Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu-Ana Düşünce Soruları

GELISME TESTİ 16 PARAGRAFTA YAPI - BOŞLUK VE DIY
7.
Ti
sa
5.
se
b
to
Bazen anlattığım bir olayı neden yazmadığımı sorarlar.
(1) Öykü, okunarak tadına varılan bir tür. (2) Sözcük
dizimini, ritmini, iç musikisini, atmosferini veremezsiniz.
(3) Yine de yazmayı düşünmediğim için anlattığım,
daha sonra da oturup yazdığım iki öyküm var:
Unutulamayan ve Tasmalı Güvercin.
1. Onu karşınızdakine anlatmaya kalkıştığınızda
yalnızca konusundan söz etmiş olursunuz.
II. Beğendiğiniz filmi anlatmaya kalkışmak gibi bir
şeydir bu.
III. Ben de "Yazacak olsam anlatmazdım." derim.
Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için
1, 2 ve 3 ile belirtilen yerlere I, II ve III numaralı
cümlelerden hangileri getirilmelidir?
1
2
3
11
-
C)
42
D) II
E)
YAYINLARI
LIMIT
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
GELISME TESTİ 16 PARAGRAFTA YAPI - BOŞLUK VE DIY 7. Ti sa 5. se b to Bazen anlattığım bir olayı neden yazmadığımı sorarlar. (1) Öykü, okunarak tadına varılan bir tür. (2) Sözcük dizimini, ritmini, iç musikisini, atmosferini veremezsiniz. (3) Yine de yazmayı düşünmediğim için anlattığım, daha sonra da oturup yazdığım iki öyküm var: Unutulamayan ve Tasmalı Güvercin. 1. Onu karşınızdakine anlatmaya kalkıştığınızda yalnızca konusundan söz etmiş olursunuz. II. Beğendiğiniz filmi anlatmaya kalkışmak gibi bir şeydir bu. III. Ben de "Yazacak olsam anlatmazdım." derim. Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için 1, 2 ve 3 ile belirtilen yerlere I, II ve III numaralı cümlelerden hangileri getirilmelidir? 1 2 3 11 - C) 42 D) II E) YAYINLARI LIMIT
1.
Astronomlar, Güneş'i daha iyi gözlemek için teleskopların önü-
ne bir yuvarlak koyarlar. Bu sayede sadece Güneş'in etrafında-
ki haleyi gözlemlerler, Güneş patlamalarını ve güneşteki aktivi-
teyi ölçerler. Aksi takdirde Güneş'in ışığından bu detayları göre-
mezler. Gerçekten bazen bir şeyleri gölgelemek, hakikati daha
iyi anlamamızı sağlar. Hem Doğu hem Batı ekollerinde kişinin
ruhsal gelişimi için sessizlik önemli bir aşamadır. Pisagor, kendi
gizem okuluna alacağı öğrencilere bir yıldan üç yıla kadar süren
sessizlik oruçları tuttururdu; bu oruçlarda öğrenci kimseyle as-
la konuşmazdı. Amacı, öğrencinin susarak içindeki gerçek sesi
duymasını sağlamaktı. Susmak, ışığın yani bilginin önünde bir
gölge gibi... Işığı yaymak yerine susarak yapılan gölgeleme ve ha-
kikati bu gölgenin izlerinden, sınırlarından görmek...
Bu parçada gölgelemeyle ilgili olarak anlatılmak istenen aşa-
ğıdakilerden hangisidir?
A) Anlaşılabilirlik yolunda bir araç olması
B) Anlami betimlemede yöntem olarak kullanılması
C) Gerçeklerin belirginleştirilmesinde hatırlanması
Daha ayrıntılı değerlendirme sağlaması
E) Görselliği işlevsel ve etkili duruma getirmesi
D
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
1. Astronomlar, Güneş'i daha iyi gözlemek için teleskopların önü- ne bir yuvarlak koyarlar. Bu sayede sadece Güneş'in etrafında- ki haleyi gözlemlerler, Güneş patlamalarını ve güneşteki aktivi- teyi ölçerler. Aksi takdirde Güneş'in ışığından bu detayları göre- mezler. Gerçekten bazen bir şeyleri gölgelemek, hakikati daha iyi anlamamızı sağlar. Hem Doğu hem Batı ekollerinde kişinin ruhsal gelişimi için sessizlik önemli bir aşamadır. Pisagor, kendi gizem okuluna alacağı öğrencilere bir yıldan üç yıla kadar süren sessizlik oruçları tuttururdu; bu oruçlarda öğrenci kimseyle as- la konuşmazdı. Amacı, öğrencinin susarak içindeki gerçek sesi duymasını sağlamaktı. Susmak, ışığın yani bilginin önünde bir gölge gibi... Işığı yaymak yerine susarak yapılan gölgeleme ve ha- kikati bu gölgenin izlerinden, sınırlarından görmek... Bu parçada gölgelemeyle ilgili olarak anlatılmak istenen aşa- ğıdakilerden hangisidir? A) Anlaşılabilirlik yolunda bir araç olması B) Anlami betimlemede yöntem olarak kullanılması C) Gerçeklerin belirginleştirilmesinde hatırlanması Daha ayrıntılı değerlendirme sağlaması E) Görselliği işlevsel ve etkili duruma getirmesi D
TÜRKÇE TESTİ
REȘATTAL
DENEME SINAVI - 2
Alper
Omega-3
NURİ
GÜNTEKİN
Calikusu
BUTON ROMANLARI
Reşat Nuri Güntekin, ünlü romanlarından biri olan “Çalıkuşu'nda, roma-
nin başkahramanı Feride'yi gençlerin gözünde öğretmen kahraman olarak
idealize etmiş ve onu Anadolu köy ve kasabalarında dolaştırmıştır.
Aşağıdakilerden hangisi bu cümlede sözü edilen eserle ilgili kesin olarak söylenir?
1. “Çalıkuşu” romanında ele alınan olaylar özellikle Anadolu'da eğitim gören gençlerin ilgisini çekmiştir.
II
. Reşat Nuri Güntekin, roman kahramanı Feride Öğretmen'i genç kuşaklara örnek olarak göstermiştir.
III. Okurların ilgisini çekmek isteyen Reşat Nuri Güntekin, romanlarındaki konu, kişi ve çevreyi Anadolu'dan
seçmiştir.
IV. Reşat Nuri Güntekin'in “Çalıkuşu” romanını okuyan pek çok genç, öğretmen olup Anadolu'nun yolunu tut-
muştur.
A) I ve II
B) I ve III
C) Yalnız II
D) III ve IV
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
TÜRKÇE TESTİ REȘATTAL DENEME SINAVI - 2 Alper Omega-3 NURİ GÜNTEKİN Calikusu BUTON ROMANLARI Reşat Nuri Güntekin, ünlü romanlarından biri olan “Çalıkuşu'nda, roma- nin başkahramanı Feride'yi gençlerin gözünde öğretmen kahraman olarak idealize etmiş ve onu Anadolu köy ve kasabalarında dolaştırmıştır. Aşağıdakilerden hangisi bu cümlede sözü edilen eserle ilgili kesin olarak söylenir? 1. “Çalıkuşu” romanında ele alınan olaylar özellikle Anadolu'da eğitim gören gençlerin ilgisini çekmiştir. II . Reşat Nuri Güntekin, roman kahramanı Feride Öğretmen'i genç kuşaklara örnek olarak göstermiştir. III. Okurların ilgisini çekmek isteyen Reşat Nuri Güntekin, romanlarındaki konu, kişi ve çevreyi Anadolu'dan seçmiştir. IV. Reşat Nuri Güntekin'in “Çalıkuşu” romanını okuyan pek çok genç, öğretmen olup Anadolu'nun yolunu tut- muştur. A) I ve II B) I ve III C) Yalnız II D) III ve IV
EviTE-11
2.
Ellis, Televizyon ve Zaman adlı kitabında televizyon filmlerinde
nesnel ve öznel olarak iki tür zamandan söz eder. Oznel zama-
nin bir televizyon filminde konu örgüsünün sıklığına, yoğunlu-
šuna ve izleyenin yaşam deneyimine bağlı olduğu görüşünü eles-
tiren Ellis; öznel zamanın yaratılmasındaki başarıyı öykünün ya-
ni sıra yapımın akışı, temposu ve oyunculuk hızıyla ilişkilendirir.
Bu parçaya göre Ellis'in bir televizyon filmindeki öznel zama-
na yönelik eleştirisi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Geleneksel değerlerin reddedilmesine yönelik içerikler üret-
tiğine inanılmast
B) Bireylerin kendisi ve dış dünya arasında ayrım yapmasını en-
gellemesi
C) Konunun işlenmesindeki yoğunluğa ve seyircinin hayat tec-
rübesine bağlı görülmesi
D) Toplumda huzuru sağlamak için bireyleri eğlendirmeyi amaç
edinmesi
E) Toplumu yansıtmayan içeriklerinin bireyi kendine yabanci-
laştırmasi
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
EviTE-11 2. Ellis, Televizyon ve Zaman adlı kitabında televizyon filmlerinde nesnel ve öznel olarak iki tür zamandan söz eder. Oznel zama- nin bir televizyon filminde konu örgüsünün sıklığına, yoğunlu- šuna ve izleyenin yaşam deneyimine bağlı olduğu görüşünü eles- tiren Ellis; öznel zamanın yaratılmasındaki başarıyı öykünün ya- ni sıra yapımın akışı, temposu ve oyunculuk hızıyla ilişkilendirir. Bu parçaya göre Ellis'in bir televizyon filmindeki öznel zama- na yönelik eleştirisi aşağıdakilerden hangisidir? A) Geleneksel değerlerin reddedilmesine yönelik içerikler üret- tiğine inanılmast B) Bireylerin kendisi ve dış dünya arasında ayrım yapmasını en- gellemesi C) Konunun işlenmesindeki yoğunluğa ve seyircinin hayat tec- rübesine bağlı görülmesi D) Toplumda huzuru sağlamak için bireyleri eğlendirmeyi amaç edinmesi E) Toplumu yansıtmayan içeriklerinin bireyi kendine yabanci- laştırmasi
7. Hollanda Maastricht Universitesi Medikal Merkezindeki
çalışmanın veri tabanını incelediler. Burada yer alan,
araştırmacılar, "tip 2 diyabetli” bireylerden oluşan bir
yaşları 40 ila 75 arasında değişen, yaklaşık üçte biri
çalışma sırasında veya öncesinde tip 2 diyabet teşhisi
konmuş 2.861 hastayı analiz ettiler. Hastalardan bir
anket aracılığıyla derlenen, hastaların sosyal gruplarının
karakteristik özellikleri, onların arkadaş çevresinin
genişliği, görüşme sıklıkları ve nasıl yaşadıklarına dair
detayları araştırdılar. Hem kadınlar hem de erkekler
arasında, daha dar bir sosyal çevreye sahip olanlarda
tip 2 diyabet teşhisinin fazla olduğunu keşfettiler.
ilerleyen zamanlarda arkadaş, aile veya tanıdıklarıyla
çok sik bir araya gelmeye başlayan aynı kişilerde tip 2
diyabet hastalığının gerilediği ortaya çıktı
.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen
araştırmadan çıkabilecek bir sonuçtur?
A) Genetik yatkınlık, hastalıkların ortaya çıkmasında
önemli bir rol oynamaktadır.
B) Kadın ve erkeklerdeki bireysel farklılıklar, hastalıklarla
mücadelede farklı stratejilerin izlenmesi gerektiğini
göstermektedir.
C) Sosyalleşme ve insanlarla ilişkileri geliştirme,
hastalıklarla mücadelede bir adım olabilir.
D) Toplumsal ilişkilerin, hastalıkların ortaya çıkmasında
anlamlı bir etkisi yoktur.
E) Çoğu hastalığın nedeni, fizyolojik olarak hasara
uğrama ya da yıpranmışlık değil
; psikolojik
sorunlardır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
7. Hollanda Maastricht Universitesi Medikal Merkezindeki çalışmanın veri tabanını incelediler. Burada yer alan, araştırmacılar, "tip 2 diyabetli” bireylerden oluşan bir yaşları 40 ila 75 arasında değişen, yaklaşık üçte biri çalışma sırasında veya öncesinde tip 2 diyabet teşhisi konmuş 2.861 hastayı analiz ettiler. Hastalardan bir anket aracılığıyla derlenen, hastaların sosyal gruplarının karakteristik özellikleri, onların arkadaş çevresinin genişliği, görüşme sıklıkları ve nasıl yaşadıklarına dair detayları araştırdılar. Hem kadınlar hem de erkekler arasında, daha dar bir sosyal çevreye sahip olanlarda tip 2 diyabet teşhisinin fazla olduğunu keşfettiler. ilerleyen zamanlarda arkadaş, aile veya tanıdıklarıyla çok sik bir araya gelmeye başlayan aynı kişilerde tip 2 diyabet hastalığının gerilediği ortaya çıktı . Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen araştırmadan çıkabilecek bir sonuçtur? A) Genetik yatkınlık, hastalıkların ortaya çıkmasında önemli bir rol oynamaktadır. B) Kadın ve erkeklerdeki bireysel farklılıklar, hastalıklarla mücadelede farklı stratejilerin izlenmesi gerektiğini göstermektedir. C) Sosyalleşme ve insanlarla ilişkileri geliştirme, hastalıklarla mücadelede bir adım olabilir. D) Toplumsal ilişkilerin, hastalıkların ortaya çıkmasında anlamlı bir etkisi yoktur. E) Çoğu hastalığın nedeni, fizyolojik olarak hasara uğrama ya da yıpranmışlık değil ; psikolojik sorunlardır.
11. Varlığın ne olduğunu bilmek ve anlamak için doğaya yö-
nelmek gerekir. Bu yönelme sonucunda doğanın; me-
kanik, soyut ve yapay bir varlık olmadığı anlaşılacaktır.
Doğa içinde canlı ve dinamik bir oluş taşır. Doğadaki
her şey birbiriyle ilişki hâlindedir. Her varlik, varlığını bir
başka varlığa borçludur. Insan da doğanın bir parçasıdır.
Doğadaki şeyler arasında boşluk ve ayrılık yoktur. Çünkü
doğada birbirini bütünleyen iki zıt güç vardır. Bunların
birisi yaratıcılık, diğeri sürekliliktir. Yaratıcılık ve süreklilik
doğada dönüşümlü olarak birbirini bütünler.
Bu parçaya göre varlık aşağıdakilerden hangisidir?
A) Varlik düşüncedir.
B) Varlık maddedir.
C) Varlık madde ve ruhtur
DVarlık varoluştur.
S
E) Varlık oluştur.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
11. Varlığın ne olduğunu bilmek ve anlamak için doğaya yö- nelmek gerekir. Bu yönelme sonucunda doğanın; me- kanik, soyut ve yapay bir varlık olmadığı anlaşılacaktır. Doğa içinde canlı ve dinamik bir oluş taşır. Doğadaki her şey birbiriyle ilişki hâlindedir. Her varlik, varlığını bir başka varlığa borçludur. Insan da doğanın bir parçasıdır. Doğadaki şeyler arasında boşluk ve ayrılık yoktur. Çünkü doğada birbirini bütünleyen iki zıt güç vardır. Bunların birisi yaratıcılık, diğeri sürekliliktir. Yaratıcılık ve süreklilik doğada dönüşümlü olarak birbirini bütünler. Bu parçaya göre varlık aşağıdakilerden hangisidir? A) Varlik düşüncedir. B) Varlık maddedir. C) Varlık madde ve ruhtur DVarlık varoluştur. S E) Varlık oluştur.
B
TYT
39-40. SO
Ogre
37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
insanın yaşamını varoluşundan bu yana çevresini de-
ğiştirerek sürdürdüğü
bir gerçektir. Öyle ki insanlik ta-
rihi boyunca insanın değişmeyen tek özelliği, doğanın
zenginliklerinden yararlanarak gelişmesi ve daha ileri
uygarlıklara ulaşabilmesidir. Denilebilir ki insanlığın iler-
lemesinin meydana getirdiği tüm olumlu gelişmeler,
doğanın cömertçe kullanılması ile sağlanmıştır. Ne var
ki bugün içinde yaşamakta olduğumuz uygarlık çağın-
da, gereksinimlerin temini için sadece doğanın kulla-
nılmasına değil; doğanın tüketilerek yok edilmesine de
tanıklık etmekteyiz. İnsanlık tarihi, çevre kirlenmesi ol-
gusunu ilk defa insan ve ekolojik denge ilişkisinin bo-
zulmasına yol açacak bir yoğunlukta yaşamaktadır. Bu
durum, ekolojik sistemin bir parçası olan insanı da teh-
likeli bir geleceğe itmektedir. İnsan-çevre dengesinin
bozulmasına yol açan bir hızla büyüyen çevre kirliliği-
nin temel nedeni hiç şüphesiz 19. yüzyılda başlayan
ve hızla gelişen sanayileşme olgusudur.
yöne
Si du
şan
zam
şey
nuc
ola
rir.
rah
ler
re
ol
ya
ti
0
39.
37. Bu parçadaki altı çizili söz, aşağıdakilerin hangisi-
ne gönderme yapmaktadır?
A) Çevre kirlenmesi olgusunun ilk defa insan ve eko-
lojik denge ilişkisinin bozulmasına yol açacak bir
yoğunlukta yaşanması
B) İnsanlık tarihlin, ilk kez çevre kirliliği ve ekolojik
dengenin bozulması olgularıyla gerçekten ciddi an-
lamda yüz yüze gelmesi
C) Gereksinimlerin temini igin doğanın tüketilerek yok
edilmesine tanıklık
edilmesi
D) İnsan-çevre dengesinin bozulmasına yol açan et-
kenlerin güçlenmesi
E) İnsanlık tarihi boyunca insanın daima doğanın zen-
ginliklerinden yararlanarak gelişmesi ve daha ileri
uygarlıklara ulaşabilmesi
38. Bu
parçada aşağıdakilerden hangisine değinilme-
miştir?
A) İnsan, ilk günden beri varlığını çevreyi değiştirebil-
me becerisi sayesinde sürdürmüştür.
B) Doğanın zenginlikleri insanı daha ileri uygarlıklara
ulaştırmıştır.
C) İnsanın doğayla ilişkisi, günümüzde, doğayı kul-
lanmaktan öte tüketmeye yönelmiştir.
D) Bugüne dek insan ile doğa arasındaki ilişki ekolo-
jik dengeyi bozacak nitelikte olmamıştır.
E) Sanayileşme süreci, insanda, çevrenin önemsiz ol-
duğu yanılgısını yaratmıştır.
21221221
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
B TYT 39-40. SO Ogre 37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. insanın yaşamını varoluşundan bu yana çevresini de- ğiştirerek sürdürdüğü bir gerçektir. Öyle ki insanlik ta- rihi boyunca insanın değişmeyen tek özelliği, doğanın zenginliklerinden yararlanarak gelişmesi ve daha ileri uygarlıklara ulaşabilmesidir. Denilebilir ki insanlığın iler- lemesinin meydana getirdiği tüm olumlu gelişmeler, doğanın cömertçe kullanılması ile sağlanmıştır. Ne var ki bugün içinde yaşamakta olduğumuz uygarlık çağın- da, gereksinimlerin temini için sadece doğanın kulla- nılmasına değil; doğanın tüketilerek yok edilmesine de tanıklık etmekteyiz. İnsanlık tarihi, çevre kirlenmesi ol- gusunu ilk defa insan ve ekolojik denge ilişkisinin bo- zulmasına yol açacak bir yoğunlukta yaşamaktadır. Bu durum, ekolojik sistemin bir parçası olan insanı da teh- likeli bir geleceğe itmektedir. İnsan-çevre dengesinin bozulmasına yol açan bir hızla büyüyen çevre kirliliği- nin temel nedeni hiç şüphesiz 19. yüzyılda başlayan ve hızla gelişen sanayileşme olgusudur. yöne Si du şan zam şey nuc ola rir. rah ler re ol ya ti 0 39. 37. Bu parçadaki altı çizili söz, aşağıdakilerin hangisi- ne gönderme yapmaktadır? A) Çevre kirlenmesi olgusunun ilk defa insan ve eko- lojik denge ilişkisinin bozulmasına yol açacak bir yoğunlukta yaşanması B) İnsanlık tarihlin, ilk kez çevre kirliliği ve ekolojik dengenin bozulması olgularıyla gerçekten ciddi an- lamda yüz yüze gelmesi C) Gereksinimlerin temini igin doğanın tüketilerek yok edilmesine tanıklık edilmesi D) İnsan-çevre dengesinin bozulmasına yol açan et- kenlerin güçlenmesi E) İnsanlık tarihi boyunca insanın daima doğanın zen- ginliklerinden yararlanarak gelişmesi ve daha ileri uygarlıklara ulaşabilmesi 38. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilme- miştir? A) İnsan, ilk günden beri varlığını çevreyi değiştirebil- me becerisi sayesinde sürdürmüştür. B) Doğanın zenginlikleri insanı daha ileri uygarlıklara ulaştırmıştır. C) İnsanın doğayla ilişkisi, günümüzde, doğayı kul- lanmaktan öte tüketmeye yönelmiştir. D) Bugüne dek insan ile doğa arasındaki ilişki ekolo- jik dengeyi bozacak nitelikte olmamıştır. E) Sanayileşme süreci, insanda, çevrenin önemsiz ol- duğu yanılgısını yaratmıştır. 21221221
CARI
TEST-1
Bu testi süre tutmadan, sadece soru tipinin mantığını anlayar
1.
Bir
leri
ler
les
ke
h
Astronomlar, Güneş'i daha iyi gözlemek için teleskopların önü-
3.
ne bir yuvarlak koyarlar. Bu sayede sadece Güneş'in etrafında-
ki haleyi gözlemlerler, Güneş patlamalarını ve güneşteki aktivi-
teyi ölçerler. Aksi takdirde Güneş'in ışığından bu detayları göre-
mezler. Gerçekten bazen bir şeyleri gölgelemek, hakikati daha
iyi anlamamızı sağlar. Hem Doğu hem Batı ekollerinde kişinin
ruhsal gelişimi için sessizlik önemli bir aşamadır. Pisagor, kendi
gizem okuluna alacağı öğrencilere bir yıldan üç yıla kadar süren
sessizlik oruçları tuttururdu; bu oruçlarda öğrenci kimseyle as-
la konuşmazdı. Amacı, öğrencinin susarak içindeki gerçek sesi
duymasını sağlamaktı. Susmak, ışığın yani bilginin önünde bir
gölge gibi... Işığı yaymak yerine susarak yapılan gölgeleme ve ha-
kikati bu gölgenin izlerinden, sınırlarından görmek...
Bu parçada gölgelemeyle ilgili olarak anlatılmak istenen aşa-
ğıdakilerden hangisidir?
A) Anlaşılabilirlik yolunda bir araç olması
B) Anlamı betimlemede yöntem olarak kullanılması
C) Gerçeklerin belirginleştirilmesinde hatırlanması
D) Daha ayrıntılı değerlendirme sağlaması
E) Görselliği işlevsel ve etkili duruma getirmesi
Lozin serin, kışın
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
CARI TEST-1 Bu testi süre tutmadan, sadece soru tipinin mantığını anlayar 1. Bir leri ler les ke h Astronomlar, Güneş'i daha iyi gözlemek için teleskopların önü- 3. ne bir yuvarlak koyarlar. Bu sayede sadece Güneş'in etrafında- ki haleyi gözlemlerler, Güneş patlamalarını ve güneşteki aktivi- teyi ölçerler. Aksi takdirde Güneş'in ışığından bu detayları göre- mezler. Gerçekten bazen bir şeyleri gölgelemek, hakikati daha iyi anlamamızı sağlar. Hem Doğu hem Batı ekollerinde kişinin ruhsal gelişimi için sessizlik önemli bir aşamadır. Pisagor, kendi gizem okuluna alacağı öğrencilere bir yıldan üç yıla kadar süren sessizlik oruçları tuttururdu; bu oruçlarda öğrenci kimseyle as- la konuşmazdı. Amacı, öğrencinin susarak içindeki gerçek sesi duymasını sağlamaktı. Susmak, ışığın yani bilginin önünde bir gölge gibi... Işığı yaymak yerine susarak yapılan gölgeleme ve ha- kikati bu gölgenin izlerinden, sınırlarından görmek... Bu parçada gölgelemeyle ilgili olarak anlatılmak istenen aşa- ğıdakilerden hangisidir? A) Anlaşılabilirlik yolunda bir araç olması B) Anlamı betimlemede yöntem olarak kullanılması C) Gerçeklerin belirginleştirilmesinde hatırlanması D) Daha ayrıntılı değerlendirme sağlaması E) Görselliği işlevsel ve etkili duruma getirmesi Lozin serin, kışın
6. Bildiğiniz üzere "Harf Inkılabi" veya "Yaz İnkılabi" diye
adlandırdığımız bu inkılap, Arap alfabesi yerine Latin alfabesi
temelindeki milli bir Türk alfabesini geçerli kılan bir değişimin
ifadesidir. Bu inkılap, 1928 yılının 8-9 Ağustos gecesinde, Atatürk'ün
Sarayburnu Parkı'nda halka yaptığı bir konuşma ile müjdelenmiş ve
bir iki ay içinde gerekli ön çalışmalar tamamlanarak 1 Kasım 1928
tarihinde, 1353 sayılı kanunla TBMM'nin onayından geçmiş ve
yürürlüğe girmiştir
.
Bu metnin yazılış amacı aşağıdakilerden hangisidir?
(A, Bir konu hakkında bilgi vermek
B. Günlük bir konuyu anlatmak
C. Bir konunun olumlu ve olumsuz yönlerini yansıtmak
D. Geçmişte yaşanan bir olayı anlatmak
E. Bir konuda kesin hükümlere varmadan görüş bildirmek
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
6. Bildiğiniz üzere "Harf Inkılabi" veya "Yaz İnkılabi" diye adlandırdığımız bu inkılap, Arap alfabesi yerine Latin alfabesi temelindeki milli bir Türk alfabesini geçerli kılan bir değişimin ifadesidir. Bu inkılap, 1928 yılının 8-9 Ağustos gecesinde, Atatürk'ün Sarayburnu Parkı'nda halka yaptığı bir konuşma ile müjdelenmiş ve bir iki ay içinde gerekli ön çalışmalar tamamlanarak 1 Kasım 1928 tarihinde, 1353 sayılı kanunla TBMM'nin onayından geçmiş ve yürürlüğe girmiştir . Bu metnin yazılış amacı aşağıdakilerden hangisidir? (A, Bir konu hakkında bilgi vermek B. Günlük bir konuyu anlatmak C. Bir konunun olumlu ve olumsuz yönlerini yansıtmak D. Geçmişte yaşanan bir olayı anlatmak E. Bir konuda kesin hükümlere varmadan görüş bildirmek
2.
1.6 %
1,2 %
10,4 %
19.0 %
6,1 %
Yetişkin (Araştırma - Inceleme)
Yetişkin Kurgu (Edebiyat - Sanat)
Çocuk - Gençlik
Eğitim
Akademik
Inanç
Ithal
10,3 %
51,4%
Bu pasta grafikte 2020 yılında basılan kitapların kategori
dağılımları verilmiştir.
Bu grafikten aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Basımı en fazla gerçekleştirilen kitaplar eğitim
kategorisi ile ilgilidir.
B) İnançla ilgili basılan kitap sayısı, çocuk ve gençlik
kitaplarından daha fazladır.
GRIP 2010 0 7.mintgrn
400540231017) MADE IN GERMANY
C) Yetişkinlere yönelik basılan araştırma ve inceleme
kitapları, akademik kitapların on katından fazladır.
D) Yetişkinlere yönelik edebiyat - sanat ile ilgili basılmış
kurgu kitapları, yetişkinler için en çok basılan
kitaplardır.
E) Basilan akademik kitaplar, ithal kitaplardan fazladır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
2. 1.6 % 1,2 % 10,4 % 19.0 % 6,1 % Yetişkin (Araştırma - Inceleme) Yetişkin Kurgu (Edebiyat - Sanat) Çocuk - Gençlik Eğitim Akademik Inanç Ithal 10,3 % 51,4% Bu pasta grafikte 2020 yılında basılan kitapların kategori dağılımları verilmiştir. Bu grafikten aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Basımı en fazla gerçekleştirilen kitaplar eğitim kategorisi ile ilgilidir. B) İnançla ilgili basılan kitap sayısı, çocuk ve gençlik kitaplarından daha fazladır. GRIP 2010 0 7.mintgrn 400540231017) MADE IN GERMANY C) Yetişkinlere yönelik basılan araştırma ve inceleme kitapları, akademik kitapların on katından fazladır. D) Yetişkinlere yönelik edebiyat - sanat ile ilgili basılmış kurgu kitapları, yetişkinler için en çok basılan kitaplardır. E) Basilan akademik kitaplar, ithal kitaplardan fazladır.
r Asim
arinca
serler,
- An-
olur.
mek
emli
la-
31. Halk takvimi, düzenli olarak tekrarlanan doğa olayları-
na ve canlıların hareketlerine dayalı yöresel takvimlerdir.
Dünyanın güneş etrafındaki bir tam dönüşünü dönemsel
döngü ölçütü olarak kabul eden insanoğlu; zamanı yıl,
mevsim, ay, hafta, gün ve saat şeklinde dilimledi ve nok-
taladı. Mısır'da Nil Nehri'ni; Hititlerde tohum ekme, ürün
biçme ve devşirme sistematiğini; Antik Yunan'da denizi;
Iç Asya Türk kültüründe “kar”, hayatın merkezine alan
insanoğlu bu kavramlar etrafında oluşturduğu kültürleri
savaş, göç, ticaret gibi nedenlerle zaman içinde farklı
coğrafyalara aktardı. Anadolu coğrafyasında da bu etki-
lerle oluşan ve olgunlaşan bir halk takvimi pratiği gelişti.
en-
Je
-
Bu parçaya göre halk takviminin oluşmasında,
I. hayatı etkileyen coğrafi konumlar,
gök cisimlerinin çeşitli hareketleri,
III. savaş, göç ve ticaretle ilgili siyasi tutumlar,
N. insanların sistemli yaşama ihtiyacı
unsurlarından hangileri etkili olmuştur?
A) I ve II
B) Yve III
D) II ve IV
C) IWe III
El ve IV
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
r Asim arinca serler, - An- olur. mek emli la- 31. Halk takvimi, düzenli olarak tekrarlanan doğa olayları- na ve canlıların hareketlerine dayalı yöresel takvimlerdir. Dünyanın güneş etrafındaki bir tam dönüşünü dönemsel döngü ölçütü olarak kabul eden insanoğlu; zamanı yıl, mevsim, ay, hafta, gün ve saat şeklinde dilimledi ve nok- taladı. Mısır'da Nil Nehri'ni; Hititlerde tohum ekme, ürün biçme ve devşirme sistematiğini; Antik Yunan'da denizi; Iç Asya Türk kültüründe “kar”, hayatın merkezine alan insanoğlu bu kavramlar etrafında oluşturduğu kültürleri savaş, göç, ticaret gibi nedenlerle zaman içinde farklı coğrafyalara aktardı. Anadolu coğrafyasında da bu etki- lerle oluşan ve olgunlaşan bir halk takvimi pratiği gelişti. en- Je - Bu parçaya göre halk takviminin oluşmasında, I. hayatı etkileyen coğrafi konumlar, gök cisimlerinin çeşitli hareketleri, III. savaş, göç ve ticaretle ilgili siyasi tutumlar, N. insanların sistemli yaşama ihtiyacı unsurlarından hangileri etkili olmuştur? A) I ve II B) Yve III D) II ve IV C) IWe III El ve IV
ÇAP / TYT
19. 1950'li yıllardan sonra sanat çevrelerinde bazen bir
ekol, bazen kişisel bir üslup bazen de sanat olup ol-
madığı tartışılmaya başlayan naif resim; şöyle ya da
böyle, hem dünya sanatı tarihi hem de Türk sanatı
tarihinde kendine bir yer bulabilmiştir. Hayali, gerçek,
duygusal
, vahşi, çocuksu, coşkulu, bağımsız, içgüdü-
20. Eğitimin kalkın
sini anlamak v
Öğrenen toplu
kalkınmış toplu
tim, değişim et
Kalkınmış topl
rekli artmakta
şerî sermaye
tedir. Kalkınm
düzeyi arasır
ortaya koyma
yinlerin ortay
ilgili olup yin
bet gücünü
olan etkisi is
sani gelişmi
olduğunu go
Bu parçac
söyleneme
A) Gelişm
destekl
sel kavramlarının iç içe girdiği imgesel bir bütünlükte
ve pek çok zıtlığı içinde barındıran naif resim, önemli
bir ilgi kaynağı
olmuştur. Naif resimlerde kurgu zaman-
dan bağımsızdır. O kadar ki zaman kurgusu tamamen
evrenseldir. Naif resimde mekân ise gerçekliğin öte-
sinde abartı ve hayal üzerine kurgulanmıştır. Sanatçı
hissettiği ve imgelediği gibi çizme eğilimindedir. Bu
nedenle mekân kurgusu hayalî ve imgeseldir. Naif re-
simde zaman ve mekânda olduğu gibi konu seçiminde
de ortak benzerlikler göze çarpar. Bu resimlerde konu
seçimi her ne kadar yöresel gibi görünse de algılayan-
lar açısından evrenseldir. Çünkü naif resimlerde yer
alan evler, ağaçlar ve doğa, artık gerçek bir köyün ya
da şehrin gerçek ağaçları değil, naif ressamın hayal
ürününün ağaçlarıdır ve bu anlamda tüm insanların
ağaçlarıdır. Konu seçimi genellikle doğadır. Vahşi
hayvanlar ve insanlar, çiçekler, pazar yerleri, köyler en
çok kullanılan konuları oluşturur.
Bu parçada naif resimle ilgili aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
A) Zaman ve mekân algısının klasik anlayışla bağdaş-
madığına
B) Konu seçiminde en çok tabiatın kullanıldığına
Zıtlıkları barındırmakla beraber, konuların mahallî-
likten uzak olduğuna
D) Sanatçının hayal dünyasının resmin oluşumunda
belirleyici olmadığına
E) Dünya ve Türk sanat tarihinde yer edinmeyi başar-
dığına
B) Toplum
koşuti
Değişi
olumlu
CAP
SOR
Gelişr
dan d
E) Yaşa
kinm
X
X
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
ÇAP / TYT 19. 1950'li yıllardan sonra sanat çevrelerinde bazen bir ekol, bazen kişisel bir üslup bazen de sanat olup ol- madığı tartışılmaya başlayan naif resim; şöyle ya da böyle, hem dünya sanatı tarihi hem de Türk sanatı tarihinde kendine bir yer bulabilmiştir. Hayali, gerçek, duygusal , vahşi, çocuksu, coşkulu, bağımsız, içgüdü- 20. Eğitimin kalkın sini anlamak v Öğrenen toplu kalkınmış toplu tim, değişim et Kalkınmış topl rekli artmakta şerî sermaye tedir. Kalkınm düzeyi arasır ortaya koyma yinlerin ortay ilgili olup yin bet gücünü olan etkisi is sani gelişmi olduğunu go Bu parçac söyleneme A) Gelişm destekl sel kavramlarının iç içe girdiği imgesel bir bütünlükte ve pek çok zıtlığı içinde barındıran naif resim, önemli bir ilgi kaynağı olmuştur. Naif resimlerde kurgu zaman- dan bağımsızdır. O kadar ki zaman kurgusu tamamen evrenseldir. Naif resimde mekân ise gerçekliğin öte- sinde abartı ve hayal üzerine kurgulanmıştır. Sanatçı hissettiği ve imgelediği gibi çizme eğilimindedir. Bu nedenle mekân kurgusu hayalî ve imgeseldir. Naif re- simde zaman ve mekânda olduğu gibi konu seçiminde de ortak benzerlikler göze çarpar. Bu resimlerde konu seçimi her ne kadar yöresel gibi görünse de algılayan- lar açısından evrenseldir. Çünkü naif resimlerde yer alan evler, ağaçlar ve doğa, artık gerçek bir köyün ya da şehrin gerçek ağaçları değil, naif ressamın hayal ürününün ağaçlarıdır ve bu anlamda tüm insanların ağaçlarıdır. Konu seçimi genellikle doğadır. Vahşi hayvanlar ve insanlar, çiçekler, pazar yerleri, köyler en çok kullanılan konuları oluşturur. Bu parçada naif resimle ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Zaman ve mekân algısının klasik anlayışla bağdaş- madığına B) Konu seçiminde en çok tabiatın kullanıldığına Zıtlıkları barındırmakla beraber, konuların mahallî- likten uzak olduğuna D) Sanatçının hayal dünyasının resmin oluşumunda belirleyici olmadığına E) Dünya ve Türk sanat tarihinde yer edinmeyi başar- dığına B) Toplum koşuti Değişi olumlu CAP SOR Gelişr dan d E) Yaşa kinm X X
giden işığıyla
* için gözlerini
erse buna şaş-
eis
8. Aşağıdaki cümlelerden hangisi "Haksızlık karşısında
sessiz kalmanın, yapılanı görmezden gelmenin suça or-
tak olmak anlamına geldiğini bilen insan; her durumda,
tanık olduğu ya da yaşadığı haksızlığı göstermenin bir
çaresini bulmaya mecburdur." cümlesine anlamca en
yakındır?
an çok severiz
ha fazla hosla-
utsuz, altımız-
usurumuzdur.
inlikte, güçte-
abileceğinden
nü yitirir çün-
yerde olma-
A) Insan, bir haksızlığa engel olamıyorsa da hiç değilse
ondan başkalarını haberdar etmenin yolunu bulmalı-
dur.
B) Haksızlığa karşı duyarsız kalmanın, haksızlık suçuna
katılmak olduğunu bilen insan, haksızlığı görüp baş-
kalarına duyurmanın yolunu/muhakkak bulmalıdır.
Birine haksızlık yapmamak kadar, insanlara yapılan
haksızlıklara karşı çıkmak ve yapılanlara engel olmak
da önemlidir.
DJ Haksızlığa tahammülü olmayan insan, nerede olursa
olsun, kendine yapılan haksızlıklara engel olmanın
yolunu arar.
El Haksızlığı görmezden gelmeyen insan, görmezden
gelmenin bir ahlaki suç olduğunu bilir ama kimi du-
rumlarda susmak mecburiyetinde kalır.
maralanmış
Eylenemez?
dilmiştir.
durulmuş-
uştur.
öneminden
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
giden işığıyla * için gözlerini erse buna şaş- eis 8. Aşağıdaki cümlelerden hangisi "Haksızlık karşısında sessiz kalmanın, yapılanı görmezden gelmenin suça or- tak olmak anlamına geldiğini bilen insan; her durumda, tanık olduğu ya da yaşadığı haksızlığı göstermenin bir çaresini bulmaya mecburdur." cümlesine anlamca en yakındır? an çok severiz ha fazla hosla- utsuz, altımız- usurumuzdur. inlikte, güçte- abileceğinden nü yitirir çün- yerde olma- A) Insan, bir haksızlığa engel olamıyorsa da hiç değilse ondan başkalarını haberdar etmenin yolunu bulmalı- dur. B) Haksızlığa karşı duyarsız kalmanın, haksızlık suçuna katılmak olduğunu bilen insan, haksızlığı görüp baş- kalarına duyurmanın yolunu/muhakkak bulmalıdır. Birine haksızlık yapmamak kadar, insanlara yapılan haksızlıklara karşı çıkmak ve yapılanlara engel olmak da önemlidir. DJ Haksızlığa tahammülü olmayan insan, nerede olursa olsun, kendine yapılan haksızlıklara engel olmanın yolunu arar. El Haksızlığı görmezden gelmeyen insan, görmezden gelmenin bir ahlaki suç olduğunu bilir ama kimi du- rumlarda susmak mecburiyetinde kalır. maralanmış Eylenemez? dilmiştir. durulmuş- uştur. öneminden
6.
de
31
Köylülerden biri ocağın çengeline bir bakraç asmıştı.
Çıraların alevi vurmuş, içindeki
, bir sabun köpüğü gibi
rengârenk kabarıyordu. Indirdiler
, ihtiyara bir tas verdiler.
Ofure afüre zevkle içiyordu. Süt henüz bitmişti ki, inatçı bir
hiçkilik tuttu. Bütün vücudunu sarsıyordu. O, her
sarsıntıda bir "Elhamdülillah!" diyordu. Köylüler, karşısına
bağdaş kurmuşlar, konuşmaya fırsat arayarak bekliyorlardı.
Gençler kapı önünde, ayakta dizilmişler, uyku isteyen
gözleri küçülmüş, bu sessiz, mariz misafirden bir şey
anlamıyorlardı. Hıçkırık kesilmiyor, bilakis, sıklaşıyor,
sertleşiyordu. Hasta bir aralık elleriyle "Gelin, yaklaşın!"
diye işaret etti. Hüsmen önde, diğer ihtiyarlar arkada
etrafını aldılar. Gençler, merak içinde fakat yaklaşmaya
cesaret edemeyerek kapıda duruyorlardı. Galiba yolcu
zorlukla bir iş anlatıyordu. Belki de vasiyet ediyordu.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
yoktur?
A) Öyküleyici anlatım
B) Olayları oluş sırasına göre verme
e Sayıp dökmeler ? VAR
D) Yineleme
E)
Nitelik bildiren sözcükler
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
6. de 31 Köylülerden biri ocağın çengeline bir bakraç asmıştı. Çıraların alevi vurmuş, içindeki , bir sabun köpüğü gibi rengârenk kabarıyordu. Indirdiler , ihtiyara bir tas verdiler. Ofure afüre zevkle içiyordu. Süt henüz bitmişti ki, inatçı bir hiçkilik tuttu. Bütün vücudunu sarsıyordu. O, her sarsıntıda bir "Elhamdülillah!" diyordu. Köylüler, karşısına bağdaş kurmuşlar, konuşmaya fırsat arayarak bekliyorlardı. Gençler kapı önünde, ayakta dizilmişler, uyku isteyen gözleri küçülmüş, bu sessiz, mariz misafirden bir şey anlamıyorlardı. Hıçkırık kesilmiyor, bilakis, sıklaşıyor, sertleşiyordu. Hasta bir aralık elleriyle "Gelin, yaklaşın!" diye işaret etti. Hüsmen önde, diğer ihtiyarlar arkada etrafını aldılar. Gençler, merak içinde fakat yaklaşmaya cesaret edemeyerek kapıda duruyorlardı. Galiba yolcu zorlukla bir iş anlatıyordu. Belki de vasiyet ediyordu. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Öyküleyici anlatım B) Olayları oluş sırasına göre verme e Sayıp dökmeler ? VAR D) Yineleme E) Nitelik bildiren sözcükler
19. Yazarın son kitabında yer alan öyküler, kısa ama bir o
kadar da doyurucu ve geniş kapsamlı. Şehrin dışına
çıkma cesareti gösteren yazarın öyküleri, son
dönemlerde revaçta olan, çokça da kendine yer bulan
durum öykülerinin genel özelliklerini barındırıyor. Okura
ağırlıklı olarak kırsaldan seslenen öykülerin ortak
temada birleşmeleri, okuyucuyu duygu kopukluğundan
uzaklaştırarak onun metne kolay odaklanmasını
sağlıyor. Yazar, inandırıcılığı kuvvetlendiren gerçeklikten
esinlenerek yeni bir tiyatro sahnesi tasarlar gibi
oluşturmuş öykülerini. Bu öykülerde kimin nerede
duracağını ölçüp biçmiş hatta nesne ve varlıkların
konumunu okurun aklını ve gözünü tirmalamayacak bir
titizlikle oluşturmuş.
Bu parçada sözü edilen öykülerle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Her türlü ayrıntıya işlevsellik kazandırıldığına
B) İçerik olarak benzer nitelikler taşıdığına
C) Uzun soluklu bir çalışmanın ürünü olduğuna
D) Yoğun bir anlatıma sahip olduğuna
E) Belli bir öykü türünün özelliklerini barındırdığına
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
19. Yazarın son kitabında yer alan öyküler, kısa ama bir o kadar da doyurucu ve geniş kapsamlı. Şehrin dışına çıkma cesareti gösteren yazarın öyküleri, son dönemlerde revaçta olan, çokça da kendine yer bulan durum öykülerinin genel özelliklerini barındırıyor. Okura ağırlıklı olarak kırsaldan seslenen öykülerin ortak temada birleşmeleri, okuyucuyu duygu kopukluğundan uzaklaştırarak onun metne kolay odaklanmasını sağlıyor. Yazar, inandırıcılığı kuvvetlendiren gerçeklikten esinlenerek yeni bir tiyatro sahnesi tasarlar gibi oluşturmuş öykülerini. Bu öykülerde kimin nerede duracağını ölçüp biçmiş hatta nesne ve varlıkların konumunu okurun aklını ve gözünü tirmalamayacak bir titizlikle oluşturmuş. Bu parçada sözü edilen öykülerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Her türlü ayrıntıya işlevsellik kazandırıldığına B) İçerik olarak benzer nitelikler taşıdığına C) Uzun soluklu bir çalışmanın ürünü olduğuna D) Yoğun bir anlatıma sahip olduğuna E) Belli bir öykü türünün özelliklerini barındırdığına
Şiir
3. ÜNİTE
2-4. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız.
Daha önce göz ardı edilen birtakım çağrışımlara önem veren, düşünce, duygu ve düşleri aklın, mantığın
denetiminden sıyrılarak, olduğu gibi yansıtmaya yönelen gerçeküstücülük akımı, aralarında ilişki bulunmadı-
ğını düşündüren gerçekleri ve kavramları birbiriyle bağlantıya sokmaya yönelen bir akım olmuştur. Yeni Türk
siirinde hem bu akım doğrultusunda hem de kişisel denemelerle yapıt veren sanatçılarda olayları, duygula-
"Ülke" şiirinde ülkesinin geniş geçmişinden, zengin doğasından, bu doğa içinde, ona bağlı olarak düşündüğü
ri, durumları bir noktada, dolaylı olarak yansıtan göstergelerle karşılaşılmaktadır. Örneğin Cemal Süreya
sevgilisinden söz edecekken bunu doğrudan doğruya değil, çağrışımları gerçekleştiren göstergeler, tamlama-
larla dile getirmektedir.
"Ben şimdilerde her şeyi sana bağlıyorum iyi mi
Altın ölçü çift ölçü ve altın karşılıksız
Para basma yetkisini Fırat'ın suyunu Palandöken'i
Erzincan'ın düzünü asma bahçelerin dibini
Antalya'nın denizini o denizin dibini” (Göçebe,8)
Doğan AKSAN, Şiir Dili ve Türk Şiir Dili
2. Parçada anlatılanlardan yararlanarak çağrışımın tanımını yapınız.
3. Gerçeküstücülük akımı ile çağrışım kavramı arasındaki bağ nedir?
4. Cemal Süreya şiirinde ülkesinin geçmişini, zengin doğasını hangi çağrışımlarla vermektedir?
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
Şiir 3. ÜNİTE 2-4. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız. Daha önce göz ardı edilen birtakım çağrışımlara önem veren, düşünce, duygu ve düşleri aklın, mantığın denetiminden sıyrılarak, olduğu gibi yansıtmaya yönelen gerçeküstücülük akımı, aralarında ilişki bulunmadı- ğını düşündüren gerçekleri ve kavramları birbiriyle bağlantıya sokmaya yönelen bir akım olmuştur. Yeni Türk siirinde hem bu akım doğrultusunda hem de kişisel denemelerle yapıt veren sanatçılarda olayları, duygula- "Ülke" şiirinde ülkesinin geniş geçmişinden, zengin doğasından, bu doğa içinde, ona bağlı olarak düşündüğü ri, durumları bir noktada, dolaylı olarak yansıtan göstergelerle karşılaşılmaktadır. Örneğin Cemal Süreya sevgilisinden söz edecekken bunu doğrudan doğruya değil, çağrışımları gerçekleştiren göstergeler, tamlama- larla dile getirmektedir. "Ben şimdilerde her şeyi sana bağlıyorum iyi mi Altın ölçü çift ölçü ve altın karşılıksız Para basma yetkisini Fırat'ın suyunu Palandöken'i Erzincan'ın düzünü asma bahçelerin dibini Antalya'nın denizini o denizin dibini” (Göçebe,8) Doğan AKSAN, Şiir Dili ve Türk Şiir Dili 2. Parçada anlatılanlardan yararlanarak çağrışımın tanımını yapınız. 3. Gerçeküstücülük akımı ile çağrışım kavramı arasındaki bağ nedir? 4. Cemal Süreya şiirinde ülkesinin geçmişini, zengin doğasını hangi çağrışımlarla vermektedir?