Paragrafta Konu-Ana Düşünce Soruları

9. 7. (1) Paz'a göre çok anlamlılık, şiiri düzyazıdan ayırır. (11) Düzyazı, sözcüklere yüklenen anlamları kesinleştirerek ve sabitleştirerek anlam dünyasını kurar. (III) Şiir ise bu durumun aksine, sözcük- leri doğasında serbest bırakarak onların çağrışım alanlarından sonuna kadar faydalanır. (IV) "Şair, ifadesine özgürlük verir; düzyazı yazarı ise onu mahkûm eder." (V) Paz'ın bu söyledik- leri, Haşim'in Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar'da yaptığı şiir ve nesir mukayesesine çok yakındır. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakiler- den hangisi söylenemez? cümlede karşılaştırmaya dayalı olarak bir ayrımdan söz edilmiştir. B) II. cümlede düzyazı anlatımında açıklık ilkesine bağlılık- tan bahsedilmiştir. C) II. cümlede kanita dayalı nesnel bir çıkarımda bulunulmuştur. lo IV. cümlede farklılıktan söz edilirken kişileştirme yapılmıştır. E) V. cümlede benzerliğe dayalı bir yargıda bulunulmuştur. 24

36. Gastronomi, yiyecek ve içeceklerin hijyen çerçevesinde belirli bir sistematik düzen içinde hazırlanarak göz ve damak tadına hitap edecek şekilde sunulduğu yemek kültürü veya yemek sanatı olarak ifade edilmektedir. Yöresel lezzetler, gelenek ve görenekler, beslenme kültürü, pişirme ve hazırlamada kullanılan araç gereçlerin hepsi Türk gastronomik kimlik mirasının oluşumunda çeşitlilik sağlamıştır. Gastronomi turizmi, günümüzde gittikçe yaygınlaşan kültür turizmi kapsamında pazara önemli girdiler sağlayıp ekonomik kalkınmaya katkı sağlamaktadır. Gastronomi turizminin gelişmesiyle birlikte çeşitli yaklaşımlar, dolayısıyla da çeşitli kavramlar ortaya çıkmış ve yaygınlaşmaya başlamıştır. Gastronomi turizmi içerisinde turistler iki gruba ayrılmaktadır. Belli bir tur kapsamında bölgeyi ziyaret eden turistlerin yerel ürünleri tüketmesi, orada satılan ürün ve yemek kitaplarını alması gibi faaliyetlerde bulunan turistler birinci grubu oluştururken gastronomi turizmi bilinciyle profesyonel olarak hareket eden kişiler ise ikinci grubu oluşturmaktadır. Bu parçada "gastronomi" ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştin? A) Turizme dayalı ülke ekonomileri oluşturduğuna By Hem yerel hem de ulusal yönlerinin bulunduğuna C) Temizlik kurallarının gözetildiğine D) Yeni terimlerin doğmasını sağladığına E) Sadece tatma duyusuna yönelik olmadığına

6. Birçok insanın az çok ne demek olduğunu tahmin edebildiği perspektif kavramı aslında şöyle ifade edilebilir: İki boyutlu tuval yüzeyinde figürlerin üç boyutlu olarak gösterilmesidir. Resim sanatının gelişimindeki en önemli ögelerden biridir. Bir diğer tanımla perspektif; nesnelerin göze olan uzaklığına ve yakınlığına, göz hizasından aşağıda ve yukarıda oluşuna göre çizgi, yüzey, renk değişikliklerini kolayca çizmeye ve ifade etmeye yarayan ölçü ve oran sanatıdır. Çizgisel perspektif ve renk perspektifi olarak ikiye ayrılır. Perspektif yanılsama, yani düzlem üzerinde üç boyutlu görünüm; resim üzerinde yer alan imgelerin giderek derece derece küçülmesi, renklerin azalması, biçimlere esas olan imgelerin resmin ön düzleminden arka düzlemine doğru gidildikçe belirsizleşmesi, sıralama ve taşırma gibi çizim ve boyama yöntemleriyle elde edilmektedir. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi yanlıştır? At Aşamalı durum bildiren yargı kullanılmıştır. B) Tanımlama yapılmıştır. Kalıplaşmış söz kullanılmıştır. DJ Karşılaştırmaya dayalı öznel bir yargı vardır. E) Gerekçeli söyleyiş söz konusudur.

Paradoks Paragraf Deneme 3 16. Ekond yarat yöne! seçin düşü yedi yönd deg gelt kor olu de olan taşıyan bütün değerler giderek vönünden önemt $ gehe sndonbuoj 15. Gaginizda dogal dengeyi ve insan sağlgani radit eden en önemli tehlikelerin başında çevre sorunlannin geldigi, artık bütün dünyada tartışmasız bir gerçek olarak kabul edilmektedir. endüstrilerin ve daha uygar bir yaşam düzeyi Hizla artan nüfusun beslenmesi, gelişen saglama amacıyla sürdürülen çok yönlü çabaların istenmeyen bir sonucu olarak ortaya cikan bu sorunun günümüzde de gittikçe büyüyen boyutlarda önemini koruduğuna tanik olmaktayız. Insaneglu.Sinirsiz istek ve gereksinmelerini hızla tükenen doğal kaynaklardan karşılarken üretim ve tüketim artiklariyla da çevreyi kirletmekte ve her gun doğal denge zincirinin bir halkasını koparmaktadır. Böylece geçmişin hazineleri ogal çevre ve dolayısıyla canl yaşamı yok olmaktadır. Çevre sorunlan son yıllarda Ülkemizde de çeşitli yönlerden kendini ve yaşanır hale gelmiştir. Çevre sorunları, halen toplumumuzda günlük yaşantinin aynimaz sıkıntılan olarak değerlendirilmektedir. Belki tek tek herkes hava kirliliğinden, besinlerin bozukluğundan, gürültüden, zaman zaman toplanamayan çöplerden, sokakların kirliliğinden, caddelerin tikanmasından, yaya kaldinmannın isgal edilmesinden ve kıyılarımızın yüzülemeyecek hâle gelmesinden şikayet eder olmuştur. Fakat sıralanan her bir çevre sorunu, toplumumuzda aynı ayn şikâyete konu olduğundan bu durum, bu alanda genel bir yaklaşım sağlanamamasına ve çözümlerin eksik kalmasına neden olmuştur. Bu parçadan hareketle, şikayet edilen her bir sorununun çözüme kavuşturulamamasının temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Ynsanlann, sigirsiz istek ve gereksinmelerini hızla tükenen doğal kaynaklardan karşılamasi B) Yaşam yönünden önem taşıyan bütün değerlerin yok olması Çevre sorunlannın, bütünün halkalan olduğu düşüncesinin toplumda yer etmemiş olması Dj Aüfus artış hızının kontrol edilememesi Endüstri alanındaki gelişmelerin sonuçlannin kestirilememesi Bo Deneme

39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevapla- yiniz. Çoğu kişi, tahtaya tırnak sürtünce çıkan o rahatsız edici gürültüyü “kulak tırmalayıcı” biçiminde tarif eder. Fakat tüylerimizi diken diken eden şey aslında bu sesin tizliği değil. Northwestern Universitesinde çalışan bilim insan- lari, 1986 yılında yapılan bir araştırma sırasında (o gün- lerde tebeşir kullanılıyormuş), yazı tahtasına sürtülen tırnakların ses kayıtlarından farklı frekansları çıkararak bu kuramı test etmişler. Bilim insanları, deneklerin bazı sesleri rahatsızlık verme seviyelerine göre değerlendir- mesini istemişler. Ses kayıtlarındaki en yüksek frekans- ları kaldırdıklarında, seslerin yine rahatsızlık verdiğini bulmuşlar. Fakat sesin orta ve düşük tayfındaki frekans- lar kaldırıldığında, denekler sesleri daha olumlu değer- lendirmiş. Avusturya ve Almanya'daki müzik bilimciler ise yıllar sonra, en yüksek hoşnutsuzluğa sebep olan frekansların orta derece sayılabilecek 2000 ve 4000 Hz arasında yer aldığını keşfetmişler. RASYONEL YAYINLARI 39. Bu parçada söz konusu kuramla ilgili aşağıdakilerin hangisine değinilmiştir? A) Geçersizliğinin hangi durumdan kaynaklandığına B) Yalnızca bir varsayım olarak görüldüğüne C) Günlük hayatımız üzerindeki olumsuz etkilerine D) Doğruluğunun farklı deneylerle kanıtlandığına E) Neden değiştirilmesi gerektiğine 40. Parçaya göre yapılan ikinci araştırma için aşağıdaki- Iordon hangisi söylenebilir?

1. Müzik kültürü, bir müzik türüne ait çeşitli unsurları kapsar. Müziğin kendi iç özelliklerinin yanı sıra müziğe etki eden dış özellikler de müzik kültürünü belirler. Müzik kültüründe herhangi bir yere ait olma yani aidiyet olgusu önemlidir. Bir müzik türünün ait olduğu yerdeki yaratım, seslendirme ve tüketim durumları müziksel unsurları şekillendirir. Dolayısıyla bir müzik kültüründe aranabilecek temel müziksel malzemeler ve unsurlar, modlar, ritim kaliplari, çalgılar, formlar, yaratım stili ve yaratıcının özellikleri, seslendiricilerin ve seslendirmenin özellikleri, danslar-oyunlar, şiirler-metinler, müziğin seslendirildiği mekânlar ortamlar olarak sayılabilir. Sayılan bu unsurlar ya genel olarak ya da ait olduğu yerlere göre adlandırılabilir. Bu parçaya göre müzik kültüründe aidiyet olgusunun önemli olmasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Müziğin genel durumunu belirlemesi B) Biriciklik olgusunun baskın olması es Müziğin ulusallığının bulunması D) Evrensel bir tutuma dayanması E) Beğeni oranını artırması

B B ens de Rita Sayfa 31. Çağdaş biçimlerden yararlanırken şiiri sakatlamamak için dikkatli davranmaktan yanayım ben. Kimilerince bunlar sorun olarak görülmeyebilir; bazı sözcükler altta ya da üstte yer almış, fark etmeyebilir. Ancak, anlamı zorladığına ve ona ya da sezdirilmek istenen çağrışıma bir duraksamadan sonra ulaşmamıza neden olduğuna göre, burada bir aksaklik var demektir. İlk dizeyi tek başına okuduğumuzda görülen anlam kayması, yapısal sorunu açığa çıkarmıyor mu? Bana bu, Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) kelimelerin uyumluluğunu önemsemeden içeriği doldurmak oluyor galiba. B) anlamı zorlayan çağrışım değeri yüksek şiirden ya- nayım zaten. C) ) şairin amacına hizmet etmeyen bir seçimmiş gibi geliyor. D) şiirde kelime işçiliği yapmak, biraz zorlama gibi geli- yor. E) özgünlüğe ulaşmada bir aşama olduğunu kabul etti- remezsiniz.

B 20. B TYT/ Türkçe 19. Çocuklugunda bulutlardan anlam çıkarma oyunu oynamayan kaç kişi vardır? Bir buluta bakıp onu uzak yakın, ilgili ilgisiz bir şeylere benzetmek, diğer bulut kameleriyle ilişkilendirmek hepsi çocuğun hayal dünyası ile biçim bilgisi arasında oynanan bir oyundur elbet. Ne ki bir ritüele dönüşen bu altın saatler zaman ve toplumsallaşmanın etkisiyle önce büyüsünü yitiririr, sonra etkisizleşir ve giderek terk edilip unutulur. Oysa bellek garip bir şekilde her şeyi kaydetmiştir. Belirsizleşse de hiçbir şey tam olarak silinmemiştir. Gerçi bu oyun sırasında kullanılan malzeme de geçici ve dayanıksızdır sonuçta birkaç bulut parçası, işığa ve coğrafyaya bağlı olarak renk değerleri değişen bir gök vardır ortada. Ama ---- Nerden geldiği bilinmez bir işima sanki çok uzak bir şeyi belleğin karanlık örgüsü altında diplerde yatan taşlaşmış bir şeyi ansızın aydınlatmıştır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) hiçbiri o anki duygularınızı bir daha aynı yoğunlukla yaşamanıza yetmeyecektir yıllar sonra insan şaşırtıcı bir biçimde hiç beklemediği bir anda kendini bu oyunu tekrar oynarken yakalar C) siz de bu değişime ayak uydurup çocukluk yıllarınızın o altın saatlerine çoktan veda ettiğinizin ansızın farkına varırsınız değişmeyen tek şeyin unutmak olduğunu geç de blsa anlarsınız Er belleğinizin size oynadığı oyunlardan birinin de geçmişin sizin dışınızda belirsizleşerek silinmesi olduğunu aydınlığa çıkarırsınız e

LU Yardımcı Düşünce - Röportaj Soruları 18, 19 ve 20. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 19. Bu parçada üzerinde durulan asıl konu aşağıdakiler- den hangisidir? A) Mektubun tarihsel gelişim evreleri B) Mektubun toplum açısından önemi C) Sanatçılar ve mektupları A D) Mektup ve iletişim A E) Mektubun sanata ve sanatçıya katkısı Eflatun'un Demostenes'e yazdığı bilinse de mektup tü- rünün iyi örnekleri yokmuş Eski Yunan'da. Latinlerde gelişmeye başlamış, ilk büyük usta ise Çiçero. Zamanla mektuplar vazgeçilmez yaşam parçaları olmuş sanatçı- ların. Eserlerini hangi duygularla verdikleri çıkmış ortaya ve hangi şartlarda. Mozart'ın 3000'e yakın mektubunda gizliymiş müziğinin sırrı. Van Gogh'un tablolarının ger- çek öyküsü, kardeşi Theo’ye gönderdiği 650 mektup- taymış. Her ne kadar Geothe, "Eskiden beri mektuplara oldukça seyrek cevap veririm, ihtiyarlığımda da bu de- ğişmedi. İki nedeni var: Boş mektup yazmak istemem, önemli mektuplar da beni en acil ödevlerimden alıko- yuyor ve çok vaktimi alıyor." dese de ölümünden sonra Geothe'nin mektupları ciltlerle yayımlanmış. Schiller, Dostoyevski, Puşkin, Byron, Keats, Abdulhak Hamit, Ahmet Haşim, Ahmet Hamdi ve Ziya Osman'ın mek- tupları unutulmazlar sınıfındadır. Ya Voltaire, altmış yil boyunca bütün Avrupa'ya seslenen bu dâhi, yayımlan- mamış olanlar hariç, 18 bin mektubu nasıl yazmış?

2. Avrupa Hun Hükümdarı Atilla, Bizansla yaptığı ilk anlaş- ma metnine "İki ülke arasındaki ticaret önceden belirlen- miş sinir kasabalarında yapılacak." maddesini koydura- rak iki devlet arasındaki Tuna Nehri boyunca devam eden sınırdaki birçok Bizans kasabasında serbest tica- ret pazarları kurdurmuştur. Bu bilgilere göre Atilla'nın ulaşmak istediği en önemli hedef aşağıdakilerden hangisidir? A) Bizans üzerinde siyasi baskı kurmak B) Türk sinirlarını genişletmek C) Bizans'a gelecek yardımları önlemek D) Ülkesinin ekonomik canlılığını sağlamak E) Batı seferi öncesi sınırları güvene almak

25. Nabokov; şiir çevirileri üzerine yazılan inceleme yazılarında, çevirinin su gibi okunduğunu söyleyenlere yani özgün metinden haberi bile olmayan birinin sırf kafiyeli bir metin okuduğu için bir taklidi "okunaklı” olarak değerlendirmesine ne kadar öfkelendiğini anlatarak yazıya başlar Nabokov'a göre, “serbest çeviri" üçkâğıtçılık ve zorbalıktır. Çevirmen; eserin ruhunu aktarmak amacıyla yola çıktığı an, eserini çevirdiği yazarın onuruna leke sürmeye başlar. Bu yüzden en kötü "düz" çeviri, en güzel "aktarım"dan bin kat daha iyidir. Bu parçada Nabokov, çevirmen ile ilgili; I. kaynak metindeki sözcüklerin çağrışım değerlerini göz önünde bulundurması, II. kaynak metin ve kaynak metin yazarı odaklı bir çeviri benimsemesi, III. kaynak metni kendi sesine boğarak kaynak metin yazarını kendisi gibi konuşturması, IV. anlamadığı ya da okurun anlamayacağını düşündüğü kısımları atlaması tutumlarından hangilerine karşı çıkmaktadır? A) I ve II B) I ve III C) II ve III D) II ve IV E) III ve IV 7

15. Türkçe B. 13. I. Telgrafla gönderilen mesajlar, mors alfabesinin harfle- rini oluşturan noktalardan ve çizgilerden oluşur. II. Mors alfabesi, ses ve ışık sinyalleri yardımıyla da bir haberleşme yöntemi olarak kullanılabilir. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir bi- çimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) Telgraf, mors alfabesiyle gönderilen mesajlardaki nokta ve çizgileri, ses ve ışık sinyallerine çeviren ha- berleşme sistemidir. B) Nokta ve çizgilerden oluşan mors alfabesi, yalnız tel- grafla gönderilen mesajlarda değil, ses ve ışık sinyal- leri yardımıyla yapılan haberleşmelerde de kullanıl- maya elverişlidir. C) Mors alfabesi telgraf ve diğer haberleşme alanlarında kullanılmak üzere nokta ve çizgilerden oluşan bir yön- temdir. D) Telgrafla gönderilen mesajlarda nokta ve kısa çizgi- lerin yanı sıra ses ve ışık sinyalleri de kullanılmaya başlanmıştır. E) Haberleşme alanında yalnız mors alfabesine dayalı telgraf kullanılmayıp ses ve ışık sinyallerine dönüşe- bilen harfler de kullanılmaktadır. karekök

15. Narsisizm, bireyin hayatta kalma ve hayatını devam ettirebilme duygusudur. Literatürde narsisizm, sosyal ilişkilerde bireyin hayatta kalma çabasını abartmasından dolayı bir psikolojik bozukluk olarak ifade edilmektedir Bireyin üyesi olarak bulunduğu aile, eğitim, iş gibi ortamlarda narsistik kişilik yapısının diğer bireyler için sorun yaratabileceği düşünülmektedir. Narsisizm, mitolojiden gelen bir kavram olup suda gördüğü kendi hayaline âşık olan genç peri Narkissos'tan gelmektedir. Bu parçadan hareketle "narsisizm" ile ilgili olarak 1. Toplumsal ilişkileri zedeleyebildiği II. Bir duyu bozukluğu olarak bilindiği III. Ruhsal bir sorun olduğu verilerinden hangilerine kesin olarak ulaşılır? A Yalnız II B) Yalnız III C))) ve III DII e III EX, II ve III

Brown & William Holman Hunt'ın bir bahçeyi tasvir eden bir tablosu, Londra Kraliyet Akade misiode sergileniyordu. Hunt'in "Kainatın adını verdiği bu tabloda, geceleyin Mindeki fenerle bahçede duran filozol ki kli bir adam goroloyordu. Adam, serbest katan eliyle bir kapıya vuruyor ve içeriden bir cevap bekler gibi görünüyordu. Tabloyu inceleyen bir sanat lestirmeni, Hunt'a do nerek "Gözel bir tablo dogrusu ama ma nasını bir türlü kavrayamadım." dedi. "Adamın vurduğu kapı hiç açılmayacak mi? Ona tokmak takmasını unutmuşsunuz da.." Hunt gülümsedi: "Adam alelade bir kapıya vurmuyor ki..." dedi. "Bu kapı, insan kalbini temsil ediyor. Ancak içeriden açıla- bildiği için dışında tokmaga ihtiyaç yoktur." Bu parçada anlatılan olayla ilgili olarak vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? fi A) Sanat eserleri farklı yorumlara açıktır. B) Gönül kapısından ancak onu anlayan- lar girebilir. C) Resimde kurgu, her şeyden öncelikli olmalidir. D) Ressamın kendi tablosunu yorumlayışı herkesten ayrıdır. Resimden anlayan insan sayısı olduk- ça azdır.

(1) Porselen yapımında özellikle tercih edilen kaolin, yumuşak, beyaz renkli bir topraktır. (11) Kaolin, yüksek dağ anlamındaki Çince Kao ling sözcüklerinden gelir. (III) Kaolin Çin'den kaynaklandığı için çeşitli Avrupa ül- kelerinde Çin çamuru ya da Çin kili olarak adlandırılır. (IV) Türkiye'de bazı yerlerde kaoline arikil de denir. (V) Kaolin aslında bir kil türüdür ve granit kayaçlardan elde edilir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadir EM AN B11 TIO DW MILION www pelikankitabevi com.tr

1.-2. soruları aşa 7. Sinema ile tiyatro birbirine karşı sanatlar değildir. Birini ge- liştirmek için, diğerini ihmal etmenin gerekçesini kim anla- yabilir? Batı'yi seçmek, Doğu'ya özgü nitelikleri , kültürel var likları hiçe saymak olarak yorumlanamaz. Birbirimizin beğe. nilerine saygı göstermenin de demokratik bir tavır olduğunu kabul etmeliyiz. Bu parçadan çıkarılabilecek sonuç aşağıdakilerden han- gisidir? tiyatro da gerçekli- üzden de Kanıtlarla, denli et- abul ettir- worsa on- tro sena- eurlan bir bir oyun un kimse tiyatro () Kar yağışı, karın yerin iklim özellikler yağışlı günler ile ka kımından kıyı kesim dir. (III ) Kar yağışlı uzaklık, yükseklik Türkiye'de en fazla niz Bölgesi'nde te bölümünde kar ör daimi kar örtüsür şağıda- A) Sanat dallarının birbirini destekleyici rollerinden fayda- lanmak gerekir. B) Sanat değeri taşıyan her ürün, türü ne olursa olsun be nimsenmelidir. c) Sanatsal değerler, birbirinin karşıtı olarak algılanmamalı; hepsine yaşam hakkı tanınmalıdır. D) Batı'nın sanatı örnek alınırken Doğu'nun değerlerinden de yararlanmak önemlidir. Sanat dünyasındaki Doğu-Batı karşıtlığı, demokratik sa- nat ortamını zedelemektedir. mizde belirli dağla kesimlere ve bat göre artar.