Paragrafta Konu-Ana Düşünce Soruları
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünceoğrafyalar-
uptur. Her
ği tahmin
pa ile Afri-
cevaplayı
Dünyada bulunan yaklaşık 300.000 bitki türünün
yaşamlarını sürdürmek için gelişmiş duyulara
sahip olduğunu herkes kabul eder. Bitkilerin bazı
özellikleri insanlardaki tat alma, görme, dokunma
ve koku alma özelliklerine benzetilebilir. Fakat
daha önce hiç bitkilerin düşünme yetisine sahip
olup olmadığını düşündünüz mü? Bitkilerin dünya
üzerindeki yoğunluğu hayvanların yaklaşık 1.000
yeteneklerinin olmayışı büyük bir dezavantajdır.
katı kadardır. Fakat bitkilerin yer değiştirme
Ama bitkiler bu dezavantajı etrafımıza baktığımızda
göremeyeceğimiz kendine ait yöntemleriyle etkisiz
9
hale getirmeyi başarmıştır. Kötü bir koku a
tepkiniz nasıl olur? Yüzünüz buruşur, elinizle
burnunuzu kapatır veya o ortamı terk edersiniz
muydunuz? Mesela, olgunlaşan meyveler "etilen"
Bitkilerin de belirli kokulara tepki verdiklerini biliyor
isimli bir kimyasal salgılar. Bu kimyasalı algılayan
olgunlaşmamış meyveler gelişimlerini hızlandırırlar
Böylece ağaçtaki tüm meyveler, aynı sürede
olgunlaşmış olur. Ve yine bu koku, polen toplayan
böcekleri kendine çekmektedir. Diğer bir örnek ise
"ceset bitkisi"dir. Bu bitki, adından da anlaşılacağı
üzere çürümüş et kokusuna benzeyen bir koku
salgılar. Bu da sinekleri ve diğer çürükçül böcekleri
kendine çeker.
35. Bu parçadan hareketle bitkilerle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine kesinlikle ulaşılır?
A) Ceset bitkisinin çürümüş kokulara karşı duya
olduğuna
B) Fotosentez yaparak yaşamlarına devam
ettirdiklerine
C) Tüm bitkilerde görme, dokunma ve koku al
özelliklerinin olduğuna
D) Yer değiştirememe dezavantajını, avanta
k
dönüştürdüğüne
daha
E) Gelişmiş duyularıyla hayatlarını sürdürdü
sine 36. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangi
geçirirler.
amak için
re'ye göç
lar nisan
ülkemize
ustos so-
Afrika'ya
olarak
klı bir
u bir
azla
maya
yalı
şti.
ezilya
ni
Sre
ğını
aldığınızda
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce(1) Söylediklerim acı, sivri ve inciticidir.
(II) Eğer görüşlerimde hakikat payı olduğuna
inanıyorsanız lütfen bu acıtıcı sözlerimden dolayı
beni affedin. (III) Zira bir gayeye göre konuşmak,
insanın hoşuna gider. (IV) Yalan, hile ve
pohpohlama tatlı; hakikat ise acıdır. (V) Ağrının
olduğu yeri uyuşturmak ve hastalığın varlığını
inkâr etmek hastayı sakinleştirir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili
olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, bir gerçek açıkça dile getirilmiştir.
B) II. cümlede, yazar koşula bağlı olarak bir
ricada bulunmuştur.
C) III. cümlede, bir tespite yer verilmiştir.
D) IV. cümlede, karşılaştırma yapılmıştır.
E) V. cümlede, bazı ağrılardan kurtulmanın
mümkün olmadığına işaret edilmiştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana DüşünceS
29. Bulutlar genellikle beyaz görünmesine rağmen neden
yağmur bulutları koyu renktedir?
Havadaki su buharının yoğunlaşması sonucu oluşan bulut-
lar su damlacıkları ve buz kristalleri içerir. Atmosferdeki
parçacıkların boyutları görünür ışığın dalga boyuyla kıyas-
lanabilir ölçektedir ve güneş ışığı atmosferden geçerken
mavi dalga boyundaki ışınlar daha fazla saçıldığı için
gökyüzü mavi renkte görünür. Bulutları oluşturan su dam-
lacıklarının ve buz kristallerinin boyutları ise daha büyüktür
ve güneş ışığı bulutların içinden geçerken bütün dalga
boyundaki ışınlar saçılır. Bu nedenle bulutlar beyaz görü-
nür. Ancak bulutlar büyüyüp kalınlaştıkça güneş ışınlarının
büyük kısmı bulutlar tarafından yansıtılır ve soğurulur. Bu
nedenle daha az miktarda güneş ışığı bulutların alt kısmına
ulaşabilir. Yani yoğun bulutlar güneş ışığının önemli bir
kısmının yerin yüzeyine ulaşmasını engeller. Bu nedenle
bulutların yere yakın kısımları daha koyu renkte görünür.
Bu makaleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söy-
lenebilir?
ANesnel verilerden hareketle bir olguya ilişkin çıkarım
yapmaktadır.
B) Başlıkta ifade edilen soru ile içeriğin tutarsızlık oluştur-
duğunu göstermektedir.
C) Kanıtlanan bir olgunun sebepleri üzerine örnekler sıra-
lamaktadır.
D) Birbiriyle bağlantılı iki konunun, yağışlara olan etkisini
ortaya koymaktadır.
E) Farklı algıların oluşumuna yol açacak unsurların karşı-
laştırmasını yapmaktadır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana DüşünceTYT - TÜRKÇE TESTİ
22. Büyük İslam bilgini Gazali, sistemli iç gözlem ve davranış
tahliline dayalı yaklaşımlarıyla pek çok yeni görüş dile getir-
miştir. Onun büyük eseri "Din İlimlerinin Canlandırılması",
psikolojik kavramlaştırmalar, tahliller ve tasnifler yönün-
den oldukça zengindir. Bu kitabın özellikle üçüncü cildinin
başında yer alan "Kalbin Gariplikleri" bölümünde, sistemli
davranış tahlillerine dayalı dinî ve ahlaki çıkarımlar yer
almaktadır. "Dalaletten Kurtuluş" Gazali'nin otobiyografisi
olup bu kitabında fikri gelişimi, yaşadığı bazı bunalımlar,
manevi ve tasavvufi tecrübeleri hakkındaki şahsi gözlem
ve değerlendirmeleri yer alır.
Bu parçada Gazali ile ilgili olarak aşağıdakilerden han-
gisine değinilmemiştir?
(A) Gazali'nin önemli eserler kaleme alan bir İslam bilgini
olduğuna
B) Gazali'nin çok sayıda eser veren üretken bir yazar
olduğuna
C Bir eserinin psikolojik analiz ve sınıflandırma açısın-
dan değerine
D
Eserlerinden birinin bir öz yaşam öyküsü olduğuna
E Eserinde davranış tahlillerine dayalı dinî - ahlaki çıka-
rımlara yer verdiğine
M HOCAM
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce1.
Antik Çağ'da filozofların halka danışmanlık yaptı-
ğı bilinmektedir, insanlar filozoflara sorular sorar,
onlardan tavsiyeler alırdı.
11.
Filozoflar sadece felsefe konusunda değil hayatı
ilgilendiren birçok konuda bilgiliydi; Rönesans'a
kadar bilim insanı, danışman, bilge gibi unvanlar
filozof olmakla eş değerdi.
Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir
biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir?
(A) Ronesans'a kadar filozofların sadece felsefe konusun-
da değil yaşamın birçok alanında bilgili oldukları, Antik
Çağ'da halka danışmanlık yaptıkları ve halkın onlara
sorular sordukları bilinmektedir.
B) Filozofların sadece felsefe konusunda değil Antik Çağ'da
insanların sorularını yanıtladıkları, onlara danışmanlık
yaptıkları, Rönesans'a kadar bilim insanı gibi insanları
yönlendikleri bilinmektedir.
Antik Çağ'da filozofların sadece felsefeyle ilgilenmeyip
Rönesans'a kadar bir bilim insanı, bilge gibi halka
danışmanlık yaptıkları ve halkın sorularını cevapladık-
ları bilinmektedir.
D) Rönesans'a kadar filozofların bilim insanı, bilge gibi
unvanlarla sadece hayatı ilgilendiren soruları; Antik
Çağ'da ise halka danışmanlık yaparak halkın sorularını
cevapladıkları bilinmektedir.
E) Antik Çağ'da filozofların sadece felsefe alanıyla ilgi-
lendikleri, Rönesans'la birlikte bilim insanı, danışman,
bilge gibi unvanlarla başka konularda da halka danış-
manlık yaptıkları bilinmektedir.
5.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce2021-TYT/Türkçe
33. Hasan Ali Yücel, benim kuşağım için çok önemli kişilerden
biriydi. Yazar, şair, çevirmen, öğretmen ama başta Milli
Eğitim Bakanı. Biz lisedeyken bakan olmuştu. Önce çok
kızmıştık, yeni sınavlar getirmişti. Anladıkça, tanıdıkça,
dünya kültürüne, çağdaş uygarlığa tutkunluğunu gördük-
çe çok sevdik onu. Lise ve üniversite yıllarımızın eğitim
bakanı hep oydu. Klasiklerin yayımlanması, İnönü Ansik-
lopedisi, Islam Ansiklopedisi, Köy Enstitüleri, insancıl bir
bakış açısı, ileriye doğru gerçek bir atılıma yöneliş... Hep
onunla başladı, bütün bunları hep ondan öğrendik.
Bu parçada, Hasan All Yücel ile ilgili aşağıdakilerin
hangisine değinilmemiştir?
A) Çeşitli yazın türleriyle ilgilendiğine
B) Pek çok "ilk"e imza atan biri olduğuna
CY Eğitim dünyasına katkıda bulunduğuna
DY Anlaşılıp tanındıkça değer verildiğine
E Döneminde, meslektaşları tarafından çok sevildiğine
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana DüşünceTemel Yeter
28. Eleştirmenler ve edebiyat gazetecileri ortadan
kalktıkça yazarla okur arasındaki süreç kısalıyor,
piyasanın etkisinden de özgürleşiyormuş
duygusu gelip yerleşiyor içimize. Buna rağmen
nitelikli edebiyatı keşfetmek, karmaşanın içinden
iyiyi bulup çıkarmak da tam tersine giderek
zorlaşıyor.
Aşağıdaki cümlelerin hangisi bu parçada
savunulan düşünceyle aynı doğrultudadır?
A) Eleştirmenlerin olmadığı bir edebiyat
dünyasında, daha az okur edebiyata ilgi
göstermektedir.
B) Edebiyatla ilgili değerlendirme ve haberler,
okurun edebî kaliteye ulaşmasını kolaylaştırır.
C) Nitelikli edebiyatın keşfi, kişinin ancak kendi
çabasıyla mümkündür.
D) Nitelikli edebiyat ürünlerinin okura
ulaşmasında edebiyat eleştirmenlerinin işlevi
yoktur.
E) Piyasanın, okurla yazar arasındaki ilişkiyi
özgürleştirmesi, nitelikli edebiyata ulaşma
zeminini hazırlar.
3
SINAV
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşüncenaine ozgu by sahat anlayışı gelişt
E) Okuma eyleminin ona hocalık ettiği
34. Türk-İslam kültüründe hayvan sevgisi denince akla
önce kediler gelir. Kedi denince de Annemarie
Schimmel'in kitabından bahsetmemek olmaz. Tüm
hayatını İslam ve tasavvuf araştırmalarına adayan
Schimmel, bu kitabında Şark edebiyatını tarayarak
kedinin edebî metinlere yansıyan öznel anlamına
odaklanıyor. Kitapta bir araya getirilen bilgiler
folklordan, halk edebiyatından ve tarihî kaynaklardan
derlenmiş. Yazar Doğu kültürlerindeki kedi sevgisini
kadim Misir medeniyetinin etkisi olarak değerlendiriyor.
Kitapta küçük kalkık burunlu, ipek saçlı İran
kediciklerinden kibirli siyam kedilerine, altın renkli
Abbasi kedilerinden çikolata tonunda kahve renkli
Birmanya kedilerine ne arasanız var.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine
değinilmemiştir?
A) Annemarie Schimmel, kediler üzerine yetkin bir
çalışmaya imza atmıştır.
B) Annemarie Schimmel, Doğu medeniyetlerindeki
kedi sevgisinin Eski Mısır'dan geldiğini ileri
sürmüştür.
C) Annemarie Schimmel, kitabında kedinin Doğu
edebiyatlarındaki imgelerine yoğunlaşmıştır.
D) Türk-İslam medeniyetinde kedi sevgisi diğer
hayvanların sevgisinden önce gelir.
E) Söz edilen kitapta birçok kedi türü araştırma
konusu yapılmıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce2. Aşağıdaki parçalardan hangisi "Hata yapmaktan
korkmak, maddi ve manevi birçok fırsatın kaçırılmasına
sebep olabilir mi?" sorusuna cevap vermektedir?
A) Korku, son derece insanca bir duygudur. Yaşamsal
bir dürtüdür. Bu duygu birçok tehlikeden uzak dur-
mayı; uyanık, enerjik, dikkatli ve disiplinli olmayı sağ-
lar. Bu bakımdan başarılı olmak için muhakkak biraz
kaygı taşımak gerekir. Bunun dozu iyi ayarlanmazsa
kaçırdığımız balıklar büyük olacaktır.
B) Türk kültüründe korku, büyük çoğunlukla küçültücü
bir duygu olarak kabul edilir. Oysa son derece in-
sanca bir duygudur ve kişinin malını, canını ve iti-
barını korumasına yardım eder. Kişi, kendisini tehdit
eden bir durumda hızla karar vererek ünlü "savaş ya
da kaç" tepkisini gösterir.
C) Hata yapmama konusunda ebeveynlerin ısrarcı ol-
maması gerekir. Zira çocuk doğası gereği hata ya-
parak öğrenmektedir. Ebeveynin buradaki görevi bir
tür rehberliktir: Onu tehlikeli durumlardan korumak ve
olumlu davranışlarını pekiştirmek gibi...
D) Korku aslında bir beklentinin sonucudur. Toplumun
bizimle ilgili birçok beklentisi bulunuyor. Sınavı ka-
zanabildin mi? Üniversiteye yerleşebildin mi? Bu
beklentiler çocuklar üzerindeki baskıyı artırmakta do-
laysısıyla korkuyu da tetiklemektedir.
E) Korkuya karşı koyabilmenin tek yolu kişinin kendine
güven duymasıdır. Kendine güven soyut bir inanç,
yetkinlik ise somut çıktıları olan yeterliliktir. Ne yazık
ki bu iki özellik birbirine karıştırılır ve kendine güve-
nin yeterli olacağı gibi gerçekçi olmayan bir çıkarıma
neden olur.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana DüşünceTYT 05
25. Editör: Zaman zaman tükendiğinizi veya üretmekte
zorlandığınızı hissettiniz mi?
Yazar Gülten Dayıoğlu: Çok çok kitap yazmak gibi bir
hedefim olmadı. Çünkü kitap yazarken çalakalem havasına
kesinlikle kapılmam.
Editör: Türkiye'de yazarlık atölyeleri başlığı altında bazı
kurslar açılıyor.
Yazar Gülten Dayıoğlu: Yazmak, yaratma işidir. Yaratıcılık;
zihin, ruh, algılama, duyulardan elde edilen bilgi birikimleriyle
kültür alt yapısından oluşan bileşimdir bence. Tüm bu
değerler insandan insana değişir. Bu durumda yaratıcılık
nasıl öğretilebilir?
Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki
yazarın bakış açısıyla örtüştüğü söylenebilir?
A) Az ama öz yazarak kalıcı izler bırakan bir sanatçının
varlığından söz edemeyiz, aksini ispatlayan henüz
çıkmadı.
B) Yaratıcılığın sınırlarını zorlayan sanatçılar, yalnızca
tek bir sanat dalıyla yetinmemiş ve farklı alanlarda
gelişmiştir.y noinev svoy
C) Yazarın toplumdaki her şeyden bir öykü çıkarabildiği
glas (0
sanılsa da bu, yazarın kapasitesine göre değişkenlik arz
eder.
D) Şiir çalakalem yazılsa da roman ve öykü gibi düzyazı
türleri, geniş bir birikimin sonucu olarak zamanla ortaya
çıkar.
E) Yazarlık atölyelerinde yetişenler bir tornadan çıkmış
yazar taklitçisi olmaktan öteye pek geçemezler,
geçemediler..neb
polimal
E
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce31. 1999'da izleyiciyle buluşan The Matrix filmi dünyayı
derinden sarsmayı başarmıştı. Yüz milyonlarca kişilik bir
hayran kitlesi ortaya çıkmıştı. O zamana kadar üzerinde
fazlaca durulmayan ve garip bir felsefi soru olan Matrix
problemi, gelişen teknolojiyle daha fazla sorulur olmuştu.
İlk filmin getirdiği başarı sonrası iki devam bölümü
daha çekilmişti. Yönetmenliğini Lana Wachowski'nin
yaptığı Resurrections ile ünlü seri yeniden doğdu. Keşke
doğmasaydı. Hayranlarını üzdüğü, aksiyon sahnelerinin
üzerinde pek çalışılmadığı, senaryonun gereksiz hızlı aktığı
gibi gerçekler söz konusu. Sanki ilk üç filmi hızlıca tekrar
etmeye çalışıyormuş gibi bir his damakta kalıyor. Sayısız
insan, anılarına ihanet edildiğini düşünüyor.
Bu parçada söz edilen filmin asıl eleştirilme nedeni
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Aradan geçen çok uzun yıllara karşın gelişmeleri doğru
yansıtamaması
B) Seriye bir katkı sağlamak bir yana eserin bellekteki
izlerine zarar vermesi
C) Aksiyon sahnelerinin izleyicinin gerçeklik algısında
kırılmalara yol açması
D) İlk üç filmde yaşananları genç izleyicilere yeterince
özetleyememesi
E) Senaryonun hızlı akması yüzünden çeşitli kopukluklara
maruz kalması
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşüncea
DENEME-6
33. Felsefenin sağlam bilgiler edinmeyi amaçladığını, doğru
olanı bulup ortaya çıkarmaya çalıştığını söyleyebiliriz.
Ancak, bütün bilimlerin ortak amacının da bu olduğunu
biliyoruz. Bilimler de kendi araştırma alanlarında
doğruluklara ulaşmak amacını güderler. Demek ki
amaç bakımından, felsefe ile bilimler arasında fark
yoktur. Nitekim bilimlerin bağımsızlaşıp kendi başlarına
ortaya çıkmalarına kadar felsefe, en geniş anlamıyla
akla dayanan bilgi olarak anlaşılmıştı ve bütün bilimleri
kapsıyordu.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
olarak söylenmiştir?
A) Felsefe ile bilimler arasında ne tür bir ilişki ve etkileşim
söz konusudur?
B) Bilimlerin felsefeden ne zaman ayrıldığına dair bir
yorum yapılabilir mi?
C) Bilimin ilerlemesi felsefi alanda başına buyruk bir tavır
görülmesine neden olmuş mudur?
D) Bilimden önce felsefenin varlığından söz etmek nasıl
bir yaklaşımdır?
-E) Bilimsel yaklaşımlara gore felsefenin en doğru tanımı
nasıl yapılmıştır?
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşüncee,
E.
ar
nca
yildizsorular.com-
DENEME-6
26. Günümüzde rezidans ve AVM başlığı altında birçok
fonksiyonun aynı kompleks içinde temsil bulduğu gerek
konut mimarisine gerekse kamusal yapılaşmaya yön
veren çağdaş mimarinin tamamen temelsiz ve ilkesiz
olduğunu söylemek elbette yersiz olur. Zira işlevsellik,
çağdaş mimarinin dayandığı temel tasarım ilkelerinin
en önemlilerinden olup Amerikalı mimar Louis Sullivan
tarafından mimarlıkta kullanılan "biçim işlevi izler"
sloganına dayanır. Gerçekten de pratik işlevlere çözüm
arayarak yola çıkan bir tasarımcı, işlevsel yöntemle bir
biçime ulaşır. Ve bu biçim ya da form, mimarlığın ana
kriterlerinden ilki olan işlevselliği yerine getirir.
Bu parçada "çağdaş mimari"yle ilgili olarak
vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Belli formların inşasında işlevsellikten ziyade estetiği
ön plana alarak kitlelerin beğenisine ulaşmayı
amaçladığı
B) Mimarinin ana kriterlerinden olan işlevsellik ile estetik
bir zevki kültürel birikim üzerinde inşa etmeye çalıştığı
Belli bir esasa ve ilkeye dayanmadığına yönelik
eleştirilere rağmen işlevsel olarak belli ihtiyaçların
giderilmesine yönelik olduğu
D) Birçok fonksiyonun aynı binada bir arada sunulmasını
hedeflemekle birlikte yapılarda gereksiz tasarımların
ortaya çıktığı
E) Mimarideki temel tasarım ilkelerinin ötesine geçip yeni
prensipler ortaya koyarak belirgin bir farklılık yarattığı
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünceen-
için
niz,
mak
Bu
bir
tiril-
grisi
diği
tres
usu
dik
ma-
arını
layı
iyo-
ol-
arla
aya
çimi
da-
edil-
sine
Dilimizde olumsuz anlamda söylenen "icat çıkarmak"
pek faydalı bir iş gibi gelmiyor kulağa. Yani "icat" ke-
limesi normalde "etmek" ya da "yapmak" fiilleriyle kul-
lanılırken "çıkarmak" fiili "şapkadan tavşan çıkarmak",
"birinin başına iş çıkarmak" ya da "işkembeden atmak"
gibi başka deyimleri hatırlatıyor. Dilimizde böyle bir de-
yimin olması sizce de üzücü değil mi? İşin özü, her ica-
din temelinde şapkadan çıkan bir tavşan ya da başta
çoğu kişiye mantıksız gelen bir yaklaşım (işkembeden
atmak) olabilir. İcatların temelinde mevcut bakış açısıyla
çözülemeyen ekstrem bir bakış açısıyla çözülebilecek
bir problem vardır. İcat, bazen uzun süreli çalışmaların
sonunda bazen de beklenmedik tesadüflerle ortaya çı-
kabiliyor. İlk bakışta basit gibi görünen bir icat, milyar-
larca insanın hayatını kolaylaştırarak ciddi faydalar sağ-
layabilir. İcat yapabilmek için gerekli olan bakış açısının
temelinde ise eleştirel düşünce yatar. Ayrıca "Bu daha
iyi yapılabilir mi?" sorusu neredeyse tüm mucitlerin ortak
noktasıdır, dersek yanlış olmaz.
39. Bu parçada icat çıkarmak deyimiyle ilgili asıl yakını-
lan durum aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yeniliklere açık olma konusunda olumsuz bir tablo
çizmesi
icat yapmaya yönelik çalışmalara küçümser bir tavır
oluşturması
C) Eleştirel düşünceyi alaya alıp önemsememe anlamı
vermesi
D) Farklı olumsuz deyimlerle birlikte anılıyor olması
E) Gereği olmayan sorunları gündeme taşıması
1.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana DüşünceB
B
22..
15. yüzyıldan 17. yüzyılın sonlarına kadar bilim insanları
ammate çalışmalarını kendi ülkelerinde sözlü olarak aktarmak ve
tartışmak için ana dillerini, uluslararası camiaya duyur-
mak için yazılı olarak aktarırken Latinceyi tercih ediyor-
lardı. Yüzyıllardır hiçbir ulusun resmî dili olarak kullanıl-
mayan Latince ölü bir dildi. Bu yüzden tüm ülkelerdeki
bilim insanları tarafından eşit derecede sahiplenilerek
bir doğayı anlama aracına dönüşmüştü.
Bugün kullandığımız biyolojik isimlendirme ve sınıflan-
dırmanın mucidi İsveçli botanikçi ve hekim Carl Linna-
eus'tur. Tıp biliminin botanik ile oldukça iç içe olduğu o
yıllarda, doktorlar hastalarını tedavi edebilmek için uzun
ve değişkenlik gösterebilen Latince bitki tanımlamalarını
kullanıyordu. Linnaeus, bu karmaşayı çözen Systema
Naturae eserini ilk olarak 1735 yılında yayımladı. Linna-
eus'un önerdiği sınıflandırma terimleri ile türleri tanımla-
mak için sadece iki Latince kelimeden ibaret ikili isimlen-
dirme sistemi biyoloji bilimini temelli değiştirdi. Bu basit
ve tutarlı sistem bugün hâlen kullanılıyor.
halo Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söy-
lenebilir?
A Farklı görüşlerin aslında birbirini desteklediğini göster-
mektedirler.
Bİki farklı konuya ilişkin ortak bir görüş olduğunu vurgula-
maktadırlar.
C) Aynı olguyu farklı yönleriyle değerlendirip ele almakta-
dırlar.
D) Aynı düşünceyi pekiştirmeye yönelik farklı örnekler sun-
maktadırlar.
EX Farklı üsluplar kullansalar da konuyu benzer nedenlerle
açıklamaktadırlar.
00
24.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana DüşünceD
25. Ben sonuna kadar okunabilecek bir kitap yazmak
istedim. Yarıda bırakılmasın, bir sonraki sayfa için bir
sonraki öykü için sabırsızlanılsın. Evet, sanırım bunu
da başardım. İstedim ki farklı deneyimler tadılsın. Dil
aksamasın, göze de çok batmasın. Söylediğim her
şey, bir boşluğu doldursun. Attığım taş ürküttüğüm
kurbağaya değsin. Türkiye'nin bir yerinde, hayalimde
kanlı canlı karşıma çıkan bir okur var; ona güzel bir
şeyler okutmak için uğraşıyorum.
HOWAR
Bu parçada söz edilen kitabın en belirgin özelliği
asağıdakilerden hangisidir?
Tutarlılık
B) Güncellik
C) Gerçekçilik
D) Sürükleyicilik
E) Mecazlı söyleyiş