Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

dir. er. ar- eri 29. Kakao tohumunun kavrulmuş ve birçok işlemden geçmiş hâli bugün neredeyse tüm mutfaklarda kullanılmakta, yağı ise birçok kozmetik ürününün içinde bulunmaktadır. Kakao ile insan arasındaki ilişkinin binlerce yıldır devam etmesi- günümüzdeki tüketim biçimleri de eklendiğinde insan, kakaoya çok uzun zamandır aşinadır. Ancak günlük hayat- ta kullanılan kakao ürünlerinin içeriği okunduğunda kakao oranının yok denecek kadar az olduğu ve içine birçok kat- kı maddesi eklendiği görülmektedir. Bu durum, kakaonun kendi topraklarından ayrılmasıyla ve zaman içinde özellikle de çikolata olarak ticari bir değer kazanmasıyla olmuştur. Aslında dünyanın sadece belirli yerlerinde bulunan, narin ve nadir yetişen bir ağaçtan üretilen kakao, Kristof Ko- lomb'dan sonra dünyaya açılmış ve kıymetli bir ham madde haline gelerek gündelik yaşama aktarılmıştır. Bu parçada kakao ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söy- lenemez? ne A) Besin ürünlerinin dışında başka alanlarda da kullanıl- maktadır. B) Kristof Kolomb sayesinde şu an dünyanın her yerinde üretilebilmektedir. C) Insanlar çok eskilerden beri varlığından haberdardır. D) Ticari değer kazanmasında çikolatanın büyük etkisi yardır. E) Birçok üründe başka maddelerle birlikte yer almaktadır.

25. Orkide, bakımı en zor çiçeklerden birisiymiş. Evde bu çi- çekler neden açmıyor, diye saksı değişimine girişince fark ettim bunu. Orkide bakımı oldukça dikkat istiyor; sulama- sından toprak değişimine, saksı seçiminden budamasına her konuda bazı hususlara dikkat edilmesi gerekiyormuş. Çiçeğin kökleri sürekli nemli bir ortamda bulunmaktan asla hoşlanmazmış. Neden açmıyor bu orkideler, şimdi anlaşıl- di. Bu bitkinin öncelikle içerisinde yer aldığı ortamı sevmesi gerekirmiş, öyle açarmış. Demek ki bu hiç sevmedi beni. Eğer çiçeğin kök saldığı toprağın karışımında bir bozulma söz konusu olduysa ve orkidenin kökleri beklenenden daha hızlı geliştiyse saksıyı değiştirmek gerekirmiş. Zormuş orki- de bakımı; saksi, toprak, her şeyi değiştirdim. Şimdi çiçek- ler açsın diye bekliyorum. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi orkide bakı- minda dikkat edilecek hususlardan biri değildir? A) Bulunduğu toprağın değiştirilmesi B) Toprağın nem miktarının iyi ayarlanması CYSaksının duruma göre değiştirilmesi DKöklerin hızlı uzamasının önüne geçilmesi EX Sulamasının uygun koşullara göre yapılması

21. Bir eseri okumak yazarın gözlerini ödünç almaktır. Üstelik bu- nun için izin de istemeyiz. Eser yazarının ellerinden çıkmış, okura emanet edilmiştir. Bu yazarımız da kitaplarını okura teslim eden, onlar hakkında konuşmayı sevmeyen bir yazar. Yazar kendini edebiyat dünyasına kanıtlamış ve bu süreçte çok yol almıştır. Yazmak için değil, gerçekten de estetiğe ulaşmak için yazmıştır. Anlattığı ne olursa olsun en iyi şekilde dile getirmiştir. Pek çok kitabında sürgünlüğün ve yolculuğun edebiyatını yapan sanatçı; yaşadıklarından yola çıkarak ha- yatını, hayatını geçirdiği ülkeleri ve İstanbul'u yazar. Bu ya- nıyla metinlerde kurguyla anlatının, anlatıcıyla yazarın iç içe geçtiğini, yazarın güncelerini konuşturduğunu hissederiz. Bu parçada söz edilen yazarla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Eserini yazıp okuyucunun değerlendirilmesine bıraktığı Eserlerinde üslubu en iyi şekilde kullandığı C) Edebiyat alanında kendini ispatladığı DY Yazdıklarıyla güzellik olgusunu öncelediği E Eserlerinde kendi hayatından kesitleri sunduğu -7-

18:17 X 18:05 X 25. (1) Yaşar Kemal. Teneke adlı eserinde diğer tüm kitaplarında olduğu gibi eleştirilerini öyküye ince ince işlemiş ve göndermelerini tam da yerinde kul- lanmış. (II) Teneke tam anlamıyla Yaşar Kemal'in ustalığını konuşturduğu eserlerinden yalnızca bir tanesi ve bana göre en güzeli. (III) Kitap, sohbet havasında gelişiyor ve yazım dili oldukça samimi. (IV) Öykü okuyucuya tüm duyguları vererek olduk- ça iyi aktarılmış. (V) Okuyanların beğenmeme gibi bir seçeneği olmadığını düşündüğüm nadir kitap- lardan biri oldu Teneke. 4G Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede eserin mizahi özellikler taşıdığına değinilmiştir. B) II. cümlede kişisel bir yoruma yer verilmiştir. C) III. cümlede eserin biçem özelliğinden bahse- dilmiştir. 4G DV. cümlede eser hakkında bir değerlendirme yapılmıştır. E) V. cümlede emin olunan bir durumdan söz edilmiştir. 27. B T

Eski Yunanlar müziği her türlü erdemin esası sayarlardı. Onlara göre müzik, ruhun eğitimi ve anınması için son derece önemliydi. "Paignon" adını verdikleri müzikler, dertlere karşı en iyi deva ve avuntulardan sayılır, hastalıklardan kurtulmak için kullanılırdı. Pisagor, umutsuzluğa düşmüş veya asabi hastaları belli melodilerle iyileştirme olanaklarını tespit etmiş, tibbin babası Hipokrat, kimi hastalannı tedavi etmek için onları ilahilerin söylendiği tapınaklara götümüştür. En büyük Yunan filozoflarından Eflatun da ahenk ve ritimleri sayesinde ruhun derinliklerine nüfuz ederek müziğin insana neşe verdiğini ve duygularını tatlı tatlı uyarmakla kalmayıp sıkıntılarını ve bunalımlarını da giderdiğini söylemiştir. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi müziğin yararlarından değildir? A) Insanın manevi yönünü güçlendirmest B) Melankoliye karşı çözüm üretmesi C) Ofkeye meyilli kişilerde etkili olması D) Insanda haz ve mutluluk uyandırması E) Başka kişileri anlamayı kolaylaştırması 2021 ALES

1) Fransız klinisyenleri 19. yüzyılda, obsesif-kompulsif bozukluğu şüphe ve güvensizlik dolayısıyla karar verememe ya da bir algıya güvenememe olarak açıklamışlardır. II) Alman klinisyenler ise bozukluğu daha bilişsel olarak ele almış ve patolojiyi, nörolojik yapıların bilişsel temsilleri olan mantıksız düşüncelere dayandırmışlardır. OKB semptomları uzun yıllardır incelense de 20. yüzyılın başına kadar bozukluk tam olarak adlandırılmamıştır. III) Freud, birkaç vaka örneklemiyle fobilerdeki ruhsal kökenin, obsesif-kompulsif bozukluktaki ruhsal kökenden ve psikodinamik etkenlerden farklı olduğunu göstererek obsesif kompulsif nevroz olarak adlandırdığı bozukluğa dikkat çekmiş, fobik nevroz ve obsesif kompulsif nevrozu ayrı bozukluklar olarak nitelemiştir. IV) Obsesif kompulsif bozukluk yaygınlığı %1,9-3,3 (yaklaşık %2-3 arası) arasında değişen ve biyolojik kökeniyle ilgili yoğun araştırmaların yürütüldüğü, aile bağımlı, akademik, meslek ve sosyal işlevselliği olumsuz yönde etkileyen süreğen bir rahatsızlıktır. V) Ancak toplumda bu kadar yaygınlığı bulunan bir rahatsızlık olmasına rağmen, teşhis ve takibinin yapıldığı hasta sayısı yüksek değildir. IV) Bu tür hastalar günün büyük bölümünü hatta tümünü basmakalıp, kalıplaşmiş, tekdüze zorunlu hareketleri yapmakla geçirir. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? (UA) A) II B) III C) IV D) V E) VI

29. Yahya Kemal Beyatlı'nın etkisinde kalan ama günün heyecanını şiirleriyle ifade etmekten çekinmeyen Fa- ruk Nafiz Çamlıbel'de mükemmellik kaygısı yoktur. O, şiirlerini üstadı gibi yıllarca olgunlaşsın diye bek- letmemiş, sıcağı sıcağına yayımlamıştır. Bir yanıyla Mehmet Emin Yurdakul'dan gelen memleketi anlatma amacıyla bir yandan "Milli Mücadele"den sonraki za- fer heyecanıyla Anadolu coğrafyası, insanı, tarihi ve yaşayışı ile yeniden keşfedilirken Faruk Nafiz Çamlı- bel de Anadolu'da ses getiren şairler arasında yerini almıştır. Bu parçada Faruk Nafiz Çamlıbel'le ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Şiirlerini yeterince özen göstermeden yazdığına B) Şiirlerinde Anadolu'yu anlattığına Yahya Kemal Beyatlı'dan etkilendiğine DMükemmellik kaygısı taşımadığına E) Memleket şiirleri yazdığına

2. • Tipik ve kabuklu uyuz olmak üzere iki tür uyuz has- talığı bulunmaktadır. Hastalığın bir kişiden başka bir kişiye, yakın cilt temasıyla, kişinin giysi ve çarşaf gi- bi kişisel eşyalarının ortak kullanımıyla bulaşması söz konusudur. ● Uyuzu teşhis etmek genellikle zor olduğu için tanı ko- yarken zaman kaybı söz konusu olabilir. Diğer yandan bu hastalığın genellikle egzama, prurigo nodularis ve- ya lupus eritematozus gibi başka deri hastalıklarıyla karıştırılıp yanlış teşhis konma riski de vardır. Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Farklı çalışmaların bizi aynı sonuca ulaştırdığı belirtil- mektedir. B) Aynı olgunun farklı yönleri aydınlatılmaya çalışılmak- tadır. C) Aynı düşünceyi pekiştirici farklı örneklere yer verilmek- tedir. D) Farklı üsluplar kullanılsa da bir olay, aynı gerekçele- re bağlanmıştır. E) Benzer olumsuzlukların temelinde aynı tedbirsizlikle- rin yattığı vurgulanmıştır. 4.

16.22 ill B B TYT 33. Türkiye'de kemik bir tiyatro seyircisi var ancak asla yeterli değil. Tiyatronun ülke nabzını tutabilmesi için seyircinin daha çok artması lazım. Ancak şu hususu da belirtmeden geçemeyeceğim: Bizim tiyatro seyircisinin en kötü yanı, temsil esnasında sürekli telefonunu kontrol etmesi. Ah bu akıllı telefonlar, ah! Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir? B A) Akıllı telefonların tiyatro seyircisinin dikkatini dağıttığına B) Tiyatronun ülke gündeminden düşmediğine C) Tiyatro seyircisinin temsilin hakkını vermediğine D) Tiyatroyu sürekli takip eden bir izleyici kitlesi olması gerektiğine En Geniş kitlelere seslenemeyen tiyatronun etkisiz kalacağına 35

4. Bir metinde düşünce örgüsünün sağlamlığı ne denli önemliyse orgüyü gerçekleştiren düzenek yani üslup da o ölçüde önemlidir. Aşağıdakilerin hangisi bu cümlede anlatılmak isteneni desteklemez? A Düşünce örgüsü sağlam nice metnin üslup özensizliğinden dolayı okunmadığı olmuştur. B) Metnin okunmasını sağlayan ögelerin başın- ga dil özelliği de gelmektedir. C) Birmetinde anlatım, düşünce örgüsünden da- ha çok özen gerektirir. D) Sağlam bir düşünceye sahip olmayan bir met- nin etki gücü zayıftır. E) Anlatılmak istenen ve dil, metnin okunurluğun- da eş güdümlü önceliğe sahiptir. KONU TESTİ rya- cük- lara atçı, ka- arin me- azar her arak idir. ile- le V ve V ESTI

Memduh Şevket Esendal ve Sait Faik Abasıyanık, Cumhuriyet Dönemi'nde öykü yazınımızda bir dönüm noktası olmuştur. Bunun temelinde ----. Yukarıda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) yaşamın içindeki olayları şiirsel bir dille öyküye dönüş- türmek vardır B) sözü uzatmak yerine birkaç satırla da olsa bir öykü yazı- labileceğini göstermek vardır C) yaşantıyı gözlemle değil, sezgiden güç alan izlenimlerle yansıtmak vardır D) olaya dayalı geleneksel öykü tarzını bırakarak yaşamın en küçük anını anlatmak vardır E) yaşanmışlığı anlatmada öykünün de roman kadar başarılı bir tür olduğunu göstermek vardır

Anlatımda serim, düğüm, çözüm planına uyulmaz. Belli bir sonucu da yoktur. Merak ve heyecandan çok, duyguyla ha- yallere yer verilir. Belli bir ortamdan kaynaklanan izlenimler, çağrışımlar vardır. Şiirsellik, şiirselliği yaratan anılar, çağrışım ve düşünceler sergilenir. Anlatılanlar okuyucunun hayal gücüne bırakılır. Bu parçada, aşağıda verilenlerden hangisinin özellikle- rinden söz edilmektedir? A) Roman C) Durum hikâyesi B) Olay hikâyesi D) Klasik mesnevi E) Minimal hikâye

TESTI KONU (11) 1. Cümle Yo Keşanlı Ali Destanı; Cumhuriyet'in ilk yıllarından Demokrat Parti dönemine kadarki süreçleri yalın bir dille ve eleştirel bir bakışla gülmece tarzında yorumlamış, birçok tiyatro topluluğu tarafından defalarca sergilenmiş, Avrupa'nın birçok şehrin- de, Amerika'dan Lübnan'a birçok ülkede ilgiyle iz- lenerek Türk tiyatro tarihinde bir fenomen hâline gelmiş ve hâlen güncelliğini yitirmemiştir. Bu cümleden aşağıdakilerden hangisi kesin olarak çıkarılabilir? A) Keşanlı Ali Destanı, Avrupa'da ödül alan ilk Türk tiyatro oyunudur. Keşanlı Ali Destanı, dünya edebiyatında en çok tanınan Türk edebiyatı verimidir. e Keşanlı Ali Destani, komedi tarzında yazılmış Cumhuriyet Dönemi'ndeki en önemli tiyatro yapıydır. D) Bir dönemi ironik bir yaklaşımla gözler önüne sermiş olan Keşanlı Ali Destani, beğeniyle iz lenen, kalıcılığı yakalamış bir oyundur. Komedi türünün kült yapıtlarından olan Keşan li Ali Destanı bu terün bizdeki ilk örneğidir. 3.

4. Ünite Bir dünya düşünürüm, ilk günden beri Açılmış da masallar gülü Hırsın, kinin kapısı kapanmış Yüzlerdeki gülümseme çocuksu Gözlerde sevginin ışığı yanmış Bir dünya düşünürüm, ülküsü kardeşlik Yaşlılar korkusuz, çocuklar mutlu Ve yaşatan sevinçler için yarışta gençlik O güzelim dünya ki yüzyıllardır Bütün altın kalplerce arzulanmış Bir dünya düşünürüm 5. Sarısında, siyahında, beyazında Yürekler hep aynı anlayışla çarpar Paragraf Düzeyinde Anlam Aynı rüzgârla okşanır özgürlük çiçeği bayraklar Arasız bir olimpiyat şenliği yeryüzünde Bir dünya düşünürüm Öylesine günlük güneşlik Orada her şey iyilik, güzellik, dostluk üstüne Bir dünya düşünürüm bir dünya Aklın aydınlığında, duygunun selinde yıkanmış Aşağıdakilerden hangisi bu dizelerin şairinin düşle- diği yerin özelliklerinden biri değildir? A) Kalplerde sevginin yer bulduğu B) Herkesin eşit olduğu C Barış içinde yaşandığı D) İnsanlarının mutlu olduğu E) Akıl ve duygunun egemen olduğu B 6. Eşref saat gündelik ģi, kararlarımızın en asla yanılmadığımız 12'de mi, akşam 7 yarısında mı teşrif. kaçırmamak lazım. zi tereyağından kıl ların içinden tüy g lediğiniz büyük ik isabet eder. Bir tü ref saatte çabuca de şaşarsınız. Çü şey dayanamaz. lar bile eşref saa düdüğünü öttü ANTIKOR teker insanların bile eşref saatl letler esaretter lar harikalar ya ğişir, talih os Demek bütün atin geldiğini öyle zannedi esrarlı hesap bir saat deč letilen veya kolayca far kendini hay sandalını y fark etmek çeyrek ka' Bu parça den han A) Kişin B) Dikk den C) sa D) Ya mi E) St g

2. (1) Tolstoy'un Savaş ve Barış'ı son bin yılda yazılan en büyük on edebiyat eserinden biridir. (II) Tarihle insan ilişkisini yansıtan romanların en büyüğüdür. (III) Resmin büyüklüğüne rağmen eserdeki birey- sel firça dargeleri her zaman kesin, doğru ve öz- lüdür (IV san bu romanı öyle bir merak ve öyle saf bir heyecanla okuyor ki sanki daha önce hiç bir şey okumadığını sanıyor. (V) Roman, Napol- yon döneminde geçen Rusya ile Fransa savaşı nin yanında saray hayatını da anlatıyor. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden han- gisi kanıtlanabilirlik açısından ötekilerden fark- lidir? A) I TYT-Türkçe B) II C) III D) IV E) V 4

deniyete la dillere esçe bili- e misafir er ikram olde Urfa fağı çok tpit, sarı r köftesi ır. Yöre ilan sıra ruk nok- angisi- zürü yö- i tanın- perver klı kül- sıra ko- dır. k gibi değil, ir. Bir ni sor- larına aşılın- nında ltyapı ardan ece ağlık arken aşa- cid- r. ve- erci- bin- da [10 A 35. ve 36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Kitap meraklıları vardır, ellerine bir kitabı aldık- larında kapağını inceler; baskı sayısına bakar, kapaktaki tanıtım yazısı hoşlarına gitmişse alip okurlar. İncelemek, düşünmek, dinlemek, eğ- lenmek, görüş ve bilgi kazanmak için okumaz- lar kitabı; yalnızca okumuş olmak için okurlar. Ne sanat heyecanı ararlar eserde, ne zekâlarını geliştirme amaçları vardır. Çok okurlar, ellerine geçen her eseri okurlar. Sabırsızdırlar. Oku- duklarını reddetmek veya tartışmak ihtiyacını duymazlar. Kitabı bitirir bitirmez unuturlar için- dekileri. En büyük zevkleri kitap fuarlarına gidip rengârenk baskılı, en çok okunanlar listesine girmiş kitapları almaktır. 35. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada yazarın sözünü ettiği okurların niteliklerinden biri değildir? A) Kitaplarda görselliğe önem veren B) Kitap satın almaktan hoşlanan COkuduklarıyla yaşamına yön veren D) Okuduklarını yorumlayıp anlamaktan uzak olan E) Okuduklarında seçici olmayan 36. Parçada sözü edilen okurlar aşağıdakiler- den hangisiyle nitelendirilebilir? A) işini bilen C) Bilinçli okur B) Maymun iştahlı D) İleri görüştü E) Ayaklı kütüphane TYT birine paralel olan aşağıdaki gösterilmiştir. e z açıları SOS Y+x 6 180 B Kitapçığı üsü derece cinsinden aşa. EX =180 d YA D) 114 0 -180+X 10+ 109 ir iç açısının ölçüsü 112,52X412 25 7.130/30 5 arı renkli düzgün altıgen ve bu çokgenlerin birer köşesini u parçası verilmiştir. (E) 112 3b kaç derecedir? D) 45 108/ Ⓒ 48 Diğer sayfaya geçiniz. CKOFF MADE IN JAPAN