Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

8. Barutun keskin kokusunun hâkim olduğu bir ortamda müfreze kumandanlarından Sarı Mehmet, Tevfik Bey'in yanına çıktı: Kırk elli kadar atlı geldi Tevfik Bey, sana katılmak ister- lermiş. Kimmiş başlarındaki? Küçük Ağa, dedi. Bir de çolağın biri var. Odada dört müfreze kumandanı daha bulunuyordu. Tev- fik Bey ortaya sordu: Küçük Ağa? Duydunuz mu böyle birini? - Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Okuru olay akışı içinde yaşatma B) Tanıklığa başvurma C) Duyular arası aktarım CD Diyalog yöntemi EX Nitelik bildirme

22. Bir arada yaşamanın gereği olarak insanlar, içinde bulun- dukları duruma göre "kalıp sözler, ilişki sözleri, söz eylemler ve söz edimi" gibi terimlerle ifade edilen çeşitli kalıp ifadeleri iletişimde yaygın olarak kullanmışlardır. Kalıp ifadeler, sade- ce günümüz Türkçesine has dil birlikleri değildir. Bu ifadeler, dil tarihinin en eski dönemlerinden beri insanların başvur- dukları ve zaman zaman da yazıya yansıttıkları ifadelerdir. Uygurlardan kalan mektuplarda o dönem insanlarının esen kelimesini kullanarak selamlaştıkları, yani esengüleştikleri görülmektedir. Türk seyahat edebiyatının en önemli temsil- cilerinden Evliya Çelebi'nin eseri de kalıp sözler bakımından oldukça zengindir. Gerek Evliya Çelebi gerekse muhatapları karşılaştıkları anlarda selamlaşmışlar veya birbirlerini bazı kalıp ifadelerle karşılamışlardır. Evliya'nın eserine kaydettiği bu sözler, aynı zamanda Osmanlı konuşma dilinin de tarihî tanıkları niteliğindedir. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Selamlaşmak, insanlar arasında eski çağlardan beri ka- lip ifadelerle gerçekleştirilen bir eylemdir. BY Selamlaşma biçimi, tüm ulusların ortak iletişim yolu ola- Yak kabul görmüştür. Kalıplaşmış sözler kullanarak selamlaşmak, sadece ya- zılı kültürümüze özgüdür. Evliya Çelebi, kalıplaşmış selamlaşma sözlerini eserine alarak Türk dilinin gelişimine katkı sağlamıştır. Kalıp ifadeler kullanarak selamlaşmak, kişilerin duygu ve düşüncelerini ifade etmede tercih ettikleri bir yöntemdir.

5. Filmlerimin tamamında yok. İlk filmlerimde vardı. İzle- yicinin de çok hoşuna gitmişti. Ama son filmimde kul- lanmadım. Çok da alışılıp sıkılsınlar istemedim. İzleyi- ci aynı şeyleri gördükçe filmlerden soğuyor. İzlemesi güzel olsa bile bir süre devam ediyor. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir? Filmlerin teması ile konusu arasındaki bağlantı kopmalı mıdır? Ilk filmlerinizin daha çok izlenme nedeni nedir? C) Daha önce pek de görülmemiş şeyleri filmlerinize katıyor olma nedeniniz nedir? DYFilmlerinizin birbirinden tamamen farklı olma nede- ni ne olabilir? O Filmler arasında bağlantı olmalı mıdır? 8.

- PARAF YAYINLARI Test 11 Paragrafta Anlatım Tekni 6. Türk halk müziğinde bir uzun hava türü olan "bozlak", Orta As- ya'dan başlayarak günümüze kadar ulaşan ve yaylak-kışlak ha- yatı yaşayan Yörük-Türkmen ve Avşar oymaklarının kültürlerinin bir anlatım ve ifade biçimidir. Bozlak; bozulamak, bozlamak, fery yat etmek ve haykırmak anlamını taşımaktadır. Türkmenlerin ve Avşarların günlük yaşamlarında karşılaştıkları acının, üzüntünün ve isyanın doğaya haykırılması bozlak kültürünün doğmasına sebep olmuştur. Türkmenler, Avşarlar ve bu oymaklar arasın- da bulunan Abdallar, bozlak geleneğini günümüze kadar ulaş- tırmışlardır. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söy- lenemez? -A) Tanımlamaya yer verilmiştir. B) Sessel yinelemeler kullanılmıştır. C) Benzetmeden yararlanılmıştır. D Terim anlamda kullanılmış birden çok sözcük vardır. E) Bilgi verme amacıyla kaleme ahnmış bir metindir. 7. Rüzgârın esintisi ile ovadan, aşağıdan gelen tozların oluşturdu- ğu tuhaf bir koku vardı etrafta. Köyün önünden ovaya doğru di- kine inen, kuzeye uzanan toprak yollardan ilerleyen kağnıların nombarle ortada birleştirilmiş tahta tekerleklerin göbeğin- 8 Pete Ayra li be fark mu 9. üz da Sin lo ev B m

23. Fareler, uzun süredir yaşadıkları bodruma dadanan kediden iyice bunalırlar. Kendilerini canlarından bezdiren bu cana- vardan korunmak için bir toplantı düzenleyip çare ararlar. Toplantıda herkes bir fikir ileri sürer ama hiçbiri genç farenin- Genç fare, kedinin boynuna bir çan ki kadar beğenilmez. Genç ta APOR asılmasını teklif ederek bu sayede sesi duyup kaçabilecek- lerini söyler. Herkesin çok beğendiği bu öneri ile ilgili bir kez de bilge farenin düşüncesine başvururlar. "Gerçekten hari- ka bir fikir!" der bilge fare, "Ama küçük bir sorun var galiba. O çanı kedinin boynuna hangimiz asacak?" Bu parçaya göre aşağıdakilerin hangisí söylenebilir? A Cesaret ve fedakârlık gibi meziyetler, zor zamanlarda kendini belli eder. B) Bir projenin çarpıcı bir nitelik taşıması değil, uygulanabi- lir olması önemlidir. CBüyüklere danışılmadan yapılan işler başarısızlıkla so- nuçlanmaya mahkûmdur. El birliği ile hareket ettikten sonra üstesinden gelineme- yecek sorun yoktur. Önemli olan, insanlara akıl vermek değil; sorumluluğu paylaşmaktır. 4. Sanatçı zihin di

6. Nobel Ödülü, Alfred Nobel'in 27 Kasım 1895 tarihli vasi- yeti üzerine 29 Haziran 1900'de İsveç'in başkenti Sto- ckholm'de kurulan Nobel Vakfı tarafından 1901'de verilmeye başlanan, insanlığa hizmet edenleri ödüllen- dirmek amacını taşıyan prestijli bir ödüldür. Bu cümlede aşağıdaki sorulardan hangisinin ceva- bı yoktur? A) Nobel Ödülü ilk kez ne zaman verilmiştir? B) Nobel Vakfı'nın Alfred Nobel'le ne gibi bir bağlantısı bulunmaktadır? C) Nobel Ödülü hangi alanlarda başarı gösterenlere verilmektedir? Nobel Ödülü organizasyonuna hangi şehir ev sa- hipliği yapmaktadır? E) Nobel Ödülü faaliyetleri hangi kuruluş tarafından yürütülmektedir?

TÜRKÇE TESTİ 1. 1. İlk karın yağmasıyla birlikte Karadeniz'de artan hamsi mik- tarına işaret eden haber yazısı II. İnsanlara yardım etmenin kişide oluşturduğu tatmin duy- gusunu anlatan bir kompozisyon III. Çocukluğu Balkanlarda geçen bir yazarın o günlerini an- lattığı anıları IV. Bilgisayar firmasına iş başvurusunda bulunan Mehmet İnan'ın kısa öz geçmişi V. Yemekhanede görevli kişinin gün içinde yapacağı işleri tüm ayrıntılarıyla anlatan liste Yukarıda verilenlerden hangilerinin edebî (sanatsal) metin özelliği taşıdığı söylenebilir? A) I ve II D) III ve V B) I ve III E) IV ve V C) II ve III

TYT 37-38, sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. İçinde hiç insan çalışmaması nedeniyle karanlık fabrikalar diye de adlandınlan akıllı fabrikaların ilki, Çin'de kuruldu. Ka- ranlık fabrika fikri ilk kez Philip K. Dick'in Autofac adlı öykü- sünde dile getirildi. Karanlık fabrikalarla birlikte akla ilk ge- len soru elbette ortaya çıkacak işsizlik sorunu. Fabrikalar- da işçilerin kol gücüne dayanan üretimden robotlann yazı- himlanının sürekli olarak geliştirilebilmesi için kodlama bilgi- sine ihtiyaç duyulan bir üretim sürecine geçiliyor. Robotlar henüz neyin, hangi malzemeden üretileceğine kendi kendi- lerine karar veremiyorlar ancak ileride yazılım teknolojilerin- deki gelişmeler sayesinde bu sorun da ortadan kalkabilir. Gelecekte üretim; karanlık fabrikalarda robotlar tarafından gerçekleştirilirken üretim süreçlerine ait planlama, kalite kontrol, robotlanın yazılımının geliştirilmesi gibi konularda in- sanlara duyulan ihtiyaç devam edecek gibi görünüyor. Edeb 37. Bu parçadan hareketle karanlık fabrikalarla ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Insansız üretim modeli olduğuna B) İlk örneğinin nerede bulunduğuna C) ilk kez söz edildiği edebi yapita D) Toplumsal açıdan doğuracağı soruna E) Kusurlu ürün miktarını azalttığına Duy dan pir B la

JRKÇE 31. Allah vergisi bir yeteneği vardı. Gördüğü şeyin zamana dayanabilir olup olmadığını anlıyordu. Derdi görüyordu. Gördüğü şeyden de emindi. "Gördüğümüz şeyleri gördük mü gerçekten?" diye bir soru belirmiyordu zihninde. Çünkü yaşamın içinde denk geldiği her şeyi tanımaya çalışması, yaşamın hakikatini anlamasına yetiyordu. Biriyle oturma- dan, onunla vakit geçirmeden fotoğrafını çekmemeye gay- ret ediyordu. Onun bu özelliklere sahip olması sayesinde onun için sadece bir araç olan fotoğraf makinesi önemini yitiriyordu. Fotoğraf olmasa dahi "o" fotoğrafı yine çeke- bilirdi. John Berger'in "Fotoğraf makinesi bir alettir, onu kullanan kişi çevresine bir neden atfeder." dediği yerdeydi Ara Güler. O, fotoğraf makinesini eline aldığı günden beri "Yaşamı çekerim. Ben insanın derdiyle uğraşan adamım. İnsanın hayatını ve dertlerini çekerim." diyordu. Bu parçada altı çizili sözle Ara Güler'in I. Hayatın gerçek yüzünü kavramak G. Gördüklerine karşı farkındalık içinde olmak III. Zeki ve üretken olmak özelliklerinden hangilerine gönderme yapılmıştır? B) Yalnız II C) I ve II A) Yalnız I D) I ve III E) II ve III

26. Sembolik etkileşimcilik terimi ilk olarak Blumer'in ça- hipmalarında kullanılan bir kavram olarak göze çarp- maktadır. Blumer, çalışmalarında anlama ait öznel de- Gerlendirmelerin gündelik yaşam içerisinde nasıl gokil- lendiği üzerinde durmaktadır. Bu bakımdan anlam, top- lumsal etkileşim sonucunda gerçekleşen bir üründür. Sembolik etkileşimciliğe göre, bireylerin nesnelere at- fettiği anlam; diğer bireylerle yaşadığı toplumsal etki- leşim sonucunda şekillenmektedir. Bu parçaya göre sembolik etkileşimcilik aşağıda- kilerden hangisini ileri sürmektedir? A) İnsanlar arasındaki iletişim kalıplarının her toplum- da benzer anlamlara karşılık geldiğini B) Anlamın inşa edilmesinde insanların gündelik ya- şamındaki eylem ve etkileşim biçimlerinin önemli bir rolünün bulunduğunu C) Bireylerin toplum içerisindeki eylemlerini, görev ve yetkilerini zamanla içselleştirdiğini D) Günlük dildeki anlamın ortaya çıkmasında bireyle- rin ruhsal süreçlerinin etkili olduğunu E) İnsanlanın günlük iletişimlerinin daha çok, kendi is- tek ve hedefleri doğrultusunda şekillendiğini Diğer sayfaya geçiniz

1. Öykü, Avrupa'da ayrı bir tür olarak Orta Çağ'ın sonlarında İtalyan yazar Boccacio'nun Decameron (1349-1353) kitabı ile ortaya çık- mıştır. Bu kitabın kaynakları arasında, MS II. yüzyılda Hint ede- biyatında ortaya çıkan Pançatantra'nın XIII. yüzyılda Toskanalı Pedro de Alfonso tarafından yeniden yazılmış hâli olan La Dis- ciplina Clericalis ile o dönemde Arapça, Farsça, Yunanca, İbra- nice, Latince gibi birçok dilde çevirisi olan Yedi Bilgenin Kitabı (Livre des SeptSages) ve şövalye hikâyeleri olduğu tahmin edil- mektedir. Dolayısıyla, Decameron'da kullanılan çerçeve hikâye tekniğinin Doğu (Hint) kaynaklı olduğu açıktır. Boccacio eseriy- le, İtalya'da bulunan birçok takipçisinin yanında, bütün Avru- pa'yı etkilemiştir. İngiltere'de Chaucer'in Canterbury Masalları bunun en önemli örneğidir. Bu parçaya göre, 1. Öykü türünün ilk örneklerinde Doğu anlatılarının izleri mev- cuttur. VESITLER II. Boccacio'nun pek çok dile çevrilen eseri öykü türünün dün- ya çapında tanınmasını sağlamıştır. III. Boccacio öykü türünü başlatarak Avrupa'da pek çok sa- natçıyı etkilemiştir. IV. Öykünün romana kıyasla tercih edilmesinde Boccacio'nun etkisi çoktur. yargılarından aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? B) I ve III A) Yalnız IV D) I ve II E) II ve IV C) II ve III

1. Bartin'e göre "Mantıksal bağlantı, bir kişinin ilk canlı sesinde cisimleşmiş olan somut bilinç ara- cılığıyla temsil edilen bir olayın bütünlüğünün parçası hâline gelir." Puslu Kıtalar Atlası'nda Uzun İhsan Efendi'nin bilinci, İhsan Oktay Anar'ın müdahalesiyle somutlaşır ve kahra- manların hepsi üzerinde cisimleşir. Ortaya çıkan fikir-duygu durumu, romanın monolojik söylemini yadsınamaz bir biçimde ortaya ko- yar. Burada beliren durum, metnin merkezine konulan "dünyayı görme"ye dair somut verileri okuyucuya sunar. DENEME-2 İhsan Oktay Anar'ın eserinin kahramanı üzerindeki müdahalesi ile Bartin'in görüşü arasındaki ortak nokta aşağıdakilerden han- gisidir? A) Bilinç akışını sağlamak B Mantıksal bağlantı kurmak Monolojik söylemi oluşturmak dünyayı somutlaştırmak D) E) Bakış açısı geliştirmek

adı Suç üzesi'nin bir Orhan Kafam- sözünün amuk'un Tuhaflık romani- mda da- eki, dün- nucunda osfer var. üzesi'nin n Pamuk verdikleri iyorlardı. zacı kah- anlar için gezmek, gusu ve- n kahra- söylene- ğı+ evski ile gisidir? sına yer serlerin- roman- erinden bir bü- Türkçe 39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Bilim, tecrübeye yani gözleme ve mümkünse deneye daya- lidir. Bilimsel kuramlar, gözlem ve deney sonuçlarıyla sına nabilir. Bu sonuçlar bilimsel kuramlara kanıt sağlar. Bilim, özel bir eleştirel araştırma biçimidir. Öne sürülen kuramlar ve hipotezler, çeşitli yöntemler ve yöntemsel kurallar kulla- nılarak yapılan gözlem ve deneylerle dikkatle incelenir. Bu dikkatli incelemeler sonucunda kuramlar gözden geçirilebi- lir ya da tamamen terk edilebilir. Bilimsel topluluk tarafından tutarlı olduğu düşünülen, uzun süredir geçerli kabul edilen kuramlara aykırı bir bilgi iddiası geldiğinde bilimsel topluluk şüpheci yaklaşır. Eleştirel süreçten geçip kanıtla destekle- ninceye kadar yeni bilgi iddiaları kabul edilmez. 39. Bu parçadan hareketle bilimle ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? A) Kendi kendini düzelten bir mekanizmasının oldu- ğuna B) Kanit sunma esasına bağlı olarak geliştiğine CGörüşlerin gözlem ve deney verilerine dayandint- diğina D) Toplumsal ahlaki değerleri önceleyerek gerçekleş- tiğine E) Eleştirel bir süreçten geçerek geçerlilik kazanabil- diğine 40. Bu parçadaki altı çizili sözle bilimle ilgili aşağıda- kilerden hangisine ulaşılabilir? A) Amaçlarına gelişigüzel yollarla ulaşmadığına BHiçbir zaman kesin olarak kanıtlanamayacağına Kesin bir doğrudan söz etmeyi mümkün kılmadı- gina D) Genelde kolektif bir çaba sonucu ortaya çıkabildi- ğine Sonuçlarına dışarıdan bir müdahaleye izin verme- diğine

2. Panik atak sık rastlanan psikolojik bir hastalıktır. Ruhsal olarak başlar ve fiziksel etkilerle devam eder. İlk olarak birden nedeni bilinmeyen yoğun bir kaygı başlar. Kaygının başlama nedeni sizin için, belirsiz olsa dahi aslında yaşamınızın meydana getirdiği stresli olaylar olabilir. Bu kaygıların ne zaman ve nerede çıkacağı belli olmaz; araba kullanırken, kalabalık ortamlarda, asansörde, evde hatta bazen uyku sırasında bile panik atak yaşanabilir. Atak sırasında yaşanan yoğun kaygı ile birlikte fiziksel reaksiyonlar da ortaya çıkar. Kalp çarpıntısı, nefes alıp vermede hızlanma, gözlerde kapanma ve baş dönmesi görülebilir. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Panik atak en çok rastlanan psikolojik bir hastalıktır. B) Panik atağın ruhsal ve fiziksel yönleri vardır. C) Stres, panik atağı tetikleyebilmektedir. D) Panik atak her an her yerde yaşanabilir. E) Atak yaşandığında bedende birtakım değişiklikler gözlenebilir. Türkçe

stüne iyor- er şey as c neye htan ,ba alnız Jac hat- lan- anın şe en Tr. 1. Bizde roman ya da öykülerin ille belli şablonlara göre striyazılması gerektiğine dair tuhaf bir inanç vardır. Eserin içeriği, düşüncesi, duygusu, biçemi, yazarın neyi, nasıl ve neden yapmaya çalıştığı değil de bu kalıplara uyup uymadığı sorgulanır. Metnin dili bile içerdiği sözcükle- nei rin etimolojisi perspektifinden ele alınır. Oysa yazarların emmille basmakalıp ve ilelebet değişmez şablonların cende- anielresinde kalmalarını kim ne hakla isteyebilir? Bu parçanın bütününde aşağıdakilerin hangisinden yakınılmaktadır? A) Roman ve öykülerin belli kural ve ilkelere bağlı ka- bilinmadan yazılmasından B) Yazarların, yapıtlarını hiçbir plan yapmadan rastge- le kaleme almasından ninimielit ne star? C) Yazarlara belli şekilsel kuralların ve niteliklerin daya- tılmasından isisio nuve 1050...(8 BARE QU D) Yazarların, yapıtlarını okurların istek ve beklentileri- ne göre kaleme almasından uyod (O -slovna E) Yazarların yapıtlarında dilsel bir duyarlığın olmama- sından biopsi nobiel 3. Juc neorür sen (3 [by anastamood tis şi h

î "nin; J arı Iz III 4. Hz. Muhammed, Mekke'nin fethi sonrasında ilk olarak genel af ilan etmiş, kimsenin malına dokunulmamış ve esirler serbest bırakılmıştır. Hz. Muhammed'in bu tutumunun, aşağıdakilerden hangisine yönelik olduğu savunulabilir? A) Halkın gönlünü kazanmaya B) Mekkeyi yönetim merkezi yapmaya plas C) Şehirdeki kültürel farklılıkları korumaya D) Sosyal sınıf ayrımlarını kaldırmaya Y E) Mekke'nin din ve ticaret merkezi olarak kalmasını sağlamaya