Paragrafta Konu-Ana Düşünce Soruları

Y A R G 1 A AYINE Y 6. Yılda 23 trilyondan fazla plastik poset kullanılan New York Eyaleti'nde plastik poşet kullanımının tamamen yasaklan- masıyla birlikte 5 cent karşılığı kese kä ğıdı satılıp müşterilerin kendi poşetlerini getirmeleri teşvik edildi. Bu cümleden kesin olarak çıkarılabile cek yargı aşağıdakilerden hangisidir? Plastik poşet kullanımının yasaklan- masıyla kese kağıdı kullanımında ar- tış olmuştur. B) New York, dünyada plastik poşet kul- lanımında üst sıralardadır. C) Plastik poşet kullanımının yasaklan- ması, çevreye olumlu katkı sağlamış tır. D) New York'ta yaşayanların kese kağıdı alması zorunlu hale gelmiştir. E) Kese kağıdı için uygun bir bedel belir lenmiştir.

8. "Küçük bir öksüz çocuğu evlat edinen anne, çocuğunu anao- kuluna getirir. Küçük çocuk, orada diğer çocukların alay etme- siyle öksüz olduğunu öğrenir. Annesi akşam onu almaya geldi- ğinde gözleri dolu dolu sorar: "Anne, öksüz ne demek?" Annesi pırlanta niteliği taşıyan sözleriyle cevaplar: "Diğer çocuklar gibi annenin karnında değil, kalbinde büyümüşsün demektir kızım." Bu cümlesiyle ahlakın övdüğü iyi ve özverili olma, alçak gönül- lülük, yiğitlik, doğruluk vb. niteliklerin de tohumunu atmış olur. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada anlatılmak istenen düşünceyle örtüşmektedir? A) İnsan olmanın erdemini hatırlatan duyguları annemizin sözleri içimize işler. B) Anneler, çocuklarının kusurlarını örtmek için daima başka- larıyla mücadele eder. C) Çocuklar, yetişkinler yanlarındayken de zorbalığa maruz kalabilmektedir. D) Hayat boyu öğrendiklerimizin tamamını annelerimiz daha önce tecrübe etmiştir. E) Mutlu ve başarılı bir gelecek, sağlıklı bir ortamda yetiştiril- meye bağlıdır.

TYT/Türkçe 1. Norveç'te bulunan Svalbard Tohum Deposu, doğal afet nucunda her şeyin yok olması ihtimaline karşilik, dünyanın her yanından getirilen 250 milyon adet tohuma sahip bir on lem alanıdır. II. Kuzey Kutbu'na 1300 km mesafede bulunan deponun bura da bulunma nedeni, topraklarının donmuş olmasından ötü- rü tohumların korunmasını sağlamaktır. Aşağıdakilerden hangisi bu iki cümlede ifade edilenlerin doğru bir şekilde birleştirilmiş halidir? A) 250 milyon tohuma sahip olan Svalbard Tohum Deposu'nun Norveç'te bulunma nedeni, buradaki toprakların donmuş ol- masıdır. B) Çeşitli sebeplerle dünyanın farklı yerlerinden Svalbard To- hum Deposu'na getirilen 250 milyon tohumun saklanma ne- deni, olası bir doğal afet sonucunda var olan tüm canlıların yok olmasını önlemek ve dünyayı yeniden kurmaktır. Içindeki tohumların korunması amacıyla Norveç'te, Kuzey Kutbu'na 1300 km uzaklıktaki donmuş topraklarda bulunan Svalbard Tohum Deposu, doğal afet sonucunda her şeyin yok olma ihtimaline karşın, dünyanın dört bir tarafından ge- tirilen 250 milyon tohuma ev sahipliği yapan bir önlem ala- nıdır. D) Kuzey Kutbu'na 1300 km uzaklıkta olan, olası bir doğal afet sonucunda dünyayı yeniden var etmek için birçok farklı böl- geden getirilen tohumlara ev sahipliği yapan Svalbard To- hum Deposu, önlem amaçlı inşa edilen bir yapıdır. E) Svalbard Tohum Deposu'nun Kuzey Kutbu'na yakın olması- nin sebebi, tohumlanın korunması için soğuk bir havaya ih- tiyaç duymasıdır. 6. www.netlerikatla.com

Tasvirde başarılı olmak, gözlemlerin sağlam olmasına bağlıdır. Gözlemlerle elde edilen bilgiler, okurun gözü önünde canlandırılabilmelidir. Tasvir yapılırken dil sade ve herkesin anlayabileceği tarzda olmalıdır. Ayrıca mübalağalı anlatımlardan kaçınılmalıdır. Okura gereksiz ve sıkıcı bilgiler verilmemelidir. Tasvirde anlatılanlar mutlaka bir sıraya konmalıdır. Önce genel özellikler, sonra ayrıntılar ele alınmalıdır. Öyle bir tasvir yapılmalıdır ki anlatılan yeri hiç görmemiş bir kişi bile tasvir paragrafını okuduğunda orayı gezmiş gibi olmalıdır. 37. Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz edilmektedir? A) Tasvir etmenin diğer anlatım biçimleriyle ilişkisi B) Tasvirde ustalaşmış yazarlar C) Öyküleyici metinlerde tasvirin yeri D) Başarılı bir tasvir için uygulanması gerekenler Tasvir metinlerini okuma yöntemleri

A A Deneme -1 Sert pullu olan ve ekonomik değeri de olan bu balık türü Akdeniz ve Atlantik kıyılarında görülür. Ergin bireylerin yaklaşık 30-40 cm'ye ulaştığı çütre balıklarının rengi morumsu mavi zemin üzerinde alacalı renklerden mey- dana gelir. Yumurtalarını bırakmak için çok özel bir çukur açan bu balıklar kuvvetli dişleri ve çeneleriyle dalgıçlar için tehlike oluşturabilir. Melanur Balıkları Melanur balıkları Akdeniz'in insana yaklaşmayı çok seven, zaman zaman yara kabuklarını koparmak için yüzücüleri rahatsız eden yerleşik türlerinden. İnsanlar elinden beslenmeye alışan melanurlar dalgıçların ve yüzücülerin etrafını büyük sürüler hâlinde sarmalar. Bu parçalarda söz edilen balık türlerinin ortak özel- liği aşağıdakilerden hangisidir? A) İnsanlarla etkileşimleri B) Görüldükleri yerler C) Beslendikleri yiyecekler D) Fiziksel özellikleri E) Yetişkinlikteki boyutları 20. Çütre Balığı

00 TÜRKÇE 33. 33-34. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap- layınız. Eski bakkallarımız bugün artık tarih oldu. Her ailenin sürekli alışveriş yaptığı, en azından günlük ekmeğini aldığı belli bir bakkalı vardı. Hatta sadece ekmek sa- tan bakkallar vardı. İhtiyacımız olan her şey o gizemli duvarların arasındaydı. Çocukluğumuzda bakkala gi- rince âdeta bugünkü bir alışveriş merkezindeymiş gibi olurduk. Bakkal tezgâhının önündeki sade ama ilgi çe- kici cam vitrinlerde teneke kutularda bisküvi ve gofret- ler, lolipop benzeri horoz şekerleri, leblebi tozları, çeşit çeşit çikolatalar ile kocaman kavanozlarda sergilenen türlü türlü şekerlemeler bizi karşılardı. Biz onlara iç çekerek bakardık, ailemizin nadiren verebildiği ya da bayramlarda el öperek biriktirdiğimiz harçlıklarla ala- bileceğimiz her şey vardı bu dükkânlarda. O zamanlar neredeyse çoğu şey açık satılırdı. Açık zeytinyağı, gaz lambasında kullanılan gaz yağı bile bakkalda satılır- dı. Gaz yağı, soba tutuşturmak ve gaz lambasını yak- mak için her eve lazımdı. Hatta çoğu aile gaz yağlı sobalar kullanırdı. Bizim de gaz yağlı sobamız vardı. Gaz yağı dolu büyük variller; dükkânın dışında veya uzak köşesinde bulunur, su çeşmesi gibi musluğun altına küçük bir kap dururdu. Özel hunisiyle ölçülerek gelen müşterilere istedikleri kadar verilir. Gaz yağı, tutumlu çocukluğumuzun parfümüydü âdeta. Büyük tenekelerdeki zeytinyağı da bunun gibi hunilerle veri- lirdi. İhtiyacı kadar alırdı insanlar. Yokluktan mı yoksa varlığın değerini bilmekten mi kararınca yaşanırdı ha- yat, bakkallar sayesinde. Açık yoğurdu bakraçla satar gram gram kaselere koyardı bakkal amca. O yıllarda hayatımızı da gram gram yaşardık. Çoğu müşteri ka- sesini de kendi getirirdi. Aynı fileli torbalarını getirdik- leri gibi. Şimdilerde plastik poşetlere inat çevreci ruhla- rin önceden beri yaşadığının ve bakkallarda ne güzel yaşatıldığının eseri. Her şeyi bulabildiğimiz bakkalları bugün artık hiç bulamıyoruz. AYINLARI 34. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Eski yıllardaki bakkalların artık günümüzde bulun- madığı B) Çocukluk yıllarında insanların daha kanaatkâr ol- duğu C) Bakkallarda istedikleri her şeyin bulunabildiği D Ekmek satan bakkallarda diğer ürünlerin olmadığı E) Alinan hargliklar kadar alışveriş yapıldığı

6. Sağlam ve derin şiir, Serenad'ın ozanı Ahmet Muhip Dira- nas'ın sanatında başta gelen ilkedir. Dıranas, doğaya ve fizik ötesine sonsuzluk düşüncesini de katarak şiirimize yeni boyutlar kazandırmış seçkin bir ozanımızdır. O, şiiri- ni belli kalıplara dökmese içi rahat etmeyecekmiş gibi bir tedirginliği hep korudu. Dıranas için biçimde kusursuzluk, vazgeçilmez bir tutku oldu. Dıranas, şiirde sağlamlığı biçimde aradı; bu tutumundan hiç vazgeçmedi. Bu parçada, Ahmet Muhip Dıranas'la ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır? A) En sevilen şiiri Serenad'dır. B) İlkelerinden ödün vermeyen bir kişidir. C) Şiirimizi konu yönünden zenginleştirmiştir. D) Şiirlerinde farklı biçimler denemiştir. E) Şiirinde, anlam derinliği ve biçim kusursuzluğu vardır.

aurum- i ortaya cek en dan da mekte - kaç- ir ve yan ay- me mış 4.5G şiiri kullanarak dış dünyaya anlatır. IV. Insanların algılama ve sezişi birbirinden farklıdır. yargılarından hangileri çıkarılabilir? A) I ve II B) II ve III C) II ve IV D) I, II ve III E) I, II ve IV 32. Psikolog George Miller, 1956 yılında, 7 rakamının zihinde bilgi tutarken ya da gazete okurken anahtar sayı olduğunu iddia etti. Miller'e göre ortalama bir insanın, kısa süreli hafızasında geri çağrılabilen öge sayısı (bellek genişliği) 7 ± 2'dir. Bu; ögeler, rakamlar veya kelimeler olabileceği gibi, birbiriyle ilişkili bir grup bilgi de olabilir. Örneğin; 34007145320121071 sayısı rakam rakam ezberlenmeye çalışılırsa çalışan bellek kapasitesi aşılır. Bunun yerine sayı, 4 grup olarak ayrılıp ezberlenirse bu bilgi çalışan bellekte işlenebilir. Miller Kanunu'na göre kısa süreli ha- fızaya 7 ± 2 kuralını aşacak şekilde bilgi yüklenmeye çalışılırsa kapasite aşılır ve insan beyni hata yapmaya başlar. Aynı şekilde bir satış stratejisi olarak satıcı, müşterilere ürün hakkında fazla miktarda bilgi vermeye başlayınca aşılan kapasite nedeniyle bir süre sonra yeni bilgiler belleğe alınmamaya başlar. Bu süreçte en fazla tekrarlanan ve vurgulanan sözcük, örneğin "avantajlı, ucuz" gibi kelimeler akılda kalan tek kelime olur ve müşteriyi ürünü alması gerektiği konusunda daha fazla motive eder. Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağıdaki- lerden hangisidir? A) İnsan beyni bilgiyi belleğe alırken belirli sayıda işlem yapar ve kimi zaman gruplama yaparak kalıcılığı sağlar. B) Birbiriyle ilişkili bilgi önce gruplanır ve daha sonra bir bütün olarak ele alınırsa işlem basamaklarında hata yapılması engellenir. C) Çalışan belleğin daha etkin kullanılmasını sağlamak ve kapasitesini arttırmak tamamen bilinç dışı bir şekilde ger- çekleşmektedir. D) Ortalama bir insanın belleğinde tutabileceği nesnelerin sayısı 5 ila 9'dur, dolayısıyla gruplama yöntemiyle belleğin kapasitesinin artması ve bilginin işlenmesi sağlanabilir. E) Kişiye fazla sayıda bilgi vermeye başlanırsa bir süre sonra bellek kapasitesi aşılır ve yeni emirler bilinçaltına gitmeye başlar. Diğer Sayfaya Geçiniz 11:19 EMATIK D 14 15 6 8 9 G 10 A 11 A 12 (A) 13 16 17 (A) 8 (A) B

30. Konusuyla, şahıs kadrosu ve mekânıyla, toplumun, ede- biyat sanatçısının zihnindeki estetik kırılmasıyla oluşan edebî eser; toplumsal bir yansıma olarak karşımıza çıkar. Aşağıdakilerden hangisi bu cümlede ortaya konan düşünceye uzak düşmektedir? A) Toplumun yansıması olan edebiyat, sosyoloji için kaynak oluşturan bir alandır. syano B) Bir roman, hikâye kahramanı ya da şiire konu edilen kişi, yazarının belleğindeki toplumsal birikimlerin izle- rini taşır. C) Kurgusal ürünler; günlük yaşamın, sıradan insanla- rin, sosyal olayların yansıtıcılarıdır. D) Toplum üzerinde etkisi bulunan edebî eserler aracılı- ğıyla edebiyat, toplumsal değişimlerde rol oynar. E) Edebî eserler, yaratıcısının bakış açısından ortaya konmuş toplumsal bir olguya dayanır.

23. Dili bilirseniz, şiiri severseniz, içselleştirebilmişseniz olur. O şair olup çıkmanız gerekir. Şiir yazmak gibi bir sırdır bu da. Hayatınız çevirinize sinmezse sonuç gerektiğince başarılı olamaz. Pek çok şiir çevirmeni bunun ne demek olduğunu bile bilmez. Sanır ki sözcüklerin karşılığı birbiri ardınca sıralanırsa çeviri yapılmış olur. Böyle olsaydı bütün bir dünya şiiri, milyarlarca dize, örneğin on yıl içinde bir dilden başka bir dile çevrilirdi. Oysa kimi kez tek bir dizeyi bile on yıl emek verip de çeviremeyebilirsiniz. D Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı yoktur? A) Çevirmenin yaşantısının çevirdiği şiir üzerinde etkisi var mı? B) Sözcükleri motamot çevirmek iyi bir çeviri için yeterli midir? C) Şiir çevirisinde o şiirin şairiyle özdeşleşmek gerekli midir? D) Şiir çevirisi yaparken özellikle hangi noktalarda zorlanıyorsunuz E) Şiir çevirmeni ile çevirdiği şiir arasında duygusal bir bağ oluşmalı mı? 2

da vardır. C) Gitar türlerini birblinden ayıran en önemli özellik gi. tarın hangi maddeden yapıldığıdır. en D) Klasik gitarlar çelik telleri sebebiyle ses şiddeti yüksek olan gitar türüdür. E) Gitar tellerinin niteliği, sesin gücünü ve temizliğini etkiler. Bazen bir şarkı veya şarkının bir bölümü aklınıza takılır kalır ve bunun hangi şarkı olduğunu bir türlü hatırlaya- mazsınız. Bir şarkının veya bir film repliğinin sadece bir parçasını düşündüğünüzde beyniniz -anılarınızın ara- sinda- bu bilgi parçacığını eşleştireceği bir olay dizini arayıp doğru bilgiye ulaşmaya çalışır. Büyük ihtimalle beyniniz en sonunda bu parçacığı bulacak ve aklınıza takılan o şarkıyı hatırlayacaksınız. Ama eğer "aklınıza takılıp kalmış olması" sizi rahatsız ediyorsa ve o anlık takintidan kurtulmak istiyorsanız beyninize uğraşması için başka bir "sıra" verin. Söz gelimi başka bir şarkıyı düşünün veya söylemeye çalışın. Muhtemelen beyniniz "dağınık hafıza kalabalığı" içinde sizin yönlendirmenizle biraz daha kısa sürede sonuca ulaşacaktır. Bu parçaya göre beynin hatırlama süreciyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Beyinde bir bilgi mevcutsa o bilgi ancak değiştirile- rek hatırlanır. B) Beyin birbiriyle alakalı bilgileri ilişkilendirerek doğru bilgiye erişmeye çalışır. C) Kişinin yönlendirmesi olmadan doğru bilgiye ulaş- mak olanaksızdır. D) Kişiyi huzursuz eden unutulmuş bilgilerin hatırlan- ması daha zordur. E) Unutulmuş bilgilerin hatırlanması için gösterilen ça- banin hatırlamaya etkisi yoktur. Diğer Sayfaya Geçiniz. 24. X B 26.

Apote TAM 6. I. Pitt-Rivers, eski zamanlardan kalma çeşitli insan ürünü nesnelerle karşılaştıkça bu nesneler üze- rinde çalışmak ve daha sonra onları sergilemek için yapılacak en iyi şeyin bir sınıflandırma girişi mi olacağına karar verdi. II. Yaptığı araştırmalar sonucunda, ateşli silah ta sarımında çok daha güçlü ve kusursuz tüfeklerir icat edilmesine yol açan, köklü ve yenilikçi bir de- ğişimin yaşanmış olduğunun farkına vardı. III. Tarih öncesi eşyaları toplayarak bir koleksiyon oluşturmaya ve yapılan kazılar sırasında Britanya adaları ve Kuzey Avrupa'da ortaya çıkarılan ihî eserleri ve eşyaları inceleyerek bu değişimin izini sürmeye başladı. IV. 1852 yılında İngiliz ordusu için yeni uzun namlulu tüfeklerin denenmesi ve bir kullanma kılavuzu- nun hazırlanmasıyla görevlendirilen Pitt-Rivers, böylelikle ateşli silahların tarihine ilgi duymaya başladı. V. Söz konusu nesneleri doğum yerlerine göre coğ- rafi olarak sınıflandırmak mı gerekiyordu, yoksa daha tatminkâr bir sınıflandırma sistemi söz ko- nusu olabilir miydi? hangisi yer değiştir. meli? A) I ile II B) I ile IV C) II ile III D) II ile V E) III ile IV MLÜ CEK KOPAR

a'yı etkisi altına çarpıcı bir şe- 27 ir? Iniz III A A A 15. Otuz beş seneye yaklaşan bir zamandır, çeşitli mecra- larda yazıp çiziyorum. Binli rakamlarla ifade edebilece- ğimiz sayıda, irili ufaklı metin demek bu. Zaman zaman yayın dünyasının profesyonellik normlarını zorlayacak kadar kişisel bir dünyadan yazıyorum. Bunu seviyorum, böyle olmasını istiyorum. Bu kadar kişisel ifadeler kur- mama rağmen kendime ilişkin ve yazılarıma konu olma- yan bir yığın şey kalıyor geriye sadece beni ilgilendirdiği için Kendimi çok önemli bulduğumdan değil, herkese ait almayan meseleleri ortaya koyarak insanları kendimle meşgul etmemek için yapıyorum bunu. Bu parçada yazar aşağıdakilerden hangisini vurgu- Jamaktadır? A) Kendisini, hakkında yazı yazmaya değer biri olarak gördüğünü B) Yazılarında sadece kendisini ilgilendiren konulardan bahsettiğini c) Bazı konularda yazı yazmak için kendini yeterli gör- mediğini D) Okurlarıyla kesiştiğini düşündüğü bireysel konuları yazdığını E) Bireysel konulara, meslektaşlarına kıyasla daha fazla yer verdiğini 5. (1) Ohan Asena'nın Yalan adlı hatta birkaç saatte (11) Oyun, üç hi cinin

A TÜRKÇE Aşağıdaki parçalardan hangisi "Matematik yap mak doğuştan sahip olunan bir yetenek mi, yoksa sonradan geliştirilebilir mi?" sorusuna cevap ver- mektedir? Ülkemizde özellikle yapılandırmacı yaklaşımın benimsenmesiyle birlikte, her öğrencinin öğren- me hızının ve öğrenme stillerinin farklı olabile- ceği, öğrencilerin farklı zekâ alanlarına sahip ol- duğu ve farklı yollarla öğrendikleri anlayışı kabul görmüştür. Son yıllarda özellikle TIMSS ve PISA gibi ulus- lararası araştırmalardaki öğrenci başarısına yö- nelik sonuçlar birçok ülkede hayal kırıklığı yarat- mıştır. Başarısızlığın önemli sebeplerinden biri olarak öğretmen adaylarının hizmet öncesi ve öğretmenlerin hizmet içi eğitimi pek çok tartış- manın gündemini oluşturmuştur. Çünkü başarılı öğrenciler yetiştirmenin önemli bir ön koşulu iyi yetişmiş nitelikli öğretmenlerdir. C) Okullarımızda matematik öğretiminin yapılma- sında, öğretim programlarının çizdiği çerçeve ve belirlediği hedefler göz önüne alınmaktadır. Matematik öğretim programlarının öğrencilerde geliştirmeyi hedeflediği matematiksel beceri ve yeterlilikler matematiksel modelleme, matema- tiksel düşünme, problem çözme ve matematik- sel süreç becerileridir. D) Öğretmenlerin eğitimsel inançları onların sınıf içi öğretim uygulamalarını etkilemekte ve yönlen- dirmektedir. Eğitimcilerin, öğretmenlerin mate- matiksel yetenek hakkındaki kanaatleri bilmeleri önem arz etmektedir. Türkiye'de öğretmenlerin, özel olarak, matematiksel yetenek hakkındaki görüşlerini belirlemeye yönelik sınırlı sayıda nitel çalışmanın bulunduğu görülmektedir. Matematik öğretmenleri öğrencilerin matematik başarısını etkileyen en önemli faktörlerin başın- da öğrencilerin dersi iyi dinlemelerinin yanı sıra öğretmen yeterlilikleri, uygulanan öğretim strate- jileri ve teknikleri, anne-babanın eğitim düzeyi, disiplinli çalışma, okulun fiziksel olanakları, sos- yo-ekonomik düzey ve matematiksel yetenek ol- duğunu belirtmişlerdir.

18. ****, Oradaki yemeklersize fazlaca cesur gelebilik Kedi, köpek, kurbağa, porsuk ve daha niceleri... Bu durum sadece lezzet tutkusundan kaynaklanmıyor. Özellikle Kuzey Vietnam, ABD'yle savaş sonrasında uzunca bir süre büyük bir kıtlık yaşamış. 2000'li yıllarm başına kadar Vietnamlı çocukların çte biri açlık sınırındaymış Kitlikta hayatta kalma tecrübesi, onları bütün kaynakları sonuna kadar kullanmaya mecbur etmiş. Bununla birlikte Vietnam'ı 1850 yılında işgal eden ve 100 yil burada kalan Fransızların da Vietnam mutfağına ekmek ve kahve gibi katkılar yaptığı söyleniyor. Bu parçanın başına aşağıdakilerden hangisi getirilmelian? A) Beslenme alışkanlıklarımızdan bazıları yabancılara çok enteresan gelmektedir B) Dünyanın pek çok ülkesini dolaştım ama Çin'de gördüklerimi başka yerde göremedim P Vietnam'da neredeyse her hayvan, her taze sebze ve denizden ne çıkarsa yeniyor D) Savaşlar en çok çocukların beslenmesini olumsuz biçimde etkilemektedir E) Kimse tadı pek de hoş olmayan canlıları severek yemez, insanlar buna mecbur kalır.

Bu testte sırasıyla Türk Dili ve Edebiyatı (1-22), Tarih-1 (23-32), Coğraf 1. 3. Sc sa SC Ō Kendini gerçekleştirme süreci her birey için farklıdır. Bazısı anne olarak kendini gerçekleştirirken bazısı da yazarlık yaparak kendini gerçekleştirebilir. Kendini ger- çekleştiren kişi; insan varoluşunun zirvesine ulaşmış. olabileceği her şeyi olmuş kişidir. - - - -. Vücudumuzun minerallere ve vitaminlere ihtiyaç duyması gibi zihnimiz de gelişime ihtiyaç duyar. Bir kişinin en temel ihtiyaç- larını gidermesi o kişinin kendini mutlu hissetmesi için yeterli olmayabilir. Mutluluğa giden yol kişinin temel ih- tiyaçlarının karşılanmasının yanı sıra insanın yetenek, bilgi ve beceri itibarıyla da kendini tam olarak ortaya koymasından geçer. Kendini gerçekleştirmek varılacak bir durak değil ömür boyu devam eden ve gelişen bir süreçtir. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Artık yapması gereken her şeyi yapmış olduğu için en mutlu insan odur B) Unutmamak gerekir ki insanın zihinsel ve ruhsal ge- lişimi lüks değil ihtiyaçtır C) Ama süreç işlemeye devam ettiği için isteme eylemi asla son bulmaz insan ruhunu besleyen bu durum herkeste aynı şe- kilde görülmeyebilir Bu noktaya ulaşan kişinin ihtiyaçları bitti demek, yan- liş olur RT Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü 2022 • le