Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

B ÇE TESTİ smına işaretleyiniz. UĞUR 2. Kaynamak: Gerektiği gibi yapılamamak Plan: Düşünce, niyet Borçlu: Bir şeyi birinin yardımıyla elde etmiş olan B Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "kaynamak, plan, borçlu" sözcükleri belirtilen anlamlarını karşılayacak şekilde kullanılmıştır? A) Geleceğe dair tek planım, borçlu olduğum insanlarla helalleşip buralardan uzaklaşarak global toplumların arasına kaynamak. B) Yüreğimi kanattığından bana borçlu olan o zalimin planı, yaram kaynamadan bir yara daha açmaktı bende. C) Ders kaynasın diye yaptığı planlarla bizle birlikte eğitimini borçlu olduğu insanlara da haksızlık yapı- yordu. D) Her şeyini borçlu olduğu firma yetkilileriyle laf kaynasın diye futboldan konu açıp planını devreye sokmaya çalışıyordu. E) Hizmetçisini karşısına almış, onu borçlu çıkarmak için gittikçe kaynayan hiddetiyle adi planlarını se- naryolaştırıyordu.

35.-36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Edip Cansever'in 1954 yılında yayımlanan Dirlik Dü- zenlik adlı kitabını bugün yeniden gözden geçirdiği- mizde iki önemli nokta dikkatimizi çekiyor. Bir kere, Cansever'in o günlerde girişilen "şiiri topluma mal etme" çabası içinde bile şiirin onurunu koruduğunu gö- rüyoruz ki genç bir şair için çok önemli bir özellik bu. Sonra Cansever'de öz ve anlatım dengesini kurmaya çalışan bilinçli bir çabaya şahit oluyoruz. Bunların yanı sıra o dönemin ortaklaşa şiir beğenisinden, ortaklaşa şiir anlayışından da etkiler taşıyor kitap. Bu ortaklık ve benzerliklerine karşın, bambaşka bir yerde duruyor, şair, yazın denizinin ortasındaki görkemli bir ada gibi. 36. Bu parçadan Edip Cansever ve yapıtıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Şairin gençlik döneminde yazılmasına karşın başarılıdır. B) Yaşadığı dönemdeki sanat eğilimlerinden etkilen- miştir. C) Özgün bir şairdir. D) Kapalı bir anlatımı vardır. E Şiirlerinde biçimi ya da içeriği birbirinin önüne geçirmemiştir.

B B TYT B 37-30, soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Akarsularımızın bir kısmı, sınırlarımız içerisinde doğup sınırlar dışındaki deniz ve göllere dökülür. Dicle, Fırat, Çoruh, Aras ve Kura... Bu durumun tersine, Meriç ve karasularında denize dökülür. Sınırlarımız içerisindeki Asi nehirleri sınırlarımız dışından kaynaklanıp ülkemiz en uzun akarsu 1355 km ile Kızılırmak'tır. Doğu Ana- dolu ve Karadeniz akarsuları yüksek-dağlık alanlar ne- deniyle derin vadiler içinde akmaktadır. Yağışlara bağ- li olarak her zaman bol su taşıyan Karadeniz akarsu- ları, aynı zamanda en geniş açık havza alanını oluştur- maktadır. Grabenlere yerleşen Ege akarsuları, eğim az- liği nedeniyle genellikle menderesler çizerek akarlar. Türkiye, önemli bir akarsu ağına sahiptir. Hidroelektrik enerji potansiyelleri yüksek olan akarsuların, enerji üre- timindeki payları da çok önemlidir. İçme ve tarımsal sulama, sanayi üretimi, balıkçılık ve turizm faaliyetle- andrinde yararlanılan akarsularımızın, yatak özellikleri ne- deniyle taşımacılıktaki payı çok düşüktür. Akdeniz ik- liminin etkisindeki bazı akarsular yaz döneminde ku- ruma aşamasına gelirken özellikle Meriç başta olmak üzere bazı akarsularımız da hemen her yıl taşkınlara neden olur. SINIRYT 37. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söy- lenebilir? A) Türkiye, bulunduğu coğrafyaya nazaran önemli su kaynaklarına sahiptir. B) Ege'nin az yağış alması, Ege'deki akarsuların de- bisini etkiler. C) Türkiye'deki akarsuların aktıkları havzalar farklılık gösterir. D) En yüksek debiye sahip akarsu, Karadeniz'dedir. E) Debisi en düşük akarsular Akdeniz'dedir.

2. Ünlü eleştirmen, eleştirel yazılar yoluyla sanatçıların edebiyata ne gibi katkılar yapabileceğini somut örnekler vererek anlatmaktadır. Çok yönlü bir düşünme eylemi olan eleştirel incelemenin edebiyat eserinin özellikle biçimsel zenginliğini ortaya çıkarmaya yönelik bir çalışma olduğunu kanıtlamaktadır. O, çoğu zaman güncelden yola çıkarak konunun geçmişiyle yarınıyla ilgili bilgilendirme yoluna gitmektedir çünkü güncel konuları içeren yazılarda ancak böylelikle kalıcılık sağlanabileceğini bilmektedir. Bu parçadan hareketle sözü edilen sanatçıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Kuşaklarca okunabilmenin formülünü bulduğu bulkouğu lirtmeyi öncelediğ B) Yapıtların anlatımsal değerini belirtmeyi öncelediği C) Tek yanlı bakış açısından uzak olduğu zakordu D) Geleneksel eleştiri kriterlerinden yararlandığı (E) Ürettikleriyle yazınımıza katkı sağladığı

den siri Saros Körfezi'ne doğru yol alırken Queen Elizabeth (Kuin Elizabet) zum er gümüşü andıran denizin sularını bıçak gibi yarıyor, gögün sonsuzluğu maviliklere d atmış sessizliği şiirleştiriyor, göz alıcı ufukların menekşe rengi nice güzelliklerin na işaret ediyordu. Hamilton (Hemiltın) ve kurmay heyeti güçlü dürbünlerle kıyıya bak yor, herhangi bir tahkimat olup olmadığını tespit etmeye çalışıyorlardı. Çok güzel, ne li bir gündü: yeşeren yapraklarda, tüten topraklarda, tepelerde ve eteklerde boy ver Elizabeth hızını azalttı. Mümkün olduğu kadar sahile yaklaştı. Kıyıları yakından ince ormanlarda kuşlar ötüyor; taze ot kokuları rüzgâra karışıyordu. Geriye dönerken Que otlarda, aralarına serpilmiş çiçeklerde bahar gülüyordu. Ayak basmamış, sessiz seda yorlar, ellerindeki haritaları da kontrol ediyorlardı; hayret verecek kadar araziyi gözlen örmedikleri Queen Elizabeth' in iht liyorlardı. Emir subayı ile Esat Paşa da ormanın en sıklaştığı bölgeye yerleşmiş, dürbün Savaşın yüksek bir meslek, ilim hâline geldiğini iddia edemeyecek kadar apt lerin merceklerinden bugüne dek emsalini daha görmed mini seyrediyorlardı. Biraz uzaklaşınca Esat Paşa, emir subayına döndü: Mehmet NIYA değiliz fakat bu davetsiz misafirlerimiz savaşın asıl gidasını kahramanlık, vatansev gibi maalesef ilkel kabul edilmeye başlanan duygulardan aldığını unutuyorlar. A. 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7 ve 8. soruları yukarıdaki metne göre cevaplayınız. 1. Yazar anlattığı günü nasıl tasvir etmiştir? 2. TEMA DEĞERLENDİRME SORULARI SAROS KÖRFEZI 2. Hamilton ve kurmay heyeti kıyıları niçin inceliyor olabilirler? Neden? 3. Emir subayı ile Esat Paşa, Queen Elizabeth'i niçin ihtişamlı buluyor olabilirle 5. Esat Paşa'ya göre savaşın asıl gıdası nedir? 4. Esat Paşa, savaşın bir ilim olduğuna karşı çıkmıyor ancak bunu yetersiz bul Niçin? 8. 6. Metindeki altı çizili söz öbeğinin cümleye olan katkısını açıklayınız. 64

a P .C. KIM DI VE S NIFI / Ş RENC V BA Kimlil dek num mala zin mar anil yes 22231232 TYT 37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Peter Jackson, verdiği bir röportajda "büyük" sahnelerin pe- şinden koşan bir yönetmen olduğunu söylüyor. Yönetme- nin fantastik dünyalar kurma konusundaki yeteneğine ve azmine, çıkış yaptığı Cennet Yaratıkları'ndan beri her filmin- de şahit olduk. Stüdyoların henüz büyük bütçelerle çalış- mamış bir yönetmen olmasına rağmen Peter Jackson'a Yü- züklerin Efendisi gibi bir projeyi emanet etme riskini alma- larının nedeni tam olarak burada yatıyor: Jackson'ın ilk film- lerinde düşük bütçeyle büyük işler yapabildiğini görmele- rinde. Fakat yönetmenin Hobbit filmlerinde beklentiyi kar- şılayamamasının sebeplerinden biri; o, "az"la çok büyük iş- ler yapabilen yönetmenden, "çok"la abartılı büyüklükte iş- ler yapmaya kalkışan bir yönetmene dönüşmesinde. Jack- son ve ekibinin büyük bir özenle, yıllarını harcayarak ortaya çıkardığı Yüzüklerin Efendisi üçlemesinden sonra yaptığı iş- lerin pek de dişe dokunur olmaması, bu durumun en büyük göstergelerinden biri. atılmak istenen aşa- emek olmamak e başlamak a başlamak mamak 38. Bu parçada söz edilen yönetmenle ilgili aşağıdaki- lerden hangisine değinilmemiştir? Sinemada görkeme çok önem verdiğine B) Hayal gücünü etkin olarak kullandığına Sinemasal başarı sağladığı film serisipe Seyircinin zihnine kazınan bir karakterine İstenilen başarıyı gösteremediği yapıma

SORULAR ALESS 31-32. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. ALES/3. SINAV 2021 Fransız ve Rus avangart sinemasından farklı ola- rak özellikle 70'lerde Michael Snow, Jonas Me- kas, Stan Brakhage gibi deneysel sinemacılarla güçlenen Amerikan avangart sinemasının özü; ne bir tür lirizmden ne bir temsil ve bakış mesele- sinin sorgulanmasından ne de film malzemesinin kendisini zorlamaktan ibarettir. Resimle, dansla şiirle iç içe olan ve yeni teknolojileri denemek- ten çekinmeyen bu filmler, anlatımın sınırlarını zorlarken merceği, kamerayı sesi, sessizliği ve tüm kurgu macerasını işin içine sokar. Seyircinin kendisinin de tümüyle hesaba katıldığı bu film- ler izleyicisine yeni deneyimler sunar: Brakhage kendi bilinç akışını filme yansıtır. Mekas iç dün- yasını seyirciye açar. Snow; uzayı, zamanı, ışığı sorgulayan deneysel bir anlatıyı sinemalaştırır. Mekas'ın "Hepimiz görüntüyüz." sözü de bize bu sinemanın özünü açıklar. Aslında ışık, zaman, mekân hepsi birlikte öyle bir üst gerçeklik algısı yaratır ki izlediğimizin bir film ve bu filmin de bir araç olduğunu unutmayız. Zaman, mekân, algi, kamera, göz tüm sınırlarını yeni deneyimler için zorlar. Bu filmler, dünya sinemasındaki benzerle- rinin aksine zihinsel olduğu kadar fiziksel sınırla- ri da asma vaadinde bulunur. 31. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi Amerikan avangart sinemasının özelliklerin- den biridir? A) Yalıtılmış bireysellik yerine çok renkli ve bo- yutlu bir evren sunar. B) Sinemanın oluşum sürecini de bir içerik öge- sine dönüştürür. CV Gelişen teknolojik olanaklarla birlikte özgün kimliğine kavuşur. D) Fiziki gerçekliğin ötesini görebilme ve anlat- ma yeteneğine sahiptir. E) Sinema seyircisinin beğenilerini dikkate al madan gelişmiştir.

727. . Yahya Kemal'in şiirlerini dinlerken dalsanız da olur, onlardaki ses gene de işler size; onun şiirini dinlerken dalmaya gelmez. Bir şey anlamaz, zevk alamazsınız. Çünkü o, şiiri fikirleştirmiştir. Bu yüzden onun şiirinden anlam çıkaramayanlara gülerim. Onlar, anlamın ne ol- duğunu bilmiyorlar; anlamıyorlar demektir. Ancak Or- han Veli Kanık, anlamı kendisine yabancı unsurlardan temizler ve anlamın özünü verir. Bu sayede şiir bütün konulara el uzatabilir; nasırı söyleyebileceği gibi bir sarhoşun belli belirsiz rüyalarını, anlaşılmaz dileklerini de söyleyebilir. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşa- ğıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Onun şiirleri boşlukta durmaz, bir yaşanmışlık his- si verir B Onun şiirlerinde konuya değil, biçeme odaklanma- nız gerekir C) Düşünce, onun şiirlerinde ikinci plandadır Onun şiirini kulağınızla değil, ancak kafanızla an- layabilirsiniz E) Onun şiirini ancak sözlük yardımıyla okuyabilirsiniz

TÜRKÇE 36. Ballı Yazılar, mucizevi bir ürün olan bala ve onu olağa- nüstü bir çabayla üreten arılara odaklanan yazılardan oluşuyor. Birçok ismin metinleriyle katkıda bulunduğu çalışma, balın yapısı, çeşitleri, insan sağlığı bakımın- dan önemi; balın kalitesine etki eden faktörler, kaliteli bal üretme yöntemleri; bal arısı ırkları ve bal üretilen bitkilerin, çiçeklerin çeşitleri; arıcılık ve arıcılık araçları; eski medeniyetlerde ve büyük dinlerde bal; İslam kül- türünde bal; Osmanlının gündelik hayatında ve edebi- yatında bal; Anadolu kültüründe bal; arıcılık ve balcılık kitapları; balla ilgili kitaplar ve ballı filmler gibi bala dair merak edilen konuları okurlara sunuyor. Bu parçada adı geçen yapıtla ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisine değinilmemişti? A) Balla ilgili birçok bilgi içerdiğine B) Balın insan sağlığı için önemi hakkında bilgi verdiğine C) En kaliteli balların nerede üretildiği hakkında bilgi verdiğine D) Değişik kültür ve dinlerde balın yeri ile ilgili bilgi ve- rildiğine E) Kaliteli balın nasıl elde edileceğine dair bilgi verildi- ğine

8. Neden sonra Emma, kapıyı itip içeri girdi. Çatının büyük ve özenle kesilmiş taşlarından düşen ağır bir sıcaklık, şakakla- nını sıkıyor, onu adeta boğuyordu. Tavan arasındaki kapalı odaya kadar kendisini sürükledi. Sürmeyi çekti. Göz kamaş- tiran aydınlık, bir anda içeriye doldu. Karşısında, çatıların üzerinde, bütün bir kır manzarası alabildiğine uzayıp gidiyor- du. Aşağıda, ayağının altında, köy meydanı bomboştu. Yaya kaldırımının çakılları parıldıyor, evlerin çatısındaki fırıldaklar hareketsiz duruyordu. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıda verilenlerden han- gisi söylenemez? A) Ayrıntılar, her anı birbirine benzeyen "bezdirici yaşam hissi vermek için seçilmiştir. B) Kişinin iç dünyası, dış dünyadan yola çıkılarak anlatılmıştır. C) Gözlem gücünden yararlanılmış, görsel ögelere ağırlık verilmiştir. D) Anlatımda öne çıkan ayrıntılar, kahramanın gözüyle seçil- miştir. E) Yazar, anlatımın akışını keserek okuyucuya bilgi verme yoluna gitmiştir.

TYT/Türkçe 33-34. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Kohlberg, yaptığı çeşitli gözlem ve çalışmalar neticesinde "Ahlaki Gelişim Kuramı"nı ortaya çıkarmıştır. Kuramın evreleri gelenek öncesi, geleneksel ve gelenek sonrası düzey şeklin- dedir. Gelenek öncesi düzeyde kurallar başkaları tarafından koyulur. Bu düzeydeki birey, kültür içinde kabul edilen iyi ve kötü ölçütlerine göre davranır. Ortamda bireyi cezalandıra- cak biri yoksa kurallara uymaz. Benmerkezci düşünce yapısı hâkimdir. Geleneksel düzeyde birey için aile, grup ve ulusun beklentileri, her şeyden önemlidir. Sosyal düzenin korunması ve desteklenmesi, kurum ve gruplarla özdeşleşmek önemlidir. Bazen kişinin kendi ihtiyaçları, grubunkilere göre ikinci planda kalır. Toplumsal ve empatik düşünce yapısı hâkimdir. Gelenek sonrası düzey, bireyin başkaları ve otoriteden bağ sız olarak izlemek istediği ahlak ilkelerini seçtiği ve kendine özgü değer sistemini örgütlediği düzeydir. Insan haklarının gözetildiği ve evrensel değerlerin benimsendiği dönemdir. 33. Bu parçaya göre geleneksel düzeydeki birey, aşağıdaki cümlelerden hangisini söyleyebilir? A) Hiçbir anımda beni yalnız bırakmadığın, bana hep destek olduğun için seni seviyorum. B) Rahatsızlığım yüzünden bir süre önce ara verdiğim keman kursuna devam edeceğim. C) Ağaçtaki yeşil erikleri ancak bahçenin sahibi evde olmadı- ğında alabiliriz. D) Boğulmak üzere olan birini, yüzme bilmememe rağmen kurtarmaya çalıştım. 35. 2 C E "Burada Sigara İçilmez" tabelasının altında sigara içenleri görevliye şikâyet edeceğim. $ n O a m va Se e SO al ca ca B A) B C) D TOPRAI EX 36. Birg ler önc düş han de kaza dir. eteğ tus kurd

BENIM HOCAM 2. TEST-15 Sanat, tarih, bilim, tip, nöroloji, psikoloji ve felse- fe ışığında Leonardo da Vinci'nin hayatı ve zihni incelendiğinde insanlık tarihinde birbirinden farklı birçok alanın tümünde birden mükemmelliğe bu derece erişebilmiş başka hiç kimsenin olmadığı görülür, O; bilim, sanat, botanik, mimari ve başka birçok alanda eşsiz, esrarengiz ve kanıtlanamaz bir yeteneğe sahiptir insan beyninde birbirinden farklı biçimde çalışan sağ ve sol lob arasındaki entegrasyon Leonardo da Vinci'de hayret verici şekilde uyumludur. Onun hem düşünsel yaratıcı- lığının hem de pratikteki başarılarının nedeni bu kusursuz yeteneğidir. Ondaki bu yeteneğin, in- sanlığın gelecekteki beyinsel evriminin bir işareti olup olmadığını sorgulamalıyız. Bu sorgulamayı yaparken insan beyninin işleyişine ve evrimine dair bilimsel verileri Leonardo da Vinci'nin zihni üzerinden detaylı bir şekilde tartışmaya açmalı- yız. Bu parçadan hareketle Leonardo da Vinci ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Farklı alanlardaki birçok bilimsel çalışmaya konu olduğuna B) Beyninin farklı bölümlerini dengeli bir şekilde kullanabildiğine Insan beyniyle ilgili yapılacak çalışmalara kaynaklık edebileceği D) Farklı disiplinlerde birçok başarıya ulaşabildi- ğine E) Henüz keşfedilmeyi bekleyen gizemli yönleri- nin olabileceğine

10. Kutup bölgelerinde yaşayan balıklar, sahip oldukları özel proteinler sayesinde yaşama tutunur. Örneğin Antarktika'yı çevreleyen Güney Okyanusu'nun sığ sularında yüzeydeki deniz buzuyla deniz tabanında büyüyen buz kristalleri ara- sında yaşayan "notothenioidei" alt ailesine ait bazı balıklar, antifriz proteinleri (AFP) adı verilen moleküller yardımıyla donmamayı başarır. Normal şartlarda bu balıkların yuttuk- ları buzlu deniz suyu yüzünden vücutlarına giren mikros- kobik buz kristallerinin büyümesi beklenir. Keskin çıkıntı- lara sahip buz kristalleri tüm dokular için tehlike oluşturur. Ancak antifriz proteinleri ---- Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilirse "antifriz proteinlerin tehlikeli fiziki oluşumları belli bir yön- temle önlediği” sonucuna ulaşılır? A) kutuplarda yaşayan balıkların vücutlarında donma noktasını okyanus suyunun 1 °C altına çekmektedir B) küresel ısınmanın buzullara yaptığı etki sebebiyle doğa- da varlığını sürdürmekte zorlanıyor C) buz kristallerinin yüzeylerine tutunarak çevredeki su moleküllerinin kristale katılmasına olanak bırakmaz D) "notothenioidei" sınıfına ait balık türünün sıfırın altında yaşamasını sağlayan tek etken olmadığı değerlendiri- liyor E) Antarktika'da bulunan ve levreğin akrabası olan balık- ların donma eşiğini 0,8 °C'tan -2,2 °C'a kadar çektiği kanıtlandı

2. Yıllar boyunca ---- düş kırıklıkları onda derin yaralar açmış ancak bu onu çok olgunlaştırmıştı. Bu cümlede boş bırakılan yerlere düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) tekrarlanan - yaşamlar B) gizlediği - izlenimler C) karşılaştığı - etkiler D) çektiği - eziyetler E) yaşadığı-acılar

da 3 ESEN YAYIN 60-1970 yillan arasında "piyasa roman", "aşk roman" ya da "hafif roman" olarak tanımlanabilecek romanların ağırlığı bir hayli fazladır. "Hafif romanlar" derken bir noktayı muhakkak belirtmek gerekir. Bu tanımlama; küçültücü, ön yargılı ve tepeden bir bakışla ele alma anlamına gelmemeli. Konuyla ilgili Selim İleri şunlan söyler: "Popüler edebiyat denince birçok kişi tarafından sevilen veya tercih edilen, yaygın olarak beğenilen, tüketilen edebiyat anlaşılır. En azından epeyce yüksek rakamlı bir okur kalabalığının sesi olduğu için incelemeliyiz çok satan kitaplan. Özetle ne pahasına olursa olsun okuyucunun beğenilerine kulak verilmelidir." Bu parçaya göre Selim İleri'nin popüler edebiyat kavramıyla ilgili eleştirisi aşağıdakilerden hangisidir? A) Popüler edebiyatın, okuru vasatla yetinir hâle getirmesi B) Popüler edebiyat ürünlerinin, yazarla okur arasındaki sınırlan silikleştirmesi - C) Popüler edebiyatın iyi irdelenmeden ona salt aşağılayıcı bir bakışla yaklaşılması, okur beğenisinin göz ardı edilmesi D) Uke gerçeklerinin popüler ürünlerde de konu edilebileceğinin görmezden gelinmer

21 Antrenman Testi duymaktan hoşlanmaz 1. Kimse, bir işi yapamayacağınızı çünkü bu söz o işi yapmayacağınız anlamına gelir. II. Yapamam, demeniz işi bitirmek için gerekenleri yapmaya istekli olmadığınızı gösterir. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçim- de birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisinde verilmiş- tir? A) Ne yapamayacağınızı söylemek yerine neleri yapabilece- ğinizi söylemeniz kendinizi iyi hissetmenize vesile olacak- tır. B) Bir işi yapmak için gerekli istekten yoksun olmak, size o işi yapamayacağınızı düşündürür hatta yaptırmaz; bu da karşınızdakiler tarafından hoş karşılanmaz. C) Kişi, kendini hiçbir şey yapamayacak kadar yorgun hisset- tiği anlarda biriken işlerin altından kalkamayacağını düşün- meye başlar. Çevrenizdeki iyi insanlar, gerekli beceriden yoksun oldu- ğunuzda ya da bir işi yapamıyorsanız size yardım etmeye çalışacaktır. Bazı insanlar, aynı anda birden fazla işi birlikte yürütmeye çalışır ancak süreç ilerlediğinde hiçbir şey yapamadıklarını fark ederler.