Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu-Ana Düşünce Soruları

KOSISYON
Serisi
DENEME - 2
1. Bu testte 40 Türkçe Sorusu vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kısmına işaret
1. Yahya Kemal'in sanat hayatı etraflı (ayrıntılı bir şekilde
3.
araştırıldığında onun saf (katışıksız) şiiri arayış çabası-
II
ni hiçbir zaman terk etmediği görülür (anlaşılır). Yahya
III
Kemal'in başarısı belki de her zaman sadece şiiri, saf
şiiri düşünmesi ve aramasından ileri geliyordu. Onun
şu cümlesi bunun açık (belirgin biçimde) bir göstergesidir
IV
V
(sonucudur): "1903'te Messagerie Maritime kumpanya-
sı'nın Memphis vapuru ile İstanbul'dan Avrupa'ya firâr
ettiğim zaman hâlin perişanlığı, istikbâlin karanlığına rağ-
men kafam şiirle dolu idi."
Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinin
anlamı parantez içinde verilen açıklamayla uyuşma-
maktadır?
A)
B) II
C) III
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
KOSISYON Serisi DENEME - 2 1. Bu testte 40 Türkçe Sorusu vardır. 2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kısmına işaret 1. Yahya Kemal'in sanat hayatı etraflı (ayrıntılı bir şekilde 3. araştırıldığında onun saf (katışıksız) şiiri arayış çabası- II ni hiçbir zaman terk etmediği görülür (anlaşılır). Yahya III Kemal'in başarısı belki de her zaman sadece şiiri, saf şiiri düşünmesi ve aramasından ileri geliyordu. Onun şu cümlesi bunun açık (belirgin biçimde) bir göstergesidir IV V (sonucudur): "1903'te Messagerie Maritime kumpanya- sı'nın Memphis vapuru ile İstanbul'dan Avrupa'ya firâr ettiğim zaman hâlin perişanlığı, istikbâlin karanlığına rağ- men kafam şiirle dolu idi." Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı parantez içinde verilen açıklamayla uyuşma- maktadır? A) B) II C) III D) IV E) V
Türkçe
34. Aşağıdaki parçalardan hangisi "Bir insan her zaman
hikâye anlaticisidir, kendi hikâyeleriyle ve başkalarının
hikayeleriyle çevrili yaşar, başına gelen her şeyi onlar
aracılığı ile görür ve hayatını anlatıyormuş gibi yaşama-
ya çalışır." düşüncesine uzak düşmektedir?
A) Rıfat Ilgaz in hikâyelerinde 1970'lerin yaşamının, ko-
operatifleşmenin, gecekondulaşmanın, İstanbul'da
yaşanan kolera salgınlarının izlerini bulursunuz. O,
günü geçmişten gelen bir tarihsellikle bakıp yorum-
lamıştır.
B) Kendisine bir kasaba hikâyecisi dedirtecek kadar
Anadolu kasabaları ve kasaba hayatıyla ilgili gö-
rüntüler çizen yazarın romanlarında, hikâyeleriyle
benzer niteliklerde Anadolu insanını yansıtan derin
anlatımlara rastlanmamaktadır.
cyster ressam ister heykeltıraş ister müzisyen ya da
şair olsun eser, her şeyden önce sanatçının özü ve
doğasıdır. Sanatçılar, yarattıklarının en ince özel-
liklerini eserleriyle okuyuculara sundukları için göz-
lemci olanlar, sanatçıların eserlerinden kişiliklerinin
genel ilkelerini öğrenebilir.
D) Orhan Veli, kendi deyişi ile, şiire uzak düşmüş bir
insanın şiirini yapıyordu. Küçük insandı bu, büyük
kentlerde çalışan, ezilip horlanan, kit kanaat geçi-
nen, dünyası ve zevkleri küçük insan.
E) Öykü ve romanlarında, bir bölümüne kendisinin de
yakından tanık olduğu eski zaman hayatının kıyıda
köşede kalmış gelenek ve görenekleri ile Batılılaşma
sürecinde zengin tabakanın maddi ve manevi çökü-
şünü ele alıp anlatmıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
Türkçe 34. Aşağıdaki parçalardan hangisi "Bir insan her zaman hikâye anlaticisidir, kendi hikâyeleriyle ve başkalarının hikayeleriyle çevrili yaşar, başına gelen her şeyi onlar aracılığı ile görür ve hayatını anlatıyormuş gibi yaşama- ya çalışır." düşüncesine uzak düşmektedir? A) Rıfat Ilgaz in hikâyelerinde 1970'lerin yaşamının, ko- operatifleşmenin, gecekondulaşmanın, İstanbul'da yaşanan kolera salgınlarının izlerini bulursunuz. O, günü geçmişten gelen bir tarihsellikle bakıp yorum- lamıştır. B) Kendisine bir kasaba hikâyecisi dedirtecek kadar Anadolu kasabaları ve kasaba hayatıyla ilgili gö- rüntüler çizen yazarın romanlarında, hikâyeleriyle benzer niteliklerde Anadolu insanını yansıtan derin anlatımlara rastlanmamaktadır. cyster ressam ister heykeltıraş ister müzisyen ya da şair olsun eser, her şeyden önce sanatçının özü ve doğasıdır. Sanatçılar, yarattıklarının en ince özel- liklerini eserleriyle okuyuculara sundukları için göz- lemci olanlar, sanatçıların eserlerinden kişiliklerinin genel ilkelerini öğrenebilir. D) Orhan Veli, kendi deyişi ile, şiire uzak düşmüş bir insanın şiirini yapıyordu. Küçük insandı bu, büyük kentlerde çalışan, ezilip horlanan, kit kanaat geçi- nen, dünyası ve zevkleri küçük insan. E) Öykü ve romanlarında, bir bölümüne kendisinin de yakından tanık olduğu eski zaman hayatının kıyıda köşede kalmış gelenek ve görenekleri ile Batılılaşma sürecinde zengin tabakanın maddi ve manevi çökü- şünü ele alıp anlatmıştır.
Hayat, karşılaştığımız durumlara göre kimi zaman
muammadır, kimi zaman bulanık bir manzaradır.
Hayattan bir kesit alirsak orada akla karanin, iyiy-
le kötünün, güzelle çirkinin iç içe olduğunu
goru-
rüz. Hayat karışım değil birleşimdir. Durup durur-
ken bu birleşimin unsurlarını ayırmak farklı yerle-
re koymak gereği duymayız. Zitların ayrışabilme-
si için yolunda gitmeyen bir şey olmalidir. Ancak
bir meselenin karşısında onu anlamak, tanımla-
mak, ayrıştırmak gereği duyarız. Ama bu yalnızca
ayrıştığını varsaymaktan ibarettir.
Bu parçada vurgulanmak istenen asıl düşünce
aşağıdakilerden hangisidir?
(A) Yaşamın içindeki karşıtlıkları ayırmaya, düzen-
li gitmeyen bir dönemde kalkışırız.
BY Yaşam karmaşanın ve güzelliklerin içinde ol-
gunlaşır, anlam kazanır.
C) Yaşam bazen bizler için bir bilmece bazen de
gerçekleri net göremediğimiz bir resim gibidir.
D) Yaşamın
içinde doğrular, yanlışlar, güzellikler
çirkinlikler, iyi kötü iç içedir, kesinlikle ayırama-
yı.
E) Umutsuz zamanlarda yaşamın gerçeklerini gör-
me yeteneğimizi kaybederiz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
Hayat, karşılaştığımız durumlara göre kimi zaman muammadır, kimi zaman bulanık bir manzaradır. Hayattan bir kesit alirsak orada akla karanin, iyiy- le kötünün, güzelle çirkinin iç içe olduğunu goru- rüz. Hayat karışım değil birleşimdir. Durup durur- ken bu birleşimin unsurlarını ayırmak farklı yerle- re koymak gereği duymayız. Zitların ayrışabilme- si için yolunda gitmeyen bir şey olmalidir. Ancak bir meselenin karşısında onu anlamak, tanımla- mak, ayrıştırmak gereği duyarız. Ama bu yalnızca ayrıştığını varsaymaktan ibarettir. Bu parçada vurgulanmak istenen asıl düşünce aşağıdakilerden hangisidir? (A) Yaşamın içindeki karşıtlıkları ayırmaya, düzen- li gitmeyen bir dönemde kalkışırız. BY Yaşam karmaşanın ve güzelliklerin içinde ol- gunlaşır, anlam kazanır. C) Yaşam bazen bizler için bir bilmece bazen de gerçekleri net göremediğimiz bir resim gibidir. D) Yaşamın içinde doğrular, yanlışlar, güzellikler çirkinlikler, iyi kötü iç içedir, kesinlikle ayırama- yı. E) Umutsuz zamanlarda yaşamın gerçeklerini gör- me yeteneğimizi kaybederiz.
A
A
A
Türkçe
25.
23. Abbas Yolcu Attila ilhan'ın 1949-1952 yılları arasında,
o dönem için yepyeni olan bir üslupla kaleme aldığı ve.
Varlık dergisinde bölüm bölüm yayımlanmış gezi yazı-
larından oluşuyor. Ama nasıl gezi yazıları? Aslında bir
kısmı bugünden dönüp bakıldığında bir günü almayacak
gibi görünen ama zamanında başlı başına birer macera
olan gezileri anlatıyor: İzmir-Sindirgi yolculuğu gibi. At-
tila ilhan, Abbas Yolcư daki üslup arayışını bakın nasıl
anlatıyor: "Abbas Yolcu metinleri, şairin yeni bir Türkçe
nesir üslubu çıkarma teşebbüsüdür; ilk romanlarına da
-Özellikle Zenciler Birbirine Benzemez'e- sıçrayacak
olan bu çalışma, 40'lı yıllarda epeyce taraftar bulacak;
60'lı yıllardan itibaren, artık bilinen ve imzasız da tanı-
nabilen Attila İlhan üslubunu oluşturacaktır."
Bu parçadan hareketle Abbas Yolcu adlı kitapla ilgi-
li aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Herkesçe bilinen bir üslupla dile getirilmiştir.
B) Romanlarını etkileyen bir kitaptır.
c) Serüven dolu bir içeriği vardır.
D Bölümler hâlinde yayımlanmış bir eserdir.
E)/Üslup bakımından bir yenilik arayışının ürünüdür.
24. Benim yazılarımı okumaktan zevk alıyor ve bana nasil
biteceğini soruyordu. Ben biliyor muydum ki? Edebiyat-
çılar, romancılar bir eser meydana getirecekleri zaman
mevzusunu bilir, planını yapar, romanın gidişi için bir yol
çizer. Bölümlerini bilir ve kime ne söyleteceklerini ön-
ceden tasarlarlar. Ben bunları hiçbir zaman yapmadim.
Çünkü ben edebiyatçı olmadığım gibi romancı da değil-
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
A A A Türkçe 25. 23. Abbas Yolcu Attila ilhan'ın 1949-1952 yılları arasında, o dönem için yepyeni olan bir üslupla kaleme aldığı ve. Varlık dergisinde bölüm bölüm yayımlanmış gezi yazı- larından oluşuyor. Ama nasıl gezi yazıları? Aslında bir kısmı bugünden dönüp bakıldığında bir günü almayacak gibi görünen ama zamanında başlı başına birer macera olan gezileri anlatıyor: İzmir-Sindirgi yolculuğu gibi. At- tila ilhan, Abbas Yolcư daki üslup arayışını bakın nasıl anlatıyor: "Abbas Yolcu metinleri, şairin yeni bir Türkçe nesir üslubu çıkarma teşebbüsüdür; ilk romanlarına da -Özellikle Zenciler Birbirine Benzemez'e- sıçrayacak olan bu çalışma, 40'lı yıllarda epeyce taraftar bulacak; 60'lı yıllardan itibaren, artık bilinen ve imzasız da tanı- nabilen Attila İlhan üslubunu oluşturacaktır." Bu parçadan hareketle Abbas Yolcu adlı kitapla ilgi- li aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Herkesçe bilinen bir üslupla dile getirilmiştir. B) Romanlarını etkileyen bir kitaptır. c) Serüven dolu bir içeriği vardır. D Bölümler hâlinde yayımlanmış bir eserdir. E)/Üslup bakımından bir yenilik arayışının ürünüdür. 24. Benim yazılarımı okumaktan zevk alıyor ve bana nasil biteceğini soruyordu. Ben biliyor muydum ki? Edebiyat- çılar, romancılar bir eser meydana getirecekleri zaman mevzusunu bilir, planını yapar, romanın gidişi için bir yol çizer. Bölümlerini bilir ve kime ne söyleteceklerini ön- ceden tasarlarlar. Ben bunları hiçbir zaman yapmadim. Çünkü ben edebiyatçı olmadığım gibi romancı da değil-
B BB
TÜRKÇE
man
e de
ün
ar
ine
Terek
23. Metafor ve analoji terimleri pek çok çalışmada birbirleri
yerine kullanılmaktadır. Analoji; kavram, ilke ve formüller
arasındaki bazı yönlerin birbirine benzemesidir. Metaforlar
öğrenmede bir ölçüde hayal gücü sağlamakta ve soyut
fikirlerin görselleştirilmesine yardımcı olmaktadır. Bu
yüzden, analojiler ve metaforlar yapılandırmacı öğrenme
yaklaşımında önemli bir yer tutmaktadır. Metafor,
anlaşılması güç olanı anlaşılır yapar. Hem analojiler hem de
metaforlar karşılaştırmaları ifade etmekte ve benzerlikleri
vurgulamakta fakat bunu farklı şekillerde yapmaktadır.
Analojiler iki alanın yapılarını açıkça karşılaştırmakta
ve yapıların parçalarının kimliğini işaret etmekteyken
metaforlar bu iki alanda örtüşmeyen özellikler veya ilişkisel
nitelikleri vurgulayarak örtük olarak karşılaştırmaktadırlar.
n,
sik
a
m
Bu parçadan hareketle metafor aşağıdakilerin
hangisinde doğru tanımlanmıştır?
A) Gerçek olarak sistematik derinliğe sahip olanın
hâkim gerçekliğe dönüşeceğini savunan çok yönlü bir
değişkendir.
B) İdeal gerçekliğe erişmek için deneysel çalışmalarda
tutarlı yaklaşımları öneren pratik bir düşünce biçimidir.
C) Dayanak noktasını olgular üzerine yoğunlaştıran ve
kuramlar üzerinde gerekli olanı arayan bir sorgulama
türüdür.
polimal
D) Gerçeklik düzleminde kavranamayan belirsizlikleri,
deneyimlenme bağlamında işleyerek görselleştiren
biçimlendirme etkileşimidir.
E) Olması gereken sabit değişkenleri farklı zihinlerin
anlama yetilerine göre sabitleyen bir akıl yürütme
yöntemidir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
B BB TÜRKÇE man e de ün ar ine Terek 23. Metafor ve analoji terimleri pek çok çalışmada birbirleri yerine kullanılmaktadır. Analoji; kavram, ilke ve formüller arasındaki bazı yönlerin birbirine benzemesidir. Metaforlar öğrenmede bir ölçüde hayal gücü sağlamakta ve soyut fikirlerin görselleştirilmesine yardımcı olmaktadır. Bu yüzden, analojiler ve metaforlar yapılandırmacı öğrenme yaklaşımında önemli bir yer tutmaktadır. Metafor, anlaşılması güç olanı anlaşılır yapar. Hem analojiler hem de metaforlar karşılaştırmaları ifade etmekte ve benzerlikleri vurgulamakta fakat bunu farklı şekillerde yapmaktadır. Analojiler iki alanın yapılarını açıkça karşılaştırmakta ve yapıların parçalarının kimliğini işaret etmekteyken metaforlar bu iki alanda örtüşmeyen özellikler veya ilişkisel nitelikleri vurgulayarak örtük olarak karşılaştırmaktadırlar. n, sik a m Bu parçadan hareketle metafor aşağıdakilerin hangisinde doğru tanımlanmıştır? A) Gerçek olarak sistematik derinliğe sahip olanın hâkim gerçekliğe dönüşeceğini savunan çok yönlü bir değişkendir. B) İdeal gerçekliğe erişmek için deneysel çalışmalarda tutarlı yaklaşımları öneren pratik bir düşünce biçimidir. C) Dayanak noktasını olgular üzerine yoğunlaştıran ve kuramlar üzerinde gerekli olanı arayan bir sorgulama türüdür. polimal D) Gerçeklik düzleminde kavranamayan belirsizlikleri, deneyimlenme bağlamında işleyerek görselleştiren biçimlendirme etkileşimidir. E) Olması gereken sabit değişkenleri farklı zihinlerin anlama yetilerine göre sabitleyen bir akıl yürütme yöntemidir.
Türkçe
30. Jack London; sıradan olaylardan çok, garip ve olağa-
nüstü olayların peşine düşmüştür. Bu yüzden o, vahşi
beldelerin vahşi yaşamlarını hikâye etmiştir
. Öyküleri-
ne bakılırsa onun için
hayat bir dövüş alanıdır ve an-
cak güçlü olanların yaşamaya hakkı vardır. Bu yüzden
tüm kahramanlarını bu arenaya, ölüm-kalım savaşına
sokar. Onları ya dağ başında aç susuz, doğanın kuca-
ğina ya da batmış bir gemi enkazının son kalıntıların-
da denizin ortasına bırakıp mücadelelerini gündeme
getirir.
Bu parçada Jack London'la ilgili anlatılmak istene-
ni aşağıdakilerden hangisi en iyi özetler?
A) London'un hayatı incelendiğinde yazdıkları ile ya-
şadıklarının iç içe olduğu; genellikle yaşadıklarını,
duyduklarını, tecrübelerini hikâye ettiğini görürüz.
B) London; gerçeği eğip bükmeden yaşamdaki en sa-
de, en saf ve en korkunç hâliyle okurun karşısına
çıkarırken okurdan sarsıcı bir tepki bekler.
London'un öyküleri; klasik anlatıma yaslı, olay öy-
küsü olarak kurgulanır; serüven, merak, heyecan
duygularından beslenir ve çarpıcı sonlara ihtiyaç
duyar.
D) London; insanın ne kadar küçülebileceğini, hayat-
ta kalabilmek için neler verebileceğini anlatırken
insanın aslında ne kadar zayıf bir varlık olduğunu
hikâye eder.
London'un öykülerinde insanlar sanki bir yere top-
lanmış, yüzlerini savaş boyalarıyla boyayıp ölüme
koşmaktadır; herkes er ya da geç ölümle sinanır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
Türkçe 30. Jack London; sıradan olaylardan çok, garip ve olağa- nüstü olayların peşine düşmüştür. Bu yüzden o, vahşi beldelerin vahşi yaşamlarını hikâye etmiştir . Öyküleri- ne bakılırsa onun için hayat bir dövüş alanıdır ve an- cak güçlü olanların yaşamaya hakkı vardır. Bu yüzden tüm kahramanlarını bu arenaya, ölüm-kalım savaşına sokar. Onları ya dağ başında aç susuz, doğanın kuca- ğina ya da batmış bir gemi enkazının son kalıntıların- da denizin ortasına bırakıp mücadelelerini gündeme getirir. Bu parçada Jack London'la ilgili anlatılmak istene- ni aşağıdakilerden hangisi en iyi özetler? A) London'un hayatı incelendiğinde yazdıkları ile ya- şadıklarının iç içe olduğu; genellikle yaşadıklarını, duyduklarını, tecrübelerini hikâye ettiğini görürüz. B) London; gerçeği eğip bükmeden yaşamdaki en sa- de, en saf ve en korkunç hâliyle okurun karşısına çıkarırken okurdan sarsıcı bir tepki bekler. London'un öyküleri; klasik anlatıma yaslı, olay öy- küsü olarak kurgulanır; serüven, merak, heyecan duygularından beslenir ve çarpıcı sonlara ihtiyaç duyar. D) London; insanın ne kadar küçülebileceğini, hayat- ta kalabilmek için neler verebileceğini anlatırken insanın aslında ne kadar zayıf bir varlık olduğunu hikâye eder. London'un öykülerinde insanlar sanki bir yere top- lanmış, yüzlerini savaş boyalarıyla boyayıp ölüme koşmaktadır; herkes er ya da geç ölümle sinanır.
TYT/Türkçe
37. - 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
39
Oturup kendi ana dilim üzerinde çalışıyorum. Ona özen
gösteriyorum. Bizde dil son derece kısır tartısmaların
konusu olagelmiş. Farklı kesimler, kendi görüşlerine
göre aynı anlama gelen Osmanlıca ve Türkçe
kelimelerden birine sahip çıkıp diğerini elemekten yana
bir tutum izliyorlar. Bana göre, her iki kelime de madem
yaşamaya devam ediyor, etsin. İnsanlar gibi kelimelerin
de bir ömrü var. Kelimeler eceliyle ölmeli, ölen kelimeler
de hortlatılmamalı. Bu arada Türkçe-Osmanlıca sözlük
okuyorum. Ayrıca annem diplomat olduğu için çok defa
yurt dışına gidip geldim. O dönemlerde Türkçeye
yabancılaştım. Bu da dilime merakımı artırdı. Emeğimi,
parami, zamanımı yabancı bir dil yerine kendi dilime
sarf ettim
37. Bu parçada altı çizili sözle, dille ilgili olarak
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sozcükler arasında yapılan yeni-eski ayrımının dile
zarar verdiği
Varlığını sürdürmesinde yazarların tavrının etkin rol
oynadığı
O Başka dillerden alınan sözcüklerle
zenginleştirilmesinin yanlış olduğu
Aday Yayinlar
D) Yaşadığı değişimin görmezden gelinmemesi
gerektiği
E) Dışarıdan müdahalelerle şekillendirilmesinin doğru
olmadığı
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
TYT/Türkçe 37. - 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 39 Oturup kendi ana dilim üzerinde çalışıyorum. Ona özen gösteriyorum. Bizde dil son derece kısır tartısmaların konusu olagelmiş. Farklı kesimler, kendi görüşlerine göre aynı anlama gelen Osmanlıca ve Türkçe kelimelerden birine sahip çıkıp diğerini elemekten yana bir tutum izliyorlar. Bana göre, her iki kelime de madem yaşamaya devam ediyor, etsin. İnsanlar gibi kelimelerin de bir ömrü var. Kelimeler eceliyle ölmeli, ölen kelimeler de hortlatılmamalı. Bu arada Türkçe-Osmanlıca sözlük okuyorum. Ayrıca annem diplomat olduğu için çok defa yurt dışına gidip geldim. O dönemlerde Türkçeye yabancılaştım. Bu da dilime merakımı artırdı. Emeğimi, parami, zamanımı yabancı bir dil yerine kendi dilime sarf ettim 37. Bu parçada altı çizili sözle, dille ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Sozcükler arasında yapılan yeni-eski ayrımının dile zarar verdiği Varlığını sürdürmesinde yazarların tavrının etkin rol oynadığı O Başka dillerden alınan sözcüklerle zenginleştirilmesinin yanlış olduğu Aday Yayinlar D) Yaşadığı değişimin görmezden gelinmemesi gerektiği E) Dışarıdan müdahalelerle şekillendirilmesinin doğru olmadığı
TYT/Türkçe
35. -
33. ly gerekceler ortaya koyarak ikna etme girişimlerinde
bulunmaya "argüman sunma" denir. Birçok farklı tipte
ikna girişimi ile karşı karşıya kalinz. Bunların hepsi
argüman değildir. Konuşmacinin veya yazarın, bir
argüman sunmaya calıstiói girisimleri, argüman
dışındaki yöntemlerle bizi ikna etmeyi amacladığı
girisimlerden.nasıl ayıracağımızı bilmeliyiz. Eğer
insanların söylediklerini veya yazdıklarını hakkıyla
anlayabilir ve iyi bir argüman sunup sunmadıklarını
değerlendirebilirseniz başkalarının sizi inandırmaya
çalıştığı şeyleri sorgular, kabul edip etmeme noktasında
özgur kalabilirsiniz. Bu da yanlış bir şey yapmanızı ya
da yanlış bir şeye inanmanızı engeller.
Bu parçada "argüman sunma' ile ilgili olarak
anlatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?
Her zaman için iyi bir yöntem olmayıp bazı
durumlarda insanları yanlış yönlendirdiği
B) Doğru biçimde yorumlanmasının verilen kararları
olumlu yönde etkilediği
Tüm insanlar üzerinde aynı etkiyi oluşturmadığından
herkese uygulanamadığı
D) İnsanları ikna etmede kullanılsa da sonuç alma
noktasında bazı eksikleri olduğu
E/ Başarılı bir metot olabilmesi için nasıl uygulanacağını
bilmek gerektiği
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
TYT/Türkçe 35. - 33. ly gerekceler ortaya koyarak ikna etme girişimlerinde bulunmaya "argüman sunma" denir. Birçok farklı tipte ikna girişimi ile karşı karşıya kalinz. Bunların hepsi argüman değildir. Konuşmacinin veya yazarın, bir argüman sunmaya calıstiói girisimleri, argüman dışındaki yöntemlerle bizi ikna etmeyi amacladığı girisimlerden.nasıl ayıracağımızı bilmeliyiz. Eğer insanların söylediklerini veya yazdıklarını hakkıyla anlayabilir ve iyi bir argüman sunup sunmadıklarını değerlendirebilirseniz başkalarının sizi inandırmaya çalıştığı şeyleri sorgular, kabul edip etmeme noktasında özgur kalabilirsiniz. Bu da yanlış bir şey yapmanızı ya da yanlış bir şeye inanmanızı engeller. Bu parçada "argüman sunma' ile ilgili olarak anlatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir? Her zaman için iyi bir yöntem olmayıp bazı durumlarda insanları yanlış yönlendirdiği B) Doğru biçimde yorumlanmasının verilen kararları olumlu yönde etkilediği Tüm insanlar üzerinde aynı etkiyi oluşturmadığından herkese uygulanamadığı D) İnsanları ikna etmede kullanılsa da sonuç alma noktasında bazı eksikleri olduğu E/ Başarılı bir metot olabilmesi için nasıl uygulanacağını bilmek gerektiği
31 ve 32. sorulan bu parçadan hareketle cevaplayınız.
Paulo Freire, eleştirel eğitim felsefesinin en önemli tem-
silcisidir. Ezilenlerin Pedagojisi adlı kitabın da sahibi olan
Freire, yaşamını eğitime ve ezilenlere hem teorik yani
kuramsal hem de pratik yani uygulamalı olarak adamış-
tir. Ona göre eğitim, özgür ve adil bir toplum yaratma-
nin aracı olmalıdır, bunu ülkü edinmelidir. Aynı zamanda
eğitim, bireysel olarak da öğrencilerin özgürleşmelerine
hizmet etmelidir. Freire, özgürleşen öğrencinin ötekini de
tanıyıp onu da özgürleştirme çabası içinde olması gerek-
tiğini söyler. Ona göre de insan, özgürleştiği kadar in-
sandır. Kısacası eğitim; bilinçlendirme, özgürleştirme ve
insanileştirme aracıdır.
31. Bu parçadan çıkarılacak en kapsamlı yargı aşağıda-
kilerden hangisidir?
A) Eleştirel eğitim felsefesi alanında yapılan çalışma-
lar, eğitime ve ezilenlere adanmalıdır.
B) Eleştirel eğitim felsefesi alanında yapılan çalışma-
lar, teoride kalmamalı pratikte de kendini gösterme-
lidir.
C) Eğitimle özgürleşen öğrenciler, kendilerinden baş-
layarak herkesi ve her şeyi özgürleştirir.
D) Adil ve özgür olan toplumlar, bu durumu eleştirel
eğitim felsefesi alanında yapılan çalışmalara borç-
ludur,
E) Eğitim; bireylere insani duygular kazandıran, insan-
ları bilinçlendiren ve onların hür olmalarını sağlayan
önemli bir kavramdır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
31 ve 32. sorulan bu parçadan hareketle cevaplayınız. Paulo Freire, eleştirel eğitim felsefesinin en önemli tem- silcisidir. Ezilenlerin Pedagojisi adlı kitabın da sahibi olan Freire, yaşamını eğitime ve ezilenlere hem teorik yani kuramsal hem de pratik yani uygulamalı olarak adamış- tir. Ona göre eğitim, özgür ve adil bir toplum yaratma- nin aracı olmalıdır, bunu ülkü edinmelidir. Aynı zamanda eğitim, bireysel olarak da öğrencilerin özgürleşmelerine hizmet etmelidir. Freire, özgürleşen öğrencinin ötekini de tanıyıp onu da özgürleştirme çabası içinde olması gerek- tiğini söyler. Ona göre de insan, özgürleştiği kadar in- sandır. Kısacası eğitim; bilinçlendirme, özgürleştirme ve insanileştirme aracıdır. 31. Bu parçadan çıkarılacak en kapsamlı yargı aşağıda- kilerden hangisidir? A) Eleştirel eğitim felsefesi alanında yapılan çalışma- lar, eğitime ve ezilenlere adanmalıdır. B) Eleştirel eğitim felsefesi alanında yapılan çalışma- lar, teoride kalmamalı pratikte de kendini gösterme- lidir. C) Eğitimle özgürleşen öğrenciler, kendilerinden baş- layarak herkesi ve her şeyi özgürleştirir. D) Adil ve özgür olan toplumlar, bu durumu eleştirel eğitim felsefesi alanında yapılan çalışmalara borç- ludur, E) Eğitim; bireylere insani duygular kazandıran, insan- ları bilinçlendiren ve onların hür olmalarını sağlayan önemli bir kavramdır.
E) Ogretici-kanıtlayıcı
AO)
OTO)
E) (O)())
Adı Soyadı:
Okul No:
Sınıf :
1
2
3
4.
6
D
20. Memed Efendi:
"Güvencim evvel Allah, sonra bu. Yiğit delikanlı, Allah
bagışlasın. Er olan donmez sözünden."
Delikanlıya:
"Bak hele yeğenim şu ettiğin işe! Onlar mı fikara? Sürmeyi
gözden çeker onlar, gene haberin olmaz. Beeen, ben bilirim onları ancak!
Fıkaraaaa! Yani şu Yeriyokuşlular yok mu? Bir adam ekmek yemesin yani,
gözlerine batar. Bir aralar dükkân bilmez iken, ben veresiye verdim
onlara. Amma bu çocuk yigit. Dehlerler gider. Yürekleri
acımış!. Bizim çoluk çocuk ne yiyecek? Bu yaştan sonra el içinde sürüm
sürüm.
Aşağıdakilerden hangisi bu metrin Oslup
özelliklerinden değildir?
A) Deyimlere yer verilmiştir.
B) Devrik cümleler kullanılmıştır.
C) Anlaşılması güç, ağır bir dil kullanılmıştır.
D) Gözlemci bakış açısıyla kaleme alınmıştır.
E) Kişiler, ağız özelliklerine uygun konuşturulmuştur.
11
4
1.
6
1
7
Başarılar...
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
E) Ogretici-kanıtlayıcı AO) OTO) E) (O)()) Adı Soyadı: Okul No: Sınıf : 1 2 3 4. 6 D 20. Memed Efendi: "Güvencim evvel Allah, sonra bu. Yiğit delikanlı, Allah bagışlasın. Er olan donmez sözünden." Delikanlıya: "Bak hele yeğenim şu ettiğin işe! Onlar mı fikara? Sürmeyi gözden çeker onlar, gene haberin olmaz. Beeen, ben bilirim onları ancak! Fıkaraaaa! Yani şu Yeriyokuşlular yok mu? Bir adam ekmek yemesin yani, gözlerine batar. Bir aralar dükkân bilmez iken, ben veresiye verdim onlara. Amma bu çocuk yigit. Dehlerler gider. Yürekleri acımış!. Bizim çoluk çocuk ne yiyecek? Bu yaştan sonra el içinde sürüm sürüm. Aşağıdakilerden hangisi bu metrin Oslup özelliklerinden değildir? A) Deyimlere yer verilmiştir. B) Devrik cümleler kullanılmıştır. C) Anlaşılması güç, ağır bir dil kullanılmıştır. D) Gözlemci bakış açısıyla kaleme alınmıştır. E) Kişiler, ağız özelliklerine uygun konuşturulmuştur. 11 4 1. 6 1 7 Başarılar...
göre
mak
mobil
len
7. - 8. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
• Hidroponik, toprak kullanmadan su içinde mineral
besin çözümleri kullanarak
bitki yetiştirme yöntemidir.
Hidrokültürün bir alt kümesidir. Karasal bitkiler;
mineral besin solüsyonunda veya perlit, çakıl,
mineral yün, genişletilmiş kil ve Hindistan cevizi
kabuğu gibi nötr bir ortamda kendi kökleriyle
yetiştirilebilir. Hidroponik sistemlerde kullanılan
besinler balik dışkısı, ördek gübresi, kimyasal
gübreler ya da yapay besin çözeltileri gibi çok farklı
kaynaklardan gelebilir. Hidroponik olarak asal
ortamda yetiştirilen bitkiler; domates, biber, hıyar,
marul, haşhaş ve Arabidopsis thaliana gibi model
bitkileri kapsar.
Eir.
Eir.
Hidroponik, toprağa ihtiyaç duymadığı için bu
yöntemle toprağı verimsiz olan yerlerde de tarım
yapılabilir. Su ihtiyacı azalır. Bitkilerin beslenme
seviyeleri kontrol edilebilir, bu sayede daha nitelikli
deneyler yapılabilir. Kirlilik gibi etkenlerden
etkilenilmez. Hasat kolaylığı sağlanır. Bitkiler daha
sağlıklı büyür. Hidroponik, tarım için su kullanımında
azalma gibi pek çok avantaj sağlar. 1 kg domates
yetiştirmek için yaygın çiftçilik yöntemlerinde 400 litre
su kullanmak gerekir; hidroponik yönteminde 70 litre
su yeterlidir. Üretime gerek duyulan su eksikliği
yüzünden ulaşılabilir suya sahip olmayan uygunsuz
ortamlarda gıda maddesi yetiştirmek bu yöntemle
mümkündür.
z.
),
erin
et
Dör
es
7.
Bu iki parça arasındaki ilişkiyle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Geleneksel tarımın yeni yöntemlerini anlatarak maliyet
analizi yapmaktadırlar.
si ve
ekil
B) Yeni bir tarım türünün nasıl yapılacağını ve
kazanımlarını anlatmaktadırlar.
i ve
C) Hidroponik tarıma getirilen yenilikleri ve bu işin
ekonomik kazanımlarını sıralamaktadırlar.
ne
Eldir.
D) Topraksız tarımın ana başlıklarını ve bu yöntemin
yararlarını anlatmaktadırlar.
iz
E) Sağlıklı bir tarım çeşidini tanıtmakta ve bu işin ne
kadar gelir getireceğini aktarmaktadırlar.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
göre mak mobil len 7. - 8. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. • Hidroponik, toprak kullanmadan su içinde mineral besin çözümleri kullanarak bitki yetiştirme yöntemidir. Hidrokültürün bir alt kümesidir. Karasal bitkiler; mineral besin solüsyonunda veya perlit, çakıl, mineral yün, genişletilmiş kil ve Hindistan cevizi kabuğu gibi nötr bir ortamda kendi kökleriyle yetiştirilebilir. Hidroponik sistemlerde kullanılan besinler balik dışkısı, ördek gübresi, kimyasal gübreler ya da yapay besin çözeltileri gibi çok farklı kaynaklardan gelebilir. Hidroponik olarak asal ortamda yetiştirilen bitkiler; domates, biber, hıyar, marul, haşhaş ve Arabidopsis thaliana gibi model bitkileri kapsar. Eir. Eir. Hidroponik, toprağa ihtiyaç duymadığı için bu yöntemle toprağı verimsiz olan yerlerde de tarım yapılabilir. Su ihtiyacı azalır. Bitkilerin beslenme seviyeleri kontrol edilebilir, bu sayede daha nitelikli deneyler yapılabilir. Kirlilik gibi etkenlerden etkilenilmez. Hasat kolaylığı sağlanır. Bitkiler daha sağlıklı büyür. Hidroponik, tarım için su kullanımında azalma gibi pek çok avantaj sağlar. 1 kg domates yetiştirmek için yaygın çiftçilik yöntemlerinde 400 litre su kullanmak gerekir; hidroponik yönteminde 70 litre su yeterlidir. Üretime gerek duyulan su eksikliği yüzünden ulaşılabilir suya sahip olmayan uygunsuz ortamlarda gıda maddesi yetiştirmek bu yöntemle mümkündür. z. ), erin et Dör es 7. Bu iki parça arasındaki ilişkiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Geleneksel tarımın yeni yöntemlerini anlatarak maliyet analizi yapmaktadırlar. si ve ekil B) Yeni bir tarım türünün nasıl yapılacağını ve kazanımlarını anlatmaktadırlar. i ve C) Hidroponik tarıma getirilen yenilikleri ve bu işin ekonomik kazanımlarını sıralamaktadırlar. ne Eldir. D) Topraksız tarımın ana başlıklarını ve bu yöntemin yararlarını anlatmaktadırlar. iz E) Sağlıklı bir tarım çeşidini tanıtmakta ve bu işin ne kadar gelir getireceğini aktarmaktadırlar.
13 En küçükleri olan Buğu Han en akıllılarıdır.
Uygurlar kendilerine hükümdar seçerler.
Buğu Han soyundan gelen hükümdarlar
Çinlilerle savaşırlar ve nihayet tahta ge-
çen hükümdarlardan biri savaşa son ver-
mek için oğlunu Çin prensesi ile evlendirir.
Prensesle birlikte gelen Çin elçileri, Uygur
ülkesinin saadetinin Kutlu Dağ adını taşıyan
büyük bir kayaya bağlı olduğunu anlarlar ve
prensese karşılık bu kayayı isterler. Hüküm-
dar razı olur. Çinliler kayayı taşıyamayınca
etrafında ateş yakıp üzerine kızgın yağ dö-
kerler ve parçalarlar. Bu sayede parçaları
Çin'e taşırlar. Bu hadiseden sonra Uygur ül-
kesindeki bütün kuşlar kendi dilleriyle kaya-
nin gidişine üzülür. Yedi gün sonra hüküm-
dar ölür, irmaklar kurur, kitlik meydana gelir.
Bunun üzerine Uygurlar göç eder.
Göç Destanı ile ilgili yukarıdaki metin-
den hareketle;
1. Uygur toprağının kutsal olduğu
II. Göç Destanı'nda dini ögelere yer verildiği
III. Anlatılan olayın gerçek olduğu
yargılardan hangilerine ulaşılabilir?
A) Yalnız! B) Yalnız 11 C) I ve 11
D) II ve III E) I ve III
Saka Destanları
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
13 En küçükleri olan Buğu Han en akıllılarıdır. Uygurlar kendilerine hükümdar seçerler. Buğu Han soyundan gelen hükümdarlar Çinlilerle savaşırlar ve nihayet tahta ge- çen hükümdarlardan biri savaşa son ver- mek için oğlunu Çin prensesi ile evlendirir. Prensesle birlikte gelen Çin elçileri, Uygur ülkesinin saadetinin Kutlu Dağ adını taşıyan büyük bir kayaya bağlı olduğunu anlarlar ve prensese karşılık bu kayayı isterler. Hüküm- dar razı olur. Çinliler kayayı taşıyamayınca etrafında ateş yakıp üzerine kızgın yağ dö- kerler ve parçalarlar. Bu sayede parçaları Çin'e taşırlar. Bu hadiseden sonra Uygur ül- kesindeki bütün kuşlar kendi dilleriyle kaya- nin gidişine üzülür. Yedi gün sonra hüküm- dar ölür, irmaklar kurur, kitlik meydana gelir. Bunun üzerine Uygurlar göç eder. Göç Destanı ile ilgili yukarıdaki metin- den hareketle; 1. Uygur toprağının kutsal olduğu II. Göç Destanı'nda dini ögelere yer verildiği III. Anlatılan olayın gerçek olduğu yargılardan hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız! B) Yalnız 11 C) I ve 11 D) II ve III E) I ve III Saka Destanları
O, halkın kullandığı dili, deyimleri, atasözlerini esas alır. Osmanlı'dan kalma en eski Arapça ve Farsça kelimelerle,
en son üretilen Öztürkçe kelimeleri iç içe, anlamı güçlendirerek, uyumlu bir tarzda kullanır. Bir yelpaze şeklinde
ortaya çıkan bu sözcük zenginliği ve çeşnisi, dilin büyüsünü âdeta artırır. Yunus'tan Nazım'a kadar nice halk
ozanlarından, arının çiçeği özümlemesi gibi yararlanır. Masalları, bilmeceleri, manileri, ağıtları, yani o kocaman halk
kültürünü yükler bir hamal gibi sırtına, getirip Çukurova'ya, Toroslar'a, Anavarza'lara döker.
10) Bu parçada geçen "arımın çiçeği özümlemesi gibi yararlanmak" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir? (9 puan)
A) Farklı anlatım olanaklarını denemek B) Birçok ozanın anlatımına öykünmek
C) Şiir birikimini içselleştirip kullanmak D) Anlatımda samimiyeti esas almak
E) Dil ve tema birlikteliğini sağlamak
oli kalmamıştır. Kimi şiirlerinde toplumsal
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
O, halkın kullandığı dili, deyimleri, atasözlerini esas alır. Osmanlı'dan kalma en eski Arapça ve Farsça kelimelerle, en son üretilen Öztürkçe kelimeleri iç içe, anlamı güçlendirerek, uyumlu bir tarzda kullanır. Bir yelpaze şeklinde ortaya çıkan bu sözcük zenginliği ve çeşnisi, dilin büyüsünü âdeta artırır. Yunus'tan Nazım'a kadar nice halk ozanlarından, arının çiçeği özümlemesi gibi yararlanır. Masalları, bilmeceleri, manileri, ağıtları, yani o kocaman halk kültürünü yükler bir hamal gibi sırtına, getirip Çukurova'ya, Toroslar'a, Anavarza'lara döker. 10) Bu parçada geçen "arımın çiçeği özümlemesi gibi yararlanmak" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? (9 puan) A) Farklı anlatım olanaklarını denemek B) Birçok ozanın anlatımına öykünmek C) Şiir birikimini içselleştirip kullanmak D) Anlatımda samimiyeti esas almak E) Dil ve tema birlikteliğini sağlamak oli kalmamıştır. Kimi şiirlerinde toplumsal
6. Bildiğiniz üzere "Harf Inkılabi" veya "Yaz İnkılabi" diye
adlandırdığımız bu inkılap, Arap alfabesi yerine Latin alfabesi
temelindeki milli bir Türk alfabesini geçerli kılan bir değişimin
ifadesidir. Bu inkılap, 1928 yılının 8-9 Ağustos gecesinde, Atatürk'ün
Sarayburnu Parkı'nda halka yaptığı bir konuşma ile müjdelenmiş ve
bir iki ay içinde gerekli ön çalışmalar tamamlanarak 1 Kasım 1928
tarihinde, 1353 sayılı kanunla TBMM'nin onayından geçmiş ve
yürürlüğe girmiştir
.
Bu metnin yazılış amacı aşağıdakilerden hangisidir?
(A, Bir konu hakkında bilgi vermek
B. Günlük bir konuyu anlatmak
C. Bir konunun olumlu ve olumsuz yönlerini yansıtmak
D. Geçmişte yaşanan bir olayı anlatmak
E. Bir konuda kesin hükümlere varmadan görüş bildirmek
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
6. Bildiğiniz üzere "Harf Inkılabi" veya "Yaz İnkılabi" diye adlandırdığımız bu inkılap, Arap alfabesi yerine Latin alfabesi temelindeki milli bir Türk alfabesini geçerli kılan bir değişimin ifadesidir. Bu inkılap, 1928 yılının 8-9 Ağustos gecesinde, Atatürk'ün Sarayburnu Parkı'nda halka yaptığı bir konuşma ile müjdelenmiş ve bir iki ay içinde gerekli ön çalışmalar tamamlanarak 1 Kasım 1928 tarihinde, 1353 sayılı kanunla TBMM'nin onayından geçmiş ve yürürlüğe girmiştir . Bu metnin yazılış amacı aşağıdakilerden hangisidir? (A, Bir konu hakkında bilgi vermek B. Günlük bir konuyu anlatmak C. Bir konunun olumlu ve olumsuz yönlerini yansıtmak D. Geçmişte yaşanan bir olayı anlatmak E. Bir konuda kesin hükümlere varmadan görüş bildirmek
CARI
TEST-1
Bu testi süre tutmadan, sadece soru tipinin mantığını anlayar
1.
Bir
leri
ler
les
ke
h
Astronomlar, Güneş'i daha iyi gözlemek için teleskopların önü-
3.
ne bir yuvarlak koyarlar. Bu sayede sadece Güneş'in etrafında-
ki haleyi gözlemlerler, Güneş patlamalarını ve güneşteki aktivi-
teyi ölçerler. Aksi takdirde Güneş'in ışığından bu detayları göre-
mezler. Gerçekten bazen bir şeyleri gölgelemek, hakikati daha
iyi anlamamızı sağlar. Hem Doğu hem Batı ekollerinde kişinin
ruhsal gelişimi için sessizlik önemli bir aşamadır. Pisagor, kendi
gizem okuluna alacağı öğrencilere bir yıldan üç yıla kadar süren
sessizlik oruçları tuttururdu; bu oruçlarda öğrenci kimseyle as-
la konuşmazdı. Amacı, öğrencinin susarak içindeki gerçek sesi
duymasını sağlamaktı. Susmak, ışığın yani bilginin önünde bir
gölge gibi... Işığı yaymak yerine susarak yapılan gölgeleme ve ha-
kikati bu gölgenin izlerinden, sınırlarından görmek...
Bu parçada gölgelemeyle ilgili olarak anlatılmak istenen aşa-
ğıdakilerden hangisidir?
A) Anlaşılabilirlik yolunda bir araç olması
B) Anlamı betimlemede yöntem olarak kullanılması
C) Gerçeklerin belirginleştirilmesinde hatırlanması
D) Daha ayrıntılı değerlendirme sağlaması
E) Görselliği işlevsel ve etkili duruma getirmesi
Lozin serin, kışın
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
CARI TEST-1 Bu testi süre tutmadan, sadece soru tipinin mantığını anlayar 1. Bir leri ler les ke h Astronomlar, Güneş'i daha iyi gözlemek için teleskopların önü- 3. ne bir yuvarlak koyarlar. Bu sayede sadece Güneş'in etrafında- ki haleyi gözlemlerler, Güneş patlamalarını ve güneşteki aktivi- teyi ölçerler. Aksi takdirde Güneş'in ışığından bu detayları göre- mezler. Gerçekten bazen bir şeyleri gölgelemek, hakikati daha iyi anlamamızı sağlar. Hem Doğu hem Batı ekollerinde kişinin ruhsal gelişimi için sessizlik önemli bir aşamadır. Pisagor, kendi gizem okuluna alacağı öğrencilere bir yıldan üç yıla kadar süren sessizlik oruçları tuttururdu; bu oruçlarda öğrenci kimseyle as- la konuşmazdı. Amacı, öğrencinin susarak içindeki gerçek sesi duymasını sağlamaktı. Susmak, ışığın yani bilginin önünde bir gölge gibi... Işığı yaymak yerine susarak yapılan gölgeleme ve ha- kikati bu gölgenin izlerinden, sınırlarından görmek... Bu parçada gölgelemeyle ilgili olarak anlatılmak istenen aşa- ğıdakilerden hangisidir? A) Anlaşılabilirlik yolunda bir araç olması B) Anlamı betimlemede yöntem olarak kullanılması C) Gerçeklerin belirginleştirilmesinde hatırlanması D) Daha ayrıntılı değerlendirme sağlaması E) Görselliği işlevsel ve etkili duruma getirmesi Lozin serin, kışın
GELISME TESTİ 16 PARAGRAFTA YAPI - BOŞLUK VE DIY
7.
Ti
sa
5.
se
b
to
Bazen anlattığım bir olayı neden yazmadığımı sorarlar.
(1) Öykü, okunarak tadına varılan bir tür. (2) Sözcük
dizimini, ritmini, iç musikisini, atmosferini veremezsiniz.
(3) Yine de yazmayı düşünmediğim için anlattığım,
daha sonra da oturup yazdığım iki öyküm var:
Unutulamayan ve Tasmalı Güvercin.
1. Onu karşınızdakine anlatmaya kalkıştığınızda
yalnızca konusundan söz etmiş olursunuz.
II. Beğendiğiniz filmi anlatmaya kalkışmak gibi bir
şeydir bu.
III. Ben de "Yazacak olsam anlatmazdım." derim.
Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için
1, 2 ve 3 ile belirtilen yerlere I, II ve III numaralı
cümlelerden hangileri getirilmelidir?
1
2
3
11
-
C)
42
D) II
E)
YAYINLARI
LIMIT
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
GELISME TESTİ 16 PARAGRAFTA YAPI - BOŞLUK VE DIY 7. Ti sa 5. se b to Bazen anlattığım bir olayı neden yazmadığımı sorarlar. (1) Öykü, okunarak tadına varılan bir tür. (2) Sözcük dizimini, ritmini, iç musikisini, atmosferini veremezsiniz. (3) Yine de yazmayı düşünmediğim için anlattığım, daha sonra da oturup yazdığım iki öyküm var: Unutulamayan ve Tasmalı Güvercin. 1. Onu karşınızdakine anlatmaya kalkıştığınızda yalnızca konusundan söz etmiş olursunuz. II. Beğendiğiniz filmi anlatmaya kalkışmak gibi bir şeydir bu. III. Ben de "Yazacak olsam anlatmazdım." derim. Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için 1, 2 ve 3 ile belirtilen yerlere I, II ve III numaralı cümlelerden hangileri getirilmelidir? 1 2 3 11 - C) 42 D) II E) YAYINLARI LIMIT