya değildir.
Onun için güler yüzlü insanlar arasında yaşayanların hayatı daha tatlı geçer.
C) Bazı kimseler vardır, sanki Allah onlara gülmeyi yasak etmiştir. Gülümsemeyi aklı başında adamın ciddiliğini
bozan bir hâl sayarlar. Yüz göz olmasınlar diye çocuklarına gülmezler, saygısız demesinler diye komşula-
rına gülmezler. Kaşları sanki demirden çatılmıştır. Çalışırken çatık, konuşurken çatıktırlar. Hatta kendilerine
ettikleri zulüm yetmiyormuş gibi gülenlere de kızarlar.
D) Filozof Alain, hiddetin bir hastalık olduğunu söyler. Hem de hiddeti öksürüğe benzetir. Nasıl öksürük bir
gıcıkla gelirse hiddet de öyledir. Bir kere başladı mı bir kere ile kalmaz; iki de bir öksürdüğünüz gibi ikide bir
de hiddetlenir, sağa sola çatarsınız. Bu hastalığın bir tek tedavisi vardır. O da gülmeye alışmaktır.
n
66
S
t
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
8. Asık suratlı insanlardan hoşlanır mısınız desem tabii bana gülersiniz. Zaten ben de biraz gülmeniz için söze böyle başladım. Güler yüze ve gülmeye dair olan bu konuşmayı asık suratla dinlemenizi istemem tabii. Ko- nuşurken söze başladığınız sırada karşınızdakinin kaşlarını çattığını, asık bir suratla sizi dinlediğini görürseniz konuşmak hevesiniz kırılır. Lafı kısa kesip bu tatsız sohbeti bir an önce bitirmeye bakarsınız. Bir de karşınız- dakinin sizi güler yüzle dinlediğini hatta araya biraz da tatlı söz karıştırarak sohbete renk verdiğini görecek olsanız konuştukça konuşacağınız gelir. Güler yüz her şeyden önce insana cesaret verir. Çünkü güler yüzlü insanlar her hatayı hoş gören, affeden insanlardır. Aşağıdaki metinlerden hangisi bu metnin ana fikrine en yakındır? A) Hayata dayanmanın en emin çaresi hayatı sevmektir. İnsan bir kere hayatı sevince onun bütün sıkıntılarına katlanır, zorlukların hiçbiri ağır gelmez. Sizi çok seven anneniz nasıl sizin yüzünüze hep gülerek bakarsa siz de hayata öyle güler güzle bakarsınız. Etrafnızdaki insanlara neşe verir, hayatın bir kat daha güzelleşmesine hizmet edersiniz. B) Dünyada ilk adımlarını yeni atmaya başlamış bir çocuğa herkes güler yüzle bakar. Onun her kusuru yapa- bileceğini ve bütün bu kusurların affedilmeye layık olduğunu önceden kabul ettiğimiz için çocuk karşısında gülümser bir yüz takınırız. Olgun insanlar yalnız çocuklara değil, herkese affedici, kusura pek aldırmayıcı bir yüzle bakarlar. Bu dünya öyle çatık kaşla dolaşmaya, şunun bunun kalbini kırmaya değer bir dünya değildir. Onun için güler yüzlü insanlar arasında yaşayanların hayatı daha tatlı geçer. C) Bazı kimseler vardır, sanki Allah onlara gülmeyi yasak etmiştir. Gülümsemeyi aklı başında adamın ciddiliğini bozan bir hâl sayarlar. Yüz göz olmasınlar diye çocuklarına gülmezler, saygısız demesinler diye komşula- rına gülmezler. Kaşları sanki demirden çatılmıştır. Çalışırken çatık, konuşurken çatıktırlar. Hatta kendilerine ettikleri zulüm yetmiyormuş gibi gülenlere de kızarlar. D) Filozof Alain, hiddetin bir hastalık olduğunu söyler. Hem de hiddeti öksürüğe benzetir. Nasıl öksürük bir gıcıkla gelirse hiddet de öyledir. Bir kere başladı mı bir kere ile kalmaz; iki de bir öksürdüğünüz gibi ikide bir de hiddetlenir, sağa sola çatarsınız. Bu hastalığın bir tek tedavisi vardır. O da gülmeye alışmaktır. n 66 S t
Penguen, güney yarım kürede yaşayan bir kuş türüdür.
Yaygın inanışın aksine bu kuşlar yalnızca Antarktika
gibi soğuk bölgelerde yaşamazlar. Penguenler, gruplar
hâlinde yaşamayı seven hayvanlardır. En büyük cinsi
"imparator penguen"dir. Bu hayvanın boyu 1,1 metreyi
ağırlığı ise 30 kilogramı bulur. En küçük cinsi ise 35-40
cm boylarında ve 1 kg ağırlığında "küçük mavi penguen"-
dir. Uçamayan, dimdik durabilen, karlar üstünde göğüs-
leri üzerinde kayabilen, çok iyi yüzücü olan perde ayaklı
deniz kuşları olarak bilinirler. Yumurtlamak için karaya
çıkarlar. Mürekkep balığı, kabuklu canlı ve balık avlaya-
rak beslenirler. Ömürleri 30-35 yıl arasında değişmekte-
dir. On yedi çeşidinin olduğu bilinmektedir. Güney Kutup
penguenleri 40°C olan vücut ısılarıyla -40°C'lik Antarktika
soğuğuna uyum sağlarlar. Vücutlarındaki tüy, yağ, bol be-
sinlerden elde ettikleri enerji ve kontrol mekanizmalarıyla
80°C'lik ısı farkına tahammül ederler. Kanatları uzun telek
tüylerinden yoksun olup kırılmadığı için uçmaya yaramaz.
Buna karşılık yüzmede çok kuvvetli yüzgeç vazifesi gő-
rürler. Buzlar üzerine sıçrayabilir ve çok iyi kayabilirler.
Penguenler, günde ortalama 140 defa suya dalarlar.
Bunun ancak yüzde onunda av yakalayabilirler. Tüy dip-36. Bu parçada penguenlerle ilgili aşağıdakilerin hangi-
leri deriye yakın kısımda ısıya karşı yalıtkan bir iç tabaka
meydana getirerek vücudu soğuktan emniyetle korur. Ku-
luçka dönemlerinde bazı türler, dört aya yakın bir zaman
açlığa dayanabilir. Bu süre boyunca ağırlıkları yarı yarıya
düşmektedir. Penguenler, insandan kaçmadıkları için
yağlarından istifade etmek isteyen kimseler tarafından
çok miktarda avlanarak tüketilmektedir. Çıkarılan kanun-
larla nesilleri korunmaya çalışılmaktadır. Dünyanın birçok
hayvanat bahçesine de uyum sağladıkları görülmektedir.
sine değinilmemiştir?
A) Birçok dalış yapmalarına rağmen dalışlarının çok
azında avlanabildiklerine
BInsanlardan kaçmadıkları için bazı insanların onları
yağları için avladıklarına
On yedi türünün olduğuna ve en büyük ile en küçük
cinsinin fiziksel özelliklerine
DYDünyanın her bölgesindeki yaşam koşullarına uyum
sağlayan bu canlıların balıkla beslendiklerine
Kendisini düşük ısıya karşı koruyacak fiziksel özelliğe
sahip olduğuna
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Penguen, güney yarım kürede yaşayan bir kuş türüdür. Yaygın inanışın aksine bu kuşlar yalnızca Antarktika gibi soğuk bölgelerde yaşamazlar. Penguenler, gruplar hâlinde yaşamayı seven hayvanlardır. En büyük cinsi "imparator penguen"dir. Bu hayvanın boyu 1,1 metreyi ağırlığı ise 30 kilogramı bulur. En küçük cinsi ise 35-40 cm boylarında ve 1 kg ağırlığında "küçük mavi penguen"- dir. Uçamayan, dimdik durabilen, karlar üstünde göğüs- leri üzerinde kayabilen, çok iyi yüzücü olan perde ayaklı deniz kuşları olarak bilinirler. Yumurtlamak için karaya çıkarlar. Mürekkep balığı, kabuklu canlı ve balık avlaya- rak beslenirler. Ömürleri 30-35 yıl arasında değişmekte- dir. On yedi çeşidinin olduğu bilinmektedir. Güney Kutup penguenleri 40°C olan vücut ısılarıyla -40°C'lik Antarktika soğuğuna uyum sağlarlar. Vücutlarındaki tüy, yağ, bol be- sinlerden elde ettikleri enerji ve kontrol mekanizmalarıyla 80°C'lik ısı farkına tahammül ederler. Kanatları uzun telek tüylerinden yoksun olup kırılmadığı için uçmaya yaramaz. Buna karşılık yüzmede çok kuvvetli yüzgeç vazifesi gő- rürler. Buzlar üzerine sıçrayabilir ve çok iyi kayabilirler. Penguenler, günde ortalama 140 defa suya dalarlar. Bunun ancak yüzde onunda av yakalayabilirler. Tüy dip-36. Bu parçada penguenlerle ilgili aşağıdakilerin hangi- leri deriye yakın kısımda ısıya karşı yalıtkan bir iç tabaka meydana getirerek vücudu soğuktan emniyetle korur. Ku- luçka dönemlerinde bazı türler, dört aya yakın bir zaman açlığa dayanabilir. Bu süre boyunca ağırlıkları yarı yarıya düşmektedir. Penguenler, insandan kaçmadıkları için yağlarından istifade etmek isteyen kimseler tarafından çok miktarda avlanarak tüketilmektedir. Çıkarılan kanun- larla nesilleri korunmaya çalışılmaktadır. Dünyanın birçok hayvanat bahçesine de uyum sağladıkları görülmektedir. sine değinilmemiştir? A) Birçok dalış yapmalarına rağmen dalışlarının çok azında avlanabildiklerine BInsanlardan kaçmadıkları için bazı insanların onları yağları için avladıklarına On yedi türünün olduğuna ve en büyük ile en küçük cinsinin fiziksel özelliklerine DYDünyanın her bölgesindeki yaşam koşullarına uyum sağlayan bu canlıların balıkla beslendiklerine Kendisini düşük ısıya karşı koruyacak fiziksel özelliğe sahip olduğuna
PARAGRAF
Ortak Metne Dayalı Zincirleme Sorular
9.
9-10. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Kriz yönetim süreci, sadece kriz anında değil, aynı zamanda
krizin öncesinde ve sonrasında da yapılması gerekenleri içer
mekte, bu nedenle kriz öncesi, kriz dönemi ve kriz sonrası
olarak ele alınmaktadır. Kriz ortamı oluştuktan sonra krizin yo
netimi daha zor bir süreçtir ve çok daha maliyetli olmaktadır.
Bu nedenle kriz öncesinde, doğru bir yapılanma ile kriz
hazırlamak, kriz yönetim ekibi oluşturmak ve en önemlisi gel-
mekte olan krizi öngörmeyi sağlayacak erken uyan sistemleri
yapar
geliştirmek, olası kriz dönemlerinin en hasarsiz atlatılması için
yapılması gerekenler listesinin ilk sıralarında bulunmaktadır.
Kan
plani
Kriz durumlarına yönelik en etkin stratejiler, kriz olup bittikten
sonra tedavi edici uygulamalar değil, önceden planlanan ve
krizden korunmayı sağlayan önlemlerdir.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşıla-
maz?
A) Kriz dönemlerinin hasarsız bir şekilde atlatılması, kriz on-
cesinde yapılması gerekenleri hayata geçirmeye bağlıdır.
B) Sadece kriz anında alınan önlemlerie krizin başarıyla yo-
netilmesi olası bir durum değildir.
C) Kriz yönetiminin güç bir duruma gelmemesi için kriz önce-
sinde tedbir almak gerekir.
D) Kriz yönetim süreci, krize bütüncül olarak yaklaşılması ge-
rektiğini ifade eden bir süreçtir.
E) Kriz durumlarına yönelik uygulanması gereken etkin stra-
tejiler, kriz anında yapılan tedavi edici uygulamalardır.
bunu anlamadım.
10. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi "olası kriz dönem-
lerinin en hasarsız atlatılması için yapılması gerekenler" ara-
sında gösterilemez?
A) Alinacak tüm önlemleri kriz öncesinde almak
B) Kriz yönetim ekibi oluşturmak
C) Maliyeti yüksek diye alınması gereken tedbirleri erteleme-
mek
D) Kriz öncesinde doğru bir planlama ile kriz planı hazırlamak
E) Krizi öngörmeyi sağlayacak erken uyan sistemleri geliştir-
mek
11-12
11.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
PARAGRAF Ortak Metne Dayalı Zincirleme Sorular 9. 9-10. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Kriz yönetim süreci, sadece kriz anında değil, aynı zamanda krizin öncesinde ve sonrasında da yapılması gerekenleri içer mekte, bu nedenle kriz öncesi, kriz dönemi ve kriz sonrası olarak ele alınmaktadır. Kriz ortamı oluştuktan sonra krizin yo netimi daha zor bir süreçtir ve çok daha maliyetli olmaktadır. Bu nedenle kriz öncesinde, doğru bir yapılanma ile kriz hazırlamak, kriz yönetim ekibi oluşturmak ve en önemlisi gel- mekte olan krizi öngörmeyi sağlayacak erken uyan sistemleri yapar geliştirmek, olası kriz dönemlerinin en hasarsiz atlatılması için yapılması gerekenler listesinin ilk sıralarında bulunmaktadır. Kan plani Kriz durumlarına yönelik en etkin stratejiler, kriz olup bittikten sonra tedavi edici uygulamalar değil, önceden planlanan ve krizden korunmayı sağlayan önlemlerdir. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşıla- maz? A) Kriz dönemlerinin hasarsız bir şekilde atlatılması, kriz on- cesinde yapılması gerekenleri hayata geçirmeye bağlıdır. B) Sadece kriz anında alınan önlemlerie krizin başarıyla yo- netilmesi olası bir durum değildir. C) Kriz yönetiminin güç bir duruma gelmemesi için kriz önce- sinde tedbir almak gerekir. D) Kriz yönetim süreci, krize bütüncül olarak yaklaşılması ge- rektiğini ifade eden bir süreçtir. E) Kriz durumlarına yönelik uygulanması gereken etkin stra- tejiler, kriz anında yapılan tedavi edici uygulamalardır. bunu anlamadım. 10. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi "olası kriz dönem- lerinin en hasarsız atlatılması için yapılması gerekenler" ara- sında gösterilemez? A) Alinacak tüm önlemleri kriz öncesinde almak B) Kriz yönetim ekibi oluşturmak C) Maliyeti yüksek diye alınması gereken tedbirleri erteleme- mek D) Kriz öncesinde doğru bir planlama ile kriz planı hazırlamak E) Krizi öngörmeyi sağlayacak erken uyan sistemleri geliştir- mek 11-12 11.
2. Bazı öyküleri okurken yazarın hayatından haberdarsanız
yaşadıklarını yazıyor, dersiniz. Cumhuriyet Dönemi ya-
zarlarından Tarık Buğra da hayatından süzdüğü birta-
kım malzemeleri anlattıklarının içine katmıştır. Söz ge-
limi taşradaki hayatından kimi sahneler, üniversite yılla-
rında çektiği yoksulluklar Piyano ve Keman Için'e serpişti-
rilmiştir. Kimi öykülerinde gördüğümüz "çevreden yoksun
olduğu için boşlukta kalan" insan tipi, öykücünün kendi-
sinden başkası değildir. Yine 087956'nın Sıfırı da böyle
bir özelliğe sahiptir. Bu öyküde beş parasız bir tıp öğren-
cisinin yoksulluk dramı, İclâl adlı bir kızla olan duygusal
ilişkisi ve öykünün adını taşıyan rakamlarla uydurulmuş
yılbaşı biletinin tutmayan sıfırı yüzünden doğan şanssız-
lik psikolojisi anlatılır.
Bu parçaya getirilebilecek en uygun başlık aşağıdaki-
lerden hangisidir?
A) Cumhuriyet Öykücülüğü
B) Gerçekçi Öykü
C) Yazar-Eser İlişkisi
D) Öyküde Gözlem
E) Tarık Buğra Hikâyeleri
x
C
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
2. Bazı öyküleri okurken yazarın hayatından haberdarsanız yaşadıklarını yazıyor, dersiniz. Cumhuriyet Dönemi ya- zarlarından Tarık Buğra da hayatından süzdüğü birta- kım malzemeleri anlattıklarının içine katmıştır. Söz ge- limi taşradaki hayatından kimi sahneler, üniversite yılla- rında çektiği yoksulluklar Piyano ve Keman Için'e serpişti- rilmiştir. Kimi öykülerinde gördüğümüz "çevreden yoksun olduğu için boşlukta kalan" insan tipi, öykücünün kendi- sinden başkası değildir. Yine 087956'nın Sıfırı da böyle bir özelliğe sahiptir. Bu öyküde beş parasız bir tıp öğren- cisinin yoksulluk dramı, İclâl adlı bir kızla olan duygusal ilişkisi ve öykünün adını taşıyan rakamlarla uydurulmuş yılbaşı biletinin tutmayan sıfırı yüzünden doğan şanssız- lik psikolojisi anlatılır. Bu parçaya getirilebilecek en uygun başlık aşağıdaki- lerden hangisidir? A) Cumhuriyet Öykücülüğü B) Gerçekçi Öykü C) Yazar-Eser İlişkisi D) Öyküde Gözlem E) Tarık Buğra Hikâyeleri x C
Türkçe dünyanın en çok ihanete uğramış dillerinden
biridir. Tabi ki Türkçeye her dönemde sahip çıkan
onu yücelten şair ve yazarlarımız oldu ama tarihi-
mizde üst tabakadaki insanların bir bölümü -özenti
gereği- sıkıntılarını, sevinçlerini yabancı dillerle an-
latmayı yeğledi. Günümüzde bile dilin özleştirilme-
sine karşı çıkanlar var. Yabancı dilleri yabancılarla
anlaşmak için öğrenmeliyiz. O dillere ait kelimelerin
dil bilgisi kurallarıyla içimize girmesi dilde bozulma-
ya yol açacak ve dildeki her yabancı sözcük tehlike
unsuru haline gelecektir.
2.
Bu parçada aşağıdaki yargılardan hangisine de-
ğinilmemiştir?
/yediiklimyayıncılık
A) Geçmişte aydınların bir kısmının yabancı dil kul-
lanmayı tercih ettiklerine
B) Yabancı dillere ait kelimelerin olduğu gibi aktarıl-
masının dilde bozulmaya yol açacağına
C) Dildeki her yabancı sözcüğün tehdit unsuru oldu-
ğuna
262
Son dönemde Türkçeye gereken önemin veril-
meye başlandığına
E) Yabancı dillerin yabancılarla anlaşmak için öğre-
nilmesi gerektiğine
Yediiklim Sana Yeter!
4.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Türkçe dünyanın en çok ihanete uğramış dillerinden biridir. Tabi ki Türkçeye her dönemde sahip çıkan onu yücelten şair ve yazarlarımız oldu ama tarihi- mizde üst tabakadaki insanların bir bölümü -özenti gereği- sıkıntılarını, sevinçlerini yabancı dillerle an- latmayı yeğledi. Günümüzde bile dilin özleştirilme- sine karşı çıkanlar var. Yabancı dilleri yabancılarla anlaşmak için öğrenmeliyiz. O dillere ait kelimelerin dil bilgisi kurallarıyla içimize girmesi dilde bozulma- ya yol açacak ve dildeki her yabancı sözcük tehlike unsuru haline gelecektir. 2. Bu parçada aşağıdaki yargılardan hangisine de- ğinilmemiştir? /yediiklimyayıncılık A) Geçmişte aydınların bir kısmının yabancı dil kul- lanmayı tercih ettiklerine B) Yabancı dillere ait kelimelerin olduğu gibi aktarıl- masının dilde bozulmaya yol açacağına C) Dildeki her yabancı sözcüğün tehdit unsuru oldu- ğuna 262 Son dönemde Türkçeye gereken önemin veril- meye başlandığına E) Yabancı dillerin yabancılarla anlaşmak için öğre- nilmesi gerektiğine Yediiklim Sana Yeter! 4.
YT
Ödev Takip Dergisi-1
66. Bebeklerin bir kişiye ya da nesneye bakış süreleri onların
algılarıyla ilgili pek çok ipucu verir. Zira bebekler ilginç bul-
dukları şeylere uzun süre bakarken ilgilerini çekmeyen şey-
lere çok fazla bakmazlar. Baktıkları obje monotonlaştığın-
da bu objeye karşı ilgilerini kaybederek başka yöne döner-
ler. Yani bebekler bir şeye uzun süre bakıyorlarsa o şeyle
ilgileniyorlar demektir. Mesela bebeklerin kedi ve köpek re-
simlerini birbirinden ayırt edip edemedikleriyle ilgili şöyle
bir deney uygulanabilir: Bebeğe kedi resmi gösterilir, bu re-
sim onun ilgisi kaybolana kadar gösterilmeye devam edi-
lir. Bebek sıkıldığında ise ona bir köpek resmi gösterilir,
eğer bebeğin ilgisi tekrar uyanırsa buradan yola çıkılarak
köpekler ve kedileri birbirinden ayırt edebildiği anlaşılır.
Bütün bunlara rağmen ilgisizlik devam ediyorsa bebek için
bir kedi ile bir köpeğin farkı yoktur.
Bu parçada yapılması önerilen deney aşağıdaki fikir-
lerden hangisini çürütmeye yöneliktir?
A) Bebekler, algıları tam olarak gelişmediği için herhangi
bir şeye ilgi duyamaz.
B) Bebekler konuşamadıklarından onlarla sağlıklı bir şe-
kilde deney yapmak mümkün değildir.
C) Bebeklerin iki unsuru birbirinden ayırt edebildiğini gö-
rebilmek için bu alanda uzman olmak gerekir.
D) Bebekler, kendilerine gösterilen varlıklardan hangisinin
daha güzel olduğuna karar veremezler.
E)
Bebeklerle ilgili yapılan akademik çalışmalar, hiçbir za-
man net bir sonuç vermez.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
YT Ödev Takip Dergisi-1 66. Bebeklerin bir kişiye ya da nesneye bakış süreleri onların algılarıyla ilgili pek çok ipucu verir. Zira bebekler ilginç bul- dukları şeylere uzun süre bakarken ilgilerini çekmeyen şey- lere çok fazla bakmazlar. Baktıkları obje monotonlaştığın- da bu objeye karşı ilgilerini kaybederek başka yöne döner- ler. Yani bebekler bir şeye uzun süre bakıyorlarsa o şeyle ilgileniyorlar demektir. Mesela bebeklerin kedi ve köpek re- simlerini birbirinden ayırt edip edemedikleriyle ilgili şöyle bir deney uygulanabilir: Bebeğe kedi resmi gösterilir, bu re- sim onun ilgisi kaybolana kadar gösterilmeye devam edi- lir. Bebek sıkıldığında ise ona bir köpek resmi gösterilir, eğer bebeğin ilgisi tekrar uyanırsa buradan yola çıkılarak köpekler ve kedileri birbirinden ayırt edebildiği anlaşılır. Bütün bunlara rağmen ilgisizlik devam ediyorsa bebek için bir kedi ile bir köpeğin farkı yoktur. Bu parçada yapılması önerilen deney aşağıdaki fikir- lerden hangisini çürütmeye yöneliktir? A) Bebekler, algıları tam olarak gelişmediği için herhangi bir şeye ilgi duyamaz. B) Bebekler konuşamadıklarından onlarla sağlıklı bir şe- kilde deney yapmak mümkün değildir. C) Bebeklerin iki unsuru birbirinden ayırt edebildiğini gö- rebilmek için bu alanda uzman olmak gerekir. D) Bebekler, kendilerine gösterilen varlıklardan hangisinin daha güzel olduğuna karar veremezler. E) Bebeklerle ilgili yapılan akademik çalışmalar, hiçbir za- man net bir sonuç vermez.
8. Şiir en fazla başka şiirden kuvvet alır. Doğa-
||
cak şiir için nektar en çok öncekinden gelir.
|||
Bu yeni dile getirilen bir söz değil. Başka söz
IV
V
bot
ustaları da bahsetmiş bundan.
Bu parçadaki altı çizili sözlerle ilgili olarak
aşağıda verilen açıklamalardan hangisi
yanlıştır?
A) I. söz, herhangi bir yardımla gücü artmak
anlamındaki bir deyimdir.
B) II. söz, " ortaya çıkmak" anlamında kulla-
nılmıştır.
C) III. söz, terimsel anlamda kullanılmıştır.
D) IV. söz, eski karşıtrolarak kullanılmıştır.
E) V. söz, söz söylemesini bilen veya ağzına
söz yakışan kimseler anlamındadır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
8. Şiir en fazla başka şiirden kuvvet alır. Doğa- || cak şiir için nektar en çok öncekinden gelir. ||| Bu yeni dile getirilen bir söz değil. Başka söz IV V bot ustaları da bahsetmiş bundan. Bu parçadaki altı çizili sözlerle ilgili olarak aşağıda verilen açıklamalardan hangisi yanlıştır? A) I. söz, herhangi bir yardımla gücü artmak anlamındaki bir deyimdir. B) II. söz, " ortaya çıkmak" anlamında kulla- nılmıştır. C) III. söz, terimsel anlamda kullanılmıştır. D) IV. söz, eski karşıtrolarak kullanılmıştır. E) V. söz, söz söylemesini bilen veya ağzına söz yakışan kimseler anlamındadır.
ÇAP/TYT-2/ Türkçe Testi
30. Roman ve hikâyelerinin önemli temalarından biri
zamandır. Bunda da Bergson'dan hareketle Mar-
cel Proust'un etkisi dikkate alınmalıdır. Tanpınar da
Proust gibi geçmiş zamanın peşindedir. Bu geçmiş
ya kendi hatıralarının romanlarına geçişi yahut roman
kahramanlarının hatıralarının olaylar içindeki yeri gibi
ferdî planda olur veya Huzur, Mahur Beste, Sahnenin
Dışındakiler romanlarıyla Erzurumlu Tahsin hikâyesi
gibi yakın dönem tarihiyle iç içe olan eserlerindeki gibi
toplum hafızası denilebilecek milli tarih içinde olur. Za-
man bir roman tekniği şeklinde de Tanpınar'da önem
kazanır. Huzur olay olarak yirmi dört saat içine sığdı-
rılmakla beraber geriye dönüşlerle genişler. Böylece
romanda zaman, kahramanlarının hatırladıklarını ak-
tüel olana taşıyan, bu niteliğiyle de eserin hem muh-
tevasını hem tekniğini yöneten bir üslup mekânizması
özelliği kazanır.
Bu parçadan hareketle Ahmet Hamdi Tanpınar'ın
zaman anlayışıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Erzurumlu Tahsin'de zaman temasını roman kah-
ramanlarının hatıralarıyla ilişkilendirdiği
B Huzur romanında zamanın hem içeriği hem de tek-
niği yöneten bir üslup mekanizması olduğu
C) Eserlerinde zaman temasını tercih etmesinde Mar-
cel Proust' un büyük etkisinin olduğu
) Zamanın Mahur Beste, Sahnenin Dışındakiler gibi
yakın dönem tarihini anlatan eserlerinin milli tarih
içinde yer aldığı
E) Zaman temasını kişisel planda ele aldığı eserle-
rinde kendi hatıralarının da izleri olduğu
31.
CAP
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ÇAP/TYT-2/ Türkçe Testi 30. Roman ve hikâyelerinin önemli temalarından biri zamandır. Bunda da Bergson'dan hareketle Mar- cel Proust'un etkisi dikkate alınmalıdır. Tanpınar da Proust gibi geçmiş zamanın peşindedir. Bu geçmiş ya kendi hatıralarının romanlarına geçişi yahut roman kahramanlarının hatıralarının olaylar içindeki yeri gibi ferdî planda olur veya Huzur, Mahur Beste, Sahnenin Dışındakiler romanlarıyla Erzurumlu Tahsin hikâyesi gibi yakın dönem tarihiyle iç içe olan eserlerindeki gibi toplum hafızası denilebilecek milli tarih içinde olur. Za- man bir roman tekniği şeklinde de Tanpınar'da önem kazanır. Huzur olay olarak yirmi dört saat içine sığdı- rılmakla beraber geriye dönüşlerle genişler. Böylece romanda zaman, kahramanlarının hatırladıklarını ak- tüel olana taşıyan, bu niteliğiyle de eserin hem muh- tevasını hem tekniğini yöneten bir üslup mekânizması özelliği kazanır. Bu parçadan hareketle Ahmet Hamdi Tanpınar'ın zaman anlayışıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Erzurumlu Tahsin'de zaman temasını roman kah- ramanlarının hatıralarıyla ilişkilendirdiği B Huzur romanında zamanın hem içeriği hem de tek- niği yöneten bir üslup mekanizması olduğu C) Eserlerinde zaman temasını tercih etmesinde Mar- cel Proust' un büyük etkisinin olduğu ) Zamanın Mahur Beste, Sahnenin Dışındakiler gibi yakın dönem tarihini anlatan eserlerinin milli tarih içinde yer aldığı E) Zaman temasını kişisel planda ele aldığı eserle- rinde kendi hatıralarının da izleri olduğu 31. CAP
8. Maviş ---- Bu nazlı kelime, ne zaman hatırıma gelse
bilmem neden, kendimi bulutlarda, yıldızlarda kucak-
laşırım, sanırım. Aynı hissi aynı hayali Boğaziçi'nin
güneşli bir sabahı, mehtaplı bir gecesi de verir.
(Servetifünun Dönemi Hikâyesi)
Bu metinden,
1. Kahraman bakış açısı kullanılmıştır.
II. Kelime tekrarlarıyla anlatım güçlendirilmiştir.
III. Olağanüstü olaylara yer verilmiştir.
yargılarından hangileri çıkarılamaz?
A) I ve II
D) Yalnız II
B) II ve III
C) III ve IV
E) Yalnız III
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
8. Maviş ---- Bu nazlı kelime, ne zaman hatırıma gelse bilmem neden, kendimi bulutlarda, yıldızlarda kucak- laşırım, sanırım. Aynı hissi aynı hayali Boğaziçi'nin güneşli bir sabahı, mehtaplı bir gecesi de verir. (Servetifünun Dönemi Hikâyesi) Bu metinden, 1. Kahraman bakış açısı kullanılmıştır. II. Kelime tekrarlarıyla anlatım güçlendirilmiştir. III. Olağanüstü olaylara yer verilmiştir. yargılarından hangileri çıkarılamaz? A) I ve II D) Yalnız II B) II ve III C) III ve IV E) Yalnız III
B
B
TYT
37.-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Bu dönemde dikkat çekici bir nokta da dil ile millet, dil ile
edebiyat ve dil ile gelişme arasında kurulan ilgidir. Halkın
kullandığı dil, bizim gerçek dilimiz olarak kabul edilir.
Aydınlarla halk arasında bu konudaki derin uçuruma dikkat
çekilir. Halkın vicdanından doğan dilin halkın anlayacağı
sadelikte, terkiplerden uzak olması gerektiğinden bahsedilir.
Türk lehçeleri hakkında bilgi verilerek imlanın düzeltilmesine
önem verilir. Mutlaka millî bir alfabenin oluşturulması, bir
encümen kurularak Türkçeye özgü bir sözlüğün meydana
getirilmesi gerektiği üzerinde durulur.
37. Bu parçada söz edilen dönemle ilgili
aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz
A) Yazı ve imla kusurlu görüldüğü için imlanın
düzeltilmesine çalışılmıştır.
BDilin terkiplerden uzak olması gerektiği yani halkın
anlayacağı şekilde olması gerektiği vurgulanmıştır.
Mill alfabenin oluşturulmasının elzem olduğu
üzerinde durulmuştur.
B
D) Eserlerde kullanılması gereken dil ile halkın
kullandığı dilin aynı olması gerektiği belirtilmiştir.
E) Türkçeyi bilim dili hâline getirme gereği anlaşılmıştır.
38. Bu parçadaki "halkın vicdanından doğan dilin halkın
anlayacağı sadelikte, terkiplerden uzak olması
gerektiği" sözünden hareketle aşağıdakilerden
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
B B TYT 37.-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Bu dönemde dikkat çekici bir nokta da dil ile millet, dil ile edebiyat ve dil ile gelişme arasında kurulan ilgidir. Halkın kullandığı dil, bizim gerçek dilimiz olarak kabul edilir. Aydınlarla halk arasında bu konudaki derin uçuruma dikkat çekilir. Halkın vicdanından doğan dilin halkın anlayacağı sadelikte, terkiplerden uzak olması gerektiğinden bahsedilir. Türk lehçeleri hakkında bilgi verilerek imlanın düzeltilmesine önem verilir. Mutlaka millî bir alfabenin oluşturulması, bir encümen kurularak Türkçeye özgü bir sözlüğün meydana getirilmesi gerektiği üzerinde durulur. 37. Bu parçada söz edilen dönemle ilgili aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz A) Yazı ve imla kusurlu görüldüğü için imlanın düzeltilmesine çalışılmıştır. BDilin terkiplerden uzak olması gerektiği yani halkın anlayacağı şekilde olması gerektiği vurgulanmıştır. Mill alfabenin oluşturulmasının elzem olduğu üzerinde durulmuştur. B D) Eserlerde kullanılması gereken dil ile halkın kullandığı dilin aynı olması gerektiği belirtilmiştir. E) Türkçeyi bilim dili hâline getirme gereği anlaşılmıştır. 38. Bu parçadaki "halkın vicdanından doğan dilin halkın anlayacağı sadelikte, terkiplerden uzak olması gerektiği" sözünden hareketle aşağıdakilerden
Franz Kafka'nın Dönüşüm adlı eserini okudunuz mu?
Eğer okumadıysanız hemen temin edin ve okumaya bir
an önce başlayın. İnsanın hayatı boyunca en az bir kez
okuması gereken bir eser. Kafka bu eserini 1912'de
yazmış. Ancak eser 1915'te yayımlanmış. O günden
beri belki de Kafka'nın en çok okunan eserlerinden biri
olmuş Dönüşüm. Kafka'nın eserlerini okuyunca çok
gizemli bir yazar olduğunu fark ediyoruz. Dönüşüm adlı
eserinde geçen o dışlanmışlık, yalnızlık gibi duygulan
kendisinin de hissettiğini söylüyor çeşitli kitap
eleştirmenleri.
Bu parçada Kafka ile ilgili aşağıdaki bilgilerden
hangisine yer verilmemiştir?
A) Eserlerindeki dışlanmışlık ve yalnızlık duygusunu
yaşamında hissetmiştir.
B) Dönüşüm, ruh hâlini yansıtan eserlerinden biridir.
C) Yaşadığı olumsuz olaylar, eserlerine yansımıştır.
D) Dönüşüm adlı eseri yazıldıktan üç yıl sonra
yayımlanmıştır.
E) Yayımlanan ilk eseri olan Dönüşüm, en çok okunan
eserlerinden biri olmuştur.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Franz Kafka'nın Dönüşüm adlı eserini okudunuz mu? Eğer okumadıysanız hemen temin edin ve okumaya bir an önce başlayın. İnsanın hayatı boyunca en az bir kez okuması gereken bir eser. Kafka bu eserini 1912'de yazmış. Ancak eser 1915'te yayımlanmış. O günden beri belki de Kafka'nın en çok okunan eserlerinden biri olmuş Dönüşüm. Kafka'nın eserlerini okuyunca çok gizemli bir yazar olduğunu fark ediyoruz. Dönüşüm adlı eserinde geçen o dışlanmışlık, yalnızlık gibi duygulan kendisinin de hissettiğini söylüyor çeşitli kitap eleştirmenleri. Bu parçada Kafka ile ilgili aşağıdaki bilgilerden hangisine yer verilmemiştir? A) Eserlerindeki dışlanmışlık ve yalnızlık duygusunu yaşamında hissetmiştir. B) Dönüşüm, ruh hâlini yansıtan eserlerinden biridir. C) Yaşadığı olumsuz olaylar, eserlerine yansımıştır. D) Dönüşüm adlı eseri yazıldıktan üç yıl sonra yayımlanmıştır. E) Yayımlanan ilk eseri olan Dönüşüm, en çok okunan eserlerinden biri olmuştur.
ile ilgili bir
ğrendikle-
kika sonra
ksek ses-
program
stenmiştir.
nlatmalan
gramla il-
mektedir ki
erlendire-
ami, basit
erdir, gör-
lamamış-
memiştir.
u yönte-
rs içinde
lerini ha-
tartışma
larak tar-
e ilgili ön
25. Bence insana ulaşmak bakımından bir değeri var. Ulaş-
madığı takdirde bir anlamı yok. Bir eserin ortaya çıkması
tek başına yeterli değil. Anlamlı da değil. Bunu ticari ola-
rak söylemiyorum elbette. O eserden inkişaf edecek etki
için, duygu ve düşünce için insanlarla etkileşime girmesi
lazım. Nihayetinde eserden murat o etkileşimdir. Ha bu
bugün olur, yüz ya da bin yıl sonra olur. Onu bilemem.
Muhatabını bulursa ne güzel. Muhatabını bulamamış
eser yazılmamış hükmündedir.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
söylenmiş olabilir?
A) Eser on binlere ulaşınca ne değişir, karşılık bulma-
yan edebiyatın ederi ve kıymeti nedir?
B) Eserin çok kişiye ulaşması için yazar, nasıl yazmalı
ve ne tür yollar izlemelidir?
C) Yazının değerinin çok okunmasıyla ölçülendirilmesi
düşüncesine katılıyor musunuz?
D) Eserlerinizi yazarken ne tür kaygar duyuyorsunuz,
okunmama korkusu siz de yaşıyor musunuz?
E) Okuyucuyu eserin merkezine oturtmanızdaki ana
sebep geleceğe kalma korkusu mudur?
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ile ilgili bir ğrendikle- kika sonra ksek ses- program stenmiştir. nlatmalan gramla il- mektedir ki erlendire- ami, basit erdir, gör- lamamış- memiştir. u yönte- rs içinde lerini ha- tartışma larak tar- e ilgili ön 25. Bence insana ulaşmak bakımından bir değeri var. Ulaş- madığı takdirde bir anlamı yok. Bir eserin ortaya çıkması tek başına yeterli değil. Anlamlı da değil. Bunu ticari ola- rak söylemiyorum elbette. O eserden inkişaf edecek etki için, duygu ve düşünce için insanlarla etkileşime girmesi lazım. Nihayetinde eserden murat o etkileşimdir. Ha bu bugün olur, yüz ya da bin yıl sonra olur. Onu bilemem. Muhatabını bulursa ne güzel. Muhatabını bulamamış eser yazılmamış hükmündedir. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir? A) Eser on binlere ulaşınca ne değişir, karşılık bulma- yan edebiyatın ederi ve kıymeti nedir? B) Eserin çok kişiye ulaşması için yazar, nasıl yazmalı ve ne tür yollar izlemelidir? C) Yazının değerinin çok okunmasıyla ölçülendirilmesi düşüncesine katılıyor musunuz? D) Eserlerinizi yazarken ne tür kaygar duyuyorsunuz, okunmama korkusu siz de yaşıyor musunuz? E) Okuyucuyu eserin merkezine oturtmanızdaki ana sebep geleceğe kalma korkusu mudur?
8. - Sabah ezanı okundu. Kalk yavrum, işe geç kalacaksın.
Ali nihayet iş bulmuştu. Bir haftadır fabrikaya gidiyordu.
Anası memnundu. Namazını kılmış, duasını yapmıştı.
Oğlunun odasına girince evvela onu uyandırmaya kıya-
madı. Ali işten çıkmış gibi terli ve pembe idi. Halıcıoğlu'n-
daki fabrikanın bacası kafasını kaldırmış, bir horoz ve-
karıyla sabaha, Kâğıthane sırtlarında beliren fecri-kâzibe
bakıyordu. Neredeyse ötecekti.
Bu parça için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Belirgin bir zaman dilimi vardır.
B) Şefkat duygusuna yer verilmiştir.
+
C) Sıradan insanların yaşamı anlatılmıştır.
t
D) Dönemin dilini yansıtan ifadeler vardır. +
EGözlemci anlatıcının bakış açısı kullanılmıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
8. - Sabah ezanı okundu. Kalk yavrum, işe geç kalacaksın. Ali nihayet iş bulmuştu. Bir haftadır fabrikaya gidiyordu. Anası memnundu. Namazını kılmış, duasını yapmıştı. Oğlunun odasına girince evvela onu uyandırmaya kıya- madı. Ali işten çıkmış gibi terli ve pembe idi. Halıcıoğlu'n- daki fabrikanın bacası kafasını kaldırmış, bir horoz ve- karıyla sabaha, Kâğıthane sırtlarında beliren fecri-kâzibe bakıyordu. Neredeyse ötecekti. Bu parça için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Belirgin bir zaman dilimi vardır. B) Şefkat duygusuna yer verilmiştir. + C) Sıradan insanların yaşamı anlatılmıştır. t D) Dönemin dilini yansıtan ifadeler vardır. + EGözlemci anlatıcının bakış açısı kullanılmıştır.
247
Diyaloga dayalı filmler ya tiyatral
konuları aktarır ya da filme tiyatral bir
hava katar. Bu demektir ki bütün dik-
kati otomatik olarak oyuncuya yön-
lendirir, onu mutlaklaştırırken fiziksel
çevreyi arka plana atar. En önemlisi;
söze fazla bel bağlamak, kameranın
açısındaki her şeyi geriye atma eğili-
mini güçlendirirken çok daha tehlikeli
bir noktayı da gündeme taşır: Söy-
lemsel mantık yürütme öne çıkarılır-
ken sinemanın özü olan görselleştir
me çok gerilerde kalır.
Bu sözler aşağıdaki soruların han-
gisine karşılık söylenmiş olabilir?
A) Oyuncuların sözlerinin neden dış
mekânlarla bütünleşmesi gerekti-
ğini düşünüyorsunuz?
B) Senaryosunu yazdığınız filmler
deki oyuncular, neden çok fazla
konuşmuyor?
C) Senaristliğini ve yönetmenliğini
yaptığınız filmlerde dikkat ettiğiniz
temel unsur nedir?
D) Sinemanın ne düzeyde tiyatral
özellikler taşıması gerektiğini dü-
şünüyorsunuz?
E) Bir yönetmen, kendi dünyasını si-
nemaya yansıtmak için neler
yapmalıdır?
dor
V
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
247 Diyaloga dayalı filmler ya tiyatral konuları aktarır ya da filme tiyatral bir hava katar. Bu demektir ki bütün dik- kati otomatik olarak oyuncuya yön- lendirir, onu mutlaklaştırırken fiziksel çevreyi arka plana atar. En önemlisi; söze fazla bel bağlamak, kameranın açısındaki her şeyi geriye atma eğili- mini güçlendirirken çok daha tehlikeli bir noktayı da gündeme taşır: Söy- lemsel mantık yürütme öne çıkarılır- ken sinemanın özü olan görselleştir me çok gerilerde kalır. Bu sözler aşağıdaki soruların han- gisine karşılık söylenmiş olabilir? A) Oyuncuların sözlerinin neden dış mekânlarla bütünleşmesi gerekti- ğini düşünüyorsunuz? B) Senaryosunu yazdığınız filmler deki oyuncular, neden çok fazla konuşmuyor? C) Senaristliğini ve yönetmenliğini yaptığınız filmlerde dikkat ettiğiniz temel unsur nedir? D) Sinemanın ne düzeyde tiyatral özellikler taşıması gerektiğini dü- şünüyorsunuz? E) Bir yönetmen, kendi dünyasını si- nemaya yansıtmak için neler yapmalıdır? dor V
Başlangıçta teknik bilgi, bilimsel
bilgiden daha önemliydi. Çünkü do-
ğanın insana dayattığı birtakım zor-
lukların aşılması gerekiyordu. Bu ne-
denle insan; ekinlerini yetiştirmeden,
giysilerini dikmeden, yemeğini pişir-
meden önce ne yapılacağını, nasıl
yapılacağını, nerede yapılacağını
bilmeliydi. Güneşin her sabah doğup
her akşam batiyor olması için bir ne-
den bulmaya gereksinim duymadı.
Ancak hayatını idame ettirmeyi sağ-
layan dünya bilgisi, bir süre sonra in-
sana yeterli gelmemeye başladı. Etra-
fındaki dünya hakkında uygulamaya
dönük birtakım bilgiler öğrenmekle
yetinmedi, orada gördüklerinin ardın-
da yatan etkenleri merak etti. İşte bi-
lim, insan zihninin dünya ve doğanın
derinlerinde neler olup bittiğini merak
etmesiyle başladı.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangi-
sine ulaşılamaz?
A) Bilimsel ve teknik bilgi, insanlık ta-
rihi boyunca sürekli etkileşim için-
de olmuştur.
B) Bilim; varlığın doğasına, etkinliği-
ne ve temelinde yatan sebeplere
odaklanmıştır
C) ilk insanlar, hayatlarını devam et-
tirebilmek için daha çok teknik bil-
giyi kullanmışlardır.
D) Bilim, insanların dogadaki temel
olaylara ilişkin merakının geliş-
mesiyle başlamıştır.
E) Teknik bilgi, doğayla mücadele-
sinde insanlara kolaylık sağlayan
olanaklar sunmuştur.
ARGI
YAYIN
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Başlangıçta teknik bilgi, bilimsel bilgiden daha önemliydi. Çünkü do- ğanın insana dayattığı birtakım zor- lukların aşılması gerekiyordu. Bu ne- denle insan; ekinlerini yetiştirmeden, giysilerini dikmeden, yemeğini pişir- meden önce ne yapılacağını, nasıl yapılacağını, nerede yapılacağını bilmeliydi. Güneşin her sabah doğup her akşam batiyor olması için bir ne- den bulmaya gereksinim duymadı. Ancak hayatını idame ettirmeyi sağ- layan dünya bilgisi, bir süre sonra in- sana yeterli gelmemeye başladı. Etra- fındaki dünya hakkında uygulamaya dönük birtakım bilgiler öğrenmekle yetinmedi, orada gördüklerinin ardın- da yatan etkenleri merak etti. İşte bi- lim, insan zihninin dünya ve doğanın derinlerinde neler olup bittiğini merak etmesiyle başladı. Bu parçadan aşağıdakilerin hangi- sine ulaşılamaz? A) Bilimsel ve teknik bilgi, insanlık ta- rihi boyunca sürekli etkileşim için- de olmuştur. B) Bilim; varlığın doğasına, etkinliği- ne ve temelinde yatan sebeplere odaklanmıştır C) ilk insanlar, hayatlarını devam et- tirebilmek için daha çok teknik bil- giyi kullanmışlardır. D) Bilim, insanların dogadaki temel olaylara ilişkin merakının geliş- mesiyle başlamıştır. E) Teknik bilgi, doğayla mücadele- sinde insanlara kolaylık sağlayan olanaklar sunmuştur. ARGI YAYIN
27. (1) Okunmasa da bilinen romanların ilginç kaderini yaşar
Dostoyevski'nin "Suç ve Ceza"sı. (II) Hakkında çok şey
duymuşuzdur. (III) Hatta olayların özetini de biliyoruz-
dur. (IV) Gerçi bunları bilmek, okumamayı gerektirecek
bir neden olamaz elbette. (V) Ne var ki tüm bunlar oku-
yucu için hem kitabın cazibesini söndürür hem de
okunmasını zorlaştırır. (VI) Hâl böyle olunca da edebî
ürünleri okumamış ama edebiyat, hele dünya edebiyatı
bilgisine sahip olduğunu sanan insanlarla dolar çevre-
miz.
Numaralanmış cümlelerin hangilerinde sözü edilen
eserin okunmama gerekçelerine açıkça yer verilmiş-
tir?
A) I ve II
D) III ve V
12. SINIF
B) 1l ve III
C) II ve IV
E) IV ve V80503
1185 102
28. (1) Tokat, Karadeniz ve İç Anadolu arasında farklı zen-
30. (1) lyi bir
borçludur.
da belirley
senaryoda
yodan iyi
mektedir H
bir biçimd
yattan öd
sında orta
Bu parça
aşağıdak
A) 1. cür
B) II. cu
mişti
Le III. C
D) V. c
tir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
27. (1) Okunmasa da bilinen romanların ilginç kaderini yaşar Dostoyevski'nin "Suç ve Ceza"sı. (II) Hakkında çok şey duymuşuzdur. (III) Hatta olayların özetini de biliyoruz- dur. (IV) Gerçi bunları bilmek, okumamayı gerektirecek bir neden olamaz elbette. (V) Ne var ki tüm bunlar oku- yucu için hem kitabın cazibesini söndürür hem de okunmasını zorlaştırır. (VI) Hâl böyle olunca da edebî ürünleri okumamış ama edebiyat, hele dünya edebiyatı bilgisine sahip olduğunu sanan insanlarla dolar çevre- miz. Numaralanmış cümlelerin hangilerinde sözü edilen eserin okunmama gerekçelerine açıkça yer verilmiş- tir? A) I ve II D) III ve V 12. SINIF B) 1l ve III C) II ve IV E) IV ve V80503 1185 102 28. (1) Tokat, Karadeniz ve İç Anadolu arasında farklı zen- 30. (1) lyi bir borçludur. da belirley senaryoda yodan iyi mektedir H bir biçimd yattan öd sında orta Bu parça aşağıdak A) 1. cür B) II. cu mişti Le III. C D) V. c tir.