Paragrafta Konu-Ana Düşünce Soruları

22. Şiirlerinde gereksiz sözcüklerden olabildiğince kaçınıyor. Sıfatlar, benzetmeler için de böyle bu. Okuyucuyu birtakım soyut, düğümlü sözcüklerle yorduğu da söylenemez, öğre- tici bir hava taşımamalarına karşın yine de bu şiirlerde bir eksiklik var: Başka şiirleri anımsatıyor; bunları daha önce okumuş gibi bir duyguya kapılıyorsunuz. Bu şekilde eleştirilen bir şairde görülen eksiklik aşağı- dakilerden hangisidir? Sözün darasını alıp az sözle çok şey anlatabilen bir sanatçı olamaması B) Yapmacıklı üslubuyla okuyucunun yadırgayacağı duy- gulara yer vermesi C) Her okuyuşta farklı duyguların oluşmasını sağlayacak zenginlikte ifade gücü taşımaması D) Eserlerinin başka şairlere benzer dil ve anlatım özellik- leri taşıması E Yazdıklarının birden fazla anlama gelecek şekilde yorumlanabilmesi L G i S A A M

. Ahmet Hamdi Tanpınar, 27 Ocak 1944 tarihli mektubunda "Mahur Beste adlı bir yolculuğa çıktık." der Mehmet Kaplan'a. Osmanlı ilmiye sınıfının romanı kabul edilen ve fragmanter anlatı tekniği ile inşa edilen Mahur Beste'yi belki de en iyi tanımlayabilecek kavram yazarın bu cümlesinde saklıdır: "Yolculuk". Tanpınar'ın ilk romanını tanımlarken yaptığı bu yolculuk benzetmesini, metnin anlam örgüsü içinde yüklendiği bütün yan çağrışımlarla birlikte kullanarak zenginleştirmesi dikkat çekicidir. Bu metindeki altı çizili ifade ile Ahmet Hamdi Tanpınar'ın hangi özelliği vurgulanmak istenmiştir? A) Esere çok boyutluluk katmaya çalışması B) Anlatıyı farklı çağrışımlara açık hâle getirmesi C) Sözcükleri mecazlaştırarak anlatımı yoğunlaştırması D) Romanını ince bir işçilikle oluşturması E) Metni dil ötesi bir işlevde anlatmaya çabalaması

Soru No: 9 Güneş Sistemi'nin en büyük uydusu olan ve bugünlerde Juno adlı uzay aracıyla görüntülenerek hakkında detaylı bilgilere ulaşılan Ganymede den elde edilen son yirmi yıllık verileri inceleyen araştırma ekibi, uydunun yüzeyindeki buzların süblimleşmesi sonucunda su buhanı oluştuğunu gözlemledi. A) Ganymede adlı uyduya dair elde edilen veriler yirmi yıl önce derlenmeye başlanmıştır. B) Ganymede'deki buzlanın su buharına dönüşmesi Güneşin uydusu olmasından kaynaklanmaktadır. C) Ganymede, yirmi yıldır Juno uzay aracı tarafından görüntülenmektedir. D) Günümüzde Ganymede adi uydudan ayrıntılı veriler elde edilmektedir. E) Ganymede'de oluşan su buhan, uydunun görüntülemesini güçleştirmektedir.

3. M WD Paragrafta Yardımcı Düşünce Suut Kemal Yetkin, edebiyatta deneme türünde verdiği eserle- riyle "denemeci" olarak ün kazanmış, kendisi de denemelerinin gördüğü ilgiyi memnuniyetle izlemiştir. Okunmasının sebebi- ni Türk edebiyatında bu türdeki eksikliği dolduruyor olmasına bağlamıştır. Denemelerinin yalınlığı, hem ifade biçimindeki açıklıktan hem de metinlerinin içeriğinde hiçbir akımın, ideoloji- nin, kuramın ya da siyasal fikrin sınırlarına takılmadan özgürce yazmasından kaynaklanır. Kaldı ki ona göre deneme metinle- rinin oluşmasının şartı yazarının samimiyetidir. Yetkin, cümle cümle ördükleri derin bir sessizliğin içinde kalmayı seçen ya- zarlardan çok farklıdır; kitaplarında yazdığı ön sözden itibaren size de söz hakkı verecek kadar duyulabiliyor sesi. Dolayısıyla onun yazarlığının bir düşünceyi ya da bilgiyi dikte etmekten çok uzak duran üslubu, okur-yazar ilişkisinde nadir yakalanan samimiyetiyle özgürce düşünebilmeyi savunduğunu duyuru- 4. yor. Bu parçada sözü edilen yazarın özellikleri arasında aşağı- dakilerden hangisi yoktur? A) Asıl ününe yazdığı denemelerle ulaşması B) Günümüz şairlerine ilham kaynağı olması C) Yazılarında içten bir anlatımı tercih etmesi D) deolojilerini eserlerine yansıtmaktan Kaçınması E) Baskıcı bir anlayıştan uzak durmas PRAK Türkiye'nin tarihine tanıklık etmiş Beykoz Kundura'nın kamu

(1) Genel olarak baharat, yemeklere lezzet ve tat vermek için kullanılan bitki veya bitki parçalarına verilen isimdir. (II) Güzel kokulu çiçek veya çölde yağmurdan sonra açan bitkilerin ortak adı olarak ilk defa Avesta dilinde baharat karşılığında "vanhar” sözcüğü kullanılmıştır. (III) Buradan Arapçaya "buhar-bahar" şeklinde geçen sözcük de güzel kokulu bitki anlamına gelir. (IV) Günümüzde kullandığımız "bahar-at" kelimesi de "at" çoğul ekiyle güzel kokulu bitkiler anlamına gelmektedir. (V) (V) Bu bitkilerin başlandığı ne zaman kullanılmaya tam olarak bilinememekle birlikte insanlık tarihi kadar eski olduğu tahmin edilir. A) I B) 11 C) 111 D) IV E) V

2022-TYT/TÜR 35-36, soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Polisiye türünün bilinen ilk örneklerini veren Edgar Allan Poe ile Agatha Christie'nin eserleri başta olmak üzere bu türde kaleme alınmış kurgusal eserlerde modern insanın anlam dünyasına ilişkirt ipuçlarını bulmak mümkündür. Kültürel anlamda farklılaşsa da türün klasik eserlerinin temelinde bir formülün yer aldığı görülür. Bir suçun işlenmesiyle ortaya çıkan tüm bu hikâyelerde suçu işleyebilecek şüpheliler üzerine bir soruşturma yürütülür. Okurun da soruşturma sürecinin bir parçası olması, kendini kahramanın yerine koyması ve ipuçları temelinde zihinsel bir sorgulama gerçekleştirmesi beklenir. Tabi ki kurgu okurun gerçek suçluyu, romanın kahramaniadan once bulmasını engelleyecek şekilde oluşturulur. Aynı zamanda olay örgüsü bir neden sonuç ilişkisi temelinde tersten başlar; öncelikle sonuç verilir, sonrasında nedenler ele alınır. Bu sayede hikâye; modern hayatın birbirini tekrar eden günlerinde nefes almak isteyen okura, kendi güvenli ortamında bir gerilim yaşama ve hikâyenin çözüme ulaşmasıyla rahatlama fırsatı sağlar. 35. Bu parçadan modern insanla ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Rahatlamak için kurgusal dünya ve gerçek yaşam arasındaki zıtlıklara sığınmaktadır. B) Polisiye türü sayesinde günümüzde kurgusal eserleri daha fazla okumaktadır. Gündelik hayatın sıradanlığından kurtulmak için polisiye türüne yönelmektedir. 36. Bu pa Chris aşağ A) F b D) Farklı kültürel özelliklerin çağdaş dünyayla bütünleşmesini beklemektedir. B) hakları ÖS işi, kur E) Çevresindeki olayların nedenlerinden çok, sonuçlarına odaklanmaktadır.

Aşağıda 500 farklı kart vardır ve va 5. Ş ile et - - Aşağıda 16 kişilik bir arkadaş grubunun kimlik bilgileri ve- rilmiştir. - KIMLIK KART 1980 KIMLIK KART 1980 KİMLİK KART - Mile 1980 Kam C- KİMLİK KART C- 1980 septe FARMA C KİMLİK KART www Bank 1980 KİMLİK KART M har S C+ Queer Phon A 1980 KİMLİK KART Sey beas Uus 1980 KİMLİK KART Der KANE M Brown New 1980 Kitt 487 KIMLIK KART Seyt S D E) 29.12.1980 1980 KİMLİK KART Ha H Kara B 1980 C KİMLİK KART A Sami www Cam C* Te 1980 KİMLİK KART Ming Fak Kars disenten 1980 C B) 26.12.1980 D) 28.12.1980 KİMLİK KART C MAN Ge Sa Da 1980 KİMLİK KART Corpo That W SON 1980 Kanal KINLIK KART A Zeynep byg Can C 1980 KIMLIK KART 16 kişinin her biri farklı tarihlerde doğmuştur. 16 kimlik kartı ikişerli eşleştiriliyor. Daha sonra iki kart- tan doğum tarihi daha önce olan kart eleniyor. Kalan 8 kart ikişerli eşleştirilip doğum tarihi daha önce olan kart eleniyor. - Bu işleme tek kimlik kartı kalana kadar devam ediliyor. Wat Yildin Be 1980 Buna göre, kalan son kimlik kartının üzerindeki do- ğum tarihinin en geç olması için aşağıdakilerden han- gi tarih olmalıdır? A) 25.12.1980 C) 27.12.1980

● Bir oyuncak dükkânının vitrinindeki beş rafa uçak, araba, bebek, gemi ve top olmak üzere beş tür oyuncak yer- leştirilmiştir. Her oyuncak türünden yerli malı ve Çin malı olmak üzere iki- şer tane vardır. Bu on tane oyuncağın yerleştirilmesiyle ilgili olarak şunlar bi- linmektedir: Yerli malı oyuncaklar rafların sağ tarafına, Çin malı oyuncaklar rafla- rin sol tarafına yerleştirilmiştir. Aynı tür oyuncakların hiçbiri öte- kiyle aynı rafta değildir ve araların- da en az bir raf vardır. Yerli malı bebekler en üstteki raf- ta, yerli malı toplar ise alttan ikinci raftadır. Çin malı top ve yerli malı uçak aynı raftadır. you ma Çin malı gemi ve yerli malı araba aynı raftadır. 29. Bu bilgilere göre aşağıdakilerden hangisi kesin olarak doğrudur? A) Çin malı bebekler alttan üçüncü raftadır. B) Çin malı arabalar en üstteki rafta- dır. C) Yerli malı gemiler alttan üçüncü raftadır. D) Çin malı bebek ile yerli malı top aynı raftadır. E) Çin malı uçak ve yerli malı gemi aynı raftadır.

28. Bir yazar, kendi yapıtlan üzerine açık bir düşünce söyle yemez. Bununla birlikte, yüreklenerek diyeceğim ki Kink Hayatlar gerek dil gerek yapı bakımından bundan önce yazılan ve yazın tarihimizde özel bir onura değer görülen Mai ve Siyah ile Aşk-ı Memnu romanlarından çok üstün- dür. Eleştiriciler nasıl bir yargıya vanır, bunu bilemiyorum. Ancak bu savi öne sürerken hiçbir övünme isteğine ka- pılmadan söylemek isterim: Bu kitap, benim ustalik do- nemimin ürünüdür. Kuşkusuz bu yargry, "Yapt, her türlü eleştiriye yol açacak eksikliklerden uzakte anlamında düşünmek doğru olmaz. Halit Ziya Uşaklıgil'in Kink Hayatlar adlı romanının yayınlanması üzerine yazılan bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Yazar, kendi yapıtları üzerinde bir değerlendirme ya parak birini ötekilerden üstün bulmaktadir. B) Bir eleştirmen, incelediği bir yapitin yazanni kendini beğenmiş biri olarak nitelemektedir C) Yazar, söz konusu yapıtta kusur aramanın boş bir uğraş olduğunu öne sürmektedir. D) Maj ve Siyah ile Aşk-i Memnu romaniannin hak etme dikleri bir ilgi gördüğü öne sürülmektedir. E) Yazar, eleştirmenlerin yapıt hakkındaki yargilarinin bir önemi olmadiğ görüşündedir

Bir 15. Bir kere ben kitap okumuyorum. Yazar okuyorum. Yazar gerçekten bir edebî kaliteye ve bir edebî disipline sahipse 1 yazarın bir iddiası varsa bunu siz hemen ilk paragrafta görüyorsunuz ve alıp o kitabı okuyorsunuz. Okuma eylemi; eleştiri içinde önce kendi adınıza, kendi birikiminize, kendi dünya görüşünüze göre yaptığınız bir anlamlandırma eylemidir. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada kendisinden söz eden eleştirmenin bir özelliğidir? A) Her seviyeden kitapları okuyarak yazarlarını karşılaştırma B) Okuyucu beklentilerini önceleyen yazarların eserlerini değerlendirme C) Toplumu dönüştürme kaygısıyla sanattan uzaklaştıran durumları gösterme D) Sanatsal düzeyi yüksek ve prensipleri olan yazarların kitabını okuyup değerlendirme E) Okuyuculara birikim elde edebilme yollarını gösterme Dor

Soru No: 4 + Fiziksel dünyada sınırları görmek kolaydır çünkü duvarlar, işaretler, çitler birer belirleyicidir. Bu belirleyiciler, bir alanın nerede başlayıp nerede bittiğini gösterir. Örneğin bir duvar, birinin sahip olduğu mülkün gözle görünür çizgilerini yanstur üstelik pek çok insan bu sınırların varlığının bile farkında değildir. Hatta kimi zaman sınır çizmek hoş bile karşılanmaz. Ancak bizi biz yapan, sınırlarımızdır. Benim nelere sahip olabileceğimi, nelerin sorumluluğunu alabileceğimi bilmek; bana kim olduğumu hatırlatır. A) Soyut sınırlar ise bireyin gündelik yaşamdaki beklentilerinin kaynağına işaret eder B) Soyut sınırlar ise insanın yaşadığı iç çatışmaları belirleyen temel unsurlardır C) Soyut dünyadaki sınırlar da aynı şekilde gerçektir ancak görülmeleri zordur DJ Soyut dünyanın sınırları ise herhangi bir alan belirleme işlevinden uzaktır E) Soyut dünyadaki sınırlar da insanların kendilerini yalnızlaştırdıklanı çizgilerdir So Es pi ol ka ba A B C D E C

Içinde bulunulan koşullarla bütünleşme çabaları. Geçmişin insan yaşamı üzerindeki olumsuz etkisi Insanların soy geçmişleriyle barışık yaşamaları DOsmanlı Dönemi'nin insanlar üzerindeki büyük etkisi E) Insanların kendilerini farklı gösterme çabaları 6. Çin düşüncesinde önemli bir yeri olan Lao Tse için anlatılan bir hikâye vardır. Rivayet edildiğine göre bilge, yaşlandığını hissedince ömrünün uzunca bir dönemini huzur içinde geçirdiği şehri terk etmek ister. Önce şehri adaletle yöneten valiyi ziyarete gider. Yanında yazdığı tüm kitapları da götürür. Valiye adaletli yönetimi için teşekkür ettikten sonra kitaplarını gösterip der ki: "Bunlar ömrümün bakiyesidir. Sizden ricam benden sonra bunların adlarını bir yere yazın ve kendilerini yakın." Bilgenin bu şaşırtıcı isteği karşısında vali, hâliyle afallar. Niçin böyle yapmaktadır bilge? Lao Tse der ki: "İnsanlar kitaplarımın adlarından benim neleri düşündüğümü, nerelerde seyrüsefer ettiğimi çıkaracaklardır, Kitaplarım kalırsa korkarım kolaya kaçıp onları okuyacaklar, kendi düşüncelerinin yolculuğuna çıkmayacaklardır." Bu parçada sözü edilen olayla ilgili asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? Kitaplar, aslında geçerliliğini yitirmiş düşünceleri içerir, bu nedenle her zaman değersizdir. B) Kitap, kendi zamanından gelecek zamana geçerken okuru olduğu yerde bırakabilir. Geriden gelenler, öncekilerin yazdıklarında yaşananların hayal olduğunun ayırdına varamazlar. Her insan, kendi düşünce gelişimine göre kitaplar seçmeli ve okumalıdır. Yaşamın gerçeğine hâkim olabilmek için yeni yazılan kitapları okumakta yarar vardır. PEKİŞTİRME TESTLERİ 3D yayınları yor kat de hos Bu ya dü A) 8. Ga de ad siz da kiş ka alr ke Bu ha A B D

5) Italo Calvino "Görünmez Kentler" adlı kitabında, Venedikli gezgin tüccar Marco Polo ve Moğol Hanı Kubilay Han'ın düş ile gerçek arasında yaşanmış öyküsünü anlatır. Mar- co Polo, Kubilay Han'a, fethettiği ama asla sırlarına vakıf olamadığı kentleri anlatır. Uykuyla uyanıklık arasında gidip gelen Han ve Polo; tam da bu ara yerde bulurlar Ütopya kentini, yok yerleri ya da görünmez kentleri. Şöyle der Mar- co Polo: "Belki de dünyadan geriye çöplüklerle kaplı belli belirsiz bir yer, bir de Yüce Han'ın sarayının asma bahçesi kaldı. Onları birbirinden ayıran bizim göz kapaklarımız ama hangisi içeride hangisi dışarıda belli değil." Hanın aradığı hayal kent, uzakta değil ancak hanın dikkati uzaklardadır. Bu parçaya göre Marco Polo, Ütopya kentiyle ilgili ola- rak Kubilay Han'a aşağıdakilerden hangisini anlatmak istemiştir? A) Çok yakınında olma olasılığını B) Bilmeye çalışmanın anlamsız olduğunu CQ tür bir kentin yeryüzünde bulunmadığını D) Daha iyi araştırmalarla bulunabileceğini E) Gezginlerin uğramadığı kentler arasında yer aldığını

onucunda, ziler gün lin en si- Arktik'in sınmakta zlı tepki ki Baffin adıkları belirle- bir buz- rce yıl Baffin ra bit- rin en la- yi A P E 18 ve 19. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 29 Mayıs 1453'te, 21 yaşında Roma Imparatorluğu'nun başkentini fetheden ve yapan Fatih Sultan Mehmet, aslında ta çocukluğunda kur- duğu bir hayali gerçekleştirmişti. İskender gibi büyük cihan- girlerin hikâyelerini okuyarak büyüyen bu genç sultan:.zek, bilgili, geniş ufuklu serbest düşünceli, çok iyi eğitim almış bir insandı ve doğru bildiğini yapmaktan asla vazgeçirile kişiliği vardı. Dünyayı tanımaya meraklı olan bu geng su meyen bir yapıya sahipti. Ayrıca çok cesur ve dinamik bir tan, sarayına hem Islam álimlerini hem de Hristiyan ve Ya hudi bilginleri ve sanatçıları toplamış, onlardan feyiz almış tır. Hatta henüz Manisa'da bir sehzade iken bile bir Italyan hümanisti olan Çiriaco d'Ancona ve diğer bazı Batılı a larla temasa geçiyor, onlardan Roma ve Batı tarihi hakkın- da bilgiler alıyordu. 1465'te Milano elçisinin yazdığına göre onun Floransalı, Cenevizli ve Raguzalı danışmanları vardı. aydin- kurduğu cihan devletinin p payitahti 20. Muha 18. Bu parçada Fatih Sultan Mehmet'in özellikleri arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur? Alkelerinden ödün vermez. B) Özgür düşünceli bir yapısı vardır. C) Düşüncelerini eyleme geçiren, aktif yapılı biridir. D) Dünyaya at gözlüğüyle bakmaz. çak gönüllü ve saygılı bir kişiliğe sahiptir. Yaza -Co göpe yerd gim has he Mu Y

1 YEDIKLIM BİRBİRİNE BAĞLI PARAGRAF SORULARI 64. Bu parçada sözü edilen dergi ile il gili aşağıdakilerden hangisi söylene mez? (2021) 64-65. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Uzun süredir yayın hayatına devam eden bir sanat dergisinin yayın kurulu; 2018'e kadar "direnmek", "tanık olmak", "mucize" gibi bilindik ve çarpıcı bir baş- lık seçerek bu başlık çerçevesinde ya- yımlanacak sayının yazılarını oluşturu- yordu. Kurul; 2018'de ise yayımlanacak sayının temasına, görece deneysel bir şekilde yaklaşmayı tercih etti. "Dünyayı anlatmak, yeni dünyalar yaratmak için diller bitmez tükenmez bir kaynak olsa da bizi sessiz bırakan yapıtlar, manza- ralar ve durumlar vardır. Bunları ifade edecek sözcükleri bulamayız ama de- neriz hiç değilse. Bazen kekeleriz, ba- zen de bunu ifade edecek bir sözcük yok deyip susarız. Ifade edecek söz- cük bulunamaz mı sahiden?" sözleriyle başladıkları bu yolculukta oluşturdukları ilk sözcük "Akdeniz-lemek" oldu. Yayın kurulu, bulduğu bu sözcüğe "Akdeniz kıyılarına derin bir bağlılık duymak ve kendini orada evinde hissetmek", "bir kültürden diğerine geçiş yapmak" gibi yeni anlamlar yükledi. Dergi, "Akdeniz- lemek" kelimesi için belirlenen bu farklı ve yeni anlamlardan hiçbirini sabitleme- yi amaçlamıyor. Hatta okur, sanatçı ve düşünürlerle yapılan söyleşilerde söz- cüğün anlamları yeniden sorgulanıyor. YEDİİKLİM A) Yayın kurulu, Akdenizlemek sözcü güne duyguları ve düşünceleri ön plana çıkaran anlamlar yüklemiştir. B) 2018 yılından önce tercih ettiği baş lıkları, ilgi ve dikkat çekici plan söz- cüklerden seçmiştir. C) Akdenizlemek sözcüğünün anlam- larının, güncellenebilir olduğunu sa- vunan bir yayın politikası yürütmek- tedir. 2018'de yayın kurulu, derginin te- masını belirlerken az bilinen konula- ri gündeme taşımayı hedeflemiştir. E) Yayın kurulu, mevcut söz dağarcığı- nın düşüncelerin anlatımına yeterli gelmeyebileceğine inanmaktadır. 65. Bu parçada sözü edilen derginin 2018 yılından sonra gerçekleştirdiği deneysel çalışma aşağıdakilerden hangisidir? (2021) A) Kelime hazinesini türetilen yeni söz- cüklerle sürekli zenginleştirmek lerden Masalla kalır. H belirler edebî insar artık müza biya rom rağ B) Sözcüklerin bilinen anlamları yerine daha az bilinen anlamlarını seçmek C) Türetilen bir sözcüğe farklı anlamlar bulma çabasında olmak D) Sözcüğün bilinen anlamı yerine bu- lunan yeni anlamını öncelemek BIRE E) Söz dağarcığında yer alan sözcük- leri özgün bağlamlarda kullanmak 66-68. s göre ce Edebi tü sa mu ta Ö

9. Oğuz ismi, Göktürk Devleti'nin özellikle 630'da merkezî hâkimiyetinin çökmesiyle tarih sahnesine çıkmaya başlamıştır. Oğuz kelimesi kabileler anlamına geldiğinden dolayı farklı bölgelerdeki kabileler Üç Oğuz, Dokuz Oğuz gibi kabile federasyonları şeklindeki adlarla anılmışlardır. Oğuz ismi gerek Türk gerekse Çin kaynaklarında sık sık geçmektedir. Oğuz ismi etnik bir boy değil, doğrudan Türk kabileleri anlamına gelmektedir Bir başka ifade ile Oğuzlar, Göktürk devletlerinin halk kütlesini temsil etmektedir. Oğuz adı üzerine çok çeşitli açıklamalar yapılmışsa da artık kabileler anlamına geldiği yani ok+u+z" olduğu kabul edilmektedir. Zaten Batı Göktürk Devleti'nde 634 yılını takip edeh hadiselerde On Okların (On Kabile) ortaya çıkması ve Türgişlerin meydana gelmesi Oğuzlar konusundaki filolojik delilleri desteklemektedir Göktürk tarihinin 627 yılına kadar olan kısmında İliç Oğuz adının geçmemesi, her şeyden önce Töleslerin Oğuz öncesi fonksiyonunu icra ettiklerini göstermektedir. Bir başka ifade ile 627 yılından sonra Töles adı önemini kaybetmiş, Orta Asya'da yeni toy dalgalanmaları ve yapılanmaları görülmüştür. Bu metinden aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? Göktürk Devleti'nin varlığına Oğuzlar son vermiştir. buzarla ilgili aliy oğuzlarla ilgili yazılı bilgilere 634 yılından Çin kaynakları, Oğuz kelimesinin "ok+u+z" geklinde ortaya çıktığını yazmaktadır. D) Göktürk Devleti, Oğuzların torunları olan Toleslerce kurulmuştur. Oğuzlar, Birinci ve İkinci Göktürk Devleti'ni oluşturan halktır. tonguç kampüs 10. (1) Şimdilerde TV'le görüntüleriyle sık s zaman kendileri için zaman da bir şarkıc vesilesiyle ekranlara (III) Vücutları mikrop kesilmiş, ağızları ma görüntüleri... (IV) Te insanın yüreğini sızla tedavisi meşakkatli w çok pahalı. (VI) Ne ya görünce üzüldüğüm unutup eğlence prog Bu parçadaki numa hangisi düşüncenin A) II B) III 11. Modern Türk şiirinin ta attığımızda bugünün ş anlatım olanaklarını es hiç düşünmeden İkinci yorumlayabiliriz. Garip gündelik konuşma dili, çizgisinde daha da netl tıkandığı ve artık yetme kan aşıladı. Böyle bir ka şüphesiz ki yeni anlatım açılarının izlerine rastlam Bu parçada İkinci Yenic anlatılmak istenen nedi A) Türk edebiyatındaki m tamamen yıkıp yerine getirmişlerdir. B) Garip akımının getirdiğ kullanma ilkesini gelişt ettirmişlerdir.