Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu-Ana Düşünce Soruları

TYT TÜRKÇE 02
42. I.
Roman okumak, geriye kalan her şeyi bir kenara koy-
mak demektir.
a
7
II. İnsan, televizyon izlerken, müzik dinlerken aynı anda
başka bir sürü şeyle uğraşabilir.
Aşağıdakilerin hangisi, bu iki cümlede ifade edileni
doğru bir biçimde birleştirmiştir?
A) insan, televizyon izlerken, müzik dinlerken başka
iş-
lerle uğraşabileceği gibi roman okumak istediğinde de
her şeyi bir kenara koymak zorunda değildir. X
A
B) Roman okumak için hayattaki her şeyi bir kenara koy-
20
mak gerektiğini düşünen insanlar, televizyon izlerken,
müzik dinlerken başka işlerle uğraşabilir. X
C) İnsan, televizyon izlerken, müzik dinlerken başka iş-
lerle uğraşabilir oysa roman okumak için geriye kalan
her şeyi bir kenara koymak gerekir.
hib D Roman okumak için geriye kalan her şeyi bir kenara
koymak gerektiğini düşünüyorsanız televizyon izlerken,
müzik dinlerken başka işlerle uğraşan insanlara bakın.X
E) Televizyon izlerken, müzik dinlerken başka işlerle uğ-
raşabildiğinize göre roman okumak için de geriye kalan
her şeyi bir kenara koymak zorunda değilsiniz. Y
boblen die ein
vidio bello
08
sho
we
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
TYT TÜRKÇE 02 42. I. Roman okumak, geriye kalan her şeyi bir kenara koy- mak demektir. a 7 II. İnsan, televizyon izlerken, müzik dinlerken aynı anda başka bir sürü şeyle uğraşabilir. Aşağıdakilerin hangisi, bu iki cümlede ifade edileni doğru bir biçimde birleştirmiştir? A) insan, televizyon izlerken, müzik dinlerken başka iş- lerle uğraşabileceği gibi roman okumak istediğinde de her şeyi bir kenara koymak zorunda değildir. X A B) Roman okumak için hayattaki her şeyi bir kenara koy- 20 mak gerektiğini düşünen insanlar, televizyon izlerken, müzik dinlerken başka işlerle uğraşabilir. X C) İnsan, televizyon izlerken, müzik dinlerken başka iş- lerle uğraşabilir oysa roman okumak için geriye kalan her şeyi bir kenara koymak gerekir. hib D Roman okumak için geriye kalan her şeyi bir kenara koymak gerektiğini düşünüyorsanız televizyon izlerken, müzik dinlerken başka işlerle uğraşan insanlara bakın.X E) Televizyon izlerken, müzik dinlerken başka işlerle uğ- raşabildiğinize göre roman okumak için de geriye kalan her şeyi bir kenara koymak zorunda değilsiniz. Y boblen die ein vidio bello 08 sho we
TYT/Türkçe
37 - 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Senaryo yazarı Ayşe Şasa'ya göre Yeşilçam sineması; kaynağını ma-
saldan, halk hikâyesinden alan ve trajik olmayan yerli hayat görüşü
ile Batı sineması ve Batılı yaşam tarzı ile gelen Prometeci trajik eği-
limleri, kendi ana eksenini bozmadan eğip bükmüş, trajediye direnen
kendine özgü bir dram anlayışı oluşturmuştur. Bu anlayış; zaman,
mekân, olaylar zinciri, tipler, kurgu mantığı, müzik/efekt kullanımı ve
diyaloglarıyla bazen geleneksel halk hikâyesi veya meddah bazense
masal ve söylence niteliklerini taşımaktadır. Anlatılarda birey voktur,
kisiler, masaldaki olumlu-olumsuz değerlerin simgeleştirildiği tiplere
benzer. Bir başka deyişle bu anlatılar, yerli halk masalı ile Batılı dra-
min garip bir karışımı, trajik olmayan bir dram türüdür.
Bu parçada Yeşilçam sineması ile ilgili aşağıdakilerden han-
gisine değinilmemiştir?
A) pugunlukla gündelik yaşamdan etkilendiğine
B) Kendine özgü bir anlayış oluşturduğuna
c) Zaman zaman masalımsı nitelikler taşıdığına
D) Kişilerin karakter özelliği taşımadığına
E) Farklı kaynaklardan yararlandığına
www.netlerikatla.com
38. Aşağıdaki yargıların hangisi bu parçada Yeşilçam sinema-
sıyla ilgili öne sürülen düşüncelerle örtüşmektedir?
A) 1990 yılından itibaren Türk sinemasında kadınlar artık film-
lerde aileyi bir arada tutmanın yükünü taşıyan birer temel ta-
şi değil, kişisel sorunlarına çözüm bulmaya çalışan bağım-
siz varlıklar olarak işlenmiştir.
B) Zeki Demirkubuz; C Blok, Masumiyet, Kader, Bulantı gibi bir-
çok filmine konu olan kadın erkek yaşantılarını, toplumsal
gerçeklik çerçevesinde karşılık bulan sorunların çıktısı ola-
rak ayrıntılı biçimde irdelemektedir.
c) Kemal Sunal'ın yarattığı "Şaban" tiplemesi, geleneksel Türk
gösterim sanatlarında yer alan tiplemelerinin hazır klişeleri-
ni güncel olayların farklı versiyonlarına dönüştürerek sayı-
siz tekrarlarını sunmuştur.
1980'lerden sonra özellikle yeni kuşak yönetmenler, filmler-
deki ana karakterleri çevresi ile birlikte işlemeye özen gös-
termiştir. Mekân ve zaman kavramları karakterlerin özellik-
lerini yansıtmada belirleyici bir rol oynamıştır.
Nuri Bilge Ceylan; Üç Maymun, Bir Zamanlar Anadolu'da ve
Kış Uykusu filmlerinde görüntü gücünün ön planda olduğu
bir anlatıdan diyalogların daha belirleyici olduğu, karakterler
üzerinde daha derinlikli bir yapının kurulduğu metinsel bir di
li tercih etmiştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
TYT/Türkçe 37 - 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Senaryo yazarı Ayşe Şasa'ya göre Yeşilçam sineması; kaynağını ma- saldan, halk hikâyesinden alan ve trajik olmayan yerli hayat görüşü ile Batı sineması ve Batılı yaşam tarzı ile gelen Prometeci trajik eği- limleri, kendi ana eksenini bozmadan eğip bükmüş, trajediye direnen kendine özgü bir dram anlayışı oluşturmuştur. Bu anlayış; zaman, mekân, olaylar zinciri, tipler, kurgu mantığı, müzik/efekt kullanımı ve diyaloglarıyla bazen geleneksel halk hikâyesi veya meddah bazense masal ve söylence niteliklerini taşımaktadır. Anlatılarda birey voktur, kisiler, masaldaki olumlu-olumsuz değerlerin simgeleştirildiği tiplere benzer. Bir başka deyişle bu anlatılar, yerli halk masalı ile Batılı dra- min garip bir karışımı, trajik olmayan bir dram türüdür. Bu parçada Yeşilçam sineması ile ilgili aşağıdakilerden han- gisine değinilmemiştir? A) pugunlukla gündelik yaşamdan etkilendiğine B) Kendine özgü bir anlayış oluşturduğuna c) Zaman zaman masalımsı nitelikler taşıdığına D) Kişilerin karakter özelliği taşımadığına E) Farklı kaynaklardan yararlandığına www.netlerikatla.com 38. Aşağıdaki yargıların hangisi bu parçada Yeşilçam sinema- sıyla ilgili öne sürülen düşüncelerle örtüşmektedir? A) 1990 yılından itibaren Türk sinemasında kadınlar artık film- lerde aileyi bir arada tutmanın yükünü taşıyan birer temel ta- şi değil, kişisel sorunlarına çözüm bulmaya çalışan bağım- siz varlıklar olarak işlenmiştir. B) Zeki Demirkubuz; C Blok, Masumiyet, Kader, Bulantı gibi bir- çok filmine konu olan kadın erkek yaşantılarını, toplumsal gerçeklik çerçevesinde karşılık bulan sorunların çıktısı ola- rak ayrıntılı biçimde irdelemektedir. c) Kemal Sunal'ın yarattığı "Şaban" tiplemesi, geleneksel Türk gösterim sanatlarında yer alan tiplemelerinin hazır klişeleri- ni güncel olayların farklı versiyonlarına dönüştürerek sayı- siz tekrarlarını sunmuştur. 1980'lerden sonra özellikle yeni kuşak yönetmenler, filmler- deki ana karakterleri çevresi ile birlikte işlemeye özen gös- termiştir. Mekân ve zaman kavramları karakterlerin özellik- lerini yansıtmada belirleyici bir rol oynamıştır. Nuri Bilge Ceylan; Üç Maymun, Bir Zamanlar Anadolu'da ve Kış Uykusu filmlerinde görüntü gücünün ön planda olduğu bir anlatıdan diyalogların daha belirleyici olduğu, karakterler üzerinde daha derinlikli bir yapının kurulduğu metinsel bir di li tercih etmiştir.
@SH 30
15:45
Soru No: 35
Bu parçadan hareketle Magdelenion ressamları ile
ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Mağara ressamlığının en ünlü örneği Güney
Fransa'daki Lascaux mağarasında yer almaktadır.
Lascaux'nun duvarlarını süsleyen ellerin Magdalenion
ressamlanna ait olduğu düşünülmektedir. Bu
ressamlar, sanatta ve alet yapımında günümüzden
binlerce yıl öncesinin zirvesini temsil ediyordu. Mağara
ressamlan, olabilecek en basit malzemelerle
çalışıyorlar, taş aletler, çakmak taşlan, kemikler ve
yosundan yaptıklan fırçaları kullanıyorlardı. Paletlerinde
ise fazla renk seçeneği yokty ve resimleri için siyah,
kırmızı ve sandan yararlanıyorlardı. Bugüne ulaşabilen
bazı mineral kökenli renk pigmentleri; topraktaki demir
oksit, manganez ve kömürden elde edilmişti
.
Resimlerde öne çıkan temalar ise hayvanlar, insanlar ve
soyut sembollerdi. Ayrıca mağaranın fiziksel
özelliğinden dolayı resimlerin hareket halindeymiş hissi
vermesi, ressamların eserlerini daha da ilginç kılıyordu.
Onlü İspanyol ressam Pablo Picasso, Lascaux'yu
gezdikten sonra "Son on bin vilda biz ressamier yeni
hiçbir sey öğrenememisiz." demişti.
A) Eserleri döneminin ötesinde de takdir görmāştür.
By Canlı kalıntlanını araç gereç olarak kullanmışlardır.
Kullandıkları renklerin bazılarını doğadan elde
etmişlerdir.
D) Resim sanatında yeni tekniklerin öncüsü olmuşlardır.
E) El becerisi gerektiron uğraşlarda ustalaşmışlardır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
@SH 30 15:45 Soru No: 35 Bu parçadan hareketle Magdelenion ressamları ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? Mağara ressamlığının en ünlü örneği Güney Fransa'daki Lascaux mağarasında yer almaktadır. Lascaux'nun duvarlarını süsleyen ellerin Magdalenion ressamlanna ait olduğu düşünülmektedir. Bu ressamlar, sanatta ve alet yapımında günümüzden binlerce yıl öncesinin zirvesini temsil ediyordu. Mağara ressamlan, olabilecek en basit malzemelerle çalışıyorlar, taş aletler, çakmak taşlan, kemikler ve yosundan yaptıklan fırçaları kullanıyorlardı. Paletlerinde ise fazla renk seçeneği yokty ve resimleri için siyah, kırmızı ve sandan yararlanıyorlardı. Bugüne ulaşabilen bazı mineral kökenli renk pigmentleri; topraktaki demir oksit, manganez ve kömürden elde edilmişti . Resimlerde öne çıkan temalar ise hayvanlar, insanlar ve soyut sembollerdi. Ayrıca mağaranın fiziksel özelliğinden dolayı resimlerin hareket halindeymiş hissi vermesi, ressamların eserlerini daha da ilginç kılıyordu. Onlü İspanyol ressam Pablo Picasso, Lascaux'yu gezdikten sonra "Son on bin vilda biz ressamier yeni hiçbir sey öğrenememisiz." demişti. A) Eserleri döneminin ötesinde de takdir görmāştür. By Canlı kalıntlanını araç gereç olarak kullanmışlardır. Kullandıkları renklerin bazılarını doğadan elde etmişlerdir. D) Resim sanatında yeni tekniklerin öncüsü olmuşlardır. E) El becerisi gerektiron uğraşlarda ustalaşmışlardır.
4.
OR
NE
N
Kırmızı karınlı siyah pacu balıkları; basık vücutları, renkli
karınları ve dikkat çekecek şekilde insanlarınkine benze-
yen düzgün dişleriyle akvaryum sahipleri arasında hayli
popülerdir. Etçil balıklar olarak bilinen piranaların uzak
>R
kuzenleri olsalar da aslında otçul olan pacuların doğal
yaşam alanları, Amazon ve Orinoco nehirlerinin havza-
larıdır. Fakat pacu balıkları, son zamanlarda hiç olmama-
ları gereken yerlerde, Michigan'ın doğusundaki iki gölde N
yakalandı. Michigal Doğal Kaynaklar Dairesinden biyolog
Nick Popoff, bölge sularında daha önce de pacu balikla-
>
rina rastlandığını ama bu sene yakalanan pacu balığı sa-
yısındaki artışın endişe verici olduğunu söylüyor. Uzman-
lar, pacuların akvaryum sahipleri tarafından halka açık
bir bölgeden göl sularına bırakıldığını düşünüyor. Popoff N
hâlihazırda, ilık sulara alışkın olan pacu balıklarının Mic-
higan kışlarına, üreyebilecek kadar uyum sağlayamadık-
larını; bu yüzden de pacuları, yaşadıkları ekosistemden N
başka bir ekosisteme giren ve burada aşırı çoğalıp tüm
ekosistemi etkisi altına alan "istilacı tür” kategorisinde
değerlendirmediklerini belirtiyor. Fakat pacular, piranalar
gibi olağanüstü adaptasyon yetenekleriyle tanınıyor. Mic-
higan göllerinin serin sularına alıştıklarında hızla çoğalıp
gölün diğer balıkları için hayati önem taşıyan besin kay-
naklarını tüketmeleri ve göldeki ekosistemi geri dönülmez
şekilde etkilemeleri kuvvetle muhtemel. Uzmanlar, egzo-
tik özellikleri ile dikkat çeken bu balıklarla akvaryumlarına
bir renk katmak isteyen akvaryum tutkunlarının doğal ha-
yata karşı daha sorumlu davranmaları konusunda uyarı-
larda bulunuyor.
Bu parçaya göre uzmanların, akvaryum tutkunlarından
beklentisi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Michigan göllerinde karşılaştıkları pacuları avlayarak
çoğalmalarını önlemeleri
B) Pacuların göllerde yaratabileceği besin kitlığına karşı
önlemler almaları
C) Akvaryumları için aldıkları pacuları doğal yaşam alanla-
rindan uzak tutmaları
D) Göllere bırakacakları pacuların serin sulara uyumu için
gerekli önlemleri almaları
E) Akvaryumlarında pacular gibi egzotik balıklar sınırlı
sayıda tutmaları
(2019-ALES)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
4. OR NE N Kırmızı karınlı siyah pacu balıkları; basık vücutları, renkli karınları ve dikkat çekecek şekilde insanlarınkine benze- yen düzgün dişleriyle akvaryum sahipleri arasında hayli popülerdir. Etçil balıklar olarak bilinen piranaların uzak >R kuzenleri olsalar da aslında otçul olan pacuların doğal yaşam alanları, Amazon ve Orinoco nehirlerinin havza- larıdır. Fakat pacu balıkları, son zamanlarda hiç olmama- ları gereken yerlerde, Michigan'ın doğusundaki iki gölde N yakalandı. Michigal Doğal Kaynaklar Dairesinden biyolog Nick Popoff, bölge sularında daha önce de pacu balikla- > rina rastlandığını ama bu sene yakalanan pacu balığı sa- yısındaki artışın endişe verici olduğunu söylüyor. Uzman- lar, pacuların akvaryum sahipleri tarafından halka açık bir bölgeden göl sularına bırakıldığını düşünüyor. Popoff N hâlihazırda, ilık sulara alışkın olan pacu balıklarının Mic- higan kışlarına, üreyebilecek kadar uyum sağlayamadık- larını; bu yüzden de pacuları, yaşadıkları ekosistemden N başka bir ekosisteme giren ve burada aşırı çoğalıp tüm ekosistemi etkisi altına alan "istilacı tür” kategorisinde değerlendirmediklerini belirtiyor. Fakat pacular, piranalar gibi olağanüstü adaptasyon yetenekleriyle tanınıyor. Mic- higan göllerinin serin sularına alıştıklarında hızla çoğalıp gölün diğer balıkları için hayati önem taşıyan besin kay- naklarını tüketmeleri ve göldeki ekosistemi geri dönülmez şekilde etkilemeleri kuvvetle muhtemel. Uzmanlar, egzo- tik özellikleri ile dikkat çeken bu balıklarla akvaryumlarına bir renk katmak isteyen akvaryum tutkunlarının doğal ha- yata karşı daha sorumlu davranmaları konusunda uyarı- larda bulunuyor. Bu parçaya göre uzmanların, akvaryum tutkunlarından beklentisi aşağıdakilerden hangisidir? A) Michigan göllerinde karşılaştıkları pacuları avlayarak çoğalmalarını önlemeleri B) Pacuların göllerde yaratabileceği besin kitlığına karşı önlemler almaları C) Akvaryumları için aldıkları pacuları doğal yaşam alanla- rindan uzak tutmaları D) Göllere bırakacakları pacuların serin sulara uyumu için gerekli önlemleri almaları E) Akvaryumlarında pacular gibi egzotik balıklar sınırlı sayıda tutmaları (2019-ALES)
1
1
1
1
1
1
14.
1. Her ne kadar Picasso ne olduğunu
bilmediğini açıkça itiraf etse de sanatın,
gerçeği anlamamızı sağlayan bir yalan
olduğunu söyler.
II. Sanatın gerçeği kelimelerle ifade edilemez
hatta sanat, söz ile ifade edilmeyi kabul
etmez ancak yaratıcı yeteneğe sahip
sanatçılar tarafından anlaşılabilir diyen de
vardır, sanatı tanımlama çabasını ahmak bir
adamın güneş ışığını kürekle torbaya
koymaya çalışmasına benzeten de...
III. Bu tanımlar da gösteriyor ki “Sanat nedir?”
sorusuna net, açık bir yanıt veremememizin
temel nedeni, elimizde sanat kavramının
anlamını belirleyecek nesnel ölçütlerin
olmayışıdır.
IV. Picasso ile aynı kanıda olan bir başka kişi
de "Hakikat yüzünden ölmemek için
elimizde sanat var, sanatın özü belli türden
bir yalandır." diyen ve yaşamı katlanabilir
kılan tek şeyin sanat olduğunu söyleyen
ünlü Alman düşünür Nietzsche'dir.
V. Hem bir sanatçı hem de filozof olan Jean
Paul Sartre'a göre ise sanat eseri gerçek
dışı bir şeydir çünkü sanatın alanındaki
güzel; estetik; kışkırtılmış bir hayaldir.
Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir
bütün oluşturacak biçimde sıralandığında
hangisi bastan ikinci olur?
A)
B) II C) III D) IV
E) V
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
1 1 1 1 1 1 14. 1. Her ne kadar Picasso ne olduğunu bilmediğini açıkça itiraf etse de sanatın, gerçeği anlamamızı sağlayan bir yalan olduğunu söyler. II. Sanatın gerçeği kelimelerle ifade edilemez hatta sanat, söz ile ifade edilmeyi kabul etmez ancak yaratıcı yeteneğe sahip sanatçılar tarafından anlaşılabilir diyen de vardır, sanatı tanımlama çabasını ahmak bir adamın güneş ışığını kürekle torbaya koymaya çalışmasına benzeten de... III. Bu tanımlar da gösteriyor ki “Sanat nedir?” sorusuna net, açık bir yanıt veremememizin temel nedeni, elimizde sanat kavramının anlamını belirleyecek nesnel ölçütlerin olmayışıdır. IV. Picasso ile aynı kanıda olan bir başka kişi de "Hakikat yüzünden ölmemek için elimizde sanat var, sanatın özü belli türden bir yalandır." diyen ve yaşamı katlanabilir kılan tek şeyin sanat olduğunu söyleyen ünlü Alman düşünür Nietzsche'dir. V. Hem bir sanatçı hem de filozof olan Jean Paul Sartre'a göre ise sanat eseri gerçek dışı bir şeydir çünkü sanatın alanındaki güzel; estetik; kışkırtılmış bir hayaldir. Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi bastan ikinci olur? A) B) II C) III D) IV E) V
TURKÇE
33. Bir yapıt ya da herhangi bir yazı hakkında havadan
sudan konuşulacağına, onlarla ilgili görüşleri, dü-
şünceleri ve eleştirileri yazıya dökme denenmelidir.
Yazıya dökülmüş bir düşünce, dayanak bulur. Belge
olmuştur o. Yoksa bir süre sonra, o havadan sudan
konuşanın düşüncelerine kimse inanmaz. Düşünce-
ler, belge niteliğini kazanırsa onların olumlu, olumsuz
yanları; tutarlı, tutarsız yanları ortaya çıkar. Söylenip
geçilen sözlerin varlığı söz konusu olmadığı için onun
üzerinde değerlendirmeler de yapılmaz. Kuşku yok ki
düşünceler, birbirini tamamlar. Bir değerler yargısının
doğması, bu düşünsel yoğunluğun sonucudur. Bu da
eleştirel bir ortamla yaratılır.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen düşünce aşağı-
dakilerden hangisidir?
C
A) Eleştiri kültüründen yoksun bir yazın dünyasında
nitelikli ürünlerin ortaya konulması mümkün değil-
dir.
B) Bir yapıtın içinde bulunduğu zamanın sınırlarını
aşması içerdiği görüşler ve anlatımıyla ilgilidir.
C) Sanat ürünlerine yönelik yersiz ve öznel değerlen-
dirmeler belli bir zaman sonra unutulup gider.
D) Yazıya dökülmemiş değerlendirmeler bir anlam
ifade etmediği gibi varlıklarını sürdürmeleri de asla
düşünülemez.
E) Yazınsal yapıtlara yönelik yapılan tutarsız ve
olumsuz konuşmalar, eleştirmenin saygınlığına
gölge düşürür.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
TURKÇE 33. Bir yapıt ya da herhangi bir yazı hakkında havadan sudan konuşulacağına, onlarla ilgili görüşleri, dü- şünceleri ve eleştirileri yazıya dökme denenmelidir. Yazıya dökülmüş bir düşünce, dayanak bulur. Belge olmuştur o. Yoksa bir süre sonra, o havadan sudan konuşanın düşüncelerine kimse inanmaz. Düşünce- ler, belge niteliğini kazanırsa onların olumlu, olumsuz yanları; tutarlı, tutarsız yanları ortaya çıkar. Söylenip geçilen sözlerin varlığı söz konusu olmadığı için onun üzerinde değerlendirmeler de yapılmaz. Kuşku yok ki düşünceler, birbirini tamamlar. Bir değerler yargısının doğması, bu düşünsel yoğunluğun sonucudur. Bu da eleştirel bir ortamla yaratılır. Bu parçada asıl anlatılmak istenen düşünce aşağı- dakilerden hangisidir? C A) Eleştiri kültüründen yoksun bir yazın dünyasında nitelikli ürünlerin ortaya konulması mümkün değil- dir. B) Bir yapıtın içinde bulunduğu zamanın sınırlarını aşması içerdiği görüşler ve anlatımıyla ilgilidir. C) Sanat ürünlerine yönelik yersiz ve öznel değerlen- dirmeler belli bir zaman sonra unutulup gider. D) Yazıya dökülmemiş değerlendirmeler bir anlam ifade etmediği gibi varlıklarını sürdürmeleri de asla düşünülemez. E) Yazınsal yapıtlara yönelik yapılan tutarsız ve olumsuz konuşmalar, eleştirmenin saygınlığına gölge düşürür.
TYT-TG/Türkçe
36.
.
35. • Fethiye'den Antalya yakınlarına kadar olan ve Antik
Çağ'da Lykia adını taşıyan bölge, anıt mezarları ile açık
hava müzesi görünümündedir.
1840 yılında Charles Fellow, Lykia tipi anıt mezarların en
önemlilerini İngiltere'ye taşıdığı için bu görkemli eserler
bugün British Museum'un salonlarında sergilenmektedir.
Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçim-
de birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir?
Bir ed
ha ev
nemi
ene
mesl
ri, di
bî ze
çığlı
üslu!
lara
zeri
imka
rinin
reke
nimi
vern
36. Bu
lerd
A) 1840'ta Fethiye-Antalya arasında, Antik Çağ'daki adıyla
anılan Lykia bölgesindeki anıt mezarları Charles Fellow in-
giltere'ye kaçırdığından bugün bu görkemli eserler British
Museum'da görülebilmektedir.
B) Bugün British Museum'un salonlarında sergilenmekte
olan Lykia Dönemi'ne ait görkemli anıt mezarlar, 1840'ta
Arkeolog Charles Fellow tarafından Fethiye-Antalya ara-
sindaki bölgeden alınıp İngiltere'ye taşınmıştır.
C) Fethiye-Antalya arasındaki Lykia adını taşıyan bölgede
bulunan anıt mezarların tamamı, 1840'ta Charles Fellow
tarafından İngiltere'ye taşınmış olduğundan bugün bu gör-
kemli eserler British Museum'da sergilenmektedir.
D) Fethiye-Antalya arasında yapılan kazılarda bulunan
Lykia anıt mezarlar, sergilendikleri açık hava müzesinden
1840'ta Charles Fellow tarafından İngiltere'ye götürüldü-
ğünden bu görkemli eserler, bugün British Museum'un sa-
lonlarında sergilenmektedir.
E) Fethiye-Antalya yakınlarında açık hava müzesi görünü-
münde olan ve Antik Çağ'da Lykia adı verilen bölgeden,
Lykia tipi anıt mezarların en önemlileri Charles Fellow ta-
rafından 1840'ta İngiltere'ye taşındığından bu görkemli
eserler bugün Brisith Museum'da sergilenmektedir.
A)
E
37. Bu
aşa
A)
B)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
TYT-TG/Türkçe 36. . 35. • Fethiye'den Antalya yakınlarına kadar olan ve Antik Çağ'da Lykia adını taşıyan bölge, anıt mezarları ile açık hava müzesi görünümündedir. 1840 yılında Charles Fellow, Lykia tipi anıt mezarların en önemlilerini İngiltere'ye taşıdığı için bu görkemli eserler bugün British Museum'un salonlarında sergilenmektedir. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçim- de birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? Bir ed ha ev nemi ene mesl ri, di bî ze çığlı üslu! lara zeri imka rinin reke nimi vern 36. Bu lerd A) 1840'ta Fethiye-Antalya arasında, Antik Çağ'daki adıyla anılan Lykia bölgesindeki anıt mezarları Charles Fellow in- giltere'ye kaçırdığından bugün bu görkemli eserler British Museum'da görülebilmektedir. B) Bugün British Museum'un salonlarında sergilenmekte olan Lykia Dönemi'ne ait görkemli anıt mezarlar, 1840'ta Arkeolog Charles Fellow tarafından Fethiye-Antalya ara- sindaki bölgeden alınıp İngiltere'ye taşınmıştır. C) Fethiye-Antalya arasındaki Lykia adını taşıyan bölgede bulunan anıt mezarların tamamı, 1840'ta Charles Fellow tarafından İngiltere'ye taşınmış olduğundan bugün bu gör- kemli eserler British Museum'da sergilenmektedir. D) Fethiye-Antalya arasında yapılan kazılarda bulunan Lykia anıt mezarlar, sergilendikleri açık hava müzesinden 1840'ta Charles Fellow tarafından İngiltere'ye götürüldü- ğünden bu görkemli eserler, bugün British Museum'un sa- lonlarında sergilenmektedir. E) Fethiye-Antalya yakınlarında açık hava müzesi görünü- münde olan ve Antik Çağ'da Lykia adı verilen bölgeden, Lykia tipi anıt mezarların en önemlileri Charles Fellow ta- rafından 1840'ta İngiltere'ye taşındığından bu görkemli eserler bugün Brisith Museum'da sergilenmektedir. A) E 37. Bu aşa A) B)
17.
16. Arkeolog Dean Snow on yıl kadar önce, erkeklerin ve
kadınların parmaklarının uzunluklarının farklı olduğunu
keşfeden İngiliz biyolog John Manning'in çalışmasına
rastladı. Manig'e göre kadınlar yaklaşık aynı uzunlukta yüzük
yüzük parmakları işaret parmaklarından daha uzundu. Güney
ve işaret parmaklarına sahip olma eğilimindeyken erkeklerin
Fransa'daki ünlü Pech Merle mağarasından renkli bir el izini
gösteren bir kitaptaki resme bir kez de bu gözle baktı Snow
ve şöyle düşündü: "Eğer Manning neden bahsettiğinden
eminse bu el izi kesinlikle bir kadın eli.” Bazı parmakların
uzunluklarını karşılaştırarak el izlerinin dörtte üçünün
kadınlara ait olduğunu belirledi. Oysa o güne değin, bu el
izlerinin çoğunun erkeklere ait olduğu varsayılıyordu.
Bu parçada anlatılanlar aşağıdakilerin hangisini
destekler niteliktedir?
A) Bilim insanları, küçük ayrıntıları bilim yolunda
kullanabilecek bir dikkate sahiptir.
B) Bir insanın şanslı ya da şanssız oluşu, onun geleceğinde
etkili olur.
C) Bazen gerçek gözümüzün önündedir ama onu fark
betmeden geçer gideriz.
D) Bilimin önündeki en büyük engel, sistemin yalnızca
getirisi olan çalışmaları finanse etmesidir.
E) Rastlantıyla bazı şeyler bulunabilir ama bilim
rastlantılarla ilerlemez.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
17. 16. Arkeolog Dean Snow on yıl kadar önce, erkeklerin ve kadınların parmaklarının uzunluklarının farklı olduğunu keşfeden İngiliz biyolog John Manning'in çalışmasına rastladı. Manig'e göre kadınlar yaklaşık aynı uzunlukta yüzük yüzük parmakları işaret parmaklarından daha uzundu. Güney ve işaret parmaklarına sahip olma eğilimindeyken erkeklerin Fransa'daki ünlü Pech Merle mağarasından renkli bir el izini gösteren bir kitaptaki resme bir kez de bu gözle baktı Snow ve şöyle düşündü: "Eğer Manning neden bahsettiğinden eminse bu el izi kesinlikle bir kadın eli.” Bazı parmakların uzunluklarını karşılaştırarak el izlerinin dörtte üçünün kadınlara ait olduğunu belirledi. Oysa o güne değin, bu el izlerinin çoğunun erkeklere ait olduğu varsayılıyordu. Bu parçada anlatılanlar aşağıdakilerin hangisini destekler niteliktedir? A) Bilim insanları, küçük ayrıntıları bilim yolunda kullanabilecek bir dikkate sahiptir. B) Bir insanın şanslı ya da şanssız oluşu, onun geleceğinde etkili olur. C) Bazen gerçek gözümüzün önündedir ama onu fark betmeden geçer gideriz. D) Bilimin önündeki en büyük engel, sistemin yalnızca getirisi olan çalışmaları finanse etmesidir. E) Rastlantıyla bazı şeyler bulunabilir ama bilim rastlantılarla ilerlemez.
7.
5. Türkçeye Fransızcadan geçen oksimoron sözcüğünün kökeni
Yunanca oxus (keskin) ve môros (aptalca) sözcükleridir.
Oksimoron, kendi içinde çelişkili ifade demektir. Oksimoron,
bilinçli veya bilinç dışı şekilde tabii olarak en çok edebiyat
alanında olmak üzere birçok alanda anlami kuvvetlendirmek
ve edebî bir kaygı ile sıklıkla kullanılmaktadır.
. Elif Şafak'ın otobiyografik özellik taşıyan ilk kitabı olan
Siyah Süt’ün dili diğer romanlarına göre sadedir, yazarın
bu eserde gerçek ile kurguyu birbirine katan bir üslubu
vardır.
IV. Geçtiğimiz aylarda Osman Hamdi Bey'e ait Kur'an
Okuyan Kız tablosunun orijinal kopyası rekor fiyata
satıldı.
11. Bir kişinin sanat eserlerinin bolluğu veya ihtişamı ve
güzelliği karşısında kendinden geçme hâline Stendhal
sendromu adı, 1979'da İtalyan psikiyatr Graziella
Mogherin tarafından verilmiştir.
Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangilerinde
oksimoron sözcüğünün kullanımına örnek vardır?
A) Yalnız
B) Yalnız 11
C) Yalnız III
I ve II
E) I, II ve III
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
7. 5. Türkçeye Fransızcadan geçen oksimoron sözcüğünün kökeni Yunanca oxus (keskin) ve môros (aptalca) sözcükleridir. Oksimoron, kendi içinde çelişkili ifade demektir. Oksimoron, bilinçli veya bilinç dışı şekilde tabii olarak en çok edebiyat alanında olmak üzere birçok alanda anlami kuvvetlendirmek ve edebî bir kaygı ile sıklıkla kullanılmaktadır. . Elif Şafak'ın otobiyografik özellik taşıyan ilk kitabı olan Siyah Süt’ün dili diğer romanlarına göre sadedir, yazarın bu eserde gerçek ile kurguyu birbirine katan bir üslubu vardır. IV. Geçtiğimiz aylarda Osman Hamdi Bey'e ait Kur'an Okuyan Kız tablosunun orijinal kopyası rekor fiyata satıldı. 11. Bir kişinin sanat eserlerinin bolluğu veya ihtişamı ve güzelliği karşısında kendinden geçme hâline Stendhal sendromu adı, 1979'da İtalyan psikiyatr Graziella Mogherin tarafından verilmiştir. Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangilerinde oksimoron sözcüğünün kullanımına örnek vardır? A) Yalnız B) Yalnız 11 C) Yalnız III I ve II E) I, II ve III
+
18.
(1) Şair ve çevirmen Cemal Süreya, farklılıklar insanı
olarak bilinir, örneğin bilmediği doğum gününü eşiyle
tanıştığı gün olan 10 Ağustos olarak kendisi belirler.
(II) Asl adı Cemalettin Seber olan Cemal Süreya,
çocukluk döneminde okumaya merak sarar, henüz
ilkokuldayken Suç ve Ceza adlı romanı defalarca okur.
dikkatini çeken ayrıntı ise
bütün büyük yazarların
(IV) İsminin yanına Süreya'yı ekleyip Cemal Süreya
Seber olmaya karar vermesi de bu dikkatin bir
göstergesidir. (V) Yine de bütün edebiyat dünyası bugün
onu Cemal Süreya olarak tanır.
E
V
(11) Kitap tutkunu bu çocurou bahip olmasıdır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) 1
BY II
C) III
D) IV
E) V
5
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
+ 18. (1) Şair ve çevirmen Cemal Süreya, farklılıklar insanı olarak bilinir, örneğin bilmediği doğum gününü eşiyle tanıştığı gün olan 10 Ağustos olarak kendisi belirler. (II) Asl adı Cemalettin Seber olan Cemal Süreya, çocukluk döneminde okumaya merak sarar, henüz ilkokuldayken Suç ve Ceza adlı romanı defalarca okur. dikkatini çeken ayrıntı ise bütün büyük yazarların (IV) İsminin yanına Süreya'yı ekleyip Cemal Süreya Seber olmaya karar vermesi de bu dikkatin bir göstergesidir. (V) Yine de bütün edebiyat dünyası bugün onu Cemal Süreya olarak tanır. E V (11) Kitap tutkunu bu çocurou bahip olmasıdır. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) 1 BY II C) III D) IV E) V 5 Diğer sayfaya geçiniz.
33. Aşağıdaki parçalardan hangisi "Edebi geçerliliğini
kanıtlamış büyük yazarlardan yaptığı adaptasyonlarla her
şeyi yeniden inşa etmek isteyen bir yazar özgünlüğe
ulaşmayı beklememelidir." düşüncesine uzak
düşmektedir?
A) Gerek divan gerekse halk edebiyatının kabul görmüş
sanatçılanndan yararlanarak eserler üreten bu
yazarımız; edebi yeterliliğini, taklitten uzak bir içerikle
oluşturduğu hikâyelerine borçludur.
B) Hikâye geleneğinde köşe taşı konumundaki
yazarlardan beslenip yerli hikâyeciliğe farklı bir bakış
açısı kazandıran bu sanatçımız, yepyeni toplumsal
tezler ortaya koyarak hikâyecilikte kendi yolunu
çizebilmiştir.
C) Eserlerinde klasikleşmiş güçlü sanatçıların anlatım
tekniklerinden yararlanan bu hikâyecimiz, dilimize ait
deyimler ve yerel söyleyişlerle oluşturduğu ve el
değmemiş konuları ele aldığı hikâyeleriyle kendine ait
bir çizgi yakalamayı başarmıştır.
D) Özellikle postmodern edebiyatın kendini kanıtlamış
sanatçılarından esinlenen bu romancımız, kendine
has bir kurgu ve muhtevayla oluşturduğu
komanlarıyla özgün bir konuma ulaşmıştır.
E) Hikâyelerinde, Anadolu coğrafyasının geleneklerini
yansıtan sanatçıların eserlerinden uyarlamalar
yapmakla yetinen bu yazarımız, bu tavrına rağmen
kendine özgü nitelikler taşıyan eserler oluşturabilmiştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
33. Aşağıdaki parçalardan hangisi "Edebi geçerliliğini kanıtlamış büyük yazarlardan yaptığı adaptasyonlarla her şeyi yeniden inşa etmek isteyen bir yazar özgünlüğe ulaşmayı beklememelidir." düşüncesine uzak düşmektedir? A) Gerek divan gerekse halk edebiyatının kabul görmüş sanatçılanndan yararlanarak eserler üreten bu yazarımız; edebi yeterliliğini, taklitten uzak bir içerikle oluşturduğu hikâyelerine borçludur. B) Hikâye geleneğinde köşe taşı konumundaki yazarlardan beslenip yerli hikâyeciliğe farklı bir bakış açısı kazandıran bu sanatçımız, yepyeni toplumsal tezler ortaya koyarak hikâyecilikte kendi yolunu çizebilmiştir. C) Eserlerinde klasikleşmiş güçlü sanatçıların anlatım tekniklerinden yararlanan bu hikâyecimiz, dilimize ait deyimler ve yerel söyleyişlerle oluşturduğu ve el değmemiş konuları ele aldığı hikâyeleriyle kendine ait bir çizgi yakalamayı başarmıştır. D) Özellikle postmodern edebiyatın kendini kanıtlamış sanatçılarından esinlenen bu romancımız, kendine has bir kurgu ve muhtevayla oluşturduğu komanlarıyla özgün bir konuma ulaşmıştır. E) Hikâyelerinde, Anadolu coğrafyasının geleneklerini yansıtan sanatçıların eserlerinden uyarlamalar yapmakla yetinen bu yazarımız, bu tavrına rağmen kendine özgü nitelikler taşıyan eserler oluşturabilmiştir.
gisinde
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisi ayraç içinde verilen
bilgiyle uyuşmamaktadır?
r.
A) Romanlarında daha çok toplumdaki çarpıklıkları,
düzensizlikleri yansıtmak istemiştir. ( Yazarın çeşitli
olumsuzlukları dile getirdiği belirtiliyor.)
mış.
B) Yazar bu romanında balıkçıların, boyacı çocukların
dramini, halkın kullandığı bir dille ortaya koymuştur. (
Sıradan insanları yalın bir dille anlattığı ortaya konuyor.)
1
dile
C) Onun şiirlerinde hüzün ve sevinç diğer duygulardan
her zaman ağır basar. ( Bir karşılaştırma yapılıyor.)
hlara
allık
DV) Yapıtlarında daha çok, gerçek yaşamdan aldığı
olaylari dile getirir. (Gerçekleri değiştirerek ele aldığı
söyleniyor.)
X
E) Yaşamın bütün çirkinliklerine ve olumsuzluklarına
onun yapıtlarında rastlayabilirsiniz. ( Yapıtlarının
konularına yönelik bir açıklama yapılıyor.)
iyat
diği
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
gisinde 3. Aşağıdaki cümlelerin hangisi ayraç içinde verilen bilgiyle uyuşmamaktadır? r. A) Romanlarında daha çok toplumdaki çarpıklıkları, düzensizlikleri yansıtmak istemiştir. ( Yazarın çeşitli olumsuzlukları dile getirdiği belirtiliyor.) mış. B) Yazar bu romanında balıkçıların, boyacı çocukların dramini, halkın kullandığı bir dille ortaya koymuştur. ( Sıradan insanları yalın bir dille anlattığı ortaya konuyor.) 1 dile C) Onun şiirlerinde hüzün ve sevinç diğer duygulardan her zaman ağır basar. ( Bir karşılaştırma yapılıyor.) hlara allık DV) Yapıtlarında daha çok, gerçek yaşamdan aldığı olaylari dile getirir. (Gerçekleri değiştirerek ele aldığı söyleniyor.) X E) Yaşamın bütün çirkinliklerine ve olumsuzluklarına onun yapıtlarında rastlayabilirsiniz. ( Yapıtlarının konularına yönelik bir açıklama yapılıyor.) iyat diği
9.
Flar,
Kimi zaman hayat karşısında
Bizi zayıf yapti.
Aslında ne güzel şeydir
İnsanın insana yanması
Sevgili...
Ne güzeldir bilmediğin birinin
Derdine üzülmek ve çare aramak.
r.
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi
vurgulanmaktadır?
A) Kırgınlık
B) Çaresizlik
Acima
E) Hoşgörü
D) Sitem
3.
OSSO
Çözdüğünüz süre
Doğru
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
9. Flar, Kimi zaman hayat karşısında Bizi zayıf yapti. Aslında ne güzel şeydir İnsanın insana yanması Sevgili... Ne güzeldir bilmediğin birinin Derdine üzülmek ve çare aramak. r. Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır? A) Kırgınlık B) Çaresizlik Acima E) Hoşgörü D) Sitem 3. OSSO Çözdüğünüz süre Doğru
4.
Kâtip Çelebi, 17. yüzyılda birçok alanda ve çok sayıda eser ver-
miş bir yazardır. onun dünya ve Osmanlı coğrafyasını tanıtan
eseridir. Batı dillerine de çevrilen ---- adlı eseri, çeşitli bilimlerle
ilgili çok sayıda eseri tanıttığı bir bibliyografya kitabıdır. ---- adlı
eserinde
yazar,
devlet işlerindeki aksaklıkları ve çözüm yollarını
anlatır. ise onun dinî, ahlaki ve toplumsal içerikli bir eseridir.
----
Aşağıdaki eserlerden hangisi, bu parçada boş bırakılan yerler-
den birine getirilemez?
B) Cihannüma
A) Mizanü'l-Hak
D) Düsturu'l-Amal
C) Keşfü’z-Zünun
mibe
E) Fezleke
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
4. Kâtip Çelebi, 17. yüzyılda birçok alanda ve çok sayıda eser ver- miş bir yazardır. onun dünya ve Osmanlı coğrafyasını tanıtan eseridir. Batı dillerine de çevrilen ---- adlı eseri, çeşitli bilimlerle ilgili çok sayıda eseri tanıttığı bir bibliyografya kitabıdır. ---- adlı eserinde yazar, devlet işlerindeki aksaklıkları ve çözüm yollarını anlatır. ise onun dinî, ahlaki ve toplumsal içerikli bir eseridir. ---- Aşağıdaki eserlerden hangisi, bu parçada boş bırakılan yerler- den birine getirilemez? B) Cihannüma A) Mizanü'l-Hak D) Düsturu'l-Amal C) Keşfü’z-Zünun mibe E) Fezleke
4. İletişim özgürlüğü; duygu, düşünce, istek vb.
durumların serbest bir şekilde ifade edilmesi demektir.
İletişim hakkı, tüm insanların her yerde bireysel ve toplu
olarak kendilerini ifade etmelerine sahip olmasıdır ve
demokratik haklardan birisidir. İletişim özgürlüğü kişiler
arası iletişimden sosyal medya iletişimine kadar her
türlü ortamda insanın kendisini ifade edebilmesini
kapsamaktadır. İletişim özgürlüğünde dikkat edilecek
temel nokta duygu, düşünce ve isteklerimizi ifade
ederken başkalarının haklarına saygı göstermek ve
hukuk kurallarına
uymaktır. İletişim kurarken sürekli bir
tarafın baskın olması, diğer tarafın düşüncelerini ifade
edememesi uygun değildir. Konuşma esnasında
karşımızdakilerin bize soru sormasına imkân vermeliyiz.
Düşüncelerini ifade eden insanların sözünü
kesmemeliyiz. İletişim esnasında sorulara yeterince
açık cevaplar vererek karşıdaki insanın iletişim hakkına
gerekli saygıyı göstermeliyiz.
Bu parçada iletişimin hangi yönü vurgulanmıştır?
C) Süre
A) Sevgi
B) Düşünce
D) Saygi
E) Konuşma
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
4. İletişim özgürlüğü; duygu, düşünce, istek vb. durumların serbest bir şekilde ifade edilmesi demektir. İletişim hakkı, tüm insanların her yerde bireysel ve toplu olarak kendilerini ifade etmelerine sahip olmasıdır ve demokratik haklardan birisidir. İletişim özgürlüğü kişiler arası iletişimden sosyal medya iletişimine kadar her türlü ortamda insanın kendisini ifade edebilmesini kapsamaktadır. İletişim özgürlüğünde dikkat edilecek temel nokta duygu, düşünce ve isteklerimizi ifade ederken başkalarının haklarına saygı göstermek ve hukuk kurallarına uymaktır. İletişim kurarken sürekli bir tarafın baskın olması, diğer tarafın düşüncelerini ifade edememesi uygun değildir. Konuşma esnasında karşımızdakilerin bize soru sormasına imkân vermeliyiz. Düşüncelerini ifade eden insanların sözünü kesmemeliyiz. İletişim esnasında sorulara yeterince açık cevaplar vererek karşıdaki insanın iletişim hakkına gerekli saygıyı göstermeliyiz. Bu parçada iletişimin hangi yönü vurgulanmıştır? C) Süre A) Sevgi B) Düşünce D) Saygi E) Konuşma
DÜŞÜNCE
TEST
24
3.
3-
1-
Hi
<
Şairin üçüncü kitabındaki slirleri modernist bir bakisin,
dünyayı başka bir gözle algılayışın ürünüdür. Turgut
Uyar'ın, üçüncü kitabıyla poetikasında yaptigi önemli
değişimi şöyle yorumlanabilir: Turgut Uyar'da, Dünyanın
En Güzel Arabistanı ile, anlam sıçramaları, özgür çağn-
şimlar, bağımsız dizeler, şaşırtma ögesi, kutsal kitapların
etkisinde uzun dizeler, düzyazısal şiirler ile düzyazı şiir-
ler başlamıştır. Dille oynamalar, dilin özgürce, ustaca ta-
dini çıkarmaları da vardır. İlk iki kitabındaki o gevşek an-
latim dokusu gitmiş, özlü ve çarpıcı söyleşilere girmiştir.
Bir şiirde bile birden çok özlü konu üretimine başlamış-
tir. Eğer şiir temelde dil, biçim ve anlam sacayağı üze-
rine kurulan estetik bir yapıysa, bu çerçevede, Turgut
Uyar'ın Dünyanın En Güzel Arabistanı kitabında yenilik-
çi, farklı yaklaşımların ürünü olan şiirler okunur. Başkali-
ğin peşine düşen şair, kitabın adından başlamak üzere
kendine yeni bir kanal açmış görünür. Bu kanaldan akan
şiir giderek ikinci Yeni adıyla büyük Türk şiiri okyanusu-
na dökülecektir.
Bu parçadan Turgut Uyar ile ilgili aşağıdakilerden han-
gisi çıkarılamaz?
polimal
A) Turgut Uyar'ın şiir anlayışyüçüncü şiir kitabı Dünya-
nin En Güzel Arabistan ile hem anlam hem de yapı
yönüyle değişikliğe uğramıştır.
B) Başkalığın peşinde olan Turgut Uyar, üçüncü şiir ki-
tabıyla kendine yeni bir yol çizmiş ve ikinci Yeni şiir
anlayışında şiirler yazmaya başlamıştır.
C) Turgut Uyar, üçüncü şiir kitabıyla birlikte şiirinde düz-
yazı tarzı şiirler oluşturmaya başlamıştır.
D) Dille oynamalar, dili özgürce ve ustaca kullanmalar,
serbest çağrışımlar, bağımsız dizeler üçüncü kitabi-
nin özelliklerindendir.
Ey kiki kitabındaki gevşek anlatim dokusu üçüncü kita-
binda da sürmüş, bunun yanında yenilikçi farklı yak-
laşımlı ürünleri de az da olsa denemiştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
DÜŞÜNCE TEST 24 3. 3- 1- Hi < Şairin üçüncü kitabındaki slirleri modernist bir bakisin, dünyayı başka bir gözle algılayışın ürünüdür. Turgut Uyar'ın, üçüncü kitabıyla poetikasında yaptigi önemli değişimi şöyle yorumlanabilir: Turgut Uyar'da, Dünyanın En Güzel Arabistanı ile, anlam sıçramaları, özgür çağn- şimlar, bağımsız dizeler, şaşırtma ögesi, kutsal kitapların etkisinde uzun dizeler, düzyazısal şiirler ile düzyazı şiir- ler başlamıştır. Dille oynamalar, dilin özgürce, ustaca ta- dini çıkarmaları da vardır. İlk iki kitabındaki o gevşek an- latim dokusu gitmiş, özlü ve çarpıcı söyleşilere girmiştir. Bir şiirde bile birden çok özlü konu üretimine başlamış- tir. Eğer şiir temelde dil, biçim ve anlam sacayağı üze- rine kurulan estetik bir yapıysa, bu çerçevede, Turgut Uyar'ın Dünyanın En Güzel Arabistanı kitabında yenilik- çi, farklı yaklaşımların ürünü olan şiirler okunur. Başkali- ğin peşine düşen şair, kitabın adından başlamak üzere kendine yeni bir kanal açmış görünür. Bu kanaldan akan şiir giderek ikinci Yeni adıyla büyük Türk şiiri okyanusu- na dökülecektir. Bu parçadan Turgut Uyar ile ilgili aşağıdakilerden han- gisi çıkarılamaz? polimal A) Turgut Uyar'ın şiir anlayışyüçüncü şiir kitabı Dünya- nin En Güzel Arabistan ile hem anlam hem de yapı yönüyle değişikliğe uğramıştır. B) Başkalığın peşinde olan Turgut Uyar, üçüncü şiir ki- tabıyla kendine yeni bir yol çizmiş ve ikinci Yeni şiir anlayışında şiirler yazmaya başlamıştır. C) Turgut Uyar, üçüncü şiir kitabıyla birlikte şiirinde düz- yazı tarzı şiirler oluşturmaya başlamıştır. D) Dille oynamalar, dili özgürce ve ustaca kullanmalar, serbest çağrışımlar, bağımsız dizeler üçüncü kitabi- nin özelliklerindendir. Ey kiki kitabındaki gevşek anlatim dokusu üçüncü kita- binda da sürmüş, bunun yanında yenilikçi farklı yak- laşımlı ürünleri de az da olsa denemiştir.