Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

29.
Aydınlanma Dönemi'nde Avrupa'da "İnsan, düşünen bir varlık olarak şartlarını ve çağını ileriye taşımak zorun-
dadır." fikri hâkimdir. Bu nedenle insanoğlu, evrenin sırlarını çözmeye çalışarak ve çağın en büyük korkusu
olan başarısızlığın üstüne giderek yeni rotalar çizmek mecburiyetindedir. Çağın bir parçası olmak isteyen
bilim insanları tarihten ders almak zorundadır.
II Türkiye'nin kaderini belirleyen, ülkemizi işgal kuvvetlerinin elinden kurtararak bağımsız bir devlet kurmamızı
sağlayan Kurtuluş Savaşı, Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde, birçok kahramanın fedakârlığı sayesinde
kazanılmıştır. Kadın, erkek, genç, yaşlı demeden herkesin bir olduğu bu mücadele, başta Atatürk olmak üzere
kahramanlıkları ile göğsümüzü kabartan karakterlerin zaferidir.
III. XV. yüzyılda Avrupa'da birçok sanatçı ve bilim adamı tarafından başlatılan Rönesans, Avrupa'nın aydınlanma
yaşadığı bir dönemdir. Avrupa'ya öğrenim görmeye gelen kişiler ve Avrupa'dan ticaret yapmak için farklı ül-
kelere giden tüccarlar bu aydınlanma akımının yayılmasının en temel nedenleri olarak düşünülebilir.
Numaralanmış metinlerden hangileri "Zor zamanlar güçlü insanları, güçlü insanlar iyi zamanları, iyi zamanlar
zayıf insanları, zayıf insanlar da zor zamanları ortaya çıkarır." cümlesinde belirtilen düşüncelerden herhangi biri
ile ilişkilendirilemez?
Yalnız I.
B) Yalnız II.
C ve III.
D) II ve III.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
29. Aydınlanma Dönemi'nde Avrupa'da "İnsan, düşünen bir varlık olarak şartlarını ve çağını ileriye taşımak zorun- dadır." fikri hâkimdir. Bu nedenle insanoğlu, evrenin sırlarını çözmeye çalışarak ve çağın en büyük korkusu olan başarısızlığın üstüne giderek yeni rotalar çizmek mecburiyetindedir. Çağın bir parçası olmak isteyen bilim insanları tarihten ders almak zorundadır. II Türkiye'nin kaderini belirleyen, ülkemizi işgal kuvvetlerinin elinden kurtararak bağımsız bir devlet kurmamızı sağlayan Kurtuluş Savaşı, Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde, birçok kahramanın fedakârlığı sayesinde kazanılmıştır. Kadın, erkek, genç, yaşlı demeden herkesin bir olduğu bu mücadele, başta Atatürk olmak üzere kahramanlıkları ile göğsümüzü kabartan karakterlerin zaferidir. III. XV. yüzyılda Avrupa'da birçok sanatçı ve bilim adamı tarafından başlatılan Rönesans, Avrupa'nın aydınlanma yaşadığı bir dönemdir. Avrupa'ya öğrenim görmeye gelen kişiler ve Avrupa'dan ticaret yapmak için farklı ül- kelere giden tüccarlar bu aydınlanma akımının yayılmasının en temel nedenleri olarak düşünülebilir. Numaralanmış metinlerden hangileri "Zor zamanlar güçlü insanları, güçlü insanlar iyi zamanları, iyi zamanlar zayıf insanları, zayıf insanlar da zor zamanları ortaya çıkarır." cümlesinde belirtilen düşüncelerden herhangi biri ile ilişkilendirilemez? Yalnız I. B) Yalnız II. C ve III. D) II ve III.
e
TYT / Türkçe
37 - 38. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Tolstoy; sadece edebî yaratıcılığıyla değil, derin kavrayış
gücüyle dikkat çeker. Yaşadığı dönemin yönelimlerini
anlamada feraset sahibidir. Bu durum, onun yaşadığı
dönemin birçok sanatçısı için geçerlidir kuşkusuz hatta
bazılarının, örneğin Dostoyevski'nin daha derin bir sezgi
gücüne sahip olduğu söylenebilir. Ama Tolstoy bunu
edebiyat dışında, incelemeleriyle de ortaya koymak
istemiş; romanlarını yazarkenki yoğun emeği onlar için
de esirgememiştir. Sanatın insan hayatındaki yerini ele
aldığı bu incelemelerinde, yaşadığı dönemin
edebiyatına ve düşüncesine musallat olan yozlaşma
hislerinin bir değerlendirmesini yapar. Bu hislerle
şekillenen beğenilerin, zevklerin, yaratıcılıkların ürünü
olan sanatı hicveder. Bu hislerle yaratılan, anlaşılması
güç olan ve zengin kesimlere has bireysel kaygıları ele
alan resim, heykel, müzik ve edebiyatın çok zor
koşullarda yürütülen insan hayatına bir yararı olup
olmadığını irdeler.
37. Bu parçadan hareketle Tolstoy ile ilgili
aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
A) Sanatsal ve düşünsel açıdan döneminin birçok
sanatçısını etkilemiştir.
Bincelemelerinden elde ettiği sonuçlar romanlarında
kullanmıştır.
CYSanatsal açıdan olmasa da düşünsel açıdan
Dostoyevskinin etkisinde kalmıştır.
6) Anlaşılması güç yapıtlarım, sanatın estetik değerine
zarar verdiğini söylemiştir.
E) Sezgilerini edebi eserlerinin dışındaki çalışmalarıyla
da ortaya koymuştur.
38. Bu parçada Tolstoy ile ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
CAY
A) Çağının eğilimlerini sezmede başarılı olduğuna
Paraf Yayınları
B) Yapıtlarında, döneminde yaşanan yozlaşma ve
çöküşü işlediğine
39-40. soruları aşağıdaki parça
cevaplayınız.
(1) ABD'nin Hawaii eyaletinde bul
yanardağ olan Mauna Kea Dağı,
gözlem noktalarından biri olduğ
cenneti durumunda. (II) Geneld
teleskoplarını koymak için kuze
Kea'yı, güney yarım kürede ise
tercih ederler. (III) 4.200 metre
Dağı'na hem ABD hem de ulus
birçok ülke 1967'den beri tele
yere gözlemevi kurarken en b
sanıldığının aksine teleskobu
kurulacak altyapıdır. (Bu a
tepesine yapılacak olan yol,
elektrik, su, hızlı internet hat
almaktadır. (VI) Bugüne kac
yatırımlar yapıldığı için Mau
teleskop kurulmak istendiğ
C) Romanları için gösterdiği çabayı incelemeleri için de
gösterdiğine
D) Varlıklı insanlar için üretilen sanat eserlerinin, insan
hayatına katkısını sorguladığına
B
39. Bu parçada Mauna Kea
aşağıdakilerden hangis
Döneminin edebiyatına hâkim olan duyguların ortaya
çıkardığı sanatı eleştirdiğine
A) Fiziksel yapısının, uz
uygunluğundan dola
hâline gelmiştir.
B) Tüm dünya ülkeler
ilgi gösterdiği tek
CUzay araştırmala
gelişmiş ülkelere
Dağın bulunduğ
insanlarından 6
E) Uzay istasyonla
turistik açıdan
40. Bu parça il
paragraf h
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
e TYT / Türkçe 37 - 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Tolstoy; sadece edebî yaratıcılığıyla değil, derin kavrayış gücüyle dikkat çeker. Yaşadığı dönemin yönelimlerini anlamada feraset sahibidir. Bu durum, onun yaşadığı dönemin birçok sanatçısı için geçerlidir kuşkusuz hatta bazılarının, örneğin Dostoyevski'nin daha derin bir sezgi gücüne sahip olduğu söylenebilir. Ama Tolstoy bunu edebiyat dışında, incelemeleriyle de ortaya koymak istemiş; romanlarını yazarkenki yoğun emeği onlar için de esirgememiştir. Sanatın insan hayatındaki yerini ele aldığı bu incelemelerinde, yaşadığı dönemin edebiyatına ve düşüncesine musallat olan yozlaşma hislerinin bir değerlendirmesini yapar. Bu hislerle şekillenen beğenilerin, zevklerin, yaratıcılıkların ürünü olan sanatı hicveder. Bu hislerle yaratılan, anlaşılması güç olan ve zengin kesimlere has bireysel kaygıları ele alan resim, heykel, müzik ve edebiyatın çok zor koşullarda yürütülen insan hayatına bir yararı olup olmadığını irdeler. 37. Bu parçadan hareketle Tolstoy ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Sanatsal ve düşünsel açıdan döneminin birçok sanatçısını etkilemiştir. Bincelemelerinden elde ettiği sonuçlar romanlarında kullanmıştır. CYSanatsal açıdan olmasa da düşünsel açıdan Dostoyevskinin etkisinde kalmıştır. 6) Anlaşılması güç yapıtlarım, sanatın estetik değerine zarar verdiğini söylemiştir. E) Sezgilerini edebi eserlerinin dışındaki çalışmalarıyla da ortaya koymuştur. 38. Bu parçada Tolstoy ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? CAY A) Çağının eğilimlerini sezmede başarılı olduğuna Paraf Yayınları B) Yapıtlarında, döneminde yaşanan yozlaşma ve çöküşü işlediğine 39-40. soruları aşağıdaki parça cevaplayınız. (1) ABD'nin Hawaii eyaletinde bul yanardağ olan Mauna Kea Dağı, gözlem noktalarından biri olduğ cenneti durumunda. (II) Geneld teleskoplarını koymak için kuze Kea'yı, güney yarım kürede ise tercih ederler. (III) 4.200 metre Dağı'na hem ABD hem de ulus birçok ülke 1967'den beri tele yere gözlemevi kurarken en b sanıldığının aksine teleskobu kurulacak altyapıdır. (Bu a tepesine yapılacak olan yol, elektrik, su, hızlı internet hat almaktadır. (VI) Bugüne kac yatırımlar yapıldığı için Mau teleskop kurulmak istendiğ C) Romanları için gösterdiği çabayı incelemeleri için de gösterdiğine D) Varlıklı insanlar için üretilen sanat eserlerinin, insan hayatına katkısını sorguladığına B 39. Bu parçada Mauna Kea aşağıdakilerden hangis Döneminin edebiyatına hâkim olan duyguların ortaya çıkardığı sanatı eleştirdiğine A) Fiziksel yapısının, uz uygunluğundan dola hâline gelmiştir. B) Tüm dünya ülkeler ilgi gösterdiği tek CUzay araştırmala gelişmiş ülkelere Dağın bulunduğ insanlarından 6 E) Uzay istasyonla turistik açıdan 40. Bu parça il paragraf h
TYT / TÜRKÇE
37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
37. Bu parçadan hareketle çeviri ile ilgili
1.
Değişik milletler
milletler
sahiptir.
II.
Çeviri; değişik toplumların, ulusların bilim, teknik, kültür,
sanat alanındaki ürünlerini birbirleriyle paylaşmanın yo-
ludur. Bu sayede birçok ulus, başka uluslarla ilişki ku-
rabiliyor. İnsanoğlunun bu alandaki etkinliğiyle ulaşılan
bilgiler çok değişik dillerde kullanılabiliyor. Bugün yeryü-
zünde konuşulan dillerin sayısının da 2500-3000 dola-
yında olduğunu kabul edersek çeviri etkinliğinin evrensel
boyutları kendiliğinden çıkıyor ortaya. Dünyada ayr
lerin kullanılmasından doğan iletişim engelini her alanda
dil-
aşabilmenin birçok dilde çeviri yapmayı gerektirdiğini bu
sayılar gösterir belki. Ancak yapılan her çeviri önemli de
olsa yapılan çevirilerin kendi içinde bir nitelik farkı barın-
dırdığını da söylemeliyiz.
✰✰✰✰✰
arasında bağ kurmak gibi bir işleve
Bir dilin çeviri yapmaya elverişli olması, kelime da-
ğarcığına bağlıdır.
Aynı metnin farklı çevirileri arasında bazı farklılık-
ların olması doğaldır.
yargılarından hangiler söylenemez?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
eg
D) Ive II
C)Yalnız III
E) ve I
39. Eğitipade bire
pek çok aras
farklılaştırılm
bir araç, bir
uyarlama st
sınıf yöhem
Bu cümled
AV Ayrilma
Yapım
Yardım
Üçünc
Üç far
8
hangisine
A
%
40. De
ke
ge
B
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT / TÜRKÇE 37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 37. Bu parçadan hareketle çeviri ile ilgili 1. Değişik milletler milletler sahiptir. II. Çeviri; değişik toplumların, ulusların bilim, teknik, kültür, sanat alanındaki ürünlerini birbirleriyle paylaşmanın yo- ludur. Bu sayede birçok ulus, başka uluslarla ilişki ku- rabiliyor. İnsanoğlunun bu alandaki etkinliğiyle ulaşılan bilgiler çok değişik dillerde kullanılabiliyor. Bugün yeryü- zünde konuşulan dillerin sayısının da 2500-3000 dola- yında olduğunu kabul edersek çeviri etkinliğinin evrensel boyutları kendiliğinden çıkıyor ortaya. Dünyada ayr lerin kullanılmasından doğan iletişim engelini her alanda dil- aşabilmenin birçok dilde çeviri yapmayı gerektirdiğini bu sayılar gösterir belki. Ancak yapılan her çeviri önemli de olsa yapılan çevirilerin kendi içinde bir nitelik farkı barın- dırdığını da söylemeliyiz. ✰✰✰✰✰ arasında bağ kurmak gibi bir işleve Bir dilin çeviri yapmaya elverişli olması, kelime da- ğarcığına bağlıdır. Aynı metnin farklı çevirileri arasında bazı farklılık- ların olması doğaldır. yargılarından hangiler söylenemez? A) Yalnız I B) Yalnız II eg D) Ive II C)Yalnız III E) ve I 39. Eğitipade bire pek çok aras farklılaştırılm bir araç, bir uyarlama st sınıf yöhem Bu cümled AV Ayrilma Yapım Yardım Üçünc Üç far 8 hangisine A % 40. De ke ge B
5.
Öyle sanıldığı kadar kolay değildir dost bulmak, dost
olmak, dostluğu yaşatmak. Dostluk uzun sürecek bir
koşuya beraber başlamaktır. Bu, yanımızdakini kolla-
mayı, gözetmeyi ve paylaşmayı gerektirir. En önemlisi,
dost dediğimiz kişiye güven verebilmeli ve güvenmeli-
yiz. Düştüğünde elinden tutmalı, ağladığında gözyaşla-
rını silmeliyiz. Yoksa şen şakrak geçen günler, dostluk
için bir belirleyici değildir. İşte bunun için atalarımız,
dost kara günde belli olur, diyerek dostluğun nasıl ol-
ması gerektiğini anlatmışlardır.
Bu parça aşağıdakilerden hangisine verilmiş bir
cevap olabilir?
A) Dost bulmak kolay mıdır? ✓
B) Dostluğun belli bir süresi var mıdır?
CDostlukta güvenmenin yeri ve önemi nedir?
D) Gerçek dostluk nasıl olmalıdır?
E) Dost kalabilmek neye bağlıdır?
Karşılaştırma nerede
ve B şıkkında
ne
isteniyor bilmiyorum, açıklar -
Sanız sevinirim
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi-
ni söylemek doğru olmaz?
8.
var
C) Karşılaştırmaya yer verilmiştir.
D) Öneri cümlelerine yer verilmiştir.
E Tanık göstermeye başvurulmuştur.
demek
A) Tanımlamaya yer verilmiştir.
B) Dil, kanali kontrol işleviyle kullanılmıştır.
endemik
7
C
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
5. Öyle sanıldığı kadar kolay değildir dost bulmak, dost olmak, dostluğu yaşatmak. Dostluk uzun sürecek bir koşuya beraber başlamaktır. Bu, yanımızdakini kolla- mayı, gözetmeyi ve paylaşmayı gerektirir. En önemlisi, dost dediğimiz kişiye güven verebilmeli ve güvenmeli- yiz. Düştüğünde elinden tutmalı, ağladığında gözyaşla- rını silmeliyiz. Yoksa şen şakrak geçen günler, dostluk için bir belirleyici değildir. İşte bunun için atalarımız, dost kara günde belli olur, diyerek dostluğun nasıl ol- ması gerektiğini anlatmışlardır. Bu parça aşağıdakilerden hangisine verilmiş bir cevap olabilir? A) Dost bulmak kolay mıdır? ✓ B) Dostluğun belli bir süresi var mıdır? CDostlukta güvenmenin yeri ve önemi nedir? D) Gerçek dostluk nasıl olmalıdır? E) Dost kalabilmek neye bağlıdır? Karşılaştırma nerede ve B şıkkında ne isteniyor bilmiyorum, açıklar - Sanız sevinirim Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi- ni söylemek doğru olmaz? 8. var C) Karşılaştırmaya yer verilmiştir. D) Öneri cümlelerine yer verilmiştir. E Tanık göstermeye başvurulmuştur. demek A) Tanımlamaya yer verilmiştir. B) Dil, kanali kontrol işleviyle kullanılmıştır. endemik 7 C
Bu enerji Ekvator kuşağını çok daha fazla, kutupları ise çok daha az ısıtır. Buna bağlı olarak da
ekvatorda isinan hava yükselir ve burada bir alçak basınç bölgesi oluşur. Tam tersine, soğuyan
hava kutuplarda aşağıya doğru çöktüğü için buralar birer yüksek basınç bölgesidir. Ancak
ekvatorda yükselen hava kutuplara doğru hareket etse de dünyanın hızlı dönmesinden dolayı
kutuplara ulaşamadan kuzey ve güney yarı kürede 30 derece enlemi civarında aşağıya doğru
pöker ve bu enlemler bir yüksek basınç bandı oluşturur
Bu parçanın başına aşağıdaki cümlelerden hangisi getirilmelidir? (UA)
A) Sicak hava dalgaları ile oluşan enerji farklı sonuçlara neden olur.
B) Dünyanın dönüş hızının yarattığı enerji sonucunda bazı hava olayları meydana gelir.
C) Alçak ve yüksek basınçlar nedeniyle farklı enerji kaynakları ortaya çıkar.
D) Ekvator bölgesinde dünyanın dönüş hızının yarattığı enerji kutuplara gidildikçe azalır.
E) Güneşten gelen enerji dünyanın her bölgesine eşit olarak dağılmaz.
UN SAHIN
Utku ŞAHIN
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Bu enerji Ekvator kuşağını çok daha fazla, kutupları ise çok daha az ısıtır. Buna bağlı olarak da ekvatorda isinan hava yükselir ve burada bir alçak basınç bölgesi oluşur. Tam tersine, soğuyan hava kutuplarda aşağıya doğru çöktüğü için buralar birer yüksek basınç bölgesidir. Ancak ekvatorda yükselen hava kutuplara doğru hareket etse de dünyanın hızlı dönmesinden dolayı kutuplara ulaşamadan kuzey ve güney yarı kürede 30 derece enlemi civarında aşağıya doğru pöker ve bu enlemler bir yüksek basınç bandı oluşturur Bu parçanın başına aşağıdaki cümlelerden hangisi getirilmelidir? (UA) A) Sicak hava dalgaları ile oluşan enerji farklı sonuçlara neden olur. B) Dünyanın dönüş hızının yarattığı enerji sonucunda bazı hava olayları meydana gelir. C) Alçak ve yüksek basınçlar nedeniyle farklı enerji kaynakları ortaya çıkar. D) Ekvator bölgesinde dünyanın dönüş hızının yarattığı enerji kutuplara gidildikçe azalır. E) Güneşten gelen enerji dünyanın her bölgesine eşit olarak dağılmaz. UN SAHIN Utku ŞAHIN
15. Salkım salkım tan yelleri estiğinde a
Sakallı bozaç turgay sayradıkta b
Bidevi atlar ıssın görüp okradıkta
Sakalı uçun tat eri banladıkta
Aklı karatı seçilen çağda
b
b
c
Kalın Oğuz'un gelini kızı bezenen çağda c
Göksü güzel kaba dağlara gün değende
Bey yiğitler, cilasınlar birbirine koyulan çağda
Ala sabah Dirse Han yerinde örü durdu. Oğlancığın
yanına alıp kırk yiğidin boyuna saldı, ava çıktı. Av
avladılar, kuş kuşladılar. Ol kırk namerdin bir-
kaçı oğlanın yanına geldi aydur: "Baban, de-
di, geyikleri kovsun, getirsin, benim önümde te-
pelesin. Oğlumun at seğirdişin, kılıç çalışın, ok atı-
şın göreyim; kıvanayım, sevineyim, güveneyim,
dedi." dediler.
Bu metinden hareketle "Dede Korkut Hikâyele-
ri'yle ilgili olarak
H.
nazım ve nesrin iç içe olduğu
olay anlatımının nesir bölümlerinde yapıldığı,
Inazım bölümlerinde ahenkli söyleyişin söz ko-
nusu olduğu,
AV.)dinin kuvvetli bir unsur olarak görüldüğü
belirlemelerinden hangileri yapılamaz?
A) Yalnız
B) Yalnız IV
D) II ve III
C) Love IV
E) I've IV
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
15. Salkım salkım tan yelleri estiğinde a Sakallı bozaç turgay sayradıkta b Bidevi atlar ıssın görüp okradıkta Sakalı uçun tat eri banladıkta Aklı karatı seçilen çağda b b c Kalın Oğuz'un gelini kızı bezenen çağda c Göksü güzel kaba dağlara gün değende Bey yiğitler, cilasınlar birbirine koyulan çağda Ala sabah Dirse Han yerinde örü durdu. Oğlancığın yanına alıp kırk yiğidin boyuna saldı, ava çıktı. Av avladılar, kuş kuşladılar. Ol kırk namerdin bir- kaçı oğlanın yanına geldi aydur: "Baban, de- di, geyikleri kovsun, getirsin, benim önümde te- pelesin. Oğlumun at seğirdişin, kılıç çalışın, ok atı- şın göreyim; kıvanayım, sevineyim, güveneyim, dedi." dediler. Bu metinden hareketle "Dede Korkut Hikâyele- ri'yle ilgili olarak H. nazım ve nesrin iç içe olduğu olay anlatımının nesir bölümlerinde yapıldığı, Inazım bölümlerinde ahenkli söyleyişin söz ko- nusu olduğu, AV.)dinin kuvvetli bir unsur olarak görüldüğü belirlemelerinden hangileri yapılamaz? A) Yalnız B) Yalnız IV D) II ve III C) Love IV E) I've IV
Kuşkusuz, bir toplumun dili, o toplumun dünya görüşünden ayrılmaz. Toplumun dünya görüşü,
dilinin gelişmesinde etkili olduğu gibi, dünya görüşünün belirlenmesinde de dil bir etkendir.
Toplumlardaki kültürel değişiklikleri inceleyen insan bilimciler bu bağıntıyı uzun uzun
araştırmışlardır. Nitekim Eskimo dilinin sözcükleri üzerinde yapılan bir araştırmada savaşla ilgili tek
bir sözcüğe rastlanmamış. Buradan şöyle bir yargıya varmışlar: "-
"
Bu parça düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülebilir?
A) Eskimolar savaşçı bir toplum değildir
B) Eskimolar geleneklerine bağlı bir toplumdur
C) Toplumsal ilişkileri düzenlemede dil, savaştan daha etkilidir
D) Insanlar artık, sorunların savaşla çözülemeyeceğini anlamıştır
E) Eskimoların dili öteki dillerden daha az gelişmiştir
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Kuşkusuz, bir toplumun dili, o toplumun dünya görüşünden ayrılmaz. Toplumun dünya görüşü, dilinin gelişmesinde etkili olduğu gibi, dünya görüşünün belirlenmesinde de dil bir etkendir. Toplumlardaki kültürel değişiklikleri inceleyen insan bilimciler bu bağıntıyı uzun uzun araştırmışlardır. Nitekim Eskimo dilinin sözcükleri üzerinde yapılan bir araştırmada savaşla ilgili tek bir sözcüğe rastlanmamış. Buradan şöyle bir yargıya varmışlar: "- " Bu parça düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülebilir? A) Eskimolar savaşçı bir toplum değildir B) Eskimolar geleneklerine bağlı bir toplumdur C) Toplumsal ilişkileri düzenlemede dil, savaştan daha etkilidir D) Insanlar artık, sorunların savaşla çözülemeyeceğini anlamıştır E) Eskimoların dili öteki dillerden daha az gelişmiştir
6. Kişileri, roman okumayı sevenler ve sevmeyenler
olarak ikiye ayırabiliriz. Roman okumayı sevmeyen-
lerden bir hayır gelmez, demiyorum. Büyük işlere asıl
onların giriştiğini söylersiniz, ona da inanırım. Ama
ben hoşlanmam onlardan. Kendilerinden çıkamaz,
başlarından geçmemiş olayları geçmiş gibi sayamaz,
kendilerini kimsenin yerine koyamazlar. Bir tek ya-
şayışları vardır, ömürlerine bin bir kişinin yaşayışını
sıkıştıramazlar. Her şeyi anlarlar da kişioğlunun kar-
şısında bir anlayışsızlığa bürünürler. Acıdıkları olur
ama acımak da iki türlüdür. Bir üstünlükten gelen acı-
ma ki gururla, bir çeşit bayağı sevinçle karışıktır. Öte-
ki ise karşımızdaki kimsenin acısını kendimizdeymiş
gibi duyarak acımak. Roman okumayı sevmeyenler
de işte bu duygu yani karşılarındakilerin acılarını pay-
laşma gücü yoktur.
Bu paragraftaki düşüncelerin sahibi olan kişinin
roman okumayanlardan hoşlanmamasının asıl ne-
deni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bu insanların roman sanatını küçümsemeleri
B) Hikaye okumayı roman okumaya tercih etmeleri
C) Empati kurmayı bilmemeleri
ende
D) Diğer insanlara acımaları
E) Gurur ve kibir sahibi olmaları (paragraf gevelf)
mayı bilmemelerinin
empati kurmayı
ve
124
Kibir sahibi amaları.
ledeni gurur
Bize asıl nedeni sorduğu için E dmaz mı?
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
6. Kişileri, roman okumayı sevenler ve sevmeyenler olarak ikiye ayırabiliriz. Roman okumayı sevmeyen- lerden bir hayır gelmez, demiyorum. Büyük işlere asıl onların giriştiğini söylersiniz, ona da inanırım. Ama ben hoşlanmam onlardan. Kendilerinden çıkamaz, başlarından geçmemiş olayları geçmiş gibi sayamaz, kendilerini kimsenin yerine koyamazlar. Bir tek ya- şayışları vardır, ömürlerine bin bir kişinin yaşayışını sıkıştıramazlar. Her şeyi anlarlar da kişioğlunun kar- şısında bir anlayışsızlığa bürünürler. Acıdıkları olur ama acımak da iki türlüdür. Bir üstünlükten gelen acı- ma ki gururla, bir çeşit bayağı sevinçle karışıktır. Öte- ki ise karşımızdaki kimsenin acısını kendimizdeymiş gibi duyarak acımak. Roman okumayı sevmeyenler de işte bu duygu yani karşılarındakilerin acılarını pay- laşma gücü yoktur. Bu paragraftaki düşüncelerin sahibi olan kişinin roman okumayanlardan hoşlanmamasının asıl ne- deni aşağıdakilerden hangisidir? A) Bu insanların roman sanatını küçümsemeleri B) Hikaye okumayı roman okumaya tercih etmeleri C) Empati kurmayı bilmemeleri ende D) Diğer insanlara acımaları E) Gurur ve kibir sahibi olmaları (paragraf gevelf) mayı bilmemelerinin empati kurmayı ve 124 Kibir sahibi amaları. ledeni gurur Bize asıl nedeni sorduğu için E dmaz mı?
Çocukken beni en çok etkileyen kitaplar Michael Strogoff, Küçük Prens ve Pitircik dizisi olmuştur.
Bunlar çocuğun düş gücünü geliştiren kitaplardır. Örneğin küçükken Jules Verne'in romanlarını
okumuş bir bilgisayar mühendisiyle okumamış olan, birbirinden ayrılır, çünkü okuyan daha
yaratıcıdır. Ayrıca, edebiyat öğretmenlerinin karşı çıkmasına karşın, çocukken bizi gözyaşlanna
boğan bir yazarımızın kitaplarından da tat aldığımı söylemek isterim. Çünkü biz fark etmesek de o
kitaplar, aslında duygusal eğitimimizin bir parçasıydı. Bize acımayı, ağlamayı öğretmişti onlar.---.
Bu, kötü bir şey.
Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi
getirilmelidir?
A) Şimdiki çocuklar bunları tatmadan, yaşamadan yetişiyor
B) Yaşamda insanı insan kılan böyle olaylarla karşılaşacağımızı düşünüyorduk
C) Böylece duygularımızı yansıtmayı öğreniyorduk
D) O zaman öğretmenlerimizin yanılmadığını anlamıştık
E) Çocukların duygularına aşırı ölçüde yüklenmiştir bu kitaplar
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Çocukken beni en çok etkileyen kitaplar Michael Strogoff, Küçük Prens ve Pitircik dizisi olmuştur. Bunlar çocuğun düş gücünü geliştiren kitaplardır. Örneğin küçükken Jules Verne'in romanlarını okumuş bir bilgisayar mühendisiyle okumamış olan, birbirinden ayrılır, çünkü okuyan daha yaratıcıdır. Ayrıca, edebiyat öğretmenlerinin karşı çıkmasına karşın, çocukken bizi gözyaşlanna boğan bir yazarımızın kitaplarından da tat aldığımı söylemek isterim. Çünkü biz fark etmesek de o kitaplar, aslında duygusal eğitimimizin bir parçasıydı. Bize acımayı, ağlamayı öğretmişti onlar.---. Bu, kötü bir şey. Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Şimdiki çocuklar bunları tatmadan, yaşamadan yetişiyor B) Yaşamda insanı insan kılan böyle olaylarla karşılaşacağımızı düşünüyorduk C) Böylece duygularımızı yansıtmayı öğreniyorduk D) O zaman öğretmenlerimizin yanılmadığını anlamıştık E) Çocukların duygularına aşırı ölçüde yüklenmiştir bu kitaplar
TYT
SBdk
38., 39. ve 40. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
1959'dan önce Küba'daki sağlık sisteminin oldukça kötü ol-
duğu düşünülmektedir ancak bu algı tam olarak gerçeği yan-
sıtmamaktadır. Cünkü 1959 öncesi sağlık sistemindeki esas
sorun eşitsizlik olmuştur. Küba'da dört tip sağlık bakım siste-
mi var olmuştur. Birincisi doktorların kendi ofisleri veya klinik-
lerinin bulunduğu ve bakım masraflarının hastalar tarafından
doğrudan ödendiği özel sistemdir. İkincisi, İspanya'nın belirli
coğrafi bölgelerindeki kişilerin soyundan gelenlere hizmet et-
mek üzere organize edilmiş özel hastaneleri kapsayan özel
bir sigorta sistemi. Üçüncüsü mevcut ve eski askeriye men-
suplarına hizmet eden bir askerî sağlık sistemi. Dördüncüsü
sağlık bakımı için ödeme yapamayan ve diğer sağlık sistem-
lerine uygun olmayan kişiler tarafından kullanılan bir kamu
sağlık sistemi. O dönemde kentte yaşayan zenginler diğer
ülkelerde sunulan tıbbi olanaklarla karşılaştırılabilir düzeyde
kaliteli birinci sınıf sağlık hizmetlerine erişim sağlayabilirken
kırsal bölgelerde yetersiz beslenme sebebiyle hastalıklara
daha yatkın ve sağlık hizmetlerine erişim sağlayamayan bir
kesim de olmuştur.
Türkçe
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden han-
gisidir?
A) Dört farklı unsurdan oluşan bir sağlık sisteminin güçler
birliği ilkesine aykırı olduğundan işlevsiz kalması
B) Dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan insanların sağlık
hizmetlerine erişiminin birbirinden çok farklı olduğu
1959 öncesindeki sağlık sisteminin kötü olmadığı ancak
bünyesinde ciddi bir eşitsizlik barındırdığı
D) Tıbbi olanaklar bakımından bugün dünyanın en gelişmiş
ülkelerinden olan Küba'nın 1959 öncesi güçlükler yaşadı-
ğı
E) Tanı ve tedavi masraflarının kendi ülkelerinden yüksek
olmasından ötürü İspanya'dan Küba'ya bazı hastaların
gittiği
lipsy
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT SBdk 38., 39. ve 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 1959'dan önce Küba'daki sağlık sisteminin oldukça kötü ol- duğu düşünülmektedir ancak bu algı tam olarak gerçeği yan- sıtmamaktadır. Cünkü 1959 öncesi sağlık sistemindeki esas sorun eşitsizlik olmuştur. Küba'da dört tip sağlık bakım siste- mi var olmuştur. Birincisi doktorların kendi ofisleri veya klinik- lerinin bulunduğu ve bakım masraflarının hastalar tarafından doğrudan ödendiği özel sistemdir. İkincisi, İspanya'nın belirli coğrafi bölgelerindeki kişilerin soyundan gelenlere hizmet et- mek üzere organize edilmiş özel hastaneleri kapsayan özel bir sigorta sistemi. Üçüncüsü mevcut ve eski askeriye men- suplarına hizmet eden bir askerî sağlık sistemi. Dördüncüsü sağlık bakımı için ödeme yapamayan ve diğer sağlık sistem- lerine uygun olmayan kişiler tarafından kullanılan bir kamu sağlık sistemi. O dönemde kentte yaşayan zenginler diğer ülkelerde sunulan tıbbi olanaklarla karşılaştırılabilir düzeyde kaliteli birinci sınıf sağlık hizmetlerine erişim sağlayabilirken kırsal bölgelerde yetersiz beslenme sebebiyle hastalıklara daha yatkın ve sağlık hizmetlerine erişim sağlayamayan bir kesim de olmuştur. Türkçe Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden han- gisidir? A) Dört farklı unsurdan oluşan bir sağlık sisteminin güçler birliği ilkesine aykırı olduğundan işlevsiz kalması B) Dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan insanların sağlık hizmetlerine erişiminin birbirinden çok farklı olduğu 1959 öncesindeki sağlık sisteminin kötü olmadığı ancak bünyesinde ciddi bir eşitsizlik barındırdığı D) Tıbbi olanaklar bakımından bugün dünyanın en gelişmiş ülkelerinden olan Küba'nın 1959 öncesi güçlükler yaşadı- ğı E) Tanı ve tedavi masraflarının kendi ülkelerinden yüksek olmasından ötürü İspanya'dan Küba'ya bazı hastaların gittiği lipsy
33. Muhabir:
Eğitimci:
Çocuğun doğumundan, ilkokula başladığı güne kadar ge-
çen yılları içeren ve sonraki yaşamlarında önemli role sahip
olan; bedensel, psikomotor, sosyal-duygusal, zihinsel ve dil
gelişimlerinin büyük ölçüde tamamlandığı, kişiliklerinin şekil-
lendiği gelişim ve eğitim süreci olarak tanımlanabilir.
Muhabir:
(11) ---
Eğitimci:
Çocuk bu süreçte, içinde bulunduğu toplumun gelenek,
görenek, ahlak gibi toplumsal değerlerini ve davranış biçimle-
rini öğrenip benimseyerek yaşadığı toplumun bir üyesi hâline
gelmektedir. Sosyalleşme olarak nitelendirilen bu süreçte, ço-
cuklar benlik gelişimlerinin yanı sıra sosyal rolleri ve becerileri
kazanmaktadırlar.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden han-
gisi sırasıyla getirilmelidir?
A
A) (1) Egitim kavramının tanımı sizce nasıl yapılmalıdır?
(II) Hayata hazırlanma aşaması hangi basamakları içerir?
B) (1) Okul öncesi eğitim kavramının tanımı nedir?
(II) Peki bu süreç bir çocuğu hangi yönleriyle kapsar?
C) (I) İnsanın karakter gelişimi öncesinde okulun faydası ne-
dir?
(II) Çocuklar hangi süreçlerden geçerek yetişkin olurlar?
D) (1) Okul dışındaki eğitim alanlarını nasıl tanımlayabiliriz?
(II) Yaşamın her alanında eğitim faaliyetleri devam eder
mi?
E) (1) Eğitim öğretim faaliyetleri dışındaki eğitim alanının ta-
nımı nasıl yapılabilir?
(II) Çocukluktan ergenliğe geçişte ne tip durumlarla karşı-
laşırız?
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
33. Muhabir: Eğitimci: Çocuğun doğumundan, ilkokula başladığı güne kadar ge- çen yılları içeren ve sonraki yaşamlarında önemli role sahip olan; bedensel, psikomotor, sosyal-duygusal, zihinsel ve dil gelişimlerinin büyük ölçüde tamamlandığı, kişiliklerinin şekil- lendiği gelişim ve eğitim süreci olarak tanımlanabilir. Muhabir: (11) --- Eğitimci: Çocuk bu süreçte, içinde bulunduğu toplumun gelenek, görenek, ahlak gibi toplumsal değerlerini ve davranış biçimle- rini öğrenip benimseyerek yaşadığı toplumun bir üyesi hâline gelmektedir. Sosyalleşme olarak nitelendirilen bu süreçte, ço- cuklar benlik gelişimlerinin yanı sıra sosyal rolleri ve becerileri kazanmaktadırlar. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden han- gisi sırasıyla getirilmelidir? A A) (1) Egitim kavramının tanımı sizce nasıl yapılmalıdır? (II) Hayata hazırlanma aşaması hangi basamakları içerir? B) (1) Okul öncesi eğitim kavramının tanımı nedir? (II) Peki bu süreç bir çocuğu hangi yönleriyle kapsar? C) (I) İnsanın karakter gelişimi öncesinde okulun faydası ne- dir? (II) Çocuklar hangi süreçlerden geçerek yetişkin olurlar? D) (1) Okul dışındaki eğitim alanlarını nasıl tanımlayabiliriz? (II) Yaşamın her alanında eğitim faaliyetleri devam eder mi? E) (1) Eğitim öğretim faaliyetleri dışındaki eğitim alanının ta- nımı nasıl yapılabilir? (II) Çocukluktan ergenliğe geçişte ne tip durumlarla karşı- laşırız?
34. ve 35. sor
vaplayınız.
Yazar ve aynı zamanda bir bilim insanı olan Johann Wolfgang
von Goethe, 1810 yılında renk üzerine 1400 sayfalık tezini
yayımlayana kadar Newton'un işık ve renkle ilgili fikirlerini
kimse sorgulamamıştı. Goethe, renk konusunu tamamıyla
yeni bir bakış açısından yeniden formüle etti. Newton rengi
fiziksel bir problem olarak ele almıştı. Goethe, göz aracılığıyla
beyne ulaşan renk duyumunun aynı zamanda algımız tara-
fından biçimlendiğini ortaya koydu. Renk kuramını, renklerin
psikolojik etkileri ve genel olarak görsel algı fenomeni üzerine
kurdu, Ardil görüntü, renkli gölgeler ve tamamlayıcı renkleri
araştırdı. Tamamlayıcı renklerin, fiziksel olarak ışığın gözü-
müzde yarattığı bir etki değil görsel algımızın şekillendirdiği
bir duyum olduğunu ortaya koydu.
34. Bu parçadan hareketle Newton'la ilgili olarak aşağıdaki-
lerden hangisi söylenebilir?
A) Yaptığı çalışmalar aracılığıyla Goethe'nin bilimsel araştır-
masina esin kaynağı olduğu
B) Yer çekimiyle alakalı çalışmalarının yanı sıra renklerle
gili de bazı çalışmalar yaptığı
C) Işık ve renkle ilgi görüşlerinin sorgulanmadığı ve rengi
fiziksel bir mesele olarak ele aldığı
D) Renk olgusuna kuramsal olarak yaklaşmasından ötürü
eleştirmenler tarafından eleştirildiği
E) Renklerle ilgili yazdıklarını yayımladıktan sonra Goethe'y-
le çeşitli tartışmalara girdiği
TAMPUAN
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
34. ve 35. sor vaplayınız. Yazar ve aynı zamanda bir bilim insanı olan Johann Wolfgang von Goethe, 1810 yılında renk üzerine 1400 sayfalık tezini yayımlayana kadar Newton'un işık ve renkle ilgili fikirlerini kimse sorgulamamıştı. Goethe, renk konusunu tamamıyla yeni bir bakış açısından yeniden formüle etti. Newton rengi fiziksel bir problem olarak ele almıştı. Goethe, göz aracılığıyla beyne ulaşan renk duyumunun aynı zamanda algımız tara- fından biçimlendiğini ortaya koydu. Renk kuramını, renklerin psikolojik etkileri ve genel olarak görsel algı fenomeni üzerine kurdu, Ardil görüntü, renkli gölgeler ve tamamlayıcı renkleri araştırdı. Tamamlayıcı renklerin, fiziksel olarak ışığın gözü- müzde yarattığı bir etki değil görsel algımızın şekillendirdiği bir duyum olduğunu ortaya koydu. 34. Bu parçadan hareketle Newton'la ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisi söylenebilir? A) Yaptığı çalışmalar aracılığıyla Goethe'nin bilimsel araştır- masina esin kaynağı olduğu B) Yer çekimiyle alakalı çalışmalarının yanı sıra renklerle gili de bazı çalışmalar yaptığı C) Işık ve renkle ilgi görüşlerinin sorgulanmadığı ve rengi fiziksel bir mesele olarak ele aldığı D) Renk olgusuna kuramsal olarak yaklaşmasından ötürü eleştirmenler tarafından eleştirildiği E) Renklerle ilgili yazdıklarını yayımladıktan sonra Goethe'y- le çeşitli tartışmalara girdiği TAMPUAN
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde deyim, cüm
lenin anlamına uygun kullanılmamıştır?
A) Akşama kadar kiralık ev aradığımızdan dizle-
rimizin bağı çözüldü.
Kapıdaki yetkilileri ikna edinceye kadar akla
karayı seçtik.
C) Dünkü fırtınada hasar alan yük gemisi sonun-
da denizin dibini boyladı.
D) Bir sıkımlk canı olan, çok çelimsiz ve güçsüz
biriydi
E) Çıkarılan şon kapunlardan sonra vatandaşın
yüzünden düşen bin parçaydı.
TYT-Türkçe
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde deyim, cüm lenin anlamına uygun kullanılmamıştır? A) Akşama kadar kiralık ev aradığımızdan dizle- rimizin bağı çözüldü. Kapıdaki yetkilileri ikna edinceye kadar akla karayı seçtik. C) Dünkü fırtınada hasar alan yük gemisi sonun- da denizin dibini boyladı. D) Bir sıkımlk canı olan, çok çelimsiz ve güçsüz biriydi E) Çıkarılan şon kapunlardan sonra vatandaşın yüzünden düşen bin parçaydı. TYT-Türkçe
1
Tabloda verilen cümlelerdeki yüklemlerin hangi kipin anlamını verecek biçimde kullanıldığını
örnekteki gibi uygun bölümlere yazınız.
Cümleler
Duyarlı olup sokaklarımızı temiz tutun.
Komşusu bir Nasrettin Hoca'nın kapısını çalar.
Okula zamanında gelmeyi öğreneceksin.
Ara sıra temiz hava almak için dışarı çıkıyorum.
Yarın bizler de Türkçe sınavı oluyoruz.
Şu gelen uzun saçlı kız Esra olacak.
Bundan sonra annenin sözünü dinleyeceksin.
Her sabah düzenli spor yapıyorum.
Kullanılan Kip ve Eki
Emir Kipi..
Kastedilen Fiil ve Kipi
..İstek Kipi..
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
1 Tabloda verilen cümlelerdeki yüklemlerin hangi kipin anlamını verecek biçimde kullanıldığını örnekteki gibi uygun bölümlere yazınız. Cümleler Duyarlı olup sokaklarımızı temiz tutun. Komşusu bir Nasrettin Hoca'nın kapısını çalar. Okula zamanında gelmeyi öğreneceksin. Ara sıra temiz hava almak için dışarı çıkıyorum. Yarın bizler de Türkçe sınavı oluyoruz. Şu gelen uzun saçlı kız Esra olacak. Bundan sonra annenin sözünü dinleyeceksin. Her sabah düzenli spor yapıyorum. Kullanılan Kip ve Eki Emir Kipi.. Kastedilen Fiil ve Kipi ..İstek Kipi..
ve
77
B
PALME
PALME
YAYINEV
B
TYT/PLM/010/22
13. Rousseau toplumun organizasyonu ve dolayısıyla
devletin oluşumu konusunda şöyle yazmıştır:
"Doğa durumunda neredeyse hiç bulunmayan eşitsizlik,
"mülkiyet kurumu ve yasalar aracılığıyla sabitlenir
ve meşrulaştırılır. Toplumun kaçınılmaz olarak,
zaman döngü tamamlanır, çünkü tüm bireyler bir hiç
tiranlığa ve herkes de yeni baştan kölelere dönüştüğü
olduklarında tekrar eşit olurlar. Diğer yandan medeni
insan her zaman, daha zahmetli işler arayışıyla kendine
işkence eder, ölümsüzlüğü elde etmek için yaşamdan
vazgeçerek" kendi ölümüne çalışır. Gerçekte medeni
toplum, neredeyse tümüyle sızlanan ve birçoğunun kendi
yaşamından mahrum bırakıldığı insanlardan meydana
gelen bir toplumdur."
Rousseau'nun bu düşünceleri dikkate alındığında,
onun felsefesine göre devletin ve medeni toplumun
oluşumunun aşağıdakilerden hangisiyle açıklandığı
söylenebilir?
A Yasaların meşrulaşması
B) Eşitliğin bozulması
C) Toplumun bir sözleşme etrafında birleşmesi
D) Insanın çalışmayı arzu etmesi
E) Insanın köleliğe yatkın olması
14. Ame
ter
ter
fel
ila
de
fe
y
C
l
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ve 77 B PALME PALME YAYINEV B TYT/PLM/010/22 13. Rousseau toplumun organizasyonu ve dolayısıyla devletin oluşumu konusunda şöyle yazmıştır: "Doğa durumunda neredeyse hiç bulunmayan eşitsizlik, "mülkiyet kurumu ve yasalar aracılığıyla sabitlenir ve meşrulaştırılır. Toplumun kaçınılmaz olarak, zaman döngü tamamlanır, çünkü tüm bireyler bir hiç tiranlığa ve herkes de yeni baştan kölelere dönüştüğü olduklarında tekrar eşit olurlar. Diğer yandan medeni insan her zaman, daha zahmetli işler arayışıyla kendine işkence eder, ölümsüzlüğü elde etmek için yaşamdan vazgeçerek" kendi ölümüne çalışır. Gerçekte medeni toplum, neredeyse tümüyle sızlanan ve birçoğunun kendi yaşamından mahrum bırakıldığı insanlardan meydana gelen bir toplumdur." Rousseau'nun bu düşünceleri dikkate alındığında, onun felsefesine göre devletin ve medeni toplumun oluşumunun aşağıdakilerden hangisiyle açıklandığı söylenebilir? A Yasaların meşrulaşması B) Eşitliğin bozulması C) Toplumun bir sözleşme etrafında birleşmesi D) Insanın çalışmayı arzu etmesi E) Insanın köleliğe yatkın olması 14. Ame ter ter fel ila de fe y C l
11.
IV.
Ninni dinlemek ya da bir oyuncağa uzanmak gibi
farklı güdüler ve görevler farklı sinir ağlarının
oluşmasına katkıda bulunuyor.
III. Doğumda beyinde yüz milyar kadar, yani yetiş-
kinlikteki kadar nöron (sinir hücresi) bulunuyor.
Bebek büyüdükçe, duyusal girdi akınına maruz
kalan nöronlar diğer nöronlara bağlanıyor ve üç
yaşına gelindiğinde yüz trilyon civarında bağlantı
oluşuyor.
V.
İlk yıllardaki gelişmenin ışık hızı, büyük sinir
devresi sarmallarının oluşumuyla çakışıyor.
Binlerce yıldır çocuk yetiştirmemize rağmen, ha-
len, bebeklerin bilişsel ve dilsel yetilerinde, akıl
yürütme ve planlamada nasıl olup da dev adımlar
attığına dair bildiklerimiz çok sınırlı..
Numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluş-
turması için hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi
gerekir?
A) I ve III
D) III ve IV
B) I ve V
C) II ve III
E) IV-ve V
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
11. IV. Ninni dinlemek ya da bir oyuncağa uzanmak gibi farklı güdüler ve görevler farklı sinir ağlarının oluşmasına katkıda bulunuyor. III. Doğumda beyinde yüz milyar kadar, yani yetiş- kinlikteki kadar nöron (sinir hücresi) bulunuyor. Bebek büyüdükçe, duyusal girdi akınına maruz kalan nöronlar diğer nöronlara bağlanıyor ve üç yaşına gelindiğinde yüz trilyon civarında bağlantı oluşuyor. V. İlk yıllardaki gelişmenin ışık hızı, büyük sinir devresi sarmallarının oluşumuyla çakışıyor. Binlerce yıldır çocuk yetiştirmemize rağmen, ha- len, bebeklerin bilişsel ve dilsel yetilerinde, akıl yürütme ve planlamada nasıl olup da dev adımlar attığına dair bildiklerimiz çok sınırlı.. Numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluş- turması için hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi gerekir? A) I ve III D) III ve IV B) I ve V C) II ve III E) IV-ve V