Paragrafta Konu-Ana Düşünce Soruları

29. Zekanin 8 türü vardır. Bunların hepsi az ya da çok tüm insanlarda vardır. Çeşitli zeka alanları, zihinde bir arada, belli bir uyum içinde bulunur. Müzik, ritim ze- kasıyla sözel dilsel zeka bir arada çalışır. Sözel dilsel alanı gelişmiş olanın müzik ritim zekası gelişkindir. Sonuç olarak zeka geliştirilebilir bir kavramdır ve he- pimiz değişik şekillerde zeki olmayı başarabiliriz. Yani yaşımıza başımıza bakmadan istersek zeki olabiliriz. Zira hepimizin farklı yetenekleri vardır. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? AY Yeteneklerimiz doğrultusunda çalıştığımızda ba- şarılı olmanın bir yolunu buluruz. B) Akıllı insanlar zekalarını planlı ve çok çalışmaları- na borçludurlar. C) Başarılı olmak için kendimize uygun bir yöntem geliştirmemiz gerekir. D) Zeki insanlar kendilerini geliştirmenin bir yolunu mutlaka bulur. Ey insanların yetenekleri zekâ seviyesine göre çeşit- lilik gösterir .

2. Modernitenin kimi zaman bizleri hırpalayan birçok şey sunduğu bu dönemde o, tuvallerine modern yaşamın kıyılarındaki coşkuların, hüzünlerin, toprağın, denizin ve gökyüzünün resmini yaptı. Resimlerinden çıkan değerli kavramlar hep ayniydi: İçtenlik, doğallık ve özgürlük. 4 Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşa- ğıdakilerden hangisidir? A) Gelenek anlayışında farklılıklar bulunan aileler X B) Değişen bireysel ve toplumsal yaşam alanları v Cr Popüler kültürün uzağında kalan değerler X DY Farklı sosyal sınıfların birlikte yaşadığı yerler x EY Modern yaşamın beraberinde getirdiği sorunlar X 3

198. Berci Kristin Çöp Masalları, kahramanlar ve hikâ- yeler değişse de, Sevgili Arsız Ölüm'de anlatılan ve köyden kente göç eden hayatların şehirde nasıl devam ettiğine dair, yine tüm samimiyeti ve doğal- lığı ile bir Latife Tekin kitabı. Latife Tekin'e özgü dil ve anlatımla, bir gecekondu romanı, bir gecekondu mahallesini, Çiçektepe'yi anlatıyor. Bu romanda da Sevgili Arsız Ölüm'deki gibi, büyüler, gerçeküstü hikâyeler, masalla gerçeğin birbirine karıştığı olay- larla dolu öyküler ve yaşamlar yer alıyor. Romanın dili, bir yıkılıp bir kurulan tenekeden ya da karton- dan konduların, konduların yıkılıp yapılmasına benzeyen yaşamların, bu yaşamların birbirine ka- rışması ile hızla bir varoşa dönüşen Çiçektepe'nin dili olarak karşımıza çıkıyor. Romanın yapısı ve tarzı, dili ile uyum içinde var oluyor. Yukarıdaki metinde I. Bicem II. Kanıksama WT. içerik IV. Karşılaştırma V. Açıklama Y. hangisiyle ilgili ifade yoktur? AI B) II C) III D) IV E) V

DEBİR NLARI 28. Aşağıdaki parçalardan hangist "Günümüz sanatçıları, kendisini öncelikle insanların beğenileri ile değil geçmişin değerleriyle var etmeli; ortaya koyacakları eserleri hiç olmadığı kadar çok beğenmelidir." düşüncesine uzak düşmemektedir? A) Z kuşağının ilgisini çekmeye çalışmak, sanıldığı kadar zor değil bence. Ne dinlediklerine, ne izlediklerine, neyi tercih etiklerine bakınca sanat eserinde de neyi görmek istediklerini bulabilir ve bunu ortaya koyabiliriz. B Ege yöresinde bu kadar çok beğenilmesinin sebebini hiç merak etmedim doğrusu. Hayatının son demlerin- de etrafındaki insanları kırmamış, onlar için sözcükle- rini armağan etmişti şiirlerinin asıl sahiplerine. C) Şimdiki akımlardan etkilensem de kendimi yüzyıllık fırça şekillerinden koparamadım. Uzun sokakların çıktığı denizleri gördükçe kendimle gurur duyuyorum çünkü onunla resim sanatının tarihini yaşıyorum. D) Sinemanın etkisi, gün geçtikçe azalıyordu ama yeni bir stille tüm dengeler değişti diyebiliriz. Dizilerin hızlı, akıcı ve merak uyandıran konuları reyting bulunca sinemada da yeni stilin yolu açıtmış oldu. E) Bir türkü geleneğinin usta bir saz sanatçısını teknolo- jik bir bağlama ile görmek, değişime olan açıklığının en güzel göstergesidir. Yeniye meraklıydı ve internet- te en çok izlenenlerden olmak tek tutkusuydu. 29. Aşağıdaki parçalardan hangisi "İkinci dili öğrenmek ye o dille iletişim kurmak en kolay hangi yaş aralığında usuna cevap vermektedir? Im

a DENEME-9 22, Edison 1887 'de ilk gramofon yaptığı zaman bir makale yayımladı, bu makalede icadının kullanılabileceği yerleri on madde halinde belirtti. Bunların arasında ölmekte olan kişilerin son sözlerini kaydetmek, görme engelli kişilerin dinlemesi için kitapları plağa almak, saatin kaç olduğunu duyurmak, hecelemeyi öğretmek vardı. Edison'ın önce- likler listesinde müziğin yeniden üretimi ilk sıralarda yer almıyordu. Birkaç yıl sonra Edison yardımcısına icadının hiçbir ticari değerinin olmadığını söylemişti. Daha sonraki birkaç yıl içinde düşüncesini değiştirdi, gramofon sat- mak üzere iş hayatına atıldı ama bürolarda dikte ettirme makinesi olarak. Başka girişimciler madeni para atıldığı zaman popüler müzik çalacak şekilde gramofonu değişti- rip müzik kutusu adı verilen şeyi türettikleri zaman, ciddi büro işlerinde kullanılan icadının değerini düşürdüğü için olsa gerek, Edison buna karşı çıktı. Ancak 20 yıl kadar sonra istemeye istemeye gramofonunun aslında müzik kaydetmeye ve çalmaya yaradığını kabul etti. Bu parçaya göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Bir ürünün istenilenden farklı işlevler için kullanılabile- ceği B) Düşüncelerin değişebileceğine ve bunda en önemli payın maddiyata ait olduğuna C) cari kaygıların nesnelerin kullanım şekillerine yön verebileceği DAklımıza gelmeyen bir fikrin de işlevselliğinin olabile- ceğine Talep görmesi istenilen bir ürünün geliştirilerek farklı şekilde sunulabileceğine

ÖSYM 2021 - TYT Tiyatro ve sinemada, izleyicinin bütün dikkatinin sahneye ve perdeye yönelmesini sağlayacak bir yerleşim ve ışık düzeni vardı Dikkatin dağıl- maması için, geç gelenler salona alınmaz. Buna rağmen, en iyi koşullar- da bile, bir filmin ancak %60'ının görülebildiği, %40 ayrıntının dikkatten kaçtığı saptanmıştır. Bu oranın, radyo ve televizyon yayınlarında daha da düştüğü kabul edilebilir. Çünkü radyo ve televizyon, genel olarak, gün- lük hayatın akışı içinde takip edildiği için kişi yayından zaman zaman ko- par. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Yetişkinlerin düz bir konuşmayı dikkatle dinleme süresinin, genel ola- rak radyoda beş dakika, televizyonda on dakika olduğu saptanmıştır B) Ancak bunda senaryonun özgün veya çeviri olmasının yanında ses ve görüntü efektlerinin de etkisi vardır C) Radyo ve televizyon dizilerinde bir sinema tekniği olan geriye dö- nüşlerle ayrıntıların pekiştirilmesindeki ana neden budur D) Uzun süreli bir programı, oyunu veya filmi dikkatle izleme süresi yaş ve ilgiyle ilişkilendirilebilir E) Kimi zaman çizgi filmler ve radyo oyunları gibi çocuklar için hazırlan- mış programları yetişkinler de aynı ilgi ve dikkatle izleyebilir

TYT/Türkçe 17. Karşıt koşullama, psikolojide oldukça yaygın bir terapidir. Bu terapide istenmeyen bir davranışın karşısına istenen bir davranışı koyarak güçlendirmek ve böylece istenmeyen davranışı zayıflatmak amaçlanır. Örneğin kişi bir durumda çok kaygı duyuyorsa kaygıya özgü fiziksel ve psikolojik tepkiler verecektir. İşte bu terapide bu kaygı tepkilerini azaltmak için, kaygı tepkileriyle aynı anda var olamayacak zıt tepkiler, pozitif bakış açıları öğretilir. Bu parçaya göre "karşıt koşullama terapisi"nin amacı aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Kişinin kaygı duyduğu durumdan kaçınmasının yollarını öğretmek B) Kişinin kaygr düzeyini artırarak kaygıya karşı duyarsızlaşmasını sağlamak C) Kaygıya yol açan olumsuz durumların olumlu onlerini göstererek kaygı düzeyini azaltmak D) Kaygının nedenlerini araştırarak kişiyi bilgilendirmek E) Kişiyi-kaygrduyduğu durumla doğrudan baş başa bırakmak A

33. Ortaya konulan eserde dil, kurgu ya da tasvir ne kadar etkiliyse karakterlerin sergilediği davranış ve tutum da o ne kadar ayrın kadar önemlidir. Karakterlerin psikolojisi tili ve etkili anlatılırsa inandırıcılık konusunda okuru ikna etmek de o kadar kolay ve tutarlı olacaktır. Felsefeye ve psikolojiye büyük bir ilgim olmuştur hep. Hangi edebi tür ortaya konulursa konulsun temeli felsefe ve psikoloji üze rine kurulan eserler ayakta kalmayı başarıp ölümsüzleşir. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir? A) Karekterlerinizin uzun psikolojik çözümlemelerini vermenizin özel bir sebebi var mı? B) Edebiyatın, psikoloji ve felsefe gibi bilim dallarıyla nasıl bir ilişkisi olmalı sizce? C) Edebî bir eserde, karakterlerin iç dünyaları mı kurgu mu sizce daha ağır basar? D) Ayrıntılı psikolojik çözümlemeler sizce okurun ilgisi- nin dağılmasına neden olur mu? E) Okuru ikna etmek noktasında kullandığınız yöntem- ler nelerdir?

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCELER 7. Bu çals anlayış yerleri aralan zengin öyküc öykü çıkan aling öyk da gör ço kit ak B GELİŞME TESTI 3 5. Uzay istasyonlarında ve yapay uydularda gerekli enerji, güneş panelleriyle sağlanır. Uzay istasyonu, uzay boşluğunda insanların konaklaması ve çalışması için hazırlanan platformdur. Şu ana kadar yapılan uzay istasyonlan alçak Dünya yörüngesine gönderilmiştir. Uzay istasyonlarının diğer uzay araçlarından başlıca farkı, hareket etmek için büyük roketlerinin olmamasıdır. Uzay istasyonlanna gitmek için bu tür hareket roketleri olan diğer uzay araçlan kullanılır. Uzay istasyonlan, yörüngede haftalarca, aylarca hatta yıllarca kalmak üzere tasarlanır. Bu parçada uzay istasyonlarıyla ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Enerjinin nasıl sağlandığına B) Olumsuz yönlerinin de olduğuna C) Ne işe yaradığına D) Bulunduklan yerlerde ne kadar kaldıklarına E) Nerede bulunduklarına 6. On dokuzuncu yüzyılda Osmanlı Devleti'nin sınırlanı içindeki okullarda eğitim birliği yoktu. Merkezi denetimden uzak olan eğitim ve öğretim kurumları kendi amaçları doğrultusunda farklı bir müfredat uygulamaktaydı. Osmanlı topraklarında dinî ağırlıklı eğitim veren medreseler daha yaygındı. Ayrıca çağdaş metotlarla eğitim veren okullar da faaliyet göstermekteydi. Diğer yandan azınlıkların kendi pin LİMİT YAYINLARI

Kapamaya sisli hava- na çekildi. ir şekilde. Bu esaret kaldığı o lardan ? nek 2. ADIM e düşünsel önemi Türk öykücülüğünde 50 kuşağının tarihsel ve üzerinde ne kadar durulsa az. Nitekim onlar Türkiye'de mo demist öyküyü icat ettiler. Yeni bir dil, yeni bir söyleyiş tarzı, yeni bir bakış ve yeni temalar kullanarak klasik anlatma gele neğinden bambaşka bir türü ortaya koydular. Öyle yapmalar da icap ediyordu çünkü bildiğiniz gibi, müzik değişince dans da değişir. İkinci Yeni, şiirini kurarken anlatmak istediğini, es- tetiğini, ne vezne sokabilirdi ne de heceye. Bunun için de ön- celikle onu kırmaları gerekiyordu. Türk öyküsünün devamına bakıldığında 50 Kuşağı'nın etkilerini takip etmek mümkün. Bu parçadaki altı çizili ifade ile anlatılmak istenen aşağı- dakilerden hangisidir? A Sanatçı, eserlerini okurun beklentisine göre oluşturur. B) Dönemin şartları oluşturulan eserlerin özelliklerini belirler. C) Her eserde olması gereken ahenk diğerlerinden farklıdır. DMetinlerin içerikleri ve amaçları yapılarını da değiştirir. E Sanatçıların kişilik özellikleri ortaya farklı metinler çıkarır.

Insan, duygusal bir varlıktır ama duygularını ifade edebilme konusunda yeterince başarılı değildir. Özellikle toplum içinde duygularını dile getirmenin bir zayıflık göstergesi olarak algılanması, bu durumun önemli bir nedenidir. Bu tür toplumsal kabullerden dolayı ne duygularımıza kulak vermeyi öğrenebiliriz ne de onları nasıl ifade edebileceğimizi. Üstelik duygularımızın sesini duymak yerine onları inkâr edip bastırmayı maharet olarak görürüz. Sevdiğimiz insanlara sevgimizi ifade edemeyişimizin nedeni de budur. En son ne zaman bir sevdiğinize olan duygularınızı dile getirdiniz? Şurası bir gerçek ki çoğumuz yaşadığımız olayların bizde bıraktığı duygusal izleri yok sayıp bildiğimiz, tamamen irademizden bağımsız olarak çocukluktan beri öğrendiğimiz belirli kalıplara göre tepkiler veririz. Oysa duyguları bastırmak onları yok etmez, onları yok saymak da sizi daha güçlü kılmaz. Geç kalmış sayılmazsınız, duygularınızı inkâr etmeyin, ifade edin. Onlar sizin duygularınız, bırakın konuşsunlar. 37. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Duyguları yadsımak, insanın kendi varlık amacını reddetmesi sonucunu doğurur. B) Duygu dilinin öznelliği, duyguların toplumsal hayatın temeli olmasını engeller. C) İnsanın duygusallık derecesi, yaşadığı toplumun kabullerinden bağımsızdır. Duyguları gizleme eğilimi, farkında olmadan geliştirilen bir davranış biçimidir. E) Insan, hislerini içinde yaşayarak çevresindeki kişilerin dayatmalarından kurtulur. ÖSYR mur

X 2. (1) Küçük kumaş parçalarını bir araya getirerek "bir bütün yaratma sanatı" olarak tanımlanır patchwork. (II) Patchwork, günümüzde renk kompozisyonları ve desen arayışlarıyla hızla gelişen bir sanat dalı hâline geldi. (III) Ayrıca eski giysilerin sağlam yerleri de bu amaçla tekrar kullanılırdı. (IV) Kumaşların el tezgâhlarında dokunduğu, bu nedenle de çok pahalı olduğu dönemlerde kumaş artıkları bu yöntemle değerlendirilerek çeşitli eşyalar yapılırdı. (V) Tüm dünyada patchwork adıyla tanınan çalışmanın, Anadolu'daki tarihine göz attığımızda "yamalı bohça, kırkyama ve kırkpare" gibi isimlerine rastlamak mümkündür. Bu parçanın anlamsal bütünlüğünün sağlanması için numaralanmış cümlelerden hangileri birbiriyle yer değiştirmelidir? C) Il ve V B) II ve IV A) I ve II D) III ve V E) IV ve V

Mist 2. Bir apartmanın yarı aydınlık penceresini görür gö- zum, akşamları eve dönerken. Bir yaşlı adam, köşe- ciğine çekilmiş, elinde bir kitap, durup dinlenmeden okumaktadır onu. Kimdir bu yaşlı adam, necidir, nasıl bir insandır? Hiçbir özelliğini bilmiyorum. Ama dünyada ancak birkaç yılı kalmasına karşın durup dinlenmeden okuyan bu yaşlıdaki okuma tutkusu nereden gelmektedir? Asıl merak ettiğim budur. Ya- zımda bu "merak"ı yenmeye çalışacağım. Yukarıdaki parçada yazar, yazısının hangi ögesi üzerinde durmaktadır? AYDili B) Üslubu C) Konusu D) Teması E) Türü

39-40. soruları aşağ cevaplayınız. Julio Cortazar 115 bolumden oluşan Seksek adlı romanında, geleneksel anlatım şekilleri ve edebi tekniklerie ince ince dalgasını geçer. Roman, gerçekliğin dayattığı saçmalığın içinde biçimlenen bir dünyada amaçları sekseğin son halkasına ulaşmak olan bir grup insanın hikayesidir. Kitabın omurgasını dil meselesi oluşturur. Dilin neredeyse bütün imkanlarını zorlayan deneysellik arayışıyla günlük yaşamın sıradanlığını ustaca bir araya getirir. lik 56 bölüm asıl romanı oluşturur. 56. bölümü bitirdikten sonra ortalama okuru uyanır Cortazar ve der ki: "Ey okur, roman bitti! Bundan sonra kitaba devam etmek isteyenleri çetin bir sınav beklemektedir. O bölüme kadar normal seyirde aktığını düşündüğümüz roman, eğer okumaya devam etmek istersek sıçramalı bir metne dönüşür. Kitabın ismi olan "Seksek" de buradan gelmektedir zaten. Roman burada enteresanlaşır. Oyun başlamıştır. 56. bölümden sonra "okunması zorunlu olmayan bölüm çıkar karşımıza. İkinci okumaya 73. bölümle başlamamızı önerir Cortazar. Ve sonra bölümden bölüme sıçramaya başlarız. 73-1-2- 115-3-84-71-5-81-74-6-7-8-93-68-9-104-10-65-11 diye devam eder gideriz. Böylelikle Cortazar, tek bir romanla ilgi çekici üç farklı roman okutur bize. 40. Bu parçanın yazarına göre romanın ilgi çekici olmasının sebebi nedir? A) Bir çocuk oyunundan yola çıkılarak yazılması B) Yazarın aklına geldiği gibi yazması ve kalipların dışına çıkması C) Romanın bir oyuna dönüşüp üç değişik biçimde okunabilir olmasi DIYazarın metin içinde okuru yönlendirmesi ve ne yapacağını söylemesi E) Oxyucuların seviyesine uygun olması TÜRKÇE TESTİ BİTTİ. SOSYAL BILIMLER TESTINE GEÇİNİZ.

izm akim ek TYT 37-38, sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Günümüzde herkesin şikayetçi olduğu bir konu var. Unutkanlik. Teknoloji ve lüks hayat, bir yandan hayatımıza inanılmaz kolaylıklar sağlarken bir yandan da hayatımızdan neleri alıp götürüyor, henüz tam manasıyla anlayabilmiş değiliz. Ancak bir gerçek var ki teknolojinin sebebiyet verdiği yoğun elektromanyetik kirlilik, hafiza sorunlarının en büyük sebebidir. Hafiza sorunlanını gidermek ve en uygun bellek gücüne sahip olabilmek için görsel imajlardan yararlanma, düzenli spor aktiviteleri, elektronik sistemlerden uzak durma, düzenli beslenme, düzenli uyku alışkanlığı vb. birçok yol var. 37. Bu parçadan teknoloji ile ilgili; I. hayatımızda önemli iyileştirmeler yapti, II. bellek sorunlarına neden olduğa, kişinin sosyalleşmesine katkı sağladığı, W sağladığı yararlanın, verdiği zararlardan fazla olduğu ifadelerinden hangileri söylenebilir? A) Yalnız I B) Yalnız III Cve Il D) I ve IV E) Il ve Ill 38. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Karşılaştırmadan yararlanılmıştır. B) Sayıp dökmelere yer verilmiştir. C) Saptamaya yer verilmiştir. D) Olaylar, oluş sırasına göre verilmiştir. E) Farklı yapıda cümleler kullanılmıştır. New aminda müzik, irçok Jarak

LOOUL ye mol A A TYT-LILA 17. Kartal Yuvasında anlattıklarımız Mardin'in ilginç öy- küsüdür. Bu öyküde çesitli ırkların ve dinlerin ilişkileri, çelişkileri, benzerlikleri an- latılır. Aslında Mardin'in öyküsünü bugüne dek anlatmaya, hikâye etmeye hiçbir yazar cesaret etmemiştir. Çünkü dinler ve ırklara rağmen olanları anlatmak ya da bulmak, zor olduğu kadar da diyalog dışı sayılmıştır belki de. Biz dinlerin kutsiyetine inanarak ana öykü örgüsünü pozitif düşüncelerle olması gereken biçimde anlatmaya çalıştık. Tabii ki tarihî romanda bizim de bir kurgumuz oldu ve bu kurgu, güçlü surları ile yüksek bir dağın tepesinde bulu- nan Mardin Kalesi'nin kimsenin almaya gücü yetmeyen duruşunun, heybetinin, baş eğişinin olabilirlik anlatımıdır. Yararlandığım yazılı kaynakların yanında anonim ola- rak anlatılanlar -anlatılanların 600'lü yıllardakilerle giyim kuşam dışında epeyce benzerlikleri vardır- tarihe açılan gedikler gibiydi. Romanda olayların betimlenmesinde ırk- lar ve dinler karşısında eşit mesafede olunmuş, akıl ve mantıktan kaçınılmamıştır. Bu parçada sözü edilen Kartal Yuvası'yla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Mardin Kalesi ana ekseni çerçevesinde olayların ele alındığı B) Farklı din ve milliyetler arasındaki çatışmaların dile ge- tirildiği C) Yapıtın oluşumunda yazılı ve sözlü birçok kaynaktan yararlanıldığı D) Mardin'de yaşayan farklı din ve ırklara ait özelliklere yer verildiği E) Olay anlatımında objektif bir duruş sergilenmeye çalı- şıldığı A