Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

13. Çağdaş düzeye ulaşmış ülkelerde, aklın ve bilimin
egemen olması, insanlığın geçirdiği evrime bakar-
sak hiç de öyle kolay olmamıştır. Insanlık, yaşamını
tutsak eden koşullarda, insanlığa ışık tutan aydınlar
tarafından karanlıktan kurtulmuştur.
Düşüncelerini böyle dile getiren bir kimsenin
aşağıdakilerden hangisini söylemesi beklene-
mez?
AT Bağnazlığın yıkılmasında aydınların rolü bü-
yüktür.
B) Aydınlar, aklın ve bilimin yanında yer almışlar-
dır.
Çağdaş ülke olma savaşında aydınlar pay sa-
hibidir.
D Aydın kişi yenilikten, özgürlükten yana olandır.
E) Çağdaş düzeye ulaşmış ülkelerde aydın, eleş-
tirilendir.
15.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
13. Çağdaş düzeye ulaşmış ülkelerde, aklın ve bilimin egemen olması, insanlığın geçirdiği evrime bakar- sak hiç de öyle kolay olmamıştır. Insanlık, yaşamını tutsak eden koşullarda, insanlığa ışık tutan aydınlar tarafından karanlıktan kurtulmuştur. Düşüncelerini böyle dile getiren bir kimsenin aşağıdakilerden hangisini söylemesi beklene- mez? AT Bağnazlığın yıkılmasında aydınların rolü bü- yüktür. B) Aydınlar, aklın ve bilimin yanında yer almışlar- dır. Çağdaş ülke olma savaşında aydınlar pay sa- hibidir. D Aydın kişi yenilikten, özgürlükten yana olandır. E) Çağdaş düzeye ulaşmış ülkelerde aydın, eleş- tirilendir. 15.
[2.]
Yıkmak, iki hece ne kadar da kolay bir sözcük çağımız-
da. İki sözle yıkılıyor büyük dostluklar, aileler, toplumsal
kurallar... Yıkılan çirkinlikler de oluyor elbette ama bu o
kadar az ki... Ey okuyucu yıkılacaksa çirkinlikler işte başı-
nı yaslayacağın omuz, sırtını yaslayacağın sırt sana! Yok,
insanlığın ortak değerleriyse yıkmak istediğin dur orda,
yine yanı başındayım, bırak yıkmayı bir taşın üstüne bir
taş koyalım birlikte.
Bu parçada altı çizili sözle asıl anlatılmak istenen aşa-
ğıdakilerden hangisidir?
A) İnsan ilişkilerinde yapıcı olmak, hoşgörülü davranmak
B) Yapılan bir hizmeti, bilgiyi yok etmeyip hizmetin, bilgi-
nin üzerine katkılar yapmak
C) Sürekli yenilikleri takip ederek yaratıcı olmak
D) Kalıcı olmak için çaba göstermek
E) Yerine ve zamanına göre davranmak
4.
1
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
[2.] Yıkmak, iki hece ne kadar da kolay bir sözcük çağımız- da. İki sözle yıkılıyor büyük dostluklar, aileler, toplumsal kurallar... Yıkılan çirkinlikler de oluyor elbette ama bu o kadar az ki... Ey okuyucu yıkılacaksa çirkinlikler işte başı- nı yaslayacağın omuz, sırtını yaslayacağın sırt sana! Yok, insanlığın ortak değerleriyse yıkmak istediğin dur orda, yine yanı başındayım, bırak yıkmayı bir taşın üstüne bir taş koyalım birlikte. Bu parçada altı çizili sözle asıl anlatılmak istenen aşa- ğıdakilerden hangisidir? A) İnsan ilişkilerinde yapıcı olmak, hoşgörülü davranmak B) Yapılan bir hizmeti, bilgiyi yok etmeyip hizmetin, bilgi- nin üzerine katkılar yapmak C) Sürekli yenilikleri takip ederek yaratıcı olmak D) Kalıcı olmak için çaba göstermek E) Yerine ve zamanına göre davranmak 4. 1
Rutin Olmayan Sorular (Veni Nesil)
andandmak istenen
anger
getirmemek
kabul ettirmek
ndırmak
inde: Insanın
vurguladığı
?
andığı
zda anla-
duğu
nusu ol-
Bir
ez,
ni
r.
9.
ANALIT
bir kişi yaratamaz. Içki düşkünü bir yaza,
Bernard Shaw: "Bir oyun yazan, kendisinden
ki dogman yapabilir; çirkin, güçsüz,
olan, yarattiği kişiyi Apollon ya da Herko
rine yazabilir; ama kişilerini istediği kadar yetenes
sagir ve dilsiz olan, büyük hatipler, prima d
natsin, istediği kadar başarılara boğsun, yine d
kendininkinden daha üstün bir ruh veremez. Dan
foe, "Robinson Crusoe"yu Shakespeare'in aking
ama erdem
yecek serüvenlerin kahramanı yapabilir
ne can sıkıcı sözler söyleyen o sıradan serüven
Shakespeare'in prensine birazcık olsun benzetemez
8.
BAY
Bu parça aşağıdaki görüşlerden hangisini destekle
mek için örnek verilemez?
arasında sıkı bir özdeşlik vardır.
A) Yazarların, ozanların ruhsal yetkinlikleriyle
B) Sanatçının, insana ve dış dünyaya bakışı, kendi ruh
C) Bir sanatçının yaşamı öyle ya da böyle yapıtlarına s
dünyasının sınırlarıyla kuşatılır.
zar.
sonen
10
A) Tanık göstermeden
B) Karşılaştırmadan
C) Örneklemeden
D) Öznel yargılardan
Tanımlamadan
ww
N
w
OP
putin Olmayar
yaratilan
Doğru
PARA
ve süsleye
D) Bir yazar, yapıtlarında gerçeği cilalayarak
E) Yaşanılan gerçeği yansıtmayan hayal ürünü olan, ka-
rek, kendisinden üstün tipler oluşturarak etkili olamaz.
lici ve etkili yapıtlar da vardır.
an yengy
maysal tablon
Türkçe
Arapça
Farsça
yayd
1001 Ka
TO
Kelime
Bati
Dilleri
Toplam
Sadece be
gisi söyle
A)
1100
130
3
wen
O
Dilin
doğ
B) Tüm
m
Bernard Shaw'a ait bu sözlerde aşağıdakilerden han-
gisinden yararlanılmamıştır?
C)
1
D)
S
E)
2-
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Rutin Olmayan Sorular (Veni Nesil) andandmak istenen anger getirmemek kabul ettirmek ndırmak inde: Insanın vurguladığı ? andığı zda anla- duğu nusu ol- Bir ez, ni r. 9. ANALIT bir kişi yaratamaz. Içki düşkünü bir yaza, Bernard Shaw: "Bir oyun yazan, kendisinden ki dogman yapabilir; çirkin, güçsüz, olan, yarattiği kişiyi Apollon ya da Herko rine yazabilir; ama kişilerini istediği kadar yetenes sagir ve dilsiz olan, büyük hatipler, prima d natsin, istediği kadar başarılara boğsun, yine d kendininkinden daha üstün bir ruh veremez. Dan foe, "Robinson Crusoe"yu Shakespeare'in aking ama erdem yecek serüvenlerin kahramanı yapabilir ne can sıkıcı sözler söyleyen o sıradan serüven Shakespeare'in prensine birazcık olsun benzetemez 8. BAY Bu parça aşağıdaki görüşlerden hangisini destekle mek için örnek verilemez? arasında sıkı bir özdeşlik vardır. A) Yazarların, ozanların ruhsal yetkinlikleriyle B) Sanatçının, insana ve dış dünyaya bakışı, kendi ruh C) Bir sanatçının yaşamı öyle ya da böyle yapıtlarına s dünyasının sınırlarıyla kuşatılır. zar. sonen 10 A) Tanık göstermeden B) Karşılaştırmadan C) Örneklemeden D) Öznel yargılardan Tanımlamadan ww N w OP putin Olmayar yaratilan Doğru PARA ve süsleye D) Bir yazar, yapıtlarında gerçeği cilalayarak E) Yaşanılan gerçeği yansıtmayan hayal ürünü olan, ka- rek, kendisinden üstün tipler oluşturarak etkili olamaz. lici ve etkili yapıtlar da vardır. an yengy maysal tablon Türkçe Arapça Farsça yayd 1001 Ka TO Kelime Bati Dilleri Toplam Sadece be gisi söyle A) 1100 130 3 wen O Dilin doğ B) Tüm m Bernard Shaw'a ait bu sözlerde aşağıdakilerden han- gisinden yararlanılmamıştır? C) 1 D) S E) 2-
Paragrafta Çok
1-2. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Samos Adası, Antik Yunan matematiğinin doğduğu yer. 6.
yüzyılda Samos'ta bir okul kuran Pisagor'un matematikle il-
gili günümüze ulaşan yazılı bir çalışması yok. Fakat onun
ünlü üçgenini herkes bilir. Bir dik üçgende, dik kenarların
uzunluklarının karesinin toplamı, hipotenüsün karesine eşit-
tir. Pisagorcuların okulları olduğuna dair yeterli derecede
kanıt mevcut. Pisagor akademisinde, çağın felsefe okulla-
rından farklı olarak sadece bilgi değil, yaşam biçimi de pay-
lasıldı. Pisagorcuların mistik bir yaşam biçiminin olduğu da
bugün bilinen bir gerçek.
1. Bu parçadan Pisagor ile ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisine ulaşılamaz?
A) Pisagor'un kurduğu akademide sadece bilgiye dayalı
eğitim verilmemiştir.
B) Pisagor'un üçgen ile ilgili formülü herkesçe bilinmektedir.
C) Pisagor'un yaptığı çalışmalar yazılı olarak bugüne ulaş-
mamıştır.
D) Samos Adası bir matematik dehası olan Pisagor'un da
doğduğu yerdir.
F
Pisagor, yaşadığı dönemin felsefe okullarından farklı bir
anlayışla eğitim vermiştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Paragrafta Çok 1-2. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Samos Adası, Antik Yunan matematiğinin doğduğu yer. 6. yüzyılda Samos'ta bir okul kuran Pisagor'un matematikle il- gili günümüze ulaşan yazılı bir çalışması yok. Fakat onun ünlü üçgenini herkes bilir. Bir dik üçgende, dik kenarların uzunluklarının karesinin toplamı, hipotenüsün karesine eşit- tir. Pisagorcuların okulları olduğuna dair yeterli derecede kanıt mevcut. Pisagor akademisinde, çağın felsefe okulla- rından farklı olarak sadece bilgi değil, yaşam biçimi de pay- lasıldı. Pisagorcuların mistik bir yaşam biçiminin olduğu da bugün bilinen bir gerçek. 1. Bu parçadan Pisagor ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Pisagor'un kurduğu akademide sadece bilgiye dayalı eğitim verilmemiştir. B) Pisagor'un üçgen ile ilgili formülü herkesçe bilinmektedir. C) Pisagor'un yaptığı çalışmalar yazılı olarak bugüne ulaş- mamıştır. D) Samos Adası bir matematik dehası olan Pisagor'un da doğduğu yerdir. F Pisagor, yaşadığı dönemin felsefe okullarından farklı bir anlayışla eğitim vermiştir.
Hemen baştan söyleyeyim: Senaryo benim için hiçbir
zaman edebî bir değer taşımaz. Asla! Bir senaryo
ne kadar film diline yakınsa edebî başarı sağlama
umudu o kadar azdır. Bu yönüyle pek çok tiyatro
oyunundan farklı bir konuma sahiptir. Bir senaryo,
edebî bir eserin bütün güzelliğini ve büyüsünü
taşıyorsa o zaman düzyazı olarak kalmaya devam
etsin. Ancak biz bu eserin, her şeye karşın gelecek
filmimizin edebî temelini oluşturmasını istiyorsak o
zaman önce bu metni bir senaryoya dönüştürmek
gerekir yani filmin çekilebilmesini sağlayacak gerçek
bir temele
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada
savunulanları destekler niteliktedir?
A) Bir senaryonun içerdiği tek şey, neyin
nasıl çekileceğidir; böylece elimizdeki şey,
yapacağımız filmin bir tür tutanağıdır ve bunun da
edebiyatla hiçbir ilgisi yoktur.
B) Kusursuz bir edebî biçime dönüşmüş senaryo,
filmin başarı kazanmasındaki temel ölçüttür.
C Gerçek bir edebî düzeye ulaşmış senaryoların
filme çekilme aşamasında, oyuncuların kültürel
birikimi önemli hâle gelmektedir.
D) Senaryonun dramatik olarak kurduğu bir sahneyi
oynayanlar ile oyunculuklarıyla karakterin ruhunu
canlandıranlar arasındaki farkı belirleyen,
yönetmenin edebî birikimidir.
E Sinema, renk yoluyla yeni bir görme biçimi
yaratılmaya çalışılan estetik yönü kuvvetli
bir döneme girmiş ve bu parlak cilalı yüzüyle
sıradanlaşmıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Hemen baştan söyleyeyim: Senaryo benim için hiçbir zaman edebî bir değer taşımaz. Asla! Bir senaryo ne kadar film diline yakınsa edebî başarı sağlama umudu o kadar azdır. Bu yönüyle pek çok tiyatro oyunundan farklı bir konuma sahiptir. Bir senaryo, edebî bir eserin bütün güzelliğini ve büyüsünü taşıyorsa o zaman düzyazı olarak kalmaya devam etsin. Ancak biz bu eserin, her şeye karşın gelecek filmimizin edebî temelini oluşturmasını istiyorsak o zaman önce bu metni bir senaryoya dönüştürmek gerekir yani filmin çekilebilmesini sağlayacak gerçek bir temele Aşağıdakilerden hangisi bu parçada savunulanları destekler niteliktedir? A) Bir senaryonun içerdiği tek şey, neyin nasıl çekileceğidir; böylece elimizdeki şey, yapacağımız filmin bir tür tutanağıdır ve bunun da edebiyatla hiçbir ilgisi yoktur. B) Kusursuz bir edebî biçime dönüşmüş senaryo, filmin başarı kazanmasındaki temel ölçüttür. C Gerçek bir edebî düzeye ulaşmış senaryoların filme çekilme aşamasında, oyuncuların kültürel birikimi önemli hâle gelmektedir. D) Senaryonun dramatik olarak kurduğu bir sahneyi oynayanlar ile oyunculuklarıyla karakterin ruhunu canlandıranlar arasındaki farkı belirleyen, yönetmenin edebî birikimidir. E Sinema, renk yoluyla yeni bir görme biçimi yaratılmaya çalışılan estetik yönü kuvvetli bir döneme girmiş ve bu parlak cilalı yüzüyle sıradanlaşmıştır.
6.
Otuz yıl önce birlikte edebiyata başladığımız arkadaşlar-
dan en öndekiler önce başkalarıyla onları bulamadıkların-
da da kendileriyle kavga ederek bizzat kendi kendilerini
imha ettiler. İşe edebiyatla başlayıp zamanla edebiyatı,
kültürü küçümsediler, kendi kişiliklerini etrafa dayattılar.
havalarından yanlarına varılamadı Bazıları bürokrasinin
ışıltısına bazıları da mal hırsına teslim oldular. Ortaya da
bir şey koyamadılar ilk dönemlerde atak olmasalar bi-
le kendileri olmayı başaranlar ve çalışanlar ise bugüne
taşındılar, var oldular. Onlarca eserle edebiyat ve kültür
hayatını kuşattılar. Hayatta; sabır, zekâ ve adanmışlık ile
hareket edildiğinde başarı kaçınılmaz oluyor. Kendini be-
ğenmişlikle hareket edip etrafa kötülük yayarak hiçbir şey
olunmuyor.
Yazarın bu parçada sanatçılarla ilgili olarak vurgula-
mak istediği aşağıdakilerden hangisidir?
and diss Sce
Sofátio uğracanların bacarilyn mu hinh
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
6. Otuz yıl önce birlikte edebiyata başladığımız arkadaşlar- dan en öndekiler önce başkalarıyla onları bulamadıkların- da da kendileriyle kavga ederek bizzat kendi kendilerini imha ettiler. İşe edebiyatla başlayıp zamanla edebiyatı, kültürü küçümsediler, kendi kişiliklerini etrafa dayattılar. havalarından yanlarına varılamadı Bazıları bürokrasinin ışıltısına bazıları da mal hırsına teslim oldular. Ortaya da bir şey koyamadılar ilk dönemlerde atak olmasalar bi- le kendileri olmayı başaranlar ve çalışanlar ise bugüne taşındılar, var oldular. Onlarca eserle edebiyat ve kültür hayatını kuşattılar. Hayatta; sabır, zekâ ve adanmışlık ile hareket edildiğinde başarı kaçınılmaz oluyor. Kendini be- ğenmişlikle hareket edip etrafa kötülük yayarak hiçbir şey olunmuyor. Yazarın bu parçada sanatçılarla ilgili olarak vurgula- mak istediği aşağıdakilerden hangisidir? and diss Sce Sofátio uğracanların bacarilyn mu hinh
CAP/TYT
35.-36. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Dondurma günümüz dünyasının en çok tüketilen gi-
dalarından birisi ve özellikle sıcak iklimlerin yaşandığı
yerler için sadece bir gıda değil aynı zamanda serin-
leme aracıdır. Dondurmanın tarihi çok eskilere dayan-
makla birlikte yapımı ve tüketimi belirli bölgelerde ola-
biliyordu fakat bugün teknolojinin gelişimi ve dondurma
kültürünün yaygınlaşması ile tüm dünyada üretilebilen
ve tüketilebilen bir gastronomik ürün olarak karşımıza
çıkmaktadır. Kullanılan ham maddeler ve yapılış şek-
li, dondurmanın kalitesini ve lezzetini etkilemektedir.
Öyle ki bu farklılıklar ve üründeki değişim nedeniyle
tüketiciler gerçek dondurma lezzetini aramaktadır.
Böylece tanınırlığı artan dondurma üretildiği kent için
de bir marka hâlini almaya başlamaktadır. Kahraman-
maraş denilince insanların aklına ilk olarak dondur-
manın gelmesi, bu ürün ile Kahramanmaraş kentinin
özdeşleştiğini gösterir. Maraş dondurması keçi sütü ve
orkide bitkisi kullanılarak üretilen, ülkemizde artık yay-
gın olarak tüketilen ve bazı ülkelere ihracatı yapılan
turistik bir üründür.
35. Bu parçada "dondurma" ile ilgili olarak aşağıdaki-
lerden hangisine değinilmemiştir?
A) Dondurmanın ne zaman ortaya çıktığına
B) Maraş dondurması yapımında kullanılan madde-
lere
C) Dondurmanın kullanım amaçlarına
Dondurmanın yaygınlaşma nedenlerine
Dondurmanın lezzetini etkileyen nedenlere
37
38
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
CAP/TYT 35.-36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Dondurma günümüz dünyasının en çok tüketilen gi- dalarından birisi ve özellikle sıcak iklimlerin yaşandığı yerler için sadece bir gıda değil aynı zamanda serin- leme aracıdır. Dondurmanın tarihi çok eskilere dayan- makla birlikte yapımı ve tüketimi belirli bölgelerde ola- biliyordu fakat bugün teknolojinin gelişimi ve dondurma kültürünün yaygınlaşması ile tüm dünyada üretilebilen ve tüketilebilen bir gastronomik ürün olarak karşımıza çıkmaktadır. Kullanılan ham maddeler ve yapılış şek- li, dondurmanın kalitesini ve lezzetini etkilemektedir. Öyle ki bu farklılıklar ve üründeki değişim nedeniyle tüketiciler gerçek dondurma lezzetini aramaktadır. Böylece tanınırlığı artan dondurma üretildiği kent için de bir marka hâlini almaya başlamaktadır. Kahraman- maraş denilince insanların aklına ilk olarak dondur- manın gelmesi, bu ürün ile Kahramanmaraş kentinin özdeşleştiğini gösterir. Maraş dondurması keçi sütü ve orkide bitkisi kullanılarak üretilen, ülkemizde artık yay- gın olarak tüketilen ve bazı ülkelere ihracatı yapılan turistik bir üründür. 35. Bu parçada "dondurma" ile ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisine değinilmemiştir? A) Dondurmanın ne zaman ortaya çıktığına B) Maraş dondurması yapımında kullanılan madde- lere C) Dondurmanın kullanım amaçlarına Dondurmanın yaygınlaşma nedenlerine Dondurmanın lezzetini etkileyen nedenlere 37 38
hiçbir
enların
larla,
erine
lmaz
e yor-
kü ne
ğıda-
plan
mlık,
e ki-
ere-
ki-
ara
ap-
tabi
im-
FESEN YAYINLARI
3. Joseph Beuys, çok yönlü bir sanatçı olmasının yanı sıra
politikacı ve akademisyen olarak tanınmaktadır. Beuys, ya-
pıtlarını farklı yaklaşım biçimleriyle de doğadan elde edi-
len malzemelerle birlikte kurguladığı mekânlar içerisinde
oluşturmaktadır. Sanatçının yapıtlarında malzemeler olduk-
ça önem taşımaktadır. Sanatçı bir çalışmasında, şekli bel-
li olmayan amorf malzemelerle geometrik, ölçülü biçili nes-
neler arasındaki karşıtlığı; sert ve yumuşak malzeme bü-
tünleşmesini kavramsal düzeyde sorgulamıştır. Sanatçı ya-
pıtlarında kullandığı malzemeleri sembol olarak kullanmış
çeşitli mesajlar vermeyi amaçlamıştır. Bu malzemelerden
en temel olanları yağ, keçe ve bakırdır. Sanatçı bu malze-
melerin biçimlendirilmemiş, kaotik bir durumda bulunma-
sından yola çıkmıştır.
Bu parçadan hareketle Joseph Beuys ile ilgili aşağıda-
kilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Hangi alanlarda yaygın bir üne sahip olduğu
B) Eser üretiminde hangi yollardan yararlandığı
C) Eserlerindeki malzemeleri bir simge olarak kullandığı
D) Eserlerinde yoğun olarak hangi malzemelerden yarar-
landığı
CE) Kullandığı malzemelerin ne gibi anlamlara geldiği
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
hiçbir enların larla, erine lmaz e yor- kü ne ğıda- plan mlık, e ki- ere- ki- ara ap- tabi im- FESEN YAYINLARI 3. Joseph Beuys, çok yönlü bir sanatçı olmasının yanı sıra politikacı ve akademisyen olarak tanınmaktadır. Beuys, ya- pıtlarını farklı yaklaşım biçimleriyle de doğadan elde edi- len malzemelerle birlikte kurguladığı mekânlar içerisinde oluşturmaktadır. Sanatçının yapıtlarında malzemeler olduk- ça önem taşımaktadır. Sanatçı bir çalışmasında, şekli bel- li olmayan amorf malzemelerle geometrik, ölçülü biçili nes- neler arasındaki karşıtlığı; sert ve yumuşak malzeme bü- tünleşmesini kavramsal düzeyde sorgulamıştır. Sanatçı ya- pıtlarında kullandığı malzemeleri sembol olarak kullanmış çeşitli mesajlar vermeyi amaçlamıştır. Bu malzemelerden en temel olanları yağ, keçe ve bakırdır. Sanatçı bu malze- melerin biçimlendirilmemiş, kaotik bir durumda bulunma- sından yola çıkmıştır. Bu parçadan hareketle Joseph Beuys ile ilgili aşağıda- kilerden hangisi çıkarılamaz? A) Hangi alanlarda yaygın bir üne sahip olduğu B) Eser üretiminde hangi yollardan yararlandığı C) Eserlerindeki malzemeleri bir simge olarak kullandığı D) Eserlerinde yoğun olarak hangi malzemelerden yarar- landığı CE) Kullandığı malzemelerin ne gibi anlamlara geldiği
ikleriyle
de la Nuit. A
gu, küçük b
ema tekni
sal kurgulu
on teknikle
pöykülerin
on yöne
düzenled
bambas
Çocuklar yaşları büyüdükçe sayfa sayıları daha fazla olan
öykü ve roman gibi türlerden hoşlanıyorlar; kahramanlık,
doğa, gerilim ve macera gibi kendi ilgi alanlarına göre ki-
taplara yöneliyorlar. Ebeveynler de kitap okumanın nere-
sinde olacağına karar veremiyor. Ancak genelde çocuk ki-
tabi olarak bilinen birçok eser ve klasik, hem çocuklara
hem yetişkinlere hitap ediyor. Aile bireyleri, bu tarz kitap-
lanı belirleyerek, aile içinde bir kitap kulübü kurup o kitabı
bölüm bölüm birlikte okuyabilirler. Daha sonra bu bölüm-
ler hakkında olumlu veya olumsuz etkilendikleri yerleri tar-
tışabilirler. Günlük hayatlarından örnekler vererek kitabi da-
ha da içselleştirebilirler. Böylece çocuklar hem kendi ilgi
alanlarındaki kitapları bireysel olarak okuma keyfini yaka-
larlar hem de aileleriyle birlikte kitap okuma zevkinin farkı-
na varırlar.
den han
ESEN YAYINLARI
Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı bu-
lunamaz?
A) Aile bireyleri hangi tür kitaplar okumalı?
B Çocuklarımıza kitap okumanın keyifli bir uğraş olduğu-
nu nasıl anlatabiliriz?
C) Okunan kitapların daha iyi anlaşılabilmesi için neler ya-
pılabilir?
D) Çocukların, yaşlarına uygun olmayan kitapları okuma-
malarını nasıl sağlayabiliriz?
E) Çocuklara hitap eden kitapları yetişkinlerin de okuma-
sını tavsiye eder misiniz?
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ikleriyle de la Nuit. A gu, küçük b ema tekni sal kurgulu on teknikle pöykülerin on yöne düzenled bambas Çocuklar yaşları büyüdükçe sayfa sayıları daha fazla olan öykü ve roman gibi türlerden hoşlanıyorlar; kahramanlık, doğa, gerilim ve macera gibi kendi ilgi alanlarına göre ki- taplara yöneliyorlar. Ebeveynler de kitap okumanın nere- sinde olacağına karar veremiyor. Ancak genelde çocuk ki- tabi olarak bilinen birçok eser ve klasik, hem çocuklara hem yetişkinlere hitap ediyor. Aile bireyleri, bu tarz kitap- lanı belirleyerek, aile içinde bir kitap kulübü kurup o kitabı bölüm bölüm birlikte okuyabilirler. Daha sonra bu bölüm- ler hakkında olumlu veya olumsuz etkilendikleri yerleri tar- tışabilirler. Günlük hayatlarından örnekler vererek kitabi da- ha da içselleştirebilirler. Böylece çocuklar hem kendi ilgi alanlarındaki kitapları bireysel olarak okuma keyfini yaka- larlar hem de aileleriyle birlikte kitap okuma zevkinin farkı- na varırlar. den han ESEN YAYINLARI Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı bu- lunamaz? A) Aile bireyleri hangi tür kitaplar okumalı? B Çocuklarımıza kitap okumanın keyifli bir uğraş olduğu- nu nasıl anlatabiliriz? C) Okunan kitapların daha iyi anlaşılabilmesi için neler ya- pılabilir? D) Çocukların, yaşlarına uygun olmayan kitapları okuma- malarını nasıl sağlayabiliriz? E) Çocuklara hitap eden kitapları yetişkinlerin de okuma- sını tavsiye eder misiniz?
26. Deneme
yararlanmak başka bir şey, öy-
küyü deneme üslubu içerisinde kaybetmek başka bir
şeydir. Yani denemeden yararlanırsınız ama gene de
öykünün baskın özellikleri galip gelmelidir. Ben bunu
başardığımı düşünüyorum. Zaten aksini düşünseydim
bu öyküler kitaplaşmazdı. Bugüne kadar da bu yönde
bir eleştiri almadım. Örneğin, Milan Kundera'nın ro-
manlarında çok cesur pasajlara rastlanır. Cesur der-
ken iyiden iyiye felsefileşmiş pasajlardır bunlar. Ama
ben hiçbir zaman Kundera'nın ipin ucunu kaçırdığını
düşünmedim. Zira kontrol hep onun elindedir. Okura
bunu hissettirir. Tersi de olabilirdi. Felsefilik oyunun-
da kaybolabilirdi Kundera. Bana bu yönde bir eleştiri
yapılmadı.
Bu parçanın yazarından aşağıdakilerden hangisini
upp söylemesi beklenemez?
gin
23
A) Eleştirel yaklaşım, edebiyat dünyamızdaki herkes
için olmazsa olmazlardandır.
TROPI
B) Türler arası geçişkenlik var olsa da her tür kendi
kimliğini nihayetinde korumalıdır.
MAR
R
C) Düşüncenin hikâyede yer alması uygun bir şekilde
MADLINGSO
AUTOWA@dmed
Conle yapıldığı sürece kabul edilebilirdir.
GRE
ANGIN
DY Neyi anlattığınızdan daha önemlisi bahse konu et-
tiğiniz şeyin dizginlerini elinde tutup tutamadığınız-
dir.
76
E) Öykülerimde deneme üslubunun ağırlığının hisse-
dilmesi beni mutlu eder.
OVER
CAP
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
26. Deneme yararlanmak başka bir şey, öy- küyü deneme üslubu içerisinde kaybetmek başka bir şeydir. Yani denemeden yararlanırsınız ama gene de öykünün baskın özellikleri galip gelmelidir. Ben bunu başardığımı düşünüyorum. Zaten aksini düşünseydim bu öyküler kitaplaşmazdı. Bugüne kadar da bu yönde bir eleştiri almadım. Örneğin, Milan Kundera'nın ro- manlarında çok cesur pasajlara rastlanır. Cesur der- ken iyiden iyiye felsefileşmiş pasajlardır bunlar. Ama ben hiçbir zaman Kundera'nın ipin ucunu kaçırdığını düşünmedim. Zira kontrol hep onun elindedir. Okura bunu hissettirir. Tersi de olabilirdi. Felsefilik oyunun- da kaybolabilirdi Kundera. Bana bu yönde bir eleştiri yapılmadı. Bu parçanın yazarından aşağıdakilerden hangisini upp söylemesi beklenemez? gin 23 A) Eleştirel yaklaşım, edebiyat dünyamızdaki herkes için olmazsa olmazlardandır. TROPI B) Türler arası geçişkenlik var olsa da her tür kendi kimliğini nihayetinde korumalıdır. MAR R C) Düşüncenin hikâyede yer alması uygun bir şekilde MADLINGSO AUTOWA@dmed Conle yapıldığı sürece kabul edilebilirdir. GRE ANGIN DY Neyi anlattığınızdan daha önemlisi bahse konu et- tiğiniz şeyin dizginlerini elinde tutup tutamadığınız- dir. 76 E) Öykülerimde deneme üslubunun ağırlığının hisse- dilmesi beni mutlu eder. OVER CAP
14. Nereden gelir şiirin insan yaşamındaki etkin ve kuşatıcı
yeri? Çağlar boyunca üzerinde çok durulmuş, tartışılmış
bir sorudur bu. Her dönem, kendince bir yanıt getirmiş,
şiirin insan üzerindeki etkisini bir yönüyle açıklamaya
çalışmıştır. Kimilerine göre coşkusal özünden, ritmik
yapısından gelir şiirin büyülü gücü. Kimilerine göre aklı,
yerleşik düşünme ve algılama biçimlerini altüst etme-
siyle açıklanabilir. Kimileri için de söyleyişindeki yoğun-
luktan, sözcüklerle yaratılan somutluktan gelir. Bütün
bunların birleştiği, kesiştiği ortak bir nokta var: Şiir, dil
içinde özel bir düşünme, özel bir söyleyiş biçimidir.
Bu parçada şiirle ilgili asıl anlatılmak istenen aşağı-
dakilerden hangisidir?
A) Şiir, asırlar boyu farklı süreçlerden geçerek en ol-
gun hâline günümüzde ulaşmıştır.
B) Şiirin etkileyiciliği, kendine özgü anlam yoğunluğu
ve üslubundan kaynaklanır.
C) İnsanlığın doğuşuyla birlikte şiir başlamış, her dö-
nemde bünyesine yenilikler ekleyerek varlığını sür-
dürmüştür.
D) Şiir, bütün düşünce sistemlerini altüst eder.
E) Şiirler insanların tarih boyunca en çok sevdiği türdür.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
14. Nereden gelir şiirin insan yaşamındaki etkin ve kuşatıcı yeri? Çağlar boyunca üzerinde çok durulmuş, tartışılmış bir sorudur bu. Her dönem, kendince bir yanıt getirmiş, şiirin insan üzerindeki etkisini bir yönüyle açıklamaya çalışmıştır. Kimilerine göre coşkusal özünden, ritmik yapısından gelir şiirin büyülü gücü. Kimilerine göre aklı, yerleşik düşünme ve algılama biçimlerini altüst etme- siyle açıklanabilir. Kimileri için de söyleyişindeki yoğun- luktan, sözcüklerle yaratılan somutluktan gelir. Bütün bunların birleştiği, kesiştiği ortak bir nokta var: Şiir, dil içinde özel bir düşünme, özel bir söyleyiş biçimidir. Bu parçada şiirle ilgili asıl anlatılmak istenen aşağı- dakilerden hangisidir? A) Şiir, asırlar boyu farklı süreçlerden geçerek en ol- gun hâline günümüzde ulaşmıştır. B) Şiirin etkileyiciliği, kendine özgü anlam yoğunluğu ve üslubundan kaynaklanır. C) İnsanlığın doğuşuyla birlikte şiir başlamış, her dö- nemde bünyesine yenilikler ekleyerek varlığını sür- dürmüştür. D) Şiir, bütün düşünce sistemlerini altüst eder. E) Şiirler insanların tarih boyunca en çok sevdiği türdür.
Aristo'nun yaşadığı dönemde küresel, simetrik ve sonlu bir
evren algısı vardı. Homeros'un İlyada destanında kullandığı
ölçü "heksametron" veznindedir. Bu vezinde parçalar
simetriktir ve dairesel bir biçimleri vardır. Dante'nin yaşadığı C
Orta Çağ'da Hristiyanlığın "teslis" (bab-oğul-kutsal ruh)
inancından dolayı "üç" sayısı özel bir önem kazanmıştır.
Dante'nin İlahi Komedya'sı da "uc" esasına göre kurulmuştur.
Bir kere üçlüklerle yazılmıştır, ayrıca üç ana bölümden
oluşmuştur, her bölümde 33 kanto vardır. Newton fiziği ile
edebiyatın somut gerçekçiliğinin, Einstein fiziği ile modern ve
postmodern edebiyatın atbaşı yürüdüğünü de söyleyebiliriz.
Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı
aşağıdakilerin hangisidir?
A) Edebiyat inançlardan değil bilimden beslenir.
B) Bilimler insanın dünyayı algılayış biçimine etki etmiştir.
C) Dönemin evren algısı ve inançları edebiyatta yansımasın
bulur.
D) Edebiyatla bilim, inanç gibi diğer toplumsal kurumlar
karşılıklı etkileşim içindedir.
İnsanoğlunun inançları her dönem edebiyatın çekici
konularından olmuştur.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Aristo'nun yaşadığı dönemde küresel, simetrik ve sonlu bir evren algısı vardı. Homeros'un İlyada destanında kullandığı ölçü "heksametron" veznindedir. Bu vezinde parçalar simetriktir ve dairesel bir biçimleri vardır. Dante'nin yaşadığı C Orta Çağ'da Hristiyanlığın "teslis" (bab-oğul-kutsal ruh) inancından dolayı "üç" sayısı özel bir önem kazanmıştır. Dante'nin İlahi Komedya'sı da "uc" esasına göre kurulmuştur. Bir kere üçlüklerle yazılmıştır, ayrıca üç ana bölümden oluşmuştur, her bölümde 33 kanto vardır. Newton fiziği ile edebiyatın somut gerçekçiliğinin, Einstein fiziği ile modern ve postmodern edebiyatın atbaşı yürüdüğünü de söyleyebiliriz. Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağıdakilerin hangisidir? A) Edebiyat inançlardan değil bilimden beslenir. B) Bilimler insanın dünyayı algılayış biçimine etki etmiştir. C) Dönemin evren algısı ve inançları edebiyatta yansımasın bulur. D) Edebiyatla bilim, inanç gibi diğer toplumsal kurumlar karşılıklı etkileşim içindedir. İnsanoğlunun inançları her dönem edebiyatın çekici konularından olmuştur.
116
6. Otuz yıl önce birlikte edebiyata başladığımız arkadaşlar-
dan en öndekiler önce başkalarıyla onları bulamadıkların-
da da kendileriyle kavga ederek bizzat kendi kendilerini
imha ettiler. İşe edebiyatla başlayıp zamanla edebiyatı,
kültürü küçümsediler, kendi kişiliklerini etrafa dayattılar,
havalarından yanlarına varılamadı Bazıları bürokrasinin
ışıltısına bazıları da mal hırsına teslim oldular. Ortaya da
bir şey koyamadılar. İlk dönemlerde atak olmasalar bi-
le kendileri olmayı başaranlar ve çalışanlar ise bugüne
taşındılar, var oldular. Onlarca eserle edebiyat ve kültür
hayatını kuşattılar. Hayatta; sabır, zekâ ve adanmışlık ile
hareket edildiğinde başarı kaçınılmaz oluyor. Kendini be-
ğenmişlikle hareket edip etrafa kötülük yayarak hiçbir şey
olunmuyor.
Yazarın bu parçada sanatçılarla ilgili olarak vurgula-
mak istediği aşağıdakilerden hangisidir?
and dissance
Sanatla uğraşanların başarılı ve mutlu bir hayat sür-
düğü
B) Sanatın, insanın varoluşunu gerçekleştirmede tek ba-
şına yeterli olmadığı
Sanatının yerine kendini koyanların yazın dünyasın-
da iz bırakamadığı
Genç yaşta edebiyat dünyasına girenlerin enerjileri-
ni kısa sürede yitirdiği
Sanatıyla bir yere gelenlerin kendilerine geniş alan-
lar açmak için arkadaşlarına karşı mücadele verdiği
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
116 6. Otuz yıl önce birlikte edebiyata başladığımız arkadaşlar- dan en öndekiler önce başkalarıyla onları bulamadıkların- da da kendileriyle kavga ederek bizzat kendi kendilerini imha ettiler. İşe edebiyatla başlayıp zamanla edebiyatı, kültürü küçümsediler, kendi kişiliklerini etrafa dayattılar, havalarından yanlarına varılamadı Bazıları bürokrasinin ışıltısına bazıları da mal hırsına teslim oldular. Ortaya da bir şey koyamadılar. İlk dönemlerde atak olmasalar bi- le kendileri olmayı başaranlar ve çalışanlar ise bugüne taşındılar, var oldular. Onlarca eserle edebiyat ve kültür hayatını kuşattılar. Hayatta; sabır, zekâ ve adanmışlık ile hareket edildiğinde başarı kaçınılmaz oluyor. Kendini be- ğenmişlikle hareket edip etrafa kötülük yayarak hiçbir şey olunmuyor. Yazarın bu parçada sanatçılarla ilgili olarak vurgula- mak istediği aşağıdakilerden hangisidir? and dissance Sanatla uğraşanların başarılı ve mutlu bir hayat sür- düğü B) Sanatın, insanın varoluşunu gerçekleştirmede tek ba- şına yeterli olmadığı Sanatının yerine kendini koyanların yazın dünyasın- da iz bırakamadığı Genç yaşta edebiyat dünyasına girenlerin enerjileri- ni kısa sürede yitirdiği Sanatıyla bir yere gelenlerin kendilerine geniş alan- lar açmak için arkadaşlarına karşı mücadele verdiği
24. Evrende bazı durumların akla gelmeyecek derecede bir-
biriyle ilişkisi vardır. Şöyle bir anlatı var: Uzay mekiğinin
yakıt tankının genişliği 1,5 metre. Bunun sebebi iki atın
kalçalarının genişliğinin aynı ölçüde olmasıdır. Çünkü ya-
kıt tankı trenle taşınır, tren raylarının genişliği 1,5 metre.
Tren rayları tramvay yolunu yapanlar tarafından yapıldı.
Tramvay yolunu yapanlar, at arabalarının genişliğini ölçü
almıştır. Uzay mekiğinin, atla ölçü bakımından ilişkisi böy-
lece kurulur. Doğadaki ekosistemi hatta kelebek etkisini
de bu konuya, bağlayabiliriz. ----
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağı-
dakilerden hangisi getirilebilir?
A) Uzay mekiği, pek çok bilimsel araştırmanın birikimiyle
oluşan bir icattır.
B) Ekosisteme göre güçlü olan ayakta kalır ve zayıf olan
yok olmaya mahkûmdur.
C) Yapılan icatlar, birbirini destekler niteliktedir ve her bir
icat önceki icatlardan faydalanır.
D) Atların, insanlığın ilerlemesinde ve teknolojinin bu se-
viyeye gelmesinde büyük katkıları vardır.
E) Tabiattaki her varlık, sistemin bir parçasıdır ve par-
çaların en büyüğünün en küçüğüyle mutlaka bir bağı
vardır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
24. Evrende bazı durumların akla gelmeyecek derecede bir- biriyle ilişkisi vardır. Şöyle bir anlatı var: Uzay mekiğinin yakıt tankının genişliği 1,5 metre. Bunun sebebi iki atın kalçalarının genişliğinin aynı ölçüde olmasıdır. Çünkü ya- kıt tankı trenle taşınır, tren raylarının genişliği 1,5 metre. Tren rayları tramvay yolunu yapanlar tarafından yapıldı. Tramvay yolunu yapanlar, at arabalarının genişliğini ölçü almıştır. Uzay mekiğinin, atla ölçü bakımından ilişkisi böy- lece kurulur. Doğadaki ekosistemi hatta kelebek etkisini de bu konuya, bağlayabiliriz. ---- Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağı- dakilerden hangisi getirilebilir? A) Uzay mekiği, pek çok bilimsel araştırmanın birikimiyle oluşan bir icattır. B) Ekosisteme göre güçlü olan ayakta kalır ve zayıf olan yok olmaya mahkûmdur. C) Yapılan icatlar, birbirini destekler niteliktedir ve her bir icat önceki icatlardan faydalanır. D) Atların, insanlığın ilerlemesinde ve teknolojinin bu se- viyeye gelmesinde büyük katkıları vardır. E) Tabiattaki her varlık, sistemin bir parçasıdır ve par- çaların en büyüğünün en küçüğüyle mutlaka bir bağı vardır.
23. Şiirlerime ne anlam verilirse anlamları odur. Benim onlar-
dan çıkardığım anlam bana göredir, bu durum başkaları-
nın onlara farklı anlamlar yüklemesine engel olmaz. Her
şiirin, şairin belirli bir düşüncesine uygun yahut bu düşün-
cenin tıpkısı, asıl, tek bir anlamı olduğunu söylemek; şii-
rin yapısına aykırı, şiiri öldürebilecek bir yanılmadır. Şiirin
amacı, hiçbir zaman belirli bir şey anlatmak değildir. Şiirin
anlamı, şairin içinden geçen anlaşılabilir, olabilir olayları
okura aktarmak değildir. İstenilen, okurda bir ruh hâli ya-
ratmaktır.
1. Okurun duygu ve düşüncelerine tercüman olmaktır.
II. Şairin vermek istediği mesajı estetik bir biçimde, oku-
ra hissettirmeden vermektir.
III. Okurda farklı duygu ve düşüncelerin belirmesinin önü-
nu açmaktır.
Bu parçaya göre şiirin amacı yukarıdakilerden hangi-
leridir?
A) Yalnız I
D) I ve II
B) Yalnız II
C) Yalnız III
E) I, II ve III
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
23. Şiirlerime ne anlam verilirse anlamları odur. Benim onlar- dan çıkardığım anlam bana göredir, bu durum başkaları- nın onlara farklı anlamlar yüklemesine engel olmaz. Her şiirin, şairin belirli bir düşüncesine uygun yahut bu düşün- cenin tıpkısı, asıl, tek bir anlamı olduğunu söylemek; şii- rin yapısına aykırı, şiiri öldürebilecek bir yanılmadır. Şiirin amacı, hiçbir zaman belirli bir şey anlatmak değildir. Şiirin anlamı, şairin içinden geçen anlaşılabilir, olabilir olayları okura aktarmak değildir. İstenilen, okurda bir ruh hâli ya- ratmaktır. 1. Okurun duygu ve düşüncelerine tercüman olmaktır. II. Şairin vermek istediği mesajı estetik bir biçimde, oku- ra hissettirmeden vermektir. III. Okurda farklı duygu ve düşüncelerin belirmesinin önü- nu açmaktır. Bu parçaya göre şiirin amacı yukarıdakilerden hangi- leridir? A) Yalnız I D) I ve II B) Yalnız II C) Yalnız III E) I, II ve III
tire-
rke-
arklı
I ve
şım
Özel
şeyi 21. Bir edebiyat eserini bilimsel ilkelere göre çözümlemenin
kendi içerisinde çelişkiler barındırdığı görülür. Eseri bazı
istatistiki verilerle veya bazı tablolarla açıklarken bile yo-
ruma giden eleştirmen, kendi kültürel birikimini devreye
koyar. Başka bir ifade ile sanatsal bir eserin incelemesi
yapılıyorsa ister istemez kişisel yorumlara doğru bir kay-
ma meydana gelir. Objektif olduğunu iddia eden bir ede-
biyat araştırmacısı bile bütünüyle objektif olamaz. Çünkü
incelediği bir eseri seçerken yine kişisel zevkleri devreye
girer.
girip
ece
r.
bir-
Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisi-
ne ulaşılamaz?
A) Edebiyat araştırmacısı eseri ancak bilimsel ilkelere
göre değerlendirirse tam olarak objektif olur.
B) Bir sanat eseri inceleniyorsa bu incelemenin kişisel
beğenilerden uzak kalması düşünülemez.
C) Tarafsız olduğunu söyleyen bir edebiyat araştırmacısı
bile yanlı davranmaktan kurtulamaz.
D) Edebî bir eseri bilimsel ilkelere göre tahlil etmek, tah-
lilde yorumlara yer verilmeyeceği anlamına gelmez.
E) Eserin incelenmesinde tablolar ve istatistiki veriler,
objektif bir eleştirmenin bile kültür birikiminden nasibi-
ni alır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
tire- rke- arklı I ve şım Özel şeyi 21. Bir edebiyat eserini bilimsel ilkelere göre çözümlemenin kendi içerisinde çelişkiler barındırdığı görülür. Eseri bazı istatistiki verilerle veya bazı tablolarla açıklarken bile yo- ruma giden eleştirmen, kendi kültürel birikimini devreye koyar. Başka bir ifade ile sanatsal bir eserin incelemesi yapılıyorsa ister istemez kişisel yorumlara doğru bir kay- ma meydana gelir. Objektif olduğunu iddia eden bir ede- biyat araştırmacısı bile bütünüyle objektif olamaz. Çünkü incelediği bir eseri seçerken yine kişisel zevkleri devreye girer. girip ece r. bir- Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisi- ne ulaşılamaz? A) Edebiyat araştırmacısı eseri ancak bilimsel ilkelere göre değerlendirirse tam olarak objektif olur. B) Bir sanat eseri inceleniyorsa bu incelemenin kişisel beğenilerden uzak kalması düşünülemez. C) Tarafsız olduğunu söyleyen bir edebiyat araştırmacısı bile yanlı davranmaktan kurtulamaz. D) Edebî bir eseri bilimsel ilkelere göre tahlil etmek, tah- lilde yorumlara yer verilmeyeceği anlamına gelmez. E) Eserin incelenmesinde tablolar ve istatistiki veriler, objektif bir eleştirmenin bile kültür birikiminden nasibi- ni alır.