Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

1.
84
Gazeteci: (1)
Fazıl Hüsnü Dağlarca: Ben Anadolu'da yetişmiş bir Türk
çocuğuyum. Elime geçen olanaklarla Türk yazarlarını en
küçük yaşlarımdan başlayarak okudum. Bu etkilenme bana
dil sevinci aşıladı. Sevinmek için yazmaya başladım, yaz-
dıkça sevindim. Öylesine uğraştım ki kendimle, yere dü-
şen bir buğdayın ilk filizini, filizin biraz büyümesini, başağa
güreşmesini, taneye dönüşmesini gözlerimle görürcesine
izledim. Bu, minicik başarılarla beni çağırdı; onlara gittim,
beni yetiştirdiler. Bana, neyin neden güzel olduğunu, nasıl
güzel olduğunu, güzelin son sınırlarına nasıl varılabileceğini
değişik biçimlerde gösterdiler. Her dizenin tek başına bir
bilimi vardır; bunu güneş ışığıyla gösterdiler bana, göster-
mekteler bana.
www
Gazeteci: (II)
1110
11==
Fazıl Hüsnü Dağlarca: Ben şiiri adım gibi saydım. Yal-
nız bana özgü, mektuba benzeyen, yanıtı alınmayan,
"sesleniş"i andıran bir güç sandım şiiri; "güç" sözcüğünü
yineliyorum!.. Çok küçükken duyduğum bir masal, o masa-
la inanmak böyle düşündürdü beni: O masalda Kırk Hara-
miler, evlerini bir dağın arkasına yapmışlardı. Kırk Harami,
evlerinin bulunduğu dağın önüne gelip "Açıl susam açıl!.."
diyorlar, dağın üzerindeki saklı kapı açılıyor, o Kırk Harami
atlı olarak içeri giriyor, kapıyı "Kapan susam kapan!.." di-
yerek yine sözle kapatıyorlardı. Bu küçük görüntü düşüne
düşüne beni şiire ulaştırdı.
Bu diyalogda boş bırakılan yere sırasıyla aşağıdakiler-
den hangisi getirilmelidir?
Ob
A) () Ditimize niçin önem vermeliyiz?
(II) Edebiyata dair hayalleriniz gerçekleşti mi?
(1) Sizde dil sevgisi nasıl başladı?
(II) Şiirin sizdeki anlamı nedir?
C) (1) Niçin "Türkçem benin ses bayrağımdır." sözünü söy-
lediniz?
(II) Şiirin diğer sanatlardan üstün yanı nedir?
D) () Gerçekten dilimize sahip çıkabiliyor muyuz?
(II) Şairlerimiz şiirimizi ileriye taşıyabildiler mi?
() Şiirde dil neden bu kadar önemlidir?
(II) Bu güçlü şair, şiire nasıl başladı?
Palme Yayınevi
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
1. 84 Gazeteci: (1) Fazıl Hüsnü Dağlarca: Ben Anadolu'da yetişmiş bir Türk çocuğuyum. Elime geçen olanaklarla Türk yazarlarını en küçük yaşlarımdan başlayarak okudum. Bu etkilenme bana dil sevinci aşıladı. Sevinmek için yazmaya başladım, yaz- dıkça sevindim. Öylesine uğraştım ki kendimle, yere dü- şen bir buğdayın ilk filizini, filizin biraz büyümesini, başağa güreşmesini, taneye dönüşmesini gözlerimle görürcesine izledim. Bu, minicik başarılarla beni çağırdı; onlara gittim, beni yetiştirdiler. Bana, neyin neden güzel olduğunu, nasıl güzel olduğunu, güzelin son sınırlarına nasıl varılabileceğini değişik biçimlerde gösterdiler. Her dizenin tek başına bir bilimi vardır; bunu güneş ışığıyla gösterdiler bana, göster- mekteler bana. www Gazeteci: (II) 1110 11== Fazıl Hüsnü Dağlarca: Ben şiiri adım gibi saydım. Yal- nız bana özgü, mektuba benzeyen, yanıtı alınmayan, "sesleniş"i andıran bir güç sandım şiiri; "güç" sözcüğünü yineliyorum!.. Çok küçükken duyduğum bir masal, o masa- la inanmak böyle düşündürdü beni: O masalda Kırk Hara- miler, evlerini bir dağın arkasına yapmışlardı. Kırk Harami, evlerinin bulunduğu dağın önüne gelip "Açıl susam açıl!.." diyorlar, dağın üzerindeki saklı kapı açılıyor, o Kırk Harami atlı olarak içeri giriyor, kapıyı "Kapan susam kapan!.." di- yerek yine sözle kapatıyorlardı. Bu küçük görüntü düşüne düşüne beni şiire ulaştırdı. Bu diyalogda boş bırakılan yere sırasıyla aşağıdakiler- den hangisi getirilmelidir? Ob A) () Ditimize niçin önem vermeliyiz? (II) Edebiyata dair hayalleriniz gerçekleşti mi? (1) Sizde dil sevgisi nasıl başladı? (II) Şiirin sizdeki anlamı nedir? C) (1) Niçin "Türkçem benin ses bayrağımdır." sözünü söy- lediniz? (II) Şiirin diğer sanatlardan üstün yanı nedir? D) () Gerçekten dilimize sahip çıkabiliyor muyuz? (II) Şairlerimiz şiirimizi ileriye taşıyabildiler mi? () Şiirde dil neden bu kadar önemlidir? (II) Bu güçlü şair, şiire nasıl başladı? Palme Yayınevi
TEST 7
GMIT'den (Massachusetts Teknoloji Enstitüsü)
araştırmacılar, beyinde beslenme ihtiyacını kontrol
eden bölgenin, ödül sisteminden sorumlu bölgeyle
bağlantılı olduğunu gösterdi. Bağımlılığa yol açan
uyuşturucu maddeler de beyinde benzer bir etkiye
neden oluyor. Bu bağlantının etkinleşmesi şeker
yeme dürtüsünün ortaya çıkmasına neden olur-
ken iki bölge arasındaki bağlantının engellenmesi
durumunda normal yeme alışkanlığında bir değişim
olmaksızın şeker yeme isteği azalıyor. Bu sonuçlar,
aşırı yemek yeme sorununun tedavisine yönelik
yeni yaklaşımların geliştirilmesine imkân sağlaya-
bilir.
MANTIKSAL AKIL Y
Bu parçaya dayanarak aşağıdakilerden hangisi
söylenebilir?
A)
Yemek yeme duygusunun engellenmesinin
mümkün olmadığı
Beslenmenin insana mutluluk duygusu da
verdiği
C)
Açken sağlıklı karar vermenin zor olduğu
D) Temel ihtiyaçlar giderilmeden sosyal ihtiyaçla-
rın giderilemeyeceği
B)
E) Beslenme dürtüsünün tüm dürtülerden baskın
olduğu
I
1
1
1
1
1
tedavi
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TEST 7 GMIT'den (Massachusetts Teknoloji Enstitüsü) araştırmacılar, beyinde beslenme ihtiyacını kontrol eden bölgenin, ödül sisteminden sorumlu bölgeyle bağlantılı olduğunu gösterdi. Bağımlılığa yol açan uyuşturucu maddeler de beyinde benzer bir etkiye neden oluyor. Bu bağlantının etkinleşmesi şeker yeme dürtüsünün ortaya çıkmasına neden olur- ken iki bölge arasındaki bağlantının engellenmesi durumunda normal yeme alışkanlığında bir değişim olmaksızın şeker yeme isteği azalıyor. Bu sonuçlar, aşırı yemek yeme sorununun tedavisine yönelik yeni yaklaşımların geliştirilmesine imkân sağlaya- bilir. MANTIKSAL AKIL Y Bu parçaya dayanarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Yemek yeme duygusunun engellenmesinin mümkün olmadığı Beslenmenin insana mutluluk duygusu da verdiği C) Açken sağlıklı karar vermenin zor olduğu D) Temel ihtiyaçlar giderilmeden sosyal ihtiyaçla- rın giderilemeyeceği B) E) Beslenme dürtüsünün tüm dürtülerden baskın olduğu I 1 1 1 1 1 tedavi
3. Ruh biliminde "ket vurma" diye isimlendirilen bir bil-
ginin başka bir bilgiyi unutturması âdeta çok bilin-
meyenli denklemdir. Çünkü bazen eski bilgi, yeni
bilgiyi unuttururken bazen de yeni bilgi, eski bilgiyi
unutturabilmektedir. Yeni öğrenilenlerin önceki öğre-
nilenleri unutturmasına "geriye ket vurma", eski öğ-
renilenlerin yeni öğrenilenleri unutturmasına "ileri-
ye ket vurma" denir. İleriye ket vurma daha çok ellili
yaşlardan sonra görülürken geriye ket vurma erken
yaşlarda görülmektedir. Fakat nadiren tam tersi de
olabilmektedir. İşte bu durum bilim dünyası için çok
bilinmeyenli denklem gibidir.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangi-
sine ulaşılamaz?
A) Sonradan öğrenilenleri unutma, her yaşta olabilir.
B) Sonradan öğrenilenleri unutma, genç yaşta ola-
bilir.
Eski öğrenilenleri unutma, genelde geç yaşlar-
da görülmektedir.
D) Önceden öğrenilenleri unutma, geç yaşlarda ola-
bilir.
E) Önceden öğrenilenleri unutma, her yaşta olabilir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
3. Ruh biliminde "ket vurma" diye isimlendirilen bir bil- ginin başka bir bilgiyi unutturması âdeta çok bilin- meyenli denklemdir. Çünkü bazen eski bilgi, yeni bilgiyi unuttururken bazen de yeni bilgi, eski bilgiyi unutturabilmektedir. Yeni öğrenilenlerin önceki öğre- nilenleri unutturmasına "geriye ket vurma", eski öğ- renilenlerin yeni öğrenilenleri unutturmasına "ileri- ye ket vurma" denir. İleriye ket vurma daha çok ellili yaşlardan sonra görülürken geriye ket vurma erken yaşlarda görülmektedir. Fakat nadiren tam tersi de olabilmektedir. İşte bu durum bilim dünyası için çok bilinmeyenli denklem gibidir. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangi- sine ulaşılamaz? A) Sonradan öğrenilenleri unutma, her yaşta olabilir. B) Sonradan öğrenilenleri unutma, genç yaşta ola- bilir. Eski öğrenilenleri unutma, genelde geç yaşlar- da görülmektedir. D) Önceden öğrenilenleri unutma, geç yaşlarda ola- bilir. E) Önceden öğrenilenleri unutma, her yaşta olabilir.
2. En temel problem, elbette zihin ve beyin arasındaki ilişkinin tam
olarak ne olduğu problemidir. Bu konuda günümüzde işlevsel-
cilik dışında "genişletilmiş zihin hipotezi" ve İngilizce adıyla "su-
pervenience theory" gibi materyalist teoriler gündemde. Düa-
lizm, özellikle töz düalizmi artık çok popüler değil ama ortadan
kaybolmuş da değil. Nitelerin nasıl ortaya çıktığı -bilincin zor
problemi diye bilinen problem- ve yönelimsellik olgusunun na-
sıl açıklanacağı problemleri var. Açıklama gediği problemi ise
hep gündemde olan bir başka konu.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söy
lenmiş olabilir?
A) Felsefe, sürekli problemler üzerinden mi yaşama odaklanır?
B) Günümüz zihin felsefesinin temel problemleri nelerdir?
C) Insanların yaşadığı en temel problem sizce nedir?
Düşünmek, problemleri başlatan ilk süreç midir?
E) Farklı görüşlerin olması felsefenin bir problemi midir?
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
2. En temel problem, elbette zihin ve beyin arasındaki ilişkinin tam olarak ne olduğu problemidir. Bu konuda günümüzde işlevsel- cilik dışında "genişletilmiş zihin hipotezi" ve İngilizce adıyla "su- pervenience theory" gibi materyalist teoriler gündemde. Düa- lizm, özellikle töz düalizmi artık çok popüler değil ama ortadan kaybolmuş da değil. Nitelerin nasıl ortaya çıktığı -bilincin zor problemi diye bilinen problem- ve yönelimsellik olgusunun na- sıl açıklanacağı problemleri var. Açıklama gediği problemi ise hep gündemde olan bir başka konu. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söy lenmiş olabilir? A) Felsefe, sürekli problemler üzerinden mi yaşama odaklanır? B) Günümüz zihin felsefesinin temel problemleri nelerdir? C) Insanların yaşadığı en temel problem sizce nedir? Düşünmek, problemleri başlatan ilk süreç midir? E) Farklı görüşlerin olması felsefenin bir problemi midir?
7. Yazarken en büyük korkum kendimi tekrar etmek.
Okur her yeni kitapta yepyeni bir şeyle karşılaşsın
istiyorum. Yeni dünyalar, yeni insanlar, yeni anla-
tim biçimleri... Kendimi tekrar ettiğimi hissettiğim
an yazdığım şeyden uzaklaşıyorum. Hem o zaman
yazmanın bir heyecanı da kalmıyor. Bir diğer ara-
yışım ise dille ilgili. Türkçeyi çok önemsiyorum ve
olanaklarının sonsuz olduğunu düşünüyorum. Öy-
leyse neden kısır bir alanda sıkışıp aynı şekilde an-
latayım. Farklı biçemler de cezbediyor beni. Ama
hepsinden önemlisi her yazdığımın bir öncekinden
daha iyi olması için uğraşmak. Bu amatör heyecan,
yazmanın tam merkezinde duruyor benim için.
B
Bu parçadaki yazar
I. Yazarlık için en büyük risk nedir?
II. Bir yazar olarak ne tür bir arayıştasın?
III. Yazarların öykünmesi sakıncalı mı?
IV. Bir şairin dilinin gücü nedir?
IV. Kendini tekrar eden yazarlara ne önerirsiniz?
numaralı soruların hangisine yanıt vermektedir?
A) I
B) II
C) III
D) IV
EV
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
7. Yazarken en büyük korkum kendimi tekrar etmek. Okur her yeni kitapta yepyeni bir şeyle karşılaşsın istiyorum. Yeni dünyalar, yeni insanlar, yeni anla- tim biçimleri... Kendimi tekrar ettiğimi hissettiğim an yazdığım şeyden uzaklaşıyorum. Hem o zaman yazmanın bir heyecanı da kalmıyor. Bir diğer ara- yışım ise dille ilgili. Türkçeyi çok önemsiyorum ve olanaklarının sonsuz olduğunu düşünüyorum. Öy- leyse neden kısır bir alanda sıkışıp aynı şekilde an- latayım. Farklı biçemler de cezbediyor beni. Ama hepsinden önemlisi her yazdığımın bir öncekinden daha iyi olması için uğraşmak. Bu amatör heyecan, yazmanın tam merkezinde duruyor benim için. B Bu parçadaki yazar I. Yazarlık için en büyük risk nedir? II. Bir yazar olarak ne tür bir arayıştasın? III. Yazarların öykünmesi sakıncalı mı? IV. Bir şairin dilinin gücü nedir? IV. Kendini tekrar eden yazarlara ne önerirsiniz? numaralı soruların hangisine yanıt vermektedir? A) I B) II C) III D) IV EV
A
A A
TYT/Türkçe
A A
37-38, soruları aşağıdaki parçaya göre cevap-
layınız.
Sözlü dil uzun bir süre önce oluşmuştur. Buna kar-
şılık yazı dili yaklaşık 10.000 yıl önce bazı topluluk
larda kullanılmaya başlanmış ve sihirli bir olgu ola-
rak görülmüştür. Yani mistik ve puslu bir yanı vardır.
Ayrıca yazının da ortaya çıkış sebebi, dilin betimlen-
mesidir. Bununla birlikte Aristo, sesi insan ruhundaki
duygulanımın göstergesi olarak görürken yazıyı se-
sin göstergesi olarak tanımlamıştır. Saussure ise dil
ve yazıyı birbirinden ayrı göstergeler sistemi olarak
tanımlamıştır.
38. Bu parcanin kor
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir?
A) Yazı dilinin ilk kimler tarafından ne zaman kulla-
nıldığı net değildir.
B) Yazı diliyle sözlü dil arasındaki en büyük fark
günlük kullanımda ortaya çıkar.
C) Yazı dilinde, konuşma dilindeki bölümler bulun-
mamaktadır
D) Yazı dili, sözlü dilden daha eski ve köklü bir geç-
mişe sahiptir.
E) Yazı dili ritüellerde kullanılan bir dil olarak bilin-
mektedir.
D
39-40
laying
(1) Dün
ğu gibi
tik kutb
250.00
ra gör
yıl ön
üzerin
(IV) A
verile
ti gid
kutup
ğını
39. Bu
dak
A)
B)
C)
D
E
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
A A A TYT/Türkçe A A 37-38, soruları aşağıdaki parçaya göre cevap- layınız. Sözlü dil uzun bir süre önce oluşmuştur. Buna kar- şılık yazı dili yaklaşık 10.000 yıl önce bazı topluluk larda kullanılmaya başlanmış ve sihirli bir olgu ola- rak görülmüştür. Yani mistik ve puslu bir yanı vardır. Ayrıca yazının da ortaya çıkış sebebi, dilin betimlen- mesidir. Bununla birlikte Aristo, sesi insan ruhundaki duygulanımın göstergesi olarak görürken yazıyı se- sin göstergesi olarak tanımlamıştır. Saussure ise dil ve yazıyı birbirinden ayrı göstergeler sistemi olarak tanımlamıştır. 38. Bu parcanin kor Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? A) Yazı dilinin ilk kimler tarafından ne zaman kulla- nıldığı net değildir. B) Yazı diliyle sözlü dil arasındaki en büyük fark günlük kullanımda ortaya çıkar. C) Yazı dilinde, konuşma dilindeki bölümler bulun- mamaktadır D) Yazı dili, sözlü dilden daha eski ve köklü bir geç- mişe sahiptir. E) Yazı dili ritüellerde kullanılan bir dil olarak bilin- mektedir. D 39-40 laying (1) Dün ğu gibi tik kutb 250.00 ra gör yıl ön üzerin (IV) A verile ti gid kutup ğını 39. Bu dak A) B) C) D E
UYGULAMA
1. Kadına dönük şiddet ve hakaret haberlerine, oyuncu bir beye-
fendinin şarkıcı bir hanımefendiyi darp ve tehdit ettiği iddiasıy
la bir yenisi daha eklendi "Iddia" ifadesi kasıtlı değil, zorunlu
olarak kullanılmış bir ifadedir çünkü haberlerde yer alan bilgiye
göre olayda, hanımefendinin darp edildiği doktor raporunda yer
alıyor ancak beyefendi bunu tam olarak kabul etmiyor ve yargı
henüz onun suçlu olduğuna dair bir karar vermedi. Söz konusu
şahsa yargısız infaz yapıldığını düşünenlerin varlığı bir tarafa,
savcıdan önce davranıp karar veren çoğunluk ile sürekli ma-
gazin gündeminde olup başka bir vasfa sahip olmayan, pole-
miklerin kendi hayatlarında soluk alıp vermek kadar yaşamsal
yer tuttuğu pek çok isim de dedikodu ve yaygaranın hakkını
yeterince verdi, sağ olsunlar (1). Kadına dönük şiddet gibi can
alıcı bir toplumsal ve tarihsel gerçek, medya ve popüler kültür
sayesinde alelade bir magazin vakası haline getirildi.
Bu parçanın yazarı aşağıdakilerin hangisinden yakınmak-
tadır?
Şiddet olaylarının, toplumca üzerinde durulması gereken
konulardan biri olarak görülmemesinden
B) Kadına şiddet olayı ekseninde fakat olayın hassasiyetini
geride bırakarak yapılan açıklamalardan
C Basın ve yayında çıkan asılsız haberlerin tespit edilmesine
yönelik önlem alınmamasından
1
DY Insanların, popüler kültüre olan merakının her geçen gün
artarak devam etmesinden
1
Eleştirmenlerin, yargı organlarınca doğrulanmamış bir id-
a üzerine yorum getirmesinden
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
UYGULAMA 1. Kadına dönük şiddet ve hakaret haberlerine, oyuncu bir beye- fendinin şarkıcı bir hanımefendiyi darp ve tehdit ettiği iddiasıy la bir yenisi daha eklendi "Iddia" ifadesi kasıtlı değil, zorunlu olarak kullanılmış bir ifadedir çünkü haberlerde yer alan bilgiye göre olayda, hanımefendinin darp edildiği doktor raporunda yer alıyor ancak beyefendi bunu tam olarak kabul etmiyor ve yargı henüz onun suçlu olduğuna dair bir karar vermedi. Söz konusu şahsa yargısız infaz yapıldığını düşünenlerin varlığı bir tarafa, savcıdan önce davranıp karar veren çoğunluk ile sürekli ma- gazin gündeminde olup başka bir vasfa sahip olmayan, pole- miklerin kendi hayatlarında soluk alıp vermek kadar yaşamsal yer tuttuğu pek çok isim de dedikodu ve yaygaranın hakkını yeterince verdi, sağ olsunlar (1). Kadına dönük şiddet gibi can alıcı bir toplumsal ve tarihsel gerçek, medya ve popüler kültür sayesinde alelade bir magazin vakası haline getirildi. Bu parçanın yazarı aşağıdakilerin hangisinden yakınmak- tadır? Şiddet olaylarının, toplumca üzerinde durulması gereken konulardan biri olarak görülmemesinden B) Kadına şiddet olayı ekseninde fakat olayın hassasiyetini geride bırakarak yapılan açıklamalardan C Basın ve yayında çıkan asılsız haberlerin tespit edilmesine yönelik önlem alınmamasından 1 DY Insanların, popüler kültüre olan merakının her geçen gün artarak devam etmesinden 1 Eleştirmenlerin, yargı organlarınca doğrulanmamış bir id- a üzerine yorum getirmesinden
Bilindiği gibi yazınsal türlerin doğuşu, sınıflandırılması ve
isimlendirilmesinde en çok biçim, muhteva, söyleyiş ve kapsam
gibi faktörler rol oynamıştır. Eskiden beri yazınsal yapıtların şiir
ve düzyazı olmak üzere iki temel biçim etrafında oluşturuldukları
görülmektedir. Bu iki temel biçim de kendi içinde yine biçimden
ve muhteva ortaklığından kaynaklanan alt türlere ayrılmaktadır.
Söz gelimi şiir genel başlığı altında manzum ve mensur şiir,
lirik, didaktik, epik, pastoral şiir, mesnevi, sone, koşma, gazel,
triyole, mani, kaside gibi burada tamamını sıralayamayacağımız
nice nice tür vardır. Düzyazıda da hikâye, roman, deneme,
fikra, makale, biyografi, otobiyografi, anı, gezi yazısı gibi türler
mevcuttur. Ancak tarihsel süreç içerisinde yazınsal türlerin
farklılıklar gösterdiği, kırılmalara uğradığı, biçim değiştirdiği,
zaman zaman birbirine karışmaya başladığı görülmektedir.
38. Bu parçada anlatılmak istenen temel düşünce
aşağıdakilerin hangisidir?
A) Edebiyatın birçok türünün var olması, okura geniş bir
okuma seçeneği sunmaktadır.
B) Nazım türlerinin sayısı, nesir türlerinin sayısından
çoktur
A
[
C) Edebiyat, pek çok sanat türünden daha köklü bir
geçmişe sahiptir.
D) Edebiyatın her türünün kendine özgü güzellikleri vardır.
E) Edebiyatın çeşitli kıstaslara göre sınıflandırılan birçok
türü vardır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Bilindiği gibi yazınsal türlerin doğuşu, sınıflandırılması ve isimlendirilmesinde en çok biçim, muhteva, söyleyiş ve kapsam gibi faktörler rol oynamıştır. Eskiden beri yazınsal yapıtların şiir ve düzyazı olmak üzere iki temel biçim etrafında oluşturuldukları görülmektedir. Bu iki temel biçim de kendi içinde yine biçimden ve muhteva ortaklığından kaynaklanan alt türlere ayrılmaktadır. Söz gelimi şiir genel başlığı altında manzum ve mensur şiir, lirik, didaktik, epik, pastoral şiir, mesnevi, sone, koşma, gazel, triyole, mani, kaside gibi burada tamamını sıralayamayacağımız nice nice tür vardır. Düzyazıda da hikâye, roman, deneme, fikra, makale, biyografi, otobiyografi, anı, gezi yazısı gibi türler mevcuttur. Ancak tarihsel süreç içerisinde yazınsal türlerin farklılıklar gösterdiği, kırılmalara uğradığı, biçim değiştirdiği, zaman zaman birbirine karışmaya başladığı görülmektedir. 38. Bu parçada anlatılmak istenen temel düşünce aşağıdakilerin hangisidir? A) Edebiyatın birçok türünün var olması, okura geniş bir okuma seçeneği sunmaktadır. B) Nazım türlerinin sayısı, nesir türlerinin sayısından çoktur A [ C) Edebiyat, pek çok sanat türünden daha köklü bir geçmişe sahiptir. D) Edebiyatın her türünün kendine özgü güzellikleri vardır. E) Edebiyatın çeşitli kıstaslara göre sınıflandırılan birçok türü vardır.
25. Bilmiyorum insan nasıl yazar olur, ne zaman yazar olur,
hele öykücü olmak ne demektir? Tanımlanması güç bir
durum. Hele anlatı türlerinin birbirlerinin alanlarına nüfuz
ettikleri, girip çıktıkları, birbirlerinin tanımlarını, araçlarını
ödünç aldıkları, harcadıkları ya da el koydukları günü-
müz edebiyatında... Şiir ile öykü, öykü ile roman, roman
ile deneme elbette genel hatlarıyla birbirinden ayrılabilir
ama öyle metinler var ki bütün bu anlatı türleri bir arada
örülmüş. Öylesi metinler ki bunlar, öykünün bittiği yer-
de roman başlar gibi olurken araya sanki şiir giriyor, tam
biterken yeniden öykü boy gösteriyor. Bu nedenle öy-
künün herhangi bir karşılığını aramak bana giderek zor
geliyor.
Bu parçaya göre yazarın yakındığı durum aşağıdaki-
lerden hangisidir?
A) Yazar olmak, öyküçü olmak ne demektir bilmeden
bu işi yapmaya çalışmak
B) Roman yazmanın zorlu bir süreç olduğu
C) Anlatı türlerinin birbirinden ayrılmaya çalışması.
D) Roman ve denemenin aynı şekilde işlenerek veril-
mesi
E) Öykü ile diğer türler arasındaki ayrımın zor olduğu
1
I
I
I
I
I
I
1
I
1
1
I
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
25. Bilmiyorum insan nasıl yazar olur, ne zaman yazar olur, hele öykücü olmak ne demektir? Tanımlanması güç bir durum. Hele anlatı türlerinin birbirlerinin alanlarına nüfuz ettikleri, girip çıktıkları, birbirlerinin tanımlarını, araçlarını ödünç aldıkları, harcadıkları ya da el koydukları günü- müz edebiyatında... Şiir ile öykü, öykü ile roman, roman ile deneme elbette genel hatlarıyla birbirinden ayrılabilir ama öyle metinler var ki bütün bu anlatı türleri bir arada örülmüş. Öylesi metinler ki bunlar, öykünün bittiği yer- de roman başlar gibi olurken araya sanki şiir giriyor, tam biterken yeniden öykü boy gösteriyor. Bu nedenle öy- künün herhangi bir karşılığını aramak bana giderek zor geliyor. Bu parçaya göre yazarın yakındığı durum aşağıdaki- lerden hangisidir? A) Yazar olmak, öyküçü olmak ne demektir bilmeden bu işi yapmaya çalışmak B) Roman yazmanın zorlu bir süreç olduğu C) Anlatı türlerinin birbirinden ayrılmaya çalışması. D) Roman ve denemenin aynı şekilde işlenerek veril- mesi E) Öykü ile diğer türler arasındaki ayrımın zor olduğu 1 I I I I I I 1 I 1 1 I
17. (1) Bazen insan esin anında çalakalem yazmaktan
zevk alır ancak ben kendimi o zevkten mahrum
ediyorum. (II) Yazdığım her cümleyi dönüp tekrar
okuyorum, her cümleyi, "Aman yanlış olmasın!"
diye kontrol ediyorum. (III) Çünkü dil yazıları yazan
biri olarak biliyorum ki dikkatli gözler okuyacaktır
bunları, bu nedenle dil yanlışı yapma kaygısı, bazen
kalemimi tutuyor; beni yavaşlatıyor. (IV) Bu kaygı
neredeyse her yazarın bir yılda roman yayımladığı
bu edebiyat dünyasında benim niçin az sayıda
romanımın yayımlandığını açıklıyor olmalı. (V) Ben
ne zaman bu kaygıdan kurtulursam (!) onlar gibi
yılda bir roman çıkarırım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) I. cümlede, yazar neden çalakalem yazmaktan
kaçındığını anlatıyor.
B) II. cümlede, yazar yazdıklarını kontrol ederken
nelere dikkat ettiğinden söz ediyor.
C) III. cümlede, yazar yazma süresinin uzun olma-
sının gerekçesini açıklıyor.
D) IV. cümlede, yazar yazdığı romanların nitelikle-
rinden söz ediyor.
E) V. cümlede, yazar çok roman yazanlara öykün-
düğünü açıklamıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
17. (1) Bazen insan esin anında çalakalem yazmaktan zevk alır ancak ben kendimi o zevkten mahrum ediyorum. (II) Yazdığım her cümleyi dönüp tekrar okuyorum, her cümleyi, "Aman yanlış olmasın!" diye kontrol ediyorum. (III) Çünkü dil yazıları yazan biri olarak biliyorum ki dikkatli gözler okuyacaktır bunları, bu nedenle dil yanlışı yapma kaygısı, bazen kalemimi tutuyor; beni yavaşlatıyor. (IV) Bu kaygı neredeyse her yazarın bir yılda roman yayımladığı bu edebiyat dünyasında benim niçin az sayıda romanımın yayımlandığını açıklıyor olmalı. (V) Ben ne zaman bu kaygıdan kurtulursam (!) onlar gibi yılda bir roman çıkarırım. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola- rak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) I. cümlede, yazar neden çalakalem yazmaktan kaçındığını anlatıyor. B) II. cümlede, yazar yazdıklarını kontrol ederken nelere dikkat ettiğinden söz ediyor. C) III. cümlede, yazar yazma süresinin uzun olma- sının gerekçesini açıklıyor. D) IV. cümlede, yazar yazdığı romanların nitelikle- rinden söz ediyor. E) V. cümlede, yazar çok roman yazanlara öykün- düğünü açıklamıştır.
A
4.
Türkçe isimlerde. Okur, Türkçe isim istiyor. Halk ara-
sında bazen tek isim birden çok bitkiye uygulanıyor. Ya
da tek bitkiye birden çok isim veriliyor. Altı aylık sürede
yaklaşık 7000 bitkiye Türkçe isim belirlemek gerekti.
Yedi kişi kitapları taradık. 66 bin Türkçe isim topladık.
Mükerrerleri ayıklayınca 20 bin isim kaldı. 3847 türde
halkın verdiği ismi aynen benimsedik. 1214 türe halk
isimlerini verdik. Kalanları için uzmanlarla toplanıp
beyin fırtınası yaptık. 3 bin isim türettik. Toplam 13 bin
765 tür ve alt türe Türkçe isim belirledik. Kısa, müzikal
ve söylenişi kolay isimleri tercih ettik.
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine cevap
olarak verilmiştir?
A) En çok hangi konuda zorlandınız?
B) Bitki isimlerini belirlemek zor mudur?
C) Türkçe sözcüklerin yapısı nasıl olur?
D) Okurun ne istediğini biliyor musunuz?
E) Bitki isimlerinin kökeni nereden gelir?
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
A 4. Türkçe isimlerde. Okur, Türkçe isim istiyor. Halk ara- sında bazen tek isim birden çok bitkiye uygulanıyor. Ya da tek bitkiye birden çok isim veriliyor. Altı aylık sürede yaklaşık 7000 bitkiye Türkçe isim belirlemek gerekti. Yedi kişi kitapları taradık. 66 bin Türkçe isim topladık. Mükerrerleri ayıklayınca 20 bin isim kaldı. 3847 türde halkın verdiği ismi aynen benimsedik. 1214 türe halk isimlerini verdik. Kalanları için uzmanlarla toplanıp beyin fırtınası yaptık. 3 bin isim türettik. Toplam 13 bin 765 tür ve alt türe Türkçe isim belirledik. Kısa, müzikal ve söylenişi kolay isimleri tercih ettik. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine cevap olarak verilmiştir? A) En çok hangi konuda zorlandınız? B) Bitki isimlerini belirlemek zor mudur? C) Türkçe sözcüklerin yapısı nasıl olur? D) Okurun ne istediğini biliyor musunuz? E) Bitki isimlerinin kökeni nereden gelir?
5.
Psikoloji, değer problemini felsefeden daha farklı bir şekilde ele
alır. Psikolojide değerin önemi onun objektif bir esasa dayanıp
dayanmamasında değil, insan davranışlarının yol göstericisi
olarak oynadığı roldedir. Bu bakımdan psikolog, değeri sadece
bir inanç olarak alır ve bu ona yeter. Özellikle ahlaki davranış
konusunda değer; bir kimsenin çeşitli insanları, insanlara ait nite-
likleri, istek ve niyetleri, davranışları değerlendirirken başvurduğu
bir kriter demektir. Bir örnek verelim: Ahmet iyi insandır. Niçin?
İnsanlara elinden geldiğince yardım etmektedir ve insanlara yar-
dım etmek iyidir. Fakat değer, inancın spesifik bir şekli olmak
itibarıyla ondan daha yukarıda bir zihin organizasyonudur. Şöyle
ki bir değer bir tek inanca değil bir arada organize olmuş bir grup
inanca tekabül eder.
.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşa-
ğıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Bu önermeden çıkarılabilecek sonuç, bireysel argümanların
geçerliğiyle doğrudan ilintilidir
B) İnsanları bu şekilde kategorize etmek, değer kavramının
inanç kavramından zayıf bir güç olduğunu gösterir
C) Bu tip evrensel doğrulamalar kısa süre içerisinde, insanların
hayatını kolaylaştıran kurallara dönüşür
D) Kaldı ki bu benimsemenin aslı bakımından zihinsel bir orga-
nizasyonla doğrudan bağlantısı yoktur
E) Değer; bir inanç olması bakımından dünyamızın belli bir kıs-
mıyla ilgili idrak, duygu ve bilgilerimizin bir terkibi demektir
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
5. Psikoloji, değer problemini felsefeden daha farklı bir şekilde ele alır. Psikolojide değerin önemi onun objektif bir esasa dayanıp dayanmamasında değil, insan davranışlarının yol göstericisi olarak oynadığı roldedir. Bu bakımdan psikolog, değeri sadece bir inanç olarak alır ve bu ona yeter. Özellikle ahlaki davranış konusunda değer; bir kimsenin çeşitli insanları, insanlara ait nite- likleri, istek ve niyetleri, davranışları değerlendirirken başvurduğu bir kriter demektir. Bir örnek verelim: Ahmet iyi insandır. Niçin? İnsanlara elinden geldiğince yardım etmektedir ve insanlara yar- dım etmek iyidir. Fakat değer, inancın spesifik bir şekli olmak itibarıyla ondan daha yukarıda bir zihin organizasyonudur. Şöyle ki bir değer bir tek inanca değil bir arada organize olmuş bir grup inanca tekabül eder. . Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşa- ğıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Bu önermeden çıkarılabilecek sonuç, bireysel argümanların geçerliğiyle doğrudan ilintilidir B) İnsanları bu şekilde kategorize etmek, değer kavramının inanç kavramından zayıf bir güç olduğunu gösterir C) Bu tip evrensel doğrulamalar kısa süre içerisinde, insanların hayatını kolaylaştıran kurallara dönüşür D) Kaldı ki bu benimsemenin aslı bakımından zihinsel bir orga- nizasyonla doğrudan bağlantısı yoktur E) Değer; bir inanç olması bakımından dünyamızın belli bir kıs- mıyla ilgili idrak, duygu ve bilgilerimizin bir terkibi demektir
LGS ÇIKMIŞ SORULAR
adın,
tobi-
adar
atır-
men
yor.
mra-
yler
çe-
yor.
mut-
ler-
1. TEST
ama
12. Nasıl başladı, 'ne vakit başladı bilemiyorum
ilk belirtiler dokuz yaşımda iken ortaya çıktı. Misa
firlerle bahçede oturuyorduk. Yaşlı bir adam saa
sordu. Aksi gibi, kimsede saat yoktu. Eniştem içer
saate bakmaya koştu. Ben o sırada: "Uçü yirmi ge
çiyor." deyivermiştim.
A
rat
bu
Boğazdan geçen vapurlara bakıp zamanı ba
taşı
zen dakikası dakikasına kestirmek mümkündü. Gö
rünürde vapur olmadığı anlaşılınca gözler fal
gibi açıldı ve hep bir ağızdan "---" dediler.
"Bilmem." dedim. "Dilimin ucuna geliverdi işte.
Rahmetli halam: "Tesadüf a canım!" dedi. "Atti tuttu
işte. Olmaz mı böyle şeyler?" Öbürküler de: "Evet,
tesadüf." dediler. "- - - -" diye de eklediler.
Bu metinde boş bırakılan yerlerden herhang
birine mantık akışına göre aşağıdakilerden han
gisi getirilemez?
A) Ama bu kadar olur yani!
BY Aslında saati biliyordu.
Saati tutturmama önce kimse şaşırmadı.
D) Peki ama nasıl bildin?
13. G
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
LGS ÇIKMIŞ SORULAR adın, tobi- adar atır- men yor. mra- yler çe- yor. mut- ler- 1. TEST ama 12. Nasıl başladı, 'ne vakit başladı bilemiyorum ilk belirtiler dokuz yaşımda iken ortaya çıktı. Misa firlerle bahçede oturuyorduk. Yaşlı bir adam saa sordu. Aksi gibi, kimsede saat yoktu. Eniştem içer saate bakmaya koştu. Ben o sırada: "Uçü yirmi ge çiyor." deyivermiştim. A rat bu Boğazdan geçen vapurlara bakıp zamanı ba taşı zen dakikası dakikasına kestirmek mümkündü. Gö rünürde vapur olmadığı anlaşılınca gözler fal gibi açıldı ve hep bir ağızdan "---" dediler. "Bilmem." dedim. "Dilimin ucuna geliverdi işte. Rahmetli halam: "Tesadüf a canım!" dedi. "Atti tuttu işte. Olmaz mı böyle şeyler?" Öbürküler de: "Evet, tesadüf." dediler. "- - - -" diye de eklediler. Bu metinde boş bırakılan yerlerden herhang birine mantık akışına göre aşağıdakilerden han gisi getirilemez? A) Ama bu kadar olur yani! BY Aslında saati biliyordu. Saati tutturmama önce kimse şaşırmadı. D) Peki ama nasıl bildin? 13. G
6. (1) Birinci Yeni ve İkinci Yeni akımı, şiir dünyamıza
oldukça fırtınalı günler yaşatmışlardı. (II) Her ikisi de
kendinden önceki şiiri horlayarak ortaya çıktığı için
şiirin hem özünü hem tanımını elden geçirerek işe
koyulmuşlardır. (III) Bu yüzden okurları alışılmışın
ötelerine itmişlerdir. (IV) Birinci Yeni anlama dönük
çarpıcı, yoğun ve yalındı. (V) İkinci Yeni, Birinci Ye-
ni'ye tepki olarak doğduğu için anlamdan kaçmış;
renkli, çağrışımsal bir şiiri amaç edinmişti.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) 1. cümlede, geçmişe dönük bir tespit yapılmıştır.
B) II. cümlede, Birinci ve İkinci Yeni akımlarının or-/
tak özelliğinden söz edilmiştir.
C) III. cümlede, şiir akımlarının okur üzerindeki etki-
sinden bahsedilmiştir.
Oor
DIV. cümlede, Birinci Yeni'nin özelliği verilmiştur.
cümlede, II. Yeni'nin çok sevilmesinin nedeni
verilmiştir.
7. (1) Tiyatronun başlangıcında tragedya ve komedya
türleri kesinlikle birbirinden ayrılmıştı. (II) Bu ayrım
klasik dönemin sonuna dek sürdürüldü. (Modern
tiyatroda ise böylesine kesin bir ayrım yapılmıyor.
(IV) Güldürü ve ağlatı ögeleri yan yana kullanılabi-
liyor. Tragedyanın seyirciyi sahneyle özleştirici
heyecanları ile komedyanın sahneyi uzak açıdan de-
ğerlendirici düşüncesi iç içe sunulabiliyor.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerin-
de bir karşılaştırma söz konusudur?
A) I vell
B) I ve (IT
Dve V
C) Ilve IV
E) IV ve V
8 ve 9. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
(1) Kendini bilmezin biri olduktan sonra bilgili olma-
nin, bilimin ne anlamı olabilir? (II) Kendini bilmek.
İşte en büyük erdem bu. Sokratesin çağdan çağa
yankılanıp gelen en büyük öğretisi de bu! (III) Her
doğru, güzel, iyi olan şey, önce kendini bilmekle, ta-
nimakla başlar. (IV) Kendini, kusurlarıyla erdemlerini
güçleriyle güçsüzlüklerini iyi tanıyan kimse, hem güç-
lü olur, hem de çevresiyle, insanlarla olan ilişkilerini
daha iyi düzenleyebilir. (V) Dolayısıyla da toplumdaki
olumsuzluklar, öfkeler, nefretler azalır.
8. Numaralanmış cümlelerden hangisi kendisinden
önce gelen cümlenin gerekçesidir?
A) I
B) II
-98-
9. Numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdaki
lerden hangisi söylenemez?
(A)
C) III
A) I. cümlede soru yoluyla bir düşünce ileri sürül-
müştür.
(B)
I. cümlede kendini tanımanın zor olduğundan söz
edilmiştir.
C) III. cümlede iyiliklerin, güzelliklerin insanoğlunun
kendini tanımasıyla gerçekleştiği belirtilmiştir.
D) IV. cümle kendisini her anlamda tanıyan insanın
mutlu ve başarılı olduğu söylenmiştir.
E) V. cümlede, toplumun ileri düzeyde gelişmesinin
yollarına yer verilmiştir.
(11)
10. (1) Sanatçının son dönem çalışmalarını inceledim.
Sanatçı, resmin kendine özgü kurallarını özgün bir biçim-
de uygulamasına karşın, yapıtlarıyla sarsıcı hiçbir etki bi-
rakmıyor. (III) Her yapıtı, yalnızca biçimsel sorunların ağır
bastığı bir nitelik taşıyor. (IV) Doğalmış izlenimi verilmek
istenen renk lekelerinin önceden tasarlandığı görülüyor.
(V) Sanırım, sanatçının önünde uzun bir yol var.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi-
sinde değerlendirme yapılmamıştır?
BII
D) IV
C)
A) IV ve V
DNV EV
11. . lyilik ülküleri dışında bir yaşamı öğütleyen her
düşünce de düşüncesizliktir aslında.
II. Çünkü yaşamanın ve evrenin niteliği üstünde
durmaz olur böylesi.
III. Demek yaşam ve evren üstüne kafa yormamak
tehlikeli.
12. Insane
lar ya
bir he
Bu c
IV. lyilik ilkesini yadırgayanlar da kimi başarılar ka-
zanabilir ancak vicdanını, özünü doyuramayınca
gerçekten mutlu yaşayamazlar.
D) II ve III
B) III ve V
V. Bu yöndeki aranmalardan uzak duran kişi iyilik
ilkesine de yabancılaşır.
Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir bütün oluştu-
rabilmek için hangi cümleler yer değiştirmelidir?
C)
13.
C) III ve IV
E) I ve II
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
6. (1) Birinci Yeni ve İkinci Yeni akımı, şiir dünyamıza oldukça fırtınalı günler yaşatmışlardı. (II) Her ikisi de kendinden önceki şiiri horlayarak ortaya çıktığı için şiirin hem özünü hem tanımını elden geçirerek işe koyulmuşlardır. (III) Bu yüzden okurları alışılmışın ötelerine itmişlerdir. (IV) Birinci Yeni anlama dönük çarpıcı, yoğun ve yalındı. (V) İkinci Yeni, Birinci Ye- ni'ye tepki olarak doğduğu için anlamdan kaçmış; renkli, çağrışımsal bir şiiri amaç edinmişti. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) 1. cümlede, geçmişe dönük bir tespit yapılmıştır. B) II. cümlede, Birinci ve İkinci Yeni akımlarının or-/ tak özelliğinden söz edilmiştir. C) III. cümlede, şiir akımlarının okur üzerindeki etki- sinden bahsedilmiştir. Oor DIV. cümlede, Birinci Yeni'nin özelliği verilmiştur. cümlede, II. Yeni'nin çok sevilmesinin nedeni verilmiştir. 7. (1) Tiyatronun başlangıcında tragedya ve komedya türleri kesinlikle birbirinden ayrılmıştı. (II) Bu ayrım klasik dönemin sonuna dek sürdürüldü. (Modern tiyatroda ise böylesine kesin bir ayrım yapılmıyor. (IV) Güldürü ve ağlatı ögeleri yan yana kullanılabi- liyor. Tragedyanın seyirciyi sahneyle özleştirici heyecanları ile komedyanın sahneyi uzak açıdan de- ğerlendirici düşüncesi iç içe sunulabiliyor. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerin- de bir karşılaştırma söz konusudur? A) I vell B) I ve (IT Dve V C) Ilve IV E) IV ve V 8 ve 9. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (1) Kendini bilmezin biri olduktan sonra bilgili olma- nin, bilimin ne anlamı olabilir? (II) Kendini bilmek. İşte en büyük erdem bu. Sokratesin çağdan çağa yankılanıp gelen en büyük öğretisi de bu! (III) Her doğru, güzel, iyi olan şey, önce kendini bilmekle, ta- nimakla başlar. (IV) Kendini, kusurlarıyla erdemlerini güçleriyle güçsüzlüklerini iyi tanıyan kimse, hem güç- lü olur, hem de çevresiyle, insanlarla olan ilişkilerini daha iyi düzenleyebilir. (V) Dolayısıyla da toplumdaki olumsuzluklar, öfkeler, nefretler azalır. 8. Numaralanmış cümlelerden hangisi kendisinden önce gelen cümlenin gerekçesidir? A) I B) II -98- 9. Numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdaki lerden hangisi söylenemez? (A) C) III A) I. cümlede soru yoluyla bir düşünce ileri sürül- müştür. (B) I. cümlede kendini tanımanın zor olduğundan söz edilmiştir. C) III. cümlede iyiliklerin, güzelliklerin insanoğlunun kendini tanımasıyla gerçekleştiği belirtilmiştir. D) IV. cümle kendisini her anlamda tanıyan insanın mutlu ve başarılı olduğu söylenmiştir. E) V. cümlede, toplumun ileri düzeyde gelişmesinin yollarına yer verilmiştir. (11) 10. (1) Sanatçının son dönem çalışmalarını inceledim. Sanatçı, resmin kendine özgü kurallarını özgün bir biçim- de uygulamasına karşın, yapıtlarıyla sarsıcı hiçbir etki bi- rakmıyor. (III) Her yapıtı, yalnızca biçimsel sorunların ağır bastığı bir nitelik taşıyor. (IV) Doğalmış izlenimi verilmek istenen renk lekelerinin önceden tasarlandığı görülüyor. (V) Sanırım, sanatçının önünde uzun bir yol var. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi- sinde değerlendirme yapılmamıştır? BII D) IV C) A) IV ve V DNV EV 11. . lyilik ülküleri dışında bir yaşamı öğütleyen her düşünce de düşüncesizliktir aslında. II. Çünkü yaşamanın ve evrenin niteliği üstünde durmaz olur böylesi. III. Demek yaşam ve evren üstüne kafa yormamak tehlikeli. 12. Insane lar ya bir he Bu c IV. lyilik ilkesini yadırgayanlar da kimi başarılar ka- zanabilir ancak vicdanını, özünü doyuramayınca gerçekten mutlu yaşayamazlar. D) II ve III B) III ve V V. Bu yöndeki aranmalardan uzak duran kişi iyilik ilkesine de yabancılaşır. Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir bütün oluştu- rabilmek için hangi cümleler yer değiştirmelidir? C) 13. C) III ve IV E) I ve II
ek
en
ri
İstanbul'da tabiatın emsalsiz güzelliği şüphe yok ki Boğaziçi'n-
dedir ve İstanbul'un en güzel yerlerinden olan Boğaz'a gösteri-
len rağbet tabiata duyulan sevgiyi ve verilen kıymeti gösteriyor-
du. İnsanlar, şimdiki gibi daha tabiatla aralarını büsbütün aça-
mamışlardı. Ruhları ve vücutları birbirinden tamamıyla ayrılma
mıştı. Kulübede oturanlardan ta saraylarda oturanlara kadar her-
kes mevsimlerle alakadardı. Sıcak ve soğuk, rüzgâr ve kar, yağ-
mur ve çamur herkesi meşgul ederdi. Eski evler hayatı, insanla-
ri tabiattan şimdiki apartmanlar kadar ayırmazdı.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Nitelendirme L
B) Tartışma V
CBetimleme
D) Yakınma
E) Karşılaştırma
2.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ek en ri İstanbul'da tabiatın emsalsiz güzelliği şüphe yok ki Boğaziçi'n- dedir ve İstanbul'un en güzel yerlerinden olan Boğaz'a gösteri- len rağbet tabiata duyulan sevgiyi ve verilen kıymeti gösteriyor- du. İnsanlar, şimdiki gibi daha tabiatla aralarını büsbütün aça- mamışlardı. Ruhları ve vücutları birbirinden tamamıyla ayrılma mıştı. Kulübede oturanlardan ta saraylarda oturanlara kadar her- kes mevsimlerle alakadardı. Sıcak ve soğuk, rüzgâr ve kar, yağ- mur ve çamur herkesi meşgul ederdi. Eski evler hayatı, insanla- ri tabiattan şimdiki apartmanlar kadar ayırmazdı. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Nitelendirme L B) Tartışma V CBetimleme D) Yakınma E) Karşılaştırma 2.
8.
A)
B)
C)
Quito
D)
E)
Buenos
Aires
Haritada verilen şehirlerden yerel saati en ileri olan ve
çizgisel hızı en fazla olan şehir, aşağıdakilerin hangisinde
doğru verilmiştir?
Yerel saati en ileri
id olan şehir
Canberra
Moskova
Ankara
G
Ankara
Quito
Moskova
Buenos Aires
Çizgisel hızı en
fazla olan şehir
Quito
Buenos Aires
Moskova
Canberra
Canberra
Ankara
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
8. A) B) C) Quito D) E) Buenos Aires Haritada verilen şehirlerden yerel saati en ileri olan ve çizgisel hızı en fazla olan şehir, aşağıdakilerin hangisinde doğru verilmiştir? Yerel saati en ileri id olan şehir Canberra Moskova Ankara G Ankara Quito Moskova Buenos Aires Çizgisel hızı en fazla olan şehir Quito Buenos Aires Moskova Canberra Canberra Ankara