Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu-Ana Düşünce Soruları

29. Nöroşirürjiyen olarak da bilinen bu uzman; mikrocerrahi
tekniklerini bilir, dikkat ve konsantrasyon sahibidir, onun
el-göz koordinasyonu yeteneği gelişmiştir, yoğun ve stresli.
çalışma temposuna uyum sağlayabilir.
Bu uzmanın görevleri: Tedavi planı oluşturmak, hastalara
tibbi görüşlerini sunmak ve tedaviyi uygulamak için onay
almak, cerrahi girişimlerin başarılı olup olmadığını ya da ek
tedaviye gerek olup olmadığını değerlendirmek için ameli-
yat sonrası hastayı kontrol etmek....
Bu görevlerinin dışında hastayı ve hastanın bakımından
sorumlu olan kişileri ameliyat sonrası bakım, egzersiz, isti-
rahat gibi konularda bilgilendirmek; gerekli gördüğü durum-
larda diğer meslektaşları ile fikir alışverişinde bulunmak,
akademik alandaki gelişmeleri ve yenilikleri takip etmek gibi
görevleri vardır.
Fizyoterapist: Güç, esneklik, denge ve koordinas-
yon faktörleri ile hastaların sağlıklı yaşam tarzını
geliştirmesini teşvik eden, en iyi şekilde gelişme
göstermesine yardımcı olmak için tedavi sırasında
hastaları motive eden, egzersiz seansları düzenle-
yen, egzersiz ve hareket hakkında hastalara eğitim
ve tavsiye veren uzmandır.
II.
Nöroloji Uzmanı: Nörolojik testler yardımıyla rahat-
sızlığı teşhis eden, hastaları koordinasyon, refleks,
duyu, dil becerisi, bilişsel yetenek ve zihinsel durum
gibi alanların fonksiyonel durumu hakkında bilgi
edinmek üzere inceleyen ve ameliyat gerektiren
durumlarda hastayı ilgili cerrahi doktora yönlendiren
uzmandır.
III. Beyin Cerrahı: Sinir sistemi bozukluklarını ince-
leyen, teşhis eden, hastaları cerrahi olarak tedavi
eden, tümörleri çıkaran, kronik ağrıyı gideren, yara-
ları, damar bozukluklarını, parkinson ve epilepsi
gibi hastalıkları tedavi etmek için beyin, omurilik ve
periferik sinirler üzerinde ameliyat yapan uzmandır.
Yukarıdaki özellikleri sıralanan kişinin mesleği aşağı-
dakilerden hangisi olabilir?
A) Yalnız II
B) Yalnız III
C) I ve II
D) II ve III
E) I ve III
C
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
29. Nöroşirürjiyen olarak da bilinen bu uzman; mikrocerrahi tekniklerini bilir, dikkat ve konsantrasyon sahibidir, onun el-göz koordinasyonu yeteneği gelişmiştir, yoğun ve stresli. çalışma temposuna uyum sağlayabilir. Bu uzmanın görevleri: Tedavi planı oluşturmak, hastalara tibbi görüşlerini sunmak ve tedaviyi uygulamak için onay almak, cerrahi girişimlerin başarılı olup olmadığını ya da ek tedaviye gerek olup olmadığını değerlendirmek için ameli- yat sonrası hastayı kontrol etmek.... Bu görevlerinin dışında hastayı ve hastanın bakımından sorumlu olan kişileri ameliyat sonrası bakım, egzersiz, isti- rahat gibi konularda bilgilendirmek; gerekli gördüğü durum- larda diğer meslektaşları ile fikir alışverişinde bulunmak, akademik alandaki gelişmeleri ve yenilikleri takip etmek gibi görevleri vardır. Fizyoterapist: Güç, esneklik, denge ve koordinas- yon faktörleri ile hastaların sağlıklı yaşam tarzını geliştirmesini teşvik eden, en iyi şekilde gelişme göstermesine yardımcı olmak için tedavi sırasında hastaları motive eden, egzersiz seansları düzenle- yen, egzersiz ve hareket hakkında hastalara eğitim ve tavsiye veren uzmandır. II. Nöroloji Uzmanı: Nörolojik testler yardımıyla rahat- sızlığı teşhis eden, hastaları koordinasyon, refleks, duyu, dil becerisi, bilişsel yetenek ve zihinsel durum gibi alanların fonksiyonel durumu hakkında bilgi edinmek üzere inceleyen ve ameliyat gerektiren durumlarda hastayı ilgili cerrahi doktora yönlendiren uzmandır. III. Beyin Cerrahı: Sinir sistemi bozukluklarını ince- leyen, teşhis eden, hastaları cerrahi olarak tedavi eden, tümörleri çıkaran, kronik ağrıyı gideren, yara- ları, damar bozukluklarını, parkinson ve epilepsi gibi hastalıkları tedavi etmek için beyin, omurilik ve periferik sinirler üzerinde ameliyat yapan uzmandır. Yukarıdaki özellikleri sıralanan kişinin mesleği aşağı- dakilerden hangisi olabilir? A) Yalnız II B) Yalnız III C) I ve II D) II ve III E) I ve III C
32. Bir kitabın derinlikler içindeki bilinç dışı malzemeyi de
An soruları aşağıdaki parçaya göre cevapla.
la dudaklara
aşa, aynı za
siyla kuru
etki göst
irsak
ardır,
dürtme ihtimali vardır. Şansınız varsa bir blogda, bir oku-
ma grubunda, doktorunuzun odasında bu derin etkileri
yorumlama şansı bulursunuz. Aksi takdirde elinizdeki
kitabın kapağını kapattığınız an beklenmedik bir huzur-
suzluk da sizi bulabilir. Sonuçta edebiyat sadece umut
aşılamaz, ufuk açmaz, v
kimi zaman görmez
dir. Onu görür
hayatını
rhem olmaz. Edebiyat
uk kadar hırçın-
r. Günlük rutin
"gu süsünde
at kitap var
$$1
böyle
mış, kin
a keli
r. Peki
Ozür
ne kadar
bylem
yüz
n 21 gün
ek mi?
Söylence-
'er için bu
s kitabı ile
hdan ilk ke
ku-
ve bilgi alışverişi yaptıkları yer altı ağının
mekanizması gibi çalıştığını belirten araş-
insanların kullandığı internette olduğu gibi
ranlık bir taraf olduğunu dile getiriyorlar.
göre bitkilerin bazıları çevrelerinde isteme-
salgıladıkları kimyasallarla yok etmeye ça-
nun için "siber saldırılarda bulunabiliyor ya
un besininden çalabiliyor. Klorofil içermeyen
itkilerin aksine fotosentez yoluyla kendi
stemiyor. Bunun neticesinde de çevrelerin-
cilerden
ÖZ
YAY
ağıdak
ir? 7
miliginka
liği içi
22. Sanata ilişkin yaratma sürecine giren kişi, bu yaşantısı
içinde bazen tasarladığının dışında kontrol edemediği
birçok faaliyeti gerçekleştirmektedir. İşte bu tür faaliyetler
sonrasında yüksek benlik başka bir boyutta var olmak-
tadır. Bu başka boyutlar ise yüzeydir, hacimdir, sestir,
sözdür. Yani sanata ilişkin yaratma sürecine giren kişi
kendi tercihleri doğrultusunda yüksek benliğini yüzeyde
var edebilir, hacimde var edebilir, sesle var edebilir, sözle
var edebilir. Eğer yüzeyde var etmeyi tercih etmişse bu
sürecin sonunda bir resim ya da fotoğraf ortaya çıkar.
Hacimle var etmişse ya bir heykel ortaya çıkar ya da
mimari bir yapı ortaya çıkar. Sesle var ederse bir müzik
eseri, sözle var ederse bir edebi eser ortaya çıkmaktadır.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada savunulan dü-
şünceyi destekler niteliktedir?
A) Sanatçı, yaratma sürecine girmeden ortaya ne koya-
cağını tam olarak bilemez.
B) Sanat eserinin oluşması için uygun koşulların da var
olması gerekir.
CSanat dallan arasındaki ilişkinin boyutu tahmin ettiği-
mizden daha fazladır.
Resim ya da fotoğraf sanatçısı, ilk etapta bambaşka
bir süreçten gelir.
E) Sanatçının birçok dalda eser vermesi için ilk önce
kendini bulması gerekir.
?
de ins
müm
Vaya göre cevi
şam
orsun
kenc
liyor
geri
cad
etk
e
16
arrkarar alabilmesi
ilgi olması
1.
1. Bu testr
olarak al
2. Cevaplar
Tarih önc
karanlık c
Yukarıdak
"karanlık" d
kilerden ha
A) Ticari faa
B) Göçebe
6)-Tarihçileri
vermemes
D) Tarih önce
farklı zama.
Yazı kullanı.
namaması
evleti'nin E
icari ilişkile
'olia Antlas
r." hüküm
erden hangisi savu
karak As
Al Ekonomik olarak Bizans
B) Hükümdarlarının devlet g
C) Ekonomik refah ve k
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
32. Bir kitabın derinlikler içindeki bilinç dışı malzemeyi de An soruları aşağıdaki parçaya göre cevapla. la dudaklara aşa, aynı za siyla kuru etki göst irsak ardır, dürtme ihtimali vardır. Şansınız varsa bir blogda, bir oku- ma grubunda, doktorunuzun odasında bu derin etkileri yorumlama şansı bulursunuz. Aksi takdirde elinizdeki kitabın kapağını kapattığınız an beklenmedik bir huzur- suzluk da sizi bulabilir. Sonuçta edebiyat sadece umut aşılamaz, ufuk açmaz, v kimi zaman görmez dir. Onu görür hayatını rhem olmaz. Edebiyat uk kadar hırçın- r. Günlük rutin "gu süsünde at kitap var $$1 böyle mış, kin a keli r. Peki Ozür ne kadar bylem yüz n 21 gün ek mi? Söylence- 'er için bu s kitabı ile hdan ilk ke ku- ve bilgi alışverişi yaptıkları yer altı ağının mekanizması gibi çalıştığını belirten araş- insanların kullandığı internette olduğu gibi ranlık bir taraf olduğunu dile getiriyorlar. göre bitkilerin bazıları çevrelerinde isteme- salgıladıkları kimyasallarla yok etmeye ça- nun için "siber saldırılarda bulunabiliyor ya un besininden çalabiliyor. Klorofil içermeyen itkilerin aksine fotosentez yoluyla kendi stemiyor. Bunun neticesinde de çevrelerin- cilerden ÖZ YAY ağıdak ir? 7 miliginka liği içi 22. Sanata ilişkin yaratma sürecine giren kişi, bu yaşantısı içinde bazen tasarladığının dışında kontrol edemediği birçok faaliyeti gerçekleştirmektedir. İşte bu tür faaliyetler sonrasında yüksek benlik başka bir boyutta var olmak- tadır. Bu başka boyutlar ise yüzeydir, hacimdir, sestir, sözdür. Yani sanata ilişkin yaratma sürecine giren kişi kendi tercihleri doğrultusunda yüksek benliğini yüzeyde var edebilir, hacimde var edebilir, sesle var edebilir, sözle var edebilir. Eğer yüzeyde var etmeyi tercih etmişse bu sürecin sonunda bir resim ya da fotoğraf ortaya çıkar. Hacimle var etmişse ya bir heykel ortaya çıkar ya da mimari bir yapı ortaya çıkar. Sesle var ederse bir müzik eseri, sözle var ederse bir edebi eser ortaya çıkmaktadır. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada savunulan dü- şünceyi destekler niteliktedir? A) Sanatçı, yaratma sürecine girmeden ortaya ne koya- cağını tam olarak bilemez. B) Sanat eserinin oluşması için uygun koşulların da var olması gerekir. CSanat dallan arasındaki ilişkinin boyutu tahmin ettiği- mizden daha fazladır. Resim ya da fotoğraf sanatçısı, ilk etapta bambaşka bir süreçten gelir. E) Sanatçının birçok dalda eser vermesi için ilk önce kendini bulması gerekir. ? de ins müm Vaya göre cevi şam orsun kenc liyor geri cad etk e 16 arrkarar alabilmesi ilgi olması 1. 1. Bu testr olarak al 2. Cevaplar Tarih önc karanlık c Yukarıdak "karanlık" d kilerden ha A) Ticari faa B) Göçebe 6)-Tarihçileri vermemes D) Tarih önce farklı zama. Yazı kullanı. namaması evleti'nin E icari ilişkile 'olia Antlas r." hüküm erden hangisi savu karak As Al Ekonomik olarak Bizans B) Hükümdarlarının devlet g C) Ekonomik refah ve k
TYT
34. I. Hayatımın en yoğun deneyimlerinden biriydi. Orada
olmak güzeldi ve yardımcı olabildiğim için çok
mutluydum ama sonunda görevimiz sona erdi.
Oradaki atmosfer ve diğer çalışanlar sayesinde iyi
bir deneyim yaşadım.
....
II. Normalde her aşamada birkaç günlük eğitim
almamız gerekiyordu ama biz katıldığımızda
laboratuvar günde 100.000 teste ulaşma yolunda
son adımlarını atıyordu ve herkesin işi başından
aşkındı. Sonradan dâhil olduğumuz için eğitimimizi
iş başında aldık.
III. Bence daha çok haberlerden ve hükümetten gelen
dışsal bir baskı vardı. İçeridekilerin tavrı
"Yapabildiğiniz kadar yapın." şeklindeydi. Elbette
elimizden geldiğince çok test yapmamızı
istiyorlardı.
IV. Birlik olma duygusu çok hoşuma gitti. Hepimiz
yardım etmek istediğimiz için oradaydık. Zor
olmasına rağmen herkes iyi bir iş çıkarmak
istiyordu.
V. Müdürümüz çok sonuç odaklıydı. İçinde
bulunduğumuz durumda bu önemli ama ara sıra
mola vermemiz de önemli ve çoğu zaman minimum
mola süresini bile kullanamıyorduk. Doğru dürüst
ara vermeden geçen on iki saatlik vardiyalar çok
zordu.
Numaralanmış bu parçalar soru-cevaba göre
ikişerli gruplandırıldığında hangisi grup
oluşturmaz?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
TYT 34. I. Hayatımın en yoğun deneyimlerinden biriydi. Orada olmak güzeldi ve yardımcı olabildiğim için çok mutluydum ama sonunda görevimiz sona erdi. Oradaki atmosfer ve diğer çalışanlar sayesinde iyi bir deneyim yaşadım. .... II. Normalde her aşamada birkaç günlük eğitim almamız gerekiyordu ama biz katıldığımızda laboratuvar günde 100.000 teste ulaşma yolunda son adımlarını atıyordu ve herkesin işi başından aşkındı. Sonradan dâhil olduğumuz için eğitimimizi iş başında aldık. III. Bence daha çok haberlerden ve hükümetten gelen dışsal bir baskı vardı. İçeridekilerin tavrı "Yapabildiğiniz kadar yapın." şeklindeydi. Elbette elimizden geldiğince çok test yapmamızı istiyorlardı. IV. Birlik olma duygusu çok hoşuma gitti. Hepimiz yardım etmek istediğimiz için oradaydık. Zor olmasına rağmen herkes iyi bir iş çıkarmak istiyordu. V. Müdürümüz çok sonuç odaklıydı. İçinde bulunduğumuz durumda bu önemli ama ara sıra mola vermemiz de önemli ve çoğu zaman minimum mola süresini bile kullanamıyorduk. Doğru dürüst ara vermeden geçen on iki saatlik vardiyalar çok zordu. Numaralanmış bu parçalar soru-cevaba göre ikişerli gruplandırıldığında hangisi grup oluşturmaz? A) I B) II C) III D) IV E) V
B
32Gazeteci
32. Gazeteci: Şiir için ruhun otobiyografik fasikülleri diyebilir
miyiz?
Şair: Elbette, şiir hayattan doğar
Gazeteci: Ama siz, yaşadığınız onca olumsuzluğa rağmen
şiirlerinizde kara bulutlardan değil, güneşten söz ettiniz.
Şair: O kara bulutlar, ruhumdaki güneş özlemini benim
otobiyografim hâline getirdi.
Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki şairin
sanat anlayışıyla örtüştüğü söylenebilir?
X
Şair, yaşamdaki gerçekliği olduğu gibi aktarmakla
görevli bir sanat elçisidir.
B) Şiir, tıpkı yaşamda olduğu gibi ilham verici, aynı
zamanda da göz korkutucudur; o, kesin sonuçlara varan
net bir mantık sisteminde aranmamalıdır.
Sadece kendisi için var olan, her türlü ideolojik söylem
ve sosyal kaygıdan uzak duran şiir, gerçeklikten
arındırılmış bir zeminde güzellik duygusunun
oluşturulması için ortaya çıkacaktır.
DY Duyguy
DYDuyguyu ve hayalleri belli bir bütünlük içinde toplayan
sözcükler dünyası, konuşmanın ve anlatmanın ötesinde
bir şeyler sezdirmek için şiir hâline gelmektedir.
(E) Siir, insanının umudunu diri tutarak onu içinden
çıkılamaz sandığı pek çok güçlüğe karşı daha dirençli
olmaya çağınır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
B 32Gazeteci 32. Gazeteci: Şiir için ruhun otobiyografik fasikülleri diyebilir miyiz? Şair: Elbette, şiir hayattan doğar Gazeteci: Ama siz, yaşadığınız onca olumsuzluğa rağmen şiirlerinizde kara bulutlardan değil, güneşten söz ettiniz. Şair: O kara bulutlar, ruhumdaki güneş özlemini benim otobiyografim hâline getirdi. Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki şairin sanat anlayışıyla örtüştüğü söylenebilir? X Şair, yaşamdaki gerçekliği olduğu gibi aktarmakla görevli bir sanat elçisidir. B) Şiir, tıpkı yaşamda olduğu gibi ilham verici, aynı zamanda da göz korkutucudur; o, kesin sonuçlara varan net bir mantık sisteminde aranmamalıdır. Sadece kendisi için var olan, her türlü ideolojik söylem ve sosyal kaygıdan uzak duran şiir, gerçeklikten arındırılmış bir zeminde güzellik duygusunun oluşturulması için ortaya çıkacaktır. DY Duyguy DYDuyguyu ve hayalleri belli bir bütünlük içinde toplayan sözcükler dünyası, konuşmanın ve anlatmanın ötesinde bir şeyler sezdirmek için şiir hâline gelmektedir. (E) Siir, insanının umudunu diri tutarak onu içinden çıkılamaz sandığı pek çok güçlüğe karşı daha dirençli olmaya çağınır.
40. Aş
las
39-10. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap-
layınız.
Evrenin doğasıyla ilgili konuşmak, başlangıcı ve sonunun
olup olmadığını tartışabilmek için kuramlara ihtiyacımız
vardır. Kuramlar, evrenin sınırlı bir bölümünden hareketle
gözlemlerimize dayanarak oluşturduğumuz kurallar dizi-
sidir. Bana göre kuramlar birer varsayım olmaları bakı-
mindan değişkenlik gösterir, tamamen doğru olduklarını
asla kanıtlayamazsınız. Kanıtlama amacıyla yaptığınız
deneylerin sonuçları kuramla ne kadar uyumlu çıkarsa
çıksın bir sonraki sonucun kuramla çelişmeyeceğinden
emin olamazsınız. Ayrıca kuramın kestirimleriyle çelişen
tek gözlemle bile kuramı çürütebilirsiniz. Yeni deneylerin
tahminlerle uyuştuğu gözlemlendikçe kuram ayakta kal-
dığı için ona olan güvenimiz artar ancak kuramla çelişen
yeni bir gözlem, o kuramı bir kenara atmamızı veya de-
ğiştirmemizi gerektirir.
39. Bu parçada kuramla ilgili aşağıdakilerin hangisine
değinilmemiştir?
A) Hangi durumlarda gereksinim duyulduğuna
B) Gündelik yaşama nasıl yön verdiğine
C) Nasil bir süreç sonunda ortaya çıktığına
D) Neden bir varsayım olarak görüldüğüne
E)
Değiştirilmesini gerektirecek durumlara
Dediştirmisini
A
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
40. Aş las 39-10. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap- layınız. Evrenin doğasıyla ilgili konuşmak, başlangıcı ve sonunun olup olmadığını tartışabilmek için kuramlara ihtiyacımız vardır. Kuramlar, evrenin sınırlı bir bölümünden hareketle gözlemlerimize dayanarak oluşturduğumuz kurallar dizi- sidir. Bana göre kuramlar birer varsayım olmaları bakı- mindan değişkenlik gösterir, tamamen doğru olduklarını asla kanıtlayamazsınız. Kanıtlama amacıyla yaptığınız deneylerin sonuçları kuramla ne kadar uyumlu çıkarsa çıksın bir sonraki sonucun kuramla çelişmeyeceğinden emin olamazsınız. Ayrıca kuramın kestirimleriyle çelişen tek gözlemle bile kuramı çürütebilirsiniz. Yeni deneylerin tahminlerle uyuştuğu gözlemlendikçe kuram ayakta kal- dığı için ona olan güvenimiz artar ancak kuramla çelişen yeni bir gözlem, o kuramı bir kenara atmamızı veya de- ğiştirmemizi gerektirir. 39. Bu parçada kuramla ilgili aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir? A) Hangi durumlarda gereksinim duyulduğuna B) Gündelik yaşama nasıl yön verdiğine C) Nasil bir süreç sonunda ortaya çıktığına D) Neden bir varsayım olarak görüldüğüne E) Değiştirilmesini gerektirecek durumlara Dediştirmisini A
B
UZMAN
24. Bir kelime işçisi olan ne kadar yazar veya ozan varsa herhalde
hepsinin yalnızlık hakkında, ölüm hakkında veya en azından aşk
hakkında bir eseri, bir şiiri, hikâyesi, romanı, tiyatrosu en azından
bir cümlesi olmuştur. Ve herhalde sevgi hakkında bugüne kadar
da söylenmemiş söz kalmamıştır. Hal böyle iken bugün hâlâ sevgi,
aşk, yalnızlık hakkında yeni şeyler söyleniyor olması, aşkı anlatan
oyunlar yazılıp romanlar kaleme alınması, şiirler söylenip şarkılar
dizilmesi beni şaşırtıyor. Leyla ile Mecnun'u pek çok divan şairinin
ele alıp da hepsinin aynı bir lezzet vermesi insanın dile ve söze
hâkimiyetini, duygularını kendi diliyle anlatmanın mümkün olabile-
ceğini gösteriyor.
olarak
görüyor
Bu parçadan çıkarılabilecek asıl sonuç aşağıdakilerden han-
gisidir?
A) Aşk, insanoğlunun vazgeçemediği tek duygudur.
B) Şiirde önemli olan fikir değil, duyuştur.
C) Dil ve anlatımda sadeliği yakalayan yazar veya şair yanna kala-
bilir.
D) Bir eseri farklı kılan konusu değil anlatımıdır.
E) Yazarlar için önemli olan, daha önce işlenmemiş bir konu bula-
bilmektir.
nin kırk
lararası
değildir.
eserleri-
düğünü
eminden
min boy
endiriyor-
?
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
B UZMAN 24. Bir kelime işçisi olan ne kadar yazar veya ozan varsa herhalde hepsinin yalnızlık hakkında, ölüm hakkında veya en azından aşk hakkında bir eseri, bir şiiri, hikâyesi, romanı, tiyatrosu en azından bir cümlesi olmuştur. Ve herhalde sevgi hakkında bugüne kadar da söylenmemiş söz kalmamıştır. Hal böyle iken bugün hâlâ sevgi, aşk, yalnızlık hakkında yeni şeyler söyleniyor olması, aşkı anlatan oyunlar yazılıp romanlar kaleme alınması, şiirler söylenip şarkılar dizilmesi beni şaşırtıyor. Leyla ile Mecnun'u pek çok divan şairinin ele alıp da hepsinin aynı bir lezzet vermesi insanın dile ve söze hâkimiyetini, duygularını kendi diliyle anlatmanın mümkün olabile- ceğini gösteriyor. olarak görüyor Bu parçadan çıkarılabilecek asıl sonuç aşağıdakilerden han- gisidir? A) Aşk, insanoğlunun vazgeçemediği tek duygudur. B) Şiirde önemli olan fikir değil, duyuştur. C) Dil ve anlatımda sadeliği yakalayan yazar veya şair yanna kala- bilir. D) Bir eseri farklı kılan konusu değil anlatımıdır. E) Yazarlar için önemli olan, daha önce işlenmemiş bir konu bula- bilmektir. nin kırk lararası değildir. eserleri- düğünü eminden min boy endiriyor- ?
TYT / TÜRKÇE
B
22. Buna kesinlikle hayır, diyeceğim çünkü bu bir öykü yazarının kırk
yılda bir karşılaşabileceği güzel bir fırsat. Bir kere uluslararası
platformda bir öykü yarışması her zaman yapılan bir şey değildir.
Bunun yanında bu yarışmanın mazisinde hangi ustaların eserleri-
nin yer aldığını, nasıl büyük eserlerin ödüllere layık görüldüğünü
bilmiyor değilim. Kaldı ki öykünün dünya edebiyat gündeminden
düştüğü çağımızda, küresel çapta bir yarışmada eserimin boy
göstermesi beni yeterince mutlu edecektir.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak
söylenmiş olabilir?
A) Bir yazar için ödül itici güç müdür?
B) Yazarlığınızın niteliğini dünyaya açılmak için yeterli görüyor
musunuz?
C) Uluslararası öykü yarışmasına neden katıldınız?
D) Dünya öykü edebiyatının geldiği noktayı nasıl değerlendiriyor-
sunuz?
E) Size gelen bu teklifi geri çevirmeyi düşünmediniz mi?
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
TYT / TÜRKÇE B 22. Buna kesinlikle hayır, diyeceğim çünkü bu bir öykü yazarının kırk yılda bir karşılaşabileceği güzel bir fırsat. Bir kere uluslararası platformda bir öykü yarışması her zaman yapılan bir şey değildir. Bunun yanında bu yarışmanın mazisinde hangi ustaların eserleri- nin yer aldığını, nasıl büyük eserlerin ödüllere layık görüldüğünü bilmiyor değilim. Kaldı ki öykünün dünya edebiyat gündeminden düştüğü çağımızda, küresel çapta bir yarışmada eserimin boy göstermesi beni yeterince mutlu edecektir. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir? A) Bir yazar için ödül itici güç müdür? B) Yazarlığınızın niteliğini dünyaya açılmak için yeterli görüyor musunuz? C) Uluslararası öykü yarışmasına neden katıldınız? D) Dünya öykü edebiyatının geldiği noktayı nasıl değerlendiriyor- sunuz? E) Size gelen bu teklifi geri çevirmeyi düşünmediniz mi?
Deneme - 1
17. Aşağıdaki parçalardan hangisi "Bir eserin, edebi özellik
kazanmasında yazarının etkisi var mıdır?" sorusuna cevap)
vermektedir?
A)
Yazarın hayali, duygusu, yorumu söz konusu olsa da,
edebiyat eserinde salt ferdi bir halin yansımaları; eserin
içini doldurmaya yetmeyebilir. Her hâlükârda edebiyat
toplumla ilişki içindedir, sanatçı bilinçli bir tercihle toplu-
munu eserinde yansıtmalıdır.
BY Topluma dair hem tarihsel geçerliliğe hem de özgün kat-
kılara sahip "edebi" metinler değerlidir. Klasiklerin büyük
kısmının bir ortak özelliği de budur. Edebiliği kullanarak
toplumsal söylem üreten metinler ise değersizdir. İlk ba-
kışta ikisi de benzer sonuçlara varıyor gibi görünse de
biri asıl diğeri ise o elbiseye girmiş komik bir taklittir.
C)/Edebiyat, sözlü ve yazılı ürünler aracılığıyla toplumun
kültürel birikimini oluşturur. Toplumun duygu, düşünce
ve hayalleri yani insanı ilgilendiren her şey edebiyatın ilgi
alanına girer. Bu anlamda edebiyat, toplumların duygu
ve düşüncelerinin yansıdığı alandır. Kültür ve uygarlığın
bileşeni, ifadesi, ayrılmaz bir parçasıdır.
b) insan ve toplum som gerçektir. Ona dokunabilirsiniz,
toplumu ölçebilirsiniz, onun bir parçası olursunuz. Ede-
biyat ise sanattır, başka bir deyişle yapmadır, kurmaca-
dır. Demek ki edebiyatın toplumu yansıtma imkanında
bir kurmaca olma hali ve bununla bağlantılı bir şahsilik
bulunmaktadır. Zaten bu öznellik olmadığında karşılaştı-
ğımız kelimeler topluluğuna "edebiyat sanatı" demiyoruz.
E/ Edebiy
EV Edebiyatçı bireysel ve soyut konuları işlerken bile onun
duygularını şekillendiren toplumsal gelişmelerden ve
kültürden; kullandığı dil, dikkatini çeken konular ve im-
geler itibarıyla kopamaz. Hayat, hayal ve dil parçalarını
bir kompozisyon haline getirirken istese de istemese de
içinde bulunduğu koşullar sanatçıyı çok zaman şekillen-
dirir.
18
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
Deneme - 1 17. Aşağıdaki parçalardan hangisi "Bir eserin, edebi özellik kazanmasında yazarının etkisi var mıdır?" sorusuna cevap) vermektedir? A) Yazarın hayali, duygusu, yorumu söz konusu olsa da, edebiyat eserinde salt ferdi bir halin yansımaları; eserin içini doldurmaya yetmeyebilir. Her hâlükârda edebiyat toplumla ilişki içindedir, sanatçı bilinçli bir tercihle toplu- munu eserinde yansıtmalıdır. BY Topluma dair hem tarihsel geçerliliğe hem de özgün kat- kılara sahip "edebi" metinler değerlidir. Klasiklerin büyük kısmının bir ortak özelliği de budur. Edebiliği kullanarak toplumsal söylem üreten metinler ise değersizdir. İlk ba- kışta ikisi de benzer sonuçlara varıyor gibi görünse de biri asıl diğeri ise o elbiseye girmiş komik bir taklittir. C)/Edebiyat, sözlü ve yazılı ürünler aracılığıyla toplumun kültürel birikimini oluşturur. Toplumun duygu, düşünce ve hayalleri yani insanı ilgilendiren her şey edebiyatın ilgi alanına girer. Bu anlamda edebiyat, toplumların duygu ve düşüncelerinin yansıdığı alandır. Kültür ve uygarlığın bileşeni, ifadesi, ayrılmaz bir parçasıdır. b) insan ve toplum som gerçektir. Ona dokunabilirsiniz, toplumu ölçebilirsiniz, onun bir parçası olursunuz. Ede- biyat ise sanattır, başka bir deyişle yapmadır, kurmaca- dır. Demek ki edebiyatın toplumu yansıtma imkanında bir kurmaca olma hali ve bununla bağlantılı bir şahsilik bulunmaktadır. Zaten bu öznellik olmadığında karşılaştı- ğımız kelimeler topluluğuna "edebiyat sanatı" demiyoruz. E/ Edebiy EV Edebiyatçı bireysel ve soyut konuları işlerken bile onun duygularını şekillendiren toplumsal gelişmelerden ve kültürden; kullandığı dil, dikkatini çeken konular ve im- geler itibarıyla kopamaz. Hayat, hayal ve dil parçalarını bir kompozisyon haline getirirken istese de istemese de içinde bulunduğu koşullar sanatçıyı çok zaman şekillen- dirir. 18
35. Tiyatroları ülkemizde de pek çok kez sahnelenen İspan-
yol yazar Federico García Lorca'nın tiyatro düşüncesine
baktığımızda temanın genellikle erkek egemen toplumda
kadının "görünmeyen", "silüet" konumu olduğunu söyle-
yebiliriz. Kanlı Düğün, Yerma ve Bernarda Alba'nın Evi
adlı üç tragedyasıyla dünyaca tanınan Lorca'nın, bu
oyunlarında da kadın sorunsalına eğildiği görülmektedir.
Bu eserlerde katı Katolik inancının biçimlendirdiği töre
baskısı öne çıkar. Bu baskı ise kadını egemenliği altına
alan ataerkil yapılanma ve erkek egemen bakış açısının
oluşturduğu cinsiyetçi ötekileştirmeyi ortaya koymaktadır.
Lorca, içinde doğup büyüdüğü topraklardaki cinsiyetçi
yapılanmanın boyutunu şu sözleriyle betimler: "Komşu-
muz olan bayan Bernarda, beş kızını dayanılmaz bir
şekilde gözeten yaşı ilerlemiş bir duldu. (...) Asla onlarla
konuşmadım. Onları birer gölge gibi hep sessiz ve siyah
giysiler içinde geçerken görürdüm."
Bu parçadan Lorca ile ilgili olarak aşağıdaki yargıla-
rin hangisine ulaşılabilir?
A) Tiyatrolarında belli bir döneme vurgu yapmaktadır.
B) Eserlerinde kadınların tarafını tutmaktadır.
C) Eserlerini gerçek olaylardan yola çıkarak kurgular.
Ülkemizde tiyatro çalışmalarına katkıda bulunmuştur.
E) Eserlerinin başka dillere çevrilmesini önemsemekte-
dir.
36.
C
t
r
F
r
C
r
a
V
b
n
le
A
B
D
E
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
35. Tiyatroları ülkemizde de pek çok kez sahnelenen İspan- yol yazar Federico García Lorca'nın tiyatro düşüncesine baktığımızda temanın genellikle erkek egemen toplumda kadının "görünmeyen", "silüet" konumu olduğunu söyle- yebiliriz. Kanlı Düğün, Yerma ve Bernarda Alba'nın Evi adlı üç tragedyasıyla dünyaca tanınan Lorca'nın, bu oyunlarında da kadın sorunsalına eğildiği görülmektedir. Bu eserlerde katı Katolik inancının biçimlendirdiği töre baskısı öne çıkar. Bu baskı ise kadını egemenliği altına alan ataerkil yapılanma ve erkek egemen bakış açısının oluşturduğu cinsiyetçi ötekileştirmeyi ortaya koymaktadır. Lorca, içinde doğup büyüdüğü topraklardaki cinsiyetçi yapılanmanın boyutunu şu sözleriyle betimler: "Komşu- muz olan bayan Bernarda, beş kızını dayanılmaz bir şekilde gözeten yaşı ilerlemiş bir duldu. (...) Asla onlarla konuşmadım. Onları birer gölge gibi hep sessiz ve siyah giysiler içinde geçerken görürdüm." Bu parçadan Lorca ile ilgili olarak aşağıdaki yargıla- rin hangisine ulaşılabilir? A) Tiyatrolarında belli bir döneme vurgu yapmaktadır. B) Eserlerinde kadınların tarafını tutmaktadır. C) Eserlerini gerçek olaylardan yola çıkarak kurgular. Ülkemizde tiyatro çalışmalarına katkıda bulunmuştur. E) Eserlerinin başka dillere çevrilmesini önemsemekte- dir. 36. C t r F r C r a V b n le A B D E
15. İnsanda güzel duygular uyandıran, insana heyecan veren
eserlere sanat eseri denir. Sanat eserleri, toplumun duygu ve
hayal dünyasını geliştirir, zenginleştirir. Güzel sanatlar içinde
18.
yer alan edebiyatın malzemesi dil olduğu için millî tek sanat dalı
olarak kabul edilir. Toplumun özellikleri edebî eserlerle gelecek
kuşaklara taşınır.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) İnsanda güzel duygular uyandıran tek sanat dali, edebiyat-
tır.
B) Edebiyat, dile dayanan bir sanat dalı olduğu için kalıcılığı
yakalar.
CUlusal ve evrensel değerler sadece sanatla günümüze
kadar ulaşabilir.
DY Kültürel değerler, edebî eserlerle nesilden nesile aktarılır.
EX Edebiyat, sınırları en dar olan güzel sanat dalıdır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
15. İnsanda güzel duygular uyandıran, insana heyecan veren eserlere sanat eseri denir. Sanat eserleri, toplumun duygu ve hayal dünyasını geliştirir, zenginleştirir. Güzel sanatlar içinde 18. yer alan edebiyatın malzemesi dil olduğu için millî tek sanat dalı olarak kabul edilir. Toplumun özellikleri edebî eserlerle gelecek kuşaklara taşınır. Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) İnsanda güzel duygular uyandıran tek sanat dali, edebiyat- tır. B) Edebiyat, dile dayanan bir sanat dalı olduğu için kalıcılığı yakalar. CUlusal ve evrensel değerler sadece sanatla günümüze kadar ulaşabilir. DY Kültürel değerler, edebî eserlerle nesilden nesile aktarılır. EX Edebiyat, sınırları en dar olan güzel sanat dalıdır.
Bir enerji içeceği reklamında bir aslan, sazlıkların arasına
gizlenmiş, avını takip ediyormuş. Aslanın avi, iki geyik-
miş. Geyiklerden birincisi: “Bizi ormanın en hızlısı, or-
manlar kralı, izliyor galiba.” deyince ikinci geyik de: "O
zaman enerji içeceğinin tam sırası." der. Bunun üzerine
birinci geyik “Ama yine de ormanlar kralından daha hızlı
olamazsın ki!..” deyince ikinci geyik “Ondan hızlı olmama
gerek yok ki senden hızlı olayım yeter." der.
6.
Bu parça için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Kişileştirme sanatından yararlanılmıştır.
B) Dolaylama örneği kullanılmıştır.
C) Örtülü anlam örneği kullanılmıştır.
D Yinelemelere yer verilmiştir.
E) Okuyucunun kanısı değiştirilmeye çalışılmıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
Bir enerji içeceği reklamında bir aslan, sazlıkların arasına gizlenmiş, avını takip ediyormuş. Aslanın avi, iki geyik- miş. Geyiklerden birincisi: “Bizi ormanın en hızlısı, or- manlar kralı, izliyor galiba.” deyince ikinci geyik de: "O zaman enerji içeceğinin tam sırası." der. Bunun üzerine birinci geyik “Ama yine de ormanlar kralından daha hızlı olamazsın ki!..” deyince ikinci geyik “Ondan hızlı olmama gerek yok ki senden hızlı olayım yeter." der. 6. Bu parça için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Kişileştirme sanatından yararlanılmıştır. B) Dolaylama örneği kullanılmıştır. C) Örtülü anlam örneği kullanılmıştır. D Yinelemelere yer verilmiştir. E) Okuyucunun kanısı değiştirilmeye çalışılmıştır.
39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Bir eksiltme sanatı olarak da bakılabilir bazen edebiyata.
Adania Shibli'nin eserleri, bu bakışı destekleyen
birer argüman gibi. Yazarken kanaatkâr olmanın
kariyerinin daha başında, otuzlu yaşlarına varmadan
kıymetini bilen azla çok şey anlatabilme disiplinini
tasvirlerinde, sifat ve mecaz kullanımında değil; yarattığı
uygulamaya başlamış bir yazar var karşımızda. Sadece
karakterlerde, aktardığı olaylarda, diyaloglarında da
tutumlu. Uzun psikolojik tahlillerden çoğunlukla imtina
etmesine rağmen -belki biraz da bu sayede- insan
ruhunu çok iyi anlatıyor. Fazlalıkları eleyip bir dürbünün
içinden bakarcasına esasa odaklanmamızı sağlıyor.
Yakın okumayı teşvik eden, okura kendini karakterlerin
yanı başında hissettiren bir yapı kuruyor. Büyük
tarihsel-politik olayları, minimalist olmamakla birlikte
gayet iktisatlı hikâyelerin içinde yer alması, duygusal
zekâmıza güvendiğini düşündürüyor bana.
39. Bu parçada söz edilen yazarla ilgili aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
AVEtkileyici bir anlatımının olmasına
B) san ruhunu aktarmada başarısına
C) kuru vereceği mesaja yöneltmesine
D) Öykülerinde önemli olaylara yer vermesine
E) Kurguda kullandığı sıra dışı anlatım tekniklerine
öre
m başlayarak
ugu
yerleşim
ladığı
Ji ticari
n
ni yerini
sek
duktan
e 90'l
1
rdan
dini
ci
A
A
T
1
1.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Bir eksiltme sanatı olarak da bakılabilir bazen edebiyata. Adania Shibli'nin eserleri, bu bakışı destekleyen birer argüman gibi. Yazarken kanaatkâr olmanın kariyerinin daha başında, otuzlu yaşlarına varmadan kıymetini bilen azla çok şey anlatabilme disiplinini tasvirlerinde, sifat ve mecaz kullanımında değil; yarattığı uygulamaya başlamış bir yazar var karşımızda. Sadece karakterlerde, aktardığı olaylarda, diyaloglarında da tutumlu. Uzun psikolojik tahlillerden çoğunlukla imtina etmesine rağmen -belki biraz da bu sayede- insan ruhunu çok iyi anlatıyor. Fazlalıkları eleyip bir dürbünün içinden bakarcasına esasa odaklanmamızı sağlıyor. Yakın okumayı teşvik eden, okura kendini karakterlerin yanı başında hissettiren bir yapı kuruyor. Büyük tarihsel-politik olayları, minimalist olmamakla birlikte gayet iktisatlı hikâyelerin içinde yer alması, duygusal zekâmıza güvendiğini düşündürüyor bana. 39. Bu parçada söz edilen yazarla ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? AVEtkileyici bir anlatımının olmasına B) san ruhunu aktarmada başarısına C) kuru vereceği mesaja yöneltmesine D) Öykülerinde önemli olaylara yer vermesine E) Kurguda kullandığı sıra dışı anlatım tekniklerine öre m başlayarak ugu yerleşim ladığı Ji ticari n ni yerini sek duktan e 90'l 1 rdan dini ci A A T 1 1.
ned
20. Bir zamandır ablam, annemin kafayı üşüttüğünü
söylüyordu. Ben pek üzerinde durmadım. Evet, ablam da
haklı. Yaşlı bir kadınla her gün aynı evde olmak kolay değil.
Dün pazardı, şöyle bir uğradım onlara. Biraz kaynattık
işte eskilerden falan. Ama kalktım gidiyorum, elini öptüm
annemin. "Oğlum, bir daha gelişinde anneni de getir."
dedi. İçimdeki yangın gözlerimi yaşarttı. Ablamın yüzüne
bakmadan kaçarcasına çıktım evden. Yağmura sığındım
dışarıda.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Sade, içten bir dil kullanılmıştır.
B) Tek konu, kısa bir anlatımla okuyucuya sunulmuştur.
c) Olaylar, gözlemci bakış açısı ile anlatılmıştır.
Yazarın baştaki yanılgısı, etkili bir sonla dile getirilmiştir.
E) Küçürek hikâyelere özgü şiirsel bir anlatımdan
yararlanılmıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
ned 20. Bir zamandır ablam, annemin kafayı üşüttüğünü söylüyordu. Ben pek üzerinde durmadım. Evet, ablam da haklı. Yaşlı bir kadınla her gün aynı evde olmak kolay değil. Dün pazardı, şöyle bir uğradım onlara. Biraz kaynattık işte eskilerden falan. Ama kalktım gidiyorum, elini öptüm annemin. "Oğlum, bir daha gelişinde anneni de getir." dedi. İçimdeki yangın gözlerimi yaşarttı. Ablamın yüzüne bakmadan kaçarcasına çıktım evden. Yağmura sığındım dışarıda. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Sade, içten bir dil kullanılmıştır. B) Tek konu, kısa bir anlatımla okuyucuya sunulmuştur. c) Olaylar, gözlemci bakış açısı ile anlatılmıştır. Yazarın baştaki yanılgısı, etkili bir sonla dile getirilmiştir. E) Küçürek hikâyelere özgü şiirsel bir anlatımdan yararlanılmıştır.
39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
la-
en-
lir.
zin
de
m
Bazı tarihçiler, çeşitli sebeplerle bilinçli olarak öznelliği tercih
eder. Seçerek veya bazıları hakkındaki bilgileri karartarak ol-
gular üzerinde bilinçli bir tasarrufta bulunan tarihçilere örnek
olarak vakanüvisleri hatırlayabiliriz. Resmî devlet tarihçileri
olan vakanüvislerin amacı, tahtta oturanın yaptıklarını güzel
göstermek, övgüye değer gördükleri gelişmeleri öne çıkara-
rak hükümdarı ve onun yardımcılarını yüceltmekti. Yazılanlar,
resmî ilişkiler çerçevesinde kaleme alındığı için vakanüvislerin
özenle dokunmuş nakışlar işlemeleri kaçınılmazdı. Bu nedenle
bugüne kadar tarihin bilimsel temellendirilmesinin nasıl yapı-
labileceği konusunda yüzlerce yazı yazılmış, tarihin bilim olup
olmadığı da pek çok yazıda ve bilimsel toplanfida tartışılmıştır.
a-
at
7-
1-
1-
er
38. Bu parçada "özenle dokunmuş nakışlar işlemek" sözüy-
le anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Anlatımı son derece çekici kılmak
B) Dalkavuklukta çok başarılı olmak
C) ligi çekici noktaları öne çıkarmak
D) Genel kabulleri doğru yansıtmak
E) Sanatın halkın emrine vermek
40. Bu parçadan vakanüvislerle ilgili aşağıdakilerin han-
gisine ulaşılamaz?
A) Nesnellikten uzaklaşmaları, bilinçli bir tercihin sonucu-
dur.
B) Tarihçilerin çok ciddiye alınamayacak kesimini oluştu-
rurlar.
C) Tahtta oturan kişiyle doğrudan ilişkileri bulunmaktadır.....
D) Tarihle ilgili tartışmalara yol açmışlardır.
E) Övgülerini, sanatsal güçlerinin arkasına gizlemişlerdir.
karekök
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. la- en- lir. zin de m Bazı tarihçiler, çeşitli sebeplerle bilinçli olarak öznelliği tercih eder. Seçerek veya bazıları hakkındaki bilgileri karartarak ol- gular üzerinde bilinçli bir tasarrufta bulunan tarihçilere örnek olarak vakanüvisleri hatırlayabiliriz. Resmî devlet tarihçileri olan vakanüvislerin amacı, tahtta oturanın yaptıklarını güzel göstermek, övgüye değer gördükleri gelişmeleri öne çıkara- rak hükümdarı ve onun yardımcılarını yüceltmekti. Yazılanlar, resmî ilişkiler çerçevesinde kaleme alındığı için vakanüvislerin özenle dokunmuş nakışlar işlemeleri kaçınılmazdı. Bu nedenle bugüne kadar tarihin bilimsel temellendirilmesinin nasıl yapı- labileceği konusunda yüzlerce yazı yazılmış, tarihin bilim olup olmadığı da pek çok yazıda ve bilimsel toplanfida tartışılmıştır. a- at 7- 1- 1- er 38. Bu parçada "özenle dokunmuş nakışlar işlemek" sözüy- le anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Anlatımı son derece çekici kılmak B) Dalkavuklukta çok başarılı olmak C) ligi çekici noktaları öne çıkarmak D) Genel kabulleri doğru yansıtmak E) Sanatın halkın emrine vermek 40. Bu parçadan vakanüvislerle ilgili aşağıdakilerin han- gisine ulaşılamaz? A) Nesnellikten uzaklaşmaları, bilinçli bir tercihin sonucu- dur. B) Tarihçilerin çok ciddiye alınamayacak kesimini oluştu- rurlar. C) Tahtta oturan kişiyle doğrudan ilişkileri bulunmaktadır..... D) Tarihle ilgili tartışmalara yol açmışlardır. E) Övgülerini, sanatsal güçlerinin arkasına gizlemişlerdir. karekök
evrenin
kıldığı
aritası
26. Evrenimiz sürekli genişliyor ve son yirmi yıldaki gözlem-
lere dayanarak genişleme hızının giderek arttığını düşü-
nüyoruz. Evren genişledikçe galaksiler de birbirlerinden
uzaklaşıyor. Her galaksiyi şişen bir balonun üzerindeki
noktalara benzetebiliriz. Peki evren neye doğru genişli-
yor ve evrenin kıyısında ne var? Bu noktada işler biraz
karışıyor. Teknik olarak evrenin bir kıyısı yok. Galaksi-
mizden bakarak sınırlı bir mesafeyi (yaklaşık 46 milyar
ışık yılı) görebiliyoruz. Bu, "Büyük Patlama"dan bu yana
bize ulaşan en uzak ışığın mesafesi. Toplamda yaklaşık
92 milyar ışık yılı çapındaki bu bölgeye " gözlemlenebilir
evren" diyoruz. Ancak bu bariyerin ötesinde daha fazla
galaksi, daha fazla yıldız ve daha fazla gezegen olabilir.
Ne yazık ki ışık hızının da bir sınırı olduğundan bu sınırın
ötesini asla göremeyeceğiz.
Bu parçadan hareketle,
1.
Evrenimizle ilgili sınırlı bilgiye sahibiz.
II. Evrenin gözlemlenemeyen
eyex
büyük bir kısmı var.
III. Son yirmi yılda evrenle ilgili daha çok bilgiye ulaştık.
IV. Evrenin genişlemesi dünyamızda bazı sonuçlar ya-
ratır.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
A) Yalnız I
B) I've H
C) I e III
J
E) III ve VV
wordu.
virüs-
arar-
pler.
çası
mil-
line
wor.
ŞI-
sti-
SI
7-
D) I, II ve III
27
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
evrenin kıldığı aritası 26. Evrenimiz sürekli genişliyor ve son yirmi yıldaki gözlem- lere dayanarak genişleme hızının giderek arttığını düşü- nüyoruz. Evren genişledikçe galaksiler de birbirlerinden uzaklaşıyor. Her galaksiyi şişen bir balonun üzerindeki noktalara benzetebiliriz. Peki evren neye doğru genişli- yor ve evrenin kıyısında ne var? Bu noktada işler biraz karışıyor. Teknik olarak evrenin bir kıyısı yok. Galaksi- mizden bakarak sınırlı bir mesafeyi (yaklaşık 46 milyar ışık yılı) görebiliyoruz. Bu, "Büyük Patlama"dan bu yana bize ulaşan en uzak ışığın mesafesi. Toplamda yaklaşık 92 milyar ışık yılı çapındaki bu bölgeye " gözlemlenebilir evren" diyoruz. Ancak bu bariyerin ötesinde daha fazla galaksi, daha fazla yıldız ve daha fazla gezegen olabilir. Ne yazık ki ışık hızının da bir sınırı olduğundan bu sınırın ötesini asla göremeyeceğiz. Bu parçadan hareketle, 1. Evrenimizle ilgili sınırlı bilgiye sahibiz. II. Evrenin gözlemlenemeyen eyex büyük bir kısmı var. III. Son yirmi yılda evrenle ilgili daha çok bilgiye ulaştık. IV. Evrenin genişlemesi dünyamızda bazı sonuçlar ya- ratır. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I B) I've H C) I e III J E) III ve VV wordu. virüs- arar- pler. çası mil- line wor. ŞI- sti- SI 7- D) I, II ve III 27
33. Her fotoğraf bir parçayı, bir kesiti temsil eder.
Bir fotoğrafın anlamı, hangi çerçeve sınırlarında
görüldüğüne göre değişir. Bu yüzden fotoğraflar;
bir şipşak baskıda, bir galeride, bir polis dosyasında,
bir fotoğraf dergisinde veya bir evin oturma odasında
farklı görünecektir. Benzeri ortamların hepsi,
fotoğrafların bambaşka kuanímları olduğunu akla getirir
fakat bu kullanım biçimlerinin hiçbirinden onun kesin
anlamını çıkarmak gibi bir durum da söz konusu
değildir.
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine
ulaşılabilir?
A) Her fotoğrafın anlamı ona bakanın ruh håline göre
ortaya çıkar.
B) Fotoğrafın taşıdığı anlamı belirleyen unsur, kullanıldığı
bağlamdır.
C) Aynı obje değişik bir amaç ve teknikle fotoğraflanırsa
farklı bir anlam üretir.
D) Kapalılık ve değişken anlam fotoğrafın sanatsal
yönünü ortaya çıkarır.
E) Fotoğrafların doğru ve eksiksiz yorumları teknik bilgiler
sayesinde yapılır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
33. Her fotoğraf bir parçayı, bir kesiti temsil eder. Bir fotoğrafın anlamı, hangi çerçeve sınırlarında görüldüğüne göre değişir. Bu yüzden fotoğraflar; bir şipşak baskıda, bir galeride, bir polis dosyasında, bir fotoğraf dergisinde veya bir evin oturma odasında farklı görünecektir. Benzeri ortamların hepsi, fotoğrafların bambaşka kuanímları olduğunu akla getirir fakat bu kullanım biçimlerinin hiçbirinden onun kesin anlamını çıkarmak gibi bir durum da söz konusu değildir. Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir? A) Her fotoğrafın anlamı ona bakanın ruh håline göre ortaya çıkar. B) Fotoğrafın taşıdığı anlamı belirleyen unsur, kullanıldığı bağlamdır. C) Aynı obje değişik bir amaç ve teknikle fotoğraflanırsa farklı bir anlam üretir. D) Kapalılık ve değişken anlam fotoğrafın sanatsal yönünü ortaya çıkarır. E) Fotoğrafların doğru ve eksiksiz yorumları teknik bilgiler sayesinde yapılır.