Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

3.
O, dünyaya hayretle bakmaya doğmuştur. Hiçbir şey
anlamadan şaşırmaya doğmuştur. Başını alıp yollarda
dolaşmaya, insanlar neler yapıyor diye görmeye,
görmemeye gelmiştir. Tüm yazın hayatı boyunca hemen
her eserinde şimşeklerinin cızırtısını üzerimizde
hissettiğimiz mavi gözlerini görürüz. Dışarıdan baktığı
adamların hikâyelerinin bir yerine mutlaka kendini yerleştirir,
bundan usanmaz.
Bu parçadaki altı çizili sözle yazarın eserleriyle ilgili
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Okurlarına olayı yaşatmaları
B) Kurgusal bir niteliğe sahip olmaları
Otobiyografik özellikler taşımaları
D) Derin katmanlardan oluşmaları
E) Okurlarca kolay anlaşılmaları
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
3. O, dünyaya hayretle bakmaya doğmuştur. Hiçbir şey anlamadan şaşırmaya doğmuştur. Başını alıp yollarda dolaşmaya, insanlar neler yapıyor diye görmeye, görmemeye gelmiştir. Tüm yazın hayatı boyunca hemen her eserinde şimşeklerinin cızırtısını üzerimizde hissettiğimiz mavi gözlerini görürüz. Dışarıdan baktığı adamların hikâyelerinin bir yerine mutlaka kendini yerleştirir, bundan usanmaz. Bu parçadaki altı çizili sözle yazarın eserleriyle ilgili anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Okurlarına olayı yaşatmaları B) Kurgusal bir niteliğe sahip olmaları Otobiyografik özellikler taşımaları D) Derin katmanlardan oluşmaları E) Okurlarca kolay anlaşılmaları
00
LIMIT YANAR
aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Yabancı devletlerin ara buluculuğunun kabul
edilmesi
B) ilk büyük toprak kaybının yaşanması
C) Osmanlı Devleti'nin ilerleme sürecinin sopa ermesi
D) Müzakere yoluyla mecburi olarak imzalanması
E) Diplomatik ilişkilerde tarafları eşit hâle getirmesi
7. Kısa öykünün temelinde boşluk yatar. Her şeyi
söylemek öyküye değil romana yakışan bir durum.
Sonunu ben söylersem okura ne kalır? Okura ne
düşüneceğini, ne hissedeceğini, öyküyü sonuca nasıl
bağlayacağını söyleyen öyküler varsa uzak durun
derim ben. Çünkü ben öyle yapıyorum.
Bu parcaya göre, yazarın ben öyle yapıyorum
dedikleri arasında aşağıdakilerden hangisi yer almaz?
A) Ugu açık metinler yazmak
+B) Anlatımda boşluklar oluşturmak
+C) Kılavuzluk etmek
+D) Söyleyecek sözleri daha varken bilerek
söylememek
+E) Anlatıma noktayı koymamak
LP12PARSB21-101
Çözdüğünüz süre
dk.
X
Doğru
Yanlış
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
00 LIMIT YANAR aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Yabancı devletlerin ara buluculuğunun kabul edilmesi B) ilk büyük toprak kaybının yaşanması C) Osmanlı Devleti'nin ilerleme sürecinin sopa ermesi D) Müzakere yoluyla mecburi olarak imzalanması E) Diplomatik ilişkilerde tarafları eşit hâle getirmesi 7. Kısa öykünün temelinde boşluk yatar. Her şeyi söylemek öyküye değil romana yakışan bir durum. Sonunu ben söylersem okura ne kalır? Okura ne düşüneceğini, ne hissedeceğini, öyküyü sonuca nasıl bağlayacağını söyleyen öyküler varsa uzak durun derim ben. Çünkü ben öyle yapıyorum. Bu parcaya göre, yazarın ben öyle yapıyorum dedikleri arasında aşağıdakilerden hangisi yer almaz? A) Ugu açık metinler yazmak +B) Anlatımda boşluklar oluşturmak +C) Kılavuzluk etmek +D) Söyleyecek sözleri daha varken bilerek söylememek +E) Anlatıma noktayı koymamak LP12PARSB21-101 Çözdüğünüz süre dk. X Doğru Yanlış
22. Onun hastalığının başlangıcına ben rastlamadım. Pek
küçükmüşüm. Benim yetiştiğim zamanlar Birinci Dünya
Harbi patlamıştı. Harbin içinde idik. Onu belediye
gazinosunda bir memurlar topluluğunun ortasında,
ayağında poturu, sırtında "Istanbulin”i, yakasında,
sırtında olup olmadığı meçhul kaskatı kolalı gömleği,
lastikli siyah boyun bağı ile boynunun damarları şişmiş,
kahverengi gözleri kan içinde, ayağa kalkmış vaziyette
görür gibiyim. Neler söylerdi? Hayal meyal hatırlarım.
Biz, mektep çocukları, belediye otelinin bahçesinin
parmaklıklarına dizilirdik. Düyunu Umumiye müdürü onu
havuz başından çağırırdı.
- Buyurun Rahmet Bey, şöyle buyurun.
Yerinden öyle kalkar. El pençe divan bir sandalyeye
otururdu.
- Kahveci! Mebus beye bir kahve; okkalı olsun. Tahrirat
kâtibi:
- Olur mu beyefendi? Bir mebus namzedine kahve
ismarlamak ne haddimize? O bize ısmarlayacak.
Bu parçayla ilgili,
1. Birinci kişili anlatım söz konusudur.
II. Bugün kullanılmayan sözcükler vardır.
III. Yazar, fantastik bir olayı anlatmıştır.
yargılarından hangisi yanlıştır?
A) Yalnız I
D) I ve II
B) Yalnız II
E) I ve III
C)Yalnız III
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
22. Onun hastalığının başlangıcına ben rastlamadım. Pek küçükmüşüm. Benim yetiştiğim zamanlar Birinci Dünya Harbi patlamıştı. Harbin içinde idik. Onu belediye gazinosunda bir memurlar topluluğunun ortasında, ayağında poturu, sırtında "Istanbulin”i, yakasında, sırtında olup olmadığı meçhul kaskatı kolalı gömleği, lastikli siyah boyun bağı ile boynunun damarları şişmiş, kahverengi gözleri kan içinde, ayağa kalkmış vaziyette görür gibiyim. Neler söylerdi? Hayal meyal hatırlarım. Biz, mektep çocukları, belediye otelinin bahçesinin parmaklıklarına dizilirdik. Düyunu Umumiye müdürü onu havuz başından çağırırdı. - Buyurun Rahmet Bey, şöyle buyurun. Yerinden öyle kalkar. El pençe divan bir sandalyeye otururdu. - Kahveci! Mebus beye bir kahve; okkalı olsun. Tahrirat kâtibi: - Olur mu beyefendi? Bir mebus namzedine kahve ismarlamak ne haddimize? O bize ısmarlayacak. Bu parçayla ilgili, 1. Birinci kişili anlatım söz konusudur. II. Bugün kullanılmayan sözcükler vardır. III. Yazar, fantastik bir olayı anlatmıştır. yargılarından hangisi yanlıştır? A) Yalnız I D) I ve II B) Yalnız II E) I ve III C)Yalnız III
O 32. Medya okuryazarlığı son otuz yılda özellikle Bati-
li ülkelerde yaygın bir ilgi görmekle birlikte Türki-
ye'deki gelişmeler 2004 yılından sonra başlamıştır.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu medya okuryazar-
lığı konusunu -öncesinde başka kurumlarca dile ge-
tirilirse de- kendi bünyesinde ilk kez 20-21 Şubat
2003 tarihlerinde düzenlenen İletişim Şurası'nda di-
le getirerek ve konuya Şuranın sonuç bildirgesinde
yer vererek Türkiye'de konuya yönelik ilk kurumsal
vurgulamayı yapmıştır. 2004 yılında Devlet Bakan-
lığı bünyesinde kurulan, ülkemizin önde gelen ka-
mu kurumlarının, sivil toplum örgütlerinin ve üni-
versitelerinin temsil edildiği Şiddeti Önleme Plat-
formu da ülkemizde medya okuryazarlığının geli-
şimine önemli katkılar sağlamıştır. Şiddeti Önleme
Platformu'nun Medya ve Şiddet Alt Çalışma Grubu
2004 yılında yaptığı toplantıların sonucunda bir ra-
por ortaya koymuştur. Bu raporda "İlk ve orta öğ-
retim ders programlarına medya okuryazarlığı der-
si konulmasına ve ulusal televizyon kuruluşlarının
temsilcilerine ayrımcılığa ve şiddete karşı duyarlı-
lığın arttırılmasına yönelik eğitim verilmesine iliş-
kin önerilerin RTÜK'ün 22 Eylül 2004 tarihli toplan-
tısında gündeme getirildiğinden ve oy birliğiyle ka-
bul edildiğinden" söz edilmekte ve "RTÜK'ün med-
ya okuryazarlığı dersinin ders programlarına eklen-
0
Ç
F
E
N
EGITIM
K mesi için Milli Eğitim Bakanlığı ile resmi temaslara
U başladığı" ifade edilmektedir.
R
U
M
L
A
R
1
Yukarıdaki parçadan aşağıdakilerden hangisi
çıkarılamaz?
AY Medya okuryazarlığı konusunda RTÜK, Milli
Eğitim Bakanlığıyla görüşmelere başlamıştır.
B Medya okuryazarlığı ile ilgili Şiddet Önleme
Platformu'nun önemli katkıları vardır.
Vlkemizde medya okuryazarlığı konusunu ilk
kez RTÜK dile getirmiştir.
DY Ülkemizde medya okuryazarlığı derslerinin okul-
larda gösterilmesi görüşü vardır.
Medya okuryazarlığı, Batılı ülkelerde daha çok
your bilmere
ilgi görmektedir.
KURUMSAL OLARAK
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
O 32. Medya okuryazarlığı son otuz yılda özellikle Bati- li ülkelerde yaygın bir ilgi görmekle birlikte Türki- ye'deki gelişmeler 2004 yılından sonra başlamıştır. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu medya okuryazar- lığı konusunu -öncesinde başka kurumlarca dile ge- tirilirse de- kendi bünyesinde ilk kez 20-21 Şubat 2003 tarihlerinde düzenlenen İletişim Şurası'nda di- le getirerek ve konuya Şuranın sonuç bildirgesinde yer vererek Türkiye'de konuya yönelik ilk kurumsal vurgulamayı yapmıştır. 2004 yılında Devlet Bakan- lığı bünyesinde kurulan, ülkemizin önde gelen ka- mu kurumlarının, sivil toplum örgütlerinin ve üni- versitelerinin temsil edildiği Şiddeti Önleme Plat- formu da ülkemizde medya okuryazarlığının geli- şimine önemli katkılar sağlamıştır. Şiddeti Önleme Platformu'nun Medya ve Şiddet Alt Çalışma Grubu 2004 yılında yaptığı toplantıların sonucunda bir ra- por ortaya koymuştur. Bu raporda "İlk ve orta öğ- retim ders programlarına medya okuryazarlığı der- si konulmasına ve ulusal televizyon kuruluşlarının temsilcilerine ayrımcılığa ve şiddete karşı duyarlı- lığın arttırılmasına yönelik eğitim verilmesine iliş- kin önerilerin RTÜK'ün 22 Eylül 2004 tarihli toplan- tısında gündeme getirildiğinden ve oy birliğiyle ka- bul edildiğinden" söz edilmekte ve "RTÜK'ün med- ya okuryazarlığı dersinin ders programlarına eklen- 0 Ç F E N EGITIM K mesi için Milli Eğitim Bakanlığı ile resmi temaslara U başladığı" ifade edilmektedir. R U M L A R 1 Yukarıdaki parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? AY Medya okuryazarlığı konusunda RTÜK, Milli Eğitim Bakanlığıyla görüşmelere başlamıştır. B Medya okuryazarlığı ile ilgili Şiddet Önleme Platformu'nun önemli katkıları vardır. Vlkemizde medya okuryazarlığı konusunu ilk kez RTÜK dile getirmiştir. DY Ülkemizde medya okuryazarlığı derslerinin okul- larda gösterilmesi görüşü vardır. Medya okuryazarlığı, Batılı ülkelerde daha çok your bilmere ilgi görmektedir. KURUMSAL OLARAK
ha-
bü-
ak-
=r.
40.
Akıcı okumak ve okuduğunu anlamak için iki temel be-
ceri gereklidir. Bu iki beceri; kelimeleri doğru ve akıcı
bir şekilde tanıma, sözü anlamadır. Kelime tanımanın
alt becerileri, fonolojik farkındalık ve fonolojik hafızadır.
Fonolojik farkındalık, kelimenin oluşturduğu sesleri ayrı
fark edebilme ve ayrıştırma, aynı zamanda sesleri
ayrı
bir araya getirerek kelimeleri oluşturabilme becerisidir.
Fonolojik farkındalık, her sesin ağızdan çıkış yerinin
farkında olmakla başlar; sesleri ayırt etme, kelimenin ilk
ve son seslerini fark ve ayırt etme, kelimenin içindekileri
fark etme, cümlenin içindeki kelimeleri ayırt etme şeklin-
de özelden genele doğru ilerler.
Bu parçada akıcı okumak ve okuduğunu anlamak
ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinil-
miştir?
Gür Yayınevi
A) Kelimeleri doğru bir şekilde tanımak, başlıca temel-
lerinden biridir.
B) Okuma alışkanlığının iyice kazanılması gerekmekte-
dir.
C) Sözcük dağarcığını geliştirmek ve sözcüklerin anla-
mını iyi öğrenmek lazımdır.
D) Okunulacak eserlerde seçici olmak, önemli rol oyna-
maktadır.
E) Fonolojik farkındalık, tek başına yeterli olmaktadır.
OKYDS
02002105-TYT(MOR)
10
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ha- bü- ak- =r. 40. Akıcı okumak ve okuduğunu anlamak için iki temel be- ceri gereklidir. Bu iki beceri; kelimeleri doğru ve akıcı bir şekilde tanıma, sözü anlamadır. Kelime tanımanın alt becerileri, fonolojik farkındalık ve fonolojik hafızadır. Fonolojik farkındalık, kelimenin oluşturduğu sesleri ayrı fark edebilme ve ayrıştırma, aynı zamanda sesleri ayrı bir araya getirerek kelimeleri oluşturabilme becerisidir. Fonolojik farkındalık, her sesin ağızdan çıkış yerinin farkında olmakla başlar; sesleri ayırt etme, kelimenin ilk ve son seslerini fark ve ayırt etme, kelimenin içindekileri fark etme, cümlenin içindeki kelimeleri ayırt etme şeklin- de özelden genele doğru ilerler. Bu parçada akıcı okumak ve okuduğunu anlamak ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinil- miştir? Gür Yayınevi A) Kelimeleri doğru bir şekilde tanımak, başlıca temel- lerinden biridir. B) Okuma alışkanlığının iyice kazanılması gerekmekte- dir. C) Sözcük dağarcığını geliştirmek ve sözcüklerin anla- mını iyi öğrenmek lazımdır. D) Okunulacak eserlerde seçici olmak, önemli rol oyna- maktadır. E) Fonolojik farkındalık, tek başına yeterli olmaktadır. OKYDS 02002105-TYT(MOR) 10
Türkçe
26. Türk romanında mizah duygusu en kunvetli yazarların
başında gelen Oğuz Atay, kendisinin de temsilcilerinden
biri olduğu küçük burjuva aydininin portresini parodi
düzleminde ve acı bir alayın eşliğinde ironik bir dille
çizer. Parodinin başka bir eser veya düşünceyle komik
bir uyumsuzluğu hatta alayı içerdiğini hatırladığımızda
Atay'ın Batılılaşma maceramızdan başlayarak Cumhuriyet
devrimlerine uzanan ve giderek Türkiye'deki sol ve
sağ ideolojiye yönelik eleştirilerini bu teknik üzerinde
temellendirdiğini görüyoruz. Ataylın ironik üslubunun
hicve dönüşmediğini hatta bir şakada kaldığını iddia eden
araştırmacıların yanında ironiden çok gülmece duygusunun
daha belirgin olduğunu söyleyen eleştirmenlerin varlığ
bizi Atay'ı hâlâ tek bir açıdan yorumlamaya çalışmanın
yanlış olduğu kanısına götürmüştür.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen kanry
destekler niteliktedir?
A) Bir karnaval havasında birçok metin parçacıklarının
âdeta üst üste yığıldığı bir anlatı olan Tutunamayanlar'a
baktığımızda, ironi, hiciv, kaba mizah, kara mizah,
alay, şaka birbirleriyle uyum içinde özellikle parodi
düzleminde ve farklı bakışlara açık bir şekilde
buluşmuştur.
B) Roman bir eleştirmenimizin deyişiyle "hak ediyor olsa
da olmasa da toplumuniçevrenin onayını kazanmış
bir kişinin, düşüncenin olgunun saygınlığının ya
da sahip olduğu gücün, alay aracılığıyla etkisiz
kılınması anlamına gelen ironiyi alaycı bir tonlamayla
kullanmıştır.
C) Oğuz Atay, söz konusu romanında kendisini alayının
nesnesi haline getirerek alaycı bir tavır takinmiştir.
D) Daha önce yalnızca Tanpınar'ın Saatleri Ayarlama
Enstitüsü'nde gördüğümüz Türk aydınına yönelik ironi
silahı bu romanın bütününde kullanılmıştır.
E) Atay, bir anlamda halk-aydin arasındaki kültürel
çatışmayı belki de metnin genel havasına hiç de
uymayan gayet ciddi bir dille ortaya koymuştur.
.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Türkçe 26. Türk romanında mizah duygusu en kunvetli yazarların başında gelen Oğuz Atay, kendisinin de temsilcilerinden biri olduğu küçük burjuva aydininin portresini parodi düzleminde ve acı bir alayın eşliğinde ironik bir dille çizer. Parodinin başka bir eser veya düşünceyle komik bir uyumsuzluğu hatta alayı içerdiğini hatırladığımızda Atay'ın Batılılaşma maceramızdan başlayarak Cumhuriyet devrimlerine uzanan ve giderek Türkiye'deki sol ve sağ ideolojiye yönelik eleştirilerini bu teknik üzerinde temellendirdiğini görüyoruz. Ataylın ironik üslubunun hicve dönüşmediğini hatta bir şakada kaldığını iddia eden araştırmacıların yanında ironiden çok gülmece duygusunun daha belirgin olduğunu söyleyen eleştirmenlerin varlığ bizi Atay'ı hâlâ tek bir açıdan yorumlamaya çalışmanın yanlış olduğu kanısına götürmüştür. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen kanry destekler niteliktedir? A) Bir karnaval havasında birçok metin parçacıklarının âdeta üst üste yığıldığı bir anlatı olan Tutunamayanlar'a baktığımızda, ironi, hiciv, kaba mizah, kara mizah, alay, şaka birbirleriyle uyum içinde özellikle parodi düzleminde ve farklı bakışlara açık bir şekilde buluşmuştur. B) Roman bir eleştirmenimizin deyişiyle "hak ediyor olsa da olmasa da toplumuniçevrenin onayını kazanmış bir kişinin, düşüncenin olgunun saygınlığının ya da sahip olduğu gücün, alay aracılığıyla etkisiz kılınması anlamına gelen ironiyi alaycı bir tonlamayla kullanmıştır. C) Oğuz Atay, söz konusu romanında kendisini alayının nesnesi haline getirerek alaycı bir tavır takinmiştir. D) Daha önce yalnızca Tanpınar'ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nde gördüğümüz Türk aydınına yönelik ironi silahı bu romanın bütününde kullanılmıştır. E) Atay, bir anlamda halk-aydin arasındaki kültürel çatışmayı belki de metnin genel havasına hiç de uymayan gayet ciddi bir dille ortaya koymuştur. .
5. Şair, dünyayı sık sık durduran ve gözleyendir. O, hem gerçek
hem doğal devinim ayıklandığı hem de yeni bir düzene kon-
duğu için yepyeni bir gerçeği görür. Şiir, şairin gözlediğinde
fark ettiğidir. Anlayacağınız bu uzatmalı bir sevda arayışının
hikâyesidir. Okuyucu bu hikâyenin finalinde bekler ve şiirin de
şairin de bin bir emekle meydana getirdiğini bir çırpıda görür
ve şanslı olmanın tadını çıkarır.
Jens
Bu parçaya göre aşağıdakilerin hangisi şiir, şair ve okuyu-
cunun ortak özelliğidir?
A) Değişen dünyanın gerçeklerini fark etme isteği
B) Hayata farklı bir açıdan bakabilme arzusu
C)
Sürekli arayış içinde olma
Doğayı anlama çabası
E) Gözleme değer verme
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
5. Şair, dünyayı sık sık durduran ve gözleyendir. O, hem gerçek hem doğal devinim ayıklandığı hem de yeni bir düzene kon- duğu için yepyeni bir gerçeği görür. Şiir, şairin gözlediğinde fark ettiğidir. Anlayacağınız bu uzatmalı bir sevda arayışının hikâyesidir. Okuyucu bu hikâyenin finalinde bekler ve şiirin de şairin de bin bir emekle meydana getirdiğini bir çırpıda görür ve şanslı olmanın tadını çıkarır. Jens Bu parçaya göre aşağıdakilerin hangisi şiir, şair ve okuyu- cunun ortak özelliğidir? A) Değişen dünyanın gerçeklerini fark etme isteği B) Hayata farklı bir açıdan bakabilme arzusu C) Sürekli arayış içinde olma Doğayı anlama çabası E) Gözleme değer verme
1. Aksiyon her romanda sahiptir. Eylemlerin art arda
sıralanışı yüksek tempolu bir aksiyonel düzen yaratır.
Diyaloğa, tasvire ve psikolojik çözümlemeye dayalı
sahneler ve tanıtım pasajları ise - bir aksiyona zemin
hazırlar. Bu, roman türlerinin gereklerine de uygun bir
ayrışma yaratır.
====
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) benzer bir çatışmaya - tempolu
B) kısmi geriye dönüşlere - bağlamsal
C) ağır bir ilerleyişe - tekdüze
D) farklı bir ritme - durağan
E) tekdüze akışa - yüksek
Ina işaretley
2. Bilindiği gibi eser, tarafları okur ve yazar olan çift taraflı bir
4.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
1. Aksiyon her romanda sahiptir. Eylemlerin art arda sıralanışı yüksek tempolu bir aksiyonel düzen yaratır. Diyaloğa, tasvire ve psikolojik çözümlemeye dayalı sahneler ve tanıtım pasajları ise - bir aksiyona zemin hazırlar. Bu, roman türlerinin gereklerine de uygun bir ayrışma yaratır. ==== Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) benzer bir çatışmaya - tempolu B) kısmi geriye dönüşlere - bağlamsal C) ağır bir ilerleyişe - tekdüze D) farklı bir ritme - durağan E) tekdüze akışa - yüksek Ina işaretley 2. Bilindiği gibi eser, tarafları okur ve yazar olan çift taraflı bir 4.
ilk şiir kitabım 1965'te yayımlanmıştı. O günden beri
sekiz şiir kitabım yayımlandı. Kitaplarım genellikle yeni
basımlar yapıyor, yapmakta. Bunu, şiiri, en yalın, en
içtenlikli söz olarak düşünmeme borçlu olduğumu sani-
yorum. Çünkü içtenlik ve yalınlığın her zaman bir değer
olduğu inancındayım. Masanın bir yanında ben varım,
karşısında okurlar oturuyor. Bu nedenle düşündükleri-
mi, duyduklarımı elden geldiğince ilk biçimleriyle, me-
kanikleştirmeden aktarmaya özen gösterdim. Şiiri şiir
o insanca sıcaklık, kendiliğindenlik oldu-
yapan şeyin
ğunu hiç unutmadım. Ulusuma, toprağıma, tarihime bir
borcum olduğunu da hatırlayarak.
Şiir konusundaki görüşlerini böyle açıklayan bir
şair, aşağıdakilerden hangisini söylerse kendisiyle
çelişkiye düşer?
Şiirin günlük yaşamın bir parçası olduğunu veya en
azından bir parçası olmaya çalışması gerektiğini
düşünüyorum.
B) Bir insan, bir yurttaş olarak çağı ve toplumu tani-
mak, onların bir parçası olmak istiyorum.
C) içinde bir yüreğin sıcaklığını taşımayan şiir, geçici
bir hevestir, diyorum.
D) Okurlarımla konuşur gibi, sohbet havası taşıyan şi-
irler yazmayı seviyorum.
Şair için şiirin bir oyun, bir kurgu; sözcüklerin ise bi-
rer nesne olduğunu biliyorum.
FEN BİLİMLERİ YAYINLARI
3.
3.
lay
Bilin
Yer
yar
leri
var
lac
ka
dil
yıt
ko
yı
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ilk şiir kitabım 1965'te yayımlanmıştı. O günden beri sekiz şiir kitabım yayımlandı. Kitaplarım genellikle yeni basımlar yapıyor, yapmakta. Bunu, şiiri, en yalın, en içtenlikli söz olarak düşünmeme borçlu olduğumu sani- yorum. Çünkü içtenlik ve yalınlığın her zaman bir değer olduğu inancındayım. Masanın bir yanında ben varım, karşısında okurlar oturuyor. Bu nedenle düşündükleri- mi, duyduklarımı elden geldiğince ilk biçimleriyle, me- kanikleştirmeden aktarmaya özen gösterdim. Şiiri şiir o insanca sıcaklık, kendiliğindenlik oldu- yapan şeyin ğunu hiç unutmadım. Ulusuma, toprağıma, tarihime bir borcum olduğunu da hatırlayarak. Şiir konusundaki görüşlerini böyle açıklayan bir şair, aşağıdakilerden hangisini söylerse kendisiyle çelişkiye düşer? Şiirin günlük yaşamın bir parçası olduğunu veya en azından bir parçası olmaya çalışması gerektiğini düşünüyorum. B) Bir insan, bir yurttaş olarak çağı ve toplumu tani- mak, onların bir parçası olmak istiyorum. C) içinde bir yüreğin sıcaklığını taşımayan şiir, geçici bir hevestir, diyorum. D) Okurlarımla konuşur gibi, sohbet havası taşıyan şi- irler yazmayı seviyorum. Şair için şiirin bir oyun, bir kurgu; sözcüklerin ise bi- rer nesne olduğunu biliyorum. FEN BİLİMLERİ YAYINLARI 3. 3. lay Bilin Yer yar leri var lac ka dil yıt ko yı
M
TYT
37-38. sorulan aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Bati ve Doğu dünyası arasındaki farklılık hayatın her alanın-
da kendini gösterir. En başta dünyaya, tabiata, insana, can-
lilara, dine ve eğitime bakış bu coğrafyalarda farklıdır. An-
cak derin bir tarihi, teknolojik ve zihni arka planı olan Röne-
sans, Reform, Aydınlanma ve Sanayi Devrimi sonrasında
Batı dünyasında, klasik geçmişten, farklı yeni bir paradig-
manın doğduğundan bahsedilir. Bu yeni oluşum, hem Bati
Hristiyan geçmişine meydan okurken hem de dünyanın di-
ğer bölgelerindeki her türlü yerli, otantik ve ilahi temelli ya-
pilara karşı gelmiştir. 19. yüzyıla gelindiğinde bu yeni zihin
dünyasının, diğer deyişle modern dünyanın bütün rakiple-
rine üstün gelmeye başladığı görülür. Osmanlı Devleti de bu
üstün gücün karşısında önce hayret ederken daha sonra
geriliğini kabul etmiş ve ona erişmek adına birt kım hamle-
ler geliştirmeye başlamıştır. Bahsi edilen bu karmaşık süre-
cin farklı bilim alanlarında sürekli tartışıldığı görülmektedir.
Ancak söz konusu sürecin anlaşılmasına katkı sağlayacak
önemli konulardan biri, dönemin özgün metinleri ile buluş-
mak ve onları anlamaya gayret etmektir.
Televizyonun yar
sajlarının daha
mektedir. Dizi
kurgulananların
ma ihtimali dia
ya özdeşleşm
birisidir. Bu ş
alan kahrama
ci kitleler tar
kahraman v
tirerek bir a
tırmaktadır
ler tarafınc
rinda gözl
lar karşıs
tuzak kur
kötü niy
diğinde
vb. dur
37. Bu parçada altı çizili sözle asıl anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
39-40. soru
cevaplayın
A) Otantik kültürlerin kendine has normlarının olduğu
B Tarihten hareketle çarpıcı yöntemlerin ortaya çıktığı
C) Kohnemiş fikirlerin yerine farklı argümanların geldiği
Geleneksel tarihten hareketle özgün bir modelin
ortaya çıktığı
E) Teknolojik güçlerin yerini modern paradigmaların
aldığı
39. A
r
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
M TYT 37-38. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Bati ve Doğu dünyası arasındaki farklılık hayatın her alanın- da kendini gösterir. En başta dünyaya, tabiata, insana, can- lilara, dine ve eğitime bakış bu coğrafyalarda farklıdır. An- cak derin bir tarihi, teknolojik ve zihni arka planı olan Röne- sans, Reform, Aydınlanma ve Sanayi Devrimi sonrasında Batı dünyasında, klasik geçmişten, farklı yeni bir paradig- manın doğduğundan bahsedilir. Bu yeni oluşum, hem Bati Hristiyan geçmişine meydan okurken hem de dünyanın di- ğer bölgelerindeki her türlü yerli, otantik ve ilahi temelli ya- pilara karşı gelmiştir. 19. yüzyıla gelindiğinde bu yeni zihin dünyasının, diğer deyişle modern dünyanın bütün rakiple- rine üstün gelmeye başladığı görülür. Osmanlı Devleti de bu üstün gücün karşısında önce hayret ederken daha sonra geriliğini kabul etmiş ve ona erişmek adına birt kım hamle- ler geliştirmeye başlamıştır. Bahsi edilen bu karmaşık süre- cin farklı bilim alanlarında sürekli tartışıldığı görülmektedir. Ancak söz konusu sürecin anlaşılmasına katkı sağlayacak önemli konulardan biri, dönemin özgün metinleri ile buluş- mak ve onları anlamaya gayret etmektir. Televizyonun yar sajlarının daha mektedir. Dizi kurgulananların ma ihtimali dia ya özdeşleşm birisidir. Bu ş alan kahrama ci kitleler tar kahraman v tirerek bir a tırmaktadır ler tarafınc rinda gözl lar karşıs tuzak kur kötü niy diğinde vb. dur 37. Bu parçada altı çizili sözle asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? 39-40. soru cevaplayın A) Otantik kültürlerin kendine has normlarının olduğu B Tarihten hareketle çarpıcı yöntemlerin ortaya çıktığı C) Kohnemiş fikirlerin yerine farklı argümanların geldiği Geleneksel tarihten hareketle özgün bir modelin ortaya çıktığı E) Teknolojik güçlerin yerini modern paradigmaların aldığı 39. A r
PARAGRAFIN ALFASI
un bir hava trafiği
akarsınız, masmavi
bulutlanır. (II) İkindiye
erce taburun "V"
u akışına tanık
pahar gecesi tuhaf,
gökyüzünün turna
şun menzilinden
örünen o iki
ini. (IV) Yıl boyu
bir yana bırakıp,
olu üzerinde
Cir. (V) Bunlardan
ip, İstanbul
ae, orandan da
anız öbek
anmakta,
arlanıp
inin
si uygun
E) V
tin
neği
nda olup
erine
ni
ka
akti
venlik
VIL
obayayinevi.com
1.GÜN
10. Akıllı telefonlar, bilgisayar klavyeleri, telefonların sesli arama
özellikleri gibi teknolojik ilerlemeler daktiloyu tahtından
edebilir mi? Bu tartışıladursun hâlâ daktilodan, käğıttan,
kalemden vazgeçmeyen sanatçılar ve siyasetçiler yok
değil. 194 yıl önce hayatımıza giren daktiloların, onların
yazma ritüellerini de oluşturup imgelem dünyalarını
da zenginleştirmekte olduğu yadsınamaz. Ernest
Hemingway'den Mark Twain'e, Nazım Hikmet'ten Cemal
Süreya'ya, Halide Edip'ten Orhan Pamuk'a kadar birçok
yazarın ve şairin kullandığı ve kullanmaya devam ettiği
daktiloların tedavülden kalktığını söylemek için henüz
erken. Aksine teknolojik araçlar geliştikçe daktilolar da
koleksiyoncular için daha popüler ve değerli hale geliyor.
Şimdiye kadar satilan en pahalı daktilo, bir açık artırmada
254.500 dolara giden açık mavi renkteki Lettera 32
Olivetti'ydi. Daktilo, Amerikalı yazar Cormac McCarthy'e
aitti. Büyük romanlardan birçoğuna bizzat şahitlik eden bu
daktiloyu değerli kılan da bu oldu.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan kesin olarak
çıkarılabilecek bir yargıdır?
A) Teknolojik gelişmeler daktilo kullanımını yok
denilecek kadar aza indirmiştir.
B) Daktilolar tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde
de neredeyse iki yüz yıldır yoğun bir şekilde
kullanılmaktadır.
C) Toplumda önde gelen her sanatçı için daktilo
vazgeçilmezlerdendir.
D) Alıcılarını müzayedede bulsa da daktiloların
kullanımdan kalktığını söylemek yanlıştır.
E) Daktiloların değerli hâle gelmesi için teknolojik
araçların gelişmesi gerekmektedir.
11. .
1.GÜ
Spinoza
sırtını
olmak
kullan
amaç
yenm
Fara
zoru
Fara
tabi
inc
var
SO
ye
e
Bu ik
söyle
A)
B)
C)
D)
E
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
PARAGRAFIN ALFASI un bir hava trafiği akarsınız, masmavi bulutlanır. (II) İkindiye erce taburun "V" u akışına tanık pahar gecesi tuhaf, gökyüzünün turna şun menzilinden örünen o iki ini. (IV) Yıl boyu bir yana bırakıp, olu üzerinde Cir. (V) Bunlardan ip, İstanbul ae, orandan da anız öbek anmakta, arlanıp inin si uygun E) V tin neği nda olup erine ni ka akti venlik VIL obayayinevi.com 1.GÜN 10. Akıllı telefonlar, bilgisayar klavyeleri, telefonların sesli arama özellikleri gibi teknolojik ilerlemeler daktiloyu tahtından edebilir mi? Bu tartışıladursun hâlâ daktilodan, käğıttan, kalemden vazgeçmeyen sanatçılar ve siyasetçiler yok değil. 194 yıl önce hayatımıza giren daktiloların, onların yazma ritüellerini de oluşturup imgelem dünyalarını da zenginleştirmekte olduğu yadsınamaz. Ernest Hemingway'den Mark Twain'e, Nazım Hikmet'ten Cemal Süreya'ya, Halide Edip'ten Orhan Pamuk'a kadar birçok yazarın ve şairin kullandığı ve kullanmaya devam ettiği daktiloların tedavülden kalktığını söylemek için henüz erken. Aksine teknolojik araçlar geliştikçe daktilolar da koleksiyoncular için daha popüler ve değerli hale geliyor. Şimdiye kadar satilan en pahalı daktilo, bir açık artırmada 254.500 dolara giden açık mavi renkteki Lettera 32 Olivetti'ydi. Daktilo, Amerikalı yazar Cormac McCarthy'e aitti. Büyük romanlardan birçoğuna bizzat şahitlik eden bu daktiloyu değerli kılan da bu oldu. Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan kesin olarak çıkarılabilecek bir yargıdır? A) Teknolojik gelişmeler daktilo kullanımını yok denilecek kadar aza indirmiştir. B) Daktilolar tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de neredeyse iki yüz yıldır yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. C) Toplumda önde gelen her sanatçı için daktilo vazgeçilmezlerdendir. D) Alıcılarını müzayedede bulsa da daktiloların kullanımdan kalktığını söylemek yanlıştır. E) Daktiloların değerli hâle gelmesi için teknolojik araçların gelişmesi gerekmektedir. 11. . 1.GÜ Spinoza sırtını olmak kullan amaç yenm Fara zoru Fara tabi inc var SO ye e Bu ik söyle A) B) C) D) E
IN
insanlar
nasıl
sonsuz
insan,
, zaten
en
5.
1.GÜN
Türkçeye Fransızcadan geçen oksimoron sözcüğünün kökeni
Yunanca oxus (keskin) ve môros (aptálca) sözcükleridir.
Oksimoron, kendi içinde çelişkili ifade demektir. Oksimoron,
bilinçli veya bilinç dişi şekilde tabii olarak en çok edebiyat
alanında olmak üzere birçok alanda anlamı kuvvetlendirmek
ve edebi bir kaygı ile sıklıkla kullanılmaktadır.
Elif Şafak'ın otobiyografik özellik taşıyan ilk kitabı olan
Siyah Sür'ün dili diğer romanlarına göre sadedir yazarın
bu eserde gerçek ile kurguyu birbirine katan bir üslubu
vardır.
var.
II. Geçtiğimiz aylarda Osman Hamdi Bey'e ait Kur'an
Okuyan Kız tablosunun orijinal kopyası rekor fiyata
satıldı.
III. Bir kişinin sanat eserlerinin bolluğu veya ihtişamı ve
güzelliği karşısında kendinden geçme håline Stendhal
sendromu adı, 1979'da İtalyan psikiyatr Graziella
Mogherin tarafından verilmiştir.
Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangilerinde
oksimoron sözcüğünün kullanımına örnek vardır?
A) Yalnız I
D) I ve II
PARAGRAFIN ALFASI
B) Yalnız II
E) I, II ve III
Oksimorons
C) Yalnız III
7.
Birkaç yıldan be
6lgülerimize go
dünya çapında
biraz da kisk
Macaristan's
merkezi kom
Vilmos Diós
giz, anlaşd
Macar hall
tam anlam
diyerek ye
yıl ayda
obayayinevi.com
6. Kentler büyüyen, gelişen ve giderek karmaşıklaşan organik
yapılardır ve kentlerde yaşam kalitesini korumak, bir sistem
tocarımı beraberinde getirir. Özellikle
yanı-aç
mezun
da yüks
her şew
kadar
bildig
Unive
imka
Turk
eks
Pa
B
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
IN insanlar nasıl sonsuz insan, , zaten en 5. 1.GÜN Türkçeye Fransızcadan geçen oksimoron sözcüğünün kökeni Yunanca oxus (keskin) ve môros (aptálca) sözcükleridir. Oksimoron, kendi içinde çelişkili ifade demektir. Oksimoron, bilinçli veya bilinç dişi şekilde tabii olarak en çok edebiyat alanında olmak üzere birçok alanda anlamı kuvvetlendirmek ve edebi bir kaygı ile sıklıkla kullanılmaktadır. Elif Şafak'ın otobiyografik özellik taşıyan ilk kitabı olan Siyah Sür'ün dili diğer romanlarına göre sadedir yazarın bu eserde gerçek ile kurguyu birbirine katan bir üslubu vardır. var. II. Geçtiğimiz aylarda Osman Hamdi Bey'e ait Kur'an Okuyan Kız tablosunun orijinal kopyası rekor fiyata satıldı. III. Bir kişinin sanat eserlerinin bolluğu veya ihtişamı ve güzelliği karşısında kendinden geçme håline Stendhal sendromu adı, 1979'da İtalyan psikiyatr Graziella Mogherin tarafından verilmiştir. Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangilerinde oksimoron sözcüğünün kullanımına örnek vardır? A) Yalnız I D) I ve II PARAGRAFIN ALFASI B) Yalnız II E) I, II ve III Oksimorons C) Yalnız III 7. Birkaç yıldan be 6lgülerimize go dünya çapında biraz da kisk Macaristan's merkezi kom Vilmos Diós giz, anlaşd Macar hall tam anlam diyerek ye yıl ayda obayayinevi.com 6. Kentler büyüyen, gelişen ve giderek karmaşıklaşan organik yapılardır ve kentlerde yaşam kalitesini korumak, bir sistem tocarımı beraberinde getirir. Özellikle yanı-aç mezun da yüks her şew kadar bildig Unive imka Turk eks Pa B
RAFIN ALFASI
k,
ayinevi.com-
1.GÜN
3.
Hiç çekilmez, her durumda haklı olduğunu savunan insanlar.
Onların konuşması, beyinle dil arasında bağlantının nasıl
kurulamayacağının tipik örneğidir. Asıl merak ettiğim, sonsuz
ve net bir haklılığa nasıl dayandıkları. Hiç sormaz mı insan,
bu işte bir yanlışlık yok mu, diye? Bu da soru mu şimdi, zaten
düşünebilse böyle olmazlardı.
Bu parçada yazarın yakındığı durum aşağıdakilerden
hangisidir?
A Akılcı tartışmanın toplum tarafından yeterince
uygulanamaması
B) Deneyimlere dayanma konusundaki yanlış algılamalar
(C) Birtakım insanların genelleme yapma konusundaki
tutumları
D Bazı insanların eleştirel düşünme yeteneğinin eksikliği
EXAçık görüş geliştirmedeki yanlış anlamalar
5.
Tu
C
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
RAFIN ALFASI k, ayinevi.com- 1.GÜN 3. Hiç çekilmez, her durumda haklı olduğunu savunan insanlar. Onların konuşması, beyinle dil arasında bağlantının nasıl kurulamayacağının tipik örneğidir. Asıl merak ettiğim, sonsuz ve net bir haklılığa nasıl dayandıkları. Hiç sormaz mı insan, bu işte bir yanlışlık yok mu, diye? Bu da soru mu şimdi, zaten düşünebilse böyle olmazlardı. Bu parçada yazarın yakındığı durum aşağıdakilerden hangisidir? A Akılcı tartışmanın toplum tarafından yeterince uygulanamaması B) Deneyimlere dayanma konusundaki yanlış algılamalar (C) Birtakım insanların genelleme yapma konusundaki tutumları D Bazı insanların eleştirel düşünme yeteneğinin eksikliği EXAçık görüş geliştirmedeki yanlış anlamalar 5. Tu C
22. Şimdi de dillerde Postmodernizm dolaşıyor.
Modernizmin karşıtı olarak düşünülen bu akım,
insanın derinliğini, yeni bir boyutunu ortaya ko-
yabilen bir cereyan değildir. (II) Üç boyutlu bir
dünyanın yeni bir fikir bulanıklığıdır. (III) Mese-
lesi olmayanların oyalanabileceği bir fantezidir.
(IV) Hâlbuki hayatımızın gaye olabilecek dev
gibi dertleri bizi bekliyor. (V)
Bu parçada numaralanmış yerlerden han
gisine “Bu fikir bulanıklığıyla romanlar, şiirler
yazılır, yeni bir çizimle silinip gider." cümlesi
getirilebilir?
A) I.
B) II.
C) III. D) IV. E) V.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
22. Şimdi de dillerde Postmodernizm dolaşıyor. Modernizmin karşıtı olarak düşünülen bu akım, insanın derinliğini, yeni bir boyutunu ortaya ko- yabilen bir cereyan değildir. (II) Üç boyutlu bir dünyanın yeni bir fikir bulanıklığıdır. (III) Mese- lesi olmayanların oyalanabileceği bir fantezidir. (IV) Hâlbuki hayatımızın gaye olabilecek dev gibi dertleri bizi bekliyor. (V) Bu parçada numaralanmış yerlerden han gisine “Bu fikir bulanıklığıyla romanlar, şiirler yazılır, yeni bir çizimle silinip gider." cümlesi getirilebilir? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
I-Sosyal Bilimler-1
25. XVIII. yy'da İngiltere'de başlayan ve sonrasında Avrupa'ya yayı-
lan insan ile hayvan gücüne dayalı üretim sisteminden makineli
üretime geçilmesine Sanayi İnkılabı denilmektedir.
Avrupa'da ekonomik refah seviyesi artmıştır.
II. Seri üretime geçilerek daha ucuz ürünler ortaya çıkmış-
tır.
III. İşçi sınıfı ortaya çıkmıştır.
Yukarıdakilerden hangileri Sanayi İnkılabı'nın ortaya çıkar-
dığı sonuçlar arasındadır?
A) Yalnız I
D) Il ve III
B) I ve II
END II ve III
C) I e III
27
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
I-Sosyal Bilimler-1 25. XVIII. yy'da İngiltere'de başlayan ve sonrasında Avrupa'ya yayı- lan insan ile hayvan gücüne dayalı üretim sisteminden makineli üretime geçilmesine Sanayi İnkılabı denilmektedir. Avrupa'da ekonomik refah seviyesi artmıştır. II. Seri üretime geçilerek daha ucuz ürünler ortaya çıkmış- tır. III. İşçi sınıfı ortaya çıkmıştır. Yukarıdakilerden hangileri Sanayi İnkılabı'nın ortaya çıkar- dığı sonuçlar arasındadır? A) Yalnız I D) Il ve III B) I ve II END II ve III C) I e III 27
polimal
11
En çok Avrupalıların ilgisini çektiğine
By
B Sadece profesyonel sporcuları ilgilendirdiğine
En az bir kere İsviçre'de yapılmadığına
D Bütün ülkelerden insanların katıldığına
E Çok zorlayıcı ve tehlikeli etaplar içerdiğine
38. Geleceğin savaşları, kendini yoğun ve sıkışık nüfusun
yaşadığı şehir bölgelerinde özellikle hissettirecektir.
Hizmet sektörünün çok geliştiği ve her şeyin hazır olarak
temin edildiği büyük şehirlerde savaşın daha fazla
hissedileceği, hizmet sektörünün bitip insanların kendi
ihtiyaçlarını temin etmede zorlanacağı kesindir. Gıda
azlığı veya yokluğunun, savaşın toptan kaybedilmesine
yol açması bile olasıdır.
Bu parçada anlatılanlara göre geleceğin savaşlarının
kaybedilecek olmasının asıl nedeni aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Gıda üretiminin hızla azalarak durması
B) Aç kalan insanların savaştan kaçması
C) Yeni silahların çok daha ölümcül olması
D) Şehir bölgelerinin aşırı göçü kaldıramaması
E) Hizmet sektörlerinin sekteye uğraması
1
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
polimal 11 En çok Avrupalıların ilgisini çektiğine By B Sadece profesyonel sporcuları ilgilendirdiğine En az bir kere İsviçre'de yapılmadığına D Bütün ülkelerden insanların katıldığına E Çok zorlayıcı ve tehlikeli etaplar içerdiğine 38. Geleceğin savaşları, kendini yoğun ve sıkışık nüfusun yaşadığı şehir bölgelerinde özellikle hissettirecektir. Hizmet sektörünün çok geliştiği ve her şeyin hazır olarak temin edildiği büyük şehirlerde savaşın daha fazla hissedileceği, hizmet sektörünün bitip insanların kendi ihtiyaçlarını temin etmede zorlanacağı kesindir. Gıda azlığı veya yokluğunun, savaşın toptan kaybedilmesine yol açması bile olasıdır. Bu parçada anlatılanlara göre geleceğin savaşlarının kaybedilecek olmasının asıl nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Gıda üretiminin hızla azalarak durması B) Aç kalan insanların savaştan kaçması C) Yeni silahların çok daha ölümcül olması D) Şehir bölgelerinin aşırı göçü kaldıramaması E) Hizmet sektörlerinin sekteye uğraması 1 Diğer sayfaya geçiniz.