Paragrafta Konu-Ana Düşünce Soruları

4. MİKRO KONU TEST 2 OBD90A38 4. Alacakaranlıkta köyden çıkarak ormana doğru yürüdüler. Yaklaştıklarında viyolonselle söylenmiş şarkıyı duydular. Bi- raz daha yaklaşıp ormanda şarkıyı söyleyen adamı gördüler. Adamlar kendi aralarında konuşmaya başladı. “Bu adam, sa- natı takdir edilmediği için insanlardan kaçan, ümidi kırılmış bir sanatkâr." dedi bir adam. “Hayır, bu adam cemiyetin haksızlık- larından kurtulmak için buraya gelmiş, kendini sanata vermiş biri." dedi diğeri. Başka biri de “Bana kalırsa bu adam, bu geniş arazide rahat ve dertsiz yaşamayı medeniyetin didişmelerine tercih eden akıllı biri." dedi. Bu parça için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? L A) Diyaloglara yer verilmiştir. B) Birden çok anlatıcıya yer verilmiştir. C) Öyküleyici anlatıma başvurulmuştur. D) Birden çok duyudan yararlanılmıştır. E) Olay hikâyesi özellikleri taşımaktadır.

A ÖZDEBİR YAYINLARI 36. - Yes ip 34. Mizah denildiğinde, akla genel olarak modernizmle eş za manlı ortaya çıkan ve bireyin "öteki" ne karşı giriştiği de ğerden düşürme çabası gelir. Birey, önce bir kişiye üstün lük kurmak ister; sonra onunla alay ederek ya da onu ko mik bir hâle sokarak amacına ulaşır. Burada alay edilen nes neleşmiş ve alay eden onunla bir karşıtlık ilişkisine girmiş- tir. Bu, Baudrillard'ın ifadesiyle "öznel bir ironi”dir. Yaşadı- ğimiz zaman diliminde komikliğe ait bütün unsurlar, alay etme ve gözden düşürme ile gerçekleştirilmektedir. ça e- ai p- r e- ar k- Bu parçada "mizah”la ilgili olarak anlatılmak istenen aşa. ğıdakilerden hangisidir? Z- Sz A) Toplum tarafından beğenilmeyen, dışlanan kavram ve olguların mizahın en önemli malzemesi olduğu B) Karşıt olguların bir arada kullanılmasının komiklik algi- sini güçlendirdiği Cinsanların mizah yoluyla başkalarını değersizleştirirken kendilerini yüceltme yoluna gittiği D) Modern dünya insanının birbiriyle yabancılaşmasının mizahçılar için vazgeçilmez bir konu olduğu E) Alışmada zorluk çektiğimiz her durum ve olayın za- manla mizah yardımıyla içselleştirildiği I a 35. I. Böyle bir süreçten geçilmediğinde ise tabiatı, insanı ve evreni daha derinden kavramak ve tüm bilim dallarini Imuyor.

n TYT/Türkçe ins ki ka SC 31. Doğadaki tasarımların mühendislik ve bilimdeki sorun- lan çözmek için kullanılmasına "biyobenzetim" deniyor. Bütün dünyada, geleceğe yönelik ürünler yaratılması için giderek gelişen bir biyobenzetim hareketi var. Do- ğadaki hemen her şey, yeni bir icat ya da teknolojik ge- lişme için bir kıvılcım oluşturabiliyor. Canlı organizmala- SI ö rin neredeyse tümü, içinde yaşadığı ortama benzersiz bir uyum sağlar. Bazılarının bunu çok iyi yapması uzmanları insanlara yönelik ürünlerde ve teknolojilerde doğal tasa- nimlan örnek almak üzere incelemeye yöneltmiş bulunu- yor. Biyobenzetim adı ile bilinen bu süreç, doğanın ve mühendisliğin buluştuğu kavşaktır. Buna göre aşağıdakilerden hangisi biyobenzetim ör- neği olamaz? 32. A) Bir Japon firması, böceklerden esinlenerek geliştir- diği, tavanda yürüyebilen robotlarla köprülerin alt yü- zeylerini kontrol etmektedir. B) Büyük gemilerde Yunus burnu şeklindeki pruvalar "V" şeklindeki pruvalara göre %25'e ulaşan oranda yakıt tasarrufu sağlamaktadır. C) Lotus bitkisi, üzerine düşen en ufak toz zerresini dahi yapraklarını sallayarak belli noktalara iter. Binaların dış yüzeyi, bu bitkilerin kendilerini temizleme özelli- ğinden faydalanılarak yapılmaya başlanmıştır. D) Elimizin ya da temas ettiğimiz yüzeyin islak olması durumunda parmak ucu çıkıntılarımızın arasındaki oluklar fazla suyun hızlıca buharlaşmasını sağlaya- rak kaymayı engeller. Bu mekanizma araç lastikle- rinin yolda temas ettiği suyu tasarımındaki oluklarla uzaklaştırmasına benzetilebilir. 3 E) Ağaçta dururken yapraklarını kapalı tutan çam koza- lakları olgunlaştıklarında yere düşer ve üremek için tohumlarını açığa çıkarırlar. Bunun sebebi, kozalak- ların iki kat materyalden oluşması. Kozalak kurudu- ğunda, bir taraf diğerinden daha fazla genişler ve pullar bükülür. Kozalağın bu modeli , bir sürü küçük kapakçıktan oluşan çok katmanlı kumaş yapımına ilham vermiştir.

17. Senaristliğini ve yönetmenliğini Mahsun Kırmızıgül'ün yaptığı Beyaz Melek adlı filmin toplumda huzurevlerine ilişkin algi üzerinde olumlu ve olumsuz olmak üzere bir ikilem oluşması- na ilişkin bir dizi mesajlar içerdiği saptanmıştır. Filmde sürekli bir geleneksel-modern kültür bakış açısı karşılaştırmasına gidildiği ve geleneksel kültürün daha çok yüceltildiği görül- mektedir. Bu bağlamda huzurevlerinin bir ikilem içinde sürekli sorgulandığı ve dramatik bir temsille yansıtıldığı ve de filmde çok fazla olumsuz mesaj içeriklerinin kullanıldığı görülmüştür Bu parçada söz edilen filmle ilgili aşağıdakilerden hangis söylenebilir? A) İşlediği konuyu çok yönlü ele aldığı BY Huzurevleri konusunu yanlı bir bakış açısıyla işlediği C) Toplum gerçekleriyle uyuşmayan mesajlar verdiği D) Olayların dar bir mekânda geçtiği E) Drumsuz içeriklerinin olumlu yönlerini gölgede bıraktığı 18. Türkiye'de çok iyi oyunculuklar var ama bu oyunculukl hepsinin de yabancıların etkisinde edinildiğini düşünr teyim. Yani kişisel, yaratıcı, farklı bir oyunculuk görm ruz. İsimle karşılaştırma yapmak istemiyorum çünkü ço yakından tanıyorum. naronda anlatılmak ist

Kronometre Paragraf Denemeleri 16. Şair kapandığı kulede, sevgilerinden, acılarından mi söz ediyor? Demek ki insan varlığından söküleme- yen bu duygulan duyurmak zorundadır. Şair, bir da- ha bulamayacağı geçmiş günlerinin güzelliğini mi anlatıyor? Demek yaşadığı günlerde artik bir güzel- lik bulmuyor. Bir hayal ardından mı koşuyor? De- mek avunmayı onda buluyor. Bütün bu yazıların okunması, onlarin toplumdaki bir duruma cevap ver- diğini açık olarak göstermez mi? Bundan da anla- şiliyor ki sanatçı toplumun istediklerini değil, anlat- mak istediklerini anlatır. Bu parçada asiťanlatılmak istenen aşağıdakiler- den hangisidir? Sanatçı, nefes alıp verdiği çevrenin isteklerini dikkate alarak değil kendisi için yazar. B Toplumu tam anlamıyla aydinlatmak için sanat- çılara telkinde bulunulmalıdır. Şairler, insanın duygusuna rehber olabilmek için kendini yalnızlığa iter. Anılara bağlı bir şekilde yaşayan sanatçıdan ye- nilik beklenemez. E)) Yazar, yapıtının okunması için halkın beklentile- rini iyi bilmelidir.

B) olus da LES-İlkbahar/Sözel 1 C) Sözcokleriis kazandırmak D) Sözcükler farklı bağlamdd yakalamak E) Dilin imkânlarından yararlanarak çağırt 30. - 32. soruları aşağıdaki parçaya gol cevaplayınız. yön vermek 1. Gogol'ün romanlarını dilsel açıdan yetkin kilan nedir? 32. Andrey Beli'nin sözleriyle, "Gogol, kendisinden önce hiç kimsenin keşfetmediği yazınsal teknikler ortaya koymuş, sözel dokuyu popüler dille, günlük konuşma diliyle, mesleklere özgü sözcüklerle donatmış; bu sözcükleri. dilin incileri haline gelinceye dek cilalamıştır." Sanatsal dehasından hiçbir şey feda etmeden Rus çığlığını bütün dünyaya duyuran yazar, kendine özgü diliyle yoksulluğun kanıksandığı ve tepkisizliğin gelenek hâline geldiği bir çağda rakipsiz bir üslup yaratmıştır. Sanatın bütün olanaklarını gözler önüne seren bu üslupla o, yarattığı karakterlerin, yazınsal anlamların, siyasal, sosyal ve psikolojik mesajların durağan bir kimliğe bürünmemesi gerektiğini savunmuş, tanımlama sorunsalını radikal bir hâle dönüştüren yapıtlar ortaya koymuştur. Gogol'ü çağdaşlarıyla karşı karşıya getiren üslup ozelliği nedir? III. Gogol'ün eserlerinde gerçeklik sanatla nasıl bir ilişki içerisindedir? Bu parçada yukarıdaki sorulardan hangilerinin cevabı bulunmaktadır? A) Yalnız! B) Yanez 11 C) I ve II D) I vorili Ef ve III siz bir reketle Gogol'ün sanatıyla ilgili gilardan hangisine ulaşılamaz? la Qağdaşları arasında

27. - 28. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. kuşağı olarak adlan- sever, özgürlüklerine farklıdırlar. Belirlenen 1 sevmezler. Bu yüz- daklanmaları gerekir. çası haline getirmek olmak ya da kendi iş hayatını sadece eğil, daha rahat para nin uyumsuz olduğu, una tuttuğu söylenir. an ve otorite tanıma- Tiyatro sanatı bir yanıyla kum Üstüne yazı yazmaya ben- zer. Haldun Taner'in Sersem Kocanin Kumaz Karisi adlı oyununda Thomas Fasulyeciyan'ın unutulmaz tiradında söylediği gibi: "Zaten aktör dediğin nedir ki?.. Oynarken vanızdır, yok olunca da sesimiz o boş kubbede bir hoş sada olarak kalır. Olsa olsa eski program dergilerinde soluk birer hayal olur kalırız!.." Prof. Dr. Özdemir Nutku gibi hayatını tiyatro sanatına, ülkesinin kültür birikimini zenginleştirmeye adamış idealist bilim insanlarının iğney- le kuyu kazarcasına yürüttükleri titiz çalışmalar olmasa, "kum Üstündeki o yazılar", "boş kubbedeki replikler" gerçekten silinir gider, sonraki kuşaklara aktarılamazdı. Darüibedayi'den Şehir Tiyatrosuna adlı eser de işte böyle bir çalışmanın ürünü. Türk tiyatrosunun asırlık çinarı olan, yüzüncü yılını kutladığımız İstanbul Şehir Tiyatrosunun tarihinin anlatıldığı bu çalışma ilk kez 1969'da yayımlan- mış. Daha sonra 1993'te T.C. Kültür Bakanlığı Tiyatro Araştırma - Inceleme Ödülü'nü kazanmıştı. uşağı denir. Internet everler. Günümüzde ad'ler ya da tablet r. Özellikle internet Siyorlar, Internet ve ir. Oyuncak yerine birlikte büyürler. Bu ir. Fakat internet ile 1 anda birden fazla gelişeceği tahmin hangisine örnek 27. Bu parçada altı çizili ifadeyle anlatılmak istenen aşağı- dakilerden hangisidir? A) Varlığını her durumda koruyabildiği B) Gerçekleştirilmesinin imkânsız olduğu C) Tehlikeli bir yanının bulunduğu Dl Titizlikle yapılması gerektiği E) Kalıcılığı yönünden zor bir iş olduğu döneminde görül- YKS BENİMHOCAM nolojiye ve hatta göstermektedir. neslin Özelliklerini ya da yetenekli olu farklı kuşakla- lir. 28. Bu parçada ödül aldığından bahsedilen eserle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Farklı yıllara ait basımlarının olduğu B) Türk tiyatrosunun önemli aşamalarına yer verdiği C) Kolektif bir çalışmanın ürünü olduğu D) Çok emek verilmiş bir yapıt olduğu E) Türk tiyatrosuna dair unutulabileceklerin önüne geçtiği

B B B 3 C 30 37 ve 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Ya ile ***** m kc a e Karıncalar bir besin kaynağı bulduklarında geçtikleri yerlere feromon denilen kimyasalları bırakarak yuva- larına döner. Diğer karıncalar da izleri takip ederek aynı besin kaynağına ulaşır. Ancak çöl karıncaları kimyasal izleri takip etmiyor çünkü çok sıcak ortamda kimyasallar hızla buharlaşıyor. Bu nedenle yalnız do- , laşıyor ve buldukları ölü böcekleri yuvaya taşıyorlar. Yapılan araştırmaların neticesinde, çöl karıncaları- nin gökyüzündeki polarize ışık desenlerini, Güneş'in konumunu, Dünya'nın manyetik alanını kullanarak. yönlerini belirledikleri anlaşıldı. Ayrıca adımlarının he-T sabını tutan bir mekanizmalarının, bir başka deyişle adımsayarlarının olduğu ortaya çıktı. Araştırmacılar,': yuvalarından çıkarak bırakılan yemlere ulaşan karin- caların bacaklarına eklemeler yaparak bacak boyla- rini uzattığında, dönüş yolculuklarında daha büyük 39. adımlar atan karıncalar, yuvalarının bulunduğu yer- den daha ileriye gitti. Bu deney, doğru sayıda adım attıklarını ancak adımları büyüdüğü için mesafeyi tam, ölçemediklerini gösterdi. Yaşamlarının ilk haftalarını yuvada geçiren çöl karıncaları, besin arama görevi- ne başlamadan önce birkaç gün öğrenme yürüyüşleri yapıyor. Sık sık kendi etraflarında dönerek duruyor ve görmedikleri hâlde tam olarak yuva girişine doğ- ru bakıyorlar. Bilim insanlarının çalışmalarına göre, öğrenme yürüyüşlerinde Dünya'nın manyetik alanını kullanıyorlar. 37. Bu parçada çöl karıncalarının diğer karıncalardan; 1. yaydıkları kimyasal madde, II. yuvalarını bulma gekli, III. fiziksel özellikleri bakımından karşılaştırıldığında hangilerinin farklı olduğu söylenebilir? A) Yalnız! B) Yalnız 11 C) I ve II D) II ve III E) I, II ve III 38 Bu parcam

A)! 20. Gençlerimiz; Facebook'ta, Twitter'da, MSN'de ve gerekse Whatsapp'ta çok tuhaf bir dil kullanmaya başladı. Sözcüklerin doğrusunu yazmak yerine kısaltıp, kırpıp kullanıyorlar. İnternet kullanımının yaygınlaşmasıyla Batı dillerinden birçok sözcüğü çmişten n farklı tercih etmeye başladılar ve bu sözcüklerin de kolunu kanadını kırıp tuhaf bir dil türettiler. Gençlerimiz artık Ja n ve bir risina ey ksellik- gereksiz kısaltmalar yaparak yüklemsiz cümleler ya da yarı Türkçe yarı İngilizce ifadeler kullanıyorlar. Yakışmak yerine "ciks olmak”, arkadaş yerine "pampa" sözcüklerinin kullanımı çok yaygınlaştı. "Stayla", "haci", "artiz”, “amip", "aşkitom", "aşkem", "apaçi", "duygusal ergen","atar yapmak”, “gideri olmak” gibi daha nice tuhaf ifadeler!.. Bu parçada asıl yakınılan durum aşağıdakilerden hangisidir? yapıyı eydeki Elerin k je A) Sanal kullanıcıların, gençlerin dilini bozması B) Internetin bilinçsizce kullanılması C) İngilizcenin sömürü bir dil olması Sözcüklerin kuralına uyulmadan kısaltılarak kullanılması i E) Gençlerin Türkçeyi gereken önemi göstermeden kullanmasi

Hikâye türünün edebiyatımızda önem kazanmasında gazete ve dergilerin önemli payı vardır. Gazete ve dergiler de yayımlanan ilk hikâye örneklerimizde bazı kusurlar, Halit Ziya Uşaklıgil ve Ömer Seyfettin'le aşılınca Millî Edebiyat Dönemi'nden itibaren sade dille hikâyeler yazılmış, yazarlar Anadolu'ya yönelmiş, 1950'li yıllardan itibaren de dünya edebiyatıyla yarışacak nitelikli eserler verilmeye başlanmıştır. A. Parçanın konusunu tespit ediniz. B. Parçada yararlanılan anlatım biçimi nedir?

18. Şiir sanatı; insanın tabiatı, eşyayı ve kendini algılama tarzına bağlı olarak değişiklik göstermektedir. İşlev açısından, şiirin sosyal hayata fayda sağlayacak bir araç gibi kullanılması yüzyıllar boyunca gerekli görül- müştür. 19. yüzyıl Fransız şairlerinin “Şiir kendisi için vardır." anlayışını geliştirmeleri, şiiri düzyazıdan aynı bir zeminde, musiki ile iç içe değerlendirme imkânı sağlamıştır. Modern Türk şiiri Yahya Kemal ve Ahmet Haşim'le çekirdeğini oluştururken Fransız şiirinin de etkisiyle edebiyatımızda yeni bir şiir anlayışı oluşur. Sadece kendisi için var olan, her türlü ideolojik söy- lem ve sosyal kaygıdan uzak duran şiir, arındırılmış bir zeminde güzellik duygusunun oluşturulması için ortaya çıkacaktır. Türk edebiyatında saf şiir anlayışı özellikle Fransız edebiyatından Paul Valery, Stephan Mallarme, Paul Verlaine, Arthur Rimbaud gibi şairle- rin ileri sürdüğü görüşler üzerine inşa edilmiştir. Dil ve şekil mükemmelliği temel ölçü kabul edilmiştir. Bu parçada anlatılanlardan hareketle aşağıdaki- lerden hangisi söylenemez? i A) Sembolizm akımını benimseyen Ahmet Haşim, şiirde musikinin anlamdan daha önemli olduğu- e nu savunur. le 7- Kli ak ri- uy- an eri B) Saf şiir anlayışına bağlı olan Necip Fazıl, sanatın toplumun hizmetine verilmesi gerektiğini savun- muştur. C) Saf şiir anlayışına bağlı sanatçılar, şiirde ölçü ve kafiyeye özen göstermişlerdir. D) Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet Hamdi Tanpınar gi- bi sanatçılar, şiirin herhangi bir ideolojinin emri- ne giremeyeceği düşüncesinden hareketle şiir- ler yazmışlardır. E) Saf şiir anlayışının temelinde şiirin bizzat kendi- sinin önemsenmesi ve imgesel anlatımın tercih edilmesi vardır. na- de Ro- in- ro-

36 - 37. sorulari aşagıdaki parçaya göre cevaplayınız. 1. Internet, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası. Dijital oyunlar da artık bu parçanın önemli bir kısmını oluş- turuyor. Öyle ki dünyadaki dijital oyuncu sayısının bu yıl 3 milyarı bulacağı, Türkiye'de ise 50 milyonu geçe- ceği tahmin ediliyor. Bu oyunlar çocuklar arasında da epey yaygın. Uzmanlara göre interneti ve sanal oyun oynamayı yasaklamak bir çözüm değil ancak sınır ge- tirmek gerekiyor. Bu şekilde çocukta oyun duygusu tat- min edilmiş ve geride kalan vakitler ders çalışma gibi diğer sorumluluklar için ayrılmış oluyor. II. Türkiye'de 4. sınıftan 11. sınıfa kadar okuyan çocuklar arasında yapılan bir araştırmaya göre zaman sınırla- ması olmadan internetle ve ona dayalı oyunlarla vakit geçiren çocuklar, sınırlaması olanlara oranla bu mec- ralarda %95 daha fazla kalıyorlar. Bu da sanal dünya- nin cazibesiyle diğer bütün sorumluluklarını aksatmak anlamına geliyor. Araştırma sonucuna göre aileler, sa- nal oyunların neden zararlı olduğu konusunda çocuk- larını ikna etmeli ve kendince bir önlem almalı. 36. Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söyle- nebilir? A) Вir konudaki tutarsızlıkları ortaya koymaya yönelik farklı örnekler sunmaktadırlar. B) Farklı konulardan söz etmelerine rağmen aralarında ortak bağlantılar olduğunu vurgulamaktadırlar. C) Farklı argümanlardan yola çıksalar da bir sorunu ben- zer bir çözüm yöntemiyle ortadan kaldırmaktadırlar. D) Aynı sorunu farklı araştırma yöntemleriyle değerlen- dirip pratik çözüm yolları önermektedirler. E) Farklı alanlardaki saha çalışmalarından birbirini des- tekleyen sonuçlar elde edildiğini göstermektedirler. 37. Aşağıdakilerden hangisi, bu iki parçadan çıkarılabilecek ortak bir yargıdır? Hem dünyada hem ülkemizde internet ve sanal oyun- Tarla ilgilenenlerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır. B) Çocukların internete ihtiyaç duymaması ailelerin bu konudaki önleyici tutumuyla yakından ilgilidir. C) Çocukların internetle ve ona dayalı oyunlarla fazla va- kit geçirmesini önleyecek kişiler öncelikle aileleridir. D) Çocukların internet üzerinden oyun oynamasını kısıt- Yamak tamamen yasaklamaktan iyidir. E) Sanal oyun ve internet alışkanlıklarının çocuklar ara- sında da yaygınlaşması, uzmanları endişelendirmiştir. TÜRKÇE

34. Beklentilerini yitiren toplumlar, sosyolojik ve siyasal olarak "kaybetmekte olan" topluluklardır. Benzer şe- kilde, umudu, beklentisi azalan insanlar tepkisizleşir, durağanlaşır. Böyle bir durumda, topluma da insana da bir teslimiyetçilik, kadercilik havası siner. Çünkü bizi bulunduğumuz yerden biraz daha "öte" ye biraz daha "iyi"ye götüren şey, "olan"dan memnuniyetsizlik duyup daha ileriyi, daha iyiyi istememizdir. Bu sözleri söyleyen kişiden aşağıdakilerden han- gisi beklenemez? A) Umudunu her daim koruma B) Sorgulayıcı olma Tepkisizliğe karşı olma D) Kadere teslim olma E) Daha ileriyi hedefleme

1. (0) Insan, hayatını sürdürebilmek için şu ya da bu biçimde diğer insanlarla bir arada yaşama ve onlarla iletişim kurma ihtiyacı duyar. (II) Bu, psikolojik ihtiyaçların giderilmesi ve temini için olduğu kadar, neslin devamı, maddi ihtiyaçların giderilmesi, daha mutlu bir hayatın temini için de vazgeçil- mezdir. (III) Bu durum, insanin mutlak anlamda toplumsal bir varlık olduğuna işaret eder. (IV) İnsanlığın mecbur olduğu bu birliktelik; ilişkilerin biçimi zaman ve mekâna göre farklı- laştığı için farklı kurumlar ve oluşumlar da ortaya çıkarmış. tir M) Bunlardan bazıları bilinçli birliktelikler olmakla birlik- te, bazıları kendiliğinden oluşmuş ve zaman içinde değişim göstermiştir. insan ilişkilerinin ele alındığı bu parçadaki numaralan- mış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangi- si söylenebilir? 4. A) I. cümlede, ön yargılı bir yaklaşım sergilenmiştir. B) II . cümlede, geçmişteki durumuyla ilgili bir değerlendir- me yapılmıştır. C) NI. cümlede, önceden tahmin edilebilecek bir yönüne değinilmiştir. D) V. cümlede, doğurduğu sonuçlar hakkında bilgi veril- îñiştir. E) V. cümlede, istenmeyen bazı gelişmelerden söz edil- miştir.

olabilir? By parçaya göre aşağıdaki ifadelerden hangisi doğru A) Ailelerin eğitim düzeyi yükseldikçe, çocuklarına uygu- ladıkları disiplin kuralları katılaşır. B) Çinli ailelerin uyguladıkları disiplin, zararlı görünse de amacına ulaşır. C) Çocukların düşünceleri Çinli ailelerde saygıyla karşıla- D) Çinli ailelerdeki disiplin kuralları okullarda da varlığını sürdürür. E) Enstrüman çalma konusunda kız çocuklar daha başa nilidir. nir. PARAGRAF ÇIKMIŞ SORULAR KARA KUTU KİTAPLARI 12 10. - 11. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (2012-DGS Arkadaşında yatıya kalmak, arkadaşla oynamak, okul tiyatrosunda rol almak ya da rol alamadığı için sizlan- mak, televizyon izlemek ve bilgisayar oyunu oynamak, derslerden düşük not almak, piyano ve keman dışında enstrüman çalmak piyano ya da keman çalmamak... Iste pek çok Çinli annenin çocuklar için koyduğu yasaklar- dan sadece birkaçı. Çinlilerin çocuk yetiştirirken ne ka- dar katı olduklarını duymuştum ancak bu kadarını tahmin edemezdim. Ta ki Çin asili Amerikalı hukuk profesörü bir annenin yazdığı kitabı okuyana kadar... Bu kitabı okuyan birçok anne gibi benim de disiplin konusundaki bütün düşüncelerim derinden sarsıldı. Yazar, kitabında "Kizim piyanoyu yeterince iyi çalmadığı için onu, pelüş oyun- caklarını yakmakla tehdit ettim. Çok da etkili oldu.", diyor. Saatler süren piyano çalışması bitmeden kızına tuvalet izni vermeyip su bile içirmediğinden söz ediyor. Bu kadar yoğun bir disiplin uyguladığı için büyük kızı Sophia'nın, piyanist olup dünyanın önde gelen müzik merkezlerinden biri olan Carnegie Hall'da resital verdiğini anlatıyor. Ab- lasına göre daha asi olan Lulu ise annesinin baskılarıyla keman çalmaya başlamış. O da şimdi başarılı bir keman sanatçısı olmuş. Ancak on üç yaşındayken bir lokantada bardakları yere atip annesine "Hayattan ve senden nefret ediyorum!" diye bağırmış. INFORMAL YAYINLARI K KARA KUTU YAYIN Bu parçada sözü edilen anne aşağıdakilerden hang siyle nitelendirilebilir? A) Oz eleştiri yapabilen B) Çocuklarıyla ilgili tutumunun doğuracağı sakıncala dan korkan C) Değişmez kuralları olan, mükemmeliyetçi D) Değerinin bilinmediğini düşünen E) Özverili ve duygusal olan (2012-DC Sy parçaya göre aşağıdakd ifadelerden hangisi doğru Olabilir? A) Ailelerin eğitim düzeyi yükseldikçe, çocuklarına uygu- ladıkları disiplin kuralları katılaşır. B) Çinli ailelerin uyguladıkları disiplin, zararlı görünse de

lo GENEL TEKRAR TESTİ ez? Imeye asalda tığına Slir. 9. Masal dünyası, renkli ve sihirli bir dünyadır. Bu gizemli dünyanın kahramanları aslında insanlardır ama hiçbiri- nin adı sanı yoktur. Bunlar ya Padişah, Vezir, Yörükbeyi, Keloğlan olarak ya da idi ile Bidi, Hili ile Dili gibi garip isimlerle karşımıza çıkarlar. Çoğu kez bu kahramanlar, Perikızı, Dev Anası, Ejderha, Zümrüdüanka gibi hayali yaratıklar; bazen de kurtlar, kuşlar, taşlar, ağaçlar ola- rak yer alırlar. Akla hayale sığmayan işler yapan masal kahramanlarının yenemeyeceği güçlük yoktur. Sihirli kişilikleriyle amaçlarına ulaşırlar. Bu yüzden her masal, mutlulukla sona erer. Daha çok gerçeküstü olaylara dayanan masalların içten içe yürüyen bir özü, gerçek bir yönü vardır. Bundan dolayı usta masalcılar, "Masal deyip geçmeyin, kökleri vardir geçmişte, dayanır durur dağ gibi; dalları vardır üstümüzde, yeşerir gider bag gibi." derler. Bu parçaya göre masallarla ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisi söylenemez? en kö- tlaka A) (Kahramanları soylu kişiler olabileceği gibi bazen hayvanlar da olabilir. B) Kahramanlar olağanüstü güçlere sahiptir. C) Masallar mutlu sonla biter ve iyiler kazanır. D) Masallarda günlük hayatta karşımıza çıkmayacak olaylara rastlanır. E) Masallardaki mekan, bilinmeyen bir mekândir. T@stoku agisi gibi 10. Aşağıdakilerden hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?