Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

at
n
bl
a
15. Merak duygusuna sahip olan insan, evreni ve ötesini
anlamlandırma isteğiyle ilk olarak mitolojik açıklamalara
yöneldi. Sonrasında ise evrenin bir yaratıcısı olduğu düşün-
cesiyle dinsel açıklamalara geçiş yaptı. Dinsel ve mitolojik
açıklamalarla yetinmeyen insan, son nokta da sorularına
na akıl ve mantığına dayalı sorgulama yapan felsefe ile cevap
aramaya başladı.
Parçadan hareketle aşağıdaki ifadelerden hangisine
ulaşılamaz?
VA) Felsefe, insanın öğrenme isteğinin sonucu olarak orta-
ya çıkmıştır.
of
İnsanın merakı bu dünya ile sınırlı kalmamıştır.
VC) Evreni var eden yaratıcının varlığının kabul edildiği
dönemler olmuştur.
✓D) Felsefe, insan aklının ürünüdür.
E) Akıl ve mantık ilkeleri, mitolojik açıklamaları temellen-
dirmek için kullanılmıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
at n bl a 15. Merak duygusuna sahip olan insan, evreni ve ötesini anlamlandırma isteğiyle ilk olarak mitolojik açıklamalara yöneldi. Sonrasında ise evrenin bir yaratıcısı olduğu düşün- cesiyle dinsel açıklamalara geçiş yaptı. Dinsel ve mitolojik açıklamalarla yetinmeyen insan, son nokta da sorularına na akıl ve mantığına dayalı sorgulama yapan felsefe ile cevap aramaya başladı. Parçadan hareketle aşağıdaki ifadelerden hangisine ulaşılamaz? VA) Felsefe, insanın öğrenme isteğinin sonucu olarak orta- ya çıkmıştır. of İnsanın merakı bu dünya ile sınırlı kalmamıştır. VC) Evreni var eden yaratıcının varlığının kabul edildiği dönemler olmuştur. ✓D) Felsefe, insan aklının ürünüdür. E) Akıl ve mantık ilkeleri, mitolojik açıklamaları temellen- dirmek için kullanılmıştır.
30. Yaşam içinde katettiğimiz, aldığımız yol; deneyimlerle
luktan geçmeden gerçekleşmez. Dönüşmek için yolculu-
büyüme, ilerleme yolculuğudur. Hiçbir dönüşüm bir yolcu
ğa çıkmak gerekir. Bu yolculuk fiziksel olduğu kadar da
ruhsaldır. Geçmişten bugüne katedilen yol, her anlamda
bir büyüme ve olgunlaşma, gelişme yolculuğudur. Bu
yolculuk olumlu ya da olumsuz olabilir ama her durumda
bir dönüşüm içerir. Zaltman yaptığı bir deneyde, yönetici-
lere "düz bir kâğıt" hakkında mı yoksa "buruşuk bir kâğıt
hakkında mı bir öykü yazmak istediklerini sorduğunda
yöneticilerin neredeyse tamamı buruşuk kâğıt hakkında
öykü yazmayı seçer. Buruşuk kâğıt bir yaşanmışlık ve
yolculuk sonucu o hâle gelmiştir, buruşuk kâğıda varmak
için düz bir kâğıttan yolculuğa çıkmak gerekir.
Bu parçada asıl vurgulanmak istenen aşağıdakiler-
den hangisidir?
A) Başlangıçta her şey en saf en düzgün hâlindeyken
zamanla yaşam karmaşık bir hâl alır.
B) Yol ve yolculuk kavramları insanın olgunlaşmasını
ifade etmek için sık kullanılmaktadır.
C) Sonuçları kötü olsa da hayatı deneyimlemek hem ge-
rekli hem kaçınılmazdır.
D) Yolculuk sadece fiziki anlamda değil ruhsal anlamda
da olursa ilerleme gerçekleşir.
E) lyi ya da kötü tecrübelerle donanmadan bir dönüşüm
yaşanması mümkün değildir.
geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
30. Yaşam içinde katettiğimiz, aldığımız yol; deneyimlerle luktan geçmeden gerçekleşmez. Dönüşmek için yolculu- büyüme, ilerleme yolculuğudur. Hiçbir dönüşüm bir yolcu ğa çıkmak gerekir. Bu yolculuk fiziksel olduğu kadar da ruhsaldır. Geçmişten bugüne katedilen yol, her anlamda bir büyüme ve olgunlaşma, gelişme yolculuğudur. Bu yolculuk olumlu ya da olumsuz olabilir ama her durumda bir dönüşüm içerir. Zaltman yaptığı bir deneyde, yönetici- lere "düz bir kâğıt" hakkında mı yoksa "buruşuk bir kâğıt hakkında mı bir öykü yazmak istediklerini sorduğunda yöneticilerin neredeyse tamamı buruşuk kâğıt hakkında öykü yazmayı seçer. Buruşuk kâğıt bir yaşanmışlık ve yolculuk sonucu o hâle gelmiştir, buruşuk kâğıda varmak için düz bir kâğıttan yolculuğa çıkmak gerekir. Bu parçada asıl vurgulanmak istenen aşağıdakiler- den hangisidir? A) Başlangıçta her şey en saf en düzgün hâlindeyken zamanla yaşam karmaşık bir hâl alır. B) Yol ve yolculuk kavramları insanın olgunlaşmasını ifade etmek için sık kullanılmaktadır. C) Sonuçları kötü olsa da hayatı deneyimlemek hem ge- rekli hem kaçınılmazdır. D) Yolculuk sadece fiziki anlamda değil ruhsal anlamda da olursa ilerleme gerçekleşir. E) lyi ya da kötü tecrübelerle donanmadan bir dönüşüm yaşanması mümkün değildir. geçiniz.
TYT/ TÜRKÇE
18. Olgun insanlar yalnız çocuklara değil; herkese affedici,
kusura pek aldırmayıcı bir yüzle bakarlar. Bu dünya öyle
çatık kaşla dolaşmaya, şunun bunun kalbini kırmaya
değer bir dünya değildir. Onun için güler yüzlü insanlar
arasında yaşayanların hayatı daha tatlı geçer. Bazı kim-
seler vardır, sanki Cenabihak onlara gülmeyi yasak.
etmiştir. Gülümsemeyi, aklı başında adamın ciddiliğini
bozan bir hâl sayarlar. Yüzgöz olmasınlar diye çocukları-
na gülmezler, laubali demesinler diye komşularına gül-
mezler. Kaşları sanki kudretten çatılmıştır. Çalışırken
çatık, konuşurken çatıklar. Hatta kendilerine ettikleri
zulüm yetmiyormuş gibi gülenlere de kızarlar. Hayatı
böyle saymak çok yanlıştır. Unutmayalım ki biz insanların
hayvanlardan bir farkı konuşmaksa öteki farkımız da gül-
mektir. Hiç siz ömrünüzde gülen, kahkahalar savuran bir
hayvan gördünüz mü? Zavallılar kim bilir ne kadar gül-
mek istiyorlardır? Hatta insan kardeşlerinin öyle bazı
tuhafıkları vardır ki onların karşısında herhâlde kahkaha-
larla gülmek için can atıyorlardır. Ama ne hikmetse yüzle-
ri gülmeye elverişli bir şekilde yaratılmamıştır. Kendilerini
ne kadar zorlasalar gülemezler. ----
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağı-
dakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Hayvanların anatomik yapısı insanların yaptığı pek
çok şeyi yapmalarına engeldir.
B) Oysa insanoğlu da yerli yersiz gülerek sinir bozucu
olma yeteneğine sahiptir.
C) Kimin neye güldüğü aslında kişilik özelliklerini ortaya
koyan önemli bir göstergedir.
19. E
rc
C
in
C
D) Hâlbuki insanlar, çok şükür, gülebiliyorlar; bu imkânı
niçin kullanmamalı?
E) Hayatta neyi ciddiye alacağız ya da neye güleceğiz
ayırt etmek bazen zordur.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT/ TÜRKÇE 18. Olgun insanlar yalnız çocuklara değil; herkese affedici, kusura pek aldırmayıcı bir yüzle bakarlar. Bu dünya öyle çatık kaşla dolaşmaya, şunun bunun kalbini kırmaya değer bir dünya değildir. Onun için güler yüzlü insanlar arasında yaşayanların hayatı daha tatlı geçer. Bazı kim- seler vardır, sanki Cenabihak onlara gülmeyi yasak. etmiştir. Gülümsemeyi, aklı başında adamın ciddiliğini bozan bir hâl sayarlar. Yüzgöz olmasınlar diye çocukları- na gülmezler, laubali demesinler diye komşularına gül- mezler. Kaşları sanki kudretten çatılmıştır. Çalışırken çatık, konuşurken çatıklar. Hatta kendilerine ettikleri zulüm yetmiyormuş gibi gülenlere de kızarlar. Hayatı böyle saymak çok yanlıştır. Unutmayalım ki biz insanların hayvanlardan bir farkı konuşmaksa öteki farkımız da gül- mektir. Hiç siz ömrünüzde gülen, kahkahalar savuran bir hayvan gördünüz mü? Zavallılar kim bilir ne kadar gül- mek istiyorlardır? Hatta insan kardeşlerinin öyle bazı tuhafıkları vardır ki onların karşısında herhâlde kahkaha- larla gülmek için can atıyorlardır. Ama ne hikmetse yüzle- ri gülmeye elverişli bir şekilde yaratılmamıştır. Kendilerini ne kadar zorlasalar gülemezler. ---- Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağı- dakilerden hangisi getirilmelidir? A) Hayvanların anatomik yapısı insanların yaptığı pek çok şeyi yapmalarına engeldir. B) Oysa insanoğlu da yerli yersiz gülerek sinir bozucu olma yeteneğine sahiptir. C) Kimin neye güldüğü aslında kişilik özelliklerini ortaya koyan önemli bir göstergedir. 19. E rc C in C D) Hâlbuki insanlar, çok şükür, gülebiliyorlar; bu imkânı niçin kullanmamalı? E) Hayatta neyi ciddiye alacağız ya da neye güleceğiz ayırt etmek bazen zordur.
18. İslam dini, insanların hem dünya hem ahiret saadetini elde A
etmelerini sağlayacak kurallar içermektedir. Bu kurallardan
bazıları özellikle insani ilişkilerin güzelleşmesi ve herhangi
bir sorun yaşanmaması için oldukça önemlidir. Bu sebeple
İslam, uzak durulması adına bazı davranışların zararlarını
gözler önüne sererek toplumsal huzuru korumak istemek-
tedir. Örneğin doğruluğu veya yanlışlığı kesin olarak bilin-
meyen bir konuda sanılar üzerinden hareket edilmemesi
gerektiğine ayet ve hadislerde dikkat çekilir. Çünkü şüpheli
ve tereddüt edilen bir bilginin peşinden giden bir kişinin
hataya sürüklenme ihtimali oldukça yüksektir.
Bu parçada öncelikle aşağıdaki davranışlardan hangi-
siyle ilgili uyarıda bulunulduğu söylenebilir?
A) Iftira
B) Haset
OD) Gybet
C) Suizan
Suizá
Tecessüs
M
A
24
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
18. İslam dini, insanların hem dünya hem ahiret saadetini elde A etmelerini sağlayacak kurallar içermektedir. Bu kurallardan bazıları özellikle insani ilişkilerin güzelleşmesi ve herhangi bir sorun yaşanmaması için oldukça önemlidir. Bu sebeple İslam, uzak durulması adına bazı davranışların zararlarını gözler önüne sererek toplumsal huzuru korumak istemek- tedir. Örneğin doğruluğu veya yanlışlığı kesin olarak bilin- meyen bir konuda sanılar üzerinden hareket edilmemesi gerektiğine ayet ve hadislerde dikkat çekilir. Çünkü şüpheli ve tereddüt edilen bir bilginin peşinden giden bir kişinin hataya sürüklenme ihtimali oldukça yüksektir. Bu parçada öncelikle aşağıdaki davranışlardan hangi- siyle ilgili uyarıda bulunulduğu söylenebilir? A) Iftira B) Haset OD) Gybet C) Suizan Suizá Tecessüs M A 24
A
TYT / TÜRKÇE
A
37. Bir insana yapılabilecek en büyük kötülüklerden biri, onun
varlığını kabul etmeyerek aynı sosyal ortam içinde onu
yok saymak ve dışlamaktır. Bu bağlamda insan ilişkilerin-
de başarıyı yakalamanın yolu, karşımızdakilerin varlığını
ve insan olduklarını kabul ederek gerektiğinde özür,
teşekkür, takdir ve rica etmesini bilmekten ve olumlu duy-
guları söze dökmeyi ihmal etmemekten geçmektedir.
Olumlu duygularımızı aktardığımızda karşımızdaki kişile-
re pozitif enerji vererek olumlu düşünmeleri konusunda
onları mutlu edeceğimizi asla unutmayalım. Böylece
karanlığa küfredeceğimize bir mum yakarak karşımızda-
kilere olumlu enerji verebilir, bu sayede bir mum da onla-
rin yakmasına vesile olabiliriz.
Bu parçada anlatılanları aşağıdaki sözlerden hangisi
desteklemez?
A) Kusur bulmak için bakma birine; kusur bulmak için
bakarsan bulursun, kusuru örtmeyi marifet et kendi-
ne.
B) Kendisine karşı kusurlu olana yumuşak davrananın
mükâfatı, bütün insanların ona yardımcı olmasıdır.
C) İyiyi ara, doğruyu ara, güzeli ara ama kusur arama.
D) İnsanı ateş değil kendi gafleti yakar; herkeste kusur
görür, kendine kör bakar.
E) Ayıpları, kusurları örtmede gece gibi ol.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
A TYT / TÜRKÇE A 37. Bir insana yapılabilecek en büyük kötülüklerden biri, onun varlığını kabul etmeyerek aynı sosyal ortam içinde onu yok saymak ve dışlamaktır. Bu bağlamda insan ilişkilerin- de başarıyı yakalamanın yolu, karşımızdakilerin varlığını ve insan olduklarını kabul ederek gerektiğinde özür, teşekkür, takdir ve rica etmesini bilmekten ve olumlu duy- guları söze dökmeyi ihmal etmemekten geçmektedir. Olumlu duygularımızı aktardığımızda karşımızdaki kişile- re pozitif enerji vererek olumlu düşünmeleri konusunda onları mutlu edeceğimizi asla unutmayalım. Böylece karanlığa küfredeceğimize bir mum yakarak karşımızda- kilere olumlu enerji verebilir, bu sayede bir mum da onla- rin yakmasına vesile olabiliriz. Bu parçada anlatılanları aşağıdaki sözlerden hangisi desteklemez? A) Kusur bulmak için bakma birine; kusur bulmak için bakarsan bulursun, kusuru örtmeyi marifet et kendi- ne. B) Kendisine karşı kusurlu olana yumuşak davrananın mükâfatı, bütün insanların ona yardımcı olmasıdır. C) İyiyi ara, doğruyu ara, güzeli ara ama kusur arama. D) İnsanı ateş değil kendi gafleti yakar; herkeste kusur görür, kendine kör bakar. E) Ayıpları, kusurları örtmede gece gibi ol.
min
m
la-
or,
-la
ģi
n
A
TYT - ÖZEL-5 HR
5. (1) Galago (Çalı bebeği), genellikle maki gibi küçük çalı-
ların üzerinde yaşar ve gündüzlerini uyumakla geçirir.
(II) Arkadaş canlısı olmakla beraber, pek de fazla kalaba-
lıktan hoşlanmaz. (III) Yavrular üçlü, dörtlü gruplar hâlinde
uyur ve bacaklarıyla birbirlerine sarılarak iri bir top mey-
dana getirirler. (IV) Bu uyku şekli yavruların kendilerini
güvende hissetmelerini sağlar. (V) Galago, güneşli saat-
lerde bir şey yüzünden rahatsız olmadıkça nadiren insan-
lara görünür; güneş batarken bu küçük hayvanlar canla-
nır ve aralıklı olarak bütün gece tekrarlayacakları doku-
naklı bir ses çıkarır.
Bu parçada yer alan numaralanmış cümlelerde "gala-
golar" hakkında aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) I. cümlede yaşadıkları yer ve günlük rutinleri hakkın-
da bilgi verilmiştir.
B) II. cümlede kendi türüne yakınken farklı türlerin oluş-
turacağı kalabalığı sevmediğine değinilmiştir.
C) III. cümlede yavruların uyuma şekli betimlenmiştir.
D) IV. cümle, III. cümlede verilen yargının sonucunu bil-
dirmektedir.
E) V. cümlede galogoların ekstra bir durum olmadığı sü-
rece gece daha etkin olduğu dile getirilmiştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
min m la- or, -la ģi n A TYT - ÖZEL-5 HR 5. (1) Galago (Çalı bebeği), genellikle maki gibi küçük çalı- ların üzerinde yaşar ve gündüzlerini uyumakla geçirir. (II) Arkadaş canlısı olmakla beraber, pek de fazla kalaba- lıktan hoşlanmaz. (III) Yavrular üçlü, dörtlü gruplar hâlinde uyur ve bacaklarıyla birbirlerine sarılarak iri bir top mey- dana getirirler. (IV) Bu uyku şekli yavruların kendilerini güvende hissetmelerini sağlar. (V) Galago, güneşli saat- lerde bir şey yüzünden rahatsız olmadıkça nadiren insan- lara görünür; güneş batarken bu küçük hayvanlar canla- nır ve aralıklı olarak bütün gece tekrarlayacakları doku- naklı bir ses çıkarır. Bu parçada yer alan numaralanmış cümlelerde "gala- golar" hakkında aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) I. cümlede yaşadıkları yer ve günlük rutinleri hakkın- da bilgi verilmiştir. B) II. cümlede kendi türüne yakınken farklı türlerin oluş- turacağı kalabalığı sevmediğine değinilmiştir. C) III. cümlede yavruların uyuma şekli betimlenmiştir. D) IV. cümle, III. cümlede verilen yargının sonucunu bil- dirmektedir. E) V. cümlede galogoların ekstra bir durum olmadığı sü- rece gece daha etkin olduğu dile getirilmiştir.
bağım
ni gör-
altın bir
mlerde,
medim.
yılara.
zkırda
imge-
de. Ne
denizin
ma bu,
ak ar-
u.
olarak
laşıla-
de ya-
vecan-
Y
yaşa- A
R
G
I
şadığı
dir.
mak-
Y
A
Y
I
N
E
V
i
DİKEY GEÇİŞ SINAVI 2016 SINAV SORULARI
40. Firuze taşı sulu bakır ve alüminyum
fosfat mineralidir. Açık yeşil, dağ yeşili
ve gök mavisi arasında bir renge sahip
olan bu taş opaktır, yani şeffaflıktan
uzaktır. Eğer firuzenin oluştuğu orta-
min çözeltisi bakır yönünden zengin
ise mavi, demir yönünden zengin ise
yeşil, çinko yönünden zengin ise sa-
rimtırak bir renk alır. İran coğrafyasın-
dan doğan firuze, Doğu Türkistan'dan
Kuzey Afrika'ya, Arabistan yarımada-
sından Rusya steplerine kadar geniş
bir sahaya yayılmıştır. Firuzenin kulla-
nıldığı en belirgin yer ise çinicilik ve se-
ramik işlemeciliğidir. Bu alanda artık fi-
ruze bir taş olarak değil, o taşı hatırla-
tan rengin ismi olarak kabul edilmekte
ve kullanılmaktadır.
Bu parçadan firuze taşıyla ilgili
olarak aşağıdakilerin hangisine ula-
şılamaz?
A) Cam gibi berrak ve geçirgen bir gö-
rünümünün olduğuna
B) Dünyanın farklı bölgelerinde yaygın
olarak kullanıldığına
C) Hem yeşili hem maviyi andıran bir
renge sahip olduğuna
D) Renginin bakır, demir veya çinko
yoğunluğuna göre değiştiğine
E) Bazı el sanatlarında bir renk adı
olarak da kullanıldığına
DİK
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
bağım ni gör- altın bir mlerde, medim. yılara. zkırda imge- de. Ne denizin ma bu, ak ar- u. olarak laşıla- de ya- vecan- Y yaşa- A R G I şadığı dir. mak- Y A Y I N E V i DİKEY GEÇİŞ SINAVI 2016 SINAV SORULARI 40. Firuze taşı sulu bakır ve alüminyum fosfat mineralidir. Açık yeşil, dağ yeşili ve gök mavisi arasında bir renge sahip olan bu taş opaktır, yani şeffaflıktan uzaktır. Eğer firuzenin oluştuğu orta- min çözeltisi bakır yönünden zengin ise mavi, demir yönünden zengin ise yeşil, çinko yönünden zengin ise sa- rimtırak bir renk alır. İran coğrafyasın- dan doğan firuze, Doğu Türkistan'dan Kuzey Afrika'ya, Arabistan yarımada- sından Rusya steplerine kadar geniş bir sahaya yayılmıştır. Firuzenin kulla- nıldığı en belirgin yer ise çinicilik ve se- ramik işlemeciliğidir. Bu alanda artık fi- ruze bir taş olarak değil, o taşı hatırla- tan rengin ismi olarak kabul edilmekte ve kullanılmaktadır. Bu parçadan firuze taşıyla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine ula- şılamaz? A) Cam gibi berrak ve geçirgen bir gö- rünümünün olduğuna B) Dünyanın farklı bölgelerinde yaygın olarak kullanıldığına C) Hem yeşili hem maviyi andıran bir renge sahip olduğuna D) Renginin bakır, demir veya çinko yoğunluğuna göre değiştiğine E) Bazı el sanatlarında bir renk adı olarak da kullanıldığına DİK
15. (1) Divan şiiri millî değilmiş de halk şiiri, saz şairlerimizin
koşmaları millî imiş; onun için divanları kapatıp yalnız
cönkleri okumalı, ağızlarda dolaşan türküleri toplayıp
öğrenmeli imişiz! (II) İslamiyet sonrası Türk edebiyatımızın
gelişmiş ürünlerle dolu olduğu bilinir. (III) Halk şiirimizin
güzelliklerini bilmez, anlamaz değilim; Köroğlu'nun,
Karacaoğlan'ın diye anılan birkaç koşma, semai vardır ki
en güzel gazellerimizin yanına konulabilir. (IV) Ama onlar
azdır; divan şairlerimizin yazdıkları da bizim baba mirası-
mızdır, onları hor görmeye de, yabancı saymaya da
hakkımız yoktur. (V) Saz şairlerimizin şiirlerini okumalıyız
ama divan şiirini de asla bırakamayız.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi düşün-
cenin akışını bozmaktadır?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
17. Nurull
aşkın
dirilik
7
me
okla
çeki
"Sc
am
kin
ol
le
Y
V
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
15. (1) Divan şiiri millî değilmiş de halk şiiri, saz şairlerimizin koşmaları millî imiş; onun için divanları kapatıp yalnız cönkleri okumalı, ağızlarda dolaşan türküleri toplayıp öğrenmeli imişiz! (II) İslamiyet sonrası Türk edebiyatımızın gelişmiş ürünlerle dolu olduğu bilinir. (III) Halk şiirimizin güzelliklerini bilmez, anlamaz değilim; Köroğlu'nun, Karacaoğlan'ın diye anılan birkaç koşma, semai vardır ki en güzel gazellerimizin yanına konulabilir. (IV) Ama onlar azdır; divan şairlerimizin yazdıkları da bizim baba mirası- mızdır, onları hor görmeye de, yabancı saymaya da hakkımız yoktur. (V) Saz şairlerimizin şiirlerini okumalıyız ama divan şiirini de asla bırakamayız. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi düşün- cenin akışını bozmaktadır? A) I B) II C) III D) IV E) V 17. Nurull aşkın dirilik 7 me okla çeki "Sc am kin ol le Y V
A
TÜRKÇE TESTİ
1. Bu testte 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kısmına işa
1. Sanırım sosyal medyayı en çok kullanan ülkelerin başın-
da geliyoruz. Kitap okuma konusunda dünyayı en geriler-
de takip eden ülkemizin, sosyal medyayı bu kadar etkin
kullanması çok ----. Herkeste bir sosyal medya çılgınlığı
türemiş ve insanlar sosyal medya olmadan yaşayamaz
hâle gelmiş. Bazı kavramların, sosyal medya yüzünden
----. Benim en çok dikkatimi çeken, bu tip kavramlardan
bir tanesi "paylaş" kavramıdır. Paylaşmak, sahip olduğu-
nu başkalarına da vermektir. Oysa sosyal medyada kul-
lanılan "paylaş" ifadesi bu tanımlardan tamamen uzak.
İnsanlar, yemeklerini yoksullarla paylaşmak yerine sosyal
medyada yoksullar görsün de imrensin diye paylaşıyor.
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) ironik- anlamları karıştırılmış
B) üzücü - yaygınlığı artmış
C) faydalı - yazımına dikkat edilmez olmuş
D) manidar içi boşaltılmış
-
E) düşündürücü - etkinliği düşmüş
2.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
A TÜRKÇE TESTİ 1. Bu testte 40 soru vardır. 2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kısmına işa 1. Sanırım sosyal medyayı en çok kullanan ülkelerin başın- da geliyoruz. Kitap okuma konusunda dünyayı en geriler- de takip eden ülkemizin, sosyal medyayı bu kadar etkin kullanması çok ----. Herkeste bir sosyal medya çılgınlığı türemiş ve insanlar sosyal medya olmadan yaşayamaz hâle gelmiş. Bazı kavramların, sosyal medya yüzünden ----. Benim en çok dikkatimi çeken, bu tip kavramlardan bir tanesi "paylaş" kavramıdır. Paylaşmak, sahip olduğu- nu başkalarına da vermektir. Oysa sosyal medyada kul- lanılan "paylaş" ifadesi bu tanımlardan tamamen uzak. İnsanlar, yemeklerini yoksullarla paylaşmak yerine sosyal medyada yoksullar görsün de imrensin diye paylaşıyor. Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) ironik- anlamları karıştırılmış B) üzücü - yaygınlığı artmış C) faydalı - yazımına dikkat edilmez olmuş D) manidar içi boşaltılmış - E) düşündürücü - etkinliği düşmüş 2.
ÇAP/TYT/Türkçe Testi
18. Durgun denizin minik dalgacıkları üzerinde, güneşin
altın gibi ışıldadığı pırıl pırıl bir sabahtı. Sahilden bir
mil uzaklıkta, denizi kucaklarcasına ilerleyen bir balık-
çı teknesi, martılara kahvaltı zamanının geldiğini haber
veriyordu. Binlerce martı, bir lokma yiyecek için müca-
deleye girişmişti bile. Işte zor bir gün daha başlıyordu.
Sahil ve teknenin çok ötesinde, bir martı, tek başına
uçuş çalışmaları yapıyordu. Bir hayli yükseldiğinde
perdeli ayaklarını indiriyor, gagasını kaldırıyor ve ona
acı veren bir kavisi oluşturabilmek için kanatlarını iyice
algeriyordu. Bu kavisi oluşturabilirse daha yavaş uçabi-
Silecekti. Şimdi rüzgâr hafifçe yüzünü yalıyordu. Hemen
altındaki uçsuz bucaksız deniz neredeyse hareketini
neyitirmişti ve o sanki havada asılı kalmış gibi yavaşla-
mıştı. Bütün dikkatini toplayarak gözlerini kıstı, nefe-
yasini tuttu ve zorladı. Bir... Tek... Biraz daha... Hadi...
Yüksel... Şimdi kavis... Yoo hayır... Derken bütün
idig tüyleri birbirine karıştı, hızı kesildi ve düştü. Tekrar bir
se kavis oluşturabilmek için kanatlarını gerdi. Yavaş ya-
Jamvaş uçuyordu ki yine hızı kesildi ve düşecek gibi oldu.
ay Hiç utanmadı bundan.
Bu parça ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A Farklı duyularla ilgili ayrıntılara yer verilmiştir.
B) İnsandan doğaya aktarma yapılmıştır.
C) Benzetmeden yararlanılmıştır
D) Yinelemelere yer verilmiştir.
yararlanılmıştır.
E) Örnekten
4
19. (Jo
CAP
20
21
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ÇAP/TYT/Türkçe Testi 18. Durgun denizin minik dalgacıkları üzerinde, güneşin altın gibi ışıldadığı pırıl pırıl bir sabahtı. Sahilden bir mil uzaklıkta, denizi kucaklarcasına ilerleyen bir balık- çı teknesi, martılara kahvaltı zamanının geldiğini haber veriyordu. Binlerce martı, bir lokma yiyecek için müca- deleye girişmişti bile. Işte zor bir gün daha başlıyordu. Sahil ve teknenin çok ötesinde, bir martı, tek başına uçuş çalışmaları yapıyordu. Bir hayli yükseldiğinde perdeli ayaklarını indiriyor, gagasını kaldırıyor ve ona acı veren bir kavisi oluşturabilmek için kanatlarını iyice algeriyordu. Bu kavisi oluşturabilirse daha yavaş uçabi- Silecekti. Şimdi rüzgâr hafifçe yüzünü yalıyordu. Hemen altındaki uçsuz bucaksız deniz neredeyse hareketini neyitirmişti ve o sanki havada asılı kalmış gibi yavaşla- mıştı. Bütün dikkatini toplayarak gözlerini kıstı, nefe- yasini tuttu ve zorladı. Bir... Tek... Biraz daha... Hadi... Yüksel... Şimdi kavis... Yoo hayır... Derken bütün idig tüyleri birbirine karıştı, hızı kesildi ve düştü. Tekrar bir se kavis oluşturabilmek için kanatlarını gerdi. Yavaş ya- Jamvaş uçuyordu ki yine hızı kesildi ve düşecek gibi oldu. ay Hiç utanmadı bundan. Bu parça ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A Farklı duyularla ilgili ayrıntılara yer verilmiştir. B) İnsandan doğaya aktarma yapılmıştır. C) Benzetmeden yararlanılmıştır D) Yinelemelere yer verilmiştir. yararlanılmıştır. E) Örnekten 4 19. (Jo CAP 20 21
23. Sören Kierkegaard'ın kolay anlaşılabilir bir yazar
olmadığını yazdıklarından ve ifade yollarından anla-
yabiliriz. Aynı zamanda ifadelerinin menşei olan, zor
bir karakteri ve yaşam tarzı olduğunu görürüz.
Ancak kolay anlaşılır olmaması, öyle olmak isteme-
sindendir. Niyeti, salt görüşlerle yetinen dikkatsiz
okuyucularının geçici olarak kafasını karıştırmak ya
da onları hepten yıldırmaktır. Kurduğu labirentlerde
yeterli zihinsel cesaretle ilerlendiğinde onun sordu-
ğu sorulara açık yanıtlar sunan ve azimli okuyucu-
suna yardım eli uzatan biri olduğu görülür. Kierke-
gaard'ın felsefi diline aşinalık kazanıldığında, yaz-
dıklarının okuyanı bir "kaygı'ya ve "umutsuzluğa”
sevk etmekten uzak durduğu anlaşılır. Hatta tasasız
bir ölümsüzlüğün teminatını verir. Düşünsel mutlu-
luklar vaat eder. Yapıtlarını incelerken anlamak için
yeterli zihinsel işığı harcayamayan okurlarını ise
tüm bunlardan çok uzağa düşürür.
Bu parçaya göre Kierkegaard için,
I. Anlaşılır olmak istememektedir.
1.
II. Okuyucularından zihinsel bir çaba bekler.
III. Dikkatsiz okuyucuların kendisini okumasını is-
temez
IV. Onun diline alışık okuyuculara olumlu duygular
yaşatır.
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
A) I ve II
B) II ve IV
D) Yalnız IV
C) Yalnız III
E) Ill ve N
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
23. Sören Kierkegaard'ın kolay anlaşılabilir bir yazar olmadığını yazdıklarından ve ifade yollarından anla- yabiliriz. Aynı zamanda ifadelerinin menşei olan, zor bir karakteri ve yaşam tarzı olduğunu görürüz. Ancak kolay anlaşılır olmaması, öyle olmak isteme- sindendir. Niyeti, salt görüşlerle yetinen dikkatsiz okuyucularının geçici olarak kafasını karıştırmak ya da onları hepten yıldırmaktır. Kurduğu labirentlerde yeterli zihinsel cesaretle ilerlendiğinde onun sordu- ğu sorulara açık yanıtlar sunan ve azimli okuyucu- suna yardım eli uzatan biri olduğu görülür. Kierke- gaard'ın felsefi diline aşinalık kazanıldığında, yaz- dıklarının okuyanı bir "kaygı'ya ve "umutsuzluğa” sevk etmekten uzak durduğu anlaşılır. Hatta tasasız bir ölümsüzlüğün teminatını verir. Düşünsel mutlu- luklar vaat eder. Yapıtlarını incelerken anlamak için yeterli zihinsel işığı harcayamayan okurlarını ise tüm bunlardan çok uzağa düşürür. Bu parçaya göre Kierkegaard için, I. Anlaşılır olmak istememektedir. 1. II. Okuyucularından zihinsel bir çaba bekler. III. Dikkatsiz okuyucuların kendisini okumasını is- temez IV. Onun diline alışık okuyuculara olumlu duygular yaşatır. yargılarından hangilerine ulaşılamaz? A) I ve II B) II ve IV D) Yalnız IV C) Yalnız III E) Ill ve N
zün
ler
Ba
Kelimelerin bize öğretilen anlamlarını bırakıp saf
manasını özümsemeye ve o manayla evrene, insa-
na bakmaya başlarsak artık bizi sınırlandıran anlam-
lardan sıyrılır ve "neden" sorusunu bırakıp artık
"nasıl" sorusuna geçeriz.
Bu cümlede asıl anlatılmak istenen aşağıdakiler-
den hangisidir?
A) Kelimelerin bilinen anlamları günlük hayatımız-
da doğru sorular sormamızı engellediği için bizi
sınırlandırılmış hissettirir.
B) Evrenin ve insanın yapısının nasıl işlediğini so-
rabilmek için kelimelerin ilk anlamlarını bilme-
miz gerekir.
C) Sadece kelimelerin bilinen anlamlanlarının si-
nırlarından kurtulmuş insanlar evrene nasıl so-
rusunu sorar
D) Kelimelerin asıl anlamlarını öğrenmek bizi öz-
gürleştirerek hayatı anlamak için başka sorular
sormamızı sağlar.
E) Kelimelerin asıl anlamalarını özümsediğimizde
bizi engelleyen düşüncelerimizden kurtulur ha-
yata nasıl sorusunu sorabiliriz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
zün ler Ba Kelimelerin bize öğretilen anlamlarını bırakıp saf manasını özümsemeye ve o manayla evrene, insa- na bakmaya başlarsak artık bizi sınırlandıran anlam- lardan sıyrılır ve "neden" sorusunu bırakıp artık "nasıl" sorusuna geçeriz. Bu cümlede asıl anlatılmak istenen aşağıdakiler- den hangisidir? A) Kelimelerin bilinen anlamları günlük hayatımız- da doğru sorular sormamızı engellediği için bizi sınırlandırılmış hissettirir. B) Evrenin ve insanın yapısının nasıl işlediğini so- rabilmek için kelimelerin ilk anlamlarını bilme- miz gerekir. C) Sadece kelimelerin bilinen anlamlanlarının si- nırlarından kurtulmuş insanlar evrene nasıl so- rusunu sorar D) Kelimelerin asıl anlamlarını öğrenmek bizi öz- gürleştirerek hayatı anlamak için başka sorular sormamızı sağlar. E) Kelimelerin asıl anlamalarını özümsediğimizde bizi engelleyen düşüncelerimizden kurtulur ha- yata nasıl sorusunu sorabiliriz.
se de müzik
r. "Kürelerin
belki de ger-
nce geliştir-
monik düzen
or bu düze-
armoninin
#enge içeri-
rası mesa-
ndiriyor ve
ait düze-
agor sayı-
ileri sürü-
-in, arala-
kardığını
yumu ile
zetmeler
Pisagor,
Dilmiştir.
işitilen
düşün-
ümüz-
k teori-
ğıda-
me-
Cize-
lini
k-
ens Yayınları
TÜRKÇE
33. Wes Anderson'ın, hangi filmini izlerseniz izleyin,
izlemeye başladığınız ilk birkaç dakikada o büyülü
evrenin içine giriverirsiniz. Onun filmleri; aile, küs-
kün kardeşler, dostluk temalarıyla ve nostaljiyle
örülü, farklı bir mizah anlayışıyla beslenen filmlerdir.
Bu filmlerde pastel tonlarda sahneler, bu sahneler-
deki simetri hassasiyeti, kıyafetleriyle özdeşleşmiş.
çoğu zarif diye tabir edebileceğimiz birbirine saygılı
karakterler, farklı açılar, kuşbakışı görüntüler, aynı
oyuncularla çalışma alışkanlığı ve film müzikleriyle
kendine özgü üslubuyla kendi sinemasını yaratan
bir yönetmendir Wes Anderson. Onun filmlerinde
tümüyle kendine ait bir hikâye dili olduğundan bah-
setmek mümkündür. Fantastik çizgilerle bezeli,
hayal kuran, hayal kurarken gerçeklikten kaçan,
büyümemiş ya da küçülmüş, ayrı düşmüş ve arayışı
olan kahramanlar öyküleriyle izleyeni baştan çıkar-
mayı başarmaktadır. Yarattığı büyülü atmosferde
filmlerinde yer alan dürbünle sihirli bir dünyaya
bakar gibi hissederim kendimi ve muhtemelen
Anderson'un izleyicileri üstünde yarattığı genel bir
algıdır bu. Onun evreni, bir tür yabancılaştırmadan
daha çok izleyeni film müzikleriyle beraber bir tür
sağaltıma çağırır. Canlandırır, enerji verir ve etkiler.
Bu parçaya göre Wes Anderson ile ilgili olarak,
1.
Kendine özgü, bir evren yaratır ve izleyiciyi bu
evrenin içinde iyileştirir.
II. Filmlerinde gerçeküstü ögelere yer vererek bü-
yülü bir atmosfer oluşturur.
III. Filmlerinde genellikle kibar ve arayış içinde olan
karakterlere yer verir.
IV. Filmlerinde aşağı yukarı aynı konuları işlemiş
ve aynı oyuncularla çalışmıştır.
V. Filmlerinde aile ve dostluk kavramlarına yer ve-
rerek izleyiciyi bu kavramlar üzerine düşündür-
mek ister.
yargılarından hangileri yanlıştır?
A) Yalnız L
B) I ve V
D) III ve IV
C) ve TV
E) Yalnız V
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
se de müzik r. "Kürelerin belki de ger- nce geliştir- monik düzen or bu düze- armoninin #enge içeri- rası mesa- ndiriyor ve ait düze- agor sayı- ileri sürü- -in, arala- kardığını yumu ile zetmeler Pisagor, Dilmiştir. işitilen düşün- ümüz- k teori- ğıda- me- Cize- lini k- ens Yayınları TÜRKÇE 33. Wes Anderson'ın, hangi filmini izlerseniz izleyin, izlemeye başladığınız ilk birkaç dakikada o büyülü evrenin içine giriverirsiniz. Onun filmleri; aile, küs- kün kardeşler, dostluk temalarıyla ve nostaljiyle örülü, farklı bir mizah anlayışıyla beslenen filmlerdir. Bu filmlerde pastel tonlarda sahneler, bu sahneler- deki simetri hassasiyeti, kıyafetleriyle özdeşleşmiş. çoğu zarif diye tabir edebileceğimiz birbirine saygılı karakterler, farklı açılar, kuşbakışı görüntüler, aynı oyuncularla çalışma alışkanlığı ve film müzikleriyle kendine özgü üslubuyla kendi sinemasını yaratan bir yönetmendir Wes Anderson. Onun filmlerinde tümüyle kendine ait bir hikâye dili olduğundan bah- setmek mümkündür. Fantastik çizgilerle bezeli, hayal kuran, hayal kurarken gerçeklikten kaçan, büyümemiş ya da küçülmüş, ayrı düşmüş ve arayışı olan kahramanlar öyküleriyle izleyeni baştan çıkar- mayı başarmaktadır. Yarattığı büyülü atmosferde filmlerinde yer alan dürbünle sihirli bir dünyaya bakar gibi hissederim kendimi ve muhtemelen Anderson'un izleyicileri üstünde yarattığı genel bir algıdır bu. Onun evreni, bir tür yabancılaştırmadan daha çok izleyeni film müzikleriyle beraber bir tür sağaltıma çağırır. Canlandırır, enerji verir ve etkiler. Bu parçaya göre Wes Anderson ile ilgili olarak, 1. Kendine özgü, bir evren yaratır ve izleyiciyi bu evrenin içinde iyileştirir. II. Filmlerinde gerçeküstü ögelere yer vererek bü- yülü bir atmosfer oluşturur. III. Filmlerinde genellikle kibar ve arayış içinde olan karakterlere yer verir. IV. Filmlerinde aşağı yukarı aynı konuları işlemiş ve aynı oyuncularla çalışmıştır. V. Filmlerinde aile ve dostluk kavramlarına yer ve- rerek izleyiciyi bu kavramlar üzerine düşündür- mek ister. yargılarından hangileri yanlıştır? A) Yalnız L B) I ve V D) III ve IV C) ve TV E) Yalnız V
güneş
nyadaki
m birçok
irmanın
duğuna
retebil-
gerçek-
nindan
da ve
bilgi
ndiok-
orop-
şarılı
rala-
■ da
gu-
ada
em-
on-
ek
ens Yayınları
29. Afrikalı-Amerikalı bir bilim insan olan Alice Augusta
Ball, 1894 yılında Washington'da doğdu. Orta sınıf
bir ailesi vardı ve hem anne babası hem de büyük-
babalarından bir fotoğrafçrydi. O zamanlarda, fotoğ
raflan yıkamak ve basmak kimyasal olarak karmaşık
bir süreci gerektiriyordu. Alice, çocukluğu boyunca
ebeveynlerinin bir şeyleri karıştırıp işlemlerden
geçirdiğini gördü ve belki de onun kimyaya duyduğu
ilgi buradan geldi. Yıllar sonra kava bitkisi üzerine
yazdığı tez, Dr. Harry Hollman'ın dikkatini çekti ve
birlikte çalışmaya başladılar. Bail, Hollman'a çalış-
malarında yardım etti ve cüzzam tedavisi için kulla-
nılan şomgra yağının daha kolay enjekte edilmesi ve
emilmesi için, onu kimyasal olarak değiştirip suda
çözünebilir bir hâle getirmenin bir yöntemini buldu.
Bu yöntemin başarısı, ilk kez hastaların hastaneden
taburcu edilmesi ve ailelerine geri dönmesine izin
verilmesiyle sonuçlandı. Ama Alice Ball, elde ettiği
sonuçları yayımlayamadan 1916 yılında hayatını
kaybetti. Ama yaptığı keşif için ona hakkı teslim edil-
medi ve bu keşif ondan çalındı, ta ki 1922 yılındaki
bir yayında Hollman bu durumu düzeltene ve Ball'a
hakkını teslim edene kadar. Ama sonra, Hawaii Üni-
versitesindeki arşivciler ve kütüphaneciler onun okul
arşivlerindeki çalışmalarını arayıp buluncaya dek
Ball'un başarısı yine unutuldu.
Bu paraçadan hareketle Alice Augusta Ball ile
ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Meslek seçiminde ailesinin yönlendirmesi etkili
olmuştur.
B
Bilim dünyasınca tanınması zaman almıştır.
C) Bilim dünyasında cinsiyetçilik yüzünden kabul
görmemiştir.
D) Cüzzam hastalığının tedavisini bulmuştur.
E) Çalışmalarında bitkilerin etkilerine yoğunluk
vermiştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
güneş nyadaki m birçok irmanın duğuna retebil- gerçek- nindan da ve bilgi ndiok- orop- şarılı rala- ■ da gu- ada em- on- ek ens Yayınları 29. Afrikalı-Amerikalı bir bilim insan olan Alice Augusta Ball, 1894 yılında Washington'da doğdu. Orta sınıf bir ailesi vardı ve hem anne babası hem de büyük- babalarından bir fotoğrafçrydi. O zamanlarda, fotoğ raflan yıkamak ve basmak kimyasal olarak karmaşık bir süreci gerektiriyordu. Alice, çocukluğu boyunca ebeveynlerinin bir şeyleri karıştırıp işlemlerden geçirdiğini gördü ve belki de onun kimyaya duyduğu ilgi buradan geldi. Yıllar sonra kava bitkisi üzerine yazdığı tez, Dr. Harry Hollman'ın dikkatini çekti ve birlikte çalışmaya başladılar. Bail, Hollman'a çalış- malarında yardım etti ve cüzzam tedavisi için kulla- nılan şomgra yağının daha kolay enjekte edilmesi ve emilmesi için, onu kimyasal olarak değiştirip suda çözünebilir bir hâle getirmenin bir yöntemini buldu. Bu yöntemin başarısı, ilk kez hastaların hastaneden taburcu edilmesi ve ailelerine geri dönmesine izin verilmesiyle sonuçlandı. Ama Alice Ball, elde ettiği sonuçları yayımlayamadan 1916 yılında hayatını kaybetti. Ama yaptığı keşif için ona hakkı teslim edil- medi ve bu keşif ondan çalındı, ta ki 1922 yılındaki bir yayında Hollman bu durumu düzeltene ve Ball'a hakkını teslim edene kadar. Ama sonra, Hawaii Üni- versitesindeki arşivciler ve kütüphaneciler onun okul arşivlerindeki çalışmalarını arayıp buluncaya dek Ball'un başarısı yine unutuldu. Bu paraçadan hareketle Alice Augusta Ball ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Meslek seçiminde ailesinin yönlendirmesi etkili olmuştur. B Bilim dünyasınca tanınması zaman almıştır. C) Bilim dünyasında cinsiyetçilik yüzünden kabul görmemiştir. D) Cüzzam hastalığının tedavisini bulmuştur. E) Çalışmalarında bitkilerin etkilerine yoğunluk vermiştir.
(1) Mahalle aralarındaki arkadaşlıkları günümüzde
bulabilmek mümkün değildir. (II) Annemizden aldı-
ğımız ekmek araları ile akşama kadar top peşinde
koştuğumuz ve o dönemde yaşanan arkadaşlıklar
çok iyidir. (III) Günümüzde arkadaşlık kavramının içi
boşaltılmıştır. (IV) O dönemki arkadaşlıkların teme-
linde yardımlaşma vardır. (V) Bir şey olduğu zaman
ilk koşan o arkadaşlarınızdır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) II
C) I
X
U TARZI
4
D) IV
E) V
(1) Tavuk bakır
durumdur. (II)
rünse de iş te
olmaz. (I) Yu
önemlidir. (IV
vukları sevm
sevmeyip de
şey sizi sıka
Bu parçada
düşünceni
A) I
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
(1) Mahalle aralarındaki arkadaşlıkları günümüzde bulabilmek mümkün değildir. (II) Annemizden aldı- ğımız ekmek araları ile akşama kadar top peşinde koştuğumuz ve o dönemde yaşanan arkadaşlıklar çok iyidir. (III) Günümüzde arkadaşlık kavramının içi boşaltılmıştır. (IV) O dönemki arkadaşlıkların teme- linde yardımlaşma vardır. (V) Bir şey olduğu zaman ilk koşan o arkadaşlarınızdır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? B) II C) I X U TARZI 4 D) IV E) V (1) Tavuk bakır durumdur. (II) rünse de iş te olmaz. (I) Yu önemlidir. (IV vukları sevm sevmeyip de şey sizi sıka Bu parçada düşünceni A) I
29. Eski Mısırlıların kedileri evcilleştiren ilk uygarlık ol-
duğu düşünülmekle birlikte bilinen en eski evcil kedi,
Kıbrıs'ta, 9500 yıllık bir mezarda bulunmuştur. Ev-
cilleştirme gerekçesinin evlerdeki fareler olduğu,
mantık yürütülerek düşünülmektedir. Eski Mısır'da
kutsal bir hayvan olarak görüldüğü ve kedi öldür-
menin cezasının idam olduğu bilinmektedir. Orta
Çağ Avrupasında ise kediler büyücülükle bağlantılı
olarak görülmüştür. Avrupa ve Kuzey Amerika'nın
birçok yerinde kara kedi uğursuzluk işareti olarak
görülürken İngiltere ve Avustralya'da onların şans
getirdiğine inanılır. Kediler genelde yıkanmaktan
nefret ederken suyu ve yüzmeyi seven tek kedi türü
Van kedisidir. Oldukça temiz hayvanlar olan kediler,
uyanık oldukları zamanlarda bol bol yalanarak te-
mizlenirler. Bir kedi günde ortalama 16 saati uyuya-
rak geçirir. İyi bakılan bir ev kedisi 20 yaşına kadar
yaşayabilir.
Bu parçada kedilerle ilgili olarak aşağıdakiler-
den hangisine değinilmemiştir?
A) Binlerce yıl önce insanlar tarafından evcilleştiril-
diğine
B) Tarihte kimi yer ve zamanda yüceltilmiş, kimi
zaman ve yerde ise kötülükle özdeşleştirilmiştir.
C) Pek çok evde, ailenin bir parçasıymış gibi kabul
görüp beslendiğine
D) Farelere karşı evlerde beslenme yoluyla evcil-
leştirildikleri inancı yaygındır.
E) Günün en büyük zaman dilimin uyuyarak geçi-
ren hayvanlardır.
Jar
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
29. Eski Mısırlıların kedileri evcilleştiren ilk uygarlık ol- duğu düşünülmekle birlikte bilinen en eski evcil kedi, Kıbrıs'ta, 9500 yıllık bir mezarda bulunmuştur. Ev- cilleştirme gerekçesinin evlerdeki fareler olduğu, mantık yürütülerek düşünülmektedir. Eski Mısır'da kutsal bir hayvan olarak görüldüğü ve kedi öldür- menin cezasının idam olduğu bilinmektedir. Orta Çağ Avrupasında ise kediler büyücülükle bağlantılı olarak görülmüştür. Avrupa ve Kuzey Amerika'nın birçok yerinde kara kedi uğursuzluk işareti olarak görülürken İngiltere ve Avustralya'da onların şans getirdiğine inanılır. Kediler genelde yıkanmaktan nefret ederken suyu ve yüzmeyi seven tek kedi türü Van kedisidir. Oldukça temiz hayvanlar olan kediler, uyanık oldukları zamanlarda bol bol yalanarak te- mizlenirler. Bir kedi günde ortalama 16 saati uyuya- rak geçirir. İyi bakılan bir ev kedisi 20 yaşına kadar yaşayabilir. Bu parçada kedilerle ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisine değinilmemiştir? A) Binlerce yıl önce insanlar tarafından evcilleştiril- diğine B) Tarihte kimi yer ve zamanda yüceltilmiş, kimi zaman ve yerde ise kötülükle özdeşleştirilmiştir. C) Pek çok evde, ailenin bir parçasıymış gibi kabul görüp beslendiğine D) Farelere karşı evlerde beslenme yoluyla evcil- leştirildikleri inancı yaygındır. E) Günün en büyük zaman dilimin uyuyarak geçi- ren hayvanlardır. Jar