Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu-Ana Düşünce Soruları

Doğadaki varlığının hayati olduğuna
E) Yapısını oluşturan maddelerin gizli olmadığına
33. Aşağıdaki örneklerden hangisi bu parçada anlatılan
yüzey gerilimi ilkesine örnek gösterilebilir?
A) Su yüzeyine düşen organik olmayan maddelerin
çözülmemesi
Gemilerin ulaşım ve taşımacılık amacıyla rahatlıkla
kullanılabilmesi
C) Balık dışındaki canlıların da sularda yaşama olanağı
bulması
D) Bitkilerin kökleri ile su çekerek ihtiyaçlarını
karşılayabilmesi
E) Tuzlu suda yüzmenin tatlı suda yüzmekten daha kolay
olması
PB01-SS.02TYT04
10
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
Doğadaki varlığının hayati olduğuna E) Yapısını oluşturan maddelerin gizli olmadığına 33. Aşağıdaki örneklerden hangisi bu parçada anlatılan yüzey gerilimi ilkesine örnek gösterilebilir? A) Su yüzeyine düşen organik olmayan maddelerin çözülmemesi Gemilerin ulaşım ve taşımacılık amacıyla rahatlıkla kullanılabilmesi C) Balık dışındaki canlıların da sularda yaşama olanağı bulması D) Bitkilerin kökleri ile su çekerek ihtiyaçlarını karşılayabilmesi E) Tuzlu suda yüzmenin tatlı suda yüzmekten daha kolay olması PB01-SS.02TYT04 10
rafından
dos ZIL
eğiti
Akdeniz Koruma Derneği, sadece Muğla'da yaşayan
Marmaris semenderinin yaşam alanlarının 50 yıl içinde
yüzde 62 daralabileceğini öngörüyor. Sebep, iklim deği-
şikliği. Çalışma, Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji
Bölümü ile gerçekleştirildi.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A Marmaris semenderinin belli bölgelerde yaşadığı
B) Üniversitelerle sivil toplum kuruluşlarının zaman za-
man iş birliği yaptığı
C) Canlıların yaşam alanlarının insan faktörü yüzün-
den azaldığı
DMuğla ikliminin canlılar için elverişsiz olduğu
E) Türlerin çeşitliliğiyle ilgili geleceğe dönük hesapla-
malar yapılabildiği
27.
L
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
rafından dos ZIL eğiti Akdeniz Koruma Derneği, sadece Muğla'da yaşayan Marmaris semenderinin yaşam alanlarının 50 yıl içinde yüzde 62 daralabileceğini öngörüyor. Sebep, iklim deği- şikliği. Çalışma, Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü ile gerçekleştirildi. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A Marmaris semenderinin belli bölgelerde yaşadığı B) Üniversitelerle sivil toplum kuruluşlarının zaman za- man iş birliği yaptığı C) Canlıların yaşam alanlarının insan faktörü yüzün- den azaldığı DMuğla ikliminin canlılar için elverişsiz olduğu E) Türlerin çeşitliliğiyle ilgili geleceğe dönük hesapla- malar yapılabildiği 27. L
13.
S 1
A
R
M
Bireyi birey yapan, onu diğerlerinden ayıran iradesidir. Bu
bağlamda hem Tanrı mutlak iradesiyle hem de insan gö-
reli iradesiyle kendi varlıklarını belirler ve gerçekleştirir.
İnsan kendi iradesiyle aklın gereklerini yerine getirebi-
leceği gibi, akla karşı bir eylem arayışına da yönelebilir.
Ahlaki olarak insan yaşamını ve kişinin kaderini belirleyen
şey, insanın sahip olduğu bu özgür iradedir. İnsan iyi ve
kötü davranışlarının gerçek öznesi ve sorumlusu olarak
karşımıza çıkar.
A
Bu parçada yanıtı aranan soru aşağıdakilerden hangi-
sidir?
A) İnsan eylemlerinde özgür müdür?
B) Evrensel ahlak yasası var mıdır?
C Ahlaki yasaların dayandığı temeller nelerdir?
D) Ahlaki eylemin amacı nedir?
E) Ahlak yasaları göreceli midir?
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
13. S 1 A R M Bireyi birey yapan, onu diğerlerinden ayıran iradesidir. Bu bağlamda hem Tanrı mutlak iradesiyle hem de insan gö- reli iradesiyle kendi varlıklarını belirler ve gerçekleştirir. İnsan kendi iradesiyle aklın gereklerini yerine getirebi- leceği gibi, akla karşı bir eylem arayışına da yönelebilir. Ahlaki olarak insan yaşamını ve kişinin kaderini belirleyen şey, insanın sahip olduğu bu özgür iradedir. İnsan iyi ve kötü davranışlarının gerçek öznesi ve sorumlusu olarak karşımıza çıkar. A Bu parçada yanıtı aranan soru aşağıdakilerden hangi- sidir? A) İnsan eylemlerinde özgür müdür? B) Evrensel ahlak yasası var mıdır? C Ahlaki yasaların dayandığı temeller nelerdir? D) Ahlaki eylemin amacı nedir? E) Ahlak yasaları göreceli midir?
Nitellkil Sayfa
28. Güzel şiir yazmanın mana, vezin, kafiye vb. gibi belirli
tekniği ve kalıpları olamaz. Bu mana, vezin, kafiye vb..
gibi şeylerle şiiri tarif etmek, işi kolaylaştırmak demektir.
Hâlbuki güzel şiiri vücuda getirmek böyle kolay bir iş
değildir. Biz şiirin ne olduğunu, şiiri nelerin bir araya
gelerek oluşturduğunu henüz bilmiyoruz ve bunun
güzelliği de şiirin meçhullüğündedir.
Bu parçanın yazarının aşağıdakilerden hangisini
söylemesi beklenmez?
A) Kafiye ve rediften yararlanmayan şiirin güzelliği ya-
kalaması mümkün değildir.
B) Şiirdeki bilinmez unsur ve durumlar şiirin güzelliğine
katkı sağlar.
C
Şiir sadece manadan ibaret değildir.
D)
Şiir yalnızca vezinli-vezinsiz gibi ayrımlar üzerinden
değerlendirilemez.
Yeni tarzda yazılan şiir yalnızca yeni ve vezinsiz ol-
duğu için güzel olamaz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
Nitellkil Sayfa 28. Güzel şiir yazmanın mana, vezin, kafiye vb. gibi belirli tekniği ve kalıpları olamaz. Bu mana, vezin, kafiye vb.. gibi şeylerle şiiri tarif etmek, işi kolaylaştırmak demektir. Hâlbuki güzel şiiri vücuda getirmek böyle kolay bir iş değildir. Biz şiirin ne olduğunu, şiiri nelerin bir araya gelerek oluşturduğunu henüz bilmiyoruz ve bunun güzelliği de şiirin meçhullüğündedir. Bu parçanın yazarının aşağıdakilerden hangisini söylemesi beklenmez? A) Kafiye ve rediften yararlanmayan şiirin güzelliği ya- kalaması mümkün değildir. B) Şiirdeki bilinmez unsur ve durumlar şiirin güzelliğine katkı sağlar. C Şiir sadece manadan ibaret değildir. D) Şiir yalnızca vezinli-vezinsiz gibi ayrımlar üzerinden değerlendirilemez. Yeni tarzda yazılan şiir yalnızca yeni ve vezinsiz ol- duğu için güzel olamaz.
38. Sevim Burak, Türk öykücülüğünün en aykırı
ve farklı seslerinden biridir. Mevcut, edebiyat
çevrelerinin hiçbirinde yer almamış, yeni bir
öykü dili ve evreni oluşturmaya çalışmıştır.
Bu anlamda fazlasıyla kişisel bir edebî serü-
ven yaşayan Burak'ı Türk öykü geleneğinde
herhangi bir akımla ilişkilendirmek zordur.
se Öykülerinde anlamı ve olay anlatımını tümüyle
reddedip dile ve biçime dayalı denemelerle
daha simgesel bir anlatımı benimsemiştir.
Öyküleri tümüyle örtük, hatta zaman zaman
ipt da şahsidir.
Bu parçadan hareketle Sevim Burak ile il-
gili aşağıdakilerin hangisi söylenemez?
A) Kendine has bir öykü dili ve anlayışı geliş-
tirdiğine
B) Anlatımında kapalılığı ve kişiselliği ön
planda tuttuğuna
Yazdığı edebî tür içinde çok önemli bir yer
edindiğine
D) Durum öyküsü tarzına yakın sayılabilecek
ürünler verdiğine
E) Edebiyat topluluklarına mesafeli durdu-
ğuna
Deneme Sınavı TYT
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
38. Sevim Burak, Türk öykücülüğünün en aykırı ve farklı seslerinden biridir. Mevcut, edebiyat çevrelerinin hiçbirinde yer almamış, yeni bir öykü dili ve evreni oluşturmaya çalışmıştır. Bu anlamda fazlasıyla kişisel bir edebî serü- ven yaşayan Burak'ı Türk öykü geleneğinde herhangi bir akımla ilişkilendirmek zordur. se Öykülerinde anlamı ve olay anlatımını tümüyle reddedip dile ve biçime dayalı denemelerle daha simgesel bir anlatımı benimsemiştir. Öyküleri tümüyle örtük, hatta zaman zaman ipt da şahsidir. Bu parçadan hareketle Sevim Burak ile il- gili aşağıdakilerin hangisi söylenemez? A) Kendine has bir öykü dili ve anlayışı geliş- tirdiğine B) Anlatımında kapalılığı ve kişiselliği ön planda tuttuğuna Yazdığı edebî tür içinde çok önemli bir yer edindiğine D) Durum öyküsü tarzına yakın sayılabilecek ürünler verdiğine E) Edebiyat topluluklarına mesafeli durdu- ğuna Deneme Sınavı TYT
A A A
TYT DENEME SINAVI
07
31. Aşağıdaki parçalardan hangisi "Yaşadığı çağın
ötesine uzanmak isteyen bir yazar, insanların içindeki
iyi yanları ortaya çıkarmayı bilmeli; oluşturduğu
karakterlerini ilk olarak iyi yanları üzerinden öne
çıkarmalıdır." düşüncesine uzak düşmektedir?
A) Hayat, daima mutlu süreçlerle devam etmez.
Insanlar, bazı koşullarda tanınmayacak kadar kötü
olabilir ve çevresindekilere de bunu yansıtabilir. Fakat
edebiyatın hedefi hayatın ya da insanın kötü yanlarını
öne çıkarmak olmamalıdır. Son dönemin güçlü
polisiye yazarlarından Tess Gerritsen'in eserlerine
baktığımızda insan kaynaklı kötülüğün yine insan
kaynaklı iyilik ve dürüstlükle nasıl bertaraf edildiğini
görebiliriz.
B) Insanların içindeki öz mutlak suretle iyilik barındırır.
Çevresel şartlar, zaman zaman insanları kötülük
yapmaya itse de asıl olan "iyi"dir. Edebiyat ile
uğraşan kişilerin de bu mutlaktan hareket etmesi
gerekmektedir. Edebiyatın malzemesi olan insanı
tüm yönleriyle ele almak risk doğurabilecek bir
tercihken yalnız iyi olanı anlatmak sanatçıyı sonraki
dönemlerde de okunur kılacaktır.
Sour
Dünya çapında en çok satan eserlerden biri olan
Küçük Prens'te yazar Antoine de Saint-Exupéry;
insanların kibrini, açgözlülüğünü, çıkarcılığını bizlere
çarpıcı bir biçimde sunmakta. Yazar, bu kavramların
temsilcileri olan kişilerin zıddı olsun diye âdeta
boşa kürek sallayan bir kurmaca çocuk üzerinden
öyküsünü anlatmakta. Okurlar ise bu küçük çocuğun
umutsuz çabasını kitap boyunca takip etmektedir.
D) Sanatta kalıcı olmak herkesin harcı değildir. Bir kere
örnek olabilmek gerekir kalıcılık için. Yani, sanatçı
eseriyle alıcıya örnek olacak içerikler sunmalıdır.
Örnek olacak olaylar ya da kişiler kurgulanırken de
eskilerin hep söylediği "Kötüden örnek olmaz." sözü,
sanatçı tarafından düstur edinilmelidir.
E) Edebiyat, gerçekçi olsun ya da olmasın, toplumsal
bir faaliyettir. Edebî eser, toplumun içinde doğar ve
toplumun içinde yaşar. Dolayısıyla edebiyatın ortaya
çıkış koşullarının kendisi sosyolojik bir konudur. Bu
noktada edebiyatın okuru doğru yönlendirme amacı
ortaya çıkar. Edebiyat bu odaktan hareketle daima iyi
ve güzel olanı yansıtmakla mükelleftir.
32. Kutnu
ve pa
farklı
dokum
alaca
iplikle
kuma
de p
kum
Ana
Osm
Har
her
gör
Bu
aş
A)
B
E
33.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
A A A TYT DENEME SINAVI 07 31. Aşağıdaki parçalardan hangisi "Yaşadığı çağın ötesine uzanmak isteyen bir yazar, insanların içindeki iyi yanları ortaya çıkarmayı bilmeli; oluşturduğu karakterlerini ilk olarak iyi yanları üzerinden öne çıkarmalıdır." düşüncesine uzak düşmektedir? A) Hayat, daima mutlu süreçlerle devam etmez. Insanlar, bazı koşullarda tanınmayacak kadar kötü olabilir ve çevresindekilere de bunu yansıtabilir. Fakat edebiyatın hedefi hayatın ya da insanın kötü yanlarını öne çıkarmak olmamalıdır. Son dönemin güçlü polisiye yazarlarından Tess Gerritsen'in eserlerine baktığımızda insan kaynaklı kötülüğün yine insan kaynaklı iyilik ve dürüstlükle nasıl bertaraf edildiğini görebiliriz. B) Insanların içindeki öz mutlak suretle iyilik barındırır. Çevresel şartlar, zaman zaman insanları kötülük yapmaya itse de asıl olan "iyi"dir. Edebiyat ile uğraşan kişilerin de bu mutlaktan hareket etmesi gerekmektedir. Edebiyatın malzemesi olan insanı tüm yönleriyle ele almak risk doğurabilecek bir tercihken yalnız iyi olanı anlatmak sanatçıyı sonraki dönemlerde de okunur kılacaktır. Sour Dünya çapında en çok satan eserlerden biri olan Küçük Prens'te yazar Antoine de Saint-Exupéry; insanların kibrini, açgözlülüğünü, çıkarcılığını bizlere çarpıcı bir biçimde sunmakta. Yazar, bu kavramların temsilcileri olan kişilerin zıddı olsun diye âdeta boşa kürek sallayan bir kurmaca çocuk üzerinden öyküsünü anlatmakta. Okurlar ise bu küçük çocuğun umutsuz çabasını kitap boyunca takip etmektedir. D) Sanatta kalıcı olmak herkesin harcı değildir. Bir kere örnek olabilmek gerekir kalıcılık için. Yani, sanatçı eseriyle alıcıya örnek olacak içerikler sunmalıdır. Örnek olacak olaylar ya da kişiler kurgulanırken de eskilerin hep söylediği "Kötüden örnek olmaz." sözü, sanatçı tarafından düstur edinilmelidir. E) Edebiyat, gerçekçi olsun ya da olmasın, toplumsal bir faaliyettir. Edebî eser, toplumun içinde doğar ve toplumun içinde yaşar. Dolayısıyla edebiyatın ortaya çıkış koşullarının kendisi sosyolojik bir konudur. Bu noktada edebiyatın okuru doğru yönlendirme amacı ortaya çıkar. Edebiyat bu odaktan hareketle daima iyi ve güzel olanı yansıtmakla mükelleftir. 32. Kutnu ve pa farklı dokum alaca iplikle kuma de p kum Ana Osm Har her gör Bu aş A) B E 33.
adece
arak
diği
ek
zde
D
a
ir
A
IT KANGURU
32. Aşağıdaki parçalardan hangisi "Bir kitap, yazarın
iletmeye çalıştığı kimi mesajların hatırına mı yazılır?"
sorusuna cevap vermektedir?
A) Her kitap, yeni okuyucularla yeni anlamlar ve
yorumlar kazanır. Okuyucu sayısı ve çeşitliliği
arttıkça kitabın gizli yanları ortaya çıkar. Bu durum
da kitabın değerinin anlaşılmasını sağlar ve kitabın
değerlendirilmesinde ölçüt olarak kullanılabilir.
BY Yazarın ne anlattığından çok, bir şeyi nasıl anlattığı
önemlidir. Konunun özüne varılabilmesi okurun,
yazarın anlattıklarını kolayca sindirebilmesi için
onun anlaşılır bir dille yazılması gerekir. Yazarın
okuru için yapması veya okuruna ulaşması için
gerekli en önemli ayrıntı bunda saklıdır.
C) Pek çok farklı kitap yazılmış olsa da aslında
içerikleri benzerdir. Bir elma düşünün içindeki
çekirdekler farklı yerlerde bulunsalar dahi hepsi
birbirine benzemektedir. Bütün içerisinde var olan
muhtevalar uzunluk veya kısalık bakımından farklı
özellikler taşıyabilir ama özleri aynıdır.
Kitaplar, yaşama dair faydalı bilgiler içerdiği
oranda değerlidir. İnsanlara yol gösteren,
karşılaştıkları sorunları çözmede yardımcı olan
eserler, insanların başucu kitabıdır. Çünkü onlar,
insanların yanından eksik etmek istemeyecekleri
bir dosttur.
Her kitabın bir yerinde gömülü beş altı faydalı söz
vardır, metnin geri kalanı aslında onları
söyleyebilmek için yazılır. Süslemek,
detaylandırmak kitabın hacmini arttırmak için
kullanılır. Her türlü söylem, bunu oluşturmada bir
araç olarak görülür.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
adece arak diği ek zde D a ir A IT KANGURU 32. Aşağıdaki parçalardan hangisi "Bir kitap, yazarın iletmeye çalıştığı kimi mesajların hatırına mı yazılır?" sorusuna cevap vermektedir? A) Her kitap, yeni okuyucularla yeni anlamlar ve yorumlar kazanır. Okuyucu sayısı ve çeşitliliği arttıkça kitabın gizli yanları ortaya çıkar. Bu durum da kitabın değerinin anlaşılmasını sağlar ve kitabın değerlendirilmesinde ölçüt olarak kullanılabilir. BY Yazarın ne anlattığından çok, bir şeyi nasıl anlattığı önemlidir. Konunun özüne varılabilmesi okurun, yazarın anlattıklarını kolayca sindirebilmesi için onun anlaşılır bir dille yazılması gerekir. Yazarın okuru için yapması veya okuruna ulaşması için gerekli en önemli ayrıntı bunda saklıdır. C) Pek çok farklı kitap yazılmış olsa da aslında içerikleri benzerdir. Bir elma düşünün içindeki çekirdekler farklı yerlerde bulunsalar dahi hepsi birbirine benzemektedir. Bütün içerisinde var olan muhtevalar uzunluk veya kısalık bakımından farklı özellikler taşıyabilir ama özleri aynıdır. Kitaplar, yaşama dair faydalı bilgiler içerdiği oranda değerlidir. İnsanlara yol gösteren, karşılaştıkları sorunları çözmede yardımcı olan eserler, insanların başucu kitabıdır. Çünkü onlar, insanların yanından eksik etmek istemeyecekleri bir dosttur. Her kitabın bir yerinde gömülü beş altı faydalı söz vardır, metnin geri kalanı aslında onları söyleyebilmek için yazılır. Süslemek, detaylandırmak kitabın hacmini arttırmak için kullanılır. Her türlü söylem, bunu oluşturmada bir araç olarak görülür.
1. Islık dili; halkın kendi arasında uzlaştığı ezgisel,
ritimsel ve belirgin bazı seslerin birleşiminden olu-
şan kalıplara sahiptir.
II.
Islık dili bazı yerlerde kısmen görülmekte, bazı
yerlerde ise küçük-büyük, kadın-erkek herkes tara-
fından başvurulan bir anlaşma aracı olmaktadır.
Yukarıda II numaralı cümleyle ilgili olarak aşağıdakiler-
den hangisi söylenebilir?
A) 1. cümlede ifade edilen konunun her toplumda farklı bir
özellik kazandığından söz edilmektedir.
B) I. cümlede anlatılan durumun birbirine zıt açıdan yakla-
şılan konular olduğu anlatılmaktadır.
C) I. cümledeki olgunun kullanım sıklığının bölgelere göre
değişkenlik gösterdiği açıklanmaktadır.
(3
D) I. cümlede değinilen düşüncenin kişilerde görülme durum-
ları örneklendirilmektedir.
E) I. cümlede bahsedilen konuyu destekleyen ve pekişti-
ren ifadelere yer verilmektedir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
1. Islık dili; halkın kendi arasında uzlaştığı ezgisel, ritimsel ve belirgin bazı seslerin birleşiminden olu- şan kalıplara sahiptir. II. Islık dili bazı yerlerde kısmen görülmekte, bazı yerlerde ise küçük-büyük, kadın-erkek herkes tara- fından başvurulan bir anlaşma aracı olmaktadır. Yukarıda II numaralı cümleyle ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisi söylenebilir? A) 1. cümlede ifade edilen konunun her toplumda farklı bir özellik kazandığından söz edilmektedir. B) I. cümlede anlatılan durumun birbirine zıt açıdan yakla- şılan konular olduğu anlatılmaktadır. C) I. cümledeki olgunun kullanım sıklığının bölgelere göre değişkenlik gösterdiği açıklanmaktadır. (3 D) I. cümlede değinilen düşüncenin kişilerde görülme durum- ları örneklendirilmektedir. E) I. cümlede bahsedilen konuyu destekleyen ve pekişti- ren ifadelere yer verilmektedir.
1495 2 FX CASTELL
TYT Deneme Sınavı
Türkçe amp
33. Son yıllarda teknoloji alanındaki gelişmeler nedeniyle genellikle kalemle değil klavye ile yazı yazmaya başladık. Alış-
veriş listelerini ve hatırlatma notlarını telefonumuzdaki uygulamalarda tutuyor, dersler sırasında notlarımızı dizüstü
bilgisayarlarımıza ya da tabletlerimize kaydediyoruz. Hatta bazı ülkeler okullarda el yazısı kullanılması zorunluluğunu
kaldırıp öğrencilerin klavyeyle yazı yazma yeteneklerinin geliştirilmesine odaklanmayı düşünüyor. Finlandiya bu düşün-
ceyi hayata geçirmeye karar veren ilk ülke.
Buna göre
1. Ancak yapılan araştırmalar öğrenme sürecinde elle yazı yazmanın klavyeyle yazmaya kıyasla daha etkili olduğu-
nu gösteriyor. Aslında elle yazı yazmak klavyeyle yazmaya kıyasla daha zor ve yavaş bir süreç. Bu nedenle din-
lediğimiz şeyi klavyede neredeyse kelimesi kelimesine yazıya dökebilirken elle yazdığımızda bilişsel bir süzgeç-
ten geçirip önemli kısımları yazıyoruz. Bu durum elle yazmanın en önemli avantajlarından biri çünkü bilginin yazı-
ya geçirilmeden önce beyinde işlenmesini gerektiriyor. Bu da elle kâğıda aktarılan bilgilerin hafızada daha kalıcı
olmasını sağlıyor.
II. k daktilo modeli, 1868 yılında Christopher L. Sholes adlı gazeteci tarafından icat edilmiştir. Ancak bazı sorun-
lar vardı. Üzerinde harflerin bulunduğu çubuklar kâğıdın üstüne çarptıktan sonra yerlerine yer çekiminin etkisiy-
le yavaşça dönüyorlardı. Shole bu sorunu çubukların hızla yerlerine dönmesini sağlayacak bir yay kullanmak ye-
rine sık kullanılan harfleri klavye üzerinde uzak yerlere koyarak sıkışma probleminin önüne geçecek bir yerleşim
üreterek çözdü. İşte bugün klavyelerimizde bulunan harfleri 3 satıra dağıtan QWERTY yerleşimi bu şekilde orta-
ya çıktı. Bu çözüm daktilo kullanıcılarını oldukça yavaşlatmasına rağmen sıkışma problemini büyük ölçüde gide-
riyordu.
III. El yazısı ile yazmanın tek avantajı sadece duyduklarımızı yorumlamayı ve özetlemeyi teşvik etmesi değil. Elle yaz-
mak ile klavyede yazmak arasında, beyindeki etkileri açısından belirgin farklılıklar var. Elle yazı yazmak bilişsel
ve motor becerilerin birlikte kullanıldığı bir eylem. Klavyeyle yazı yazmaktan farklı olarak bu süreçte belli bir gra-
fik şekli olan harflerin düzgün şekilde yazılması gerekiyor. Algılama ve uygulama süreçlerini bir araya getiren bu
durum beyinde güçlü nörolojik bağlantılar kurulmasını sağlıyor. Dolayısıyla elle yazılan bilgiler beyinde daha kalı-
cı oluyor.
metinlerinden hangileri yukarıdaki parçayla ilgili değildir?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
C) Yalnız III
D) I ve II
E) II ve III
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
1495 2 FX CASTELL TYT Deneme Sınavı Türkçe amp 33. Son yıllarda teknoloji alanındaki gelişmeler nedeniyle genellikle kalemle değil klavye ile yazı yazmaya başladık. Alış- veriş listelerini ve hatırlatma notlarını telefonumuzdaki uygulamalarda tutuyor, dersler sırasında notlarımızı dizüstü bilgisayarlarımıza ya da tabletlerimize kaydediyoruz. Hatta bazı ülkeler okullarda el yazısı kullanılması zorunluluğunu kaldırıp öğrencilerin klavyeyle yazı yazma yeteneklerinin geliştirilmesine odaklanmayı düşünüyor. Finlandiya bu düşün- ceyi hayata geçirmeye karar veren ilk ülke. Buna göre 1. Ancak yapılan araştırmalar öğrenme sürecinde elle yazı yazmanın klavyeyle yazmaya kıyasla daha etkili olduğu- nu gösteriyor. Aslında elle yazı yazmak klavyeyle yazmaya kıyasla daha zor ve yavaş bir süreç. Bu nedenle din- lediğimiz şeyi klavyede neredeyse kelimesi kelimesine yazıya dökebilirken elle yazdığımızda bilişsel bir süzgeç- ten geçirip önemli kısımları yazıyoruz. Bu durum elle yazmanın en önemli avantajlarından biri çünkü bilginin yazı- ya geçirilmeden önce beyinde işlenmesini gerektiriyor. Bu da elle kâğıda aktarılan bilgilerin hafızada daha kalıcı olmasını sağlıyor. II. k daktilo modeli, 1868 yılında Christopher L. Sholes adlı gazeteci tarafından icat edilmiştir. Ancak bazı sorun- lar vardı. Üzerinde harflerin bulunduğu çubuklar kâğıdın üstüne çarptıktan sonra yerlerine yer çekiminin etkisiy- le yavaşça dönüyorlardı. Shole bu sorunu çubukların hızla yerlerine dönmesini sağlayacak bir yay kullanmak ye- rine sık kullanılan harfleri klavye üzerinde uzak yerlere koyarak sıkışma probleminin önüne geçecek bir yerleşim üreterek çözdü. İşte bugün klavyelerimizde bulunan harfleri 3 satıra dağıtan QWERTY yerleşimi bu şekilde orta- ya çıktı. Bu çözüm daktilo kullanıcılarını oldukça yavaşlatmasına rağmen sıkışma problemini büyük ölçüde gide- riyordu. III. El yazısı ile yazmanın tek avantajı sadece duyduklarımızı yorumlamayı ve özetlemeyi teşvik etmesi değil. Elle yaz- mak ile klavyede yazmak arasında, beyindeki etkileri açısından belirgin farklılıklar var. Elle yazı yazmak bilişsel ve motor becerilerin birlikte kullanıldığı bir eylem. Klavyeyle yazı yazmaktan farklı olarak bu süreçte belli bir gra- fik şekli olan harflerin düzgün şekilde yazılması gerekiyor. Algılama ve uygulama süreçlerini bir araya getiren bu durum beyinde güçlü nörolojik bağlantılar kurulmasını sağlıyor. Dolayısıyla elle yazılan bilgiler beyinde daha kalı- cı oluyor. metinlerinden hangileri yukarıdaki parçayla ilgili değildir? A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III
Hangi ülkeler tarandan finanse edildiğine
vadettigine
Gelecekle il
Kurulmasına imkan sağlayan şartların ne olduğuna
Şu an hangi aşamada bulunduğuna
27. Yillar ilerledikçe yılların sular seller gibi akıp gittigini his-
sederiz. Bu ay bütün sorumluluklarınızı bitireceğinizi dü
şünürken diğer ay gelip çatıyor, bu durum sonraki ay da
tekrar edebiliyor. Çocukken akrabalarınızın size ne kadar
çabuk büyüdüğünüzü söylemesini garipserken şimdi siz
aynısını çocuklar için söylüyorsunuz. Zamah geçsin, gün
bitsin ama hayat bitmesin diye düşünüyorsunuz. Çünkü
bir şeyleri unutmak ya da bir şeylere ulaşmak amacın-
dasınız. Rutin hayata devam ettiğiniz sürece yıllar sonra
zamanın nasıl geçtiğini anlayamayacaksınız.
1
$
1
$
1
Zaman ile ilgili böyle bir algıya sahip olan insanlar
için aşağıdaki dizelerden hangisi doğru bir örnek ol
maz?
1
A) Zaman bir hızdır ve yıldızdır akan
1
O
Esneyen günler ve gece üstünden
Ne içindeyim zamanın
Ne de büsbütün dışında
ayda akan su gibi, çölde esen yel gibi
işte bir günü daha kayboldu ömrümün
Kaynaşır birbirine gün olur zamanlar
Geçmiş, gelecek birleşir tek kesitte
E) Bir zafer müjdesi burda her isim
Sanki tek bir anda gün, saat, mevsim
1
1
1
1
1
recem
Bu di
B)
7
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
Hangi ülkeler tarandan finanse edildiğine vadettigine Gelecekle il Kurulmasına imkan sağlayan şartların ne olduğuna Şu an hangi aşamada bulunduğuna 27. Yillar ilerledikçe yılların sular seller gibi akıp gittigini his- sederiz. Bu ay bütün sorumluluklarınızı bitireceğinizi dü şünürken diğer ay gelip çatıyor, bu durum sonraki ay da tekrar edebiliyor. Çocukken akrabalarınızın size ne kadar çabuk büyüdüğünüzü söylemesini garipserken şimdi siz aynısını çocuklar için söylüyorsunuz. Zamah geçsin, gün bitsin ama hayat bitmesin diye düşünüyorsunuz. Çünkü bir şeyleri unutmak ya da bir şeylere ulaşmak amacın- dasınız. Rutin hayata devam ettiğiniz sürece yıllar sonra zamanın nasıl geçtiğini anlayamayacaksınız. 1 $ 1 $ 1 Zaman ile ilgili böyle bir algıya sahip olan insanlar için aşağıdaki dizelerden hangisi doğru bir örnek ol maz? 1 A) Zaman bir hızdır ve yıldızdır akan 1 O Esneyen günler ve gece üstünden Ne içindeyim zamanın Ne de büsbütün dışında ayda akan su gibi, çölde esen yel gibi işte bir günü daha kayboldu ömrümün Kaynaşır birbirine gün olur zamanlar Geçmiş, gelecek birleşir tek kesitte E) Bir zafer müjdesi burda her isim Sanki tek bir anda gün, saat, mevsim 1 1 1 1 1 recem Bu di B) 7
rapça-
stir. Bu
er bu-
a Mo-
zülme,
porta-
şında
Sırlıklı
dilleri
ve bi-
olarak
zma-
klasik
ir.
daki-
tır.
B
32. Prusya Kralı, köylüleri patatese alıştırmak ve bitkinin bol mik-
tarda tüketilmesini sağlamak istiyordu. Çünkü patates ona
göre hem ucuz hem de faydalı bir besindi fakat halk, o dó-
nemde patatesi bir türlü sevememiş üstelik yamru yumru şek-
lini bile tuhaf bulmuştu. Kral halkına patates yedirmek için ne
diller döktüyse de onları bir türlü ikna edemedi. İşini iyi bilen
bir devlet adamı olduğundan insanları zorlamanın da yararsız
olduğunun bilincindeydi. Sonunda çareyi buldu ve halkı büyük
bir iştahla patates tüketir hâle geldi. Nasıl mı? Kral önce boş
arazilere patates ektirdi ve başlarına da nöbetçi dikti. Patates
çalanlara ağır cezalar verileceğini ilan etti. Nöbetçiler, patates
çalanları görmezden geldi ve köylüler de çaldıklarını düşün-
dükleri patatesi evlerinde pişirmeye başladı. Böylece kral, psi-
kolojinin önemli bir kuralını uygulayarak halkın dikkatini çek-
meyi başarmıştı.
Bu parçada anlatılmak istenen psikoloji kuralı aşağıdaki-
lerden hangisi olabilir?
A) Çıtayı yüksek tut sonuçta ne kazanırsan kârdır, diyen zihni-
yeti savunma
B) Mahrum bırakma tehdidi ile istediği davranışı karşı tarafa
kabul ettirme
C) Karşısındakinin öz güven eksikliğinden yararlanıp kendisi-
ni önemli kılma
D) İlgiyi istendik yöne çekebilmek için sürekli yenilik peşinde
ve arayışında olma
E) Bir işi yapmaya koyulduğunda aşamaları sabırla ve sindire-
rek geçme
La Fontaine, fabllara biçimsel özelliklerin yanı sıra içerik ve
deple
mış-
anıl-
tir.
TOPRAK
ndır.
daki
ere-
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
rapça- stir. Bu er bu- a Mo- zülme, porta- şında Sırlıklı dilleri ve bi- olarak zma- klasik ir. daki- tır. B 32. Prusya Kralı, köylüleri patatese alıştırmak ve bitkinin bol mik- tarda tüketilmesini sağlamak istiyordu. Çünkü patates ona göre hem ucuz hem de faydalı bir besindi fakat halk, o dó- nemde patatesi bir türlü sevememiş üstelik yamru yumru şek- lini bile tuhaf bulmuştu. Kral halkına patates yedirmek için ne diller döktüyse de onları bir türlü ikna edemedi. İşini iyi bilen bir devlet adamı olduğundan insanları zorlamanın da yararsız olduğunun bilincindeydi. Sonunda çareyi buldu ve halkı büyük bir iştahla patates tüketir hâle geldi. Nasıl mı? Kral önce boş arazilere patates ektirdi ve başlarına da nöbetçi dikti. Patates çalanlara ağır cezalar verileceğini ilan etti. Nöbetçiler, patates çalanları görmezden geldi ve köylüler de çaldıklarını düşün- dükleri patatesi evlerinde pişirmeye başladı. Böylece kral, psi- kolojinin önemli bir kuralını uygulayarak halkın dikkatini çek- meyi başarmıştı. Bu parçada anlatılmak istenen psikoloji kuralı aşağıdaki- lerden hangisi olabilir? A) Çıtayı yüksek tut sonuçta ne kazanırsan kârdır, diyen zihni- yeti savunma B) Mahrum bırakma tehdidi ile istediği davranışı karşı tarafa kabul ettirme C) Karşısındakinin öz güven eksikliğinden yararlanıp kendisi- ni önemli kılma D) İlgiyi istendik yöne çekebilmek için sürekli yenilik peşinde ve arayışında olma E) Bir işi yapmaya koyulduğunda aşamaları sabırla ve sindire- rek geçme La Fontaine, fabllara biçimsel özelliklerin yanı sıra içerik ve deple mış- anıl- tir. TOPRAK ndır. daki ere-
Augustinus için inanç zorunludur, çünkü inanmayan anlama-
yacaktır. Yürekten inandığımız şeyi anlamak, inancımızın us-
sallığını görmek ödevimizdir. İnancın inandığı şeyi anlamak için
us gerekir, usun anladığı şeye inanmak için ise inanç gerekir.
Anlama sadece inancı haklılandırmak amacıyla inanç için ek
delil elde etmekten ibaret değildir, ancak anlamada inancın
temelleri ya da inanılan şeyin anlamı ya da her ikisi daha sağ-
lam hâle gelir.
Bu parçaya dayanarak, Augustinus ile ilgili olarak aşağıdaki-
lerden hangisi ileri sürülebilir?
A)
Akliinanmanın önüne koyduğu
B) İnanmayı aklın onaylanmasına bağladığı
C) inancı bilmenin temeline koyduğu
/c
D) inanmak için bilmeyi esas aldığı
İnanmayı akıl ile olanaklı gördüğü
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
Augustinus için inanç zorunludur, çünkü inanmayan anlama- yacaktır. Yürekten inandığımız şeyi anlamak, inancımızın us- sallığını görmek ödevimizdir. İnancın inandığı şeyi anlamak için us gerekir, usun anladığı şeye inanmak için ise inanç gerekir. Anlama sadece inancı haklılandırmak amacıyla inanç için ek delil elde etmekten ibaret değildir, ancak anlamada inancın temelleri ya da inanılan şeyin anlamı ya da her ikisi daha sağ- lam hâle gelir. Bu parçaya dayanarak, Augustinus ile ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisi ileri sürülebilir? A) Akliinanmanın önüne koyduğu B) İnanmayı aklın onaylanmasına bağladığı C) inancı bilmenin temeline koyduğu /c D) inanmak için bilmeyi esas aldığı İnanmayı akıl ile olanaklı gördüğü
ONU AĞIRLI
isberge
27. Daracık dünyamda insanlardan kopuk, manevi olarak çürü-
müş, yer altında kinimle baş başa nasıl boğuştuğumu anlat-
memak pek de hoş olmasa gerek. Üstelik romanların bir kah-
ramanı olur, bense bir kahramanın taşımaması gereken tüm
özellikleri taşıyorum. Bizim gibi insanları anlamanın en kolay
yolu budur. Bizler; yaşama yabancılaşmış, zorla yürüyen in-
sanlar olduğumuzdan dolayı bu yazdıklarım etkili olacaktır.
Üstelik gerçek hayata öylesine yabancılaşmışız ki adını bile
duymak istemeyiz. Bunda da o kadar ileri gideriz ki gerçek
hayatı ancak kitaplardan öğrenebileceğimize inanırız.
->>Bu parçanın yazarıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söy-
lenemez?
A) Yaşamın gerçekliğinden kaçmaktadır. +
B) Hayata dair umutlarını yitirmiştir.
18
-
Kendisiyle mücadele hâlindedir.
D) Yaşama yabancılaştığına inanmaktadır.
E) Kitap okuyarak kendini geliştirmektedir. +
APEGEM AKADEMİ
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
ONU AĞIRLI isberge 27. Daracık dünyamda insanlardan kopuk, manevi olarak çürü- müş, yer altında kinimle baş başa nasıl boğuştuğumu anlat- memak pek de hoş olmasa gerek. Üstelik romanların bir kah- ramanı olur, bense bir kahramanın taşımaması gereken tüm özellikleri taşıyorum. Bizim gibi insanları anlamanın en kolay yolu budur. Bizler; yaşama yabancılaşmış, zorla yürüyen in- sanlar olduğumuzdan dolayı bu yazdıklarım etkili olacaktır. Üstelik gerçek hayata öylesine yabancılaşmışız ki adını bile duymak istemeyiz. Bunda da o kadar ileri gideriz ki gerçek hayatı ancak kitaplardan öğrenebileceğimize inanırız. ->>Bu parçanın yazarıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söy- lenemez? A) Yaşamın gerçekliğinden kaçmaktadır. + B) Hayata dair umutlarını yitirmiştir. 18 - Kendisiyle mücadele hâlindedir. D) Yaşama yabancılaştığına inanmaktadır. E) Kitap okuyarak kendini geliştirmektedir. + APEGEM AKADEMİ
2022-TYT/Türkçe
34. Muhabir:
Yazar:
-Bildiğiniz gibi çocuk edebiyatı uzun zamandır dünyada
farklı bir noktaya geldi. Bu kitaplar artık sadece çocuklar
için değil, her yaş grubu için tercih ediliyor. Bu tür kitapları
satın alan çocuksuz yetişkin okuyucular var artık. Bu da
ortaya konulan kitapların dil ve grafik açısından kaliteli ol-
duğu anlamına geliyor.
Muhabir:
(11)----
Yazar:
-Şiir kitapları, ucu açık metinler olduğu için çizmekten en
çok keyif aldığım metinler diyebilirim. Bu nedenle bu aralar
daha çok çocuk edebiyatı ve şiir üzerine yoğunlaştım. Bir
yandan çocuklar ve yetişkinler için düzenlediğimiz atölyeler
de devam ediyor.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırasıyla getirilmelidir?
1. Ailelerin veya yetişkinlerin çocuk kitaplarına bakışı
nasıl?
II. Şiir mi çocuk kitapları mı sizi daha çok yoruyor?
B) 1. Çocuk kitaplarının okunmamasını neye bağlıyorsu-
nuz?
II. Yeni dönemde şiirleriniz de yayımlanacak mı?
1. Günümüzde çocuk edebiyatının durumu ile ilgili bize
bilgi verebilir misiniz?
II. Şu an üzerinde çalıştığınız projelerden söz eder mi-
siniz?
D) I. Çocuk kitaplarının kalitesi hakkında ne düşünüyorsu-
nuz?
II. Ailelere atölye düzenleme fikri aklınıza nereden gel-
di?
É) 1. Günümüz çocuk kitapları sadece çocuklara mi hitap
ediyor?
II. Edebi bir metni çizgiye dökmenin zorlukları nelerdir?
Ć
36
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
2022-TYT/Türkçe 34. Muhabir: Yazar: -Bildiğiniz gibi çocuk edebiyatı uzun zamandır dünyada farklı bir noktaya geldi. Bu kitaplar artık sadece çocuklar için değil, her yaş grubu için tercih ediliyor. Bu tür kitapları satın alan çocuksuz yetişkin okuyucular var artık. Bu da ortaya konulan kitapların dil ve grafik açısından kaliteli ol- duğu anlamına geliyor. Muhabir: (11)---- Yazar: -Şiir kitapları, ucu açık metinler olduğu için çizmekten en çok keyif aldığım metinler diyebilirim. Bu nedenle bu aralar daha çok çocuk edebiyatı ve şiir üzerine yoğunlaştım. Bir yandan çocuklar ve yetişkinler için düzenlediğimiz atölyeler de devam ediyor. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? 1. Ailelerin veya yetişkinlerin çocuk kitaplarına bakışı nasıl? II. Şiir mi çocuk kitapları mı sizi daha çok yoruyor? B) 1. Çocuk kitaplarının okunmamasını neye bağlıyorsu- nuz? II. Yeni dönemde şiirleriniz de yayımlanacak mı? 1. Günümüzde çocuk edebiyatının durumu ile ilgili bize bilgi verebilir misiniz? II. Şu an üzerinde çalıştığınız projelerden söz eder mi- siniz? D) I. Çocuk kitaplarının kalitesi hakkında ne düşünüyorsu- nuz? II. Ailelere atölye düzenleme fikri aklınıza nereden gel- di? É) 1. Günümüz çocuk kitapları sadece çocuklara mi hitap ediyor? II. Edebi bir metni çizgiye dökmenin zorlukları nelerdir? Ć 36
Türkçe
36. I. Doğruldu, zil çalıyordu. Baş ucu masasındaki ça-
lar saatın düğmesine basti; susturdu. Gece yat-
madan saati yanına almış yedi buçuğa kurmuş-
tu: Erken giderlerdi belki. lyi uyumuştu ama bir
ara yüzüne durmaksızın saldıran inatçı arının vi-
zıldamasıyla sıçramış, yatağı aramıştı. İkiyi on
geçiyordu. On gün önce perşembe gecesi 6 nu-
marada kalan adamla kadın yine oradaydı. Dün
akşam kapıdan girerlerken tanımış, çevireme-
mişti nedense. Merhaba, geldik biz. Çekmece-
den anahtarı alıp uzatmıştı: Sizden sonra kimse
kalmadı odanızda, iyi geceler.
II. Bir şey onu uyandırdı. Bu seferki gürültü değil,
sessizlik. Hiç ses yok. Saate baktı. Sabahın seki-
zi. Hayatın, nefes aldığının, var olduğunun kanı-
ti ne? Bugün şuracıkta ölse kaç kişi bilir, kaç kişi
hatırlar onu? Günlerdir evdeydi. Hayat sanki için-
den yavaş yavaş çekiliyor ve yerini sinsice yak-
laşan ecele bırakıyordu. Günler geçtikçe üzerini
yeşil yosunlar kaplayan elbiseler gibi çürüdüğü-
nü hissediyordu. Geldiği yerde bu saatlerde so-
kaklar araba ve insan sesiyle dolu olurdu. Ha-
va poğaça kokardı. Şimdi insan yok, hava bir tek
nem kokuyor.
Numaralanmış metinler için
I. Hâkim bakış açısı kullanılmıştır.
II. Bilinç akışı tekniğinden yararlanılmıştır.
III. Benzetmeye yer verilmiştir.
yargılarından hangileri ortaktır?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
C) Yalnız H
D) I ve II
37. Biyoplastikler, kulla
tarafından çevreye
türülebilen polimer
v parçalanabildikleri
biyopolimer olara
bitkilerden sağlar
üretilebiliyor. Biy
azaltıyor. Biyopla
petrol kaynaklı pl
göre daha düşül
birlikte biyoplast
naklı plastiklere
çıkıyor. Biyoplas
si ise en önem
totip, elektronik, c
kullanılıyor. Tip
özelliğine sahip
için vücuda yer
yor.
Bu parçada b
1. Tercih edi
gine
II. Hangi ala
III. Niçin fark
hangilerine c
A) Yalnız
D)
E) I, II ve Ill
AYDIN YAYINLARI
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
Türkçe 36. I. Doğruldu, zil çalıyordu. Baş ucu masasındaki ça- lar saatın düğmesine basti; susturdu. Gece yat- madan saati yanına almış yedi buçuğa kurmuş- tu: Erken giderlerdi belki. lyi uyumuştu ama bir ara yüzüne durmaksızın saldıran inatçı arının vi- zıldamasıyla sıçramış, yatağı aramıştı. İkiyi on geçiyordu. On gün önce perşembe gecesi 6 nu- marada kalan adamla kadın yine oradaydı. Dün akşam kapıdan girerlerken tanımış, çevireme- mişti nedense. Merhaba, geldik biz. Çekmece- den anahtarı alıp uzatmıştı: Sizden sonra kimse kalmadı odanızda, iyi geceler. II. Bir şey onu uyandırdı. Bu seferki gürültü değil, sessizlik. Hiç ses yok. Saate baktı. Sabahın seki- zi. Hayatın, nefes aldığının, var olduğunun kanı- ti ne? Bugün şuracıkta ölse kaç kişi bilir, kaç kişi hatırlar onu? Günlerdir evdeydi. Hayat sanki için- den yavaş yavaş çekiliyor ve yerini sinsice yak- laşan ecele bırakıyordu. Günler geçtikçe üzerini yeşil yosunlar kaplayan elbiseler gibi çürüdüğü- nü hissediyordu. Geldiği yerde bu saatlerde so- kaklar araba ve insan sesiyle dolu olurdu. Ha- va poğaça kokardı. Şimdi insan yok, hava bir tek nem kokuyor. Numaralanmış metinler için I. Hâkim bakış açısı kullanılmıştır. II. Bilinç akışı tekniğinden yararlanılmıştır. III. Benzetmeye yer verilmiştir. yargılarından hangileri ortaktır? A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız H D) I ve II 37. Biyoplastikler, kulla tarafından çevreye türülebilen polimer v parçalanabildikleri biyopolimer olara bitkilerden sağlar üretilebiliyor. Biy azaltıyor. Biyopla petrol kaynaklı pl göre daha düşül birlikte biyoplast naklı plastiklere çıkıyor. Biyoplas si ise en önem totip, elektronik, c kullanılıyor. Tip özelliğine sahip için vücuda yer yor. Bu parçada b 1. Tercih edi gine II. Hangi ala III. Niçin fark hangilerine c A) Yalnız D) E) I, II ve Ill AYDIN YAYINLARI
29. Genel anlamda insan, yaşam ve doğa edebiyatın konusudu
Günlük yaşamın her bölümü, doğada bulunan varlıklar, tarih
ilgili olaylar vb. konular sanatçının ilgi alanına girer. Bu olayla
sanatçı, hayal gücünü kullanarak edebiyat konusu yapar. A
linda edebiyatta konu sınırı yoktur da diyebiliriz.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?
A) Edebiyatın en önemli konusu yaşam ve doğadır.
B) Sanatçının ilgisini çeken her şey edebiyatın konusu olabil
1
Olaylar sanatçının hayal gücüyle zenginleştirip konu olara
işlenebilir.
D) Evrende olan her şey edebiyatın konusu olabilir.
E Edebiyatta önemli olan konu değil, konuyu ele alış biçim
dir?
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
29. Genel anlamda insan, yaşam ve doğa edebiyatın konusudu Günlük yaşamın her bölümü, doğada bulunan varlıklar, tarih ilgili olaylar vb. konular sanatçının ilgi alanına girer. Bu olayla sanatçı, hayal gücünü kullanarak edebiyat konusu yapar. A linda edebiyatta konu sınırı yoktur da diyebiliriz. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Edebiyatın en önemli konusu yaşam ve doğadır. B) Sanatçının ilgisini çeken her şey edebiyatın konusu olabil 1 Olaylar sanatçının hayal gücüyle zenginleştirip konu olara işlenebilir. D) Evrende olan her şey edebiyatın konusu olabilir. E Edebiyatta önemli olan konu değil, konuyu ele alış biçim dir?