Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu-Ana Düşünce Soruları

PO
2.
Kimi şair ve yazarlar, yazdıklarını anlayabilmek için okurların ça-
ba harcamasını, zorlanmasını isterler. Bu, kendini beğenmişliktir.
Yazdıklarımı anlayabilmek için okur zorlanacağına, onları anlata-
bilmek için ben zorlanmalıyım. Okur bir kitabı, bir yazıyı okurken
salt anlamak için değil, okuyup anladıktan sonra birtakım sonuç-
lar çıkarabilmek için de çaba harcamalıdır.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır bas-
maktadır?
A) Öyküleme
B) Tartışma
c) Üçüncü kişili anlatım
D) Açıklama
E) İzlenimsel betimleme
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
PO 2. Kimi şair ve yazarlar, yazdıklarını anlayabilmek için okurların ça- ba harcamasını, zorlanmasını isterler. Bu, kendini beğenmişliktir. Yazdıklarımı anlayabilmek için okur zorlanacağına, onları anlata- bilmek için ben zorlanmalıyım. Okur bir kitabı, bir yazıyı okurken salt anlamak için değil, okuyup anladıktan sonra birtakım sonuç- lar çıkarabilmek için de çaba harcamalıdır. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır bas- maktadır? A) Öyküleme B) Tartışma c) Üçüncü kişili anlatım D) Açıklama E) İzlenimsel betimleme
1 - A
TYT/Türkçe
34.
Şair:
Sunucu: Şiirin kalıcılık yönü ile ilgili neler söylersiniz?
Şiir, kendisinden sonraki çağlara ulaşma
potansiyeli en yüksek yazın çeşididir. Şiirin
bu niteliği, insan gerçekliğini en yalın ve derin
biçimde konu alışından ileri gelir.
Sunucu: Söz yönü güçlü şiirler yazmak için esas
kriterler nelerdir?
Şair:
Edebî sanatları ustalıkla kullanmak gerekir.
Devamında gündelik dilin anlatım imkânlarını
çoğaltmak ve böylece estetik bir dil
oluşturmak gelir. İş bununla da bitmez. Şiirde
redif, uyak gibi ahenk unsurlarının yerli
yerinde kullanılması önemli ve gereklidir.
Koi
çoc
gör
Mc
ali
ge
gy
G
ço
a
Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki şairin
sanat anlayışıyla örtüştüğu söylenebilir?
A) Söz sanatlarına ve imgeli söyleyişlere dayalı şiirler,
okurun gerçeklik duygusundan uzaklaşmasını sağlar.
B) Şiirin üslup yönü, konu boyutuna göre çok daha mühim
sayılır.
C) Şiirin zamana direnme gücü, diğer türlere göre daha
fazladır.
D) Şiirde kuvvetli bir biçemi inşa etmek için konuşma
dilinin olanaklarından yararlanmak gerekir.
E) Dizelerin müzikalite içermesi, şairin geniş kitlelerce
okunmasını sağlar.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
1 - A TYT/Türkçe 34. Şair: Sunucu: Şiirin kalıcılık yönü ile ilgili neler söylersiniz? Şiir, kendisinden sonraki çağlara ulaşma potansiyeli en yüksek yazın çeşididir. Şiirin bu niteliği, insan gerçekliğini en yalın ve derin biçimde konu alışından ileri gelir. Sunucu: Söz yönü güçlü şiirler yazmak için esas kriterler nelerdir? Şair: Edebî sanatları ustalıkla kullanmak gerekir. Devamında gündelik dilin anlatım imkânlarını çoğaltmak ve böylece estetik bir dil oluşturmak gelir. İş bununla da bitmez. Şiirde redif, uyak gibi ahenk unsurlarının yerli yerinde kullanılması önemli ve gereklidir. Koi çoc gör Mc ali ge gy G ço a Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki şairin sanat anlayışıyla örtüştüğu söylenebilir? A) Söz sanatlarına ve imgeli söyleyişlere dayalı şiirler, okurun gerçeklik duygusundan uzaklaşmasını sağlar. B) Şiirin üslup yönü, konu boyutuna göre çok daha mühim sayılır. C) Şiirin zamana direnme gücü, diğer türlere göre daha fazladır. D) Şiirde kuvvetli bir biçemi inşa etmek için konuşma dilinin olanaklarından yararlanmak gerekir. E) Dizelerin müzikalite içermesi, şairin geniş kitlelerce okunmasını sağlar.
10. Gazeteci: Fatih Sultan Mehmet'i anlatan romanını bire bir
tarihi vesikalara dayandıran romancı arkadaşınıza neden
bu kadar yüklendiniz?
Yazar: Bir tarih akademisyeni olmadığını bildiğim için.
11. Teknd
hızla
tüket
alanc
Ama
görü
içere
yeni
telef
telef
diğe
Gazeteci: Sizce tarihsel romanları tarih alanındaki bilim
adamları mı yazmalı?
Yazar: Elbette hayır! Ister bir romancı ister akademisyen
olsun, tarihsel roman yazacak olanlar akademik verilere
uymak zorunda değiller; bunu anlatmak istedim.
Bu
Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki
yazarın sanat anlayışıyla örtüştüğü söylenebilir?
geli
A)
B)
A) Öykülerimi Cumhuriyet Dönemi Ankara'sında, taşradan
gelmiş, bürokraside görev almış gerçek kişilerin
hayatını anlatacağım bir vitrin olarak tasarlıyorum.
C)
D)
B) Son yayımlanan romanımda tarihî bir şahsiyet olan
Cengizhan'ı anlatıyorum; hem de çiçek yetiştiren, latif
konuşan, gülümseyen ve insan incitmeyen bir
Cengizhan'ı...
E)
C) Birçok filme kaynaklık eden, birçok okurunu sayfalarına
kilitleyen roman sanatı; psikolojiden olduğu kadar
retorikten ve tarihten de beslenir.
D) Memduh Şevket; mecliste çalıştığı, milletvekili olduğu
hâlde yüksek kademeyi değil israrla, şevkle ve iştahla
düz Orta Anadolu halkını taşımıştır sayfalarına.
E) Her yazar, içinde yaşadığı gerçek dünyadan az ya da
çok, şöyle ya da böyle etkilenir; bir yazarın eserine
gerçek kişiler ya aynıyla ya değişerek mutlaka girer.
12. Y
h
S
be
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
10. Gazeteci: Fatih Sultan Mehmet'i anlatan romanını bire bir tarihi vesikalara dayandıran romancı arkadaşınıza neden bu kadar yüklendiniz? Yazar: Bir tarih akademisyeni olmadığını bildiğim için. 11. Teknd hızla tüket alanc Ama görü içere yeni telef telef diğe Gazeteci: Sizce tarihsel romanları tarih alanındaki bilim adamları mı yazmalı? Yazar: Elbette hayır! Ister bir romancı ister akademisyen olsun, tarihsel roman yazacak olanlar akademik verilere uymak zorunda değiller; bunu anlatmak istedim. Bu Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki yazarın sanat anlayışıyla örtüştüğü söylenebilir? geli A) B) A) Öykülerimi Cumhuriyet Dönemi Ankara'sında, taşradan gelmiş, bürokraside görev almış gerçek kişilerin hayatını anlatacağım bir vitrin olarak tasarlıyorum. C) D) B) Son yayımlanan romanımda tarihî bir şahsiyet olan Cengizhan'ı anlatıyorum; hem de çiçek yetiştiren, latif konuşan, gülümseyen ve insan incitmeyen bir Cengizhan'ı... E) C) Birçok filme kaynaklık eden, birçok okurunu sayfalarına kilitleyen roman sanatı; psikolojiden olduğu kadar retorikten ve tarihten de beslenir. D) Memduh Şevket; mecliste çalıştığı, milletvekili olduğu hâlde yüksek kademeyi değil israrla, şevkle ve iştahla düz Orta Anadolu halkını taşımıştır sayfalarına. E) Her yazar, içinde yaşadığı gerçek dünyadan az ya da çok, şöyle ya da böyle etkilenir; bir yazarın eserine gerçek kişiler ya aynıyla ya değişerek mutlaka girer. 12. Y h S be
Toplumla aynı düşüncede bütünleşen sanatçı üretken-
dgini yitirir. Sanatçı aykırı düsünendir. Düşünceleri top-
lumun ortak kanaatleriyle aynı olmayabilir. Bu durum,
sanatçının toplumdan uzaklastığı anlamına gelmez.
Aksine aykırı görüş ve düşüncelerle yaşadığı toplu-
mun bireylerinde bir düşünme farkındalığı” meydana
getirebilir. Onun için sanatkâr her zaman yalnız ve an.
laşılmazdır.
Bu sözler aşağıdaki soruların hangisine
karşılık
söylenmiş
olabilir?
A) Sanatçının üretkenliğini etkileyen veya tetikleyen
faktörler nelerdir?
B) Sanatçı ile toplumun aynı fikirleri paylaşması sanat-
çı için avantaj mi, dezavantaj mıdır?
© Sanatçının yalnız olması neyle açıklanabilir?
D) Sanatçı, toplumla anlaşamıyorsa bu durum sanat-
çıdan mı yoksa toplumdan mi kaynaklanır?
5) Sanatçı yeni eserler verebilmek için toplumdan so-
yutlanmalı mıdır?
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
Toplumla aynı düşüncede bütünleşen sanatçı üretken- dgini yitirir. Sanatçı aykırı düsünendir. Düşünceleri top- lumun ortak kanaatleriyle aynı olmayabilir. Bu durum, sanatçının toplumdan uzaklastığı anlamına gelmez. Aksine aykırı görüş ve düşüncelerle yaşadığı toplu- mun bireylerinde bir düşünme farkındalığı” meydana getirebilir. Onun için sanatkâr her zaman yalnız ve an. laşılmazdır. Bu sözler aşağıdaki soruların hangisine karşılık söylenmiş olabilir? A) Sanatçının üretkenliğini etkileyen veya tetikleyen faktörler nelerdir? B) Sanatçı ile toplumun aynı fikirleri paylaşması sanat- çı için avantaj mi, dezavantaj mıdır? © Sanatçının yalnız olması neyle açıklanabilir? D) Sanatçı, toplumla anlaşamıyorsa bu durum sanat- çıdan mı yoksa toplumdan mi kaynaklanır? 5) Sanatçı yeni eserler verebilmek için toplumdan so- yutlanmalı mıdır?
mleyi Bulma
TEST TYT
ortak-
ili ve
lıkla
mme.
Özle
man
yla
nya
dini
tini
Dit
ini.
sil
ey
a.
te
ar
ki
al
2. Televizyon yazılı basini öldürüyor mu? Yillar önce bu soruyu
soruyorduk. Aslında yıllar önce Olkemizde televizyon daha
bir gazete niteliği taşıyordu. O günlerde televizyon yazılı
basın için daha büyük bir tehlikeydi. Şimdiki etkilerin bir süre
geçtikten sonra ortaya çıkmış olmas, televizyonun yerleşme,
yaygınlaşma sürecinin hemen tamamlanmamasından ötürü
olmuştur. Gazetelerin televizyonun etkilerine karşı çeşitli
önlemlerle karşı koymak istedikleri görülüyor. Görüntüden,
haberden çok yoruma önem veren sayfalar (sözgelimi orta
sayfalar, arka sayfalar) yapmaya yöneldiler. Başka ülkelerde
de öyle olmuştur. "Yeni gazeteci" tipinin oluşması biraz da
televizyonun varlığıyla zorunlu olarak ortaya çıkmıştır. Le
Monde gibi gazeteler, yeni büyük iletişim aracının karşısın-
da varlıklarını korumuşlar hatta son on beş yılda düzenli
olarak baskı sayılarını artırmışlardır. Bunun en büyük
nedenlerinden biri de hiç kuşku yok ki hızla gelişen internet
ve insanların doğru haber kaynaklarına internet aracılığıyla
daha etkili, daha hızlı bir biçimde ulaşmayı başarması.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Bu artışı etkileyen başlıca unsur, insanların basılı kaynak-
ları her zaman tercih etmesi
B) Internetin ilgi çekici bir haber kaynağı olmaması da insan-
ları gazetelere yönlendirmiştir
C) Nüfusun çoğunluğu okuma yazmayı yeni öğrendiği için
bu durum ortaya çıkmıştır
D) Yani internet teknolojisindeki gelişmeler gazetelerin baskı
sayısını da zamanla azaltmıştır
E) Ancak yazılı basına zamanla ilginin azaldığı ve bir süre
sonra daha da azalacağı bir gerçek
e
/benimhocam
MINI
SÖZLÜK
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
mleyi Bulma TEST TYT ortak- ili ve lıkla mme. Özle man yla nya dini tini Dit ini. sil ey a. te ar ki al 2. Televizyon yazılı basini öldürüyor mu? Yillar önce bu soruyu soruyorduk. Aslında yıllar önce Olkemizde televizyon daha bir gazete niteliği taşıyordu. O günlerde televizyon yazılı basın için daha büyük bir tehlikeydi. Şimdiki etkilerin bir süre geçtikten sonra ortaya çıkmış olmas, televizyonun yerleşme, yaygınlaşma sürecinin hemen tamamlanmamasından ötürü olmuştur. Gazetelerin televizyonun etkilerine karşı çeşitli önlemlerle karşı koymak istedikleri görülüyor. Görüntüden, haberden çok yoruma önem veren sayfalar (sözgelimi orta sayfalar, arka sayfalar) yapmaya yöneldiler. Başka ülkelerde de öyle olmuştur. "Yeni gazeteci" tipinin oluşması biraz da televizyonun varlığıyla zorunlu olarak ortaya çıkmıştır. Le Monde gibi gazeteler, yeni büyük iletişim aracının karşısın- da varlıklarını korumuşlar hatta son on beş yılda düzenli olarak baskı sayılarını artırmışlardır. Bunun en büyük nedenlerinden biri de hiç kuşku yok ki hızla gelişen internet ve insanların doğru haber kaynaklarına internet aracılığıyla daha etkili, daha hızlı bir biçimde ulaşmayı başarması. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Bu artışı etkileyen başlıca unsur, insanların basılı kaynak- ları her zaman tercih etmesi B) Internetin ilgi çekici bir haber kaynağı olmaması da insan- ları gazetelere yönlendirmiştir C) Nüfusun çoğunluğu okuma yazmayı yeni öğrendiği için bu durum ortaya çıkmıştır D) Yani internet teknolojisindeki gelişmeler gazetelerin baskı sayısını da zamanla azaltmıştır E) Ancak yazılı basına zamanla ilginin azaldığı ve bir süre sonra daha da azalacağı bir gerçek e /benimhocam MINI SÖZLÜK
20. Divan şiirini anlamadan, onun dünyasına girmeden eleştirmeye başlamamalı. Şu beyitteki anlam inceliğine bakın
"Heva-yi aşka uyup kùy- yàre dek gideriz
Nesim-i subha refikız bahara dek gideriz*
(Aşkın rüzgârına uyarak sevgilinin mahallesine kadar gideriz. Sabah rüzgârının arkadaşıyız, bahara kadar gideriz.)
Bu anlam inceliğini sade şiirlerde göremeyiz. Aslında birçok Cumhuriyet Dönemi şairi de -açıkça veya değil-divan şiirinden
faydalanmıştır. Seyre dalardik sarhoş gemileri." misrasının şairi, sizce divan şiirinden etkilenmemiş midir?
Bu parçada özellikle aşağıdakilerden hangisi amaçlanmıştır?
Kanıları değiştirme
B) Bir durumu açıklama
C) Olay içinde yaşatma
D) Bir kavramı tanımlama
E) Bir manzarayı kelimelerle anlatma
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
20. Divan şiirini anlamadan, onun dünyasına girmeden eleştirmeye başlamamalı. Şu beyitteki anlam inceliğine bakın "Heva-yi aşka uyup kùy- yàre dek gideriz Nesim-i subha refikız bahara dek gideriz* (Aşkın rüzgârına uyarak sevgilinin mahallesine kadar gideriz. Sabah rüzgârının arkadaşıyız, bahara kadar gideriz.) Bu anlam inceliğini sade şiirlerde göremeyiz. Aslında birçok Cumhuriyet Dönemi şairi de -açıkça veya değil-divan şiirinden faydalanmıştır. Seyre dalardik sarhoş gemileri." misrasının şairi, sizce divan şiirinden etkilenmemiş midir? Bu parçada özellikle aşağıdakilerden hangisi amaçlanmıştır? Kanıları değiştirme B) Bir durumu açıklama C) Olay içinde yaşatma D) Bir kavramı tanımlama E) Bir manzarayı kelimelerle anlatma
ve mikropları düşmanımız zannetmekten
3.
Bakterileri
vazgeçmeliyiz!
Virüslerin dünya tarihi niteliğinde bir kitaptir, Mahşerin Dör-
düncü Atlisi. Kanadalı gazeteci Andrev Nikiforuk, çevreci
bir bakışla bakterileri ve virüsleri inceliyor. Dünyamızın en
eski sakinleri olan mikroorganizmalarla barışmamız ge-
kiyamet alameti olarak ortaya çıkacağına inanılır. İlk atli
rektiğini vurguluyor. "Mahşerin dört atlısı"nın incil'e göre
Tanrı'nın dünyasını, yaşamı ve "umut'u temsil eden beyaz
atli ve taçlı bir varlıktır. Kırmızı atlı, kirmizi kılıçlı olan athi
"savaş"ı, siyah atlı kişi "refahı ve kıtlığı" ölçmek için terazi
taşıyan kişiyi temsil eder. Bu kitabın konusu ise dördüncü
atlidir ve bu atlı, soluk ve renksiz bir ata binmiştir. Hem
"veba" hem de "ölüm”dür. Bu betimlemelerden sonra kitap,
bu kahramanların dünya tarihinde yaptıklarının anlatımı
üzerine kurulmuştur. Dayanılan tarihsel bilgiler, roman çer-
çevesinde çok net biçimde ifade edilmiştir. Buna göre en
yenilmez orduları dördüncü atlı durdurmuştur. Salgınlar,
en az diğer atlılar kadar tarihe yön vermiş. Yaşam biçimini
şekillendirmiştir
. Nikiforuk, kitlesel ölümlere yol açan cana-
varı yani mikroorganizmaları etraflıca incelemiş ve şu çıka-
rimda bulunmuştur: “Modern insan, ne kadar uğraşırsa uğ-
raşsın ne üst organizmayı yenebilir ne de "dördüncü atli"yi
kandırabilir. Salgınların dirençli varlığı inkâr edilemez ve
birinci atlinin yani "umutun nal seslerine kulak tikayamaz.
"Buyrun bakalım, yok ettiklerimiz, bizi yaşatan yaşam kay-
naklarını temizleyen ve barışmak zorunda olduğumuz den-
ge ve döngü unsurlarına bir de böyle bakalım.
Bu köşe yazısıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenebilir?
A) Salgın hastalıkların önüne geçmek için tarihte neler
yapıldığına ve neler yapılabileceğine yönelik ayrıntıl!
bilgiler içermektedir.
B) Bir kitabın olumlu ve olumsuz yanları sorgulanarak
niçin okunması gerektiğine yönelik açıklamalar yapıl-
maktadır.
maktadır.
C) Alan araştırması yapan bir yazarın tanıklığı üzerinden §
bakteri ve virüslerle ilgili yanlış algılar yıkılmaya çalışıl-
M
D) Eski-yeni durumlar arasında mantıklı ilişkiler kurmadan
yanlış bir algı oluşturulmuştur.
E) Bilimsel dayanaktan yoksun varsayımlar üzerinden ha-
vada kalan iddialar ve öneriler ortaya konmaktadır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
ve mikropları düşmanımız zannetmekten 3. Bakterileri vazgeçmeliyiz! Virüslerin dünya tarihi niteliğinde bir kitaptir, Mahşerin Dör- düncü Atlisi. Kanadalı gazeteci Andrev Nikiforuk, çevreci bir bakışla bakterileri ve virüsleri inceliyor. Dünyamızın en eski sakinleri olan mikroorganizmalarla barışmamız ge- kiyamet alameti olarak ortaya çıkacağına inanılır. İlk atli rektiğini vurguluyor. "Mahşerin dört atlısı"nın incil'e göre Tanrı'nın dünyasını, yaşamı ve "umut'u temsil eden beyaz atli ve taçlı bir varlıktır. Kırmızı atlı, kirmizi kılıçlı olan athi "savaş"ı, siyah atlı kişi "refahı ve kıtlığı" ölçmek için terazi taşıyan kişiyi temsil eder. Bu kitabın konusu ise dördüncü atlidir ve bu atlı, soluk ve renksiz bir ata binmiştir. Hem "veba" hem de "ölüm”dür. Bu betimlemelerden sonra kitap, bu kahramanların dünya tarihinde yaptıklarının anlatımı üzerine kurulmuştur. Dayanılan tarihsel bilgiler, roman çer- çevesinde çok net biçimde ifade edilmiştir. Buna göre en yenilmez orduları dördüncü atlı durdurmuştur. Salgınlar, en az diğer atlılar kadar tarihe yön vermiş. Yaşam biçimini şekillendirmiştir . Nikiforuk, kitlesel ölümlere yol açan cana- varı yani mikroorganizmaları etraflıca incelemiş ve şu çıka- rimda bulunmuştur: “Modern insan, ne kadar uğraşırsa uğ- raşsın ne üst organizmayı yenebilir ne de "dördüncü atli"yi kandırabilir. Salgınların dirençli varlığı inkâr edilemez ve birinci atlinin yani "umutun nal seslerine kulak tikayamaz. "Buyrun bakalım, yok ettiklerimiz, bizi yaşatan yaşam kay- naklarını temizleyen ve barışmak zorunda olduğumuz den- ge ve döngü unsurlarına bir de böyle bakalım. Bu köşe yazısıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Salgın hastalıkların önüne geçmek için tarihte neler yapıldığına ve neler yapılabileceğine yönelik ayrıntıl! bilgiler içermektedir. B) Bir kitabın olumlu ve olumsuz yanları sorgulanarak niçin okunması gerektiğine yönelik açıklamalar yapıl- maktadır. maktadır. C) Alan araştırması yapan bir yazarın tanıklığı üzerinden § bakteri ve virüslerle ilgili yanlış algılar yıkılmaya çalışıl- M D) Eski-yeni durumlar arasında mantıklı ilişkiler kurmadan yanlış bir algı oluşturulmuştur. E) Bilimsel dayanaktan yoksun varsayımlar üzerinden ha- vada kalan iddialar ve öneriler ortaya konmaktadır.
TYT | TÜRKÇE TESTİ
19. Neriman sinirlendiği vakit iplik kadar incelen ve sık sık
asabi titreyişlerin kopardığı hırçın bir sesle söylenmeye
başlardı.
- Öf! Bu elimdeki ut da sinirime dokunuyor. Kıracağım
geliyor. Şunu Şamlıya bırakalım. Bunu benim elime ne-
reden musallat ettiler? Evdeki hey hey yetmiyormuş gibi
üstelik bir de Darülelhan! Şu alaturka musikiyi kaldıra-
caklar mi ne yapacaklar? Yapsalar da ben de kurtulsam.
Hep ailenin tesiri. Babam Faiz Bey, Şark terbiyesi almış...
Ney çalar, akrabam öyle... Fakat artık sinirime dokunu-
yor, bir kere şu musibetin biçimine bak, hele bu torbası...
Yirmi gündür elime almıyorum, bugün mecbur oldum.
Bırakacağım musibeti... Darülelhandan da çıkacağım ya-
hut alafranga kısmına gireceğim. Ut eskilerde kaldı. Ne
varsa yenilerde, Batı'da hep...
Yukarıdaki parça ile ilgili aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Doğu-Batı çatışmasından hareketle oluşturulmuş
bir kurgusu vardır.
B) Söz konusu kahraman, belli başlı durum ve duygu-
lar karşısında genellikle belirli tepkiler vermektedir.
C) Anlatma ve gösterme tekniklerinden yararlanılmış-
tir.
D) Kahraman kendi kültürüne yabancılaşmış ve onu
küçümseyici bir tavır içerisinde olan bir gençtir.
E) Kahraman mevcut durumdan duyduğu rahatsızlığı
yakın dostlarına dert yanarak dile getirmektedir.
20. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde çatı özelliği aran-
maz?
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
TYT | TÜRKÇE TESTİ 19. Neriman sinirlendiği vakit iplik kadar incelen ve sık sık asabi titreyişlerin kopardığı hırçın bir sesle söylenmeye başlardı. - Öf! Bu elimdeki ut da sinirime dokunuyor. Kıracağım geliyor. Şunu Şamlıya bırakalım. Bunu benim elime ne- reden musallat ettiler? Evdeki hey hey yetmiyormuş gibi üstelik bir de Darülelhan! Şu alaturka musikiyi kaldıra- caklar mi ne yapacaklar? Yapsalar da ben de kurtulsam. Hep ailenin tesiri. Babam Faiz Bey, Şark terbiyesi almış... Ney çalar, akrabam öyle... Fakat artık sinirime dokunu- yor, bir kere şu musibetin biçimine bak, hele bu torbası... Yirmi gündür elime almıyorum, bugün mecbur oldum. Bırakacağım musibeti... Darülelhandan da çıkacağım ya- hut alafranga kısmına gireceğim. Ut eskilerde kaldı. Ne varsa yenilerde, Batı'da hep... Yukarıdaki parça ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Doğu-Batı çatışmasından hareketle oluşturulmuş bir kurgusu vardır. B) Söz konusu kahraman, belli başlı durum ve duygu- lar karşısında genellikle belirli tepkiler vermektedir. C) Anlatma ve gösterme tekniklerinden yararlanılmış- tir. D) Kahraman kendi kültürüne yabancılaşmış ve onu küçümseyici bir tavır içerisinde olan bir gençtir. E) Kahraman mevcut durumdan duyduğu rahatsızlığı yakın dostlarına dert yanarak dile getirmektedir. 20. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde çatı özelliği aran- maz?
7. Akdeniz'in, kahramanlik yuvası sonsuz ufuklarına bakan
küçük tepe, minimini bir çiçek ormanı gibiydi. Ince uzun dall
badem ağaçlarının alaca gölgeleri sahile inen keçi yoluna
düşüyor, ilkbaharın tatlı rüzgârıyla sarhoş olan martlar, qigin
bağrışlarıyla havayı çınlatıyordu. Badem bahçesinin yanı
geniş bir bağdı. Beyaz taşlardan yapılmış kısa bir duvarın
ötesindeki harabe vadiye kadar iniyordu. Bağin ortasındaks
yıkık kulübenin kapısız girişinden bir ihtiyar çıktı. Saçı sakal
bembeyazdı. Elleri, ayakları titriyordu. Gok kadar boş, gök
kadar sakin duran denize baktı, baktı.
Yukanda verilen parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Tanımlamadan yararlanıldığı
B) Anlatmaya bağlı bir metinden alındığı
C) Olayların üçüncü kişinin ağzından aktarıldığı
D) Öyküleyici ve betimleyici anlatima yer verildiği
E) Mekân unsurunun on plana çıkanldiği
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
7. Akdeniz'in, kahramanlik yuvası sonsuz ufuklarına bakan küçük tepe, minimini bir çiçek ormanı gibiydi. Ince uzun dall badem ağaçlarının alaca gölgeleri sahile inen keçi yoluna düşüyor, ilkbaharın tatlı rüzgârıyla sarhoş olan martlar, qigin bağrışlarıyla havayı çınlatıyordu. Badem bahçesinin yanı geniş bir bağdı. Beyaz taşlardan yapılmış kısa bir duvarın ötesindeki harabe vadiye kadar iniyordu. Bağin ortasındaks yıkık kulübenin kapısız girişinden bir ihtiyar çıktı. Saçı sakal bembeyazdı. Elleri, ayakları titriyordu. Gok kadar boş, gök kadar sakin duran denize baktı, baktı. Yukanda verilen parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Tanımlamadan yararlanıldığı B) Anlatmaya bağlı bir metinden alındığı C) Olayların üçüncü kişinin ağzından aktarıldığı D) Öyküleyici ve betimleyici anlatima yer verildiği E) Mekân unsurunun on plana çıkanldiği
TYT TÜRKÇE 10. DE
37.-38. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
son
neredeydiniz,
Yanlış
hemen hiç
hatta belki
birlikte. En
Kitaplarında daima zaman atlamaları var. Mekân
atlamalarıyla
hemen
dolu,
hangi karakterleydiniz unutuyorsunuz.
oldu;
bilemiyorsunuz.
unutmuyorsunuz,
Beyniniz
dolayı
kaymalarından
bu
zaman
doğrusu
artik. Hiçbir şeyi çözemiyorsunuz. Kendisine
sulanmış. Siz de en karmasığından bir rüyadasınız
bu allsılmamış zaman kavmaları ile ilgili, daha
olabilecek kurgusal hatalardan ötürü kaygılanıp
bile. Yoksa çok yorucu olur," demiş. Doğru.
kaygılanmadığı sorulduğunda, "Dönüp okumam
Yorucu olduğu hakikat. Bu sebepten bir okur
olarak rahat birakmalısınız kendinizi. Çok ciddiye
almamalısınız. Bakalım bu rüya âlemi sizi alip
nerelere götürecek. Sonunda bir şey öğrenmek
zorunda da değilsiniz hani. Mesai kavgisi yok. didatt
tutku, özlem. Henüz raflarda yerini alan "Rüya
Ancak size hissettirebileceği duygular var: Kayıp, Idegil
Yolcusu" adlı kitabının bana en çok yaşattığı
his anneye özlemdi mesela. Annemi kaybetme
korkusu yüreğime geldi oturdu. Belki daha sık
aramalıyım annemi, daha çok sarılmalıyım. Hoş.
teyzem der ki “Gözün torbası yok, dolduramazsın."
ama ben daha çok öpmeliyim ellerini, yanaklarını,
Paragrafın Şifresi - TÜRKÇE DENEMELERİ
daha çok görmeliyim onu.
37. Bu parçada sözü geçen yazarın eserleri
ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Savruk ve çetrefilli bir dili olduğu
B) Oku da etkili duygular bıraktığı
C) Klasik öyküleme tekniğinden uzak olduğu
D) Okuru karmaşık bir hayal âlemine götürdüğü +
E) Didaktik ögeler taşımadığı
(öğretici)
38. Bu parçada altı çizili cümlelerdeki anlatım
bozukluklarının nedenleri aşağıdakilerden
hangisinde verilmiştir?
A) Nesne eksikliği- Özne-yüklem uyuşmazlığı
B) Gereksiz sözcük kullanımı- Nesne eksikliği
C) Dolaylı tümleç eksikliği- Nesne eksikliği
D) Mantık hatası- Tamlayan eksikliği
E) Dolaylı tümleç eksikliği- Özne-yüklem
uyuşmazlığı
Türkce Dom
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
TYT TÜRKÇE 10. DE 37.-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. son neredeydiniz, Yanlış hemen hiç hatta belki birlikte. En Kitaplarında daima zaman atlamaları var. Mekân atlamalarıyla hemen dolu, hangi karakterleydiniz unutuyorsunuz. oldu; bilemiyorsunuz. unutmuyorsunuz, Beyniniz dolayı kaymalarından bu zaman doğrusu artik. Hiçbir şeyi çözemiyorsunuz. Kendisine sulanmış. Siz de en karmasığından bir rüyadasınız bu allsılmamış zaman kavmaları ile ilgili, daha olabilecek kurgusal hatalardan ötürü kaygılanıp bile. Yoksa çok yorucu olur," demiş. Doğru. kaygılanmadığı sorulduğunda, "Dönüp okumam Yorucu olduğu hakikat. Bu sebepten bir okur olarak rahat birakmalısınız kendinizi. Çok ciddiye almamalısınız. Bakalım bu rüya âlemi sizi alip nerelere götürecek. Sonunda bir şey öğrenmek zorunda da değilsiniz hani. Mesai kavgisi yok. didatt tutku, özlem. Henüz raflarda yerini alan "Rüya Ancak size hissettirebileceği duygular var: Kayıp, Idegil Yolcusu" adlı kitabının bana en çok yaşattığı his anneye özlemdi mesela. Annemi kaybetme korkusu yüreğime geldi oturdu. Belki daha sık aramalıyım annemi, daha çok sarılmalıyım. Hoş. teyzem der ki “Gözün torbası yok, dolduramazsın." ama ben daha çok öpmeliyim ellerini, yanaklarını, Paragrafın Şifresi - TÜRKÇE DENEMELERİ daha çok görmeliyim onu. 37. Bu parçada sözü geçen yazarın eserleri ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Savruk ve çetrefilli bir dili olduğu B) Oku da etkili duygular bıraktığı C) Klasik öyküleme tekniğinden uzak olduğu D) Okuru karmaşık bir hayal âlemine götürdüğü + E) Didaktik ögeler taşımadığı (öğretici) 38. Bu parçada altı çizili cümlelerdeki anlatım bozukluklarının nedenleri aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir? A) Nesne eksikliği- Özne-yüklem uyuşmazlığı B) Gereksiz sözcük kullanımı- Nesne eksikliği C) Dolaylı tümleç eksikliği- Nesne eksikliği D) Mantık hatası- Tamlayan eksikliği E) Dolaylı tümleç eksikliği- Özne-yüklem uyuşmazlığı Türkce Dom
24. Hümanizma ruhunun ilk anlayış ve duyuş merhalesi,
insan varlığının en müşahhas (şahıslaştırılmış) şekilde
ifadesi olan sanat eserlerinin benimsenmesiyle başlar.
Sanat şubeleri içinde edebiyat, bu ifadenin zihin unsurla.
rien zengin olanıdır. Başka milletlerin edebiyatını onların
dilinden okuyup anlamak, okuyanin zekâ ve anlama kud-
retini o eserler nispetinde artırır. Kimlik sormadan hüma-
nizme kapı açar. Fakat söz konusu eseri kendi dilinde
idraki ise hümanizme giden yolda önemli bir engel teşkil
eder.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden han-
gisidir?
A) Edebiyat, sanatlar arasında en zengin olanıdır.
B) Hümanizma ruhunun ilk belirtisi, edebiyattır.
C) Her sanat eseri tek başına ele alınmalıdır.
D) Eserin mensup olduğu dilde tam olarak anlaşılabil-
mesi hümanizm anlayışıyla çelişmektedir.
E) Bazı sanat eserleri, farklı milletlerin diline çevrildiğin-
de hümanizmin kapılarını açar.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
24. Hümanizma ruhunun ilk anlayış ve duyuş merhalesi, insan varlığının en müşahhas (şahıslaştırılmış) şekilde ifadesi olan sanat eserlerinin benimsenmesiyle başlar. Sanat şubeleri içinde edebiyat, bu ifadenin zihin unsurla. rien zengin olanıdır. Başka milletlerin edebiyatını onların dilinden okuyup anlamak, okuyanin zekâ ve anlama kud- retini o eserler nispetinde artırır. Kimlik sormadan hüma- nizme kapı açar. Fakat söz konusu eseri kendi dilinde idraki ise hümanizme giden yolda önemli bir engel teşkil eder. Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden han- gisidir? A) Edebiyat, sanatlar arasında en zengin olanıdır. B) Hümanizma ruhunun ilk belirtisi, edebiyattır. C) Her sanat eseri tek başına ele alınmalıdır. D) Eserin mensup olduğu dilde tam olarak anlaşılabil- mesi hümanizm anlayışıyla çelişmektedir. E) Bazı sanat eserleri, farklı milletlerin diline çevrildiğin- de hümanizmin kapılarını açar.
3. Yapıcı eleştiri; başkaları tarafından üretilen herhangi bir
işe, ürüne, fikre dair geçerli olan, iyi düşünülerek ve
sağlam bir mantık süzgecinden geçirilerek üretilmiştir.
"Kendimiz eleştirdiğimiz kişinin yerinde olsak nasıl
daha iyisini üretebilirdik?" sorusuna yanıt verebilecek
şekilde kurgulanmış, hem olumlu hem de olumsuz
görüşlerimizi aktarır. Yapıcı eleştiri aynı zamanda
düşmanca bir yaklaşım yerine arkadaş canlısı bir tutum
sergileyen, karşımızdaki kişinin bulunduğu pozisyonu
daha iyi ve üstün bir seviyeye çekmek amacıyla sarf
ettiğimiz, iş, ürün ve fikir sahibine zamanlı, yerinde,
açık bir şekilde, detaylı ve uygulanabilir olacak biçimde
sunulmalıdır.
Bu parçada anlatılanlara göre aşağıdakilerden
hangisi yapıcı bir eleştiriye örnek olamaz?
A) Kendi çevresini işlediği öykülere diyecek yok ama o
çerçevenin dışına çıktı mi ustalığını gölgeleyecek
pürüzlere meydan veriyor. yapıcı eleştiri
B) Çizdiğin resimde, yetişkin birinin suratına benzeyen
yüz ile ufak bir vücut biraz çocuksu durmuş. Bence
yüz, kafa ve vücut daha orantılı çizilebilir. Belki
anatomi kitaplarına bir göz atman ve orda yer alan
çizimlere bakman faydalı olabilir. yoplei elę tiri
C) Yemek yedikten sonra kirli tabaklarını bulaşık
makinesine yerleştirmeni gerçekten çok isterdim.
İşten yorgun argin gelince, kirli tabakları lavabonun
içinde ya da masanın üzerinde bulmak beni yopici
gerçekten üzüyor.
eleştiri
D) Bu gerçekten iyi bir başlangıç! Her ne kadar pek
çok durum için hazırladığın sunum uygun olsa da
kurumsal bir sunum için kullanılan renkler biraz
fazla olmuş olabilir. Daha sade bir sunum mesela
beyaz fon üzerine siyah yazı karakterleri ve eklenen
bir resim kurumsal bir sunum için daha uygun
düşecektir. Yople, eleptiri
E) Açık söylemek gerekirse çizim konusunda bir
yeteneğinin olduğundan şüpheliyim. Kendine çok
güveniyorsun ve çizimi ciddiye almiyorsun. Resim
yapmayı, çizmeyi gerçekten ne kadar ciddiye
aldığını ve bu konuda ne kadar istekli olduğunu
bilmiyorum.
yapıcı elextiriye sined clearl
One sunulmany
2
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
3. Yapıcı eleştiri; başkaları tarafından üretilen herhangi bir işe, ürüne, fikre dair geçerli olan, iyi düşünülerek ve sağlam bir mantık süzgecinden geçirilerek üretilmiştir. "Kendimiz eleştirdiğimiz kişinin yerinde olsak nasıl daha iyisini üretebilirdik?" sorusuna yanıt verebilecek şekilde kurgulanmış, hem olumlu hem de olumsuz görüşlerimizi aktarır. Yapıcı eleştiri aynı zamanda düşmanca bir yaklaşım yerine arkadaş canlısı bir tutum sergileyen, karşımızdaki kişinin bulunduğu pozisyonu daha iyi ve üstün bir seviyeye çekmek amacıyla sarf ettiğimiz, iş, ürün ve fikir sahibine zamanlı, yerinde, açık bir şekilde, detaylı ve uygulanabilir olacak biçimde sunulmalıdır. Bu parçada anlatılanlara göre aşağıdakilerden hangisi yapıcı bir eleştiriye örnek olamaz? A) Kendi çevresini işlediği öykülere diyecek yok ama o çerçevenin dışına çıktı mi ustalığını gölgeleyecek pürüzlere meydan veriyor. yapıcı eleştiri B) Çizdiğin resimde, yetişkin birinin suratına benzeyen yüz ile ufak bir vücut biraz çocuksu durmuş. Bence yüz, kafa ve vücut daha orantılı çizilebilir. Belki anatomi kitaplarına bir göz atman ve orda yer alan çizimlere bakman faydalı olabilir. yoplei elę tiri C) Yemek yedikten sonra kirli tabaklarını bulaşık makinesine yerleştirmeni gerçekten çok isterdim. İşten yorgun argin gelince, kirli tabakları lavabonun içinde ya da masanın üzerinde bulmak beni yopici gerçekten üzüyor. eleştiri D) Bu gerçekten iyi bir başlangıç! Her ne kadar pek çok durum için hazırladığın sunum uygun olsa da kurumsal bir sunum için kullanılan renkler biraz fazla olmuş olabilir. Daha sade bir sunum mesela beyaz fon üzerine siyah yazı karakterleri ve eklenen bir resim kurumsal bir sunum için daha uygun düşecektir. Yople, eleptiri E) Açık söylemek gerekirse çizim konusunda bir yeteneğinin olduğundan şüpheliyim. Kendine çok güveniyorsun ve çizimi ciddiye almiyorsun. Resim yapmayı, çizmeyi gerçekten ne kadar ciddiye aldığını ve bu konuda ne kadar istekli olduğunu bilmiyorum. yapıcı elextiriye sined clearl One sunulmany 2
CAP
36. Tiyatronun öncelikli görevi yazarın anlatmak isteği-
ni seyirciye doğru aktarmaktır. Bu hem oyuncunun
hem de yönetmenin sorumluluğundadır. Bunu başar-
mak için öncelikle yazarın yola çıkış nedeni olan ana
tema iyi saptanmalıdır. Sonrasında saptanan temayı
en doğru şekilde işlemek gerekir. Ele alınan metnin
üstün isteği, karakterin ve durumun isteği açıkça be-
lirlenmeli ardından çalışmaya başlanmalıdır. Süreç
içerisinde, diğer karakterler ve onların istekleriyle gi-
rilen ilişkilerde, durum ve karakterlerle olan uyum ya
da uyumsuzluk sırasında önceden seçilmiş kararlarda
sapma olabilir.
Bu parçadan tiyatro ilgili olarak,
I. Başlangıçta belirlenen istekler yazım sırasında
değişebilmektedir.
II. Bir tiyatro metni oluştururken olay örgüsünü
oluşturan olaylara konsantre olunmalıdır.
III. Temayı doğru tespit etmek tiyatro oyuncusu-
nun görevleri arasındadır.
yargılarından hangisine ulaşılamaz?
A) Yalniz !
B) Yatth.ve.l.
D) I ve III
Eltvo HIL
15
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
CAP 36. Tiyatronun öncelikli görevi yazarın anlatmak isteği- ni seyirciye doğru aktarmaktır. Bu hem oyuncunun hem de yönetmenin sorumluluğundadır. Bunu başar- mak için öncelikle yazarın yola çıkış nedeni olan ana tema iyi saptanmalıdır. Sonrasında saptanan temayı en doğru şekilde işlemek gerekir. Ele alınan metnin üstün isteği, karakterin ve durumun isteği açıkça be- lirlenmeli ardından çalışmaya başlanmalıdır. Süreç içerisinde, diğer karakterler ve onların istekleriyle gi- rilen ilişkilerde, durum ve karakterlerle olan uyum ya da uyumsuzluk sırasında önceden seçilmiş kararlarda sapma olabilir. Bu parçadan tiyatro ilgili olarak, I. Başlangıçta belirlenen istekler yazım sırasında değişebilmektedir. II. Bir tiyatro metni oluştururken olay örgüsünü oluşturan olaylara konsantre olunmalıdır. III. Temayı doğru tespit etmek tiyatro oyuncusu- nun görevleri arasındadır. yargılarından hangisine ulaşılamaz? A) Yalniz ! B) Yatth.ve.l. D) I ve III Eltvo HIL 15
7. Kalemler vardır, yaşamı anlamlı kılar, güzelleştirir; kalemler
vardır, akıntıya kürek çeker.
Bu cümlede kalem ile ilgili anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kalem, geride iz bırakma tutkusunun bir sonucudur.
Bik
B) Kalem, yaşanan dünyayı değiştirici, dönüştürücü bir
güce sahiptir.
C) Kalem, insan belleğinin, düş gücünün oluşturucusudur.
D) Kalemin gücü, onu tutan ellere göre değişir.
E) Her yeni kalem, kendinden önceki kalemlerin bir
uzantısıdır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
7. Kalemler vardır, yaşamı anlamlı kılar, güzelleştirir; kalemler vardır, akıntıya kürek çeker. Bu cümlede kalem ile ilgili anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Kalem, geride iz bırakma tutkusunun bir sonucudur. Bik B) Kalem, yaşanan dünyayı değiştirici, dönüştürücü bir güce sahiptir. C) Kalem, insan belleğinin, düş gücünün oluşturucusudur. D) Kalemin gücü, onu tutan ellere göre değişir. E) Her yeni kalem, kendinden önceki kalemlerin bir uzantısıdır.
ki
Dale
2.
1. Gazeteci:
r
zi
a
(0) --
Yazar:
Plato
filoz
rak
kurc
anla
baş
ad
1
Yaşadığımız zor süreçlerde Patlican Padişah'ı yaz-
mak bana ve aileme yeni farkındalıkların kapısını
açtı. Babamla iletişim kurmak gittikçe zorlaşırken ge-
çirdiğimiz oyunsu süreçler bize mutlu anlar yaşatıyor-
du. Yaşamın zorlu yönlerine mizahi bakış ve oyunlar
yoluyla Patlican Padişah'ı kaleme aldım
Gazeteci:
ese
Gör
mu
Isla
ne
lar
ek
(11) ---
Yazar:
BI
ha
A
Aslında bunun birçok nedeni var. Öncelikle çocukla-
rin da bu yaşam içinde bizlerle birlikte olması ve aile
içinde olan başka hastalıklar, olaylar ya da durumları
aileyle birlikte yaşaması... Dolayısıyla bu farkındalığı
bir kitap yoluyla edinmelerini düşünürken baş etme
becerilerine dönük bakış açısı sunmak. Ardından
daha toplumsal nedenler geliyor.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıda-
kilerden hangisi getirilmelidir?
A) (I) Bu yapıtınızı kaleme alırken kimlerden daha çok
destek gördüğünüzü düşünüyorsunuz?
(I) Bu yapıtta neden daha çok yetişkinlere sesleni-
yorsunuz?
B) (1) Kitabın yazım aşamasında hangi olaylarla karşı-
laştınız?
(II) Bu eserin asıl konusunu çocukların yaşadığı has-
talıklar oluşturuyor?
C) () Patlıcan Padişah kitabınız sizce okurlara neler ka-
zandıracak?
3.
(II) Kitabınızda konu olarak çocukları ele almanızın
temel nedenleri nelerdir?
D) (Bu eserinizin ailenize bakan bir yönü var mı sizce?
(II) Eserinizde çocukları bir yetişkin gibi ele almanızın
nedenleri nelerdir?
E) () Patlican Padişah eserinizin yazılışıaşaması, size
neler kazandırdı?
(II) Kitabınızın didaktik ya da yönlendirici bir yönünün
olmasını neye bağlıyorsunuz?
moderne
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
ki Dale 2. 1. Gazeteci: r zi a (0) -- Yazar: Plato filoz rak kurc anla baş ad 1 Yaşadığımız zor süreçlerde Patlican Padişah'ı yaz- mak bana ve aileme yeni farkındalıkların kapısını açtı. Babamla iletişim kurmak gittikçe zorlaşırken ge- çirdiğimiz oyunsu süreçler bize mutlu anlar yaşatıyor- du. Yaşamın zorlu yönlerine mizahi bakış ve oyunlar yoluyla Patlican Padişah'ı kaleme aldım Gazeteci: ese Gör mu Isla ne lar ek (11) --- Yazar: BI ha A Aslında bunun birçok nedeni var. Öncelikle çocukla- rin da bu yaşam içinde bizlerle birlikte olması ve aile içinde olan başka hastalıklar, olaylar ya da durumları aileyle birlikte yaşaması... Dolayısıyla bu farkındalığı bir kitap yoluyla edinmelerini düşünürken baş etme becerilerine dönük bakış açısı sunmak. Ardından daha toplumsal nedenler geliyor. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıda- kilerden hangisi getirilmelidir? A) (I) Bu yapıtınızı kaleme alırken kimlerden daha çok destek gördüğünüzü düşünüyorsunuz? (I) Bu yapıtta neden daha çok yetişkinlere sesleni- yorsunuz? B) (1) Kitabın yazım aşamasında hangi olaylarla karşı- laştınız? (II) Bu eserin asıl konusunu çocukların yaşadığı has- talıklar oluşturuyor? C) () Patlıcan Padişah kitabınız sizce okurlara neler ka- zandıracak? 3. (II) Kitabınızda konu olarak çocukları ele almanızın temel nedenleri nelerdir? D) (Bu eserinizin ailenize bakan bir yönü var mı sizce? (II) Eserinizde çocukları bir yetişkin gibi ele almanızın nedenleri nelerdir? E) () Patlican Padişah eserinizin yazılışıaşaması, size neler kazandırdı? (II) Kitabınızın didaktik ya da yönlendirici bir yönünün olmasını neye bağlıyorsunuz? moderne
9.
Abant Izzet Baysal Oniversitesi öğretim görevlileri
tarafından üç farklı konuda yapılan tekrarli anket sonuçlar
şöyledir:
Yapılan ankette dışarıda yemek yeme sıklıkları aynı
olan yanıtlayıcılar, bu durumu farkli siklik
sözcükleriyle nitelemişlerdir. Örneğin "haftada birden
daha az" dışanda yemek yiyen 14 yanıtlayıcının ikisi
bunu "nadiren", 10'u "bazen", ikisi ise "sik sik" olarak
nitelendirmektedir. Benzer biçimde dişarıda yemek
yeme sikliğini "bazen" olarak belirten 46
yanıtlayıcıdan 10'u "haftada birden daha az", 30'u
"haftada bir kez ya da daha fazla", altisi ise "günde
bir kez ya da daha fazla" dışarıda yemek yemektedir.
II. Sinemaya gitme sıklıkları sorulan yanıtlayıcıların
altisi kendileriyle yapılan iki ankette de hiç sinemaya
gitmediğini belirtmiştir. "Nadiren" sinemaya gittiğini
söyleyen 57 yanıtlayıcıdan 12'si ikinci ankette "hig"
kategorisini, 43'0 "haftada birden daha az", ikisi ise
"haftada bir kez ya da daha fazla kategorisini
işaretlemiştir. Sinemaya gitme sıklığı sorulduğunda
"bazen" yanıtını veren 66 yanıtlayıcıdan altısı ikinci
ankette "hiç" sinemaya gitmediğini, 57'si "haftada
birden daha az" sinemaya gittiğini, üçü "haftada bir
kez ya da daha fazla" sinemaya gittiğini belirtmiştir.
III. Yanıtlayıcılara internette ne kadar zaman geçirdikleri
sorulmuş. Sadece iki yanıtlayıcı hem ilk ankette hem
de ikincisinde interneti hiç kullanmadığını belirtmiştir.
Internette "az" vakit geçirdiğini belirten 18
yanıtlayıcıdan dördü bunu ikinci ankette "hiç"
kategorisini tercih ederek ifade ederken 11'1 "günde
bir saatten az", ikisi "günde 1-4 saat arası", biri ise
"günde 4 saatten fazla zamanı internet ile geçirdiğini
ifade etmiştir.
Bu deneyler sonucu aşağıdakilerden hangisi
kanıtlanmış olabilir?
A)
Yanıtlayıcıların hassasiyet algısı, anlık olarak
değişimler gösterdiği için sonuçlar yanlış çıkmaktadır.
B) Değişik konulardaki soruların yanıtlarının çelişkenlik
taşıması konunun içeriğiyle ilgilidir.
Kategorilerinin sayısallaştırılmadan verilmesi,
yanıtlayıcıların farklı algılamasına yol açmaktadır.
D) Toplumsal alginin gelişmesiyle ölçülebilirlik arasında
doğrulanabilir bir bağ vardır.
E) Anketlerde sorulan soruların uzaması, zamanla nesnel
gerçekliği zedelemektedir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
9. Abant Izzet Baysal Oniversitesi öğretim görevlileri tarafından üç farklı konuda yapılan tekrarli anket sonuçlar şöyledir: Yapılan ankette dışarıda yemek yeme sıklıkları aynı olan yanıtlayıcılar, bu durumu farkli siklik sözcükleriyle nitelemişlerdir. Örneğin "haftada birden daha az" dışanda yemek yiyen 14 yanıtlayıcının ikisi bunu "nadiren", 10'u "bazen", ikisi ise "sik sik" olarak nitelendirmektedir. Benzer biçimde dişarıda yemek yeme sikliğini "bazen" olarak belirten 46 yanıtlayıcıdan 10'u "haftada birden daha az", 30'u "haftada bir kez ya da daha fazla", altisi ise "günde bir kez ya da daha fazla" dışarıda yemek yemektedir. II. Sinemaya gitme sıklıkları sorulan yanıtlayıcıların altisi kendileriyle yapılan iki ankette de hiç sinemaya gitmediğini belirtmiştir. "Nadiren" sinemaya gittiğini söyleyen 57 yanıtlayıcıdan 12'si ikinci ankette "hig" kategorisini, 43'0 "haftada birden daha az", ikisi ise "haftada bir kez ya da daha fazla kategorisini işaretlemiştir. Sinemaya gitme sıklığı sorulduğunda "bazen" yanıtını veren 66 yanıtlayıcıdan altısı ikinci ankette "hiç" sinemaya gitmediğini, 57'si "haftada birden daha az" sinemaya gittiğini, üçü "haftada bir kez ya da daha fazla" sinemaya gittiğini belirtmiştir. III. Yanıtlayıcılara internette ne kadar zaman geçirdikleri sorulmuş. Sadece iki yanıtlayıcı hem ilk ankette hem de ikincisinde interneti hiç kullanmadığını belirtmiştir. Internette "az" vakit geçirdiğini belirten 18 yanıtlayıcıdan dördü bunu ikinci ankette "hiç" kategorisini tercih ederek ifade ederken 11'1 "günde bir saatten az", ikisi "günde 1-4 saat arası", biri ise "günde 4 saatten fazla zamanı internet ile geçirdiğini ifade etmiştir. Bu deneyler sonucu aşağıdakilerden hangisi kanıtlanmış olabilir? A) Yanıtlayıcıların hassasiyet algısı, anlık olarak değişimler gösterdiği için sonuçlar yanlış çıkmaktadır. B) Değişik konulardaki soruların yanıtlarının çelişkenlik taşıması konunun içeriğiyle ilgilidir. Kategorilerinin sayısallaştırılmadan verilmesi, yanıtlayıcıların farklı algılamasına yol açmaktadır. D) Toplumsal alginin gelişmesiyle ölçülebilirlik arasında doğrulanabilir bir bağ vardır. E) Anketlerde sorulan soruların uzaması, zamanla nesnel gerçekliği zedelemektedir.