Paragrafta Konu-Ana Düşünce Soruları

18. Ben şiirde gerçekçiliği tüm yönleriyle vermek istiyo- rum. Buna hâlâ alışamadım. Birçok şiirimde gerçek- lik tek yönlüdür. Bu da şiirimi heyecanlı havalar ça- lan orkestraya benzetiyor ama yalnızca marş türü. Bu hatam dünyaya bakış açımdan değil, dünya gö- rüşü ile sanat arasındaki ilişkiyi doğru kavrayama- yışımdan kaynaklanıyor. Aşağıdakilerden hangisi şairin şiirlerinde gördü- ğü eksikliği yansıtmaz? A Gerçeği tüm yönleriyle vermemesi BY Ayrı duyguyu ve düşünceleri ele alıp işleyeme- mesi es Dünya görüşü ile sanat arasındaki ilgiyi kavra- yamaması Şiirini, aynı duyguyu işleyen bir marş havasın- dan kurtaramaması E) Dünyaya bakış açısını tam belirleyememesi

de ane ilan Sne- ana erine biri rtülü dre- kinci 17.) Hemingway; öykülerinde gösterişten uzak, yalın ve dümdüz bir anlatımı tercih etti. Gazeteci öykücülerin yaptığı dolaysız anlatımı seçti. Betimlemeyi sadece fiziki atmosfer yaratmada kullandı. Anlattığı olaylara, nesnelere son derece soğuk baktı. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi Hemingway'in tutumuyla örtüşmez? Betimlemeye ve kişi çözümlemelerine ağırlık ver- mek B) Kalemini bir kamera gibi kullanarak sinemanın ola- naklarını öyküye taşımak G) İmge, simge ve metafordan uzak durmak D) En sarsıcı insani durumlarda bile serinkanlı bir dil kullanmak E) Toplumdaki dışlanmış insanları, yenilmişleri insa- ni bir olgu olarak resmetmek Wayseri inde sib Diğer Sayfaya Geçiniz.

2. - 3. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Fuzuli'nin çağdaşı İngiliz şiir ve oyun yazarı Shakespeare'in zamanın ruhunu zamansızlıkla anlatmasındaki güç hatta sihir müthiş. Otuz yıl sonra onun Hamlet adlı oyununu yeni- den okuduğumda fark ettim bunu. 16. yüzyılın İngiltere'si için şöyle sözler söylemiş: amaks , bu h incak (1) E torku rginli ur. ( Kim sineye çeker kirbacını zamanın? Kim sabredebilir kibirinin küstahlığına, aşkın hor go- rülmesine? ime jisi Kim tahammül eder yetkinin kötüye kullanılmasına, yargıdaki acze, vefanın satılık olmasına? Bu sözde soru cümlelerinin yanıtları içinde aslında: Kimse bunlara katlanmamalı, katlanıyorsa zaten "kimse", "kişi" değil, kölesidir koşulların; kanıksamıştır olduğundan farklı görünmeyi. Peki, niçin? gis ga et n! 2. Bu parçadaki altı çizili söz ile Shakespeare'in vurgula- nan özelliği aşağıdakilerden hangisidir? A) Klasikliği B) Yenilikçiliği C) Üretkenliği D) Kararlılığı E) Çağdaşlığı 3. Shakespeare'in eleştirdikleri arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Aşkın küçümsenmesi B) Sadakatsizlik C) Hukukun zayıflığı D) Makam vermede ayrımcılık yapılması E) Elde edilen yasal gücün yasa dışı kullanımı

Söz korosu veya okuma tiyatrosu yoluyla sesli okuma yapılması anlamsızdır. D) Insahlar, okuma şekillerini kendi ilgi ve ihtiyaçlarına göre belirlemelidir. E) Öğretmenler, öğrencilerini daha yakından tanına ve anlama fırsatı bulmalıdır. 36. 20. yüzyılda geliştirilmeye başlanan tabletler son on yıl- da popüler olmuş ve minibook adı verilen küçük boyutlu dizüstü bilgisayarların yerini almıştır. Dizüstü bilgisayarla- rin taşınması ve kullanılabilirliği tabletlere göre çok daha zordur. Tabletler, klavye türüne ve fiziksel görünümüne göre sınıflandırılabilir. Tabletlerin kullanıcı kitlesi, ağırlıklı olarak iş insanları ve multimedya içeriklerle ilgilenen ki- şilerdir. Multimedya içeriklerinin takip edilmesi tabletlerle çok daha hızlı ve kolay yapılmaktadır. Bu parçada "tabletler” ile ilgili aşağıdakilerden hangi- Sine değinilmemiştir? AY 1900'lü yıllarda insan yaşamına girmeye başladığına B) Yakın bir zamanda popülerlik kazandığına Cyki farklı özelliğine göre sınıflandırılabileceğine D) Internet içerikleriyle ilgilenen bireyler ve iş insanları tarafından daha çok tercih edildiğine E) Multimedya içeriklerini kolaylıkla üretebildiğine

11 T 31 29. Wiskonsin-Medison Üniversitesinden bilim insanları, silisyum transistörlerden çok daha verimli olan karbon teknolojisinde bir nano devrimi yaşanabilir ve bu yeni nesil nanotüp transistör icadını gerçekleştirdiler. Yakın geleceğin transistor, elektronik ile ilgili bildiğimiz pek çok şeyi değiştirme potansiyeline sahip. Geçmişte bilim adamları karbon nanotüplerin bazı özelliklerinden yararlanarak daha az enerji tüketen, verimi ve performansı daha yüksek, daha hızlı kablosuz iletişime, daha güçlü akıllı telefonlara ve bilgisayarlara sahip olmamızı sağlayacak yeni devre elemanları icat etmeye çalışmışlardır. Fakat duvar kalınlığı bir atom kadar olan, küçük nano silindirlerden yapılan bu verimli transistörlerin geliştirilmesinin önünde pek çok teknik engel ortaya çıkmıştır. Şimdi ise Wiskonsin-Madison Üniversitesindeki malzeme mühendisleri, ilk kez silisyum transistörlerden daha güçlü olan karbon nanotüp yapılı transistörleri icat etmeyi başardılar. Bu parçaya göre I. Önceki yıllarda verimli transistör geliştirmede bazı sorunlar yaşanmıştır. II. Karbon nanotüp transistörler, silisyum transistörlerden daha verimlidir. III. Wiskonsin-Madison Üniversitesindeki malzeme mühendisleri, karbon nanotüp transistörlerden daha güçlü olan silisyum transistörler icat ettiler. yargılarından hangileri söylenebilir? A) Yalnız B) Yalnız 11 C) Yalnız III D) I ve 11 E) I, II ve III

17. Þuyuşsal özellikler; tutumlar, inançlar ve motivasyon gibi bilişsel olmayan özellikleri içeren geniş bir kavram olarak düşünülür. Göz önünde bulundurulan bu özellikler, bilişsel hedeflere ulaşmada önemlidir. Fakat duyuşsal özellikler direkt gözlenemediğinden zor ölçülür. Bundan dolayı öğretim sürecinde fazla dikkate alınmamaktadır. Bireylerin öğrenmesinde en etkili duyuşsal özelliklerden biri olan isteklendirme, eğitimdeki önemli psikolojik kavramlardan biri olarak düşünülmektedir. İsteklendirme, öğrencilerin bilişsel öğrenmelerinin koşullarından biri olarak görülmektedir. Bu bakış açısıyla, özellikle öğrencilerin çok zorlandıkları bir ders olan matematik dersinde öğrencilerin öğrenmeye yönelik motivasyonlarına önem vermenin öğrencilerin bu dersi daha iyi öğrenmelerini sağlayabileceği düşünülebilir . Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi yanlıştır? Aşamalı yargıya yer verilmiştir. else By Gerekçeli söyleyiş bulunmaktadır. Lo Çıkarımda bulunma söz konusudur. D kaliplaşmış söz kullanılmıştır. E)Karşılaştırmadan yararlanılmıştır.- FIDört

2 21. ---- Bilimle ilgilidir çünkü edebiyat ve tarih belgelerini toplayıp değerlendirerek onlardan özgün bir sentez meydana getirir. Sanatla ilgilidir çünkü edebiyat metinleri üzerinde çalışır. Fakat bilim olarak pozitif bilimler gibi gözleme ve deneye dayanmaz. Oğretici bir nitelik taşıdığı için de sanat eseri değildir. Edebiyat tarihinin görevlerinden biri, edebî türlerin gelişimini göstermektir. Bundan dolayıdır ki edebiyat tarihi çeşitli türlerin doğuşunu, hangi etkenlerle nasıl geliştiğini, bu gelişmelerin nasıl bir yol izlediğini ele alır. 1. Edebiyat tarihinin sanatsal ve bilimsel hususiyetleri olduğu yadsınamaz II. Edebiyat tarihi bir bakıma hem bilim hem de sanattır D III. Edebiyat tarihçisinin yaptığı işin sanatsal ve bilimsel yönleri söz konusudur Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre numaralanmış cümlelerden hangileri getirilebilir? A) Yalnız! B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) I, II ve III +

GELİŞME TESTİ 2 PARAGRAFTA KONU VE ANA D KRONOMETRE 14 dk. Ideal çözme süreniz 3./ in bi e b e 1. Okumak heyecanla paylaşmayı getirir beraberinde çoğu zaman. Bir şeyler devşirdiğiniz bir kitaptan, uygun ortamlarda ve yeri geldiğinde söz edersiniz veya konu açılır , konuşursunuz. Ama bunu, yazmayı düşünmeden, doğal bir biçimde yaparsınız. Paylaştığınız hususlar, çevrenizdekilerce önemli bulunursa bunları yazıya dökmenizi isteyecek birileri olabilir çevrenizde. Önce tereddüt edersiniz; işte sözlü olarak paylaşıyorsunuz, yazmak şart mıdır? Bu ürkekliği aşıp da yazacak olursanız kitap yazılarının kapıları size aralanmış demektir. E et Bu parçanın bütününde aşağıdakilerin hangisinden söz edilmiştir? A) Yazmanın niteliğinden B) Yazar olma sürecinden (9 Kitap yazılarından D) Okumanın yararlarından E) Kitap yazılarının kaynağından LİMİT YAYINLARI 2. Farklı farklı toplumlardan ya da farklı gruplardan muiltür haktığında o toplumun dilini hiç insanlar bi

1. Sanatta gerçekçilik önemlidir. ----, gerçeği bütün yönleriyle ve samimiyetle anlatmasındadır. Bunun için sanatta sadelik hâkim olmalı, gerçekler - Hayali ve olması ihtimal dâhilin- de olan birtakım eylemleri sanat diye anlatmanın bir faydası yoktur. Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) Yazmanın amacı - basit bir dille aktarılmalıdır B) Sarlatın güzelliği - herkesle paylaşılmalıdır C) Edebiyatın değeri - öznellikten arındırılmalıdır D) Sanatın faydası - olduğu gibi verilmelidir E) Edebiyatın sirri - okuyucudan saklanmalıdır

19. Duygular birer veridir, talimat değil. (1) Onları olduğu gibi kabul etmek yerine, bize öğrettiklerini anlamaya çalışıp bunları kullanabiliriz. (II) Bize gösterdiklerini ve bize fark ettirdiklerini anlamaya çalışmakta fay- da var. (III) Örneğin, gündelik rutinden canımız si- kiliyorsa ve bu, bizi kötü hissettiriyorsa burada kötü hissimin bana öğretmek istediği bir şey saklıdır. (IV) Kötü hissediyorum çünkü verdiğim kararla- rin hepsinde beni pişman eden bir şey buluyorum. (V) Çekilen can sıkıntısı; yeni bir yaratıcılığın orta- ya çıkmasına, yeni bir karşılamaya doğru atılan ilk adımdır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangi- si düşüncenin akışını bozmaktadır? A) 1 B) II C) III D) IV E) V

Onun şiirleri toplumun bilincini harekete geçirecek güçtedir. Bir yandan Anadolu'nun uzak köy ve kasa- balarında yetiştikten sonra büyük kentlere yerleşen ve sonrasında doğdukları yerlerin sorunlarını unutup oralara sırtını dönen, içinde bulundukları burjuva dü- zenini ve onların uygarlık anlayışını savunan, sınıfla- rindan kopmuş ve yozlaşmış sanatçılar; diğer yandan halkının, yurdunun gerçeklerini gören, bilen, onların acılarını ve yaşamlarını sanatıyla dile getiren Anadolu şairi Ahmed Arif... Onun şiirleri Anadolu'yu bilmeyen- lerin yazamayacağı, yurdun sınırlarını aşmayan yerel bir insancıllıkla doludur. Kendi şiirine en uygun yapıyı ve misra düzenini bulmuş bir şairdir. Yalın anlatımıyla yazdığı şiirlerini halkın türküleriyle, ağıtlarıyla ve ma- sallarıyla beslemiştir. ste Bu parçadan hareketle Ahmed Arif ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Sosyal farkındalık düzeyini etkileyecek nitelikte şiirleri olduğu B) İnsanların yaşamlarını gerçekçi bir şekilde yansit- trgi C) Şiirlerini kendine özgü bir yapıda oluşturduğu D) Şiirlerinde geleneksel kaynaklardan yararlandığı E) Anadolu insanını evrensel değerler Işığında anlat- tiği

33. Her fotoğraf bir parçayı, bir kesiti temsil eder. Bir fotoğrafın anlamı, hangi çerçeve sınırlarında görüldüğüne göre değişir. Bu yüzden fotoğraflar, bir şipşak baskıda, bir galeride, bir polis dosyasında, bir fotoğraf dergisinde veya bir evin oturma odasında farklı görünecektir. Benzeri ortamların hepsi, fotoğrafların bambaşka kullanımları olduğunu akla getirir fakat bu kullanım biçimlerinin hiçbirinden onun kesin anlamını çıkarmak gibi bir durum da söz konusu değildir. Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir? A) Her fotoğrafın anlamı ona bakanın ruh håline göre ortaya çıkar. B) Fotoğrafın taşıdığı anlamı belirleyen unsur, kullanıldığı bağlamdır . C) Aynı obje değişik bir amaç ve teknikle fotoğrafíanırsa farklı bir anlam üretir. D) Kapalılık ve değişken anlam fotoğrafın sanatsal yönünü ortaya çıkarır. E) Fotoğraflann doğru ve eksiksiz yorumları teknik bilgiler sayesinde yapılır. Bolognamanise ME

t ÇAP/TYT 34. 16 Kasım 1918 tarihli Güney Afrika'da yayımlanan ga- zete haberinde, 7000 kişinin Güney Afrika'da salgin dan ötürü ölümle pençeleştiği hatta 66 beyaz vatan- daşın da öldüğü rapor edilmişti. 1918 yılında İspanya gribi tüm dünyayı tehdit ettiği gibi Cape sömürgesinde de ölümlere sebep olmuştu. Bu salgının yayılmasına neden olan temel etken Avrupa'dan gelen gemilerin Cape limanına uğramasıydı. 1918 yılında bu büyük salgından ötürü Dutch Reform Kilisesinin Güney Afri- ka'da yetimlere bağış topladığı söylenmişti. 13 Şubat 1920 tarihli bir gazetede ise Bubonik Plague adında bir salgının Doğu Afrika sahillerinde ölümlere yol aç- tığı haberi yapılmıştı. Haberin devamınďa Mombasa Limanı'na gelen bir İtalyan gemisinin bu hastalığı yay- dığı kaydedilmişti. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilme- miştir? A) Bazı salgın hastalıkların Afrika’ya Avrupa'dan gel- diğine (B) İspanyol gribinin tüm dünyada etkili olduğuna C) Salgın hastalıklarda pek çok can kaybı olduğuna D) Salgın haberlerinin gazete arşivlerinde yer alan ör- neklerine E) Afrika'da etkili olan salgınların etkilediği ülkelere 35. - 36. soru cevaplayınız. Dondurma gür dalarından biri yerler için sad leme aracıdır. makla birlikte biliyordu faka kültürünün ya ve tüketilebil çıkmaktadır. li, dondurm Öyle ki bu tüketiciler Böylece ta de bir mar maraş de manın ge özdeşleşt orkide bit gin olara turistik b CAP 35. Bu par lerden A) DC B) M e C) D D) E) [

10 ONRO ESTAURAS OK** TYT/Türkçe 35. Hayal edelim: Sayılar üç boyutlu olsaydı, müziğin bir şekli var olsaydı veya renklerin sesi olsaydı dünya nasıl bir yer olurdu? Bu düşünce biraz tuhaf gelebilir fakat sinestezik kişiler için durum tam olarak böyle. Bu zararsız durum, toplumun küçük bir bölümünde - %20'sinde- görülüyor. Peki, nedir sinestezi? Sinestezi kavramı, Yunancada "syn" (birlikte) ve "aesthesis" (algılamak) kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşturulmuştur. İsmin kökeninden de anlaşılacağı üzere sinestezi, duyuların birlikte algılanması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Sinestezik kişilerde bir duyunun algılanması, başka bir duyunun da algısını tetiklemektedir. Dolayısıyla iki veya daha fazla duyunun algılanması bir arada olmaktadır. Sinestezik kişiler, "pencere” sözcüğünü gördüklerinde et tadı alabiliyorlar ya da bir müzik duyduklarında bunu mavi olarak nitelendirebiliyorlar. Bu kişilerde tüm duyular, beyindeki bağlantılar nedeniyle birbiri ile ilişkili hâldedir. Sinestezik kişiler, rakamları ya da harfleri duyabilir, onları bir renkte görebilir ve herhangi bir rengi bir harf ya da rakamla ilişkilendirebilir. Bu parçadan hareketle "sinestezi" ile ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi söylenemez? Duyular arasındaki ayrımı kesindir. B) Normal bir insanın yan yana getiremeyeceği iki unsuru ilişkilendirebilir. e) Bu özelliğe sahip kişiler için bir nesne, farklı duyular ile ilgili algılar uyandırabilmektedir. D) Isminin kaynağı Yunancadır. E) Yaygın bir durum değildir. 36. Ad yaz ort ise da ka G O

33. Dağlık arazideki girintili çıkıntılı yapıya göre inşa edilen Kau- pes antik kenti, geçmişte limanı olan bir kentmiş. Bugün ise kıyıdan birkaç kilometre içerde yer alıyor. Geçmişi yaklaşık 2800 yıl geriye giden kaunos, Karia ile Likya sınırında yer al- yor. Kendi adina para basan, kurutulmuş tuzlu balik, incir, su- sam, reçine ve karasakız ihracatı yapan ve çok zengin bir kent olan Kaunos, Kalbis Deresi'nin getirdiği alüvyonlarla kıyıdan uzaklaşmış, limanı işlevini yitirmiş. Daha sonraları sazlıklar- dan yayılan sinekler nedeniyle hastalıklarla mücadele eden, önemini yitiren bir kent olmuş. Likya şehri Xhantos gibi ba- ğımsızlık konusunda ödünsüz olan kaunos halkı, Xhantoslu- larla birlikte Pers istilasına direnen ikinci kent aynı zamanda. Bu parçadan Kaunos antik kenti ile ilgili olarak aşağıda- kilerden hangisi söylenemez? A) Halkının özgürlüğüne düşkün bleugu B) Coğrafi yapıya uygun bir şekilde kurulduğu C) Geçmişte canlı bir ekonomik yaşamin olduğu D) Bir süre Perslerin egemenliği altına girelig E) Limanının zaman içinde eski özelliğini kaybettiği 1. OTURUM

13. çiçekli badem ağaçlarını unut değmez bu bahiste geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı islak saçlarını güneşte kurut olgun meyvelerin baygınlığıyla parıldasin nemli, ağır kızıltılar sevgilim, sevgilim mevsim sonbahar Bu dizelerle ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Yer-yön zarfı kullanılmıştır. B) Birleşik yapılı sifatlar vardır. C) İyelik ve belirtme durumu eki almış sözcükler kulla- nılmıştır. D) Gövdeden türemiş sözcükler vardır. E) Edilgen çatılı fiile yer verilmiştir. Diğer sayfaya geçiniz.