Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu-Ana Düşünce Soruları

29. Ara Güler "20'li yaşlarımın başında klasik kitapları okumuş-
tum." diyor. Ben Ara Güler'in iyi fotoğrafçı olmasını, kla-
sikleri erken okumasına bağlarım. Karşınızda olan şeyleri
eğer klasik okumuşsanız anlayabilirsiniz. Bir aşkı anlaya-
bilirsiniz, bir hüznü anlayabilirsiniz, bir güzelliği anlayabi-
lirsiniz. Başka türlü anlayamazsınız ki... lyi müziği de öyle!
Müzikle edebiyat birbirine bağlı şeylerdir. Şiir okuyan bir
insanın Beethoven dinlemesi farklıdır ama şiirden hiç nasi-
bini almamış biri zaten, Beethoven dinlemez. Hepsi birbiri-
ne bağlı şeyler.
Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdaki-
lerden hangisidir?
A) Edebiyatla uğraşmanın hayatı doğru okumada etkili ol-
duğu
B) Sanatla meşgul olmanın kişide empati yeteneğini geliş-
tirdiği
C) Müzikle uğraşan insanların aynı zamanda diğer sanat-
sal faaliyetlerle de meşgul olması gerektiği
D) Şiir okuyanların iyi müzik kulağına sahip olduğu
E) Edebiyat, şiir, resim ve müzik gibi uğraşların birbiriyle
bağlantılı alanlar olduğu
31.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
29. Ara Güler "20'li yaşlarımın başında klasik kitapları okumuş- tum." diyor. Ben Ara Güler'in iyi fotoğrafçı olmasını, kla- sikleri erken okumasına bağlarım. Karşınızda olan şeyleri eğer klasik okumuşsanız anlayabilirsiniz. Bir aşkı anlaya- bilirsiniz, bir hüznü anlayabilirsiniz, bir güzelliği anlayabi- lirsiniz. Başka türlü anlayamazsınız ki... lyi müziği de öyle! Müzikle edebiyat birbirine bağlı şeylerdir. Şiir okuyan bir insanın Beethoven dinlemesi farklıdır ama şiirden hiç nasi- bini almamış biri zaten, Beethoven dinlemez. Hepsi birbiri- ne bağlı şeyler. Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdaki- lerden hangisidir? A) Edebiyatla uğraşmanın hayatı doğru okumada etkili ol- duğu B) Sanatla meşgul olmanın kişide empati yeteneğini geliş- tirdiği C) Müzikle uğraşan insanların aynı zamanda diğer sanat- sal faaliyetlerle de meşgul olması gerektiği D) Şiir okuyanların iyi müzik kulağına sahip olduğu E) Edebiyat, şiir, resim ve müzik gibi uğraşların birbiriyle bağlantılı alanlar olduğu 31.
37.-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Rockefeller Üniversitesinden araştırmacıların yaptığı çalışmada
farklı farklı kokular veren -çimenden kimyasal maddelere kadar-
128 madde kullanıldı. Bu maddeler onlu, yirmili ve otuzlu
gruplar halinde bir araya getirilerek çok sayıda değişik karışım
hazırlandı. Bu deneyde gönüllü olarak yer alan ve yaşları
20-48 arasında değişen 26 kişiye her defasında üç karışım
koklatıldı. Koklatılan karışımların ikisi aynı, biri farklıydı.
Gönüllülerden farklı kokuyu bulmaları istendi. Her gönüllünün
264 deneme yaptığı bu çalışmada üç karışımdan hangisinin
farklı olduğunun bulunmasında ne kadar başarı sağlandığı ile
ilgili istatistiki veriler oluşturuldu. Elde edilen veriler kullanılarak
128 koku maddesiyle yapılabilecek karışımlar hesaplandı.
Yapılan hesaplamalar normal bir insan burnunun en az 1 trilyon
kokuyu ayırt edebildiğini gösterdi. Koku alma duyusunun ilk kez
bu kadar kapsamlı incelendiği bu yeni çalışma, insan burnunun
algılama yetisinin bilinenin çok üstünde olduğunu ispatlıyor.
37.
1. Çalışmada kullanılan maddeler, rastgele ve değişik
miktarlarda alınarak kullanılmıştır.
II. Çalışmaya katılan bilim insanları gönüllü kimselerdir.
Socks
III. Karışımların koklatıldığı kişiler, farklı yaş gruplarından
seçilmiştir.
Bu parçada sözü edilen çalışmayla ilgili olarak
yukarıdakilerden hangileri doğrudur?
A) Yalnız III
B) I ve III
D) I, II ve III
E) Yalnız I
C) Yalnız II
38. Bu araştırmanın amacı aşağıdakilerden hangisi
olabilir?
A) Koku alma duyusunun insan için ne kadar önemli
olduğunu açıklamak
B) Koklama özelliğinin bireyin dünyasında yerinin ne
olduğunu belirlemek
C) Normal bir insanın kaç değişik kokuyu
hissedebileceğini belirlemek
D) Koku almanın çevresel etkenlerle ilgisinin olup
olmadığını görebilmek
E) Koku alma duyusunun nasıl çalıştığını ortaya koymak
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
37.-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Rockefeller Üniversitesinden araştırmacıların yaptığı çalışmada farklı farklı kokular veren -çimenden kimyasal maddelere kadar- 128 madde kullanıldı. Bu maddeler onlu, yirmili ve otuzlu gruplar halinde bir araya getirilerek çok sayıda değişik karışım hazırlandı. Bu deneyde gönüllü olarak yer alan ve yaşları 20-48 arasında değişen 26 kişiye her defasında üç karışım koklatıldı. Koklatılan karışımların ikisi aynı, biri farklıydı. Gönüllülerden farklı kokuyu bulmaları istendi. Her gönüllünün 264 deneme yaptığı bu çalışmada üç karışımdan hangisinin farklı olduğunun bulunmasında ne kadar başarı sağlandığı ile ilgili istatistiki veriler oluşturuldu. Elde edilen veriler kullanılarak 128 koku maddesiyle yapılabilecek karışımlar hesaplandı. Yapılan hesaplamalar normal bir insan burnunun en az 1 trilyon kokuyu ayırt edebildiğini gösterdi. Koku alma duyusunun ilk kez bu kadar kapsamlı incelendiği bu yeni çalışma, insan burnunun algılama yetisinin bilinenin çok üstünde olduğunu ispatlıyor. 37. 1. Çalışmada kullanılan maddeler, rastgele ve değişik miktarlarda alınarak kullanılmıştır. II. Çalışmaya katılan bilim insanları gönüllü kimselerdir. Socks III. Karışımların koklatıldığı kişiler, farklı yaş gruplarından seçilmiştir. Bu parçada sözü edilen çalışmayla ilgili olarak yukarıdakilerden hangileri doğrudur? A) Yalnız III B) I ve III D) I, II ve III E) Yalnız I C) Yalnız II 38. Bu araştırmanın amacı aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Koku alma duyusunun insan için ne kadar önemli olduğunu açıklamak B) Koklama özelliğinin bireyin dünyasında yerinin ne olduğunu belirlemek C) Normal bir insanın kaç değişik kokuyu hissedebileceğini belirlemek D) Koku almanın çevresel etkenlerle ilgisinin olup olmadığını görebilmek E) Koku alma duyusunun nasıl çalıştığını ortaya koymak
17. Hayatın içinde mekânı hep önemsedim. Çünkü mekân,
insanın ruhsal aidiyetini ya da yersiz yurtsuzluk duygusu-
nu doğrudan belirleyen bir unsur. Kaldı ki İstanbul hiçbir
zaman arka fon olmaya gönül indirmez, dolayısıyla pek
çok öykümün başrol karakteri oldu. Farklı şehirleri gör-
meyi, o şehirlerin ruhuna nüfuz etmeyi seviyorum. Ruh
dediğimiz şey, şehrin tarih, toplum ve coğrafyasının kır-
ması bir doku. Onu yansıtabilmek, edebiyatım açısından
bir meydan okuma.
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine yanıt ola-
rak söylenmiş olabilir?
A) İstanbul'u anlatmak için orada yaşamış olmak yeterli
bir neden olabilir mi?
B) Şehirlerin tarihî yapılarını öğrenmede yapıtlarınız ki-
şilere yol gösterici özellikte midir?
C) Yapıtlarınızda farklı şehirleri ele almanızın özel bir
nedeni var mı?
DY Edebî yapıtlar tarih, coğrafya ve toplumsal konuları
ele almalı mıdır?
E
Yapıtlarınızda mekân konusunu ele almanız, onlara
olan ilgiyi artırıyor mu?
G
Ya
şa
C
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
17. Hayatın içinde mekânı hep önemsedim. Çünkü mekân, insanın ruhsal aidiyetini ya da yersiz yurtsuzluk duygusu- nu doğrudan belirleyen bir unsur. Kaldı ki İstanbul hiçbir zaman arka fon olmaya gönül indirmez, dolayısıyla pek çok öykümün başrol karakteri oldu. Farklı şehirleri gör- meyi, o şehirlerin ruhuna nüfuz etmeyi seviyorum. Ruh dediğimiz şey, şehrin tarih, toplum ve coğrafyasının kır- ması bir doku. Onu yansıtabilmek, edebiyatım açısından bir meydan okuma. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine yanıt ola- rak söylenmiş olabilir? A) İstanbul'u anlatmak için orada yaşamış olmak yeterli bir neden olabilir mi? B) Şehirlerin tarihî yapılarını öğrenmede yapıtlarınız ki- şilere yol gösterici özellikte midir? C) Yapıtlarınızda farklı şehirleri ele almanızın özel bir nedeni var mı? DY Edebî yapıtlar tarih, coğrafya ve toplumsal konuları ele almalı mıdır? E Yapıtlarınızda mekân konusunu ele almanız, onlara olan ilgiyi artırıyor mu? G Ya şa C
6. Eskilerin "münevver" günümüzde kimilerinin "entelek-
tüel" sözcüğüyle karşıladıkları sıfatın Türkçe karşılığı olan
"aydın", sıradan bir sıfat olmaktan öte toplumların kalkın-
masında her açıdan huzurlu ve mutlu yaşamalarında
olan kişileri niteler. Yani üstün nitelikli bir insanın sıfatıdır.
Karanlığın ve cehaletin karşısında durup pusu, sisi dağıtmak
için mücadele edenler onlardır çünkü. Kalabalık insan yığın-
ları, kabarık rakamlarla değil içlerinden çıkarabildikleri ay-
dınların nitelikleri ölçüsünde medenileşirler; nitelikli aydınları
olmayan toplumlar ise bu satırlara sığmayacak kadar acının,
gözyaşının ve zulmün pençesinde yaşamaya mahkûm olur-
lar. Bu bağlamda Ahmet Hamdi Tanpınar'ın şu sözünü de
hatırlamakta yarar var: “Hayat şüphesiz bütün cemiyetindir
fakat mesuliyeti yalnızca münevverindir."
Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşıla-
maz?
payı
A Münevver" ve "entelektüel" sözcükleri, kökeni bakımın-
dan Türkçeye ait olmayan sözcüklerdir.
B) "Aydın" sifatı seçkin insanlara değil de sıradan insan-
lara verilirse gerçeklaydın yetişmez.
C) Aydınların seviyeleri ile içinden çıktıkları toplumların
uygar olma seviyeleri doğru orantılıdır.
D) Aydınların toplumsal hayatın iyi ya da kötü yaşanma-
sıyla ilgili sorumlulukları vardır
E) Bir toplumun nitelikli aydınlara sahip olmaması, o top-
lumu sıkıntıların kucağına atar.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
6. Eskilerin "münevver" günümüzde kimilerinin "entelek- tüel" sözcüğüyle karşıladıkları sıfatın Türkçe karşılığı olan "aydın", sıradan bir sıfat olmaktan öte toplumların kalkın- masında her açıdan huzurlu ve mutlu yaşamalarında olan kişileri niteler. Yani üstün nitelikli bir insanın sıfatıdır. Karanlığın ve cehaletin karşısında durup pusu, sisi dağıtmak için mücadele edenler onlardır çünkü. Kalabalık insan yığın- ları, kabarık rakamlarla değil içlerinden çıkarabildikleri ay- dınların nitelikleri ölçüsünde medenileşirler; nitelikli aydınları olmayan toplumlar ise bu satırlara sığmayacak kadar acının, gözyaşının ve zulmün pençesinde yaşamaya mahkûm olur- lar. Bu bağlamda Ahmet Hamdi Tanpınar'ın şu sözünü de hatırlamakta yarar var: “Hayat şüphesiz bütün cemiyetindir fakat mesuliyeti yalnızca münevverindir." Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşıla- maz? payı A Münevver" ve "entelektüel" sözcükleri, kökeni bakımın- dan Türkçeye ait olmayan sözcüklerdir. B) "Aydın" sifatı seçkin insanlara değil de sıradan insan- lara verilirse gerçeklaydın yetişmez. C) Aydınların seviyeleri ile içinden çıktıkları toplumların uygar olma seviyeleri doğru orantılıdır. D) Aydınların toplumsal hayatın iyi ya da kötü yaşanma- sıyla ilgili sorumlulukları vardır E) Bir toplumun nitelikli aydınlara sahip olmaması, o top- lumu sıkıntıların kucağına atar.
18. Kızılderili rehberin başı çektiği beyaz adamlar günlerdir al-
bulacaklan topraklara doğru yürümekte ve bir an evvel
madene ulaşmak için hırsla yol almaktadırlar. Bir gün, Kı-
zılderili aniden durur, geriye doğru dönerek bağdaş kurup
toprağa oturur. Beyaz adamlar şaşkın, "Ne yapıyorsun?"
derler. Cevap şudur: "Çok hızlı gidiyoruz. Ruhlarımız arka-
da kaldı. Onları bekliyorum."
Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın yazarının düşün-
cesini destekleyen bir örnek değildir?
A) Arada bir hayatın bu kaotik ve akıl karıştırıcı, ezbere
telaşından sıyrılıp, sakinleşip kendi iç dünyalarını, iç
seslerini dinlemeleri, öneririm.
B) Bulguların kalabalığı veya şatafatı esas anlatılmak iste-
nen özü gölgede bırakabilir. Kendilerine inansınlar ve
inanmadıkları karakterleri veya öyküleri yazmasınlar.
C) Okunanlar, yazarı anlatmak istediğinden çok başka
yerlere de taşıyabilir. Burada hangi bilgileri süzgeçten
geçirip saklayacaklarına çok iyi karar vermeliler.
D) Karakterleri ete, cana, kana kavuştururken her birinin
yerine koysunlar kendilerini. Onların duygularını anla-
maya çalışsınlar.
E) Yaşamı hep izlenimci, detaycı bir gözle, başkalarının
kalplerini ve zihinlerini görerek, aynı duyguda buluşa-
rak yaşamadan yanayım.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
18. Kızılderili rehberin başı çektiği beyaz adamlar günlerdir al- bulacaklan topraklara doğru yürümekte ve bir an evvel madene ulaşmak için hırsla yol almaktadırlar. Bir gün, Kı- zılderili aniden durur, geriye doğru dönerek bağdaş kurup toprağa oturur. Beyaz adamlar şaşkın, "Ne yapıyorsun?" derler. Cevap şudur: "Çok hızlı gidiyoruz. Ruhlarımız arka- da kaldı. Onları bekliyorum." Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın yazarının düşün- cesini destekleyen bir örnek değildir? A) Arada bir hayatın bu kaotik ve akıl karıştırıcı, ezbere telaşından sıyrılıp, sakinleşip kendi iç dünyalarını, iç seslerini dinlemeleri, öneririm. B) Bulguların kalabalığı veya şatafatı esas anlatılmak iste- nen özü gölgede bırakabilir. Kendilerine inansınlar ve inanmadıkları karakterleri veya öyküleri yazmasınlar. C) Okunanlar, yazarı anlatmak istediğinden çok başka yerlere de taşıyabilir. Burada hangi bilgileri süzgeçten geçirip saklayacaklarına çok iyi karar vermeliler. D) Karakterleri ete, cana, kana kavuştururken her birinin yerine koysunlar kendilerini. Onların duygularını anla- maya çalışsınlar. E) Yaşamı hep izlenimci, detaycı bir gözle, başkalarının kalplerini ve zihinlerini görerek, aynı duyguda buluşa- rak yaşamadan yanayım.
Anlatım Biçimleri
1. Basit bir bedensel bozukluktan kaynaklandığı dü-
şünülen disleksi, okuma ve öğrenme güçlüğüdür.
Toplumun %30'a yakınında görülen bu işlev bozuk-
luğu, 2000 yılından 2014 yılına kadar %10 oranın-
da artış göstermiştir. Normal yaşta okula başlamış,
zekâ geriliği ya da davranış bozukluğu olmayan ba-
zı çocuklar, akıcı bir biçimde konuşmayı başara-
maz ya da bazı harfleri, rakamları birbirine karıştırır.
"Ya"yı, "ay" ya da "d"yi "b" olarak okumak gibi.
es jous
Bu parçanın anlatım biçimi
aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Örnekleme (B) Tanımlama C) Açıklama
D) Betimleme
E) Öyküleme
2. Rivayete göre Karagöz ve Hacivat, Orhan Gazi za-
manında Bursa'da cami inşaatında demir ve ka-
lip ustalarıdır. Kendi aralarında konuşmaları o ka-
dar komiktir ki diğer işçiler onları izlemek için ça-
En conunda Orhan Ga-
lismaloru
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
Anlatım Biçimleri 1. Basit bir bedensel bozukluktan kaynaklandığı dü- şünülen disleksi, okuma ve öğrenme güçlüğüdür. Toplumun %30'a yakınında görülen bu işlev bozuk- luğu, 2000 yılından 2014 yılına kadar %10 oranın- da artış göstermiştir. Normal yaşta okula başlamış, zekâ geriliği ya da davranış bozukluğu olmayan ba- zı çocuklar, akıcı bir biçimde konuşmayı başara- maz ya da bazı harfleri, rakamları birbirine karıştırır. "Ya"yı, "ay" ya da "d"yi "b" olarak okumak gibi. es jous Bu parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir? A) Örnekleme (B) Tanımlama C) Açıklama D) Betimleme E) Öyküleme 2. Rivayete göre Karagöz ve Hacivat, Orhan Gazi za- manında Bursa'da cami inşaatında demir ve ka- lip ustalarıdır. Kendi aralarında konuşmaları o ka- dar komiktir ki diğer işçiler onları izlemek için ça- En conunda Orhan Ga- lismaloru
33 ve 34. soruları aşağıdak
Edgar Allen Poe'nun önemli şiirlerinden "Annabel Lee" adlı ro-
mantik şiirinin başlangıcı, bir peri masalını andırır fakat kısa
bir süre içinde sanılanın aksine şiirin bir peri masalı gibi mutlu
sona ermeyeceği sezilir. Zira "bir zamanlar yaşanan bu aşk
hikâyesi, konuşmacının geçmişteki olumsuz tecrübesini yan-
sıtmaktadır. Bu tecrübedeki "bir zamanlar" vurgusu ise sevgili-
dan biri, sevgilinin ölüm sebebine dairdir. Bir kişinin güzelliğinin
sini yitirmesiyle geçmişte kalmıştır. Şiirdeki ilgi çekici unsurlar-
ya da bir aşkın büyüklüğünün "melekleri kıskandıracak" dere-
cede olduğunu işitecek olsak bunu o niteliğin enginliğine yora-
rız fakat Poe, meleklerin kıskançlığını farklı bir şekilde ele alır.
Meleklerin yaptığı karanlık vurgu, şiirde tekrar eden dizeler ve
mezar vurgusu göz önüne alındığında şairin gizemli yanı kar-
şımıza çıkar.
33. Bu parçadan Edgar Allen Poe ile ilgili olarak aşağıdakiler-
den hangisi çıkarılabilir?
Sevgilisinin güzelliğini yansıtmak için kullandığı semboller-
le kalıcılığı yakalamıştır.
ilişk
dor
As
le
B) Edebî türler içinde şiiri tercih etmesinin nedeni, şiirin çağrı-
şıma açık yapıda olmasıdır.
C) Yaşadıklarından yola çıkarak yazdığı tüm şiirlerinde ölüm
temasını ele almıştır. X
D) Deneyimlerden süzerek seçtiği konuyu, okur beklentisini
ters yüz edecek nitelikte unsurlarla vermiştir.TOP
E) Konusunu hayal gücünden alan şiirlerinin okuyucu üzerin-
deki etkisi daha büyük olmuştur.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
33 ve 34. soruları aşağıdak Edgar Allen Poe'nun önemli şiirlerinden "Annabel Lee" adlı ro- mantik şiirinin başlangıcı, bir peri masalını andırır fakat kısa bir süre içinde sanılanın aksine şiirin bir peri masalı gibi mutlu sona ermeyeceği sezilir. Zira "bir zamanlar yaşanan bu aşk hikâyesi, konuşmacının geçmişteki olumsuz tecrübesini yan- sıtmaktadır. Bu tecrübedeki "bir zamanlar" vurgusu ise sevgili- dan biri, sevgilinin ölüm sebebine dairdir. Bir kişinin güzelliğinin sini yitirmesiyle geçmişte kalmıştır. Şiirdeki ilgi çekici unsurlar- ya da bir aşkın büyüklüğünün "melekleri kıskandıracak" dere- cede olduğunu işitecek olsak bunu o niteliğin enginliğine yora- rız fakat Poe, meleklerin kıskançlığını farklı bir şekilde ele alır. Meleklerin yaptığı karanlık vurgu, şiirde tekrar eden dizeler ve mezar vurgusu göz önüne alındığında şairin gizemli yanı kar- şımıza çıkar. 33. Bu parçadan Edgar Allen Poe ile ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisi çıkarılabilir? Sevgilisinin güzelliğini yansıtmak için kullandığı semboller- le kalıcılığı yakalamıştır. ilişk dor As le B) Edebî türler içinde şiiri tercih etmesinin nedeni, şiirin çağrı- şıma açık yapıda olmasıdır. C) Yaşadıklarından yola çıkarak yazdığı tüm şiirlerinde ölüm temasını ele almıştır. X D) Deneyimlerden süzerek seçtiği konuyu, okur beklentisini ters yüz edecek nitelikte unsurlarla vermiştir.TOP E) Konusunu hayal gücünden alan şiirlerinin okuyucu üzerin- deki etkisi daha büyük olmuştur.
Masal dinlemeyi ve anlatmayı çok seven bir çocuk...
Büyüyor, yazar oluyor; başarılı şiirler, öyküler yazıyor.
19. yüzyıl Alman yazınının sevilen ve önde gelen adlan
arasında yer alıyor. Ama güzel masal anlatan arkadaşı
Hans'la, eski bir fıçının, içine girip birbirlerine masal an-
latışlarını unutmuyor./Halk masallarından esinlenerek
yazdığı üç öyküsünü bir araya getiren bu kitabın adı
işte o çocukluk günlerinden geliyor: "Fıçıdan Öyküler".
Öykülerin hiçbiri halk masallarının yeniden yazımı de-
ğil. Ancak içine masal ögeleri serpiştirilmiş, gerçekçi
bir masal oldukları söylenebilir.
Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili olarak aşağı-
dakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Öykünün yanı sıra başka türleri de denediğine
B) Alman yazınının tanınmış yazarlarından biri oldu-
ğuna
C) Öykülerin tümünü düş gücüyle oluşturduğuna
D) Yaşadığı dönemde adından söz ettirdiğine
E) Öykülerinin halk masallarının tekrarı olmadığına
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
Masal dinlemeyi ve anlatmayı çok seven bir çocuk... Büyüyor, yazar oluyor; başarılı şiirler, öyküler yazıyor. 19. yüzyıl Alman yazınının sevilen ve önde gelen adlan arasında yer alıyor. Ama güzel masal anlatan arkadaşı Hans'la, eski bir fıçının, içine girip birbirlerine masal an- latışlarını unutmuyor./Halk masallarından esinlenerek yazdığı üç öyküsünü bir araya getiren bu kitabın adı işte o çocukluk günlerinden geliyor: "Fıçıdan Öyküler". Öykülerin hiçbiri halk masallarının yeniden yazımı de- ğil. Ancak içine masal ögeleri serpiştirilmiş, gerçekçi bir masal oldukları söylenebilir. Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Öykünün yanı sıra başka türleri de denediğine B) Alman yazınının tanınmış yazarlarından biri oldu- ğuna C) Öykülerin tümünü düş gücüyle oluşturduğuna D) Yaşadığı dönemde adından söz ettirdiğine E) Öykülerinin halk masallarının tekrarı olmadığına
be
ve
JUZ-
OT
19. Duygusal zekâ açısından umutlu olmak; kişinin zorlu
engeller veya yenilgiler karşısında bunaltıcı kaygı-
ya, teslimiyetçi bir tutuma ya da depresyona yenik
düşmemesi anlamına gelir. Gerçekten de, umut bes-
leyebilen kişiler hedeflerine doğru ilerlerken diğerle-
rine oranla daha az depresif, genelde daha az kay-
gılı ve duygusal açıdan daha az sıkıntılı görünürler.
insanların taşıdıkları umudun derecesi kişiden kişiye
farklılık gösterir. Snyder'a göre umutlu olan kişilerin
kendilerini motive edebilme, köşeye sıkıştıklarında
kendilerini "daha iyi günlerin geleceği" tesellisiyle ya-
tıştırabilme, hedeflerine ulaşmak için değişik yollar
bulabilme, imkânsızlığı gördüklerinde hedef değişti-
rebilme ve zor bir işi baş edilebilir küçük parçalara
bölebilme özellikleri bulunur. Umudunu yitirmiş ki-
şiler ise hedefe ulaşmak için gerekli olan enerji ve
yetenekten yoksundur.
B
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi-
ne ulaşılamaz?
A) Hayata tutunmuş kişiler, içlerinde umutlarını can-
li tutmayı bilenlerdir.
B Sorunlardan kaçmanın kolay yolu enerjiyi umudu
korumaya harcamaktır.
ver
Bireyin amaca ulaşması ve umut etmesi arasın-
da doğrusal bir ilişki vardır.
V
Umut, bireyler arasında farklı düzey ve bağlam-
larda kendini gösterir.
Umut, teskin edici ve ruhsal dengeyi koruyucu
güçlü bir etkiye sahiptir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
be ve JUZ- OT 19. Duygusal zekâ açısından umutlu olmak; kişinin zorlu engeller veya yenilgiler karşısında bunaltıcı kaygı- ya, teslimiyetçi bir tutuma ya da depresyona yenik düşmemesi anlamına gelir. Gerçekten de, umut bes- leyebilen kişiler hedeflerine doğru ilerlerken diğerle- rine oranla daha az depresif, genelde daha az kay- gılı ve duygusal açıdan daha az sıkıntılı görünürler. insanların taşıdıkları umudun derecesi kişiden kişiye farklılık gösterir. Snyder'a göre umutlu olan kişilerin kendilerini motive edebilme, köşeye sıkıştıklarında kendilerini "daha iyi günlerin geleceği" tesellisiyle ya- tıştırabilme, hedeflerine ulaşmak için değişik yollar bulabilme, imkânsızlığı gördüklerinde hedef değişti- rebilme ve zor bir işi baş edilebilir küçük parçalara bölebilme özellikleri bulunur. Umudunu yitirmiş ki- şiler ise hedefe ulaşmak için gerekli olan enerji ve yetenekten yoksundur. B Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi- ne ulaşılamaz? A) Hayata tutunmuş kişiler, içlerinde umutlarını can- li tutmayı bilenlerdir. B Sorunlardan kaçmanın kolay yolu enerjiyi umudu korumaya harcamaktır. ver Bireyin amaca ulaşması ve umut etmesi arasın- da doğrusal bir ilişki vardır. V Umut, bireyler arasında farklı düzey ve bağlam- larda kendini gösterir. Umut, teskin edici ve ruhsal dengeyi koruyucu güçlü bir etkiye sahiptir.
24. Ne zaman insan karanlık bir yerde sayıklamaya itilmiş,
insan ilişkileri karışık, karıştırıcı, bozucu niteliklere bürün-
müş, insanın bir başka insana söyleyeceği söz anlamını
kaybetmiş, insan davranışları yapaylık, içtensizlik yüklü
hâle gelmişse insanlar şiir okumak, şiirle uğraşmak, şiirle
öğrenmek gereğini duymuşlardır. Böyle de olmak zorunda-
dır. Çünkü şiir anlatılmaz bir şeyin anlatılmaya çabalanma-
sının sonunda, anlatılabilir bir şeyin yeniden anlamlı kılın-
ması için gösterilen bir çabanın sonunda, yeterince anla-
şılmayan bir şeyin etkili bir anlatıma kavuşturulması
uğrunda harcanan çabaların sonunda ortaya çıkar.
CC
Yukarıdaki görüşleri savunan bir şairin şiir okumadaki
asıl amacı aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) Kalabalık içindeki yalnızlığını gidermek
B) Yokluğunu hissettiği bir şeyleri tamamlamak, bir
zorluğu gidermek ve nihayetinde bir doyum sağlamak
C) Kendisini dinlemek ve iyi hissettirmenin yanı sıra
hayatında belirgin bir değişiklik yaratmak
D) Gündelik bilgiye olan ihtiyacı gidermek
E) Özlenen fakat ulaşılamayan, ulaşılsa bile hâlihazırda
bir kavrama sığdırılamayacak anlamlara ulaşmak
6-
geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
24. Ne zaman insan karanlık bir yerde sayıklamaya itilmiş, insan ilişkileri karışık, karıştırıcı, bozucu niteliklere bürün- müş, insanın bir başka insana söyleyeceği söz anlamını kaybetmiş, insan davranışları yapaylık, içtensizlik yüklü hâle gelmişse insanlar şiir okumak, şiirle uğraşmak, şiirle öğrenmek gereğini duymuşlardır. Böyle de olmak zorunda- dır. Çünkü şiir anlatılmaz bir şeyin anlatılmaya çabalanma- sının sonunda, anlatılabilir bir şeyin yeniden anlamlı kılın- ması için gösterilen bir çabanın sonunda, yeterince anla- şılmayan bir şeyin etkili bir anlatıma kavuşturulması uğrunda harcanan çabaların sonunda ortaya çıkar. CC Yukarıdaki görüşleri savunan bir şairin şiir okumadaki asıl amacı aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Kalabalık içindeki yalnızlığını gidermek B) Yokluğunu hissettiği bir şeyleri tamamlamak, bir zorluğu gidermek ve nihayetinde bir doyum sağlamak C) Kendisini dinlemek ve iyi hissettirmenin yanı sıra hayatında belirgin bir değişiklik yaratmak D) Gündelik bilgiye olan ihtiyacı gidermek E) Özlenen fakat ulaşılamayan, ulaşılsa bile hâlihazırda bir kavrama sığdırılamayacak anlamlara ulaşmak 6- geçiniz.
al ha-
Nasıl
a tatil
CI bir
kaçış
şamı
imiz
sına
inler
me-
yö-
mak
ap-
ki?
an
de
3-
40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevapla-
yınız.
Herkesin yazar olabileceğini söylemek herkesin doktor,
berber, piyanist olabileceğini söylemekten çok farklı de-
ğil aslında. Evet, herkes her şey olabilir ama yine de
kimi zaman bu bize imkânsız görünür. Çünkü hep en
yaratıcı ustalara bakarak yön tayin ediyoruz. Yanlış olan
bu. Yaşar Kemal, Dostoyevski ya da James Joyce'a
bakıp ne kadar çalışsak da onlar kadar büyük yazar-
lar olamayacağımızı düşünürüz. Bu ne yazık ki doğru-
dur. Ama bu; her meslek, her beceri için geçerlidir. Na-
sıl ki tüm fizikçiler Hawking ya da Einstein olamıyorsa
biz de o büyük yazarlardan biri olamayız. Ama madem
Hawking olunamıyor, o zaman fizik eğitimi almanın ge-
reği yok hatta fizikçi olmaya da çalışmayalım, demiyo-
ruz. Onların yüceltilmesi bir yere kadar yararlıdır, insan-
ların dikkatini o alana çeker ama bir noktadan sonrası
çok zararlı oluyor. Dehaların varlığı biz fanilerin yaşama
sevincini köreltiyor. Oysa o dehalar da sadece kendi
yetenekleriyle o noktaya ulaşmadılar. Einstein kim bilir
hangi hazır pastalardan istifade etti.
39. Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağı-
dakilerden hangisidir?
A) Elde edilen bilimsel başarılar
B) Önceki bilimsel çalışmalar
C) Bilime getirilen yenilikler
D) Dehanın getirdiği yetkinlik
E) Gösterilen büyük gayret
40. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Sanatta ve bilimde dehalar, önümüzde aşılmaz en-
geller olarak durmaktadır.
B) Sanat ve bilimin müşterek noktası dehalara sahip ol-
masıdır.
C) Sanat ve bilimde dehaların bile yetenekle birlikte ça-
lışmaya ihtiyacı vardır.
D) Sanat ve bilimde beceri, çalışmanın önüne geçen bir
özelliktir.
E) Sanat ve bilim dışındaki mesleklerde başarı imkânı
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
al ha- Nasıl a tatil CI bir kaçış şamı imiz sına inler me- yö- mak ap- ki? an de 3- 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevapla- yınız. Herkesin yazar olabileceğini söylemek herkesin doktor, berber, piyanist olabileceğini söylemekten çok farklı de- ğil aslında. Evet, herkes her şey olabilir ama yine de kimi zaman bu bize imkânsız görünür. Çünkü hep en yaratıcı ustalara bakarak yön tayin ediyoruz. Yanlış olan bu. Yaşar Kemal, Dostoyevski ya da James Joyce'a bakıp ne kadar çalışsak da onlar kadar büyük yazar- lar olamayacağımızı düşünürüz. Bu ne yazık ki doğru- dur. Ama bu; her meslek, her beceri için geçerlidir. Na- sıl ki tüm fizikçiler Hawking ya da Einstein olamıyorsa biz de o büyük yazarlardan biri olamayız. Ama madem Hawking olunamıyor, o zaman fizik eğitimi almanın ge- reği yok hatta fizikçi olmaya da çalışmayalım, demiyo- ruz. Onların yüceltilmesi bir yere kadar yararlıdır, insan- ların dikkatini o alana çeker ama bir noktadan sonrası çok zararlı oluyor. Dehaların varlığı biz fanilerin yaşama sevincini köreltiyor. Oysa o dehalar da sadece kendi yetenekleriyle o noktaya ulaşmadılar. Einstein kim bilir hangi hazır pastalardan istifade etti. 39. Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağı- dakilerden hangisidir? A) Elde edilen bilimsel başarılar B) Önceki bilimsel çalışmalar C) Bilime getirilen yenilikler D) Dehanın getirdiği yetkinlik E) Gösterilen büyük gayret 40. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Sanatta ve bilimde dehalar, önümüzde aşılmaz en- geller olarak durmaktadır. B) Sanat ve bilimin müşterek noktası dehalara sahip ol- masıdır. C) Sanat ve bilimde dehaların bile yetenekle birlikte ça- lışmaya ihtiyacı vardır. D) Sanat ve bilimde beceri, çalışmanın önüne geçen bir özelliktir. E) Sanat ve bilim dışındaki mesleklerde başarı imkânı
13. Saka hükümdarının İskender'in ordularıyla
yaptığı savaşlardaki yiğitliğini, Çin'e doğru
çekilip İskender'in geri dönmesinden sonra
ulusunu nasıl yücelttiğini anlatan bir destandır.
Bu destanın aslı elimizde olmayıp, bu destanla
ilgili bilgilere Divan-ı Lügat-it Türk'ten öğren-
mekteyiz.
Yukarıda bahsedilen Türk destanı aşağıdaki-
lerden hangisidir?
A) Bozkurt Destani
B)Alp Er Tunga Destani
C) Türeyiş Destanı
D) Ergenekon Destanı
E) Şu Destanı
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
13. Saka hükümdarının İskender'in ordularıyla yaptığı savaşlardaki yiğitliğini, Çin'e doğru çekilip İskender'in geri dönmesinden sonra ulusunu nasıl yücelttiğini anlatan bir destandır. Bu destanın aslı elimizde olmayıp, bu destanla ilgili bilgilere Divan-ı Lügat-it Türk'ten öğren- mekteyiz. Yukarıda bahsedilen Türk destanı aşağıdaki- lerden hangisidir? A) Bozkurt Destani B)Alp Er Tunga Destani C) Türeyiş Destanı D) Ergenekon Destanı E) Şu Destanı
Simülasyon Testi - 4
7. Sinekli Bakkal romanında aile kurumu içinde bir Doğu-
Batı sentezi yaratma çabası öne çıkmaktadır. Roman,
Abdülhamit Dönemi'nde, İstanbul'un orta hâlli bir semtini
anlatmaktadır. Halide Edip'in peşinde olduğu Doğu-Batı
sentezi; geleneksel bir dinsel eğitimden geçmiş Rabia ile
on beş yıldır Türkiye'de yaşayan İtalyan Peregrini'ye kur-
durttuğu, Müslümanlık değerleriyle Batı'nın rasyonalizmini
sentezlemeye çalışan sıra dışı bir ailede somutlanmakta-
dır. Halide Edip, bu romanı yazdığı yıllarda hem Doğu'yu
hem de Batı'yı artık iyi bilmektedir. O yüzden parçalanış
ve kopuşu değil, daha çok birleşmeyi, buluşmayı, bütün-
leşmeyi öne çıkarmaktadır.
Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı düşünce aşa-
ğıdakilerden hangisidir?
A) Sinekli Bakkal romanı Doğu ve Batı'ya ait birtakım
unsurlar içerir.
B) Sinekli Bakkal romanı farklı milletlerin bir arada hoşgö-
rü içinde yaşayabileceğini gösterir.
C) Halide Edip, Doğu-Batı sentezi düşüncesini Sinekli
Bakkal romanıyla somutlaştırmıştır.
D) Sinekli Bakkal romanı, savunduğu düşünceyle yazarın
hayatından izler taşır.
E) Sinekli Bakkal, savunduğu tez yönüyle Türk edebiyatı-
nın en önemli eserlerinden biridir.
beltamistu
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
Simülasyon Testi - 4 7. Sinekli Bakkal romanında aile kurumu içinde bir Doğu- Batı sentezi yaratma çabası öne çıkmaktadır. Roman, Abdülhamit Dönemi'nde, İstanbul'un orta hâlli bir semtini anlatmaktadır. Halide Edip'in peşinde olduğu Doğu-Batı sentezi; geleneksel bir dinsel eğitimden geçmiş Rabia ile on beş yıldır Türkiye'de yaşayan İtalyan Peregrini'ye kur- durttuğu, Müslümanlık değerleriyle Batı'nın rasyonalizmini sentezlemeye çalışan sıra dışı bir ailede somutlanmakta- dır. Halide Edip, bu romanı yazdığı yıllarda hem Doğu'yu hem de Batı'yı artık iyi bilmektedir. O yüzden parçalanış ve kopuşu değil, daha çok birleşmeyi, buluşmayı, bütün- leşmeyi öne çıkarmaktadır. Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı düşünce aşa- ğıdakilerden hangisidir? A) Sinekli Bakkal romanı Doğu ve Batı'ya ait birtakım unsurlar içerir. B) Sinekli Bakkal romanı farklı milletlerin bir arada hoşgö- rü içinde yaşayabileceğini gösterir. C) Halide Edip, Doğu-Batı sentezi düşüncesini Sinekli Bakkal romanıyla somutlaştırmıştır. D) Sinekli Bakkal romanı, savunduğu düşünceyle yazarın hayatından izler taşır. E) Sinekli Bakkal, savunduğu tez yönüyle Türk edebiyatı- nın en önemli eserlerinden biridir. beltamistu
niz
Zir
ar
TEST 13
PARAGRAF
Nezihe Meriç, Bener gibi iç gözlemlere eğilmekle birlikte,
ruhsal karmaşıklıkların üstüne gitmiyor. Yalın, duru, şiir-
sel tatlar taşıyan bir dille Cumhuriyet Dönemi'nin orta kat
insanlarını (özellikle aydın genç kızları) anlatıyor. Meriç'in
yapıtlarında olayın geriye itilmesine, buna karşılık olaydan
göveren duygulanımın öne geçmesine tanık oluyoruz. Bu
tutum Menekşeli Bilinç (1965) adlı kitabında daha da aşırı-
lıklara yönelir; anlatımın, söyleyişin kuytuluklarına uzanır.
Bu parçada altı çizili bölümle Nezihe Meriç'in hangi
yönü belirtilmiştir?
A) İnsanların ruhsal karmaşalarını en ince ayrıntısına kadar
çözmeye çalışma
B) Yaşanan olayların yansıması olan duyguları anlatımın ta-
mamina sindirme
C) Kişilerin iç dünyasındaki çatışmaları açık açık anlatmayıp
sezdirme
b) İnsanların duygusal yaşamlarını şiirsel bir üslupla okura
sunma
3.
E) Birçoğumuzun gözünden kaçan basit ayrıntılarda gizle-
nen ruh hâllerini yakalayıp öyküleştirme
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
niz Zir ar TEST 13 PARAGRAF Nezihe Meriç, Bener gibi iç gözlemlere eğilmekle birlikte, ruhsal karmaşıklıkların üstüne gitmiyor. Yalın, duru, şiir- sel tatlar taşıyan bir dille Cumhuriyet Dönemi'nin orta kat insanlarını (özellikle aydın genç kızları) anlatıyor. Meriç'in yapıtlarında olayın geriye itilmesine, buna karşılık olaydan göveren duygulanımın öne geçmesine tanık oluyoruz. Bu tutum Menekşeli Bilinç (1965) adlı kitabında daha da aşırı- lıklara yönelir; anlatımın, söyleyişin kuytuluklarına uzanır. Bu parçada altı çizili bölümle Nezihe Meriç'in hangi yönü belirtilmiştir? A) İnsanların ruhsal karmaşalarını en ince ayrıntısına kadar çözmeye çalışma B) Yaşanan olayların yansıması olan duyguları anlatımın ta- mamina sindirme C) Kişilerin iç dünyasındaki çatışmaları açık açık anlatmayıp sezdirme b) İnsanların duygusal yaşamlarını şiirsel bir üslupla okura sunma 3. E) Birçoğumuzun gözünden kaçan basit ayrıntılarda gizle- nen ruh hâllerini yakalayıp öyküleştirme
13. TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi'nden Dr Tuncay Özışık, 31
Aralık 2022 gün batımından itibaren 20-30 yılda bir ger-
çekleşecek ilginç bir olay yaşanacağını açıkladı. "Bütün
gezegenleri bir arada görebilme, hatta görüntüleyebilme
imkânı olacak." diyen Özışık, şöyle devam etti: "31 Aralık
akşamı 5 gezegeni çıplak gözle görme imkânı var. Mer-
kür, Venüs, Jüpiter, Satürn ve Mars gezegenleri. Teleskopu
olanlar için aynı bölgede iki gezegen daha görülebilecek.
Bunlar da Uranüs ve Neptün gezegenleri ayrıca 31 Ara-
lık akşamı bu gezegenlerle birlikte Ay da gökyüzünde
olacak."
Bu parçada bilimin aşağıdaki özelliklerinden hangisi
anlatılmaktadır?
A) Akla dayanması
B) Ön deyide bulunması
C) Kümülatif olması
D) Olgusal nitelik taşıması
E) Birikimli ilerlemesi
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
13. TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi'nden Dr Tuncay Özışık, 31 Aralık 2022 gün batımından itibaren 20-30 yılda bir ger- çekleşecek ilginç bir olay yaşanacağını açıkladı. "Bütün gezegenleri bir arada görebilme, hatta görüntüleyebilme imkânı olacak." diyen Özışık, şöyle devam etti: "31 Aralık akşamı 5 gezegeni çıplak gözle görme imkânı var. Mer- kür, Venüs, Jüpiter, Satürn ve Mars gezegenleri. Teleskopu olanlar için aynı bölgede iki gezegen daha görülebilecek. Bunlar da Uranüs ve Neptün gezegenleri ayrıca 31 Ara- lık akşamı bu gezegenlerle birlikte Ay da gökyüzünde olacak." Bu parçada bilimin aşağıdaki özelliklerinden hangisi anlatılmaktadır? A) Akla dayanması B) Ön deyide bulunması C) Kümülatif olması D) Olgusal nitelik taşıması E) Birikimli ilerlemesi
1.
1.-3. sorularda cümledeki veya parçadaki
boşluğu anlam bakımından en uygun
biçimde tamamlayan seçeneği bulunuz.
Geçenlerde bir İnternet sitesinde, bir ayda 3000
mesaj göndermiş bir gencin hikâyesine yer ve-
rildi. Bu, kaba bir hesapla günde ortalama 100
mesaja denk geliyor. Sabah, öğle, akşam, hafta
sonu ve hafta içi, ders saatlerinde, öğle araların-
gereken saatlerde mesaj göndermiş belli ki. ----
da, ev ödevi yapması veya dişlerini fırçalaması
Şu ana kadar; yanında başkaları olmadan nasıl
yaşadığını, düşündüğünü, güldüğünü veya ağla-
dığını çoktan unutmuş olsa gerek. Daha doğrusu
bu hüneri edinme şansı hiç olmamış belki de. Bu
durumda bir virüs, muhtemelen anne veya baba,
bu gencin internet bağlantısını engellediğinde
veya cep telefonunu bozduğunda çekeceği ızdı-
rabı varın siz hayal edin!
A) Demek ki bu genç; kendisiyle, düşünceleriyle,
düşleriyle ve endişeleriyle hiç baş başa kalama-
mış kendine yetmeyi öğrenememiş
BBöyle bile olsa uyku hâlindeyken de mesaj gön-
dermediği sürece 3000 sayısını tutturmak nere-
deyse imkânsız
C) New York Üniversitesi araştırmacılarından Zim-
merman her dört Amerikalı gençten üçünün boş
vakitlerini tümüyle İnternette geçirdiğini belirtiyor
Uzman değilim ama öyle zannediyorum ki bu
genci boş bulduğu her an mesaj göndermeye
iten duygu, merak ve ilgi isteği
E) Bu durumun en büyük sebebi çevrim içi dünyada
herhangi birine ulaşmak için sadece bir tek düğ-
meye basmanın yeterli olması
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
1. 1.-3. sorularda cümledeki veya parçadaki boşluğu anlam bakımından en uygun biçimde tamamlayan seçeneği bulunuz. Geçenlerde bir İnternet sitesinde, bir ayda 3000 mesaj göndermiş bir gencin hikâyesine yer ve- rildi. Bu, kaba bir hesapla günde ortalama 100 mesaja denk geliyor. Sabah, öğle, akşam, hafta sonu ve hafta içi, ders saatlerinde, öğle araların- gereken saatlerde mesaj göndermiş belli ki. ---- da, ev ödevi yapması veya dişlerini fırçalaması Şu ana kadar; yanında başkaları olmadan nasıl yaşadığını, düşündüğünü, güldüğünü veya ağla- dığını çoktan unutmuş olsa gerek. Daha doğrusu bu hüneri edinme şansı hiç olmamış belki de. Bu durumda bir virüs, muhtemelen anne veya baba, bu gencin internet bağlantısını engellediğinde veya cep telefonunu bozduğunda çekeceği ızdı- rabı varın siz hayal edin! A) Demek ki bu genç; kendisiyle, düşünceleriyle, düşleriyle ve endişeleriyle hiç baş başa kalama- mış kendine yetmeyi öğrenememiş BBöyle bile olsa uyku hâlindeyken de mesaj gön- dermediği sürece 3000 sayısını tutturmak nere- deyse imkânsız C) New York Üniversitesi araştırmacılarından Zim- merman her dört Amerikalı gençten üçünün boş vakitlerini tümüyle İnternette geçirdiğini belirtiyor Uzman değilim ama öyle zannediyorum ki bu genci boş bulduğu her an mesaj göndermeye iten duygu, merak ve ilgi isteği E) Bu durumun en büyük sebebi çevrim içi dünyada herhangi birine ulaşmak için sadece bir tek düğ- meye basmanın yeterli olması