Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu-Ana Düşünce Soruları

TEST - 4
Paragrafta Konu - Ana Düşünce
ğını anlayarak doğru çözmeye çalışınız.
CO
2 Felsefe; insana, geçmişine ait zengin deneyim ve birikimini gös-
tererek ona, kendi kaderini çizmesinde yardım edebilir. Böylece
onun bugününü doğru değerlendirmesine ve gelecek yönelim-
leri için isabetli seçimler yapmasına yardımcı olabilir. Çünkü in-
san, sürekli yolculuk içinde olan bir varlıktır. Kişi, yaşamı süre-
since sürekli değişim içindedir. Yaşamak, içkin ve belirlenmiş bir
varoluşa sahip olmak değil, bu varoluşu andan ana gerçekleştir-
meye çalışmaktır.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada savunulanları destekleni-
teliktedir?
Bireysel tutumlar arasındaki farklılık, insanın biricikliği ile
izah edilebileceği gibi toplumsal yapıyla da alakalıdır.
BHayatın içinden yükselen bir etkinlik olarak felsefe, yaşamın di-
ğer olgularından çok uzaklarda ya da onlardan çok farklı değildir.
"İnsan, yedisinde ne ise yetmişinde odur." sözü, değişmezlik
ve sürerlik anlayışının toplumdaki psikolojik yansımasıdır.
D) Kadercilik anlayışıyla tembelleşmek, dünü ve bugünü değer-
lendirememekten kaynaklanır.
E) Bilimsel kural ve ilkeler sürekli değişim içinde olduğundan
bilim tarihi, birçok eski kuramın harabeleriyle doludur.
V. Anladım
Halkla iç içe olmak halktan biri olmak anlamına gelmiyor. Zaten
halktan olan birinin, "halkla iç içe olması" gibi bir kavram çeliş-
kilidir. Sanatçı halkın içinde, doğal, içten ve pazarlıksız olacak.
Yani halkla olmayı başa kakar gibi reklam etmemeli. Bakkal, ma-
nav; ben halkla iç içeyim halktan biriyim, der mi? Abes bir söz
olur. Sanatçı da öyle olmalı.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
TEST - 4 Paragrafta Konu - Ana Düşünce ğını anlayarak doğru çözmeye çalışınız. CO 2 Felsefe; insana, geçmişine ait zengin deneyim ve birikimini gös- tererek ona, kendi kaderini çizmesinde yardım edebilir. Böylece onun bugününü doğru değerlendirmesine ve gelecek yönelim- leri için isabetli seçimler yapmasına yardımcı olabilir. Çünkü in- san, sürekli yolculuk içinde olan bir varlıktır. Kişi, yaşamı süre- since sürekli değişim içindedir. Yaşamak, içkin ve belirlenmiş bir varoluşa sahip olmak değil, bu varoluşu andan ana gerçekleştir- meye çalışmaktır. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada savunulanları destekleni- teliktedir? Bireysel tutumlar arasındaki farklılık, insanın biricikliği ile izah edilebileceği gibi toplumsal yapıyla da alakalıdır. BHayatın içinden yükselen bir etkinlik olarak felsefe, yaşamın di- ğer olgularından çok uzaklarda ya da onlardan çok farklı değildir. "İnsan, yedisinde ne ise yetmişinde odur." sözü, değişmezlik ve sürerlik anlayışının toplumdaki psikolojik yansımasıdır. D) Kadercilik anlayışıyla tembelleşmek, dünü ve bugünü değer- lendirememekten kaynaklanır. E) Bilimsel kural ve ilkeler sürekli değişim içinde olduğundan bilim tarihi, birçok eski kuramın harabeleriyle doludur. V. Anladım Halkla iç içe olmak halktan biri olmak anlamına gelmiyor. Zaten halktan olan birinin, "halkla iç içe olması" gibi bir kavram çeliş- kilidir. Sanatçı halkın içinde, doğal, içten ve pazarlıksız olacak. Yani halkla olmayı başa kakar gibi reklam etmemeli. Bakkal, ma- nav; ben halkla iç içeyim halktan biriyim, der mi? Abes bir söz olur. Sanatçı da öyle olmalı.
TEST 6
6. Farklılık deyince hemen aklımıza "bizim gibi olmayan"
gelir. "Farklı" olan tarafın hangisi olduğunu belirle-
konusunda olumlu ve destekleyici bir inanç ve de-
yen ise çoğunluğun hangi taraf olduğudur. Farklılıklar
ğerler sistemi, diğer bir deyişle bir kültür oluşturmak
isteyen toplumlar, bazı ilkelerin bütün bireyler tarafın
dan benimsenmesini ve bu hususta toplumda ortak
bir anlayışın yerleşmesini sağlamalıdır. Farklılık, hu-
zur ve güven içinde yaşamak isteyen tüm insanların
kabullenmesi gereken bir durumdur. Birbirimizin fark-
lılıklarını hoş görmeden bir arada yaşamamız mümkün
değildir. Yaş, cinsiyet, milliyet, etnik köken, inanç gibi
farklılıklar insanlarla iletişim kurmamıza engel olmaya-
cağı gibi bunlara saygı duymak, toplum olabilmenin
en önemli koşuludur.
Bu parçada yazarın asıl anlatmak istediği aşağıda-
kilerden hangisidir?
(A) insanların cinsiyet, milliyet, etnik köken, inanç gibi
yönlerden birbirinden farklı olması, toplumun kültü-
rel zenginliğidir.
B) Sağlıklı insan ilişkileri ancak insanların sahip olduk-
Yarı farklılıklara saygı duyulmasıyla sağlanır.
A
1.
Tek bir insan tipi, bir toplumun oluşabilmesi için ye-
terli değildir.
D) İnsanlar, toplum olabilmek için huzur ve güven için-
de yaşamayı öğrenmelidir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
TEST 6 6. Farklılık deyince hemen aklımıza "bizim gibi olmayan" gelir. "Farklı" olan tarafın hangisi olduğunu belirle- konusunda olumlu ve destekleyici bir inanç ve de- yen ise çoğunluğun hangi taraf olduğudur. Farklılıklar ğerler sistemi, diğer bir deyişle bir kültür oluşturmak isteyen toplumlar, bazı ilkelerin bütün bireyler tarafın dan benimsenmesini ve bu hususta toplumda ortak bir anlayışın yerleşmesini sağlamalıdır. Farklılık, hu- zur ve güven içinde yaşamak isteyen tüm insanların kabullenmesi gereken bir durumdur. Birbirimizin fark- lılıklarını hoş görmeden bir arada yaşamamız mümkün değildir. Yaş, cinsiyet, milliyet, etnik köken, inanç gibi farklılıklar insanlarla iletişim kurmamıza engel olmaya- cağı gibi bunlara saygı duymak, toplum olabilmenin en önemli koşuludur. Bu parçada yazarın asıl anlatmak istediği aşağıda- kilerden hangisidir? (A) insanların cinsiyet, milliyet, etnik köken, inanç gibi yönlerden birbirinden farklı olması, toplumun kültü- rel zenginliğidir. B) Sağlıklı insan ilişkileri ancak insanların sahip olduk- Yarı farklılıklara saygı duyulmasıyla sağlanır. A 1. Tek bir insan tipi, bir toplumun oluşabilmesi için ye- terli değildir. D) İnsanlar, toplum olabilmek için huzur ve güven için- de yaşamayı öğrenmelidir.
Thom
Thomas Edison'un ünlü bir sözü vardır: "Dahilik; %1 ilham, %99 çalışmanın eseridir."
ll. Günümüz yazarları istedikleri kadar çalışsın, Dostoyevski'nin yeteneğine erişemezler.
I. Koşarak nehir kenarına kadar gelirsin, nehri geçmek için zıplamak gerekir ki bu da yetenektir.
IV. Kıvılcım nasıl içinde odun olmayan ocağı tutuşturmaz ise esin de boş bir zihnin işine yaramaz.
Numaralanmış cümlelerden hangileri,
6.
Son zamanlarda bu soruyu kendime sormadan edemiyorum: "Yazarlık doğuştan gelen bir yetenek mi yoksa sonradan
kazanılabilen bir meziyet midir?" Yazarlık sadece bir yetenek işiyse usta kalemler niçin sürekli kendilerini geliştirmeye
çalışsınlar ki? Siz hiç kitap okumadan iyi bir kitap yazan birini gördünüz mü? Bu mümkün değil! İlham denilen şey, in-
sanın çalışarak, emek vererek edindiği birikimi kullanabilmesini sağlayan tetikleyici bir güçtür sadece.
paragrafının ana düşüncesini
desteklemektedir?
A) Yalnız I.
B) I ve IV.
20
C) II ve III.
D) III ve IV.
5 YILDIZ
4 YAYINLAR
Fakat
Yaşa
Aşa
gula
A) H
B)
C
[
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
Thom Thomas Edison'un ünlü bir sözü vardır: "Dahilik; %1 ilham, %99 çalışmanın eseridir." ll. Günümüz yazarları istedikleri kadar çalışsın, Dostoyevski'nin yeteneğine erişemezler. I. Koşarak nehir kenarına kadar gelirsin, nehri geçmek için zıplamak gerekir ki bu da yetenektir. IV. Kıvılcım nasıl içinde odun olmayan ocağı tutuşturmaz ise esin de boş bir zihnin işine yaramaz. Numaralanmış cümlelerden hangileri, 6. Son zamanlarda bu soruyu kendime sormadan edemiyorum: "Yazarlık doğuştan gelen bir yetenek mi yoksa sonradan kazanılabilen bir meziyet midir?" Yazarlık sadece bir yetenek işiyse usta kalemler niçin sürekli kendilerini geliştirmeye çalışsınlar ki? Siz hiç kitap okumadan iyi bir kitap yazan birini gördünüz mü? Bu mümkün değil! İlham denilen şey, in- sanın çalışarak, emek vererek edindiği birikimi kullanabilmesini sağlayan tetikleyici bir güçtür sadece. paragrafının ana düşüncesini desteklemektedir? A) Yalnız I. B) I ve IV. 20 C) II ve III. D) III ve IV. 5 YILDIZ 4 YAYINLAR Fakat Yaşa Aşa gula A) H B) C [
Yapıtlar zaman zaman okurlarının seslerinden izler
taşır. Her yapıt okurunun sesinde bir anlam kazanır ve
kazandığı bu anlamı diğer serilerde de devam ettirir.
Yapıtları okudukça değerlendirmekten zevk alırsınız.
Her cümleniz aslında sizin söylemiş olduğunuz cüm-
lelerdir. Okurundan izler taşımayan yapıtların kalıcılığı
da zordur. Yapıt, okur sesini sayfalarına aktarmalıdır
ki her okuyan ses tonunun etkisiyle devam edebilsin.
Okur sesinden uzak yapıtlar kendi kabuklarına çekil-
mek zorundadır. Bu zorunluluk yazarın elinde olmayan
nedenlerden ötürü devam eder.
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşa-
ğıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Yapıtların okur odaklı yazılması kimi dönemlerde
ilginin yazardan uzaklaşmasına neden olmuştur.
Bir yapıtın sadece yazar merkezli olmadığını gös-
teren kanıtlar da vardır.
Okurun kendini gördüğü yapıtlar, diğer yapıtlardan
daha çok ilgi görür.
Yapıtın yazarı, yazdıklarını okur için değiştirme
gayretine girebilir.
DOK
Okurla bütünleşen eserlerin dili, yazarın dili olma-
nın ötesine geçebilir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
Yapıtlar zaman zaman okurlarının seslerinden izler taşır. Her yapıt okurunun sesinde bir anlam kazanır ve kazandığı bu anlamı diğer serilerde de devam ettirir. Yapıtları okudukça değerlendirmekten zevk alırsınız. Her cümleniz aslında sizin söylemiş olduğunuz cüm- lelerdir. Okurundan izler taşımayan yapıtların kalıcılığı da zordur. Yapıt, okur sesini sayfalarına aktarmalıdır ki her okuyan ses tonunun etkisiyle devam edebilsin. Okur sesinden uzak yapıtlar kendi kabuklarına çekil- mek zorundadır. Bu zorunluluk yazarın elinde olmayan nedenlerden ötürü devam eder. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşa- ğıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Yapıtların okur odaklı yazılması kimi dönemlerde ilginin yazardan uzaklaşmasına neden olmuştur. Bir yapıtın sadece yazar merkezli olmadığını gös- teren kanıtlar da vardır. Okurun kendini gördüğü yapıtlar, diğer yapıtlardan daha çok ilgi görür. Yapıtın yazarı, yazdıklarını okur için değiştirme gayretine girebilir. DOK Okurla bütünleşen eserlerin dili, yazarın dili olma- nın ötesine geçebilir.
açık havada ya da kapalı bir mekânda sunulan, taşınabilir ya da
Çağdaş sanatın kendine has türlerinden biri olan enstalasyon,
23. ve 24. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
mekâna özgü, belirli bir hacim kaplayan ve izleyici katılımını
önemseyen bir sanat dalıdır. 1970'lerde şekillenmeye başlayan
enstalasyon, izleyicinin sadece bakmakla kalmayıp dünyada ya-
şadığı gibi sanat eserinin içinde "yaşaması" düşüncesini içine al-
maktadır. Anlam, neden ve ilişkiler bütünü olan enstalasyon, öz-
e birlikteliği içinde algılanmalıdır. Önceleri radikal bir
sanat yaratım biçimi olarak algılanmış, 1980'lerden itibaren mü-
zeler ve galeriler tarafından tamamen kabul görmüş, 20. yüzyıl
sonlarında yaygın bir sanat türü olmuş ve dijital teknolojilerin
gelişmesiyle birlikte daha da yaygınlaşmıştır. Enstalasyon, sanat-
sal bakımdan dadaizm ve fütürizm hareketlerinden oldukça bes
lenmiş bir tarz olarak görülmekte; fütürizm sanatçılarının bili-
me yakınlığı, dijital enstalasyon sanatının oluşmasında etken ol-
duğu kabul edilmektedir
ne ve nesne
23. Bu parçaya göre enstalasyonun bir sanat olarak ayırt edici özel-
liği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Açık havada ya da kapalı bir mekânda sunulabilmesi
B) Radikal bir sanat yaratım biçimi olması
C) İzleyicinin sanat eseriyle bütünleşmesini sağlaması
D) Müzeler ve galeriler tarafından kabul görmesi
E) Dadaizm ve fütürizm hareketlerinden beslenmesi
25.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
açık havada ya da kapalı bir mekânda sunulan, taşınabilir ya da Çağdaş sanatın kendine has türlerinden biri olan enstalasyon, 23. ve 24. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. mekâna özgü, belirli bir hacim kaplayan ve izleyici katılımını önemseyen bir sanat dalıdır. 1970'lerde şekillenmeye başlayan enstalasyon, izleyicinin sadece bakmakla kalmayıp dünyada ya- şadığı gibi sanat eserinin içinde "yaşaması" düşüncesini içine al- maktadır. Anlam, neden ve ilişkiler bütünü olan enstalasyon, öz- e birlikteliği içinde algılanmalıdır. Önceleri radikal bir sanat yaratım biçimi olarak algılanmış, 1980'lerden itibaren mü- zeler ve galeriler tarafından tamamen kabul görmüş, 20. yüzyıl sonlarında yaygın bir sanat türü olmuş ve dijital teknolojilerin gelişmesiyle birlikte daha da yaygınlaşmıştır. Enstalasyon, sanat- sal bakımdan dadaizm ve fütürizm hareketlerinden oldukça bes lenmiş bir tarz olarak görülmekte; fütürizm sanatçılarının bili- me yakınlığı, dijital enstalasyon sanatının oluşmasında etken ol- duğu kabul edilmektedir ne ve nesne 23. Bu parçaya göre enstalasyonun bir sanat olarak ayırt edici özel- liği aşağıdakilerden hangisidir? A) Açık havada ya da kapalı bir mekânda sunulabilmesi B) Radikal bir sanat yaratım biçimi olması C) İzleyicinin sanat eseriyle bütünleşmesini sağlaması D) Müzeler ve galeriler tarafından kabul görmesi E) Dadaizm ve fütürizm hareketlerinden beslenmesi 25.
11. Oyun, çocuğu yetişkin yaşamın etkinliklerine hazır-
lar, toplumsallaşma süreci için gerekli ortamı sağlar.
Oyunlar çocuğun yaşadığı kültürü yansıtırlar. Çoğun-
da gözlemlenen yarışma ve mücadele öğesi de içinde
yaşadığımız Batı etkisindeki dünya kültürünün yansı-
malarıdır. Evcilik oyunu ise çocuğun ileride yuva kur-
masına bir hazırlıktır. Bazı çocuklar yetişkinlerin cinsel
davranışlarını taklit eden oyunlar da oynarlar. Aslında
bu tür etkinlikler de evcilik oyunu gibi bir hazırlık nite-
liğindedir. Bir oyun olmaktan öte anlam taşımazlar. İki
kişi ya da bazen grup halinde oynanan cinsel oyun-
lardan ötürü çocuğu kınamamak ya da cezalandırma-
mak gerekir. Bu oyun, yetişkinlerin cinsel etkinliklerin-
de de olduğu gibi gizlilik içinde oynanır ve çocuk bun-
dan ötürü zaten belirsiz bir suçluluk yaşar. Çocuğun
cinsel oyunlarını fark eden ana-babanın, onu suçüstü
yakalamışçasına davranması yaşam boyu sürecek bir
suçluluğun yaşanmasına neden olabilir.
Bu parçada ana düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A) Çocuğun öğrenmede oyunu etkin bir şekilde kul-
lanması.
B) Ailenin çocuğa kızarak değil onu anlayarak yakla-
şım gerçekleştirmesi.
C) Çocukların bir arada oyun oynamalarının öğren-
mede daha etkili olduğu.
D) Çocuğun gelecek yaşantısında aile tutum ve dav-
ranışların etkisi.
E) Bazı çocukların öğrenmede diğer yaşıtlarına göre
farklılık gösterdiği.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
11. Oyun, çocuğu yetişkin yaşamın etkinliklerine hazır- lar, toplumsallaşma süreci için gerekli ortamı sağlar. Oyunlar çocuğun yaşadığı kültürü yansıtırlar. Çoğun- da gözlemlenen yarışma ve mücadele öğesi de içinde yaşadığımız Batı etkisindeki dünya kültürünün yansı- malarıdır. Evcilik oyunu ise çocuğun ileride yuva kur- masına bir hazırlıktır. Bazı çocuklar yetişkinlerin cinsel davranışlarını taklit eden oyunlar da oynarlar. Aslında bu tür etkinlikler de evcilik oyunu gibi bir hazırlık nite- liğindedir. Bir oyun olmaktan öte anlam taşımazlar. İki kişi ya da bazen grup halinde oynanan cinsel oyun- lardan ötürü çocuğu kınamamak ya da cezalandırma- mak gerekir. Bu oyun, yetişkinlerin cinsel etkinliklerin- de de olduğu gibi gizlilik içinde oynanır ve çocuk bun- dan ötürü zaten belirsiz bir suçluluk yaşar. Çocuğun cinsel oyunlarını fark eden ana-babanın, onu suçüstü yakalamışçasına davranması yaşam boyu sürecek bir suçluluğun yaşanmasına neden olabilir. Bu parçada ana düşünce aşağıdakilerden hangisidir? A) Çocuğun öğrenmede oyunu etkin bir şekilde kul- lanması. B) Ailenin çocuğa kızarak değil onu anlayarak yakla- şım gerçekleştirmesi. C) Çocukların bir arada oyun oynamalarının öğren- mede daha etkili olduğu. D) Çocuğun gelecek yaşantısında aile tutum ve dav- ranışların etkisi. E) Bazı çocukların öğrenmede diğer yaşıtlarına göre farklılık gösterdiği.
29. Edebiyat, güzelliğin olduğu kadar çirkinliğin de ifa-
desidir. Edebiyat, anlam ve içerik açısından uçsuz
bucaksız olmasının yanı sıra insanın da aynasıdır.
Yaşama dair her şeyi onun içinde görmek müm-
kündür. Edebiyat, bazen top, tüfek ve bombaların
yapamadığı etkiyi yapar. Onun sihirli parıltıları, bir
toplumun karanlıklarını aydınlatmaya yeterli gele-
bilir. Hiçbir bilim ve sanat bu derece etkiye sahip
değildir.
Aşağıdakilerden hangisi "edebiyat"la ilgili olarak
bu parçadan çıkarılabilecek bir yargı değildir?
İnsanın merhamet duygularını harekete geçirir.
B) Hayatla iç içe bir sanattır.
C) Konusu ve anlam alanı sınırsızdır.
DY insanlar üzerinde diğer sanat ve bilim dalların-
dan daha etkilidir.
E) Toplumu değiştirme ve dönüştürme özelliğine
sahiptir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
29. Edebiyat, güzelliğin olduğu kadar çirkinliğin de ifa- desidir. Edebiyat, anlam ve içerik açısından uçsuz bucaksız olmasının yanı sıra insanın da aynasıdır. Yaşama dair her şeyi onun içinde görmek müm- kündür. Edebiyat, bazen top, tüfek ve bombaların yapamadığı etkiyi yapar. Onun sihirli parıltıları, bir toplumun karanlıklarını aydınlatmaya yeterli gele- bilir. Hiçbir bilim ve sanat bu derece etkiye sahip değildir. Aşağıdakilerden hangisi "edebiyat"la ilgili olarak bu parçadan çıkarılabilecek bir yargı değildir? İnsanın merhamet duygularını harekete geçirir. B) Hayatla iç içe bir sanattır. C) Konusu ve anlam alanı sınırsızdır. DY insanlar üzerinde diğer sanat ve bilim dalların- dan daha etkilidir. E) Toplumu değiştirme ve dönüştürme özelliğine sahiptir.
edemedim =30dE
GRAF
DENEME-1
2. Dostoyevski ilk romanı insancıkları yazarken ede-
biyatçı dostu Grigoriyev ile aynı evde yaşıyormuş.
Grigoriyev aylar boyunca masanın üstünde biriken
sayfaları görmüş olmakla birlikte metni ancak roman
tamamlandıktan sonra okumuş. Çok beğenmiş ve
Dostoyevski'ye bir şey söylemeden o zamanlar ünlü
bir edebiyat eleştirmeni olan (Nekrasov'a götürmüş
Ertesi gece saat üçte Dostoyevski'nin kapısı çalın-
mış. Gelen Grigoriyev ve Nekrasov'muş, odaya gire-
rek Dostoyevski'yi kucaklayıp öpmüşler) o zamana
kadar Dostoyevski ile tanışmamış olan Nekrasov onu
"Rusya'nın Umudu" olarak nitelendirmiş, birkaç saat
daha roman hakkında sohbet edip sabaha doğru git-
mişler. Bu hikâyenin gizemini, aklın nüfuz edemeyece-
ği tarafını hissedebiliyor musunuz sevgili Milena?
Bu parçada Milena'ya mektup yazan yazar Kafka ile
ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Yazar, Rus edebiyatı ile yakından ilgilenmiş ve bu
konuda çalışmalar yapmıştır.
B) Yazar kendini Dostoyevski ile özdeşleştirerek ona
karşı olan sevgisini belirtmiştir.
C) Dostoyevski'nin biyografisini en ince ayrıntısına
kadar yazmıştır.
D) Karşısındaki kişiye başka bir yazarla ilgili etkilen-
diği hikâyeyi anlatmıştır.
E) İnsancıklar adlı romanın hangi şartlar altında yazıl-
dığından bahsetmiştir.
3.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
edemedim =30dE GRAF DENEME-1 2. Dostoyevski ilk romanı insancıkları yazarken ede- biyatçı dostu Grigoriyev ile aynı evde yaşıyormuş. Grigoriyev aylar boyunca masanın üstünde biriken sayfaları görmüş olmakla birlikte metni ancak roman tamamlandıktan sonra okumuş. Çok beğenmiş ve Dostoyevski'ye bir şey söylemeden o zamanlar ünlü bir edebiyat eleştirmeni olan (Nekrasov'a götürmüş Ertesi gece saat üçte Dostoyevski'nin kapısı çalın- mış. Gelen Grigoriyev ve Nekrasov'muş, odaya gire- rek Dostoyevski'yi kucaklayıp öpmüşler) o zamana kadar Dostoyevski ile tanışmamış olan Nekrasov onu "Rusya'nın Umudu" olarak nitelendirmiş, birkaç saat daha roman hakkında sohbet edip sabaha doğru git- mişler. Bu hikâyenin gizemini, aklın nüfuz edemeyece- ği tarafını hissedebiliyor musunuz sevgili Milena? Bu parçada Milena'ya mektup yazan yazar Kafka ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Yazar, Rus edebiyatı ile yakından ilgilenmiş ve bu konuda çalışmalar yapmıştır. B) Yazar kendini Dostoyevski ile özdeşleştirerek ona karşı olan sevgisini belirtmiştir. C) Dostoyevski'nin biyografisini en ince ayrıntısına kadar yazmıştır. D) Karşısındaki kişiye başka bir yazarla ilgili etkilen- diği hikâyeyi anlatmıştır. E) İnsancıklar adlı romanın hangi şartlar altında yazıl- dığından bahsetmiştir. 3.
ST
B
14. Eğitim alanında, kırsaldaki halk ile kentliler arasındaki
bozuk dengeyi eşitlemek ve köy halkına pratik bilg
vermek amacıyla 1936'da Köy Eğitmeni Projesi
uygulamasına başlanır. Askerliğini onbaşı veya çavuş
olarak yapan gençler, Tarım Bakanlığının iş birliğiyle,
modern. tarım tekniklerini uygulayan Mahmudiye Devlet
Üretme Çiftliğinde yetiştirilerek köylere gönderilir. Amaç,
köye hem öğretmen hem modern üretim araçları ve tarım
yöntemleri sağlamak hem de eğitimin mali yükünü
hafifletmektir. Kırsal kesime yönelik bu küçük eğitim
uygulaması hiç şüphesiz daha sonra kurulan Köy
Enstitüleri için uygun koşullar yaratmış ve Köy
Enstitülerine ülke çapında geçişi kolaylaştırmıştır. Hasan
Ali Yücel, TBMM'de yaptığı konuşmasında enstitülerin
özelliğini ve daha önceki kuruluşlardan farklılığını şöyle
vurgular: "Biz bu müesseselere köy öğretmen okulu
demedik. Çünkü evvelce bu isimde müesseseler vardı.
Bunları ona bağlamak istemedik. Bunlar yepyeni şeylerdir.
Biz Köy Enstitüsünü sadece içerisinde soyut eğitim
yapılan bir kurum olarak almadık. Içerisinde ziraat
sanatları, demircilik, marangozluk gibi uygulamalı birtakım
faaliyetler de bulunduğu için okul adı ile anmadık, enstitü
diye isimlendirmeyi uygun gördük."
Bu parçada söz edilen Köy Eğitmeni Projesi ve Köy
Enstitüleri arasındaki fark aşağıdakilerden hangisinde
belirtilmiştir?
A) Ilkinin soyut eğitime, ikincisinin somut uygulamaya
dayanması
B) İlkinin askeri bir yapı, ikincisinin sivil bir oluşum olması
C) İlkinin tarım ağırlıklı, ikincisinin eğitim ağırlıklı
tasarlanması
D) likinin küçük ölçekli, ikincisinin büyük çaplı olması
E) Ilkinin yalnızca kırsal için, ikincisinin hem kırsal hem
kent için hedeflenmesi
PARAGRAFTA KONU ANA DÜŞÜNCE
15. Hayatın için
nefes alır, to
depresyona
melankoli d
yetişir şairle
hâline getir
ileriye, ufuk
düşündürü
yenilerler,
Aşağıdak
şairlerin
A) Toplum
B) Toplun
C) Toplum
D) Toplu
E) Toplu
etme
16. Etrafa
durma
göze a
yaşam
güreşn
yakam
izin ve
ihtima
Bu pa
aşağı
A Hi
do
Y
iç
0
B) G
K
fi
E
C)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
ST B 14. Eğitim alanında, kırsaldaki halk ile kentliler arasındaki bozuk dengeyi eşitlemek ve köy halkına pratik bilg vermek amacıyla 1936'da Köy Eğitmeni Projesi uygulamasına başlanır. Askerliğini onbaşı veya çavuş olarak yapan gençler, Tarım Bakanlığının iş birliğiyle, modern. tarım tekniklerini uygulayan Mahmudiye Devlet Üretme Çiftliğinde yetiştirilerek köylere gönderilir. Amaç, köye hem öğretmen hem modern üretim araçları ve tarım yöntemleri sağlamak hem de eğitimin mali yükünü hafifletmektir. Kırsal kesime yönelik bu küçük eğitim uygulaması hiç şüphesiz daha sonra kurulan Köy Enstitüleri için uygun koşullar yaratmış ve Köy Enstitülerine ülke çapında geçişi kolaylaştırmıştır. Hasan Ali Yücel, TBMM'de yaptığı konuşmasında enstitülerin özelliğini ve daha önceki kuruluşlardan farklılığını şöyle vurgular: "Biz bu müesseselere köy öğretmen okulu demedik. Çünkü evvelce bu isimde müesseseler vardı. Bunları ona bağlamak istemedik. Bunlar yepyeni şeylerdir. Biz Köy Enstitüsünü sadece içerisinde soyut eğitim yapılan bir kurum olarak almadık. Içerisinde ziraat sanatları, demircilik, marangozluk gibi uygulamalı birtakım faaliyetler de bulunduğu için okul adı ile anmadık, enstitü diye isimlendirmeyi uygun gördük." Bu parçada söz edilen Köy Eğitmeni Projesi ve Köy Enstitüleri arasındaki fark aşağıdakilerden hangisinde belirtilmiştir? A) Ilkinin soyut eğitime, ikincisinin somut uygulamaya dayanması B) İlkinin askeri bir yapı, ikincisinin sivil bir oluşum olması C) İlkinin tarım ağırlıklı, ikincisinin eğitim ağırlıklı tasarlanması D) likinin küçük ölçekli, ikincisinin büyük çaplı olması E) Ilkinin yalnızca kırsal için, ikincisinin hem kırsal hem kent için hedeflenmesi PARAGRAFTA KONU ANA DÜŞÜNCE 15. Hayatın için nefes alır, to depresyona melankoli d yetişir şairle hâline getir ileriye, ufuk düşündürü yenilerler, Aşağıdak şairlerin A) Toplum B) Toplun C) Toplum D) Toplu E) Toplu etme 16. Etrafa durma göze a yaşam güreşn yakam izin ve ihtima Bu pa aşağı A Hi do Y iç 0 B) G K fi E C)
DİKKAT! HER SORUYU BİRBİRİNDEN
BAĞIMSIZ YANITLAYINIZ.
Bir kitapçıda A, B, C, D ve E türünden kitaplar aşa-
ğıdan yukarıya doğru 1, 2, 3, 4, 5 olarak numa-
ralandırılan beş rafa yerleştirilmiştir. Bununla ilgili
aşağıdaki bilgiler verilmiştir.
Her rafta yalnızca bir türden kitap bulunmaktadır.
A turündeki kitaplar 3. raftadır.
• B türündeki kitaplar, D türündeki kitapların bulun-
duğu rafın bir üst rafındadır.
D ve C türünden kitapların bulunduğu rafların ara
sında yalnızca bir raf vardır.
5
E
€1A, 3. raltaise
orulan (SOZEL
2.
Aşağıdakilerden hangisi kesinlikle yanlıştır?
A) A türündeki kitapların bulunduğu raf, B türün-
deki kitapların bulunduğu raftan daha alttadır.
B) E türündeki kitaplar en alt raftadır.
C) D türündeki kitaplar, E türünden kitapların bu-
lunduğu raftan daha üstteki bir raftadır.
D) C türündeki kitaplar, tam ortadaki rafta bulun-
maktadır.
E) C türündeki kitaplar, ortadaki raflardan birinde
bulunmaktadır.
ıralaması asa
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
DİKKAT! HER SORUYU BİRBİRİNDEN BAĞIMSIZ YANITLAYINIZ. Bir kitapçıda A, B, C, D ve E türünden kitaplar aşa- ğıdan yukarıya doğru 1, 2, 3, 4, 5 olarak numa- ralandırılan beş rafa yerleştirilmiştir. Bununla ilgili aşağıdaki bilgiler verilmiştir. Her rafta yalnızca bir türden kitap bulunmaktadır. A turündeki kitaplar 3. raftadır. • B türündeki kitaplar, D türündeki kitapların bulun- duğu rafın bir üst rafındadır. D ve C türünden kitapların bulunduğu rafların ara sında yalnızca bir raf vardır. 5 E €1A, 3. raltaise orulan (SOZEL 2. Aşağıdakilerden hangisi kesinlikle yanlıştır? A) A türündeki kitapların bulunduğu raf, B türün- deki kitapların bulunduğu raftan daha alttadır. B) E türündeki kitaplar en alt raftadır. C) D türündeki kitaplar, E türünden kitapların bu- lunduğu raftan daha üstteki bir raftadır. D) C türündeki kitaplar, tam ortadaki rafta bulun- maktadır. E) C türündeki kitaplar, ortadaki raflardan birinde bulunmaktadır. ıralaması asa
11. Düşünme ve çözümleme gerektiren ağır, filmler için sanat
filmi dendiğine çokça tanık olmuşsunuzdur. Bu, sanat filmi-
ni yüceltme gibi durmasına karşın, "izlenmez" anlamında
da kullanılır. Birçok kişinin "hafif" filmler için sinemaları dol-
durduğu günümüzde nitelikli filmlerle karşılaşılamamasının
nedenini biraz da seyircilerin bu yönelimini göz önüne alan
yapımcılarda aramak gerekir.
Altı çizili sözcüklerin cümleye kattığı anlam aşağıdaki cüm-
lelerin hangisinde vardır?
A) Son dönemlerde edebiyat piyasasını mağaza ürünleri de-
ğil, pazar tezgâhı mallar doldurdu.
B) Sanat müziği ritim ve melodik olarak ağır kalıyor, yaz eğ-
lenceleri için hafif müzik gereklidir.
C) İnsanların içine düştükleri hantallık çukurunun nedeni tek-
nolojinin yarattığı hızdır.
D) Geçmişten bugüne ulaşan eserlerdeki derinliği okurlar
yeni yeni yakalayabiliyor.
E) Edebiyatımızda kimi yazarlarımız geçim sıkıntısıyla de-
dektif romanları yazmışlardır.
13.
L
S
IV
L
N
C
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
11. Düşünme ve çözümleme gerektiren ağır, filmler için sanat filmi dendiğine çokça tanık olmuşsunuzdur. Bu, sanat filmi- ni yüceltme gibi durmasına karşın, "izlenmez" anlamında da kullanılır. Birçok kişinin "hafif" filmler için sinemaları dol- durduğu günümüzde nitelikli filmlerle karşılaşılamamasının nedenini biraz da seyircilerin bu yönelimini göz önüne alan yapımcılarda aramak gerekir. Altı çizili sözcüklerin cümleye kattığı anlam aşağıdaki cüm- lelerin hangisinde vardır? A) Son dönemlerde edebiyat piyasasını mağaza ürünleri de- ğil, pazar tezgâhı mallar doldurdu. B) Sanat müziği ritim ve melodik olarak ağır kalıyor, yaz eğ- lenceleri için hafif müzik gereklidir. C) İnsanların içine düştükleri hantallık çukurunun nedeni tek- nolojinin yarattığı hızdır. D) Geçmişten bugüne ulaşan eserlerdeki derinliği okurlar yeni yeni yakalayabiliyor. E) Edebiyatımızda kimi yazarlarımız geçim sıkıntısıyla de- dektif romanları yazmışlardır. 13. L S IV L N C
28. 300'den fazla üstün zekâlı çocuğun 13 ila 38 yaşları
arasında izlendiği bir araştırma; bu çocukların yarısının
bugün önemli pozisyonlarda çalıştığını, iyi koşullarda
yaşadığını ve hayatından memnun olduğunu gösteriyor.
Peki diğerleri? Pek çoğu, sinifin geri kalanını onların
seviyesine taşıyamadığı için konuyu sınıfta işlenmeye
başlamadan önce öğrenmiş bu öğrencileri görmezden
gelmek zorunda kalan öğretmenler ve kendilerine hitap
etmeyen öğrenme ortamları yüzünden konsantrasyon
problemler yaşıyor. Ayrıca onların arkadaş edinme
ve birlikte çalışma gibi konularda desteğe ihtiyaç
duymayacaklarına inanılması; üstün zekalıları derinden
etkiliyor, motivasyonlarını düşürüyor, böylece onları
potansiyellerinin altında bir hayat yaşamak zorunda
bırakıyor.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisinin üstün
zekalı çocukların potansiyellerinin altında kalma
sebeplerinden biri olduğu söylenemez?
A) Grup içinde rekabet etmekte zorluk yaşamaları
B) Gruba uyamamak sebebiyle arka planda kalmaları
C) Beklenenden daha fazla ön bilgiye sahip olmaları
D) Öğrenme ihtiyaçlarının altında okul koşullarında
bulunmaları
E) Sosyal etkileşim konusunda yardımdan yoksun
olmaları
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
28. 300'den fazla üstün zekâlı çocuğun 13 ila 38 yaşları arasında izlendiği bir araştırma; bu çocukların yarısının bugün önemli pozisyonlarda çalıştığını, iyi koşullarda yaşadığını ve hayatından memnun olduğunu gösteriyor. Peki diğerleri? Pek çoğu, sinifin geri kalanını onların seviyesine taşıyamadığı için konuyu sınıfta işlenmeye başlamadan önce öğrenmiş bu öğrencileri görmezden gelmek zorunda kalan öğretmenler ve kendilerine hitap etmeyen öğrenme ortamları yüzünden konsantrasyon problemler yaşıyor. Ayrıca onların arkadaş edinme ve birlikte çalışma gibi konularda desteğe ihtiyaç duymayacaklarına inanılması; üstün zekalıları derinden etkiliyor, motivasyonlarını düşürüyor, böylece onları potansiyellerinin altında bir hayat yaşamak zorunda bırakıyor. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisinin üstün zekalı çocukların potansiyellerinin altında kalma sebeplerinden biri olduğu söylenemez? A) Grup içinde rekabet etmekte zorluk yaşamaları B) Gruba uyamamak sebebiyle arka planda kalmaları C) Beklenenden daha fazla ön bilgiye sahip olmaları D) Öğrenme ihtiyaçlarının altında okul koşullarında bulunmaları E) Sosyal etkileşim konusunda yardımdan yoksun olmaları
Dikey
Geçiş
Sınavı
47. Düş gücü, sağlam bir kafanın işaretidir. Birinin düş
gücü sınırlıysa onun düşünme, yaratma, sonuç çi-
karma gücü de sınırlı demektir. Dünyadaki bütün
büyük işleri yapanlar, büyük sanatçılar, komutan-
lar, devlet adamları yani büyük düşleri olan insan-
lardır. Düşleri olmayanlar, bilgelikten de nasibini
alamamışlardır. Bunlar her sözden, her davranış-
tan alındıkları gibi, tutkularına tutsak olmaktan da
kurtulamazlar.
Bu parçada özellikle aşağıdakilerin hangisi
üzerinde durulmuştur?
A) Düşlerini gerçeğe dönüştürebilenlerin mutlu ol-
duğu
B) Hayalle gerçeği birbirinden ayıramayanların so-
runlar yaşadığı
C) Büyük işlerin ancak düş gücüne dayalı olarak
yapılabileceği
D) Düşleri olmayanların sorunlu insanlar olduğu
E) Bilgili insanların geniş bir hayal dünyasına da
sahip olduğu
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
Dikey Geçiş Sınavı 47. Düş gücü, sağlam bir kafanın işaretidir. Birinin düş gücü sınırlıysa onun düşünme, yaratma, sonuç çi- karma gücü de sınırlı demektir. Dünyadaki bütün büyük işleri yapanlar, büyük sanatçılar, komutan- lar, devlet adamları yani büyük düşleri olan insan- lardır. Düşleri olmayanlar, bilgelikten de nasibini alamamışlardır. Bunlar her sözden, her davranış- tan alındıkları gibi, tutkularına tutsak olmaktan da kurtulamazlar. Bu parçada özellikle aşağıdakilerin hangisi üzerinde durulmuştur? A) Düşlerini gerçeğe dönüştürebilenlerin mutlu ol- duğu B) Hayalle gerçeği birbirinden ayıramayanların so- runlar yaşadığı C) Büyük işlerin ancak düş gücüne dayalı olarak yapılabileceği D) Düşleri olmayanların sorunlu insanlar olduğu E) Bilgili insanların geniş bir hayal dünyasına da sahip olduğu
Beslenme alışkanlığı çocukluk çağında edinilir ve yerleşen
alışkanlığın ileriki dönemlerde değiştirilmesi zordur. Küçük
yaşta meyve yeme alışkanlığı kazanmamış, sadece meyve
suyu tüketmiş bir çocuk, büyüdüğünde meyve yemeyi
reddedecektir. Çocukluğundan itibaren düzensiz yemek
yiyen, yemek saatleri belli olmayan birinin de üç öğün
düzenli ve sağlıklı yemek yemesi beklenemez. Ailelerin,
çocuklarına verebilecekleri en güzel hediye, onlara doğru
beslenme alışkanlıkları kazandırmaktır.
Böyle diyen bir kişinin;
1. Ağaç yaşken eğilir.
H. İnsan büyüdükçe eğitimi güçleşir.
III. Sütle giren huy canla çıkar.
Yaşlı insanlar kuru bir ağaç gibidirler, eğilmezler.
sözlerinden hangisini veya hangilerini söylemesi bek-
lenemez?
A) Yalnız III
B) Lve TV
C) Yalnız IV
Dve l
E) Yalnız I
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
Beslenme alışkanlığı çocukluk çağında edinilir ve yerleşen alışkanlığın ileriki dönemlerde değiştirilmesi zordur. Küçük yaşta meyve yeme alışkanlığı kazanmamış, sadece meyve suyu tüketmiş bir çocuk, büyüdüğünde meyve yemeyi reddedecektir. Çocukluğundan itibaren düzensiz yemek yiyen, yemek saatleri belli olmayan birinin de üç öğün düzenli ve sağlıklı yemek yemesi beklenemez. Ailelerin, çocuklarına verebilecekleri en güzel hediye, onlara doğru beslenme alışkanlıkları kazandırmaktır. Böyle diyen bir kişinin; 1. Ağaç yaşken eğilir. H. İnsan büyüdükçe eğitimi güçleşir. III. Sütle giren huy canla çıkar. Yaşlı insanlar kuru bir ağaç gibidirler, eğilmezler. sözlerinden hangisini veya hangilerini söylemesi bek- lenemez? A) Yalnız III B) Lve TV C) Yalnız IV Dve l E) Yalnız I
Bir Hisli Yürek Mehmet Akif Ersoy adlı kitabında
Mustafa Özçelik, İstiklal Marşı'nı ve Çanakkale Şe-
hitlerine'yi çıkardık mı zihnimizde geriye ne kalıyor
Mehmet Akif hakkında, diye soruyor. Yazar, Akif'in
portresinin bu sınırlı tanımlamaların dışında oldu-
ğunu, onu anlamak ve değerlendirmek konusunda
İstiklal Marşı'nın aslında sonuç olduğundan bahse-
diyor ve ekliyor: "O marşın gerisinde yaşadığı za-
manın bütün dakikalarını bir inanç ve ideal uğruna
harcayan, milletiyle zihin ve gönül beraberliği kuran,
zor günlerinde onlara ışık olan sanatçının, sorumlu
bir aydının, inanmış bir şairin, kelimenin tam anla-
mıyla bir fikir ve aksiyon adamının portresi vardır."
Kitap boyunca Mehmet Akif'in fikir dünyası ve onu
aksiyon adamı yapan özellikler; yaşadığı devir, ye-
tiştiği çevre, şahsiyeti, edebî hayatı, seyahatleri,
şiir ve dil anlayışından geçerek vefatına kadar ele
alınıyor. Bu eserle, Türkiye'nin tarihini genel olarak
şairler taşımıştır, sözü bir kez de Mehmet Akif'le
doğrulanmış oluyor. Bundan da öte Akif'in, hayatı
ve şiiri arasında mesafe yoktur, deme ihtiyacı doğu-
yor.
39. Bu parçada Mehmet Akif Ersoy ile ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) İstiklal Marşı ve Çanakkale Şehitlerine şairi ol-
másının dışında diğer yönlerinin pek bilinmediği
B) İstiklal Marşı'nın, Mehmet Akif'in fikir ve aksiyon
adamı kimliğini yansıttığı
C) Milletine karşı düşünce ve duygu bütünlüğü için-
de olduğu
D) Eserlerinin tarihi süreçleri yansıtan tutanak ola-
rak değerlendirilebileceği
E) Toplumu bilgilendirmeyi ve yönlendirmeyi ken-
dine görev edindiği
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
Bir Hisli Yürek Mehmet Akif Ersoy adlı kitabında Mustafa Özçelik, İstiklal Marşı'nı ve Çanakkale Şe- hitlerine'yi çıkardık mı zihnimizde geriye ne kalıyor Mehmet Akif hakkında, diye soruyor. Yazar, Akif'in portresinin bu sınırlı tanımlamaların dışında oldu- ğunu, onu anlamak ve değerlendirmek konusunda İstiklal Marşı'nın aslında sonuç olduğundan bahse- diyor ve ekliyor: "O marşın gerisinde yaşadığı za- manın bütün dakikalarını bir inanç ve ideal uğruna harcayan, milletiyle zihin ve gönül beraberliği kuran, zor günlerinde onlara ışık olan sanatçının, sorumlu bir aydının, inanmış bir şairin, kelimenin tam anla- mıyla bir fikir ve aksiyon adamının portresi vardır." Kitap boyunca Mehmet Akif'in fikir dünyası ve onu aksiyon adamı yapan özellikler; yaşadığı devir, ye- tiştiği çevre, şahsiyeti, edebî hayatı, seyahatleri, şiir ve dil anlayışından geçerek vefatına kadar ele alınıyor. Bu eserle, Türkiye'nin tarihini genel olarak şairler taşımıştır, sözü bir kez de Mehmet Akif'le doğrulanmış oluyor. Bundan da öte Akif'in, hayatı ve şiiri arasında mesafe yoktur, deme ihtiyacı doğu- yor. 39. Bu parçada Mehmet Akif Ersoy ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) İstiklal Marşı ve Çanakkale Şehitlerine şairi ol- másının dışında diğer yönlerinin pek bilinmediği B) İstiklal Marşı'nın, Mehmet Akif'in fikir ve aksiyon adamı kimliğini yansıttığı C) Milletine karşı düşünce ve duygu bütünlüğü için- de olduğu D) Eserlerinin tarihi süreçleri yansıtan tutanak ola- rak değerlendirilebileceği E) Toplumu bilgilendirmeyi ve yönlendirmeyi ken- dine görev edindiği
17. Çocuklarınız, sizin çocuklarınız değildir. Onlar, ha-
yatın kendine olan özleminin oğulları ve kızlarıdır.
Onlar sizin aracılığınızla oldular ama sizle beraber
olsalar da size ait değillerdir. Onlara sevginizi
verebilirsiniz ancak düşüncelerinizi veremezsiniz
çünkü onların kendi düşünceleri olacaktır. Onların
bedenleri için bir yuva sunabilirsiniz ama ruhlau
için bunu yapamazsınız. Çünkü onların ruhları,
yarının evini mesken tutmuştur, bunlar sizin rüya-
larınızda bile ziyaret edemeyeceğiniz evlerdir.
(a
Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı
aşağıdakilerin hangisidir?
belgimeniyo illor
id A) Anne ve babalar çocuklarıyla olabildiğince faz-
hinila vakit geçirip onları anlamaya çalışmalıdırlar.
B) Çocuklar her zaman kendi çağlarının ötesinde
bir düşünce yapısına sahip olurlar.
C) Anne ve babalar ne kadar çok isteseler de
çocuklarının yaşamlarına ve hayat görüşlerine
hükmedemezler.
V
D) Her çocuk az da olsa anne ve babasından
özellikler barindir ve bunu hayatına tatbik
etmeye çalışır.erved nipilte pibepmi
Bütün zamanlar kendi ruhuyla var olur ve bu
varoluş her zaman kendi özelliklerini taşıyan
nesiller yaratır. sunhas ebmipid nuboy
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
17. Çocuklarınız, sizin çocuklarınız değildir. Onlar, ha- yatın kendine olan özleminin oğulları ve kızlarıdır. Onlar sizin aracılığınızla oldular ama sizle beraber olsalar da size ait değillerdir. Onlara sevginizi verebilirsiniz ancak düşüncelerinizi veremezsiniz çünkü onların kendi düşünceleri olacaktır. Onların bedenleri için bir yuva sunabilirsiniz ama ruhlau için bunu yapamazsınız. Çünkü onların ruhları, yarının evini mesken tutmuştur, bunlar sizin rüya- larınızda bile ziyaret edemeyeceğiniz evlerdir. (a Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağıdakilerin hangisidir? belgimeniyo illor id A) Anne ve babalar çocuklarıyla olabildiğince faz- hinila vakit geçirip onları anlamaya çalışmalıdırlar. B) Çocuklar her zaman kendi çağlarının ötesinde bir düşünce yapısına sahip olurlar. C) Anne ve babalar ne kadar çok isteseler de çocuklarının yaşamlarına ve hayat görüşlerine hükmedemezler. V D) Her çocuk az da olsa anne ve babasından özellikler barindir ve bunu hayatına tatbik etmeye çalışır.erved nipilte pibepmi Bütün zamanlar kendi ruhuyla var olur ve bu varoluş her zaman kendi özelliklerini taşıyan nesiller yaratır. sunhas ebmipid nuboy