Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu-Ana Düşünce Soruları

27. Sert dolgu, makine parçalarının çalışma ömrünü uzatmak
için aşınmaya dayanıklı yüzeyler oluşturmada düşük
maliyetli bir yöntemdir. Aşınmış ve kullanılamaz durumdaki
parçaların kullanılabilir duruma getirilmesinde uygulandığı
gibi, parçalar çalışma ortamına sokulmadan önce de sert
dolgu kaplama uygulanmaktadır, Tarım aletleri, madencilik,
şeker endüstrisi gibi alanlarda kullanılan metalik parçaların
aşınma direncini artırmak için kaplamalar yapılmaktadır.
Bu parçada söz edilen kaplama uygulamasının amacı
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bozulmuş parçaların kullanılabilir duruma getirilmesini
sağlamak
B) Metalik parçaların çoklu işleve sahip olmasını temin
etmek
©m
Makine parçalarının işleyiş süresini artırmak v
D) Dayanıklı yüzeyler oluşturarak sanayide metal
kullanımını artırmak
E) Üretim hızını artırmaya dönük makineler oluşturmak
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
27. Sert dolgu, makine parçalarının çalışma ömrünü uzatmak için aşınmaya dayanıklı yüzeyler oluşturmada düşük maliyetli bir yöntemdir. Aşınmış ve kullanılamaz durumdaki parçaların kullanılabilir duruma getirilmesinde uygulandığı gibi, parçalar çalışma ortamına sokulmadan önce de sert dolgu kaplama uygulanmaktadır, Tarım aletleri, madencilik, şeker endüstrisi gibi alanlarda kullanılan metalik parçaların aşınma direncini artırmak için kaplamalar yapılmaktadır. Bu parçada söz edilen kaplama uygulamasının amacı aşağıdakilerden hangisidir? A) Bozulmuş parçaların kullanılabilir duruma getirilmesini sağlamak B) Metalik parçaların çoklu işleve sahip olmasını temin etmek ©m Makine parçalarının işleyiş süresini artırmak v D) Dayanıklı yüzeyler oluşturarak sanayide metal kullanımını artırmak E) Üretim hızını artırmaya dönük makineler oluşturmak
A
A
A
T
39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevapla.
apla-
yiniz
1
an sayl-
ahla yo.
gusuyla
utmaya
alkinin
lan ço-
umut
atro ol-
Humsal
in söz-
kalan
me ni-
Adi Guan Moye olan fakat eserlerinde Çince "Sakin ko
nuşmal" manasına gelen Mo Yan mahlasini kullanan
"sürekli sansürlenen ve eserleri korsan yollarla çoğalt
lan Çinli yazarlar arasında en meşhuru" diye bilinen Mo
Yan, Batı dünyasında Kızıl Dari Tarlaları filmine konu
olan romanı ile tanınmıştır. Çin'in Kafka'sı olarak gös
terilen yazar, Isveç Akademisinin "sanrısal gerçekçilikle
halk hikâyelerini, tarihi ve şimdiyi kaynaştırma'daki usta
lğına yaptığı atıfla yine aynı adlı romanı Kızıl Dan Tar
laları ile 2012 Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülmüş
tür. 1923-1976 yılları arasında Japon saldırılarına karşı
direnen bir Çin köyünde yaşayan Shandong ailesinin de
kuşağının hikâyelerinin anlatıldığı Kızıl Dan Tarlaları'nda
anlatıcı da yine ailenin bir üyesi olan Mo Yan'in kendisi-
dir. "Torun" Mo Yan, ninesinden dinlediklerini bir masaici
üslubuyla kaleme alır.
den
39. Bu parçadan, sözü edilen yazarla ilgili aşağıdakiler-
den hangisine
ulaşılamaz?
A) Eserlerini takma ad kullanarak oluşturduğuna
B) Başka bir yazarla arasında özdeşim kurulduğuna
Birçok yazarla ortak bir noktalarının olduğuna
Dy Ülkesinin dışında da tanınan bir yazar olduğuna
E) Yazmak istediklerine karşı otosansür uyguladığına
Sür-
si
40. Bu parçadan hareketle Kızıl Danı Taylaları adlı eserle ilgi
hral annehilir?
If agardakilerde
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
A A A T 39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevapla. apla- yiniz 1 an sayl- ahla yo. gusuyla utmaya alkinin lan ço- umut atro ol- Humsal in söz- kalan me ni- Adi Guan Moye olan fakat eserlerinde Çince "Sakin ko nuşmal" manasına gelen Mo Yan mahlasini kullanan "sürekli sansürlenen ve eserleri korsan yollarla çoğalt lan Çinli yazarlar arasında en meşhuru" diye bilinen Mo Yan, Batı dünyasında Kızıl Dari Tarlaları filmine konu olan romanı ile tanınmıştır. Çin'in Kafka'sı olarak gös terilen yazar, Isveç Akademisinin "sanrısal gerçekçilikle halk hikâyelerini, tarihi ve şimdiyi kaynaştırma'daki usta lğına yaptığı atıfla yine aynı adlı romanı Kızıl Dan Tar laları ile 2012 Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülmüş tür. 1923-1976 yılları arasında Japon saldırılarına karşı direnen bir Çin köyünde yaşayan Shandong ailesinin de kuşağının hikâyelerinin anlatıldığı Kızıl Dan Tarlaları'nda anlatıcı da yine ailenin bir üyesi olan Mo Yan'in kendisi- dir. "Torun" Mo Yan, ninesinden dinlediklerini bir masaici üslubuyla kaleme alır. den 39. Bu parçadan, sözü edilen yazarla ilgili aşağıdakiler- den hangisine ulaşılamaz? A) Eserlerini takma ad kullanarak oluşturduğuna B) Başka bir yazarla arasında özdeşim kurulduğuna Birçok yazarla ortak bir noktalarının olduğuna Dy Ülkesinin dışında da tanınan bir yazar olduğuna E) Yazmak istediklerine karşı otosansür uyguladığına Sür- si 40. Bu parçadan hareketle Kızıl Danı Taylaları adlı eserle ilgi hral annehilir? If agardakilerde
DENEME - 10
31. Türkiye'de Türkçeyi usulüyle konuşan bir insan,
kinayan bakışların hedefi haline geliyor. Kısıtlama,
sinirlama var. Tüm bu kargaşanın içinde kendini
ifade edebilmek ne mümkün, mekân isimlerinden
birini veyahut herhangi bir markayı Türkçe ile oku-
duğun anda uzaydan inmiş muamelesi görüyor,
kendi ülkende yabancı konumuna düşüyorsun.
Kendi bayrağının gölgesi altında turist gibi geziyor-
sun. Öyle ki pek yakında elimize bir İngilizce-Türk-
çe sözlük alıp çıkmak gerekecek sözde "kendi”
sokağımıza. Okuyamadığımız dükkân isimlerine,
göz alan neon ışıklı tabelalara, zengin Türk mutfa-
ğından yoksun "yaban" kokan menülere vâkıf ola-
bilmek için bir faydası olur belki.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada yakınılan
durumlardan biri değildir?
A) Türkçe olmayan, kültürümüze uymayan marka
isimlerinin dilimizde karşılığının olmaması
B) Yabancı sözcüklerin dilimizde giderek yaygin-
laşması ve Türk diline özen gösterenlerin ülke-
sinde yabancı konumuna düşmesi
C) Yabancı sözcüklerden oluşan dükkân, iş yeri,
yemek isimlerinin giderek yaygınlaşması ve
çoğu Türk vatandaşının bunları anlayamaz
hâle gelmesi
D) Türkiye'de Türkçeyi kurallarına göre konuşan
insanların dilde yaşanan yozlaşmaya tepki gör-
mesi nedeniyle alay konusu olması
Nabancı kelimeleri yanlış telaffuz eden insan-
ların geri kafalılıkla suçlanıp kötü bakışlara ma-
ruz kalması
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
DENEME - 10 31. Türkiye'de Türkçeyi usulüyle konuşan bir insan, kinayan bakışların hedefi haline geliyor. Kısıtlama, sinirlama var. Tüm bu kargaşanın içinde kendini ifade edebilmek ne mümkün, mekân isimlerinden birini veyahut herhangi bir markayı Türkçe ile oku- duğun anda uzaydan inmiş muamelesi görüyor, kendi ülkende yabancı konumuna düşüyorsun. Kendi bayrağının gölgesi altında turist gibi geziyor- sun. Öyle ki pek yakında elimize bir İngilizce-Türk- çe sözlük alıp çıkmak gerekecek sözde "kendi” sokağımıza. Okuyamadığımız dükkân isimlerine, göz alan neon ışıklı tabelalara, zengin Türk mutfa- ğından yoksun "yaban" kokan menülere vâkıf ola- bilmek için bir faydası olur belki. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada yakınılan durumlardan biri değildir? A) Türkçe olmayan, kültürümüze uymayan marka isimlerinin dilimizde karşılığının olmaması B) Yabancı sözcüklerin dilimizde giderek yaygin- laşması ve Türk diline özen gösterenlerin ülke- sinde yabancı konumuna düşmesi C) Yabancı sözcüklerden oluşan dükkân, iş yeri, yemek isimlerinin giderek yaygınlaşması ve çoğu Türk vatandaşının bunları anlayamaz hâle gelmesi D) Türkiye'de Türkçeyi kurallarına göre konuşan insanların dilde yaşanan yozlaşmaya tepki gör- mesi nedeniyle alay konusu olması Nabancı kelimeleri yanlış telaffuz eden insan- ların geri kafalılıkla suçlanıp kötü bakışlara ma- ruz kalması
32. Gençlikte pek çokmuş gibi görünen, vakit ilerledik-
çe azalacaktır. Yetmiş beş yaşına varan bir âlim,
"Ah kabil olsa da köşebaşlarında şapkamı gelene
geçene uzatsam da boş geçirdikleri vakitleri içine
atmaları için yalvarsam." derken kendisi için ay-
rılmış zamanın bitmekte olduğunu ne güzel an-
latmıştır. Bir insanın yaşadığı topluma ve bu ara-
da kendisine biraz faydalı olabilmesi ancak genç-
liğinin kıymetini bilmesine, o-çağlarda zamanını
iyi kullanmasına, dağarcığını iyice doldurmasına
bağlıdır. "Gençlik bilse, ihtiyarlık yapabilse!" der-
ler. Ihtiyarlığın kudretli olması gençliğin birçok şe-
yi bilmesine dayanır. En güçlü ihtiyarlar, gençlikle-
rini boş geçirmemiş olanlardır. Eğer insanlık eğili-
yorsa onların önünde eğiliyor.
Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisidir?V
A) Zamanın önemi
B Gençliğin kıymeti
C) Kaşlılıkta hayıflanma
D) Yaşlılığın sorunları
E) Teorübe ve bilgi
B_TYT_8
9
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
32. Gençlikte pek çokmuş gibi görünen, vakit ilerledik- çe azalacaktır. Yetmiş beş yaşına varan bir âlim, "Ah kabil olsa da köşebaşlarında şapkamı gelene geçene uzatsam da boş geçirdikleri vakitleri içine atmaları için yalvarsam." derken kendisi için ay- rılmış zamanın bitmekte olduğunu ne güzel an- latmıştır. Bir insanın yaşadığı topluma ve bu ara- da kendisine biraz faydalı olabilmesi ancak genç- liğinin kıymetini bilmesine, o-çağlarda zamanını iyi kullanmasına, dağarcığını iyice doldurmasına bağlıdır. "Gençlik bilse, ihtiyarlık yapabilse!" der- ler. Ihtiyarlığın kudretli olması gençliğin birçok şe- yi bilmesine dayanır. En güçlü ihtiyarlar, gençlikle- rini boş geçirmemiş olanlardır. Eğer insanlık eğili- yorsa onların önünde eğiliyor. Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisidir?V A) Zamanın önemi B Gençliğin kıymeti C) Kaşlılıkta hayıflanma D) Yaşlılığın sorunları E) Teorübe ve bilgi B_TYT_8 9
39 - 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
ressam ve
inin en
rin
asik resim
r. Hayati
I bir
esi gibi
arak
sahneler
ettirmiştir.
bir olayı
Çocuklar, iletişim kurma ve duygularını anlatabilme
davranışlarını aile ve okul çevresinde geliştirir. Böylece
birey olma yolunda ilk adımı atmış olurlar. Aile ve okul,
kültürel birikimle karşılaşılan ilk duraktır. Çocuk, kendini
yeni bir kültürel sahaya dâhil edip içine girdiği sosyal
yapının dinamiklerini kültürün dengeleyici yanı sayesinde
kavramaya çalışır. Bu durum, çocuklarda düşünme
becerilerinin erken çocukluk döneminde geliştirilmesiyle
daha kolay gerçekleşir. Bu kültürel uyum süreci
düşünme etkileşimleriyle dengelenir. Düşünme
becerilerinin çocuklara en iyi şekilde oyun içinde
kazandırılabileceği, eğitimciler tarafından sıklıkla
vurgulanmaktadır. Çünkü çocuklar oyun oynarken
öğrenirler, edindikleri her yeni deneyimi oyun içinde
kullanarak öğrenme yaşantılarını gözden geçirirler.
Düşünme eyleminin diğer eylemlerden farklı bünyesi
sayesinde çok yönlü ve derinlemesine düşünme fırsatı
bularak kendi fikir, plan ve sorumluluklarının farkına
varırlar. Bu farkındalık da düşünme becerileri sayesinde
gelişir.
aşatması
39. Bu parçadan hareketle kültürle ilgili aşağıdakilerin
hangisi söylenebilir?
unlu
lerine
dir.
n
Cüçük
7
limin
ir
A) Toplumlar arası ilişkileri düzenleyen nitelikler taşıdığı
B) Bitey ve toplum arasındaki sosyolojik yapıyı kuran bir
olgu olduğu
C) Toplumların bilimsel alanda gelişmesini sağlayan
önemli bir güç olduğu
Dt Dışlanmış bireyleri topluma kazandıran özellikler
içerdiği
E) Çağın gereksinimlerine göre yeniden
biçimlenebileceği
jisine
Jan
40. Bu parçada düşünmeyle ilgili vurgulanmak istenen
aşağıdakilerden
hangisidir?
@ay
esas
r.
A) Özgür çağrışımlar üzerine yerleştirilebileceği
B) Farklı değişkenlere göre yeni anlamlar içerebileceği
C) Özgün yapısıyla farkındalık oluşturabileceği
D) Her alanda sıra dışı bir nitelik taşıması gerektiği
EY Özgün fikirler üretmenin yolunu açma gücü taşıdığı
izenli
TÜRKÇE TESTİ BİTTİ.
SOSYAL BİLİMLER TESTİNE GEÇİNİZ.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
39 - 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. ressam ve inin en rin asik resim r. Hayati I bir esi gibi arak sahneler ettirmiştir. bir olayı Çocuklar, iletişim kurma ve duygularını anlatabilme davranışlarını aile ve okul çevresinde geliştirir. Böylece birey olma yolunda ilk adımı atmış olurlar. Aile ve okul, kültürel birikimle karşılaşılan ilk duraktır. Çocuk, kendini yeni bir kültürel sahaya dâhil edip içine girdiği sosyal yapının dinamiklerini kültürün dengeleyici yanı sayesinde kavramaya çalışır. Bu durum, çocuklarda düşünme becerilerinin erken çocukluk döneminde geliştirilmesiyle daha kolay gerçekleşir. Bu kültürel uyum süreci düşünme etkileşimleriyle dengelenir. Düşünme becerilerinin çocuklara en iyi şekilde oyun içinde kazandırılabileceği, eğitimciler tarafından sıklıkla vurgulanmaktadır. Çünkü çocuklar oyun oynarken öğrenirler, edindikleri her yeni deneyimi oyun içinde kullanarak öğrenme yaşantılarını gözden geçirirler. Düşünme eyleminin diğer eylemlerden farklı bünyesi sayesinde çok yönlü ve derinlemesine düşünme fırsatı bularak kendi fikir, plan ve sorumluluklarının farkına varırlar. Bu farkındalık da düşünme becerileri sayesinde gelişir. aşatması 39. Bu parçadan hareketle kültürle ilgili aşağıdakilerin hangisi söylenebilir? unlu lerine dir. n Cüçük 7 limin ir A) Toplumlar arası ilişkileri düzenleyen nitelikler taşıdığı B) Bitey ve toplum arasındaki sosyolojik yapıyı kuran bir olgu olduğu C) Toplumların bilimsel alanda gelişmesini sağlayan önemli bir güç olduğu Dt Dışlanmış bireyleri topluma kazandıran özellikler içerdiği E) Çağın gereksinimlerine göre yeniden biçimlenebileceği jisine Jan 40. Bu parçada düşünmeyle ilgili vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? @ay esas r. A) Özgür çağrışımlar üzerine yerleştirilebileceği B) Farklı değişkenlere göre yeni anlamlar içerebileceği C) Özgün yapısıyla farkındalık oluşturabileceği D) Her alanda sıra dışı bir nitelik taşıması gerektiği EY Özgün fikirler üretmenin yolunu açma gücü taşıdığı izenli TÜRKÇE TESTİ BİTTİ. SOSYAL BİLİMLER TESTİNE GEÇİNİZ.
9. Kimi zaman hayat karşısında
Bizi zayıf yaptı.
Aslında ne güzel şeydir
insanın insana yanması
Sevgili...
Ne güzeldir bilmediğin birinin
Derdine üzülmek ve çare aramak.
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi
vurgulanmaktadır?
AJ Kirginlik
B) Çaresizlik
C) Acima
D) Sitem,
E) Hoşgörü
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
9. Kimi zaman hayat karşısında Bizi zayıf yaptı. Aslında ne güzel şeydir insanın insana yanması Sevgili... Ne güzeldir bilmediğin birinin Derdine üzülmek ve çare aramak. Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır? AJ Kirginlik B) Çaresizlik C) Acima D) Sitem, E) Hoşgörü
5
önce o
e kadar
öğren-
e, şair
olduğu
sunda
essam
Fo'nun
indan
Japan
ullan-
o dö-
I.
25. Heidegger; Bergson'un da Aristoteles'ten beri süre-
gelen, "ölçülebilir" ve uzamla birlikte düşünülen klasik
zaman anlayışının içinde olduğunu öne sürer. Ona göre
Bergson'da zaman, ölçülebilirdir ve uzamsal olarak dü-
şünülebilir. Ne var ki Bergson neredeyse bütün eserle-
rinde zamanı iki tür olarak ele almakta ve gerçek zaman
dediğini, bilimin ele aldığı ve ölçülebilir olarak gördüğü
zamandan ayırmaktadır. Böyle olmakla birlikte, Heideg-
ger'in, Aristoteles'in görüşünün Bergson'un zaman an-
layışını etkilediğini, özellikle hareket noktası bakımından
(Her ikisi için de bu "devinim”dir ama devinim Aristote-
les'te bilim, Bergson'da ise yaşam bağlamında ele alınır.)
belirleyici olduğunu söylemesi doğru görünüyor.
arag-
Bu parçada yazarın Heidegger'e karşı çıktığı nokta
aşağıdakilerden hangisidir?
VI
A) Bergson'un zaman ile ilgili bakış açısını Aristote-
les'ten aldığı düşüncesi
B) Aristoteles ile Bergson'un düşüncelerinin birbirini ta-
mamlar nitelikte olduğu görüşü
C) Zamanı hem klasik hem de hayat bağlamında ele
alma anlayışı
D) Devinim kavramının geleneksel yaklaşımla ele alın-
maması gerektiği düşüncesi
E) Bergson'un zaman anlayışının, bütünüyle ölçülebilir
bir özellik gösterdiği yaklaşımı
da
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
5 önce o e kadar öğren- e, şair olduğu sunda essam Fo'nun indan Japan ullan- o dö- I. 25. Heidegger; Bergson'un da Aristoteles'ten beri süre- gelen, "ölçülebilir" ve uzamla birlikte düşünülen klasik zaman anlayışının içinde olduğunu öne sürer. Ona göre Bergson'da zaman, ölçülebilirdir ve uzamsal olarak dü- şünülebilir. Ne var ki Bergson neredeyse bütün eserle- rinde zamanı iki tür olarak ele almakta ve gerçek zaman dediğini, bilimin ele aldığı ve ölçülebilir olarak gördüğü zamandan ayırmaktadır. Böyle olmakla birlikte, Heideg- ger'in, Aristoteles'in görüşünün Bergson'un zaman an- layışını etkilediğini, özellikle hareket noktası bakımından (Her ikisi için de bu "devinim”dir ama devinim Aristote- les'te bilim, Bergson'da ise yaşam bağlamında ele alınır.) belirleyici olduğunu söylemesi doğru görünüyor. arag- Bu parçada yazarın Heidegger'e karşı çıktığı nokta aşağıdakilerden hangisidir? VI A) Bergson'un zaman ile ilgili bakış açısını Aristote- les'ten aldığı düşüncesi B) Aristoteles ile Bergson'un düşüncelerinin birbirini ta- mamlar nitelikte olduğu görüşü C) Zamanı hem klasik hem de hayat bağlamında ele alma anlayışı D) Devinim kavramının geleneksel yaklaşımla ele alın- maması gerektiği düşüncesi E) Bergson'un zaman anlayışının, bütünüyle ölçülebilir bir özellik gösterdiği yaklaşımı da
ali
kli
ak
Y
A
9. - 10. sorular aşağıdaki paragrafa göre
cevaplayiniz.
Yolumun üzerinde her sabah rastladığım bir
dilenci var. Zeki çehreli bir adam. Yoklama
defteri imzalamaya mahkam bir kalem efen-
disi intizamına sahip. Her gün, saat tam alty
kirk geçe köşesine gelir, saat ona kadar da
tek bir söz söylemez. Sirf gözlerinin derin ele
mi ve edasinin sessiz ifadesiyle gelip geçen
lerin merhametini avlar. Mahir bir avcı sayılır.
Merhametli insanların birer şaşkın güvercin
telaşıyla, kurulan tuzağa düşmek için nasıl
kanat çırptıklarını izlemek de benim her sa-
bahki eğlencemdir.
R
G
1
1-
k
Y
A
Y
N
E
a
V
i i 9.
i
Bu parçanın yazarı aşağıdakilerd
nitelendirilebilir?
A) Yardımlaşmayı
B) İyi nivel
ansek
aktan hoşlanan
10. Bu parçada yazarın, insanların dilenciye olan
yaklaşımlarını eğlenceli bulunmasının nedeni
aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) Dilencinin yaptığı işi uygun bulmamast
B) Dilenciye verilen sadakaları fazla bulması
C) Dilencinin emek harcamadan para kazanması
D) insanların kolayca yönlendirilebileceğine inan-
ması
E) Insanların ustaca kandırılabileceğini düşünmesi
347
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
ali kli ak Y A 9. - 10. sorular aşağıdaki paragrafa göre cevaplayiniz. Yolumun üzerinde her sabah rastladığım bir dilenci var. Zeki çehreli bir adam. Yoklama defteri imzalamaya mahkam bir kalem efen- disi intizamına sahip. Her gün, saat tam alty kirk geçe köşesine gelir, saat ona kadar da tek bir söz söylemez. Sirf gözlerinin derin ele mi ve edasinin sessiz ifadesiyle gelip geçen lerin merhametini avlar. Mahir bir avcı sayılır. Merhametli insanların birer şaşkın güvercin telaşıyla, kurulan tuzağa düşmek için nasıl kanat çırptıklarını izlemek de benim her sa- bahki eğlencemdir. R G 1 1- k Y A Y N E a V i i 9. i Bu parçanın yazarı aşağıdakilerd nitelendirilebilir? A) Yardımlaşmayı B) İyi nivel ansek aktan hoşlanan 10. Bu parçada yazarın, insanların dilenciye olan yaklaşımlarını eğlenceli bulunmasının nedeni aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Dilencinin yaptığı işi uygun bulmamast B) Dilenciye verilen sadakaları fazla bulması C) Dilencinin emek harcamadan para kazanması D) insanların kolayca yönlendirilebileceğine inan- ması E) Insanların ustaca kandırılabileceğini düşünmesi 347
Anlatılamayacak kadar feci olaylar yaşandığında ede-
biyat çaresiz bir sessizliğe teslim olur. En azından ilk
anda... Edebiyat sanki yaşanan feci olaylar karşısında
kifayetsiz ya da yetersiz kalıyormuş gibi bir sessizlik
hâkim olur. Bu, son zamanlarda çok dile getirilen bir
şey; feci bir toplumsal olay karşısında kalemin sus-
ması, bir şeyler yazmanın imkânsızlığı... Edebiya-
tin neyi anlattığından çok nasıl anlatıldığının önemli
görülmesi bu durumlarda istemsizce fren yapmaya
neden oluyor. Türkiye'nin tarihi, toplumsal krizler ve
felaketler tarihi olduğu ve son yıllarda krizler ve fela-
ketler yoğunlaştığı için bu meseleyi tekrar ele almak
gerekiyor. Mevcut toplumsal kriz ve felaketler içerisin-
de edebiyat, yazı nerede durur? Bir felaket döneminde
yazmaya devam etmek mümkün müdür? Anlatılamaz
derecede feci olan şeyleri edebiyat nasıl anlatır? Anla-
tirsa hangi yolları izler?
37. Bu parçaya göre feci toplumsal olaylar karşısın-
da edebiyatın ilk anda sessiz kalmasının nedeni
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yaşanan olayların daha iyi anlaşılıp yorumlan-
ması için olayların olgunlaşma sürecinin beklen-
mesi
B) Yaşanan olaylarla ilgili toplumun ortaya koyaca-
ğı tepkinin beklenmesi
C) Yaşanan gelişmelerin anlatılmasında üslup kay-
gisinin yaşanması
D) Salt bilgiler verme amacı olmadığı için yazarın
bunu düşünce süzgecinden geçirmesinin gerek-
liliği
E) Toplumsal felaketlerin anlatılmasında, edebiya-
tin çoğu zaman yetersiz kaldığı düşüncesinin
ağır basmasi
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
Anlatılamayacak kadar feci olaylar yaşandığında ede- biyat çaresiz bir sessizliğe teslim olur. En azından ilk anda... Edebiyat sanki yaşanan feci olaylar karşısında kifayetsiz ya da yetersiz kalıyormuş gibi bir sessizlik hâkim olur. Bu, son zamanlarda çok dile getirilen bir şey; feci bir toplumsal olay karşısında kalemin sus- ması, bir şeyler yazmanın imkânsızlığı... Edebiya- tin neyi anlattığından çok nasıl anlatıldığının önemli görülmesi bu durumlarda istemsizce fren yapmaya neden oluyor. Türkiye'nin tarihi, toplumsal krizler ve felaketler tarihi olduğu ve son yıllarda krizler ve fela- ketler yoğunlaştığı için bu meseleyi tekrar ele almak gerekiyor. Mevcut toplumsal kriz ve felaketler içerisin- de edebiyat, yazı nerede durur? Bir felaket döneminde yazmaya devam etmek mümkün müdür? Anlatılamaz derecede feci olan şeyleri edebiyat nasıl anlatır? Anla- tirsa hangi yolları izler? 37. Bu parçaya göre feci toplumsal olaylar karşısın- da edebiyatın ilk anda sessiz kalmasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Yaşanan olayların daha iyi anlaşılıp yorumlan- ması için olayların olgunlaşma sürecinin beklen- mesi B) Yaşanan olaylarla ilgili toplumun ortaya koyaca- ğı tepkinin beklenmesi C) Yaşanan gelişmelerin anlatılmasında üslup kay- gisinin yaşanması D) Salt bilgiler verme amacı olmadığı için yazarın bunu düşünce süzgecinden geçirmesinin gerek- liliği E) Toplumsal felaketlerin anlatılmasında, edebiya- tin çoğu zaman yetersiz kaldığı düşüncesinin ağır basmasi
ON
24. “Yaşamak için bir nedeni olan insan her türlü nasıla
katlanabilir." diyor bir bilge. Evet herkesin bir nedeni
vardır yaşamak için. Ama ben nasıl katlanıldığı ko-
nusuyla ilgileniyorum. Her türlü imkânı olan birinin
nasılı, imkânsızlıklar içinde bulunan insanların kısır
döngüdeki çırpınışıyla aynı mıdır?
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada verilmek iste-
nen düşünceyle aynı doğrultudadır?
A) İnsanların mutlaka bir yaşam gayesi olmalı ki in-
sanlar her tür zorluğa katlanabilsin.
B Rahat bir ortamda, uygun şartlarda yaşayan in-
san, hayatın zorluklarıyla baş ederken çok fazla
yıpranmaz.
C) Hayatın her türlü zorluğu karşısında ayakta dur-
mayı başaran insanlar, büyük başarılar elde eder.
D) Birçok olumsuzlukla aynı anda mücadele etmek
zorunda kalan insanların, içinde bulundukları du-
ruma karşı bakış açıları birbirlerinden farklıdır.
E) Yaşadığı en ufak bir güçlükte hayatı sorgulayan
ye yaşamak için neden arayan insanlar, aynı yer-
de dönüp durur.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
ON 24. “Yaşamak için bir nedeni olan insan her türlü nasıla katlanabilir." diyor bir bilge. Evet herkesin bir nedeni vardır yaşamak için. Ama ben nasıl katlanıldığı ko- nusuyla ilgileniyorum. Her türlü imkânı olan birinin nasılı, imkânsızlıklar içinde bulunan insanların kısır döngüdeki çırpınışıyla aynı mıdır? Aşağıdakilerden hangisi bu parçada verilmek iste- nen düşünceyle aynı doğrultudadır? A) İnsanların mutlaka bir yaşam gayesi olmalı ki in- sanlar her tür zorluğa katlanabilsin. B Rahat bir ortamda, uygun şartlarda yaşayan in- san, hayatın zorluklarıyla baş ederken çok fazla yıpranmaz. C) Hayatın her türlü zorluğu karşısında ayakta dur- mayı başaran insanlar, büyük başarılar elde eder. D) Birçok olumsuzlukla aynı anda mücadele etmek zorunda kalan insanların, içinde bulundukları du- ruma karşı bakış açıları birbirlerinden farklıdır. E) Yaşadığı en ufak bir güçlükte hayatı sorgulayan ye yaşamak için neden arayan insanlar, aynı yer- de dönüp durur.
50-52. soruları aşağıdaki parçaya
göre cevaplayiniz.
50. Bu parçadan hareketle aşağıdakiler-
den hangisine ulaşılamaz?
A) Oyuncaklar çocuğu bilinçsiz toplum-
sallaşmanın tehlikelerinden korumak-
tadır.
B) Yan anlamların taşıyıcısı olan göster-
geler, farklı nesneler üzerinden işlev
görürler.
C) Göstergeler, çocukların yetişkin dün-
yasına uyum sağlaması için kullanil-
maktadır.
D) Göstergeler, modern yetişkin hayat
düzeninin dolaylı anlatımlarını sunar.
E) Fransız oyuncakları ilk bakışta görü-
nür olmayan toplumsal amaçlara sa-
hiptir.
Roland Barthes, Mythologies adh kita
bında Fransız günlük yaşamının birçok
unsurununu kültürel yan anlamlarını ele
alır. Amacı, söylenmeden yapılan şeyler
dünyasını irdelemek, bunlarla bağlantılı
ve ideolojik temelli yan anlamları göster-
mektir. Bu çerçevede Barthes söz gelimi,
Fransız oyuncaklarının her zaman bir
anlamı olduğunu, bu anlamların da mo-
dern yetişkin yaşamının yordamları ya da
mitleri tarafından şekillendirilip toplum-
sallaştırıldığını iddia eder. Anlamlar, ye-
tişkinlerin çağdaş yaşamının ögelerinden
oluşmuştur: minik hekim çantalari, mak-
yaj setleri, minyatür mutfak malzemeleri,
trenler, benzin istasyonları... Bu oyun-
caklar yetişkin evrenini bire bir canlandi-
nir, göstergeler olarak yan anlamlar taşır.
Bir taraftan da sorgulamaya fırsat birak-
madan çocuğu; oyuncak mutfak setleri,
askerler ve otomobillerle yaratılmış bir
dünya kandırmacasının içine hapseder
ve tümünü benimsemeye hazırlar. Yetiş-
kinlerin kanıksadığı ne varsa, hepsinin
bir dökümünü verir oyuncak: savaş, aşırı
tüketim, çirkinlik...
51. Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak
istenen aşağıdakilerden hangisidir?
/yediiklimyayıncılık
A) Gerçekliği her boyutuyla dile getirme-
ye çalışmak
B) Yüzeyde görünene değil ayrıntılara
önem vermek
CSöylemlerin insanlar üzerindeki etki-
lerini göstermek
D) Sorgulama eylemini toplumun geneli-
ne yaymak
E) Görünenin arkasındaki anlamları açı-
ga sikarmak
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
50-52. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayiniz. 50. Bu parçadan hareketle aşağıdakiler- den hangisine ulaşılamaz? A) Oyuncaklar çocuğu bilinçsiz toplum- sallaşmanın tehlikelerinden korumak- tadır. B) Yan anlamların taşıyıcısı olan göster- geler, farklı nesneler üzerinden işlev görürler. C) Göstergeler, çocukların yetişkin dün- yasına uyum sağlaması için kullanil- maktadır. D) Göstergeler, modern yetişkin hayat düzeninin dolaylı anlatımlarını sunar. E) Fransız oyuncakları ilk bakışta görü- nür olmayan toplumsal amaçlara sa- hiptir. Roland Barthes, Mythologies adh kita bında Fransız günlük yaşamının birçok unsurununu kültürel yan anlamlarını ele alır. Amacı, söylenmeden yapılan şeyler dünyasını irdelemek, bunlarla bağlantılı ve ideolojik temelli yan anlamları göster- mektir. Bu çerçevede Barthes söz gelimi, Fransız oyuncaklarının her zaman bir anlamı olduğunu, bu anlamların da mo- dern yetişkin yaşamının yordamları ya da mitleri tarafından şekillendirilip toplum- sallaştırıldığını iddia eder. Anlamlar, ye- tişkinlerin çağdaş yaşamının ögelerinden oluşmuştur: minik hekim çantalari, mak- yaj setleri, minyatür mutfak malzemeleri, trenler, benzin istasyonları... Bu oyun- caklar yetişkin evrenini bire bir canlandi- nir, göstergeler olarak yan anlamlar taşır. Bir taraftan da sorgulamaya fırsat birak- madan çocuğu; oyuncak mutfak setleri, askerler ve otomobillerle yaratılmış bir dünya kandırmacasının içine hapseder ve tümünü benimsemeye hazırlar. Yetiş- kinlerin kanıksadığı ne varsa, hepsinin bir dökümünü verir oyuncak: savaş, aşırı tüketim, çirkinlik... 51. Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? /yediiklimyayıncılık A) Gerçekliği her boyutuyla dile getirme- ye çalışmak B) Yüzeyde görünene değil ayrıntılara önem vermek CSöylemlerin insanlar üzerindeki etki- lerini göstermek D) Sorgulama eylemini toplumun geneli- ne yaymak E) Görünenin arkasındaki anlamları açı- ga sikarmak
in
12. Ihtiyar Adam ve Deniz, Ernest Hemingway'e Nobel
Ödülü kazandıran romanlarından biri. Psikolojik
yanlarına yönelik detaylı betimlemeleri ağır basan
ve sinemaya tam olarak uyarlanması imkânsız ka-
bul edilen bu roman, ünlü bir yönetmence sinemaya
uyarlanmış. Filmde balıkçılıkla geçinen ihtiyar bir
adamın yaşamı, ilgi çekici bir biçimde anlatılmış.
Uzun süredir balık yakalayamayan ihtiyar adamın,
son kez şansını denediğinde büyük bir balık avla-
ması ve onu karaya çıkarmak için gösterdiği insa-
nüstü çaba, izleyiciyi oldukça etkiliyor. İhtiyar Adam
ve Deniz, izlenmeye değer en iyi filmlerden biri.
Bu parçaya göre, söz konusu eserin filme tam
olarak uyarlanamamasının nedeni aşağıdakiler-
den hangisi olabilir?
A) Yönetmenlerin, eserin toplumsal mesajlarını
ve yazarın kendi dönemine bakış açısını göz
ardı ederek eseri popüler tarzda yorumlamaya
çalışması
B) Yazar ile sinemacının dünya görüşü farklılık-
ları yüzünden romanın bildiri ve mesajlarının
başka mecralara sürüklenmesi
C) Roman yazarının dilediği uzunlukta anlattığı
bir psikolojik durumu, senaryo yazarının, süre-
si kısıtlı bir yapımda sunmaya çalışması
D) Edebiyat ve sinema dillerinin birbirinden farklı
olması nedeniyle romanla örtüşmeyen duygu,
düşünce ve görüntülerin ortaya çıkması
E) Sinemacıların, seyircinin isteklerini ön plana
alarak romanı büyük bir serbestlik içinde
değiştirmeleri
1
}
ZI
5.D 6.A 7.C 8.C 9.E 10.C 11.E 12.C
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
in 12. Ihtiyar Adam ve Deniz, Ernest Hemingway'e Nobel Ödülü kazandıran romanlarından biri. Psikolojik yanlarına yönelik detaylı betimlemeleri ağır basan ve sinemaya tam olarak uyarlanması imkânsız ka- bul edilen bu roman, ünlü bir yönetmence sinemaya uyarlanmış. Filmde balıkçılıkla geçinen ihtiyar bir adamın yaşamı, ilgi çekici bir biçimde anlatılmış. Uzun süredir balık yakalayamayan ihtiyar adamın, son kez şansını denediğinde büyük bir balık avla- ması ve onu karaya çıkarmak için gösterdiği insa- nüstü çaba, izleyiciyi oldukça etkiliyor. İhtiyar Adam ve Deniz, izlenmeye değer en iyi filmlerden biri. Bu parçaya göre, söz konusu eserin filme tam olarak uyarlanamamasının nedeni aşağıdakiler- den hangisi olabilir? A) Yönetmenlerin, eserin toplumsal mesajlarını ve yazarın kendi dönemine bakış açısını göz ardı ederek eseri popüler tarzda yorumlamaya çalışması B) Yazar ile sinemacının dünya görüşü farklılık- ları yüzünden romanın bildiri ve mesajlarının başka mecralara sürüklenmesi C) Roman yazarının dilediği uzunlukta anlattığı bir psikolojik durumu, senaryo yazarının, süre- si kısıtlı bir yapımda sunmaya çalışması D) Edebiyat ve sinema dillerinin birbirinden farklı olması nedeniyle romanla örtüşmeyen duygu, düşünce ve görüntülerin ortaya çıkması E) Sinemacıların, seyircinin isteklerini ön plana alarak romanı büyük bir serbestlik içinde değiştirmeleri 1 } ZI 5.D 6.A 7.C 8.C 9.E 10.C 11.E 12.C
ÖZDEBİR
YAYINLARI
35 - 36.5
33. Salgın hastalık sürecinde evde geçirilen zamanın artması ile
internet hizmetlerine kolayca ulaşan bireyler; dizi, film ve di-
ğer içerikleri aşırı bir şekilde izleme/seyretme anlamına gelen
tikinmalı izleme" ile karşı karşıya kaldılar. Bir kerede bir dizi-
nin bütün bölümlerini izleyip bitirme isteği, kullanıcıları yeni
içerik arayışına ve daha fazla içerik tüketmeye itti. Bu isteğe
karşılık dijital platformlar da bireyleri daha fazla bilgi, içerik,
alışveriş imkânı ve zaman geçirme arzusu ile buluşturmakta
gecikmedi. Bu durum izleyicilerin saatlerce hiç ara vermeden
dijital ortamlarda zaman harcamalarına, buradan kopamama-
larına neden oldu. Böylece günümüzde birçok kişi, sanal med-
(0) Bilg
hacm
rilebi
bund
ludy
nin
yaya bağımlı birer birey hâline geldi.
bir
(IV
nu
Bu parçada "dijital medya" ile ilgili asıl yakınılan durum, aşa-
ğıdakilerden hangisidir?
te
A) Giderek daha hızlı tüketilen içerikler sebebi ile kullanıcı-
lara kalitesiz ürünler sunması
35
B) İnsanları sürekli veri akışına maruz bırakarak dijital obezi-
teye zemin hazırlaması
C) Sanal dünyanın cazibesine kapılan kişilerin zamanla ger-
çek dünya ile bağını zedelemesi
D) Gündelik yaşamın sıkıntılarından bunalan bireylerde ger-
çek anlamda bir rahatlama yaşatamaması
E) İzleyicide geçici olarak yaşattığı mutluluk duygusunun ka-
ramsarlığa neden olması
de
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
ÖZDEBİR YAYINLARI 35 - 36.5 33. Salgın hastalık sürecinde evde geçirilen zamanın artması ile internet hizmetlerine kolayca ulaşan bireyler; dizi, film ve di- ğer içerikleri aşırı bir şekilde izleme/seyretme anlamına gelen tikinmalı izleme" ile karşı karşıya kaldılar. Bir kerede bir dizi- nin bütün bölümlerini izleyip bitirme isteği, kullanıcıları yeni içerik arayışına ve daha fazla içerik tüketmeye itti. Bu isteğe karşılık dijital platformlar da bireyleri daha fazla bilgi, içerik, alışveriş imkânı ve zaman geçirme arzusu ile buluşturmakta gecikmedi. Bu durum izleyicilerin saatlerce hiç ara vermeden dijital ortamlarda zaman harcamalarına, buradan kopamama- larına neden oldu. Böylece günümüzde birçok kişi, sanal med- (0) Bilg hacm rilebi bund ludy nin yaya bağımlı birer birey hâline geldi. bir (IV nu Bu parçada "dijital medya" ile ilgili asıl yakınılan durum, aşa- ğıdakilerden hangisidir? te A) Giderek daha hızlı tüketilen içerikler sebebi ile kullanıcı- lara kalitesiz ürünler sunması 35 B) İnsanları sürekli veri akışına maruz bırakarak dijital obezi- teye zemin hazırlaması C) Sanal dünyanın cazibesine kapılan kişilerin zamanla ger- çek dünya ile bağını zedelemesi D) Gündelik yaşamın sıkıntılarından bunalan bireylerde ger- çek anlamda bir rahatlama yaşatamaması E) İzleyicide geçici olarak yaşattığı mutluluk duygusunun ka- ramsarlığa neden olması de
yok, her
cak bana
ak olanla
miyorum.
sekilde
ağıdaki
7. Gençler savaşır, ihtiyarlar savaşın üzerine konu.
şur, barış yapar. Savaşta gösterilen cesaret, er
dem gençlerindir, ihtiyarlar bunlarla ilgilenmez, on-
lar yalnızca mümkün olanın en iyisini almaya çalı-
şırlar. Ve ihtiyarlar barışta asıl sonucu belirleyen
gençlere söz hakkı vermezler. Ihtiyarların gözünde
gençler, kendilerinin elini güçlü tutacak sadece bi-
rer araçtır. Gençlere tutkularını yaşatacak savaş
ortamı yarattıkları için gençlerin kendilerine minnet.
tar olmaları gerektiğini bile düşünüler. Gençler de,
yüreklerindeki “ideal'lerle ihtiyarlarlar, tutkuların ye-
rini “akıllı, mantıklı olma" denen çıkar ilişkileri alır.
Ne çelişkidir ki, çıkarları için gençlere sundukları
yeni ideallerle savaş rüzgârlari estirmekten geri
durmazlar. Bu gerçek, savaşların neden çıktığını
bize açıkça göstermektedir.
Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisi-
dir?
guzel
eles-
1.
elerini
Fama-
maya
A) Savaşı yaratan asıl etkenler
B) Gençlerle ihtiyarların çatışma nedenleri
C) Savaşın yararları ve zararları
D) Gençlik idealinin gücü
E) Savaşa ve barışa giden yollar
Y
A
R
G
1
A 8.
Ilvador
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
yok, her cak bana ak olanla miyorum. sekilde ağıdaki 7. Gençler savaşır, ihtiyarlar savaşın üzerine konu. şur, barış yapar. Savaşta gösterilen cesaret, er dem gençlerindir, ihtiyarlar bunlarla ilgilenmez, on- lar yalnızca mümkün olanın en iyisini almaya çalı- şırlar. Ve ihtiyarlar barışta asıl sonucu belirleyen gençlere söz hakkı vermezler. Ihtiyarların gözünde gençler, kendilerinin elini güçlü tutacak sadece bi- rer araçtır. Gençlere tutkularını yaşatacak savaş ortamı yarattıkları için gençlerin kendilerine minnet. tar olmaları gerektiğini bile düşünüler. Gençler de, yüreklerindeki “ideal'lerle ihtiyarlarlar, tutkuların ye- rini “akıllı, mantıklı olma" denen çıkar ilişkileri alır. Ne çelişkidir ki, çıkarları için gençlere sundukları yeni ideallerle savaş rüzgârlari estirmekten geri durmazlar. Bu gerçek, savaşların neden çıktığını bize açıkça göstermektedir. Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisi- dir? guzel eles- 1. elerini Fama- maya A) Savaşı yaratan asıl etkenler B) Gençlerle ihtiyarların çatışma nedenleri C) Savaşın yararları ve zararları D) Gençlik idealinin gücü E) Savaşa ve barışa giden yollar Y A R G 1 A 8. Ilvador
DENEME SINAVI
37 ve 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Türk toplumunu bütün özellikleriyle bilen Oğuz Atay, metin-
lerinde "sözde aydınları" ve hayatın aslında bir "oyun"dan
ibaret olduğunu vurgulamaktadır. Ülkemiz aydınlarının
toplum içindeki konumlarını sorgulamıştır. Oğuz Atay ve
eserleri bu yüzden hep tartışma konusu olmuştur. Çünkü
o benimsediği yenilikçi dil ile yeni bir üslup yaratmış, bun-
ları da gündemdeki konuları ya da sorunları tartışmak için
kullanmıştır. Bu nedenle belirli çevreleri her daim rahatsız
etmeyi başarmıştır. Oğuz Atay'ın metinlerinde "oyun" keli-
mesi hem evrensel hem de bireysel bağlamda incelenme-
lidir. "Oyun" kelimesi onun eserlerinin âdeta "anahtarı"dır.
Çünkü Oğuz Atay, insanların bir maske takarak gezdiğini,
"oynanan yaşam oyunlarıyla" ömür tükettiğini
çoğu kez
de bunun farkına varmadığımızı belirtmiştir. Onun istedi-
ği; kendimizle yüzleşmemizdir, maskemizi düşürmemizdir.
Kendimizle hesaplaşırsak bu oyunu yenebileceğimizi iddia
etmiştir. "Tehlikeli Oyunlar" romanındaki Hikmet'in haykı-
rışlarıyla duyarız bu isteğini: "Ülkemiz büyük bir oyun ye-
ridir. Her sabah uyanınca, biraz isteksiz de olsak, hepimiz
sahnenin bir yerinde, bizi çevreleyen büyük ve uzak dünya-
nin sevimli bir benzerini kurmak için toplanırız. Küçük top-
luluklar olarak, birbirimizden bağımsız davranarak ve birbi-
rimizi seyrederek günlük oyunlarımıza başlarız. Ben Hikmet
IV, zamanında -yani Hikmet I olduğum sıralarda bu oyunu
ciddiye almış ve bütün oyunları heyecanla seyretmiştim.
Sonunda, kendi oyunumu, bütün oyunların dışında ve ger-
çek olarak yaşamaya karar verdim. Insanlarımız, aynı piyesi
yıllardır aynı biçimde oynamanın yorgunluğu ve gerçeğe
bir türlü benzetememenin bezginliği içindeyken ben, biz-
lere bugüne kadar hiç yararı dokunmamış olan aklın -daha
doğrusu akıl olduğunu sandığımız akıl taklidinin- zincirle-
rinden kurtularak bütün ülkeleri ve onların gerçek kişilerini
içine alan büyük oyunun heyecanı içinde bulunuyorum."
"Oyunlarla Yaşayanlar" eserinde "oyun"un nerede bittiği
ya da "gerçeğin" nerede başladığı sorunu üzerinde du-
rulmuştur. Ancak Oğuz Atay bilinçli olarak bunu net bir
çizgiyle birbirinden ayırmamıştır. Oğuz Atay, insanların ya-
şamları boyunca oyunlarla oyalandıkları için gerçeklerden
kaçtığını savunmuş, bu nedenle de "gerçek" ya da "oyun"
kavramlarını ayırmayı gerekli görmemiştir.
37. Parçada yer alan "oyun" kavramı ile anlatılmak iste-
nen nedir?
A) Çocukluğumuzda başlayan ve eğlenmemizi sağla-
yan unsurlar olduğu
B) Gerçekten ayırt etmemizin imkânsız olduğu ve çoğu
insanın sığındığı bir maske olduğu
Oğuz Atay'ın eserleri için kurguladığı bir kavram ol-
duğu
D) Oğuz Atay'ın her eserinde farklı bir anlamda sundu-
ğu bir kavram olduğu
E) Oğuz Atay'ın eserlerinde "oyun" kelimesi ile "sözde
aydınları" eleştirdiği
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
DENEME SINAVI 37 ve 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Türk toplumunu bütün özellikleriyle bilen Oğuz Atay, metin- lerinde "sözde aydınları" ve hayatın aslında bir "oyun"dan ibaret olduğunu vurgulamaktadır. Ülkemiz aydınlarının toplum içindeki konumlarını sorgulamıştır. Oğuz Atay ve eserleri bu yüzden hep tartışma konusu olmuştur. Çünkü o benimsediği yenilikçi dil ile yeni bir üslup yaratmış, bun- ları da gündemdeki konuları ya da sorunları tartışmak için kullanmıştır. Bu nedenle belirli çevreleri her daim rahatsız etmeyi başarmıştır. Oğuz Atay'ın metinlerinde "oyun" keli- mesi hem evrensel hem de bireysel bağlamda incelenme- lidir. "Oyun" kelimesi onun eserlerinin âdeta "anahtarı"dır. Çünkü Oğuz Atay, insanların bir maske takarak gezdiğini, "oynanan yaşam oyunlarıyla" ömür tükettiğini çoğu kez de bunun farkına varmadığımızı belirtmiştir. Onun istedi- ği; kendimizle yüzleşmemizdir, maskemizi düşürmemizdir. Kendimizle hesaplaşırsak bu oyunu yenebileceğimizi iddia etmiştir. "Tehlikeli Oyunlar" romanındaki Hikmet'in haykı- rışlarıyla duyarız bu isteğini: "Ülkemiz büyük bir oyun ye- ridir. Her sabah uyanınca, biraz isteksiz de olsak, hepimiz sahnenin bir yerinde, bizi çevreleyen büyük ve uzak dünya- nin sevimli bir benzerini kurmak için toplanırız. Küçük top- luluklar olarak, birbirimizden bağımsız davranarak ve birbi- rimizi seyrederek günlük oyunlarımıza başlarız. Ben Hikmet IV, zamanında -yani Hikmet I olduğum sıralarda bu oyunu ciddiye almış ve bütün oyunları heyecanla seyretmiştim. Sonunda, kendi oyunumu, bütün oyunların dışında ve ger- çek olarak yaşamaya karar verdim. Insanlarımız, aynı piyesi yıllardır aynı biçimde oynamanın yorgunluğu ve gerçeğe bir türlü benzetememenin bezginliği içindeyken ben, biz- lere bugüne kadar hiç yararı dokunmamış olan aklın -daha doğrusu akıl olduğunu sandığımız akıl taklidinin- zincirle- rinden kurtularak bütün ülkeleri ve onların gerçek kişilerini içine alan büyük oyunun heyecanı içinde bulunuyorum." "Oyunlarla Yaşayanlar" eserinde "oyun"un nerede bittiği ya da "gerçeğin" nerede başladığı sorunu üzerinde du- rulmuştur. Ancak Oğuz Atay bilinçli olarak bunu net bir çizgiyle birbirinden ayırmamıştır. Oğuz Atay, insanların ya- şamları boyunca oyunlarla oyalandıkları için gerçeklerden kaçtığını savunmuş, bu nedenle de "gerçek" ya da "oyun" kavramlarını ayırmayı gerekli görmemiştir. 37. Parçada yer alan "oyun" kavramı ile anlatılmak iste- nen nedir? A) Çocukluğumuzda başlayan ve eğlenmemizi sağla- yan unsurlar olduğu B) Gerçekten ayırt etmemizin imkânsız olduğu ve çoğu insanın sığındığı bir maske olduğu Oğuz Atay'ın eserleri için kurguladığı bir kavram ol- duğu D) Oğuz Atay'ın her eserinde farklı bir anlamda sundu- ğu bir kavram olduğu E) Oğuz Atay'ın eserlerinde "oyun" kelimesi ile "sözde aydınları" eleştirdiği Diğer sayfaya geçiniz.
A
ÇAP / TYT - 3/ Türkçe Testi
A
4
25. A
y
po
ay
kö
ge
sal
Kal
23. Bizim buraların cumbalı evleri Avrupa kentlerinin o
eski zaman yapılarına benzemez; oralarda eski, üze-
rine titrenen, kente kişilik kazandırdığı düşünülen bir
yaşam dokusudur. Buralarda ise cumbalı ev, kentin
çelişkilerine çeşni tozudur. Miadını doldurmuş bir para
birimi fazla değerlidir belki ama o değerin bugünkü ko-
şullarda bir karşılığı olmadığı için de pul kadar değeri
yoktur. Aynı mantıkla yola çıkacak olursak kimi cum-
balı evleri “antika eser" ilan eder, el sürmezler. Hesap-
ta el sürülmeyecek denli değerlidir. Lakin el sürülmeye
sürülmeye harabeye döner, yıkılabilecek kadar değer-
sizleşir.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada savunulanları
destekler niteliktedir?
A) Çoğu zaman değerli olan kullanışlı değildir, kullanışlı
olan maddi değeri az da olsa hayatı kolaylaştırır.
B) Eskiye rağbet olsa bitpazarına nur yağardı, diyen-
ler için elbette arkeoloji ve müzecilik bir şey ifade
etmez.
CBir nesnenin değeri onu ele alan kişiye göre değişir.
D) Tarihe sahip çıkmak, doğru restorasyonla birlikte
anlam kazanır ancak.
E kusursuz dost arayan dostsuz kalır, diye boşuna
dememişler.
daş
yara
bu rd
sağla
Bu p.
miştir
A) Re
B) Ro
C) Rot
yap
D) Rob
ģina
E) Robo
Guin'i ve iki büyük ödüllü yapıtı Mülksüzlo
u edebiyatı içinde yerli yerin
ni da eklememin
CAP
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
A ÇAP / TYT - 3/ Türkçe Testi A 4 25. A y po ay kö ge sal Kal 23. Bizim buraların cumbalı evleri Avrupa kentlerinin o eski zaman yapılarına benzemez; oralarda eski, üze- rine titrenen, kente kişilik kazandırdığı düşünülen bir yaşam dokusudur. Buralarda ise cumbalı ev, kentin çelişkilerine çeşni tozudur. Miadını doldurmuş bir para birimi fazla değerlidir belki ama o değerin bugünkü ko- şullarda bir karşılığı olmadığı için de pul kadar değeri yoktur. Aynı mantıkla yola çıkacak olursak kimi cum- balı evleri “antika eser" ilan eder, el sürmezler. Hesap- ta el sürülmeyecek denli değerlidir. Lakin el sürülmeye sürülmeye harabeye döner, yıkılabilecek kadar değer- sizleşir. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada savunulanları destekler niteliktedir? A) Çoğu zaman değerli olan kullanışlı değildir, kullanışlı olan maddi değeri az da olsa hayatı kolaylaştırır. B) Eskiye rağbet olsa bitpazarına nur yağardı, diyen- ler için elbette arkeoloji ve müzecilik bir şey ifade etmez. CBir nesnenin değeri onu ele alan kişiye göre değişir. D) Tarihe sahip çıkmak, doğru restorasyonla birlikte anlam kazanır ancak. E kusursuz dost arayan dostsuz kalır, diye boşuna dememişler. daş yara bu rd sağla Bu p. miştir A) Re B) Ro C) Rot yap D) Rob ģina E) Robo Guin'i ve iki büyük ödüllü yapıtı Mülksüzlo u edebiyatı içinde yerli yerin ni da eklememin CAP