Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Görüşme BaşlatPaketleri İncele

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

n
14. Duymak, düşünmek, zengin bir hayal gücüne sahip olmak önemli
bir şeydir. Sanatçı, dünyayı başkalarından farklı gören insandır,
duygularını özgün biçimde dile getirmeyene de sanatçı denmez. Çok
parlak hayalleri olduğu hâlde şiir yazamadığından yakınan ressam
arkadaşına Mallerme, "Dostum, şiir hayallerle değil, sözcüklerle
yazılır." demiştir.
Bu parçadan sanatçı ile ilgili olarak
1. Kendine ait bir tarza sahip olmalıdır.
II. Neyi, nasıl anlatacağını bilmelidir.
III. Kendinden önceki sanatçıların oluşturduğu edebî geleneğe hâkim
olmalıdır.
yargılarından hangilerine ulaşılır?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) I ve III
E) I ve III
C) I ve Il
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
n 14. Duymak, düşünmek, zengin bir hayal gücüne sahip olmak önemli bir şeydir. Sanatçı, dünyayı başkalarından farklı gören insandır, duygularını özgün biçimde dile getirmeyene de sanatçı denmez. Çok parlak hayalleri olduğu hâlde şiir yazamadığından yakınan ressam arkadaşına Mallerme, "Dostum, şiir hayallerle değil, sözcüklerle yazılır." demiştir. Bu parçadan sanatçı ile ilgili olarak 1. Kendine ait bir tarza sahip olmalıdır. II. Neyi, nasıl anlatacağını bilmelidir. III. Kendinden önceki sanatçıların oluşturduğu edebî geleneğe hâkim olmalıdır. yargılarından hangilerine ulaşılır? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve III E) I ve III C) I ve Il
ur;
B
B
29
DENEME-3
Bir toplumun üyeleri arasında karşılıklı güven, iş birliği,
eşgüdüm ve iyi niyetin toplamını ifade eden, yıllar önce
ortaya atılmış bir kavram var: sosyal-beşeri sermaye.
Topluma, bir bankaya yatırır gibi güven yatırılır ve
bunun sonunda insanlar topluma ve birbirlerine
inanıp güvenirler. ABD'de yapılan bazı sosyolojik
çalışmalarda bu sosyal sermayenin azaldığı ifade
edilmiş ve bu azalmaya bizler de etrafımızda şahit
olmaktayız. Bireyselliğin öne çıkmasıyla insanlar
birbirini gözetmekten, birbirlerine kol kanat germekten
uzaklaşıyor ve toplum, bu değerleri kaybetmekle
sarsıntı geçiriyor. Mahalle kültürü dediğimiz şey
yitip gittikçe bir diğerinin esenliğini gözetmek değerli
olmaktan çıkıyor. Oysa güven bir toplumu ayakta tutan
en önemli sermayedir.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?
A) Güven duygusu insanın tüm ilişkilerine belli ölçüde
yansımaktadır.
B) Günümüzde bireysellik, her zamankinden daha çok
ön plana çıkmaktadır.
C) ABD'de sosyal-beşeri sermaye gitgide azalarak en
alt seviyeye inmektedir.
et
D) Toplumu ayakta tutan unsurlar, bireysellikle birlikte
azalış göstermektedir.
E) Bireyselliğin öne çıkmasıyla mahalle kültürü yok
olma sürecine girmektedir.
ayınları
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ur; B B 29 DENEME-3 Bir toplumun üyeleri arasında karşılıklı güven, iş birliği, eşgüdüm ve iyi niyetin toplamını ifade eden, yıllar önce ortaya atılmış bir kavram var: sosyal-beşeri sermaye. Topluma, bir bankaya yatırır gibi güven yatırılır ve bunun sonunda insanlar topluma ve birbirlerine inanıp güvenirler. ABD'de yapılan bazı sosyolojik çalışmalarda bu sosyal sermayenin azaldığı ifade edilmiş ve bu azalmaya bizler de etrafımızda şahit olmaktayız. Bireyselliğin öne çıkmasıyla insanlar birbirini gözetmekten, birbirlerine kol kanat germekten uzaklaşıyor ve toplum, bu değerleri kaybetmekle sarsıntı geçiriyor. Mahalle kültürü dediğimiz şey yitip gittikçe bir diğerinin esenliğini gözetmek değerli olmaktan çıkıyor. Oysa güven bir toplumu ayakta tutan en önemli sermayedir. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Güven duygusu insanın tüm ilişkilerine belli ölçüde yansımaktadır. B) Günümüzde bireysellik, her zamankinden daha çok ön plana çıkmaktadır. C) ABD'de sosyal-beşeri sermaye gitgide azalarak en alt seviyeye inmektedir. et D) Toplumu ayakta tutan unsurlar, bireysellikle birlikte azalış göstermektedir. E) Bireyselliğin öne çıkmasıyla mahalle kültürü yok olma sürecine girmektedir. ayınları
aşk 525 yıl
sayılan
sinin (M) akil
t edebilmesinin
ibizim nasil
rken dönemin
lakı ve dini
angisine
eti
iğer vücut
nluğu
abiliyordu.
gelişme
ilgili
E) V
arak
çapları
orucuk
E) V
bütün
aştan
DENEME-3
B
18. Sadece teknik özellikleri sağlamak bir anlatıyı
hikâye yapmaz; kalem kıvraklığı veya akışkanlığının
kazanılması, söz dağarcığının zenginleşmesi ve
anlaşılırlık için çok çaba ve emek gerekir. Kalıcı olanı
yazmak, yazıldıktan yıllarca sonra da okunmak,
yüzeysellikten kurtulmakla mümkündür. Bu bakımdan
hikayenin içinde gelişeceği kap veya sınır önemlidir ama
nasıl anlatılacağı, niçin anlatılacağı da çok önemlidir
Bana göre bir hikâyeyi hikâye yapan ise ana dilini bütün
incelikleriyle kullanan bir yazarın, sınırlı sayfalarla
okuyucuda hayret, şaşkınlık, özdeşlik, kabul veya ret
duyguları uyandırmasıdır, diyebilirim.
jayınları
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
söylenmiş olabilir?
Size göre bir hikâyeyi hikâye yapan nedir?
BY Başarılı bir hikaye için ölçütleriniz nelerdir?
Teknik unsurların hikâye türünde yeri nedir?
DY Başarılı bir yazar olmanın yolu nelerden geçer?
Y Yazar hikâye yazarken nelere önem vermelidir?
TY
20.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
aşk 525 yıl sayılan sinin (M) akil t edebilmesinin ibizim nasil rken dönemin lakı ve dini angisine eti iğer vücut nluğu abiliyordu. gelişme ilgili E) V arak çapları orucuk E) V bütün aştan DENEME-3 B 18. Sadece teknik özellikleri sağlamak bir anlatıyı hikâye yapmaz; kalem kıvraklığı veya akışkanlığının kazanılması, söz dağarcığının zenginleşmesi ve anlaşılırlık için çok çaba ve emek gerekir. Kalıcı olanı yazmak, yazıldıktan yıllarca sonra da okunmak, yüzeysellikten kurtulmakla mümkündür. Bu bakımdan hikayenin içinde gelişeceği kap veya sınır önemlidir ama nasıl anlatılacağı, niçin anlatılacağı da çok önemlidir Bana göre bir hikâyeyi hikâye yapan ise ana dilini bütün incelikleriyle kullanan bir yazarın, sınırlı sayfalarla okuyucuda hayret, şaşkınlık, özdeşlik, kabul veya ret duyguları uyandırmasıdır, diyebilirim. jayınları Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir? Size göre bir hikâyeyi hikâye yapan nedir? BY Başarılı bir hikaye için ölçütleriniz nelerdir? Teknik unsurların hikâye türünde yeri nedir? DY Başarılı bir yazar olmanın yolu nelerden geçer? Y Yazar hikâye yazarken nelere önem vermelidir? TY 20.
U
21. Rize ve Hopa arasında yer alan yıl boyunca
gözlenebilen keskin buzulları, masmavi gölleri,
yeşilin her tonuna sahip ormanları, coşkulu dereleri,
bin bir çeşit bitkileri ve hayvanları ile doğal bir park
görünümünde olan Kaçkar Dağları;
mel
yukarıdakiler
A) Yalnız I
D) I
yayınla
Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi
getirilirse "Kaçkar Dağları'nın fiziksel özelliklerindeki
değişimin nedeni" açıklanmış olur?
A) muhteşem manzarasıyla âdeta ülkemizin doğal
güzelliklerinin teşhir yeri gibidir
B) Karadeniz'in sert coğrafyasının zirve noktasıdır
ve bu yönüyle de her mevsim dağcıların ilgisini
çekmektedir
C) batıdan doğuya doğru 3 bölüm hâlinde uzanır ve
deniz kıyısında yükselmeye başlayan bu dağların
kuzey yamaçları gür orman örtüleri ile kaplıdır
D) kış aylarında tamamen karla kaplanır; kar yaylaları
örter ve âdeta evler yok olur ayrıca buzulların eğimi
bu dönemde çığ düşmesine neden olur
E) özellikle granit, siyanit, granodiorit ve andezit
taşlardan oluşan bir yapıya sahipken zaman
içerisinde şiddetli akarsu ve buzul aşındırmasıyla
sert ve arızalı bir görünüm kazanmıştır
7
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
U 21. Rize ve Hopa arasında yer alan yıl boyunca gözlenebilen keskin buzulları, masmavi gölleri, yeşilin her tonuna sahip ormanları, coşkulu dereleri, bin bir çeşit bitkileri ve hayvanları ile doğal bir park görünümünde olan Kaçkar Dağları; mel yukarıdakiler A) Yalnız I D) I yayınla Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilirse "Kaçkar Dağları'nın fiziksel özelliklerindeki değişimin nedeni" açıklanmış olur? A) muhteşem manzarasıyla âdeta ülkemizin doğal güzelliklerinin teşhir yeri gibidir B) Karadeniz'in sert coğrafyasının zirve noktasıdır ve bu yönüyle de her mevsim dağcıların ilgisini çekmektedir C) batıdan doğuya doğru 3 bölüm hâlinde uzanır ve deniz kıyısında yükselmeye başlayan bu dağların kuzey yamaçları gür orman örtüleri ile kaplıdır D) kış aylarında tamamen karla kaplanır; kar yaylaları örter ve âdeta evler yok olur ayrıca buzulların eğimi bu dönemde çığ düşmesine neden olur E) özellikle granit, siyanit, granodiorit ve andezit taşlardan oluşan bir yapıya sahipken zaman içerisinde şiddetli akarsu ve buzul aşındırmasıyla sert ve arızalı bir görünüm kazanmıştır 7
4.
TYT / Türkçe
Cahit Zarifoğlu eğilimleriyle; geçmişe, geleneğe dönük hava-
sıyla Sezai Karakoç'u çağrıştırıyordu. Mistik dünya görüşü çer-
çevesinde yazdığı şiirlerine kendine özgü bir imge düzeniyle
çağcıl bir hava verdi. Batı'ya karşı Doğu'nun değerlerini yük-
seltti. Gerçeküstücü ögelerle eski kalıpları iç içe kullandı. İkinci
Yeni'ye yakın duran bir İslamcı şiirin uygulayıcısıydı.
Bu parçadaki altı çizili sözcükleri aynı cümlede anlamca
karşılayabilecek kullanımlar aşağıdakilerin hangisinde
vardır?
A) Doğu kültürlerine, çeşitli dinlere yaslanarak biçimsel açıdan
yepyeni bir şiiri yarı aydınlarca bilinmeyen dünyalardan der-
lenmiş alıntılarla şaşırtıcı kılan, geçmişe dönük bir sanat-
çıydı.
B) Doğunun esrarlı dünyasına ilgi duyan, şiirlerini egzotik kül-
türlerden edindiği bilgilerle ören, süsleyen şairin geleneğin
biçimlerinden sıyrılmakta pek maharetli olmadığını söyle-
meliyiz.
C) Eski ve yeniye ait engin kültürü herkes tarafından takdir
gören sanatçı, Doğu'nun gizemli dünyasının sırrına ermişti,
birçoğundan daha çağdaş ve yenilikçiydi.
D) Dilini ve üslubunu doğunun zengin masal geleneği içinde
yoğurmuş, geliştirmiş sanatçı, yaşamın sanatsal gerçekliğe
sığdırılamayacak yanlarını başarıyla kaleme almıştır.
E) Başlangıçta biçime daha çok önem veren sanatçının geç-
mişe bağlılığı ve gelecekteki mutluluğu manevi değerlerin
yeniden diriltilmesinde gören anlayışı kimi genç şairlerce
karşılık buldu.
5.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
4. TYT / Türkçe Cahit Zarifoğlu eğilimleriyle; geçmişe, geleneğe dönük hava- sıyla Sezai Karakoç'u çağrıştırıyordu. Mistik dünya görüşü çer- çevesinde yazdığı şiirlerine kendine özgü bir imge düzeniyle çağcıl bir hava verdi. Batı'ya karşı Doğu'nun değerlerini yük- seltti. Gerçeküstücü ögelerle eski kalıpları iç içe kullandı. İkinci Yeni'ye yakın duran bir İslamcı şiirin uygulayıcısıydı. Bu parçadaki altı çizili sözcükleri aynı cümlede anlamca karşılayabilecek kullanımlar aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Doğu kültürlerine, çeşitli dinlere yaslanarak biçimsel açıdan yepyeni bir şiiri yarı aydınlarca bilinmeyen dünyalardan der- lenmiş alıntılarla şaşırtıcı kılan, geçmişe dönük bir sanat- çıydı. B) Doğunun esrarlı dünyasına ilgi duyan, şiirlerini egzotik kül- türlerden edindiği bilgilerle ören, süsleyen şairin geleneğin biçimlerinden sıyrılmakta pek maharetli olmadığını söyle- meliyiz. C) Eski ve yeniye ait engin kültürü herkes tarafından takdir gören sanatçı, Doğu'nun gizemli dünyasının sırrına ermişti, birçoğundan daha çağdaş ve yenilikçiydi. D) Dilini ve üslubunu doğunun zengin masal geleneği içinde yoğurmuş, geliştirmiş sanatçı, yaşamın sanatsal gerçekliğe sığdırılamayacak yanlarını başarıyla kaleme almıştır. E) Başlangıçta biçime daha çok önem veren sanatçının geç- mişe bağlılığı ve gelecekteki mutluluğu manevi değerlerin yeniden diriltilmesinde gören anlayışı kimi genç şairlerce karşılık buldu. 5.
5.
Havaların ısınmasıyla birlikte ülkemizde turşu, karpuz, yumurta
gibi yiyeceklerden turizme; çiçek ve çocuktan spora kadar
birçok alanda Anadolu'nun küçüklü büyüklü şehirlerinin ev
sahipliği yaptığı ve kültürel yaşama canlılık katmayı, illeri mar-
kalaştırmayı amaçlayan, bir kısmı ününü dünyaya duyururken
bazıları küçük bütçeyle ancak yöre halkına hitap edebilen bin-
den fazla festival ve şölen düzenleniyor.
Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıdaki-
lerden hangisidir?
A) Anadolu'da yapılan festivaller ve şölenler her yıl düzenli bir
şekilde yapılmaktadır.
B) Festival ve şölenlerde sadece yöresel ürünler sergilenmek-
tedir.
CYBütçesi mütevazi seviyede kalan festival ve şölenler daha
sınırlı sayıda insana ulaşmıştır. bird forts
D) Düzenlenen festival ve şölenler kültürel yaşama canlılık kat-
mayı başarmıştır.
E) Festival ve şölenlerin birçoğunun ünü ülke sınırlarını aşmış-
tır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
5. Havaların ısınmasıyla birlikte ülkemizde turşu, karpuz, yumurta gibi yiyeceklerden turizme; çiçek ve çocuktan spora kadar birçok alanda Anadolu'nun küçüklü büyüklü şehirlerinin ev sahipliği yaptığı ve kültürel yaşama canlılık katmayı, illeri mar- kalaştırmayı amaçlayan, bir kısmı ününü dünyaya duyururken bazıları küçük bütçeyle ancak yöre halkına hitap edebilen bin- den fazla festival ve şölen düzenleniyor. Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıdaki- lerden hangisidir? A) Anadolu'da yapılan festivaller ve şölenler her yıl düzenli bir şekilde yapılmaktadır. B) Festival ve şölenlerde sadece yöresel ürünler sergilenmek- tedir. CYBütçesi mütevazi seviyede kalan festival ve şölenler daha sınırlı sayıda insana ulaşmıştır. bird forts D) Düzenlenen festival ve şölenler kültürel yaşama canlılık kat- mayı başarmıştır. E) Festival ve şölenlerin birçoğunun ünü ülke sınırlarını aşmış- tır.
İLGİSİ
13. Bir zamanlar, küçük bir çocukken, hiç anımsar misiniz anne-
pedagoglar!
28.GÜN
nizi veya babanızı taklit ettiğinizi? Ben bir kız çocuğu olduğum
için en çok taklit ettiğim kişi, doğal olarak annemdi. En büyük
zevkim, onun eşyaları ile oynamaktı. Annemin eşyaları "Ali Ba-
ba'nın hazinesi" gibi değerli ve güzel gelirdi bana. O zaman-
ları düşündüğümüzde bize anlamsız ve sadece oyun gibi gö-
rünen bu davranışların, bugün çocuk gelişiminde ne kadar da
önemli olduğunun farkına varılması gerektiğinden bahsediyor
IV
B
V
Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaretlerinden han-
gisi yanlış kullanılmıştır?
A)
E) V
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
İLGİSİ 13. Bir zamanlar, küçük bir çocukken, hiç anımsar misiniz anne- pedagoglar! 28.GÜN nizi veya babanızı taklit ettiğinizi? Ben bir kız çocuğu olduğum için en çok taklit ettiğim kişi, doğal olarak annemdi. En büyük zevkim, onun eşyaları ile oynamaktı. Annemin eşyaları "Ali Ba- ba'nın hazinesi" gibi değerli ve güzel gelirdi bana. O zaman- ları düşündüğümüzde bize anlamsız ve sadece oyun gibi gö- rünen bu davranışların, bugün çocuk gelişiminde ne kadar da önemli olduğunun farkına varılması gerektiğinden bahsediyor IV B V Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaretlerinden han- gisi yanlış kullanılmıştır? A) E) V
önermelerinin hangileriyle, örtüşür?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
en
ve ll
El veill
C) Yaliz III
28. Çehov'un bazı mektupları birer yazarlık dersi niteliğin-
dedir. Bir mektubunda şöyle söyler Gorki'ye: "Öylesi-
ne kesin sözcükleriniz var ki okuyucu kendini onlarda
bulmakta güçlük çeker ve yorulur. Ben, 'Adam, çimen-
ler üzerine oturdu.' diye yazdığım zaman, cümlem ko-
lay anlaşılır; çünkü açıktır. Tam tersine, eğer 'İri yarı, kı-
zıl sakallı adam, çevresinden çekine çekine ve korka
ürke, gelip geçenlerin çiğnediği çimenlere oturdu." di-
ye yazarsam, hem güç anlaşılırım hem de okuyanı yo-
rarım. Bu okuyanın hemencecik zihnine girmez."
Bu parçaya göre Çehov, aşağıdakilerden hangisini
vurgulamaktadır?
TA) Edebiyat verimlerinin dilinin kısa cümleli, yalın ve an-
laşılır olması gerektiğini
B) Edebî eserlerde ayrıntıya girmenin eserin anlaşılma-
amı kolaylaştırdığını
Yazarların eserlerinde betimlemelerden uzak dur-
ması gerektiğini
Dili ağır olan edebî yapıtların okurlardan ilgi görme-
diğini
TYT Deneme Sınavı - 6
E) Edebiyat yapıtlarının değerinin dili kullanmadaki ba-
şarısıyla ölçüldüğünü
D)
8
30. Le
ya
9
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
önermelerinin hangileriyle, örtüşür? A) Yalnız I B) Yalnız II en ve ll El veill C) Yaliz III 28. Çehov'un bazı mektupları birer yazarlık dersi niteliğin- dedir. Bir mektubunda şöyle söyler Gorki'ye: "Öylesi- ne kesin sözcükleriniz var ki okuyucu kendini onlarda bulmakta güçlük çeker ve yorulur. Ben, 'Adam, çimen- ler üzerine oturdu.' diye yazdığım zaman, cümlem ko- lay anlaşılır; çünkü açıktır. Tam tersine, eğer 'İri yarı, kı- zıl sakallı adam, çevresinden çekine çekine ve korka ürke, gelip geçenlerin çiğnediği çimenlere oturdu." di- ye yazarsam, hem güç anlaşılırım hem de okuyanı yo- rarım. Bu okuyanın hemencecik zihnine girmez." Bu parçaya göre Çehov, aşağıdakilerden hangisini vurgulamaktadır? TA) Edebiyat verimlerinin dilinin kısa cümleli, yalın ve an- laşılır olması gerektiğini B) Edebî eserlerde ayrıntıya girmenin eserin anlaşılma- amı kolaylaştırdığını Yazarların eserlerinde betimlemelerden uzak dur- ması gerektiğini Dili ağır olan edebî yapıtların okurlardan ilgi görme- diğini TYT Deneme Sınavı - 6 E) Edebiyat yapıtlarının değerinin dili kullanmadaki ba- şarısıyla ölçüldüğünü D) 8 30. Le ya 9
S-
32 soru
Yanlışlarımla, tutarsızlıklarımla, eksikliklerimle
"var"dım girdiğim yerlerde. Şimdi geçmişe bakıyo-
rum da ne denli çok yanlış yapmışım. Ama bile bile
bir yanlışı sürdürmedim hiç. Bunun, insanı ne denli
aşağılayıcı bir durum olduğunu düşünmek bile
ürküntü veriyor.
Kendini böyle eleştiren bir kişi, aşağıdakilerden
hangisini söylemiş olamaz?
A) Farkında olmadan hata yapıyorum.
B) Bana yapılan yanlışları affetmedim.
C) Insanlar, yanlışlarıyla olgunlaşır.
D) Dürüstlükten ödün vermem,
E) Yanlışlarımı tekrar etmekten kaçınırım.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
S- 32 soru Yanlışlarımla, tutarsızlıklarımla, eksikliklerimle "var"dım girdiğim yerlerde. Şimdi geçmişe bakıyo- rum da ne denli çok yanlış yapmışım. Ama bile bile bir yanlışı sürdürmedim hiç. Bunun, insanı ne denli aşağılayıcı bir durum olduğunu düşünmek bile ürküntü veriyor. Kendini böyle eleştiren bir kişi, aşağıdakilerden hangisini söylemiş olamaz? A) Farkında olmadan hata yapıyorum. B) Bana yapılan yanlışları affetmedim. C) Insanlar, yanlışlarıyla olgunlaşır. D) Dürüstlükten ödün vermem, E) Yanlışlarımı tekrar etmekten kaçınırım.
14. Körlük, Nobel ödüllü yazar Jose Saramago'nun
tanıtan ifadelerle görür. Yazar her birini "doktor,
bu kitapta kahramanları; adıyla değil, onları
1995 yılında yayımlanmış romanıdır. Okuyucu,
doktorun karısı, hırsız, koyu renk gözlüklü
genç
kız" gibi çeşitli sıfatlarla adlandırır. Kahramanların
diyaloglarını da anlatıcının sesine yedirerek
metni uzun bir monoloğa dönüştürür. Okur bu
durum karşısında romanı takip etmekte güçlük
çeker ve kendini âdeta bir labirentin içinde bulur.
Ayrıca Saramago, roman boyunca nokta ve
virgül dışında noktalama işareti kullanmaz. Bu da
metnin bütüncüllüğüne katkıda bulunan bir başka
yöntemdir.
Bu parçadaki altı çizili ifadeyle
. Eserde kişilerin, özellikleriyle anımsatılması
Birden fazla teknikten yararlanılmış olması
Olayların karmaşık bir şekilde aktarılması
durumlarından hangilerine gönderme
yapılmamıştır?
A) Yalnız
D) I ve II
B) Yalnız II
C) Yalnız
E) II ve III
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
14. Körlük, Nobel ödüllü yazar Jose Saramago'nun tanıtan ifadelerle görür. Yazar her birini "doktor, bu kitapta kahramanları; adıyla değil, onları 1995 yılında yayımlanmış romanıdır. Okuyucu, doktorun karısı, hırsız, koyu renk gözlüklü genç kız" gibi çeşitli sıfatlarla adlandırır. Kahramanların diyaloglarını da anlatıcının sesine yedirerek metni uzun bir monoloğa dönüştürür. Okur bu durum karşısında romanı takip etmekte güçlük çeker ve kendini âdeta bir labirentin içinde bulur. Ayrıca Saramago, roman boyunca nokta ve virgül dışında noktalama işareti kullanmaz. Bu da metnin bütüncüllüğüne katkıda bulunan bir başka yöntemdir. Bu parçadaki altı çizili ifadeyle . Eserde kişilerin, özellikleriyle anımsatılması Birden fazla teknikten yararlanılmış olması Olayların karmaşık bir şekilde aktarılması durumlarından hangilerine gönderme yapılmamıştır? A) Yalnız D) I ve II B) Yalnız II C) Yalnız E) II ve III
16. (1) Alan Mathison Turing, geliştirdiği ünlü Turing makinesi ve diğer
kuramlarıyla modern bilgisayar bilimlerinin temelini attı. (II) İkinci Dünya
Savaşı sırasında Alman ordusunun şifreleme sistemi Enigma'nın
nasıl çalıştığını çözümleyerek savaşın daha kısa zamanda bitmesini,
böylece belki de milyonlarca insanın hayatının kurtulmasını sağladı.
(III) 1952 yılından 1954 yılına kadar biyolojideki matematiksel prob-
lemler üzerine de yoğunlaşan Alan Turing 1952 yılında, hâlen gelişim
biyolojisi alanındaki en önemli matematiksel modellerden biri olan
ve aynı zamanda Turing mekanizması olarak da bilinen reaksiyon-
difüzyon modelini geliştirdi. (IV) Hayata 1954 yılında, hayli genç bir
yaşta (42) veda eden Turing'in çalışmalarının ve bilim dünyasına
yaptığı katkıların önemi ölümünden ancak yıllar sonra anlaşılabildi.
(V) Turing testi günümüzde her ne kadar bilgisayarların "düşünce
gücünün" ölçülmesi açısından önemli kriterlerden biri olarak kabul
edilse de bazı bilim çevrelerince geçerliliği tartışmalı bir test olarak
görülür.
Bu parçada numaralanmış cümlelerde Alan Turing ile ilgili aşa-
ğıdakilerden hangisi söylenemez?
A) 1. cümlede bilgisayar bilimlerinde öncü rolü belirtilmiştir.
B) II. cümlede İkinci Dünya Savaşı'nın gidişatı üzerinde etkili oldu-
ğu ifade edilmiştir.
CII. cümlede geliştirdiği modelin günümüzde de önemini koru-
duğundan söz edilmiştir.
IV. cümlede yaşadığı dönemde bilim çevrelerinde el üstünde
tutulduğuna vurgu yapılmıştır.
E) V. cümlede geliştirdiği testin geçerliliğinin bazı bilim insanların-
ca sorgulandığına dikkat çekilmiştir.
AYT/01GNL-6 (A Serisi)
Bu p
A) C
t
(B)
C)
D)
E)
18. C
C
LO
5
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
16. (1) Alan Mathison Turing, geliştirdiği ünlü Turing makinesi ve diğer kuramlarıyla modern bilgisayar bilimlerinin temelini attı. (II) İkinci Dünya Savaşı sırasında Alman ordusunun şifreleme sistemi Enigma'nın nasıl çalıştığını çözümleyerek savaşın daha kısa zamanda bitmesini, böylece belki de milyonlarca insanın hayatının kurtulmasını sağladı. (III) 1952 yılından 1954 yılına kadar biyolojideki matematiksel prob- lemler üzerine de yoğunlaşan Alan Turing 1952 yılında, hâlen gelişim biyolojisi alanındaki en önemli matematiksel modellerden biri olan ve aynı zamanda Turing mekanizması olarak da bilinen reaksiyon- difüzyon modelini geliştirdi. (IV) Hayata 1954 yılında, hayli genç bir yaşta (42) veda eden Turing'in çalışmalarının ve bilim dünyasına yaptığı katkıların önemi ölümünden ancak yıllar sonra anlaşılabildi. (V) Turing testi günümüzde her ne kadar bilgisayarların "düşünce gücünün" ölçülmesi açısından önemli kriterlerden biri olarak kabul edilse de bazı bilim çevrelerince geçerliliği tartışmalı bir test olarak görülür. Bu parçada numaralanmış cümlelerde Alan Turing ile ilgili aşa- ğıdakilerden hangisi söylenemez? A) 1. cümlede bilgisayar bilimlerinde öncü rolü belirtilmiştir. B) II. cümlede İkinci Dünya Savaşı'nın gidişatı üzerinde etkili oldu- ğu ifade edilmiştir. CII. cümlede geliştirdiği modelin günümüzde de önemini koru- duğundan söz edilmiştir. IV. cümlede yaşadığı dönemde bilim çevrelerinde el üstünde tutulduğuna vurgu yapılmıştır. E) V. cümlede geliştirdiği testin geçerliliğinin bazı bilim insanların- ca sorgulandığına dikkat çekilmiştir. AYT/01GNL-6 (A Serisi) Bu p A) C t (B) C) D) E) 18. C C LO 5
33. Her fotoğraf bir parçayı, bir kesiti temsil eder.
Bir fotoğrafın anlamı, hangi çerçeve sınırlarında:
görüldüğüne göre değişir. Bu yüzden fotoğraflar:
bir şipşak baskıda, bir galeride, bir polis dosyasında,
bir fotoğraf dergisinde veya bir evin oturma odasında
farklı görünecektir. Benzeri ortamların hepsiz
fotoğrafların bambaşka kullanımları olduğunu akla getirir
fakat bu kullanım biçimlerinin hiçbineden onun kesin
anlamını çıkarmak gibi bir durum da söz konusu
değildir.
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine
ulaşılabilir?
Her fotoğrafın anlamı ona bakanın ruh haline
ortaya çıkar.
B) Fotoğrafın taşıdığı anlamı belirleyen
uns g
bağlamdır.
C) Aynı obje değişik bir amaç ve teknie fotoğraflanırsa
2) Kapalilik ve değişken ank
vönünü ortaya çıkarır.
Fotoğrafların doğ
sayesinde yap
uruluş tarafından
aittir. Sorular
kullanılamaz.
ÖSYM'nin yazılNzni
sanatsal
olmaksızı
siz yorumları teknik bilgiler
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
33. Her fotoğraf bir parçayı, bir kesiti temsil eder. Bir fotoğrafın anlamı, hangi çerçeve sınırlarında: görüldüğüne göre değişir. Bu yüzden fotoğraflar: bir şipşak baskıda, bir galeride, bir polis dosyasında, bir fotoğraf dergisinde veya bir evin oturma odasında farklı görünecektir. Benzeri ortamların hepsiz fotoğrafların bambaşka kullanımları olduğunu akla getirir fakat bu kullanım biçimlerinin hiçbineden onun kesin anlamını çıkarmak gibi bir durum da söz konusu değildir. Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir? Her fotoğrafın anlamı ona bakanın ruh haline ortaya çıkar. B) Fotoğrafın taşıdığı anlamı belirleyen uns g bağlamdır. C) Aynı obje değişik bir amaç ve teknie fotoğraflanırsa 2) Kapalilik ve değişken ank vönünü ortaya çıkarır. Fotoğrafların doğ sayesinde yap uruluş tarafından aittir. Sorular kullanılamaz. ÖSYM'nin yazılNzni sanatsal olmaksızı siz yorumları teknik bilgiler
1
TYT Türkçe
37-38. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Oğrencileriyle sürekli seyahat eden Konfüçyüs, yolculuk
sırasında gördükleri olaylar üzerine öğrencilerine
dersler veriyor ve gittiği yerde yeni öğrenciler de ona
katiliyordu. Aristoteles'e benzer bir yöntem uyguluyordu.
yani felsefenin laboratuvarını yaşam olarak ele alıyordu.
Konfüçyüs bir manastira kapanıp orada dersler.
vermeyi değil ama o dersleri yaşamla bağdaştırmayı
tercih etmişti. Herkesin kendi ibadetini yapmasını
hoş karşılıyordu fakat bedenin kuvvet gösterilerine
ve savaşlar üzerine konuşulmasına izin vermiyordu.
Tabiatüstü konulardan asla bahsetmezdi, insanların
günlük hayatta kullanabilecekleri bilgiyle ilgileniyordu
Onun için asıl mesele bu âlemin nasıl yaratılmış olduğu
değil, bu âlemin nasıl idare edileceği ve nasıl düzene
sokulacağıydı. Öğrencilerine sürekli telkin ettiği şey
çalışkanlık ve faziletseverlikti. Seyyar üniversitesinin
ders programmusik şiir, tarih, edebiyat, medeni.
hayat, ahlak ve bilimdi. Konfüçyüs hoşsohbet, neşeli,
onuruna düşkün, başkalarına karşı saygılı bir kişiydi. Çok
konuşanlara itimat etmezdi. Eleştirilerinde çok sakindi.
Bilgi sahibi olmadığı konularda bildiğini iddia etmezdi.
Mütevazıydı ve kendine güveni tamdı. Kendisini büyük
göstermek için başkalarını asla küçümsemezdi. Gençlere
çok değer verirdi. Müzikten ve eğlenceden hoşlanır,
kendisi de flüt, ut çalardı. Ahlaka ve geleneklere uygun.
her türlü eğlenceye taraftardı. "Eğlence yalnız iyi vakit
geçirmek değil aynı zamanda yaşamın bir parçasıdır.
derdi.
7. Bu parçaya göre, Konfüçyüs aşağıdakilerden
hangisini söylemiş olamaz?
A) Az konuşmaktan pek az, çok konuşmaktan sık sık
pişman olunur.
B) Bir şeyi bildiğin zaman onu bildiğini göstermeye çalış.
bir şeyi bilmiyorsan onu bilmediğini kabul et.
sklo, dopuklasting incons
Türkiye Gen
Tatbikat Sma
38. Bu parçada Konfüçyüs ile ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine değinilmiştir?
A) Eğitimlerini merkezi bir mekânda yaptığına
B) Normalden fazla konuşanların sözünü önemsed
C) Aristoteles'le benzer bir yanının olmadığına
D) Fiziksel üstünlüğü bilgi kadar öncelemediğine
E) Hayatında şatafata yer verdiğine
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
1 TYT Türkçe 37-38. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Oğrencileriyle sürekli seyahat eden Konfüçyüs, yolculuk sırasında gördükleri olaylar üzerine öğrencilerine dersler veriyor ve gittiği yerde yeni öğrenciler de ona katiliyordu. Aristoteles'e benzer bir yöntem uyguluyordu. yani felsefenin laboratuvarını yaşam olarak ele alıyordu. Konfüçyüs bir manastira kapanıp orada dersler. vermeyi değil ama o dersleri yaşamla bağdaştırmayı tercih etmişti. Herkesin kendi ibadetini yapmasını hoş karşılıyordu fakat bedenin kuvvet gösterilerine ve savaşlar üzerine konuşulmasına izin vermiyordu. Tabiatüstü konulardan asla bahsetmezdi, insanların günlük hayatta kullanabilecekleri bilgiyle ilgileniyordu Onun için asıl mesele bu âlemin nasıl yaratılmış olduğu değil, bu âlemin nasıl idare edileceği ve nasıl düzene sokulacağıydı. Öğrencilerine sürekli telkin ettiği şey çalışkanlık ve faziletseverlikti. Seyyar üniversitesinin ders programmusik şiir, tarih, edebiyat, medeni. hayat, ahlak ve bilimdi. Konfüçyüs hoşsohbet, neşeli, onuruna düşkün, başkalarına karşı saygılı bir kişiydi. Çok konuşanlara itimat etmezdi. Eleştirilerinde çok sakindi. Bilgi sahibi olmadığı konularda bildiğini iddia etmezdi. Mütevazıydı ve kendine güveni tamdı. Kendisini büyük göstermek için başkalarını asla küçümsemezdi. Gençlere çok değer verirdi. Müzikten ve eğlenceden hoşlanır, kendisi de flüt, ut çalardı. Ahlaka ve geleneklere uygun. her türlü eğlenceye taraftardı. "Eğlence yalnız iyi vakit geçirmek değil aynı zamanda yaşamın bir parçasıdır. derdi. 7. Bu parçaya göre, Konfüçyüs aşağıdakilerden hangisini söylemiş olamaz? A) Az konuşmaktan pek az, çok konuşmaktan sık sık pişman olunur. B) Bir şeyi bildiğin zaman onu bildiğini göstermeye çalış. bir şeyi bilmiyorsan onu bilmediğini kabul et. sklo, dopuklasting incons Türkiye Gen Tatbikat Sma 38. Bu parçada Konfüçyüs ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmiştir? A) Eğitimlerini merkezi bir mekânda yaptığına B) Normalden fazla konuşanların sözünü önemsed C) Aristoteles'le benzer bir yanının olmadığına D) Fiziksel üstünlüğü bilgi kadar öncelemediğine E) Hayatında şatafata yer verdiğine
TYT Türkçe
39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Cicero'nun belki de en önemli yönü hatipliğiydi.
Başlangıçta telaffuz ve beden dili ile ilgili sorunlar.
yaşayan Cicero, azimli çalışmasının sonucu olarak
ününü hitabeti sayesinde kazanmış ve başarılarını
da yine bu sayede arttırmıştır. Hitabetindeki akıcılığı
ifade etmek üzere anlatılan pek çok hikâye vardır.
Kalabalık halk kitleleri üzerinde de bu sanatını aynı
ustalık ve başarıyla kullanmış, birkaç kez çok güçlü
tepki noktalarına ulaşan halkı bu yeteneği sayesinde
yatıştırmayı başarmıştır. Cicero'nun en önemlilerinden
biri Antonius'a karşı yaptığı Phillipicae konuşmaları
başta olmak üzere 88 konuşması kayda geçirilmiştir. Bu
konuşmalardan sadece 58'i günümüze kadar ulaşmıştır.
Pek çok kaynakta belirtildiği gibi ağzına çakıl taşları
doldurup sahile doğru bağırarak kekemeliğini yenmiş
olan büyük hatip, Cicero değil, Demosthenes'tir. Bu
karışıklık, Plutharkos'un Demosthenes ile Cicero'yu
karşılaştırdığı Paralel Yaşamlar adlı eserinin yanlış
anlaşılmasının bir sonucudur. Cicero, karşısındakileri
ikna etmek için bağırmanın anlamsız olduğunu ve
zayıflıktan kaynaklandığını belirterek bunu topal
insanların baston kullanmalarına benzetmektedir. Üstelik
sadece avukat ya da politikacının değil, gerçekleri etkin
bir şekilde ifade edebilmek için tarihçinin de hitabet.
çalışmasının kaçınılmaz olduğunu vurgulamaktadır.
Her biri için hitabet, bir müzik aleti gibidir. Cicero'nun da
dediği gibi: "Ne konuşacağını bilmeyen iyi konuşamaz."
. Bu parçadan hareketle aşağıdaki çıkarımlardan
hangisine ulaşılabilir?
A) Gideceğin yollardan emin olmadan hareket ettiysen
yolda yalpalaman kadar doğal bir şey yoktur
B) Gereğinden fazla konuşan insanların sözleri yalansız
glmaz.
C) Neye ihtiyacı olduğunu bilmeyen bir insan,
gereğinden fazla harcama yapar
van hir denizci,
Türkiye Geneli
Tatbikat Sınavı
40. Bu parçaya göre, Cicero ile ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Antonius'a karşı yaptığı Phillipicae konuşmalarının
tamamının günümüze kadar geldiği
B) Telaffuzla ilgili sorunlarını zaman içerisinde aştığı
C) Hitabet yeteneği sayesinde öfkeli halk kalabalıklarını
teskin etmeyi başardığı
D) Demosthenes ile karıştırılmasına Paralel Yaşamlar
adlı eserin yanlış anlaşılmasının neden olduğu
E) Avukat, politikacı ve tarihçilerin hitabet çalışması
yapmalarının gerekliliğini vurguladığı
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT Türkçe 39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Cicero'nun belki de en önemli yönü hatipliğiydi. Başlangıçta telaffuz ve beden dili ile ilgili sorunlar. yaşayan Cicero, azimli çalışmasının sonucu olarak ününü hitabeti sayesinde kazanmış ve başarılarını da yine bu sayede arttırmıştır. Hitabetindeki akıcılığı ifade etmek üzere anlatılan pek çok hikâye vardır. Kalabalık halk kitleleri üzerinde de bu sanatını aynı ustalık ve başarıyla kullanmış, birkaç kez çok güçlü tepki noktalarına ulaşan halkı bu yeteneği sayesinde yatıştırmayı başarmıştır. Cicero'nun en önemlilerinden biri Antonius'a karşı yaptığı Phillipicae konuşmaları başta olmak üzere 88 konuşması kayda geçirilmiştir. Bu konuşmalardan sadece 58'i günümüze kadar ulaşmıştır. Pek çok kaynakta belirtildiği gibi ağzına çakıl taşları doldurup sahile doğru bağırarak kekemeliğini yenmiş olan büyük hatip, Cicero değil, Demosthenes'tir. Bu karışıklık, Plutharkos'un Demosthenes ile Cicero'yu karşılaştırdığı Paralel Yaşamlar adlı eserinin yanlış anlaşılmasının bir sonucudur. Cicero, karşısındakileri ikna etmek için bağırmanın anlamsız olduğunu ve zayıflıktan kaynaklandığını belirterek bunu topal insanların baston kullanmalarına benzetmektedir. Üstelik sadece avukat ya da politikacının değil, gerçekleri etkin bir şekilde ifade edebilmek için tarihçinin de hitabet. çalışmasının kaçınılmaz olduğunu vurgulamaktadır. Her biri için hitabet, bir müzik aleti gibidir. Cicero'nun da dediği gibi: "Ne konuşacağını bilmeyen iyi konuşamaz." . Bu parçadan hareketle aşağıdaki çıkarımlardan hangisine ulaşılabilir? A) Gideceğin yollardan emin olmadan hareket ettiysen yolda yalpalaman kadar doğal bir şey yoktur B) Gereğinden fazla konuşan insanların sözleri yalansız glmaz. C) Neye ihtiyacı olduğunu bilmeyen bir insan, gereğinden fazla harcama yapar van hir denizci, Türkiye Geneli Tatbikat Sınavı 40. Bu parçaya göre, Cicero ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Antonius'a karşı yaptığı Phillipicae konuşmalarının tamamının günümüze kadar geldiği B) Telaffuzla ilgili sorunlarını zaman içerisinde aştığı C) Hitabet yeteneği sayesinde öfkeli halk kalabalıklarını teskin etmeyi başardığı D) Demosthenes ile karıştırılmasına Paralel Yaşamlar adlı eserin yanlış anlaşılmasının neden olduğu E) Avukat, politikacı ve tarihçilerin hitabet çalışması yapmalarının gerekliliğini vurguladığı
40. Günlük hayatta birçok nesne veya duruma karşı korku
duyabiliriz. Sinir sistemi, korku yaratan uyaranlara karşı
organizmayı harekete geçirdiğinden yaşamın devamı için
hayli önemlidir. Korkulan nesne veya durumla ilişkilendi-
rilen herhangi bir uyaran da aynı tepkileri ortaya çıkara-
bilir. Bu durum "korku koşullaması" olarak adlandırılıyor.
Bu uyaran görsel ve işitsel olabileceği gibi koklama ile
ilgili de olabilir. Örneğin hastanede olmaktan korkan bir
çocuk, başka bir yerde hastanede kullanılan dezenfek-
tan veya tentürdiyot kokusunu duyduğunda aynı şekilde
korkabilir.
Bu parçadaki altı çizili ifadeyle
II.
Tehlikeli durumlar karşısında verilen tepkiler
Korku yaratan unsurla ilişkilendirilen diğer unsurlar-
dan da korkmak
H. Korku tepkisi karşısında sinir sisteminin organizmayı
uyarması
durumlarından hangilerine gönderme yapılmıştır?
B) Yalnız II
I ve II
ATYB
9. Deneme
A) Yalnız I
DII ve III
I, II ve III
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
40. Günlük hayatta birçok nesne veya duruma karşı korku duyabiliriz. Sinir sistemi, korku yaratan uyaranlara karşı organizmayı harekete geçirdiğinden yaşamın devamı için hayli önemlidir. Korkulan nesne veya durumla ilişkilendi- rilen herhangi bir uyaran da aynı tepkileri ortaya çıkara- bilir. Bu durum "korku koşullaması" olarak adlandırılıyor. Bu uyaran görsel ve işitsel olabileceği gibi koklama ile ilgili de olabilir. Örneğin hastanede olmaktan korkan bir çocuk, başka bir yerde hastanede kullanılan dezenfek- tan veya tentürdiyot kokusunu duyduğunda aynı şekilde korkabilir. Bu parçadaki altı çizili ifadeyle II. Tehlikeli durumlar karşısında verilen tepkiler Korku yaratan unsurla ilişkilendirilen diğer unsurlar- dan da korkmak H. Korku tepkisi karşısında sinir sisteminin organizmayı uyarması durumlarından hangilerine gönderme yapılmıştır? B) Yalnız II I ve II ATYB 9. Deneme A) Yalnız I DII ve III I, II ve III
26. Insanın her şeyi kontrol altında tutmak istemesi, her
şeyin belirgin olmasını isteme arzusundan gelmektedir.
Umutsuzluk; kendini yeni bir duruma hazırlamadan var
olanı devam ettirme isteğinden doğmaktadır. Halbuki
umutta belirsizlik ve yeni duruma hazırlık hâli vardır. In-
san, içinde umutla beraber endişeyi taşımasına rağmen
umut ettiği bir durum karşısında harekete geçtiğinde o
endişe, yerini zamanla tatlı bir huzura bırakabilir. Umut
ederken gerçekliği göz önünde bulundurmalı, biraz ger-
çekliğin kimseyi incitmeyeceğini aklımızdan çıkarmama-
lıyız.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada vurgulanmak is-
tenen düşünceyi en iyi dile getirmektedir?
A Her şeyin yok olduğu anda bile ümit vardır.
B) Umut olmadan umulanı bulamayız.
CUmut, uyanık insanların rüyasıdır.
D) Gayret etmeden umut etmenin hiçbir anlamı yoktur.
E) Bir yerde yaşam varsa orada umut da vardır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
26. Insanın her şeyi kontrol altında tutmak istemesi, her şeyin belirgin olmasını isteme arzusundan gelmektedir. Umutsuzluk; kendini yeni bir duruma hazırlamadan var olanı devam ettirme isteğinden doğmaktadır. Halbuki umutta belirsizlik ve yeni duruma hazırlık hâli vardır. In- san, içinde umutla beraber endişeyi taşımasına rağmen umut ettiği bir durum karşısında harekete geçtiğinde o endişe, yerini zamanla tatlı bir huzura bırakabilir. Umut ederken gerçekliği göz önünde bulundurmalı, biraz ger- çekliğin kimseyi incitmeyeceğini aklımızdan çıkarmama- lıyız. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada vurgulanmak is- tenen düşünceyi en iyi dile getirmektedir? A Her şeyin yok olduğu anda bile ümit vardır. B) Umut olmadan umulanı bulamayız. CUmut, uyanık insanların rüyasıdır. D) Gayret etmeden umut etmenin hiçbir anlamı yoktur. E) Bir yerde yaşam varsa orada umut da vardır.