Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

Çocukluk ve gençlik dönemi değişimle geçer. Yeni
şeyler öğrenmek her gün gerçekleşir. Sürekli farklı
alanlarda yeni şeyler dener, sevdiklerinize devam
eder, pek hoşunuza gitmeyenleri hızla geride bıra-
kırsınız. Yaşam, çevreniz, beyninizin içi dinamiktir,
hep değişir oysa yetişkin yaşa geldiğinizde bazı
şeylerin daha az dinamik, daha az değişken hatta
durağan olmaya başladığını görürsünüz. Alışkan-
lıklarınız, düşünceleriniz, karakteriniz, hobileriniz,
dünyaya bakışınız belli bir noktada sabitleşmiştir.
Tıpkı beyninizdeki nöronların çizdiği yolların sabit-
leştiği gibi... Fast Company'de Vivian Giang'in ka-
leme aldığı yazıya göre, yirmili yaşların ortasından
itibaren sinir yollarının sabitleştiğini görürüz. Ancak
kendimizi yeni şeyler öğrenmeye odaklayarak ve
pes etmeden çalışarak alışkanlıklarımızı kırabilir,
eski beyin yollarını değiştirebilir ve yeni sinir yolları
oluşturabiliriz. 30 yaşına geldiğimizde ise birçoğu-
muz için, karakterimiz uş olur. Alışkanlıkları-
mızı değiştirmek, sert yönlerimizi yumuşatmak veya
kendimizi çok yumuşak bulduğumuz yönleri sert-
leştirmek oldukça güç hale gelir. Harvard psikolo-
ğu William James'in 1890'da yayımlanan Psikoloji
Prensipleri kitabında yazdığı gibi, "Birçoğumuz otuz
yaşına geldiğinde karakteri alçı gibidir, bir daha yu-
muşaması mümkün değildir." James kişiliğin belli bir
yaştan sonra sabitleştiği fikrini geliştiren ilk psikolog
olarak modern psikoloji tarihine geçmiştir. James'in
bu hipotezinin üzerine yüzyıldan fazla zaman geç-
miştir ve bugünün psikologları çalışmalarında 25
yaşından sonra beynin sabitleşmeye başladığını
ancak değişimin bu yaşlardan sonra da mümkün
olduğunu göstermektedir. Bu değişim için kilit nok-
ta, sürekli yeni yollar ve bağlantılar yaratmak ve var
olan sinirsel yolları kırmak üzerine olmalıdır. Daha
basit bir dille anlatmak gerekirse beyin gençken ve
henüz tamamıyla gelişimini tamamlamamışken es-
nek bir yapıya sahiptir, şekillendirmek çok daha ko-
laydır. İşte tam da bu sebepten Yönetim ve Kurum-
sal Çalışmalar alanında Massachusetts Institute of
Technology (MIT) öğretim görevlisi Deborah Anco-
na çocukların çok hızlı öğrenebildiklerinin üzerinde
durur. Çocuklar için sünger gibi beyinleri olduğu, her
duyduklarını, gördüklerini hızla içlerine çektiklerini
söyleriz. Doğar doğmaz oluşturmaya başladığımız
sinirsel yollar yıllar içinde yaşımız ilerledikçe sabit-
leşir, derinleşir ve beynin daha büyük bir kısmına
yayılır. Yirmi beş yaşını geçtiğimizde ise, o kadar
çok sinirsel yol vardır ki beynimizin içinde, onlardan
tamamıyla kurtulmak neredeyse imkânsızdır.
14
arasında değildir?
A) Karakter
C) Düşüncel
Foiler
D) Alışkanlıklar
E) Dünyaya bakış
37. Bu parça için aşağıdakilerden hangisi söylene-
mez?
Y
A) Alıntılama yapılmıştır.
B) Karşılaştırma yapılmıştır.
C) ifade edilen bir düşünce farklı yolla tekrar an-
latılmıştır.
D) Yazar kendi fikrini kabul ettirmeye çalışmıştır.
E) Benzetmeye yer verilmiştir.
38. Bu parçaya göre değişimle ilgili olarak
I. Sürekli olabilir.
II. 30 yaşından sonra görülmez.
III. yavaşlama gösterebilir.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) I ve III
E) II ve III
C) Yalnız III
39. Bu parçadan hareketle beyin ile ilgili olarak aşa-
ğıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) 25 ile 30'lu yaşlarda gelişimini tamamlar.
B) Kişinin aldığı eğitim ve ırk özelliklerine göre üs-
tünlük gösterir.
C) Aynı sinirsel yollarla hareket eden beyin, karak-
teri şekillendirir.
D) Gençlik çağında daha esnek bir yapıya sahiptir.
E) Belli bir yaştan sonra değişimi daha zor olur.
E) Çok yönlülük
40. Bu parçada altı çizili bölümle çocukların beyin-
lerinin hangi özelliği anlatılmak istenmiştir?
A) Kıvraklık
C) Değişkenlik
B) Yavaşlık
D) Sabitlik
TEST BİTTİ.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Çocukluk ve gençlik dönemi değişimle geçer. Yeni şeyler öğrenmek her gün gerçekleşir. Sürekli farklı alanlarda yeni şeyler dener, sevdiklerinize devam eder, pek hoşunuza gitmeyenleri hızla geride bıra- kırsınız. Yaşam, çevreniz, beyninizin içi dinamiktir, hep değişir oysa yetişkin yaşa geldiğinizde bazı şeylerin daha az dinamik, daha az değişken hatta durağan olmaya başladığını görürsünüz. Alışkan- lıklarınız, düşünceleriniz, karakteriniz, hobileriniz, dünyaya bakışınız belli bir noktada sabitleşmiştir. Tıpkı beyninizdeki nöronların çizdiği yolların sabit- leştiği gibi... Fast Company'de Vivian Giang'in ka- leme aldığı yazıya göre, yirmili yaşların ortasından itibaren sinir yollarının sabitleştiğini görürüz. Ancak kendimizi yeni şeyler öğrenmeye odaklayarak ve pes etmeden çalışarak alışkanlıklarımızı kırabilir, eski beyin yollarını değiştirebilir ve yeni sinir yolları oluşturabiliriz. 30 yaşına geldiğimizde ise birçoğu- muz için, karakterimiz uş olur. Alışkanlıkları- mızı değiştirmek, sert yönlerimizi yumuşatmak veya kendimizi çok yumuşak bulduğumuz yönleri sert- leştirmek oldukça güç hale gelir. Harvard psikolo- ğu William James'in 1890'da yayımlanan Psikoloji Prensipleri kitabında yazdığı gibi, "Birçoğumuz otuz yaşına geldiğinde karakteri alçı gibidir, bir daha yu- muşaması mümkün değildir." James kişiliğin belli bir yaştan sonra sabitleştiği fikrini geliştiren ilk psikolog olarak modern psikoloji tarihine geçmiştir. James'in bu hipotezinin üzerine yüzyıldan fazla zaman geç- miştir ve bugünün psikologları çalışmalarında 25 yaşından sonra beynin sabitleşmeye başladığını ancak değişimin bu yaşlardan sonra da mümkün olduğunu göstermektedir. Bu değişim için kilit nok- ta, sürekli yeni yollar ve bağlantılar yaratmak ve var olan sinirsel yolları kırmak üzerine olmalıdır. Daha basit bir dille anlatmak gerekirse beyin gençken ve henüz tamamıyla gelişimini tamamlamamışken es- nek bir yapıya sahiptir, şekillendirmek çok daha ko- laydır. İşte tam da bu sebepten Yönetim ve Kurum- sal Çalışmalar alanında Massachusetts Institute of Technology (MIT) öğretim görevlisi Deborah Anco- na çocukların çok hızlı öğrenebildiklerinin üzerinde durur. Çocuklar için sünger gibi beyinleri olduğu, her duyduklarını, gördüklerini hızla içlerine çektiklerini söyleriz. Doğar doğmaz oluşturmaya başladığımız sinirsel yollar yıllar içinde yaşımız ilerledikçe sabit- leşir, derinleşir ve beynin daha büyük bir kısmına yayılır. Yirmi beş yaşını geçtiğimizde ise, o kadar çok sinirsel yol vardır ki beynimizin içinde, onlardan tamamıyla kurtulmak neredeyse imkânsızdır. 14 arasında değildir? A) Karakter C) Düşüncel Foiler D) Alışkanlıklar E) Dünyaya bakış 37. Bu parça için aşağıdakilerden hangisi söylene- mez? Y A) Alıntılama yapılmıştır. B) Karşılaştırma yapılmıştır. C) ifade edilen bir düşünce farklı yolla tekrar an- latılmıştır. D) Yazar kendi fikrini kabul ettirmeye çalışmıştır. E) Benzetmeye yer verilmiştir. 38. Bu parçaya göre değişimle ilgili olarak I. Sürekli olabilir. II. 30 yaşından sonra görülmez. III. yavaşlama gösterebilir. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve III E) II ve III C) Yalnız III 39. Bu parçadan hareketle beyin ile ilgili olarak aşa- ğıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) 25 ile 30'lu yaşlarda gelişimini tamamlar. B) Kişinin aldığı eğitim ve ırk özelliklerine göre üs- tünlük gösterir. C) Aynı sinirsel yollarla hareket eden beyin, karak- teri şekillendirir. D) Gençlik çağında daha esnek bir yapıya sahiptir. E) Belli bir yaştan sonra değişimi daha zor olur. E) Çok yönlülük 40. Bu parçada altı çizili bölümle çocukların beyin- lerinin hangi özelliği anlatılmak istenmiştir? A) Kıvraklık C) Değişkenlik B) Yavaşlık D) Sabitlik TEST BİTTİ.
A
14. Sanata felsefi açıdan bakmak "sanat felsefesi" adı ve-
rilen disiplini doğurmuştur.
Sanat felsefesi;
I. Estetik değerlendirmeye uygun olan nesne ve fe-
nomenleri felsefi olarak irdeler.
II. Sanata dair yaratmaların ve zevklerin anlamını in-
celer.
III. Sanatın ne olduğunu, işlevini, insan için taşıdığı an-
lamı ele alır.
IV. Kısaca sanatla ilgili her türlü kavram ve problemi
analiz eder.
Buna göre aşağıdakilerden hangisi sanat felsefe-
sinin inceleme alanlarından biri olamaz?
A) Sanatsal faaliyet
B) Sanatın neliği I
C) Toplumsal yapının sanata etkisi
D) Sanatın işlevi +
E) Sanatın özü +
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
A 14. Sanata felsefi açıdan bakmak "sanat felsefesi" adı ve- rilen disiplini doğurmuştur. Sanat felsefesi; I. Estetik değerlendirmeye uygun olan nesne ve fe- nomenleri felsefi olarak irdeler. II. Sanata dair yaratmaların ve zevklerin anlamını in- celer. III. Sanatın ne olduğunu, işlevini, insan için taşıdığı an- lamı ele alır. IV. Kısaca sanatla ilgili her türlü kavram ve problemi analiz eder. Buna göre aşağıdakilerden hangisi sanat felsefe- sinin inceleme alanlarından biri olamaz? A) Sanatsal faaliyet B) Sanatın neliği I C) Toplumsal yapının sanata etkisi D) Sanatın işlevi + E) Sanatın özü +
ilk olarak On Asya'da yetiştirilen safran, birçok ülkede
yetiştirilebilen soğanlı bir bitkidir. Çok eski tarihlerden
beri baharat ve ilaç olarak kullanılmaktadır. Yoğun bir
kokusu ve acı bir tadı vardır. Dünyanın en pahalı baha-
ratı olan safranın birçok taklidi vardır. Hakikisini taklidin-
den ayırmak çok zordur. Safranın sahte olup olmadığı
ancak südkostik eklenerek anlaşılır. Eğer rengi bulanık
kırmızıya dönerse sahtedir.
Bu parçada safranla ilgili olarak,
I. Ana vatanına
II.
III. Rengine
IV. Faydalarına
V. Kullanım alanlarına
ifadelerinden hangilerine ulaşılamaz?
A) I ve III
İçerdiği maddelere
B) II ve IV
D) II, III ve IV
C) III ve V
E) II, IV ve V
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ilk olarak On Asya'da yetiştirilen safran, birçok ülkede yetiştirilebilen soğanlı bir bitkidir. Çok eski tarihlerden beri baharat ve ilaç olarak kullanılmaktadır. Yoğun bir kokusu ve acı bir tadı vardır. Dünyanın en pahalı baha- ratı olan safranın birçok taklidi vardır. Hakikisini taklidin- den ayırmak çok zordur. Safranın sahte olup olmadığı ancak südkostik eklenerek anlaşılır. Eğer rengi bulanık kırmızıya dönerse sahtedir. Bu parçada safranla ilgili olarak, I. Ana vatanına II. III. Rengine IV. Faydalarına V. Kullanım alanlarına ifadelerinden hangilerine ulaşılamaz? A) I ve III İçerdiği maddelere B) II ve IV D) II, III ve IV C) III ve V E) II, IV ve V
Dre
ma tarihinin en
ararası alanda
an söz ettiren
ası kadın-er-
ayı, tedirgin-
ü irdeleyen
enkli filmiol-
yumuna ol
7, Alman fi-
etir. Renk-
onioni'nin
mbinasyo-
zirveye çı-
almasıy-
ğıdaki-
andığı-
Türkçe
39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Komedi üzerine yazanlar, komikliğe genellikle bir unutma is-
teğinin eşlik ettiğini söyler; insan unutmak için dalga geçer,
geçmişin yükünden kurtulmak için alay eder, der. Oyleyse
komedi; o zamana kadar belli bir mesafeden bakılanı, insan-
da korku uyandıran büyülü nesneyi sıradanlaştırmak, büyü
yü bozmak, baskı ve korku kaynağı olan resmi düzeni bir
süreliğine askıya almak demektir. Bir zamanlar korkulan ya
da saygı duyulan şeye gülmek, güleni rahatlatacak; kutsal
olandan yasaklamalardan, geçmişten özgürleştirecektir.
39. Bu parçadan hareketle komedi ile ilgili aşağıdaki-
lerin hangisine ulaşılamaz?
A) Bilinç dışı bir gizlenme olduğuna
B) Geçici bir özgürlük alanı sunduğuna
C) Korkulardan kurtulma hedefi taşıdığına
D) Kişinin duyarsızlaşmasına yol açtığına
E) Bastırılmış duygulardan kurtulma olanağı tanıdığı-
na
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Dre ma tarihinin en ararası alanda an söz ettiren ası kadın-er- ayı, tedirgin- ü irdeleyen enkli filmiol- yumuna ol 7, Alman fi- etir. Renk- onioni'nin mbinasyo- zirveye çı- almasıy- ğıdaki- andığı- Türkçe 39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Komedi üzerine yazanlar, komikliğe genellikle bir unutma is- teğinin eşlik ettiğini söyler; insan unutmak için dalga geçer, geçmişin yükünden kurtulmak için alay eder, der. Oyleyse komedi; o zamana kadar belli bir mesafeden bakılanı, insan- da korku uyandıran büyülü nesneyi sıradanlaştırmak, büyü yü bozmak, baskı ve korku kaynağı olan resmi düzeni bir süreliğine askıya almak demektir. Bir zamanlar korkulan ya da saygı duyulan şeye gülmek, güleni rahatlatacak; kutsal olandan yasaklamalardan, geçmişten özgürleştirecektir. 39. Bu parçadan hareketle komedi ile ilgili aşağıdaki- lerin hangisine ulaşılamaz? A) Bilinç dışı bir gizlenme olduğuna B) Geçici bir özgürlük alanı sunduğuna C) Korkulardan kurtulma hedefi taşıdığına D) Kişinin duyarsızlaşmasına yol açtığına E) Bastırılmış duygulardan kurtulma olanağı tanıdığı- na
8. Gençken, yazdıklarına daha bir güvenir,
onları önemser şair, ayıklamak değil ço-
ğaltmak ister dizelerini: "Biraz daha yaz-
malıyım... Daha, daha..." diye düşünür.
Sanır ki ne kadar çok yazarsa o kadar
ağırlıkla kanıtlayacaktır kendisini. Şiirini
önemserken kendini önemsemektedir
aslında: "Bütün güzel dizeleri o yazmış-
tir." Oysa yaşlandıkça daha fazla irdele-
yip onlar üzerinde daha çok düşünür.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşa-
ğıdakilerden hangisidir?
A Gençlik döneminde yazılan şiirlerin ka-
lıcılık oranı yüksektir.
Şairi şiir yazmaya iten asıl neden ken-
dini benimsetme düşüncesidir.
Şair olgunlaştıkça daha titiz ve seçici
bir kimliğe bürünür.
Dşairlerin okur kitleleri dönemsel ola-
rak değişmektedir.
EŞairler kendi şiirleriyle ilgili gerçekçi
değerlendirmeler yapamazlar.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
8. Gençken, yazdıklarına daha bir güvenir, onları önemser şair, ayıklamak değil ço- ğaltmak ister dizelerini: "Biraz daha yaz- malıyım... Daha, daha..." diye düşünür. Sanır ki ne kadar çok yazarsa o kadar ağırlıkla kanıtlayacaktır kendisini. Şiirini önemserken kendini önemsemektedir aslında: "Bütün güzel dizeleri o yazmış- tir." Oysa yaşlandıkça daha fazla irdele- yip onlar üzerinde daha çok düşünür. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşa- ğıdakilerden hangisidir? A Gençlik döneminde yazılan şiirlerin ka- lıcılık oranı yüksektir. Şairi şiir yazmaya iten asıl neden ken- dini benimsetme düşüncesidir. Şair olgunlaştıkça daha titiz ve seçici bir kimliğe bürünür. Dşairlerin okur kitleleri dönemsel ola- rak değişmektedir. EŞairler kendi şiirleriyle ilgili gerçekçi değerlendirmeler yapamazlar.
B
1.
AYT/Türk Dili ve
Edebiyatı-Sosyal Bilimler-1
TÜRK DİLİ VE EDI
BİLİMLER
1. Bu testte sırasıyla, Türk Dili ve Edebiyatı (1-24), Tarih-1 (25-
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türk Dili ve Edebiyatı-Sosy
Yayımlanan öykü kitapları da o günden bugüne arttı. Nice-
lik artışı, nitelikçe de yükselişi sağlar mı? Kendini olumsuz-
layan bir anlamı var gibi bu sorunun ama öyle düşünmüyo-
rum. Çoğunlukla nicelikçe yükseliş, nitelikçe yükselişi de
ardından getirir. Ne kadar çok pencere açılmışsa edebiya-
ta doğru, daha çok temiz hava soluma olasılığı da elbette
artar.
Bu parçada "edebiyata doğru daha çok pencere açılma-
Sı" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerin hangisi-
dir?
A) Edebiyat niteliği taşıyan öykü kitaplarının sayıca artma-
SI
B) Öykü türünde yeni anlayışların ve akımların ortaya çık-
ması
C Genç kuşaklara örnek oluşturacak öykü kitaplarının ço-
ğalması
D) Yeterli niteliğe sahip olmasa da öykü kitaplarının çok
basılmasının önemsenmesi
E) Günden güne artan öykü kitaplarının edebiyatın içeriği-
ni zenginleştirmesi
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
B 1. AYT/Türk Dili ve Edebiyatı-Sosyal Bilimler-1 TÜRK DİLİ VE EDI BİLİMLER 1. Bu testte sırasıyla, Türk Dili ve Edebiyatı (1-24), Tarih-1 (25- 2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türk Dili ve Edebiyatı-Sosy Yayımlanan öykü kitapları da o günden bugüne arttı. Nice- lik artışı, nitelikçe de yükselişi sağlar mı? Kendini olumsuz- layan bir anlamı var gibi bu sorunun ama öyle düşünmüyo- rum. Çoğunlukla nicelikçe yükseliş, nitelikçe yükselişi de ardından getirir. Ne kadar çok pencere açılmışsa edebiya- ta doğru, daha çok temiz hava soluma olasılığı da elbette artar. Bu parçada "edebiyata doğru daha çok pencere açılma- Sı" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerin hangisi- dir? A) Edebiyat niteliği taşıyan öykü kitaplarının sayıca artma- SI B) Öykü türünde yeni anlayışların ve akımların ortaya çık- ması C Genç kuşaklara örnek oluşturacak öykü kitaplarının ço- ğalması D) Yeterli niteliğe sahip olmasa da öykü kitaplarının çok basılmasının önemsenmesi E) Günden güne artan öykü kitaplarının edebiyatın içeriği- ni zenginleştirmesi
"Hemen herkes, başkalarının eksik ve kusurlu yanları
ni dillendirmeye meyyaldir." der yazar. Ancak kaçımız
başkalarının bu tür yargılarını olgunlukla karşılayabili-
yoruz? Bunu yapabilmeliyiz çünkü onlara kendimizle
ilgili söz söyleme hakkını verdiğimize göre...
Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki düşünceyi
destekler niteliktedir?
A) Yeterli birikimi olamayan kişiler, eleştiri yapmaktan
kaçınmalıdır.
B) Ölçüsüz yapılan eleştiriler çoğu zaman dikkate alın-
maz.
C) Eleştiri yapan kişi, kendine yönelik eleştirilerden ra-
hatsızlık duymamalıdır.
D) Kendini kusursuz gören kişilere bir şey anlatmanın
imkânı yoktur.
E) Günümüzde haklı da olsanız yanlışları düzeltmek
için söz söyleme hakkına sahip değilsiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
"Hemen herkes, başkalarının eksik ve kusurlu yanları ni dillendirmeye meyyaldir." der yazar. Ancak kaçımız başkalarının bu tür yargılarını olgunlukla karşılayabili- yoruz? Bunu yapabilmeliyiz çünkü onlara kendimizle ilgili söz söyleme hakkını verdiğimize göre... Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki düşünceyi destekler niteliktedir? A) Yeterli birikimi olamayan kişiler, eleştiri yapmaktan kaçınmalıdır. B) Ölçüsüz yapılan eleştiriler çoğu zaman dikkate alın- maz. C) Eleştiri yapan kişi, kendine yönelik eleştirilerden ra- hatsızlık duymamalıdır. D) Kendini kusursuz gören kişilere bir şey anlatmanın imkânı yoktur. E) Günümüzde haklı da olsanız yanlışları düzeltmek için söz söyleme hakkına sahip değilsiniz.
Di
25. Pek çok düşünürün yetiştiği disiplin, kullandığı yöntem,
görüşlerine çikiş noktası oluşturan unsur birbirinden
farklıdır. Ancak düşünürlerde değişmez olan, düşünce
üretme sanatındaki ustalıklarıdır. Onların yazılarındaki
düşünceler ile kendi görüşlerini birleştiren okurların da
özgün görüşler ortaya koymaması neredeyse
imkânsızdır.
1
Bu parçadan düşünürlerle ilgili olarak aşağıdakilerin
hangisine ulaşılabilir?
A) Gerektiğinde yetiştikleri disiplinle karşı karşıya
geldiklerine
B) Aynı yöntemi kullanarak farklı sonuçlar elde etmeyi
başardıklarına
C) Birbirlerinin yazdıklarını eleştirerek düşünce sanatını
geliştirdiklerine
D) Hitap ettikleri okur kitlesinin beklentilerini dikkate
aldıklarına
E) Fikirlerinin ulaştığı okurları yeni fikirler üretmeye
yönelttiklerine
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Di 25. Pek çok düşünürün yetiştiği disiplin, kullandığı yöntem, görüşlerine çikiş noktası oluşturan unsur birbirinden farklıdır. Ancak düşünürlerde değişmez olan, düşünce üretme sanatındaki ustalıklarıdır. Onların yazılarındaki düşünceler ile kendi görüşlerini birleştiren okurların da özgün görüşler ortaya koymaması neredeyse imkânsızdır. 1 Bu parçadan düşünürlerle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Gerektiğinde yetiştikleri disiplinle karşı karşıya geldiklerine B) Aynı yöntemi kullanarak farklı sonuçlar elde etmeyi başardıklarına C) Birbirlerinin yazdıklarını eleştirerek düşünce sanatını geliştirdiklerine D) Hitap ettikleri okur kitlesinin beklentilerini dikkate aldıklarına E) Fikirlerinin ulaştığı okurları yeni fikirler üretmeye yönelttiklerine
TESTLERI
. Aşk sözcüğünün sözlük anlamı "sarmaşık" demektir. Bah-
çeye düşen sarmaşık tohumu nasıl bütün bahçeyi sarıp
sarmalar hatta dışanı taşarsa gönle düşen aşk tohumu da
bütün bedeni sarıp sarmalar, oradan etrafa yayılır. Sarma-
şığın özelliği, sarıldığı ağacı içten içe kurutması, bitirmesi,
sonunu hazırlamasıdır. Nitekim aşk da insanı sarinca onu
içten içe eritip yok eder. Dıştan görünen yalnızca aşktır ve
âşık da çevresini görmez olur. Çünkü sarmaşık onu öyle
çevrelemiştir ki dışarıda olup bitenleri ne duyar ne görür.
Aşka tutulan ağaçta artık bütün buyruklar sarmaşık tara-
fından verilir. Âşık, "Herkesi kör; dört yanı duvar sanır."
Dıştan bakanlar onun sarmaşığını görürler ama ağaç sar-
maşıktan fırsat bulup çevresini göremez. Sarmaşık nasıl
hızlıca büyüyüp ağacı kaplarsa aşk da öyle hızlı gelişir ve
âşık daha sabahtan akşama varmadan aşk sarmaşığıyla
sarılıp geceyi onun yanında geçirir.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söyle-
nemez?
A) Aşk ile sarmaşık bitkisi arasında ilişki vardır.
B) Aşk, fark ettirmeden âşığı günbegün tüketir.
G) Âşık insan, çevresindeki olaylara nesnel bakamaz.
D) Aşka düşen kişi otokontrolünü kaybeder.
E) Aşk, kişiye sevdiğinin kusurlarını göstermez.
TÜRKÇE
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TESTLERI . Aşk sözcüğünün sözlük anlamı "sarmaşık" demektir. Bah- çeye düşen sarmaşık tohumu nasıl bütün bahçeyi sarıp sarmalar hatta dışanı taşarsa gönle düşen aşk tohumu da bütün bedeni sarıp sarmalar, oradan etrafa yayılır. Sarma- şığın özelliği, sarıldığı ağacı içten içe kurutması, bitirmesi, sonunu hazırlamasıdır. Nitekim aşk da insanı sarinca onu içten içe eritip yok eder. Dıştan görünen yalnızca aşktır ve âşık da çevresini görmez olur. Çünkü sarmaşık onu öyle çevrelemiştir ki dışarıda olup bitenleri ne duyar ne görür. Aşka tutulan ağaçta artık bütün buyruklar sarmaşık tara- fından verilir. Âşık, "Herkesi kör; dört yanı duvar sanır." Dıştan bakanlar onun sarmaşığını görürler ama ağaç sar- maşıktan fırsat bulup çevresini göremez. Sarmaşık nasıl hızlıca büyüyüp ağacı kaplarsa aşk da öyle hızlı gelişir ve âşık daha sabahtan akşama varmadan aşk sarmaşığıyla sarılıp geceyi onun yanında geçirir. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söyle- nemez? A) Aşk ile sarmaşık bitkisi arasında ilişki vardır. B) Aşk, fark ettirmeden âşığı günbegün tüketir. G) Âşık insan, çevresindeki olaylara nesnel bakamaz. D) Aşka düşen kişi otokontrolünü kaybeder. E) Aşk, kişiye sevdiğinin kusurlarını göstermez. TÜRKÇE
24 Ağlatmak istiyorsanız önce siz ağlayın. Gördüklerinizi anlatmak için önce siz yaşamalısınız. İnsan ancak yaşadığı kadarını
görür, gerçek hayatında veya rüyalarında yaşadığı kadarını. İnsanlık Komedyası ne rastgele bir ilhamın mahsulü ne tarafsız
bir anketin. Balzac, eserinin içindedir. Romanlarında âdeta rüyalarını yaşar. Yahut her roman gerçek toprağında gelişen,
dal budak salan bir rüya. Adamla eser arasındaki uçurum, görünüşteki Balzac'la gerçek Balzac arasındaki uçurumun
tıpkısı. Balzac yalnız yaratıcı değil, yaratıcıyı besleyen ihtirasların tümü. Eseri dolduran insan, vazoyu dolduran su gibi.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bir eseri anlamak için önce yazarı anlamak ve bilmek gerekir.
B) Bir yazarın yaşatıp duyurması, önce kendisinin yaşayıp duymasına bağlıdır.
C) Yazarını etkileyip sarsmayan bir eserin okuyucuyu etkileme imkânı yoktur.
D) Eserlerin asıl kaynağı yazarın düş dünyası, hayal gücüdür.
ETHayalperest yazarlar okur tarafından daha çok sevilir,
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
24 Ağlatmak istiyorsanız önce siz ağlayın. Gördüklerinizi anlatmak için önce siz yaşamalısınız. İnsan ancak yaşadığı kadarını görür, gerçek hayatında veya rüyalarında yaşadığı kadarını. İnsanlık Komedyası ne rastgele bir ilhamın mahsulü ne tarafsız bir anketin. Balzac, eserinin içindedir. Romanlarında âdeta rüyalarını yaşar. Yahut her roman gerçek toprağında gelişen, dal budak salan bir rüya. Adamla eser arasındaki uçurum, görünüşteki Balzac'la gerçek Balzac arasındaki uçurumun tıpkısı. Balzac yalnız yaratıcı değil, yaratıcıyı besleyen ihtirasların tümü. Eseri dolduran insan, vazoyu dolduran su gibi. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Bir eseri anlamak için önce yazarı anlamak ve bilmek gerekir. B) Bir yazarın yaşatıp duyurması, önce kendisinin yaşayıp duymasına bağlıdır. C) Yazarını etkileyip sarsmayan bir eserin okuyucuyu etkileme imkânı yoktur. D) Eserlerin asıl kaynağı yazarın düş dünyası, hayal gücüdür. ETHayalperest yazarlar okur tarafından daha çok sevilir,
3.
MAESTRO
Açlık hissi, kişiden kişiye değişmekle birlikte doğal olarak in-
sülin salınımının da etkisiyle 2-4 saatte bir oluşur. Bir öğün-
den sonra dört beş saat aç kaldığınızda aşırı yeme ihtimali-
niz artar. Eğer ara öğün yapma alışkanlığınız yoksa ve bir
veya iki öğünle kendinizi doymuş hissediyorsanız üzerinde
durmayı gerektirecek bir sorun yok. Fakat bu öğünlerde aşı-
k bir sor
rı yiyorsanız sebebi öğün aralarındaki uzun süreli açlık ola-
bilir. Uzun süreli açlıklar, yiyecekten başka bir şey düşüne-
memeye neden olur. Yiyeceklerin görüntülerinin, kokularının
oluşturduğu kışkırtıcı etkinin gücü; aç kalınan süre uzadık-
ça artar ve bu duyguya karşı koymak zorlaşır.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?
A) Açlık duygusu, biyolojik bir ihtiyaç olmaktan çok alışkan-
lıklarımız ve psikolojik durumumuzla ilgilidir.
By Her canlının, günlük yaşamını devam ettirebilmek için
belirli oranda yiyecek ihtiyacı hissetmesi doğaldır.
C) Aşırı yiyecek tüketimi, kültürden kültüre, aileden aileye
ve kişiden kişiye değişen bir alışkanlıktır.
D) Aşırı yemek, birtakım zararlı tutum ve alışkanlığın orta-
dan kaldırılması ile önlenebilir bir durumdur.
E) Uzun süreli açlık ve az yeme, alışkanlık haline geldiğin-
de insan sağlığını tehdit edebilir.
4.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
3. MAESTRO Açlık hissi, kişiden kişiye değişmekle birlikte doğal olarak in- sülin salınımının da etkisiyle 2-4 saatte bir oluşur. Bir öğün- den sonra dört beş saat aç kaldığınızda aşırı yeme ihtimali- niz artar. Eğer ara öğün yapma alışkanlığınız yoksa ve bir veya iki öğünle kendinizi doymuş hissediyorsanız üzerinde durmayı gerektirecek bir sorun yok. Fakat bu öğünlerde aşı- k bir sor rı yiyorsanız sebebi öğün aralarındaki uzun süreli açlık ola- bilir. Uzun süreli açlıklar, yiyecekten başka bir şey düşüne- memeye neden olur. Yiyeceklerin görüntülerinin, kokularının oluşturduğu kışkırtıcı etkinin gücü; aç kalınan süre uzadık- ça artar ve bu duyguya karşı koymak zorlaşır. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Açlık duygusu, biyolojik bir ihtiyaç olmaktan çok alışkan- lıklarımız ve psikolojik durumumuzla ilgilidir. By Her canlının, günlük yaşamını devam ettirebilmek için belirli oranda yiyecek ihtiyacı hissetmesi doğaldır. C) Aşırı yiyecek tüketimi, kültürden kültüre, aileden aileye ve kişiden kişiye değişen bir alışkanlıktır. D) Aşırı yemek, birtakım zararlı tutum ve alışkanlığın orta- dan kaldırılması ile önlenebilir bir durumdur. E) Uzun süreli açlık ve az yeme, alışkanlık haline geldiğin- de insan sağlığını tehdit edebilir. 4.
30. Okur sayısı düşük, kitaplarının satışından kazandığı para yazarı geçindirmiyor. Yazar yazdığıyla geçinemediği için yan
işler tutmak zorunda kalıyor. Daha doğrusu yazarlık bir yan iş oluyor. Böylece yazarın yaratıcılık özgürlüğü daha baştan
kısıtlanıyor ayrıca yazar her yazdığını istediği zaman, kolayca yayımlatamıyor. Yayımlatabilirse ve salt yayımlattığı ile
geçinmek isterse o zaman da durmadan yazması, yazdıkları üzerinde düşünmeden yeniden yazması gerekiyor.
Bu parçada yazarın asıl yakındığı durum aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarların kıymetinin yeterince bilinmemesi
B) Yazadlığın sadece maddi kaygılarla yapılması
Okuyucuların nicelik ve nitelik olarak yetersiz olması
D) Yazarların ve yazdıklarının niteliğinin giderek azalması
E) Yazarların maddi kaygılardan dolayı ek işlere yönelmek zorunda kalmaları
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
30. Okur sayısı düşük, kitaplarının satışından kazandığı para yazarı geçindirmiyor. Yazar yazdığıyla geçinemediği için yan işler tutmak zorunda kalıyor. Daha doğrusu yazarlık bir yan iş oluyor. Böylece yazarın yaratıcılık özgürlüğü daha baştan kısıtlanıyor ayrıca yazar her yazdığını istediği zaman, kolayca yayımlatamıyor. Yayımlatabilirse ve salt yayımlattığı ile geçinmek isterse o zaman da durmadan yazması, yazdıkları üzerinde düşünmeden yeniden yazması gerekiyor. Bu parçada yazarın asıl yakındığı durum aşağıdakilerden hangisidir? A) Yazarların kıymetinin yeterince bilinmemesi B) Yazadlığın sadece maddi kaygılarla yapılması Okuyucuların nicelik ve nitelik olarak yetersiz olması D) Yazarların ve yazdıklarının niteliğinin giderek azalması E) Yazarların maddi kaygılardan dolayı ek işlere yönelmek zorunda kalmaları
TYT Türkçe
37-38 sorulan asagidaki parçaya göre cevaplayiniz.
Geçinmek için ne yaptığın beni ligilendirmiyor. Neyi özled
kabinin arzuladığı şeye kavuşmanın hayalini kurmaya cesaret
edip edemediğini bilmek istiyorum. Kaç yaşında olduğun beni
Agilendirmiyor. Aşk için, hayallerin için, yaşıyor olma serüveni
ipin, bir aptal gibi görünme riskini göze alıp almayacağını bil-
mek istiyorum. Ay inin etrafında hangi gezegenlerin döndüğü
beni ilgilendirmiyor. Kederinin merkezine dokunup dokunmadi-
gin, hayatın ihanetlerince açılıp açılmadığını, daha fazla acı
korkusundan kapanıp kapanmadığını bilmek istiyorum. Sakla-
maya, azaltmaya ya da düzeltmeye çalışmadan acinia oturup
oturamayacağını bilmek istiyorum. Benim ya da kendi neşenle
olup olamayacağını, insan olmanın sınırlılığını hatırlamadan,
bizi dikkatli ve gerçekçi olmamız için uyarmadan çılgınca dans
edip coşkunun seni parmak uçlarına kadar doldurmasına izin
verip vermeyeceğini bilmek istiyorum. Bana anlattığın hikaye-
nin doğru olup olmaması beni ilgilendirmiyor. Kendi kendine
dürüst olmak için bir başkasını hayal kırıklığına uğratıp uğrat-
mayacağını; ihanetin suçlamasına dayanıp, kendi ruhuna iha-
net edip etmeyeceğini bilmek istiyorum. Güvenebilir ve güve-
nilebilir olup olamayacağını bilmek istiyorum. Her gün sevimli
olmasa da güzelliği görüp göremeyeceğini bilmek istiyorum.
37. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşıla-
bilir?
Kuzey Isk
patlamalar
deki gazian
savrulan
kisi ile K
Dünya'n
de bu. G
yor, hiç
ederek
savrula
işıklan
verileb
layısıy
yapti
39. Bu p
lirley
A) Mutlu ve uzun bir ömür sürmek isteyen kişi, elindekilerle
yetinmeyi bilmek zorundadır.
39-40 son
B) Gerçeklerden kaçarak hayal dünyasına sığınmak kişinin
güvenilirliğini zedeler.
24
C) Insanın sahip olup olmadıklarına ilişkin farkındalığının ol-
ması önemlidir.
TOPRA
D) Hayatın acı veren durumlarını görmezden gelme, her insa-
nin yapmayı arzuladığı bir durumdur.
E) Hayattaki güzelliklerin tadına varmak, her yaşta cesur ol-
mayı gerektirir.
B)
C)
D
E
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT Türkçe 37-38 sorulan asagidaki parçaya göre cevaplayiniz. Geçinmek için ne yaptığın beni ligilendirmiyor. Neyi özled kabinin arzuladığı şeye kavuşmanın hayalini kurmaya cesaret edip edemediğini bilmek istiyorum. Kaç yaşında olduğun beni Agilendirmiyor. Aşk için, hayallerin için, yaşıyor olma serüveni ipin, bir aptal gibi görünme riskini göze alıp almayacağını bil- mek istiyorum. Ay inin etrafında hangi gezegenlerin döndüğü beni ilgilendirmiyor. Kederinin merkezine dokunup dokunmadi- gin, hayatın ihanetlerince açılıp açılmadığını, daha fazla acı korkusundan kapanıp kapanmadığını bilmek istiyorum. Sakla- maya, azaltmaya ya da düzeltmeye çalışmadan acinia oturup oturamayacağını bilmek istiyorum. Benim ya da kendi neşenle olup olamayacağını, insan olmanın sınırlılığını hatırlamadan, bizi dikkatli ve gerçekçi olmamız için uyarmadan çılgınca dans edip coşkunun seni parmak uçlarına kadar doldurmasına izin verip vermeyeceğini bilmek istiyorum. Bana anlattığın hikaye- nin doğru olup olmaması beni ilgilendirmiyor. Kendi kendine dürüst olmak için bir başkasını hayal kırıklığına uğratıp uğrat- mayacağını; ihanetin suçlamasına dayanıp, kendi ruhuna iha- net edip etmeyeceğini bilmek istiyorum. Güvenebilir ve güve- nilebilir olup olamayacağını bilmek istiyorum. Her gün sevimli olmasa da güzelliği görüp göremeyeceğini bilmek istiyorum. 37. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşıla- bilir? Kuzey Isk patlamalar deki gazian savrulan kisi ile K Dünya'n de bu. G yor, hiç ederek savrula işıklan verileb layısıy yapti 39. Bu p lirley A) Mutlu ve uzun bir ömür sürmek isteyen kişi, elindekilerle yetinmeyi bilmek zorundadır. 39-40 son B) Gerçeklerden kaçarak hayal dünyasına sığınmak kişinin güvenilirliğini zedeler. 24 C) Insanın sahip olup olmadıklarına ilişkin farkındalığının ol- ması önemlidir. TOPRA D) Hayatın acı veren durumlarını görmezden gelme, her insa- nin yapmayı arzuladığı bir durumdur. E) Hayattaki güzelliklerin tadına varmak, her yaşta cesur ol- mayı gerektirir. B) C) D E
29. Yârim sen gideli yedi yıl oldu
Diktiğin fidanlar meyveye durdu
Seninle gidenler sılaya döndü
AURIYET
Gayrı dayanacak özüm kalmadı
Mektuba yazacak sözüm kalmadı
Bu şiirin teması aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ayrılık
B) Bıkkınlık
D) Çaresizlik
E) Kıskançlık
C) Mutluluk
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
29. Yârim sen gideli yedi yıl oldu Diktiğin fidanlar meyveye durdu Seninle gidenler sılaya döndü AURIYET Gayrı dayanacak özüm kalmadı Mektuba yazacak sözüm kalmadı Bu şiirin teması aşağıdakilerden hangisidir? A) Ayrılık B) Bıkkınlık D) Çaresizlik E) Kıskançlık C) Mutluluk
TEMEL YETERLİLİK TESTLERİ
TÜRKÇE
24. Aşk sözcüğünün sözlük anlamı "sarmaşık" demektir. Bah-
çeye düşen sarmaşık tohumu nasıl bütün bahçeyi sarıp
sarmalar hatta dışarı taşarsa gönle düşen aşk tohumu da
bütün bedeni sarıp sarmalar, oradan etrafa yayılır. Sarma-
şığın özelliği, sarıldığı ağacı içten içe kurutması, bitirmesi,
sonunu hazırlamasıdır. Nitekim aşk da insanı sarinca onu
içten içe eritip yok eder. Dıştan görünen yalnızca aşktır ve
âşık da çevresini görmez olur. Çünkü sarmaşık onu öyle
çevrelemiştir ki dışarıda olup bitenleri ne duyar ne görür.
Aşka tutulan ağaçta artık bütün buyruklar sarmaşık tara-
fından verilir. Âşık, "Herkesi kör; dört yanı duvar sanır."
Dıştan bakanlar onun sarmaşığını görürler ama ağaç sar-
maşıktan fırsat bulup çevresini göremez. Sarmaşık nasıl
hızlıca büyüyüp ağacı kaplarsa aşk da öyle hızlı gelişir ve
âşık daha sabahtan akşama varmadan aşk sarmaşığıyla
sarılıp geceyi onun yanında geçirir.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söyle-
nemez?
A) Aşk ile sarmaşık bitkisi arasında ilişki vardır.
B) Aşk, fark ettirmeden âşığı günbegün tüketir.
G) Âşık insan, çevresindeki olaylara nesnel bakamaz.
D) Aşka düşen kişi otokontrolünü kaybeder.
E) Aşk, kişiye sevdiğinin kusurlarını göstermez.
25. S
ic
Ö
SE
T
y
r
in
F
H
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TEMEL YETERLİLİK TESTLERİ TÜRKÇE 24. Aşk sözcüğünün sözlük anlamı "sarmaşık" demektir. Bah- çeye düşen sarmaşık tohumu nasıl bütün bahçeyi sarıp sarmalar hatta dışarı taşarsa gönle düşen aşk tohumu da bütün bedeni sarıp sarmalar, oradan etrafa yayılır. Sarma- şığın özelliği, sarıldığı ağacı içten içe kurutması, bitirmesi, sonunu hazırlamasıdır. Nitekim aşk da insanı sarinca onu içten içe eritip yok eder. Dıştan görünen yalnızca aşktır ve âşık da çevresini görmez olur. Çünkü sarmaşık onu öyle çevrelemiştir ki dışarıda olup bitenleri ne duyar ne görür. Aşka tutulan ağaçta artık bütün buyruklar sarmaşık tara- fından verilir. Âşık, "Herkesi kör; dört yanı duvar sanır." Dıştan bakanlar onun sarmaşığını görürler ama ağaç sar- maşıktan fırsat bulup çevresini göremez. Sarmaşık nasıl hızlıca büyüyüp ağacı kaplarsa aşk da öyle hızlı gelişir ve âşık daha sabahtan akşama varmadan aşk sarmaşığıyla sarılıp geceyi onun yanında geçirir. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söyle- nemez? A) Aşk ile sarmaşık bitkisi arasında ilişki vardır. B) Aşk, fark ettirmeden âşığı günbegün tüketir. G) Âşık insan, çevresindeki olaylara nesnel bakamaz. D) Aşka düşen kişi otokontrolünü kaybeder. E) Aşk, kişiye sevdiğinin kusurlarını göstermez. 25. S ic Ö SE T y r in F H
deler-
yunca
ratılan
bilinen
prem-
arihsel
li dep-
manevi
şehir
bölge-
u fiziki
rdiğini
erden
BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BEN
169
8. Yedi İklim dergisi ile özdeşleşen Ali Haydar Haksal; der-
giciliğinin yanında roman, deneme, monografi alanlarında
da eser vermektedir. Öykü türünde de birçok kitabı olan
Haksal'ın "Rüya Rüya İçinde" isimli öykü kitabı rüyaları ön
plana çıkaran "Ölünün Gözyaşları", "Söğüt Gölgesi", "Hala
Sultan", "Taşlarım Duru Sularda", "Uzun Yolculuk", "Yaralı
Ben", "Hayır", "Bir Kapının Aralığında", "Korku Gecesi",
"Huzurevinde Huzursuz Bir Gün" ve "Uçurum" adlı on bir
öyküden oluşmaktadır. Yazar, bu eserinde rüya ile bireyin
gelecek yaşantısı arasında bir ilişki kurulmaktadır. Yazar bu
ilişkiyi edebî esere dinî kabulleri koyarak vermiştir. Özellikle
hadisler vasıtasıyla okuyucuyu uyarmak, asr-ı sąâdeti ve
hemen sonrasını öğretmek veya hatırlatmak gayesindedir.
Bu ise eserin sadece duygu yönünün değil, fikrî yönünün de
olduğunu gösteren bir husustur.
Bu parçadan yola çıkarak Ali Haydar Haksal ile ilgili;
I. Farklı türde birçok eseri bulunsa da öyküleriyle öne çık-
maktadır.
II.Yazar Rüya Rüya İçinde adlı öykü kitabını belirli bir amaç
doğrultusunda kaleme almıştır.
III. Yazar, öykülerinde hadislere yer vererek insanların yanlış
yola sapmasını önlemiştir.
IV. Yazarın öykülerinin hissî yönünün düşünsel yönünden
çok daha ağır basmaktadır.
yargılarından hangilerine kesin olarak ulaşılabilir?
-A) ve Il
B) Yalnız II
C) II ve IV
-D) I ve III
E) I, II ve III
80 V 8 V
8 3 3
9 G b EZ L
8 2
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
deler- yunca ratılan bilinen prem- arihsel li dep- manevi şehir bölge- u fiziki rdiğini erden BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BEN 169 8. Yedi İklim dergisi ile özdeşleşen Ali Haydar Haksal; der- giciliğinin yanında roman, deneme, monografi alanlarında da eser vermektedir. Öykü türünde de birçok kitabı olan Haksal'ın "Rüya Rüya İçinde" isimli öykü kitabı rüyaları ön plana çıkaran "Ölünün Gözyaşları", "Söğüt Gölgesi", "Hala Sultan", "Taşlarım Duru Sularda", "Uzun Yolculuk", "Yaralı Ben", "Hayır", "Bir Kapının Aralığında", "Korku Gecesi", "Huzurevinde Huzursuz Bir Gün" ve "Uçurum" adlı on bir öyküden oluşmaktadır. Yazar, bu eserinde rüya ile bireyin gelecek yaşantısı arasında bir ilişki kurulmaktadır. Yazar bu ilişkiyi edebî esere dinî kabulleri koyarak vermiştir. Özellikle hadisler vasıtasıyla okuyucuyu uyarmak, asr-ı sąâdeti ve hemen sonrasını öğretmek veya hatırlatmak gayesindedir. Bu ise eserin sadece duygu yönünün değil, fikrî yönünün de olduğunu gösteren bir husustur. Bu parçadan yola çıkarak Ali Haydar Haksal ile ilgili; I. Farklı türde birçok eseri bulunsa da öyküleriyle öne çık- maktadır. II.Yazar Rüya Rüya İçinde adlı öykü kitabını belirli bir amaç doğrultusunda kaleme almıştır. III. Yazar, öykülerinde hadislere yer vererek insanların yanlış yola sapmasını önlemiştir. IV. Yazarın öykülerinin hissî yönünün düşünsel yönünden çok daha ağır basmaktadır. yargılarından hangilerine kesin olarak ulaşılabilir? -A) ve Il B) Yalnız II C) II ve IV -D) I ve III E) I, II ve III 80 V 8 V 8 3 3 9 G b EZ L 8 2