Paragrafta Konu-Ana Düşünce Soruları

Frig Kralı Midas'ın ardılları, onun için başkent Gordion'un hemen yakınında bir mezar yaptı. Bu mezar öylesine görkemliydi ki çağlar boyunca Anadolu'nun hatta tüm antik dünyanın en yüksek ikinci tümülüsü olarak bilindi. Bu tümülüste, Midas'ın sonsuz uykusuna çekildiği oda ahşaptandı. Sedir ve ardıçtan yapılma kirişleri büyük bir titizlikle yerleşti- rip bugün dünyanın en değerli mobilyaları arasında sayılan ahşap masaları, sehpa ve paravanları odaya koydular. Masaların üzerine üç büyük bronz kazan koyup içlerini kaplar, kepçeler, kemerler ve fibula denen çengelli iğnelerle doldurdular. Sonra bir daha açılmamak üzere odanın etrafını taş bloklarla çevirip üstüne toprak yığdılar. Bu tümülüsten çıkarılan kaplardaki kabartma süslemelerin bir benzeri hâlâ bulunamamıştır. 19. Bu parçada Frigler hakkında aşağıdakilerden hangisine yönelik bilgi verilmiştir? A) Tarım yöntemleri B) Hüküm sürdükleri yıllar C) Ticari ilişkileri D) Yaşadıkları yer E) Nüfuslan

22. Günümüzde teknolojinin el atmadığı bir yaşam alanımız kalmadı. Öyle ki iş yerlerimizde, okullarda bilgisayar kullanıyor, akıllı telefonlarımız ile görüntülü, sesli veya yazılı iletişim kuruyor, akşamları da ayaklarımızı uzatıp televizyon izliyoruz. Ha, bu arada televizyon izlerken reklam arasında sosyal medya hesaplarını kontrol etmeyen kaldı mı? Bir yandan telefonla konuşurken önümüzdeki bilgisayar ekranından e-posta hesaplarını kontrol etmek ne kadar tanıdık geliyor değil mi? Artık yeniliklerine yetişmekte zorlandığımız teknolojinin ürettiği cihazlar âdeta bizimle birlikte yaşıyor. Gece uyumadan önce sosyal medyada neler olduğunu kontrol ediyor musunuz? Ya da yeni çıkan oyunlara şöyle bir göz atayım derken uykunuzu yarım saat ertelediğiniz oluyor mu? Peki, sabahları nasıl uyaniyorsunuz? Bebekler gibi rahat uyumuş olarak mı yoksa zaman hızla geçmiş ve uyumanızla uyanmanız bir olmuş gibi mi? Kaçımız gün içinde kendimizi uykusuz ve yorgun hissetmiyoruz ki bu yüzden. Bu parçada teknolojinin aşağıdaki özelliklerinden hangisine değinilmemiştir? 15 A) Günlük yaşamı biçimlendirdiğine be B) Gelişimini hızlı bir şekilde sürdürdüğüne C) Yaşamın odak noktasında yer aldığına D) Bazı olumsuz sonuçları beraberinde getirdiğine E) Bazı cevapları bulmada kolaylık sağladığına

TEST Soru 6 lenmiştir. miştir. - Şiirlerde genellikle "ilahi aşk” konusu iş- Hem aruz hem de hece ölçüsü benimsen- Şiirlerin öğüt verici özellikte olmaları dik- kat çeker. Nefes, şathiye, nutuk, devriye bu edebiya- tin önemli bazı nazım biçimleridir. Aşağıdaki yapıt - yazar eşleşmelerinden hangisi sözü edilen edebiyat dönemine ait - değildir? - A) Risalet'ün Nushiyye - Yunus Emre B) Yusuf ve Zeliha - Şeyyad Hamza C) Makalat - Hacı Bektaşi Veli D) Marifetname - Erzurumlu İbrahim Hakkı E) Divan-ı İlahiyat - Aziz Mahmut Hüdayi

24. Oscar Wilde evrensel olarak kabul görmüş bir yazar dir. Evrensel olarak kabul görme deyince her okurun aklına insani değerlerde ortak olarak buluşulacak ya. pitlar gelir; eserlerin yazınsal çoğul dizgenin dışında yer alacağı düşünülür. Oysa Oscar Wilde da çag- daşlarına göre lükse, eğlenceye düşkünlüğü, kendini beğenmişliği, alaycılığı ile sıra dışı bir yazardır. Öyle ki Andre Gide'e dehasını yaşamı için, yeteneğini de sanatı için kullandığını söylediği bile bilinmektedir. Bu- nunla birlikte evrensel saygınlığa kavuşmuş bir yazar- dir. Oscar Wilde'ın yaşam tarzı ve edebî dehası onu bir yandan zirveye taşırken Öte yandan da felaketine neden olmuştur. Gerçi Oscar Wilde'ı bu çalkantılı dün- yaya iten ve farklı kılanın onun doğuştan sanatçı kim- liğiyle doğrudan ilintili olduğunun göz ardı edilmemesi gerekir. Bununla birlikte sadece doğuştan sanatçı ol- mak evrensel olarak kabul görmeye yetmez. Yazarın içinde bulunduğu toplumsal koşullar, dönemin ideolo- jisi, aile ilişkileri, eğitimi ve dönemin yazınsal geleneği de yaratıcılığı etkiler. Bu parçaya göre Oscar Wilde ile ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisi söylenemez? A) Hayata bakışıyla farklı özellikleri olan bir yazardır. B) Doğuştan getirdiği, önemli yetenekleri olan birisidir. C) Yapıtlarında bütün yeryüzüne seslenen temalarla karşılaşmak mümkündür. D) Sanatçı kimliğiyle dünyaya gelen yazar, bunun sa- yesinde zirveye çıkmıştır. E) Kendini beğenen, alaycı, konfora düşkün bir karak- tere sahiptir. CAP

39. ve 40. soruları aşağıdakı parçaya göre cevaplayınız. (0) Bu sinema sanatçımız Boş Hasta Varla ilgili çok acikli bir an sini anlatıyor bu kitapta (1) Sanatçı ile annesi, o dönemde film lerde figuranik yapıyorlarmıs () Sultanahmet'le sefil bic medre- se odasında yasiyodarmis. (IV) Bir gün, ceplerindeki son parayı yol parası yapıp bulunduğumuz film sirketine geliyorlar. (V) O gün ana-kız figüranlik yapıp akşam eve yiyecek bir şeylerle dönmek ümidindedirler. (VI) Güva ben gelen figüranlara bakıp bazılarını seçmiş, onları ise geri yollamışım ve Beyoğlu'ndan Sultanahmet'e ağlayarak yayan dönmek zorunda kalmışlar. (VII) Bunların uydu- rulduğunu sanmiyorum. (VIII) Beni yardımcımla karıştırdıklarını ve herhalde filmdeki kötü kadın karakterlerini gerçekçi olarak yan- sitamayacak kadar güzel oldukları için onlara rol verilmediğini dü. şünüyorum. (LX) O, şimdi zengin ve ünlü ama hikâyesinin beni bu satriart yazarken bile fazlasıyla üzdüğünü söylemeliyim. 39. Bu parçada konuşan kişi, aşağıdakilerin hangisinden yakınmaktadır? A) Вir konunun yanlışlıkla kendisine mal edilmesinden B Sinema sanatçılarının yerli yersiz açıklamalarından Sanat dünyasındaki değerbilmezlikten Di Sikıntılar yaşanmadan tanınmanın zor olmasından E Sanat kaygısıyla zaman zaman genç sanatçıların üzül- mesinden 40. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde 'iddia edilen şeyin doğruluğuna inanılmadığı" belirtilmek istenmiştir? A) B)

Uluslararası bir motivasyon konuşmacısı olan Brian Tracy: "In- sanlar, sahip olduklarını düşündükleri imajlarına ters düşecek hareketlerde bulunmazlar." der. Başka bir ifadeyle kendimizle ilgili beslediğimiz düşünceler, bizi sınırlar ya da özgür bırakır. Elde ettiğiniz deneyimler ve o deneyimin sonucuna ilişkin inan- ciniz arasındaki ilişkiyi küçümsemeyin. Arka arkaya dizilmiş olan domino taşlarından en baştakinin devrilmesi hâlinde, ona bağlı olarak bütün taşlar sırayla devrilir. Kendinize dair bek- lentileriniz, herhangi bir konuda yaptığınız girişimin sonuçlarını doğrudan etkileme gücüne sahiptir. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşıla- bilir? A) Kişilik, sadece uzun vadeli başarılarla değil, gündelik kü- çük alışkanlık ve davranışlarla da kendisini gösterir. B) Dil ve sembollerle anlaşabilen, aklını ve düşünme yetene- ğini kullanabilen en gelişmiş canlı türü insandır. Kişinin kendisiyle ilgili beklentileri, mevcut potansiyelini or- taya koyma sürecindeki sonuçları şekillendirir. D) Davranışlarıyla ilgili bireye dışarıdan gelen uyarıcının şid- deti, bireyin göstereceği tepkinin gücünü de belirler. E) Bir yaşantıyla ilgili düşünce, duygu ve davranışları düzenl biçimde oluşturan tutum, insanı hayata bağlar.

B TÜRKÇE TESTI 37 ve 38, sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. onlar Dünyanın bakıldıg de asfalt tercih ed k etmede etmede en zora baskala başkala farklı ka Eski çağlarda yaşayan insanların yalnızca hayal edebildiği birçok seyi günlük hayatta deneyimliyo- ruz Görüntüle konuşmalar, VR gözlükler, 3D yazi- cilar artık hayatımızın bir parçası haline geldi. Hatta video oyunu ya da telefon bağımlılıgı adını verdiği- miz sorunlarımız bile mevcut. Ay'a gittik, Mars'ta su anyoruz. Hatta geçen hafta televizyonlarda aste- roit madenciliğini tartiştik. Bu gelişmelerin birçoğu hızla yaşandigi ve hayatımıza uyum sağladığı için durumun pek de farkında değiliz sanırım. Televiz- yon kanallannda ve sosyal medyada yeni gelişmelerden bahsedile bahsedile artik kanıksadik gibi bir şey oldu bu durumu. Benim içimden herkese şu soruyu sormak geliyor. Şimdilerde Uzay Çağı'n- da yaşadığımizin farkında misiniz? Kim bilir, belki Uzay Çağı'nda yaşadığımızı fark etmemiz için mut- laka upan otomobiller gerekiyordur, onu kullanma- miz için de sanırım önümüzde yıllar var. mistir Şimdi o teknolojik liği yap fedakar lar. Ara da olm da çok geldiği 37 Bu parçada teknoloji ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Bazılarının gendler için çeşitli olumsuz durum- lara neden olduğuna Dr Geçmiş dönemlerde kullanılmasını insanlar tarafından hayal olarak görüldüğüng C) Yashdigimiz dönem içinde çok hélı bir şekilde gelişim gösterdiğine D) Gelişiminin çok hızlı olmasına rağmen insanlar tarafından bu gelişimin farkında olunmadığına E) Gúnümüzde sosyal yaşamn içinde sıradan bir şekilde yer aldığına 39. Bu pa Gunun latime Azo ka B) Ba lar O Ya By In ic SY Bu gruya batabilir mishit? ce 40. Bu olare O BK 38. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki- lerden hangisidir2 A) Bir dönem hayal olarak görülen durumlann za- man içinde gerçekleşmesi olağan bir durumdur Teknoloji, günümüzde farkına varamayacagi- miz bir hızla gelişim göstermekte ve hayatın Ipinde aynı hızla yer almaktadır. @) Teknoloji, bir dönem insanlann aşamadiklan bir- çok zorluğun üstesinden gelmektedir. D) Teknolojinin dengesiz bir şekilde büyümesi bera- berinde birçok olumsuzluklan da getirmektedir. E) Uzay Çağı'nda yaşadığımıza insanların ikna olamayişi bu konuda somut bir ömegin olma- masından kaynaklanmaktadır. C) C D) E) ro TYT Kurumsal Deneme . 1 14 YAYIN DENIZI

SO le ba PES Paragraf Soru Bankası 5. (1) Batman tarihi itibarıyla yeni bir şehir olmasına karşın yerleşim alanında kurulan şehirlerin tarihi Sümerlere ka- P dar uzanır. (II) Batman, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde, Dicle'nin aktığı topraklarda zengin tarihî geçmişi koruyan E antik kenti Hasankeyf'in bini aşkın mağarasıyla, tarihsel S anıtlar ve doğa harikalarıyla dolu gizemli bir şehrimiz- dir. (III) Iluh Tepesi'nin bulunduğu alanda bir Sümer şehir yerleşiminin bulunduğu ancak bataklık bir arazi üzerine kurulu olduğundan şehrin zaman içerisinde yer altına göç- tüğü düşünülmektedir . (IV) MÖ 3 bin yıllarında, bugün Me- zopotamya denen Dicle-Fırat nehirleri arasında yer alan bölgeye "Subaru" denildiği, Sümer ve Akad'lardan kalma belgelerden anlaşılmaktadır. (V) Yukarı Dicle Bölgesi'nin ilk uygar halkı Subarulardan sayılan Hurrilerdir; Hurri, Babil dilinde mağara demektir. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi düşün- cenin akışını bozmaktadır? A) B) | C) IN D) IV ES v 66

32. (1) Şiir kelimelerin, müzik seslerin yeryüzünden gök- yüzüne yükselmesidir. (11) Yeryüzü ile gökyüzünün kucaklaştığı yerde, misralar ve nağmeleri bir yakanisa dönüşür. (111) Müzik şiire, şiir müziğe dönüştüğü ölçü- de insanlar hayatın ritminin bilincine varırlar. (IV) Sanat, kuşların ötüşünde ya da kıyıda dalgaların geliş ve gidiş- lerinde büyük uyum ve düzeni yakalamadaki başansıyla kusursuzluk kazanır. (V) Bu bilince ulaşmakta müzikle şiirin bir bütün oluşturacak kadar birbirine dönüşmesi önemlidir. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi du- şüncenin akışını bozmaktadır? A) B) 11 C) IN D) IV EV

1. Son dönemlerde sıkça duymaya başladığımız önemli bir kavram olan beyin göçü, yetiştirilmesi için büyük kay- nak gerektiren veya yetiştiği hâlde olanaksızlık nedeniy- le bilim insanı, hekim, mühendis gibi vasıflı insan gücü- nün daha gelişmiş bir ülkeye göç etmesidir. Bir başka açıdan üreten, düşünen, nitelikli çalışanların araştırma veya çalışma hedefiyle yurt dışına gitmesidir (Beyin gö- çü temelde ana vatandan gelişmiş ülkelere yönelik bir kaynak aktarımı olarak değerlendirildiği için ana vatan için olumsuz sonuçlar doğurur II. Beyin göçünün nüfusta azalmaya sebep olması kişi ba- şına düşen milli gelirden daha az kişinin daha çok pay alacağı anlamına gelir. Bir başka ülkeye daha iyi iş im- kânı için göç eden kişiler, ana vatanına döndüğü zaman ekonomiye artı bir değer olarak katkı sağlayabilid. Bire- yin yurt dışında kendini geliştirdiği iş alanındaki tecrübe- leri ana vatanında kullanması ülke ekonomisine ciddi katkılar sağlar, 36. Bu parçalardan "beyin göçü'yle ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisi çıkarılabilir? A) Yakın dönemde beyin göçü yapanların sayısının arttığı B) Daha çok, gelişmiş Batı ülkelerine doğru gerçekleştiği C) Ülkenin kendi yetiştirdiği insan gücüne verdiği değeri gösterdiği D) Bir ülkenin gelişmişlik düzeyini ortaya koyan bir unsur olduğu E) Kolay yoldan maddi ve manevi kazanç elde etmenin bir yolu hâline geldiği

22. Aristoteles, doğa filozoflarını eleştirmeye, onların şüpheli saydığı "Aksiyomlar ve Çelişmezlik likesi'ni savunmayla başlar. Çünkü onlar, bütün ilkeler içinde en iyi bilinen ilkeyi, "Aynı niteliğin aynı zamanda, aynı özneye, aynı bakımdan hem ait olması hem de olmaması imkânsızdır." ilkesini şüpheli saydilar ve temellendirilmeye muhtaç gördüler. Oysa bu ilke, bütün ilkeler içinde en kesin ve koşulsuz olanıdır. Bu ilke, aynı zamanda bütün diğer aksiyomlarin hareket noktasıdır. Bu parçadan hareketle "Aristoteles" lle ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Kendisinden önceki düşünsel birikimi yok sayarak fikirlerini yeni bir ilkenin etrafına bina etmiştir. B) Doğa filozoflarına dönük eleştirilerini bir ilkeyi esas alarak oluşturmuştur. C) "Aksiyomlar ve Çelişmezlik likesini yadsıyarak doğa filozoflarını eleştirmiştir. D) Doğa filozoflar tarafından tenkit edilse de kendi fikrinden ödün vermemiştir. E) Iddialarını kendi oluşturduğu "Aksiyomlar ve Çelişmezlik likesi'ne dayandırmıştır.

TYT/Türkçe 15 13. Üzüntü, esas olarak bir başkasının düştüğu durum için kişinin üzülmesini ifade eder. Kişinin yaşadığı duyguya suçluluk ya da pişmanlığın karışmadığı durumlarda kişi kendine ait bir sorumluluğun olmadığını düşünür. Sorumluluğu olsa bile kendi payına düşeni, yapabildiği kadarıyla yaptığını düşünür. Suçluluk ve pişmanlık duygularında ise kişi, mevcut durumla ilgili kendisinin sorumluluğu olduğunu düşünür. Hatta kendini suçlamaya eğilimli bazı kişiler hiçbir sorumluluğu olmasa bile kendini suçlayabilir. Kabaca bakıldığında pişmanlık ve suçluluk duygular arasında pek bir farklılık olmadığı düşünülebilirse de işin aslı çok farklıdır. Pişmanlık ile suçluluk arasındaki en önemli fark, özellikle suçluluğun daha fazla vicdan kökenli olmasıdır. Suçluluk duygusu; kişinin kendisini kınayan, suçlayan, eleştiren bir iç ses olarak hissedilir. Yalnız üzüntü ve pişmanlık hisseden bir kişiden farklı olarak suçluluk hisseden kişi, kendisini değersizleştirir. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Suçluluk duyan kişi kendine yönelik aşını eleştirel bir tutum sergilemektedir. B) Vicdanlı kişiler, çevresinde olup bitenlerden dolayı sürekli kendilerini suçlu hissederler. C) Olup bitenlerden sorumlu olmadığını düşünen kişiler suçluluk duygusu taşımayabilir. D) Suçluluk duyan kişiler, kendilerini pişmanlık duyan kişilerden daha çok kinarlar. E) Kişi kendi sorumluluğunun olmadığı durumlarda başkaları için üzülebilir.

Stockholm sendromu, ismini 1973 yılında İsveç'in başkenti Stokholm'de yaşanan bir olaydan almakta- dır. Banka soyguncusu tarafından altı gün boyunca rehin tutulan bir kadın, soyguncuya duygusal olarak bağlanır. Kadın serbest kaldığında soyguncuyu sa- vunmakla kalmaz, nişanlısını terk ederek kendisini rehin alan banka soyguncusunun hapisten çıkmasını bekler. Munchausen sendromu, adını 18. yy.da yaşamış olan Barok Munchausen'den alır. Bu sendrom kişinin çev- resinden ve sağlık görevlilerinden ilgi görebilmek için kendini sürekli hasta etmesi veya bunun için uğraş- ması, bunu sürekli ve abartılı biçimde anlatması duru- mudur. Bu iki parçayla ilgili olarak 1. Farklı iki durum, benzer yöntemlerle ele alınmaktadır. II. Aynı alanı ilgilendiren iki farklı rahatsızlığın ortaya çık- ma zamanları ve adlandırılma biçimleri yansıtılmakta- dır. III. Farklı görüşler aynı düşünceyi ifade etmektedir. Aynı rahatsızlık, aynı biçimde örneklendirilmektedir. yargılarından hangileri söylenebilir? A) Yalnız B) Yalnız II C) I ile 11 D) Il ile III E) III ile IV

TÜRKÇE TESTİ 18. Sanatçının doğaya olan düşkünlüğü küçüklüğün- den beri var. O, doğup büyüdüğü yerleri inkâr etmi- yor. Tam tersine eserlerinin ana temasında her za- man oralar var. Oranın yaşamı, oranın güzellikleri, oranın zorlukları... Kopmamış özünden. Ve kork- mamış geçmişinden. Ben sanatçıyım, şunlara dikkat etmem lazım, dememiş. Akıntıya bırakmış kendisini. Hiçbir zorlama yok eserlerinde. İnsanla- rin beğenileri umurunda bile değil. Onu ölümsüzlük tahtına çıkaran da bu özelliğiydi zaten. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akı- şına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) İçinden geldiği gibi yaşamış ve içinden geldiği gibi ortaya koymuş eserlerini. B) Yapmacıklığa düşmemek için sözcükleri yerli yerinde ve istediği gibi eklemiş eserine. C) Okur, bu söylediklerime ne der acaba, kaygısı- na asla düşmemiştir. D) Yaşadıklarını direkt aktarma yerine, bunları hiç korkmadan hayal dünyasında yoğurarak anlat- mıştır. 20. Türk edel edebiyatır seyir izle milletinde basması, çıkarmış rin ve se edebiyat Gerek e ürünleri ne kuru modern bir soru lenek mikler çok ya kapisi Bu pa aşağı A) Bi a la E) Daha önceki eserleriyle çelişkiye düşmek gibi bir kaygı yaşamadan eserini ortaya koymuştur. B) C)

lenmesi A 21. Dünya edebiyatı, en azından niceliksel olarak bir ülkenin edebiyatından zengindir. Dünya edebiyatına kapalı kalarak sırf Türk edebiyatıyla haşır neşir olmakla ne romancı olunur ne eleştirmen ne de iyi bir okur ama iş, eleştiri yazısı yazma- ya gelince Türk edebiyatının yazarları üzerine yazmazken git Paul Auster hakkında yaz! İyice kendi edebiyatını küçük görmek anlamına gelmez mi bu? Selim İleri'nin Gramofon Çalıyor'u orada duradursun, ben onu birakip Bachman üze- rine yazayım. Bu, bana saçma ve lüks geliyor açıkçası. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine yanıt olarak söylenmiştir? A) Вir eleştirmen olarak dünya edebiyatına açılmakta niçin bu kadar isteksiz görünüyor, bu işi ağırdan alıyorsunuz; bu konuda sizi tutan tam olarak nedir? B) Salt Türk edebiyatıyla ilgilenmenin sizce ne gibi olum- suz yanları veya sakıncalarrvar, bunun sanatçılar açısın- dan ne gibi etkileri olabilir? C) Günümüz Türk yazarlarını dünya edebiyatındaki muadil- leri ile karşılaştırdığınızda yetkin buluyor musunuz, du- rumları iç açıcı görünüyor mu? D) Bir yazarın, dünya edebiyatını yakından tanımasını niçin böylesine önemsiyor ve tavsiye ediyorsunuz; bu dona- nimin katma değeri sanatçılar açısından nedir? E) Yabancı eserler ile ilgili eleştiri yazmak daha kolay gibi bi algının kimi eleştirmenleri esir aldığı görüşüne katili- yor musunuz?

16. Ben yazı türlerinin insanların kişilikleriyle ilgili oldu- ğunu düşünüyorum. İnsanlarda bir şair kişiliği, hikâ- yeci kişiliği ya da romancı kişiliği vardır. Bu nedenle insan kendisini hangi türle daha güzel, daha yetkin ifade edebiliyorsa o türde yazar ya da yazmak ister. Deneme, benim kendimi en iyi anlatabileceğim, en özgür hissedebildiğim tür. Benim yaşam biçimime, özgürlük tutkuma denk düşüyor. Her tür, bir yazarlık biçimi gerektirir. Kendimde romanci, şair ya da oyun yazarı kişiliğini görmedim hiçbir zaman. Ama bir denemeci kişiliğim olduğunu fark edebiliyorum. H N-I v E Bu sözler, aşağıdaki sorulardan hangisine cevap olarak söylenmiş olabilir? A) Çok satanlar listesinde yer alan yazarlar, genel- likle roman türünü mü tercih ediyor? B) Yazılarınıza bakıldığında genellikle deneme yazıyorsunuz, denemeyi size bu kadar sevdiren nedir? C) Yazarların yapısına uygun türü seçmesinde etki- li olan sebepler var mıdır? D) Niçin bazı yazarlar, tek bir türde yazmayı tercih ediyor? E) Hangi türün günümüzde en çok okunduğuna inanmaktasınız? R E N K ZX Paragraf Hız Soruları