Paragrafta Konu-Ana Düşünce Soruları

nca ve ara ara zar IZ. üç at Sir Ş- TÜRKÇE TESTİ B 21. Insanı insan yapan en önemli özelliklerden birisi, sevgi dolu bir gönüle sahip bulunmasıdır. Bu durum bütün varlıklar için söz konusu olmalıdır. Sevgiden mahrum bir insan her açıdan eksiktir ve görünüşte insandır. İyilik duygusu da insan için çok önemlidir. İnsan, başka varlıklara iyilik yapmakla hayatını anlamlı kılar. Başkalarına iyilik yapmayan bir insan, boşuna yaşıyor demektir. Kanaat etmeyi bilmek de insanı gereksiz streslerden kurtarır, hayatı daha dingin yaşamamızı sağlar. Sevgi, iyilik ve kanaat... Tılsımlı üç kavram... Kim bunlara sahipse dünyada mutlaka mesut yaşar. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söy- lenmiş olabilir? A) "En yüce insan, iyilik yapma düşüncesini özümseyendir." görüşüne katılır mısınız? B) Kanaat duygusuna sahip olmak, insanı mutlu kılmaya yeter mi? C) Bir insan, dünya serüveninde mutlu olmak için ne gibi özelliklere sahip olmalıdır? D) Her meseleye eleştirel yaklaşmak insanı mutlu kılmak için yeterli midir? E) Sevgi dolu bir kalbe sahip olmak, insanı huzurlu kılmak için yeterli olur mu? 23. Aris ne en bu Do ve B A E C

dey- epler arın şimi şleri lan- arşı ilal, inin le- in- aki da ki- ve B TYT Deneme Sınavı 15. Sanatçının ve özellikle de şairin vazifesi toplumsal sorunlara çözüm üretmek değildir. Sanatçıya ve şaire böyle ağır gö- revler yüklemek son derece yanlıştır. Şair, sorunları sadece dile getirir. Bu yüzden şair, toplumun problemlerini, sıkıntıla- rını şiirlerinde yansıtır. Şair, bir entelektüel olarak toplumsal olayları aktararak halkın yanında olduğunu gösterir. Böylece halka cesaret aşılar. Bu tavır, topluma bir ufuk kazandırma bakımından çok önemlidir. Bu bakış açısının özünde toplum- sal sıkıntıları yalnızca dile getirmek, meselenin çözümünü ise ilgililere bırakmak söz konusudur. Şair, daima bu şuurla hareket eder ve etmelidir. C Bu parçaya göre şairlerle ilgili olarak; N. Şairler, toplumun sanat anlayışının gelişimine katkıda bulunur. II. Şairlerin toplumsal problemlere temas etmeleri yanlıştır. III. Toplumsal problemlere çözüm sunmak, şairlerin işi de- ğildir. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yaln B) Yalnızl C) Yalnız III D) I ve III E) II ve III

A A A TÜRKÇE TESTİ 25. 1957 yılında Sputnik 1 uydusu ile başlatılan "Uzay Çağı'nda gelişen uzay teknolojisi ile erişilebilir uzak- lıkta olması, ayrıca kimi özellikleri ile Dünya'ya ben- zerliği ve çok düşük de olsa yaşanılabilir olma olasılığı Mars'ı başta ABD olmak üzere, ileri teknoloji ve güçlü ekonomi sahibi kimi ülkelerin ilgi odağı bir gezegen hâline getirmiştir. Araştırmalar Mars'ta yaşanılabilirlik konusundaki düşük ümitleri tamamen boşa çıkarsa bile elde edilen ve edilecek olan jeolojik bulgular, Güneş sisteminin ve yerkürenin evrimi hakkında yeni ipuçları ortaya koyacaktır. Mars'ta bulunabilecek ola- si önemli minerallere erişim sağlayacak; kurulacak uzay üsleri uzay çalışmalarının daha ileri düzeylere taşınmasını kolaylaştıracaktır. Asırlar öncesinde üze- rinde teleskoplarla gözlem ve incelemeler yapılabilen Mars gezegeni, 1960'lı yılların başlarından itibaren gönderilen insansız özel uzay araçları ve bunların ta- şıdıkları görüntüleme ve analiz gereçleri ile yakından, çok yakından ve kısmen gereçlerle yüzeyde özel te- mas kurularak incelenmeye başlanmıştır. Bu parçada Mars gezegeni ile ilgili aşağıdaki- lerden hangisine değinilmemiştir? A) Üretilen farklı teknolojiler ile yüzeyinde uzun yıllar araştırma yapıldığına B) Üzerinde hayatın var olabilme ihtimalinin hâlâ değerlendirildiğine C) Üzerinde yapılan araştırmaların farklı evrenler ve sistemler hakkında çeşitli bilgiler sağlayabi- leceğine D) Bazı ülkeler tarafından detaylı inceleme konu- su olduğuna EDünya ile aralarında bazı benzerliklerin bulun- duğuna 26. Gazeteci: ve sevilen sahip olm Şair: Eve veccüh b mutlu ed ortaya k sanatçı la evlat onun m gelir. C me sü olur. S Aşağ gaze tuda A) I B) S C) D E

22. Yapıt her zaman heyecanlarla doğar ve heyecan- larla gerçekleşir. Bu heyecanlar, sanatçıya dingin- likten ya da mutluluktan çok gerilimler getirecektir. Yetkin yaşamlar, büyük sevinçlere de büyük acı- lara da yabancı olmayan yaşamlardır. Sanat eseri ortaya koymak, sancılı iştir; kendinden vermektir ve her şeyden önce kendiyle savaşmak denilen o güç işi gerektirir. Gustave Flaubert bir mektubun- da şunları yazıyordu: "Ben sanatımda deneyimimi artırdıkça sanatım benim için işkence oluyor. imge- lem olduğu yerde kalıyor ve beğeni gelişiyor. İşte çekilmez olan bu." Demek ki ustalaşmak ve rahat- lamak diye bir kolaylık yoktur. Sanatçı güzeli anla- tırken ya da güzeli güzel kılarken her şeyle sürekli bir yıkışma içindedir. Gene de bu yıkışmada sevinç vardır. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisi- ne ulaşılabilir? A) Sanat eseri büyük sıkıntılar çekilerek oluşturu- luyor olsa da sanatçı, bu zorlu sürecin içerisin- de mutluluğu yakalayabilendir. B) Sanatta yetkinlik, deneyimin artması ile değil; si- kıntılar karşısında dik durabilmekle mümkündür. C) Kendisi ile savaşım içerisinde olmayan bir sa- natçıdan, kitleleri peşinden sürükleyecek eser vermesi beklenemez. D) Eser oluşturulurken yaşanan sıkıntılı süreçte sanatçıyı motive eden şey, okuyucularının mut- lu olacağı düşüncesidir. E) Büyük sevinçlere ve acılara yabancı olmayan sanatçının, toplum gerçeklerinden uzak durma- si mümkün değildir. 23.

39 ve 40. soruları aşağıdaki Kökeni Sümerlere, Babillere ve Eski Mısır'a uzanan nazar değmesi inanışına göre, insanın taşıdığı olumsuz düşünce- ler, fikrin dışarıya açılmış biçimi olan gözlerden dışarı çıkar. Bu da bakışlarla olur ve buna "vurucu güç" adı verilir. Tarihte bunu önlemek ve bundan korunmanın yolu ise "göze göz- le karşı gelmek" olmuştur. Dünyadaki tüm kötülükleri gören Mısır imparatoru Osiris'in gözünün yoksulluğu ve cehaleti uzaklaştırdığına inanılırdı. Oğlu Horus, gözlerini açtığında ortalığın aydınlandığı (iyilik) kapattığında karanlık (kötülük) olduğu düşünülürdü. Şekli gözü andıran her şeyin insanı kötü düşünceden, nazardan koruduğu inancı yaygınlık kazanmış- tır. Özellikle Eski Mısır'da "Osiris'in Gözü" ya da "Horus'un Gözü"; nazara karşı korunma yollarından, önemli figürler- dendir. Güneş tanrısı Osiris'in başarılarına katlanamadığı için onu öldüren Seth'ten öç almak isteyen Horus'un gözü, kavga sırasında aynı zamanda amcası olan Seth tarafından parça- lanır. Bilimlerin ve tıbbin kurucusu olan Toth, parçaları toplar ve gözü eski hâline getirir. Daha sonra Horus'un bu gözünü simgeleyen hiyeroglif resim; uzak görüşlülüğün, beden doku- nulmazlığının ve sonsuz doğurganlığın simgesi olarak gemi, araba, mumya, vazo gibi nazardan korunması gereken gereç- lerin üzerine çizilmeye başlanmıştır. 39. bir soru çok PRA nci olduğu için ak to- im 40. soruyu çözer misiniz? CO || 40. Bu parçaya göre, eşyalar üzerine yapılan uygulamaların özellikle aşağıdaki olumsuz davranışlardan hangisini en- gellemek için yapıldığı söylenebilir? A) Gösteriş B) Aldatma C) Yalan DHırs E) Kıskançlık uzun böyle oldu.

oura- de- tutat yozor de bi- kendi le, ka- abul ne yimler in han- C) Asıl gerçekliği D) Hayallerin görünümü Kötülüğü gizleyen araç Her sabah gül ağacında şebnem araştırmasıyla mazlumların yenilenmesinde şevklenmeye bahane arayan şairlerimiz galiba her seher sicim gibi düşen yağmura tutularak bu ilhamı yok eden kırbacın tesi- riyle bütün bütün dilsiz oldular. Bu parçada geçen "gül ağacında şebnem araştır- ması" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Eleştirilecek bir yön arama B) Yazmaya bahane olacak neden yaratma Şiire üslup oturtma arayışı D Güzelin üzerinde güzel bulma çabası En belirgin taraflarını anlatma durumu 14 .tasariegitimyayinlari.com adresinde 4ozlaşma etbenlerle mak, bozule Bir soy rini ve nite -Cürüme estime, be degal es kimyasa ko kupgra

A) D) Il ve V E) IV ve V 1 21. Gazeteci: Sizce şiir yazmak için gerekli olan şey nedir? Şair : Çeviri bir şiir gibi olmaktan çıkmalı, yazıldığı dilin güzelliklerini barındırmalı. Gazeteci : O zaman ahenk, ritim vurgu gibi Türkçenin güzelliklerini kullanan herkes şair olabilir mi? Şair : Tek başına müzikalite de yetmez. İmge yığını, lüks otomobil mezarlığına benzer. Aşağıdakilerden hangisi bu şairin sanat anlayışıyla ortüsür? I I A Ahenk, ritim şiirin gerçevesini genişleten hoş bir aromadir. Bu aromahın olmadığı şiire şiir denemez. B) Şiir realistikliğiyle diğer sanat dallarından ayrılsa da birbirine uyumlu sözcüklerin bir araya gelmesinden daha fazladır. C) Bence şair, bütün insanlığı kuşatan dilin özellikle- rine kulak tıkamamalı, şiirini uyum ipliğiyle ilmek il- mek örmelidir D) Bir şairin kalıcılığı yakalaması mısraların dilin temel ögelerinin kulvarında kulaç atmasıyla mümkündür. E) Şiir, yeni anlamlar kazanabilecek açık bir metin hâlinde olmalı ancak kulağa da hitap edecek düz- Teme yükselmeli. 1 1 1 D) 23. 10 E) 5

Ana vatanı Avustralya olan ve boyu 100 metreyi aşa- bilen okaliptus, toprağın suyunu çekerek yerin bataklık durumuna gelmesini önleyen ve genellikle Akdeniz kıyı- sında yetişen bir ağaç türüdür. Türkiye'ye ilk defa 1885 yılında Adana-Mersin demir yolunu yapan Fransız şir- keti tarafından demir yolunun etrafına süs bitkisi olara.< dikilmek amacıyla getirilmiştir. Egzotik bir tür olması ve hızlı büyümesi nedeniyle Çukurova Bölgesi'nde park ve bahçelerde hızla yaygınlaşmıştır. Ekonomik amaç- li ilk ağaçlandırma ise 1939 yılında Tarsus-Karabucak yöresinde 885 hektarlık alanda gerçekleştirilmiştir. Bu ağaçlandırma aynı zamanda Türkiye'nin ilk ekonomik ağaçlandırmasıdır. 37. Bu parçada okaliptus ağacıyla ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) İlk yetiştiği yerin Avustralya olduğuna B) Kullanıldığı olumsuz duruma C) Türkiye'ye ilk olarak hangi amaçla getirildiğine D) Verimli ve kazançlı özelliğinden dolayı ilk ağaçlandır- manın nereye yapıldığına E) Yetiştiği yerin iklimine kolay uyum sağladığına E

Türkçe 28. ---- Bu gerçeği bir hayvan hikâyesi ile anlatmak isterim. Kuş, yol kenarındaki arıktan su içmektedir. Onu gören kedi hemen pusuya yatar. Oradan geçen inek, kuşun tehlikede olduğunu fark eder, kuşu gizlemek için üzerine pisliğini bırakır. Kuş, üzerine pisleyen ineğe kızar, pisli- ğin arasından çıkar. Pusudaki kedi harekete geçer, kuşu bir güzel yalar, temizler. Kuş, kediye iyiliği için teşekkür edeceği anda, kendini kedinin dişleri arasında bulur. Öl- meden önce, kendine kötülük yaptığını sandığı ineği ve iyilik yaptığı sandığı kediyi düşünür, hayatın tuhaflığını anlar. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden han- gisi getirilirse anlatılan hikâyenin ana düşüncesi be- lirtilmiş olur? A Kimse kimsenin kamburunu taşımaz. B) Açgözlü insanlar Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olur. C) Bir dost için başka bir dosta sırt çevrilmez. D) Bazı durumlar hiç de göründüğü gibi değildir. Eaşadığından ders çıkaramayan, hep kaybetmeye mahkûmdur. Al 29.

6. Hiç kimse değişime karşı değildir, yeter ki ucu kendisine dokunmasın. Bu cümlede anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) İnsanın kendini geliştirmesi, her gün adım adım gerçekleşen, yavaş bir süreçtir. B) Dünyada değişiklik yapmakta başarılı olan insanlar, değişikliğe kendilerinden başlayanlardır. C) Değişim, bir şeyleri riske atmaktır ama değişmemek en büyük risktir. D) Yaşam durağan değildir, zihinleri değiştirmeyenler mezardakilerdir. E) İnsanların değişimden anladıkları, aslında başkalarının değişmesidir.

Insanın kendine güvenmesi, yaşamın her alanın- da ona başarı kazandırır. (II) Her başarının temelinde kendine güvenmek vardır. (III) Ama nasıl karşımızdaki insanlara, kendine güvenen bir kişi imajı yansıtabiliriz? Elbette ki bilgiyle. (IV) Her konu hakkında en az bir cüm- lelik söyleyecek sözümüz olabilmeli. (V) Çünkü bilmenin verdiği mutluluk emin olun ki hayatın hiçbir tadında yok. (VI) Bu yüzden "Bilgi, mutluluktur." der bir filozof. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istenirse ikinci pa- ragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) II. B) M. CIV. D) V. E) VI.

stan tek- sine aki- B B 9. Türk edebiyatında eleştiri, dostların yazdıklarına yal- dız çekip onları süslemek için lazımdır ve aynı şekilde, o da sizin yazdıklarınızı överek kibarlığını gösterecek- tir; bu manada eleştiri, birbirinin sırtını sıvazlama me- tinlerinden ibarettir. Bu cümlede Türk edebiyatındaki eleştiri yazıları ile ilgili asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden han- gisidir? A) Türk edebiyatında eleştiri, genellikle dostların bir- birlerinin yazdıkları metinleri övmelerinden ibarettir. B) Türk edebiyatında eleştirinin gelişememesinin en önemli nedeni, eleştirmenlerin subjektif olmalarıdır. C) Türk edebiyatında eser değil, yazar eleştirildiği için eleştiri türü gelişememektedir. - D) Türk edebiyatında eleştiri, sadece dostları övmek olarak algılandığı için eleştirmenler çaresiz kalmak- tadır. E) Türk edebiyatında eleştiri türünün gelişmesi için atılan adımlar yetersiz kalmaktadır.

TYT/Türkçe 12. (1) Sanatçı eserini oluştururken gerçeklerden mutlaka yararlanacaktır. (II) Günlük hayatın gerçeklerinden fay- dalanması onun için bir eksiklik değildir. (III) Gerçek sanat eserleri toplumdaki eksiklikleri de ele almayı bilir. (IV) Bu yararlanmada gerçeğin olduğu gibi esere yansıtıl- ması doğru olmaz. (V) Sanatçı dış dünyanın gerçeklerini, kendine göre yeniden kurar. Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerden han- gisi öge sayısı bakımından en fazladır? 9780 00 A) I. B) II. C) III. D) IV. 15. Birkaç yıl önc Gazetelerde ol dosyaliyordum Nedense güç kitapları, belge hep ilginç hatt de kalınca kita bir karıştırdım ki... Bazıların anlayamadım Bu parçada A) 2 B

eci - belirtisiz nesne B) Özne - zarf tümleci - belirtili nesne - yüklem Shovingta don C) Belirtili nesne - özne - zarf tümleci - yüklem nirp) Özne - belirtili nesne – yüklem D) E) Özne - zarf tümleci - zarf tümleci - belirtili nesne - yüklem 13. Yaşadığımız dünyada kuşlar ve onların yaşam tarzları hem bilim insanlarının hem de çok sayıda amatör bilimcinin ve kuş gözlemcisinin ilgisini fazlasıyla çekiyor. (1) Birçok kişi kuşların peşinde dünya turlarına katılıp onların görüntülerini almaya çalışıyor. (II) Kurbağa ağzı kuşu Güneydoğu Asya ve Avustralya'da yaşayan ilginç kuşlardan birisidir. (III) Adını kurbağaya benzeyen ağzından alan bu kuşun 12 kadar farklı türü bulunur. (IV) Bunlardan sarımsı kahverengi renkte olan bir tür Avustralya ve Tazmanya'da yaşar. (V) Gece aktif olan bu kuş, vücudu üzerindeki renkler ve desenlerden dolayı baykuşa benzer ve bazen esmer baykuş ismiyle de anılan bu kuşun boyu 34-53 cm kadardır. ud igiblideuy and ninhal Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? ASI lo unum B) hob 11 DYN AN 4K YAYINLARI 15. E

29. Ünlü bir şair, şu sıralar niçin yazmadığını soran biri- ne "Sanatçı ağaç gibidir, her mevsimde meyve ver- mez." cevabını verir. Bu cümleyle şair, aşağıdakilerden hangisini vur- gulamak istemiştir? A) İyi şiirin uzun uğraşlar sonunda şekillendiğini B) Herkesin iyi bir şair olamayacağını C) Şiirin ilham kadar bilgi de gerektirdiğini ( D) Günlük olayların sanatçıları olumsuz etkilediğini E) Şiirlerin uygun zaman ve şartlarda yazılabileceği- ni

31. Evren sıradan madde ve karanlık maddenin yanı sıra karanlık enerji denen bir tür enerjiden oluşuyor. Bu enerji, evrenin büyük bölümünü oluşturuyor. Karan- lik enerjiyle ilgili bildiğimiz tek şey, onun evrenin ge- nişleme hızını giderek artırması. Karanlık enerji ol- masaydı evrenin genişleme hızının yavaşlıyor olması beklenirdi. Çünkü kütle çekimi her şeyin birbirini çek- mesini sağladığından evrenin genişleme hızını azal- tacaktı. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabi- lir? A) Evrenin oluşumu için birden fazla maddenin bir- leşip kaynaşması gerekmektedir. B) Evrenin temelinde yer alan karanlık enerjinin gücü kütle çekimiyle aynıdır. C) Evrenin belli bir kısmını karanlık enerjinin dışında farklı maddeler oluşturmaktadır. D) Evrenin genişleme hızını gitgide artırması sade- ce karanlık enerjinin gücüne bağlıdır. E) Evrenin her yerinde olan kütle çekimi etkisi ile ka- ranlık enerji yapı yönünden birbirinin tersidir.