Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

6. Sajida basılı yayınlardan kitap, gazete ve derginin 1990-2020 yillan arasındaki satis grafiği verilmiştir. Basil Yayın Satış Grafigi (1990-20201 L Buna göre aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) internet haberciliğinin artmasıyla gazete satışlarında sürekli düşüş yaşanmıştır. B) Kitap, son otuz yılın en yüksek satışına 2020 yılında ulaşmıştır. C) Dergi, satış rakamında iki dönemde aynı sayıyı yakalamıştır. D) Son yıllarda satış grafiğini artıran tek basılı yayın, kitaptır. Buyuk Turkce Allest 1. Metin Kendine özgü bir tadı olan kızılcık, zeytin büyüklüğünde ve mayhoş bir lezzete sahiptir. Sadece eylül ve ekim aylarında taze olarak tüketilebilen kızılcığın dört mevsim tüketilebilmesi için reçeli ve tarhanası yapılır. Farklı bir aromaya sahip olan meyvenin ekşi tadı beğenilmese de sağlığa faydaları nedeniyle tüketilmesi önerilir. Meyvenin sadece kendisi değil; kızılcık ağacının gövdesi, kökü, yaprağı ve kabuğu da faydalı bileşenler içerir. A) Aynı dönemde taze olarak tüketilmeleri B) Şekil olarak zeytine benzemeleri C) Ekşi bir tada sahip olmaları D) Sağlık açısından yararlı olmaları f Büyük Türkçe Ailesi 2. Metin Kuşburnu, sağlık üzerindeki faydalanı saymakla bitmeyen bir besindir. Yüksek oranda antioksidan içeren, vitamin ve mineral içeriği oldukça yüksek olan ve aynı zamanda oldukça da lezzetli olan bu meyve çoğu kişi tarafından sevilerek tüketilir. Kuşburnu meyvesinin faydaları aynı zamanda kuşburnu çayı faydalanı veya kuşburnu marmeladı faydaları olarak da tabir edilebilir. Bu metinlerde bahsedilen bitkilerin ortak yönü aşağıdakilerden hangisidir? DENEMESI Obta turkce 2 turkce_atolyesi mozaikyayinlari

A 10. I. Düşünmeden okumak, insanı körelttiği gibi okumadan da düşünmek, insanı hayatta yanıltır. 11. Kültürlü insanlar da nitelikli eserleri okuduları için başarılı olurlar. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçim- de birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? 13. A) Düşünen kültürlü insanlar, okuma kültürüne de sahip ol- dukları için hiç yanılmadıkları gibi seçkin eserleri okumaları sayesinde hayatta hep başarılı olurlar. B Başarılı insanlar, kitap okumayı bildikleri gibi düşünmesini de bilirler. C) Çok okuyan ve düşünen insanların kültür düzeyi, hayatta hiç okumayan insanlardan her zaman üstündür. Nitelikli yapıtlar hep kültürlü insanlar tarafından okunduğu için hayatta başarı, onlar için kaçınılmazdır. E) Düşünmeden okuyanlar da okumadan düşünenler de hayatta başarılı olmak için nitelikli eserleri okumalıdırlar. 11. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde kullanılan bütün söz- cükler isimdir? A) Ankara, tarihin değişik terkiplerini barındırıyor.

büyüklere küsüm yazmayacağım ama ten ben çocuklar için um. Onlara yazarken rdir. Çocuk edebiyah yaşlanmak istemiyor ükler için de yazıyo ül sayısında. enen eleştirmenlere, uyuculara bırakmak n edindiği tezler var- mi, fonunu oluşturur. nusu bence. Benim pruların hangileri, la getirilmelidir? e de hitap eder mi prlandığı zamanlar uz mu eri nedir z artık büyüklere maktan mı geçi ndirmeler yeterli yazmak mı eğ inda neler söy Darjeeling çayı, dünyanın en nadide çaylarından biridir. Darjeeling bölgesi Hindistan'ın doğusunda, Nepal sınının- Himalayaların eteklerinde, yüksekliği 8586 metreyi buluyor. Bu çay, sadece 181 kilometrekarelik bir alanda yetişiyor. Bölge, bol yağış alıyor ve genelde yamaçlar yo- gun bir sis altında. Rize'nin yaylalarını andırıyor manza- rasi. Darjeeling'de yetişen çaylar, gerek tat profili gerekse aromatik özellikleriyle bütün dünyanın gözdesi olan çaylar- dan biri. 200 yıldır Buckhingam Sarayı'nın çaylanı buradan gidiyor ve bu durum ona dünya çapında popülerlik kazan- dinyor. Darjeeling çaylarının kraliçesi ise "muscatel" diye adlandırılan bir türü. Taleplere yetişecek kadar üretmenin mümkün olmadığı bu çayın ise farkını herkese anlatmıyor- lar, bunun bilinmesini istemiyorlar. Muscatel, ikinci hasada denk gelen haziran ayında bölgenin sadece güney yamaç larında üretiliyor. Çünkü o dönemde ortaya çıkan yeşil bir sinek türü çay filizlerini kemiriyor. Sineğin ısırdığı noktada bir boğumcuk oluşuyor ve enzimatik bir reaksiyon gerçek- leşiyor. İşte bu reaksiyon sonucunda da çayda floral aro- maların ağır bastığı çok özel bir tat gelişiyor. Sonra da tüm dünya, bu çayın peşinde koşuyor yani çay, kapanın elinde kalıyor. Bu parçada Darjeeling çayıyla ilgili Yetiştiği yerin coğrafi konumunun hangi özelliklere sahip olduğu Özel bir türünün özelliğini nasıl kazandığı III. Yıllık rekoltesinin ne kadar olduğu IV. Rize'de de yetişme ortamının bulunduğu V. Küresel ölçekte bilinirliğini nelere borçlu olduğu bilgilerinden hangilerine kesin olarak ulaşılamaz? A) I vetll CI ve IV B) Il ve IV D) JII, IV ve V E) IV ve V

TYT/Türkçe Land 37. Düşünen adam heykeli Auguste Rodin taratından yapılan sanatsal bir eserdir. Paris'te bulunan Rodin Müzesi'nde sergilenen heykel bronz ve menner karışımından üretilmiş olup felsefi düşüncenin simgesi kabul edilmiştir. 1880'de yapımına başlanan heykeli Rodin 1904 yılında tamamla- mıştır. Eserin bir kopyası da 13 Haziran-3 Eylül 2006'da Sakıp Sabancı Müzesi'nde sergilenmiştir. Ayrıca ülkemiz- de bu heykel Mazhar Osman Akıl Hastanesi'nin bahçesin- dedir ve çoğumuza akıl hastalıklarını çağrıştırabilir. 2 Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? A) Heykelin kaç yılında tamamlandığına B) Heykelin yapımının kaç yıl sürdüğüne Heykelin birçok Türk için neyi çağıstırabileceğine D) Heykelin bir örneğinin de 2006 da ülkemizde de ser- gilendiğine E) Dünyada heykelin neyin simgesi olarak görüldüğüne işim yayınları 39

1. Aşağıdakilerden hangisi Dede Korkut Hikâyeleri'nin özelliklerinden biri değildir? A Eserin asıl adı "Kitab-ı Dede Korkut Ala Lisan-ı Taife-i Oğuzan"dır. BY Eserde geçen "Dede Korkut" meçhul bir halk ozanıdır. Arap, İran ve Türk mitolojisine ait unsurlar iç içe verilmiştir. D) Duygular nazımla, olaylar ise nesirle anlatıldığı için nazım-nesir karışık bir eserdir. E Hikâyelerin çoğu Azerbaycan ve çevresinde şekillendiğinden Azeri Türkçesi kullanılmıştır. 4.

etot Anlatımlı Soru Bankası TEST-2 17. "Muzaffer İzgü dünyaya geldi, okudu, düşler kurdu ve gitti." diyecekler arkamdan. Hiçbir özel yaşan- tim olmadı benim. Avrupa'da pek çok yere gittik, pek çok yer gezdik eşimle. Ama hep bir görev vardı. Hollanda'ya gidiyorum diyelim ki oranın Kültür Bakanı çağırmış, onlara Nasreddin Hoca'yı anlatacağım. Başka bir yere gidiyorum, orada Türk gülmecesini anlatacağım. Yoksa eşimi yanıma alıp da "Yahu hanımcığım, gel seninle on beş günlü- ğüne Moskova'ya yahut Berlin'e gidelim." dediğim hiç olmadı. "Şikâyetçi misin?" derseniz hayır, hiç şikâyetçi değilim. Öyle mutluyum ki öyle rahat öle- ceğim ki başımı yastığa koyup öylece gideceğim. Bu parçadaki gibi düşünen bir yazardan aşağı- dakilerden hangisini söylemesi beklenmez? A) İş hayatım yüzünden aileme zaman ayıramamaktan muzdaribim. B) Görev bilinci her zaman için benim birinci öncülümdür. C) Türk edebiyatının değerlerini anlatmaktan hep keyif aldım D) Görev aşkımda benden desteğini esirgemeyen eşim iyi ki var. E) Sorumluluklarımı yerine getirmenin huzuruyla doluyum

oluşmasında gin duygu er durumda bilme hall mm araçla sitesi, fi arlı håle e idrak, mindan evran- onra- sakin ilgi- en, dir. n- CAP 32. Birbirini tamamlayıcı bir beceri kümesine katkıda bulu- nabilecek kişilerin istihdam edilmesiyle ya da doğru bir takımlar, üst düzey sorun çözme ve karar alma yete- biçimde görevlendirilmesiyle oluşturulması gereken unsurları durumundadır. Örgütsel yapılanma içinde bu nekleriyle her türlü yönetsel uygulamanın belirleyici denli yaşamsal öneme sahip olan çalışma birimlerinin çünkü takım çalışmalarında takımın gösterdiği per- etkili bir liderlik anlayışıyla yönetilmesi gerekmektedir formans, takım üyelerinin gösterdikleri toplam perfor- manstan daha üstündür. Ortaya çıkan bu performans biçimini yönetmek ise geleneksel liderlik anlayışının dar kalıplarının dışına çıkmayı gerektirmektedir. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Birlikte çalışacak kişilerin üst düzey sorun çözme ve karar alma becerisine sahip olması gerekir. B) Birbiriyle uyum içinde çalışacak kişilerin oluştur- duğu takımlar iyi bir lider tarafından yönetilmelidir. C) Yeterli beceriye sahip kişilerin oluşturduğu birimle- rin ortaya koyduğu performans hayati öneme sa- hiptir. D) Takım çalışmalarında elde edilen başarı takım üye- lerinin her birinin başarısından daha üstündür. E) Takım çalışmalarında elde edilen başarıyı yöneten liderin alışılmışın dışında özelliklere sahip olması gerekir. 1 CAP 33.

3. Fatih Sultan Mehmet İstanbul'un Fethi sonrası Ayasof- ya'da korku içinde ağlayarak yere kapanan halka ve onların başında bulunan dinî liderlerine "Ayağa kalk! Ben Sultan Mehmet, sana, dindaşlarına ve bütün halka söylüyorum ki bugünden itibaren artık ne hayatınız ve ne de hürriyetiniz konusunda benim gazabımdan kork- mayınız." demiştir. Sonrasında Bizans'ın ileri gelen din adamlarından Gennadios'u (Genadyos) Rum Ortodoks patriği olarak tayin etmiştir. Patriğe sadece Rumların değil, Osmanlı topraklarındaki tüm Ortodoks Hristiyan- ların dinî lideri ve milletbaşı olma yetkisi tanımıştır. Fatih Sultan Mehmet'in bu faaliyetlerinin aşağıdaki- lerden hangisine katkı sağlaması beklenmez? A) İstanbul'un nüfusunun korunmasına B) Osmanlı hoşgörü anlayışının devamına C) Hristiyan birliğinin engellenmesine D) Ortodoks halkın devlete bağlılığına E) Avrupa'da İslamiyet'in yayılmasına

13. Universitede dört yıl boyunca gördüğüm dersler; boyayı nasıl kullanacağım, rengi nasıl bulacağım gibi işin yöntemine ilişkin temel bilgiler kazandırdı bana. Deneysel olarak zaman alacak bu bilgilere akademi hocalarım sayesinde bir anda eriştim, diyebilirim. Bunlar, benim sanatım üzerinde etkili oldu elbette. Ancak ben, yaratım gücünün bireyin yeteneği ve çabasıyla eş güdümlü olarak ilerlediğine inanıyorum. Kişinin özünde o çevher yoksa akademik eğitim bir kişiye sanatçı niteliği kazandıramaz. Yaratım gerektiren yolculukta yetenek, motordur; akademik eğitim ise onu hareket ettiren yakıttır. O yolculuk bir üretim sürecidir ve o süreçte sanatçının zihin yapısındaki değişiklik esere doğrudan yansır. Bu açıdan sanat eseri, sanatçısıyla hareket eden ve devinimlerini onunla gerçekleştiren bir varlıktır. Bu parçanın yazarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Okulda kendi başına hiçbir zaman elde edemeyeceği bilgileri edindiğini düşünmektedir. B) Teknik becerisini geliştirmeye yönelik akademik eğitim almıştır. C) Yeteneğin çalışmayla desteklenerek gelişeceğine inanmaktadır. D) Sanat eğitimini, yaratıcılığın tetikleyici bir unsuru olarak görmektedir. E) Sanatçının düşünsel dünyasının, yapıtta kendisini göstereceğini savunmaktadır.

DENEME-2 Bu testte 24 soru vardır. TURK DILI ve EDEBIYA 1-2. soruları aşağıdaki parçaya göre yanıtlayınız. (1) "Tutunamayanlar", dil düzlemleri içinde en çok Osmanlıcanın parodilerini içerir. (II) "Açıkla- malar" bölümündeki "hilkat", "hadisat" ve "tat- bikat" başlıklı metin kesitleri, yazarının bu eski dilin kullanımına egemen olduğunu gösterir. (III) "Bidayette cemiyet vardır." diye başlayan metin, ağırbaşlı Osmanlıcanın eğlenceli bir içerikle bütünleştirilerek parodi edildiği bir anlatı kesitidir. (IV) Osmanlıcanın, "Tutunamayanlar" romanını oluşturan mozaik taşları arasında hatırı sayılır bir yeri vardır. (V) Türk dilini yabancı kelimelerden arındırmak amacıyla yapılan dil devriminin dorukta yaşandığı, eski sözcükle- rin aydın dilinden ve edebiyat kullanımından tümüyle dışlandığı bir dönemde, parodi yoluyla da olsa eski dili böylesine yoğun kullanımı eleş- tirmenler arasında hoş karşılanmaz. 1. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangi- sinde karşılaştırma yapılmamıştır? AYI B) I D) IV C) III E) V DERS ORTAMI YAYINLARI

30. Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) verilerine göre dünya- da yaklaşık 300 milyon astım hastası var. Her vil 180 bin kişi bu hastalığın yol açtığı sorunlar nedeniyle ha- yatını kaybetmekte, üstelik bunların üçte ikisi 3-10 yaş aralığında. Türkiye'deki astımlı çocuk sayısı 1,5 milyo- nu, yetişkin astımlı sayısıysa 6 milyonu buluyor. Yal- nızca ABD'de son on yılda astımlı sayısının %60 arttığı biliniyor. Astım, Türkiye'de de yaygın bir sağlık sorunu. Yalnızca Ankara'da 25 yılda üç kat artış gösterdiği sa- niliyor. Ankara'nın ardından sanayi bölgelerinin yoğun olduğu İstanbul, Kocaeli gibi iller geliyor. Küresel ola- rak astımın maliyeti tüberküloz ve AIDS'in toplam ma- liyetinden daha fazla. Yalnızca ABD'de maliyet yılda 6,4 milyar dolar. Bu parçadan hareketle astım hastalığı ile ilgili, 1. Belirli bir yaş aralığındaki çocukları hayati oranda et- kilemektedir. II. Yaşamsal riski tüberküloz ve AIDS hastalarına oran- la yüksektir. III. Ankara'da bu hastalığın arş hızı diğer illere naza- ran daha fazladır. yargılarından hangilerine ulaşılamaz? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve I E) II ve III C) Yalnız III 31

5- Türkçenin başta Moğolca olmak üzere Mançuca, Tunguzca, Korece ve Japonca ile bir arada olduğu düşünülen devresi hangisidir? a- Köktürk Türkçesi Dönemi İlk Türkçe Dönemi b- C- En Eski Türkçe Dönemi d- Altay Dil Birliği Dönemi 9. aşa

4. Aladağlar şenlenmeye başlamıştı. Atçalı Mehmet, artık kışı geçti sayabilirdi; koyunları ağıldan birer birer çıka- rarak saydı. Bu kış çetin geçmiş, en iyi köpeğini kay- betmişti. Kaybettiği köpeğinin tüm özelliklerini arkadaşı Cemil'e saydı. Cemil de üzüldü köpeğine. Cemil birkaç kuzu almak için gelmişti. En güzel kuzuları bir kenara toplayan Atçalı, Cemil'e: - İşte guzular, istediğini alabilin! Cemil, içlerinden birkaç tane seçtikten sonra bunlar eyi değil mi, diye sordu. Atçalı, seni sayarım bilirsin, sana kötü mal vermem, dedi. Ardından Cemil saydığı parayı Mehmet'e verip sonra dört kuzuyu kaptığı gibi evin yo- lunu tuttu. Bu parçada "saymak" sözcüğü aşağıdaki anlamlar- dan hangisine karşılık gelecek şekilde kullanılma mıştır? A) Arka arkaya söylemek, sıralamak B) Önemsemek C) Ödemek, peşin vermek Sayısını bulmak E) Herhangi bir sıraya koymak

A TYT / Türkçe A 22. (1) Dünya Hijyen Günü'nde insanların hijyen ve temiz içme suyuna erişimine yönelik rakamlar acı gerçeği orta- ya koyuyor. (II) Dünyada her 10 kişiden 3'ünün (2,1 mil- yar insan) evinde güvenilir kullanma suyu bulunmazken her 10 kişiden 6'sı (4,4 milyar insan) da uygun koşullara sahip temiz içme suyundan yoksun. (III) 2050'de ise en az beş milyar kişinin temiz içme suyundan yoksun kalacağı öngörülüyor. (IV) Türkiye'de ve dünyada ilk kez 2022 yılında kutlanmaya başlanan Dünya Hijyen Günü, hijyenin insan hayatındaki önemine dikkat çekiyor. (V) Uzmanlara göre, bir kişi sadece bir gün içerisinde 250 milyon zararlı bakteri, virüs ve mantara temas ediyor. (VI) Öte yandan iklim değişikliğine bağlı kuraklık ve seller nedeniyle temiz suya erişim sıkıntısı da giderek artıyor. Bu parça iki paragrafa bölünmek istense ikinci parag- raf hangi cümle ile başlatılmalıdır? A) II B) IIL C) IV D) V E) VI 24. 18 Ö 23. Her insan kendi bireysel varoluşunu aydınlatmak ister. rondini ve dünyayı su ya da bu d y L

34. Gösterge bilimin ne olduğunu anlamak için bu işin temelini atan ve dünyada, dili bir bilim ola- rak saydıran Saussure'ün görüşlerine bakmak lazım. Bugün, gösterge bilim, Saussure'ün te- melini attığından çok daha farklı bir yerde hatta post-gösterge bilim anlayışı ile gerçekten de gösterge bilim, deyim yerindeyse aşılmış bir hâlde. Ama yine de bu "aşma" durumunu fark etmek için geriye dönüp bakmalı, temeli görme- liyiz. İnsanlar istemli ya da istemsizce anlamak, anlatılmak ve anlaşılmak isterler. Gösterge bilim ise anlam üzerine kurulmuş bir bilim ala- nıdır. Bu bakımdan bize anlam ileten her şey gösterge bilimin alanıdır: dil, resim, afiş, mimari, edebiyat, sinema, tiyatro, trafik işaretleri, alfa- be, işaret dili, sağır-kör alfabeleri, jestler, mi- mikler vb. anlamı sağlayan şeyler göstergedir. in Bu bakımdan tüm göstergeler koddur ve bilişsel bir süreç ile anlaşılır ve yine kodlarla başkasına aktarılır. Gösterge, kod ve anlam ile bu akta- rımın hepsi gösterge bilimin konusudur. Yani gösterge bilimin amacı, anlamı anlamak, an- lamın nasıl oluştuğunu çözmek ve en anlamın %100 olmasını sağlamaktır. Anlam ile ilgili her şey, gösterge bilim için bir alan, malzeme ya da araçtır. Bu parçada gösterge bilimle ilgili aşağıdaki- lerden hangisi söylenemez? A) Gösterge bilim, hayatın hemen birçok alanı- na yayılmış durumdadır. B) Gösterge bilimin ilgilendiği temel şey, dil bil- gisi kuralları ve kalıplarıdır. Saussure'den önce dil, bir bilim alanı olarak kabul edilmemiştir. Günümüzde gösterge bilim, ortaya çıktığın- dan farklı bir durumdadır. O E) Gösterge bilim, anlaşılmak amacıyla kodları birilerine aktarma sürecini inceler.

16. Hiçbir şey bir anda oluşmuyor. Belli aşamalardan ge- çerek var olma mücadelesinde kendine yer buluyor. Bu durum yazdığım şiirler için de geçerlidir. Şiirlerimi yaz- diktan sonra evvela sesli bir şekilde okurum. Kullandı- ğım sözcüklerin kulağıma hoş gelmesine ve bende bir tat oluşturmasına dikkat ederim. Kulağımı tırmalayan ve rahatsızlık oluşturan sözcükler varsa onları atmam ge- rekiyorsa atarım, değiştirmem gerekiyorsa değiştiririm. Bunu yapmamın nedeni ----. Şiir, bu işlemlerden sonra benim gözümde sanat değeri taşır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) şiirin, yazıldığı anda akla gelen sözcüklerden oluş- ması gerektiğine inanmamdır Bbşirin, bünyesinde gereksiz sözleri ve yanlış kulla- nimları kaldırmayacağını düşünmemdir e şiirin, herkeste farklı etkiler uyandıracağı fikrine ka- pilmamdır Dkusursuz bir şiire ulaşarak insanlarda etki uyandırma görüşüne sahip olmamdır çok önem verdiğim şiire herkesin önem vermesi ge- rektiğini bilmemdir