Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu-Ana Düşünce Soruları

33. Honore Daumier'in Üçüncü Mevki Vagon adlı eseri
tuval üzerine yağlı boya tekniği ile yapılmış bir resim-
dir. Eser, on dokuzuncu yüzyılın ortalarında yaşayan,
trende yolculuk yapan bir grup insanı her türlü doğal
hålleriyle anlattığı ve reel nitelikler ağır bastığı için
sanat kuramlarından yansıtmaciliga girmektedir. Da-
umier resimde san, kahverengi, siyah ve yeşil renkleri
kullanmıştır. Renkler, resmin ön ve arka planında tek-
rar ettiği ve kompozisyonun yüzeyine yayıldığı için bir
ahenk oluşturmaktadır. Perspektifin varlığından dolayı
bu eserde bir mekân oluşumundan bahsedilebilir. Bu
mekânın düz, üstü ve etrafı kapalı bir mekân olduğu
düşünülebilir.
Bu parçada Üçüncü Mevki Vagon adlı resimle ilgili
aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Belli renklerin tekrar etmesinin bir uyum oluşturdu-
guna
B) On dokuzuncu yüzyılın koşullarını yansıttığına
C) Mekân oluşumunun perspektiften kaynaklandığına
B) Belli bir sanat anlayışını temsil ettiğine
E) Gerçekçi özelliklerinin ağır bastığına
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
33. Honore Daumier'in Üçüncü Mevki Vagon adlı eseri tuval üzerine yağlı boya tekniği ile yapılmış bir resim- dir. Eser, on dokuzuncu yüzyılın ortalarında yaşayan, trende yolculuk yapan bir grup insanı her türlü doğal hålleriyle anlattığı ve reel nitelikler ağır bastığı için sanat kuramlarından yansıtmaciliga girmektedir. Da- umier resimde san, kahverengi, siyah ve yeşil renkleri kullanmıştır. Renkler, resmin ön ve arka planında tek- rar ettiği ve kompozisyonun yüzeyine yayıldığı için bir ahenk oluşturmaktadır. Perspektifin varlığından dolayı bu eserde bir mekân oluşumundan bahsedilebilir. Bu mekânın düz, üstü ve etrafı kapalı bir mekân olduğu düşünülebilir. Bu parçada Üçüncü Mevki Vagon adlı resimle ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Belli renklerin tekrar etmesinin bir uyum oluşturdu- guna B) On dokuzuncu yüzyılın koşullarını yansıttığına C) Mekân oluşumunun perspektiften kaynaklandığına B) Belli bir sanat anlayışını temsil ettiğine E) Gerçekçi özelliklerinin ağır bastığına
B
24 ve 25. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap-
landırınız.
D
6
Edebiyatımızın bazen yavaşlayıp bazen hızlanarak
yaşadığı değişim, onun şimdiki zamanını sürekli değer-
lendirmeyi gerektirirken yakın geleceğine ilişkin öngö-
rüler için de yeni pencereler açıyor. Bugün hiç kuşku
yok ki geçmiştekine pek benzemeyen bir dünyası var
edebiyatımızın. Şimdiki zamanları ve bu yeni zamanla-
rin kültürünü, söz gelimi 1980'lerden öncekiyle karşı-
laştıranlar var ki bunun anlamlı olmadığını görmeliyiz.
Bizim kuşağımızın yetiştiği ortam bambaşka çünkü.
24. Bu parçadan edebiyatımızla ilgili olarak,
I. Geçmişteki durumuna göre bugün birtakım
farklılıklar göstermektedir.
II. Artıp azalan ama sürekliliği olan bir değişim
içindedir.
III. Geçmiş yaşantıları değil, günümüzün yaşantılarını
konu olarak işlemektedir.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
A) Yalnız I
D) I ve II
B) Yalnız II
C) Yalnız III
E) I, II ve III
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
B 24 ve 25. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap- landırınız. D 6 Edebiyatımızın bazen yavaşlayıp bazen hızlanarak yaşadığı değişim, onun şimdiki zamanını sürekli değer- lendirmeyi gerektirirken yakın geleceğine ilişkin öngö- rüler için de yeni pencereler açıyor. Bugün hiç kuşku yok ki geçmiştekine pek benzemeyen bir dünyası var edebiyatımızın. Şimdiki zamanları ve bu yeni zamanla- rin kültürünü, söz gelimi 1980'lerden öncekiyle karşı- laştıranlar var ki bunun anlamlı olmadığını görmeliyiz. Bizim kuşağımızın yetiştiği ortam bambaşka çünkü. 24. Bu parçadan edebiyatımızla ilgili olarak, I. Geçmişteki durumuna göre bugün birtakım farklılıklar göstermektedir. II. Artıp azalan ama sürekliliği olan bir değişim içindedir. III. Geçmiş yaşantıları değil, günümüzün yaşantılarını konu olarak işlemektedir. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I D) I ve II B) Yalnız II C) Yalnız III E) I, II ve III
32. Şairin anlatmak istediğiyle okuyucunun anladığı bir
olmuyor. En güzel şiirlerimden biri olan "Kağnı", en çok
eleştirilen şiirim oldu. Benim ilkel bir konuyu işlediğim
bile iddia edildi. Oysa o şiirde bir sorunu irdeledim:
İlerleyen tekniğin, ulaşım hızının insanı ittiği boşluk
sorunu. Acaba hangi insan daha yoğun yaşıyor?
Uçakların insanı mı, kağnısını süren adam mı? Bu
soruların yanıtını aradım o şiirde. Pek çok çağdaş şair
ve yazar da bu konuya değinmiş ama hiçbiri çağ dışı
kalmakla suçlanmamıştır.
Bu parçanın yazarı aşağıdakilerin hangisinden
yakınmaktadır?
A) Şiirinin iletisinin anlaşılmamasından
B) Şiirinin başka şiirlere benzetilmesinden
C) Bazı sorunların şiir konusu yapılmamasından
D) Şiiriyle ilgili kendisinden bilgi istenmemesinden
E) Eski insanın yaşamının ilkel görülmesinden
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
32. Şairin anlatmak istediğiyle okuyucunun anladığı bir olmuyor. En güzel şiirlerimden biri olan "Kağnı", en çok eleştirilen şiirim oldu. Benim ilkel bir konuyu işlediğim bile iddia edildi. Oysa o şiirde bir sorunu irdeledim: İlerleyen tekniğin, ulaşım hızının insanı ittiği boşluk sorunu. Acaba hangi insan daha yoğun yaşıyor? Uçakların insanı mı, kağnısını süren adam mı? Bu soruların yanıtını aradım o şiirde. Pek çok çağdaş şair ve yazar da bu konuya değinmiş ama hiçbiri çağ dışı kalmakla suçlanmamıştır. Bu parçanın yazarı aşağıdakilerin hangisinden yakınmaktadır? A) Şiirinin iletisinin anlaşılmamasından B) Şiirinin başka şiirlere benzetilmesinden C) Bazı sorunların şiir konusu yapılmamasından D) Şiiriyle ilgili kendisinden bilgi istenmemesinden E) Eski insanın yaşamının ilkel görülmesinden Diğer sayfaya geçiniz.
2.
Köstence
Varna
Burgaz
İstanbul
1453
Marmara
Amasra
1459
Kirim
1475
Karadeniz
Sinop
1460
Novorossiysk
Trabzon
REPTES
1461
Soçi
Batum
Fatih Sultan Mehmet zamanında
Karadeniz'de yapdan fetihler
A) Denizaşırı bir seferin yapıldığı
1
B) Karadeniz toprak bütünlüğünün sağlandığı
Fatih Sultan Mehmet Dönemi'nde Karadeniz'e
gerçekleştirilen fetihler
Yukarıdaki haritaya bakarak aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
C) Bizans'ı diriltme umutlarının ortadan kaldırıldığı
D) İpek Yolu'nun büyük bir bölümünün Osmanlı Devle
ti'nin eline geçtiği
E) Asya ve Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan yolların
denetiminin ele geçirildiği
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
2. Köstence Varna Burgaz İstanbul 1453 Marmara Amasra 1459 Kirim 1475 Karadeniz Sinop 1460 Novorossiysk Trabzon REPTES 1461 Soçi Batum Fatih Sultan Mehmet zamanında Karadeniz'de yapdan fetihler A) Denizaşırı bir seferin yapıldığı 1 B) Karadeniz toprak bütünlüğünün sağlandığı Fatih Sultan Mehmet Dönemi'nde Karadeniz'e gerçekleştirilen fetihler Yukarıdaki haritaya bakarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? C) Bizans'ı diriltme umutlarının ortadan kaldırıldığı D) İpek Yolu'nun büyük bir bölümünün Osmanlı Devle ti'nin eline geçtiği E) Asya ve Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan yolların denetiminin ele geçirildiği
10. Internet çağında yetişen genç kuşağın okuma alışkanlığını
düşündüren ilginç bir tablo ortaya çıktı. Günümüzde
mizah dergilerinin okurları yazıya sırtlarını iyice döndüler.
Mizah yazılarıokunmamaya, dergilerin mizah yazarları
azalmaya, kitapların tirajları düşmeye başladı. Bu
gelişmeler insana ister istemez süreç içinde mizahın
tamamen internet ortamına kayacağını ve belki de
dergiciliğin biteceğini düşündürüyor fakat mizah her
zaman geniş bir okur kitlesine ulaşmasa da tarih içerisinde
önemli yerini koruyacaktır.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
A) Mizahın gelişimi için gençlere büyük ihtiyaç vardır.
B Mizahın gelişimindeki en büyük engel internettir.
C) Mizah, her ortamda ve koşulda varlığını korur.
D) Gençlerin okuma alışkanlıklarını belirlemek oldukça
güçtür.
EX Yazılı materyallerin azalmasında mizahin etkisi vardır.
Ban
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
10. Internet çağında yetişen genç kuşağın okuma alışkanlığını düşündüren ilginç bir tablo ortaya çıktı. Günümüzde mizah dergilerinin okurları yazıya sırtlarını iyice döndüler. Mizah yazılarıokunmamaya, dergilerin mizah yazarları azalmaya, kitapların tirajları düşmeye başladı. Bu gelişmeler insana ister istemez süreç içinde mizahın tamamen internet ortamına kayacağını ve belki de dergiciliğin biteceğini düşündürüyor fakat mizah her zaman geniş bir okur kitlesine ulaşmasa da tarih içerisinde önemli yerini koruyacaktır. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Mizahın gelişimi için gençlere büyük ihtiyaç vardır. B Mizahın gelişimindeki en büyük engel internettir. C) Mizah, her ortamda ve koşulda varlığını korur. D) Gençlerin okuma alışkanlıklarını belirlemek oldukça güçtür. EX Yazılı materyallerin azalmasında mizahin etkisi vardır. Ban
108
Narkissos çok yakışıklı bir gençmiş. Bu delikanlı kendi
görüntüsüne öylesine vurgunmuş ki her gün bir göle
gidip kendi görüntüsünü izlermiş. Günün birinde yine
kendi yansımasını hayran hayran seyrederken göle
düşüp boğulmuş. Onun göle düşüp boğulduğu yerde
bir çiçek açmış, bu çiçeğe nergis adı verilmiştir. Tatlı su
gölünün kıyısına gelen orman tanrıçaları Oreas'lar onu bir
acı gözyaşı kavanozuna dönüşmüş olarak bulmuşlar.
"Neden ağlıyorsun?" diye sormuş Oreas'lar.
"Narkissos için ağlıyorum." diye yanıtlamış göl.
-
Ne var bunda şaşılacak, demiş bunun üzerine orman
tanrıçaları. "Bizler ormanlarda boşu boşuna onun
peşinde dolaşır dururduk ama onun güzelliğini yalnız
sen görebilirdin yakından."
"Narkissos yakışıklı bir genç miydi?" diye sormuş göl.
"Bunu senden daha iyi kim bilebilir ki?" diye karşılık
vermiş iyice şaşıran Oreas'lar. "Her gün senin
kıyılarına gelip sularına bakıyordu!"
Göl bir süre sessiz kalmış. Sonra şöyle konuşmuş:
"Narkissos için ağlıyorum ama onun yakışıklı
olduğunu hiç fark etmemiştim ben. Narkissos için
ağlıyorum çünkü sularıma eğildiği zaman, gözlerinin
derinliklerinde kendi güzelliğimin yansımasını
görebiliyordum."
-
1. Bu hikâyenin vermek istediği iletiyle aşağıdakilerden
hangisi anlamca aynı doğrultudadır?
A) Ben, dünyadaki herkesin aynı olduğunu
düşünüyorum; ağaçlar, hayvanlar, denizler hepsi
dünyamızı oluşturan birer parça ve hepsi eşit
güzelliğe sahip.
B) Birine yardım edebiliyorsak, buna gücümüz yetiyorsa-
bunu denemenin verdiği keyfi hiçbir şeyden
alamıyorum.
Tek istediğim kendi hayatımın daha yaşanılası
ve daha mutlu olması, bunun olması için her şeyi
yapardım.
Uzun zamandır o kitabı bekliyorum ve bugün
sonunda ona kavuşacağım! Onu gördüğümde çok
mutlu oldum ve etrafındaki seveceğim diğer ktaplara
ne yazık ki dikkat etmemişim.
E) Etrafımdaki insanları çok önemsiyorum, birinin bir
derdi olsa hemen anlarım.
Wital
PALME
PALME
YAYINEVİ
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
108 Narkissos çok yakışıklı bir gençmiş. Bu delikanlı kendi görüntüsüne öylesine vurgunmuş ki her gün bir göle gidip kendi görüntüsünü izlermiş. Günün birinde yine kendi yansımasını hayran hayran seyrederken göle düşüp boğulmuş. Onun göle düşüp boğulduğu yerde bir çiçek açmış, bu çiçeğe nergis adı verilmiştir. Tatlı su gölünün kıyısına gelen orman tanrıçaları Oreas'lar onu bir acı gözyaşı kavanozuna dönüşmüş olarak bulmuşlar. "Neden ağlıyorsun?" diye sormuş Oreas'lar. "Narkissos için ağlıyorum." diye yanıtlamış göl. - Ne var bunda şaşılacak, demiş bunun üzerine orman tanrıçaları. "Bizler ormanlarda boşu boşuna onun peşinde dolaşır dururduk ama onun güzelliğini yalnız sen görebilirdin yakından." "Narkissos yakışıklı bir genç miydi?" diye sormuş göl. "Bunu senden daha iyi kim bilebilir ki?" diye karşılık vermiş iyice şaşıran Oreas'lar. "Her gün senin kıyılarına gelip sularına bakıyordu!" Göl bir süre sessiz kalmış. Sonra şöyle konuşmuş: "Narkissos için ağlıyorum ama onun yakışıklı olduğunu hiç fark etmemiştim ben. Narkissos için ağlıyorum çünkü sularıma eğildiği zaman, gözlerinin derinliklerinde kendi güzelliğimin yansımasını görebiliyordum." - 1. Bu hikâyenin vermek istediği iletiyle aşağıdakilerden hangisi anlamca aynı doğrultudadır? A) Ben, dünyadaki herkesin aynı olduğunu düşünüyorum; ağaçlar, hayvanlar, denizler hepsi dünyamızı oluşturan birer parça ve hepsi eşit güzelliğe sahip. B) Birine yardım edebiliyorsak, buna gücümüz yetiyorsa- bunu denemenin verdiği keyfi hiçbir şeyden alamıyorum. Tek istediğim kendi hayatımın daha yaşanılası ve daha mutlu olması, bunun olması için her şeyi yapardım. Uzun zamandır o kitabı bekliyorum ve bugün sonunda ona kavuşacağım! Onu gördüğümde çok mutlu oldum ve etrafındaki seveceğim diğer ktaplara ne yazık ki dikkat etmemişim. E) Etrafımdaki insanları çok önemsiyorum, birinin bir derdi olsa hemen anlarım. Wital PALME PALME YAYINEVİ
3.
"Sevmek, güzel birinde aşkı aramak değil o
kişide bilmediğin bir zamanın beklenmedik bir
anında kendini bulmaktır."
1. Benzetme yoluyla soyut bir kavrama somut bir nitelik
kazandırılmıştır.
II. Bir kavramın karşıt durumlarından yararlanılarak
tanımı yapılmıştır. I
III. Karşılaştırmaya başvurulmuştur.
IV. Bir koşul gerçekleşse de beklenen sonuca
ulaşılamayacağı anlatılmıştır.
-
Dostoyevski bu sözün anlatımında numaralandırılmış
ifadelerden hangisine başvurmuştur?
A) Yalnız I
Yalnız II
D) II ve III
Culve II
E) III ve IV
Hiğimiz düsünce, duvau ve
T
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
3. "Sevmek, güzel birinde aşkı aramak değil o kişide bilmediğin bir zamanın beklenmedik bir anında kendini bulmaktır." 1. Benzetme yoluyla soyut bir kavrama somut bir nitelik kazandırılmıştır. II. Bir kavramın karşıt durumlarından yararlanılarak tanımı yapılmıştır. I III. Karşılaştırmaya başvurulmuştur. IV. Bir koşul gerçekleşse de beklenen sonuca ulaşılamayacağı anlatılmıştır. - Dostoyevski bu sözün anlatımında numaralandırılmış ifadelerden hangisine başvurmuştur? A) Yalnız I Yalnız II D) II ve III Culve II E) III ve IV Hiğimiz düsünce, duvau ve T
(1) Şiire giren her sözcük, bilinen sözlük anlamından
sıyrılır, kendini bütünün anlamını oluşturmak için feda
eder, yani öldürür. (II) Sözcük artık bütünün emrindedir,
onun hizmetindedir; sözcüklerin bu durumu, şiirin doğuş
aşamasıdır. (III) Doğuşu bitip de şiir tamamlandıktan ve
anlamını bulduktan sonra geriye dönüş başlar. (IV) Yeni
oluşan bütünün anlamı, tek tek sözcüklere dokunarak
onlara hayat verir ve sözcükler tek tek uyanır. (V) Ne var ki,
her sözcük artık eski benliğini kaybetmiş, bütünün verdiği
anlamı kuşanmıştır. (VI) Ama bundan memnundurlar çünkü
kendilerini feda ederlerken daha büyük bir anlama hizmet
ettiklerinin yani şiir olduklarının farkındadırlar. (VII) Sadece
sözcükler değil, şiiri oluşturan her şey; noktası, virgülü, ses,
ölçü, ritm vs. bütüne hizmet eder. (VIII) Şiir bu anlamda
T.S. Eliot'un da belirttiği şekilde "Kusursuz psikolojik denge
anlarının dil ortamındaki sembolü”dür.
13. Bu parça iki paragrafa ayrılırsa ikinci paragraf
hangisiyle başlar?
A) III
B) IV
14. I.
C) V
Bütünün kimliğini taşımak
II. Sese dayalı üslupla öne çıkmak
III. Yeni bir anlama kavuşmak
IV. İmge dünyasıyla etkili olmak
D) II ve IV
D) VI
Yukarıdakilerden hangileri sözcüklerin şiir olmasında
belirleyicidir?
A) Yalnız III
(B) I ve II
E) VII
C) I ve III
E) I, II ve IV
15. Bu metnin anlatımıyla ilgili olarak asağıdakilerdon
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
(1) Şiire giren her sözcük, bilinen sözlük anlamından sıyrılır, kendini bütünün anlamını oluşturmak için feda eder, yani öldürür. (II) Sözcük artık bütünün emrindedir, onun hizmetindedir; sözcüklerin bu durumu, şiirin doğuş aşamasıdır. (III) Doğuşu bitip de şiir tamamlandıktan ve anlamını bulduktan sonra geriye dönüş başlar. (IV) Yeni oluşan bütünün anlamı, tek tek sözcüklere dokunarak onlara hayat verir ve sözcükler tek tek uyanır. (V) Ne var ki, her sözcük artık eski benliğini kaybetmiş, bütünün verdiği anlamı kuşanmıştır. (VI) Ama bundan memnundurlar çünkü kendilerini feda ederlerken daha büyük bir anlama hizmet ettiklerinin yani şiir olduklarının farkındadırlar. (VII) Sadece sözcükler değil, şiiri oluşturan her şey; noktası, virgülü, ses, ölçü, ritm vs. bütüne hizmet eder. (VIII) Şiir bu anlamda T.S. Eliot'un da belirttiği şekilde "Kusursuz psikolojik denge anlarının dil ortamındaki sembolü”dür. 13. Bu parça iki paragrafa ayrılırsa ikinci paragraf hangisiyle başlar? A) III B) IV 14. I. C) V Bütünün kimliğini taşımak II. Sese dayalı üslupla öne çıkmak III. Yeni bir anlama kavuşmak IV. İmge dünyasıyla etkili olmak D) II ve IV D) VI Yukarıdakilerden hangileri sözcüklerin şiir olmasında belirleyicidir? A) Yalnız III (B) I ve II E) VII C) I ve III E) I, II ve IV 15. Bu metnin anlatımıyla ilgili olarak asağıdakilerdon
1. Cemal Süreya; bütün şiirlerini bir araya getirdiği Sevda
Sözleri adlı kitabında mantık, ironi, toplumsallık, aşk ve
dostluk duygularını sözcüklerin üzerine şemsiye gibi
örtmüştür.
Bu cümlenin konusu aşağıdakilerden hangisidir?
A) Cemal Süreya'nın şiir anlayışı
Sevda Sözleri adlı eserin nasıl yazıldığı
Şiiri besleyen ana temalar
Sevda Sözleri adlı yapıtın içeriği
E) Cemal Süreya'nın şiirlerindeki temaları nasıl işlediğ
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
1. Cemal Süreya; bütün şiirlerini bir araya getirdiği Sevda Sözleri adlı kitabında mantık, ironi, toplumsallık, aşk ve dostluk duygularını sözcüklerin üzerine şemsiye gibi örtmüştür. Bu cümlenin konusu aşağıdakilerden hangisidir? A) Cemal Süreya'nın şiir anlayışı Sevda Sözleri adlı eserin nasıl yazıldığı Şiiri besleyen ana temalar Sevda Sözleri adlı yapıtın içeriği E) Cemal Süreya'nın şiirlerindeki temaları nasıl işlediğ
(
TYT/Türkçe
27. Dünyada şiirsiz insan olamaz. Şiir ümit gibidir. Şu
kadar var ki herkesin şiiri kendi zevkine göre olur.
Vezin kafiye yokken de şiir vardı. Hiç söz olur da
şiir olmaz mı? Bu gösteriyor ki şiirin yalnız nazma
mahsus olduğu anlayışı yeni zamanlarda çıkmıştır.
Bizim tarif etmeye çalıştığımız şiir, tabiidir. Şiire ve-
zinli kafiyeli söz demek sunî olur. Bu konuda tabiilik,
sunilikten önce gelir. Çünkü insanın hiç beğenme-
yeceği bir söz manzum olabilir. Aksine, pek beğe-
nebileceği bir söz de mensur bulunabilir, ötekine şiir
demeye, berikine dememeye neden mecbur olsun?
Bu, zevke ait bir keyfiyettir. Hangi sözü şiir telâkki
ediyorsa bu adı ona verir. "Şiir nedir?' sorusuna, "En
beliğ sözlerdir." cevabı verilebilir.
Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen bir
şairin düşüncesi olabilir?
Şairin topluma verecek bir mesajı, iletecek bir
dünya görüşü olmalı
B) Şairin beğeni kaygısı bazen sanatının önüne
geçebilir.
28. A
1
Şairin ulaştığı kitle oranı ile sanatının kalite sevi-
yesi ters orantılıdır.
Bir ürünün şiir olup olmaması şekliyle değil beliğ
olmasıyla ilgilidir.
E) Sözün mensur veya manzum olmasını belirleyen
şairin zevkine kalmış bir durumdur.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
( TYT/Türkçe 27. Dünyada şiirsiz insan olamaz. Şiir ümit gibidir. Şu kadar var ki herkesin şiiri kendi zevkine göre olur. Vezin kafiye yokken de şiir vardı. Hiç söz olur da şiir olmaz mı? Bu gösteriyor ki şiirin yalnız nazma mahsus olduğu anlayışı yeni zamanlarda çıkmıştır. Bizim tarif etmeye çalıştığımız şiir, tabiidir. Şiire ve- zinli kafiyeli söz demek sunî olur. Bu konuda tabiilik, sunilikten önce gelir. Çünkü insanın hiç beğenme- yeceği bir söz manzum olabilir. Aksine, pek beğe- nebileceği bir söz de mensur bulunabilir, ötekine şiir demeye, berikine dememeye neden mecbur olsun? Bu, zevke ait bir keyfiyettir. Hangi sözü şiir telâkki ediyorsa bu adı ona verir. "Şiir nedir?' sorusuna, "En beliğ sözlerdir." cevabı verilebilir. Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen bir şairin düşüncesi olabilir? Şairin topluma verecek bir mesajı, iletecek bir dünya görüşü olmalı B) Şairin beğeni kaygısı bazen sanatının önüne geçebilir. 28. A 1 Şairin ulaştığı kitle oranı ile sanatının kalite sevi- yesi ters orantılıdır. Bir ürünün şiir olup olmaması şekliyle değil beliğ olmasıyla ilgilidir. E) Sözün mensur veya manzum olmasını belirleyen şairin zevkine kalmış bir durumdur.
TÜRKÇE
26. Gazeteci:
(1)-
Yazar:
Belki de benim en beğenilecek yönüm bu olsa gerek.
Bu yüzden Boş Beşik'i tekrar yazdım. Bu yapıtım ilk
şekliyle beğenilmişti. Hâlà da beğeniyle oynanan bir
oyun. Ama oyunumun ilk hâlini beğenmeyen bendim.
Ben yapıtımı yazdığım zamanlardan bu zamana ka-
dar kendimi aştığım için elbette ki kusurlu gördüğüm
yerleri düzeltmeden birakamazdım. Hem neden daha
iyisi ve güzeli varken bu düzeltmeyi yapmayayım ki...
Bunun birçok örneğini verebiliriz: Fausfu Goethe iki
defa yazmıştır. Şimdi kalkıp da Goethe de yazdıklarını
beğenmiyor mu diyeceğiz?
Gazeteci:
(1)-
Eleştirmen:
Günümüzde nicelik yönünden çok şiir yazıldı ve hâlâ
yazılmakta ama bunların niteliklerine gelince eksik bir
yönlerinin olduğu apaçık. Sayısı bir hayli fazla olan bu
şiirler kısa sürede unutulacak şiirler de var, ünü yayıla-
cak olan da. İlk acemilik döneminin izlerini, yanlışlarını
taşımayan şiirler de yok değil günümüz şiirinde. Bilim-
sel yönden işlenmiş her dizesi, her sözcüğü üzerinde
titizlikle durulmuş şiirler insana gelecekteki şiirimiz için
umut aşılasa da bu kadar çok şiir içinde birkaç şiirin
dudaklarda olması şiirimizin geleceği için düşündürü-
cüdür. Gelecek on yıllar sonrasına kalacak şiir sayısı
bir elin parmakları kadar az gözüküyor.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakiler-
den hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) (1) Bir yazarın yazdığını tekrar yazması onun başa-
rısını mı gösterir?
(II) Şiirin nicelikçe fazla olması niteliği nasıl etkiliyor?
B) (1) Son oyununuzu yeniden yazmadaki amacınız
neydi?
(II) Şiirin çok yazılmasına karşın kaliteli olmaması-
nın nedeni nedir?
C) (1) Kendini tekrara düşmekten çekinmiyor musunuz?
(II) Şiirimizin geleceği konusunda endişeleniyor
musunuz?
D) (1) Yazdıklarınızı tekrar yazmanızın nedeni nedir?
(II) Günümüz şiiri hakkında neler düşünüyorsunuz?
E) (1) Yapıtınızın bu derecede kusursuz olmasının ne-
deni nedir?
(II) Bizde özgün şiir yazılamamasının nedeni nedir?
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
TÜRKÇE 26. Gazeteci: (1)- Yazar: Belki de benim en beğenilecek yönüm bu olsa gerek. Bu yüzden Boş Beşik'i tekrar yazdım. Bu yapıtım ilk şekliyle beğenilmişti. Hâlà da beğeniyle oynanan bir oyun. Ama oyunumun ilk hâlini beğenmeyen bendim. Ben yapıtımı yazdığım zamanlardan bu zamana ka- dar kendimi aştığım için elbette ki kusurlu gördüğüm yerleri düzeltmeden birakamazdım. Hem neden daha iyisi ve güzeli varken bu düzeltmeyi yapmayayım ki... Bunun birçok örneğini verebiliriz: Fausfu Goethe iki defa yazmıştır. Şimdi kalkıp da Goethe de yazdıklarını beğenmiyor mu diyeceğiz? Gazeteci: (1)- Eleştirmen: Günümüzde nicelik yönünden çok şiir yazıldı ve hâlâ yazılmakta ama bunların niteliklerine gelince eksik bir yönlerinin olduğu apaçık. Sayısı bir hayli fazla olan bu şiirler kısa sürede unutulacak şiirler de var, ünü yayıla- cak olan da. İlk acemilik döneminin izlerini, yanlışlarını taşımayan şiirler de yok değil günümüz şiirinde. Bilim- sel yönden işlenmiş her dizesi, her sözcüğü üzerinde titizlikle durulmuş şiirler insana gelecekteki şiirimiz için umut aşılasa da bu kadar çok şiir içinde birkaç şiirin dudaklarda olması şiirimizin geleceği için düşündürü- cüdür. Gelecek on yıllar sonrasına kalacak şiir sayısı bir elin parmakları kadar az gözüküyor. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakiler- den hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) (1) Bir yazarın yazdığını tekrar yazması onun başa- rısını mı gösterir? (II) Şiirin nicelikçe fazla olması niteliği nasıl etkiliyor? B) (1) Son oyununuzu yeniden yazmadaki amacınız neydi? (II) Şiirin çok yazılmasına karşın kaliteli olmaması- nın nedeni nedir? C) (1) Kendini tekrara düşmekten çekinmiyor musunuz? (II) Şiirimizin geleceği konusunda endişeleniyor musunuz? D) (1) Yazdıklarınızı tekrar yazmanızın nedeni nedir? (II) Günümüz şiiri hakkında neler düşünüyorsunuz? E) (1) Yapıtınızın bu derecede kusursuz olmasının ne- deni nedir? (II) Bizde özgün şiir yazılamamasının nedeni nedir? Diğer sayfaya geçiniz.
15.
18
HASAN ONDER
TÜRKÇE
66 Tam ismi yazmak
İmzalar bizi ele veriyor
İmza, yasal kimlik görevi gören bir karalamadan daha başka şeyler de
ifade eder.
Resmiyeti güvence altına almaktan başka, imzalar, kişilik özelliklerini,
korkuları ve gizli hırsları da yansıtır.
Yapılan bir araştırmada imzaların insan karakteri hakkında bazı ipuçları verdiği kanıtlandı.
66
Denemeleri
Bu, kendinden memnun olma, güvende
olduğunu hissetme ve kendini kabul etmenin
bir işaretidir. Bazen sadece i
veya sadece
soy isim yazılıdır. Genellikle altı çizili olur.
Çizginin altında ismin harfleri
devam eder.
Yalnızca ismin ve
soy ismin yazılması
Bu imzalarda ya isim ya da soy isim
vardır. Yazı yukarı doğru gider. Altı
çizilidir. Yaratıcı kişilik özelliğinin 99
göstergesidir.
Patlamaly
8
66 Karalama imza
Buna göre aşağıdaki imzalardan hangisi bu özelliklerden biri ile eşleştirilemez?
A)
DENEME-S
Bu, kişinin kendisini önemseme-
diğini ve kendi içerisinde farklı
karakterlere bölünmesine
sebebiyet veren bir sorun
yaşadığını gösterir.
B)
D)
off
Diğer Sayfaya Geç
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
15. 18 HASAN ONDER TÜRKÇE 66 Tam ismi yazmak İmzalar bizi ele veriyor İmza, yasal kimlik görevi gören bir karalamadan daha başka şeyler de ifade eder. Resmiyeti güvence altına almaktan başka, imzalar, kişilik özelliklerini, korkuları ve gizli hırsları da yansıtır. Yapılan bir araştırmada imzaların insan karakteri hakkında bazı ipuçları verdiği kanıtlandı. 66 Denemeleri Bu, kendinden memnun olma, güvende olduğunu hissetme ve kendini kabul etmenin bir işaretidir. Bazen sadece i veya sadece soy isim yazılıdır. Genellikle altı çizili olur. Çizginin altında ismin harfleri devam eder. Yalnızca ismin ve soy ismin yazılması Bu imzalarda ya isim ya da soy isim vardır. Yazı yukarı doğru gider. Altı çizilidir. Yaratıcı kişilik özelliğinin 99 göstergesidir. Patlamaly 8 66 Karalama imza Buna göre aşağıdaki imzalardan hangisi bu özelliklerden biri ile eşleştirilemez? A) DENEME-S Bu, kişinin kendisini önemseme- diğini ve kendi içerisinde farklı karakterlere bölünmesine sebebiyet veren bir sorun yaşadığını gösterir. B) D) off Diğer Sayfaya Geç
L
II. dilin
dilin kültür taşıyıcılığı.
dilin günlük yaşamda kullanımı,
dilin milletleri birbirine bağlayıcılığı
yargılarından hangisi vurgulanmıştır?
A) I
B) II
DUV
3. Bir heykeltıraş da ağaca biçim verebilir, bir marangoz
da. Fakat heykeltıraşın ağaca biçim verişindeki amaç
lle marangozunki aynı değildir.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi söylene-
mez?
A) Heykeltıraş, eserine kedinden bir şeyler katarak
özgünlüğü yakalar. ✓
B) Marangoz, eserini alışılmış hareketlerle ve tekrar
edilen bir biçimde yapar.
C) İkisinin kullandığı malzeme aynıdır.
D) Her ikisi de güzel sanatlar alanında eser verir.
E) Marangoz zanaatkâr, heykeltıraş ise sanatkârdır.
AYT Edebiyat Soru Bankası
Bun
teri
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
L II. dilin dilin kültür taşıyıcılığı. dilin günlük yaşamda kullanımı, dilin milletleri birbirine bağlayıcılığı yargılarından hangisi vurgulanmıştır? A) I B) II DUV 3. Bir heykeltıraş da ağaca biçim verebilir, bir marangoz da. Fakat heykeltıraşın ağaca biçim verişindeki amaç lle marangozunki aynı değildir. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi söylene- mez? A) Heykeltıraş, eserine kedinden bir şeyler katarak özgünlüğü yakalar. ✓ B) Marangoz, eserini alışılmış hareketlerle ve tekrar edilen bir biçimde yapar. C) İkisinin kullandığı malzeme aynıdır. D) Her ikisi de güzel sanatlar alanında eser verir. E) Marangoz zanaatkâr, heykeltıraş ise sanatkârdır. AYT Edebiyat Soru Bankası Bun teri
1
I
1
7.
Anıların oluşumu, duygusal ilişkilerle de alakahdır. Bizlerde
güçlü duygular uyandıran anılar, daha güçlü yer eder. Bu yüz
den, örneğin 22 Haziran 2012 tarihinde, saat 17.45'te ne yap-
tığınızı -eğer sizin için özel bir anlami yoksa- ne kadar uğraşır-
sanız uğraşın hatırlayamazsınız ancak iki sene önce, doğum
gününüzde ne yaptığınızı ezberlemek için özel bir çaba sarf
etmemenize rağmen çok daha kolay hatırlayabilirsiniz. Aynı
şekilde o gün doğum gününüze gelen kişilerin ise o günün de-
taylarını hatırlaması daha zor olabilir. Benzer şekilde, bir ani
ne kadar az tekrarlanirsa ve etkisi ne kadar düşükse, o kadar
kolay unutulur ve hafızanın o kısmı temizlenmiş olur. Dolayı-
sıyla hafızamızdan bilgilerin silindiği bir gerçektir.
Bu parçada anılarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine
yer verilmemiştir?
A Belli bir zamandan sonra hiçbir şekilde hatırlanmayacağına
B) Duygularla ilişkilendirilmeyenlerin kolay unutulacağına
Hatırlanmayan niteliktekilerin hafızadan silineceğine
PYÖzel anlam taşıyanların çabuk hatırlanacağına
Duygularımızın, anıları hatırlama düzeyini belirlediğine
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
1 I 1 7. Anıların oluşumu, duygusal ilişkilerle de alakahdır. Bizlerde güçlü duygular uyandıran anılar, daha güçlü yer eder. Bu yüz den, örneğin 22 Haziran 2012 tarihinde, saat 17.45'te ne yap- tığınızı -eğer sizin için özel bir anlami yoksa- ne kadar uğraşır- sanız uğraşın hatırlayamazsınız ancak iki sene önce, doğum gününüzde ne yaptığınızı ezberlemek için özel bir çaba sarf etmemenize rağmen çok daha kolay hatırlayabilirsiniz. Aynı şekilde o gün doğum gününüze gelen kişilerin ise o günün de- taylarını hatırlaması daha zor olabilir. Benzer şekilde, bir ani ne kadar az tekrarlanirsa ve etkisi ne kadar düşükse, o kadar kolay unutulur ve hafızanın o kısmı temizlenmiş olur. Dolayı- sıyla hafızamızdan bilgilerin silindiği bir gerçektir. Bu parçada anılarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine yer verilmemiştir? A Belli bir zamandan sonra hiçbir şekilde hatırlanmayacağına B) Duygularla ilişkilendirilmeyenlerin kolay unutulacağına Hatırlanmayan niteliktekilerin hafızadan silineceğine PYÖzel anlam taşıyanların çabuk hatırlanacağına Duygularımızın, anıları hatırlama düzeyini belirlediğine
Latin Amerika edebiyatı denilince akla büyülü gerçekçiliğin
gelmesi sık karşılaşılan bir durum. 1960'li yıllardan itibaren
en önemli eserlerini yayımlamaya başlayan Marquez, Llo-
sa, Cortazar ve Fuentes'in oluşturduğu fırtına, uzun zaman
Latin Amerika edebiyatının sürükleyicisi oldu. Daha sonra
"El Boom" olarak adlandırılacak bu edebî hareketle birlikte
Latin Amerika edebiyatı önemli bir atılıma geçti. Toplumsal
gerçeklikle kurulan bağı yeniden tanımlayan, olağanüstü
durumları günlük olaylarmışçasına anlatan, zaten akıl al-
maz bir gerçekliğin içinde yaşamını sürdüren Latin Ame-
rika halklarının tarihsel travmalarını sayfalara taşıyan bu
yazarlar, kendi topraklarının hikâyelerinin dünya edebiya-
tinda ses bulmasını sağladılar. El Boom-yazarları, politik,
toplumsal, coğrafi ve türsel sınırları aşarak, başka anlatım
tarzlarında yan yana gelmesi olanaksız denen ögeleri bir-
leştirerek ve gerçek ile büyü, olağan ile olağanüstü, somut
ile soyut, ben ile o, kadın ile erkek arasındaki sınırları orta-
dan kaldırarak yepyeni bir anlatım tarzını yakalayabildiler.
Bu parçaya göre aşağıdakilerin hangisi, sözü edilen ya-
zarların bir özelliği olamaz?
A) Hayal ile gerçeği bir potada eritme
B) Farklı yorumlamalara açık eser yazma
Geçmişte yaşananları eserlerinde yansıtma
D) Edebiyatlarını dünyaya duyurma
E) Kalıplaşmış karşıtlıkları yıkan bir anlatıma sahip olma
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
Latin Amerika edebiyatı denilince akla büyülü gerçekçiliğin gelmesi sık karşılaşılan bir durum. 1960'li yıllardan itibaren en önemli eserlerini yayımlamaya başlayan Marquez, Llo- sa, Cortazar ve Fuentes'in oluşturduğu fırtına, uzun zaman Latin Amerika edebiyatının sürükleyicisi oldu. Daha sonra "El Boom" olarak adlandırılacak bu edebî hareketle birlikte Latin Amerika edebiyatı önemli bir atılıma geçti. Toplumsal gerçeklikle kurulan bağı yeniden tanımlayan, olağanüstü durumları günlük olaylarmışçasına anlatan, zaten akıl al- maz bir gerçekliğin içinde yaşamını sürdüren Latin Ame- rika halklarının tarihsel travmalarını sayfalara taşıyan bu yazarlar, kendi topraklarının hikâyelerinin dünya edebiya- tinda ses bulmasını sağladılar. El Boom-yazarları, politik, toplumsal, coğrafi ve türsel sınırları aşarak, başka anlatım tarzlarında yan yana gelmesi olanaksız denen ögeleri bir- leştirerek ve gerçek ile büyü, olağan ile olağanüstü, somut ile soyut, ben ile o, kadın ile erkek arasındaki sınırları orta- dan kaldırarak yepyeni bir anlatım tarzını yakalayabildiler. Bu parçaya göre aşağıdakilerin hangisi, sözü edilen ya- zarların bir özelliği olamaz? A) Hayal ile gerçeği bir potada eritme B) Farklı yorumlamalara açık eser yazma Geçmişte yaşananları eserlerinde yansıtma D) Edebiyatlarını dünyaya duyurma E) Kalıplaşmış karşıtlıkları yıkan bir anlatıma sahip olma
Genç yazarlarımızın çoğu özen, düzen düşünmeksi-
zin, kalemlerinin ucuna nasıl gelirse öylece yazıverip
gidiyorlar. Başka türlü söyleseler dediklerinin daha iyi
leceğini, şu yahut bu sözü yerinde kullanmadıklarını
anlaşılacağını, belki daha güzel, daha çekici olabi-
gösterdiniz mi: "Adam sen de!" der gibi "bir bakışları
var. Yazdıklarını önemli bulmuyorlar, bir günde unu-
tulup geçeceğini biliyorlar da onun için mi özenmiyor-
lar? Onun için mi baştan savma ile yetiniyorlar? Hayır,
hemen hepsi en büyük sorunlarla uğraştıklarına, o so-
runları çözümleyecek doğruları bildiklerine kanmışlar,
kendi kendilerini kandırmışlar.
6.
Bu parçada yazarın genç yazarlara getirdiği eleşti-
ri aşağıdakilerden hangisidir?
A) Dile gereken önemi vermemeleri
B) Kendilerine yöneltilen eleştirilere kulak asmamaları
C) Yazılarını özensizce kaleme almaları
D) Kendi eksiklerini fark edecek bilinçten uzak olmaları
E) Yanlış yaptıklarını bildikleri hâlde bu yanlışı de-
vam ettirmeleri
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
Genç yazarlarımızın çoğu özen, düzen düşünmeksi- zin, kalemlerinin ucuna nasıl gelirse öylece yazıverip gidiyorlar. Başka türlü söyleseler dediklerinin daha iyi leceğini, şu yahut bu sözü yerinde kullanmadıklarını anlaşılacağını, belki daha güzel, daha çekici olabi- gösterdiniz mi: "Adam sen de!" der gibi "bir bakışları var. Yazdıklarını önemli bulmuyorlar, bir günde unu- tulup geçeceğini biliyorlar da onun için mi özenmiyor- lar? Onun için mi baştan savma ile yetiniyorlar? Hayır, hemen hepsi en büyük sorunlarla uğraştıklarına, o so- runları çözümleyecek doğruları bildiklerine kanmışlar, kendi kendilerini kandırmışlar. 6. Bu parçada yazarın genç yazarlara getirdiği eleşti- ri aşağıdakilerden hangisidir? A) Dile gereken önemi vermemeleri B) Kendilerine yöneltilen eleştirilere kulak asmamaları C) Yazılarını özensizce kaleme almaları D) Kendi eksiklerini fark edecek bilinçten uzak olmaları E) Yanlış yaptıklarını bildikleri hâlde bu yanlışı de- vam ettirmeleri