Paragrafta Konu-Ana Düşünce Soruları

DENEME-4 | TYT/Türkçe 29. Her ne kadar Jules Verne eserleri bilim kurgu olarak kabul edil- 31. se de eserlerinin çoğu dünya klasikleri içerisinde çocuk kitapla- arasında sayılmaktadır. Birçok eseri hem çizgi film hem de si- nema filmi olarak yayınlanmıştır . Dolayısıyla dünya çapında ta- ninirlığı oldukça yüksek bir yazardır. Bu yazarın eserlerinin oğ- rencilerin genel kültür düzeylerini arttırma potansiyelinin olma- sinin ötesinde Jules Verne'in zamanının bilimsel gelişmelerini eserlerine yansıtmış olması sebebiyle onların bilim tarihinde bir yolculuk yapmalarına vesile olma potansiyeline de sahiptir. Bu durum fizik (hatta kimya ve coğrafya gibi farklı disiplinlerin) eği- timi için bir fırsat olarak kullanılabilir. Fizik konularının Jules Ver- ne kitapları bağlamında işlenebilirliğinin incelenmesi bağlam ara- yışında olan fizik öğretmenleri için bir edebi eserin fizik dersle- rinde nasıl kullanılabileceğine dair yol gösterebilecek bir örnek niteliği taşıyabilir. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılabi- lir? A) Jules Verne'in yapıtlarında pek çok bilim adamına yol gös- terecek bilimsel bilgiler yer almaktadır. B) Fizik öğretmenleri Jules Verne'in yapıtlarını okumadan öğ- retimde edebî yapıtlardan yararlanamazlar. C) Sadece fizik derslerinde değil başka derslerde de Jules Ver- ne'in yapıtları kaynak yapıt olarak kullanılabilir. D) Dünya klasikleri arasında yer alan Jules Verne'in yapıtları aslında çocuklar için yazılmış yapıtlardır. 19) Jules Verne'in yapıtları edebî yapıtların fizik derslerinde kul- lanılmasına yönelik içerikler taşımaktadır.

43. ve 44. So cevaplayınız. Cubozoa canlilan- yapmış Pğunluk ar. Polip- e organi nde hay- olojideki satmasi nizanasi cudunun arasında nan me- iştırarak an dışarı emelerin Türk sinema tarihinde aşk filmlerinin hayli kabarık bir geçmişi var. Zengin kiz-fakir oğlar ya da tam tersi ek sende gelişen ve hemen hemen aynı acikli olaylar ör- güsüne sahip olan filmler sunuldu izleyicilere yıllarca. Şaşırtıcı olan, bu birbirinin kopyası filmlerin başka ko- nulardaki filmlere göre daha fazla ilgi görmesiydi . Acı ve gözyaşı yüklü bu filmler neden seviliyor sorusu kar- şısında, bu hikâyelerin unutulmayan karakterleri, hatta bu karakterlerin ağızlarından dökülen özgün diyaloglar geliyor aklımıza. Belki de sinema izleyicisi, benzer bir durumda kendisinin ne tepki vereceğini, ne söyleye- ceğini merak ettiği için ya da filmlerdeki gibi bir aşk hikâyesinin kahramanı olma özlemiyle ilgi gösteriyor bu hikâyelere. ürü aşa- llandırıl- 43. Bu parçaya dayanarak aşağıdaki yargılardan han- gisine ulaşılabilir? A) Türk sinemasında çekilen filmlerde konu sıkıntısı yaşanmaktadır. B) Türk sinema izleyicisi izlediği filmleri kısa sürede unutmaktadır. PEGEM AKADEMI C) Aşk filmlerinde benzer karakterler hep aynı oyun- cular tarafından canlandırılmıştır. D) Türk toplumunda, yerli yapımlar yabancı yapım- Jara tercih edilmektedir. E) Türk sinemasında dramatik konulu filmler daha çok sevilmiştir. ilgi gorme

Anali 2. ( 1. (1) Sanatın zaman zaman açmaza düştüğü, ger- çek amacının dışına çıktığı olmuştur. (11) Böyle zamanlarda sanat, bir seçkinler grubunun uğraşı olarak görülmüştür. (III) Oysa sanat, insanlardan kopmakla gerçekliğini yitirir. (IV) o, insan içindir, yaşamdan gelir ve yaşama yansır. (V) İnsanları ortak bir geçmiş ve gelecekte birleştirir. Sanata ilişkin bu parçada numaralanmış cüm- lelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yan- liştır? AV 1. cümlede, sanatın içinde bulunduğu durum hakkında bir tespitte bulunulmuştur. B) II. cümle, farklı kesimlere göre sekillendiği vur- gulanmıştır. Shill . cümlede, sanatın gerçekliğinin insanla iliş- kisinden kaynaklandığı ifade edilmiştir. DI IV. cümlede, gerçekliğin kurgu içinde verildi- ğinden bahsedilmiştir. BV. cümlede, sanatın birleştirici özelliğinden söz edilmiştir.

3. Oktay Rifat'ın büyük dedesi Macar Hurşid Bey hem Türk hem Batı müziği konusunda donanımlı ve bestekârdır, dedesi Hasan Rifat Bey de şiirle ilgilenir. Oktay Rifat doğ- duğu sıralarda Trabzon Valisi olan babası Samih Rifat, şair - yazar - dil bilimci; amcası Ali Rifat ûdi ve besteci; teyzesi Celile Hanım ressam; teyzesi Celile Hanım'ın oğlu ise ünlü şair Nazım Hikmet'tir. Aynı zamanda Fransızca çevirmen Sabiha Hanım'ın eşi, çevirmen Samih Rifat'ın babasıdır. Bu parçada Oktay Rifat'la ilgili olarak; Ünlü bir sanatçı olduğu, II. Birçok sanat türünden etkilendiği, III. Sanatçı bir aileden geldiği, IV. Sanatçılığının yetiştiği ortamdan kaynaklandığı düşüncelerinden hangisine veya hangilerine kesin ola- rak ulaşılabilir? a y In a r A) Yalnız III B) I ve III C) Yalnız IV D) II ve IV E) Yalnız 11

y 29 ve 30. soruları aşağıdaki parçaya göre cevapla- yiniz. Ar to ke ba le di Bilge Karasu; 1950 kuşağı öykücüleri arasında adını du- yurmuş ve bireyin sorunlarını ağırlık vermiş, günlük ha- yatındaki açmazlari, derinlemesine işlemiş bir sanatçıdır. Sevgi, yalnızlık, dostluk, korku ve ölüm gibi temalar eser- lerinin hareket noktası olmuştur. Simgelerden bolca yarar- lanarak kendine özgü bir dil anlayışı geliştirmiştir. Yazar gerek kullandığı cümlelerle gerekse dilin yapısı yönündeki araştırmaları ile anlatımın sınırlarını zorlamıştır. Kitapların- da edebiyat ile felsefeyi başarılı bir denge içinde kaynaş- tırmaya başaran bir sanatçıdır. Sanatçı, Gece romanında düş ile gerçeği birleştirirken Göçmüş Kediler Bahçesinde korkular, acılar içinde bulunan kişiyi masalların gizemli dünyasında yücelterek yeniden var olmanın hazzını ve yo- lunu okuyucuya sızdırmıştır, iç ka te y ta S 31. 29. Bu parçada Bilge Karasu ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Cumhuriyet Dönemi öykücüleri arasında olduğuna BY Bireysel konuları öykülerinde işlediğine o Kendine has bir tarzı olduğuna D) Bilindik anlamlarla öyküler yazdığına E) Felsefe ve edebiyatın dengesini kurabildiğine Hi www.baska.com.tr 32 30. Bu parçada sözü edilen eserlerde; I. soyut konuları işlemeleri, II. masalsı bir anlatımla duyguları dile getirmeleri , III. yaşam mücadelesini anlatmaları özelliklerinden hangileri benzeşmektedir? . A) Yalniz ! B) Yaldız II C) I ve III D) Il ve All E) XII ve III

TYT 20 18. Anadolu'nun herkese ve her şeye uzak bir noktasında, uçsuz bucaksız bir issizlığın ortasına oturmuş; tek başına hikâyeler yazıyorsun. Bir derginin, bir yayinevinin ya da bir gazetenin kapısından içeri girmemişsin daha. Tesadüfen de olsa daha herhangi bir yazarı da görmemişsin. Hem içinde bulunduğun coğrafyanın şeklini alan issızlığı eritmek hem de ruhunda açılan yaraları sarmak istercesine çaresizlikten damıttığın bir güçle canını dişine takıp sadece yazıyorsun. Kısa süren akşamlara, pıtrak gibi çoğalan acılara, kayıp hayallere, gölgelere, gölgesizlere, uzak şehirlere, tamtakir sofralara, dağlara, ovalara, bulutlara ve sulara karşı yazıyorsun. Bir ucunda gaz lambası yanan, aklı uzun kağnı gıcırtılarıyla dolu, tozlu ve hantal bir zamana karşı yazıyorsun hatta. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Örneklemeye başvurulmuştur. B) Mecazlı ifadeler kullanılmıştır. C) Kişileştirme yapılmıştır. D) Benzetmeye yer verilmiştir. E) Çoğullaştırmaya başvurulmuştur.

X 14. I. Her ne kadar Picasso ne olduğunu bilmediğini açıkça itiraf etse de sanatın, gerçeği anlamamızı sağlayan bir yalan olduğunu söyler. II. Sanatın gerçeği kelimelerle ifade edilemez hatta sanat, söz ile ifade edilmeyi kabul etmez ancak yaratıcı yeteneğe sahip sanatçılar tarafından anlaşılabilir diyen de vardır, sanatı tanımlama çabasını ahmak bir adamın güneş ışığını kürekle torbaya koymaya çalışmasına benzeten de... III. Bu tanımlar da gösteriyor ki “Sanat nedir?” sorusuna net, açık bir yanıt veremememizin temel nedeni, elimizde sanat kavramının 3 anlamını belirleyecek nesnel ölçütlerin olmayışıdır. IV. Picasso ile aynı kanıda olan bir başka kişi de “Hakikat yüzünden ölmemek için elimizde sanat var, sanatın özü belli türden bir yalandır." diyen ve yaşamı katlanabilir kılan tek şeyin sanat olduğunu söyleyen ünlü Alman düşünür Nietzsche'dir. V. Hem bir sanatçı hem de filozof olan Jean Paul Sartre'a göre ise sanat eseri gerçek dışı bir şeydir çünkü sanatın alanındaki güzel, estetik; kışkırtılmış bir hayaldir. Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan ikinci olur? A) B) IN C) III D) IV E) V

PARAGRAF ÜNİTE TARAMA Sa Ya 1 - 2. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Ben roman yazmayı, sadece kendi üstlendiğim bir iş gibi almiyorum. Onu, romanımın kişileriyle hatta okurlarımla bir- likte üstlenmişiz. Birbirimizin pabucunu giymişiz; olayları, durumları, kişileri, acıları, sevinçleri birlikte yazıp götürüyo- ruz. El ele, omuz omuzayız. Yelkenlerimizi aynı yel şişiriyor. 1. Bu sözleri söyleyen bir yazar için aşağıdakilerden han- gisi söylenebilir? D A) Meydana getirdiği eserleri sahiplenmekten çekindiği B) Eserlerinde okurların yorumuna açık birçok noktaya yer verdiği c) Eserlerinin konusunu gerçek yaşamdan aldığı D D) Kendini, karakterleri ve okurlarıyla özdeşleştirdiği E) Karakter yaratmada okurlarının önerilerini dikkate a dığı

Aşağıda bazı düşünürlerin Dostoyevski ile ilgili değerlendir- meleri verilmiştir: Nietzsche: Kendisinden bir şeyler öğrendiğim tek psikolog Dostoyevski olmuştur. Freud: Dostoyevski olmasaydı eğer, psikanaliz biraz bekle- mek zorunda kalacaktı. Einstein: Dostoyevski bana bütün bilim insanlarından daha fazlasını verdi. Albert Camus: "Suç ve Ceza'yı okuduktan sonra ilk kez yete- heğim hakkında kesin bir kuşku duydum. Jorge Luis Borges: Aşkı ilk defa yaşamak gibi, denizi ilk defa görmek gibi, Dostoyevskiyi keşfetmek de insanın hayatında önemli bir tarihtir. Bu ifadelerden yola çıkarak 1. Birçok bilim adamını etkilemiştir. Yazarlık yeteneği kabul görmüştür. Yu Edebiyat ile bilimi birleştiren ilk sanatçı olmuştur. Dostoyevski ile ilgili olarak verilen yargılarından hangile- rine ulaşılabilir? Al Yalnız B) Yalnız II Skalnız III D) I vell ELI, II ve III

B B KUVARS SERİSİ ON04-SS.32TYT05 / TÜRKÇE 25 ve 26. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Her alanda köklü değişimlerin yaşandığı günümüz dünyasında, masalların tahtını çizgi filmlere bıraktığı ve çizgi filmlerin hedef kitlesinin her geçen gün daha da genişlediği görülmektedir. Çocuklarla özdeşleştirilen çizgi filmler, yaşanan değişim ve dönüşüm sürecine paralel olarak çocukları yalnızca bir araç olarak kabul etmekte ve yetişkinleri hedeflemektedir. Bilgisayar teknolojisinin gelişmesi, anlatım ile olay örgüsünün geçmişe kıyasla daha karmaşık bir niteliğe bürünmesi ve iletilerin yetişkin anlam düzeyine daha uygun olması, çizgi filmlerin çocuk dünyasına özgü bir ürün olmaktan çıkması ve yetişkin dünyası ile ilişkilendirilmesi sonucunu doğurmaktadır. Bu noktada çizgi filmleri, çocuklara yönelik olan ve salt çocukların ilgilenebileceği yapımlar olarak nitelemek, sahip oldukları önemi ve potansiyeli yadsımak anlamına gelmektedir. Dolayısıyla çağın teknolojisi ve yoğun yeni anlatım biçimleriyle çizgi filmler, çocukların yanı sıra tüm yetişkinlerin de ilgi alanına giren üretkenlikler olarak dikkat çekmektedir. 25. Bu parçadaki altı çizili sözcüklerin tümünü aşağıdakilerin hangisinde verilenlerin karşılayabilmesi söz konusudur? A) zorunluluk - girift - destek - zarar B) karşılaştırma - inkâr etme - seviye - özellik endüstriyel - ortak - bağımsız - sakınca alelade - saha - özenli - aykırı et han ni E) amaç - düşkünlük - beğeni - koşut Jilerden

X Konuşurken düşüncenizi iyi anlatamadığınızı varsayalım. Geri alamazsınız onu. Dinleyene gitmiştir bir kez. Yeni cümleniz, ister istemez öncekinin yetersizliğini kapatma kaygısı taşıyacaktır. Öte yandan siz ne kadar açıklamaya çalışırsanız çalışın dinleyiciler, kendilerine uygun düşen, kendi özlemlerini karşılayan yorumu benimseyecek, öyle algılayacaklardır. 1 Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? Dinleyicilerin, söylenenleri, istedikleri doğrultuda an- ladıkları B) Dinleyicilerin, konuşmayı, eleştirel bir değerlendirme- den geçirdikleri C) Söylenen bir düşünceyi değiştirmenin gereksizliği Dy Dinleyicilerin düzeyini göz önünde bulundurarak ko- nuşmak gerektiği E) Düşünceleri açıklamada, konuşma yerine yazmayı seçmenin doğru olduğu (1996 / Öss)

35 - 36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (O) Şişman kedi sendromu, insanların başarılı bir durumu, pro- jeyi vb. sürdürmek için değişime karşı direnç göstermesi an- lamına gelir. (u) Bu sendromdaki kişiler, olası sürpriz imkanla- ni ellerinden kaçırarak zamanın ruhunu yakalayamaz. () Boy- le bir durumdan korunmanın yollarından biri, işler tıkırınday- ken bile yeni bir işe odaklanmaktır. (IV) Bu dönemler, kafani- zin karışık olmadığı, bilgi ve yatırım varlıklarınızın yeterli ol- duğu zamanlardir ve farklı bir atılım gerçekleştirmek için şart- lar uygundur (V) Insan, yeni bir plan uygulamak üzereyken ar- ka planda hâlihazırda var olan iş stratejisinin doğru çalıştığını bilmenin rahatligini yaşar. 35. | Pazarlama konusunda hangi stratejiyi uygularsam daha fazla kazanç sağlarım? II. Şirketin bilgi işlem sistemi düzgün çalışıyorsa onu neden kurcaliyorsun? II. Müdür olarak çalıştığım kurumda daha fazla nasıl verimli olabilirim? IV. Biz burada işleri böyle yaparız ve her zaman mükemmel sonuç elde ederiz, değil mi? Bu parçaya göre yukarıdakilerden hangileri "şişman kedi send- romu" na yakalanan insanların söyleyeceği cümleler olamaz? A) Yalnız 1 B) I ve 10 C) Yalnız m D) Il ve IV E) HII ve IV 2 Beg 36. "Şişman kedi sendromu'nun ele alındığı bu parçada numa- ralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yan- lıştır? A) I.de, tanımsal bir nitelik vardır. B) Il.de, olumsuz etkisi üzerinde durulmuştur. C) IIl.de, yaşanan soruna bir çözüm yolu önerilmiştir. D) IV.de, bir fırsat olarak görülmesi gerektiği belirtilmiştir E) V.de, bir çıkarım yapılmıştır.

18. Çütre Balığı Sert pullu olan ve ekonomik değeri de olan bu balık türü Akdeniz ve Atlantik, kıyılarında görülür. Ergin bireylerin yaklaşık 30-40 cm'ye ulaştığı cütre balıklarının rengi morumsu mavi zemin üzerinde alacalı renklerden mey- dana gelir. Yumurtalarını bırakmak için çok özel bir çukur açan bu balıklar kuvvetli dişleri ve çeneleriyle dalgıçlar için tehlike oluşturabilir. Melanur Balıkları Melanur balıkları Akdeniz'in insana yaklaşmayı çok seven, zaman zaman yara kabuklarını koparmak için yüzücüleri rahatsız eden yerleşik türlerinden. İnsanlar elinden beslenmeye alışan melanurlar dalgıçların ve yüzücülerin etrafını büyük sürüler hâlinde sarmalar. Bu parçalarda söz edilen balık türlerinin ortak özel- liği aşağıdakilerden hangisidir? > A) İnsanlarla etkileşimleri B) Görüldükleri yerler idoned upon hibe @ Beslendikleri yiyecekler D) Fiziksel özellikleri E) Yetişkinlikteki boyutları

TYT/Türkçe yınız. 39. Anadol 37. ve 38. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevapla- yazılmi Şuara hâtime Stenografi çabuk yazma sistemi veya çubuk dilidir. (II) Kanur Stenografi yazma sisteminde, harfler, sözcükler ve nokta- krono lama işaretleri yerine sembol ve kısaltma olarak kullanılan fikir d çubuklar yer alır. (II) Stenografi hızlı kayıt altına alınması makl: gereken konuşmalarda, oturumlarda, Türkiye Büyük Mil- daha let Meclisinde ve daha birçok alanda kullanılmaktadır. (IV) eser Stenografi alfabesi ile dakikada iki yüz elli sözcüğe kadar kaln yazılabilir. (V) Bu haliyle normal klavye kullanımından daha ma seri ve hızlı yazım imkânı sağlaması bu dili tercih sebebi değ kılar. (VI) Stenografi yazma sistemini kullanan kişilere ste- ler cü nograf denir. (VII) Stenografi'nin ilk olarak Roma döneminde ala ortaya çıktığı bilinir ve ilk stenograf olarak ise Marcus Tullius ad Tiro gösterilir. (VIII) Stenografi "stenos ve graphein" söz- fir cüklerinin birleşmesi ile meydana gelmiştir ve bu iki sözcük A dar ve yazmak anlamına gelir. (IX) Stenografi ilk olarak In- ro giltere tarafından, mahkemelerde görülmekte olan duruşma tutanaklarının hızlıca kağıda geçirilmesi ile kullanılmıştır. 37. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde "ta- nimlama" söz konusudur? C) I ve VI tammat yayincilik A) II ve IV B) III ve VIII D) IV ve VI E) II ve VI 38. Bu parçada stenografi ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? AT Harfler ve sözcükler yerine sembollerin kullanıldığına B) Hızlıca kaydedilmesi gereken konuşmaların kaydında kullanıldığına C) İlk olarak ne zaman ortaya çıktığına ve kim tarafından kullanıldığına D) Mahkemelerde kullanımının yaygınlaşmasıyla iş yükü- nün hafiflediğine E) Dakikada kaç sözcüğe kadar yazılabildiğine tam mat

III ve V erin anlamca doğru gidakilerden hangisi- E) IV ve v esnel bir yaklaşımda ep olumsuz yönleriyle DISYON berge Modern Türk şiirinin önemli isimlerinden Bedri Rahmi Eyüboğlu, özellikle halk türküleri ve sanatlarına şiirlerin- de fazlasıyla yer vermiştir. "Ne zaman bir köy türküsü duysam şairliğimden utanırım." diyen şair, yurdun dört bir tarafındaki güzelliklere şiirlerinde çokça yer vermiştir. Bu durum onu halktan biri yapmıştır. TURKCE a haklı gerekçesi ol- u düşünmek ön yar- Bu parçadaki altı çizili ifadeyle; karşısında ya da yargi, pek çok kez 1. KONDISI Eserlerinin halk bilimciler tarafından araştırılması 12 x 40 bilir. -tü açıdan peşin bir ikte ağırlıklı olarak II. Kültürel öğelerin tanınmasına firsat sunması III. Şiirlerinde bölgesel unsurlara yer vermesi durumlarından hangilerine gönderme yapılmıştır? C) Yalnız III B) Yalnız 11 A) Yalnız! ra ilişkin yeterli bir a ittiği için birçok nir. D) I ve II Il ve III

(1) Canllar, OldOkten sonra çeşits tortu ların içine gomolop fosilleşir. () Deniz- ler fosilleşme için uygun bir ortam of duğundan çoğunlukla denizlerde yaşa- yan canllar fosilleşiyor. (III) Olen canlı- nin sert kısımları hızla denizin dibine çökerek milyonlarca yıllık bir süreçte tortullarla birleşiyor ve fosileşiyor. (V) Daha sonra da çeşitli etkilerle yüzeye çıkıyor. (V) Bu fosiller yaşadıkları dö- nemin cansız tanıklığını yapıyor. (VI) Kütlenin oluştuğu dönemin iklimi, o dö- nemdeki biyolojik çeşitlilik, tortut kütle- lerin yaşı ve çeşitli tektonik olaylarla il- gili bilgiler, fosiller sayesinde ortaya çı- kıyor. Bu parçada numaralanmış cümlele- rin hangilerinde fosillerin işlevinden söz edilmektedir? A) I ve II. B) II. ve III. C) III. ve IV. D)IV.vev. E)V.ve VI.