Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

13. Romanda konuyu ister başından alın sonuna kadar anlatın, ister sonundan alın başına kadar anlatın; isterseniz daha değişik yol- lar deneyin. Anlatılacakları anlatmak için yaptığınız oyunlar, bi- çimde yenilik demek değildir; yenilik gibi görünür. Cervantes'ten Camus'ya kadar işlev bakımından roman anlatımında bir yenilik yoktur. Roman; değişen toplumu, değişen insanı, değişen insa- nın ilişkilerini, yeni düşlerini anlatagelmiştir. Roman sanatı ye- nilenmemiş; anlattığı insan, toplum yenilenmiştir. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Romanda yapılacak her yenilik edebiyata zenginlik katacak- tır. B) Romanda ele alınan konuyu anlatış tarzına biçimde yenilik demek yanlıştır. C) Romanda ele alınan konular, değişen hayatla paralellik gös- D) Ele alınan konulardaki çeşitlilik romanın biçimsel değişi- minde etkisizdir. E) İlk romandan modern romana kadar, roman sanatında bir değişiklik olmamıştır.

16. Hiç kuşkusuz mecburi göçlerle istekle yapılan göçü ayırmalı- yız. Çünkü birinde bir başka ülkeye yeni bir düzen kurma giri- şimiyle gidersiniz. Diğerinde ise göç etmeye zorlanırsınız. Ben mübadele işlemlerini de zoraki göçün içine koyuyorum. Yıllardır oturduğunuz evden, semtten, komşularınızdan, yurdunuzdan, çeşitli mücbir sebepler altında başka yere gönderiliyorsunuz; yeniden bir hayat kurmanın ızdırabını ömrünüz boyunca unuta- miyorsunuz. Göç, bugün bütün dünyanın gündeminde. Savaş- lar, işgaller, ölümler... Gün geçmiyor ki bir lastik bot batmasın. Bu parçada üzerinde durulan aşağıdakilerden hangisidir? A) Tarih boyunca pek çok kültür göçünün yaşanması B) Yaşanan göçlerin toplumsal boyutta değişime sebep olması C) Göç hususunda insani tedbirlere gerek duyulması D) Göçün tanımı ve mevcut koşullarda göç sorununun ortaya çıkması E) Göç eden insanlara sağlanacak koşulların önceden belirlen- mesi

Sosyal Bilimler-1 15. Türk sinemasının en büyük komedyenlerinden biri olan Kemal Sunal, peş peşe çevirdiği filmlerinde büyük bir başarı kazan- mıştır. Filmlerde çoğu zaman saf, şanslı ama iyi yürekli ka- rakterlerin rollerine girmiştir. 1976 yılında rol aldığı Kapıcılar Kralı filminde gösterdiği başarısı ile 1977 yılında Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde En İyi Erkek Oyuncu Ödülü'nü ka- zanmıştır. Üzerine aldığı rolleri başarı ile canlandıran Sunal, Yeşilçam'ın komedide aranan bir yüzü olmayı da başarmış- tır. Sinema filmlerinde Şaban tiplemesi ile adından söz ettire- rek Hababam Sınıfı serisi ile de akıllarda yer etmiştir. Rol aldığı filmlerde halk kahramanını canlandıran Sunal, haksızın haklıya karşı hep savunucusu olmuştur. Bu parçada Kemal Sunal ile ilgili aşağıdakilerden hangisi- ne değinilmemiştir? A) Rol yeteneği sayesinde ödül aldığına B) Komedi alanında öne çıktığına CYToplumsal duyarlılığa sahip rollerde oynadığına D) Pek çok filmde başarıyla yer aldığına EYer aldığı kötü karakterle bile başarıyı yakaladığına

18. Yetmişli senelerde televizyon camiasında tiyatro oyunları kayda değer bir yer teşkil ederken bu durumu, ABD'den ithal edilen yabancı diziler takip eder. Yeşilçam'ın yoğun olarak seyirci kaybettiği bu yıllar, televizyon yayınlarının ün saldığı bu döneme rastlamaktadır. Bu dönemde Tür- kiye ve dünyada yaşanan iktisadi ve politik dengesizlikler, film yapım maliyetlerinin artışının bilet bedellerine sert bir şekilde yansıması ve 1970'lerin ikinci yarısında ucuz film- lerin Yeşilçam'da yayınlanması seyirciyi sinema salonları- na küstürür ve sinemalar yerini televizyonlara bırakır. Bu parçada söz edilen dönemle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Ekonomik tutarsızlıkların sektörü ve seyircileri olum- suz etkilediği B) Televizyon yayınlarının sinemaya göre popüler hâle geldiği C) Bilet fiyatlarının yükselmesiyle nitelikli yapımların ter- cih edilemediği D) ABD'den satın alınan yabancı dizilerin televizyonlarda yer aldığı E) İnsanların sinemaya olan ilgisinin yavaş yavaş azal- maya başladığı

ığı kuvvetler eşit büyüklüktedir. ağın uyguladığı kuvvet, 2. parmağın uyguladığı kuvvetten büyüktür. 2. parmağa etki eden basınç, 1. parmağa etki eden ba sınçtan büyüktür. gılarından hangileri doğrudur? aptiyenin ağırlığı önemsizdir.) Yalnız I D) I ve III B) Yalnız II E) II ve III C) Yalnız III Ikanlarına özdeş bilyeler şekildeki gibi yerles

1. 2. TYT TÜRK 1. Bu testte 40 soru vardır. 2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi (TYT) iç İyi bir yazarın en büyük zenginliği insanlardan derlediği Yazar, yaşanan olaylardan yola çıkarak şiirler, ro- manlar yazabilir. Özellikle yaşlılardan ve çocuklardan onların dünyalarına yolculuğa çıkabilir. Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? A olaylardır - duyarak B) efsanelerdir - sorarak C) hikâyelerdir - beslenerek D) yaşantılardır - görerek Ehaberlerdir - işiterek Önümüzde hayat ... Her gün bir başka uykuya yatıp bir başka rüya göreceğiz. Hâlbuki zaman, ağır ağır bizimle beraber akan mehre, bir göle varıyordu. Bu gölde artık biz akmıyor, dalgalanıyorduk. Bu parçada "varmak" sözcüğü aşağıdaki anlamlar- dan hangisine karşılık gelecek şekilde kullanılmıştır? A) Belli bir duruma veya düzeye

16. (1) Geleneksel masallarda büyü, sihir gibi ögeler çokça yer alır. Ayrıca bu masallarda emek harcamadan kısa yoldan büyük başarılar elde etme eğilimi işlenir. (III) Bu eğilimin belirgin bir şekilde öne çıktığı geleneksel masallarda çalışmanın, aklın ve emeğin yeterince işlenmediğine tanık olunur. (V) Dolayısıyla bilimsel bakıştan hayli uzak olan bu mistik yaklaşımın, okuru da olumsuz yönde etkileyeceği açıktır. (V) Geleneksel masalların birçok olumlu yanı olduğunu yadsıyamayız. (V) Bu masallar insanların ortak bilinçaltından ortaya çıkmış ve yüzyıllar içinden süzülüp gelmişlerdir. (VII) Derin arzularımızı ve korkularımızı yansıtırlar, bu özellikleriyle de bizi çabucak sarar ve etkilerler. (VIII) İçerdikleri örnek durumlar, eylemler günümüz okuru için tanıdık geldiğinden etkileri çarpıcı ve kalıcıdır. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) III D) VI B) IV E) VII

B B SÜPERVİZÖR 27. Güncel sanatta yeni düşünce sergileme ve toplumsal etkileşim biçimlerini odağına alan yapısıyla dünya bienalleri arasında saygıdeğer bir yer edinen Istanbul Bienali'nin varlığı, gerek içinde yer aldığı bölge gerekse sergilerini ziyaret eden yarım milyonu aşkın ziyaretçi açısından mühim. Bu denli geniş ölçekli bir sergiyi kâr amacı gütmeden ücretsiz sunan İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV), sanatçıların hayallerini gerçeğe dönüştürmek ve sanatı herkesin erişimine sunmak için imkânı olan gönüllülerin maddi desteğine gereksinim duyuyor. Bu parçada İstanbul Bienali ile ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir? A) Kâr amacı gütmemesinin onu başarılı kıldığına B) Benzerleri arasında özel bir yeri olduğuna C) İstanbul Kültür Sanat Vakfınca düzenlendiğine D) Parasal yardıma ihtiyacı olduğuna E) Bulunduğu yer ve ziyaretçileri için önem taşıdığına

endemik- düşüncenin akışını bozmal A) I B) II C) III (0) IV E) V 3. İnternetin doğuşuyla geleneksel medyadaki yanıt ala- mama, tepki ölçememe, anlık dönüş sağlayamama gibi problemler ortadan kalkmıştır. İnternete erişim sağlayabilen her bir kullanıcıdan anında geri dönüş sağlanabilmektedir. İnternet ile çok daha etkileşimli bir iletişim süreci oluşturulmuştur. İnternet kullanıcısı; mo- bil cihazlar, tabletler ve bilgisayarlar vasıtasıyla erişim sağladığı iletilere tıklayarak yanıtını ve tepkisini bildir- me olanağına sahiptir. Geleneksel medyanın aksine internet, kullanıcılara "çift yönlü" veri akışı olanağı su- nar. Böylece daha hızlı bir şekilde kitlenin tepkisi ölçüle- bilmekte, kullanıcıların kendilerini ifade edebilmelerine olanak sağlanmaktadır. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Son yıllarda geleneksel medyanın olanaklarının internet sayesinde çok daha etkili hâle geldiği B) İnternetten elde edilen bilgilerin çift katmanlı bir de- ğerlendirme sürecinden geçmesi gerektiği 7 C) Medyadaki geleneksel ve sınırlı iletişim biçiminin internet aracılığıyla etkileşimli bir yapıya büründüğü D) Mobil cihazlar sayesinde çeşitli sektörlerde gözle görülür bir büyüme yaşanmaya başladığı E) İnternetin etkileşimli yapısının büyük şirketler tara- fından çeşitli amaçlar dâhilinde kullanıldığı

TYT/TÜR 21. (1) Ağustos 1917'de Franz Kafka'nın tüberkülozla ilgili olduğu anlaşılan bir hastalığı ortaya çıktı. (II) Ne kadar ömrünün kaldığı belli değildi ve sessiz bir yere çekilip stresten uzak durarak iyileşmesi gerekiyordu. (III) O za mandan sonra, iş hayatına yaptığı kısa süreli dönüşlerle sanatoryumda kalmaları hep birbiri ardına geldi ve bu durum, 1922'de erken emekliye ayrılmasıyla son buldu. (IV) Sağlığı, Viyana'daki çeşitli klinik ve sanatoryumlan dolaşmasını takiben çok aní ve sert bir şekilde bozulan Kafka; 3 Haziran 1924'te öldü. (V) Franz Kafka'nın geride bıraktığı eserleri bugün okuyabiliyor olmamızın tek ne- deni, arkadaşı Max Brod'un, bunları yakması talimatını yerine getirmemiş olmasıdır. Bu parçada numaralanmıs cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) I B) 11 C) III D) IV E) V

Bilgisi dersi- ni yasal olarak almak zorunda olanlar ve İmam Hatip Okulları öğrencileri/mezunları cevaplayacaktır. — 16. İslam dünyasında birçok ilmi çalışma yapılmış, bunun neticesinde farklı ilim dalları ortaya çıkmıştır. Bu ilim dal- larından biri, ibadetleri ve sosyal hayatla ilgili yaşam ku- rallarını, Kur'an ve sünnetten deliller bularak incelemek- te, ibadetlerin yanında evlenme, ticaret ve cezalar gibi toplum düzenini ilgilendiren konularda çalışmalar yap- maktadır. İmam Ebu Hanife, Imam Malik, İmam Şâfii ve İmam Ahmed b. Hanbel bu alanda yaptıkları çalışmalar ile ünlenmişlerdir. Bu metinde aşağıdaki Islami ilimlerden hangisiyle ilgili açıklama yapılmıştır? A) Kelam B) Fıkıh D) Hadis Dislomilimi 17 Bir defasında cabobodon E) Meal C) Tefsir

23. Depresyon, gündelik konuşmalarda çok sık geçti- ğinden olsa gerek, anlam ağırlığını biraz yitirmiş bir sözcük konumuna geldi. Oysa kimi zaman çok ağır seyredebilen, kimi zaman gizli kalan, kimi zaman da hayli sinsi olabilen bir rahatsızlık. Doğru ilacı ve teda- vi biçimini bulmaksa her zaman kolay olmuyor. Öte yandan farklı ilaçların ve yöntemlerin art arda denen- mek zorunda olduğu durumlar da az değil. Uygun ilaçların çoğunun altı ila sekiz haftada etki göster- meye başladığı düşünülürse bu, büyük bir zaman kaybı demek. WEWBALNTJESTEN Bu parçadan depresyonla ilgili olarak 1. gündelik yaşam içinde zamanla kanıksanmış bir kavrama dönüştüğü, X II. giderilmesinde gerekli olan uygun koşulların elde edilmesinde bazen güçlük yaşandığı, III. yaşanma sürecinde birtakım farklılıkların bu- lunduğu yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I B) Yalnız III Mehme DII ve III C) I ve II E) I, II ve III

TYT/Paragraf 10. Trafikten kaynaklanan tehlikeler ve ortaya çıkardığı so- nuçlar düşünülerek trafikte yayalara, yolculara ve sü- rücülere trafiğin güvenli seyrini sağlamak için birtakım kurallar öngörülmüştür. Kurallar güvenliğin, adaletin ve düzenin sağlanması için vardır. Kişilerin can ve mal kaybını önlemek için gereklidir. Her birey, yaşamını tehlikelerden uzak, kurallara ve adalete dayalı olmak üzere kaliteli ve güvenli bir şekilde sürdürmeyi ister. Bu yüzden insanların ihtiyaçlarına cevap veren ve insanları önemseyen kuralların konulması ve yaşatıl- ması gereklidir. Örneğin insan hayatının önemsenmesi sebebi ile trafik kurallarına uyulması ve bunların yaşa- tılması gerekir. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Toplum huzurunu temin etmek ve insanların mutlu yaşamasını sağlamak için her bireyin uyması ge- reken toplumsal kurallara ihtiyaç vardır B) insanların toplumsal kurallardan bağımsız bir hayat sürmeyi hayal etmeleri, onları inzivaya çekilmiş bir yaşama doğru sürükler C) Bireysel değerlendirmelerden bağımsız olarak dü- şünüldüğünde her trafik kuralı uzun yıllara dayanan tecrübelerin ürünüdür D) Araç güvenliğinin ya da insanların kişisel önlemle- rinin bir kenara bırakılması, toplumsal gelişmişlik düzeyiyle doğrudan ilişkilidir E) Kuralların olmadığı ülkelerde, toplumlarda kaos hü- küm sürer ve kaosun hükümdar olduğu bir yerde düzenin sağlanması mümkün değildir 11. Sana nel, t orgar ortac endemik- tadır habe kars San rica cür bel Bu gä A

Sanatın dili, yoruma açık bir dildir. Sanatın tarihsel sürecinde bilimde olduğu gibi ilerlemeci, doğrusal bir gelişme çizgisi yok tun içeriği zengin olduğundan ve sınırları çizilemediğinden sa- nat eserinin "ne" olduğu ve "nasil" üretildiği üzerine yapılan yorumlar tarihsel süreçte sürekli belirsiz kalmıştır. Böyle kal- maya da devam edecektir. Bugün sanat kavramının içeriği çok genişlediğinden sınırlarını belirlemek zorlaşmıştır. Dolayısıyla bu geniş yelpazede sanat tüketicisinin, üretilenleri anlamada yaşadığı zorluklar ve farklılıklar anlaşılabilir bir durumdur. Bir sanat eserine yönelik değerlendirmeler, dört temel başlıkta toplanabilir: Sanatçı, yapıt, alımlayıcı ve toplum merkezli yak- laşım biçimleri. Bu görüşlere göre toplum merkezli yaklaşım- cılar bir eseri sanat yapan özellikleri, yapıtın dış dünya ile olan ilişkilerinde arar. Sanatçı bakış açısını taşıyanlar sanatçının ki- şisel yaşantısına, duygularını yapıtına yansıtabilmesine baka- rak belirlerler sanat yapıtının değerini. Alimlayıcı görüşe göre ise sanatın değeri, okur ya da izleyicinin heyecanında aranır. Yapıt odaklı bakanlara göre ise sanat yapıtının estetik değeri dışarıda bir yerde değil, yapıtın içindedir. 37. Bu parçada anlatılanlara göre aşağıdakilerden hangisi sanat eserini alımlayıcı yaklaşım biçimine göre değerlendirmeye örnek olabilir? C A) Güvercin Gerdanlığı'nda aşka dair bugüne kadar yazılıp çi- zilenlerden oldukça farklı düşündüğü belli olan yazar, kendi yaşam tecrübelerinden hareketle acılarını ve mutlulukla- rını okura aktarıyor. B) Okurlarını yoksulluk ve sefalet üzerinde düşünmeye davet eden Angela'nın Külleri, sergilediği gerçek hayat öyküle- riyle okura etrafındaki yardıma muhtaç insanlara karşı daha duyarlı olmayı öğretiyor. C Tolstoy'un itiraflarım'ını okurken çeviriden kaynaklı kelime hataları beni çok zorladı. Oysa satırlar zihinsel algılayışımı zorlaştırarak beni sıkmasın, yormasın istiyorum. Üslup ile cedelleşirken içeriğe odaklanamıyorum. Orhan Kemal'in Bereketli Topraklar Üzerinde romanında günlük ekmeğinin peşinde koşan, uğradığı haksızlıklar içinde ezilen pek çok kişi sosyal hayattaki aksaklıkların te- mel argümanları olarak sunulur. E) İnsan Ne ile Yaşar betimlemelerinin yalınlığı, anlatımın de- rinliği, çıkarımlarının güncelliğini yitirmeyişiyle her daim okunabilecek bir yapıt olarak öne çıkıyor. TÜRKÇE Sınav kodu (Y4223) 39.

yada 28. Rönesans Dönemi'nin usta sanatçısı Leonardo da Vinci'nin izde Son Akşam Yemeği adlı yapıtı, 1494-1498 tarihleri arasın- da üretilmiş sanat tarihinin en etkileyici yapıtlarından biri- dir. Rönesans Dönemi'nde yaygın olarak kullanılan fresk tekniği yerine, kuru yüzeye uygulanan beyaz astar (gesso) üzerine tempera ile zift, sakız reçinesi ve yağ karışımıyla yapılmıştır. Sanatçı böylece pigmentlere su geçirmeyen uygun bir zemin oluşturacağını düşünmüştür. Ne yazık ki zemin su geçirmiş ve boya, resmin bitmesinden birkaç yıl sonra dökülmeye başlamıştır. 4,60 metre yüksekliğinde, 8,80 metre genişliğinde olan devasa boyutlardaki bu re- sim, İtalya'nın Milan Dükü Ludovico Sforza'nın siparişiyle yapılmış ve Milano şehrinde eski Dominik manastırı olan Santa Maria Delle Grazie'nin yemekhanesinin duvarında yer almaktadır. İsa Mesih ve on iki havarisiyle birlikte ye- diği son akşam yemeğini temsil eder. own zesi rası nin, ban i to- sör yla, ma- nra tur. nlü bi- ün la- ak e, n- si 04 TASARI EĞİTİM YAYINLARI Bu parçadan "Son Akşam Yemeğiyle" ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisi çıkarılabilir? A) İçindeki bazı subliminal şifreler günümüzde bile çözü- lememiştir. B) Resime meraklı olan bir Milan Dükünün isteği üzerine yapılmıştır. C) Döneminin hâkim olan tekniği yerine başka bir teknikle yapılmıştır. D) Konusunu eski bir hikâyeden almıştır. E) Döneminde yapılan en büyük tablolardan biridir. 66

20. Pinokyo, "Birazdan burnum uzayacak." derse ne olur? Biliyorsunuz ki Pinokyo'nun burnu sadece yalan söyler- se uzar. Dolayısıyla Pinokyo, eğer burnunun uzayacağını söylerse ve burnu uzamazsa yalan söylemiş olacağı için Bu; bizim için, burnunun yine uzaması gerekir. Ancak içinden çıkılmaz bir paradokstur (çelişkidir). 1. Pinokyo, burnu uzarsa da doğru söylemiş olacağı için burnunun uzamaması gerekir. II. Pinokyo'nun burnu sadece yalan söylediği zaman- larda uzamaktadır. III. doğru söyleyen Pinokyo'nun burnunun uzamadığı da bilinmektedir. Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre yukarıdakilerden hangileri getirilebilir? A) Yalnız I B) I ve III D) I, II ve III C) Yalnız II E) II ve III