Paragrafta Konu-Ana Düşünce Soruları

4. Flü Özlediğin nedir diye sorsanız; Kıyısında çimenlerle bir dere Ve berrak gökyüzünde ebemkuşağı, Hava kirliliğinden, makine gürültüsünden uzak; Beton yığınlarından azade, Tabiatın kucağında yaşamak, Şu üç günlük hayatı Bu misralarda vurgulanmak istenen temel düşünce aşağı- dakilerden hangisidir? Hayattan zevk almak gerekir. Şehir yaşamı insanın sağlığını bozmaktadır. İnsanların konforlu yaşaması gerekir. Çevrenin bozulmadan korunması gerekir. Teknoloji, insan hayatını kolaylaştırsa da insanı mutlu et- mez. 5. Nerde kaldı o güzelim günler, Fatanın bağrı yanık bucağı!

28. Son iki yılda çok kilo aldım. Beni biliyorsun, alırım veririm. Za ten insülin direnci ve hipotiroid gibi sıkıntılarım var. Üzerine hayatın sıkıştırması eklenince itiraf ediyorum güzel yedim! İz- mir'de yemek yemek bir tören zaten. İlaçlarımı da almadım. 17 sene önceki maksimum kilomun da üzerine çıktım. Ama İzmir'de yaşarken bu bir sorun teşkil etmiyor. Gel gör ki be- nim kilolarım, İstanbul'a, İstanbulluya dert oldu! Mesela sa- çımı da boyamadım bütün yaz. Saçlarımın akı da İstanbul'a dert oldu. Şu anda sağlığım için yeniden ilaçlarıma ve bes- lenme disiplinime döndüm. Eski hâlime tabii ki döneceğim. Ama şurası gerçek: "İstanbul baskısı" diye bir şey var. Kiloya ve sadeliğe tahammülsüz bir kesim var İstanbul'da. O baski- nin o kesimdeki herkesi aynılaştırdığını görüyorum. Bu parçada konuşan kişi asıl aşağıdakilerden hangisin- den rahatsızlık duymaktadır? A) Kilo alımını durduramayışından B) İnsanların onu dış görünüşü ile yargılamalarından C) Bireysel farklara fırsat vermeyen tek tipleştiren mahalle baskısından D) İnsanların onu bakımsızlıkla suçlamalarından E) İzmirlilerin tahammülüne sahip olmayan İstanbullulardan

PARAGRAFTA CÜMLELERİN YERLERİNİ DEĞİŞTİRME 1. (1) Buda, hayatının önceki bölümünde zevk ve sefa içinde zen- gin bir hayat sürdükten sonra bunun bir işe yaramadığını, böy- le bir yaşamın insanı kurtuluş ve mutluluğa eriştirmediğini görür. (II) Sonunda, bilgi ağacının dibinde, mistik bir tecrübenin ardın- dan gerçeği kavrayarak aydınlanır. (III) Bir süre de bunun tam tersi bir yoldan ilerler; aşırı bir perhiz ve riyazet (nefsin isteklerini kırma) uyguladıktan sonra, bu usullerin de insanı kurtuluşa ve mutluluğa götürmediğini anlar. (IV) İnsan için en doğrusunun aşırılıklar ara- sında bulunan bir “orta yol”un izleyicisi olmak olduğuna hükme- der. (V) Yoğun çatışma ve şiddetin olduğu bir dönemde insanla- ra barış ve sükûneti öğretmeye başlar. Bu parçanın anlam bütünlüğünün sağlanması için numara- lanmış cümlelerden hangileri birbiriyle yer değiştirmelidir? A) II ve v B) II ve IV C) III ve IV D) IV ve V E) II ve III

Yayin grubu 21. Tembel hayvanlar genellikle Orta ve Güney Amerika'da yaşayan ve tüm memeliler arasında en yavaş hareket eden hayvanlardırDakikada en fazla yarım metra kadar gidebilirler. Tembel hayvanlar, keskin penceleri sayesinde ağaç dalları üzerinde tersine doğru asılı bir şekilde yasarlar Yere ise yalnızca ağaç deditirmek veya bogatim yapabilmek için inerler. Tembel hayvanlar; böcekleri, küçük sürüngenleri ve leşleri yiyebilirler fakat asıl besinleri çoğunlukla tomurcuklar, ince filizler, yapraklar ve temel olarak cecropla ağaçlandı. Tembel hayvanlar, ağaçlarda yaşamaya uyum sağlamalarına rağmen bazı türlerinin iyi yüzücü oldukları bilinir. Kürkleri genellikle koyu kahverengidir fakat ara sıra bakterilerden dolayı yeşil bir renk görülebilir. Gebelik süreleri altı ay olup yavrular hemen hemen beş haftalık olana kadar annelerine sanılarak yaşarlar Bu parçadan "tembel hayvanlar" ile ilgili kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıdakilerden hangisidir? At Tembel hayvanlar hem etçil hem otçul hayvanlardır. B) Pembel hayvanlar, tüm hayvanlar arasında en yavaş hareket edenlerdir. et orta ve Güney Amerika dışında yaşam alanları yoktur. DL. Yavrular beş haftadan önce annelerinden ayrılamazlar. E) Kürkleri oldukça değerlidir . ✓

kalp çar- siyon tedavisinde birebirdir. Ihlamur ağacı oymacılık ve mobilyacılıkta, oyuncak sanayinde, müzik aletleri yapımında, kâğıt ve kibrit üretiminde de tercih edilir. Bu parçaya göre "ihlamur" ile ilgili olarak, 7, Görselliği ile birçok şairin ilham kaynağı olmuştur. Ham madde olarak kullanıldığı alanlar vardır. u kimi hastalıklarda tedaviye yönelik kullanılır. W. Lifli yapısı sebebiyle yetiştiricilerce en çok aranan ciliği imkânsız ha hologramlar, bili maktadır. Holog onu oluşturan fr len görüntünün ama görüntüye şılaşılır. Bu parçada aşağıdakilerc A) Sağladığı By Kim taraf: ağaç türüdür. yargılarından hangileri doğrudur? Farklı ala A) Lve Ti B) I ve IV Elitve v C) We III D) Geçmiş E) Sinema Dk Ve IV IV reis Yaylor 33. Şiir yorur eder ve bürüner 31. Şair vardır; öteden beri bilindik sözleri, öteden beri bilin- dik kalıplara dökmekten geri durur. Yeni yeni duygular, yeni yeni düşünceler üretir. Yaygın olanları almaz; kendi bulduklarını yaymaya, duyurmaya çalışır; kendi kalipları- ni kendi yaratır. Şeyh Galip'in "Bir başka lisan tekellüm ettim (söyledim)." dediği gibi Hugo, Baudelaire için "Yeni bir ürperme getirir." der. İşte bu, şairin fark yaratan gücü- dür. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? simasid her oku şiirde f aliciyi, oluştu dediğ Bu pa isten A) A) Şairin değerini, çağına damga vurmuş şiirleri belirler. B) Kimi şairler, konu ve üslup bakımından diğer şairlere yol gösterici olmuştur. Sanatçının asıl görevi, geçmişi özümseyip sürdür- mek değil; geleceğe yön vermektir. D) Şeyh Galip ve Baudelaire gibi şairler, evrensel bir dil kullanarak kalıcılığı yakalamış, günümüze gelmiştir. E) Tüm söylenenlerden farklı, özgün bir biçim ve söy- leyişe sahip şiirler üretebilen şairler benzerlerinden ayrılır. sau 5) O 11 eis YKS - TYT OZ

50 PARAGRASTA BOŞLUK DOLDURMA 48. Ancak ince bilgi ayrica doğal bir eğilim, iyi bir eğitim öğretim ve kişiden ciddi bir mesai ister. Bu bileşenler bir araya geldiklerinde "düşünür" dediğimiz insan ortaya çıkar. Bu çerçevede geç mişe göre daha iyi düşünen, okuyan, eleştiren ve kendini ifade edebilen bir nesil yetiştiğini söyleme- liyim. Ancak ince bilgi açısından daha ciddi ve dikkatli bir kurumsallaşmaya ihtiyacımız var. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? Kültür, içinde yaşadığı gerçekliği anlamlan- dırmak için şemalar ve modeller geliştirir. B) Bilgi, herkese açık ancak belirli bir gayreti gösterenlerin elde edebileceği bir şeydir. insanı "düşünür" yapan bilgiyi ancak nesne- lerdeki evrensel ilkeleri soyutlama yoluyla kavranz. Emek verdiğimiz alanda belirli bir sonuç elde etmek için sürekliliği korumak zorundayız. Dilin bileşenleri iyi tespit edilmeden ve tanımlanmadan iletişimde bulunmak müm- kün değildir.

18. (0) Galia Bernstein'ın yazıp resimlediği Ben Kediyim, bazen tarklık olarak algılanan özelliklerin aslında bizi birleştiren benzerlikler olduğunu vurgulayan, şahane bir resimli pocuk kitabi. (Yaş araliginin neden 5 yaş ve üzeri olarak belirlendiğini anlayamadim. (III) Bana göre rahatlıkla 3 yaş ve üzeri çocukların da ilgisini çekecektir. (IV) Gülümseten meni ve çizimleri, kitabı "unutulmazlar" arasına sokacak gibi görünüyor. (V) Özellikle bir kediyle yaşayanların çok seveceklerine eminim. (V) Çünkü kedilerin sahip olduğu o kendine hayran bırakan mizah duygusu, kitapta da belirgin olarak karşımıza çıkıyor. (VII) Aynı zamanda şefkat hissi yaratan, sıcacık bir yanı da var... Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? B) III C) IV D) V E) VI 20. "Kital örner sana insar Sirad bir is düny tutur kelin şiirin özel önle Bu aşa A) 11 A) B)

9. Müzik ile şiirin resme karşı koravantajı var. Biz buna lirizm diyoruz. Lirizinde de szkoen da en groen som iç dünyanın söze dörtlemezen en gizili kopurtulianını yakala- mayı başarabilir. O hade tik sürden de Korsanartar, o da müzik. Bundan lirizin edebiyat bir daya sane- mayacağı ama bir trist var olma biçimin gösterdiği söylene bilir. Bu açıdan, liiken Kend ruhunu ve ruhunun sesini duyurmada müzikten fayda anatag sonucune çıkarabic Bu parçada aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Duygusal temalarda şiir ile müziğin, resimden daha et- kili olabileceğine B) Lirizmin, sadece edebiyatta değil. diğer sanat kollann- da da kullanıldığına C)Y Şairlerin kendi iç seslerini duyurmada en çok lirizmden yaradandola D) Duygularını dışa vurmak isteyen her insanın şür yazarak bunu basarabildiğine E Resim sanatının lirizmi ifade edebilme açısından imkan- tannin sınırlı olduğuna 171

31. Çocuk genellikle yaptığı işin engellenmesi veya sevdi- ği oyuncağın elinden alınması gibi somut, yetişkin ise daha çok toplumsal veya mesleki haksızlıklar gibi soyut nedenlerle öfkelenir. Epcukla yetişkin arasında bulu- nan ergen için hem somut hem soyut her türlü kışkırt- ma öfkeye yol açabilirkenin dış görünümü çocuksu (bağırma, ayaklarını yere vurma, şiddetli ağlama) ve yetişkince (kaba sözler, ince alaylar) olabilir. Ergenlerin zekâ düzeyi ile heyecanı ifade biçimleri üzerine yapılan bir araştırmada doğrudan doğruya öfkeye yol açan ne- dene karşı tepki göstermenin zekâ göstergesi olduğu bulunmuştur. Görece düşük zekâya sahip olanlar, öf- keyi sorumlu olmayan dış etkenlere aktarma eğilimin- dedir. Öfkeden doğan engellenme tepkisinin konuyla ilgisiz kişilere yansıtılması ergenlikte sürüyorsa belirli bir zihinsel olgunlaşma gecikmesi akla gelir. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? A) Ergenin zekâ seviyesi arttıkça öfke duygusunun dışa vurumunda azalma gözlemlenir. +B) Ergenlikte öfke duygusunun ifadesi , konuşma veya beden aracılığıyla gerçekleşebilir. C) Engellenme tepkisini sorumlu olmayan kişilere yö- neltme, çocuklardan beklenen bir harekettir. D) Ergenler çocukluk ruh hâlini tamamen bırakmamış olsa da belirli bir olgunluğa sahiptir. +E) Ergenlik, çocukluğun ve yetişkinliğin öfke nedenle- rinin bir arada bulunduğu bir dönemdir.

aha ita- 19. SI- ki- _) SI 7 16. "Edebiyatın konusu insandır." demek, bana yuvar- lama bir söz olarak geliyor. Konusu insan olmayan bir bilim ya da sanat dalı zaten yok gibidir. Tıp, in- sanla ilgilenir; tarihin konusu insandır; felsefenin çekirdeğinde insan vardır vs. Yukarıdaki altı çizili söz öbeğinin yerine aşağı- dakilerden hangisi getirilirse parçanın anla- minda bir değişiklik olmaz? A) gerçekleri yansıtmayan B) herkesin kabul edebileceği C) şimdiye dek duyduklarımdan farklı D) içi tam doldurulmamış E) insanları oyalamak amacıyla söylenmiş 13

Taş koridorda duyulan sadece benim ayak seslerimdi. Uzun koridor yan aydinlik ve soğuktu. Camlardan vu- ran işik yerden de beni gölgelendiriyor, ayaklarımdan pikan ses taş zeminden duvarlara vuruyordu. Okulu- muz tarihi, eski bir taş binaydı. Eskiden bir ara kışla veya hastane olarak da kullanılmıştı. Bana yüzlerce odası, binlerce camı, bilinmeyen çok gizli köşeleri var gibi geliyordu. Her gün kullanılmayan bölümlere gi- riyor, belki de aylardır, senelerdir açılmamış kapıları açıyor; odalarda neler olduğuna bakıyorum. En üst kattaki koridorun sonundaki bir odada tozlar içinde kalmış bir sürü eski mi eski kitap vardı. Belki de bu bina kurulduğundan beri buradaydılar. Ders bitiminde herkes koşarak eve giderken ben sessizce buraya çı- kryordum. Sessizlikler içerisinde unutulmuş kalmış bu gizemli, tozlu fakat o derece değerli bu odaya hayran- dim. Üst üste dizilmiş yüzlerce irili ufaklı kitap ve bir köşede sıkışmış kalmış eski siyah bir kuyruklu piyano... Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisi söylenemez. A) Deyim kullanılmıştır. B) Birinci kişili anlatima yer verilmiştir. C) Pekistirme yapılmıştır D) Farklı duyulara yer verilmiştir. E) Biyografik özellikler taşımaktadır. x

30. Hayalden, bilgiden yoksun olmayan bir insan, “iyi” ile “kötü”nün mücadelesi konusunda tarihle eş zamanlı olabilir, geçici ve çeşitli zamanları bir başka kılık ve ortamlarda bütün ayrıntılarıyla hatırlayıp tek bir zamanda yaşanmış gibi görebilir. Düşüncesinde yaşattığı bir zaman parçası, yüzlerce, binlerce yıl uzakta olabilir. Fakat uzak bir geçmiş, bir insanın kendi gerçeğine, gerçek durumuna çok yakınsa çok uzak bir geçmişteki olayları bütün benliği ile benzer şekilde yaşarken “iyi”den yana da “kötü”den yana da olmasının gereklerini bizzat bulur ve tercihini yapar. Bu parçada "iyi” ile “kötü"nün hangi özelliğine vurgu yapılmıştır? A) Yaşamın değişmez parçaları oldukları B) Niteliklerinin evrensel olduğu C) Her insanın özünde bulundukları D) Yere ve zamana göre yasalarının değiştiği E) Üzerinde düşünmenin insan ufkunu açtığı

9. İnsanda nasıl bir özellik vardır ki dokunduğunu değişti- riyor, tabiatı gereği güzel olan şeyleri bozuyor. İyi olma düşüncesi bazen öyle aşırı bir hâl alıyor ki iyi olalım derken kötü oluyoruz. Bazıları der ki iyinin aşırısı olamaz çünkü aşırı oldu mu zaten iyi değil demektir. Aşağıda verilen sözlerden hangisi bu parçadaki düşüncelerle aynı doğrultuda değildir? A) Kişi ölçüsüz ve sınırsız bir deniz gibidir. B) Yumuşak olma ezilirsin, sert olma kırılırsın. C) Pek eğilme basarlar, pek yükselme asarlar. D) Sizi sevmelerini istiyorsanız siz de ölçüyü seviniz. E) Ölçü kaçınca en tatlı şeyler tatsız olur.

in care + 1. 1. Bu umutsuzluk biraz da kendi yaşamının çare- sizlikler ve zorluklarla geçmiş olmasındandır. II. Peyami Safa, romanlarında kişinin dış dünyası- erdir, na bakar. III. Peyami Safa bu bunalımları çözmeye çalışırken ak umutsuzdur. IV. Kahramanları ruhsal bunalım içindedir. nanin V. Dış dünyası yani çevresi ile olan bağlantısını ir- C alin delemez. amli Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak şekilde sıralandığında baş- tan dördüncü cümle hangisi olur? a sita ir? D) I C) || E) V A) IV B) III

22. Skinner'a göre çocuklar dili öğrenebilmek için çevre- lerini gözlemlemekte, ebeveynlerinin ve pekiştireçlerin etkisiyle dilde radikal bir davranışçılık sergilemektedir. Ona göre bütün insan davranışları gibi dil de çevresel koşullanmanın ürünüdür. Skinner; insanların kalıtımsal bir şekilde programlandığını ve bu şekilde tüm insan davranışlarının, deneyim ve eğitimlerinin dilin bir gös- tergesi olarak ortaya çıktığını ifade etmiştir. Chomsky, bu görüşlere doğruluğu mümkün olmayan görüşler olarak bakmaktadır. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Çocuklarda dil gelişimini açıklayan çok fazla gö- rüş vardır. B) Chomsky, Skinner'ın dil gelişimi düşüncesine kar- şi çıkmaktadır. C) Chomsky'e göre dil öğrenimi ebeveynler olmadan eksiksiz tamamlanamaz. D) Skinner, dil öğreniminin ebeveynler olmaksızın ta- mamlanamayacağı fikrine karşı çıkar. E) Dil gelişimi insanların ortak biyolojik yapısına göre gerçekleşir.

n şiiri seveni ir şair duygu nge kurmak düşünceyi di nsatacak, 16. Şiiry iğine inanıyo 14. Boş zamanlarında kitap okuyanlara denk geldiniz mi? Onlar ki en az okuyanlar ama en çok konuşanlardır. Çünkü kitap okumayı bir boş zaman aktivitesi olarak görürler ve sik sorulan bu soruya ezber bir cevapları vardır. Hâlbuki kitap okumak bir mesaidir, kitap oku- mak için önce nasıl kitap okunacağını bilmek gerekir. Aynı şey yazmak için de geçerlidir tabii. O daktilonun başına geçip başka hiçbir işle uğraşmaz yazar. İlham parça durun bazen gelir, bazen gelmez. Ama hiç olmazsa gördüğü- nü yazar. Kuşların uçtuğunu, gökyüzünün hâlâ mavi olduğunu... Çünkü bu alışkanlığı edinmezse bir daha n hangisine yazı yazmak için zaman yaratmaz kendisine. Okuma- nin da bu durumdan hiçbir farkı yoktur. Her gün oku- mak için, çok okumak için öncelikle bunu rutin hâline getirmeniz gerekir. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakiler- den hangisidir? A) Okumaya vakit ayırmak zordur. B) Kitap okumak alışkanlıkla ilgilidir. C) Okuyan birey, kendini daha iyi ifade eder. D) Yazı yazmak zor bir uğraştır. E Okumak ve yazmak emek isteyen aktivitelerdir. fazla derg yayı ürün ların say! dize a sahip olmal eğeri olduğu Bu dak A) B) irinde denge D) şiirleriniz oku E) i anlatmak mi