Paragrafta Konu-Ana Düşünce Soruları

TYTTÜRKÇE TESTI 39.-40. sorulaaridaki parçaya göre cevaplayiniz. Sir Valery'ye lar gibi, gayesinin bir oyunudur ve bütün oyun Sindak fark, buradadir. Nesrin alakası, ona göre, daima kendisihin haricindedir. Halbuki şiirinki, daima kendisin yalnız kendinde bulur. Düzyazıyla ara- dalidir. Böyle bir sanatta fikrin yeri nedir? Herhalde ona ilk safhada yer gösterilemez. Fikir şirde, bir meyvenin gida hassasi gibi gizli bulunmalidir. Meyve yiyen adam şüphesiz ki bir gıda almış olur. Fakat bunu gida halinde değil, lezzet halinde air. Böyle bir eserin deruni hayat- la, sanatkânın kalbinin veya ömrünün macerası ile hiç bir alakası yoktur. O, zekânın saf bir mahsulüdür. Onu arkasındaki insana bağlayan bütün bağlar kesilmiştir. Bununla birlikte eser vasitasiyla yazannı yahut yazar va- sitas ile eseri bulmak tecrübeleri ve bu yoldaki mesai boş ve lüzumsuz bir şeydir. Valery'ye gire sanat eseri belki yazanın hayatından bazı şeyler ifşa edebilir. Fakat sanatkânın bir dikkatsizlik veya zaaf árinin mahsulü olan bu hål de nihayet istemeden ortaya çıkmış bir ifşa dere- cesini geçmez. liham gibi bütün sanat bahislerimizde ga- yet kolaylıkla sarf ettiğimiz kavramlara gelince, bu köklü sanat anlayışında bunların yeri yoktur. Şairi, üzerinde bi- linmeyenin konuştuğu "bir ispritizma manasi'na veyahut herhangi bir ahizeye benzetenler bütün yücelik ve çaba- yi, nihayet değiştirilmesinde hiçbir sakınca olmayan bir i pasif kılavuzluk derecesine indiren böyle bir fikir na- sil kabul edilebilir ki? Sanattan anlaşilan mana ile taban tabana zittir. Iham fikri, ona göre, şu gülünç hükümleri içinde bulunduran bir yanlışlıktır: Hiçbir zahmete karşılık gelmeyen en fazla kiymeti kapsar. En kıymetli olan şey en zahmetsiz olandir. Ithami kabul etmek en az sorumlu olduğumuz şeyle en fazla iftihar etmektir. Bu nasıl kabul edilebilir ki küçük bir düzeltmeyle zeká, Tann'nin ölçü- süzce gönderdiğini siler, değiştirir. SERI DENEME-4 B Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisin ulaşılamaz? A) Bir sanat eseri yazarın hayatıyla alakalı hiçbir za simamalidir. B) Şiir, zeka ile icra edilen bir sands dalidir C) Sanatcinin düşünceleri sarth icinde gizli bir biçimde bulunmandir D) Sair, eserlerini oluştururken ilahi bir gücün var dan söz edemez. E) Şir, zorunlu bir ihtiyaç değil; bir zevk alma ürünüdür 40. Valery'nin şiir anlayışında benzetmelere ve mecazi söy leyişlere yer vardir. Buna göre aşağıdakilerden hangisi Valery'nin şiir an layışıyla örtüşmez? g A) Üstünde Kalbi atar ardinda birkaç mezarla çamın güvercinler gezen şu rahat damin B) Yarin dudağından getirilmiş birkaç Bir katre alevdirmiş karanfil, X CÖyle dalmışım ki bu akşa bu komsu aradaüstü, gözümde gökyüzü. Annemi ölmüş gördüm rüyamda Ağlayarak uyanışımı hatırlattı bana. E) Bir ergonun ahengi yayılmakta derinden Duyduysam da zevk almadim islav kederinden TYT SOSYAL BİLİML (1-8) 1. Bu testte sırasıyla, Tarih Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini yasal olarak almak zoru Coğrafya (5-10) Felsefe (21-25) e gli 25 soru varde Felsefe Din Küttürü 2. Cevaplannizi, cevap kağidinin Sosyal Bilmier Testi (TYT) pre 1. Osmani toplumunda devletin ask usun, hakim mie konumunda olan Müslüman Türklerdir. Geyimler ise Hristiyan ve Musevi gibi milletlerden oluymaktayd Müslüman olmayan topluluklar din esasine göre yöneti lirdi. Bu yönetim biçimine millet sistem denied Buna göre; 1. Millet sistemi dini aidiyete dayana 1. Farki etnik ve dini gruptaki kişilerin huzur içinde ya şamalan sağlanmıştır. III. Osmanlı'da mezhep seçimi yasaklanmpte durumlanından hangilerine neden olduğu savunula- maz? A) Yalnız I B) Yalniz II Yairuz D) Il ve Il E) ve • Olağanüstü hallerde toplanan verg Pazarlarda, 2. 5. D El Kü rin

ylem eski arına her a mış, iyorsa, usal bir r ve bu ının uma ve r birden 13 Türkçe 35-36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. "Muhteşem Gatsby" filmi Gatsby adında bir adamın etrafında gelişir. Gatsby genç yaşta evden kaçar ve kendince "hak ettiği, olması gereken" muhteşem hayatı yaşamak ister. Şatafatlı olmanın normal hatta olması gereken bir şey olarak topluma yansıtıldığı 1920'ler Amerika'sında, gösterişli olmayanın gerçekten görünmez olduğu bir ortam vardır. Wall Street'i birbirine katan ekonomik kriz halktan saklanmak istenir ve bunun için de Amerika'nın en büyük ve muhteşem imaji halkın imgeleminde oluşturulur. Binalar daha büyük, partiler daha büyük, yaşam daha büyüktür New York'ta. Amerikan rüyası akımı âdeta bir sis bulutu gibi insanların üzerine inmiştir. Görünürdeki tek yeşil ışık paradır. 35. Bu parçada "yaşamın daha büyük olması" sözü ile aşağıdakilerin hangisi anlatılmak istenmiştir? A Hayatın tüm gerçekliğiyle ortada olması B) Yaşamanın büyüklüğünün herkesçe fark edilmesi C)Yaşamın olduğundan daha görkemli gösterilmesi D) Hayatın gerçeklerinin gizlenmesi E) Hayallerin hayatın önüne geçmesi 36. Bu parçadan hareketle "gösteriş" ile ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Tüketim toplumuna geçiş dönemi olarak adlandırılan gösteriş döneminde insanlar artık tükettikleri kadar var olmaktadır. B) Insan davranışlarını bilinçli bir şekilde yapmakta ancak gösteriş için yaptığını asla kabul etmemektedir. C) Birey gösterişli ürün ve hizmetlerle belirli bir statüde olduğunu karşı tarafa aktarmakta hatta belli gruplara girerken bunu bir araç olarak görmektedir. D) Gösteriş davranışı insanlara kitle iletişim araçları ve reklam, pazarlama gibi fonksiyonlar ile empoze edilmektedir. E) Gösteriş hem bireysel hem toplumsal hem de siyasi bir kavram olarak bir ülkeyi etkisi altına alıp insanların hayata bakışını etkileyebilir. Diğer sayfaya geçiniz.

A A Türkçe 21. Doğrudan pazarlama; kitlesel iletişim araçları dışındaki +mecraları kullanarak hedef kitle ile marka arasında ilişki kuran, bağlılık yaratan, satın almaya teşvik eden, interaktif, somut, davetkâr, katılımcı ve sonuçları ölçülebilen pazarlama iletişimi faaliyetleri olarak tanımlanabilir. Doğrudan pazarlamada -özellikle son yıllarda- veri tabanına dayalı incelemeler aracılığıyla öne çıkan ürünlerin tüketici ile buluşturulması önem kazanmıştır. Ben bu sektörde çalışmaya başladığımda şimdiki kadar bilgi sahibi değildim. Ancak işi öğrendikçe genellikle kitlesel iletişim araçları dışındaki mecraları kullanarak ve hedef kitle ile marka arasında ilişki kuran bir sistem geliştirerek onları satın almaya teşvik ediyorum. I. Bir kişinin bilgisayarda sıklıkla ziyaret ettiği sayfaları izleyerek ona okuma tercihlerine yönelik kitaplarla ilgili satış teklifleri iletmek II. Bir sosyal medya kullanıcısına telefon algoritmasından hareketle kendisine fiziksel olarak yakın bulunan restoranların indirim kuponlarını göndermek III. Kişinin sipariş geçmişini analiz ederek kendisine yeme içme konusunda yeni kurulan bir uygulamayı indirip bura ilk defa kaydolanların sahip olacağı avantajlardan söz etmek Yukarıdakilerden hangileri bu sözleri söyleyen kişinin çalışma alanına girer? A) Yalnız I B) Yalnız II D) II ve III E) I, II ve III C) I ve II

A uzun anlatılmal (2006- 23. Bu sanatçımız kendisine söylenen: "Eline sağlık, resimlerin çok güzel olmuş." türünden basmaka- lıp sözlerin kendisine bir şey kazandırmayacağı- na inanır. Çünkü Bu cümlenin sonuna, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun olmaz? A) onun için önemli olan, yansıtmak istedikleri- nin anlaşılıp anlaşılmadığıdır Bo, yöneltilen eleştiriler doğrultusunda kendisi- ni geliştirecektir. O C) onun için sanat, insanları etkileme, belirli duygularla donatma işidir. D) o, yapıtın biçim ve içerik yönünden eleştiril- mesinden yanadır. E) o, eleştirinin işlevsel bir nitelik taşımasını ister. (2005-ÖSS) 26. Bir yazar şöyle de, onun yoğu Bu cümlede den hangisi A) Derinliği laşılabili B) Güçlü a rektirir. C) Bir düş de dur D) Sözü durm E) Kisal herk 62

17. Sağlık, şu anda hasta olmamanın çok ötesindedir. Bu cümlede anlatılmak istenen aşağıdakilerin hangisidir? A) Sağlıklı yaşamak herkesin isteğidir. B) Şu anda kendinizi hasta hissetmiyorsanız sağ- lıklısınız demektir. C) Sağlıklı olmak hasta olmamaktan başka bir şey değildir. D) Bugün hasta olmamamız sağlıklı bir insan oldu- ğumuzu göstermez. E) Sağlımızın kıymetini hastalanınca anlarız.

TÜRKÇE TESTİ 29. Halikarnas Balıkçısı, dönemin deniz savaşlarını ve Türk korsanlarının kahramanlık hikâyelerini ro- mantik ve coşkulu bir dille ele aldığı Uluç Reis ro- manında Barbaros Hayrettin Paşa ve Turgut Reis gibi önemli kişileri de anlatısının dışında bırakmaz. Bu durum, Uluç Ali'nin çocukluğu ve denizciliği öğrenme yılları ile başlayan tarihî romanın, belli noktalarda bir roman olmaktan çıkıp bir tarih kitabı biçiminde devam etmesine yol açar. Özellikle Uluç Ali'nin yetişkinlik yıllarında olay odaklı bir anlatım takip eden, tarihî kaynaklardan alıntılar yapan ve farklı tarih yorumlamalarını karşılaştırarak bir ta- rih kitabı hâlini alan eser, okuyacak hoş bir roman arayanlar için ideal bir kitap olmayabilir. Fakat aynı sebepler Uluç Reis'i; deniz, denizcilik tarihi ve Os- manlı'nın Akdeniz'de hüküm sürdüğü yılları daha yakından tanımak isteyenler için ideal bir eser hâli- ne getirir. Bu parçada Halikarnas Balıkçısı'nın Uluç Reis romanına yönelik asıl eleştiri aşağıdakilerden hangisidir? A) Tarihsel kişiliklerin, herhangi bir ekleme ya da çıkarma yapılmadan kaynaklardan aynen alın- ması Gerçekliği tartışılmayacak bilgilerin kurmaca türün sınırlarını zorlayacak oranda fazla yer tutması Edebî eserde bulunması gereken akıcılık ve sürükleyicilik gibi temel niteliklerden uzak ol- ması D) Kurguda bulunmaması gereken birtakım kişile- re, ana karakterleri bastıracak şekilde yer veril- mesi E) Uluç Ali'nin olgunluk döneminin gerektiği gibi işlenememesinden eserin yarım kalmış izleni- mi uyandırması

ore ce- piridir. Abdül- . 1885 yılın- ekle felakete samimi- neden in av- yalara aktıran gır ağır eüşünüş PS gelmiş ağıdakiler- kilerden TYT 2019 37 ve 38. soruları aşağıdaki parçaya göre ce- vaplayınız. Çaylar farklı farklıdır, yaşamlarımız da... Kimi bol şekerli çay içer kimi az şekerli kimi de çayı şekersiz tercih eder. Erzurumlular ise çayı "kıtlama" içer. Kıtlama çay; dikdört- gen şeklinde, uzun ancak özel makaslarla kesilebilen sert şekerlerle içilir. Sert kesme şekerlerden çok küçük bir parçayı avurduna sıkıştıran kişi, bu parçayı idareli kul- lanarak dört beş bardak çay içebilir. Çayı kıtlama içmek hem özel bir keyif verir hem de ekonomiktir. Şekerin pa- halı olduğu, hatta bazen hiç bulunmadığı yıllardan kalan bir alışkanlık olan kıtlama sınırlı imkânlarımızı sınırsız bir sürece yayma gayretine benziyor. Bu anlamda bazıları- mız hayatını kıtlama tarzında, bazılarımız bol şekerli ya- şıyor. Bol şekerli ama kısa bir ömür sürüp mutsuz olanlar da var, kıtlama ama uzun bir hayatı mutlu kılanlar da... 37. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşabilir? insan, hayatını uzun ve mutlu kılmak için elindeki im- Kanları verimli kullanmaya çalışmalıdır. Hayatın nasıl yaşanacağı, çoğu zaman insanın kendi tercihi olmaktan öte bir durumdur. C) Hangi koşullarda yaşarsa yaşasın insan, hayata yük- lediği anlamlarla geleceğine şekil verir. D) insanın sahip olduklarının farkına varması yaşam- dan alabileceği hazzın sınırlarını belirler. insan sorunlardan uzak durabildigi oranda hayattan keyif alabilme becerisini kazanır. 38. Bu parçada kıtlama çay ile ilgili aşağıdakilerden han- gisine değinilmemistir?

Roman geniş bir alandır, sarkmalara müsaittir; öykü dar alandır, oya gibi işlemek gerekir; şiir ise büyüteç altında, neredeyse kuyumcu terazisinde ölçüle biçile yazılan bir türdür, derlerdi eskiden. Belki hâlâ böyle düşünüp böyle söyleyenler vardır hatta ben bu cümle- leri birkaç defa kendi kulaklarımla duydum. Her defa- sında da hiçbir anlam veremedim, ağzım bir karış açık kaldı çünkü bu darlığı, genişliği nasıl ölçüyorlar bilmi- yorum. Yalnız şunu biliyorum; has romancılar, roman- larını öyle inşa eder ki bir tek cümle bile bazen sarkma yaratır. Roman, aklımıza estiği gibi at koşturacağımız geniş bir alan değildir elbette. Aklıma hemen Kundera geliyor, onun çevirmenlerle birkaç kelime üzerine na- sıl didiştiği malum. Romanın da, öykünün de şiirin de kendilerine özgü zorlukları vardır ve hepsi hassasiyet gerektirir çünkü biri diğerinden daha kolay değildir. 39. Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Sanatlı bir anlatım kullanma B) Gereksizmiş izlenimi oluşturması C) Kapalı bir anlama sahip olma D) Türe özgü özellik taşımama E) Kısa ve öz bir anlatıma kavuşma

TÜRKO TYT Temel Yeterlilik Testi 31. Zararlı bir alışkanlık yazıp bozmak, bir satır bozuk oldu mu hemen o yaprağı yırtmak, birkaç yaprak yırtınca da o defteri kaldınıp atmak... Bu alışkanlık, çocukla beraber büyür. Defterde, kalemde çocuk kadar küçük olan "yeni baştan usulü" yaş ilerledik- çe hayatın her dönemine geçmektedir. Bir şeyi yok etmeden düzeltmeye alışmak da lazım. Başlanan bir şeye devam etmek ve onu bitirmek, insan iradesinin başarısıdır. Bunun tersine biz, maymun iştahlılık de- riz. Bu parçada eleştirilen davranış aşağıdakilerden hangisidir? A) Düzenli ve tertipli olmamak B) Bir konuda iradeli ve istikrarlı olamamak C) Zararlı alışkanlıklardan kolay kurtulamamak D) Yazmaya yeteri kadar zaman ayıramamak E) Elde edilenden daha fazlasına sahip olmaya ça lışmak

13. Türküler, halk yaşamının çeşitli görünümlerini, kültürel değerlerini yansıtmalarının yanında, çeşitli doğal ve insanlığa dair olaylara karşı halkın tepkisini ortaya koyan ürünler olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle türkülerin başta halk bilimi, müzik, halk edebiyatı olmak üzere coğrafya ve sosyoloji gibi bilimlerin de çalışma konusunu oluşturabilecek disiplinler arası bir yapısı bulunmaktadır. Bundan dolayı türkülerdeki müzik coğrafyası, mekânı uyumlu sesler yardımıyla anlamaya çalışan, kültürel coğrafyanın bir alt dalı olarak gelişmeye başlamıştır. Türküler, ortaya çıktıkları coğrafi ortamın fiziki ve beşerî faktörlerinden etkilenir. Türkülerin bu yapısı dikkate alındığında, bir alandaki fiziki ve insana dair olaylar ile bunların kendi aralarındaki etkileşimini konu alan n coğrafya ile yakın bir bağlantısının bulunduğu ortaya çıkar. Öyle ki türküler; toplumsal gerçeklikler, tarihi olaylar, kişisel aşk öykülerinin yanında; coğrafi ortamın farklı özelliklerinden etkilenen, deneyim kazanan insanların sesli düşünmelerinden başka bir şey değildir. Sesler, görsel maddi kültürel unsurlar kadar mekânın anlaşılmasında önemli bir yere sahiptir. Müzik coğrafyasında ise sesler, mekânı tanımlama aracı olarak kullanılmaktadır. Bu parçadan yola çıkılarak aşağıdakilerden hangisine kesin olarak ulaşılabilir? A) Müzikle ilgili coğrafi çalışmaların geçmişi eski değildir. B) Türküler, içinden çıktığı toplumun, kültür ve coğrafya özelliklerini yansıtmaktadır. C) Farklı müzik türlerinin gelişimi ve yeni müzik türlerinin ortaya çıkışı, müzik coğrafyasını olumlu yönde etkilemiştir. D) Türkülerdeki derin anlamlar ancak hümanistik bir bakış açısıyla ortaya çıkarılabilir. E) Türküler, özellikle güzelleme türünde olanlar, söz ve ezgileri ile yerlilik duygusunu güçlendirmektedir. tonguç kampüs

28. Popüler kültür eleştirisi hayli zor bir iş. Işin zorluğu analiz konusunun kendine has özelliklerinden çok eleştiricinin konusuyla olan ilişkisinin epey prob- lemli olmasından kaynaklanıyor. Çünkü popüler soluduğumuz, içimize çektiğimiz hava kadar için- kültür, hemen burada, elimizin altında, neredeyse de olduğumuz bir şey. Popüler kültürle böylesine içli dışlı bir ilişki içinde olduğumuzu yok sayıp onu analiz konusu hâline getiremeyiz. Bu parçada popüler kültür eleştirisinde ön plana çıktığı savunulan zorluk aşağıdakilerden hangisidir? A) Henüz değerlendirilemeyecek kadar yeni ol- ması B) Örneklerinin birden fazla alanda görülüyor ol- ması C Geçmişte yapılanların güncelliğini hâlen ko- ruması Ayrıntılı bir üretim-tüketim analizi gerektirme- mesi Tarafsız kalmak için gereken mesafenin ALES

ni 1. gi J a 23. Gazeteci: Şairler yaşadığı hayattan beslenir, sözüne katılıyor musunuz? Şair: Yaşadıklarını duygu süzgecinden geçirdiği oranda katılıyorum. Gazeteci: Yani birebir gerçekliğin şairin işi olmadığını mi anlatmaya çalışıyorsunuz? Şair: Gördüğünü aktaran, yansıtan birinin sanatçılığı olamaz zaten. Sanat, görülende değil; görülmeyende gizlidir. Görüleni farklı biçimlere taşıyabilmek sanatçılık mayası gerektirir. Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki şa- irin sanat anlayısıvla örtüştüğü sövlenebilir? A) insanların yaşadığı hayatın sırlarını, gerçeğini sanat eserleri verir. Her sanat eserinde gerçek bir yaşam vardır ve sana- tın özünde de bu saklıdır. C) Sanatçı, herkesin gördüğünü farklı bir şekilde yo- rumlayarak sanat eserine taşır. D) Bir roman yazarı nasıl yaşadığı hayatı eserine yansı- tiyorsa bir ressam da gördüğü kadarını tuvaline yan- sıtır. E Her şair; yaşadığı toplumun havasını, kokusunu ve rengini şiirlerine aktarır,

3. Çocuğunuzla, çiftçinin yetiştirdiği ağaçla kurduğu ilişki gi- bi bir ilişki kurun. Çiftçi, ağacın özünün ne olduğunu bilir ve o öze saygısı vardır. Çiftçi, elma ağacını muz ağacı yap- maya çalışmaz; elma ağacının en çok meyve veren elma ağacı olması için ortam hazırlar. İşte çocuk yetiştirmedeki hassas nokta budur. Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki düşünceyi des- tekler niteliktedir? Anne babalara düşen en önemli görev, çocukların im- kânlarını maksimuma çıkararak değişen koşullara hız la ayak uydurmasını sağlamaktır. BY Eğitim her şeyi değiştirir, çocuktaki olmayan kabiliye ler ortaya çıkarılır ve çok yüksek seviyeye eriştirilir. Imkânları zorlamak, sınırların dışında hareket etmek h defe ulaşmanın en temel kuralıdır, çocuk yetiştirirke de bu kural geçerlidir. D Çocuğun yeteneğini gerçekçi olarak değerlendirmek onu yeteneği çerçevesinde teşvik etmek çok önemli- Toplumun gelecekteki sağlığı, çocukların zihinlerinin gönüllerinin nasıl geliştirildiğine bağlıdır.

Iç dünyasını altüst ederek gerçek hayatı kaçırmalarına neden olur. 26. Psikologlardan oluşan bir grup araştırmacı, genç yetişkinler- den oluşan 658 kişilik bir grupla, yaratıcı aktivitelerin kişinin duygusal durumu üzerindeki etkisini ölçtükleri on üç günlük bir çalışma yapmış. Deneyde katılımcılar her gün yaratıcı bir çalışmaya kaç saat ayırdıklarını ve yaşadıkları hem pozitif hem de negatif duygusal değişimleri bir deftere not ediyor. Araştırmacılar; mutluluk, keyif, heyecan ve şevk gibi duygu- lar için "pozitif tepki" terimini kullanıyor. On üç günün sonun- da, her gün yaratıcı bir çalışma yapan kişilerde, yaratıcılık ile kişinin kendisi ile ilgili algısının iyi yönde gelişmesi ara- sında pozitif bağıntı olduğu görülüyor. Araştırmaya göre sa- natsal bir ürün ortaya çıkarmak, gün boyu devam edecek "pozitif bir tepki"nin ana destekçilerinden biri. Bu parçada "yaratıcı aktivite" ile ilgili anlatılmak istenen aşağıdakilerin hangisidir? A) Kişinin olumlu duygularla gün içerisinde kendini daha iyi hissetmesine yardımcı olur. B) Birtakım psikolojik sorunların zaman içinde kendiliğinden düzelmesine zemin hazırlar. C) Günlük problemlerden uzaklaştırarak kişiyi sıkıntılı bir at- mosferde yaşamaktan korur. D) Sanat yoluyla kişiler arası ilişkilerde sorun kabul edilebi- lecek durumları ortadan kaldırır. E) sanda daha önce farkına varmadığı gizli yeteneklerin ortaya çıkmasının önünü açar. TÜRKÇE 10 2 B 00 D) E) S d

mesi gibi k sik asın katür meye gu gi ✔FEN BİLİMLERİ YAYINLARI 34. Sinema ile roman birbirine yakın değil. Böyle bir şey yok. Çünkü sinema görsel olarak insan ilişkilerini veya top- lumsal bir gerçekliği perdeye yansıtır. Eğer yönetmen iyiy- se bu, gerçekten layıkıyla yapılabilir. Fakat sinema, bir kişiyle sınırlı bir sanat olmadığından ve gösterimi için de hayli külfet gerektirdiğinden romanın sağlamlığını ve devamlılığını gösteremez. Harika filmler seyretmiş olabilir- siniz fakat bunların hepsini, okuduğunuz harika romanlar kadar iyi hatırlayamazsınız. Romanlardaki kahramanlar filmlerdekilerden daha uzun yaşıyor. Yani diyelim bir tip yaratılmış romanın birinde, o tipi sinemada bir aktör can- landırıyor, sizin yaratıcılığınıza fırsat vermeyen hazır bir tip olur artık o. Söz gelişi Sefiller'deki Jean Valjean karak- terini çeşitli yönetmenlerin seçtiği birçok insan oynamıştır. Ama benim kafamda hâlâ okuduğum romandaki Jean Val- jean var, filmdekiler değil çünkü -- Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıda- kilerden hangisi getirilebilir? A) sinema, teknolojinin en son verilerini kullanır BY okumanın sağladığı fayda tartışılmaz C) sinema, pek çok sanatın birleşimi olarak karşımıza çıkar D) film başka yerlere, roman başka yerlere taşır insanı E) romany okurken kafanda kalıcı bir tip yaratırsın, sine- mada bunu yapamazsın YKS / Temel Y₁ 36. 1. Eski Istar ikisi de sa II. Bu iki âde ve kapta yapılırdı. III. Buhur, Ar ki ağır ha cıyla kilise nen kalab IV. Yeni atana tanıderya törenlerde ikram edil buhurdan çıkan dum lardı. V. Buhur me lirdi. Bu parçanın değişikliklerin A) I ve II. cüm B) III. cümle p C) II ve III. cü D) IV. cümle, E) II. cümle, I

eis 22. Necatigil'in şiirinde önemli bir yer tutan "boşluk" duygu- su, aslında yabancılaşmış kent insanının anlam arayışı- nın yansımasıdır bana göre. "Ölüm", "kuyu" gibi izlekler de bu anlam arayışının imgesel karşılıklarıdır. Bu sebeple Necatigil'in şiiri, kentleşme ile birlikte biçimlenen kapi- talist yaşama biçiminin ürettiği yabancılaşmış bireyin şiiridir görüşündeyim. Yanlış anlaşılmasın, şairin kendisi yabancılaşmış değildir. Şiirlerinin öznesini oluşturan ha- yatların insanları yabancılaşmıştır, demek istiyorum. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir? A) Behçet Necatigil'in yabancılaşmış bireyin şiirini yaz- dığını düşünme gerekçeniz nedir? B) Behçet Necatigil'in şiirlerinin merkezinde nasıl bir an- layış yer etmiştir? C) Behçet Necatigil'in yabancılaşmaya bakışı, sizinkin- den farklı mıdır? D) Behçet Necatigil'in kapalı, düşünce temelli bir şiir an- layışı benimsediği görüşüne katılıyor musunuz? E) Behçet Necatigil'in imgeleri sizce tam karşılığını bulu- yor mu okurda?