Paragrafta Konu-Ana Düşünce Soruları

PARAGRAF 3. Montaigne, "Yolda karşımıza ilk çıkan insanla konuşur gibi yazmalı." der. Onun denemelerinin 16. yüzyıldan bugüne kalmasında, hiçbir zaman güncelliğini, sıcak- lığını yitirmemesinde bu özelliğin etkisi büyüktür. Ya- paylıktan, bilgiçlikten kaçmıştır Montaigne. Yalnızca kendinden söz etmiş ya da yalnızca kendinden söz ediyor havası vermiştir. Yalın, rahat, karşısına ilk çı- kan insanla konuşur gibi yazarak çağında, daha doğ- rusu bütün çağlarda, insanın evrenine inmenin yolunu bulmuştur. Onu diğer yazarlardan ayıran da budur za- ten. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Benzetme 8) Açıklama CYSayıp dökmelere yer verme DY Alıntı yapma E) Karşılaştırma

Nasreddin Hoca; diğer milletler tara D) Nasreddin Hoca örneği ve benzerleriyle diğer ülkelerde de karşılaşılması, eleştirel düşüncel III yayy termektedir. E) Bir toplumun zihniyetiyle ilgili bulgulara o toplumun sözlü kültür ürünlerinde rastlamak mümkündür. TEO 32. Dr. Bregni kendi geliştirdiği Tanımla-Edin-Oluştur (TEO) yönteminde belirli oyun bölümleri için sözcük ve dil bilgisi alıştırmaları hazırlayıp bunları oyuna uyguluyor, oyun sonrası öğrencilerinden konuyu tartışıp yazıya dökmelerini istiyor. Yabancı dilde bilgisayar oyunu oynarken kurguya dâhil sözcük ve ifadeleri oyunun türüne göre işitsel ve görsel olarak algılamanın mümkün olduğunu söylüyor. 2009'dan sonra oyunların gerçekçi ortamları yansıtacak şekilde kurgulandığını ve gerek dil gerekse kültürel ögeler bakımından zenginleştirildiğini düşünüyor. Örneğin İtalyan Rönesans edebiyatı dersini alan öğrencilerinin bir bilgisayar oyunu sayesinde 1470'lerdeki Floransa'nın sokaklarında gezebildiklerini, dönemin tarihî ve kültürel çevresini tanıma imkânı bulduklarını ve buna benzer etkileşimler yardımıyla dili daha iyi kavradıklarını belirtiyor. Bu parçada sözü edilen kişinin aşağıdakilerden hangisini söylemesi beklenir? A) Gençlerin, hayatlarının en hareketli olmaları gereken dönemlerinde ekranlara gömülmek yerine fiziksel aktivite yapmaları gerekir. ByBilgisayar oyunları, eğitim amaçlı ve bağımlılık oluşturmayacak biçimde zaman zaman oynanabilir. C) Odağını öğretme gayesi oluşturan bilgisayar oyunlarının eğlendirme kapasitesi diğer oyunlara göre daha zayıftır. D) Yabancı dil, kültür, iletişim becerileri ve haritalara göre ülkeler gibi bilgilerin kazanılması kimi oyunlarla mümkündür. E) Bilgisayar oyunlarının sistemli bir dil öğrenimi programı ve bir eğitmenle birlikte takip edilmesi gerekli değildir. 33-34. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Dilinin ağır ve süslü olması, dinî kültürün izlerini taşıması, niteliğini ortadan kal 100

funda 19. Dünyada üretilen gıdaların %30'unun israf edildiği tahmin ediliyor. Buna karşın 820 milyon insan yiyecek bulamıyor. Yaklaşık üç yıldır devam eden bir çalışmada daha akıllı gıda dağıtım ağıyla israfın azaltılmasını hedefleyen bir proje geliştiriliyor. Özellikle ambarlarda veya gida depolarında bulunan ürünlere ait bilgilerin bu gıdalara ihtiyaç duyan yerlerle anlık ve ortak bir standarda uygun olarak paylaşılması sağlanıyor. Bunun yanında ticari mutfaklarda çöpe atılan gıdaların miktarının tespit edilebilmesi için görüntü işleme tekniklerinden faydalanan bir sistem geliştiriliyor. Bu sistem topladığı verileri analiz ederek işletmeciye alternatifler önermeyi hedefliyor. Örneğin, çöpe çok fazla pirinç dökülüyorsa sistem işletmeciye bu pirinci sütlaç yaparak değerlendirebileceğini söylüyor. Bu projelerin pratikte ne kadar faydalı olacağını bilemiyoruz ancak yapılan israf göz önüne alındığında bu alanda daha fazla çalışmanın yapılması ve yeni teknolojilerden faydalanılması gerektiği açık. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Gıda israfı gelişmemiş ülkelerde zirai tekniklerin gelişmemiş olması, altyapı sorunu gibi nedenlere bağlı iken gelişmiş ülkelerde tüketici davranışlarından kaynaklanmaktadır. B) Gıda israfını önlemek ve dünyadaki açlığı azaltmak, teknolojik imkânlardan ve gelişmelerden yararlanılarak yapılan çalışmaların etkisiyle olabilir. CGida israfı ve açlık; etik, çevresel ve ekonomik anlamda olumsuz sonuçlar doğuran önemli bir konudur. D) Gelişmiş ülkeler, gıda israfının engellenmesinde teknolojiden faydalanmakta ve yapılan çalışmalara öncü olmaktadır. E) Gıda israfını önlemeye yönelik yapılan çalışmaların çoğu tüketicilere yöneliktir. X RIYE" LEGI

a ge- kitap muş dün- arız. ire- ya- zın ak e TYT'ye 3 Kala A KİTAPCIĞI 21. Bu romanda yazar; birçok şeyi, olayı, durumu, ka- rakteri anlatmaya, daha doğrusu onlara tercüman olmaya çalışıyor. Bu yüzden herkesin kendi dilinde ve kendi ağzıyla konuşması söz konusu bile değil. Bütün kişiler neredeyse aynı ağızdan konuşuyor, ay- ni kelimeleri kullanıyor. Okumuşu da cahili de savaş- çısı da köylüsü de aynı bakış açısıyla veriliyor. Böyle olunca kişilere inanmamız söz konusu olamıyor, an- latılan ne kadar "acı ve gerçek" olsa da okuyucuyu etkilemiyor, yaşanmışlık duygusu veremiyor. Bu parçada sözü edilen romanla ilgili olarak asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Yazarının tutumundan dolayı gerçekçilikten uzak olduğu B Kahramanların ve olayların hayal gücüyle oluştu- rulduğu Az sayfada çok şeyden söz edildiği D) Çeşitli kesimlerden birçok kahramanın bulunduğu Baştan sona zıtlıklar üzerine kurulduğu

Türkçe 39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Pek çoğunuz Lewis Carrol'un Alice Harikalar Diyarın- da eserini okumuşsunuzdur. Kitapta Alice adında bir kız, evinin bahçesindeki bir tavşanı takip eder. Tavşa- nın girdiği deliği bulur ve oradan girer. Sonrasında bam- başka fantastik bir dünyaya geçiş yapar. Bu dünyada bazı eşyalar çok büyük, bazıları çok küçüktür. Kitaba konu olan bu olay, aslında tıpta bir sendromun adıdır. Adını bu kitaptan alan sendrom, beynimizde bazı ne- denlerden dolayı bir algı sorunu oluşmasıdır. Örneğin, birçok eşyayı ve kişiyi kendimizden çok daha büyük görebiliriz ya da tam tersi cüce olarak da görebiliriz. Bir diğer şekli de gördüğünüz nesnelerin siz ne kadar onlara yaklaşmaya çalışırsanız o kadar sizden uzakla- şıyormuş gibi bir algı oluşmasıdır. Yine nesneler size gerçekte olduğundan çok daha yakınmış gibi geliyor- sa bu da sözünü ettiğimiz sendromun bir türüdür. Tüm bu örneklerde kişinin görmesinde, duymasında her- hangi bir sorun yoktur. Etrafınızda her şeyi cüce görü- yorsunuz diye gözlerinizin bozuk olduğunu düşünme- yin siz muhtemelen Alice Harikalar Diyarı Sendro- mu'ndan muzdaripsiniz. 39. Bu parçadan hareketle Alice Harikalar Diyarında Sendromu ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söyle- nebilir? A) İnsanlarda algısal bozukluklara yol açabildiği B) Lewis Carrol'un ortaya çıkardığın C) Tedavisinde erken teşhisin önemli olduğu D) Vücuttaki temel duyularda hasara yol açtığı E) Sabit belirtilerle baş gösterdiği Bu parçadan hareketle Alice Harikalar Diyarında hangisine ula- 40

37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Televizyon, ortaya çıktığından itibaren hayatın vazge- çilmez Pek da en kız, nin bir parçası olmuştur. Televizyon hareket, ses, renk ve ışığı birleştirerek ilgi çekmekte; birden fazla du- yuya yöneldiği için de etkisini arttırmaktadır. Toplumun en küçük bireyleri olan çocuklar da günümüzün en yay- gın ve etkin kitle iletişim aracı olan televizyondan etki- lenmektedirler. Çocukların yaşına, gelişimine, ailesel ve çevresel faktörlerine, izledikleri program içerikleri- farklılaştığı görülmektedir. Televizyonun etkileri "olum- ne bağlı olarak televizyondan etkilenme düzeylerinin lu ve olumsuz etkiler" şeklinde ikiye ayrılabilmektedir. Türkiye'de çocuklara yönelik şiddetin ve diğer olum- suz olayların yaşanması ve bunların televizyonda yer alması, basın meslek ilkelerinin dikkate alınmadığı ha- berlerin yayımlanması çocuklar üzerinde derin izler bi- rakabilmektedir. Haberlerin şiddet, kavga ve savaş gi- bi kavramlarla insanlara sunulması ve bunların çocuk- lar tarafından da izleneceğinin hesaba katılmaması, haber denilince çocukların aklına olumsuz olguların gelmesine neden olmaktadır. Hâlbuki televizyonların toplumun yararına bir kitle iletişim aracı olarak işlev- selliğini ve önemini koruyabilmesi için eğitici içerikte programlara yer verilmeli ve çocuklara yönelik nitelik- li yayınlar gerçekleştirilmeli. 37. Bu parçada televizyon ya da televizyon yayınları ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) İlgi çekici yanlarının bulunduğuna B) Ülkemizde daha çok çocuklar tarafından izlendi- ğine C) Etkili bir araç olarak kullanılması gerektiğine D) Toplumsal fayda prensibi ile hareket edilmesi ge- rektiğine E) Tek taraflı bir etkiye sahip olmadığına 38. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söy- 39-400 ceva bar ba ka A d

üdür. (III) Akad sim ve değişimin ilmlerle toplumumuz 28. ndaki insanı şiirselliği 28. Salambo'nun yazarı Gustave Flaubert'in, biraz abartılı olsa da "Kartacalı komutanın güzel kızının giyim kuşamını tasvir için üç yüz cilt kitap karıştırdım." demesi, aslında romanın sadece kişiler ve olaylar açısından değil ayrıntılar üzerinden de tarihe yaslandığının göstergesidir. Tarihî romanlar bu yönüyle geçmişi bütüncül okumakta ve güne taşımaktadır. Bu tür eserler, yazıldığı dönemin âdeta panoramik bir fotoğrafını çekerek medeniyet tarihinin parçası olmakta ve gelecek için tarihsel bir anlam ifade etmektedir. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Tarihî roman yazarları için en küçük detay bile büyük önem taşır. B) Tarihî roman yazmak, yazıya konu edilen zamanın ruhunu bilmeyi gerektirir. C) Yazarın geçmişle bütünleşmesi başarılı bir anlatım tekniğinin göstergesidir. D) Tarihî roman yazarları, bugün ile tarih arasında köprü kurmaktadır. E) Romancının dili, tarihî gerçeklere hissedilebilir olma özelliği kazandırır. ranları, parçalanmış ailelerin dramlarını

28. Medeniyetler birbiriyle savaş, din, ticaret, göçler vb. yollarla etkileşim içerisine girerler. Her medeniyet ken- di içerisinde farklı yapılar barındırır. Aynı medeniyet da- iresindeki devletlerin din, dil, gelenek ve görenekler- deki ortaklıkları, onların zaman içerisinde birlikte hare- ket etmesini sağlayabilir. Özellikle bilgiyi elinde bulun- duran toplumlar diğer toplumlara karşı avantajlı hâle gelirler. Batı medeniyeti bilim ve teknikteki ilerlemele- re paralel olarak kendilerini üstün görmeye başlamış- tır. Özellikle 19. yüzyılda Batı'nın bu etkisi üst seviye- ye çıkar. Bu durum medeniyetler arasındaki çatışma- yı da artırır. Bu parçada anlatılmak isteneni en iyi özetleyen söz aşağıdakilerden hangisidir? A) Bilgili olduğumuz oranda özgür oluruz. (Sokrates) B) Asıl bilgi, insanın cehaletinin sınırlarını tanımasın- da yatar. (Konfüçyüs) C) Bilgi, hürriyetin ayrılmaz bir parçasıdır. (William El- lery Channing) D) Bilgi, sınırı olmayan bir denizdir. (Mevlânâ) E) Bilgi tek başına bir güçtür. (Francis Bacon) Diğer sayfaya geçiniz.

A Türkçe 17. () Zeytintaşı Mağarası, Antalya Serik ilçe merkezinin 16 km kuzeyinde yer alır. (II) Köprü çayın kolları olan Koca Dere ve Gökçeler Deresi arasında yer alan Zey- tintaşı, tepenin güney yamacında ve deniz seviyesin- den 225 m yükseltidedir. (III) İdari bakımdan Serik il- çesine bağlı Akbaş köyünün Gökçeler Mahallesi sınır- ları içerisinde bulunan Zeytintaşı Mağarası, Miyosen konglomerası tarafından kuşatılmış; Jura-Kretase yaş- li kalkerler içerisinde ve kuzeybatı-güneydoğu yönlü bir fay üzerinde gelişmiştir. (IV) Fay hattının da etkisiy- le alttan ve yanlardan geçirimsiz birimlerce kuşatılmış olan Zeytintaşı, akarsularla yarılarak askıda kalmış; ya- ri aktif-fosil bir mağaradır. (V) Mağarayı yaran akarsu- lar, mağaranın birçok salon ve odacığa ayrılmasını sağ- lamıştır. (VI) Salon ve odacığa ayrılan mağara, birbiri- ne bağlı iki kattan meydana gelmiş olup 233 metre uzunluğa sahiptir. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa- ragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) II B) III E) VI C) IV D) V A

E 2. 1. Hava ulaşımı, diğer ulaşım türlerine kıyasla biraz pahalı olsa da yolculuk için harcanan za- manı büyük oranda kısaltıyor. II. Son yıllarda başka şehirlerde okuyan üniversite öğrencilerinin çoğu, şehirler arası yolculuklarda hava yolunu tercih ederken kara yolunu kulla- nan öğrenci sayısı her geçen gün azalmaktadır. Numaralanmış l. cümle ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) II. cümlede yapılan saptamaları somutlaştıra- rak örneklemektedir. B) II. cümlede sözü edilenlerle koşul-sonuç ilişkisi oluşturmaktadır. C) II. cümlede ifade edilenlerle çelişen bir durum- dan söz etmektedir. D) II. cümlede yer alan açıklamayı öznel bir tutum- la ele almaktadır. E) II. cümlede belirtilen durumun gerekçesini açıklamaktadır. PRO TYT Kurumsal Deneme - 5 YAYIN DENİZİ

Sosyal medya; Web 2.0'ın kullanıcı hizmetine sunulmasıyla birlikte, tek yönlü bilgi paylaşımından çift taraflı ve eş zamanlı bilgi paylaşımına ulaşılmasını sağlayan medya sistemidir. Aynı zamanda kişilerin internet üzerinde birbirleriyle yaptığı diyalogların ve paylaşımların bütünüdür. Devamlı olarak güncellenebilme imkânı, çok geniş kitlelerce çoklu kullanıma uygun bir yapıya sahip olması, kullanıcıların paylaşım yapmalarına olanak tanıması ile sosyal medyanın kullanıcı sayısı sürekli artış göstermektedir. Sosyal medya platformları metin, video, fotoğraf, fikir ve daha birçok farklı öge paylaşımına imkân tanıyan yapısı ile kullanıcılarının yalnızca içerik tüketici konumunda olmadan üretici pozisyonunda da yer alabildikleri, dolayısıyla gelir de sağlayabildikleri dijital bir platformdur. Günümüz ortamında işletmeler; ticari faaliyetleri çerçevesinde geliştirdikleri stratejilerini, reklam ve tanıtımlarını hatta ürün pazarlamalarını daha çok hedef kitleye, daha hızlı ulaşılabildiği için sosyal medya platformları üzerinden gerçekleştirmektedir. Hatta hedef kitlenin tercihlerini, gereksinimlerini, ilgi alanlarını öğrenerek bu bilgiler doğrultusunda reklam kampanyaları yapabilmektedir. Aynı zamanda sosyal medya; müşteri ve işletmeleri bir araya getirmekte, marka bilinirliğine katkı sağlamakta, ürün satışını artırmaktadır. 30. Bu parçadan sosyal medya ile ilgili ? 1. İnsanların; aradıkları, ilgilendikleri içeriklere kolayca ulaşmasını sağlamaktadır. Bir noktadan çok sayıda kişiye yayın yapan tek yönlü bir bilgilendirme ve yönlendirme sistemidir. Sosyal iletişimin kelimeler, görseller, ses ve görüntü dosyaları yolu ile sağlandığı bir yapıya sahiptir. Yalnız III yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I B) Yalnız I D) Ive Il EI ve III

Yakın bir tarihte kaybettiğimiz, Tarık Dursun K. çok ---- bir ya- zardı. Öykü, roman, deneme ve eleştiri olmak üzere seksenin C üstünde kitabı vardı. Ama öncelikle öykücüdür. Dili, ----, öykü- leme biçimi Sait Faik'e; günlük hayattan aldığı konular, karşı- lıklı konuşmalarla Orhan Kemal'e yakındır. Ama daha sonra kendine ----, modern bir öykü anlayışı yaratmıştır. Eserlerinde çoğunlukla geçmişle olan hesaplaşmaları, kadının erkeğe ba- kış açısı, erkeğin kadına bakış açısı, aldanmalar, aldatmalar, sevgiler, düşmanlıklar, ayrılıklar, birliktelikler, mutluluklar ve mutsuzluklarıyla kadın ve erkeği anlatmıştır. Bu parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakiler- den hangisi getirilmelidir? A sağlam - üslubu - has B) modern - tümceleri - özel C) yönlü - ifadeleri - dönük D) verimli - anlatımı - özgü E) önemli - kurgusu - özgün

5. Her yazar, her şair yazdıkları kadardır; dedikoduları kadar değil. İzmir'den gelen bir mektubun, Urfa'dan gece gelen bir telefonun hatırına çok yere giderim. Popülist olmadan popüler olmayı başarmış kaç kişi var şu Türkiye'de? Bu parçadaki "popülist olmadan popüler olmak" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Halkın zevkine uygun sanat anlayışı B) Bilinen motiflerden hareketle şöhret olma C) Olumsuz yönlerle halkın beğenisini hedeflemek D) Tanınmayı her şeyin önünde tutma durumu Kötü bir ünden uzak bilinirlik hâli

beyin ||| tamla- Milyon- am gibi müştür. ağlar- = bura- Ciliğinin önemli esinde a kuru- lerinde sinden p eden sılan vi- K haber lamala- E) V 13 Kötülügun insanlığı öldürdüğünü bilme mieliem 128 E) Sabırla hareket etme+ 29. Eleştiri yazılarıyla yeni kuşağın edebiyat anlayışını yön- mibi lendiren Recaizade Mahmut Ekrem'e göre şiirdeki üslup bli güzelliğini ölçü ve uyak oluşturmaktadır. Uyağın eski edebiyattaki gibi göz için değil, kulak için kullanılması eve gerektiğini yani yalnız yazılışı değil, sesleri benzeyen sözcüklerin de uyak olabileceğini söyleyerek uyak an- navs layışına yenilik getirmiştir. Ayrıca eski edebiyat ta- p100 raftarlarının önderi durumunda olan Muallim Naci'yle bu uyak anlayışı yüzünden uzun tartışmalara girmiş ve bu al tartışmalarla Edebiyatıcedide akımının doğmasına ze- min hazırlamıştır. Başta Tevfik Fikret olmak üzere döne- min genç şair ve edebiyatçılarını çevresinde toplamış, Tanzimat ve Batı düşüncesinin yeni kuşağa benimsetil- mesinde önemli rol oynamıştır. naar Bu parçaya göre Recaizade Mahmut Ekrem'in özel- likleri arasında aşağıdakilerden hangisi bulunmaz? A) Genç kuşağa yol çizme BŞiirde belli bir anlayışı savunma CDüşüncesinde kararlı olma t Başkalarının sözlerine değer verme EX Düşüncesini ve sözlerini dinletebilme 7 Diğer sayfaya geçiniz.

samlo 25. Ruh, su dolu havuz gibi olduğu için gerçek nimetleri itmeyen bir yapıya sahiptir. Ruhun kanatları, bu havuzu aydınlatan ışıktır. Havuzun suyu dalgalandıkça ışığın da dalgalandığı sanılır. Oysaki ışık olduğu gibidir. İnsan için de bu böyledir. O bulanık ve üzüntülü iken erdemleri bulanık ya da sarsılmış değildir. Onun özündeki güçler kıpırdanmıştır. Bu güçler durgunlaşınca her şey durgunlaşacaktır Bu açıklamalar göstermektedir ki insanın ruhu sakin, huzurlu, ahenk içinde olursa yaşamı da mutluluk içinde olmaktadır. Bu ahenk bozulursa yaşamı da karmaşık olacaktır. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Mutluluğun, iç uyum ve gönül rahatını bozacak şeylerden uzak durmakla yakalanabileceği B) İnsanın gerçek huzura içine dönmesiyle ulaşılabileceği C) Gerçek bir huzur için ruhun kanatlarının iyice açılması gerektiği D) İnsanın, özündeki güçlerle dışarıdaki güçleri ayırması gerektiği E) İnsanın özündeki güçlerin kıpırdandığında ahenginin bozulacağı ESEN YAYINLARI

syal Bilimler-1 Testi için ayrılan kısmına işaret 2. İnsanlar vardır ki dünyaları hep kelimelerle örülmüştür. Onlar kelimelerle duyar, kelimelerle düşünür; kelimeleri birer mücevher dizisi gibi her kıymetin üstünde hisseder- ler. Ben de onlardan biriyim. Çünkü kelimeler birtakım boş sözler değildir. Şunun bunun uydurmasıyla piyasaya sü- rülen sahte boncuklar da değildir. Kelimeler, asırların ve asırlarca o kelimeleri konuşan, onlarla duyan, düşünenle- rin; onlarla seven ve sevilenlerin yaratıp güzelleştirdiği, be- ğenip Türkçeleştirdiği canlı, ruhlu ve musikili varlıklardır. Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Öğretici metin özellikleri ağır basmaktadır. B) Tanımsal ifade kullanılmıştır. C) Günlük konuşma diline ait ifadelere yer verilmiştir. D) Benzetmeye başvurulmuştur. E) Düşüncelerden yola çıkılarak tahminlerde bulunulmuş- tur.