Paragrafta Konu-Ana Düşünce Soruları

18. Gazeteci : Toplumsal problemleri söz konusu eden genç dostunuza niçin şiir yazmayı bırakma- sini salık verdiniz? Şair : Toplumsal problemler siyasetçilerin işi oldu- ğu için. Gazeteci : Aynı sözleri söyleyen, bir roman yazarı ol- saydı yanıtınız yine aynı mı olacaktı? Şair : Bir romancıya toplumsal mı, bireysel mi diye sormazdım ki. olsa toplumsal problem- leri abartmadan yansıtmasını isterdim on- dan. Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki şai- rin sanat anlayışıyla örtüştüğü söylenebilir? A) Bana göre sanatın amacı, kendini ortaya koyduğu türlere göre farklılık gösterir; sanatçı da buna göre hareket etmelidir. B) Bir eserin sanatsal bir özellik taşıdığını anlamanın en kolay yolu, kişisel meseleleri ele almasıdır. C) Toplumsal meseleler sanat merceğinden yansıtıla- bilecek kadar şeffaf ve yüzeysel değildir. D) Sanat toplumdan, halktan, halkın problemlerinden beslenmeli ve bu problemleri halkın anlayabileceği bir dille ifade etmelidir. E) Şiir ve roman sokağın kargaşasını, gürültüsünü ve renklerini olabildiğince sanatin aynasında yansit- malıdır. 4

31. TYT/Türkçe 29. Hata aramaya eğilimli anne-baba ve öğretmen yaklaşımıyla ilgili bir deneyin aşamaları kisaca şöyle: Maymunlardan, bilgisayar ekranında değişen iki resme bakmalan isteniyor. Resimlerden birinde maymun, bakışını sağa doğru kaydırdığında, diğerinde ise sola baktığında ödüllendiriliyor. Maymunlar deneme yanılma yoluyla hangi hareketlerin hangi resimler için gerekli beyindeki sinirler, bilgileri daha keskin ve etkili bir olduğunu buluyor. Doğru bir cevaptan hemen sonra sinirlerde herhangi bir gelişme görülmüyor. Başka bir biçimde işliyor. Fakat bir hatadan sonra ödül olmayınca deyişle beyin, sadece başarılardan sonra işlem yapmaya devam ediyor ve maymunun davranışı gelişme gösteriyor. Bu parçada sözü edilen deneyle ispat edilmek istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Çocukların hata yapmasının normal olduğu B) Çocukların hata yapa yapa doğru yapmayı öğrendiği C) Başarılı insanların, hatalarından ders aldığı D) Eğitimde başarıyı öne çıkarmanın çocuğun gelişimini hızlandırdığı E) Eğitimde çocukların hatalarını görmezden gelmenin, onları daha çok motive ettiği

3. Aşağıdakilerden hangisi "İyi bir yazar şüphesiz, en iyi bildiği şeyi anlatmalı dolayısıyla kendisini anlatmalıdır." düşüncesine uzak düşmektedir? A) Peyami Safa'nın “Dokuzuncu Hariciye Koğuşu”ndaki başarısını biraz da yazarın hastalıklarla geçen ço- cukluk günlerini başarılı bir biçimde romana akset- tirmesinde aramalıyız. B) Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur" romanının baş- kahramanı Mümtazı sözcüsü olarak seçmiştir. Mümtaz'ın dolaştığı istanbul, Tanpınar'ın İstan- bul'udur. C) Ahmet Cemil, şahsında başta yazarı Halit Ziya'yı sonra da bütün bir Servetifünun yazarlarını temsil eder. D) Ahmet Mithat Efendi'nin birilerini veya bir yeri an- latması için görmesine gerek yoktur. Çok defa an- siklopedik bilgiler onun roman yazması için yeterli gelmiştir. E) Halide Edip Adivar, "Ateşten Gömlek" adlı eserinde özlem duyduğu kahramanlığı, Milli Mücadele günle- rini eser kişisi Ayşe'nin hayatıyla ortaya koyar.

8. Aşağıdakilerden hangisi "İyi bir yazar şüphesiz, en iyi bildiği şeyi anlatmalı dolayısıyla kendisini anlatmalıdır." düşüncesine uzak düşmektedir? Peyami Safa'nın "Dokuzuncu Hariciye Koğuşu"ndaki başarısını biraz da yazarın hastalıklarla geçen ço- cukluk günlerini başarılı bir biçimde romana akset- tirmesinde aramalıyız. B) Ahmet Hamdi Tanpınar, "Huzur" romanının baş- kahramanı Mümtaz' sözcüsü olarak seçmiştir. Mümtaz'ın dolaştığı istanbul, Tanpınar'ın İstan- bul'udur. Ahmet Cemil, şahsında başta yazan Halit Ziya'yı sonra da bütün bir Servetifünun yazarlarını temsil eder. D) Ahmet Mithat Efendi'nin birilerini veya bir yeri an- latması için görmesine gerek yoktur. Çok defa an- siklopedik bilgiler onun roman yazması için yeterli gelmiştir. Halide Edip Adıvar, "Ateşten Gömlek" adlı eserinde özlem duyduğu kahramanlığı, Milli Mücadele günle- rini eser kişisi Ayşe'nin hayatıyla ortaya koyar. Diğer sayfaya geçiniz.

n 9. Otomobil birdenbire yavaşladı. Yolun sol tarafı sarp bir kesme idi ve sağ tarafta, iki minare boyunda bir yar, esner gibi ağzını açmıştı. Yol birdenbire darla- şıyordu. Motorun hafifleyen gürültüsü arasında aşa- ğıdan gelen bir su şırıltısı duyuluyordu. Henüz taş bile döşenmemiş olan şosenin bu kısmında çökme ve kayma tehlikesi bulunduğu için yolcular burada yayan yürür ve otomobiller yavaş yavaş ilerlerdi. Bunun için otomobili tamamen durdurmadan şoför, başını arkaya doğru çevirdi. le T- i Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Olaylar oluş sırasına göre verilmiştir. B) İkilemeye başvurulmuştur. C) Neden-sonuç ilişkisi kurulmuştur. D) Örneklemeye yer verilmiştir. E) III. kişili anlatım kullanılmıştır. m 4 Diğer sayfaya geçiniz

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 3. Aşağıdakilerden hangisi bu metnin olay örgüsü içinde yer almaz? A) Terk edilmiş bir köye, anlatıcı ve bir grup arkadaşının zor şartlar altında ulaşmaları B) Yaşlı adamın, anlatıcı ve bir grup arkadaşını misafir etmek istemeyip onlara tepki göstermesi C) Anlatıcı ve bir grup arkadaşının, savaş sonrası Anadolu köylerini gezmeye çıkmalan D) Genç kızın hikâyesini, anlatıcı ve bir grup arkadaşının dinleyip çok etkilenmeleri E) Anlatıcı ve bir grup arkadaşının, köyde küçük bir çocukla karşılaşmaları 4. Metindeki çocuk için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Dürüst - çalışkan B) Kötümser - yardımsever C) Hayalperest - meraklı D) Açık sözlü - dışa dönük E) Çekingen - misafirperver (5 ve 6. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız.) Çocukluğumdan beri haritaya ne zaman baksam gözüm hemen bir ada arar; şehir, vilayet, havali hlerinden hemen mavi sahile kayar... Robinson Crusoe'yu okumuşumdur herhâlde, de bir garip ada ismi okuyunca hülyaya daldığımı sanmıyorum. belki de o yüzdendir. Haritada ada içine

Test 1 PARAGRAFTA KONU VE n kapsamlı yargie Grüştür yazarın vur 1.- 2. soruları aşağıdaki metne göre çözünüz. 3. mak için yazarın Süncesine benzer Aktarılan I olur. düşünces Fuzuli, 16. yüzyılda sesini salmış gök kubbeye; hala çin- liyor kulaklarda, hâlâ yankı buluyor gönüllerde. Çağdaş roman ve hikayelerde Leyla ve Mecnun'un izlerine rastli- yoruz. Şeyh Galip, 18. yüzyılda Hüsn ü Aşk ile doldurmuş åşıkların gemilerinin yelkenlerini, hâlâ yüzüyor onun gemisi aşk denizlerinde. 1983'te bu dünyaya veda eden bir Necip Fazıl, görünenin ardına geçmek isteyen her insanın kula- ğına bir şeyler fısıldıyor hâlâ. Bütün bunların kalıcılığına toptan bir gerekçe söyleyelim: Bu sanatçılar, yaptıkları işe kendilerini adamış, içten kişilerdi ve söyledikleri, yürekten çıkıp yüreklere akıyordu. 1. ilktir. Bu parçanın başlığı olmaya en uygun söz aşağıdaki- lerden hangisidir? A) Sanatçının Çilesi B) Fuzuli'nin Lirizmi C) Sanatçılar Arasındaki Etkileşim D) Düş Gücünün Sanatçıya Katkısı (E) Sanatta Ölümsüzlüğün Sırrı 5 B B M "Nitekimo bütün sa 2. Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağı- dakilerden hangisidir? A) Bazı sanatçıların yazdıklarının etkisi çok uzun sürer. B) Günümüz sanatçılarının başarısında ölümsüz sanatçı- ların etkisini göz ardı etmemeliyiz. b) Fuzuli, her çağda birçok sanatçıyı ve okuyucuyu etkile- miştir. D) Sanatçıların klasikleşmesini içtenlikleriyle sanatlarına yoğunlaşmaları sağlar. E) Fuzuli, Şeyh Galip ve Necip Fazıl, benimsedikleri sanat anlayışları bakımından benzer kişilerdir. ve bu sex Silir.com dikkate

TYT TÜRKÇE TESTİ B 1. Bu testte 40 soru vardır. 2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kısm 3. 1. Selim İleri ile yapılan bir söyleşide dinleyicilerden genç bir edebi- yatsever, belki de hayatında sert fikir dönüşleri olan şairleri kas- tederek şöyle bir soru sordu: "Bazı şairlerin hayatlarının bir döne- minden itibaren, ben değiştim, diyerek önceki şiirlerinin bir kısmını evlatlıktan reddetmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?" Selim İleri genç adama şu cevabı verdi: "Ancak aptallar ve ölüler düşüncele- rini değiştirmezler." Aşağıdakilerden hangisi bu parçada Selim İleri'nin verdiği cevapla aynı doğrultuda değildir? A) Değişim coşkun bir nehir gibidir, engelleri eninde sonunda aşar. B) En büyük değişim, değişimin ta kendisidir. C) Sürekli bir değişim meraki bir noktadan sonra bireyde başarı- sizlik duygusu uyandırabilir. D) İki gününüz birbirine eşitse, bugün de dünkü yerdeyseniz zarardasiniz. E) Bağlandığın bir fikri değiştirebilmek, kendi ayağına bağladığın prangalardan kurtulabilmek gibidir.

ÇAP/ TYT 4. "Hiç kimse nasıl öğretmen veya esnaf olarak dünyaya gelmiyorsa şair, ressam veya müzisyen olarak da doğ- maz." cümlesiyle aşağıdakilerden hangisine karşı çıkılmaktadır? A insanların yeteneklerini genleriyle getirdiğine By Sanatçı olmanın belli bir eğitim süreci gerektirdi- ğine C) Yeteneklerin gelişmesinde çevresel faktörlerin dikkate alındığına D) Bir insanın farklı yeteneklerinin olabileceğine E) Yeteneğin işlerin ilerlemesinde kolaylık sağlamadı- ğına fine CAP

TYT | TÜRKÇE TESTİ 25. Eleştirel düşünme, gelişmenin anahtarıdır. Eleştirilebilen bir şeyin geliştirilebilen bir tarafı vardır. Dolayısıyla her türlü eleştiri, bir tür hediyedir. Eleştiriler, yapıcı ve yıkıcı olarak ikiye ayrılabilir. Yapıcı eleştiriler, herhangi bir şe- yin geliştírilebilir yönüne dikkat çeken eleştirilerdir. Yıkıcı eleştirilerse sadece yıkmak ve yok etmek için getirilen eleştirilerdir. Yıkıcı eleştirilerin yaygınlığı, yapıcı eleştiri- lerin değerinin anlaşılmasını engellemiştir. Aslında yıkıcı eleştirilerden de öğrenilecek bir şeyler vardır ancak yıkıcı eleştiri getiren kişinin düşmanca tavrı, bu eleştiriye uğ- rayan kişiyi duygusal olarak bozguna uğratır ve kişinin eleştiriden yararlanabilecek durumu kalmaz. Bu sözler aşağıdaki soruların hangisine karşılık söy- Tenmiş olabilir? 1 1 1 A) Eleştirel düşüncenin ülkemizde yanlış anlaşılması- nin ve gelişememesinin altında yatan nedenler ne- lerdir? B) Eleştiriden yararlanabilmek icin nasıl eleştiri yapıl- mali ve yapılan eleştirilere nasıl bir yaklaşım sergi- lenmelidir? C) Eleştiri nedir, yapıcı eleştiri ve yıkıcı eleştiri arasın- daki farklar nelerdir? D) Yıkıcı eleştiriden yeteri oranda yararlanılmamasının sebepleri arasında neleri sayabilirsiniz? E) Bireyler kendilerine yöneltilen olumsuz ve yıkıcı eleştirilere karşı nasıl bir tutum takınmalıdır?

5. Mor Salkımlı Ev, Halide Edip Adıvar'ın çocukluk günlerinden 1918 yılına kadar anılarını anlattığı kitabıdır. 1963 yılında, yazarın ölümünden hemen önce kitap olarak yayımlanmıştır. Mor Salkımlı Ev, yazarın iki anı kitabından ilkidir. Yazar, bu eserin birinci bölümünde anılarını üçüncü tekil kişi anlatımı ile kaleme almış, daha şuurlu hatırladığı anılarını anlatmaya başladığı ikinci kısımdan itibaren birinci tekil şahıslı anlatıma geçmiştir. Bu parçadan kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıdakilerden hangisidir? A) Mor Salkımlı Ev, Halide Edip Adıvar'ın hayatının bir bölümünü sade bir dille anlattığı ve ölümünden kısa zaman önce yayımlanan eseridir. B) Mor Salkımlı Ev, Halide Edip Adivarın ölümünden sonra yayımlanan iki anı kitabından biridir. C) Halide Edip, çocukluk anılarını Mor Salkımlı Ev adlı eserde iki bölüm hâlinde anlatmış ve ölmeden önce de bu kitabı yayımlamıştır. no D) Halide Edip, bütün hayatını Mor Salkımlı Ev adlı kitapta yayımlamıştır. İki anı kitabından ilki olan Mor Salkımlı Ev'de Halide Edip, çocukluk ve gençlik yıllarını farklı kişiler ağzından bölümler hâlinde anlatmıştır.

28. Ahmet Hamdi Tanpınar, Beş Şehir adlı eserine yeni bir şehir eklese bu kuşkusuz Paris olurdu. Tanpinar; e) Yahya Kemal'den, Prousttan okuduğu bu şehre ancak Ikinci Dünya Savaşı sonrasında gidebildi. Yazar için gecikmiş bu ziyaret, hayalindeki Paris ile karşılaştığı şehir arasında çatışmalara neden oldu. Tanpinar için düş kırıklıklarıyla dolu bu seyahatin izlerine, bazı de- neme ve mektuplarında rastlanır. Yazarın İstanbul'u, kişisel tarihine dönerek arşınlamasına benzer biçimde Paris'i de kendi soyut tasarımlarındaki hâliyle görmeye çalıştığı ama gerçekte gördükleri karşısında şehre dair bu zihinsel kabulleri terk ederek yepyeni bir çati, daha derin bir temel arayışına girdiği anlaşılıyor. +0) Bu parçadan hareketle Ahmet Hamdi Tanpınar ile ilgili aşağıdakilerin hangisi söylenemez? +A) Hayalindeki Paris'i, başkalarının anıları ile edebî eserlerinden hareketle biçimlendirdiği İstanbul'u, edebiyatla iç içe oluşan hayallerden çok somut deneyimleriyle yorumladığı Paris'e dair izlenimlerinin zaman zaman çeşitli tür- lerdeki eserlerinde yer aldığı D) Istanbul ve Paris'in, edebî yaşamında belirli bir yer edinen şehirler arasında olduğu -E) Paris değerlendirmelerinde başlangıçtaki beklenti- lerin zamanla değişim gösterdiği

5. Teknolojiyle birlikte günlük alışkanlıklarımız da hızla değişirken normal olanı kavramak ve sınırlar koymak zorlaşıyor. Bu süreçten en çok etkilenen elbette teknolojiyle iç içe büyüyen çocuklar oluyor. Onları koruma, onlara sınırlar koyma ve onların özellikle internetten en verimli ve sağlıklı şekilde faydalanmalarını sağlama göreviyse ebeveynlere düşüyor. Çocuklarının sürekli tablet, bilgisayar ya da telefon başında vakit geçirdiğini ve bu durumun artık aşırıya kaçtığını fark eden ebeveynlerin herhangi bir şekilde müdahale etmeden önce çocuklarının internet bağımlısı olup olmadığını öğrenmeleri gerekiyor. Eğer çocuğunuz bilgisayarı, tableti ya da telefonuyla saatlerce vakit geçiriyorsa bu dikkat etmeniz gereken ilk şey olacaktır. Bu durum dönemsel de olabilir bir bağımlılığın başlangıcı da. Bu yüzden öncelikle çocuğunuzun ruh hâlini, internette neden bu kadar çok vakit geçirdiğini ve neler yaptığını gözlemlemelisiniz. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Deyimlerden yararlanılmıştır. B) Benzetmeden yararlanılmıştır. C) Sessel yinelemeye yer verilmiştir. D) İkileme kullanılmıştır. E) Karşılaştırma yapılmıştır.

z 2 35. Sanat yapıtının başlıca niteliklerinden biri de kişiye döne döne okumak, dinlemek, bakmak isteğini, isteğini değil tutkusunu aşılamasıdır. Örneğin Schumann'ı bir kez din- lemiş, bir daha da dinlemek isteğini duymamış bir mü- ziksever düşünebilir misiniz? Yine bir kişi, resim seven bir kişi düşünün ki Cezanne'in bir resmine bir kez bak- miş, geçmiş gitmiş; anımsamamış bile. Şairlerin dize- lerini, beyitlerini okudukça sever, okudukça bağlanırız. Bir sanat yapıtını bilmem kaçinci kez okumak, bir sanat yapıtına bilmem kaçıncı kez bakmak... Budur sanatse- verliğin kanıtı. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Sanat yapıtlarını tekrar tekrar incelemek sanatsever- liğin önemli göstergelerinden biridir. B) Sanat, insanın bilişsel ve duyuşsal gelişimine katkı- da bulunur. C) Sanatseverleri tutkuyla kendisine bağlayan eser ger- çek sanat eseridir. D) Muzikseverlerin diğer sanat dallarına ilgi duymaması mümkün değildir. E) Sanat yapıtının başta gelen özelliği, sanatseveri her dönemde etkileyebilmesidir. Genel Müdürlüğü KANLIG

33. Insanoğlu, hayatının büyük bir bölümünü başına ge- lenlerden başkalarını sorumlu tutarak geçirir. Bu, daha çocukluktan başlar. Vazoyu kardeşimiz ittiği için kirmi- şizdir, okulda öğretmenden dolayı zayıftır notumuz veya vapuru, vaktinden önce kalktığı için kaçırırız. Hayatimi- zin olumlu olayları ise tamamen bizden kaynaklanır. Her şeyi yeteneklerimiz ve üstün zekâmızla halletmişizdir. Oysa ---- Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağı- dakilerden hangisi getirilmelidir? A soylemek kolay fakat bir işi başarı ile sonuçlandır- mak zordur. B) daha iyi bir yaşam istiyorsak doğru adımlar atmalıyız. c) başarının da başarısızlığın da bizden kaynaklanan veya bizim dışımızda birçok nedeni olabilir. D) ne kadar zaman biriktirip o zamanın içini ne kadar dolduruyorsak o kadar başarılıyız. EX Msan sahip olduklarının değil, gerçekleştiremedikle- rinin toplamıdır. BAR

Hal- en nş- a n a C 40. Bir şiirdeki anlam kapalılığı hata olmak şöyle dursun, şi- irin güzelliği bakımından çok önemli ve gerekli bir şeydir . Üsluptaki köreltici açıklık, şiirin hayal dünyasında kendi dünyasını kuran okuyucuya hiçbir şey bırakmamaktadır. O zaman şair en büyük yardımcısını, okuyucunun ruhun- dan gelecek yardımı, kaybetmiş olur. Sanat eserinin en büyük hedefi, okuyucuyu kendine bağlamaktır. Bunu ba- şaramayan bir eserin diğer tüm güzel yönleri onu sanat eseri yapamaz. Okuyucu, eserde kendinin tamamlaya- cağı bir yer bulamazsa o eserden sikilir, zevk almaz, Bu parçada aşağıdakilerden hangisinin önemi üze- rinde durulmaktadır? Al' Şiirde kullanılan üslubun şiirin niteliğini belirlediğinin B) Okuru şiirden uzaklaştırmamak için anlamsal yönü güçlü şiirler üretmenin c) Şiirde okuyucuya da çıkarımda bulunabileceği, alanlar bırakılmasının D) Sanat eserinin okuyucuyla bağının oluşmasında sa- natçının etkisinin E) Imgenin şiire olan katkısının