Paragrafta Konu-Ana Düşünce Soruları

Deneme 8 k 14. Çağın en büyük sorunu, insani duyarlığın yitirilmesidir. Artık kimsenin yüreği titremiyor. insanların kötü hâlleri veya savaş kayıplarını canlı yayında izleyenlerin kili bile kipirdamıyor. Sokaklarda aç bir şekilde soğuktan titreyen kedi ve köpekler çoğunun umurunda değil. Hava, su, toprak ölüyor yavaş yavaş. Böyle olmasına karşın, insanoğlu ürkütücü bir aymazlık içerisinde. Kimse, sorumluluk duyup kendini görevlendirmiyor. Hayata sahip çıkmanın ne demek olduğu unutulmuş durumda. Şiir, bu kötü fotoğraf karşısında ilgisiz kalamaz, kalmamalı. Sözünü ettiğiniz o insani duyarlığı yeniden oluşturmak durumundayız. Bunu amaçlayan şiirler yazmak istedim. Umarım bir kişi anlar bunu, değişir; hayatı gözeten bir özne olur. tonguç kampus Bu sözler, aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir? A) Günümüzde insani duyarlığın tamamen yitirilmesi şairleri ve şiiri nasıl etkilemektedir? B) Çağımız insanının kendisi dışındakilere karşı bu kadar duyarsızlaşmasını neye bağlıyorsunuz? C Toplumsal ve bireysel duyarlığın yitirilişiyle ilgili sanat çevrelerinde bir rahatsızlık var mı? D) Yeni şiir kitabinizda insani duyarlığı öne çıkartan şiirlere yer vermenizin nedeni nedir? E) Toplumda kaybolan duyarlıkların tekrar kazanılması için şairlere ne gibi görevler düşmektedir?

kalp sağlığını, davranış- etkileyebilir. Birçok insan Ban bir etkiye sahip ola- kilo alumina neden olup a durumdan duruma de- Yahya Kemal; şiirleriyle öne çıkan, dolayısıyla şair ola- rak anılan bir edebiyatçidir. Biçim olarak aruz veznini kullanmıştır. Yahya Kemal'in şiirinde sade ve doğal bir Türkçe söz konusudur. Eserlerindeki temel yaklaşım, eskiyi toptan reddetmek yerine yeniden yorumlayarak günümüze taşımak şeklindedir. Yahya Kemal Beyati; şiirin vezin, kafiye ve iç ahenge dayandığına inanır. He- ce ölçüsüyle yazdığı tek şiiri Ok'tur. Bu şiir dışındaki tüm şiirlerinde aruz veznini kullanmıştır. Onun en önem verdiği şey, şiirde misraların mükemmel olmasıdır çün- kü ona göre şiir, sıradan cümlelerden değil nağmeden oluşur. Şiir, sesle okunmaya muhtaçtır. Kelimeler, ku- lakla seçilmeli ve misradaki yerlerini o sesle bulmalı- dır. Yahya Kemal için "şiir musikiden ayrı bir musiki"dir. cut "kaç veya savaş" " olarak da bilinen bu gılanan bir tehdide ya- ücut adrenalin ve kor- karak kendini hazırlar. k ve uyku düzenini et- ir aktivite için hazırlar a indirir. 35. Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi fahya Kemal'in temel belirleyici özellikleri arasyida gös- terilemez? Musiki ağırlikidve sanatı bir Türtske kulanması lere aşağıdakilerden B) Eskiyi yeniden yorumlaması C) Aruz veznini mlikemmel bir şekilde kullanmış ol- ması ları etkiler? eni üzerinde mi etki- D) Sıradan cümleler kullanmamış olması E) Şiirde ahenge çok önem veriyor olması Hur mu? dini nasıl gösterir? doğrudan bir etkiye ki etkisi nedir? etkiler? -? 36. Bu parçadan hareketle Yahya Kemal'le ilgili aşağı- daki yargıların hangisine ulaşılabilir? mi neden zayıftır? uda zararları neler- A) Siirde musikiye çok önem veren bir şairdir. Aruz veznini en iyi kullanan şairimizdir. C Günümüz Türkçesini şiirlerinde ilk kullanan şairdir. Hece ölçüsüyle de şiir yazabileceğini kanıtlamak için Ok şiirini yazmıştır. E) Musikiye verdiği önem, şiirlerinin konusunu zayif bırakmıştır.

cenin akışın bozmakte D) V E) A) II B) III AN 21. Genç kardeşim! Yazar olmak istiyorsun ama bir şeyler yaza- bilmenin yazar olmaya yettiğini sanıyorsun. Sabah denizin üstünde uçan martıların seslerini duyduğunda aklına Ric- hard Bach'ın Marti Jonathan adlı kitabı, küçücük motorlarıy- la denize açılan balıkçıları görünce Hemingway'in Ihtiyar Ba- likçi ve Deniz'i gelmiyorsa yazarlığı unut sen! Yoldan geçer- ken çimleri biçilen parktan gelen ot kokusu seni Anadolu'nun köylerine, toprakla iç içe yaşayan insanlara götürmüyorsa da yazarlığı unut! Her gün önünden geçtiğin surlar sana ta- rihten bir şeyler söylemiyorsa da boş yere çabalama! Bu parçadan hareketle yazar olmanın koşulu ile ilgili ola- rak aşağıdakilerden hangisi gösterilebilir? ZA Zengin çağrışımlar yapacak bir birikime sahip olmak B) Sürekli halkla birlikte olmak c) Yaşamdaki küçük şeylerden mutlu olmayı bilmek D) Kitap okuma alışkanlığına sahip olmak EX Okuduklarından öğrendiklerini gerçek yaşamdakilerle karşılaştırmak TYT DENEME-3

1 %68 22:23 B B Deneme - 1 . 25. Ünlü bir konuşmacı, kalabalıklar karşısındaki konuşma- sina 200 TL banknotu eline alarak başlar ve "Bu 200 salondaki eller neredeyse aynı anda havaya kalkar. "Ben TL bartknotu kim ister?" diye sorar. Sormasıyla birlikte isterim, ben isterim..." Peki, der konuşmacı. Bu kez 200 TL'yi iyice buruşturduktan sonra kaldırır ve aynı soruyu sorar: "Bu 200 TL banknotu hâlâ kim istiyor?" Salonda eller havalanır yine. "Ben isterim, ben isterim..." Bunun üzerine konuşmacı banknotu yere atar ve ayakkabıla- riyla ezer. Kirlenmiş banknotu yeniden alır ve kalaba- lığa göstererek: "Hâlâ isteyen var mı?” diye sorar. Görür ki havalanan ellerde hiçbir azalma olmaz. Herkes hâlâ kirlenmiş, yıpranmış banknota taliptir. Konuşmacı, ka- labalığa bakarak gülümser ve şöyle der: "Ne yaparsam yapayım, sizi bu banknottan vazgeçiremiyorum. Çünkü 200 TL, hâlâ 200 TL. Buruşturarak, ezerek, kirleterek değerini eksiltemiyorum. Umarım, kendi değerinizin de eksilmeyen bir güç olduğunun farkına varmışsınızdır." Aşağıdakilerden hangisi bu parçada anlatılmak iste- nen düşünce ile örtüşmektedir? A) Değerli olmak için başka bir değere ihtiyaç duyan her şeyin değeri, asli olan ile orantılıdır. B) Her zaman kendi değerini kutsayan kişi, başka kişi- lerin değerli olduğunun farkına varamaz. C) Değer dediğimiz olgu; devredilemeyen, satılamayan, satın da alınamayan tek unsurdur. D) Zamanın yıpratıcı etkisi birçok şeyi olduğu gibi de- ğerleri de yıpratma gücüne sahiptir. E) Varoluş; kimsenin üzerine değer koyamadığı, üzerin- den değer de çalamadığı başlı başına bir olgudur.

4:47 1 45 1. İki kişinin dostluk kurmasının çeşitli nedenleri vardır. Ya- si kin dostlarımı göz önüne getirdiğimde neydi beni onlara liği yakınlaştıran nedenler? Ufak tefek nedenlerin yanında en te önemlisi yaşama bir eş anlam vermemiz. Yaşamın anlamı- in ni da anlamsızlığını da aynı açıdan görmek, benimsemek. Şiiri ve romanı sevmişiz ama bunları başkaları da seviyor, onlarla da selamlaşıyoruz ama niye dost olamıyoruz. Bu parçaya göre dostluğun en önemli nedeni aşağıda- kilerden hangisidir? A) Ufak tefek şeylerden beraberce mutlu olabilmek B) Sanatsal ürünlerden beraberce tał alabilmek C) En azından bir şeyi beraberce gerçek anlamda seve- bilmek Aynı duyguları ve fikirleri beraberce paylaşmak E) Hayatın tüm yönlerine aynı açıdan bakabilmek )

yazar şüphesiz, önce 2021-TYT/Türkçe 32. Aş ye sa A 31. Çocuk genellikle yaptığı işin engellenmesi veya sevdiği oyuncağın elinden alınması gibi somut, yetişkin ise daha çok toplumsal veya mesleki haksızlıklar gibi soyut nedenlerle öfkelenir. Çocukla yetişkin arasında bulunan ergen için hem somut hem soyut her türlü kışkırtma öfkeye yol açabilir. Öfkenin dış görünümü çocuksu (bağırma, ayaklarını yere vurma, şiddetli ağlama) ve yetişkince (kaba sözler, ince alaylar) olabilir. Ergenlerin zekâ düzeyi ile heyecanı ifade biçimleri üzerine yapılan bir araştırmada doğrudan doğruya öfkeye yol açan nedene karşı tepki göstermenin zekâ göstergesi olduğu bulunmuştur. Görece düşük zekâya sahip olanlar, öfkeyi sorumlu olmayan dış etkenlere aktarma eğilimindedir. Öfkeden doğan engellenme tepkisinin konuyla ilgisiz kişilere yansıtılması ergenlikte sürüyorsa belirli bir zihinsel olgunlaşma gecikmesi akla gelir. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? A) Ergenin zekâ seviyesi arttıkça öfke duygusunun dışa vurumunda azalma gözlemlenir. ✓ B) Ergenlikte öfke duygusunun ifadesi, konuşma veya beden aracılığıyla gerçeklesebilir. V C) Engellenme tepkisini sorumlu olmayan kişilere yöneltme, çocuklardan beklenen bir harekettir. D) Ergenler çocukluk ruh hâlini tamamen bırakmamış olsa da belirli bir olgunluğa sahiptir. VE) Ergenlik, çocukluğun ve yetişkinligin öfke nedenlerinin bir arada bulunduğu bir dönemdir. S M'yo

las ya da Bu görsele göre aşağıdaki dizelerin hangisinde söyleyici rahatına ve keyfine düşkün, hayat karşı umarsız bir tavır takınan biridir? C A) Geçti istemem gelmeni, Yokluğunda buldum seni; Bırak vehmimde gölgeni Gelme, artık neye yarar? B) Dikilir köprü üzerine, Keyifle seyrederim hepinizi. Kiminiz kürek çeker, siya siya; Kiminiz midye çıkarır dubalardan; Kiminiz dümen tutar mavnalarda bir kişidir. Gümüş bir dumanla kapandı her yer Yer ve gök bu akşam yayla dumanı Sürüler, çeşmeler, sarı çiçekler Beyaz kar, yeşil çam, yayla dumanı O çay ağır akar, yorgun mu bilmem? Mentabı hasta mi, solgun mu bilmem? Yasli gelin gibi mahzun mu bilmem? Yüce dağ başında siyah tül vardır. EX Yeşil türbesini gezdik dün akşam, Duyduk bir musiki gibi zamandan Çinilere sinmiş Kur'an sesini. Fetih günlerinin saf neşesini Aydınlanmış buldum tebessümle. 73

Üst Düzey 9. Türkiye'de yetiştirilen, varligi tescil edilen Ankara ve Van kedisinden başka varlığı bilinen ancak üzerinde bugüne kadar herhangi bir çalışma yapılmamış olan kısa Tüylü Türk Kedisi hakkındaki çalışmalar, 11.11.2013 tarihinde proje onayı alındıktan sonra Çanakkale'nin bütün ilçe ve köyleri birkaç kez ziyaret edilip, buralarda görülen kediler fotoğraflanarak başlatılmıştır. 11. Başı ile ortas yazıların kale Es dost orta yazdıkların iste en çok gücüme savruk, de tutmayan okumaya soğutuy dili güze işleme yazarli kalem kendi Aşağıdakilerden hangisi Kısa Tüylü Türk Kedisi ile ilgili bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek bir yargıdır? için dam Turkiye'de Ankara ve Van kedisinin dışında varlığı tescil edilen başka kedi türleri vardır. B) Ankara ve Van kedisi diğer kedi türlerinden önce Anadolu'da yetistirilmeye başlanmıştır. Çanakkale'nin tüm ilçe ve köylerinde var olan Kisa Tüylü Türk Kedileri'nin tamamı fotoğraflanmıştır b) Kisa Tüylü Türk Kedisi ile ilgili araştırmalar ilk olarak Çanakkale'nir ilçe ve köylerinde yapılmıştır. kon Yaz dil ko y tonguç kampüs Ey Türkiye'de bugüne kadar yetiştirilen üç kedi türü hakkında Ankara, Van ve Çanakkale'de araştırma yapılmıştır.

A 2021-TYT/Türkçe 35 ve 36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız or uyant- ulanıyor n yapılış vor, daha bir ruhla aynı za- alarak) caret ve lirgin bir kitaplar Bazı tanımlara göre hayatla sanat akrabadır. Doğal ve toplumsal olaylar belirli bir mantik ve estetik süzge- cinden geçirilerek yeniden yaratılır. Hayattan bir şey anlatmıyorsa onun adına sanat denemez. Sanatın bir meselesi olmalı. Kendine bir şeyi problem edinmeli, Ancak sanatın görevini çok da büyütmemek lazım. Çünkü sanat, herkesin sandığı gibi bomba değildir, çakidir. Tarihe ufak çentikler atmayı görev bilir. Bu- tün mesele bundan ibarettir. Sanat muhaliftir. Sanatçı søylenmeyeni, söylenemeyeni korkmadan haykırabil- melidir . Hangi iktidar olursa olsun sanat, suya sabuna ilerden dokunabilmelidir. fikimine oluştu- eğişen ak tam okurla is $0 Gele sille B) Kỹ ayla sey endemik e amak anan yor açı Atarmak aylan kronolojik sırayla ven...ck kuşa- atina Ikâye mse- leyip yrilik, m bu Jygu den 36. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi sa- natin, sanatçının görevlerinden değildir? A) Anlatacaklarını yaşamın içinden seçmesi B) Kendine bir şeyleri sıkıntı olarak görmesi C) Sakıncalı konularda söz söyleyebilmesi D Genel görüşe aykırı davranışlarda bulunması E) Topluma yol göstericilik yapması haya hlat- sini dir. niz

2. Doğru zamanda doğru hareket etmek çoğunlukla insana kazandırır. Yanlış bir zamanda doğru verilerle hareket etseniz bile sonuç alamadığımız anlar olabilir. Şunu unut- mamalıyız ki girişimcilik açısından ele alındığında bir fikir ticarileşmedikçe, bir diğer tabirle, fikri dikkate alıp buna yatırım yapan insan/kurum/kuruluşlar ortaya çıkmadıkça maalesef o fikir kamu nezdinde değerli bir fikir olarak sa- yılmaz. İşte bu durum fikrî açıdan zamansal bir planlama yapmanın gerekliliğini ortaya çıkarır. Çünkü bir probleme karşı üretilen çözümlerden çok, üretilen çözümün değeri, doğruluğu ve fikrin uygulandığı zaman dilimi o problemi görmek kadar önemli bir ayrıntıdır. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Yeni fikirlerin değer kazanması için bu fikrin toplumun gelişmesine katkı sağlaması gerekir. B) Girişimci kişilikler, yapılan bir işe geniş çerçeveden bakmayı bilirler ve durumlar üzerine bu şekilde yorum yaparlar. C) Daha çok çalışmak yerine çalıştığınız süreyi tam per- formanslı bir şekilde yönetebilmelisiniz. D) İyi bir fikir ancak en uygun vakitte uygulandığında de- ğer kazanır ve başarıya ulaşır. E) Yaptığınız işi belli bir plan dâhilinde yürütürseniz bu iş- te başarılı olursunuz.

B 7. Ben edebiyatın böyle bir fanus içerisinde yaşaması gerektiğini düşünmüyorum. Popüler kelimesi bizde bazen bir hakaret gibi kullanılıyor. Sanki bir şey popüler olduğu zaman otomatik olarak ucuz ya da sığ olduğu anlamına geliyor. Bence bu, otomatik olarak halkı küçümsemek demek. Ne kadar çok sayıda insan okursa bir şey o kadar kalitesini kaybeder diye bire bir bağlantı kurmak bence, topluma da halka da çok tepeden bakan bir yaklaşım. Ben bunu gönlüme yakın bulmuyorum, buna böyle bakmiyorum. Benim gözümde popüler olmak öyle otomatikman çok kötü bir şey değil . Her yazar daha çok okunmak ister, bunu saklamakta da bir anlam görmüyorum. Bu parçada özellikle aşağıdakilerin hangisine karşı çıkılmaktadır? A) İyi bir yazar olmak için toplumun her kesimine hitap etmek gerektiğine B) Tanınan ve çok okunan bir sanatçının niteliksiz olacağı düşüncesine C) Sanatçının belli duygu ve düşünceleri yansıtma kaygısıyla hareket etmesine D) Yazarların halka yukarıdan bakarak onların sorunlarına odaklanmamasına E) Yazarların daha çok okunmak için kaliteden ödün vermesine

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerle anlamlı bir paragraf oluşturulduğunda hangisi baştan üçün. cü cümle olur? A) B) 11 C) III D) IV E) V t.me/Depe 33. Deri, bir acı hissi oldugunda beyne birbiri ardına uyarı sinyalleri gönderme özelliğine sahip vücudun en bü- yük duyu organı. Pek çok şeyi den yoluyla algiliyoruz. Fakat acı tepkisi çok sıcak ya da keskin bir şeye do- kunulduğunda belirli bir noktada devreye giriyor. Şu ana kadar hiçbir elektronik teknoloji insana ait bu acı hissini gerçekçi bir şekilde taklit edemernişti. Ancak geçtiğimiz günlerde araştırmacılar, agriya tipki ger- çek cilt gibi tepki verebilen elektronik yapay deri geliş- tirdi. Bu keşit daha iyi protezlere, daha akıllı robotlara ve deri naklinde cerrahi müdahale gerektirmeyecek diğer alternatiflere yeni kapılar açacak. Bu parçadan hareketle "elektronik yapay deriterie ilgili aşağıdakllerin hangisine ulaşılamaz? A) Tupta önemli bir boşluğu doldurabilecektir. B) Aci hissini gerçekçi bir şekilde taklit edebilecektir. C) Protoz yapılırken daha kaliteli ürünler yapmaya yardımcı olabilecektir. D)-Akıllı robot teknolojisine katkı sağlayabilecektir. E) Sok-sıcak ya da keskin bir şeye dokunuldugunda devreye girebilecektir. AS TYT

CE TESTİ BU TESTTE CEVAPLAYACAĞINIZ SORU SAYISI 40 B. olarak ortaya ntüyü, ha ge- adlan- vunun gisini baş- Diğer tadi- ukan erle arin, . 36. Simsiyah bir tablo düşünün, üstünde kocaman kırmı- zi bir leke var ve o kırmızı lekeden damlayan boya- larla bir ağaç kökü çizilmiş. Buna bakan klasik eleş- tirmenler: "Ben de yaparım, bundan kolay ne var?" cümlesini dillerine pelesenk etmişler. Örneğin o sa- natçı kim, hangi tarihte bu eseri yaptı, neden yaptı, anlatmak istediği neydi diye hiç düşündük mü? Ta- mamen bir örnekli senaryo üzerinden gidecek olur- sam o sanatçı bütün ailesini savaşta kaybetti, ağaç kökleri bunu temsil ediyor; tablo siyah çünkü karanlık çağından, bunalımdan bahsediyor. Kırmızı lekeler kanla yazılan tarihi ve damlalar da aslında tüm in- sanlığın kan ağladığını... Evet şimdi bir durup düşü- nelim; gerçekten biz o çağda yaşamadan, o savaşı görmeden, o acıları çekmeden yapabilir miydik bu resmi? Ya da şimdi anlıyor muyuz biraz biraz neden saygı duyuluyor sanata, sanatçıya? Sanat yalnızca icrası zor olduğu için değerli değildir. Ja- en- ni Bu parçada yazarın "klasik eleştirmenleri" eleştirdi- ği asıl nokta aşağıdakilerden hangisidir? A) Sanat kavramına ön yargılı yaklaşmaları B) Sanata bakış açılarının politik olması C) Sanata yaptıkları eleştirinin tecrübeden yoksun olması \SV D) Sanat için yeterli kaynaktan beslenmemeleri E) Sanatı sanat için yapmamaları

36. - 38. soruları bu parçaya göre cevaplayınız. er Orhan Okay Hoca, yakın dönem Türk edebiyatı ve düşüncesinin mihenk taşları olan Beşir Fuat, Ahmet Mithat Efendi, Mehmet Akif, Necip Fazıl, Nurettin Topçu ve son olarak Ahmet Hamdi Tanpınar gibi birbirinden saha ve fikir olarak ayrı gibi görünen pek çok isim üzerinde mühim çalışmalar yapan bir araştırmacıdır. Orhan Okay, son yirmi yılda farklı dergilerde yayımlanmış makaleleriyle çeşitli bilimsel toplantılarda sunduğu bildirilerini Edebiyat ve Edebi Eser Üzerine adlı bir kitapta bir araya getirerek araştırmacı ve meraklıların yararına sundu. Bilimsel çalışma ve yazılarından Yeni Türk Edebiyatı'nın çeşitli meselelerini ele alan ve bunlara alışılmışın dışında yorum ve kritikler getiren Orhan Hoca, söz konusu eseriyle araştırmacı ve okuyucuların bildiri ve makalelerinden daha kolay istifade etmesine olanak tanımıştır. (1) Çev çözüm çözüm oldukl (III) K unsur hede sebe çalış oldu eleş olma 36. Bu parçadan "Orhan Okay"la figili aşağıdaki genellemelerden hangisine parılabilir? 39 A) Araştırmalarının birçoğunda düşünce zemini bulunan yazarları ele aldığına/ B) Türk edebiyatının çeşitli dönemlerine ilişkin önemli araştırmalar yaptığına C) Yeni Türk edebiyatına yönelik değişik ve önemli calışmalar hazrladığına D) Ömrünü edebiyat ve sanat ile ilgili incelemelere ayırdığına E) Edebiyatın birçok türü hakkında araştırmalar yaptığına 37. Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerin hangisidir? A) Döneminin değerini belirlemeye yarayan ölçüt olan B) Döneminin en ünlü yazarları olan C) Zamanına damga vuran D) Kendi dönemini gerçekçi olarak yansıtan E) Içinde bulunduğu edebî evrenin orijinalliğini gösteren 20 möre Orhan Okay'in yazılarının

yüze ardan e, her rünür anla- llani- ilginç aşa- 39. Kuyucakli Yusuf, okuduğum Türk romanları içinde ayrı- tıların en mükemmel, en ustaca kullanıldığı romanlardan biri. Sabahattin Ali'de inanılmaz bir gözlem gücü, inanıl- maz bir bellek var; Kuyucaklı Yusuf'ta çizdiği dünyanın böylesine renkli, sıcak ve inandırıcı olması, bence büyük ölçüde yaşantısından gelen gözlemlere, ayrıntılara bağlı. O, pek önemsizmiş gibi görünen küçük küçük ayrıntıları açık, sade bir anlatımla ele alıyor. Böylece romana tam bir somutluk kazandırıyor, birdenbire kendinizi anlatılan kasabada, olayların ve insanların arasında buluyorsu- nuz; romandaki dünya, sanki romanın çerçevesini kırıp dışarıya fırlatıyor, sizin dünyanıza karışıyor. Bu parçadan sözü edilen yapıtla ilgili olarak aşağı- dakilerin hangisi çıkarılamaz? A) Edebiyatımızda uzun süre etkisini devam ettirdiği Bp Olayların gerçekçi bir şekilde anlatıldığı C) Yazariy yaşam deneyimlerini yansıttığı D) Ayrıntwarın yetkin bir biçimde anlatıldığı E) Yalın bir anlatımının olduğu anma B 1 L G S B A M isi- A 40. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Kosay chegtim b) Karşılaştırlos D) Özdevnik E) Benzetme by ne na

A 26. Resim sanatı; her şeyden önce, bizi çevreleyen ve sürekli belirip kaybolan görünürün olumlanmasıdır. Kaybolma olma- saydı herhâlde kimse kendinde resim yapma gücünü bula- mazdı çünkü o zaman görünür olanın kendisi, resmin bul- maya çabaladığı kesinliğe ve kalıcılığa sahip olurdu. Bu parçaya göre resim sanatıyla ilgili olarak I. Görünür olanın tek bir formuna ulaşmayı ve onu koru- mayı amaclar. II. Doğadaki somut ve değismez gerçekliğin çeşitlenmesi- ni sağlar. SOMUAR SEM III. Kaybetme korkusu ve yeniden görme arzusunun ortaya koyduğu bir birleşimin ürünüdür. IV. Görünürün kendisiyle değil, insan zihninde bıraktığı çağ- rışımla ilgilenir. Yitirilmiş olanı değil, görüneni hatırlamayı ve kaydetme- yi önceler. yargılarından hangileri söylenebilir? A) I ve II B) I ve III C) II ve IV D) III ve V E) IV ve v